04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24ŞUBAT1995CUMA CUMHURİYET SAYFA KULTUR 15 Yönetmen Robert Redford, seyircisini uyutan ve kandıran TV'nin gücünü anlatıyor 'Seyirci, parayı izlemek ister'Bu hafta konumuz televizyon. 1950'lerden itıbaren. öncelerı siyah-beyaz. sonralanysa renk- li olarak günlük hayatımızın ay- rılmaz bir parçası haline gelen. bilgi ve iletişim çağının vazge- çümez aygıtı TV hazretlerinin, küçük cam ekranı tarafından resmen yutulduk. yutulmakta- >ız gitgide. Artık birini (ya da birilerini) batırma ya da yücelt- me konusunda kimsenin eline su dökemedigi. yaşamımızı bas- bayağı etkileyen TV: kolaylıgı. hafifîiği \e rahatlıfiıvla nerdev- seonsuzedilemeyen biroyunca- ğa dönüştü. , Oturma odamızdan dünyaya pencere açarak. tıpkı uyuşturu- cubağımlılığı gibialışkanlıkya- pan. günün-gecenin her saati görüntü kusan. sinema filmi > i- yen. habertüketen, eğlence. tar- tışma. sohbet ve yanşma prog- ramlan bombardımanı yapan bu aptal kutusundan aktanlanlar. bilinçli bir 'tele-aydın'a yaraşır birakıl süzgecınden geçınlerek sindınlmezse eğer. bütün bu va- yınlara ilişkin sayısız görüntü ve seslerin üst üste içine atılıp tıkıl- diğı kocaman bir çöp sepetıne dönüşmez mi ınsanın belleği'.' Medvanın göz böbeği Üstelik bir de. o hıpnotize edi- ci etkisiyle. ekrandan iletilenler- deki mesajlann bize ulas.madan önce. çoğu kez özünden. anla- mındansaptırılıpkimıyanlışan- lamalara çanak tutacak tarzda. bazi tepeden müdahalelere. ne kadar ugradıktan sonra karşımı- za gelırıldiklerinız azıcık değer- lendırme zahmetine de katîan- mazsak? Tıcarı kaygilarla her şeyini 'rating' sonuçlanna bağ- lamış. "rating" ölçütlerine tııtsak olmuş. naklen savasvayınları %e Reaüty Shovs'lanyla medvanın üözbcbeği haline gelmiş TV kuşkusuz nıodern hayatın baş- köşesine kurulup ivıce yerlesti bir süredır. Sürü başının bovnundakı çan sesini körükörüne izleven ko- yunları çağnştmrcasına. ekran- darvher \ erileni. 'sakın kacırma- yın* diye sunulanı anında >utu- verıp özünisemek yenne seçıci olmamız ve karşımıza getirilen- len kimi eleştirel tepkilerimizle değerlendirınemizgereken tele- vizyon hakkındaki bu ukalaca girişı. veni sejrettiğimiz "Quiz SJKM -Şike" filmi nedeni> le ya- pıyorum. Birkaç gün önce so- Şİke (Quiz Shovv) Yönetmen Robert Redford Senaryo: Paul Attanasio Kamera: Michael Ballhaııs Müzik. Mark lsham Oyuncular Ralph Fiennes. John Turturro, SUNGU ÇAPAN Rob Morrovv. Paul Scofield. David Paymer. Hank Azaria. Christopher Mac DonaldL Allan Rich, Elizabeth Wilson. Mira Sorvino'•1994 ABD (Hollyvvood Pictures - UPI) Maslak Mö\enpick. Beyoğlu Fitaş. Harbiye As. Etiler Akmerkez, Teşvikiye AFM. Kadıköy Baharive. Altunizade Capitol sinemalannda. nuçlanan Berltn Film Festiva- 'toplumunımetleriylekuşatılmış li'nde de gösterilerek Amerikan sınemasını vanşma dışı temsil eden. 4 dalda < )scar adav Iığı ilan edıleıı. unlü Holyvvood stan Ro- bert Redford'un dordüncii yö- netmenlık denemesı olan "Qu- iz Show -Şike". telev ızyonun da- vanılnıaz gücu ve büv üleyicı et- kısı u/erıne kotarılmiş. Ameri- kan ahlakını sorgulavan. para ödüllü. TVdekı "küşcdöndiirü- cü"o birtakım sorıı-cevaplı bil- gı yarışmdM programlan balo- nunıı pailatan. usta işi bir Ame- rikan Rü\asıçeşıtlemesı. Mev- sımın hatın sav ılır. önemli ve sa- yılı filmlennden biriyle karşı karşıyayız kuşkusuz... En ileri düzeydekı tükctim Amerikan ailesini. sorunlan. ai- le içi çatışmalan \e ruhbilımsel boyutlanyla yansıtan ilk yönet- menlikdenemesi "Ordinan Pe- ople - Sıradan İnsanlar"la \ö- netmenliğe. Osear'lara garkol- duğu parlak bırbaşlanmç yapan. 1988 yapımı "Milagro" \e üçüncü filmi **A River Runs Through Ifden sonrâ şimdilık cn lyi filmini çekmiş bizce "Şi- ke"yle Redford. Kamerasını bu kez kötü kokular çıkaran TV'ye çevırdiğı dörduncii filmiyle sağ- lam \e okkalı bırtoplumsal eleş- tiri filmi ortaya kovmuş ünlü ak- tör-vönetmen. VVashington Post'un. 1970'lerin ortalannda ABD'yi depreme uğratan Wa- tergate skandalını ortaya çıka- ran iki mulıabırinin sarsıcı ö>- küsünü aktaran. Alan J.Paku- la'nın unutulma/ "All the Presi- dent's Mcn-Başkanın Bütün Adamlan~nda 119~6) o\nadığı yürekle gazetecı rokinden (öte- kı cesur kalcnı Dustin Hoff- man'dı) yıllar sonra. \aktı>ie Nixon politikasim iflas cttiren NV'atergate skandalı espn.Mnde. ekrandaki yolsuzluklan konu ediniyor üstat ^ırndı. Sinemada çeyrek yüz ydı devirmiş * , De Niro- Martin Scorsese iki- iısi gıbı. oyunculuğu dönemin- de özcl I ikle usta yönetmen Syd- ne> Pullack'la \aptığı filmlerle ses getirmiş, sinemada çeyrek yüzyılı devirmiş. yıllann aktörü. artık bundan böyle önünden çok kameranın arkasına daha birya- küiacağını örneklıyor "Şike**yle. "Şike". ABD'nın en baba ka- nallarıııdan NBC'de. 19501i yıl- larda eskı bir ekran rezaletınin ortusünıi aralıyorgerçeklere uy- gun bir >ekılde. Ve skandala bu- la>mış başlıca kahramanlann övkusiinü hikâye edıyor. Öteden berı ekrandan her söylenene. "gerçek yalanlar"a alıştınlagel- mı^. Amerikan seyircisinin gö- züne sokarcasına TVyi tcşrih masasına yatıran Redford, yü- rekli. curetli ve sağlam bir film yönermi^. Sıradan seyirciye ağır gelobilecek, ama eleştiri. öfke Düşme hızı...Günümüzde ABDde yaygın ve çok moda olan son derece tehlikeli "Skydiving - Gökyü- zünden Atlama" sporundan ör- nekler \eren birtakım ha\a ak- robasi^i sahneleriyle ilgı çeke- rek parsavı toplamayı uman. son derece hareketli. şiddetli \ e beylik deyişle soluk kesıci, ka- tıksız bir "action" filmi. "Ka- çak'ın senarıstlerinden David T»ohj 'nin yazdığı. Hitch- cock'un "Northb) Northwest- Gizli Teşkilafından büyük öl- çüde esinlenilmiş ızlenimı ve- ren senaryo. ».kydıving öğret- menı. centilmen bir Amerika- lıyla (Tom Cruise'ün daha ka- ba sabası. aktör babanın biraz güdük kalmış oglu Charlie She- en), paraşütü açılmavarak son sürat toprağa çakılan (!) eski K.GB ajanı, güzel ve esrarengiz Rus> kadınının (zaman zaman böylesi saçma sapan filmleri de varlığıyla şenlendiren. hâlâ taş gibi çarpıeı Nastassja Kinski). Amerika'nın içlerinde. Arizo- na'dan Te\as'a kadar kafile ha- .linde fink atan gözlennı altın hırsı bürumüş. birtakım 'kötü" KGB'cılerin tarafından ko\a- landığı. degme casusluk f ilmle- rine taş çıkartan bir heyecan ge- rilimine. hava cambazlığına. özel efekt bombardımanına ve "stunt man" becerisine dayanan. abuk sabukluöun danıskası bir macera filmi Hele bir düşüş sahneleri var ki breh breh Paraşütçü skydi- ving ustası kahramanımız, ha- vada düşen kırmızı Cadillac'ta, bir yandan düşmanını tepeler- ken öte yandan arabanın kilitlı bagajını açarak içerideki Nas- tassja'cığı kurtanyor vs. vs... Sürekli yüksek tempoda seyre- den. sözüm ona esprili. heye- can ve gerilım sahnelerinin peş peşe birbirinı ızlediği bu süriik- leyici hareket \e macera bula- macının en önemli özelliği. ha- va akrobasisi ve düşüş sahnele- ri. Kahramanlanmızla birlikte yer yer koltuğunda kaykılmış seyirciye de gökyüzünde pike- ler yaptıran. bitmemecesine uzayan düşme anları ve hava- daki 'ölüme meydan okuyan' sahnelerle ilgı derle>en "HızSı- nın"nın \ önetmenı Deran Sara- fian (özellikle "V'anishing Poınt - Ölüm \oktası"vla hatırlanan deneyımli yönetmen Richard Sarafian'ın. action ustası olma- yadoğrugıden. becerikli oğlul. mantıkia uzak vakın ılgisiz kımı bölümlerine kar>ın. kah kah kilı kih içınde. gırgırla karısık izle- nen bir "skydıv ıng spektakl'ı Ya da katıksiz zına kategorişine »okulabılecek sahnelen bile ye- nilir yutulur \e çekilir hale geti- rebilen bir action eğlenceliği tezgâhlamanın üstesinden gel- mış genç yönetmen Sarafıan. Yiiksekl ik korkusu ya da gökyü- zünde düşme fobısi olanlar dı- şında yediden yermışe herkesin rahatça tüketeceğı. hatta bu tür aksiyon - macera - şiddet serii- venlerinden hoşlananlann baya- ğı eğleneceği birseyirlik sayıla- bilır "Terminal Velocirv - H« Sının.1 * HlZ Sinin (Terminal Velocity) Yönetmen: Deran Sarafian / Senaryo: David Twohy / Kamera: Oliver Wood / Müzik: Joel McNeely / Oyuncular: Charlie Sheen. Nastassja Kinski, James Gandolfini, Christopher MacDonald/ 1994 ABD (UIP), Maslak Mövenpick, Teşvikiye AFM. Beyoğlu Atlas, Etiler Akmerkez, Osmanbey Gazi. Bakırköy Renk, Aksaray Yıldız, Kadıköy Capitol sinemalannda. Aldablan 'Kahire MücevherT Kahire'nin SırriRııb> Caire-Deception) Yönetmen: Graeme Cliffrod Senaryo: Robert Dillon, Michae] thomas / Kamera: Laszlo Kovacs; Müzik: John Barrv / Oyuncular: Andie Mac Dovvefl, Liam Nee- son. Viggo Mortensen Jaçk Thompson / 1992 ABD (Özen Film) Osmanbey Site. Beyoğlu, Kadıköy Broadway sinemafannda. L'ç çocuklu. tüm yaşamını yakışıklı ko- casına \e > uvasına hasretmış, günlerini ço- cuklarına bakmakla. TV'deki pembe \e pembe ötesi dizıleri seyretmekle. gazetele- rin indirim kuponlannı üşenmeden kesip süpermarketalışverişlerini ucuzagetırerek tam anaç tavuk gibi dünyadan habersiz bir e\ kadını olarak geçiren Andie MacDovvell günün birinde eski uçak işini yürüten kirli çıkı-pilot kocasının Meksika'da yere çakı- lıp >anarak öldüğünû öğrenıyor. Bir anda bütün dünyası yıkılan genç ka- dın giderek domestik. özgüvensiz ve çare- siz havasından sıynlarak kocasının hiç de zannettiği gibi biri olmadığını anlayacağı bir serüvene kanşacaktır... 'Dünyayı Besle" örgütünden, kendini in- sanlığa adamış. olgun \e anlayışlı Dr. Li- am Neeson'ın da yardımlanyla. hırsız. üç- kâğıtçı ve beyzbol tiryakisi kocasından ar- ta kalanlar arasında şans eseri bulduğu ba- GÖSTERİMDEKİ FİLMLERİN OEĞERLENDİRİLMESİ *-k Çılgın Romartıkı Toıe Romance' Tony Scott * • Maske' The Mask/ Charies Russell Ruhlann Evı/ House of the Spınts/ Bılle August * Taciz! Dısclosure/ Barry Levınson Üçü Bırarada' Threesome/ Andrew Bergman * * * * Uç Renk: Mavı/ Krzysztof Kıeslowskt • * * Uç Renk: Beyaz/ Krzysztof Kieslowski •k-k-k-k Uç Renk: Kırmızı/ Krzysztof Kıeslovvski Vampırle Goruşme/ lnter\'iew vvıth the Vampıre/ N.Jordan Yırtıcı Geceler/Les Nuıts Fauves^ Cynl Collard Çılgın Aşık/Only You/ Norman JeiAison •k-k Gunaha Davetl A. Bronx Tale/ Robert De Nıto • • • Şıke I Quız Show / Robert Redford •k Hız Sının ı Terminal velocıty / Deran Sarafıan Kahire'nin Sırn l Rüby Caıro / Graeme Clıfford zı ipuçlarıyla birtakım dolgun banka he- saplannı temızleyen genç kadın. Meksi- ka'dan Berlin'e. Atına'dan Kahire'ye uza- nan birserüven labırentınden çıkmayı so- nunda başaracaktır... Bunca yıldır tanıdığını zanettiği. saçını süpürge edercesine se\dıği. artıst gibi ya- kışıklı kocası tarafından aldatıldığım. ser- keş kocasının aslında bambaşka bir yaşa- mı daha olduğunu geç anlayan. Kentucky- li garson kızlıktan koca sömürüsüne uğra- mış ağır işçiliğe. dünyadan habersiz çocuk yetiştiren ev kadınlığına \e gözü kara ma- ceraperestliğe tran>fer olan \e kocasının 'Kahire Miice\heri" diye çağırdığı Andie MacDovvell. kocasını ikinci kez gömdük- ten sonra(!) Liam Neeson'la da mercime- ğı fınna verme hazırlıklanna geçecektirta- bii ki finaldc... Soderbergh"in 'Seks Yalanlan'vla yıldı- zı parlamış, ya$Iandıkça daha da güzelle- şıp çekicileşmiş Andie MacDovvell'ın me- leğimsı. mutlu gülümseyişi \e karakterine ısınmış oyunuyla tek başına sürükledi^i. aldatma üstüne gelısen bu beylikduygusal serü\en filmini. on >ıl kadar önce Jessica Lange'in oynadığı 'Frances'la dikkati çek- miş AvustraJyah deneyimlı moııtajcı Gra- eme Clifford ımzalamış vöııetmen olarak: ne \ar kı 'oigun vedolgun' Andie'ııın oyu- nu> la Kahire'nin esrarlı havasının yansıdı- ğı. pıranıitli. egzotık \e turistik fiııaliııden başka pek bir şey kalmıyor geriye bu serü- \cn fılminden. Koca rolündeki, Stan PenıTin 'İndian Runn«r"ıyla parlamış. Nevv \brkltı aktör Mggio Mortensen'e dikkat! dolu ve kanlı-canlı bir film ni- teliğindekı "Quiz Shw", Ric- hard Goodvtin'ın 1988de ya- yımlanmış anılar kitabı "Re- membering America: A Voice from the Si\tics - Amerika'>ı Hatıriamak: 1960'lardan Bir Ses"ın bir bölümünden. yıne \Vashington Post'un eski film eleştırmenlerinden Paul Attana- sio eliyle senaryolaştın larak, ay - nen günümüze de rahatiıkla uzatılabilecek bir gerçek yaşam dramından kaynaklanıyor. "Şike*'nin kahramanlannın ba^ında »elen "tele\izyon dahi- si" Charîes V'an Doren ("Schind- ler"in sadist Nazı toplama kam- pı müdürü rolüyle ünlenen Ralph Fiennes.bütün ratingleri ta\ana vurduran. Amerikan hal- kının gözdesi bu gerçek kahra- manı başanyla yansıtıyor). kök- lü. \arlıklı. edebiyatçı bir aıle- nin. ünıversitede öğretim görev- lisi. "bembeyaz1 ". sevimli ve parlak çocüğu. Pulitzer ödüllü şair Eskilerden Paul Scofield'in görkemli biryorumJa caniandır- dığı Pulitzer ödüllü şaır \e Co- lumbıa Üniversitesi'nde edebi- yat profesörü babası Mark Van Doren 'le romancı \ e yayıncı an- nesi Doroth} Van Doren (Eliza- beth \Vilson) de. çagdaş Ameri- kan kültürünün tanınmış ısım- lennden. "Yirmi Bir" adlı bılgi yafışması programındadanışık- lı olarak yendıği rakibiyse. Qu- eens'li. kaba saba. dağınık, ıtici ve gururu yaralanmış bir işçi sı- nıfı temsilcisi. hem de yoksul bir Yahudı çocuğu Herbert Stempcl. bu yanşmada alencn şike yapılıyor diye hakkını ara- maya kalkıştığında ne üşütüklü- ğü. ne intikam peşinde koştuğu. ne de kumarbazlıgı bırakılma- yan ganban Quenns'liyi harika bir John Turturro oynuyor) Programın yavşak sunucusu Jack Barrv vi de Christopher MacDonald'ın canlandırdıgı fil- min esas oğlanı da. programı gittikçe daha bir sıkı araştınp so- ruşturan. cezalandırmak şöyle dursun TV'ye bir çekıdüzen vermek isterken sonuçta adeta TV tarafından verilen ağzının payını alan. Harvard mezunu. alabildiğine hırslı bir başka Ya- hudi çocuğu olan Richard Go- odwin (TRT'nin resmen harca- dığı. iki yıl öncesinin ABD'de en başarılı TV dizisi seçilmış "Kuzeyde Bir Yer"in.başro- lündekı gencecık. çocuksu ta- vırlı RobMorro>%). Programın cevapları önceden yanşmacı- lara ıleten. "Halka istediğini veriyoruz efendim!" diyerek işin içinden snrılan. uyanık yapımcısı Dan Enright'la( Da- vid Paymer) yardakçısı Al Frreedman'ın (Hank Azaria) şöyle bırâdet yerini bulsun ka- bilinden. yalap şalap "mahru- miyetlerie*' cezalandırıldı- ğı^Şike"de. TVnin ılk kez "masumivetini yitirdiği" bu kirli oyunun asıl sorumluları olan NBC'nin ve programın sponsoru. ünlü kan yapıcı ilaç markasınm patronlarını da Al- lan Rich veMartin Scorsese başanyla oynuvorlar. Hele us- ta yönetmen Scorsese'nin. pa- ranın herşeyi satın aldığını ka- nıtlayan ve çirkin bulduğu "sünger hafizalı" Stempel'in hemen değiştirilmesini buyu- ran Geritol patronu rolündeki "buzgibi" yorumu son derece etkileyici. "TV bia hakladı w "Ckn bej-az" Van Doren'le "tu kaka" Stempel arasındaki çekisme çevresinde gelişen öyküvii Amerikan sınıf sava- şımının microcosm'u gibi ku- rarak anlatan Redford Ameri- ka'nın iükse. zenginliğe, ba- şanya ve zafere duyduğu su- suzluğu vuraulayan ve Bobb>' Darin'in "Vlack the Knife" şarkısı eşliğinde verilen birgi- rişle yazar Goodvvin'in gıcır gıcır Chrysler marka araba alı- şıyla başlıyor. Ve para uğru- na. bal gibi de insanın aşağı- lanabileceğini örnekleyerek devam ediyor. 50 milyon Amerikalının seyrettiği. kimsenin de farket- mediğı aldatmaca sayesinde TV şöhretı olan kaymak taba- ka çocuğu Van Doren "ödünç kanarlarla çok yükseklere uçarken", ısmarlama cıci ço- cuk gülümsemesi dudaklann- dan eksik olmuyor. Iş ahlakı. duruma, zamana. koşullara göre değişkenlik gösteren. makvavelist TV'ye sonuçta yıne hiçbırşeyoklerin olmadığı. kültürün (bilginin) yinedenetimealındığı. TVyi düzeltecekken sonuçta "TV bizi hakJadı!" diyen genç, hırslı Goodvvin istediğı üne kavuşur ve oyun sürer gıder... Maziyle hesaplaşan Red- ford'un kuşkusuz en iyı filmi sayacağımız "Şike" Oscarlar- da "aptalltğa ö\ gü diizen" For- rest Gump'un en önemli raki- bi bizce. Kaçırmayın? IŞILDAK VE YELPAZE ATILLA BIRKTi E Şarkılar ve Utopyalanmız Bülent Ortaçgil'i sever misiniz? Kendine özgü müzi- ğiyle, ılkelerinden ödün vermeden yıllarca çaldı, söyledi. Taayetmişlerin başından beti dinleyegeldiğim; sesıyle, gi- tanyla. müziğiyle hüzünlendiğim; bir bilgeliğin ince kıvrak zekâsına tanık olduğum bir sanatçı. Şarkılar bize neler anlatmaz ki... Bir anın keyfini du- yumsatır. Geçmişe doğru bir yolculuğa çıkartır. Belki de mutsuz bir anı yaşatır, mutlu anları anımsatarak. Bıraşkı... İlköpüşmenizimesela..birağacınaltında, ka- ranlık kuytu bir köşede, gizlıce, herkesten uzak. Heyecan doruktayken. Yüreğiniz yerinden çıkarcasına çarparak... Anımsananlar her zaman gülümseyerek olmaz. Belki de bir iç geçiriş. belki de keşkeli bir hayıflanma... Bir acı gü- lümseme, örneğin Ortaçgil'in sesinden eskilerden gelen bir parçayı dinlerken. Yer yer alaycı, alaycı olmamak olanaklı mı, yer yer ke- yiflendiren ve kuşkusuz hüzün... Tüm aşk şarkıları aslın- da bir "hüzün" değil midir? Şayet, bitmiş bir aşkın ardın- dan dinlıyorsanız? Hele de Ortaçgil'i dınliyorsanız... Şarkılar belki de sığınaklarımızdır. günün, güncelin, ya- şananın kâbusundan kurtulmak için. Belki de, ister hü- zünlü olsun ister keyifli, bazı şarkılar geleceğe ilişkin bir mutluluk pınltısıdır. Şayet ondan keyif alıyorsanız. Geleceğe diyorum ama, şarkılar şimdinin keyfini veri- yorsa bize. gelecek ıçin bir umut pınltısıdır. Gönlümüzde- ki bir ışıltı oluverirter... Ortaçgil'i," Erkan Uğur ile dinlerken, birden o karanlık mekândan çıkarak, ısterse aydınlık bir mekân olsun, şar- kıların ve müziğin kedi atmosferine giriveriyorsunuz. He- le şimdilerde şu binlerce "adam olmaz şarkılar" etrafımı- zı kuşatmışken. Zaten bir sahnede bir şey dinler ya da izlerken, türü ne olursa olsun, ışıkların altındaki beğenimize karşılık geli- yorsa, estetik ruhumuzu ışıltıyorsa, bulunduğunuz me- kândan çıkıp, o müziğin, oyunun, vb. atmosferine girerek yaratılan sanatsal ruhun içinde yitmez miyız? Ortaçgil'in şarkılannda olduğu gibi. Etrafımızda üretılen, yaratılan, olup biten her şeyin kö- tü olduğuna inanrnıyorum. Ucuzluğun, bayağılığın birsöy- lem olarak ıktidara oturmuş olmasına karşın... Inanmıyo- rum, çünkü Ortaçgil şarkılannda, müziğınde olduğu gi- bi, insanın gönlünü rahatlatan başka sanatsal etkınlikler de var. Kimilerine pek garip gelecek ama, bence TRT-1 'de bir süre önce biten "Kuzeyde Bir Yer" adlı dizi, böylesine bir sanatsal etkinlik. Belki bir ütopya, ama çoğumuzun içimıze gömdüğü utopyalanmız yok mu. Taa Platon'dan, More'dan, Cam- penella'dan beri gelen bir ütopya yok mu? Hele hele ya- şadığımızın karabasana dönuştüğü bir ortam ve zaman- da bu tür ütopyalara gereksınımimiz yok mu? Alaska'nın ucundaki bir kasaba Cicely. Kimilerinın yur- du, toprağı; kimilerinın kendini sürgün ettiğı; kimilerinın de rastlantıyla ya da yaşamın diyalektik akışıyla kalkıp gel- dıği bir kasaba; doğrusu bir ütopya. Cicely uygar. çağ- daş bir diyaloğa dayanan küçük bir toplum modeli. Göz- den kaçtığına inanıyorum bu dizinin. Ama yine de biliyo- rum ki, bu diziyi cumartesi akşamı gibi ters bir saatte ya- yımlamalanna karşın, dışandan içenye kendini bu dızi için atıp ve televızyonun karşısına geçip izleyen "fan klüp"çü- ler de vardı. Belki de, ıçimızdeki ütopyaya karşılık gelen bir dızi Ku- zeyde Bir Yer. İzlerken insanın içtni rahatlatan, gönlünü hoş tutan bir dizi. Boş, safsata, anlamsız entrika ve kötülüklerden arınmış; entelektüel bir boyutu da olan. yaratılmış değeri savunan bırtopluluğun, içinde barındırdığı çıkıntılarla birlikte. yan- lış ve kötülüklerle birlikteki yalın, ama anlamlı yaşamını an- latan bir dizi. Kuşkusuz her ne kadar böylesine bir modelden ne ka- dar uzak olduğumuzu (hele hele bizim toplumumuzun), bilsek de, ınsan ister istemez "işte şöyle yaşayabilsek" demeden edemiyor. Bir de eklemeliyim, dizi inanılmaz derecede zengin öy- kü ve öykücüklerle doluydu. Tabii ki, eksen öykü bir aşk öyküsü. Ama birtürlü gerçekleşemeyen, gidip gelen, ya- kınlaşıp uzaklaşan bir aşk. Gizlenen, itiraf edilmeyen, za- man zaman bir kişilik mücadelesine dönüşen -bırçok bü- yük aşkta olduğu gibi- bir aşk. Tam mutlu olma şansını yakalamalarına karşın kadının ve de erkeğin sanki bile isteye ellerinden kaçırmaları -ahh o gurur ve o anlamsız "neden "lerin araştınlması! Evet, ka- dın pilot O'Connell ile doktor Fleısman'ın öyküsüne tanık olmak çok hoştu ve birazcık hüzünlü... Dizi şimdilik bitti. Umanm yeni bölümleri satın alınır ve daha izlenebılir bir saatte yayımlanır. Şarkılanmız ve utopyalanmız, anı yaşarken gönlümüzü rahatlatıyor, derin bir soluk aldınyorsa; Ortaçgil'in şarkı- ları ve Kuzeyde Bir Yer ve daha başka şeyler gelecek için bir umut ışığı değil mi? Yeni Yüksektepe Kültür Menkezi'nde iki etkinlik • Kültür Senisi- Yann saat I4.00*te Berk Öktem'in 'Kaos' konulu saydam gösterisi. Maçka Oteli Konferans Salonu'nda izlenebılir. Aynca Yeni Yüksektepe Kültür Merkezi'nin düzenlediğı geleneksel cumartesi konferanslan kapsamında Zeki Hanavdel, "Buda ve Öğretisi" konulu bir konuşma yapacak. Maçka Oteli Konferans Salonu'nda gerçekleştırilecek olan konferans. saat 15.00'te başlayacak. "Berfin Bahar' yayın dünyasında I Kültür Servisi- Aylık kültür. sanat ve edebiyat dergisi 'Berfîn Bahar'ın ilk sayısı çıktı. Derginin ilk sayısında, Mustafa Pala'nın "Hay^at ve Sanat içinde Örgütlenme Zorunluluğu'. Aydın Oztürkün 'Suskun Kalmanrn Suç Ortaklığını Paylaşmayalım". Öner Ciravoğlu'nun "Onat Kutlar'a Son Alkış". A. Rıza Ergüven'in 'Yasak Tümcelerve Düşünceye Vurulan Zincir", Öner Yağcı'nın 'Soluğumuzdur Nâzım". Alpay Kabacalı'nın "Nâzım". Nejat Birdoğan'ın 'Azerbaycan'da Molla Nasreddın Gülmecelen ve Halk Sosyalizmi". Yılmaz Arslan'ın 'Resul Rıza: Ben Bilmem Halka Sorun". Özgür E. Bulufun "Şiır Isyandır", Ahmet Can Akyol'un "Şiir Acemidir: Ama Öğretir... Kulak Verin". Cemşid Bender'in "Tarihin Pençesinden Kimse Kaçamaz". Hilmi Bulunmaz'ın "Türkiye Tiyatrosunun Perişan Halı" ve Nesimi Aday'ın "Kürt Müziğı Lzerine' başlıklı yazılan, Edith Södergran, Onat Kutlar. Şenel Gökçe. Ruhan Mavruk. Yılmaz Yeşıldağ. Haşim Şahın. Metin Benlıer. Öztürk Uğraş. Lğur Yıldınm. Gülşah Fındık ve Yaşar Tanrıkut'un şiırleri %e lzzet Harun Akçay. Hasan Kıyafet ve Nusret Gürgöz'ün öyküleri yeralıyor. 'Sanat İnsanları'nda bu ayın konuğu Can Yücel • Kültür Servisi - Istanbul Devlet Tiyatrosu'nun düzenlediği 'Sanat Insanlan" başlıklı etkinliğin üçüncüsü Can Yücel'e aynldı. Pazartesi günü saat20.00'de Taksim Sahnesi'nde gerçekleştirilecek olan etkinlik, dramatik belgesel biçiminde sunulacak. Senaryosunu Ülkü Ayvaz'ın yazdığı. Serap Eyüboğlu'nun sahneye uyguladığı etkinliğe konuşmacı olarak Rutkay Azız, Zeliha Berksoy, Refık Durbaş. Şükran Kurdakul. Timur Selçuk ve Öner Yağcı katılacaklar.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle