28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA 12 CUMHURİYET 29EKİM1995PAZAR DIZIYAZI 4. DUNYA KADIN KONFERANSI A y r s e l A URKİYE • 4. Dünya Kadın Konferansfnın sloganı "Eşitlik, Gelişme, Barış"tr. Konferansın amacı, kadın konularını gündeme getirmek, çözüm yolları aramak, kararlar çıkarrnak, hepsinden önemlisi tüm dünyada resmi ve resmi olmayan hükümet dışı örgütlerdeki insanları, çoğunlukla kadınları bir araya getirip tanışmalarını, dostluk kurmalarını Sağlayarak gÜÇ birliği yaratmaktl. çjn <jn başkenti Pekin'de düzenlenen 4. Dünya Kadın Konferansı'na katılan Türk heyeti, kaldıkları otelin öriünde. Dünya kadınları birleşiyor Ç in HalkCumhunyetf nin baş- kenti Pekin'de 31 Agustos - 15 Eylül 1995 tarihİerinde toplanan 4. Dünya Kadın Konferansfnın amacı. 15gün süre ile "Eşfflik, Getişme. Ba- nş.~(Equalıty. Development. Peace)slo- ganıyia kadın konulanm gündeme getir- mek: ilgi çekmek. tartışmak. çözüm yol- lan aramak. kararlar çıkarmak ve hepsin- den önemlisi de tüm dünyadaki resmi ve resmi olmayan. hükümet dışı örgütlerde- ki insanlan. çogunlukla kadınlan (NGO - Non Governmental Organisations) bir araya getinp birbırlerini tanımalannı, dostluklar kurmalannı sağlayarak güç birliği yaratmak. Kime karşı? Ilk yanıt, "Erkeğe karşı!" Hayır. "Ezilmişliğe, fa- kirliğe.cahilliğe karşı!" Eğerbunlannne- deni erkekler ise kuşkusuz onlara karşı. Ancak erkeklerin tek neden olmadığı, yüzyıllann birıkııniyle de\letlerin, din- lerın. baskı gruplarının neden olduğu karmaşık bir \ apıy a karşı oiduğu da açık. Konferans boyunca her yerde görülen "Eşitlik. Gelişme. Banş" sloganında "eşit- lik"le öncelıkle cınsiyete dav alı kadın-er- kek eşitliği. "gelişme'y le erkek düzeyin- de gelişme, • 4 banş"lada din, dil. ırk.cin- siyet ayınmı gözetmeksizin. son on yıl- dan beri «iderek dozu artan ulusal ve • 1945'te kurulan BM ve 1948'dekabuledilen insan Hakları Bildirgesi'nde tüm insanların cinsiyet, ırk, dil, din farkı gözetmeksizin eşit olması öngörülmesine karşın, aradan geçen uzun yıllar boyunca bu eşitsizliklerin, varlığını sürdürmesi, BM'nin konuya özel ilgi göstermesine neden oldu. • Konferansta, "eşitlik"le öncelikle cinsiyete dayalı kadın-erkek eşitliği; "gelişme"yle erkek düzeyinde gelişme; "barış"la din, dil, ırk, cinsiyet ayrımı gözetmeksizin, son on yıldır giderek artan savaşlara son vermek amaçlanıyordu". Konferansın simgesi ise, bir merkeze bağlı olarak dans eden 8 kadın figürüydü. uluslararası düzeyde süren savaşlara, hu- zursuzluğa son \ermeyi amaçlayan '•ba- nş" kastedilıyordu. Ceçmişe kısa bakış Birleşmış Milletler'in (BM) kadın ko- nusuna eğılmesinden bu yana 20 yıl geç- miş. 1945te kurulan BM ve 1948'de~ka- bul edilen İnsan Hakian Bildirgesi'nde tüm ınsanlann cinsıyet. ırk. dil. din far- kı gözetmeksizin eşıt olmasının öngö- rülmesine karşın. aradan geçen uzun y ıl- larbovımca bu eşitsızliklenn. özellikle ka- dınlar açısından önemlı boyutlarda var- lığını sürdürmesi. BM'nin konuya özel ilgi göstermesine neden olmuşrur. Kuş- kusuz BM'nin ılgisı. insan olarak bu hak- lann bilincinde olan çoğunluğu ileri ül- ke kadınlannın. konu>aı uluslararası plat- formlara getirmelerıyle başladı. BM. 1975 yılında Meksıka'nın başkenti Me- \ico kentinde toplanmıştı. Bu ilk kadın konferansında dile getırılen konular. gü- nümüzde gündeme getırilen kadın so- runlarından farklı değildi. Ancak bu kon- ferans. kadın sorunlarının uluslararası platformlarda ele alınması. kadın konu- suyla ilgılenenlenn sınırlı da olsa bir ara- ya gelerek. sorunlara çözüm aramasının başlangıcı olmasi açısından önemlidir. İlk kadın konferansınm toplanması. "Ka- dın On Yılı"nın ilan edilmesıyle ilk ürü- nünü vennıştir. BM Genel Kurulu'nun 1976- 1985 yıllarını kapsayan "Kadın On Yıir deklarasyonuyla kadınlann ge- lişmesiniamaçlayanonyıllıkçalışmalar başlamıştır. Kadın On Yılı içınde gerek uluslararası gerekse ulus düzeyinde çe- şitli platformlarda kadın konulan günde- me gelmiş. kimi ülkelerde bu çalışmalar sonucunda kadın-erkek eşitlığine giden yolda iyileştirmeleryapılmış; eğitım. üc- ret, polıtika gibı konularda olumlu adım- lar atılmıştır. BMnin 1980 yılında Da- nimarka'nın başkenti Kopenhag'da yap- tığı ikinci konferansta. Kadın On Yılı'nın ilk beş yılı değerlendinlmiş. toplantıva katılanlar "faaliyet programrnı kabul etmişlerdir. Ancak yüzyıllann birikimi olan kadının toplumdaki geleneksel ko- numunun birkaç yıllık bir çabayla çö- zümlenemeyeceğı bilindigınden. konu- nun ulusal ve uluslararası platformlarda sürekli gündemde kalmasına çalışılmış- tır. Kuşkusuz buyerlenn başında. tüm dün- yanın üyesi olduğu BM en iyi platform olduğundan. BM Genel Kurulunda ya da UNESCO. UNICEF. ILO. FAO. WH0 gibi alt örgütlerle İnsan Haklan Komis- yonu (Human Rights Commission) ve Ekonomık ve Sosyal Konsey (Economic and Social Council) gibi çeşitli komisyon- lannda konu sürekli gündemde turulmuş- tur. Kenya]nın başkenti Nairobi'deyapı- lan Üçüncü Kadın Konferansı'nda. ka- dın kuruluşlan çok daha bilinçli olarak pılan resmi toplantıydı. Bu nedenle top- lantının 5 günü zaman bakımından ıç ıçeydi. Her ıki heyetteki kışıler. gıriş kart- lan olma koşuluyla bırbirlerini izleme olanağı da buldular. En azından resmi heyetle gelen delegasyonlar. NGO Fo- rumu'nda bulunan gönüllü ya da hükü- met dışı örgütleri ziyaret edip çalışma- lannı izlediler. NCO Forumu Konferansın bırincı bölümü. gönüllü kadın kuruluşlannın 30 bini bulan kadın üyeyle katıldığı, en hareketlı. en renkli. en kalabalık. en etkin toplantı ııiteliğın- deydi. Kadın Konferansı. birbirinden 80 km uzaklıktaki iki ayrı yerde yapıldı. Rcsmı heyetlerın katıldığı toplantı. Pe- kin'de özel konferans salonlannda ve beş yıldızlı lüks otellerde: NGO'ların katıl- dığı forum toplantılan \e tüm etkınlık- leri ise, Pekin'in 80 km dışındaki Huai- rou kasabasında yapıldı Birçok bina ye- nıden düzenlendi, kıınısı yenı yapıldı. Forumun Pekin'ın içındedeğildeolduk- ça uzak bir tatil kasabasında yapılması. hazırlıkların sürerken dünya kamuoy un- da, BM'nin ilgili komitelerinde ve katı- lacak NGO'larda tepkıyle karşı lanmıştı. Kasabada oteller. okullar ve ticaret mer- program kitapçığının arka kapağında yer alaıı açıklanıada. "...Bu sekiz kadının her birinin kendi enerjisi ve dinamizmi var. Her kadın fıgürü. ortak bir merke/e bağ- II Bö> k'ce kadınlann her birinin kendi baş- larına varartıkları enerji \e dinamizm- den daha fa/Ja enerji yaratmaktalar. \mn- lem, kadınlan. kendi kadeıierini risk ala- rak yapan, faal biçinılendiriciler olarak ilan etmekte" denilıyordu Amblemin renkleri ise beyaz zemin üzerıne dans eden kırmızı kadın figürü olarak yapılmış Bu. "kutlama"anlamı- na geliyor Kuşkusuz bu renkler. kulla- nıldiğı yerın özellıklerinegöredeğıştı. Ör- neğın sıyah-bevaz ikı rengin kullanıldı- ğı yerlerde zemin sıyah. dans eden kadın fıgürleri beyaz: toplantı odalarında ya da"çadırlarda kullanılan büy ük ipek ben- zeri afışlerde ise BM'nın rengi olan açık nıavı üzenne beyaz kadın fıgürleri ola- rak yeraldı. Kadınlar tartıstı. erkekler çalıştı Forumda. katılımcılarvegörevlilerol- mak üzere ıki tür insan vardı. Delege ol- mayanların hemen tümü Çinli kadınlar ve özellikle erkeklerdı. Delegelere veri- len hızmetlenn çoğu erkekler tarafından zenlendi. Ancak şiddete. kaba kuvvete başvurulmadan. "kadıncabirolgunluk" içinde yapıldı. Bırtoplantıdanbirbaşka- sına gtderken bu gösterılere takılmamak. hatta katılmamak. fotoğraf çekmemek. de- legeler ıçin bir irade sorunu oldu diyebi- lırim Toplantı bolluğu Forumda düzenlenen 5 bın etkinliğin yansından çoğunu konferans, panel ve tar- tışmalı küçük toplantılar oluşturdu. Bu denli geniş konu çeşıdı \e çalışma düze- nıne ılk kez rastladım Forumda 9 gün bo- yunca hıç ara vermeden. sabah saat 9'da başlamak üzere iki saat aray la 6 ayn top- lantı yapıldı. Forum süresinde günde 250- 300 toplantı \ardı. Forumda ele alınan 12 temel konunun. farklı delege gruplan ta- rafından farklı verlerde yapılmasi ve ay- nı anda aynı konuyla ilgili 5-15 toplantı düzenlenmış olması. delegelerin birço- ğunun koşuştuımasına neden oldu. Ele alınan 12 konu. BM "nın resmi top- lantılannda belırledığı ve t *Eylem Pla- nı"na temel olarak aldığı ekonomı, yö- netim ve polıtika. hukuk ve insan hakla- rı, banş ve insan güvenliği. eğitim.~sağ : lık. çevre. ahlak ve din, bilım ve tekno- loji. medya. sanat ve kültür. ırk ve ernik Forum için özel olarak kurulan çadırların yağmurdan sonraki görünümü. biraraya gelmiş. kadın-erkek eşıtsizliğın- den kaynaklanan sorunlannı dile getir- mişlerdir. Konferans sonunda 2000"lı v ıl- lara kadar kadınlann durumlannın >ük- seltilmesini amaçlavan bir stratejı kabul edildi. Bu stratejilerde: ulusal. bölgesel ve uluslararası her düzeyde. BM Kadın On Yılı'ndaamaçlanan "Eşitlik, Gelişme, Banş" sloganının ışlevsellığını sağla- mak amaçlanmıştı. 4. Dünya Konferansı. Çın Halk Cum- huriyeti'nin devlet olarak Hükümet Dı- şı Örgütler (NGO) olarak ev sahiplığini üstlendiği iki bölümden oluşan uluslara- rası bir konferanstı. 31 Ağustos -15 Ey- lül 1995 tarihİerinde Pekin'de yapılan b\ı konferans, aslında farklı gruplann katıl- dığı ikı ayn konferans bıçınıındevdi. Kon- ferans, BM'nin \ew York ıle Pekin ara- sında iki yıllık yoğun çalışması sonucu gerçekleştirildı. Katılan tüm devletler. kurum ve kuruluşlar. özellikle son 6 ay- dır bu ikı merkezle sıkı ilışki içınde bu- lundular. Her kıtadan. bölgeden pek çok kadın kuruluşu. daimı düzenleme komi- tesınde yer aİdı. 25 dolavında uluslara- rası düzeyde kurum ve kuruluş, maddi yönden konferansayardımcı oldu. Kon- feransın birınci bölümü 30 ağustos - 8 ey- lül tarihlerı arasında NGO Forum (Non Govemmental Organisations Forum-Hü- kümet Dışı Örgütler Forumu) kısa adıy- laanılan toplantılar veetkinlıklerdızisıy- dı. Konferansın ikinci kısmı ise BM üye- si tüm ülke deleszasyonlannın katıldığı, 4 Eylül - 15 Eylül 1995 tarihİerinde ya- kezlcnnın de bulunduğu 19 bina, özel olarak kurulan çadırlar ve hafif malze- mevle veni yapılan yerler kapatılarak. forumun yapılacağı alan hazırlanmıştır. Çın hükümetinin bu kararı. şu voruma ne- den oldu: 30 bin kadının ver aldığı yüz- lerce gönüllü kuruluşun içınde her türlü aynmcılığa karşı olan en uç örneklerin (Çin yönetimiyle çeşitli ülke ve ulusla- rarası örgütler aleyhine olabılecek muh- temel göstenlergibı) meydana gelmesi, hem resmi heyetlenn hem de Pekın hal- kınm düzenini bozabileceğı. 9 milyonluk kentte bu tür olaylan denetlemenin zor olabileceğı düşüncesi. toplantının Huai- rou'da >apılmasına neden olmuştur. İlk bakiijta bu nedenlergeçerli görünmektey- se de organızasvonunun büyüklüğü gö- rüldükten sonra bu karann anlamı daha iyi anlaşılmıştır. 4. Dünya Kadın Konferansf ntıı 31 Ağustos-8 Eylül 1995 tarihinde Pekin'de hükümet dışı örgütlerin katılımıyla ya- pılan NGO Forumu. birçok özelliğiyle dik- kat çekiciydi. Forumun simgesi 4. Dünya Kadın Konferansı Hükümet Dışı Örgütler (NGO) toplantısına dam- gasını v uran. delegelerin boyunlarına zın- cırleasılan. kimlıklen nâe \e lıcryerde kul- lanılan güzel bir sımgesi ya da ambleıni vardı. Amblenı. 8 kadın fıgürünün bir merkeze bağlı olarak dansetmesinı gös- terivor. Forumda dagıtılan 200 savfalık yapıldı. Foruma. 184 BM üyesi ülkenin hükümet dışı örgütlerinden ya da bu ör- gütlerin çağnlısı olan, yüzde 95"ini ka- dın delegelerin oluşturduğu 30 bın kişı katıldı. Buna 3 bin dolayında medya gö- rev lisini de eklemek gerek. Çoğunluğun doğal olarak kadın olduğu foruma az sa- yıda erkek delege de katıldı. Erkek dele- gelerle katılımcıların, kadın konulanna ilgi duyan "feministerkekler" ya da ko- nuyuerkek gözüyledeğerlendırmek için geİen "antifeminist erkekler" olmaları yanında oldukça ilginç bir erkek delege grubuvardı Bunlar.tekbaşlannaoradan oraya koşuşan. ellerınde kıtap ve broşür- le meraklı delege görünümünde değil. çoğunluğu sakallı. ceketli ama kravat- sız. değişik türde örtünmüş kadın dele- gelerle birlıkte dolaşan, çoğunluğu "ko- ca" durumunda ya da kadın delegelere yardım için «elen "Müslüman erkek- İer"dı. Korsan gösteriler Foruma her ülke farklı amaçlarla ka- tılmıştı. Bu amaçlarla ilgili faalıyetlerin pek çoğu kay ıtlı. ızinli. katılma başv uru- lannda belırtılen amaçlardoğrultusunda olmakla birlıkte bir kısmı da forumun havasına göre orada oluşturuldu Örne- ğin kadınlauı ciıisel tacız. şiddet uvgu- lanıaMyla ilgili konferans ya da toplan- tılaryapıldığı sırada. savaşaleyhtan. ulus- lararası örgütler ya da nükleer deneme- lerkarşıtı küçük "korsan" gösterilerdu- gruplar başlığı altında konferans. panel \e küçük tartışmalı toplantılar biçımin- deyapıldı. Hükümet dışı kuruluşlann fo- rum gündemi. uluslararası kuruluşlar ve hükümetleree oluşturulmuştu. Gözlem- ledığım kadarıyla topiantılar üç farklı amaçlı platformlarda gerçekleştırıldi. Bırincı platform. daranlamıyla kadın haklarıydı. Bu haklar. "grassroot" olarak adlandırılan kadının yaşama hakkından başlayarak. eğitim, sağlık. çalışma. do- ğum gibi yaşamsal haklanyla ilgili top- lantılarda tartışıldı Bu platformda tartı- şılan ıkıncı önemlı konu ise. kadın hak- lannı daha ileri düzeyde ele alan. bılim- sel çalışmalarla sergıleyen. özellikle yö- netimlerde, politıkada, medyada kadın- lann yen gibi konularla cinsel eşitliğin ve özgürlüğün tartışıldığı toplantılardı. Ikıncı platformda. ülkeler kendi iç ve dış sorunlannı, foruma gönderdıkleri ka- dın örgütleri aracılığıy la düny aya duyur- maya çalıştılar. Doğu ve Güneydoğu As- ya başta olmak üzere Arap \e Afrika ül- keleıının bir kısmıy la gelışmı> ülkelerın siyası \e ekonomık etkısınde kalan Or- ta Amenka \e Pasıfık adalanndakı bir- çok küçük toplum. seslerinı yükseltti. Üçüncü platform; dünya barışı. ba- ğımsızlık. çevre. insan hakları. çocuk hakları. açlık. hatta çeşitli din \ctarikat- larla ilgili göriiş \e düşüncelerın kadın haklanyla bağdaştırılarak aktanldığı et- kınlıklcrden oluşturuldu. Yarın: Kadın hakları ANKARA NOTLARI MUSTAFA EKMEKÇt Cumhuriyet Çocuklanı Talip Apaydın anlattı olayı; o da Ruhi Su'dan dinle- miş, şöyle: Ruhi Su, yedeksubay okulundayken, kimse doğru dü- rüst Istiklal Marşı söyleyemezmış. Değişik okullardan ge- len öğrencıler, karman çorman söylerlermiş. Bir, Ruhi Su'nun sesi komutanın dıkkatını çekmış. Onu ön sıraya oturtmuş, sormuş: - Senın sesin çok farklı, neden? - Ben basbantonum! diye karşılık vermiş Ruhi Su. Komutan sınıfa buyurmuş: - Herkes basbariton söyleyecek! Talip Apaydın, Türk Eğitım Demeği'nin düzenlediğı "İs- mail Hakkı Tonguç'u Anma" topfantısında konuşurken o dönemden anılar da anlattı. Talip Apaydın, Çifteler Köy Enstitiısü'nde okumaktadır. Muzik bölümünü seçmiştir. Şöyle dıyor Talip: "... Notayıkendikendımıze oğrendikdıyebilınm. Bildi- ğımız duyduğumuz türküleri. oyun havalannı biraz uğra- şınca çalabilır duruma geldik. Hatta notaya alabılir olduk. Usta öğreticı konusunda biraz durmak istiyonım. Yal- nız müzıkte değıl; tanm, ışlik gibı öbur alanlarda da ya- rariı oldu bu adamlar. Çevrelennde saygı toplamış, ışınin ehlı usta öğreticılerKöyEnstitülerinde çalıştınldı. Herhan- gı bir öğrenimlen yoktu ama, kendi alanlannda_ usta ıdi- ler. Bizonlardan çok şeyler oğrendik. Ûrneğın Âşık Vey- sel çeşitli enstıtülerde usta öğreticılik yaptı. Biz mezun olduktan sonra Çifteler'de de çalıştı. Son sınıfa geçtığımizyaz dınlencesinde köyüme man- dolinı de götürdüm. Köylulerım, özellikle gençler çok sevdiler. Çevremi kuşattılar. Köyde değerim arttı. Gerçi softa takımından Çalgıcı mı olacak bu' diyenler olmuş. Babam da namazında niyazında bir adamdı. Bir gün: - Öyle herkesın içınde çalıp durma! dıye uyardı benı. ÖbürKöy Enstıtülen içinde, müzik eğitimi açısından çok daha şanslı olanlar vardı. Müzık oğretmenlerı, bol çalgı- lan ve öbür olanaklar ile göz dolduran sonuçlar alınmış- tı. Enstıtulerarasında ekiplergelip gitmeye başlayınca ya- kından gordük. Halk oyun gruplan, çokseslı koroları çok başanlıydı. Bızi de durmadan teşvıkediyoriardı. Buekıp- lerin bıryaran da o oldu. Çeşitli bölgelerin türkülen. oyun- ları başka bolgelere taşındı. Sıvas halaylan Antalya'da, Aydın zeybekleri Kars'ta oynanıroldu. Yerel türküleröy- le, tüm yurda yayıldı. Genel Mudür Ismail Hakkı Tonguç 'un benim okuluma, ÇiftelerKöy Enstitüsü 'ne asıl bir kıyağı oldu kı, o hiç unu- tulmaz. Biz son sınıfta iken, hatta baharaylanydı, -bizar- tıkmezun olmaya hazırianıyorduk- birikı aylığına RuhiSu 'yu gönderdi. Radyoda sesıni dinlemıştık, Hasanoğlan Koy Enstitüsü 'nde şan öğretmeni olduğunu duyuyorduk, ama kendisinı ilk kez görüyorduk. Çok etkılendık. Sesi, bılgı- sı, kişiliği, bize öğrettiği parçalar. çok hoşumuza gıtti. O söyleyince her turkü güzel oluyordu. Bizleri, müzıkte ba- şanlı öğrencıleri hemen tanıdı, aynca ilgılendi, sorulan- mızı yanıtladı. iki seslı şarkılar öğrettı Beethoven'/n 9. Senfonısı'nden 'Neşeye Şarkı' bölümunu ikı sesli olarak ılk kez o zaman oğrendik. Ders dışında akşamüstleri hep müzik çalıştık. Hızlı bir gelişme gosterdik. Benim mutla- ka yüksek kısma gelmemı istedi. - Efendım, babam çok yoksul, köyüme ögretmen olup O'na yardım edecegım, dedim. - Işte, onun için Hasanoğlana gelmelisin! dedı. Uzun uzun düşündüm bu soz üstüne ve karar verdim. Orada da üç yıl okuyup müzik oğretmenı oldum. Ruhi Su 'nun o sözü yaşam çızgımi belirledı. Başta Ismail Hakkı Tonguç, Köy Enstıtülen 'nı kurup yö- netenler, insan kişiliğinın oluşmasında, insanoğlunun ge- lişmesınde sanatın önemini iyi kavramış eğitimcilendi. Aynca köye ögretmen olacak bir kişinın başarılı olabil- mesiıçin, halk sanatlanna ilgiduyması, O'nun beğenısi- ne katılması ve onu gelıştırmesı gerekJiydı. Bu nedenle her Köy Enstitüsü öğrencısinin bir enstrümanı çalması, halk türkülerini doğru olarak söyleyebilmesi, oyunlan hak- kını vererek oynayabilmesi ve başkalanna öğretebilme- si ısteniyordu. Ulusal kimliğimizin en belirgin yaratılan olan halk sanatlanmrzın ülke çapında yaygınlık kazanma- sı, sevilmesi Köy Enstitüleh ıle başlar..." Talip Apaydın'ın, konuşması daha uzundu; Apaydın konuşmasının sonunda şöyle dedi: "Geçenlerde bırgazetede okudum, Hollandalı birba- kan, 'Türklerın sorunu eğitimsızlıkyadayanlışegıtım'de- miş. Durumumuzu bundan daha güzelhiçbir tümce özet- leyemez... Köy Enstıtülen'nin kapatılması bızi ışte bura- lara getirdi. Yurtıçmde, yurtdışında halkımız ilkel bir ya- şamı surdürüyor. Biz Köy Enstitülerinde okuma şansına erenler, bir olçüde kendımizi kurtardık. Ama ya geride ka- lan milyonlar? Onlar ne yapıyor, ne haldeler? Kim vere- cek bunun yanıtını?" Talip Apaydın. konuşmasını yaparken saynymış; kan ba- sıncı (tansıyonu) 19'muş. Bugün de Akşehır'de konuşa- cak. O, Cumhuriyetın yetiştırdiğı aydınlardan bıri. Zama- nmCumhurbaşkanı ismet Inönü, "Köy Enstitülerini Cum- hunyetin eseıieri içınde en önemlisi sayıyorum" demiş- tı. Ama, o kurumlar kapatıldı. 1946dan sonra, Hasan Ali Yücel, kurucusu ismaıl Hakkı Tonguç'la birlıkte buralar- dan yetişenlerin başlanna gelmeyen kalmadı. Saçma sa- pan ihbar mektuplan sonucu, Cumhuriyet çocukları ye- deksubay okulundan "çavuş" çıkanldılar. Çavuş çıkan- lanlar içinde "ıhbaredenler", "aksi görüşte olanlar" bıle var. üste şöyle: Mehmet Başaran, Emrullah Öztürk (öldu), Hüseyin Elmasyazar (oldü). Veli Demiröz (Koca Veli). Mehmet Toydemir, Turan Aydoğan (öldü), Mustafa Aydoğan (Köy Enstıtülen ve Çağdaş Eğitım Vakfı Genel Yazmanı), Süleyman Koyuncu, Halil Basutçu, Bekir Semerci, Mustafa Buğday (askerdeyken. mıde amelıyatında kuş- kulu bıçımde öldü), Hüsnü Yalçın, Tevfik Gültekin, Hü- seyin Yücel (Yemişçioğlu), Fahri Yücel, Kemal Gün- göı; Azmi Erdoğan, Talip Apaydın, ihsan Güvenç, Ha- lil Özcan, Nusret (?)... B U L M A C A SEDAT YAŞAYA\ SOLDAN SAĞA: 1/Bir çeşıt antibi- yotık ilaç. 2/ Bü- yük kent serseri- sı... Türlü neden- lerle başarı göste- remeyenkımse. 3/ Sevınçlı... Kızar- tılmış ekmeğı et suyuyia haşlaya- rak yapılan yemek 4/ Bitışme çızgı- si...Türkmüzığin- de bir makam. 5/ Sarma teknığiyle yapılan bir tür ış- Ieme.6/Kolundırsektenpar- maklara kadar olan bölümü... Eskı Mısır'da insanoğlunun hayati dayanağı olan üretıcı güç. 7/ Koyun ve keçıye ve- nlen ortak ad... Yenecek ka- dar olgun olmayan. 8/ Halk edebıyatında uyağa venlen ad... Patlamalı motorlarda ya- kıtı tutuşturmaya yarayan elektrıkli aygıt. 9/ iri ve yu- varlak tanelı, kabuğu koyu kırmızı bırkırazcınsı. ^TKARIDAN AŞAĞHA: 1/ Crperme... Güneydoğu Anadoluda daha çok kadınlann çeşitli yerlerineyaptırdıklan bırtürdövme. 2/Alhnkökü de denılen kusturucu kök... Yapraklann düz ve parlak bölümü. 3/Sanat kaygısı olmaksızın, bir film yada müzık yıldızının rutkunu olan kımse... Havaalanlannda bulunan ve çevrede- kı uçuşları denetlemeye yarayan sıstem. 4/ Yemek... Alay, istıhza. 5/Dav ranış. 6/Yumurtadan yeni çıkmış ve henüzayak- lanoluşınamışyavrukurbağa... Sümerler'desağlık tannçası. II Büyük delıklı kalbur... Bir peygamber. 8/ Lluslararası Tıyatro Enstitüsü'nün simgesi... Maunda denılen bırağaç. 9/ Kesıntılerden sonra kalan miktar... Buvurucu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle