28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 17ŞUBAT1995CUMA 14 KULTUR Bezmen koleksiyonundaki yapıtlannın 'düşük fiyatla' satışa çıkanlmasına sanatçılar tepki gösterdi: Koleksi\oııa devlet sahip çıksmKüitür Servisi- Kamuoyunu uzun siire meşgul eden Halil Bezmen'ın sa- nat koleksiyonu, satışa çıkanlmasına kısa bir süre kala yine gündeme geldi. Koleksiyonda yer alan tablolar, Rafi Portakal'a ait Portakal Sanat Evı tara- fından düzenlenecek müzayedey le 26 şubat günü satışa çıkanlacak. Ancak Bedri Baykam, Özdemir Altan, Bubi ve Güngör Taner. koleksyonda yer alan tablolanna "5,10,15 milyon gibi, tuval masraflannı bile ancak karşıla- yacak, sanatsal değerteri hiç yokmuş gibi" bedeller biçildiği gerekçesiyle mahkemeye başvurdular. Yapıtlann değer tespitıni yapan Re- sım ve Heykel Müzesı Müdür vekilı Kemal Iskender, Mehmet Çetinerve Mchmet Mahir'den oluşan heyetten Iskender'le davacı sanatçılann daha önce de çeşitli davalardan dolay ı mah- kemelik olduklan. ve bazı dergılerde birbirleri aleyhinde yazılar yazdıklan biliniyor. Baykam, Bubi. Altan ve Taner'in avukatlığını üstlenen Birsen Alünerbu sanatçılann yapıtlannın hem yurtiçın- de hem de uluslararası sanat çevrele- rinde 100-150 milyon liranm üzenn- de alıcı bulduğunu belırterek şımdı bu yapıtlarabıçılendeğerlennmüvekkıl- lerinin sanatsal prestijlenni ve pıyasa- lannı düşürdüğünü, ayrıca bundain ön- ce bu yapıtlan alanlan dolandınlmış duruma getırdığinı vurguluyor. Dava dilekçesinde Fikir ve Sanat Eserlen Yasası'nın 17. maddesinde "Eserin maliki eser sahibinin şeref ve itibannı düşürmemek şarti ile o eser üzerinde kanun dairesinde dilediği gi- bi tasarruf edebilir" dendigı. oysa bu tablolara bıçilen değerlenn eser sahip- lerinın şeref ve ıtibannı düşürdüğü be- lirtilıyor. Bu müzayedenın çok düşük bedel- lerle ıhaleye çikanlmasinın ve ıhaleye yalnızca Portakal Sanat E\ i'nın katıl- masinin bu ışlerden gızlı rant peşınde olanlara fırsat verecegınin ve Hazi- ne'nın de zarara uğrayacagının vurgu- landığı dilekçede. 'Türk resim sanatı ve sanatkarlan içerisinde bu işin tız- manı ve tarafsız olan" üç kışilik bilir- kışi heyetinın söz konusu tablolann değerlerini yeniden belirlemesi isteni- yor. Sanatçılann ortak önerısi, yapıtla- nn, ıleride kurulacak çağdaş sanat mü- zesıne bir temel oluşturmak üzere Küitür Bakanlığı'nca satın alınması. Ozdemir Altan, Halil Bezmen'in çok ıvi seçen bir koleksiyoncu olduğu. do- layısıyla seçtiğı resımlerin lyı resim- ler olduğu gerekçesiyle Küitür Bakan- lıgı'nın bu yapıtlara sahip çıkmasını olumlu karşılarken, Güngör Taner de bu yapıtlann yıllar içınde değerlene- rek dev lete çok daha fazla kar getire- ceğini vurguluyor. Bu arada Küitür Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü, Adalet Bakanlığı \e Içişlerı Bakanlığı'na Küitür Bakanı Timurçin Savaş'ın im- zasıyla gönderilen yazıda; Istanbul Vahlıgf nın 27 Ekıni 1994 tanhlı ya- zısına yanıt olarak, "Hemen hepsi ha- yatta olmayan Türk ressamlanna ait özgün ve orijinal 56 yağlıboya tablo- nun Bakanlığımıza bağlı Devlet Resim ve Heykel Müzeleri ile DevletGüze) Sa- natlar Galerilerine kazandınlması küi- tür variıklanmızın ve plastik sanat eserierimizin konınması açısından ya- rarlı" olacaği belırtilerek, söz konusu 56 adet yağlıboya tablonun "Bakanlı- ğın koleksiyonuna kazandmlmasrko- nusunda gereğınin yapıiması istendi. AnıtlarveMüzelerGenel Müdürlü- gü de Genel Müdür Prof. Dr. Engin Ozgenimzasıyla bakan adına Istanbul Valiliği Küitür Müdürlüğü'ne gönder- diği yazıda da, "Müzelik değerdeki eserierin ilgili Vlüze.YIüdürlüğüneka- zandınlması" gerektiğı belırtıldı. Küitür Bakanlığı, Istanbul Emniyet Müdürlüğü'nün, 14 Ekim 1994 tari- hinde, Haydarpaşa Gümrüğü Lima- nı'ndabulunanStanko-Stavkow isim- lı gemiye yükleneceği belirtilen Halil Bezmen'e ait tanhi değen olan tablo ve ev eşyalanndan; 56 yağlıboya tab- lo için, 2863 sayılı yasa yanı 'eski eser'kapsamına alınması isteminde bulundu. 26 şubattaki müzayedede sa- tışa sunulacak tablolar içın de Maliye ve Gümrük Bakanlığı'na başvurarak, devlete kazandınlması için gınşimle- nn sürdürüldügü belirtilıyor. Devlet, dev bir zarara uğrayacakBedri Bavkam. Kemal Iskender'in çağdaş Türk sanatına karşı bir 'taraf' olduğunu ileri sürerek kendısiyle bu konuda süreklı polemik olarak atış- malan olduğunu belirtiyor: "Kendisi anlaşılmaz bir karaktere sahiptir. Okuduğu her şeyi hiç anla- madan neden çağdaş Türk sanatının olamayacağı veya ancak Barı taklidi olacağı gibi bir saplantnla \orumlar. Bövle bir kişinin bövle bir değerlen- dirmede objektif olamayacağını her- kes kabul eder. Kemal Iskender çok kere AJtan'a. Bavkam "a duyduğu ki- ni bu vesile ile dışa vurmak ve hınç al- mak istemiştir. Bu çok acıklı bir tab- todur". Önemlı olanın dev letin bu yöntem- le parasını gen alması olduğunu vur- gulayan Baykam, resimler ne kadar pahalıya satılırsa. devietin o kadar kaybını telafi edeceğini anımsatıyor: "Ancak Kemal lskender'in ve çağdaş Türk sanatının resmini aşağıya çek- meyi görev edinmiş bazı müzayedeci- lerin girişimleri sayesinde devlet de de\ bir zarara uğravacaktır. En doğ- rusu, bu resimlerin toptan devlet ko- leksiyonuna aktanlmasıdır. Bu sayede dev let uzun \ adede belki tüm Bezmen zaran kadar değeri karşılamış da olur. Çünkü resim en değerlenerek eskiyen maldır'". Sanatçı. Türkıye "de en ünlü çağdaş ressamlann değerinın on on beş bin dolar olmasını Türkiye'nın uluslara- rası bir ayıbı olarak nıtelendinyor. "nuslararası dev isimlerin yüzde 1 'i bir fıyattır bu. Ama kalkıp devleti de alet ederek Türk ressamının flyatını buniann dört binde 1'ine çekmev e ça- lışmak, çerceve ve boya parasını bile karşılamayacak ederieri resmin raici diye ortaya sürmek bu ressamlara karşı yapılmış bir komedi ve dram yüklü entrika olduğu kadar çağdaş Türk küttürüne ve ülkenin tüm kül- türel presrijine sürülmüş bir lekedir". Bedri Bavkam Müzayede gerçek değerleriyle yapılmalı Müzayede içın yapılan değerlen- dirmelerin kendisini çok şaşırttığını söyleyen Güngör Taner "Ne gerek- çeyie yapıldtğuu, hangi istekler doğ- rultusuda yapıldığını bilemiyorum ama tabii ki düzeltilmeli. Bu müzaye- deyapüacaksa. doğnı düzgün, gerçek değerleriyle yapılması ve de\ letin za- rara sokulmaması gerekir" diyor. In- sanlann begenılennin çeşit çeşit ola- bıleceğinı kabul eden sanatçı, buna karşılık bilirkişinin şahsı arzularla değil o günkü piyasa değerinin ne ol- duğunu bilen ve o anlamda değer- lendiren kişı olduğunu vurguluyor: "Bahsedilen ressam arka- daşlarımızın eserieri o fiyat- lann on misli yirmi misli de- ğerde. Bir mü- zayedeninaçıhş rıyatı eserin gerçek fiyannın biraz albnda olabilir. Ama bu yüzde kaç olabilir? 200 miryonluk bir seri 150 milyondan satışa sunabilirsiz belki ama 7.5 mil- yona düşüremezsiniz". Güngör Taner Portakal'ı anlayamıyorum Bubi, bu konuyu öncelikle defterdar yardımcısıyla, Dış Ticaret Başkanlığı'yla, Rafı Portakal'la görüşmeye çalıştığını ancak 'oralı olmadıklanm' söylüyor: "Devietin konudan bihaber olmasını normal karşılayabilirim ama Rafi POrtakal'uı sanatçılann bu isteklerini idrak edememesini ben anlayamıyorum. Sanrvorum diğer sanatçı arkadaşlanm da anlavamadılar. Şüphesiz muhammen bedellerinin yüzde l'i gibi komik fiyatlaıia pivasaya sürülmeye çahsılan yaprtlanmız, bir müzayedecinin satışı açısından başanlı olabilir. Ama amaç çok düşük fiyatlaıia rümünü satmak değiL hem devietin geliıierini korumak hem de devietin sanatçısını küçük duruma düşürmemek olmabdır". Bubi YENI BAŞLAYANLAR Sanatçının itibarı sıfırlanıyorDefterdarlığın piyasadaki birpara krizi esnasında iki yüz resmi birden piyasaya sürmesinin işi fazla önemsemediği gösterdiğini söyleyen Özdemir Altan, bu konuda Maliye Bakanı na ve müsteşanna bir yıldınm telgrafı çekerek devlet göz göre göre zarara uğramasm diye uyanda bulunmuş: "Yapıtlann değeıierinin çok düşük tutulmasında devietin zaran olacagı gibi. sanatçılann da büyük oranda bir saygınlık kayıplan olmaktadır. Değeri 150 milyon TL olan bir sanatçının. basılan ve geleceğe belge olarak kalacak katalogda bugünkü muhammen değeri 15 milyon TL gösterilmektedir. Devlet efiyle \apilan böyle bir yanlışlık sanatçının dünya ölçüsünde koruma zorunluluğunda olduğu itibannı sıfiriamaktadır". Kemal lskender'in ise on beş yıldır resim yapmadığını, hiçbir cıddi etkinliğın içınde bulunmadığını öne süren Altan, lskender'in bütün yaşamını Türk sanatının D Grubu'ndan bugüne bütün gelişmiş uçlannı yok saymaya, tahrip ermeye adadığını söylüyor: "Çok yakın geçmişte bir yazısında 'Duvarlannı salladım. ama temelınden yıkmak boynumun borcu olsun' şeklinde ifade etmektedir düşüncek'rinL KastettiğL, eümizden geldiği kadar bir şeyleri değiştirmek, dünyaya entegre bir güçlü Türk sanati kurmak çabası içindeki bizleriz. Bu vesile ile arkadaşımız, dü/e\ imize çıkamadığı için rıyatlarunızı kırmak suretiyle bizi kendi düzeyine indirmek gayreti içindedir". Altan, açtıklan dava ile yürütmeyi durdurma karan alarak önce devietin bir kez daha soyulmasını engelleyıp, sonra da sanatçılann saygınlığını koruyabileceklerini umduklannı dıle getinyor. Özdemir Altan Türkiye'de bile isimlerini fazla bilen yokKemal tskender. dava açmanın her vatandaşın hakkı olduğunu ve bunun onu muhatap almadığını söyleyerek bu değerleri nasıl belirlediklerinı şöy- leaçıkladı: "Bize" Bir müzayedede bir eser 100 milyonluksa 40 milyondan başlar" dendi. Dolayısıvla bunu göz önüne alarak değerlendirdik. Katiyen ressam aynmı yapmadık. Sanatçının Türk resmi içindeki yerine, resminin türüne, büyüklüğüne vedurumuna gö- re belirledik". Bu sanatçılann yapıtlannın 100-150 milyon liradan alıc\ bulduğu konusu- na da İskender, şu açıklamayı getirdi: "Bir ressam günün birinde 150 milyo- na resim satmışsa bu onun fiyannı be- lirlemez. Bir sergî açarsanız oradaki 20 resmin 10 tanesi 150 milyonsa o onun fiyatını belirler. Hem onlann de- diği doğnıysa müzayedede kendi de- ğerlerini bulacaklardır". Sanat esenne fiyat biçilemeyeceği- ne inandığını ama biçmek zorunda kaldığını belirten tskender, devietin bir an önce bu tablolan elinden çıka- rarak parasını kurtarmak istediğini bil- dırdi: "Bu eserter bu müzayedede satıla- mazlarsa bir sonraki müzayedede ya- n fiyatına satılacaktır. Yine satümazsa kim ne verirse ona satılacaktır. Devlet de diyor ki biz buna bu kadar masraf edip bir broşür çıkaracağız. İkinci se- fer böyle bir şansunız olmayacak". Kendine yöneltilen suçlamalan yer- siz bulan Kemal Iskender. "Üstelik Güngör Taner resimlerini beğendiğim de bir insandır niye özellikle düşük de- ğer biçeyim? İkisi de eşit boyutta bir Güngör Taner'e Ali Çelebi'den daha fazla değer biçersem o zaman beni eteş- tirebiBrlerdi'' dedi. Iskender, bir ressamın prestijinin veya onurunun değennin parayla ölçü- lebileceğini düşünemediğıni de söz- lerine ekledi: "Birinin resmi satıyor o onurlu, öbüriinün satmıyor o onursuz mu yani?" Iskender, sanatçılann yapıtlannın uluslararası sanat çevrelerinde alıcı bulmalannı belirtmelerine karşılık. şu yanıtı verdi: "Hangiresûnlerisatabnış yurtdışında? Batı'da satılmış bir tane fatura getirsinler göreyim. Türkiye'de bik isimlerini fazla bilen yoktur. Son- ra bu da bir ölçü değil. Bedri Baykam'ı herkes tanıyor, Özdemir Altan'ı on ki- şiden biri bile bilmez. Hangisi daha iyi ressam aeaba?" Fiyatlan ben belirlemedim İİ Rafi Portakal Portakal Sanat Evi'nın sahıbı Rafi Portakal, bu müzayedede fiyatlan be- lirleyenin kendisi olmadığını, dolayı- sıyla pek bilgisi olmadığını belirtiyor. Müzayedenın aleni olduğunu, bütün Türkiye'ye duyurulacağını söyleyen Portakal. "Çok güzel bir katalog hazır- lıyoruz. Sansasyonel bir olay oiacak. İnşallah sonuçlan da herkes için iyi olur" diyor. Fiyatlann gerçekten düşük olup ol- madığı konusunda ise, çağdaş resmin kendi uzmanlık alanına gırmediğini söylüyor: "Ama kendi konumdan ör- nek vereyim, bir Osman Hamdi Bey 1 milyar ediyorsa, bunu 20 milyona da koysanız. hiçbir kuvvet 1 mih ara çık- masını engeUeyemez. İki kişinin ara- suıda geçmiyor ki bu müzayede". Ancak Bedri Baykam bu konuda Rafi Portakal'laaynı kanıdadeğil. Sa- natçı. Türkiye'de Atatürk'ün Sam- sun'a çıkarken giydiği çizmeler veya iki yüz elli yıllık bir ferman için mü- zayede yapılabileceğıni, ama çağdaş sanat için hiçbir sağlıklı müzayede yapmanın mümkün olmadığını söylü- yor: "Bunun vapılabilmesi için o mü- zayedey e giren insanlann dünya mo- denı sanat tarihini, Türk çağdaş sanat tarihini, o rassamın kendi tarihçesini ve bahsedilen işin o ressamın kendi serü- veninde nereye oturduğunu bibneleri lazundır. Bütün bu bilgiler olmadan konuyla hiçbir alakası olmayan kişile- rin ebat. kanepe rengi ve dedikodula- ra dayanarak resimleri alıp almamala- nnın o resmin değeri ile ve içeriğiyle hiçbir Uişkisi yoktur. Çağdaş sanat müzayedeleri Türk burjuvasının 'ucuza resim kapatma histerileri'ne hizmet etse de Türk çağdaş sanatına büyük zarar vermektedir. Türkiye'de resim ancakonu arayan kendi bulan ve anlayan ahcı önünde gerçek değerini bulur". Masumiyeti sona erdiren 'Şike'Küitür Servisi- Robert Red- ford'un dört dalda Oscar adayı olan son filmi "Şike" bugün gösterime gi- riyor. Robert Redford'un yönettiği ve rol aldığı fılm; Amenkan ahlakı ve televızyonun gücü üzenne kışkırtıcı bir dram. Fılmde: popüler program "T^venty-One-Virmibir" çevresinde gelişen olaylarla hayatlan değişen üç insanın öyküsü anlatılıyor. "Remem- bering America- Amerika'yı Haür- lamak" adlı kitabın bir bölümünden uyarlanan fılm, televızyondaki en ba- şanlı programlardan birinde hile yap- masının ortaya çıkmasıyla patlak ve- ren gerçek bir skandalı konu ediyor. I958'te televizyon yanşmaprog- ramlan ratinglere hakımken, bir ya- nşmacı. Charies Van Doren'i (Ralph Fiennes) suçlamıştı. Van Doren. "Yirmibir" adlı yanşma programı- nın şampiyonuydu. Time ve Life der- gilerine kapak oiacak kadar ün ka- zanmıştı. Van Doren bir Amerikan halk kahramanıydı. Entelektüellerin Etvis Presley'e yanıtıydı. Columbia Üniversitesı'nde Ingilizce öğretim üyesi olan Van Doren aynca Ameri- kan edebiyatdünyasının entanınmış ailelerinden birinin oğluydu. Babası Pulitzer ödüllü bir şairdi. Annesi Dorothy ise bir dergi editörü ve romancıydı. Van Doren, haftalar boyu süren ya- nşma programlannda en zor sorula- ra verdiği doğru yanıtlarla televizyon izleyicilerini şaşırttı. Cazibesiyle, 50 milyon kişiyi kendine inandırmıştı. Fakat işin aslı şuydu: Seyircileralda- tılmışve yalnızca yapımcılannken- dilerine göstermek istediklerini gör- müştü. Derken biri fişi çekti. Yanşmacı Herie Stempel (John Turturro) yanşmada sahtekarlık ya- pıldığı suçlamasında bulununca, kongre soruşturmacısı Richard Go- odwin (Rob Morrow) gerçekleri or- Robert Redford'un yönettiği "Şike^de John Turturro başrolde. taya çıkardı. Sahtekarlık, ortalığı bir- birine kattı. "Bu olayla birşey degişti. Bu ger- çekten de sosyal tarihimizde bir ma- sumiyet döneminin sonunu getirdi. Bundan sonra artık insanlar televiz- yonda gördükleri herşeyin doğru ol- duğu na inanmamaya başladılar" di- yor Robert Redford. Sosyal içerikli konulann yabancısı olmayan Red- ford, bu olayın Amerikalılann güve- nini sarsan seri aldatmacalann ilki ol- duğunu savunuyor. Redford, "Şi- ke"nin temel olarak ahlakı inceleyen bir öykü olduğunu belirtiyor: "FTlm- de hayatlanm sonsuza kadar değişti- recek olaylann içine giren üç karak- ter var. Her biri, toplumumuzun de- ğişik bir kesimini tem sil ediyor. Ancak hepsini biraraya toplayan neden aynı: Açgözlülük_." Yükselme ve sonsuz zenginlikler vaadiyle büyülenen savaş sonrası bir nesil içinbilgi yanşmalan Amenkan rüyasınınbiruzantısıydı. 1958 yılına gelindiğinde yanşma programlannın sayısı 40'a ulaşmıştı ve bu program- lar haftada 50 saatlik yayını işgal et- meye başladı. Milyonlarca kişiyi, işini gücünü bı- rakıp "Yirmibir" adlı yanşma prog- ramını izlemeye iten neydi? Ses ge- çıımeyen kulübelerde oturarak soru- lan cevaplayan iki yanşmacının yer aldığı yanşmanın kendisi değildi bu yalnızca. Aynca, yanşmacılann öne çıkarılmış kişilikleri, para ve şöhre- tin güçlü çekicıliği daha çok etkili oluyordu. Medyanın insanlar üzerin- de etkısinı iyiden iyıye hissettirdiği günümüzde Redford hertoplum için güncelliğini koruyan soruları gün- deme getınyor ve yeni tartışmalara zemın hazırlıyor. Gökyüzünde akrobasiyle casuslukKüitür Servisi- Deran Sarafîan'ın yönettiği. başrollerini CharBe Sheen ve Nastassia Kinsld'nin paylaştığı "Ter- minal Velocity- HJZ Sının" adlı fılm de bugün gösterime giren filmler arasm- da yer alıyor. Filmde'; Richard "Dttch" Brodie (Charlie Sheen) çok tehlikeli bir spor olan gökyüzünden atlama (skydiving) öğretmenidir. Güzel ve esrarengiz bir kadın olan Chris (Nastassia Kinski) bu sporu öğrenmek içın gelir. Ancak ser- best düşüş sırastnda paraşütü açılmaz. Bu olayla birlikte Richard, kendini bir- denbire uluslararası bir casusluk ve ent- rika dünyasının içinde bulur. Ditch. ka- dının ölümünden haksız bir şekilde so- rumlu tutulmaktadır. Paraşüt merkezi kagatılır. Öğretmen, bu esrarengiz kazanın ar- kasındaki gerçeği kendisi araştınp bul- maya girişir. Ancak, çok geçmeden hiç- bir şeyin göründüğü gibi olmadığını keşfeder. Chris'in aslında ölmediği ve eski bir KGB ajanı olduğu ortaya çıkar. Film, daha önce hiç görülmemiş gök- yüzü akrobasileriyle dolu. Gökten hız- lı serbest düşüşler; Ditch'in uçaklardan havaya firlaması gibi ölüme meydan okuyan sahneler bırbıri ardına gelir Ditch, her seferinde ölümü aldatır. Her saniye. hiç bitmeyecek bir kâbus olur. Ditch, yasadışı amaçlan için hiçbir en- gel tanımayan Rus mafyasıylaölümcül bir yanşa gırer. Filmin senaryosunun oluşma öyküsü şöyle: Geçen yılın gişe rekoru kıran filmi "Kaçak"ın ortak senaryo yazarlann- dan olan David Twohy, Interscope Communications şirketine yeni bir se- naryo fikriyle gelir: Eğer bir kadtn. kendini ölmüş gibi gösteren bir paraşüt kazası düzenlerse ne olur? Twohy. "Bu benim paraşüt sporu na olan aşkımı, yazma tutkumula birleştinnenin bir yo- luydu" diyor. Yapımcı Scott Kroopf ve Tom Cngebnan, Davıd'ın senaryosunu "Hız Sının'-nda, Nastassia Kinski ve Charlie Sheen başroüerde. hemen beğenir. Engelman, "Ditch, ha- reket ve macera filmlerinin süper ma- ço karakteıierinden biri değildi Kendi- ni "Ya yüzersin, ya batarsın" durumun- da bulan ve vüzmeyi öğrenen normal bir karakterdi" diyor. Yönermen Sara- fian a göre de film "macera vedramın müthiş bir mizah anla\ ışıyla harika bir kaynaşması". Sarafian'ın, Ditch karakterini kimin canlandıracağını düşunmek gibi bir so- runu olmamış: "Charlie Sheen hep be- nim birinci tercDümdi Her şeye açık ve güçlü bir zekâsı var. Bir aktöıie yaşadı- ğım en iyi çahşma tecrübelerinden biri oMubur Sheen ise Ditch rolü için, "Yi- ne bir 'çocuklar ve oyuncaklan' türün- den hareketn* film olacağını tahmin et- tiğûn şey daha çok performansla ilgili çıkü. Bir seyirci olarak, her zaman beni eğ- lendirecek karakterier aranm. Küçük bir karann, küçük bir dönüşün. aniden sizi tanıanııyla çılgın bir yola sürükle- diği normal insanlann kendikrini mantiksız ve gerçekdışı konumlarda bulduğu türden filmleri severun. Ditch'i de bu yüzden sevdim" diyor. Sarafian, filmin diğer başrol oyuncusu Nastassia Kinski'nin seçilmesinde de aynı titiz- liği göstermiş: "Eski KGB ajanı rolü için Kinski'yi seçrik. Çünkü Avrupah geçmtşi Chralie Sheen'in saf Amerika- b görüntüsüyle zıtük oluşturacakt". Fa- kat Kinski doğal olarak fılme egzotik güzelliğinden fazlasını getirmiş. Sarafian, "Nastassia'nm hayatayak- laşım tarzuıda mutlak bir farkiıhk var" diyor. "Tamamen farkh bir duyarhhk. Yönetmeni ve aktörü Amerikan olan bu büyük Amerikan filminin içine an~ sızın aülmış, çok duygusal ve hassas bir insan. Bu da onun için tamamen deği- şik bir çalışma şekli Nastassia, bu ba- kış açtsını karakterine önemli biçimde aktarmayı başardı. Tüm film boyunca güç onda. Saldırgan olan; Ditch ve seyir- ciyi yokuluğa çıkaran o." BU MÜZAYEDE İÇİN BÎÇİLEN FİYATLAR ÖmerLluç(t30xl62cm akrilik)- 35 milyon TL. Bubi (100x130 cm akrilik)-10 milyon TL. Güngör Taner (105x205 cm yağlıboya)- 25 milyon TL. Özdemir Altan (98x130 cm akrilik)- 25 milyon TL. Bedri Baykam (137x 199 cm yağlıboya)- 15 milyon TL. Bedri Baykam (100x72 cm yağlıboya)- 7.5 milyon TL. Mithat Şen (yağlıboya)- 7.5 milyon TL. Adem Genç (138x 170 cm akrilik)-_l 5 milyon TL. Kemal Önsoy (280x147 cmyağlıboya)- 15 milyon TL. Zahit Büyükişleyen (99x88 cm yağlıboya)- 15 milyon TL. SOTHEBY'S ÇAĞDAŞ TÜRK RESMİ MÜZAYEDESİ (9ARALIK1990) İÇİN HAZ1RLANAN KATALOGDA AYNI SANATÇILAR tÇİN BELİRLENEN FİYATLAR Ömer UIuç (80x66 cm akrilik)- 12 bin-15 bin dolar Bubi (115x115 cm akrilik)- 3 bin-4 bin dolar Güngör Taner (114x146 cm akrilik)- 8bin-10bındolar Özdemir Altan (130x162 cm akrilik)- 9bin-10bındolar Bedri Baykam (155x210 cm akrilik)- 17 bin-20bin dolar Mithat Şen (100x140 cm akrilik)- 2 bm-2 bin 500 dolar Adem Genç (170x140 cm akrilik)- 4 bin-5 bin dolar Kemal Önsoy (129x147 cm"akrilik)- 6 bin-7 bin dolar Zahit Büyükişleyen (108x 1 OO'cnı yağlıboya)- 2 bin-2 bin 500 dolar tarahimova'nın konseri ertelendi •,ANKARA(AA)- Opera sanatçısı Yıldız Ibrahimova'nın 21 şubat salı günü vereceği konserin, sanatçının aniden rahatsızlanması üzenne ilen bir tarihe ertelendiği bildirildi. Ankara Devlet Opera ve Balesi'nden yapılan açıklamada, Operet Sahnesi'nde gerçekleştirilecek konser için bilet alanlann biletlerini iade edebilecekleri ya da konserin gerçekleştirileceği tarihte kullanabilecekleri belirtildi. Macaristan'da Türk tiyatrosu • İSTANBLILAA-Şehir Tiyarrolan'nm 80. kuruluş yıldönümü etkinlikleri çerçevesinde düzenlenen toplantıda, Türk-Macar ılişkileri ve Macaristan'da Türk tiyatrosu tartışıldı. Harbiye Muhsin Errugrul Tiyatrosu'nda düzenlenen toplantıda. Türkolog ve Macar-Türk Dostluk Dernegi Genel Sekreteri Timea Gal, "Türk-Macar Ilişkileri, Macaristan'da Türk Tiyatrosu" konulu konuşmasında. 16. ve 18. yüzyılda Macaristan'da Türk Halk Tiyatrosu oyunlanmn sergilendiğini, bu dönemin sonrasında Ahmet Vefik Paşa, Cevdet Fuat, Namık Kemal, Recaizade Mahmut Ekrem, -Ahmet Mithat Paşa'nın yapıtlannın Macaristan'da tanındığını, ancak günümüz Macaristanı'nda, Türk tiyatrosunun o dönemdeki kadar iyi bilinmediğini söyledi. 2. Tüpk-Alman Yaz Akademisi • ISTANBUL (UBA) - uiudag Üniversitesı ile Sıegen Üniversitesı'nin işbirliğiyle gerçekleşecek "2. Türk-Alman Yaz Akademisi" 17 Eyiül-1 Ekım 1995 tarihlen arasında tstanbul ve Bursa'da düzenlenecek. Akademide bu yıl, Türk ve Alman toplumlannda norm ve değerlerin evrimini inceleme, Türkiye'de sosyal ve kültürel kurumlan tanıtma gibi konular ele alınacak. Akademıye katılmak için "geçmişve günümüzle ilgili" akademik yöntemle hazırlanmış ve Almanca yazılmış bir çahşma yapma ön koşulu aranıyor. Yapılacak çalışmalar bir jüri tarafmdan değerlendirildikten sonra en iyi 25 çalışma belirlenecek ve bu çalışmalann sahıplen akademiye ücretsiz olarak katilabilecekler. Akademiye katılmak isteyenler 31 marta dek başvuruda bulunabılecekler.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle