28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CumhuriyetImtivaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmenı: Orhan Erinç# Genel Yayın Koordınatöru Hikmet Çetinkava# Yazıışlerı Mudürlerı Ibrahim Vıldu (Sorumlu). Dinç Tavanç # Haber Merkezı Müdüni' Hakan Kara # Görsel Yönetmen Fikret Eser Oı> Hüherler Prgun Balcı # Utıhbjrat V alçın Ç'aklr # Fkonomı Bülent kı/anlık C Radyo-1\ t)gar K.remeklar # kultur Handan Şenköken # Spor Abdülkadir \ ücelman 0 Yurt Haberler Mchtnct S»r«<; • Makaleler .Sami Karaoren # (, e\m S*>fr»lin Turhan • Du/cllnıc Abdullah \ a/ıcı # Knoğrdf Krdoğan Köseo£lu Yayın Kurulu İlhıın Selçuk (Bd^kan). Orhan Krinç. Oktay Kurtböke. Özgen Acar, Hikmet Çetinkaya, Şükran Soner, Ergun Balcı, Dinc Tavaırç, Ibrahim Yıldı/, Orhan Bursalı. Mustafa Balbav. Ankara TcmsılciM Mustafa Balbav 0 Haber Mıidurü Doğan Akın Atalurk Bulvarı No 125. Kat 4. Bakanlıklar-Ankara Tcl 4l95020(7hat), Faks 4195027 •izmırTemsılcısi Serdar Kızık, H Zıya Blv 1352 S 2/3 Tel 4411220, Faks 4419117 • Adana Tcmsilcısi: Çetin Yiğenoğtu, Inönü Cd 119 S No. I Kat.l, Tcl. 3522550, Faks. 3522570 Müessese Mudûni troJErkut#Koordınatör AhnwtKonılsan9Muhaicbc BülentYener • Idare Hüsevin Gürer • Işletme Önder Çelik • Bılgı-Ulcm Nail Inal • Bılgısayar Sıstem Mûrûvet ÇUer • Reklam Rehı Işrtman • Halkla llışkıler Nurten Berksoy Yayımlayan ve Basaa: Yenı Gün Haber Ajansı. Basın \e Ya\!ncılık \ Ş Turkocağı cad 39 41 Cagaloğlu 34334 Isl PK 246 Istanhul Tel (0 2121 512 0<l 0S (20 hall Faks |0 212ı « I ' ! 17ŞUBAT 1995 Imsak 5 24 Günes:649 Öğle: 12.23 Ikindı: 15.17 Akşam: 17.47 Yatsı: 19.06 MBIP gemisine 420 milyon lira ceza • TEKİRDAĞ(AA)- Tekirdağ Limanı Gümrûk Muhafaza Müdürlüğü ekiplennce, Toprak Mahsulleri OFısı'ne ait iskeleden buğday yüklemekte olan GENA adlı 24 bin 106 grostonluk geminın, denize atık su bıraktığı bettrlendi. Gemiden akıtılan sulann Tekırdağ Halk Sağlığı laboratuvannda yapılan analizinde kirlilik unsuru bulunması üzerine de gemiye ll Çevre Müdürlüğü'nce 420 milyon lıra para cezası verildi. Topaloğlu, ŞÜP Gemisi'nde • Haber Merkezi - Radyo Umut'ta cuma akşamlan yayımlanan Şiir Gemısı programının bugünkü konuğu şaır Enver Topaloğlu. Nesimi Aday'ın yapımcısı ve sunucusu olduğu programda, şiır, edebıyat, sanat, sanatçının toplumsal yapısı ve durumu, aydın ve sanatçı kimliği, dil gibi konular üzenne bir söyleşı gerçekleştınlecek. 94.3'ten yayın yapan Radyo Umut'un programı saat 21.00'debaşlayacak. Luksbir mola • Haber Merkezi - Emirates Havayollan Avrupa ve Uzakdoğu arasında First Class ve Business Class'la uçan yolculannı Dubai'de beş yıldızlı lüks bir otelde iki gün ağırlayacak. tstanbul'a da düzenli seferleri bulunan havayolunun "Lüks Mola" adını verdıği promosyon programına katılanlar aynca Dubai'de golf oynama, çölde safan, hmuzinle şehır turu gibi seçeneklerden bırinden de ücretsiz yararlanacaklar. Şetıit öğretmen teimler. • KONYA (AA) - Konya'nın Seydışehir ılçesinde iki caddeye, şehıt öğretmenlerin isimleri verildi. Belediye Meclisi, yeni açılan dört caddeden ikisine, Güneydoğu'da görev yaparken teröristlerce şehit edilen öğretmen Kemal Sert ile Yaşar Kocabaş'ın isimlennin verilmesinı kararlaştırdı. MP'tfen özürlülere destek • İSTANBUL (UBA) - Milli Piyango Genel Müdürlüğü, "thtiyaç sahibi her özürlüye tekerlıkli sandalye" kampanyasına 50 sandalye lıedıye ederek destek verdi. Bedensel Engelliler Dayanışma Demeği'nin düzenlediği "thtiyaç Sahibi Her Özürlüye Tekerlekli Sandalye" kampanyasına çeşıtli kişi ve kurumlann katkılan devam ediyor. Milli Piyango Genel Müdürlüğü de kampanya çerçevesinde, değeri 5-10 milyon lira arasında değişen 50 sandalyeyi demeğe hediye edecek. Yaşamın Tadı • BLRDliR(Cumhuriyet)- Türkıye Tabıatını Koruma Derneği Antalya Şubesı'nin düzenlediği 'Sazlıklarda Yaşamın Tadı' konulu panel, Antalya Belediyesı Kültür Salonu'nda gerçekkştirildi. Sulak alanlann önemi üzerinde durulduğu panelde Jeoloji Yüksek Mühendisi Dr. Temuçin Aygen, DHK.D Sulak Alanlar Koordınatöru Murat Yarar, Akdeniz Üniversitesı Öğretım Üyesi Doç. Dr. Tuncay Neyişçi ve Orman Bakanlığı Milli Parklar, Av ve Yaban Hayatı Genel Müdür Yardımcısı Durhasan Koca konuşmacı olarak katıldılar. BiRnmeyen doku • BALTİMORE (AA) - Baş ağnsının, varlığı şimdiye dek bılmmeyen, beyni, üst boyundaki sinır uçlanna bağlayan bir dokunun gerilmesınden kaynaklanabileceği bildirildi. Amerikan doktorlanmn Arizona'da 25 kadavra üzerinde yaptıklan son araştırmaya göre boyun kaslannın kasılmasıyla söz konusu yeni belirlenen doku da gerilerek beyin zan ve beyın sinirlerine baskı yapıyor, bu da baş ağnsına neden oluyor. 67. kez dağıtılacak Akademi ödüllerinin film adaylan arasında bu yıl ilginç bir çekişme yaşanıyor Oscar, kaüteye göz kırptı Forrest Gump. 13 daJdaki adaylığıvla manşedere çıkmayı başanfa. John Travolta'ya, Akademi'nin ödiilü için şans tarunıyor. CUMHUR CANBAZOĞLL Her yıl olduğu gıbı Amenkan sınemasının en prestij 11 ödülü Oscar'ın adaylan açıklan- dığında, hemen hangi filmin kaç adaylık al- dığı hesaplandı. Oscar, fılmlerin sanatsal ağırlığından çok rakamsal değerlenni göz önüne aldığı için Forrest Gump'ın 13 dalda- kı adayiığı manşetlere çıkmalıydı. Öyle de oldu. Forrest Gump'ın bu derece öne çıkması ya- dırganmadı. Çünkü son yıllarda Amerikan Rlm Akademisi'nin üyelen özürlülere, ıhtı- yarlara, hastalara özel ılgılı gösterıyordu. Vağmur Adam'la başlayan, The Piano'vla perçinlenen bu akım Forrest Gump'la pekâlâ devam edebı- hrdı. Bu yıl akademının seçımın- de daha 'akademiközeUikler* de görüldü Örneğın Dört Ni- kâh Bir Cenaze adlı Ingiliz filmı, Polonyalı usta Kies- lotvski'nın Kırmızı'sı. marji- nal yönetmen Tarantino'nun yedı adaylı Pulp Fıction'ı. Da- rabont'un ılk yönetmenlik de- nemesı The Shamshank Re- demption'ı. 