28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CumhuriyeCİmtivaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yavın Yönetmenı: Orhan Erinç # Genel Yavın Koordınatörü: Hikmet Çetinkava # Yazıişlerı Müdürleri: fbrahim Vıldız (Sorumlu), Dinç Tayanç 0 Haber Merkezi Mudünı Hakan Kara 9 Görsel Yönetmen: Fikret Eser D15 Haberler Ergun Bıkı • tstıhbarat Yalçın Çakır • Ekonomı. Bfilent Kızanlık 9 Radyo-TV. U>gar Eremekt» • Kültür Hından Şenköken • Spor Abdülkadir Yücelman • Yuıt Haberler' Mehmet Sar»ç • Makaleler: Sami KaraöreD tt Çevın: Seyftttin Turhan • Düzeltme: Abdullah Yazıcı • Fotoğraf Erdoğan Köseoğlu Yayın Kurulu llhan Selçuk (Başkan). Orhan Erinç, Oktay Kurtbdke. Özgen Acar, Hikmet Çetinkava, Şükran Soner, Ergun Balcı, Dinç Tayanç, tbrahim Yüdız. Orhan Bursatı, Mustafa Balbay. Ankara Temsılcisi: Mustafa Balbay 9 Haber Müdürü: Doğan Akın Atatürk Bulvan No 125, Kat 4, Bakanlıklar-Ankara Tel 4195020(7 hat). Faks: 4195027 • IzmirTemsilcisı: SerdarKızık, H. Zıya Blv. 1352 S 2/3 Tel 4411220, Faks: 4419117 • Adana Temsücısi Çetin Yiğenoğlu, tnönü Cd. 119 S. No.l Kat:l, Tel: 3522550, Faks: 3522570 MûesseseMüdürû: Erol Erlurt•Koordinatör Ahmet Konüsan • Muhasebe- BülentYener 0 Idare Hüsevin Cürer • Işletme Önder Çelik • Bılgı-lşlem. Nail Inal • Bılgısayar Sıstem: Mürüvet Çiler • Reklam: Reha Işrtnuuı • Halkla thşkıler Nurten Berksoy Yıyımlaysn >e Basan: Yenı Gün Haber Ajanst, Basm \e Yayıncthlt A $. T  i a d . 3 9 41Cag»lo4lu34334lst. PK 246 lstanbul Tel (0212) 512 05 05 (20 hat) Faks (O;212) 513 85 95 15ŞUBAT1995 tmsak: 5.27 Güneş:6.52 Öğle: 1225 Ikindi: 15.16 Akşam: 17.44 Yatsı: 19.04 Vücut dostu tablet • İstanbul Haber Servisi - Özellıkle hanımlar arasında en yaygın spor uğraşlanndan biri olan step ve aerobikten sonra vücudun potasyum dengesinin korunması gerektiği belirtildi. Uzmanlar, genellikle spor yapanlann yoğun potasyum kaybettiklerini anımsatarak, lif çekmesi, adele kramp ve zayıflıklan, yorgunluk ve halsizlik durumunda vitamin ihtiyacının karşılanmasını sağlıkh bulduklannı vurguladılar. Ramsey'm ihracat • Haber Merkezi-1987'de kurulan ve halen Zonguldak Karabük ıle Kastamonu'daki modern fabrikasında, 600 çahşanıyla erkek giyimine yönelik üretim gerçekleştiren Ramsey Giyim fîrmasının ihracat atağı başlattıgı belirtildi. KAFOS Projesi • İSTANBUL (AA) - PTT Genel Müdürlüğü Basın ve Halkla llişkiler Müşavirliği'nden dün yapılan açıklamada, Türkiye, Bulgaristan \e Romanya'da karasal bağlantılan olan denizaltı fîber optik kablo sisteminin (KAFOS) tesisi ile ilgili kontratın bugün lstanbul'da imzalanacağı belirtildi. ÇYDD paneH • İstanbul Haber Servisi - Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneğı Bakırköy Şubesi tarafından "Orta Öğretim ve Sorunlan" konulu bir panel düzenlenecek. Galeria Konferans Salonu'nda cumartesi günü düzenlenecek panele konuşmacı olarak Doç. Dr. Tüten Ang ile Gülsün Özakın katılacak. Gene Kelly hastanede • LOSANGELES-Rol aldığı müzikal fılmlerde step dansı ile ortaya koyduğu performans nedeniyle tüm sinemaseverlerin gönlünde ayn bir taht kuran "Singin in The Rain" fılminin unutulmaz ismi Gene Kelly, hastanede tedavi altında rutuluyor. Beymen Club ve BeymenKids • İstanbul Haber Servisi - Beymen, 1995 ilkbahar-yaz için hazırladığı sekiz ayn koleksiyonun tanıtımına 'Erkek', 'V2 by Versace', 'Club" ve 'Kids' ekspozisyonları ile başladı. Beymen Genel Müdürü NUT Akgerman yaptığı açıklamada, "Sınırsız hizmet prensibiyle 24 yıldır faaliyet gösteriyoruz" dedi. Boğaz köprüsü ihalesi, koruma kurulunun reddettiği 'onaysız' projeyle yapılıyor \ Çanakkale'de sorumsuz iııadaşıııa •Karayollan 17. Bölge Müdürlüğü'nün 'kesinleşti' dediği Çanakkale Boğazı köprüsü ve bağlantı yollan projesinin yer seçimi Edirne Koruma Kurulu'nca uygun bulunmadı. Ancak Baymdırlık Bakanlığı'nca hazırlanan ihale dosyasında yer alıyor. OKTAY EKtNCİ Son zamanlarda Türkiye'nin gün- demini "özelleştinne'' ve "solda bü- tünfeşme" tartışmalan oluştururken. hükümetin yasama sürecine ilişkin gündemi de ilginç bir yoğunlukla "imar ve koruma mevzuaü" üzerinde- ki hummalı çalışmalara aynlmış du- nımda. Istanbul'un Bogaziçi bölgesi ve su havzalanndakı imar yetkilerini valilik kanalıyla Başbakanlığa bağlayan yasa taslağının TBMM'ye sunulmasının ar- dından, yine özellikle İstanbul"daki ta- rihi köşk ve kasırlann Milli Saraylar Daire Başkanlığı ile Kültür Bakanlı- ğı'na bağlanması yönünde iki ayn tek- lif. komisyonlarca inceleniyor. Bu ara- da Başbaİcan Çfller'in talimatıyla tüm kıyılarda yeni bir "SÎT alanı starüsü- nün" belirlenip özel bir yasaya bağlan- ması için de çalışmalann hızlandınldı- ğı biliniyor. Ankara'daki hükümet çevrelerinde ûlkenin tarih. kültür ve doğa değerleri üzerinde böylesine bir "titizlik'' göz- lenirken. yine Ankara'daki proje ve ya- tınm çevrelerinde bu tıtizliğin tam ter- sini sergileyen bazı ihale hazırlıklan ise sonuçlanma aşamasına getirilmiş durumda. Bunlar arasında. özellikle '•Çanak- kale Boğazı Köprüsü'için düzenlenen ihale dosyasındaki projeler, bölgenin korunması gereken zenginlikleri üze- rinde açık bir tehdıt oluşrurduğu gibi, 2863 sayıh Kültür ve Tabıat ir nnı Koruma Kanunu çerçevesinde de "yasal olmayan" bir nitelik taşıyorlar. Çünkü söz konusu köprünün Çanak- kale'deki tarihsel değerlerin "üzerin- den" geçmesiniöngörenbuprojeyle il- gili olarak Edirne Kültür ve Tabiat Vaıiıklan Koruma KuruJu'nun 26 E\ - lül 1994 tarihınde aldığı kapsamlı bir "ret" karan var. Kurulun gerek yer seçimi açısından, gerekse bağlantı yollan güzergâhlan- nın yine SİT alanlannı tahrip edeceğı gerekçesiyle uygun görmediği bir pro- jeye göre köprüyü ihaleye çıkartmak ise aynı 2863 sayıh yasaya ve genelde- ki imar ve ihale mevzuatına göre "hu- kuken" mümkün değil. Tarihe duyarsız proje Karayollan 17. Bölge Müdürlü- ğü'nün 1994 yılı eylül ayında incelen- mesi için Edirne Koruma Kurulu'na sunduğu "Çanakkale Boğazı Karayo- lu Geçişi" adını taşıyan asma köprü ve bağlantı yollan projesi, yer seçımı ko- nusunda "3 aKernatifin karşılaştınl- ması~ sonucunda saptanan "en uygun seçeneğe" göre düzenlenmiş. Karayol- lan'nın proje ekindeki raporunda en uygun seçenek olarak "güneydeki ge- çiş" öngörülürken, yine bu projenin aynı nedenle "kesinleştirikliği" de özellikle belirtiliyor. Ne var ki Edirne Koruma Kuru- lu'nca proje ve seçenekJer üzerinde ya- pılan incelemede. Karayollan'nın bu çalışmalan ve karşılaştırmalan yapar- ken, bölgedeki "kühürel vaıiıklânn et- Maliyeti düşürmek amacıUa Boğaz'ın en dar yeri olan Kilitbahir Kalesi- Çanakkale arasında yapımı istenen asma köprü, tarihive doğal SİT aianının üzerine oturacak. (Fotoğraf: OKTAY EKİNCİ) kilenmesi" faktörünü göz önüne hiç almadığı kanısına vanlıyor. Çünkü "kesinleştirildiği'' belirtilen proje, yine Koruma Kurulu'nun sapta- malanna göre "köprü ayaklan tarihi Kilitbahir Kalesi ve tarihi Çanakkale tabyalannuı üsrüne ve önüne oturacak şekikfc" düzenlenmiş. Köprüyle bağ- lantılı güneydeki otoyol geçişi ise ay- nı saptamaya ait ifadeye göre "Dünya kültür mirasuun en önemli yeıierinden sayüan Troas bölgesini de etkileyerek bozacak" birgüzergâhtaprojelendiril- miş. Koruma kurulu karan Edirne Kültür ve Tabiat Varlıklan Koruma Kurulu'nun, Karayollan 17. Bölge Müdürlüğü'nce sunulan bupro- jeyi "reddettigr 26.9.1994 gün ve 1970 sayıh karan. "Çanakkale Boğa- zı Karayolu Geçişi Projesi'nin, tarihi, doğal, antik ve kentsel SİT aianlannı olumsuzolarak etkile>eceği" görüşüne dayanıyor. Köprü geçişi için seçilen yerin ku- zeyinin 1,2 ve 3. derece doğal ve ar- keolojik SlT alanı olmasının yanı sıra Gelibolu Yarunadası Milli Parla sınır- lan içerisınde bulunması nedeniyle "miHi tarihimk" açısından önem taşı- yan Çanakkale savaş alanlannı da et- kileyip peyzajını bozacağı voırgulanan kurul karannda, projenin uygun görül- mediği de şöyle belirtiliyor: "Sonuç olarak kurulumuz, 'kesin- leştiği belirtilen" seçeneğin kültür ve doğal varhklan tahrip edici niteüğin- den dolayi hiçbir şekiide kabul edile- mez olduğuna ve Çanakkale Boğazı Karayolu Geçişi ile ilgili seçeneklerin yeniden ele ahnarak ve kesin karar ve- rilmcden kurul görüşüne sunulmasma karar vermiştir." Bir İhtiras' uğruna Çanakkale Boğazı'ndaki tarihi K3H- bahir Kalesi'yle hemen karşısmdaki Çimenlik Kalesi'nin ve bu iki anıt eser çevresındekı SlT alanlanyla birlikte Gelibolu Yanmadası Milli Parkı'nda- ki tabyalann. doğal zengınliğin ve Ça- nakkale Savaşı anılannın "üzerinden geçecek" olan bu duyarsız proje, Ko- ruma Kurulu'nun eleştirisine ve ret ka- ranna rağmen Baymdırlık ve Iskan Ba- kanlığı ile Kamu Ortaklığı Idaresi ve Hazine Müsteşarlığı arasındakı "mu- tabakaf sonucunda ihaleye çıkartıl- mış durumda. Kurul, Türkiye'yi bir "hukukdevie- ti" kabul ederek, 2863 sayıh yasa ge- reğince kendisine "tarihe ve ülkeye say- gdı bir yeni proje" sunulmasını beİc- lerken. Başbakanlık da köprü ihalesi- nin kurulca reddedilen projeye göre bir an önce sonuçlanması için girişimler- de bulunuyor. Öte yandan yine aynı başbakanlık, ülkenin ve bu arada İstan- bul "un tarih ve doğa değerlerini ''ken- disine bağlamak" için de bir dizı yeni yasa taslağını ardı ardına gündeme ge- tiriyor. Anlaşılan, bu tür projeler için "ban engeBer" kaldınlmak isteniyor. Bütün bu gelişmeler karşısında ise başta Çanakkale Betediyesi olmak üze- re, yöredeki duyarlı kurumlar, sivil toplum örgütleri ve meslek kuruluşla- n da Çanakkale'nin tarihsel kişiliği- nin "yap-işlet-devret" modeliyle ger- Çekleşecek uygarlık dışı bir rant pro- jesine kurban edilmemesi içinj'Oğun çaba içerisindeler. Köprünün getirece- ği tahribatın yanı sıra özellikle bağlan- tı ve çevre yollannm şimdıden yarat- tığı "arsaveararispekülasYonuna" ba- karak, Çanakkale için belki de tarihin yeni bir "kurtuluş destanı" yazmasına umut bağlıyorlar. Evet. Eğer hükümet, köprü projesi için maliyetten önce ülİce değerlerimi- zi gözetir ve kurulun istediği "yeniyer seçimialternatiflerT üzerinde durursa, Çanakkale gerçekten bir kez daha "kurtanhmş" olacak. Ama Başbakan- lık ihalede ısrar ederse, Türkiye'nin onuru olan evrensel bir miras, belki de bir "•ihtiras" uğruna yok olup gi- decek... tstanbul, Mexico City'yi de geride bırakarak dünya birinciliğine yükseldi Kirlilikte toplu ölüm tehlikesi YASEMtN KOYLTÜRK Başta lstanbul olmak üzere tüm yurdu 3 gündür etkisi altına alan sisli ve kirli hava ölümcül boyutlaraulaştı. lstanbul Teknik Üniversitesi Maden Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Orhan Kural'ın hazırladığı "İstan- bul'un Hava KirliUği Sorunu ve Çözümleri" konulu rapora göre. lstanbullular, her ne kadar Hit- ler'in gaz odalanndaki kadar ol- masa da ölümcül değeri yüksek bir havayı teneffüs ediyor. Istanbul'un hava kirliliği açı- sından Mexico City'yi de geride bırakarak dünyada birincı sıra\ a yükseldiği belirtilen raporda toplu ölüm tehlikesine dikkat çe- kiliyor. Hava kirliliği nedenıyİL kentte yaşayanlann, hayatlann- dan ortalama 2 ile 4_yıl kaybet- tiği vurgulanarak "İstanbul'da hava kirliliğinin yoğun olduğu kış a> lannda, >azaylanna göreÖlüm oranı iki kat artmaktadır. Yapı- lan araşürmalara göre 1993>ıhn- dalstanbulda6bin 500kişiha- va kirliliği nedeniyleyaşaırunı yi- tirmiştir. Aynca hava kirliliği in- sanlarda sürekli bir baş ağnsı, baş dönmesi. brtkinlik, göz rahat- sızlığı, saç dokülmesi. dolaşun ve solunum yollan hastalıkları ile kanser ve direnç düşüklüklerine de neden olmaktadır" deniliyor. lstanbul'da rüzgârsız geçen gün sayısmın yüzde 20 oranında olduğuna işaret edilerek yüksek basınç altında bir haftalık rüz- gârsız dönemin toplu ölümlere neden olacağı vurgulanıyor. Ra- pora göre. gittikçe yaklaşan bu tehlikenin önlenebilmesi için çirkin ve yüksek yapılaşmanın yasaklanması şart. Hava kirliliğine neden olan en büyük etkenin egzoz gazlan ol- duğu belirtilen rapora göre. ikin- ci etken ise ev ve sanayi kaynak- lı ısınma ile sanayideki üretim- den kaynaklanan kirlenme. Bir milyondan fazla aracın bulundu- ğu fstanbul 'da trafığe çıkan araç- lann kentin havasına verdiği kar- bonmonoksit miktan günde 753 ton. Trafikteki araçlann en az yansımn motorayarlannın hata- lı olması ise bu araçlann havayı normal smırlardan 2-3 kat daha fazla kirletmesine neden oluyor. Önlemler şöyle sıralanıyor: "Toplu taşunacılık ve yük taşı- macılığında ra\lı sisteme bir an öncegeçilmelidir. İstanbul metro- su en kısa zamanda bitirilmeli- dir. Taksilerde durak sistemine geçilerek, sürekli dolaşan taksi uygulamasına son verihnelidir.*' Raporda, tstanbul'da kullanılan kömürlerin yüzde 80'inin Ağaç- lı bölgesindeki ruhsatsız 200 ocaktan geldiği belirtilerek bu kömürlerin insan sağlığına za- rarh olduğuna dikkat çekiliyor. Yakıtlardan kaynaklanan kirlili- ğin önlenebilmesi için en ideal çözüm yolunun doğal gaz oldu- ğu vurgulanıyor. En çevreci gazete: Cumhuriyet ANK4RA (Cumhuriyet Bürosu) - Çevre Bakanlığı. 1994 yılında basında çıkan çevre haberleri sıralamasında. Cumhuriyet'in ilk sırada yer aldığım açıkladı. Milliyet gazetesi yazan Derya Sazak da en çok çevTe konulannı köşesinde işleyen yazar unvanını kazandı. Çe\Te Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada. 1994 yılında yazılı basında yayımlanan "çevre" ile ilgili haber istatistiğine göre çevre haberlerinin yüzde 50 oranında arttığı belirtildi. En fazla çevre haberi yayımlayan gazete unvanmı önceki yıllardaki gibi yine Cumhuriyet aldı. Çevre Bakanlığı'nın istatistiklerine göre en çok çevre haberlerine yer veren ilk 10 gazete şöyle: Cumhuriyet (930), Günaydın (866). Hürriyet (824), Zaman (652), Sabah (580), Yeni Asır (484). Yeni Asya (472), Milli Gazete (413), Meydan (401), Milliyet (381). 1994 içinde gazetelerde yer alan çevre haberlerinin yüzde 23'ünüsu ve su kirliliği, yüzde 12'sini hava kirliliği, yüzde 22'sini doğal yaşam, yüzde 10'unu nükleer santrallar ve enerji, yüzde 15'ini atıklar, yüzde 3'ünü de gürültü konulu haberler oluşturdu. Greenpeace Akdeniz Koordınatörü Mario Damato: Tehlikeleri anlatmaktan vazgeçmeyiz tnVtİTOTAN İZJV1İR- Greenpeace Akdeniz Projesi Ko- ordınatörü Dr. Mario Damato, nükleer en- düstriden de destek kabul etmekle suçlandık- lannı belirterek, "insam şaşırtacak boyutta cehalet sergilenmektedir'* dedi. Damato Amerika'da 100'ün üzennde nükleer santral siparişinin iptal edildiğine dikkat çekerek. birçok Avrupa ülkesinin kendi nükleer prog- ramlannı durdurmak için resmi kararlar al- dığını söyledi ve "Neden Greenpeace'e sal- dınyorlar? Bu konuyu i>i düşünmek lazım" diye konuştu. Nükleer yanlılanna bir yanıt da Greenpe- ace Akdeniz Projesi Koordinatörü Mano Da- mato'dan geldi. 11 kasımda Ankara'daki TEK genel Müdürlüğü önündeki nükleer santral- lara karşı eyleme de katılan, kendini binaya zincirleyen ve bu gösteri nedeniyle yann yar- gılanacak olan Damato, Greenpeace'le ilgili kamuoyuna yansıyan "çarpıtümış'', yanlış bilgileri düzeltti. Damato. Türkiye'yi de uya- rarak"Eğer Türkiye nükleer enerji planlan- nı sürdürürse, atıklar, kaza riski «ibi sayısız ekonomik \e çevresel soruna boğulmaktan kurrulamayacaktır" dedi. Degışik kesimlerce desteklendıkleri ve "*bazı çevrelerin örgütü" gıbı göstenlmeleri- nin çok üzücü olduğunu belirten Damato şöy- • 11 kasımda Ankara'daki TEK Genel Müdürlüğü önündeki nükleer santrallara karşı eyleme katılan ve kendini binaya zincirleyen Damato, bu gösteri nedeniyle yann yargılanacak. le konuştu: "Greenpeace'i petrol ya da kömür kartel- lerinden \e\a herhangi bir devlet organından para almakla suçlanıak. insanı şaşırtacak bo- yutta bir cehalet sergilemekdir. Greenpe- ace'in tüm ka> naklan ideallerimizi destekle- yen bire>terinkatkılanyla sağlanmakta ve ba- ğışlar 20 ABD Dolan gibi küçük rakamlarla daha bü>ük rakamlar arasında değjşmekte- dir. Greenpeace'e dünyada olanaklan ölçü- sünde katkıda bulunan ortalama 4 miryon üyesi bulunmaktadır. 1995 bütçesi 28.6 milyon ABD Dolandır. Bütçe her yıl örgüt dışından denetleykriler tarafından incelenir ve herkes alınan sonuçlara ulaşabilir. Hesaplanmız in- celemeye açık olup, daha fazla açıklamaya ge- rek bırakmamaktadır. Greenpeace nükleer endüstriden nıali destek almakla da suclan- maktadır. Bu kez ktdia sahibi kömür ve pet- rol lobiskJir. Bu tip suçlamalar fosil yakıt kui- lanımına karşı yaptığunız eylemler sonrası or- taya çıkmaktadır." Greenpeace'i karalama amacının dikkat- leri ana konulardan başka yerlere çekmek ve gerçeklerin Türk vatandaşlannm gözünden kaçırmak olduğunu belirten Damato "Halbu- ki Greenpeace gerçekleri açığa çıkarmak zo- nındadır. Gerçekten tehüke olan konulan an- latmaktan vazgeçmeye niverimiz yok. Ger- çekler ve rakamlar önemlkUr" diye konuştu. Damato.şunlan söyledi: "Birçok Avrupa ülkesi kendi nükleer prog- ramlannı durdurmak için resmi kararlar al- mıştır. Avustuna Zvventendorf 'taki tek sant- ralınıterk etti Yunanistan ilk nükleer santra- hnı yapma planlanndan vazgeçti. ABD'de, 1978'den beri hiçbir reaktör siparişi olmamış ve yflzün üzerinde santral siparişi iptal edil- miştir. Amerikan iş dergisi Forbes, nükleer endüstriyi, 'ABD iş dünvasındaki en büyük yönetimsel facia' olarak nitelendirmiştir. ku- zey Amerika ve Ban Avrupa'da yeni sipariş ol- maması onlan bunun yerine başka bir pazar aramaya zoriadı. Asya en umut verici pazar okluğunu gösterdiyse de Kuze> Afrika, Gü- ney Amerika ve Türkiye onlann müstakbel müşteri listesinde >cr almaktadır. Yüksek ma- HyetJ ve kaza riskinin yanısıra nükleer güçle ilgili başka aşılmaz sorunlar da vardır. Uran- yum madenlerinde, nükleer güç santraDann- da büyük miktarda radyoaktif atık üretilmek- tedir." PERtTON DtYALtZİ TÜRKtYE^DE Böbrek hastalarına yeni tedavi yöntemi tstanbul Haber Servisi - Böbrek hastalanna yeni bir tedavi yöntemi sunan periton diyalizi, Türkıye'ye geldi. Eczacıbaşı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Şakir Eczacıbaşı. "Bu ürûn dhaliz makhtesinden daha ucuza gehnekte ve hasta egitim gör- dükten sonra kendine uygulayabilmektedir n dedi. Böbrek yet- mezliğinin tedavisinde yem bir yöntem olan ve Eczacıbaşı-Bax- ter Hastane Ürünleri Kuruluşu tarafından Türkiye'ye getirilen CAPD (Ayakta Devamlı Periton Diyalizi). dün Eczacıbaşı'nda yapılan toplantıyla basına tanıtıldı. Toplantıya Eczacıbaşı Hol- ding Yönetim Kurulu Başkanı Şakir Eczacıbaşı, Eczacıbaşı-Bax- ter Hastane Ürünle- ri Genel Müdürü Se- dat Biröl, Eczacıba- şı-Baxter Hastane Ürünleri Renal Ürünler Pazarlama ve Tanıtım Müdürü Mehmet Tanyolaç ile Doç. Dr. Fatma CAPD nedir? ABD, Kanada \e Avrupa ülkelerin- de kullanımı giderek yaygınlaşan CAPD, kann boşluğuna verilen özel brr solüsyon aracıhğı ve hastanm ka- nn içi zannın yardımıyla kantn atık maddelerden anndınlması ve SI\T den- gesinin sağlanması işlemidir. KarakuUukçu katıl- dı. CAPD'nin diya- liz makinelerine ya- pılan yatınmın azal- masına ve hastanın kendisine daha faz- la zaman ayırması- na yarayacağını söyleyen Şakir Ec- zacıbaşı, "Diyaliz makineleri yurtdt- şmdan getiriliyor. Bu yûzden pahahya mal oluyor. Bu ürûn ise daha ucuza mal oluyor ve hasta egi- tim gördükten son- ra kendine uygula- yabiliyor" dedi. CAPD'yi kullanan- lann makineye bağ- lı olmadığını vurgu- layan Mehmet Tan- yolaç ise bu sayede hastalann evlerinde, işyerlerinde, okul- da, seyahatte ya da uygun bulunan öte- ki ortamlarda kendi kendilerine uygulayabildiklerini söyledi. Hemodiyaliz makinesine giren hastanın bir yılda 11-12 bin do- lar harcadığını belirten Tanyolaç, "CAPD 8 bin dolara mal olu- yor. Aynca tüm SSK'Bler ve Bağ-Kur'lular yararlanabilir" dedi. CAPD'yi kullanacak hastalann eğitim görmesi gerektiğini be- lirten Fatma KarakuUukçu da "CAPD'yi aktif bir yaşamı olan, okuma yazma bilen, sterü şartlara sahip hastalara tavsiye ediyo- ruz. Bu ürünün kullanımı için hastanm eğitim alması gerekir. CAPD günde üç kez uygulanır. Her bir değişim >aklaşık 45 daki- ka sürer" dedi. 200 bin tirajlı ücretsiz gazete Nasıl uygulanır? Böbrek yetmezliği çeken bir hasta- nın periton diyalizi yöntemini uygula- yabilmesi için, kann boşluğuna, peri- ton diyaliz solüsyonunun girişini sağ- layacak ince yumuşak bir plastik tûp (katater), küçük bir ameliyat yardımry- la yerleştirilir. Katater bir kez yerleşti- rildikten ve gerekli eğitim tamamlaa- dıktan sonra hasta, periton dıyalizini uygulamaya hazırdır. Diyaliz işlemi, hastanm durumuna göre 1.5-2 lıtre arasında değişen peri- ton diyaliz solüsyonunun kann boşlu- ğuna verilmesiyle başlar. On dakika süren "dohmt aşaması < 'n<ian sonra so- lüsyonun 4-6 saat kann boşluğunda kalinası gerekir. Aöm madde ve kirii suyun kann zanndan kann boşluğuna süzüldüğütt diyaMzaşaması", hastanın genel durumuna \e doktorun hastaya önerdiği süreye bağh olarak sekiz saate kadar uzayabilir. GÜRHANUÇKAN STOCKHOLM-13şubat sabahı Stockholm'deki metro istasyonlannda işlerine yetişme telaşmdaki halkı ilginç bir görünrü karşıladı: lstasyonlann giriş yerlerini konulmuş sahnelerde genç kızlar ve delikanlılar. canlı müzik eşliğinde resmen 'can can" şovu yapıyorlardı! Paris'teki bir kabareden gelmiş gibi dans eden gençler, dışandaki kann ve buzun soğuğunu, aceleci başkentlilere unutturuyordu. Bu gösterinin nedeni, başkentin yeni bir gazeteye kavuşmuş olmasıydı. Adı üzerinde Metro gazetesi, tümüyle reklam gelirleriyle ayakta durabilmeyi umduğu için halka haftanın 5 işgünü sabahlan bedava dağıtılacak. Burada hemen hemen yalmzca reklam içeren ve evlere ücretsiz bırakılan küçük bölge gazetelerine halk alışkın, ama bu gazete, hem tirajı bakımından hem de en son haberleri okurlara yetiştirmeyi amaçladığından, farklı bir konuma sahip. 13 kişiden oluşan gazete yönetimi, ilk günlerde ürünlerini halka dağıtmak için 400 adet emekliyi çalıştırdı. Metro yönetimi, ülkenin en büyük iki sabah gazetesi Dagens Nyheter (300.8 bin) ve Svenska Dagbiadet'in (122.8 bin) en büyük giderlerinin, sabahlan abonelerin evlerine dağıtımından oluştuğunu, kendilerinin böyle bir giderleri olmadığı için gazeteyi ücretsiz çıkarabildiklerini açıkladı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle