Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
45 ŞUBAT1995 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
Erdemir'e de talip olan Uzanlar, bugüne dek 3 sektörde aldıklan KİT'lerde yanlış uygulamalanyla tanındılar
Ozefleştirme mi, Uzaıdaştırına nu?
Kemal Uzan Erdemir'de
tJebasrolovnuyor.
HACERGEMİCİ
199O'lı yıllann başındaki özelleştirme nıryasın-
da Türkıye Otomotiv Endüstrisi (TOE). Kepez ve
Çukurova Elektrik (ÇEAŞ) ile 5 çimento fabrika-
sını alan Uzan ailesi şimdi de Erdemır sahnesin-
de başrol oynuyor. Özelleştirme pazanna çıkan
Erdemir"in 8 talibi ile kıyasıya pazarlık görüşme-
leri sürerken. ihalede en büyük teklifi veren aile.
Uzanlaştırma zincınne yeni bir halka eklemeye
hazırlanıyor. Basına sızan haberlere göre şirketin
yüzde 30 hissesı için Özelleştirme îdaresi Başkan-
İığı"na 305 milyon dolara yakın teklıf veren Uzan-
lar'a baglı Rumeli Metal. pazarlık aşamasında da
ipin ucunu bırakmamaya kararlı görünüyor. Bu-
güne kadar satın aldıklan KtT'ler için 343 mil-
yon 500 bin dolarödeyen Uzanlar şimdi ise bu pa-
ranın tamamına yakın bır bölümünü Erdemir için
gözden çıkanyorlar. Ancak "İşletmelerin verim-
liliklerini artırarak, ekonotniye kazandırmak
ve sermaycyi tabana yaymak'' amacını taşıyan
özelleştirme bu noktada da 'Izanlaşürma' çen-
geline takılmış olacak.
Ahmet Özal'ın ortaklığı ile kurulan Türki-
ye'nin ilk özel TV kanalıyla kamuoyunda admı
duyurmaya başlayan Uzan ailesi, kasım I992'de
Trabzon Çimento'yu satın alarak başladığı özel-
leştirme yolculuğunda, bugüne kadar çimento,
otomotiv ve enerji sektörlerinde önemli KJT'lere
sahip olmayı başardı. Ancak birçoğunda en yûk-
sek teklifi vererek satınaldıklan KİT'lerde özel-
leştirmenin temel ilkelenni zedeleyen uygulama-
lar sergiteyen Uzanlar'a ait Rumeli Grubu, işçı
sendikalanndan Maliye'ye, Sermaye Piyasası Ku-
rulu'ndan tüketiciye kadar pekçok çevrenin tep-
kisini üzerinde topladı. Çimento fabrikalannda,
fıyat tekeli yaratılması. vergi rekortmeni olan ku-
ruluşlann daha ilk yıldan zarara dönüşmesi ve
devlete ödemelerin aksatılması Uzanlaştırma'nın
ana hatlannı oluşturdu.
Daha ilk günden TOE'yi kapatıp, makineleri
satan ve işçiyi kapının önüne koyan grup, ÇE-
AŞ'ta da küçük yatınmciyı ezen bir görüntü ser-
gileyerek Uzanlaştırmadan başka ömekler orta-
ya koymuş oldu. Cumhuriyet'in özellikle koalis-
yon hükümetlerinin özelleştirme çabalan çerçe-
vesinde önemli bazı KlT'ler üzerinde sürdürülen
Uzanlaştırma operasyonu ile ilgili sorulan Uzan
Grubu'nun Yönetim Kurulu Başkanı Kemal
Uzan'ın yurtdışında bulunduğu gerekçesiyle
yanıtsız bırakıldı.
Cem Uzan'ın yıldızı özei
kanalla pariarmştı.
Özelleştirme-
Uzanlaştırma
arasındaki fark
•Zarar eden. dolayısıyla
bütçeye vük olan
kuruluşlar öncelikli olarak
özelleştirilecekti.
•En kârlı KlT olarak
geçen çimento fabrikalan
ilksatılanlar arasında.
•Verimlilik artışı için
özelleştınlecektı.
•TOE. alındıktan sonra 2
hafta sonra kapatıldı.
•Amaç sermayenin
tabana yayılmasıydı.
•Uzanlar ÇEAŞ'da
küçük yatınmcının
eiindeki hisseleri
topladı.
TOE'yi yok ettiler
1955 yılında kurulan \e Türkiye"de ilk otomotiv tesisi olan
Türk Otomotiv Endüstrisi'nın sonu da Uzanlar'ın eliyle geldi.
Kamyon. ambulans, zırblı para arabası, minibüs, midibüs, otobüs.
tanm traktörleri gibi araç üretimleri gerçekleştiren TOE 'nin 1991
yılı e> lül ayında şırket sermayesinin yüzde 77. 8'ini KOl'ye ve-
rildi. Ardından özelleştirme programına alınan TOE, 18 Ekim
1991 tanhinden itibaren 4 defa satışa çıkanlmasına karşın alıcı
bulamadı. En son olarak 1993 yılında satışı çıkanJen ve sadece
Uzanlar'a ait Süper Oto'nun talip olduğu TOE, 8 milyon dolara.
yanı o günkü değerlerle 80 milyara özelleştirildı. Ancak aradan
10 gün geçmeden 30 nısan günü Uzanlar "TOE'nin kaptsına ki-
lidi" % urdular. Bu arada bu tesislerde çalışan 447 işçi dâ kapının
önüne konuldu. O zamanın fiyatlan ile emlakçılann arazisıne
600 mılyar lira değer biçtiği TOE böylece 80 milyara Uzanlar'a
geçmış oldu.
ÇEAŞ'taki oyunlar
8 Aralık 1992'de ihaleye çıkan Çukurova
Elektrik ve Kepez, Uzanlar'a geçti. ÇEAŞ'ın
yüzde 11.25'lık hıssesini 81 mılyon 79 bin do-
lara alan Uzanlar aradan bır ay geçmeden bır
manevra ile ÇEAŞ'ın yönetimine el koymak için
operasyonlara giriştiler. Şırket genel kurulunda yönetimi ele ge-
çirmek için hisse bazında 200 bin lira pirim vecegıni duyuran
Uzanlar ile dıgerortak Sabancı Holding ile yaşanan kavga da Sa-
bancı'nın geri cekılmesıyle son buldu. 19 mayısta Sabancı Hol-
ding'in hisselerini Akbank kanalı ile Adabank'a satması sonucun-
da çoğunluk hisselen Uzanlar'a geçti. Tes-lş Sendıkası 2. No'lu
Şube Başkanı Metin Korur "Bugüne kadar ÇEAŞ'ta yüzde 35'e
yakın işçi çıkışı oldu. Hâlâda akıllanndan tenkisat geçiriyorlar"
diye konuştu. ÇEAŞ'ın küçük ortaklannın haklanna aykın ha-
reket edildiği gerekçesiyle SPK tarafından satışa izin verilmedi
Çimentoda kartel
Uzanlar 1992'den sonra hızla elden çı-
kanlan çimento fabrikalannın en önem-
li 5 tanesini adeta kaptılar. tlk olarak
Trabzon Çorum Çimento Fabrikası'nı
alan Uzanlar ardından Gaziantep, Trab-
zon. Ladik ve Şanhurfa Çimento fabn-
kalannı da bünyelerine kattılar. Rumeli
Haldıng'e 31 milyon 500 bin dolara ya-
ni o günkü kurlarla 35 milyara satılan
Trabzon Çimento Fabnkalan'nın sade-
ce arazisinin 2 trilyon olduğu ileri sürü-
lüyor. Gaziantep Çimento Fabrıkasfnda
2.5 ayda yüzde 50'ye varan zamlar ya-
pınca bu il ve civanndaki inşaat çevre-
len ayağa kalktılar.
Uzanlann
özelleştirme
takvimi
•3 Aralık 1992: Gaziantep Çimento'nun
yüzde 99.73'lık payını 52.696 bin dolara
Trabzon Çimento'nun ise yüzde 100'lük payı
32.551 bin dolara satın aldılar.
•16 Şubat 1993: Çukurova Elektrik'tekı
yüzde 11.25'lık Kepez Elektık'tekı yüzde
25.93'lük kamu pajlan Uzanlann elıne geçti.
•3 Mart 1993: Uzanlar ÇEAŞtakı
çoğunluk hisselerini ele geçırmek için gazete
ilanlan ile temsil hakkına karşılık 200 lira
prim vereceklerin duyurdular.
•6 Mart 1993: Bartın Çimento'daki yüzde
99.78'lik kamu payı 20.568 bin dolara
Uzanlar'a geçti.
•21 Nisan 1993: Ladık Çimento ve
Şanlıurfa Çimento'dakı yüzde 100'lük kamu
paylan Uzan ailesi tarafından satın alındı.
•22 Nisan 1993: TOE'nin yüzde 81.35lık
payı 8 milyon dolara Uzanlar'a satıldı.
•1 Mayıs 1993: Uzanlar "yıllarca zarar
ettiğı ve borcu olduğu gerekçesi" ile TOE'yi
kapatarak 447 ışçıyi kapının önüne koydular
•18 Mayıs 1993: ÇEAŞ'ın olağanüstü genel
kurulunda vönetım Uzanlar'a geçti.
Büyük bölümü eski olan 400'e yakm mevzuatta öngörülen değişiklikler 7. planda yer alacak
Yıflannıış mevzuat Avrupab oluyorÖZGÜR ULUSOY
A\rupa Birlığı'ne (AB) me\-
zuat uyumu için çalısjnalaryüru-
ten ihtisas komisyonlannın ra-
porlan basım aşamasına geldı.
DPT bünyesindeki AB Genel
.Müdürlügü'nde çalışan on bir ih-
tisas komısyonunun raporlanna
İ>ağlı olarak. yapılması gereken
somut me\zuat değışiklıklerini
içeren bir de tablo hazırlandı.
jGümrük bırltgi öncesı ve sonra-
sı yapılması gereken yaklaşık
400 mevzuat değışikliğinı içeren
tablo. yedınci beş yıllık kalkınma
•planında da yer alacak.
- DPT AB Genel Müdürü Tuğ-
rul Arat, 1988 >ılından beri Or-
taklık Konsey i 'ne doğrudan bağ-
lı olmadan, Türk hukuk sistemi
ve ekonomik düzeninın AT">e
uyumu için çalışmalann yürütül-
düğünü ka>dederek, bu süreçte
çeşitli kesimlerden 2 bini aşkın
• DPT AB Genel Müdürü Tuğrul Arat,
mevzuat uyumunun yasalann çıkmasından
öte 'uygulama'yı içerdiğini kaydederek
"Rekabet Kanunu'nun çıkması yetmiyor.
Kurulun işlediğini görmek istiyorlar" dedi.
kişinin çalışmalara katıldığmı
söyledı.
Arat. gümrük birliğine yönelik
olarak 11 ayn konuda hazırlanan
raporlann basım aşamasında ol-
dugunu kaydetti.
Ortaklık Konseyi'ne gidecek
karartasansı çerçevesinde. 95 yı-
lında mutlaka yapılması gereken
mevzuat değişıklikleriyle ilgili
ön çalışmalann tamamlanmak
üzere olduğunu belirten Arat,
"95 dahil beş yıl içinde gümrük
birliğinin iyi işlemesini sağlaya-
cak değişiklikierie ilgili çalışmala-
rımu sonucunda karşımıza 40
sayfalık bir tablo çıktı. Bir hafta-
>a kadar hazır olmasını bekledi-
ğûniz tablo, 7. beş >ıllık kalkınma
planında yer alacak" diye konuş-
tu
Mevzuat değışıklıginin yasal
düzenlemelerden öte. uygulama-
yj kapsadığına ışaret eden Arat,
u
Rekabet Kanunu'nun çıkması
yeteıii degil. Rekabet Kurulu'nun
işlediğini görmek istiyorlar. Biz,
elimizi çabuk tutuyoruz. Ancak
bazı konularda mali sorunlar or-
taya çıkıyor. Örneğin Rekabet
Kurulu için para gerek" diye ko-
nuştu.
95 yılı ıçerisinde rekabet hu-
kuku, fıkri ve sınai mülkiyet hak-
kı, devlet yardımlan ve dış tica-
ret mevzuatı ile ilgili değişiklik-
lerin mutlaka yapılması gerekti-
ğinı belirten Arat. ~Bunlar Tüke-
ticiyi Koruma Kanunu'ndan
önemli. Ancak rekabet hukukun-
daki değişiklikk topluluğu korur-
ken, tiiketici kanunu ile de kendi
tüketicimizi korumuş olacağız.
Rekabet hukukunun dengesi, Tü-
keticiyi Koruma Kanunu. Bu yüz-
den bunu da \eriştirmek zorunda-
sımz" dedi.
Arat, 11 ihtisas komisyonunun
yanı sıra DPT bünyesinde iki ait
komisyon daha kurulduğunu söz-
lerine ekledi. Komisyonlardan
birisi önümüzdeki dönemde.
AB'nin üzerinde durduğu çevre
konusundaki hukuki mevzuat
üzerinde; 95'ten sonra hizmetle-
rin serbest dolaşımıyla ilgili mü-
zakarelerin başlayacağmdan ha-
reketle kurulan öteki komisyon
da yabancılar hukuku ve hizmet-
lerin serbest dolaşımı üzerinde
çahşacak.
Türkiye Araştırmalar Merkezi Başkanı:
Yunanistan, smın aştı
Ekonomi S«r>isi - Türkiye
Ara$tırma!ar Merkezi
Başkanı Faruk Şen,
Yunanistan'ın Türkiye'nin
gümrük birliğine girişini
veto etmekte daha fazla
direnemeyeceğini ileri
sürdü. Yunanistan'ın bu
kez smın aştığını dıle
getiren Şen. "Fransa ve
AJmanya'nın ta>rj açık*
1
diye konuştu.
Mali protokolün işletilmesi
gerektiğini vurgulayan
Şen, bölgesel ve sosyal
fonlardan yararlanmak için
pazarlıklann henüz
sürdüğünü sözlerine
ekledi.
Türk Alman Teksti! ve
Hazırgiyimciler Birliği
Başkanı Ahmet Aydın da
gümrük birliğinin
gerçekleşmesi halinde
Türkiye"nin AB'ye tekstil
ihraç eden ülkeler arasında
birinci sıraya
yükselebileceğini dile
getirerek "GATT
çerçevesinde zaten 2005
ydma kadar tekstilde bütün
kotalar kalkı>or. Türkiye,
10 \ıl önceden bu koşullaria
pazara girerse rakiplerine
göre çok büjük bir avantaj
yakaLunış olacakür" dedi.
BENCE
İZZETTİN ONDER
Satışı İptal Gücü Kimde?
Et ve Balık Kurumu'nun satışı, topjumdan gelen tepki-
ler gerekçe gösterilerek iptal edildi. Üstelik iptal işlemini,
bizzat kararı alanlar gerçekleştirdi. Türkiye için inanılmaz
bir demokrası gösterisi! Acaba, olay gerçekten böyle mi?
Bir defa, kamuoyu sadece bu olayda ya da bu satışta
tepki göstermedi ki. Karabük'te yer yerinden oynadı,
PTT'ciler bir haftaya yakın süre eylem yaptılar, neredey-
se tüm haberleşme duracaktı. Bunlar ve benzeri eylem-
ler sonucunda, girdiği her mücadeleyi kazandığı savında
bulunanlarca geri adım atıldı mı? Hayır. Sadece bazı ufak
yerel önlemler alındı. Onun amacı da örgütleri susturmak
idi.
İkincısi, kamuoyu tepkileri acaba neden diğer olaylar-
da, bir bölümü hariç, basınımızda EBK gibi yansıtılmadı.
Hükümete emir veren basınımız, özelleştirmelerle ilgili
yargı kararlannın uygulanmamasında niçin uyudu? Sen-
dikaya satış yapmanın iyi bir politika olmadığını, zira sen-
dikanın iyi bir patron olmadığını haykıranlar, Karabük ola-
yında nerede idi?
EBK satışı ve sonuçlan, ÇİTOSAN, AKTAŞ, USAŞ ve
özellikle de TELETAŞ örneklerinden çok da vahim o!ma-
yabilir. Halk bunlara da tepki gösterdi. Neden o zaman ba-
sınımız ve demokrat yönetimimiz sessiz kaJdı.
Demek ki bu savlar göründüğü kadar doğru değil. Bu
iptal işleminin asıl nedeni, arsa rantlarının paylaşımıdır. Iş-
te sendikanın gücü buna yetmedi. Eğer işlem tekemmül
etmış olsaydı sendika, arsalan satacaktı. Bu arsalar dev-
letten alınmış da olsa, bir satış görüntüsü altında da olsa,
bunlar kapatılabilir. Bu arsa rantlannı sendikaya kaptırma-
mak için arsaların devlete dönmesi ve birinci elden alını-
yor (!) olması gereklidir.
Arsalar üzerindeki bu paylaşım kavgası, güçler arasın-
da ve sistem-içi bir mücadele olduğu için basında ve si-
yasal kademelerde baş köşeye oturup, ses getirdi. Oysa
TELETAŞ örneği de bir yağma ve ülke birikiminin tahribi
olduğu halde, USAŞ fiili birtekel oluşturduğu halde, AK-
TAŞ'tan şikâyetler açık olduğu halde, bunlar aynı ilgiyi
göremezler. T'nin satışı akıl almaz bir icraat olacağı hal-
de, halkın tepkisine saygılı olduğunu savunanların kılı bi-
le kıpırdamayacaktır. Basın ise "alçak-profil" görevini ya-
pacaktır. Çünkü bu işlemler, halkın ve ülke çıkarlarının ak-
sine olduğu halde, iç ve dış büyük çıkar çevrelerinin lehi-
nedir. Aralarında bir paylaşım kavgası olmazsa bir sorun
ortaya çıkmaz. Sistemin işleyişi böyledir.
EBK satışının iptali ve arsaların ayn satışı kamuoyuna
daha fazla gelir sağlarsa, bu fena mı? Tabii ki değil. Ama
sorun bu değil. Çünkü, aynı mantıkla şunu sorabiliriz. Kır-
sal alanlardan gelenler gecekondu için mafyaya bir bedel
ödüyorsa nıçin devlet bu araya gınp, mafyaya gidecek pa-
rayı kendisi alıp, bunun karşılığında o yörelere çok daha
planlı ve düzenli hizmet götürme güç ve basiretini gös-
termiyor? Bu soruya makul bir cevap vermek olası değil-
dir. Çünkü bu sorunun cevabı, sistemin ışleyişinde vardır;
EBK arsalannda da durum aynıdır. Bu arsalan, hiç kuş-
kusuz, devlet bir bedel karşılığında satacaktır. Ancak bu
bedelin belirlenmesi çok önemlidir. Oysa sendika bu ar-
saları bir malik gibi satacaktı. Potansiyel talip ya da talip-
ler bu arsalan bir malikten değil, fakat devletten almak is-
tiyorlar.
Özelleştirme bataklığında yürürken öyle işlerle karşıla-
şacağız ki bır zamanlar, belki de çok iyi niyetle ve ekono-
mi kurallarına (!) dayanarak özelleştirmeyi Beri sürenler
dahi, eğer vicdanlannın sesini yazılanna yansıtabilecek yü-
celik ve yürekliliği gösteririerse, tüm bu işlemlere karşı çı-
kacaklardır.
Insan şunu nasıl düşünmez ki devletin tüm vergi, har-
cama ve sıyasal karar politikalarını kendi yönüne çeviren
güçlü çevreler, işleri ve KlT'leri bu hale getirdikten sonra
köşelerinde efendice oturacaklardır! Tüm bu hazırlıklar
bu parsayı kapmak için değil miydi!
Bir sendikanın böyle bir işe girmesi, görüş perspektifi
açısından yanlıştır. Ancak tüm yükselen seslerin, böyle bir
yanlışı düzeltmeye yönelik olduğuna inanmak ise saflık-
tır. Bunun ötesinde, siyasal karar organının, iptal işlemi ile
ilgili yaptığı, "kamuoyuna kulak ve/Tr?e"türündeki açıkla-
mayı geçerti kabul etmekse sistemin işleyişini anlamamak,
güçlülerin gücünü kavramamak demektir.
llanlar sizi yanıltmasın
G
azetede gördüğüm ilan üzerine,
International Tourism Company
tarafından düzenlenen yarışmaya
katılmaya karar verdim. Akdeniz
sahilinde kurulacak bir tatil köyü için
isim arayan International Tourism
Company, yarışmayı kazanan kişiye
1995 model Şahin otomobil vermeyi
vaat ediyordu. llanın cazibesine
kapılarak tatil köyü için uygun
gördüğüm ismi seçerek, söz konusu
ilanda belirtilen yazışma adresine
postaladım. Mektubumu bir ay sonra
yanrtlayan şirket yetkilileri, jürinin
benim göndermiş olduğum ismin
beğenildiğini belirtiyorlardı. Mektupta
"Ödülünüz olan 1995 model Şahin
otomobilin teslimatıyla ilgili detaylı
bilgi, bir sonraki mektubumuzla
O
rhan Bey'ın verdiği bilgiler
doğrultusunda araştırma
yaptığımızda, International Tourism
Company adında bir firma bulunmadığını
öğrendik. Orhan Bey'e gönderilen
mektupta International Tourism
Company'nin merkezi olarak gösterilen
telefon numarasını aradığımızda karşımıza
Xsports isimli bir şırket çıktı. Telefonla
görüştüğümüz Xsports
yetkililerinden Sam ?
Closkey, International
Tourism Company
isimli şirketle hiçbir
ilgilerinin
bulunmadığını, söz
konusu kampanyadan
da haberdar
olmadıklarını iletti.
Ankara bürosunun
telefon numarasını
veren Closkey, ayıntlı
bilgıyı buradan
alabileceğimizi söyledi.
Tenis kortu zemini
hazırlayan Xsports
şirketinin Ankara
burosu da söz konusu
kampanyayla ılgıleri olmadığını vurguladı.
Ohan Bey'e gönderilen mektuptaki
A/nerika telefonu ve adreslerini
karşılaştırdığımızda ılginç bir durum ortaya
ÇlKtl.
Telefon numarası kendi firmalarına aitti
aına, adresın bir bölümü tutmuyordu. Bu
bıigıler doğrultusunda Istanbul Ticaret
Odası ve 118 Istıhbarat Servisi'ni
aradığımızda da International Tourism
Company adında bir şirkete ve telefon
numarasına rastlayamadık. Orhan
Bey'den parasını yatırmasını istedıkleri
hesap numarasını dikkate alarak, Ziraat
Bankası'nın Ankara Bulvar Şubesi'yle
tarafınıza bildirilecektir. Aynca,
kazanan talihli, gazete ilanı ile
kamuoyuna duyurulacaktır"şeklinde
bir açıklama yapılıyordu. Kazandığım
otomobilin devir teslim işlemleri için
katılım payı olarak 6 milyon 735 bin lira
isteyen turizm şirketi, bu parayı en geç
15 şubata kadar Ziraat Bankası'nın
Ankara Bulvar Şubesi'ne yatırmam
gerektiğini belirtiyorlardı. Diğer vergi
ve masrafların karşılanacağını bildiren
yetkililer, yazışma adresi olarak bu kez
de Istanbul'u seçmişlerdi. Mektupta
şirketin Amerika'daki merkezinin
telefonu vardı. Yurtiçi herhangi bir
telefon bulunmuyordu.
Mektubun şüpheli gelmesi üzerine
durumu size bildirmeye karar verdim.
Orhan Cihantimur/BURSA
görüştüğümüzde ise söz konusu hesabın
dün dondurulduğunu öğrendik. Bankanın
gelen şikâyetler doğrultusunda inceleme
yaptığını belirten yetkililer, International
Tourism Company isimli firmanın paravan
olduğunu, dolandıncılık nedeniyle hesabın
bloke edildiğini bildirdiler. Ziraat Bankası
yetkilileri, konuya ilişkin diğer sorulanmızı
cevaplamaktan kaçındılar. Orhan Bey,
uyanık dayranarak
muhtelrf bir
dolandıncılık olayından
kılpayı kurtulmuştu.
Bütün tüketiciler her
zaman için bu kadar
şanslı olmuyorlar. Kapı
kapı dolaşan
pazarlamacılar
nedeniyle bu zamana
kadar sıkıntı çeken
tüketiciler, şimdi de
sahte ilanlar ile
dolandınlmaya
başladılar. Son
günlerde "... firması
adına geliyorvz, bizden
bir hediye kazandınız,
bunun için... milyon
liralık alışveriş etmeniz gerekiyor" diyen
pazariamacılardan dert yanan tüketici,
artık bu konuda savaş vermeyi başladı.
Gazete ve dergilere boy boy ilan veren
paravan şlrketler, çeşitli numaralarla
tüketicinin parasını iç etme hesaplan
yapıyor. Tüketicilere ise artık bu konuda
çok büyük görevler düşüyor. Öncelikle
gazete ılanlarında yer alan vaatlere
ınanmayıp, firma ve söz konusu
kampanya hakkında detaylı bilgi
toplaması gerekiyor. Ve her sözleşmenin
altına. araştırma yapmadan, şartlarını
gözden geçinneden ımza atmaması
büyük önem taşıyor. •
Karaca bekleneni vermedi
HULYA OENÇ
Cumhuriyet Gazetesı
TurKocağı Cad 39/41 ,
Cağaloğlu/İSTA.NBUL I
TEL; 512 OS OS I
FAX: 514 O7 51 j
TÜKETİCİNİN TAKDİR
ETTİKLERİ
Bulaşık
makinesi
değiştirildi
1
990
yılında
almış
olduğum
Siemens
marka
bulaşık
makinemin
önündeki
şeffaf plaka
kısa bir süre
sonra
düştü. Daha
sonra bu
parça servis I _^,
tarafından ~~" ~ "
yapıştırıcıyla geçici olarak tutturuldu.
1992 yıhndan bu yana firma ile zaman
zaman telefon ve mektupla görüşerek
parçanın değıştırilmesini istedim. 2.5 yıl
sonra müşteri ilişkileri bölümünden
Erdinç Bey'in desteğiyle isteğim
gerçekleşti. Siemens'ın davranışının diğer
fırmalara örnek olmasıni diliyor ve
teşekkür ediyorum.
Fatma Erdoğan/İSTANBUL
K
araca'nın Topkapı
Satış mağazasından
aldığım kazak, ilk
yıkama sonunda soldu.
Kazağı mağazaya geri
götürdüğümde test edip
sonucu bana
bildireceklerini söylediler.
Daha sonra mağazaya
gittiğimde kazağı bana
aynı şekilde iade etmeye
kalktılar. Kazağı bu
şekilde geri
alamayacağımı
belirttiğimde, tekrar
bakıma yollayacaklarını
bildirdiler. Ikinci kez
kazağı almak için
gittiğimde yine aynı
durumla kaşılaştım.
Karaca mağazasının
duruma ilgisiz kalmasına
anlam veremedim.
Karaca'dan hata raporu
vermelerini istiyorum.
Şenol
Alpaslan/İSTANBUL
1
994 Kasımı'nda Karaca mağazasından
aldığım lambsvvool kazak birkaç
giymeden sonra tüylendi. 16.1.1995
tarihinde Karaca'nın Ankara mağazasına gidip
değiştirilmesini istedim. Mağaza yetkilileri
kazağımı yenileme işlemi için istanbula
göndereceklerini söylediler. Bakımdan çıkan
kazak kızgın ütüyle ütülenmişe benziyordu.
Değiştirme isteğimi yinelediğimde
Istanbul'dan Gülçin Hanım'la görüşmem
gerektiği söylendi. Gülçin Hanım kazağımı
değiştiremeyeceklerini, yüzde yüz yün olduğu,
vvoolmark garantisi taşıdığı, bu tür ürünlerde
tüylenme olacağını söyledi. Gülçin Hanım'a
Dörtel, Örme-iş, Sabri Özel, Benetton gibi
firmalann lambsvvool ve shetland ürünlerini
kullandığımı, bu tür problemlerle
karşılaşmadığımı söylediğimde, bana cevabı
"bu ürünlerin yüzde 100 yün olamayacağı"
oldu. Markasına ve kalrtesine güvenerek
aldığınız bir ürünü birkaç kere giydikten sonra
giyilemez hale gelmesi bir yana Ankara
mağazasında karşılaşmış olduğum tutum
Karaca fırmasına olan güvenimi sarstı.
Dolunay Ünsalan/ANKARA
O
kuyucularımızın şıkâyetıni
Karaca'nın Halkla llişikler Müdiresi
Gülçin Uysal'a ilettiğimde,
konuyla ilgııeneceğini söyledi. Kısa bir
süre sonra arayan Gülçin Hanım,
Selçuk Bey'in kazağını
değiştireceklerinı bildirdi. Selçuk
Bey'in kazağının
laboratuvarda
incelendiğini
belirten Gülçin
Hanım, kazakta
yıkama hatası
bulduklarını
kaydetti. Şenol
Bey'in kazağı ılık
suda yün
şampuanıyla
yıkadığını ıddia
etmesine karşın,
söz konusu raporun
tam tersini
belgelediğini
hatırlatan Gülçin
Hanım, yeni bir kazak vermelerınin
sebebını şöyle açıkladı: "Şenol Bey
haklı olarak kazağın incelendiğini
gösteren bir rapor istiyor. Bu rapor
konusunda bilgi verilmesinde
geciktiğimız için gecikmeden doğan
hatamızı bu şekilde telafi etmeye
çalışıyoruz."
Dolunay Hanım'ın kazağını
değiştiremeyeceklerini belirten Gülçin
Hanım, kazakta meydana gelen
tüylenmenin kalitesizlikten veya üretim
hatasından kaynaklanmadığını söyledi.
Dolunay Hanım'ın aldığı kazağın yüzde
20 akrilik yüzde 80 yün olduğunu
bildiren Gülçin Hanım, yün kazaklann
tüylenmesini
geciktirmek için
akrilik kullanıldığını
vurguladı.
Akrilik oranının
arttınlmasıyla
tüylenmenin
azaldığına dikkat
çeken Gülçin Hanım,
sağlıklı olmayan
sentetik elyafı
ürünlerınde büyük
oranlarda
kutlanmadıklannı
hatırlattı.Yün etyafın
^ mutlaka tüylendiğini
belirten Gülçin
Hanım, "Hareket gören vesürtünen
kısımlardaki yatık duran elyaf kalkar ve
topaklanır" dedi. Tüylenme şikâyeti ile
gelen müşterilerinin kazaklannı
değiştiremediklerıni belirten Gülçin
Hanım, bu ürünlere fabrika
laboratuvarlarında bakım yapıldığını,
tüylerin giderildiğinı
kaydetti. •
Yatınmcıya
Meksika
darbesi
BURSA
(AA) -
Meksi-
ka'da ge-
çen gün-
lerde yaşa-
nan finansal krizin, Türki-
ye'ye bu yıl 300 milyon do-
lar civannda ek mali yüke y-
ol açacağı belirtildi.
tstanbui Tekstil ve Kon-
feksivon thracatçılan Birliği
(İTKİB) tarafindan yayımla-
nan bir araştırmaya göre,
1994 yılı sonlannda ulusla-
rarası kısa dönemli speküla-
tif yatınmcılann Meksika
krizi nedeniyle kaybettikleri
para 18 milyar dolan bulu-
yor.
Türkiye zararfa çıkacak
Türkıye'nin Meksika kri-
zınden zararlı çıkacağı hesa-
bı. iki ülkenin de 1980'ler-
den sonra 'uluslararası fi-
nans çevrelerinin, kısa vade-
li fonlannı yönelttikleri ülke-
ler'olduğu tespıtine dayanı-
yor. Buna göre Meksika'da
geçen yıl 18 milyar dolar za-
rar eden uluslararası fınans
şirketleri, bundan böyle Tür-
kiye gibi benzer 'yatınm pa-
zarlan'na fon aktarmakta da-
ha çekimser davranacaklar,
bu tür ülkelere borç vermek
için daha yüksek risk primi
ısteyecekler.
Türkıye'nin 1995 yılı bo-
yunca anapara ve faiz olarak
13 mi lyar dolar dış borç öde-
yeceği ve bunun 'en az yan-
sının' yeniden uluslararası
piyasalardan borçlanma ile
sağlanacaği kaydedilen araş-
tırmada, şöyle denildi:
"Meksika krizi bu borç-
lanmav ı güçleştirmis, maliye-
tini hemen 2-3 puan yukan
çekmiştir. Kaba bir hesapla
böyle bir maliyet artışının
Türkiye'ye yıllık 300 milyon
dolar düzeyinde ek yük geti-
receği ortaja çıkmaktadır."