'Oscar düşmanı' \\oody ADen'ın BuUets Over Broad\vay'ı gibi alışilmadık adaylar vardı listelerde... 67 kez dağıtılacak Os- car'ın en önemli dalı film adaylan arasında bu yıl ilginç bir çekişme yaşanıyor. Bir yanda Cannes ga- libi Pulp Fiction v ar. diğer yanda Ahın Kfire'li Forrest Gump. Türkiye'de fazla ilgi görme- mesine karşın Fransa gibi kendı fılmlerini iz- lemeyı seven bir ülkede bile en iyi ikincı gı- şehasılatını yapan DörtNıkah Bir Cenaze de unutulamamalı. Dığer aday Şike (Quiz Shovv). Berlın'de şu andaödüle en yakın gös- terilen film. Yönetmenler dalında sürpriz isim tabii ki Woody Allen. Ilk kez yönetmen dalında aday göstenlen Allen'a geçen yıl Spi- elberg'e yapıldığı gibi bir 'jest' söz konusu olabilirbuyıl Hollyvvood'agörselefektüret- mek için gıren. ardından yönetmenlığe atla- yan Zemeckis, Geleceğe Dönüş, Roger Rab- bit. Ölüm Kadına Yakışır gibi olumlu referans veren çalışmalarla akademinın kolay atlaya- mayacağı bir isım. (juentin Tarantino ıle Robert Redford, bu ıkı yönetmenden sonra geliyor bahis tahtala- nnda. Adlannı, Fransa bayrağının renklenn- den alan üçlemesiyle son dönemde büyük Jesska Lange - Şansı yüksek sükse yapan Kiesknvski'nin adaylığı ise ilk etapta Amenkan basınının pek hoşuna git- medi. Bu noktaya kadar seçılenlerin yerlerini hak ettıklerinı söyleyebilınz. Ancak birde aday- lık bekledıklen halde yanşma dışı kalanlar var. Ilk anda akla gelenleri sıralayalım; örne- ğın ABD'de ve Avrupa'dagişe rekorlan kıran Aslan Kral lıstelere gıremedı. Uzun metrajlı çizgı filmlenn üretimine hız verildiği bir dö- nemde Walt Disney'e büyük darbe vurdu aka- demi üyeleri. Venedik Festıvali'ndejüri özel ödülü alan Oiiver Stone'un olay filmi Katil Doğanlar da yok The Rrwr NVIM'la Meryl Streep, VVoiria Jack Nicholson, Shadow- lands'la Anthony Hopkins, PrisciUa'yla Terence Stamp, The Perez Famih'Ie Anjelica Huston, TVKI Bits'le AJ Paci- no beklentilenn aksine yan- şamıyorlar. Gelelim erkekler dalına. dördüncü kez üst üste heykel- ciğe aday göstenlen Tom Hanks şanslı. Ancak geçen yıl Philadeiphia'yla evıne ta- şıdığı heykelcık bıraz yolunu kesiyor. Akademının bu yıl eski günlerinı anımsatan Pa- ul Nevvman ya da Pulp Fkti- on'la yenıden doğan John Travolta'yı seçmesı bekleni- yor Bayanlarda her yıl oldu- ğu gıbı beş aday da birbirle- nne- yakın ısımler. Jesska Lange(Blue Sky) bir bakıma Oscar'ın haber- cisı kabul edilen Altın Küre ödülüyle listede, ama Müşteri'dekı olağanüstü oyunuyla Os- car' a hazır olduğunu ispat eden Susan Saran- don da en az onun kadar şanslı NeU'dekı ılk kez çıplak gözüken Jodie Foster, Kiiçük Ka- dınlar gibi bol yıldızlı kadronun arasından çıkan VVynona Ryder ve Tom and VK'le bü- yük yol alan Miranda Richardson eşit oran- larda heykelciğe yakın. Diğer dallardakı fa- vorilere de göz atalım; yardımcı erkek oyun- cu dalında Ed VVood'da Bela Lugosi'yi can- landıran Martin Landau ile Şıke'nın Paul Scofield'ı. yardımcı kadın oyuncu dalında Pulp Fistion'ın Uma Thurman'ı ıle BuUets Over Broadway*ın Dianne Wiest'i önde. Yabancı film dalında ise Venedik binncisi Makedon yönetmen Milcho Manchev skı'nin Before The Rain'ı en kuvvetli aday. Türki- ye'nin adayı ManisaTarzanı ise listelerde yer alan tüm çalışmalardan daha ilginç bır konu- ya sahıp olmasma karşın yanşa katılamadı. Robert Redford, Şike filminde kamerasını 1957'de ABD'de yaşanan bir medya skandalına çeviriyor 'Gerçek kahramanlar hep kadın'Kültür Servisi - Robert Redford'un dört dal- da Oscar adayı olan "Şike 1 " (Quız Shovv) adlı fil- mı, bugün Istanbul sınemalannda gösterime gi- riyor. Robert Redford'un yönettiği ve rol aldı- ğı film, Berlin Film Festivalı'nde de 'Altuı Ayı' için yanşan filmlenn arasında yer alıyor. Redford, bu filmde 1957 yılında Amenka'da yaşanan bir medya skandalına çevıriyor kame- rasını Kendı halınde genç ve başanh bır edebi- yat profesörünün televızyonda düzenlenen "Ylrmibir'' adlı bir yanşma programında kazan- dığı başan ve başından geçen olaylan gündeme getıriyor Redford. Mılyonlarca seyırciyı ekran başına çıvileyen bu programda hıle yapıldığı öğrenildığinde patlak veren skandalı anlatıyor. 57 yaşındakı Redford. sıkı bır demokrası savu- nucusu olarak Amerikan demokrasisindeki ilk çatlaklardan birini gündeme getırirken. yeni tar- tışmalara da zemin hazırlıyor. Redford'la, Le Figaro gazetesinde yapılan bir söyleşıden bö- lümler sunuyoruz: - Doğa üzerine çektiginiz ve çok sevdiğinlz iki filmden sonra, fazla setınediğiniz bu filmin, medyaıun ilgisini daha çok çektiği soylenebilir... - Bu filmde farklı bırdoğaya çev ınyorum ka- meramı. Insan doğasına... Bu konu benı her za- man çok ilgılendırmiştir. Filmin, "Remembe- ring America- Amerika'yı Haüriamak"ın bir bölümünden yola çıkılarak yazılan ilk senaryo- sunu okuduktan sonra durumu çok iyi anladım. Pans ve Italya'da sanat eğıtımi aldıktan sonra Nevv York'a gelmiş ve oyunculuk için ilk adım- lanmı atmaya başlamı ştım O yıllarda ben de te- levizyondaki bir yanşmaya karılmıştım. Char- lesVanDoren'ianımsıyorum. Bana çok antıpa- tik gelmışti, onun karanlık biri olduğunu dü- Redford'un yönettiği ve rol aldığı Şike, Berlin Film FestivalTnde yanşan filmler arasında. şünmüştüm. Skandal patlak verdiğinde, ben de şoke olmuştum: 55 milyon izleyicı aldatılmış- tı! Televızyonun bu ezici gücüydü asıl şaşırtıcı olan: Herkes aynı anda aldatılmıştı. - O günlerde sizin tepkiniz ne oldu? - Bu büyük skandal ya bazı şeyleri değiştıre- cektı ya da ınsanlar hiçbir şey olmamış gibi dav- ranmayı sürdüreceklerdı. Ortalardan kaybolan Van Doren'i bir yana bırakalım, o programda görev alan kımse cezalandınlmamıştı Yapım- cılar ve teknık ekıp, hiçbır şey olmamış gibi normal yaşamlannı ve işlerinı sürdürüyorlardı. Bu, imajın yıkılamayacağının ve tüm değerler- den daha güçlü olduğunun binnci ışaretıydi. Ay- nı zamanda da ınsanlann sisteme olan güvenle- rinın de sarsılmasına neden oldu. Bugün de ay- nı durum söz konusu Insanlar neye ınanacak- lannı. kıme guveneceklerinı bilmiyor... - Tüm bunlan yansıtmak için neden televizyo- nu seçtiniz? Televizyondan aktanlan mesajlar aynı zamanda bir vanılsamay ı da içermiyor mu? - Ne yazık kı her şey böylesine bır yanılsa- madan geçıyor ve yerini gerçeğe bırakıyor. tma- jın gücü ve demokrasinin gücünü yitirmesı ara- sında büyük bir bağ olduğuna inanıyorum. Po- litikacılar bu sapmalan kontrol etmek ve önü- nü almak gibi bir çaba ıçine girmıyor, tam ter- sine düşüncelen evirip çevirerek imajın boyun- duruğu altına gıriyorlar. Bu açıdan bakarsak "21"skandalı, yalnızca kendi halinde bir skan- daldır. Politik düzlemde çok daha ciddı boyut- ta skandallar yaşanmaktadır. tmajın karşısında insanlar oldukça edilgenleştinlmış bir durum- dalar. Onun yanıltıcı olduğunu bilmek gerek. Bu yüzden de gerçeğin peşıni bırakmamahyız. - Sizin için gerçek nedir? - Tannnın en iyi yol göstenci olduğuna ina- nıyorum. Mevsımler arasındaki uyumu bir dü- şünün! Bence gerçek. güzellikten geçer. Güzel- lık de gerçeklık gıbı zor tanımlanır ve sezılir. Çünkü çok sayıda biçimi vardır. Güzelin ne ol- duğunu size çok iyi anlatamam ama. neyin gü- zel olmadığını çok iyi bilirim. - Pek çok hilenin v^pıklıgı günümüz topiu- munda gerçek kahramanlar kimdir size göre? - Filmde. benım gözümle gerçek kahraman- larhep kadın. Çünkü gerçekle aralannda çok he- yecanlı bir iletişim var. - Sizin yaşamdaki rolünüz nedir? Sanatçının, aydın kişinin topluma karşı görevi olduğuna ina- nıyor musunuz? - Bir insan toplumu değıştıremez. Bir film de... Ben ne bir şey öğretmek ne de ahlak dersi vermek ıstiyorum.. Yalnızca olan bıtenı drama- tize ederek betimlemeye çalışıyorum. Aydınlar, düşündüklen sürece toplum ıçın görevlerinı de yerine getinneyi sürdürürler. Yalnızca eğitımli insanlann bağımsız olabileceğini dü- şünüyorum. Ancak bu insanlar da kendı içlerin- de kapalı yaşamamalılar bence. Tavşanlar yeniden ortalıktaÇeviri Servisi - Tanmla uğraşanlar ve golf sahalannı yeşil tutmaya çalışanlar için kötü, ancak çevreciler için iyi bir haber: 40 yıldır kendilenni tehdit eden mıksomatoz hastalığına karşın yaşam savaşı veren tavşanlar Ingiltere kırlannda yeniden boy göstermeye başladılar Sayılan 50'lı yıllardan bu yana üçte bır oranında azalan tavşanlar. ürünün büyük bir bölümünü yok edip maddi zarara neden olduklanndan tanmla uğraşanlann baş düşmanı ilan edilmışti. Yaşamını sürdürebılen tavşanlann bır kuşaktafı ötekıne geçen miksomatoz hastalığına karşı birölçüde bağışıkhk gelıştırdıği ılen sürülmekle birlikte, kimi bılim adamlan hastalığın hâlâ ölümcül olduğunu, tavşanlann bağışıkhk kazandığı savının yanlış olduğunu savunuyor. Alkoliklerin çocuklan acı çekiyor Çeviri Servisi - Ailesinde alkol bağımlısı olan çocuklann uzun bır süre fiziksel, nihsal ve cinsel sorunlar yaşadıklan, ancak bunlan açığa vurmaktan kaçınıp sıkıntılannı gizledıkleri bildiriliyor. Geçenlerde Londra'da yapılan "Alkol Bağıniulığı ve ADe" konulu konferansta, çocuklann korunmasına yönelık yasalann yetersiz olduğu belirtilerek, evlente yaşanan alkole bağlı şiddet olaylannın temehne ınılmeden yargılanıldığına işaret edildi. 50 yıllık florür savaşı Çeviri Servisi - Michigan, Grand Ra- pıds bölgesinde yaşayan halk, 50 yıl önce, dünyada ılk kez florürlü suyla . tanıştı. 25 Ocak 1945 günü, suya bir milyonda bir oranında sodyum florür katacak donanımlar devreye girdi. Bu girişimin amacı, sodyum florürün diş çürümelerine karşı koruyucu etkisi olduğunu kanıtlamaktı.Amerika'da bu yolda harcanan her dolar için dış ba- kımına aynlacak 80 dolar tasarruf ediliyor. Florürün etkileri Galler bölgesındeki Anglesey adasında yapılan bir araştırma ile açıkça ortaya konuyor. Bu adada suya florür katılması girişimi 50'li yıllarda başlamış, ancak giderek baştan sayılarak 1991 yılında bu uygularnadan tümüyle vazgeçilmişti. Galler Üniversitesi'nin başlattığı bir araştırma, florlamanın son uygulandığı 1988 yılında, beş yaş çocuklan arasında diş sağlığı bozuk olanlann oranının, Galler bölgesi için 2.36 iken burada yalnızca 0,8 olduğunu ortaya koymaktaydı. Bu sonuç ülkedeki sağlık yetkililerinin su şirketlerine karşı bir savaş açmasına neden oldu. Toprak gibi denizler de kutsaldırEROL SOHTORİK Avvkat Denız bır tutkudur: Denızi sevmeyen, insanlan da sevemez. Bu gün artık istık- balin göklerde değıl denızlerde olduğu tar- tışılmaktadır Denizi unutmuş bir millet olmamak ıçın denızcilığimızi yüceltmek zorundayız. Üç tarafı denızlerle çevrilmiş Türkı- ye'mızin ne yazık kı denizden ve denizin nımetlerinden faydalanmamayı sürdürme- sı, bu konuda bır devlet politıkasının olma- masından kaynaklanmaktadır. Bızler denı- zi ve suyu, yüzmek ve kıyısında yazlık ev yapmak ıçın düşünmüşüz. Böyle olduğu surece de onu kırlermişız ve uluslararası kimlıkte ondan faydalanmayı bılememı- şız. Türk denızcıliğı, istenılen yer ve sevi- yededeğıldir. Turkdenızcıliğı. budurum- da ıken her yıl 1 temmuzda Denizcilik ve Kabotaj Bayramı kutlamanın anlamı ne ki... Tiirkiye'deki deniz manzaralan Lımanlanmız yetersiz. bundan denızcı- lık sektörü zarar görmektedir. Özel kişı ve kuruluşlara da lıman kurma ve işletme hakkı verilmış olmasına rağmen bu lirnan- lann da rantabl çalıştığını söylemek yan- • Eğer biz. havanın tazeliğine ve sulann pınltılanna zaten sahip değilsek, denizciliğimizle övünemeyiz. Toprak gibi deniz de kutsaldır, çocuklanmıza da bu sevgiyi öğretmeliyiz. lış okır. Bu özel limanlarda devlet, güm- rük bürolan açmak zorunda olduğundan bazı aksamalann olduğu gözlenmektedir. Bu konuda özelleştirme yaparken ona bağ- lı olan birimlerde de özeileştırmeye git- mek daha yararlı olur. Denizdeki yangınlara mani olabılecek ve her an en büyük olaya müdahale ede- bilecek deniz itfaiyesi kurulmamıştır. Ke- za denizdeki kazalan önleyecek sinyali- zasyon sistemi, bilgisayar ağı teşkilatlan- mamıştır. Deniz kazalannı önleyecek ve müdahale edecek bir kuruluş. bulunma- maktadır. Gemi inşaatı ve havuzlama yö- nünden denızci ülkelerin en sonuncusu- yuz. Denizle ılgili bırimler çağa ayak uy- duramamıştır. Balıkçılık, göllerden ve ne- hirlerden ıstifade etmek, devletın aklına dahi gelmemektedir. Deniz taşımacılığının da kendı ıçınde sorunlan mevcuttur. Devlet detaşımacılık yapmakta ve zarar etmektedir. Yolcu taşı- macılığı ise özel sektör tarafından yapıl- mamaktadır Çünkü liman ve iskeleler devlet tekelindedır. Her alanda lüzumsuz kırtasiyecilik ön planda rol oynamaktadır. Denizle ilgili mevzuat. bir hayh çok ol- masına karşın, biribiriyle uyum ıçinde de- ğil. Birçok tüzük mevcut olup kanunlan- mızın çogu yabancı kaynaklı hüvıyetinı korumaktadır. Uluslararası standartlan ya- kalamak, ancak adaletli olmak zorundayız. Toplumun değer yargılanna göre haklı, doğru, ahlaklı bulunan davranışlar adil olarak kabul edilir. Adalet. topluma ve za- mana göre değişen bir kavram niteliği ta- şımaktadır. Bu bakımdan kanuna uygun hareket aynı zamanda adaletli sayılmaya- bilir. O nedenledırkı pozitif hukukun fel- sefi ve toplumsal değerleri yakalamasını istenz. Ulusal ve uluslararası zorluklan aşabil- memız için uzun zamandan beri kurulma- sını beklediğimiz Denizcilik Bakanlı- ğı'nın faalıyete geçmemesı büyük talihsiz- liktir. Böyle büyük ve hayatı bır sektörü müsteşarlık düzeyinde tutmak hatalıdır. Müsteşarlık bır memunyettir. Denizle il- gili kanunlan kım gündeme getırecek. kim savunacak ve hangı kadrolarla bu ış savu- nulacak? Denizcilik Bakanlığı kurulma- dan denizle ılgili hiçbir problem halledi- lemez. Boğazlar ve Marmara Bölgesi de- niz trafık düzeni hakkında zaten var olan tüzüğün, değişiklik yapılarak yürürlüğe girmış olmasına rağmen Boğaz'lardaki ye- ni düzenlemeler nedeniyle oluşturulması gereken teşkilatın kıfayetli olmadığı, iyi bir kadro kurulmadığı anlaşılmaktadır. Türk Tıcaret Kanunu'nda deniz tıcareti ile ilgili hükümler mevcuttur. Ancak ka- nunun bugünkü şartlara cevap verdiğini söyleyemeyiz. Denizle ılgili mevzuatınbir bütünlük arzetmesi tavsiye olunur. Denizcilik Bakanlığı kurulmalı, ulusla- rarası anlaşmalara uygun olarak denizle ilgili mevzuat yeniden düzenlenmelidir. Aksi takdırde denizcilıği kendi kaderine terk etmiş olacağız. Eğer biz havanın tazeliğine ve sulann pı- nltılanna zaten sahip değilsek, denizcili- ğimizle övünemeyiz. Toprak gibi deniz de kutsaldır, bunu hatırlayarak çocuklanmı- za da bu sevgiyi öğretmeliyiz. Bunu ço- cuklanmızaöğretmezsek. onlarbizi hiçbir zaman afTetmezler. Denizin berrak sula- nndaki her bir yansıma halkımızın yaşa- mından olaylan ve anıları anlatır Bu anı- lan eskisınden daha iyi canlartdıramazsak tarih bızi yargılar.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle