22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet İmtivaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yav ın Yönetmeni: Orhan Erinç 9 Genel Yayın Koordınatörü. Hikmet Çetinkava • Yaznşlen Müdürlen fbrahim Vıldız (Sorumlu). Dinç Tayanç 0 Haber Merkezi Müdürü. Hakan Kara • Görsel Yönetmen: Fikret Eser Dı> Habcrler Ergun Balcı # lstıhbarat Yalçın Çakır 0 Ekonomı Bülent Kızanlık# Rad\o-TV l>gar ErcmekUr 9 Kültür Handan Şenkökcn 0 Spor Abdülkadir Yücelman 0 Yurt Haberler Mehmet Samç 0 Makaleler Sami Karaören 0 Çe\ırı St>fettin Turhan 0 Düzeltme. Abdullah V azıcı 0 Fotoğraf Erdoğan Köseoğlu Y a y ı n K u r u l u : l l h a n S e l ç u k (Başkan). Orhan Erinç. Oktay Kurtböke. Özgen Acar, Hikmet Çetinkaya, Şükran Soner, Ergun Balcı, Dinç Ta\anç, Ibrahim Yıldız, Orhan Bursaİı, Mustafa Balba>. Ankara Temsılctsi Mustafa Balbay 0 Haber Müdürö. Doğan Akın Atatürk BuKan No 125, Kat4, Bakanlıklar-Ankara Tel 4195020(7hat). Faks. 4195027 0 tzmırTemsilcısi: Serdar Kızık, H. Zıya Blv. 1352 S. 2,3 Tel: 4411220. Faks: 4419117 • Adana TemsilciM. Çetin Yiğenoğlu, Inönü Cd. 119 S. No:l Kat.l, Tel. 3522550, Faks- 35225^0 Müessese Müdürû: Erol Erknt 0 KoordinaJön AhmetKoruJsan#Muhasebe Bülent Yener 0 ldare Hüsevin Gürer 0 lşletme Önder Çtük • Bılgı-lşlem. Nafl inal • Bügısayar Sıstem: Mürüvet Çiler 0 Reklam Reha lytman 0 Halkla tlişküer Nurten Berksoy ) 8 > ı m l a y a a vt Basan: Yenı Gun Haber Ajazısı. Basm \e Yayıncıhk A Ş TürkocajŞı cad 39 41 Cagaloğlu 34334 lsl PK 246 Istanbul Tel (0 212) 512 05 05 (20 hat) faks lO 212ı 5 13 85 95 26ŞUBAT1995 lmsak:5.12 Güneş:6.37 Öğle: 12.24 Ikindi: 15.26 Akşam: 17.57 Yatsı: 19.17 Velidedeoğlu anıldı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Atatürk ilke ve devrimlerinin yılmaz savunucusu, unutulmaz aydınlanma savaşçısı gazetemiz yazan ve Atatûrkçü Düşünce Derneği (ADD) Onursal Genel Başkanı Ord. Prof. Dr. Hıfzı Veldet Velidedeoğlu, ölümünün 3. yıldönümünde. yurtçapmda düzenlenen etkinliklerle anıldı. ADD Genel Merkezi'nde dün düzenlenen anma toplantısı, Hacettepe Üniversitesi Ankara Konservatuvan öğrencilerinin, Velidedeoğlu'nun sevdiği klasik müzik parçalanndan oluşan dinletısiyle başladı. ADD Genel Başkanı Suphi Gürsoytrak'ın açış konuşmasının ardından, ADD Gençlik, Doğa ve Çevre Komisyonu üyeleri Gül Karagöz ile Kemal Kızılca, "Uğur Mumcu'nun kaleminden Hıfzı Veldet Velidedeoğlu" sunuşunu seslendirdiler. Orhan Apaydın ödüHeri • Haber Merkezi - Orhan Apaydın Demokrasi ve Banş Vakfı 1995 yılı ödülleri bugün saat 13.00'te Cemal Reşit Rey Salonu'nda düzenlenen törenle sahiplerine verilecek. Yazar Aziz Nesin ve 1994'ün son günlennde terörist bir saldın sonucu yaşamını yitiren gazetemiz yazan Onat Kutlar ödüllere layık görülmüştü. Ödül töreninin açılış konuş,masını gazetemiz yazarlanndan tlhan Selçuk yapacak. Ödül töreni kapsamında düzenlenen panele konuşmacı olarak Prof. Dr. Çetin Özek, Av. Halıt Çelenk, Türkiye Yazarlar Sendikası Başkanı Ataol Behramoğlu katılıyor. 1995 yılı turizm hedefleri • ANKARA(AA)- Türkiye, 340 bin belgeli yatak kapasitesi, yeni tanıtım stratejileri ve umutlanyla turizmde yeni sezona hazır. Turizm Bakanlığı Tanıtım Genel Müdürlüğü yetkilileri, tanıtımda temel stratejilerinin, Avrupa OECD bölgesindeki talep ve pazar payının arttınlması olacağını kaydederek, bunun yanı sıra ABD, Kanada. Japonya ve Avustralya başta olmak üzere, Avrupa ötesi OECD pazarlannın ilgisini Türkiye'ye çekmek istediklerini belirttiler. New Orleans'ta sokak gösterisi • Haber Merkezi - New Orleans'ta her yıl yapılan Mardi Gras kutlamalan renkli bu yıl da oldukça renkliydi. Kutlamalara katılmak üzere Nevv Orleans"a 300 bin dolayında ziyaretçi akm etti. Kutlamalann en ilgi çekici yanını ise sokak gösterileri oluşturuyor. New Orleans'ın Fransız kısmının en işlek caddelerinden biri olan Bourbon Caddesi'nde yoğun olan sokak gösterilerinin yıldızı seksi dansçı Tiffany Smith en fazla ilgi toplayanlardan biri oldu. TSE'den baypam uyansı • ADANA (AA)-Türk Standartlan Enstitüsü (TSE) Başkanı Mehmet Yılmaz Anyörük, ramazan bayramında tatlı, şeker ve şekerli mamullerin tüketiminin önemli ölçüde arttığına dıkkat çekerek, "Bu ürünleri satın alırken son kullanma tarihi ve tazelığine dikkat edin, TSE markası arayın" uyansında bulundu. Aliağa'daki Kyme Haanesi'nden alınaıu alün diskler- Kayın ağacının tohumlannın sallandığı bu altın kol>e- Kyme Hazinesi'nin ilginç parçalanndan biri de boyun- İsa'dan önce 350-300 tarihJeri arasında yapıldığı saıu- den sallantılı eroslar ile terspiramitlerden oluşan bu kü- nin Büvük İskender'in ölümünden hemen sonraki yü- bağı biçiminde ve 30 gram ağırbğındaki bu kolye. Ser- lan veGeübo)u'dabu]unanmeşepalamutiualüntaç,üze- peler. serginin Uginç eserierinden biri. larda (İÖ 330-300) yapıldığı anlaşüıyor. gide aynı hazineye ait başka koKeier de var. rindeki an ve ağustos böcekJeriyle dikkat çekiyor. Hazine talamnda üc yeni halka• Türkiye'den kaçınlan üç altın hazine, Nevv York'ta sergileniyor. Geçen yüzyıhn sonunda ve bu yüzyıhn başında Londra ve New York'a kaçınlan büyüleyici hazineleri, Amtlar ve Müzeler Genel Müdürü farkında olmadan gezdi. • Hazinelerden biri Aliağa yakınındaki Kyme antik kentinden, öteki ikisi Gelibolu'dan kaçınldı. Hazinelerdeki altın takılar. kuyumculuk sanatının en yüksek ustahğını yansıtıyor. Kfiltür Servisi - Anadol u 'dan, Londra ve Nevv York'a yaklaşık yüz yıl önCe kaçınlan görkemli üç hazine, yeni gün ışığına çık- tı. "Antik & Dekor" dergisi, Türkiye'den kaçınlmış ve Lond- ra'da British Museum (BrM) ile Nevv York'ta Metropolitan Sa- nat Müzesi'nin (MET) çelik ka- salannda bugüne değin sakla- nan altın mücevherlerin fotoğ- raflannı açıkladı. Dergiye göre. söz konusu al- tın mücevherlerin birinci grubu tzmir'e bağlı Aliağa yakınında- ki Kyme antik kentinden, ikinci grup Çanakkale'de Gelibolu ya- kınlanndan ve üçüncü grup da aynı yöredeki antik Madytos kentinden kaçınldı. Her iki müzede saklanan mü- cevherler, Rusya'da St. Peters- burg Hermitage Devlet Müze- si'nin de (HDM) elinde bulunan altın takılarla birlikte MET'te "Yunan Altmlan" adıyla sergi- A Vleniyor. Aynca Güney ltalya. Yunanistan, Batı Anadolu, Kıb- ns, Mısır ve Kınm yöresinden gelenlerle birlikte 200'ü aşkın altın takıya sergide yer veriliyor. Yaptığımız incelemede Amt- lar ve Müzeler Genel Müdürü Prof. Dr Engin Ozgen'in geçen ay Nevv York'ta MET'i ziyaret- leri sırasında Kültür Bakanı Ti- murçin Savaş ile Müsteşar Prof. Dr. Emre Kongar'a da bu sergı- yi gösterdığını öğrendik. Ancak her nedense gerek ge- nel müdür gerek aynı zamanda müzenin yöneticisi olan smıf ar- kadaşı Carlos Picon'un, bu ser- gide Anadolu'dan kaçınlmış üç eşsiz hazineden altın eserlerin de bulunduğunu, bakan ve müs- teşara söylemediklerini sapta- dık. Anımsanacagı üzere Karun Hazinesi'nin Türkiye'ye geri getirilme pazarlığını Prof. En- gin Özgen ile sürdüren Picon, Memur maaşıyla geçinemeyince sahneyi seçen Seyfi Dursunoğlu yıllardır ilgi çekmeyi başanyor Evinde içedönük, sahnede 'Huysuz'• Dursunoğlu: Huysuz Virjinher şeyi söyleyebilir. tnsanlar kızmadan gülebilirler. Ama ben yine de, siyaset, din ve spor konulannda şaka yapmaktan çok korkanm. Bu konularda toplum olarak hoşgörüden o kadar uzağız ki... ŞÜKRAN SONER Yaşı birhayli geçkin. huysuz, çirkin, görgüsüz, aklı bıraz seks- te kalmış, rüküş bir kadın. Ara- mızda görülebilecek tiplerden biri yani. Bütün bu özelliklerinden do- layı da her şeyi söyleyebilir, her şeyiyapabilir.. Seyfi Dursunoğlu'nun zenne tiplemesi, bilinen adı ile Huy- suz Virjin nasıl oluyor da bu ka- dar uzun bir zamandır, bu kadar olumsuz nitelüderi ile sevilebı- liyor? Bıkkınlık yaratmadan^il- gi çekmeyi sürdürebiliyor? Us- telik de cevrenizde buaz sorgu- ladığınızda. sevenlerinin ağır- lıklı kültürdüzeyi yüksek, kolay kolay her şeye gülmeyen, her şa- kadan hoşlanmayan insanlar ol- duğu izlenimini alıyorsunuz. Seyfi Dursunoğlu ya da tanı- dığımız kimliği ile Huysuz Vir- jin de özel yaşamında her an gü- len, her an şaka yapan bir tıp de- l Tam tersi fazla ciddi, fazla asık suratlı. kendine dönük biri olarak tanımlanabilir. - Zennelik kaduılann sahneye çıka- madıklan bir dönemin ürünü. Nostal- ji anlammda bir-iki kez ilgi çekebilir. Siz vıllardır aynı tipleme ile sahnedesiniz. îlgivi, beğeniyi, sevgiyi nasıl sürdürebi- liyorsunuz? - Çok doğru zennelik bir kere ilginç gelebilir, nostaljik, çok kısa ömürlü olabilirdi. Oysa ben tam tersi bir ne- denle, uzun süre sahnede kalabilmek için zenneliği seçmiş bulunuyorum. Zaten sahneye çok geç. 40 yaşlanma doğru çıktım. Yaptığım işte yaşın bir dezavantaj olması lazım. Sahne güzel- lik ister. 70 yaşında bir balet olarak sahneye çıkamazsınız. Gücüm yettiği sürece, yaşlı, çirkin bir zenne olarak sahneye çıkabilirim. Yaptığım iş zennelik. Ama ben gün- cel olaylan içine katıyorum. dans ve müzikle şova çeviriyorum Seyirciyi Seyfi Dursunoğlu "Huysuz VırjirTi nasıl yaratüğını sö\le açıklıyor: bginç obnası için zenneliği seçtim. Daha Uginç olması için esp- rivi kattun. Şov olabilmesi için dansı, müziği ekledim. Tekrar tekrar seyTeduebilmesi için de doğaçlamayı düşündüm. katarak, seyirci ile birlikte ortaoyunu sini neden seçtiği sorusunun onlara yö- oynuyorum. Biraz kızgın. biraz saldır- neltilmesi gerektiği kanısında, ancak gan laf atıyorum. Seyirciden tepki alı- nelere özen gösterip, nasıl hazırlandı- ğından söz edebileceğine işaret edi-yorum. - Biraz mı? Doğrusu insanlann size kızması, alınması gerekmiyor mu? Yoksa biz milietçe biraz mazoşit miyiz? Hakaretten, azarianmaktan, alay ko- nusu olmaktan zevk mi alıyoruz? 'Kıncı degilim' - Insanlara hoşlanna gidecek sözler söyler, laf atarsanız, size sadece teşek- kür edebilirler. Aykın bir şeye içgüdü- sel cevap verir. ICendini savunur. o da size laf atar. Cevap almak için biraz agresif oluyorum. Ama aslında kıncı değılim. İnsanlar söylediklerime gü- lüyorlar. sataşmalanmı sev iyorlar. Yoksa ne diye beni izlesinler? Benim- le gülüyorlar, mutlu oluyorlar, ıçlerini döküyorlar. Seyfi Dursunoğlu. izleyicininkendi- yor.. "Topluluğun özeUiğine, ilgisine, kül- tür ve eğüımlerine göre, izleyenlere ta- kılır, espri yapanm. Tabii ki önceden bilgi alınm. Cİoktorlann gecesinde ya- pılacak takılmalar başkadır. Bir de her- kesi ilgüendiren konularu olaylan bü- meniz gerekir. Bunun için bütün gün- lük olaylan izler, gazeteleri okurum. Herkesin ilgisini çekecek konulan bu- na göre seçmeye çaüşırun. Giincelolay- larla kendinizi yenilKerek ancak ilgiyi sürdürebilirsiniz. En önemlisi de kar- şınızdakinin ilgisini, tepkilerini doğru ölçebiunektir." diyor. 25 yıl öncesıne göre seyircide çok önemli birdeğişim yaşandığını vurgu- luyor. O tarihlerde seyirci ile sanatçı arasında kopukluk olduğunu söylüyor. Bu geleneği bozduğunu, olaylann içi- ne girebilen, kendi de olayın içinde yer alan seyırcinin daha mutlu olduğunu, artık bütün sanatçılann seyirci ile bir diyalog kurduklannı anlatıyor. Geçinemeyince^. Seyfi Dursunoğlu, sanatın çocuklu- ğu ile başlayan bir özlem olduğunu, ancak Huysuz Virjin, zenne tiplemesi ile sahneye çıkış nedeninin memur ma- aşı ile geçinememekten kaynaklandı- ğını anlatıyor. "Memur maası ile geçinemivordum. Bir şeyter yapmam lazımdı. ilginç ol- ması için zenneliği seçtim" dıyor. 25 yıldır yaptığı işte tamamen do- ğaçlamadan yararlandığını, sahneye çıkmadan önce her seferinde büyük bir gerilıme girip. önceden hazırlık yap- maya çalışmasına karşın, sahnede her şeyin kendiliğinden geliştiğini, tama- men çevresınde dikkat çeken konular ve kişilerden harekete geçtiğı- ni söylüyor: "Ağırbk verdiğinı hiçbir ko- nu yok. İnsanlan ilgilendiren herşey beni de ilgilendiriyor. Konu ne kadar özel ve aynı za- manda herkesi ilgilendirivorsa, o kadar ilgi çekicidir. Ancak ben üç konudan ödüm koptu- gu için hep kaçmaya çauşuım. Siyaset, din ve spor konulan üzerinde konuşmaktan ödüm kopar. tnsanunızuı bu konular- da hiç, de hoşgörülü olmadıkla- ruıu tabular içinde >aşadıklan- nı düşünüyorum. Şakada, esp- ride sınırlama, sansür olursa bir anlanıı kalmaz. Ozgürlüğü- nıü kısıtlamamak, sınırstz ta- kılabilmek için, vasaklı bu ko- nularagirmemev e çahşıyorum. Ben insanlarla kavga etme de- giL onlan kısa bir zaman dili- mi için de olsa eğlcndirmek, mutlu ednek btiyorum" Yine de izleyenler arasında önceliğin herkesin tanıdığı, özellikleri bilinen kişileroldu- ğuna işaret ediyor. 'İ nlülere sataşmak ilgi çekiyor' Onlü birine sataşmanın çok daha fazla ilgiyi çektiğini, an- cak politikacılann çoğunlukla asık suratlı. hoşgörüsüz ve kar- ştlılclı laf atmaya uygun kişiler olmadıklannı, bazılannın ise tam tersi çok renkli olduklan- nı VTirguluyor. İnsanlan bu ka- dar çok güldürüp eğlendiren bir kişinin, özel yaşamında az gülen, az şaka yapan ciddi. bi- raz fazla titiz, oldukça yalnız ve içedönük olması biraz şaşırtıcı gibi görünüyor. Onlü olmanın yararlan yanında es- ki dostlannı kaybetmek, toplumun göz hapsinde olmak üzere bazı sorunlar ge- tirdiğine işaret ediyor. Sürekli iş yapa- rak, bir şeyler üreterek, ama daha çok evinde yalnız kalmaktan mutlu oldu- ğunu söylüyor. Eski bir evin tahta merdiven işleme- li kollanndan yapılmış sehpa da, ipek üzerine fısto işleme yastıklar, tığ örgü nefis yatak örtüleri, perdeler, tüm de- koratif çok zevkli işlemeler. öteki her şey kendi ellerinin ürünü. Çok güzel bahçe ve saksı çiçekleri de kendi el emeği. Yuvarlak hesap 65 yaşında hâlâ çok genç, çok canlı, çok sağlıklı ve çok üretken. Boş durmaktan nefret ediyor. Yaşamını ayakta, üreterek ve sahnede noktalamayı düşlüyor. BBCMoıı ilginç iddia: Brejnev hap bağunhsıydı • Ingiltere'nin ünlü gazetecilerinden Daniel Wolf, TV belgeseli için yaptığı araştırma sonunda eski SSCB lideri Brejnev'in uyuşturucu hap düşkünü olduğunu ve ülkenin üçlü bir çete tarafmdan yönetildiğini ileri sürdü. yordu. Brejnev 1982'de ölünce yerini Yuri Andropov almıştı. Afganistan'ın 1979'daişgali- nin ve 1977'de Avrupa'da "Ba- nş" atağı başlatılmasının da "Uçlü Çete" dıye anılan liderli- ğin ürünü olduğu anlaşıldı. Brejnev'in son 7 yılında dok- torluğunu yapan Mihail Kosa- re\, ilk uyuşturucu krizinin Ka- sım 1974'te ABD Başkanı Ge- rald Ford ile Vladıvostok'ta yaptığı doruk sonrasında patlak verdığini ve Ford'u uğurlayan Brejnev'in havaalanında fena- laştığını doğruladı. O zaman kamuoyuna "kalp krizi'' diye açıklanan ve Brej- nev'in yakınlannın "beyin ka- naması" diye bildikleri olay, gerçekte uyuştunıcu kriziydi. LONDRA (AA) - Eski SSCB lideri LeonidBrejnev'in ileri de- recede uyuşturucu-yatıştıncı hap düşkünü olduğu ileri sürül- dü. Ingiltere'nin önde gelen araş- tırmacı gazetecilerinden Daniel Wolf, BBC TV belgeseli ıçın yaptığı araştırma sonunda Brej- nev'in, 1975-82 döneminde psi- kolojik açıdan çöktüğünü ve sağlık ekiplerinin çabasıyla ayakta durduğunu ortaya çıkar- dı. Bir başka sürpriz bulguya gö- re o dönemde SSCB, Brejnev ta- rafmdan değil, KGB şefi Yuri Andropov, Savunma Bakanı Di- mhri Ûstinov ve Politbüro'nun "Ideoloji Babası" Mihail Sus- kjv'un üçlü lıderliğıyle yönetili- Brejnev, günde avuç dolusu uyuşturucu-yatıştıncı hap alı- yordu. Doktorlar tarafından ha- zırlanmadan, halk önüne ya da yabancı konuklarla görüşmeye çıkamıyordu. Bu hazırlık için de doktorlann 4 ile 6 haftaya ihti- yacı vardı. Dönemin TV görüntülerinde Brejnev'in konuşurken ağzını oynatamadığı ve "robot gibi" uykulu gözlerle hareketsiz otur- duğu dikkati çekiyor. Bu sırada SSCB'yi perde ge- risinden yöneten Andropov, Us- tinov ve Suslov. görünüşte Brej- nev'in altındaydı. Ancak "Üçlü Çete" sorumsuz yetki sahibiydi ve bir şey kötü- ye giderse, Brejnev'i sorumlu tutuyordu. Afganistan Stalin'ın güçlü etkılerini taşı- yan Üçlü Çete, Vietnam'ın ar- dından zayıflayan ABD'ye kar- şı "gerüimi tırmandırma" poli- tikası benımsemıştı. görüşmeye hazinenin yan yan- ya paylaşılması önerisi ile baş- lamıştı. Ancak Cumhuriyet'in bu gizli görüşmeyi okurlara açıklaması üzerine bu pazarlık önlenmişti. Zamanın Kültür Ba- kanı Fikri Saglar'ın da olurunu alan genel müdür. federal mah- kemenin karannı beklemeden ve hazineden 8 parça eseri MET'e bırakarak pazarlığı bitirmişti. Dergi, bu üç hazine hakkında aynntılı bılginin yanı sıra Türki- ye'den kaçınlan eserlerin fotoğ- raflannı yayımladı. Aliağa'dan kaçınlan "Kvme Hazinesi*" ile sergide yanşan Anadolu kökenli ikinci hazine, Gelibolu yakınındaki Madytos antik kentinden 1906'da Nevv York'a ve üçüncüsü ise yine Ge- libolu yöresindeki bir mezardan 1908'de Londra'ya gitmiş. St Petersburg yolcusu Nevv York'tan önce Londra'da açılan son yıllann bu en göz ka- maştıncı sergisi. 26 martta kapa- nacak ve mayısta St. Peters- burg'da açilacak. •*Yunan Amıu: Klasik Dünya- da Mücevherat" adını taşıyan sergi, Perslerin Yunanistan'ı ba- şansızhkla sonuçlanan iki istila girişıminden hemen sonra JÖ 500-480 yıllan ile Büyüktsken- der'in öİümünün ardından 3. yüzyıla kadar olan bir dönemi kapsıyor. Dergi, Aliağa'dan hazinenin Londra'ya kaçınlışını anlatan 27 Mayıs 1875 tarihli ilginç bir mektuptan bir bölümü de açık- ladı. Zamanın Osmanlı Banka- sı'nın Izmir'deki müdürü olan Alfred Lavvson, mektubunda Kyme Hazinesi'ne çok yüksek fiyat ödemesinin gerekçesini, "saOcının arazi içinde daha pek çok antik mezar bulunduğunu ve komşulannın dikkatini çek- meden bunlan açması gerektigi- ni, v aşamırun tehlikeye düşebUe- ceği" sözleri ile anlatıyor. Lavv- son, "bundan sonra kış basör- madan önceyapılacak kazılarda bulunacak parçalann da kendi- sinegetirileceğinden" de söz edi- yor. Meşelitaç Bu arada sergide Gelibolu yö- resinden gelmiş görkemli bir taç dikkati çekiyor. 6-7 Mart 1887'de bir imamın yörede Pı- narbaşı yakınındaki Çobante- pe'de açtığı bir başka mezardan çıkan ve hemen hemen aynı bi- çimde bir başka palamut meşeli taca el konulduğu ve lstanbul Arkeoloji Müzesi'ne gönderil- diği BrM kayıtlannda yer alıyor. Altın meşe yapraklan ve pala- mutlann yanı sıra önde bir an ve yanlarda iki cırcır böceği (yüz- de 97.9 oranındakı altından olu- şan) tacın doğallığına ayn bir zenginlik katıyor. Bu taç, biri Kuzey Yunanis- tan'da Vergina'da Büyük tsken- der'in babası İkinci FiHp'e ait mezardan çıkanlan, ikincisi Bergama'da bulunan, üçüncüsü Rusya'da Kekuvatsky Kurganı kazısından elde edilen ve dör- düncüsü Anadolu'dan Berlin'e giden taçlarla ilginç benzerlikler gösteriyor. Acenıi kasiyerin prezervatif gafi VVASHINGTON (AA) - Was- hington'da, bir kutu prezervatif satın almaya çalışan bir bayan müşteriye, ülkeye yeni gelmiş Afrikalı bir kasiyerin yetersiz In- gılizcesiyle söylediği sözcükler "çok ilginç'' bir gelişmeler zin- cirine yol açtı. Olay, kentin Cle- veland Park bölgesindeki CVS eczanesinde meydana geldi. 21 yaşını aşkın ve yakında da evlenmeyi planlayan bayan müşteri, diğer ürünler ile birlik- te bir kutu prezervatif de aldı ve ödemede bulunmak üzere kasa- ya gitti. Kasiyer, her ürünü bil- gisayann tarayıcısından geçiri- yor ve fiyatlar da otomatik ola- rak fişe yazılıyordu. "Deri kuBanın, bedava^ Batı Afrikalı siyah kasiyer, prezervatif kutusunu tarayıcıdan bir-iki kez geçirdikten sonra, genç bayan müşteriye dönerek, ağır bir aksan ile "getecek sefer deri kullanın, bedava" dedi. Ar- kasında dizili bulunan diğer müşterilere bakan bayan, kor- kunç bir utanç hissine kapılarak hüngür hüngür ağlamaya başla- dı. Bayan müşteri, bir yandan gözyaşı dökerken, diğer yandan da eczane müdürünün odasını anyordu. Eczane müdürü, bayan müste- rinin şikâyetini odasında büyük bir dikkatle dinledi ve Afrikalı kasiyer ile ilgili olarak ne gere- kiyorsa yapılacağı konusunda kendisine güvence verdi. CVS, olayın ardından hemen bir soruşturma başlattı. Yapılan soruşturma sonucu, ABD'ye birkaç ay önce gelen Afrikalı ka- siyerin Ingilizcesinin "çok kö- tü"olduğu ortaya çıktı. Kasiye- rin, birkaç kez bilgisayar tarayı- cısından geçirdiği prezervatif kutusunun fiyatının ekranda gö- rünmemesi üzerine, "birkezda- ha fiyat islemezse, bedava"de- mek istediği kesin olarak sap- tandı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle