Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
LASIM 1995 PAZAR CUMHURlYET SAYFA
HABERLER
Siyasettekadnımadı yokCumhuriyetin ilk yıllanndaki tek
trtili seçim sisteminde kadm
ırlamenterlerin oranı, çok partili
ıçtmlerdeki kadm parlamenter
ramndan daha yüksek.
• Birleşmiş MiUetler'in 1995
ılında yayımladığı rapora göre tüm
lünyada seçmen sayısımn yansını
>luşturan kadmlann Meclis'te temsil
>raru yûzde 11. Dünyadaki ülkelerin
yüzde 34'ünde bakanlar kurulunda
tıiç kadın bakan yok.
tstanbul Haber Servisi - Kadınlann.
siyasete katılma hakkını kazandıklan
1934'ten bu yana, sıyasette temsil oran-
lannın azaldığı saptandı. Devlet îstatis-
tik Enstitüsü'nün (DİE) verilerine göre
1935 seçımlerinde 18 olan kadın parla-
menter sayısı, 1991 seçimlerinde 8"e
düştü. Kadınlann siyasette daha etkin ol-
ması için çalışmalar yapan Prof. Dr.
Necla Arat bu durumu, "Siyaset, bizim
toplumumuzda ve dünyada bir erkek
mesleğiolarakalgılanrsor.Kadmlannya-
şam biçimi de shasete zaman ayırama-
malannanedenoluyor" diye yorumladı.
Atatürk'ün 1934'te çizdiği yolu şim-
diki siyasetçüerin de izlemesi gerektigi-
ni belirten Arat, birçok kadmın 24 Ara-
lık seçimlerinde aday adaylığı için baş-
vurmasını da sevindırici bir gelışme ola-
rak nitelendirdi.
Kadınlann çok uzun zamandırbu işin
dışında tutulduklan için siyasete ilgisiz
6 partiden 519 kadın aday başvurdu
KadınlardaDYP önde
HA2ALATEŞ
ANKARA - Parlaraentoda yeterince temsil edilmemekten
yakınan kadmlar, genei seçimîer öncesinde mılletvekıli aday
adayh|ı için fazla ilgi göstermedi. 6 siyasi partiye,
rnilîetvekiu'igi için başvuran kadın adavlann sayısı 519'da
kaldı. DYP, ANAP, CHP, MHP. YDH've RP'ye başvuran
kadın milletvekili aday adaylanmn sayısı, ülke genelinde
çıksnlacak 550 miiletvekiîi sayıstna bile ulaşmadı. DYP"ye,
Başbakan Tansu Çflkr'in de aralannda bulundugu 135
kadın. miUetvekilliği için başvuruda bulundu. Kadm aday
sayısmda birinci sırada yer aîan DYP'yi 100 adayla ANAP,
100'ün üzerinde adayla HADEP, 90 adayla YDH, 40 adayia
CHP, 38 adayla MHP ve 16 adayla RP izledi. Türk Kadınlar
Birligi Başkanı AyseB Göksoy, DYP Kadın Komisyonu
Genel Başkaru Meral Akşener, Kadın Dernekleri
Federasyonu Genel Başkanı Nesrin Cnlû, HBB sunucusu
Oya Akgöneçın de başvuruda bulundugu DYP'nin en genç
kadın aday adayımn Malatya'dan başvuran Avukat Öznur
Çefik (30) olduğu kaydeditdi. RP'ye Ankaradan 7,
tstanbuVdan 5, Konya'dan 2, lzmir'den 1, S.anhurfa"dan 1
kişi olmak üzere 16 kadm: MHP'den de 16'sı Ankara'dan
olmak ûzere çeşitli kentlerden 38 kadm. milletvekuTiği için
başvuruda bulundu.Parti örgütlenmesinde kadınlann
merkez sağ partilere oranla daba fazla görev aldığı CHP'ye
sadece 40 kadm başvurdu. CHP'nin, 18 ilde yapttğı
önseçim sonuçlanna göre 5 kadının milktvekili adayhğt
kesinleştı. Başvuruda bulunan kadın aday adaylanndan
kaçının milîetvekili yanşına gireceği. genel merkez
yönetiminin degerlendirmelerinden sonra kesinleşecek.
kaldıklanm belirten Arat. "Kadınlar si-
yasete ilgisizler. ancakbudurum zaman-
la aşılacaktır. Bunun için öneelikle egiti-
me ağtrbk verümelT diye konuştu. Er-
keklerin iktidan kadmlarla paylaşmak
istemediklerini de söyleyen Arat, şöyle
devam etti:
"Ataerkil yaklaşım,siyasiideotojhi bü-
yük ölçüde ele geçirmiş durumda. O\sa
gerçek demokrasiler,iktidanneşitbirşe-
kilde paylaşımı demek olmak zorunda.
Erkekkrin bunu fark etmesi, kadınlann
da haklannıeldeetmekiçinpeşindenkoş-
turması laznaT
Necla Arat, kadm haklannı birçok ül-
keden önce elde etmemize rağmen. bu
ülkelere göre Meclis'teki temsil oranımı-
zm oldukça düşük olduğunu ifade etti.
Avnıpa ülkelerinin yıllarca kadınlann
geri kalmışlığını önlemek için 'kota' uy-
guladıklannı söyleyen Arat. "Bunu sos-
yaldemokrathalkçıpartilerdışındakisi-
\asi partiler benimsemedi. Benimseyen
partiler de yeterince mgulamadı. Uygu-
lanırsa daha ileri gidileceğine inanıyo-
rum*
1
dedi.
Necla Arat, Kadından Sorumlu Dev-
let Bakanlıgı'nabirerkeğin getirilmesi-
nin de çok hatah bir karar olduğunu ifa-
de etti. "Hiçbir erkek, kadını ve kadının
sonınlannıbir kadın kadar anla\amaz~
diyen Arat. bu atamayı 'normal olma-
van' bir durum olarak nitelendirdi.
Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği
(ÇYDD) Başkanı Türkan Saylan da si-
yasette erkeklerin egemen olduğunu. bu
yüzden de kadın sayısındaki azalmanm
doğal olduğunu belirtti. Siyasette para-
nın ön planda olduğunu söyleyen Saylan,
"Aşiret reisi olmaklpolis müdürü olmak
hep erkeklerin elinde. Kadın; parası (^
madtğuo> potansi\eliolan mevkilerde ol-
madığı %e aitedeki konumu nedeniyk za-
manı olmadığı için siyasetin dısmda kal-
maktadır."Kadın para yatıramaz. bınbır
entnka içınde bunalır. düriist ve azimlı
biT çalışma yapar' görü^üylekadunnönü
kesilmiştir"' diye konuştu. Kadının siya-
sete gırmesı için öncelikle halkın alıştı-
nlması gerektiğinı belirten Saylan, şöy-
le devam etti:
u
Avrupa ülketerinde oldugu gibi kota
uygulaması yapmalıyız. Bunu sadece
SHP benimsemişti, o da yok oMu gitti.
CHP'de bö\le bir anla\iş yok. Kota uy-
gulanmadımıTürkhe'dehiçbirşe> >apı-
lamaz."
Kadınlann temsil oranı yüzde U
Birleşmiş Milletler'in 1995 > ılındaya-
yımladığı rapora göre tüm dünyada seç-
men sayısının yansını oluşturan kadın-
lann Meclis'te temsil oranı yüzde 11.
Dünyadaki ülkelerin yüzde 34'ünde ba-
kanlar kurulunda hıç kadın bakan yok.
Devlet başkanı sayısı ıse 10. bzmanlar.
kadmlann siyasette bu derece az temsil
edilmelenni efitim eksikhğine ve 'er-
kek egeroendir' görüşüne bağlıyorlar.
Fuarenflasyonü yaşanıyor• Her önüne gelenin istediği alanda
fiıar açması sonucunda bu sektörde bir
enflasyon yaşanmaya başladı. Haksız
rekabet ve kalitesizlik gibi sorunlann
yaşandığı sektör ile ilgili olarak Sanayi
ve Ticaret Bakanlığı'nın yeni bir
yönetmelik hazırladıgı belirtiliyor.
HÜLYATOPCU
Alışvenşten armağana, mutfak eşyalann-
dan otomobıle, tekstil makinelerinden ban-
yo dekorasyonuna, kilap. çocuk eşyalanna
kadar çok farkh alanlarda açılan fuarlann
denetimden uzak olduğu vurgulandı.
Fuarcılık şirketleri, her önüne gelen şir-
ketin fuar açmasından ve "fiıardlık enflas-
yonunun" yaşanmasından yakınırken Sa-
nayı ve Ticaret Bakanlığı bu sektörün kali-
teli bir standarta ulaşması için hazırladıgı
yeni yönetmeligin sorunları çozeceğini ile-
ri sürüyor. Firmalann ürün ve hizmetlerini
potanstyel alıcılaratanıtabilmeleri. rakiple-
rini bir aradagörebilmeleri veteknolojk ye-
nilikler sunabilmeleri amacıyladüzenlenen
fuarlar, Türkiye'de son yıllarda "mantar"
gibi çoğaldı.
Fuarcılık ile ilgilenmeyen çogu kurulu-
şun bazı formaliteleri yerine getirerek fuar
açabilmesi ve fuarlann denetlenmemesi
sektörde "haksu rekabet" ve "kalitesizlik"
gibi sorunlan beraberinde getırivor. Fuar
açmak için Sanayi ve Ticaret Bakanlı-
ğYndan izin almak zorunda olan şirketlerin
en az 20 katıhmcı firmayı bir araya getir-
mesi gerekiyor.
Fuar için en az 250 metrekarelik stand
kuıma zorunluluğu olan şırketler, daha son-
ra ll Sanayi Ticaret Müdürlüğü'ne yazılı
başvuruda bulunuyor. Açılan fuarlann ll Sa-
nayi ve Ticaret Müdürlüğü'nün yetkilile-
rince denetlenmesı gerekiyor. Ancakbu he-
men hemen hiçbir fuarda yapılmıyor. Fuar-
lann denetlenmediğini doğrulayan Sanayi
ve Ticaret Bakanlığı lç Ticaret Genel Mü-
dür Yardımcısı Naci Sulkalar, Türkiye ge-
nelinde yılda ortalama 100'ün üzerinde fu-
ar açıldıgını söylüyor.
Fuarlann denetlenmesı için birtakım dü-
zenlemeler yapıldığını ve yeni bir yönet-
melik hazırlandığını vurgulayan Sulkalar,
bu yönetmeliğe göre fuarcılık için kurulan
firmalann, fuar açabileceğini söylüyor. Fu-
arcılık fırmalannın denetlenmediğini anım-
satan Sulkalar, "Bu şirketlerin özgür ve B-
beral ortamda çahşabilmeleri için sıkı bir
denetim gerçekteşmedi" dıyor.
Fuarcdar yakınıyor
Interteks Fuarcılık Şirketi Yönetim Ku-
ruluüyesiYesimAvunduk ise fuarlandenet-
leyen bir kurumun olmamasmdan, önüne
gelen her şirketin fuar açabilmesinden ya-
kınıyor. Fuar fırmalannın "mantar" gibî
çoğaldığma dikkatçeken Avunduk, ziyaret-
çilerin ve katılan firmalann kalitesine ba-
kılmaksızın fuarlann açıldığını belirtiyor.
Firmalann isim hakkma önem vermediği-
ni, bunun haksızrekabetortamının yaşan-
masına_nedenolduğunadikkat çeken Avun-
duk, "Örneğin siz murfak-banyo fuan açı-
yorsunuz. Rakip fırma sizden birhaftason-
ra banyo-mutfak fuan açıvor. Firmalar da
hangifuara katdacaklannı iyice düşünmek
zorundakahyonar" diye konuşuyor Fuar-
cılık sektörünün Avrupa'da daha farklı bir
konumda olduğuna işaret eden Ihlas Fuar-
cıhk Grup Başkanı Doç. Dr. Resul tzmirli.
bu sektörün orada daha profesyonelce ya-
pıldığını belirtiyor. lç piyasanın fuarlara ge-
reksinim duyduğuna dikkat çeken İzmirli
şöyle konuşuyor:
"Türkiye'yi gümrük biriiği gibi önemli
birdalgabekliyor.İnsanlanmızfuarcıhk ko-
nusunda tecrübeti olmah. Çünkü yurtdışı
bu konuda çokiyi. Devlet, fuarcılık şirketk-
rini desteklemeli. Fuarlann tanıtımı iki >il
Önceden yapumah, tak\imler haarlanmalı.
Türkiye'defuar alanlanne \azikkiyeter92."
CNR Uluslararası Fuarcılık yetkilisi Ati
Bulut. fuarcılığın ülkemizde son yıllarda
hızlı bir gelişme sürecine girdiğini belirti-
yor. Bunda fuarcılığın altyapısvnm güçlen-
mesininönemlibir rolüolduguna dikkat çe-
ken Bulut. şunlan söylüyor: "Gelişmiş ül-
kekrdeki fuar alanlannın ülkemize kazan-
dırünıası ile bu süreç hızlanmaktadır. Tür-
kiye'nin A\rupa Birliği'ne tam üyelik süre-
ci de fuariarın uluslararası kâtılımcı ve
zi>^ıretçibovıırunugiiçlen(firecek çokönern-
Ubirfaktördür."
Öğretmenler Günü nedeniyle katddığı bir toplanüda konusan tlhan Sdçuk "İnsan tüm yaşamı bojunca hem öğretmendir hem de öğrencidir" dedl
ğretmenlerin işizortstanbul Haber Servisi - Gazetemiz ya-
zan İlhan Selçuk, Kadıköy Belediyesi'nce
Öğretmenler Günü nedeniyle düzenlenen
toplanrıda yaptığı konuşmada "'Şu an ög-
rehnenlerin işlerî 1920'ler. 30'lar Türkiye-
si'nden daha hafif değildir. Örgüttenecek,
demokrasinin koşullannı hem benimseye-
eekhem benimseteceksiniz" dedi. İlhan Sel-
çuk, önceki akşam Kadıköy Evlendirme
Daıresi'nde ö|retmenler onuruna verilen
kokteyle katıldı ve öğretmenlere armağan
edilen kitaplannı imzaladı. Kokteyl öncesi
düzenlenen toplantıda konuşan Selçuk. şun-
lan söyledr. "İnsan. tüm yaşamı boyunca
hem öğretmendir hem de öğrencidir. Ben
hâlâ öğrencivim. Ama okuldaki öğretmen-
lerimi unutamıyorum." En büyük öğretme-
nin Atatürk oldugunu hatırlatan tlhan Sel-
çuk. şunlan söyledi. "TürkiyeCumhurhe-
ti. dünyadaki bütün devletlerden başka tür-
lü kurulmuştur. Bunun özel bir anlamı var.
Öğretmenlerin İstiklal Savaşı kjinde. Milli
Mütadelc'de. \\dınlanma devrimi içinde
özelbir>eri>ar. ÖğretmenlerinkimKgi Tür-
ki>eCumhuriyeti'ndebelkidünyanınhiçbir
yerindeolmadığıbiçimdeoluştu. Oğretmen-
ler büvük bir de\rimin öncüleridir."
HAFTAYABAKIŞ
AHMET TANER KIŞLALI
HangiPapti?
Katalar Karışık
Özellikle geniş bir okumuş kesimde kararsızlık
var... Hangi partiye oy vermeli? Hiç milletvekili çı-
karma şansı olmasa da "sosyalist" bir partıyi mi
seçmeti? Yoksa sandık başma gitmeyerek bir
"tepki" mi koymalı?
Anadolu'nun çeşitli yerlerinde benzer sorular-
lakarştlaştım.
• • •
Kafalan kanştıran ilk neden, partilerarası "trans-
fer" trafiğinin arapsaçına dönmesi... ideolojik çiz-
gileri birbirlerine yakın olan partilerden "geçiş-
ler"\ anlamak kolay da soldan sağa "ani" 180 de-
recelik dönüşlere anlam verebilmek zor geliyor.
Adam SHP'den, TBMM Adalet Komisyonu
başkanlığı yapmış. Kendi komisyonundaki laik-
likle ilgili önemli bir oylamaya katılmayıp; llahiyat
Fakültesi açılışına katılmış... DSP'den yüz bul-
mayınca DYP'ye gidiyor.
Adam, SHP'nin "en sol" kanadından... Beğen-
meyip "sosyalist" bir partide görev almış. Şimdi
"çağdaş sağ" Boyner'in saflarında.
Adam. SHP'nin "en keskin"solcularından...
Partisince TBMM'nin başkanvekilliğine getiril-
miş... Şimdi "doğru yo/"u bulduğunu söylüyor.
Kadın, SHP'den bakanlıkyapmış. "Hızh" bir la-
iklikyanlısı... Şimdi DYP'de...
Tüm bunların anlamı ne?
Partilerarası "ideolojikaynm"\n kalmaması mı?
Yoksa "kışisel zayıflık"lan her türlü "siyasal i-
nanç"ın önüne geçiren bir ortamın oluşması mı?
imam-hatip okulu açma şampiyonu Çiller. bir-
den "laiktiğin tek umudu" mu oldu? 12 Mart say-
cılanndan "komando" sanlılara, MEB'dekı şeri-
atçılann koruyucularından tüm ünlü polislere. baş
köşede yer veren DYP gitti de... onların yerine,
Alevi ve Kürt kökenüleri koymaya karaıiı bir DYP
mi geldi?
Yoksa "inancı gerçekleştirme" umudu kalma-
dı da "ykan gerçekleştirme" umudu mu doğdu?
• • •
Olaylar, SHP'nin ne kadar çelişkili bir yapısı ol-
duğunu kanıtladı... O yapıyı "aynen" devralan
parti ise CHP.
Öyleyse gidenlerle CHP annıyor, tutarlı bir ya-
pıya mı kavuşuyor? Parti, geçmişte Feyzioğlu ve
Kemal Satır bölünmelerinden sonra olduğu gi-
bi.. "bölundukçe büyüyecek" mi?
Keşke öyle olsaydı!
O zamanlar partide kalanlar "ortanın so/u "na
inananlardı. Gidenlerse, partinin "Kemalıst dev-
rimci//k"anlayışına göre yeniden yapılanmasına
karşı olanlardı... Onları "inanç", yani ideoloji ayı-
nyordu.
Bu nedenle de o zamanın CHP'si anndıkça tu-
tarlık kazandt... Tutarlık inandınctltğı, inandırıcılık
da büyümeyi getirdi! >!•....•- ..
Şimdi öyle mi?
Gizli "numaracı cumhuriyetçi" hükümette, çağ-
daş Kemalist Mümtaz Soysal DSP'de... Altı-
ok'un üçünü atmayı savunan "muteber", Erdal
tnönü ise "yabancı"...
Kemalist Önder Sav ile... "Geçmişe bakılarak
gelecek kurulamaz" diyen Sayın Ercan Kara-
kaş'ı, hangi "siyasal inanç" birleştiriyor?
• • •
Aydın, kendini toplumundan sorumlu hisseden
insandır.
"Ben tavnmı koyarım, tepkimi gösteririm, so-
nuç ne olursa olsun" diyemez... Kimse kendini
aldatmasın: Demokrasiye ve dolayısıyla laikliğin
"demokrasinin ön koşulu" olduğuna inananlann
önünde, sadece iki seçenek vardır.
DSPyadaCHP!.. "' *'
Bıkmadan yineleyeceğim.
Türkiye'yi bu duruma "Atatürk'e de Kemaliz-
me de hayır" diyenler getirmedi. Erbakan çizgi-
si getirmedi... "Atatürk'e evef, ama Kemalizme
hay/r" diyenler getirdi. Menderes, Demirel, Ev-
ren, Özal, Çiller çizgisi getirdi...
Bu durumdan kurtulmanın yolu ise açıktır: Ata-
türk ile Kemalizmin birbirinden soyutlanamaya-
cağını kabul etmek!.. Kemalizmin de "Atatürk'ün
sağlığında yaptıklannın bekçiliğı" olmadığını an-
lamak!
Ve oyunu o yönde kulianmak!
Polis
muhbir
arıyör• IHD. polisin birçok kişiyi
muhbirlik önerisiyle kaçırdıgım
savladı. İHD, polisin 15 kişiyi zorla
muhbirlik teklifiyle kaçvrdığını ve
ölüm tehdidinde bulunduğunu
bildirdi.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - İn-
san Haklan Derneği(lHD), 5'i 18 yaşın-
dan küçük, 6'sı öğrenci, 1 'i işçi. 1 'i sen-
dikayöneticisi ve V i gazeteci olmak üze-
re 15 kişinin, kendilerinepolistarafından
zorla muhbirlik önerisi yapıldığı ve teh-
dit edildıkleri gerekçesiyle derneklerine
başvurduğunu bildirdi.
İHD Ankara Şubesi Yönetim Kurulu
üyesı Avukat Oya Erso>; dün düzenledi-
|i basm tpplantısında, en son 24 kasım ta-
rihinde Özgür Menteşe ve lrmak Yamaç
Korkmaz adlı kişilerin derneklerine baş-
vurarak. kendiierine polis tarafından zor-
la muhbirlik önerildiğı ifade ettiklerini
söyledi. Basın toplantısına katılanÖzgür
Menteşe, 22 kasım günü Batıkent semti
Kardelen Mahallesi'nde, evine giderken
siyah Do|an markabir araba ile 3 kişi ta-
rafından zorlakaçınldığını, kendisıni ka-
çıranlann polis olduklannı söyledikleri-
ni savladı. Menteşe, araba ile Gölbaşı'na
götürüldüğünü, kendisine muhbirlik öne-
risinde ve ölümtehdidinde bulunulduğu-
nu belirterek, serbest bırakıldığı günün
ertesinde aynıpolisler tarafından izlendi-
ğini, bunun üzenne tHD" nin Ankara Şu-
besi'ne başvurduğunu söyledi.
Avukat O\ a Ersoy, hiç kimsenin kendi
iradesi dışmdamuhbirlik yapmaya zorla-
namayacagını belirterek, polisin bu hak-
sız eylemlerini kınadıklannı bildirdi.
Menteşe, Ağar ve Taşanlar hakkmda cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulundular
Kadmlardan
6
şiddete hayır' gösterisi
• Bir çok kadın
kuruluşunun
Galatasaray'daki
gösterisinde dav\»llu basın
toplantısı düzenlendi. İHD
tzmir Şubesi Kadm
Komisyonu üyesi bir grup
kadın ise bildiriler dağıtarak
cinsel şiddeti yerdi.
İSTANBUL/İZMİR(Cumhuri-
yet) - "Dünyada Kadınlara Yöne-
lik Şiddete Karşt Dayanışma Gü-
nü" dolayısıyla kadın örgütleri Is-
tanbul ve İzmir'de gösteri yaptı.
Bir grup kadın Galatasaray'da
davullu zılgıtlı protesto gösterisi
yaptı. Çeşitli demokratik kıtle ör-
gütleri ve kadın kuruluşlannabağ-
h kadınlar, geçen temmuz ayında
gözaltmda tecavüze uğradığı öne
sürülen Leman Çelikaslan için
savcıhğa başvumlarak dönemın
Emniyet Genel Müdürü Mehmet
Ağar, Ankara Emniyet Müdürü
OrhanTaşanlarve eski Içişleri Ba-
kanı Nahit Menteşe hakkmda suç
duyurusunda bulundular.
8 Mart Kadın Platformu. Azadi
Kürt Kadın Grubu. Birleşik Sos-
yalist Parti ile Demokrasi ve De-
|işim Partisi'nin istanbul İl Kadın
Komisyonlan, Eğitsen'li kadınlar,
Emekçi Kadınlar Bütünleştirme
Demeği, tstanbul Tabip Odası Ka-
dın Komisyonu. Martı Kadm Gru-
bu, Minerva Kadın Grubu. Mor
Çatı Kadm Sığınağı Vakfı ve Öz-
gür Kadm Grubu'na bağlı kadın-
lar Galatasaray'da 11.30 sıralann-
da toplandı.*'Ail«de, sokaklarda,
işjerkrinde.saN'aşlarda.gözaltdar-
Kadınlann da\ul eşligndeki basm toplantısında şiddet,cinsel taciz vetecavüzkınandı. (Fotoğraf. HATİCE TUNCER)
da şiddet, taciz ve tecavüze son"
pankartlan taşıyankadınlar, davul
eşliğinde basın açıklaması yaptı-
lar. Kadınlar daha sonra zılgıt çe-
kerek ve davul çalarak Beyoğlu
Adliyesi'ne yürüdüler. Afıkara
Cumhuriyet SavcılığYna. Beyoğ-
lu Cumhuriyet Savcılığı kanahyla
verilen dilekçede dönemin Emni-
yet Genel Müdürü Mehmet Ağar.
eski Ankara Emniyet Müdürü Or-
han Taşanlar ve eski Içişlen Baka-
nı Nahit Menteşe hakkında suç du-
yurusunda bulunuldu.
İHD tzmir Şubesi Kadın Ko-
misyonu üyesı bir grup kadın. bil-
diriler dağıtarak cinsel şiddeti yer-
di. 25 Kasım 1960 tarihinde Do-
minikCumhuriyeti'ndeTrujilo re-
jimi döneminde, sosyal değişim
hareketı üyesi üç kadının arabala-
nndan zorla indirilerek tecavüz
edilmeleri ve daha sonra öldürül-
meleriyle doğan dayanışma günü.
daha sonra uluslararası niteliğe bü-
ründü. Kadınîarın dağıttığı bildiri-
lerde cinsel şiddete karşı susma-
mak gerektiği belirtilirken şu me-
sajlar verildi:
"Tecavüze havir. Cinsel şiddet
kader değildir. Cinsel şiddetin
utancı. uygulayana aittir. Aile içi
cinselşiddetehayır.Savaşta tecavü-
zehayır. Kadıncinselnıetadeğildir.
İşverlerindekicinseltacizve uygu-
lamalara hayır. Ensest suçtur. açı-
ğa çıkanlsın. Fuhuşa hayır."
Protestocu kadmlardan Nehire
Akyol, kadının kendi istemi ve ira-
desi dışında yaptınlan bekâret
kontrolünün kadının bedenine \e
kişılik bütünlüğüne doğrudan bir
saldm, iradesi dışında kısırlaştınl-
ması ve kürtaj ettirilmesinin de
cinsel şiddet uygulaması olduğu-
nu belirti. Feodal değerler nede-
niyle baskı ve utanma. kirletılme
duygusuyla tecavüz olaylannın
kadınlartarafından saklandığını da
vurgulayan Akyol şöyle konuştu:
"Kadmlar evdc rutin bir şiddete
tabi vaşıyorlar. Aile mahremiveti
yaftası aİtında her türlü aşağılan-
ma. da>ak. cvlilik içi tecavüz gibi
uygulamalarla erkekkrin haklarv-
nı koruvan bu mahremiyete kur-
ban edilmiş durumdalar. Polis ve
de>let mekanizması ve hukuksal
mekanizmalar ise bu tür şiddeti
vok savTvor."