02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
45 ŞUBAT1995 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA EKONOMI Erdemir'e de talip olan Uzanlar, bugüne dek 3 sektörde aldıklan KİT'lerde yanlış uygulamalanyla tanındılar Ozefleştirme mi, Uzaıdaştırına nu? Kemal Uzan Erdemir'de tJebasrolovnuyor. HACERGEMİCİ 199O'lı yıllann başındaki özelleştirme nıryasın- da Türkıye Otomotiv Endüstrisi (TOE). Kepez ve Çukurova Elektrik (ÇEAŞ) ile 5 çimento fabrika- sını alan Uzan ailesi şimdi de Erdemır sahnesin- de başrol oynuyor. Özelleştirme pazanna çıkan Erdemir"in 8 talibi ile kıyasıya pazarlık görüşme- leri sürerken. ihalede en büyük teklifi veren aile. Uzanlaştırma zincınne yeni bir halka eklemeye hazırlanıyor. Basına sızan haberlere göre şirketin yüzde 30 hissesı için Özelleştirme îdaresi Başkan- İığı"na 305 milyon dolara yakın teklıf veren Uzan- lar'a baglı Rumeli Metal. pazarlık aşamasında da ipin ucunu bırakmamaya kararlı görünüyor. Bu- güne kadar satın aldıklan KtT'ler için 343 mil- yon 500 bin dolarödeyen Uzanlar şimdi ise bu pa- ranın tamamına yakın bır bölümünü Erdemir için gözden çıkanyorlar. Ancak "İşletmelerin verim- liliklerini artırarak, ekonotniye kazandırmak ve sermaycyi tabana yaymak'' amacını taşıyan özelleştirme bu noktada da 'Izanlaşürma' çen- geline takılmış olacak. Ahmet Özal'ın ortaklığı ile kurulan Türki- ye'nin ilk özel TV kanalıyla kamuoyunda admı duyurmaya başlayan Uzan ailesi, kasım I992'de Trabzon Çimento'yu satın alarak başladığı özel- leştirme yolculuğunda, bugüne kadar çimento, otomotiv ve enerji sektörlerinde önemli KJT'lere sahip olmayı başardı. Ancak birçoğunda en yûk- sek teklifi vererek satınaldıklan KİT'lerde özel- leştirmenin temel ilkelenni zedeleyen uygulama- lar sergiteyen Uzanlar'a ait Rumeli Grubu, işçı sendikalanndan Maliye'ye, Sermaye Piyasası Ku- rulu'ndan tüketiciye kadar pekçok çevrenin tep- kisini üzerinde topladı. Çimento fabrikalannda, fıyat tekeli yaratılması. vergi rekortmeni olan ku- ruluşlann daha ilk yıldan zarara dönüşmesi ve devlete ödemelerin aksatılması Uzanlaştırma'nın ana hatlannı oluşturdu. Daha ilk günden TOE'yi kapatıp, makineleri satan ve işçiyi kapının önüne koyan grup, ÇE- AŞ'ta da küçük yatınmciyı ezen bir görüntü ser- gileyerek Uzanlaştırmadan başka ömekler orta- ya koymuş oldu. Cumhuriyet'in özellikle koalis- yon hükümetlerinin özelleştirme çabalan çerçe- vesinde önemli bazı KlT'ler üzerinde sürdürülen Uzanlaştırma operasyonu ile ilgili sorulan Uzan Grubu'nun Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Uzan'ın yurtdışında bulunduğu gerekçesiyle yanıtsız bırakıldı. Cem Uzan'ın yıldızı özei kanalla pariarmştı. Özelleştirme- Uzanlaştırma arasındaki fark •Zarar eden. dolayısıyla bütçeye vük olan kuruluşlar öncelikli olarak özelleştirilecekti. •En kârlı KlT olarak geçen çimento fabrikalan ilksatılanlar arasında. •Verimlilik artışı için özelleştınlecektı. •TOE. alındıktan sonra 2 hafta sonra kapatıldı. •Amaç sermayenin tabana yayılmasıydı. •Uzanlar ÇEAŞ'da küçük yatınmcının eiindeki hisseleri topladı. TOE'yi yok ettiler 1955 yılında kurulan \e Türkiye"de ilk otomotiv tesisi olan Türk Otomotiv Endüstrisi'nın sonu da Uzanlar'ın eliyle geldi. Kamyon. ambulans, zırblı para arabası, minibüs, midibüs, otobüs. tanm traktörleri gibi araç üretimleri gerçekleştiren TOE 'nin 1991 yılı e> lül ayında şırket sermayesinin yüzde 77. 8'ini KOl'ye ve- rildi. Ardından özelleştirme programına alınan TOE, 18 Ekim 1991 tanhinden itibaren 4 defa satışa çıkanlmasına karşın alıcı bulamadı. En son olarak 1993 yılında satışı çıkanJen ve sadece Uzanlar'a ait Süper Oto'nun talip olduğu TOE, 8 milyon dolara. yanı o günkü değerlerle 80 milyara özelleştirildı. Ancak aradan 10 gün geçmeden 30 nısan günü Uzanlar "TOE'nin kaptsına ki- lidi" % urdular. Bu arada bu tesislerde çalışan 447 işçi dâ kapının önüne konuldu. O zamanın fiyatlan ile emlakçılann arazisıne 600 mılyar lira değer biçtiği TOE böylece 80 milyara Uzanlar'a geçmış oldu. ÇEAŞ'taki oyunlar 8 Aralık 1992'de ihaleye çıkan Çukurova Elektrik ve Kepez, Uzanlar'a geçti. ÇEAŞ'ın yüzde 11.25'lık hıssesini 81 mılyon 79 bin do- lara alan Uzanlar aradan bır ay geçmeden bır manevra ile ÇEAŞ'ın yönetimine el koymak için operasyonlara giriştiler. Şırket genel kurulunda yönetimi ele ge- çirmek için hisse bazında 200 bin lira pirim vecegıni duyuran Uzanlar ile dıgerortak Sabancı Holding ile yaşanan kavga da Sa- bancı'nın geri cekılmesıyle son buldu. 19 mayısta Sabancı Hol- ding'in hisselerini Akbank kanalı ile Adabank'a satması sonucun- da çoğunluk hisselen Uzanlar'a geçti. Tes-lş Sendıkası 2. No'lu Şube Başkanı Metin Korur "Bugüne kadar ÇEAŞ'ta yüzde 35'e yakın işçi çıkışı oldu. Hâlâda akıllanndan tenkisat geçiriyorlar" diye konuştu. ÇEAŞ'ın küçük ortaklannın haklanna aykın ha- reket edildiği gerekçesiyle SPK tarafından satışa izin verilmedi Çimentoda kartel Uzanlar 1992'den sonra hızla elden çı- kanlan çimento fabrikalannın en önem- li 5 tanesini adeta kaptılar. tlk olarak Trabzon Çorum Çimento Fabrikası'nı alan Uzanlar ardından Gaziantep, Trab- zon. Ladik ve Şanhurfa Çimento fabn- kalannı da bünyelerine kattılar. Rumeli Haldıng'e 31 milyon 500 bin dolara ya- ni o günkü kurlarla 35 milyara satılan Trabzon Çimento Fabnkalan'nın sade- ce arazisinin 2 trilyon olduğu ileri sürü- lüyor. Gaziantep Çimento Fabrıkasfnda 2.5 ayda yüzde 50'ye varan zamlar ya- pınca bu il ve civanndaki inşaat çevre- len ayağa kalktılar. Uzanlann özelleştirme takvimi •3 Aralık 1992: Gaziantep Çimento'nun yüzde 99.73'lık payını 52.696 bin dolara Trabzon Çimento'nun ise yüzde 100'lük payı 32.551 bin dolara satın aldılar. •16 Şubat 1993: Çukurova Elektrik'tekı yüzde 11.25'lık Kepez Elektık'tekı yüzde 25.93'lük kamu pajlan Uzanlann elıne geçti. •3 Mart 1993: Uzanlar ÇEAŞtakı çoğunluk hisselerini ele geçırmek için gazete ilanlan ile temsil hakkına karşılık 200 lira prim vereceklerin duyurdular. •6 Mart 1993: Bartın Çimento'daki yüzde 99.78'lik kamu payı 20.568 bin dolara Uzanlar'a geçti. •21 Nisan 1993: Ladık Çimento ve Şanlıurfa Çimento'dakı yüzde 100'lük kamu paylan Uzan ailesi tarafından satın alındı. •22 Nisan 1993: TOE'nin yüzde 81.35lık payı 8 milyon dolara Uzanlar'a satıldı. •1 Mayıs 1993: Uzanlar "yıllarca zarar ettiğı ve borcu olduğu gerekçesi" ile TOE'yi kapatarak 447 ışçıyi kapının önüne koydular •18 Mayıs 1993: ÇEAŞ'ın olağanüstü genel kurulunda vönetım Uzanlar'a geçti. Büyük bölümü eski olan 400'e yakm mevzuatta öngörülen değişiklikler 7. planda yer alacak Yıflannıış mevzuat Avrupab oluyorÖZGÜR ULUSOY A\rupa Birlığı'ne (AB) me\- zuat uyumu için çalısjnalaryüru- ten ihtisas komisyonlannın ra- porlan basım aşamasına geldı. DPT bünyesindeki AB Genel .Müdürlügü'nde çalışan on bir ih- tisas komısyonunun raporlanna İ>ağlı olarak. yapılması gereken somut me\zuat değışiklıklerini içeren bir de tablo hazırlandı. jGümrük bırltgi öncesı ve sonra- sı yapılması gereken yaklaşık 400 mevzuat değışikliğinı içeren tablo. yedınci beş yıllık kalkınma •planında da yer alacak. - DPT AB Genel Müdürü Tuğ- rul Arat, 1988 >ılından beri Or- taklık Konsey i 'ne doğrudan bağ- lı olmadan, Türk hukuk sistemi ve ekonomik düzeninın AT">e uyumu için çalışmalann yürütül- düğünü ka>dederek, bu süreçte çeşitli kesimlerden 2 bini aşkın • DPT AB Genel Müdürü Tuğrul Arat, mevzuat uyumunun yasalann çıkmasından öte 'uygulama'yı içerdiğini kaydederek "Rekabet Kanunu'nun çıkması yetmiyor. Kurulun işlediğini görmek istiyorlar" dedi. kişinin çalışmalara katıldığmı söyledı. Arat. gümrük birliğine yönelik olarak 11 ayn konuda hazırlanan raporlann basım aşamasında ol- dugunu kaydetti. Ortaklık Konseyi'ne gidecek karartasansı çerçevesinde. 95 yı- lında mutlaka yapılması gereken mevzuat değişıklikleriyle ilgili ön çalışmalann tamamlanmak üzere olduğunu belirten Arat, "95 dahil beş yıl içinde gümrük birliğinin iyi işlemesini sağlaya- cak değişiklikierie ilgili çalışmala- rımu sonucunda karşımıza 40 sayfalık bir tablo çıktı. Bir hafta- >a kadar hazır olmasını bekledi- ğûniz tablo, 7. beş >ıllık kalkınma planında yer alacak" diye konuş- tu Mevzuat değışıklıginin yasal düzenlemelerden öte. uygulama- yj kapsadığına ışaret eden Arat, u Rekabet Kanunu'nun çıkması yeteıii degil. Rekabet Kurulu'nun işlediğini görmek istiyorlar. Biz, elimizi çabuk tutuyoruz. Ancak bazı konularda mali sorunlar or- taya çıkıyor. Örneğin Rekabet Kurulu için para gerek" diye ko- nuştu. 95 yılı ıçerisinde rekabet hu- kuku, fıkri ve sınai mülkiyet hak- kı, devlet yardımlan ve dış tica- ret mevzuatı ile ilgili değişiklik- lerin mutlaka yapılması gerekti- ğinı belirten Arat. ~Bunlar Tüke- ticiyi Koruma Kanunu'ndan önemli. Ancak rekabet hukukun- daki değişiklikk topluluğu korur- ken, tiiketici kanunu ile de kendi tüketicimizi korumuş olacağız. Rekabet hukukunun dengesi, Tü- keticiyi Koruma Kanunu. Bu yüz- den bunu da \eriştirmek zorunda- sımz" dedi. Arat, 11 ihtisas komisyonunun yanı sıra DPT bünyesinde iki ait komisyon daha kurulduğunu söz- lerine ekledi. Komisyonlardan birisi önümüzdeki dönemde. AB'nin üzerinde durduğu çevre konusundaki hukuki mevzuat üzerinde; 95'ten sonra hizmetle- rin serbest dolaşımıyla ilgili mü- zakarelerin başlayacağmdan ha- reketle kurulan öteki komisyon da yabancılar hukuku ve hizmet- lerin serbest dolaşımı üzerinde çahşacak. Türkiye Araştırmalar Merkezi Başkanı: Yunanistan, smın aştı Ekonomi S«r>isi - Türkiye Ara$tırma!ar Merkezi Başkanı Faruk Şen, Yunanistan'ın Türkiye'nin gümrük birliğine girişini veto etmekte daha fazla direnemeyeceğini ileri sürdü. Yunanistan'ın bu kez smın aştığını dıle getiren Şen. "Fransa ve AJmanya'nın ta>rj açık* 1 diye konuştu. Mali protokolün işletilmesi gerektiğini vurgulayan Şen, bölgesel ve sosyal fonlardan yararlanmak için pazarlıklann henüz sürdüğünü sözlerine ekledi. Türk Alman Teksti! ve Hazırgiyimciler Birliği Başkanı Ahmet Aydın da gümrük birliğinin gerçekleşmesi halinde Türkiye"nin AB'ye tekstil ihraç eden ülkeler arasında birinci sıraya yükselebileceğini dile getirerek "GATT çerçevesinde zaten 2005 ydma kadar tekstilde bütün kotalar kalkı>or. Türkiye, 10 \ıl önceden bu koşullaria pazara girerse rakiplerine göre çok büjük bir avantaj yakaLunış olacakür" dedi. BENCE İZZETTİN ONDER Satışı İptal Gücü Kimde? Et ve Balık Kurumu'nun satışı, topjumdan gelen tepki- ler gerekçe gösterilerek iptal edildi. Üstelik iptal işlemini, bizzat kararı alanlar gerçekleştirdi. Türkiye için inanılmaz bir demokrası gösterisi! Acaba, olay gerçekten böyle mi? Bir defa, kamuoyu sadece bu olayda ya da bu satışta tepki göstermedi ki. Karabük'te yer yerinden oynadı, PTT'ciler bir haftaya yakın süre eylem yaptılar, neredey- se tüm haberleşme duracaktı. Bunlar ve benzeri eylem- ler sonucunda, girdiği her mücadeleyi kazandığı savında bulunanlarca geri adım atıldı mı? Hayır. Sadece bazı ufak yerel önlemler alındı. Onun amacı da örgütleri susturmak idi. İkincısi, kamuoyu tepkileri acaba neden diğer olaylar- da, bir bölümü hariç, basınımızda EBK gibi yansıtılmadı. Hükümete emir veren basınımız, özelleştirmelerle ilgili yargı kararlannın uygulanmamasında niçin uyudu? Sen- dikaya satış yapmanın iyi bir politika olmadığını, zira sen- dikanın iyi bir patron olmadığını haykıranlar, Karabük ola- yında nerede idi? EBK satışı ve sonuçlan, ÇİTOSAN, AKTAŞ, USAŞ ve özellikle de TELETAŞ örneklerinden çok da vahim o!ma- yabilir. Halk bunlara da tepki gösterdi. Neden o zaman ba- sınımız ve demokrat yönetimimiz sessiz kaJdı. Demek ki bu savlar göründüğü kadar doğru değil. Bu iptal işleminin asıl nedeni, arsa rantlarının paylaşımıdır. Iş- te sendikanın gücü buna yetmedi. Eğer işlem tekemmül etmış olsaydı sendika, arsalan satacaktı. Bu arsalar dev- letten alınmış da olsa, bir satış görüntüsü altında da olsa, bunlar kapatılabilir. Bu arsa rantlannı sendikaya kaptırma- mak için arsaların devlete dönmesi ve birinci elden alını- yor (!) olması gereklidir. Arsalar üzerindeki bu paylaşım kavgası, güçler arasın- da ve sistem-içi bir mücadele olduğu için basında ve si- yasal kademelerde baş köşeye oturup, ses getirdi. Oysa TELETAŞ örneği de bir yağma ve ülke birikiminin tahribi olduğu halde, USAŞ fiili birtekel oluşturduğu halde, AK- TAŞ'tan şikâyetler açık olduğu halde, bunlar aynı ilgiyi göremezler. T'nin satışı akıl almaz bir icraat olacağı hal- de, halkın tepkisine saygılı olduğunu savunanların kılı bi- le kıpırdamayacaktır. Basın ise "alçak-profil" görevini ya- pacaktır. Çünkü bu işlemler, halkın ve ülke çıkarlarının ak- sine olduğu halde, iç ve dış büyük çıkar çevrelerinin lehi- nedir. Aralarında bir paylaşım kavgası olmazsa bir sorun ortaya çıkmaz. Sistemin işleyişi böyledir. EBK satışının iptali ve arsaların ayn satışı kamuoyuna daha fazla gelir sağlarsa, bu fena mı? Tabii ki değil. Ama sorun bu değil. Çünkü, aynı mantıkla şunu sorabiliriz. Kır- sal alanlardan gelenler gecekondu için mafyaya bir bedel ödüyorsa nıçin devlet bu araya gınp, mafyaya gidecek pa- rayı kendisi alıp, bunun karşılığında o yörelere çok daha planlı ve düzenli hizmet götürme güç ve basiretini gös- termiyor? Bu soruya makul bir cevap vermek olası değil- dir. Çünkü bu sorunun cevabı, sistemin ışleyişinde vardır; EBK arsalannda da durum aynıdır. Bu arsalan, hiç kuş- kusuz, devlet bir bedel karşılığında satacaktır. Ancak bu bedelin belirlenmesi çok önemlidir. Oysa sendika bu ar- saları bir malik gibi satacaktı. Potansiyel talip ya da talip- ler bu arsalan bir malikten değil, fakat devletten almak is- tiyorlar. Özelleştirme bataklığında yürürken öyle işlerle karşıla- şacağız ki bır zamanlar, belki de çok iyi niyetle ve ekono- mi kurallarına (!) dayanarak özelleştirmeyi Beri sürenler dahi, eğer vicdanlannın sesini yazılanna yansıtabilecek yü- celik ve yürekliliği gösteririerse, tüm bu işlemlere karşı çı- kacaklardır. Insan şunu nasıl düşünmez ki devletin tüm vergi, har- cama ve sıyasal karar politikalarını kendi yönüne çeviren güçlü çevreler, işleri ve KlT'leri bu hale getirdikten sonra köşelerinde efendice oturacaklardır! Tüm bu hazırlıklar bu parsayı kapmak için değil miydi! Bir sendikanın böyle bir işe girmesi, görüş perspektifi açısından yanlıştır. Ancak tüm yükselen seslerin, böyle bir yanlışı düzeltmeye yönelik olduğuna inanmak ise saflık- tır. Bunun ötesinde, siyasal karar organının, iptal işlemi ile ilgili yaptığı, "kamuoyuna kulak ve/Tr?e"türündeki açıkla- mayı geçerti kabul etmekse sistemin işleyişini anlamamak, güçlülerin gücünü kavramamak demektir. llanlar sizi yanıltmasın G azetede gördüğüm ilan üzerine, International Tourism Company tarafından düzenlenen yarışmaya katılmaya karar verdim. Akdeniz sahilinde kurulacak bir tatil köyü için isim arayan International Tourism Company, yarışmayı kazanan kişiye 1995 model Şahin otomobil vermeyi vaat ediyordu. llanın cazibesine kapılarak tatil köyü için uygun gördüğüm ismi seçerek, söz konusu ilanda belirtilen yazışma adresine postaladım. Mektubumu bir ay sonra yanrtlayan şirket yetkilileri, jürinin benim göndermiş olduğum ismin beğenildiğini belirtiyorlardı. Mektupta "Ödülünüz olan 1995 model Şahin otomobilin teslimatıyla ilgili detaylı bilgi, bir sonraki mektubumuzla O rhan Bey'ın verdiği bilgiler doğrultusunda araştırma yaptığımızda, International Tourism Company adında bir firma bulunmadığını öğrendik. Orhan Bey'e gönderilen mektupta International Tourism Company'nin merkezi olarak gösterilen telefon numarasını aradığımızda karşımıza Xsports isimli bir şırket çıktı. Telefonla görüştüğümüz Xsports yetkililerinden Sam ? Closkey, International Tourism Company isimli şirketle hiçbir ilgilerinin bulunmadığını, söz konusu kampanyadan da haberdar olmadıklarını iletti. Ankara bürosunun telefon numarasını veren Closkey, ayıntlı bilgıyı buradan alabileceğimizi söyledi. Tenis kortu zemini hazırlayan Xsports şirketinin Ankara burosu da söz konusu kampanyayla ılgıleri olmadığını vurguladı. Ohan Bey'e gönderilen mektuptaki A/nerika telefonu ve adreslerini karşılaştırdığımızda ılginç bir durum ortaya ÇlKtl. Telefon numarası kendi firmalarına aitti aına, adresın bir bölümü tutmuyordu. Bu bıigıler doğrultusunda Istanbul Ticaret Odası ve 118 Istıhbarat Servisi'ni aradığımızda da International Tourism Company adında bir şirkete ve telefon numarasına rastlayamadık. Orhan Bey'den parasını yatırmasını istedıkleri hesap numarasını dikkate alarak, Ziraat Bankası'nın Ankara Bulvar Şubesi'yle tarafınıza bildirilecektir. Aynca, kazanan talihli, gazete ilanı ile kamuoyuna duyurulacaktır"şeklinde bir açıklama yapılıyordu. Kazandığım otomobilin devir teslim işlemleri için katılım payı olarak 6 milyon 735 bin lira isteyen turizm şirketi, bu parayı en geç 15 şubata kadar Ziraat Bankası'nın Ankara Bulvar Şubesi'ne yatırmam gerektiğini belirtiyorlardı. Diğer vergi ve masrafların karşılanacağını bildiren yetkililer, yazışma adresi olarak bu kez de Istanbul'u seçmişlerdi. Mektupta şirketin Amerika'daki merkezinin telefonu vardı. Yurtiçi herhangi bir telefon bulunmuyordu. Mektubun şüpheli gelmesi üzerine durumu size bildirmeye karar verdim. Orhan Cihantimur/BURSA görüştüğümüzde ise söz konusu hesabın dün dondurulduğunu öğrendik. Bankanın gelen şikâyetler doğrultusunda inceleme yaptığını belirten yetkililer, International Tourism Company isimli firmanın paravan olduğunu, dolandıncılık nedeniyle hesabın bloke edildiğini bildirdiler. Ziraat Bankası yetkilileri, konuya ilişkin diğer sorulanmızı cevaplamaktan kaçındılar. Orhan Bey, uyanık dayranarak muhtelrf bir dolandıncılık olayından kılpayı kurtulmuştu. Bütün tüketiciler her zaman için bu kadar şanslı olmuyorlar. Kapı kapı dolaşan pazarlamacılar nedeniyle bu zamana kadar sıkıntı çeken tüketiciler, şimdi de sahte ilanlar ile dolandınlmaya başladılar. Son günlerde "... firması adına geliyorvz, bizden bir hediye kazandınız, bunun için... milyon liralık alışveriş etmeniz gerekiyor" diyen pazariamacılardan dert yanan tüketici, artık bu konuda savaş vermeyi başladı. Gazete ve dergilere boy boy ilan veren paravan şlrketler, çeşitli numaralarla tüketicinin parasını iç etme hesaplan yapıyor. Tüketicilere ise artık bu konuda çok büyük görevler düşüyor. Öncelikle gazete ılanlarında yer alan vaatlere ınanmayıp, firma ve söz konusu kampanya hakkında detaylı bilgi toplaması gerekiyor. Ve her sözleşmenin altına. araştırma yapmadan, şartlarını gözden geçinneden ımza atmaması büyük önem taşıyor. • Karaca bekleneni vermedi HULYA OENÇ Cumhuriyet Gazetesı TurKocağı Cad 39/41 , Cağaloğlu/İSTA.NBUL I TEL; 512 OS OS I FAX: 514 O7 51 j TÜKETİCİNİN TAKDİR ETTİKLERİ Bulaşık makinesi değiştirildi 1 990 yılında almış olduğum Siemens marka bulaşık makinemin önündeki şeffaf plaka kısa bir süre sonra düştü. Daha sonra bu parça servis I _^, tarafından ~~" ~ " yapıştırıcıyla geçici olarak tutturuldu. 1992 yıhndan bu yana firma ile zaman zaman telefon ve mektupla görüşerek parçanın değıştırilmesini istedim. 2.5 yıl sonra müşteri ilişkileri bölümünden Erdinç Bey'in desteğiyle isteğim gerçekleşti. Siemens'ın davranışının diğer fırmalara örnek olmasıni diliyor ve teşekkür ediyorum. Fatma Erdoğan/İSTANBUL K araca'nın Topkapı Satış mağazasından aldığım kazak, ilk yıkama sonunda soldu. Kazağı mağazaya geri götürdüğümde test edip sonucu bana bildireceklerini söylediler. Daha sonra mağazaya gittiğimde kazağı bana aynı şekilde iade etmeye kalktılar. Kazağı bu şekilde geri alamayacağımı belirttiğimde, tekrar bakıma yollayacaklarını bildirdiler. Ikinci kez kazağı almak için gittiğimde yine aynı durumla kaşılaştım. Karaca mağazasının duruma ilgisiz kalmasına anlam veremedim. Karaca'dan hata raporu vermelerini istiyorum. Şenol Alpaslan/İSTANBUL 1 994 Kasımı'nda Karaca mağazasından aldığım lambsvvool kazak birkaç giymeden sonra tüylendi. 16.1.1995 tarihinde Karaca'nın Ankara mağazasına gidip değiştirilmesini istedim. Mağaza yetkilileri kazağımı yenileme işlemi için istanbula göndereceklerini söylediler. Bakımdan çıkan kazak kızgın ütüyle ütülenmişe benziyordu. Değiştirme isteğimi yinelediğimde Istanbul'dan Gülçin Hanım'la görüşmem gerektiği söylendi. Gülçin Hanım kazağımı değiştiremeyeceklerini, yüzde yüz yün olduğu, vvoolmark garantisi taşıdığı, bu tür ürünlerde tüylenme olacağını söyledi. Gülçin Hanım'a Dörtel, Örme-iş, Sabri Özel, Benetton gibi firmalann lambsvvool ve shetland ürünlerini kullandığımı, bu tür problemlerle karşılaşmadığımı söylediğimde, bana cevabı "bu ürünlerin yüzde 100 yün olamayacağı" oldu. Markasına ve kalrtesine güvenerek aldığınız bir ürünü birkaç kere giydikten sonra giyilemez hale gelmesi bir yana Ankara mağazasında karşılaşmış olduğum tutum Karaca fırmasına olan güvenimi sarstı. Dolunay Ünsalan/ANKARA O kuyucularımızın şıkâyetıni Karaca'nın Halkla llişikler Müdiresi Gülçin Uysal'a ilettiğimde, konuyla ilgııeneceğini söyledi. Kısa bir süre sonra arayan Gülçin Hanım, Selçuk Bey'in kazağını değiştireceklerinı bildirdi. Selçuk Bey'in kazağının laboratuvarda incelendiğini belirten Gülçin Hanım, kazakta yıkama hatası bulduklarını kaydetti. Şenol Bey'in kazağı ılık suda yün şampuanıyla yıkadığını ıddia etmesine karşın, söz konusu raporun tam tersini belgelediğini hatırlatan Gülçin Hanım, yeni bir kazak vermelerınin sebebını şöyle açıkladı: "Şenol Bey haklı olarak kazağın incelendiğini gösteren bir rapor istiyor. Bu rapor konusunda bilgi verilmesinde geciktiğimız için gecikmeden doğan hatamızı bu şekilde telafi etmeye çalışıyoruz." Dolunay Hanım'ın kazağını değiştiremeyeceklerini belirten Gülçin Hanım, kazakta meydana gelen tüylenmenin kalitesizlikten veya üretim hatasından kaynaklanmadığını söyledi. Dolunay Hanım'ın aldığı kazağın yüzde 20 akrilik yüzde 80 yün olduğunu bildiren Gülçin Hanım, yün kazaklann tüylenmesini geciktirmek için akrilik kullanıldığını vurguladı. Akrilik oranının arttınlmasıyla tüylenmenin azaldığına dikkat çeken Gülçin Hanım, sağlıklı olmayan sentetik elyafı ürünlerınde büyük oranlarda kutlanmadıklannı hatırlattı.Yün etyafın ^ mutlaka tüylendiğini belirten Gülçin Hanım, "Hareket gören vesürtünen kısımlardaki yatık duran elyaf kalkar ve topaklanır" dedi. Tüylenme şikâyeti ile gelen müşterilerinin kazaklannı değiştiremediklerıni belirten Gülçin Hanım, bu ürünlere fabrika laboratuvarlarında bakım yapıldığını, tüylerin giderildiğinı kaydetti. • Yatınmcıya Meksika darbesi BURSA (AA) - Meksi- ka'da ge- çen gün- lerde yaşa- nan finansal krizin, Türki- ye'ye bu yıl 300 milyon do- lar civannda ek mali yüke y- ol açacağı belirtildi. tstanbui Tekstil ve Kon- feksivon thracatçılan Birliği (İTKİB) tarafindan yayımla- nan bir araştırmaya göre, 1994 yılı sonlannda ulusla- rarası kısa dönemli speküla- tif yatınmcılann Meksika krizi nedeniyle kaybettikleri para 18 milyar dolan bulu- yor. Türkiye zararfa çıkacak Türkıye'nin Meksika kri- zınden zararlı çıkacağı hesa- bı. iki ülkenin de 1980'ler- den sonra 'uluslararası fi- nans çevrelerinin, kısa vade- li fonlannı yönelttikleri ülke- ler'olduğu tespıtine dayanı- yor. Buna göre Meksika'da geçen yıl 18 milyar dolar za- rar eden uluslararası fınans şirketleri, bundan böyle Tür- kiye gibi benzer 'yatınm pa- zarlan'na fon aktarmakta da- ha çekimser davranacaklar, bu tür ülkelere borç vermek için daha yüksek risk primi ısteyecekler. Türkıye'nin 1995 yılı bo- yunca anapara ve faiz olarak 13 mi lyar dolar dış borç öde- yeceği ve bunun 'en az yan- sının' yeniden uluslararası piyasalardan borçlanma ile sağlanacaği kaydedilen araş- tırmada, şöyle denildi: "Meksika krizi bu borç- lanmav ı güçleştirmis, maliye- tini hemen 2-3 puan yukan çekmiştir. Kaba bir hesapla böyle bir maliyet artışının Türkiye'ye yıllık 300 milyon dolar düzeyinde ek yük geti- receği ortaja çıkmaktadır."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle