Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
S/TA CUMHURİYET 26 ŞUBAT 1995 PAZAR
12 DİZtYAZI
Euno'dan sonra 600 yıl geçtiicilya'nın tam göbeğinde köy irisi
bikent vardır. Enna. Haritada arama-
yı. Değmez. Allahın unuttuğu berbat
oikasabadır. Sicılyakıyılannı okşayan
\denız'i gende bırakıp. ot bıtmez,
ı£ç büyümez. kayalarla kaplı dağlan
ışrak; engebeleri en küçük bir şıır kı-
rınsı bıle çağnştırmayan yaylamsı
üilükleri geçerek vanrsınız Enna"ya.
iCvurucu Akdenız güneşmin altında
sat doğa değıi kent de uyuşmuş gibi-
dt
Cızgın kayalann üstüne yapışmış,
kctenkeleler ve evlerin kuytulanna çe-
kimiş sert bakışlı Sıcilyalılar sizınle il-
gienmezler bıle
iCentte göriilecek, gezilecek bir yer
dt yoktur. Hele bızim gıbi turistik bro-
şfrdeki "SkUya'nın astronomi merke-
aEnna" cümlesini yanhşhkla "gastro-
noni merkezi" olarak okuyup ılginç
Suilya yemekleri düşleyerek onca yo-
lutepmışseniz artık tek dileğıniz kalır.
Br ağaç. gölgesi bulmak Kentin etek-
le-ine kadar yayıldığı tepeyi tırman-
rraktan başka umannız yoktur Orada
(tfca kocaçınarlarçağırmaktadır sizi ve
çnarlar yalnız oradadırlar... O sıcakta
nrmanırsınız.
Tepeyetam varacakken Euno ilekar-
$ılaşırsınız. Serin bir esinti okşar y üzü-
nizü, yüzyıllann ötesinden başkaldın
türküleri ulaşır kulaklanmza. Yüreğı-
nız dolar. Gözlennız de...
- tyi ki, dersinız lyi ki kanştırdım
astrononıiyie gastronomryi. tyi ki aştım
o çöiümsüyollan.Ki kigeldim Enna 'ya.
İyi ki tanıştım Euno'yla™
ha'dan 155 yıl önce
Roma tmparatorluğu döneminde de
Enna, imparatorluğun astronomi (>ok-
sa gastronomi mi ?) merkezi ve tahıl
ambanydı. Enna'yı çevTeleyen uçsuz
bucaksız latifundia'larda (büyük çift-
Hklerde) Ortadoğu'nun ve Avrupa'nın
dört bir yanından getirilmiş on binler-
ce köle amansızca ve acımasızca çalış-
tınhyor ve Roma'yı besliyorlardı.
O yıllarda besin pahalı, köle ucuzdu.
Yani beslenen bir köle yeni bir köleden
dahapahalıydı. Buğdayı üreten köleler
açlıktan ölüyorlardı.
. Açlık ve sıtmanın kırdığı köleler
Jsa'nın doğumundan 135 yıl önce a> ak-
landılar. Onderlerinin adı Euno'ydu.
Sunyelı köle Euno. Karnı sıtmadan şiş.
Saçlan ıyıden tyiye dökülmüş. Bac,ak-
lar çarpık ve el \e ayak bılekleri zincır-
li. Euno. Asurülkesindendı. Romalılar-
la savaşırken esır düşmuştü ve köle ola-
fak Enna latifundıalannda çalıştınlı-
yordu. Önce kamçıyla, sonra açlıkla ve
en sonunda sıtmayla tanıştı. 70 bın ko-
leyle birlıkte ayaklandı. Euno'nun yak-
fcjh isyan ateşi bir anda Sıcilya'yı sar-
fr Köleler efendi oldular. Urettikleri
buğdaydan ekmek yapıp kendileri ye-
diler. lÖ I35'te Enna'yı, İÖ I34'te Sı-
jjlya'mn hemen tümünü ele geçirdiler.
Dnderleri Euno'ydu. Roma, isyancı kö-
lelerin üstüne Konsül LuciusCalpurni-
us Piso'yu gönderdı. Köleler ordusu
efendilerin ordusunu dağıttı ve bir kişi
kalmamacasına kırdı. Roma, çağın en
büyük köle ımparatorluğu, korku dolu
bir karabasanın ıcinde buldu kendini.
İsyan Messina Boğazı'nı aşıp Regıo
Calabrio'ya sıçradı. Tepedentırnağa sı-
lahlı "köte" öncü birlıklen atlannı Ro-
ma yönünde dörtnala kaldirdılar.
Yüzyıllar süren beltleylş
Roma cok koTktu ama teslim olma-
dı. Bu kez Roma ordusuna Konsül Pub-
Bus Rupilius komuta ediyordu. Ordusu
çok büyük, çok deneyımli ve isyam ez-
meye çok kararlıydı. tÖ 132'de Euno
önderliğindekı köle ordulan yenildi.
Euno yakalandı. Enna'ya yakın Mur-
gantia kasabasmın zindanına atıldı ve
birkaç gün sonra da işkenceyle öldürül-
dü. Roma kurtuldu. Kölelik düzeninin
ortadan kalkması için tarih henüz ol-
gunlaşmamıştı. Bunun içın ınsanlık.
özellikle köleler daha 611 yıl bekleye-
ceklerdi. Tanh. Euno'nun önderliğin-
deki bu başkaldınyı Birinci KöJeAyak-
knması olarak adlandırdı ve bizlere bu
kadar bilgi iletmekle yetindi.
'. Yıllar ve yıllar sonra, 1960'ta Enna
kenti. tarih boyunca yetiştirdiği belki de
en değerli evladı Euno'nun anısınabır
anıt dikti. Tepedeki kalenin eteklerin-
de zincirlerini kıran köle Euno'nun
heykeli. tarihın çok önemli ve çok
önemsiz, çok büyük ve çok küçük bir
dönemecini işaret ediyor.
Kölelerin özgürlük arayışlan sürdü.
Birinci Köle Ayaklanması'nı ikinci,
üçüncüsü izledı. Arada Isa doğdu. Son-
ra Spartaküs ün önderliğindeki dör-
düncü ayaklanma geldi. Sonra beşinci,
altıncı... Köleler ayaklandı. köleler ye-
nildi. köleci toptum düzeni sarsılsa da,
yaralansa da, çatlasa da sürdü. En azın-
dan Avrupa'da, tS 476'da Batı Roma
lârİTUİZMIDONUŞ
(Doğu Avrupa'da özellestirme)
• Roma'ya karşı ilk köle ayaklanması İÖ 135 yılında Sicilya'da
oldu. Ayaklanmanın önderi Euno'ydu. Üç yılda bastırılabilen
bu ayaklanmayı daha sonra diğerleri izledi. Ancak kölelik
düzeninin ortadan kalkması için tarih henüz olgunlaşmamıştı.
Bunun için insanlık, özellikle köleler daha 611 yıl
bekleyeceklerdi.
• Tarihin ilk sosyalizm denemesi 1871 Paris Kömünü'dür. Şiir,
duygu, yiğitlik yüklü ama bir o kadar dâ çocuksu ve örgütsüz
Paris Komünü 70. gününde yenildi. ikinci deneme 1917 Ekim
Devrimi'ydi. O, 70 yıl sürdü. 1989'da Berlin Duvarı yıkılırken,
kapitalizmin, feodalizmi tarih sahnesinden silişinin (1789)
üstünden topu topu iki yüzyılcık geçmişti.
ibaret. (Yazar, meslek ahlakınm getir-
diği bu yükümlüğe ana avTat düz gidi-
yor. Ama mesleginı seviyor ve önem-
siyor ve ciddiye alıyor.)
* * * * *
Euno'nun ayaklanmasından tam 2 bin 95 yıl sonra, 1960'ta Enna kenti, tarih boyunca yetiştirdiği
belki de en değerli evladı Euno'nun anısına bir anrt dikti. Tepedeki kalenin eteklerinde zincirlerini
kıran köle Euno'nun heykeli, tarihin çok ilginç bir dönemecini işaret ediyor.
lmparatorluğu'nun çöküşu ıle bıttı. Kö-
lelenn tarihçe kaydedilmiş ilk özgürlük
denemesinden. köleci toplum düzeni-
nin yıkılışına kadar 6 uzun yüzyıl geç-
mişti.
* * * * *
Tarihin ilk sosyalizm denemesi 1871
Pans Kömünü'dür. Topu topu 70 gün
süren, şiir, duygu. yiğitlik yüklü ama
bir o kadar da çocuksu ve örgütsüz Pa-
ris Komünü 70. gününde yenildi. Ka-
pitalızm, ilk sosyalizm denemesini çö-
kertmeyi başardı. ilk deneme başanya
ulaşamadı. İkinci deneme 1917 Ekim
Devrimi'ydi. O. 70 günlük Paris Ko-
münü'ne göre daha uzun ömürlü oldu.
70 yıl sürdü. Hatta iki yıl da geçti.
1989'da Berlin Duvan'nın yıkılışı, ta-
rihteki ikinci sosyalizm denemesinin
de başansızhkla sonuçlandığını simge-
liyordu. Kapıtalizmm, feodalizmi tarih
sahnesinden silişinin (1789) üstünden
topu topu iki yüzyıl(cık) geçmişti.
Duvardart sonra ne oldu?
Bu yazı dizisi, Berlin Duvannv'mn
>ıkılışını(Kasım 1989)ızleyengünler-
de domino taşı gibi birbiri ardına çöken
Doğu Avrupa'nın sosyalıst ülkelerin-
deki "sos>"anzmdenkapitaliznıedöniiş'"
sürecınin ve sonuçlannın bir >önünü
anlatmayı amaçlıyor.
Dizinin amacı sosyalızmın bu ikinci
denemesinin başansızlığına hayıflan-
madan (ahh, oysa yazar öylesine hay ıf-
lanıyor ki!); "Eskiden ne iyiydL Şimdi
kapitalizm geri döndü ve bakın neler
oldu neter" gibısmden duygusal sapta-
malar yapmadan (ama yazar bunu yap-
mamak için sık sık kendini dızginleye-
cek): kapitalizme dönüş öncesı dönemi
yargılamadan, değerlendırmeden (ahh,
oysa yazar ve yakın çevresinın son yıl-
larda bundan başka bir şey yaptıklan
yok gibi); sadece Doğu Avrupa'da es-
kiden sosyalist sistemde yer alan ülke-
lerde kapitalizme gen dönüş sürecınde
olup bitenleri ve sonuçlannı dürüst bir
gazetecinın nesnelliğiyle yansıtmaktan
Dizinin başhğı "Sosyalizm'den ka-
pftalizme dönuş". Yüzyıhn en başın-
dan, hatta 19. Yüzyıhn sonlanndan iti-
baren sosyahstler \e sosyal demokrat-
lar bu sorunun tam tersini sorarak tar-
tıştılar: "Kapitalizmdensosyalizmege-
çiş". Soldaki hemen bütün temel ayn-
lıklar bu soruya venlen yanıttan ya da
yanıtlardan kaynaklandı. Sosyal de-
mokratlarla komünistlerin yolu "geçiş
sorunsalT ekseninde ayrıldı. Çin'le
Sovyetler Bırliği "geçiş"in strateji ve
taktiklerinde birbirlerine zıt düştükleri
için düşman kardeş oldular Staiin'in2.
Dünya Savaşı'nm hemen ardından Ka-
raormanlarda yok ettirdiği binlerce Po-
lonyalı subay, kapitalizmi savundukla-
n için değil, kapıtalizmden sosyalizme
geçişte Stalin'den "farkh" düşündükle-
ri için yaşamlannı yitirdiler. 1956 Ma-
caristan Ayaklanması'nın arkasında
belki CIA'nın kışkırtmalannın payı
vardı Ama belirleyici olan sosyalizm
kuruculuğundan izlenecek vol konu-
sunda Macaristan Sosyalist Işçi Parri-
si'nın önde gelenleri ıle Moskova ara-
smdakı anlaşmazhktı. 1968'de "Prag
Bahan" diye adlandınlan zorlu günle-
re "Proletanadiktatoryasındadeniok-
ratik haklann genişlctiimesi. kapitaliz-
min hortlamasınawl açar mı. açmaz nıı
?" sorusuna Prag ve Moskova'nın fark-
lı yanıtlar vermeleri yol açmışh.
Türkiye solundatci bölünme
Türkiye'de önce TtP içındeki muha-
lefet kanadmın kopması, sonra da Tür-
kiye solunun karyokinez (amip gibi ha-
ni) çoğalmayla bölünüp parçalanması
da "Kapitalizmdtn sosyalizme geçiş
n
tartışması üstünde gelışmı^tı.
Yeryüzünün her köşesinde, ister sos-
yalizm kuruculuğuna geçmiş. ister he-
nûz kapitalist düzende yaşıyor olsun.
sosyal demokratlardan komünistlere
kadar bütün "sol", geçiş'i bıkmadan
usanmadan tartıştı.
Sonra hep bırlikte "sosyatizmden ka-
phalizme dönüşü". üstelık bu kez tri-
bünlerde (kimileri de hapishane ranza-
lannda) sessız, buruk, yorgun, bezgın,
öfkeli, hınçlı, umutlu, umutsuz, dogru
bildikleriyle hesaplaşarak, bazen ye-
nik, şaşkın, dönekçe. umursamaz,
umursar da umursamaz görünür... ama
etldkyemeden izledik, izliyoruz...
Dizinin ikinci başlığı. Doğu Avru-
pa'da özellestirme
Kuşkusuz Dogu Avnıpa'da olup bi-
tenler salt ekonomik, hele hele ekono-
minin de bir alt başlığı olan özelkştir-
meden ibaretdegil. Ancak Doğu Avru-
pa'da özeüeştirnıe "dönüş"ün motoru
oldu. Bu doğal. Ortada bir mülkiyet so-
runu vardı. Salt fabrikalann, tarlalann,
ulaşım ağınm, ulaşım araçlannın, ha-
berleşme ağınm (sosyalist terminolo-
jiyle söylersek: Üretim araçlannın),
sonra sağlık, eğıtim. spor kuruluşlan-
nın mülkiyetinin degil, konutlann, kü-
çük dükkânlann, atelyelerin mülkiye-
tine kadar uzanan çok karmaşık bir
mülkiyet düzeninin, tepeden tırnağa
değiştinlmesi söz konusuydu.
Değiştirildi de. Adma da özeBeştirme
dendi. O yüzden özellestirme kavramı-
nı Türkiye'de (Meksıka'da, Federal Al-
manya'da, lngiltere'de, Şıli'de, Ispan-
ya'da) ahşageldiğimiz içeriğiyle kav-
rayamayız. Doğu Avrupa'da sosyalist
mülkiyet biçimı arayışlannın ürünü
olan çok farklı bır mülkiyet düzeninden
özel mülkıyete "dönüş" söz konusuy-
du. O yüzden de Doğu Avrupa'da özel-
lestirme süreci ve sonuçlan Doğu Av-
rupa'da olup bitenlenn belkemiğini
oluşturuyor
Bizim de bir gazete yazı dizisi çer-
çevesinde becermeye çabaladığımız
bunu yansıtmaktan ibaret zaten...
Yarın-. Polonya-. Zaten
özelleştirilmişin
özelleştirilmesi
tLAN
T.C.
FATİH 3. ASLÎYE HUKUK
HÂKÎIVILİĞİ'NDEN
DosyaNo: 1993/15
Davacı Malıye ve Gümrük Bakanlığı'na izafeten Istanbul
Muhakemat Müdürlüğü tarafmdan davahlar Yersemine, Sofiklı.
Petro, Eleftenye, Katerina, AnastasyaLigorkayyumu Av. Vedat
Yardenız aleyhıne açılan gaıplik davasında:
Istanbul ili, Fatih ilçesı, Hance Sultan Mah. Sulukule Sok.
kaın 25-26 ada 13 parsel sayılı üstünde odasi olan kârgır dükkan
vasıflı taşmmaz mal 5/20 pay sahibı Yershnina, 3'2O pay sahibi
Sofikli 3/20 pay sahibi Petro, 3/20 pay sahıbı Eleftenye, 3/20pay
sahibi Katerina, 3'20 pay sahıbı Anastasya'nm gaiplikleri talep
edıldığınden adı gecenlen bılen ve görenleri hayat vemematından
bilgılen olanların, hâkımlığımizin 1993/15 esas sayılı dava
dosyasına ilan tanhtnden ıtıbaren 1 •sene içınde bıldirmelen, aksi
takdırde adı geçenlerin M.K.nun 32. maddesı gereğınce
gaıplıklenne karar venleceğı ilan olunur. 142.1995
Basm: 8573
İLAN
T.C.
FATİH 1. ASLİYE HUKUK
HÂKİMLİĞİ'NDEN
DosyaNo: 1994/744
Davacı lst. Muhakemet Md. tarafından açılan Gaiplık
davasında:
Davacı vekilı dava dilekçesınde Fatih, Tahta Minare Mah.
MürselpaşaSok. 2305 ada, 20 parselde kayıtlı taşınmazın 60' 120
hıssesınin maliki gözüken Ahmet oğlu Ahmet'ın gaıp olduğunu,
taşınmazın 1975 yıltndan ben kayyımla idare edıldığinı. aradan
10 yıllık sürenm geçtiğıni, bu nedenle M.K. 530. maddesı
geregince Ahmet oğlu Ahmet'in gaipliğıne karar venlmesıni
ıstemış ve mahkemece de ilan yapılmasına kararverilmış olmakla
yukanda yazılı taşmmaz maliki Ahmet oğlu Ahmet"ın hayatta
olup olmadığı hakkmda malumatı olan kişılenn M.K. 32.
maddesı geregince ilan tarıhini müteakıp 1 yıl içınde
mahkememıze müracaat etmeleri ilan olunur. 2.12.1994
Basm: 8570
İLAN
T.C.
ŞARKİKARAAĞAÇ ASLİYE HUKUK
HÂKİMUĞİ'NDEN
DosvaNo: 1993121
Davacı Mahmut Varlı tarafından hasımsız olarakaçılan gaiplik
davasımn yapılan yargılaması sırasında venlen ara karan
geregince
Şarkıkaraağaç ilçesı Akıklar Mahallesi 30 hanede nüfusa
kayıtlı Mahmut \e Fatma'dan olma 1940 doğumlu Yüksel
Varlı 'nın aklı dengesının bozuk olması nedeniyle tedavı içın
bulunduğu Bakırköy Ruh ve Sınır Hastalıklan Hastanesı'nden
1978 yılında fırar ettıği ve bugüne kadar kendisinden hiçbir haber
alınamadığından, >ennı bılen ve görenlenn bulunmadığını
belirterek davacı babası gaipliğıne karar venunesinı ıstemış
olmakla.
Yüksel Varlf yı tanıyan ve bılenlerın ışbu ilan tanhinden
itibaren üç ay içerısmde mahkememizın 1993'121 esas sayılı
dosyasına müracaatlan M.K'nın 32. maddesi geregince 2. kez
ilan olunur.
Basm: 8069
ANKARA NOTLARI
MUSTAFA EKMEKÇİ
Orhan Apaydın'ı Anarken...
Bundan on yıl önceydı; Tercüman gazetesi yazariarından Er-
gun Göze, "Ankara Notlan"r\da çıkan kendısıyle ılgılı bir yazı
nedeniyle dava açmıştı. Hem hukuk hem ceza davası. Ergun
Göze, yazıda kendısıne "hırsız" demek istedığımı ilerı sürüyor-
du. Yazıda, "hırsız" sozcuğü geçmıyordu. Bır yerde, Arap>ça
"cebe/fezı"sozcuğügeçıyordu.Yazınınbıryerınde, "uyanık.bı-
lınçlı denetçıleryüzunden Göze, paralan cebellezı edemedı..."
demıştım.
Konunun özu şuydu: Tercüman yazarı Göze, Diyanet Vak-
fı'yla, "Islam Ansiklopedisi" çıkarmak için bir sözleşmeyapıyor,
yüzlerce mılyon liralık "fizibilite raportan" düzenlıyordu. Bir an-
lamda, Diyanet Vakfı'nın paralan "cebellezı" edıldı. edılıyordu.
Bır okur, belgeler getırmışti, ancak belgelerde yazışmaların kım-
ter arasında yapıldığı kapatılmıştı. Sonradan öğrendim, bu ya-
zılar, yazışmalar "gızlı" olduğu içın kapatılmıştı. Okur da, başı-
na bır şey gelmesınden korkmuştu.
Istanbul'da, 11. Hukuk Mahkemesı'nde açılan davanın karar
aşamasına yetişebıldım. O son duruşmada, 11. Aslıye Hukuk
Mahkemesı yargıcı, sadece kararı okudu. Ergun Göze'ye 1 mil-
yon lıra ödemeye mahkûm edılmıştım. Yargıcın, ceza davasını
beklemeden, böyle ıvedı karar venşıne şaşırmıştım. Karar, Yar-
gıtay'agitti; verilen 1 mılyon lira çok bulunmuş, bozulmuştu. Bu
kez yargıç bunu 500 bın lıraya ındırdı. Ergun Göze, paralan çı-
tır çıtır yedı!
Yalnız şöyle bır şey yaptım. Duruşmadan çıkınca, savunman-
la bırlikte gazeteye dönmüştuk.
Oturdum, bır guzel kendı aleyhıme olan, mahkûmıyet habe-
rımi yazdım. Ertesı gunu gazetede çıktı.. "Mustafa Ekmekçi
mahkûm oldu!" dıye. Bizde, yazarlar, gazeteciler mahkemeler-
de mahkûm olduklarını pek yazmazlar, kazandıkları zaman ya-
zarlar. Öyle şey olur mu?
Ankara'ya donunce bir sürprızle karşılaştım. Başbakanhk
Yüksek Denetleme Kurulu Başkanı Halit Saltık Ankara Büro-
su'na telefon ederek,
-Mustafa Ekmekçi'nın yazdıklan baştan sona doğru, nasıl
mahkûm o/t/rdiye sormuş. Elındekı belgelerın fotokopılennı de,
bana verılmek uzere gazeteye göndermış. Duny?alar benim ol-
muştu...
Savunman Orhan Apaydın,
-Ben yalnız senın dunışmalanna gırmek /s(/yorumdemıştı.
Ceza davası, Kadıköy 2. Adlıye Ceza Mahkemesı'nde açılmış-
tı Ergun Goze de o yorede oturuyordu İlk duruşmaya gideme-
dım. Belgelerin lıstesının sunulacağı -sanınm ikinci- duruşma-
ya gıttım. Duruşma oncesinde Orhan Apaydın'ın evınde kaldım.
Onlar, gece benım getırdığım belgeler lıstesını eşı Gürsel Apay-
dın'la kâğıda dökuyorlardı. Ben de. bana aynlan odada daktı-
lomu açmış, mahkemede yapacağım konuşmayı hazırlıyordum.
Orhan Apaydtn,
-Sen uyumana bak diyordu. Yannkı duruşmada yargıç sana
soz vermez. Sana savunmalar sırasında söz verilır, konuşursun.
Ben ıse konuşma hazırlıyor, bu duruşmada Ergun Göze'ye bir
gazetecılık dersı vermek istiyordum.
Sonunda araya, Gürsel Apaydın gırmek zorunda kaldı..
-Canım, Mustafa Bey de hazııianmak ıstıyor, bırak hazıhan-
sın! dedi.
-Ama uykusuz kalacak, yazık!
Gece sabaha dek, ben de onlar da hazırlandık. Sabah duruş-
maya. mahkemeye gırtık. Duruşma, saatınde başladı. Ben sa-
nık yerine oturdum ön sırada; Orhan Apaydın yanıbaşımdaydı.
Davacı Ergun Goze gelmış, ancak dınleyıcıler arasında oturmak-
taydı. Sankı
-Bız adamı böyle sanık sandalyesıne oturtur, boyle yargılatı-
nz
1
der havalarındaydı
Savunmanı, davacı yerındeydı. (Adı Kemal Bey olacak).
Kemal Bey soz aldı, ozetle,
-Efendım, yazar Mustafa Ekmekçı'nın yazdıklan doğru olabi-
lır, bız ona bır şey demıyoruz. Ama müvekkılime hakaret etmış-
tır! Bız onun davacısıyız... diyor, hukuk mahkemesinın verdıği
mahkûmıyet kararını, yargıca veriyordu.
Savunmanım Orhan Apaydın, her zamankı sakın halıyle, ka-
nıtlar lıstesını verdı. kanıtlar kocaman bır dosya tutmaktaydı. Ba-
yan yargıç Levent Ardahan, Orhan Apaydın'ın verdıği lısteyı tek
tek yazdırdı Kanıtlar dosyasını aldı. Ben, bana söz verıp ver-
meyecegini merakla beklıyordum. Levent Ardahan:
-Mustafa Ekmekçi, sız Ankara'dan gefdiniz, bir şey söy/eme/c
ıstıyor musunuz?
Ayağa kalkarken, yanımda oturan savunmanım Orhan Apay-
dın'a bir çımdık attım,
-Say/n yargıç, ben bu duruşmaya sızı fanımaya ge/dım... diye
konuşmama başladım Yargıç,
-Tabıi, hakkınız... dedı. Sürdürdüm konuşmamı:
-Sızın de ben/ tanımanızı ıstedım. Mahkûm edeceğiniz ya da
aklayacağınız kışı nasıl bır ınsandır, sız de tanımalısınız. Ben sı-
ze kendımi anlatacak değılım. Davacıyı anlatacağım. Davacı Er-
gun Goze, gerçek bır gazeteci değıldır. Basm kartı yoktur. İkin-
ci, üçüncu ışler yapmaktadır. Savunmandır. Şimdı de Diyanet
Vakfı ıle ''Islam Ansiklopedisi" çıkarma gırişımınde bulunmuş-
tur. Bunun belgelennın bır örneğını savunmanım Oman Apay-
dın sıze sundu. Kanıtlann asıllan, devlettedır. Bunlann getırtıl-
mesını ısttyoruz. "Cebellezı" sözü "hırsız" demek değıldir.
"Cep" ceptir "Ellezı' de, "bu, şu" anlamına kullanılır. "Bu
cep", "şu cep" demektır. Burada önemli olan gazetecilik uğra-
şıdır. Bız bastnı duzeltmek, ıslah etmek ıstıyomz.
O sırada, dınleyıcı sıralanndan ayağa kalkan Ergun Göze,
yargıca,
-Yenme geçebılırmıyım dıye sordu. Karşılık vereceğim!
-Hayır yanıtını verdı yargıç, Vaktıyle geçseydinız...
Ergun Göze, başını sallayarak dınleyıcı sıralarını terk etti. Yar-
gıç, belgelerın devletten getırtılmesi, tanıkların dinlenmesi içın
duruşmayı bır başka gune bıraktı. Davanın gidişı belli oluyordu.
Duruşmadan çıkarken Orhan Apaydın, keyifle,
-Haydı senı yemeğe gotûreyım! dedi.
-Senın yaptığını Çorum/u yapmaz.' dedim.
-O ne demek?
-Yemekte anlatmm. Bu daha çok halk arasında, şoförier
arasında geçer .
Ondan sonra. adım Apaydınlar'ın evınde "Çon/m/u"diye kal-
dı. Davanın sonucu ne mı oldu'' Yargıç Levent Ardahan, aklama
karan verdı. "Mustafa Ekmekçı'nın yazısında hakaretyoktur, ağır
eleştın vard/r"gerekçesıyle.
Orhan Apaydın, sevgılı savunmanım, o dunya tatlısı adamın
bugun ölum yıldönumu. Ataol Behramoğlu. "Banş Demeğı
Davas/"nda tutuklu yatarlarken, Orhan Apaydın için şu dörtlüğü
yazmıştr. "Hapishane ağası Orhan AbımızJSanmayın ki bas-
kılardan yılacak/Fakat uzar ıse tutsakhk günlenmız/Bır takke ve
bır çıft gözden ibaret kalacak!"
BULMACA
1 2 3 4 5 6 7 8
SOLDAN SAĞA:
1/ Ege, Marmara ve
Akdeniz'de yaşayan etı
makbul bir balık. II
Be- lirteç olarak kulla-
nılan eylem soylu söz-
cük... Zerdüşt dınınde
ateş tannsı. 3/ Sert bir
içkı.. Vücurtaki AIDS
vırüsünü saptamakta
kullanılan test. 4/
Akıl... Mezopotam-
ya'da kurulmuş eskı
uygarlık. 5/ Bir organın
ya da vücut bölümü-
nün hava ıle şişmesi 6/
Akdeniz Bölgesfnde kendıliğin- /\|
den yetişen ve dokumacılıkta kul-
lanılan bıtkı.. Su. II Halk edebı-
yatına özgü bir şiir türü... Güreşte
bir oyun. 8/ Dünya... Kullanma
süresi. 9/Afrika'da bir ülke.
YLKARIDAN AŞAĞTYA:
1/ Sancı... Karadan havaya gü-
dümlü füze. 2/ Tirsi balığına ven-
len bır başka ad... Türkiye, Iran
ve Pakıstan tarafından kurulan
"Ekonomik tşbirliği ÖrgütiTnün sımgesi. 3/ Şamanizm'in din
adamlanna venlen ad... "Yıkılmış dilberin illeri/Susmuş
bülbüllerin her dem dillen" (Karacaoğlan). 4/ Yiyecek bula-
mayan, yoksul kimse... Zonguldak'ın bir ilçesi. 5/ Üzerindeki
dıkıne çızgiler nedeniyle beşparmak da denilen kumaş türü. 6/
Alev... Anadolu halklannın en eskı ana tannçası. 7/ Yemekler...
"Biz kimseye - - - tutmayız/Kamu âlem bırdir bize" (Yunus
Emre). 8/ Gizli tutulan şey, sır... Halk dilinde mıstr ekmeğıne
venlen ad. 9/ "O yer" anlamında kullanılan sözcük... Son de-
rece kavgacı olan gözde bir akvaryum balığı.