Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 26 KASIM 1995 PAZAR
10 PAZAR YAZILARI
Gözden ve
gönülden
ırak olanlar!
ESSEN
•- GÜRAYÖZ
Onlar bizim tahta bavulları,
kasketleri ve tesbihleriyle bilin-
mez bir Avrupa denizine salıver-
diğımiz insanlarımızdır. İlk gi-
denler artık iyice yaşlandılar.
emekli oldular. pek çoğu ağır iş-
lerin kendilenne yükledığı hasta-
lıklarla boğuşuyor. 20 yıl. 30 yıl,
35 yıl Siemens'te. Mannes-
man'da. Mercedes'te ömürtüket-
tiler. Çocuklannı büyütTûler. AI-
manca"ya. Fransızca"ya pek yüz
vermedilerse de dertlerini anlat-
mayı becerdiler. Canlannı sıkan
bir laf duyduklannda "\ixferşte-
hen"demeyi bildiler. Sonunda
yüzmeyi öğrendiler. Ya da en
azından boğulmamayı ve çocuk-
lanna. torunlanna iyi yüzme öğ-
retmeyi başardılar. Şımdi Alman-
ya"nın Essen kentinde onlar için
kurulmuş bir göç müzesindedir
tahta bavulları. kasketleri ve tes-
bihleri.
llk yıllarda, işten çıktıktan son-
ra ille de tren istasyonlanna
"Bahnhoflara" gıder, trenlere.
gelenlere. gidenlere bakarlardı.
Şimdi artık boş zamanlan eskiye
oranla daha az. Siyasetle ılgilenı-
yorlar. Türkiye'deki akrabalann-
dan daha fazla gazete, kitap oku-
yorlar. Alman siyasi partilennin
yaptıklan. ettikleri onlan eskiye
oranla daha fazla ilgilendiiyor.
Alman Parlamentosu'na daha
fazla millet\ekili göndermek isti-
yorlar. Parlamentonun sol kanadı.
sosyal demokratlar. Yeşiller do-
ğal olarak yabancılara. Türklere
dahayakındurdular. Pratikolarak
fazla bir iş çıkartamasalar da ya-
bancılara siyasetin kapısı bu par-
tiler tarafından açıldı. Arada bir
acılı haberlerdegeliyoronlardan;
yakılıyorlar. Mölln'de. Solingen
de olduğu gibi vuruluyorlar: Es-
sen'li Kemal gibi. işkence gör-
dükleri oluyor Alman karakolla-
nnda ya da konsolosluk bodrum-
lannda ya da 3 milyon tirajlı Bild
gazetesi hedef gösteriyor onlan:
"Kasamız tamtakır, tüm para ya-
bancdara gjdiyor"manşetleriyle.
Yine de yılmıyorbizimkiler. Par-
lamentolarda Cemleri. Leylalan.
Ismailleri. Gıyasetinleri var. Ga-
zetelerı. dergıleri. radvolan. TV
kanallan var. "Bizi bu Nazilerte,
Dazlaklarla yalnız bırakmayuT
diyen Alman dostlan. arkadaşla-
n var.
Avnıpa'daki yurttaşlanmız
Türkiye'ye göndermek istiyorlar
temsilcilerini. Aradan 35 yıl geç-
ti, ama bunu daha başaramadılar.
Bu yazının yazıldığı günlerde bu-
nun ıçin seslerini iyice yükselt-
mışlerdi. Onlarla konuştuğumuz
zaman. kırgınlıklannı, kızgınlık-
lannı iliklennizde hıssedersiniz.
Dövizleriyle Türkiye'yı ekono-
mik bunalımlann içınden çekip
çıkarttıklannı söylerler. Öyledir
de. Ama Türkiye oy hakkı bile ta-
nımamıştır 35 yıldır onlara. Hü-
kümetler onlardan hep para iste-
di. Sfyasetler onlara hep bitmez
tükenmez bir para kaynağı olarak
baktı. Avrupa"daki yurttaşlanmız
artık bıktılar kendılerıni para ba-
bası zannedenlerden.
Aradan geçen bunca yıldan
sonra. artık eskısı kadar çok ço-
cuk yapmıyorlar. Daha düzenlı
yaşamayı, planlı programlı olma-
yı tam olmasa da öğrenmeye baş-
ladılar. Aralanndan tatillerini Ka-
naryaadalannda. italya'da. İspan-
ya'da. Florida'da geçirenlerin sa-
yısı yavaş. yavaş artıyor.
Avrupa denizine. yüzme bilme-
den dalıp ayakta kalmayı başaran
bu insanlanmız artık "orair ol-
dular. Köylerden, kasabalardan,
büyük kentlerin varoşlanndan
Avrupa'nın metropollerine işçi
olarak giden yurttaşlanmız, şim-
di artık usta. ustabaşı. işveren. öğ-
retmen. mühendis. akademisyen,
gazeteci. yazar. ressam, şair. si-
nema-tiyatro oyuncusu yönetme-
ni, müzisyen oldular. Emekli ol-
du bırçoğu. Tam "oralı'* oldular
mı bundan emın değilim. Olmak
istediklerinden de emın değilim.
ama büyük çoğunlukla orada kal-
maya karar verdikleri kesin. Bu-
lundukları her yerde örgüt kuru-
yorlar. Örgütlerini şablonlara gö-
re değil. gereksinımlerine, dertle-
rine. sıkıntılannagöreoluşturma-
ya çalışıyorlar. Bütün bunlar
**orair olduklannın göstergeleri.
Ama onlar Türkiye'ye geldikle-
rindede lstanbullu, Amasyah. Er-
zıncanlı olmaktan çok: Berlinli.
Kölnlü, Münihli olduklannı fark
ediyorlar.
Asimile oldular mı?Hayır! En-
tegre oldular mı? Henüz değil
1
Kendi kültürlerini unuttular mı?
Hayır. ama orada değişik bir kül-
tür. farklı bir dil. farklı bir üslup
geliştirdiklerini de görmezlikten
gelemeyiz. Ostelik onlar yalnız
kendilerini değil, örneğin Alman-
lan da biraz değiştirdiler. Biraz
dostluk öğrettiler. Döner yemesi-
ni. rakı içmesıni öğrettiler. Sırt sı-
vazlamayı, kucaklaşmayı, kıskan-
mayı. ölesiye öldüresiye sev meyi
öğrettiler. Avrupa'daki yurttaşla-
nmız. yaşadıklan sosyo-kültürel
şokun izlerini taşıyorlar. Kimi za-
man ikıli bıryaşam onlann bilinç-
lerinde derin yanklar açıyor. Bi-
rınci kuşak vatan hasreti çekti.
ikinci kuşak kimlik bunalımına
düştü. üçüncü kuşak Almanya'da
gördüğü geleceğini şekillendir-
meye çabalıyor.
35 yıllannı doldurdularböylece
uzaktaki yurttaşlarımız Gözden
ve gönülden ırak olanlar!
Sandıkta durduğu gibi durmuyorMuhalefetin tadı başka! Lech Wale-
sa muhalifken harıkalar yaratıyordu
Alt tarafı bir elektrikçıydi; ama ülke-
yi altüst ediyordu. Lenın tersanesın-
den dalga dalga yayılan ünü, ona \ o -
bel Ödülü"nü kazandırmıştı. Grevler-
den ve hapislerden geçti. General Ja-
ruzelski'yi un ufaketti. Ve ülkesınin lı-
deri oldu. O zamanlar bazı \Valesa
yandaşlan. biraz ileri giderek şö> le di-
yorlardı: "Dünyatarihinin Polonya'va
aitparagrafiannaFredericChopinve-
ya Nikolay Kopernik girmeyebilir;
ama VValesa'nın adı mutlaka va/ıla-
caknr." Acaba? Olmadı! Klasık muzi-
ğin ve bilimin gücü. günümüz siyase-
tinden kat kat fazlaydı. Üstelik Kato-
lik Kilisesi Kopernik'e karşı tavır al-
mış. VV'alesa'yı ısedesteklemişti. Ama
yine de olmadı. Boris Yeltsin'i anımsı-
yorum. Şimdiki yanakları ve burnu
kırmızı, hareketlerinde iyice ağırlaş-
mış \e sıkça hastaneye düşen Yeltsin'i
değil: 1980'lerınortasındayaşlı polıt-
büro üyeleri arasında göze batan, yol-
suzluklarla mücadelede efsaneleşen.
hazır cevap ve çevik Yeltsin'i. 1991
ağustosunda tanklann üzerine çıkarak
dünyayameydan okuyan Yeltsin'i. Ne
oldu sonra? İktidar koltuğu onun için
ölümcül bır virüs oldu çıktı. Ülkesini
parçaladı: halkının yüzde 70'ini yok-
sulluğa. açlığa. hırsızlığa v e fuhuşa it-
ti. Kendini Tanrı saydığını ele veren
lıavalara girdi: başı göğe erdi. Ama so-
nuç ortada: Olmadı! Bugün artık yal-
nızca saray entrıkalarının ve sılah gü-
cünun yardımıyla ayakta durabilcn ve
çıplak olduğu artık pek de gizleneme-
yen sıradan ve zayıf bir kral. Bir za-
MOSKOVA
HAKAN
AKSAY
manlar 'kartal" olan muhaliflerin. ık-
tidara geldiklerı zaman 'serçe'ye ve
'karga'ya dönüştüklerinın daha pek
çok örneği \ar dünyada. İktidann ığ-
neli koltuğunda mayışıp gıden daha
niceeski muhalif var (Kalın duvarla-
rın ve dar pencerelerin gerisine gizle-
nerek kendini 'dış dümadar. koruma"
çabasında şaşılacak başanlara imza
atan Türkiye"de. bu örnekler şimdilik
çok fazla değil: biz kartal başlı serçe-
leri v e kargalan birbırleriyle değiştirip
durarak oyalanıyoruz yıllardır. en bü-
yük lüksümüz de sanmsı tombul bir
güvercinden ibaret. Ama elbet kalın
duvarlar incelecek ve dar pencereler
genişleyecek giderek.) Neden iktidar
koltuğu kurutur. çüriıtüradanıın ıçini?
Koltuğa çıkanlar. çev relerindekı 'evet
cfcndimci" takımın yağlanna bulaşıp
kirlendıklerinden mı?
Ya da yöneticı oldular dıye eşlen,
çocuklan ve eski arkadaşlan tarafın-
dan geçmiş ilişkılerin sıcağından mah-
rum edildiklerinden mi'.' Yoksa zaman
darlığı yüzünden gazetelerde yazanla-
rı danışmanlardan dınlediklerınden.
klasık müzığe ve edebiyata bir türlü
fırsat bulamadıklanndan. tiyatrolarda
ve balelerde ancak gösteriş yapmak
için boy gösterdiklerinden mi? Geç-
mişlennı ve kendılerıni unutmalann-
dan mı yoksa? Durmadan yenı baskı-
laryapacak soğuk anı kitaplarını. hiç-
bir zaman yayımlanmayacak içten
güncelere yeğlemelerinden mi? . Ne-
den ıktidara gelene kadar çığ gibi bü-
yüyüpgelişenakıllarveyürekler. son-
radan donup kalıveriyor; hatta erime-
ye başlıyor?
Acaba Spartaküs.Roma lejyonlan-
nı alt etmeyi başanp muhalıfliğe veda
etseydı. efsane olmaktan çıkıp yıpra-
nırgidermiydi? Acaba KariMant Al-
manya'da ıktidara gelseydi, Madimir
Iliç Lenin gibi yoğun eleştinlere hedef
olur nnıydu? Acaba Nebon Mandela,
bugün Güııey Afrika'da 27 yıllık hapis
hayatında olduğu kadar çok seviliyor
NATO, şimdi de
çevre sorunlanyla
ilgileniyor
BRÜKSEL
New YorksemalanndaBeethoven
Amerikalılar her vıl olduğu gibi bu 23 kasım da gidenler, 'Beethmen' filminin baş kahramanı olarak
Şükran Günü'nii ^örkemli törenler ve hindili belleklerde yer cdeıı şirin Saint Bernard köpeğinin
ziyafetlerie kutladılar. Nev% N'ork'taki ünlii devasa boyutlarda >apılmış balonunun pesine takılıp
mağazalann dü/enledigi geçit törenini izlemeve eğienceli bir kent turu attılar.
MİŞEL
PERLMAN
Belçika başkentinde Batı'ya sa-
vunma planlan hazırlayan. si-
yaset üreten, şimdılerde de *e»-
ki hasımlar' diye nitelenen ül-
kelerle olası işbırlığıne yönelik
temaslar kuran NATO'nun ger-
çek kimliğini anlayabilmek ıçin
oraya gidip ciddi bir zıyarette
bulunmak şart.
Bilıyorsunuz, NATO'yu oluştu-
ran 16 üye ülkeden birı Türki-
ye. Güvenılir ve de *ev ilen. Bı-
zim oradaki daimı temsılcımız.
büyükelçi TugayÖzçcri. Hani.
az ve öz konuşma derler ya işte
bunu yapabilen bir dıplomatı-
mız. Verdıği bılgileraçık. Kul-
landığı dil vurucu mu vurucu.
Ama gel gör ki NATO'va kısa
bır çalışma ziyaretine gelmiş.
Türk gazetecilerinı uyanyor:
Söyleyeceklerini yazmak yok.
Öyle de oba, bilgi dağarcığımı-
zı bir hayli zenginleştirdi.
Öte yandan başka bir toplantıda
karşımızda NATO'nun sözcüsü.
Dr. Jamie Sbea'yı bulduk Ne-
fes nefese yetiştı randevuya.
Yakışıklı, enerjik. zaman zaman
biraz da sert olduğu izlenımini
veren bir kişi. Hiç vakıt kaybet-
meden uyanyor. söyleyecekle-
rinın yazılmayacağmı ifade
cderek. Önünde sonunda durum
değişti ve alıntısı yapılan sözle-
rinın tırnak içinde tıpatıp akta-
rılnıasının duyarlılığını vurgu-
ladı. Bu arada bir soru uzerine
•"NATO'nun kendisine yeni bir
kimlik aramadığınr söy lcycıı
Sayın Dr. Jamie Shea. Dayton
anlaşması konusunda örgüte
dü^ecek olan görev leri de izah
etmekten üeri kalmadı. Bundan
daha doğal bır şey de olamazdı
zaten Aynca NATO kuvvetleri-
nin. alınacak olan kararlarçer-
çevesinde w
Avrupa'daki yararb-
lığını göstereceği"görüşünü öne
sürdü.
Bizleröncelen NATO'nun "salt
bir savunma makincsi* olduğu-
nu düşünürken bır de baktık ki
sivıl yaşamı doğrudan etkileyen
birdizi faaliyeti var. Bunlardan
bıri, çevre sorunlan. Buna kim
bakıyordiye de soracak olursa-
nız. bızim yanıtımız da Bn. De-
niz Beten olacaktır. Yani 'NA-
TO l luslararası Yazmanlık
Çevre Sorunlan Daire Başkanlı-
ğı' öyle yerlere gıtmış, öyle
şeyler görmüş kı ınsanın tüyleri
diken diken oluyor. llgilı ülke-
ler de. yardımcı olabilecek
uluslararası örgütler de maddi
yetersızlikler nedenıyle çoğu
zaman. bunlara seyirci kalmak-
tan başka bir şey yapamıyor.
Yanı her türlü ve özellikle nük-
leer atıklarla mücadele çetin bir
problem.
NATO bınasında dolaşan yüz-
lerce ve belki de binlerce belge
arasından bir tanesi var ki 'ba-
rış içinde ortaklık' girişimine
yönelik. NATOnunocak 1994
tarihli doruğunda ımzalanmış
bir belge. Örgüte dahil olmayan
ülkelere çıkanlmış bir davetiye.'
Buna dışandan sıcak bakan da
var. şimdilik ilgı göstermeyeni
de.Biran kovanına benzetilebi-
lecek NATO binasında şu gün-
lerde esen hava Bosna sorununa
ılişkin Dayton Anlaşması'na
yönelik. NATO ilgili bölgeye
yerleştiğinde ne denli başanlı
olur acaba'' İşte bunun yanıtı
Brüksel'de heyecanla bekleni-
yor. İki günümüzü Belçika baş-
kentinde birçok şey öğrenmekle
geçirdik. NATO'daki Türk tem-
silciliğinin basın ve cnformas-
yon irtıbat sorumlusu. Sn. Emel
Üresin'in bızlere son denlı yar-
dımcı olduğunu söylersek,
ınanabilirsiniz.
PKK'nin düzenledigi eylemlerde 200 kişi gözaltına alındı
Almanya'dan Öcalan fle ikinci görüşme
• Alman Hıristiyan
Demokrat Parti Milletvekili
Lumer'den sonra, Federal
Anayasayı Koruma
Teşkilatı'mn bir üyesinin de
Suriye'de bulunan PKK lideri
Abdullah Öcalan ile bir
görüşme yaptığı ortaya çıktı.
GÜNERYÜREKLİK
BONN - Alman Hıristiyan Demok-
rat Parti (CDLJ) Milletvekili Heirich
Lumer"den sonra, Federal Anayasayı
Koruma Teşkilatf nın bir üyesinin de
Sunye'de PKK lideri Abdullah Öca-
lan'la görüşme yaptığı ortaya çıktı. Al-
man yetkililer. teşkilatın PKK ile iliş-
kisinidoğruladılarveolumlubuldular.
PKK. dün Almanya'nın çeşitli kentle-
rinde göstenler düzenledı.
Alman "Focus" dergisinin yann çı-
kacak sayısında yer alan habere göre.
Federal Anayasayı Koruma Teşkila-
tı'nın Köln'deki "Yabancı .Aşınlarla
Mücadele Dairesi"nden üst düzey bir
yetkili. yaz sonunda Öcalan'la Suri-
ye'de görüştü. Habere göre. gizlı yapı-
lan görüşmede yetkili. Öcalan'dan ör-
gütün Aimanya'da yaptığı şıddet ey-
lemlerini durdurmasını istedı. Öcalan
ise eyiemleri durdurmanın şartının
PKK'nin politik bir güç olarak tanın-
ması olduğunu söyledi.
Konuyla ilgili birsoruyuyanıtlayan
Başbakanhkîstihbarat Dairesi Başka-
nı ve Devlet Bakanı BerndSchimidba-
uer. Federal Anayasa'yı Koruma Teş-
kilatı'nın PKK ile ilışki kurduğunu
doğrularken bunun gerekli olduğunu
vurguladı.
İçışlerinden sorumlu Devlet Sekre-
ten Kurt Schelter ıse "PKK'nin .\l-
manya'dakiteröreykmlerinesun vere-
bilmek için uygıın olanakJarı kullan-
mak zorundiniz" dedi.
Gösteriler
Essen kentinde 200 kadar PKK yan-
daşı bir ana caddeyi, oturma eylemiy-
le yaklaşık iki saat bloke ettı. Bu arada
göstericiler polise molotofkokteyli at-
tı. Polis.göstencilerizorkullanarakda-
ğıttı. Yapılan aramada, bazı kışılenn
üzerinde silah ele geçirildi
Ulm kentinde de bir grııp PKK'li
protesto eyleminde bulundu Polis.
yaptığı kontrollerde kesicı aletlerbul-
du. Hamburg ve Saarbrûcken kentle-
rinde de gösteriler düzenlendi.
Dört kentte yaklaşık 200 gösterici
eözaltına alındı.
GONDERILENLERDEN 5'I IDAM EDILDI
İranlı Behramî'nîn sınırdışı kararı durdııruldu
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Türkiye'nin, sı-
ğınma istemlerini geri çevir-
diği ve geçen cuma akşamı
sınırdışı edilmeleri kesinle-
şen tranlılardan KübraBeh-
rami'nın iade işlemi durdu-
rulurken AN Asker Zülfika-
ri'nin durumunun. Içişleri
Bakanı'nın yurtdışmdan
dönmesinden sonra kesinlik
kazanacağı bildirildi. Türki-
ye'nin. son 1 ay içinde ülke-
lerine geri gönderdiği 7 Iran-
lıdan 5'ının. Iran yönetımi
tarafından idam edildiği be-
lirtildi.
Girişimlerini dün de yo-
ğun biçımde sürdüren BSP
yetkilileri. iranlı sığınmacı-
lardan Kübra Behramf nın
sınırdışı karannı iptal ettirdi-
ler. Avusturya hükümeti ta-
rafından sığınmacılık istemi
kabul edilen Behrami'nin.
Türk hükümetinin izin ver-
Geeçen cuma akşamı sınırdışı edilmeleri
beklenen iki İranlı sığınmacıdan Kübra
Behrami'nin iade edilmesi durduruldu.
Ali Asker Zülfikari'nin durumu ise
îçişleri Bakanı'nın Türkiye'ye
dönmesinden sonra kesinlik kazanacak.
Son bir ay içerisinde sımrdışı edilen 7
İranlı sığınmacıdan 5'i İran'da idam edildi.
mesi durumunda. bu ülkeye
gideceği bildirildi.
Sınırdışı karan geçici bir
süre ertelenen Ali Askeı
Zülfıkari'nin durumunun ise
İçişleri Bakanı Teoman
Ünüsan'ın Hırvatistan'dan
dönmesinden sonra netleşe-
ceğı kaydedildi. İçişleri Ba-
kanı'ın inisiyatifi doğrulru-
sunda Zülfikari'nin sımrdışı
edilıp edilmeyeceği belli
olacak.
BSP'de oturma eyleminı
sürdüren sıgınmacılar. sınır-
dışı işlemini protesto etmek
amacıyla dün açlık grevine
başladılar. 22 kişi tarafından
başlatılan açlık grevinın sü-
resiz olduğu bildirildi.
5 kişi idam edildi
Türkiye'nin son I ay için-
de sınırdışı ettiği 7 İranlı sı-
ğınmacıdan 5'inın ülkelenn-
de idam edildığini açıklayan
BSP Aııkara ıl yönetıcilerin-
den Ergin İlk, Türk hüküme-
tinin, daha önce de İranlıla-
nn ülkelerinc geri göndenl-
meyeceklerı yolunda söz
vermesine karşın. ak->ıne uy-
gulamada bulunduğunu be-
lirttı. BSP'de oturma eyle-
minde bulunan 160 ki^iden
buyük bölümünun sığınma
ıstenılerinınçeşitlı ülkelerce
kabul edildığini de belırten
llk, Türkiye'nin. sığınmacı-
lann bu ülkelere gıtmelerine
izın vermediğini kaydederek
"Tiirkiy e daha önce İranlı sı-
ğınmacılaıia. İran'daki PKK
militanlannı takas etmek is-
temişti. Sıgınmacılar konu-
sunda oluşan yoğun kamu-
ovu baskısı nedeniyle bun-
dan va/geçildi. Hükümet.şu
anda ne yapacağını bil-
miyor" diye konuştu.
ANTALYA ASLİ\ E 1. HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN
Dosya No: 1993-5 E. 1994 485 K.
Davacı (TEK) TEDAŞ Genel Müdürlüğü tarafından davalılar Hasan Kaymaz ve diğerleri aleyhine açılan tescil davasının yapılan duruşması so-
nunda:
Antalya merkez Bahçelıevler Mah. 4520 ada. 36parselın fen bılirkişısi Tufan Çavdar'ın 8.2.1994 tarihli raporunda (A)ılebelirlenen 125 metreka-
relık kısmının 2942 sayılı yasanın 16. maddesi gereğince davacı TEK Genel Müdürlüğü adına tapuya tescilıne. karara bilirkişi raporunun eklenme-
sıne. davanın niteliğı ıtıbarıyla nıahkeme masrafİannın davacı üzennde bırakılmasina. vekalet ücretı takdirine mahal olmadığına 20.6.1994 günlü ka-
rarla karar venlmış olmakla. işbu karar özetinın adresi tespıt edilemeyen aşağıda ısımleri yazılı davalılara tebliğ yerine kaim olmak üzere ilanen teb-
lığ olunur.
Davalılar: Tenzıle Diker. Lütfiye Dıker. Dudu Kaymaz. Ay$e Kaymaz. Şükrü Kaymaz. Süleyman Kaymaz. Musa Kaymaz. Serife Kaymaz. Rama-
zan Kaymaz. Mehmet Kaymaz. Âtıye (Dalaman). Haldun Kepez. Âhmet Ozdol. Senfe Ozdol. Ümran Şırin. Nuran Kepez. ÖmerÖzen. Ruhi Özen,
Neriman Bileydi, Süreyya Ünsal. İzzet Doğan. Cevdet Tonk. Y. Aia Kuner. Lütfıye Kuner, A. Atılla Kuner. Münevver Oklu. Vehbi Acun. Ibrahim
Sipahıoğlu. Ismet Sıpaİıioğlu. Ata Sipahıoğlu. Savaş Sipahıoğlu. Sıray Öncel, Atiye Sıpahioğlu. Şerife Budak. Rahile Kodak. Emine Atemer. Hatem
Atamer. Abdulnafı Atamer. Mehmet Dırek. Şükran Diker. Nazıf Dıker. Muradıye Dıker. Recep Trak. Ömer Komaç. Osman Tabur. Osman Kodak.
Nazıfe Zeyrek. Nazif Istıl. Nurı Trak. Nazif Özen, Mehmet Kodak, Mustafa Zeyrek. Murat Zeyrek, Murat Kaymaz. Mehmet Zeyrek. Mustafa Bil-
gin. Musa Kaymaz. Muammer Mehmet Kaymaz. Melek Zeyrek. Mehmet Ercil, Mustafa Özer, Murat Yılmaz. Mahmut Şer, Viehmet Ali Tabur. Meh-
met Komaç. Mustafa Fidangül. Mehmet Ak. Mehmet Erbıl. Mu^afa Erbil. Mehmet Abay, Kember Zeyrek. Ismail Kaymaz. Ayşe Kanat. Anf Orhan.
Abdurrahman Sovek. Hatice Dıker (Idris kızı). Zeliha Diker (Mehmet kızı). Hüseyin Sak (Mehmet oğlu). Dunye Sak (Mehmet kızı). Ayşe Sak (Ha-
lıl kızı ı. Nıhat Okur (Abdullah oğlu). Münire Okur (Cemalı kızı). Fatma Okur (Abdullah kızı). Gülızar Okur, Necatı Okur. Teslime Tan (Özdemir)
Mustafa eşi. Hakıme Tan (Halil kızı). Güllü Tan (Kerpitcı) Ömer eşı. Şükrü Tan (Halıl oğlu). Aysel Tan (Halıl kızı). Cemali Tan (Halıl oğlu), Halil
TanfHahl oğlu). YaşarTan. Makbule Tan (Halil kızı). Cengiz Tan. Sevim Tan. HabibeGökay (Süleyman kızı). Hatice Gökay. Melihat Gökay. Murat
Gökay. \\[ Gökay. Feride Gökav. Şenfe Gökay. Ramazan Gökay. Aysen Gökay. Ya:jar Gökay. Arzu Gökay. Hüseyin Gökay. Muradıye Gökay. Fatma
Tabur. Esma Tabur. Muzaffer Tabur. Sabriye Kavmaz, Şerife Çakmak. Şerife Komaç. Şükrü Kaymaz, Süleyman Kaymaz. Şüknye Kaymaz. Şerife
Kodak. Ümmügülsüm Kaymaz. Ya^ar Çakmak. Makbule Çakmak. Melek Acun. Sadık Fidangül. Süleyman Emik. Raşit Sayrak. Ramazan Fidangül.
Ramazan Komaç. Ramazan Eker. Recep Dalgıç. Ramazan Kaymaz. Arif Kazgan, Ahmet Tabur. Mehmet Alıcıoğlu. V'asfi Karaman. Güldane Can-
polat. Mualla Erdem. Gülgün Akalın. Hıkmet (Tanpolat. Mübeccel Onııral. Sevım C'anpolat, Neslihan Çanpolat. Müzey>en Ganpolat. Emın Çanpo-
İat. Raşıt Ganpolaı. C'üneyt Çanpolat. ^yten Çanpolat. Mısli Çihan. Adnan Seleklcr. Muammet Oflay, Fatma Gökkaya. tsmet Demircioğlu. Necibe
Füsun Güven, Ömer Anf Güven. Mahmut Nedım Güven. Havva Akgün. Mehmet Çemal Örgen. Ahmet Akçor, Hüseyin Akçor, Zeliha Akçor, Aynur
Akcor. Çazıbe Lülü. Agah Lülü (Çanpolat). Mehmet Hılnıi Çanpolat (Lülü), Zeynep Lülü (Çanpolat). Ali Lülü (Çanpolat), Memduh Lülü (Çanpo-
lat). Mustafa Lülü (Çanpolat). Nıme Lülü (C'anpolat-Bayoğlu). Zeliha Türker. Mehmet Raşit Atamer. AyşeÇınar. Nazif Akçor (Nafıa). Sadiye Lülü
(Çanpolat) (Yörük). Fatma Yığit. Mediha Lülü (Çanpolat). Ayşem Tabur. Şükrüye Tabur. Mehmet Tabur. Dürdane Çakmak. Feyzullah Çakmak. Ay-
şe Çakmak. Süleyman Çakmak. Hav va Çakmak. Cmınügülsüm Çakmak. Teslime Çakmak. Durkadın Çakmak. Teslime Çakmak. Şerife Çakmak. Sü-
leyman Çakmak, Isnıaıl Çakmak. Fatma Kaymaz. Nazif Kaymaz. Yaşar Kaymaz, Fethi Kaymaz. Durkadın Kaymaz, Şükran Kaymaz. Kadriye Kay-
maz. Bedriye Kaymaz. Azmı (Azım) Dıker. Ali Rıza Diker. Çemile Diker. Selahattin Dıker. Sabriye Diker. Ahmet Kodak. Teslime Kodak. Rıza Ko-
dak. Şenfe Kodak. Haydar Kodak. Bayram Kodak. Şükrüye Kodak. Mehmet Kodak. Hakıme Zeyrek, Hakime Sertbaş, Hamza Zeyrek. Hasan Zey-
rek. İbrahım Okur. Hasan Kaymaz. Hatice Çakmak. Hasan Gençal. Havva Kaymaz, Hasan Aflay. Haydar Kodak. Hasan Sevinç, Haynye Fidangül,
Hörü Eker, Hasan Erbil, Hasan Abay. Hasan Akçan. Hasan Bılgın. Feride Zeyrek. Emine Aflay, Esma Abıdıno. Emine Eker, Dudu Kaymaz. Durka-
dın Zeyrek. Dürdane Gökalp, Durkadın Kapan. Durkadın Vlayda. Dûrdu Kaymaz, Durali Şen. Çemalettin Zeyrek. Bayram Kodak. Bayram Şenkal,
Ali Zeyrek. Ayşe Zev rek. Abdulkadir Kurul. Adıle Yalçın. \rife Abay. Ali Aflay. Şenfe Çakmak, Fatma Kaymaz. Ramazan Kodak. Hatice Kaymaz.
Rona S'eşim. Mulıarrem Kutlav. Atıla Kutlay. Müzeyyen Kutlay. Göniil Kınmlıoğlu. Atıf Talaslıoğlu, Gülay Ikızoğlu. Ahmet Özbölen. Tayvar Ergin.
T. Necite Bölünmez. Remzi Sipahıoğlu. Şerife Sipahıoğlu. Zeliha Sipahıoğlu. N. Namık Sıpahioğlu. Esma Sipahioğlu. Hüseyın Sıpahioğlu. Hakime
Gökay. Rahmet Çakmak. Kezıban Erbil. ölü Mehmet Süsk vanslen. ölü Mehmet Sev ınç vari>leri. ölü M. Remzi Kaymaz varisleri. ölü Halil Alpas-
lan varisleri. ölü Aziıne Sırkecı varislen. ölü Ayşe Bencay varisleri. ölü Ali Avşin vanslen. ölü Fatma Çanpolat varisleri.
Basın: 54626
AYAjNCIKKADASTROMAHKEMESrNDEN
Dosya No: 1987 80
Davacı Ayancık Orman tşletme Müdürlüğü'nün davalı Zeliha Çalışkan ve arkadaşlan hakkında Çayıçi Mahallesı. Aşagı Erkengünez'de kain 67 ada,
21 parsel no'lu gaynmenkülle ilgili olarak mahkemenıızde açmı% olduğu kadastro tespıtıne ıtıraz davası sonucunda venlen 19.6.1995 tarih ve 198780
Esa»-1995 11 sayılı karar ile 7.11.1995 tanhlı davacı Orman Işletme Müdürlüğü'nün temyız dılekçesının. adresleri tespit edilemeyen dahili davalılara
ilanen leblığıne karar venlmış olmakla:
Dahili davalılar Ayancık Çayıçi Mahallesi'nden Ahmet RCK oğullanndan İbrahım oğlu Mustafa mırasçılanndan ilyas kızı Ayşe Çalışkan. tzzet ço-
cukları Nebahat Çalışkan. Nezahat Çalışkan, Selver Çalıijkan. Fatma Çalışkan, Ayşe Çalışkan. Mustafa Çalı^kan. Şaban çocuklan Aslan Oğuz. Hasan
Oğuz. Hasan Fehmı çcKukları Aydın Çalışkan. Ayten Çalışkan. Necdet Çalışkan, Omer çocuklan Şerafettın Demır. Hüseyin Demır, Rıfat Demir. Recep
Demır. Aysel Yüksel. Mehmet oclu Ömer Taşçı. Ömeı çocuklan Fatma Özalp, Ahmet Taşçı. Behıye Sedef. Ay»e Tıryakı, Seher Yüksel. Meryem Taş-
çı. Ahmet kızı Emine Çalışkan. Mehmet oglu Yavıız Çalışkan. Mehmet kızı Aysel Çalışkan. Hasan kızı Makbule Senıha Çalışkan. Salıh çocuklan Sa-
liın Çalışkan. Bıisen Çalışkan. Nunen Çalışkan. Hasan Fchnıi Çalışkan. H. Hüsnü oğlu Yaşar Çalışkanlara malıkeıne karannın ve temyız dılekçoınin
davetıye yerine geçmek üzere ilanen teblıû olunur 7.11 1995
Basın: 54710