28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 26 KASIM 1995 PAZAR 10 PAZAR YAZILARI Gözden ve gönülden ırak olanlar! ESSEN •- GÜRAYÖZ Onlar bizim tahta bavulları, kasketleri ve tesbihleriyle bilin- mez bir Avrupa denizine salıver- diğımiz insanlarımızdır. İlk gi- denler artık iyice yaşlandılar. emekli oldular. pek çoğu ağır iş- lerin kendilenne yükledığı hasta- lıklarla boğuşuyor. 20 yıl. 30 yıl, 35 yıl Siemens'te. Mannes- man'da. Mercedes'te ömürtüket- tiler. Çocuklannı büyütTûler. AI- manca"ya. Fransızca"ya pek yüz vermedilerse de dertlerini anlat- mayı becerdiler. Canlannı sıkan bir laf duyduklannda "\ixferşte- hen"demeyi bildiler. Sonunda yüzmeyi öğrendiler. Ya da en azından boğulmamayı ve çocuk- lanna. torunlanna iyi yüzme öğ- retmeyi başardılar. Şımdi Alman- ya"nın Essen kentinde onlar için kurulmuş bir göç müzesindedir tahta bavulları. kasketleri ve tes- bihleri. llk yıllarda, işten çıktıktan son- ra ille de tren istasyonlanna "Bahnhoflara" gıder, trenlere. gelenlere. gidenlere bakarlardı. Şimdi artık boş zamanlan eskiye oranla daha az. Siyasetle ılgilenı- yorlar. Türkiye'deki akrabalann- dan daha fazla gazete, kitap oku- yorlar. Alman siyasi partilennin yaptıklan. ettikleri onlan eskiye oranla daha fazla ilgilendiiyor. Alman Parlamentosu'na daha fazla millet\ekili göndermek isti- yorlar. Parlamentonun sol kanadı. sosyal demokratlar. Yeşiller do- ğal olarak yabancılara. Türklere dahayakındurdular. Pratikolarak fazla bir iş çıkartamasalar da ya- bancılara siyasetin kapısı bu par- tiler tarafından açıldı. Arada bir acılı haberlerdegeliyoronlardan; yakılıyorlar. Mölln'de. Solingen de olduğu gibi vuruluyorlar: Es- sen'li Kemal gibi. işkence gör- dükleri oluyor Alman karakolla- nnda ya da konsolosluk bodrum- lannda ya da 3 milyon tirajlı Bild gazetesi hedef gösteriyor onlan: "Kasamız tamtakır, tüm para ya- bancdara gjdiyor"manşetleriyle. Yine de yılmıyorbizimkiler. Par- lamentolarda Cemleri. Leylalan. Ismailleri. Gıyasetinleri var. Ga- zetelerı. dergıleri. radvolan. TV kanallan var. "Bizi bu Nazilerte, Dazlaklarla yalnız bırakmayuT diyen Alman dostlan. arkadaşla- n var. Avnıpa'daki yurttaşlanmız Türkiye'ye göndermek istiyorlar temsilcilerini. Aradan 35 yıl geç- ti, ama bunu daha başaramadılar. Bu yazının yazıldığı günlerde bu- nun ıçin seslerini iyice yükselt- mışlerdi. Onlarla konuştuğumuz zaman. kırgınlıklannı, kızgınlık- lannı iliklennizde hıssedersiniz. Dövizleriyle Türkiye'yı ekono- mik bunalımlann içınden çekip çıkarttıklannı söylerler. Öyledir de. Ama Türkiye oy hakkı bile ta- nımamıştır 35 yıldır onlara. Hü- kümetler onlardan hep para iste- di. Sfyasetler onlara hep bitmez tükenmez bir para kaynağı olarak baktı. Avrupa"daki yurttaşlanmız artık bıktılar kendılerıni para ba- bası zannedenlerden. Aradan geçen bunca yıldan sonra. artık eskısı kadar çok ço- cuk yapmıyorlar. Daha düzenlı yaşamayı, planlı programlı olma- yı tam olmasa da öğrenmeye baş- ladılar. Aralanndan tatillerini Ka- naryaadalannda. italya'da. İspan- ya'da. Florida'da geçirenlerin sa- yısı yavaş. yavaş artıyor. Avrupa denizine. yüzme bilme- den dalıp ayakta kalmayı başaran bu insanlanmız artık "orair ol- dular. Köylerden, kasabalardan, büyük kentlerin varoşlanndan Avrupa'nın metropollerine işçi olarak giden yurttaşlanmız, şim- di artık usta. ustabaşı. işveren. öğ- retmen. mühendis. akademisyen, gazeteci. yazar. ressam, şair. si- nema-tiyatro oyuncusu yönetme- ni, müzisyen oldular. Emekli ol- du bırçoğu. Tam "oralı'* oldular mı bundan emın değilim. Olmak istediklerinden de emın değilim. ama büyük çoğunlukla orada kal- maya karar verdikleri kesin. Bu- lundukları her yerde örgüt kuru- yorlar. Örgütlerini şablonlara gö- re değil. gereksinımlerine, dertle- rine. sıkıntılannagöreoluşturma- ya çalışıyorlar. Bütün bunlar **orair olduklannın göstergeleri. Ama onlar Türkiye'ye geldikle- rindede lstanbullu, Amasyah. Er- zıncanlı olmaktan çok: Berlinli. Kölnlü, Münihli olduklannı fark ediyorlar. Asimile oldular mı?Hayır! En- tegre oldular mı? Henüz değil 1 Kendi kültürlerini unuttular mı? Hayır. ama orada değişik bir kül- tür. farklı bir dil. farklı bir üslup geliştirdiklerini de görmezlikten gelemeyiz. Ostelik onlar yalnız kendilerini değil, örneğin Alman- lan da biraz değiştirdiler. Biraz dostluk öğrettiler. Döner yemesi- ni. rakı içmesıni öğrettiler. Sırt sı- vazlamayı, kucaklaşmayı, kıskan- mayı. ölesiye öldüresiye sev meyi öğrettiler. Avrupa'daki yurttaşla- nmız. yaşadıklan sosyo-kültürel şokun izlerini taşıyorlar. Kimi za- man ikıli bıryaşam onlann bilinç- lerinde derin yanklar açıyor. Bi- rınci kuşak vatan hasreti çekti. ikinci kuşak kimlik bunalımına düştü. üçüncü kuşak Almanya'da gördüğü geleceğini şekillendir- meye çabalıyor. 35 yıllannı doldurdularböylece uzaktaki yurttaşlarımız Gözden ve gönülden ırak olanlar! Sandıkta durduğu gibi durmuyorMuhalefetin tadı başka! Lech Wale- sa muhalifken harıkalar yaratıyordu Alt tarafı bir elektrikçıydi; ama ülke- yi altüst ediyordu. Lenın tersanesın- den dalga dalga yayılan ünü, ona \ o - bel Ödülü"nü kazandırmıştı. Grevler- den ve hapislerden geçti. General Ja- ruzelski'yi un ufaketti. Ve ülkesınin lı- deri oldu. O zamanlar bazı \Valesa yandaşlan. biraz ileri giderek şö> le di- yorlardı: "Dünyatarihinin Polonya'va aitparagrafiannaFredericChopinve- ya Nikolay Kopernik girmeyebilir; ama VValesa'nın adı mutlaka va/ıla- caknr." Acaba? Olmadı! Klasık muzi- ğin ve bilimin gücü. günümüz siyase- tinden kat kat fazlaydı. Üstelik Kato- lik Kilisesi Kopernik'e karşı tavır al- mış. VV'alesa'yı ısedesteklemişti. Ama yine de olmadı. Boris Yeltsin'i anımsı- yorum. Şimdiki yanakları ve burnu kırmızı, hareketlerinde iyice ağırlaş- mış \e sıkça hastaneye düşen Yeltsin'i değil: 1980'lerınortasındayaşlı polıt- büro üyeleri arasında göze batan, yol- suzluklarla mücadelede efsaneleşen. hazır cevap ve çevik Yeltsin'i. 1991 ağustosunda tanklann üzerine çıkarak dünyayameydan okuyan Yeltsin'i. Ne oldu sonra? İktidar koltuğu onun için ölümcül bır virüs oldu çıktı. Ülkesini parçaladı: halkının yüzde 70'ini yok- sulluğa. açlığa. hırsızlığa v e fuhuşa it- ti. Kendini Tanrı saydığını ele veren lıavalara girdi: başı göğe erdi. Ama so- nuç ortada: Olmadı! Bugün artık yal- nızca saray entrıkalarının ve sılah gü- cünun yardımıyla ayakta durabilcn ve çıplak olduğu artık pek de gizleneme- yen sıradan ve zayıf bir kral. Bir za- MOSKOVA HAKAN AKSAY manlar 'kartal" olan muhaliflerin. ık- tidara geldiklerı zaman 'serçe'ye ve 'karga'ya dönüştüklerinın daha pek çok örneği \ar dünyada. İktidann ığ- neli koltuğunda mayışıp gıden daha niceeski muhalif var (Kalın duvarla- rın ve dar pencerelerin gerisine gizle- nerek kendini 'dış dümadar. koruma" çabasında şaşılacak başanlara imza atan Türkiye"de. bu örnekler şimdilik çok fazla değil: biz kartal başlı serçe- leri v e kargalan birbırleriyle değiştirip durarak oyalanıyoruz yıllardır. en bü- yük lüksümüz de sanmsı tombul bir güvercinden ibaret. Ama elbet kalın duvarlar incelecek ve dar pencereler genişleyecek giderek.) Neden iktidar koltuğu kurutur. çüriıtüradanıın ıçini? Koltuğa çıkanlar. çev relerindekı 'evet cfcndimci" takımın yağlanna bulaşıp kirlendıklerinden mı? Ya da yöneticı oldular dıye eşlen, çocuklan ve eski arkadaşlan tarafın- dan geçmiş ilişkılerin sıcağından mah- rum edildiklerinden mi'.' Yoksa zaman darlığı yüzünden gazetelerde yazanla- rı danışmanlardan dınlediklerınden. klasık müzığe ve edebiyata bir türlü fırsat bulamadıklanndan. tiyatrolarda ve balelerde ancak gösteriş yapmak için boy gösterdiklerinden mi? Geç- mişlennı ve kendılerıni unutmalann- dan mı yoksa? Durmadan yenı baskı- laryapacak soğuk anı kitaplarını. hiç- bir zaman yayımlanmayacak içten güncelere yeğlemelerinden mi? . Ne- den ıktidara gelene kadar çığ gibi bü- yüyüpgelişenakıllarveyürekler. son- radan donup kalıveriyor; hatta erime- ye başlıyor? Acaba Spartaküs.Roma lejyonlan- nı alt etmeyi başanp muhalıfliğe veda etseydı. efsane olmaktan çıkıp yıpra- nırgidermiydi? Acaba KariMant Al- manya'da ıktidara gelseydi, Madimir Iliç Lenin gibi yoğun eleştinlere hedef olur nnıydu? Acaba Nebon Mandela, bugün Güııey Afrika'da 27 yıllık hapis hayatında olduğu kadar çok seviliyor NATO, şimdi de çevre sorunlanyla ilgileniyor BRÜKSEL New YorksemalanndaBeethoven Amerikalılar her vıl olduğu gibi bu 23 kasım da gidenler, 'Beethmen' filminin baş kahramanı olarak Şükran Günü'nii ^örkemli törenler ve hindili belleklerde yer cdeıı şirin Saint Bernard köpeğinin ziyafetlerie kutladılar. Nev% N'ork'taki ünlii devasa boyutlarda >apılmış balonunun pesine takılıp mağazalann dü/enledigi geçit törenini izlemeve eğienceli bir kent turu attılar. MİŞEL PERLMAN Belçika başkentinde Batı'ya sa- vunma planlan hazırlayan. si- yaset üreten, şimdılerde de *e»- ki hasımlar' diye nitelenen ül- kelerle olası işbırlığıne yönelik temaslar kuran NATO'nun ger- çek kimliğini anlayabilmek ıçin oraya gidip ciddi bir zıyarette bulunmak şart. Bilıyorsunuz, NATO'yu oluştu- ran 16 üye ülkeden birı Türki- ye. Güvenılir ve de *ev ilen. Bı- zim oradaki daimı temsılcımız. büyükelçi TugayÖzçcri. Hani. az ve öz konuşma derler ya işte bunu yapabilen bir dıplomatı- mız. Verdıği bılgileraçık. Kul- landığı dil vurucu mu vurucu. Ama gel gör ki NATO'va kısa bır çalışma ziyaretine gelmiş. Türk gazetecilerinı uyanyor: Söyleyeceklerini yazmak yok. Öyle de oba, bilgi dağarcığımı- zı bir hayli zenginleştirdi. Öte yandan başka bir toplantıda karşımızda NATO'nun sözcüsü. Dr. Jamie Sbea'yı bulduk Ne- fes nefese yetiştı randevuya. Yakışıklı, enerjik. zaman zaman biraz da sert olduğu izlenımini veren bir kişi. Hiç vakıt kaybet- meden uyanyor. söyleyecekle- rinın yazılmayacağmı ifade cderek. Önünde sonunda durum değişti ve alıntısı yapılan sözle- rinın tırnak içinde tıpatıp akta- rılnıasının duyarlılığını vurgu- ladı. Bu arada bir soru uzerine •"NATO'nun kendisine yeni bir kimlik aramadığınr söy lcycıı Sayın Dr. Jamie Shea. Dayton anlaşması konusunda örgüte dü^ecek olan görev leri de izah etmekten üeri kalmadı. Bundan daha doğal bır şey de olamazdı zaten Aynca NATO kuvvetleri- nin. alınacak olan kararlarçer- çevesinde w Avrupa'daki yararb- lığını göstereceği"görüşünü öne sürdü. Bizleröncelen NATO'nun "salt bir savunma makincsi* olduğu- nu düşünürken bır de baktık ki sivıl yaşamı doğrudan etkileyen birdizi faaliyeti var. Bunlardan bıri, çevre sorunlan. Buna kim bakıyordiye de soracak olursa- nız. bızim yanıtımız da Bn. De- niz Beten olacaktır. Yani 'NA- TO l luslararası Yazmanlık Çevre Sorunlan Daire Başkanlı- ğı' öyle yerlere gıtmış, öyle şeyler görmüş kı ınsanın tüyleri diken diken oluyor. llgilı ülke- ler de. yardımcı olabilecek uluslararası örgütler de maddi yetersızlikler nedenıyle çoğu zaman. bunlara seyirci kalmak- tan başka bir şey yapamıyor. Yanı her türlü ve özellikle nük- leer atıklarla mücadele çetin bir problem. NATO bınasında dolaşan yüz- lerce ve belki de binlerce belge arasından bir tanesi var ki 'ba- rış içinde ortaklık' girişimine yönelik. NATOnunocak 1994 tarihli doruğunda ımzalanmış bir belge. Örgüte dahil olmayan ülkelere çıkanlmış bir davetiye.' Buna dışandan sıcak bakan da var. şimdilik ilgı göstermeyeni de.Biran kovanına benzetilebi- lecek NATO binasında şu gün- lerde esen hava Bosna sorununa ılişkin Dayton Anlaşması'na yönelik. NATO ilgili bölgeye yerleştiğinde ne denli başanlı olur acaba'' İşte bunun yanıtı Brüksel'de heyecanla bekleni- yor. İki günümüzü Belçika baş- kentinde birçok şey öğrenmekle geçirdik. NATO'daki Türk tem- silciliğinin basın ve cnformas- yon irtıbat sorumlusu. Sn. Emel Üresin'in bızlere son denlı yar- dımcı olduğunu söylersek, ınanabilirsiniz. PKK'nin düzenledigi eylemlerde 200 kişi gözaltına alındı Almanya'dan Öcalan fle ikinci görüşme • Alman Hıristiyan Demokrat Parti Milletvekili Lumer'den sonra, Federal Anayasayı Koruma Teşkilatı'mn bir üyesinin de Suriye'de bulunan PKK lideri Abdullah Öcalan ile bir görüşme yaptığı ortaya çıktı. GÜNERYÜREKLİK BONN - Alman Hıristiyan Demok- rat Parti (CDLJ) Milletvekili Heirich Lumer"den sonra, Federal Anayasayı Koruma Teşkilatf nın bir üyesinin de Sunye'de PKK lideri Abdullah Öca- lan'la görüşme yaptığı ortaya çıktı. Al- man yetkililer. teşkilatın PKK ile iliş- kisinidoğruladılarveolumlubuldular. PKK. dün Almanya'nın çeşitli kentle- rinde göstenler düzenledı. Alman "Focus" dergisinin yann çı- kacak sayısında yer alan habere göre. Federal Anayasayı Koruma Teşkila- tı'nın Köln'deki "Yabancı .Aşınlarla Mücadele Dairesi"nden üst düzey bir yetkili. yaz sonunda Öcalan'la Suri- ye'de görüştü. Habere göre. gizlı yapı- lan görüşmede yetkili. Öcalan'dan ör- gütün Aimanya'da yaptığı şıddet ey- lemlerini durdurmasını istedı. Öcalan ise eyiemleri durdurmanın şartının PKK'nin politik bir güç olarak tanın- ması olduğunu söyledi. Konuyla ilgili birsoruyuyanıtlayan Başbakanhkîstihbarat Dairesi Başka- nı ve Devlet Bakanı BerndSchimidba- uer. Federal Anayasa'yı Koruma Teş- kilatı'nın PKK ile ilışki kurduğunu doğrularken bunun gerekli olduğunu vurguladı. İçışlerinden sorumlu Devlet Sekre- ten Kurt Schelter ıse "PKK'nin .\l- manya'dakiteröreykmlerinesun vere- bilmek için uygıın olanakJarı kullan- mak zorundiniz" dedi. Gösteriler Essen kentinde 200 kadar PKK yan- daşı bir ana caddeyi, oturma eylemiy- le yaklaşık iki saat bloke ettı. Bu arada göstericiler polise molotofkokteyli at- tı. Polis.göstencilerizorkullanarakda- ğıttı. Yapılan aramada, bazı kışılenn üzerinde silah ele geçirildi Ulm kentinde de bir grııp PKK'li protesto eyleminde bulundu Polis. yaptığı kontrollerde kesicı aletlerbul- du. Hamburg ve Saarbrûcken kentle- rinde de gösteriler düzenlendi. Dört kentte yaklaşık 200 gösterici eözaltına alındı. GONDERILENLERDEN 5'I IDAM EDILDI İranlı Behramî'nîn sınırdışı kararı durdııruldu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye'nin, sı- ğınma istemlerini geri çevir- diği ve geçen cuma akşamı sınırdışı edilmeleri kesinle- şen tranlılardan KübraBeh- rami'nın iade işlemi durdu- rulurken AN Asker Zülfika- ri'nin durumunun. Içişleri Bakanı'nın yurtdışmdan dönmesinden sonra kesinlik kazanacağı bildirildi. Türki- ye'nin. son 1 ay içinde ülke- lerine geri gönderdiği 7 Iran- lıdan 5'ının. Iran yönetımi tarafından idam edildiği be- lirtildi. Girişimlerini dün de yo- ğun biçımde sürdüren BSP yetkilileri. iranlı sığınmacı- lardan Kübra Behramf nın sınırdışı karannı iptal ettirdi- ler. Avusturya hükümeti ta- rafından sığınmacılık istemi kabul edilen Behrami'nin. Türk hükümetinin izin ver- Geeçen cuma akşamı sınırdışı edilmeleri beklenen iki İranlı sığınmacıdan Kübra Behrami'nin iade edilmesi durduruldu. Ali Asker Zülfikari'nin durumu ise îçişleri Bakanı'nın Türkiye'ye dönmesinden sonra kesinlik kazanacak. Son bir ay içerisinde sımrdışı edilen 7 İranlı sığınmacıdan 5'i İran'da idam edildi. mesi durumunda. bu ülkeye gideceği bildirildi. Sınırdışı karan geçici bir süre ertelenen Ali Askeı Zülfıkari'nin durumunun ise İçişleri Bakanı Teoman Ünüsan'ın Hırvatistan'dan dönmesinden sonra netleşe- ceğı kaydedildi. İçişleri Ba- kanı'ın inisiyatifi doğrulru- sunda Zülfikari'nin sımrdışı edilıp edilmeyeceği belli olacak. BSP'de oturma eyleminı sürdüren sıgınmacılar. sınır- dışı işlemini protesto etmek amacıyla dün açlık grevine başladılar. 22 kişi tarafından başlatılan açlık grevinın sü- resiz olduğu bildirildi. 5 kişi idam edildi Türkiye'nin son I ay için- de sınırdışı ettiği 7 İranlı sı- ğınmacıdan 5'inın ülkelenn- de idam edildığini açıklayan BSP Aııkara ıl yönetıcilerin- den Ergin İlk, Türk hüküme- tinin, daha önce de İranlıla- nn ülkelerinc geri göndenl- meyeceklerı yolunda söz vermesine karşın. ak->ıne uy- gulamada bulunduğunu be- lirttı. BSP'de oturma eyle- minde bulunan 160 ki^iden buyük bölümünun sığınma ıstenılerinınçeşitlı ülkelerce kabul edildığini de belırten llk, Türkiye'nin. sığınmacı- lann bu ülkelere gıtmelerine izın vermediğini kaydederek "Tiirkiy e daha önce İranlı sı- ğınmacılaıia. İran'daki PKK militanlannı takas etmek is- temişti. Sıgınmacılar konu- sunda oluşan yoğun kamu- ovu baskısı nedeniyle bun- dan va/geçildi. Hükümet.şu anda ne yapacağını bil- miyor" diye konuştu. ANTALYA ASLİ\ E 1. HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN Dosya No: 1993-5 E. 1994 485 K. Davacı (TEK) TEDAŞ Genel Müdürlüğü tarafından davalılar Hasan Kaymaz ve diğerleri aleyhine açılan tescil davasının yapılan duruşması so- nunda: Antalya merkez Bahçelıevler Mah. 4520 ada. 36parselın fen bılirkişısi Tufan Çavdar'ın 8.2.1994 tarihli raporunda (A)ılebelirlenen 125 metreka- relık kısmının 2942 sayılı yasanın 16. maddesi gereğince davacı TEK Genel Müdürlüğü adına tapuya tescilıne. karara bilirkişi raporunun eklenme- sıne. davanın niteliğı ıtıbarıyla nıahkeme masrafİannın davacı üzennde bırakılmasina. vekalet ücretı takdirine mahal olmadığına 20.6.1994 günlü ka- rarla karar venlmış olmakla. işbu karar özetinın adresi tespıt edilemeyen aşağıda ısımleri yazılı davalılara tebliğ yerine kaim olmak üzere ilanen teb- lığ olunur. Davalılar: Tenzıle Diker. Lütfiye Dıker. Dudu Kaymaz. Ay$e Kaymaz. Şükrü Kaymaz. Süleyman Kaymaz. Musa Kaymaz. Serife Kaymaz. Rama- zan Kaymaz. Mehmet Kaymaz. Âtıye (Dalaman). Haldun Kepez. Âhmet Ozdol. Senfe Ozdol. Ümran Şırin. Nuran Kepez. ÖmerÖzen. Ruhi Özen, Neriman Bileydi, Süreyya Ünsal. İzzet Doğan. Cevdet Tonk. Y. Aia Kuner. Lütfıye Kuner, A. Atılla Kuner. Münevver Oklu. Vehbi Acun. Ibrahim Sipahıoğlu. Ismet Sıpaİıioğlu. Ata Sipahıoğlu. Savaş Sipahıoğlu. Sıray Öncel, Atiye Sıpahioğlu. Şerife Budak. Rahile Kodak. Emine Atemer. Hatem Atamer. Abdulnafı Atamer. Mehmet Dırek. Şükran Diker. Nazıf Dıker. Muradıye Dıker. Recep Trak. Ömer Komaç. Osman Tabur. Osman Kodak. Nazıfe Zeyrek. Nazif Istıl. Nurı Trak. Nazif Özen, Mehmet Kodak, Mustafa Zeyrek. Murat Zeyrek, Murat Kaymaz. Mehmet Zeyrek. Mustafa Bil- gin. Musa Kaymaz. Muammer Mehmet Kaymaz. Melek Zeyrek. Mehmet Ercil, Mustafa Özer, Murat Yılmaz. Mahmut Şer, Viehmet Ali Tabur. Meh- met Komaç. Mustafa Fidangül. Mehmet Ak. Mehmet Erbıl. Mu^afa Erbil. Mehmet Abay, Kember Zeyrek. Ismail Kaymaz. Ayşe Kanat. Anf Orhan. Abdurrahman Sovek. Hatice Dıker (Idris kızı). Zeliha Diker (Mehmet kızı). Hüseyin Sak (Mehmet oğlu). Dunye Sak (Mehmet kızı). Ayşe Sak (Ha- lıl kızı ı. Nıhat Okur (Abdullah oğlu). Münire Okur (Cemalı kızı). Fatma Okur (Abdullah kızı). Gülızar Okur, Necatı Okur. Teslime Tan (Özdemir) Mustafa eşi. Hakıme Tan (Halil kızı). Güllü Tan (Kerpitcı) Ömer eşı. Şükrü Tan (Halıl oğlu). Aysel Tan (Halıl kızı). Cemali Tan (Halıl oğlu), Halil TanfHahl oğlu). YaşarTan. Makbule Tan (Halil kızı). Cengiz Tan. Sevim Tan. HabibeGökay (Süleyman kızı). Hatice Gökay. Melihat Gökay. Murat Gökay. \\[ Gökay. Feride Gökav. Şenfe Gökay. Ramazan Gökay. Aysen Gökay. Ya:jar Gökay. Arzu Gökay. Hüseyin Gökay. Muradıye Gökay. Fatma Tabur. Esma Tabur. Muzaffer Tabur. Sabriye Kavmaz, Şerife Çakmak. Şerife Komaç. Şükrü Kaymaz, Süleyman Kaymaz. Şüknye Kaymaz. Şerife Kodak. Ümmügülsüm Kaymaz. Ya^ar Çakmak. Makbule Çakmak. Melek Acun. Sadık Fidangül. Süleyman Emik. Raşit Sayrak. Ramazan Fidangül. Ramazan Komaç. Ramazan Eker. Recep Dalgıç. Ramazan Kaymaz. Arif Kazgan, Ahmet Tabur. Mehmet Alıcıoğlu. V'asfi Karaman. Güldane Can- polat. Mualla Erdem. Gülgün Akalın. Hıkmet (Tanpolat. Mübeccel Onııral. Sevım C'anpolat, Neslihan Çanpolat. Müzey>en Ganpolat. Emın Çanpo- İat. Raşıt Ganpolaı. C'üneyt Çanpolat. ^yten Çanpolat. Mısli Çihan. Adnan Seleklcr. Muammet Oflay, Fatma Gökkaya. tsmet Demircioğlu. Necibe Füsun Güven, Ömer Anf Güven. Mahmut Nedım Güven. Havva Akgün. Mehmet Çemal Örgen. Ahmet Akçor, Hüseyin Akçor, Zeliha Akçor, Aynur Akcor. Çazıbe Lülü. Agah Lülü (Çanpolat). Mehmet Hılnıi Çanpolat (Lülü), Zeynep Lülü (Çanpolat). Ali Lülü (Çanpolat), Memduh Lülü (Çanpo- lat). Mustafa Lülü (Çanpolat). Nıme Lülü (C'anpolat-Bayoğlu). Zeliha Türker. Mehmet Raşit Atamer. AyşeÇınar. Nazif Akçor (Nafıa). Sadiye Lülü (Çanpolat) (Yörük). Fatma Yığit. Mediha Lülü (Çanpolat). Ayşem Tabur. Şükrüye Tabur. Mehmet Tabur. Dürdane Çakmak. Feyzullah Çakmak. Ay- şe Çakmak. Süleyman Çakmak. Hav va Çakmak. Cmınügülsüm Çakmak. Teslime Çakmak. Durkadın Çakmak. Teslime Çakmak. Şerife Çakmak. Sü- leyman Çakmak, Isnıaıl Çakmak. Fatma Kaymaz. Nazif Kaymaz. Yaşar Kaymaz, Fethi Kaymaz. Durkadın Kaymaz, Şükran Kaymaz. Kadriye Kay- maz. Bedriye Kaymaz. Azmı (Azım) Dıker. Ali Rıza Diker. Çemile Diker. Selahattin Dıker. Sabriye Diker. Ahmet Kodak. Teslime Kodak. Rıza Ko- dak. Şenfe Kodak. Haydar Kodak. Bayram Kodak. Şükrüye Kodak. Mehmet Kodak. Hakıme Zeyrek, Hakime Sertbaş, Hamza Zeyrek. Hasan Zey- rek. İbrahım Okur. Hasan Kaymaz. Hatice Çakmak. Hasan Gençal. Havva Kaymaz, Hasan Aflay. Haydar Kodak. Hasan Sevinç, Haynye Fidangül, Hörü Eker, Hasan Erbil, Hasan Abay. Hasan Akçan. Hasan Bılgın. Feride Zeyrek. Emine Aflay, Esma Abıdıno. Emine Eker, Dudu Kaymaz. Durka- dın Zeyrek. Dürdane Gökalp, Durkadın Kapan. Durkadın Vlayda. Dûrdu Kaymaz, Durali Şen. Çemalettin Zeyrek. Bayram Kodak. Bayram Şenkal, Ali Zeyrek. Ayşe Zev rek. Abdulkadir Kurul. Adıle Yalçın. \rife Abay. Ali Aflay. Şenfe Çakmak, Fatma Kaymaz. Ramazan Kodak. Hatice Kaymaz. Rona S'eşim. Mulıarrem Kutlav. Atıla Kutlay. Müzeyyen Kutlay. Göniil Kınmlıoğlu. Atıf Talaslıoğlu, Gülay Ikızoğlu. Ahmet Özbölen. Tayvar Ergin. T. Necite Bölünmez. Remzi Sipahıoğlu. Şerife Sipahıoğlu. Zeliha Sipahıoğlu. N. Namık Sıpahioğlu. Esma Sipahioğlu. Hüseyın Sıpahioğlu. Hakime Gökay. Rahmet Çakmak. Kezıban Erbil. ölü Mehmet Süsk vanslen. ölü Mehmet Sev ınç vari>leri. ölü M. Remzi Kaymaz varisleri. ölü Halil Alpas- lan varisleri. ölü Aziıne Sırkecı varislen. ölü Ayşe Bencay varisleri. ölü Ali Avşin vanslen. ölü Fatma Çanpolat varisleri. Basın: 54626 AYAjNCIKKADASTROMAHKEMESrNDEN Dosya No: 1987 80 Davacı Ayancık Orman tşletme Müdürlüğü'nün davalı Zeliha Çalışkan ve arkadaşlan hakkında Çayıçi Mahallesı. Aşagı Erkengünez'de kain 67 ada, 21 parsel no'lu gaynmenkülle ilgili olarak mahkemenıızde açmı% olduğu kadastro tespıtıne ıtıraz davası sonucunda venlen 19.6.1995 tarih ve 198780 Esa»-1995 11 sayılı karar ile 7.11.1995 tanhlı davacı Orman Işletme Müdürlüğü'nün temyız dılekçesının. adresleri tespit edilemeyen dahili davalılara ilanen leblığıne karar venlmış olmakla: Dahili davalılar Ayancık Çayıçi Mahallesi'nden Ahmet RCK oğullanndan İbrahım oğlu Mustafa mırasçılanndan ilyas kızı Ayşe Çalışkan. tzzet ço- cukları Nebahat Çalışkan. Nezahat Çalışkan, Selver Çalıijkan. Fatma Çalışkan, Ayşe Çalışkan. Mustafa Çalı^kan. Şaban çocuklan Aslan Oğuz. Hasan Oğuz. Hasan Fehmı çcKukları Aydın Çalışkan. Ayten Çalışkan. Necdet Çalışkan, Omer çocuklan Şerafettın Demır. Hüseyin Demır, Rıfat Demir. Recep Demır. Aysel Yüksel. Mehmet oclu Ömer Taşçı. Ömeı çocuklan Fatma Özalp, Ahmet Taşçı. Behıye Sedef. Ay»e Tıryakı, Seher Yüksel. Meryem Taş- çı. Ahmet kızı Emine Çalışkan. Mehmet oglu Yavıız Çalışkan. Mehmet kızı Aysel Çalışkan. Hasan kızı Makbule Senıha Çalışkan. Salıh çocuklan Sa- liın Çalışkan. Bıisen Çalışkan. Nunen Çalışkan. Hasan Fchnıi Çalışkan. H. Hüsnü oğlu Yaşar Çalışkanlara malıkeıne karannın ve temyız dılekçoınin davetıye yerine geçmek üzere ilanen teblıû olunur 7.11 1995 Basın: 54710
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle