Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SEKİM1995PAZAR CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 15
îransa'da topluluğuyla sahneye çıkan Banşnikov, yeni yılda tek kişilik gösteriler sunacak
Barışnikov ocaktaIstanbuPdaKitür Servisi -Gezegenin en ünlü
daısçısı. "BeyazGeceler-in
unıtulmaz yıldızı ve ülkesi
. So yetler Birliği'nden kaçışıyla
dihyayı birbirine katan adam
Mkhail Banşnikov dansa geri
döıdü. Uzun yillardır kansı ve
çocuklanyla Birkşik Devletler'de
yasayan Banşnikov. tûm dünyada
daıs etmeye devam ediyor.
Bu^ünlerde küçük grubu VVhite
Osk Dance Project ile Fransada
u
'O(>era-Comique''te sahneye çıkan
saratçı, 1996 Ocak ayında da iki
göaeri için İstanbul'a gelecek.
Ge;en günkrde Fransız Le Figaro
gaistesinde, sanatçıyla sanatı ve
ya^ırruyla ılgili olarak yapılan bir
röprtaj yayımlandı.
- B« turnenin bir \eda gösterisi
oldagu söylentileri dolaşıyor. Doğru
mu!
BARIŞNİKOV- Bunu ılk kez
duNuyorum. Kesinlikk hayir.
- Önimüzdeki yıl için bir sürü
proem \ar. Dansı bvrakmak mı?
Ha^ır. Aksine. sadece solo
performanslanmdan oluşacak. beş
müzısyen eşliğinde
gercekkştıreceğim bir gösteri
hazsrlıyorum. Avustralya ve doğu
ülkderinde 20 kadar performans
sunacağım ve ilk gösteri ocak
ayrnda istanbuFda olacak.
- Klasik dansı, dizinizdeki
probiemden yüzünden mi
bıraktınız?
BARIŞNİKOV - Hayır. Dokuz yıl
yönettiğım American Ballet
Theatre'\ bırakah altı yıl oldu. O
zamandan beri klasik baleye ilgi
duymuyorum. Oradaki işimi
bırakınca birdenb\re kendımi çok
özgür hissettım. Artık büyük
sorumluluklar almadan istediğim
performansı. istediğım sanatçıyla
gerçekkştirebıliyorum. Martha
Graham ve MarkMorris'le
çalıştım. Genç koreograflarla
çalışmayı günden güne daha çok
se\ iyorum. Onlar da büyük
koreograflar kadar başanlılar.
- Programınızı nasıl
-Bu sololann birisi, sessizlikte
gerç,ekleştirilen ve oklukça uzun
olan solo mu?
BARIŞMKON -E\et Sessızlıkte
20 dakıka. Dana Reitz'in
LnspokenTerritorj'si. Bu eser için
Dana ile iki ay boyunca, günde 5-6
^aat tekrar vaptık. Bu ışıklartn ve
dansçının hareketlerinin en ince
aynntıya kadar büyük bir titizlikle
hazırlandığı bir gösteri. Biraz
emprovizasyon özgürlüğü de var
tabii. Bunu seyircinin tepkisine
•'Benim vatamm Amerika!' diyen
Kirov'un eski yıldızı, dünyamn en ünlü
dansçılanndan 47 yaşmdaki Mikhail
Banşnikov. 7 ye 8 ocak tarihlerinde tstanbuUda
tek kişilik gösteriler sunacak.
beürliyorsunuz? Neyi sunacağınıza,
gösteri gecesi karar verdiğiniz
doğru mu?
BARIŞNİKOY- Parıs'tekı göstende
10 dansçt ve 5 müzısyenız. Birimız
rahatsızlanırsak, yerinı alacak
kimse yok Bu yüzden programı
son anda değişirebilıyoruz. Bu
gösterilerde MerceCunninghanTın
"Signals", Kraig Patterson" un
"Make Like A Tree" eserkrıyle,
benim de dans ettıgım genç Alman
koreograf Joachim Schlömer" in
Blue Heron'unu sahneliyoruz. En
son benim iki solo performansım
göre ayarlıyorum. Solo benim için
olduğukadar. seyirci için de bir
sınav. Özellikle başlangıçta. ama
ben zaten aynı gösteriyi 20 kere
yapsam bile hep bir korku içınde
oluyorum. Sessizhkte halkı
öksürürken duy mak korkunç bir
şey. Sinirinız bozuluyor. Ama her
şey yolundaysa. ne ala. Zira bu tip
şeyler çok oîdu. Dana da bana. çok
cıddı olmamamı söyledı.
- Üç, başarılı film çevirdiniz ve
tivatroda Roman Polanski'nin
yönetiminde Kafka'vı oynadınız.
Oyunculuğa de\am edecek
mısinız?
BARIŞNİKOY- Sinema beni pek
ilgılendırmıyor. çok zaman ahyor
Sadece meraktan oyunculuk
yaptım. Ne tıyatro. ne de sinema
oyuncusuyum. Oyunculuğu
öğrenmek için ders almak gerekır.
47 yaşmdayım. artık çok gec.
Belki başka bir hayatta. Unvanıma
gelince: 'İşadamı'. lOyıldırbale
kıyafetleri ve ayakkabılan üretimi
yapan bir şırketım var \e çok iyi
gıdıyor
- Peki aite haşatınız?
BAR1ŞNİKÖY - Dört çocuğum
var Jessica Lange'ie
beraberliğimden olan büyük kızım
Ak\andra 14 yasında ve annesiyle
yaşıyor. Ama Bırkşik Devktkr
turnelenmde bana eşlık ediyor
İkınci eşimden ise 6 yaşında bir
oğlum ve 3 ve 1.5 yaşjannda iki
kızım var. Madrid ve Lızbon'daki
gösterilerden sonra gidip. yılbaşına
kadar onlarla kalacağım. 15 yıldır.
Nevv York'a 5 dakıka mesafede
olan Hudson'daki evimızde
y aşıyoruz
- Peİd >a Rusya? 1974'te Kirov'dan
aynldtğınızdan beri ülkenize hiç
geri dönmediniz mi?
BAR1ŞNİKOY - Hayır. özel
sebepler yüzünden dönmek de
ıstemiyorum. Bu konuda
konus,mak da istemiyorum.
Gazetelerder>orada olup biteni
öğrenebılıyorum. Bu çok üzücü
ama benint ailem ve yüregim
Amenka'da...
Adana Kültür ve Sanat Festivali'nde 'Gerilla' adlı filmdeki oyunuyla Altm Koza alan Ayşegül Aldinç:
BaşanmıkabullenenıiyorlarCLMHLR CATsBAZOĞLt
Adana Kültür ve Sanat Festivali'nde
Genlla adlı filmdeki oyunuyla En tyi
tCadın Oyuncu ödülüne layık görülen
Ayşegül Âldinç, yıllardır ınatla sürdür-
düğü beyazperde serüvenini Altm Ko-
za'yla süsledi. Smema çevreleri. bu so-
nucu hiç mı hıç beklemıyordu: Nursett
İdiz'le Hülya Avşar"ın yanştığı bir festı-
valde diğer adaylann şansı olamazdı. Al-
dinç'e giden ödül fazla içlere sınmedi.
Ancak ısjn içınde halkjürisi olduğun-
dan eleştiriler sinema kulislerinden dışa-
n pektaşmadı.
Daha önce baleden gelen Altm Porta-
kallı Lale Mansur'a yapılan eleştirilerin
benzen bu kez pop yıldızı Ayşegül Al-
dinç'e yöneldi Somıçta yerli sinemada
değişen bir şey yok. Kim seçerse seçsin
her yanşmanm sonucunun ardında mut-
laka kötü bir şey aranıyor ve dedikodu
makınesı çalışmaya başlıyor.
Gerilla'da 12 Ey lül öncesi terör döne-
minde taraflara silah sağlayarak büyük
paralar kazanan ve yıllar sonra gelen es-
rarengiz mektuplarla ölüm korkusuna
düşen bir ışadamının genç eşini canlan-
dıran Aldınç'k ödül sonrası eleştinkri
ve sinemadakı konumunu konuştuk.
- Adana halkjürisinin sizeverdiği ödü-
lün tepkivle karşılanmasını nasıl değer-
lendirivorsunuz?
AYŞEGÜL ALDtNÇ-Bugüne dek
üçü tekvizyon dizısı olmak ûzere dokuz
kez kamera karşısma geçtım, ama ödül
için herhalde bu yeterli görülmüyor. İn-
sanlann sonuçlan benimk aynı coşkuy-
la değerkndirmesini beklemıyorum.
ama filmkrimi seyretmeyenkrin kalkıp
da beni ödüle yakıştırmaması ne kadar
dar bakışlı olduklannı gösteriyor. Tabii
onlara göre pop müziğı sanatçısmın si-
nemada işi ne. Sinemanın en sıkışık dö-
neminde hem rol bulup hem de müziğe
devam edince karalama başladı.
- Eleştirilerden bir bolümü de medja-
da sürekli öne çıkanlan fıdksel özeUikle-
rinizin halk jürisini etkflediği şekfinde»
ALDİNÇ-Sanat arenasında boy gös-
teren kadınlann en güzeli ben değilim;
buna rağmen sanat yönüm unutturulup
güzelliğim öne çıkanlnıak ısteniyor. Ay-
nı şeyi Müjde Ar"a da yaptılar. Ama bu
oyuna gelmeveceğim. Bu ödül sinema-
da yaptıkianmın boşa gitmedi|inı gös-
teriyor. Ben şimdıye dek hep doğru yö-
netmenlerk çalışmaya gayret ettim; Ge-
rilla'da da iyi bir kadro \e iyi bir rolüm
vardı. Altın Koza'da adaylardan Nurse-
IPninki dahabağıran çağıran. şizofrenik
bir roldü. Bu tip roller her zaman pnm
alır; ama halkm beni seçmesı. çoğunlu-
ğun beğenmiş olması doğru yolda oldu-
ğumu ispatladı. Ben bir ^eye ınanıyo-
rum. sinema kendini ciddiye alana cid-
di davranıyor.
TRT filmine ödül verihniyor
- Adana'dan ödülü beklemeden gitme-
niz,>anhş istihbarat sonucu ödülün baş-
kasına gittiğini sanıp bunu protestn etti-
ğiniz iddiatarubasma malzemcoldu. Ne-
deni neydi bu erken a\nlışın?
anat
arenasında
boy gösteren
kadmlann en
güzeli ben
değilim; buna
rağmen sanat
yönüm
unutturulup
güzelliğim öne
çıkanlmak
isteniyor. Aynı
şeyi Müjde Ar'a
da yaptılar. Ama
bu oyuna
gelmeveceğim. Bu
ödül, sinemada
yapttklanmm boşa
gitmediğini
gösteriyor. Ben bir
şeye inanıyorum;
sinema kendini
ciddiye alana
ciddi davramvor.
ALDİNÇ- Son gün istanbul'daki
programım nedeniyle Adana'dan aynl-
mak zorundaydtm. ama Adana'ya daya-
nışmakonserine gelen YıldızTBbe'yi ye-
rime İstanbul'da sahneye çıkmaya ikna
edince tekrar fikir değiştirdım. Bir ta-
kım profesyonel nedenkr sonucu Yıldız
son anda yenmi alamayınca istanbul'a
döndüm. Söylenildiği gibıjürinın sonuç-
lannı daha önce öğrervseydim en fazlası
odama kapanırdım. Orada rezalet çıkar-
mak benim yapacağım iş mi yani.
- Bir kaç dalda Altın Koza'v a ada> olan
Gerilla'mn sincmalarda gösterime gir-
me şan&ı var mı?
ALDİNÇ-Genlla. TRT'nin para ya-
tırdığı bir smema filmi. Bu nedenle pa-
ra içeride kalsm diye TRT'nin fılmıne
ödül v erilmiyor. Bu açıdan bir reklamı
olmadı. ayrıca magazincikrın dikkatini
çekecek açık saçık sahnekri de yok. Si-
nemada göstenlecek. ama pek iyi tanıtı-
labileceğini zannetmivorum.
- Şu ana kadar sinema ve TV'de can-
landirdığınız tiplemelerdenhangisini da-
ha fa/la scvdiniz?
ALDİNÇ-Aziz Ahmet'tekı rolümü
çokbeğendim. O dizidekı dıy aloglar çok
doğruydu. Ayrıca Yavuz Turgul'un da
eli değdi. Uğur(Yücel)senaryoyuçokiyi
yazdı. En inandırıcı rolüm oydu.
- Taşlaruı Sırn ve \zix Ahmet çok se-
\ilmesine kars^n devam böiümkri neden
çekilmedi?
Aziz Ahmet tadında bırakıldı
ALDİNÇ-Tank(Akan)ve Uğur(Yü-
cel). dizilerın devam etmesıni ıstemedı-
kr: çünkü Taşlann Sırn'nda Tank hem
oynuyordu hem de başka işkri yüriıtü-
yordu. altından kalkamadı. L'feur'un da
durumu aynıydı. bırçok işe ko^uyordu
Bir de Aziz Ahmet'i tam tadında bırak-
mak ıstedi-
- Biraz da mü/ikten konuşalım. Son
albüm Ak'\ Alev'dcnlxı \ana >aklaşıkbir
buçuk yülıkbir süre geçiti. Yeni albümün
çahşmalan ^u anda hangi aşamada?
ALDİNÇ-Çalışmalar sürüvor Önce-
likle Aykut Gürel ve Ercan Saatçi'nin
parçalannı belirledik. Onlar parçalan-
nın düzenlemelerini de yapacaklar. Di-
ğer ısımler sürpriz olsun.
- Ale\ Ale\ pi\asa>a vönelik sounduv-
la ilk iki albümünüzün tirajlannı çok aş-
tı. Yenialbümdeeskivedönüpbakan par-
çalar olacak mı?
ALDİNÇ- Ben eğlence müziği yapı-
yorum, dolayısıyla ilgi gören bu soundu
sürdüreeeğim. Âma beşinci kasette ilk
iki kasetimi anımsatacak bir hava olacak.
İngiliz tiyatro topluluğundan c
Üç Silahşörler'
PENALTI
Kültür Servisi-lngiliz tiyatro toplulu-
ğu "MimcTheatreProject", kasım ayın-
da British Council'in davetlisi olarak
Türkiye'ye geliyor.
Topluluk. 6-25 kasım tarihkri arasın-
da Ankara. Trabzon. Antalya, Adana,
Mersin. İzmir. Bursa ve İzmrr'de gerçek-
leştinlecek gösterilerde Akxander Du-
mas'nin "Üç Silahşöıier*" adlı eserinin
pantomim versiyonunu sunacak. Daha
önce Avrupa'dan Afrika'ya. Güney
Amerika'dan Avustralya'ya dünyamn
dört bir yanında temsiller sunan üç kişi-
lik başanlı topluluğun Türkiye turnesi
Devlet Tiyatrolan, Bursa Bekdiyesi.
Sheraton Ankara ve lçel Sanat Gru-
bu'nun işbirliğiyle düzenlenıyor.
1984 yılında, Gavin Robertson ve
Andrej* Dawsontarafından kurulan top-
luluğun ilk yapımı olan "Thunderbirds
F. A. B" bu yıl Londra"nın West End böl-
gesinde dördüncüyılım tamamlıyor. Mi-
me Theatre Project şimdiye kadar bu ça-
hşma dışında "The Six Sided Man",
"VMıat's All This Dancing?", "New
\Vorids" ve T h e Three Musketeerv Cç
Silahşörier" başta olmak üzere altı yeni
yapım gerçekkştirdi
Topluluğun kurucu üyekrinden And-
rew Dasvson, DesmondJames. Nevv York
Pantomıme Theatre. New York Merce
Cunningham'da pantomim ve dans ko-
nusunda eğitim gören. Paris'te Jacques
Lecoq, PhilippeGaulkr ve Monica Pag-
neux'dan tiyatro eğitımi alan ve şu sıra-
lar dört yıllık bir egitim programmda
"Feldenkrais Metodu" konusunda egı-
tim görmekte olan genç bir sanatçı. Ya-
şına rağmen oldukça başarılı olan sanat-
çı son yıllarda Strauss'un "Die Fleder-
maus
1
" operasmı yönetti ve bırçok TY
reklamında da rol aldı. Dığer kurucu Ga-
vin Robertson i*e Çekoslovakya'da La-
dislav Fialka'dan pantomim konusunda
eğıtım aldıktan sonra Lindsay Kemp,
Philippe Gaulier. Jacques Lecoq ve Mo-
nica Marceau ile harekct ve tivatro ko-
nusunda çalıştı.
Sanatçı s>on yıl-
larda Leıcester
Tiyatrosu'nda
kendisinin ya-
zıp. yönettiği
"The Thirst"i
oynuyor. Toplu-
luğun üçüncü
üyesı Robert
ThirtledeJones
Pantomim Oku-
lu'nde eğitim
sördükten sonra
İ982 yılında
Trickster Tiyat-
ro Topluluğuna
katıldı. 6 yıl bo-
yunca bu toplu-
luk ile turnckre
çıkan Thirtle,
bu arada eğiti-
mıne de Philip-
pe Gaulier. Mo-
nica Pagneuv
Johnny Hutch
ve Frankie
Armstrong ile
devam ettı ve
l9S4"te Walt Disney yapımı -ReturnTo
Oz*da *Evü Wheeler" rolünü üstkndi.
Sanatçının son çalışmalan arasındaNot-
tingham Playhouse ile "Doctor Faustus"
ve "The Right Size" ile "Pennv Dread-
ful" adlı yapımlar var.
Topluluğun yönetmeni Tob> Sedgv»ick
de Pans'te Le cog Okulu"nda eğitim gör-
dükten sonra "Moving Pkture Mime
Show" topluluğunu kurarak 10 vtl bo-
yunca turnekre çıktı.
1986 yılından ben yaptığı yönetmen-
lik çalışmalan arasında. MarkKingsford
ile "The Perfect Nobody". Commotıon
Theatre ile "Pöint of Departure", tiyat-
ro çalışmalan arasında National Theat-
re"da Ken Campbellin "MagicalOhm-
picalGamcs" oyununda başrol. London
Pantomim Festivali için Ben Keaton ile
**The Last Turkey" ve Laurie Booth ile
"Mercurial States'". Almeıda Tıyatro-
su'nda Theatre De Complicite ile "*Help
I'm Ali\e~ ve daha bırçok tıyatroda bir-
çokoyun var.
Film ve müzik vıdeoları ıçın koreog-
rafi çalışmalan da yapan sanatçının TV
çalışmalan arasında da Belçıka-Hollan-
da işbirligi ile yapılan "TheSevenSamu-
rar.KenCampbeirin "MadnessMuse-
um" ve BBC dızisi "Cristobel Colum-
bus" var.
Alexander Dumas'nın eserinden uyar-
lanan oyunu. Gene KelK'nin rol aldığı
1948 MGM versiyonundan esinlenerek
gerçekkştıren üç aktör Atho^. Porthos.
Aramis'i canlandınyorlar. Bunun yanı
sıra her aktör bir bere takarak D'Artag-
nan rolüne giriyor \e aynı zamanda
D'Artagnan'ın ailesini. kardinali, Mila-
dy'yi. kraliçeyi, dükü ve daha birçok
karakteri de canlandırabilivor.
MEMET BAYDIR
Çeşitli Bilgiter
Enis Batur "Doruk Meselieri" başlıklı yazısında
Tensing adh oyunumdan söz ediyor ve benim Do-
ğu-Batı ikilemine yaklaşımım üzerınde oyalanıyor
sağ olsun. Batur. oyundan söz ederken "Canalıa
birkonu. Canalıa bîryaklaşırn" demiş. Canalıcı bir
oyun mu sorusuna (oyunun metni söz konusu bu-
rada): "Bana, düşünce tıyatroyu boğmuş gibi gel~
di. Bütün bunlar gözükmeliydi de gösterilmeme-
liydı diye düşündüm metni okurken. Oyun yazarı,
her şeyi söy/erse ben ne yapacağım sahnenin kar-
şısında?" diye soruyor okuruna.
Bu, önemli bir sorudur. Oyun yazan, her şeyi
söylerse seyirci ne yapmalıdır sahnenin karşısın-
da? Seyircinin tiyatrodaki rolü üstüne düşünmek
gerekiyor. Ama önce başka bir şey düşündüm Ba-
tur'un yazısını okurken. Oyun yazarının bir oyun-
da "her şeyi söylemesi" mümkün müdür? Bunu
yapmak isteyen. yapmaya kalkışan oyun yazarla-
rı vardır belki, ama benim aklımın ucundan bile
gecmez böyle bir erek. Tensing oyununu yazarken
dağcılıkla ilgili hiçbir kıtap ya da yazı okumamış-
tım. Dahaönemlisi, başrolleriTensing ile Hillary'nin
paylaştığı oyun ıçın okunması zorunlu görünecek
tkıtemel kitabı daokumamıştım. Bu iki kitaptan bi-
ri, Hillary'nin yazdığı "Risk Âlmazsan Kazanamaz-
sın" adlı, dagatırmantşı anlatan kitaptı. Oyunu yaz-
dıktan bir yıl sonra okudum bu yapıtı ve ürpererek
iki aynntıyla karşılaştım. Yüzterce sayfa içınde Hil-
lary. kendisini Everest'ın doruğuna çıkaran Ten-
sing'den dört kere, yalnızca dört kere söz ediyor-
du. Kitabın içınde Tensing'den ve diğer şerpalar-
dan da "hama//ar"olarak söz ediyordu. Bu yakla-
şım ya da bılgiier girmedi oyunuma. ikincı kitapsa
hâlâ okumadığım bir yaprt. Tensing'in aynı tırma-
nışı anlattığı "Karların Kaptanı" adlı kitabı. Yazdık-
larım, söylemedıklerimin yanında hiç kalıyor.
Tensing'in Hitlary'den daha sağlam bir birey ol-
duğunu düşünüyorum. Belki hayatımın büyük bö-
lümünü Batı'da (ne demekse!) Hillary'lerin arasın-
da geçirdiğim içindır bu inancım. bilemıyorum.
Tensing adlı oyunumun (Enis Batur'un da söyle-
diği gibi) dağcılıkla bir ilgisi yok. Yer değıştirdikçe
Dogu'nun da Batı'nın da konum ve anlam değiş-
tirdiğıni düşünuyordum yazarken. Sayın Nasuh
Mahruki'nin Everest'in doruğuna çıktığını öğre-
nınce. sanki ben çıkmışım gıbı sevındım, onur duy-
dum. Kitabını henüz okumadım, ama şimdiden se-
ziyorum, güzel ve ilginç bir yapıt olmalı bu.
•
Gazetemizin 9 Ekim 1995 Pazartesi sayısında
Emine Kaplan'ın çok sarsıcı bir haberi çıktı karşı-
ma. Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Faküttesi
öğretim üyesi yardımcı doçent doktor Sayın Dilek
Gözütok tarafından başkentimız Ankara'da 364
öğretmen ve 596 öğrenci olmak uzere, toplam960
kişi üzerınde bir araştırma yaptlmış. Habere göre
"üst, orta vealt sosyo-ekonomikgruplara aynlmış
bütün okullarda öğrencilerüstünde bedensel şid-
det uygulandtğı ortaya" çıkmış.
Eğitim ve öğretim kurumlanmızdaki öğretmen-
lerimizin bazıları, örne'ğin kulak çekme. tebeşir ve
silgi fııiatma, sopayla vurma, tekme atma, çok şid-
detli dövme, çocuğun başını duvara ya da sıraya
vurmagibiyöntemlere başvuruyormuşöğretip egi-
tirken.
Araştırmaya göre. bu ceza biçimlerinin dışında
bazı öğretmenlerimız ise şu teknikleri kullanıyorlar:
"Enseye tokat atmak, sırta vurmak, sıra dayağı at-
mak, başı yumruklamak, cetvelle ele veya başa
vurmak, iki öğrencinın başlannı bırbirlenne vur-
mak, taş veya kemik misketle başa vurmak, haka-
ret ve küfür etmek."
Sayın doktor Dilek Gözütok, bedensel şiddete
uğrayan öğrencilerin isyan, kin, nefret, kırgınlık ve
korku duygulanna kapıldığına dikkat çekiyor. Da-
yağın öğrencinin psikolojikgelişiminiolumsuz yön-
de etküediğini belirtiyor. Çocukta öz saygıyı yok
ediyormuş bu eğitim biçimi.
Haberin bir başka bölümünde ise Evin Gök-
taş'ın yazısından öğrendiğimize göre herhangi bir
suçtan dolayı cezaevine duşen çocuklann yüzde
seksenine karakollarda dayak atıldığı ortaya çık-
mış. İstanbul'un Paşakapısı. Metris ve Bayrampa-
şa cezaevlerindekı sübyan koğuşlannda yapılan
bir araştırmada, çocuklann karakolda, cezaevinde,
okulda, işyerinde ve sokakta dayak yedikleri sap-
tanmış.
Bu toplumun çocuklarla bir alıp veremediği var.
Nedir bu?
'Sanata Evet' Sergisi
Kültür Senisi-Ortakoy ICultür Merkezı Afife Jale
Sahnesı yapımı ıçın "Sanata Evet" adıyla İstanbul
Atatürk Kültür Merkezi'nde bir sergi açıldı. Atilla
Ergür. Ayşe Yaltınm. Akın Yükseler. Ayşen Yıldmm,
Ayşe Özel. Asım Işkr. Ahmet Özol. Acar Başkut.
Asuman Varol. Akv Mavıtan. Artın Demırci. Ali
Candaş. Aydemır Ökmen. Batuhan Yüce. Behçet
Malikler. Bihrat Mavitan. Bengisu Yıldınm. Bahattin
Odabaşı. Bünyamin Özgııltekin. Burhan Yıldınm.
Basri Erdem. Bırım Bozok. Balaban. Can Ayan. Aydın
Ayan. Cihat Aral. Cevat Demir. Deniz Olgay Yamanus.
Devrim Erbıl. Devabil Kara. Dilek Demircı. Ekber
Yeşilyurt, Ender Savaşkurt. Ergın Guler. Emel Yüce.
Erkut Lzelli. Erol Özden. Ertuğrul Ergin. Emın K.oç.
Erkan Özdikk. Fevzi K.arakoç, Ferhan Çelık. Figen
Aydıntaşbaş. Fatma Bulut. Funda Pek^en, Gülden Kut.
Gürol Sözen. Gülgün Başarır. Hafıze Elibollar Ortaç,
Hatice Nazlı. Hatıce Odabaşı. Halis Başarır. Halis
Btçer. Hüsamettin Koçan. Hüseyin Bılişik. Hüseyin
Özçoban. Hüsnü Koldaş. Isa Çelik. İsa Başlıoğlu. İpek
Tekıl. lsmaıl Hakkı Demirtaş. İbrahim Çiftçioğlu.
Muzaffer Akvol. Mehmet Güreli. Mehmet Akbaba.
Memed Erdener. Mehmet Arpacık. Mehmet Özer.
Mühittin Köroğlu. Muhsin Bılyap. Mustafa Pikvneli.
Meryem Ancan. Mustafa Altıntaş. Mustafa Gürünlü.
Nafiz Çamhbel. Nazmi Yılmaz. Nedret Sekban,
Nebahat Erkekli. Nevhiz. Necmi Yüce. Nuray K.eskin,
Nural Bırden. Nıırcan Türkoğlu. Hıizmet Kutluğ.
Nihal Sıralar. Nivazı Toptoprak. Nuray Aydoğdu.
Nesrin Bal. Oral Enuğur, Oktay Anılanmert. Ramis
Aydın. Remzî Ireıv. Ruhı Görüney, Sevda Çelik. Selim
Karadana. SemaTemel llgaz. Sema Şahın. Sevim
Gürsoy Tunç. Semra Guney. Sefer Öztiirk. Sabri
Erimel, Sevinç Karaca. Sabahattin Tuncer. Selçuk
Fergökçe. Sarkis Gürsel. Serap Demirağ, Sevil
Cankurtaran, Şu Yücel. Süleyman Saim Tekcan. Sadan
Beyen. Sezai Özdemır, Seyho, Tülın Onat. Tan Oral.
Tülin Tanman. Tayfur Sanhman, Ursula Kâtipoğlu.
Vural Yıldınm, Yelı Sapaz. Yetkın Başarır, Y ığıt Aral.
Yusuf Kâtipoğlu. Yücel Tanyeri, Zehra Aral ve Zeynep
Ergın'ın katılımıyla gerçekleştinkn sergi 14 kasıma
kadar ızknebilir.