Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA
CUMHURİYFT
15 ŞUBAT 1995 ÇARŞAMBA
14 KULTUR
Gencay Gürün
Gürün,
'Tiyatro
îstanbul'u
kurduKültür Servisi- Eskı Jstanbul
Beledhesi Şehir Tiyatrolan Genel
Sanat Vönetmenı Gencay Gürün.
"Tiyatro İstanbuT adıyla özel bir
tiyatro kurdu.
Tiyatro Istanbul mart ayı içinde;
Nurseli İdiz ve Can Gürzap'm rol
aldığı "Seneye Bugün" ve CP.Tav-
lor'un "Nereye Kadar?" adlı oyun-
lanyla. tSTEK Vakfı'nın Balmum-
cu Atanur Oğuz Lisesi salonunda
seyirci karşısına çıkacak.
Tiyatro Istanbul, IngilızyazarC.
P. Tavlor'un "İyi" adlı oyununu,
*NereyeKadar?"adıyla sahneleye-
cek. fİakan Alüner ın sahnelediği
oyunda: Cüneyt Türel, Haluk Kur-
toğtu, Tomris Oguzalp, Zerrin Sü-
mer, Ash Öyken, Hazım Körmük-
çü ve Alp Oyken rol alıyor. Müzık
direktörlüğünü Serdar Vaiçın'ın
üstlendıği oyunun dekorunu Atıf
Yalkut kostümlerini ise Aydan Yay
gerçekleştirmiş.
Nazizmin tırmanış döneminde
geçen oyunun baş kişisi, edebiyat
profesörü Johann Halder. kafasıy-
la ve gönlüyle toplumsal ve ahlaki
bakımdan 'doğnı' ve 'iyi' olana sı-
kı sikıya bağlı bir bilim adarnı.
Oyunda Halder'in; gündelık birey-
sel çıkarlannın peşinde, başlangıç-
ta kendisine zararsız görünen bir iş-
bırlıkçılığınçarkınakapılması veo
çarkın dışlilen arasında adım adım
tüm değerlennı yitırmesi anlatılı-
yor. Oyunda esas olarak çok temel
bir ahlak sorunu irdelenıyor: 'lyi'
nedir? Ve soyut olarak 'iyı' bir a-
maç adına yola çıkan bir 'iyi niyet-
Ii". ışbirhkçiiik süreci içinde neka-
dar yıpranabilir ve alçalabilir" Yü-
ce amaçlar. kör bir bencilliğin gü-
dümüne girdiğinde. nasıl biruçuru-
ma sürüklenebilir1
Profesör Halder, yaşlı ve düşkün
annesinden. pasaklı ve sünepe eşin-
den kurtularak, genç ve güzel sev-
gilisiyle birlıkte kendine yeni bir
hayat kurarken, en yakın arkadaşı-
nı. bütün erdemlerini ve sonunda
kişıliğini feda eder. Bir edebiyat
profesöründen, biraydından. bir SS
subayı yaratan bu trajik çatışmalar
silsilesı. ınsanlık değerlerinin teh-
dıt edildiği tarihsel dönemlere gön-
derme yapan evrensel karakteriyle
bir ibret tablosu oluşturuyor.
Tiyatro Istanbul'un repertuann-
dakı ikinci oyun ıse Amerikalı ya-
zar Bernard Slade'in "Seneye Bu-
gün". Gencay Gürün'ün yönettiğı
oy unda Can Gürzap ve Nurseli İdiz
rol alıyor. Oyunda bir otel odasın-
da. her yil aynı tarihte buluşup haf-
ta sonunu birlikte geçiren bir ka-
dmla bir erkeğin, yirmibeş yıla uza-
nan, güldürücü olduğu kadar dü-
şündürücü öyküsü anlatılıyor. Yir-
mibeş yıl içinde iki ailenin yaşamı.
o yıllar içındekı toplumsal çalkan-
tılar. Vietnam savaşı, 6O'lı yıllann
öğrencı hareketleri oyunda bir
komedi çerçevesinde sunuluyor.
Çok boyutlu,
yaşayan bir
'Cem Sultan'
Kültür Servisi- Istanbul Şehır
Tiyarrolan bugün Fatih Reşat Nu-
ri Sahnesı'nde tarihi bir oyunla çı-
knor tıyatroseverlerin karşısına:
"Cem s'utauı". A.Turan Oflazoğ-
Ju'nun yazdığı oyunda, Osmanlı
lmparatorluğu tarihinin sayfaları
arasına sıkışıp kalan bir kişilik,
"Saltanat benim hakJamdır" diye-
rek ağabeyı Sultan 2.Bayazıt'a kar-
şı gelen Cem Sultan'ı ortaya çıka-
n\or. Yazar. Cem Sultan'ı bir ikti-
dar öyküsünün merkezine oturtma-
nır ötesinde. tarih kitaplannın yaz-
maJığı ölçüde çok boyutlu. yaşa-
yan bir karaktere dönüştürüyor.
O\unda, tutku ve düşmanlık, iha-
ne" ve baglılık. nefret ve özlem gi-
bi Dİrbınyle çelişen pek çok duygu
birarada yaşanıyor.
Oyun. iki kardeşin savaşı, 2.Ba-
ya:ıt'ın zaferiyle sonuçlandıktan
soıra Rodos şövalyelerine sığınan
Cem Sultan'ın ve zehirlenerek öl-
dirülene kadar yurdundan uzakta
ge:en yaşamını anlatıyor.
Vönermen Engin Uludağ'm sah-
nce koyduğu oyunda Kamran L's-
luer. Kerem Yümazer, Can Başak,
R(/et Hubeş, Aslan Alün, Ali Ka-
raıöz, Turgut Arseven, Bilge Zobu,
Dft rim Parscan, Emin And, Meü-
ke Vltınbaranbaşlıcarolleri payla-
şıprlar Diğer rollerde ise Binnıır
L;ar. Marina Turpoğlu, Yeşim
Encar; Ahu Karrılıoğlıı, FaroşTez,
Dfek Ozgen. Eflal Gülbudak, Az-
iz lullaaziz, Burat Davutoğlu,Tan
Hıcıkadiroglu, Murat Coşkuner
ye alıyor.
Norveçli öğretmen Jostein Gaarder'in felsefe kitabı milyonlarca okur buldu
Fekefeyle dans eden adam
CELAL USTER
Lafı biraz uzatmayagörün, bir
olayın nedenleri ve sonuçlan
üzerine düşüncelerirüzi biraz
aynntılı biçımde anlatmaya
kalkmayagörün. hemen "febefe
yapma!" derler adama. Aslında bu
deyim, ınsanlann felsefeyi çapraşık
bulmalanndan. felsefeye ürkerek
yaklaşmalanndan kaynaklanır bir
ölçüde
Işte, Jostein Gaarder'in yaklaşık iki
yıldır Avrupa yayın dünyasını allak
bullak eden Sophie'nin Dünyası
adlı kitab, insanlann, özellıkle de
gençlerin felsefe korkusunu
yenmenin yolunu yordammı
bulmasına borçlu başansını. Yakın
zamana kadar Norveç'in Bergen
kentindeki bir meslek lisesinde
felsefe öğretmenliğı yapmış olan
Gaarder, bütün bihmlenn anası
sayılan felsefeyi okurlanna ilginç,
sürükleyici bir öyküye
büründürerek sunuyor.
Gaarder'in. konusu felsefe olan
romanının kahramanı Sophie adlı
14 yaşında bir kız çocugu, Sophie
bir gün okuldan eve döner ve bir
zarf bulur. Zarfın içinden bir kâğıt
çıkar. Kâğıtta "sen ktaısin" diye bir
soru yazılıdır. Gıderek Sophıe'ye
başka zarflar da gelecek, bu
zarflann içinden başka sorular
çıkacak. Sophie kendini ilginç bir
"mektupla felsefe" öğreniminin
içinde bulacaktır. Kimliği belirsiz
ögretmenın en büyük kaygısı,
Sophie'nm de "yetişkinlerin çoğu
gibi yeryüzünün gizîerine kayrtsız
biri" olup çıkmasıdır.
Belki de Gaarder'in felsefeyi çocuk
oyuncağına çevirdiği bile
söylenebilir. Sözgelimi,
Demokritos'un gerçeğin son, artık
bölünemez, bozulamaz dıye
tasarladığı son öğelerini, yani
atomlan lego parçalanndan yola
çıkarak açıklıyor. Eski Yunan'a
götürdüğü Sophıe'yi öğrencisi
Piaton'la gezintiden dönen
Sokrates'le tanıştınyor. Kitap
boyunca Descartes. Spinoza. Kant,
Kierkegaard, Mara, Darwin, Freud
gibı düşünürlerle karşılas^n
Sophie, böylece felsefenin temel
sorunlanyla yüz yüze geliyor.
Kuşkusuz, Gaarder'in bu
yaklaşımı. biraz da llmberto
Eco'nun Gülün Adı adlı yapıtını
andınr biçimde, sürükleyici bir
"poüsiye" felsefe romanı çıkartyor
ortaya. Ama belki de Sophie'nm
Dünyası'nın gençleri yakalamasının
sırn. felsefe gibi bir konuyu çekici
kılmasında. felsefeyi hayatla
dolaysız bağintılan içinde ele
aimasında.
Gaarder aslında insanlann
felsefeye ilgi duymalanna değil,
felsefeyle ilgilenmemelerine
saşınyor. Hep soru sormayı seven,
hayata her zaman hayranlık ve
şaşkınlıkla bakabılen biri Gaarder.
Küçüklüğünde de annesine ve
babasma habire soru soran bir
çocukmuş zaten. Sözgelimi,
insanın kafası onca düşünceyle
uğraşırken ayaklan nereye
Alçakgönüllü bir felsefe öğretmeni olan Gaarder, kitaptan hiç ummadığı biçimde büyük para kazanmasına
karşın, yalın yaşama biçimini korumaya kararlı.
• Gençlere felsefeyi sevdirmeyi amaçlayan
Sophie'nin Dünyası" adlı kitap, tam 32
dile çevrildi ve 3 milyona yakın sattı.
Norveç yayıncılık tarihinin en çok satan
kitabı olan "Sophie'nin Dünyası",
Almanya, îsviçre, Kore, İtalya, îspanya gibi
ülkelerde liste başına yükseldi.
gideceklerini nasıl bilebiliyor, diye
sorarmış annesiyle babasına.
Bugün biri on sekiz. öbürü on
yaşında iki oğlu olan Gaarder
çocuklann sorulanna doğru
yanıtlar vermenin çok önemli
olduğu kanısında. Ama çocuklara
gerektiğinde "bilmiyorum''
diyebilmenin de aynı ölçüde
önemli olduğu görüşünde.
Büyüklerin yalan söylediğini
çocuklann hemen anladığinı
belirtiyor. Çocuklann merak
duygusunun özenle korunması ve
beslenmesi gerektigıni savunan
Gaarder, bir zamanlar insanlann
düşünce alışverişınde bulunduklan
eski Yunan kentlerinin agoralannı
ve çocukJann dış dünyayla ilk kez
yüz yüze geldikleri anaokullannı
gerçek felsefenin boy attığı yerler
olarak görüypr.
Sophie'nin Dünyası'na önce kolay
okûnabilecek bir ders kitabı olarak
başlayan Gaarder çok geçmeden
"kürsüden ders anlatan sıkıcı bir
öğretmen" gibi duyumsamış
kendini \e geleneksel anlatım
yöntemlerini rafa kaldırarak
olgularla düşlemleri buluşturan bır
yöntem benimsemiş. Sophie'nin
Dünyası'nda gezinirken bu
yöntemle felsefe öğrenen Norveçli
gençler, üniversite giriş
sınavlanndaki felsefe sorulannı
kolaylıkla yanıtlayabiliyorlar.
Gaarder'in amacı. gençlerin eleştiri
ve çözümleme yeteneklerini
geliştinnek. Peki, bu 500 sayfalık
felsefe serüveninin hedeflediği
okurlar daha çok hangi yaştan?
«Jtap okuruna bu tür smırlar
koymak hiç kuşkusuz doğru değil.
Ama gene de Sophie'nin
DünyasTnı çoğunlukla gençlerin,
üniversite öncesi öğrencilerin, ilk
gençlık çağını sürenlerin okuduğu
anlaşılıyor. Ama felsefeyi keyifli
bir oyuna dönüştüren bu kitabı
yetişkinlerin de okuduğundan
eminim. Nitekim, kitabevi
yönetcileri Sophie'nin Dünyası'nı
belirli bir sınıflamaya sokmakta
büyük güçlük çekiyorlarmış.
Çocuk kitabı mı, gençlik kitabı mı,
büyükler için bir kitap mı?
Müşterilere anlatması zor! Ama
Gaarder'in gerçek amacı da bu olsa
gerek: Şaşırtmak, kışkırtmak ve
insanlara hiç sormadıklan sorulan
sordurmak.
Sophie'nin Dünyası, Gaarder'in
dordüncü kitabı. Yazıp bitirdiğinde,
"Bu kitabı kaç kişi okur
bilimiyorum" demiş. "Ama bizi
zengin etmeyeceğinden eminim!"
Ardından, daha da ileri giderek
para kazandıramayacak böyle bir
kitabı basmaya ceraset ettikleri için
yayınevi yönetimine birteşekkür
mektubu göndermiş.
Kitap bugün Gaarder'in ününü
çoktan Norveç sınırlannın ötesine
taşımış durumda. Oç yıla yakın bir
süre içinde üç milyona yakın satmış
Sophie'nin DünyasL Tam otuz iki
dile çevrilmiş. Yalnızca
Almanya'da bir milyona yakın okur
bulduğu söyleniyor. Îsviçre'de,
italya'da, Îspanya"da, Kore'de bir
numaraya yükselmiş. Ama
Gaarder. bir best-seller yazmış
olduğu için değil, kendisine para
kazandıracağını akJının ucundan
bile geçirmediğı bir kitaba bunca
emek vermiş olduğu için onur
duyduğunu belirtiyor gene de.
*Yıllarca ekmek ve süt alabilecek
kadar param var şimdi! Lüks
gereksinünkrim yok. Daha rahat
yazabibnek için Oslo'da bir daire
satın aldım, o kadar!"
Kırk ıkı yaşındaki Jostein Gaarder
kendini Iskambü Kâgıdannın
Esran adh romanının
karakterlerinden Joker'e
benzetiyor. Gene gençler için
yazdığı bu romanda Joker kendi
varoluşunu sorgulayan tek karakter.
Sophie'nin Dünyası'nın başansını
da dünyada sandığından çok daha
fazla "Joker"in bulunmasına
bağlıyor zaten. Gaarder, felsefenin
Aristoteles'ten bu yana "erkek
egemen" bir alana dönüştüp
kanısında. Biraz da buna karşı
çıkmak için kitabının kahramanı
olarak Sophie'yi seçmiş:
"Sophie'nin eski Yunancadaki
karşıhğı Sophia erdem, bilgelik
anlamına gelir. Tannça Athena'dan
bu yana erdem dişil bir kavTam
olageuniştir. Erkekler anlamaktan
çok anlaşılmaya önem verirler;
bilgiyi bir hay~vanın boynuzlan gibi
kuUanıriarL"
Semih Poroy'un karikatür sergisi, Ankara'da Kültür Bakanlığı Dünya Karikatür Galerisi'nde yer alıyor
Yirmi yıllık süreçten bir kesitKültür Servisi -Gazetemiz çizer-
lerinden Semih Poroy'un karikatür
sergisi Ankara'da Kültür Bakanlığı
Dünya Karikatür Galerisi'nde sergi-
leniyor.
7 Mart'a dek sürecek sergide Po-
roy'un ağırlıklı olarak son beş yılda
ürettiği eserleri yer alıyor. Bu sergi
aynı zamanda. yirmi yıldır karikatür
yapan Semih Poroy'un uzun süreli ilk
sergisi.
- Semih Porm, Ankara'da Karika-
tür Vakn'nın çağnlısı olarak bir ser-
gi açıyorsunuz... Öncelikle şunu sora-
cağun: Bu, ilk serginiz mi?
Gerçek anlamda. emek verilmiş,
uzun süreli ilk sergim sayılabilir; a-
ma daha önce, 1979'da Aydın'da
1993 'te de Sınop'ta, bu kentlerin kül-
tür şenlikleri sırasında, şenlik süresi
kadar açık kalan 10-12 parçahk ser-
gilerim olmuştu. Bunlar, şimdi Anka-
ra'daki denli organize sergiler olma-
salar bile, hiç olmazsa sözlük anla-
mıyia sergi sayılabilirler.
- Karikatüıieriniz 1975 vıunda ya-
yunlanmaya başlamış-. \lrmi yılhk bir süreç
bu. Sergi için retrospektif bir seçhniniz oldu
mu?
Sergideki karikatürlerim ağırlıklı olarak son
beş yılın verimlerini içeriyor. Birkaç tane 1979
ve 80'de oluştunılmuş çizim var ama, bunlar
sergiyi retrospektif bir düzenleme olarak nite-
lendirmemize yetmez.
- Ne tür çalışmaJar yer ahyor sergide?
Çoğunluğu Cumhuriyet'te yayımlanmış iş-
ler... Bunlann önemli bir bölümünü yeniden.
görsel yanlannı daha öne çıkararak çizdim. Ay-
nca, bizim bant-karikatür "Harbi"den bazı
seçmeler ve Sıvas'ta yaşanan kınm üzerine çiz-
diğim karikatürlerden örnekler var. Sıvas'ın bir
insanlık trajedisi olarak unutulmamasından,
unutturulmamasından yanayım.
Yine, önceki yıllarda Cumhuriyet'in pazar
ekinde yayımlanan Asmalımesçit 74'ten ve da-
ha yayımlamadıgım Bü>ük Fransız Devrimi
üzerine bir çizgi-roman çalışmasından planlar
da yer alıyor.
- Sergi Istanbul'da da yinelenecek mi?
Sanıyorum yıl sonuna doğru böyle bir şey
gerçekleşecek. Dediğiniz gibi, karikatüre baş-
layalı yirmi yıl oldu. Bu yıl, bu yirmi yılı ön-
celikle kendimle tartışacagım bir kitap yapma-
yı, bunu da bir sergiyle aynı ana denk düşür-
meyi istiyorum... Yayımlanmamış birçok ka-
rikatürümü de işin içine katarak...
Rotapyenler Resim
Sergisi
• Kültür Servisi - Otuzyedi
Rotaryen sanatçının 104 yapıtla
katıldığı "Rotaryenler Resim
Sergisi' dün açıldı. Başanlı
işadamlannın halka hizmet
veren kulübü Rotary Kulüp
üyelerinin kendi göz nuru, el
emeği ve sanat duygulanyla
ürettikleri yapıtlann yer aldığı
serginin geliri, bugüne kadar
birçok okul, sağlık tesisi ve
benzeri yardım projelerini
gerçekleştirmiş olan Rotary
Vakfı'na bağışlanacak. Maçka
Destek Reasürans Sanat
Galerisi'nde yer alan sergi, 10
marta kadar açık kalacak.
Tarihi eser
kaçakçılığı
Kültür Servisi - Muğla'nın
Fethiye ilçesindeki Pınara antik
kentinde yaptığı kaçak kazıda
bulduğu altın sikkeleri satmak
isteyen bir kişi tutuklandı. Bir
ihban değerlendiren Muğla
Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık
Şubesi ekipleri, Minare
Köyü'nde oturan Hüseyin
Gündüz (56) adlı çiftçiyi, Pers
dönemine ait 10 adet altın
sikkeyi satmak isterken yakaladı.
Adana'da da, bir işyerine
düzenlenen operasyonda çok
sayıda tarihi eser ele geçirildi.
Ele geçirilen eserler arasında,
çeşitli dönemlere ait 585 sikke, 3
adet ok ucu. 2 adet minyatür
çömlek, 3 adet toprak çömlek, 3
adet hayvan fıgürü, bir adet
küçük testi, 3 adet Meryemana
fıgürü, 4 adet pıpo parçası, 8
adet ınsan başı fıgürü, 10 adet
ağırşak ve bir adet anfora
bulunuyor.
Anadolu Rüyası'
TCOD'de
• ANKARA (AA) - Italyan
sanatçı Angela Occhipinti'nin
"Anadolu Rüyası" adlı gravür
sergisi dün açıldı. Italyan Kültür
Heyetı ve TCDD'nin ışbirliğiyle
gerçekleştirilen sergide,
sanatçının son dönem yapıtlan
yer alıyor. Perugia'da doğan
sanatçı. çalışmalannı
Floransa'da sürdürdü. Devlet
Güzel Sanatlar Fakültesi'nden
dıploma alarak grafik sanatlarda
uzmanlaşan sanatçı, 1978
yılından beri Milano Güzel
Sanatlar Akademisi Gravür
Teknikleri Başkanlığı görevini
yürütüyor. Çalışmalannda,
düşüncenin ince bir irdelemesini
resim aracılığıyla anlatan
sanatçının sergisi 28 şubata
kadar görülebilir.
AKM Konser Salonu
açılıyor
• Kültür Servisi - Atatürk Kültür
Merkezı Konser Salonu'nun
onanmı tamamlandı. Istanbul
Devlet Klasik Türk Müziği
Korosu. bu yıl AKM'deki ilk
konserini pazar günü saat
11.30'da gerçekleştirecek. Prof.
Dr. Nevzat Atlığ'ın yöneteceği
konserin ilk bölümünde dügâh,
saba ve hüseyni makamlanndan
eserler yer alıyor. Konserin ikinci
bölümünde de altı genç sanatçı,
iki saz esenni seslendirirken
solist Dr. Ali Rıza Kural
kürdilihicazkâr makamında
şarkılar sunacak. Koro, son
bölümde nihavend eserlere yer
verecek. Konserler, bundan böyle
AKM Konser Salonu'nda devam
edecek.
Mimarlar Odası
taşınıyor
• Kültür Servisi - Mimarlar
Odası Istanbul Büyükkent
Şubesi. Kültür Bakanlığı
tarafından kullanımına tahsis
edilen Yıldız Sarayı Dış Karakol
Binası'na taşınıyor Mimarlar
Odası 'nm hizmet birimlerinin
yanı sıra, sergi salonlan,
konferans ve toplantı salonu,
eğitim mekânlan ve kütüphane
bölümlenyle düzenlenen tarihi
binada, olağan şube ve mimarlık
çalışmalanyla birlikte kültür ve
sanat etkinliklerine de geniş yer
verilecek. Dış Karakol Binası'nın
bundan böyle Istanbul'un doğal
ve tarihsel kimliğinin yağmaya
karşı korunması savaşımında bir
'ileri karakol' olarak görev
yapacağını belirten Mimarlar
Odası Istanbul Büyükkent Şubesi
Yönetim Kurulu, kente ve
kültürel değerlerimize karşı
duyarlı olan bütün kesimleri,
yann saat 18.30'da yapılacak olan
açılış törenine davet ediyor.
Tören programmda. Istanbul ve
Anadolu'da tarihsel çevre
araştırmalan yapan Galata
Gönüllü Ögrenci Grubu'nun
"Uygarlıklann Izinde, Ülkemiz
Üniversitemiz" adlı sergisinin
yanı sıra klasik müzık dinletisi de
yer alıyor.
45. Uluslararası Berlin
Film Festivali Festival kataloğunda ve FIPRESCI bülteninde Onat Kutlar anıldı
GÜNERYÜREKLİK
BERLİN- Uluslararası Berlin Film
Festivali"nin üç yüz sayfalık ana
kataloğunda Onat Kutlar'ın ölümünden de
söz ediliyor ve "Olanlan unutmayacagız.
Onlan unurmayacağız" deniyor.
Uluslararası Sinema Yazarları Federasyonu
(FIPRESCI) da çıkardığı son bültenin ilk
sayfasını Onat Kutlar'ın ölümüne ayırdı ve
bombalı suikast olayını anlattı. Festivalin
çıkardığı katalogda, organizasyon komitesi
başkanı Moritz de Hadeln'ın kaleme aldığı
'YaratKihğın Kozmosuna V önelik Bir
Anten* başlıklı yazıda, bu yılki şenliğin
özelliklen ve niteliği anlatıldıktan sonra.
'Yitirdiklerimiz' bölümünde şöyle deniyor:
"Ve senaryo yazan, film deştirmeni.
sinemacı Onat Kutlar da kısa bir süre önce
radikal İslamcılann İstanbul'da bir kafeye
yaprıkları bombalı sakdırı sonucu yaşamını
yhirdi, kurban oldu. Her ikisi de, Onat da
Lindsay de (eski jüri üyelerinden İngiliz
yönetmen Lindsay Anderson) angaje olmuş
antifaşLsrrikr.
Görüntülerin gücünün ne olduğunu çok i\i
biliyorlardL Demokrasinin ve dünyaya
açılımın ancak özverili bir mücadelevle
mümkün olabileceğini çok iyi biliyoıiardı.
(...) Olanlan unutmayacağız. Onlan
unutmayacağız."
Uluslararası Sinema Yazarlan Federasyonu
(FIPRESCI) da çıkardığı bültenin birincı
sayfasına 'Onat Kutlar öldürüldü' başlığmı
atmış. Bu yıl Uluslararası Berhn Film
Festivali'nin FIPRESCI seçici kurul
üyeliğine seçilen Atilla Dorsay'm yazdığı
yazıda Onat Kutlar'ın geçen aralık ayı
sonunda Taksim'de Cafe Marmara'ya
konulan bir bombanın patlaması sonucu 11
ocak günü öldüğunü bildirdikten sonra
bombayı koyanlann köktendincıler olduğu
belirtiliyor ve Onat Kutlar'ın hayatı,
yapıtlan, senaryosunu yazdığı fılmleri
aynntılanyla anîatılıyor.