Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 7 OCAK 1995 CUMARTES!
10 DİZtYAZI
Hindistan'dan gelen yardım, savaştan sonra İş Bankası'nın kuruluşunda kullanıldı
Gazi,pamya dokunmadıoksul Anadolu halkı,
dişinden tırnağından
arttırdığı hemen her
şeyinı vererek Kurtu-
luş Savaşı'nın kazanıl-
masını sağladı. Savaş
•sırasında para yardımı olarak Sovyet-
ler Birlıği'nden yaklaşık 11 milyon al-
tın ruble ıle 100 bın lira değennde kül-
.çe altın alındı. Yine Sovyetler Birlı-
| ği'nden silah ve cephane yardımı sağ-
, landı
'.' Aynca, Fransızlarla Ankara Antlaş-
) ması'nın imzalanmasından sonra,
»fFransız birliklerinin Güney Anado-
*4u'dan çekilirken bıraktıklan si-
«. Jah ve cephane ile on uçak da "as-
'•keri malzeme yardımı'* olarak
h değerlendirilmektedir.
| Birde Hint Müslümanlan.ıdan
125 bın ingiliz Lirası gelmıştir.
Dış yardımlann hepsi bu ka-
,-dardır.
I Ingıltere egemenligındeki
• Hindistan'da.Gandhi'nınbağım-
| sızlık hareketınden esinlenen,
• ancak henüz kendı bağımsızlık-
j laniçinsavaşımaatılmabılincin-
! den yoksun bulunan Müslüman-
1
lar, haiifeliğin korunması, ingil-
j tere'nin baskı altına alınması
I amacı güden kuruluşlar örgütle-
[ meye yönelmişlerdi. Bunlann
ı başlıcalan Indian Committee of
J theCaliphate ile All India Khib-
• fetCongress'tı. Ingiltere'nın bun-
Nan denetim altına alma ve yön-
lendirme çabalarını yukanda
Tşrtf
IBRETALINACAK BİR YARDIM OYKUSU
Arastırma: ALPAY KABACAU
intli Müslümanlann topladığı yardımlardan 125 bin
İngiliz Lirası Ankara'ya ulaştı. Yardım, Türkiye Büyük Millet
Meclisi Hükümeti'nin Maliye kayıtlarına geçirilip Hazine'ye
alınmadı ve Mustafa Kemal adına Osmanlı Bankasf nda
açtınlan hesapta tutuldu.Bu para savaşın en sıkışık
dönemlerinde bile kullanılmadı. Mustafa Kemal haiifeliğin
kurtanlması için gönderilen bu paranın, çok darda
kalınmadıkça. dinsel bir amaçla girişilmemiş olan ulusal
Kurtuluş Savaşf nda kullanılmasını uygun görmemişti.
Buna karşın, sözü geçen kuru-
Ingiltere'yi temsil eden
«"makanriara dilekçeler ve muh-
İıralar vererek, göstenler düzen-
Heyerek, haiifeliğin korunması is-
•Jeklerini dile getiriyorlardı.
Jiondra'ya da bir kurul gönder-
»Jnişlerdi.
j» 24 Mart 1921 günü Başbakan
."Uoyd George'la göriişen kurul.
Çbaşlıca isteklerinın tngilizlerin
Hstanbul'dan çekılmesi olduğunu
pfade etmişti.
!* Hint Müslümanlan aynca yar-
dım kampanyası açmışlar. para
•ve eş> a topluyorlardı. Yardtmlar-
,dan bır bölümü, Londra'da otu-
•ran. Ingılizlerin "mutemet"ada-
mı Emir Ali'nin de işe kanşma-
• sıyla daha once değınildiği üze-
re rahıp Robert Frov'un eline
geçtı ve işgal bölgelerinde İngi-
liz çıkarlan gözetılerekdağıtıldı.
Hindistan Hilafet Komitesi -
ndian Committee of the Calipha-
te tarafından toplanan paralar-
dan bir bölümü ise ttalya'da bu-
lunan Cami Bey (Baykurt. kısa
• süre once Içişleri Bakanı. bu o sı-
' rada Ankara hükümetınin Roma
temsilcısı) aracılığıyla Anka-
Ira'ya ulaştı Lord Kinross'a gö-
re bunun toplamı 125 bin İngiliz
;Lirası'dır (kimı kaynaklara göre
"300binTürk Lirası).
Haltîelik'içingelmişti
' Mustafa Kemal Paşa adına ge-
'.len "yardım"*, Türkiye Büyük
(Mıllet Meclisi Hükümeti'nin
: Maliye kayıtlanna geçirilıp Ha-
: zine'ye alınmadı. Mustafa Kemal adı-
;na Osmanlı Bankası'nda açtınlan he-
• sapta tutuldu ve savaşın en sıkışık dö-
• nemlerinde bile kullanılmadı.
; Ancak. "Büyük Taarruz" öncesın-
• de, bütün olanaklartükenınce. Mılli Sa-
jvunma ve Maliye bakanlannın istemi
isonucu. bu para geçici olarak Maliye
Yoksul Anadolu halkı Kurtuluş Savaşı'nı bütün zorluklan yenerek ve \annı yoğunu \ererek kazandı.
Sait Molla'nın sigorta oyunu
Sait Molla,
İlhami
Soysal'ın
anlatımıyla,
"Vurtdışında
daçeşitli
boyalara
boyanmış,
her gittiği
iilkede
olaylar
yaratıp
hapislere
düşmüşve
sonunda
sefalet içinde
ölmüştür."
İngiliz casusu Mustafa Sagir'ın
"akıbetinr gorduk.. Işgal
Istanbulu'nda Şûra-yı Devlet u>elığı.
Adlıye Musteşarhğı. Dı\an-ı Harb
(Sıkıyönetım Mahkemesi) üyelığı
vapan. bıryandan da ingılızler
hesabına çalışan. eskı
seyhülislamlardan Cemaleddin
Efendi'nın yeğeni Sait Molla'ya
gelınce..
Sait Molla. evini 2.250. eşyasını 1.200
İngiliz Lirasına sigorta ettırmıştı E\i
ve eşyası. ulusal Kurtuluş Savaşı'nm
zaferle sonuçlanmasına pek kısa bır
süre kala, 1922 Temmuzu'nda
yandı.Sait Molla ile kardeşı Mesut Be>
(eski Şûra-yı Devlet üyelenndendı).
kundakçılık suçuyla mahkemeye
venldiler Mesut Be>. yaşamboyu
kürek (ağır hapis), Sait Molla on yıl
kürek cezasına çarptınldılar. Sait
Molla. sigorta bedelını alarak
Romanya'ya kaçmavı başardı (İkdam,
4Eylül'l922).
Paranın ödenmesınde \e kaçışında.
hızmetlerinde bulunduğu Ingılizlerden
yardım görmüş olmalıydı.
"YüzeUilikler** lıstesıne alınan ve
vatandaşlıktan çıkanlan Sait Molla,
İlhamiSoysal'ın anlatımı>la (150'likler,
s. 152). "Vurtdışında daçeşitli boyalara
boyanmış, her gittiği ülkede olaylar
yaratıp hapislere düşmiiş ve sonunda
sefalet içinde ölmüştür.*'
göndenlen paranın. çok darda
kalınmadıkça. dinsel bır amaç-
la ginşılmemışolan ulusal Kur-
tuluş Savaşı'nda kullanılmasını
uygun görmemişti.
Alınacak dersler...
Bakanlığı'naaktanldı veküçük bır bö-
lümü. ordunun gereksinimı ıçin har-
candı
Zafenn kazanılmasından sonra düş-
manın yakıp yıktığı köylerin içleracı-
sı durumunu gören Mustafa Kemal.
köylülere cephe komutanliğı elıyle pa-
ra dağıtılmasını ısteyince yine bu para-
ya başvuruldu.
Çok geçmeden Maliye Bakanlığı.
paranın tümünü geri verdi ve Hint yar-
dımı yine Osmanlı Bankası'nda Mus-
tafa Kemal adına açılan hesaba yatınl-
dı.
Is. Bankası. bu para ıle kurulacaktı.
Mustafa Kemal. hiçbirzaman kişisel
harcamalan için kullanmadiğı bu para-
nın hesabına yatınlmasından dolayı za-
man zaman eleştınldi. Ancak. 1 Mart
I924"te haiifeliğin kaldınlması. duru-
ma açıklık getırmış oldu. O. daha sava-
şa ginşmeden. Anadolu'ya gittiği ilk
günlerden başlayarak artık köhnemiş
olan ve dinı siyasete alet eden halifelik
kurumunun, düşmanlarla işbirlıği ya-
pan halifenin varlığına son vermeyı dü-
şünmüştü Haiifeliğin kurtanlması için
"Yardım paralan** konusu
açılınca. Kurtuluş Savaşımızın
kımı sayfalannı da açmak zo-
runluluğu doğdu Gorüldü ki.
***>ardım; hangi amaçla kimler
tarafından toplandı, kimlerin
eüne geçti nerelerde kullanıldı.
amacına ulaştı mı"gıbı sorulann
yanıtlan. büyük önem taşımak-
tadır.
Bunlann yanıtlan araştınldı-
ğında. -Mustafa Kemal'in deyı-
şıyle- "gelecek kuşaklann ders
almasını ve uyanmasını sağlaya-
cak nitclikte" belgelerle karşıla-
şılmaktadır.
Günümüzde "Bosna Müslümanları-
na yardım" adı altında toplanan ve
azımsanamayacak rakamlara ulaşan
paraların da aynı sorular çerçevesinde
araştınlması gerekır.
Ortaya yenı "'ibret** belgeleri
çıkacağından hiç kuşkumuz olmasın1
Btrrl
Gülersoy ve Turîng'in eserlerine saygı
• CL.KÜ ALT1NOLUK
• YTÜ Mimarlık Fakültesi Öğretım Cyesı
İYıLMAZKUYUMCL
; MimaHar Odası Istanbııl Büyükkent Şııbesi Yöne-
• lim Kurulu L'vesi
; "%
lnsan" tanımlamalanndan birisi de; "sanat
• yapıtı üretebilen bir yaratık** olmasıdır Konuya
,' bu noktadan bakınca, sanata ve sanatçıya. top-
• lumsal ışlevler pıramıdınin en üst katmanlarında
\ yer vermeklığimız kaçınılmaz bir zorunluluktur.
. O halde, toplumda böylesıne saygın, kışıvı ve
[toplumu böylesine yüceltıcı bır yerı olan sanat
: yapıtlanna ne kadar önem verilse. ne kadar saygı
gösterilse azdır.
Sanat yapıtlanna toplumu etkileyici ve sonun-
da daonlan eğitici, onlan yüceltıci biranlam ka-
zandırmanın en etkin yolu ise. onlan "yaşayan bi-
rer varük" konumuna getırebilmektir
Harap durmasına ya da en çok, onanlıp boş tu-
tulmasına veya sıradan herhangi bır fonksiyon ve-
rilmesine alışılmış eskı bınalann çay ve pasta sa-
lonu (Malta, Çadır, San Köşkler) kokteyl ve re-
sepsiyon mahalli, müzik sarayı (Beyaz Köşk),
konferans ve merasim sarayı (Hidıv Kasn) gibı
birbirinden değerli ve değişik kültür ve tunzm
amaçlı kullanımlar Türkiye'de çığır açan ulusla-
rarası nıtelikte özgün örnekleri oluşturmaktadır.
•Devletin, en başından itibaren herkesin kültüre sahip çıkmasını ve
desteklemesini, dört gözle bekliyoruz. Kültür, sanat, sosyal değerbilirlik
yaklaşımlan devletin bütününde bir esas yapıyı oluşturmalıdır.
"Kadirbilirlik", toplumumuzun bugün geldiği noktada, bu eserlerin
değerlerini de aşan bir önem kazanmaktadır.
Tarihi binalarda. ımparatorluğun yıkılış ve cum-
hunyetın kuruluşunun ılk yıllannda o yoksulluk
dönemlennın bir ahşkanlığı ve zorunluluğu ola-
rak, sadece okul ve hastanegıbı kullanımlan gör-
meye alt>ik toplumumuz ıçın bu fonksıyonlarçağ-
daş bir dönemin simgeleridirler.
Bu dönemi sürdürmek Avrupa Topluluğu'nun
ıçınde var olmak, çağdaş olmak. medenı olmak
demektir. Sonlandırmak ise bu güne ve gelecek
kuşaklara kıymak anlamına gelır
tleriyı göremeyen. ulusal mırasımıza sahıp çı-
karriavan başkan örneklen gıbı zamanında bütün
bunlan değerlendırememek. örneğın -bu çağda
bile- surlann vıkılabilmesini söylemek sonucunu
getirir
Istanbul. dünyada kişi başına düşen yeşil ala-
nın hızla azaldığı tek şehir-1985"te kişi başına 5.7
m2 iken 1994"te kışı başına 1 2 m2- dünvada nü-
fusunun yüzde 65'inin kaçak olarak banndığı tek
şehir olmaktır sonuç
Dıgeryandan, Avrupa ödüllen \e cıltler dolu-
su Avrupa övgülen almış bır kurum ve onun;
1960'lardan sonra makaleler, kitaplar yazarak,
konuşmalar yaparak, özgün üriinlen bir bir orta-
ya koyarak bu dünyadakı en önemli ve hiçbir za-
man silinemeyecek ızlen bırakan uluslararası öne-
me sahip Başkanı Çelık Gülersoy, içinde bulunu-
lan bu duyarsızlık ortamı senin önemini ve sana
ihtiyacımızı büsbütün arttınyor.
De\letın. en başından itibaren herkesin kültü-
re sahıp çıkmasını ıstemesı ve desteklemesini,
dört gözle bekliyoruz Kültür, sanat, sosyal değer-
bilirlik yaklaşımlan devletin bütününde bir esas
yapıvı oluşturmalıdır.
'•Kadirbilirlik''. toplumumuzun bugün geldiği
noktada, bu eserlerin değerlerini de aşan bır önem
kazanmaktadır. Kültür Bakanlığı "nm çağnsı üze-
rine ılgili tüm kuruluşlann bir araya gelerek, İs-
tanbul'un hıç olmazsa bir semtınin -Süleymani-
ye'nin- kurtanlması için neler yapılabileceğini
tartıştığı bir dönemde: atılacak ilk somut adım,
şimdiye kadar bu konuda düşünce ve uygulama-
lar üretenlere sahıp çıkılmasıdır
Mimarlar Odası Istanbul Büyükkent Şubesı
Yönetim Kurulu'nun bu konudakı bıldirisi duru-
ma bütünüyle açıklık getırmektedir:
"Turing'in işlettiği ve Çelik Gülersoy *un İstan-
bul'a kazandırdığı tarihi köşk ve kasırlar duyar-
sız ellere teslim edilemez.
Yıllarsürenemekyoğunluğu vederin bir" Istan-
bul sevgısıyle' kent külrürüne armağan edilen bu
tesislerin yaraOcılarından geri alınması, 'vefasız-
lığın ve sevgisizlığın'tarih önündeaffedilemeye-
cek davranışı olacaktır.
Sözteşme siiresi bittiği gerekçesiy le'sev da11 dost-
lanndan'kopanlmak istenen tarihi köşk ve kasır-
lann gerçek sahipleri ise artık Istanbul halkı ve
kentin uygarlığına katkıda bulunan kültür or-
tamını yaşatanlardır. Topluma mal olmuş böyiesi
bir kullanıma son verecek her türlü davranışın
hesabını ise hiçbir yönetici ve yetkili kurum
veremeyecektir.
İstanbul'un kültür ve tarih değerlerinin korun-
masını uygar olmanın ön koşulu sayan bir meslek
kunıluşu olarak, asli gorev iolmadığı halde bu yön-
deki özverili çabalanyla kentin yüzünü ağartan
Turing kurumuna ve değerli yöneticisi Çelik
Gülersoy*a saygı duy ulmasını talep ediyor. bu say-
gının somut karşılığı olarak da aynı çabaların
yarattığı tarihi köşk ve kasıriann yine aynı 'emın
ellerde' kaJması için her türlü girişimde
bulunacağımızı kamuoyuna duyuruyoruz."
KARTAL 1. Sl LH HUKUK
HÂKtiVILİĞlNDEN
1994/887 Esas
Sıvas, Güriin, Fettahağa Mah., Cilf: 003/03. Sayfa; 40. Kü-
tük: 146'da nüfusa kayıtlı bulunan Mehmet Hulusı ıle Na-
ime'den olma 1927 doğumlu Turiye Demirsoy'un MK'nin
369. maddesı gereğince hacır altına alındığı ve kendisine;
Yukanda aynı yer nüfusuna kayıtlı bulunan Hasan Basn
ile Tu nye'den olma 1956 doğumlu ve halen Toros Caddesi
No: 16/4 Mal tepe'de ıkamet eden mahcurun oğlu Hacı Meh-
met Demirsoy'un vasi olarak tayin edıldıği ılan olunur.
23.12.1994
Basın: 908
KARTAL 4. ASLÎYE HUKUK
HÂKİMLtĞtNDEN
1994306
Davacı Bayındırlık ve l^ân Bakanlığı vekılı \\ Gülgün Apak
urat'ından davalı A\ni Akşıı aleyhıne ıkame olunan tapu ıptalı ve
tes cıl davaMnın mahkememızde yapılan acık yargılaması
sırasınıia.Davalı Avnı Ak^ıt'e Gumüşpınar Mahallesı Muhtarlığı
Soganlık adre&ınde da\j dılckçcM ıle duruşma gun ve saalının
teblığ edileme mı^ olması nedenıvle adresı meçhul kaldığından
dunışma gunü olan 8 3 1995 günu,' saat 09.30"da HUMK'nın 213
ve 377"ncı maddelerı uvarınca mahkemede hazır bulunması.
bulunmadığı takdırde yoklu ğunda tahkıkat ve yargılama
yapılacağı ve huküm verileceğı hususu da\a dilekçesı ıle duruima
gün ve saatmın teblıgı verıne kaım olmak uzere ılanen teblığ
olunur 23 12.1994 ' Basın: 91 1
KARTAL 4. ASLÎYE HUKUK
HÂKÎMLİĞt'NDEN
1994/308
Davatı Bayındırlık ve Iskân Bakanlığı vekıli Av. Gülgûn Apak
tarafından davalı Avnı Akşıt aleyhine ıkame olunan tapu iptali ve
les cıl davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sırasın-
da Davalı Avnı Akşıt'e Gümüşpınar Mahallesı Muhtarlığı Soğan-
lık adresınde dava dilekçesı ıle duruşma gün ve saatinın teblığ edi-
leme mış olması nedenıvle adresı meçhul kaldığından duruşnıa eü-
nü olan 8 3.1995 günü.saal 09 30'da HUMKnın 213 ve 377-
ncı
maddelerı uyarınca mahkemede ha/ır bulunması, bulunmadığı tak-
dırde yoklu gunda tahkıkat ve yargılama yapılacagı ve hüküm veri-
leceğı hususu dava dilekçesı ıle duruşma gün ve saatinın teblığı ye-
rine kaım olmak ûzere ılanen teblığ olunur 23.12 1994
Basın 910
POLITtKA VE ÖTESİ
MEHMED KEMAL
Van'a Bir Uçak Düştü
Kâğıda ne vakit zam gelse yüreğim "az" eder. Çünkü
bu zam, erinde gecınde çalışanın sırtına bıner. Işçi ne za-
man maaşına bir kırıntı isteyecek olsa, yetkili, "Görme-
din mi kardeşım, bak, kâğıda bindirdiler, duymadın mı!"
der. İşçinin ıstediği zam yatar.
Meşhur meseldir:
"Benim anam" demiş, "seninkini genelevde görmüş."
"Senin ananın orda ne ışi varmış?"
Çingenenin kabadayısı durduk yerde övünüyor.
"Secaat arzederken merd-i kıpti sirkatın söyler."
Ya kıptının merdi degıl de sıradan bir kıpti ise o zaman
susup duracaktır. Etlıye sütlüye karışmayacaktır. Dınci
partınin mebuslarından biri kürsüye çıkıyor, Islamdaki uy-
gulamalara dilini doluyor, veryansın ediyor. Arap prens-
leri şöyle hovardalık ediyor, böyle hovardalık ediyor; şöy-
le kumar oynuyorlar, böyle kumar oynuyorlar. Fuhşun dik
âlâsı var. Soruyorlar:
"Senin ne işin var orda?" . •
"Turist olarak önünden geçtik."
Turistlik üstüne şamata kopuyor.
Seçimlerin '95 ortasına doğru yapılacagı belli. Demi-
rel'ın yetki istemesınden belli, milletvekıllerinın oradan
oraya geçmesinden belli. Daha birçok belırti var, ama bu
ıkisi yeterlı.. Kimisi de "Gidip de gelmemek var/Gelip de
görmemek var" diye kara yaslara bürünüyor. Hele me-
busluğu profesyonel bır meslek haline dönüştürenler var
kı onlar en çok kıvrananlar arasında...
Mebusluk sisler arasında görunür, bır depreme, bir or-
man yangınına benzer; Cevat Çapan'nın şu şıirine ben-
zer, aslının tıpkısı:
Sislenn içinde
Ağır ağır ovaya ıntyoruz dağdan
Burası Van diyor babam
Bir salla Ahdamar'a geçiyoruz
Sonra bir âşık çıkıyor sulardan
Sazını kurutuyor okşayan ellerıyle
Ve uzaktaki ovayı kaplayan
Bir sis yükseliyor
Indığımiz dağlara
1965'lerdeydi, Ismet Paşa'yla Van'a gitmiştik. Ismet
Paşa başbakandı. Birkaç ay sonra düşüreceklerdi. Ama
daha başbakandı. Van-Tatvan arasında ışleyecek olan
ferıbotun açılış törenine gidiyorduk. Iran Şahı daha dev-
rilmemıştı. Devrileceğıni bilmiyordu. Ismet Paşa da Şah
da kuzu kuzu gıdecekti. Bir Iranlı gazeteci anlatiyordu:
"Şımdi sızın ülkenız için de bizım ülkemiz için de (halı
dokunur gıbi) birer şah dokunuyor, adı ne olursa olsun,
yaban ellerde dokunuyor, yaban tezgâhlarda..."
Şah gittı, Humeyni geldı.
Bır düz ovadır Van... Uçaklar bir yerınden girip öte ye-
rinden çıkarlar. Mavı bır ovadır Van..
Daha nedir Van?
Bundan otuz yıl önce Ismet Paşa bir uçak dolusu ga-
zetecıyle Van'a gitti; törende, ben, Fikret Otyam,
Hüseyin Ezer de vardı. Gece üçümüz bır odada kaldık.
Içımizden bıri yellendi. Ama kim? Üçümüz de birbırımizin'
üstüne attık. Bu kımin ettiğı belli olmayan yellenme, otuz
yıl her karşılaşmada anlatılır. Hüseyin Ezer öldü, Fikret Ot-
yam Gazipaşa'da, ben Istanbul'dayım. Öyküyü anlatınz,
anlatıriar.. J
^ nm
,, .^ U - A
Van a bır uçak duştu. - . , .
BULMACA
1 2 3 4 5
SOLDAN SAĞA:
1/ Suyla kanşabilen pig-
mentlerle yapılan resım.
2/ Bölmeli göçebe ça-
dırı... Erkek kümes
hayvanlarının en ıri ve
yaşlı olanı. 3/ GogoPün
tanınmış bır tıyatro ya-
pıtı.. Küçük erkek kar-
deş. 4/ Bılgısız. kültür-
süz kimse.. lyilik, ih-
san. 5/ Tahta sopalarla
oynanan bir İngiliz spo-
ru 6/ Çağrı kâğıdı. da-
vetıye.. Bestelenmiş
her tür şiıre Batı'da venlen ad. II
Önü ve arkası tek parça, kolsuz ve
yakasız yelek... Bir elektrik devre-
sındeki akımı, başka bir devreden
geçen akımdakı değışıklikler ara-
cılığıyla denetleyen avgıt 8/Akıt-
ma. dökme. 9/ Maden yeri.
V UKAR1DAN AŞAĞIYA:
1/ Geometrik cisımlerin nitel özel
lıklerini ve bağıl konumlarını. bı
çım ve büyüklüklerınden ayn ola
rak alıp inceleyen geometrı dalı.
2/ Boyutlar... Derinın ya da dokulann içinde oluşan sıvı dolu
kesecık. 3/ Ticaret eşyası... Manisa'nın bır ılçesi. 4/ Üç ya da
daha çok sayıda halat telinden elle örülerek yapılan kısa ip. Sl
Sıcafia ve soğuğa karşı dayanıklılığı kükürtle arttınlmış ka-
uçuk... Yiğıt. 6/ Radyumun sımgesı... Kuduz. II Şık, lüks ve
göstenşlı giyım tarzı... Birleşık bir şeyı oluşturan yalınç şeyler-
den her bın. &/ Anason esansının katı ve baskın bileşenı. 9/ Al-
kolsüz ıçki, meşrubat... Alevi-Bektaşı ozanlannın tarikatlanyla
ılgili şıirlerine venlen ad.
•Fr.nın.İtal nın.İsp.nınvePort.'nınkonuşulduğu
ülkelerdeki firmalarla tercihan kendi dıllerinde, hiç
olmazsa Fr. yazışma yapmak çok önemhdir. Fr.. Ing..
İtal. ve İsp. bilen çok deneyimli. çok titiz ve çok iyi
referanslı bir müteram, teamsel, teknik ve hukuki
çev ırilerinizı faks ile v apar
Tel. - Faks: (0216) 366 83 43 - Istanbul
ILAN
T.C.
ERZİNCAN 2. ASLtYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
EsasNo: 1994/146
Davacı K H. tarafından davalılar Nüfus Müdürlüğü ve
Imam Efe aleyhıne mahkememıze açılan mükerrer nüfus
kaydının iptali da vasında verilen ara karan gereğince;
Erzincan Merkez Keklik Kayası Köyü C: 127/02, S: 25,
Kütük- 83'te nüfusa kayıtlı Müslüm ve Resmi Gülden olma
3.2 1956 doğum lu davalı Imam Efe 20.4.1984 tarihinde Er-
zincan Nüfus Müdürlüğü' ne bıldirimde bulunarak 4.6 1981
doğumlu oğlu Orhan Çağlar Efe'yi tescıl ettırmiş, yine
10.9.1987 tarihinde ise aynı isimli fakat 18.7.1981 doğumlu
çocuğunu tescıl ettirmiş olup aynı isimli fakat farklı doğum
tanhli bu çocuklann aynı kişi olduklan, mükerrer olarak tes-
cil edil diklerı anlaşıldığından 1587 sayılı Nüfus Kanunu'na
ve yönetmeliği nin 105. maddesi gereğince mükerrer kayıt
iptali davası açılmış, davalı Imam Efe'nin açık adresı tespit
edilemediğınden duruşma gü nü ve dava dilekçesinın tebliği
mümkün olmamıştır. < »
İşbu ılanı gazetede okuyanlar ve davalı Imam Efe'yi tanı-
yan, bilen var ise resmi bir vesika veya vekil ile kendisini
temsil ettirmesi veya duruşmanın atılı bulunduğu 14.2.1995
tarihinde saat 09.00'da mah kememiz duruşma salonunda ha-
zır bulunması. bulunmadığı takdır de dava dilekçesinin ve
duruşma gününün kendisine tebliğ edılmiş sayılacağı ve da-
vanın yokluğunda karara bağlanacagı ilanen tebliğ olunur.
Basın: 898