04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 7 OCAK 1995 CUMARTES! 10 DİZtYAZI Hindistan'dan gelen yardım, savaştan sonra İş Bankası'nın kuruluşunda kullanıldı Gazi,pamya dokunmadıoksul Anadolu halkı, dişinden tırnağından arttırdığı hemen her şeyinı vererek Kurtu- luş Savaşı'nın kazanıl- masını sağladı. Savaş •sırasında para yardımı olarak Sovyet- ler Birlıği'nden yaklaşık 11 milyon al- tın ruble ıle 100 bın lira değennde kül- .çe altın alındı. Yine Sovyetler Birlı- | ği'nden silah ve cephane yardımı sağ- , landı '.' Aynca, Fransızlarla Ankara Antlaş- ) ması'nın imzalanmasından sonra, »fFransız birliklerinin Güney Anado- *4u'dan çekilirken bıraktıklan si- «. Jah ve cephane ile on uçak da "as- '•keri malzeme yardımı'* olarak h değerlendirilmektedir. | Birde Hint Müslümanlan.ıdan 125 bın ingiliz Lirası gelmıştir. Dış yardımlann hepsi bu ka- ,-dardır. I Ingıltere egemenligındeki • Hindistan'da.Gandhi'nınbağım- | sızlık hareketınden esinlenen, • ancak henüz kendı bağımsızlık- j laniçinsavaşımaatılmabılincin- ! den yoksun bulunan Müslüman- 1 lar, haiifeliğin korunması, ingil- j tere'nin baskı altına alınması I amacı güden kuruluşlar örgütle- [ meye yönelmişlerdi. Bunlann ı başlıcalan Indian Committee of J theCaliphate ile All India Khib- • fetCongress'tı. Ingiltere'nın bun- Nan denetim altına alma ve yön- lendirme çabalarını yukanda Tşrtf IBRETALINACAK BİR YARDIM OYKUSU Arastırma: ALPAY KABACAU intli Müslümanlann topladığı yardımlardan 125 bin İngiliz Lirası Ankara'ya ulaştı. Yardım, Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti'nin Maliye kayıtlarına geçirilip Hazine'ye alınmadı ve Mustafa Kemal adına Osmanlı Bankasf nda açtınlan hesapta tutuldu.Bu para savaşın en sıkışık dönemlerinde bile kullanılmadı. Mustafa Kemal haiifeliğin kurtanlması için gönderilen bu paranın, çok darda kalınmadıkça. dinsel bir amaçla girişilmemiş olan ulusal Kurtuluş Savaşf nda kullanılmasını uygun görmemişti. Buna karşın, sözü geçen kuru- Ingiltere'yi temsil eden «"makanriara dilekçeler ve muh- İıralar vererek, göstenler düzen- Heyerek, haiifeliğin korunması is- •Jeklerini dile getiriyorlardı. Jiondra'ya da bir kurul gönder- »Jnişlerdi. j» 24 Mart 1921 günü Başbakan ."Uoyd George'la göriişen kurul. Çbaşlıca isteklerinın tngilizlerin Hstanbul'dan çekılmesi olduğunu pfade etmişti. !* Hint Müslümanlan aynca yar- dım kampanyası açmışlar. para •ve eş> a topluyorlardı. Yardtmlar- ,dan bır bölümü, Londra'da otu- •ran. Ingılizlerin "mutemet"ada- mı Emir Ali'nin de işe kanşma- • sıyla daha once değınildiği üze- re rahıp Robert Frov'un eline geçtı ve işgal bölgelerinde İngi- liz çıkarlan gözetılerekdağıtıldı. Hindistan Hilafet Komitesi - ndian Committee of the Calipha- te tarafından toplanan paralar- dan bir bölümü ise ttalya'da bu- lunan Cami Bey (Baykurt. kısa • süre once Içişleri Bakanı. bu o sı- ' rada Ankara hükümetınin Roma temsilcısı) aracılığıyla Anka- Ira'ya ulaştı Lord Kinross'a gö- re bunun toplamı 125 bin İngiliz ;Lirası'dır (kimı kaynaklara göre "300binTürk Lirası). Haltîelik'içingelmişti ' Mustafa Kemal Paşa adına ge- '.len "yardım"*, Türkiye Büyük (Mıllet Meclisi Hükümeti'nin : Maliye kayıtlanna geçirilıp Ha- : zine'ye alınmadı. Mustafa Kemal adı- ;na Osmanlı Bankası'nda açtınlan he- • sapta tutuldu ve savaşın en sıkışık dö- • nemlerinde bile kullanılmadı. ; Ancak. "Büyük Taarruz" öncesın- • de, bütün olanaklartükenınce. Mılli Sa- jvunma ve Maliye bakanlannın istemi isonucu. bu para geçici olarak Maliye Yoksul Anadolu halkı Kurtuluş Savaşı'nı bütün zorluklan yenerek ve \annı yoğunu \ererek kazandı. Sait Molla'nın sigorta oyunu Sait Molla, İlhami Soysal'ın anlatımıyla, "Vurtdışında daçeşitli boyalara boyanmış, her gittiği iilkede olaylar yaratıp hapislere düşmüşve sonunda sefalet içinde ölmüştür." İngiliz casusu Mustafa Sagir'ın "akıbetinr gorduk.. Işgal Istanbulu'nda Şûra-yı Devlet u>elığı. Adlıye Musteşarhğı. Dı\an-ı Harb (Sıkıyönetım Mahkemesi) üyelığı vapan. bıryandan da ingılızler hesabına çalışan. eskı seyhülislamlardan Cemaleddin Efendi'nın yeğeni Sait Molla'ya gelınce.. Sait Molla. evini 2.250. eşyasını 1.200 İngiliz Lirasına sigorta ettırmıştı E\i ve eşyası. ulusal Kurtuluş Savaşı'nm zaferle sonuçlanmasına pek kısa bır süre kala, 1922 Temmuzu'nda yandı.Sait Molla ile kardeşı Mesut Be> (eski Şûra-yı Devlet üyelenndendı). kundakçılık suçuyla mahkemeye venldiler Mesut Be>. yaşamboyu kürek (ağır hapis), Sait Molla on yıl kürek cezasına çarptınldılar. Sait Molla. sigorta bedelını alarak Romanya'ya kaçmavı başardı (İkdam, 4Eylül'l922). Paranın ödenmesınde \e kaçışında. hızmetlerinde bulunduğu Ingılizlerden yardım görmüş olmalıydı. "YüzeUilikler** lıstesıne alınan ve vatandaşlıktan çıkanlan Sait Molla, İlhamiSoysal'ın anlatımı>la (150'likler, s. 152). "Vurtdışında daçeşitli boyalara boyanmış, her gittiği ülkede olaylar yaratıp hapislere düşmiiş ve sonunda sefalet içinde ölmüştür.*' göndenlen paranın. çok darda kalınmadıkça. dinsel bır amaç- la ginşılmemışolan ulusal Kur- tuluş Savaşı'nda kullanılmasını uygun görmemişti. Alınacak dersler... Bakanlığı'naaktanldı veküçük bır bö- lümü. ordunun gereksinimı ıçin har- candı Zafenn kazanılmasından sonra düş- manın yakıp yıktığı köylerin içleracı- sı durumunu gören Mustafa Kemal. köylülere cephe komutanliğı elıyle pa- ra dağıtılmasını ısteyince yine bu para- ya başvuruldu. Çok geçmeden Maliye Bakanlığı. paranın tümünü geri verdi ve Hint yar- dımı yine Osmanlı Bankası'nda Mus- tafa Kemal adına açılan hesaba yatınl- dı. Is. Bankası. bu para ıle kurulacaktı. Mustafa Kemal. hiçbirzaman kişisel harcamalan için kullanmadiğı bu para- nın hesabına yatınlmasından dolayı za- man zaman eleştınldi. Ancak. 1 Mart I924"te haiifeliğin kaldınlması. duru- ma açıklık getırmış oldu. O. daha sava- şa ginşmeden. Anadolu'ya gittiği ilk günlerden başlayarak artık köhnemiş olan ve dinı siyasete alet eden halifelik kurumunun, düşmanlarla işbirlıği ya- pan halifenin varlığına son vermeyı dü- şünmüştü Haiifeliğin kurtanlması için "Yardım paralan** konusu açılınca. Kurtuluş Savaşımızın kımı sayfalannı da açmak zo- runluluğu doğdu Gorüldü ki. ***>ardım; hangi amaçla kimler tarafından toplandı, kimlerin eüne geçti nerelerde kullanıldı. amacına ulaştı mı"gıbı sorulann yanıtlan. büyük önem taşımak- tadır. Bunlann yanıtlan araştınldı- ğında. -Mustafa Kemal'in deyı- şıyle- "gelecek kuşaklann ders almasını ve uyanmasını sağlaya- cak nitclikte" belgelerle karşıla- şılmaktadır. Günümüzde "Bosna Müslümanları- na yardım" adı altında toplanan ve azımsanamayacak rakamlara ulaşan paraların da aynı sorular çerçevesinde araştınlması gerekır. Ortaya yenı "'ibret** belgeleri çıkacağından hiç kuşkumuz olmasın1 Btrrl Gülersoy ve Turîng'in eserlerine saygı • CL.KÜ ALT1NOLUK • YTÜ Mimarlık Fakültesi Öğretım Cyesı İYıLMAZKUYUMCL ; MimaHar Odası Istanbııl Büyükkent Şııbesi Yöne- • lim Kurulu L'vesi ; "% lnsan" tanımlamalanndan birisi de; "sanat • yapıtı üretebilen bir yaratık** olmasıdır Konuya ,' bu noktadan bakınca, sanata ve sanatçıya. top- • lumsal ışlevler pıramıdınin en üst katmanlarında \ yer vermeklığimız kaçınılmaz bir zorunluluktur. . O halde, toplumda böylesıne saygın, kışıvı ve [toplumu böylesine yüceltıcı bır yerı olan sanat : yapıtlanna ne kadar önem verilse. ne kadar saygı gösterilse azdır. Sanat yapıtlanna toplumu etkileyici ve sonun- da daonlan eğitici, onlan yüceltıci biranlam ka- zandırmanın en etkin yolu ise. onlan "yaşayan bi- rer varük" konumuna getırebilmektir Harap durmasına ya da en çok, onanlıp boş tu- tulmasına veya sıradan herhangi bır fonksiyon ve- rilmesine alışılmış eskı bınalann çay ve pasta sa- lonu (Malta, Çadır, San Köşkler) kokteyl ve re- sepsiyon mahalli, müzik sarayı (Beyaz Köşk), konferans ve merasim sarayı (Hidıv Kasn) gibı birbirinden değerli ve değişik kültür ve tunzm amaçlı kullanımlar Türkiye'de çığır açan ulusla- rarası nıtelikte özgün örnekleri oluşturmaktadır. •Devletin, en başından itibaren herkesin kültüre sahip çıkmasını ve desteklemesini, dört gözle bekliyoruz. Kültür, sanat, sosyal değerbilirlik yaklaşımlan devletin bütününde bir esas yapıyı oluşturmalıdır. "Kadirbilirlik", toplumumuzun bugün geldiği noktada, bu eserlerin değerlerini de aşan bir önem kazanmaktadır. Tarihi binalarda. ımparatorluğun yıkılış ve cum- hunyetın kuruluşunun ılk yıllannda o yoksulluk dönemlennın bir ahşkanlığı ve zorunluluğu ola- rak, sadece okul ve hastanegıbı kullanımlan gör- meye alt>ik toplumumuz ıçın bu fonksıyonlarçağ- daş bir dönemin simgeleridirler. Bu dönemi sürdürmek Avrupa Topluluğu'nun ıçınde var olmak, çağdaş olmak. medenı olmak demektir. Sonlandırmak ise bu güne ve gelecek kuşaklara kıymak anlamına gelır tleriyı göremeyen. ulusal mırasımıza sahıp çı- karriavan başkan örneklen gıbı zamanında bütün bunlan değerlendırememek. örneğın -bu çağda bile- surlann vıkılabilmesini söylemek sonucunu getirir Istanbul. dünyada kişi başına düşen yeşil ala- nın hızla azaldığı tek şehir-1985"te kişi başına 5.7 m2 iken 1994"te kışı başına 1 2 m2- dünvada nü- fusunun yüzde 65'inin kaçak olarak banndığı tek şehir olmaktır sonuç Dıgeryandan, Avrupa ödüllen \e cıltler dolu- su Avrupa övgülen almış bır kurum ve onun; 1960'lardan sonra makaleler, kitaplar yazarak, konuşmalar yaparak, özgün üriinlen bir bir orta- ya koyarak bu dünyadakı en önemli ve hiçbir za- man silinemeyecek ızlen bırakan uluslararası öne- me sahip Başkanı Çelık Gülersoy, içinde bulunu- lan bu duyarsızlık ortamı senin önemini ve sana ihtiyacımızı büsbütün arttınyor. De\letın. en başından itibaren herkesin kültü- re sahıp çıkmasını ıstemesı ve desteklemesini, dört gözle bekliyoruz Kültür, sanat, sosyal değer- bilirlik yaklaşımlan devletin bütününde bir esas yapıvı oluşturmalıdır. '•Kadirbilirlik''. toplumumuzun bugün geldiği noktada, bu eserlerin değerlerini de aşan bır önem kazanmaktadır. Kültür Bakanlığı "nm çağnsı üze- rine ılgili tüm kuruluşlann bir araya gelerek, İs- tanbul'un hıç olmazsa bir semtınin -Süleymani- ye'nin- kurtanlması için neler yapılabileceğini tartıştığı bir dönemde: atılacak ilk somut adım, şimdiye kadar bu konuda düşünce ve uygulama- lar üretenlere sahıp çıkılmasıdır Mimarlar Odası Istanbul Büyükkent Şubesı Yönetim Kurulu'nun bu konudakı bıldirisi duru- ma bütünüyle açıklık getırmektedir: "Turing'in işlettiği ve Çelik Gülersoy *un İstan- bul'a kazandırdığı tarihi köşk ve kasırlar duyar- sız ellere teslim edilemez. Yıllarsürenemekyoğunluğu vederin bir" Istan- bul sevgısıyle' kent külrürüne armağan edilen bu tesislerin yaraOcılarından geri alınması, 'vefasız- lığın ve sevgisizlığın'tarih önündeaffedilemeye- cek davranışı olacaktır. Sözteşme siiresi bittiği gerekçesiy le'sev da11 dost- lanndan'kopanlmak istenen tarihi köşk ve kasır- lann gerçek sahipleri ise artık Istanbul halkı ve kentin uygarlığına katkıda bulunan kültür or- tamını yaşatanlardır. Topluma mal olmuş böyiesi bir kullanıma son verecek her türlü davranışın hesabını ise hiçbir yönetici ve yetkili kurum veremeyecektir. İstanbul'un kültür ve tarih değerlerinin korun- masını uygar olmanın ön koşulu sayan bir meslek kunıluşu olarak, asli gorev iolmadığı halde bu yön- deki özverili çabalanyla kentin yüzünü ağartan Turing kurumuna ve değerli yöneticisi Çelik Gülersoy*a saygı duy ulmasını talep ediyor. bu say- gının somut karşılığı olarak da aynı çabaların yarattığı tarihi köşk ve kasıriann yine aynı 'emın ellerde' kaJması için her türlü girişimde bulunacağımızı kamuoyuna duyuruyoruz." KARTAL 1. Sl LH HUKUK HÂKtiVILİĞlNDEN 1994/887 Esas Sıvas, Güriin, Fettahağa Mah., Cilf: 003/03. Sayfa; 40. Kü- tük: 146'da nüfusa kayıtlı bulunan Mehmet Hulusı ıle Na- ime'den olma 1927 doğumlu Turiye Demirsoy'un MK'nin 369. maddesı gereğince hacır altına alındığı ve kendisine; Yukanda aynı yer nüfusuna kayıtlı bulunan Hasan Basn ile Tu nye'den olma 1956 doğumlu ve halen Toros Caddesi No: 16/4 Mal tepe'de ıkamet eden mahcurun oğlu Hacı Meh- met Demirsoy'un vasi olarak tayin edıldıği ılan olunur. 23.12.1994 Basın: 908 KARTAL 4. ASLÎYE HUKUK HÂKİMLtĞtNDEN 1994306 Davacı Bayındırlık ve l^ân Bakanlığı vekılı \\ Gülgün Apak urat'ından davalı A\ni Akşıı aleyhıne ıkame olunan tapu ıptalı ve tes cıl davaMnın mahkememızde yapılan acık yargılaması sırasınıia.Davalı Avnı Ak^ıt'e Gumüşpınar Mahallesı Muhtarlığı Soganlık adre&ınde da\j dılckçcM ıle duruşma gun ve saalının teblığ edileme mı^ olması nedenıvle adresı meçhul kaldığından dunışma gunü olan 8 3 1995 günu,' saat 09.30"da HUMK'nın 213 ve 377"ncı maddelerı uvarınca mahkemede hazır bulunması. bulunmadığı takdırde yoklu ğunda tahkıkat ve yargılama yapılacağı ve huküm verileceğı hususu da\a dilekçesı ıle duruima gün ve saatmın teblıgı verıne kaım olmak uzere ılanen teblığ olunur 23 12.1994 ' Basın: 91 1 KARTAL 4. ASLÎYE HUKUK HÂKÎMLİĞt'NDEN 1994/308 Davatı Bayındırlık ve Iskân Bakanlığı vekıli Av. Gülgûn Apak tarafından davalı Avnı Akşıt aleyhine ıkame olunan tapu iptali ve les cıl davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sırasın- da Davalı Avnı Akşıt'e Gümüşpınar Mahallesı Muhtarlığı Soğan- lık adresınde dava dilekçesı ıle duruşma gün ve saatinın teblığ edi- leme mış olması nedenıvle adresı meçhul kaldığından duruşnıa eü- nü olan 8 3.1995 günü.saal 09 30'da HUMKnın 213 ve 377- ncı maddelerı uyarınca mahkemede ha/ır bulunması, bulunmadığı tak- dırde yoklu gunda tahkıkat ve yargılama yapılacagı ve hüküm veri- leceğı hususu dava dilekçesı ıle duruşma gün ve saatinın teblığı ye- rine kaım olmak ûzere ılanen teblığ olunur 23.12 1994 Basın 910 POLITtKA VE ÖTESİ MEHMED KEMAL Van'a Bir Uçak Düştü Kâğıda ne vakit zam gelse yüreğim "az" eder. Çünkü bu zam, erinde gecınde çalışanın sırtına bıner. Işçi ne za- man maaşına bir kırıntı isteyecek olsa, yetkili, "Görme- din mi kardeşım, bak, kâğıda bindirdiler, duymadın mı!" der. İşçinin ıstediği zam yatar. Meşhur meseldir: "Benim anam" demiş, "seninkini genelevde görmüş." "Senin ananın orda ne ışi varmış?" Çingenenin kabadayısı durduk yerde övünüyor. "Secaat arzederken merd-i kıpti sirkatın söyler." Ya kıptının merdi degıl de sıradan bir kıpti ise o zaman susup duracaktır. Etlıye sütlüye karışmayacaktır. Dınci partınin mebuslarından biri kürsüye çıkıyor, Islamdaki uy- gulamalara dilini doluyor, veryansın ediyor. Arap prens- leri şöyle hovardalık ediyor, böyle hovardalık ediyor; şöy- le kumar oynuyorlar, böyle kumar oynuyorlar. Fuhşun dik âlâsı var. Soruyorlar: "Senin ne işin var orda?" . • "Turist olarak önünden geçtik." Turistlik üstüne şamata kopuyor. Seçimlerin '95 ortasına doğru yapılacagı belli. Demi- rel'ın yetki istemesınden belli, milletvekıllerinın oradan oraya geçmesinden belli. Daha birçok belırti var, ama bu ıkisi yeterlı.. Kimisi de "Gidip de gelmemek var/Gelip de görmemek var" diye kara yaslara bürünüyor. Hele me- busluğu profesyonel bır meslek haline dönüştürenler var kı onlar en çok kıvrananlar arasında... Mebusluk sisler arasında görunür, bır depreme, bir or- man yangınına benzer; Cevat Çapan'nın şu şıirine ben- zer, aslının tıpkısı: Sislenn içinde Ağır ağır ovaya ıntyoruz dağdan Burası Van diyor babam Bir salla Ahdamar'a geçiyoruz Sonra bir âşık çıkıyor sulardan Sazını kurutuyor okşayan ellerıyle Ve uzaktaki ovayı kaplayan Bir sis yükseliyor Indığımiz dağlara 1965'lerdeydi, Ismet Paşa'yla Van'a gitmiştik. Ismet Paşa başbakandı. Birkaç ay sonra düşüreceklerdi. Ama daha başbakandı. Van-Tatvan arasında ışleyecek olan ferıbotun açılış törenine gidiyorduk. Iran Şahı daha dev- rilmemıştı. Devrileceğıni bilmiyordu. Ismet Paşa da Şah da kuzu kuzu gıdecekti. Bir Iranlı gazeteci anlatiyordu: "Şımdi sızın ülkenız için de bizım ülkemiz için de (halı dokunur gıbi) birer şah dokunuyor, adı ne olursa olsun, yaban ellerde dokunuyor, yaban tezgâhlarda..." Şah gittı, Humeyni geldı. Bır düz ovadır Van... Uçaklar bir yerınden girip öte ye- rinden çıkarlar. Mavı bır ovadır Van.. Daha nedir Van? Bundan otuz yıl önce Ismet Paşa bir uçak dolusu ga- zetecıyle Van'a gitti; törende, ben, Fikret Otyam, Hüseyin Ezer de vardı. Gece üçümüz bır odada kaldık. Içımizden bıri yellendi. Ama kim? Üçümüz de birbırımizin' üstüne attık. Bu kımin ettiğı belli olmayan yellenme, otuz yıl her karşılaşmada anlatılır. Hüseyin Ezer öldü, Fikret Ot- yam Gazipaşa'da, ben Istanbul'dayım. Öyküyü anlatınz, anlatıriar.. J ^ nm ,, .^ U - A Van a bır uçak duştu. - . , . BULMACA 1 2 3 4 5 SOLDAN SAĞA: 1/ Suyla kanşabilen pig- mentlerle yapılan resım. 2/ Bölmeli göçebe ça- dırı... Erkek kümes hayvanlarının en ıri ve yaşlı olanı. 3/ GogoPün tanınmış bır tıyatro ya- pıtı.. Küçük erkek kar- deş. 4/ Bılgısız. kültür- süz kimse.. lyilik, ih- san. 5/ Tahta sopalarla oynanan bir İngiliz spo- ru 6/ Çağrı kâğıdı. da- vetıye.. Bestelenmiş her tür şiıre Batı'da venlen ad. II Önü ve arkası tek parça, kolsuz ve yakasız yelek... Bir elektrik devre- sındeki akımı, başka bir devreden geçen akımdakı değışıklikler ara- cılığıyla denetleyen avgıt 8/Akıt- ma. dökme. 9/ Maden yeri. V UKAR1DAN AŞAĞIYA: 1/ Geometrik cisımlerin nitel özel lıklerini ve bağıl konumlarını. bı çım ve büyüklüklerınden ayn ola rak alıp inceleyen geometrı dalı. 2/ Boyutlar... Derinın ya da dokulann içinde oluşan sıvı dolu kesecık. 3/ Ticaret eşyası... Manisa'nın bır ılçesi. 4/ Üç ya da daha çok sayıda halat telinden elle örülerek yapılan kısa ip. Sl Sıcafia ve soğuğa karşı dayanıklılığı kükürtle arttınlmış ka- uçuk... Yiğıt. 6/ Radyumun sımgesı... Kuduz. II Şık, lüks ve göstenşlı giyım tarzı... Birleşık bir şeyı oluşturan yalınç şeyler- den her bın. &/ Anason esansının katı ve baskın bileşenı. 9/ Al- kolsüz ıçki, meşrubat... Alevi-Bektaşı ozanlannın tarikatlanyla ılgili şıirlerine venlen ad. •Fr.nın.İtal nın.İsp.nınvePort.'nınkonuşulduğu ülkelerdeki firmalarla tercihan kendi dıllerinde, hiç olmazsa Fr. yazışma yapmak çok önemhdir. Fr.. Ing.. İtal. ve İsp. bilen çok deneyimli. çok titiz ve çok iyi referanslı bir müteram, teamsel, teknik ve hukuki çev ırilerinizı faks ile v apar Tel. - Faks: (0216) 366 83 43 - Istanbul ILAN T.C. ERZİNCAN 2. ASLtYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN EsasNo: 1994/146 Davacı K H. tarafından davalılar Nüfus Müdürlüğü ve Imam Efe aleyhıne mahkememıze açılan mükerrer nüfus kaydının iptali da vasında verilen ara karan gereğince; Erzincan Merkez Keklik Kayası Köyü C: 127/02, S: 25, Kütük- 83'te nüfusa kayıtlı Müslüm ve Resmi Gülden olma 3.2 1956 doğum lu davalı Imam Efe 20.4.1984 tarihinde Er- zincan Nüfus Müdürlüğü' ne bıldirimde bulunarak 4.6 1981 doğumlu oğlu Orhan Çağlar Efe'yi tescıl ettırmiş, yine 10.9.1987 tarihinde ise aynı isimli fakat 18.7.1981 doğumlu çocuğunu tescıl ettirmiş olup aynı isimli fakat farklı doğum tanhli bu çocuklann aynı kişi olduklan, mükerrer olarak tes- cil edil diklerı anlaşıldığından 1587 sayılı Nüfus Kanunu'na ve yönetmeliği nin 105. maddesi gereğince mükerrer kayıt iptali davası açılmış, davalı Imam Efe'nin açık adresı tespit edilemediğınden duruşma gü nü ve dava dilekçesinın tebliği mümkün olmamıştır. < » İşbu ılanı gazetede okuyanlar ve davalı Imam Efe'yi tanı- yan, bilen var ise resmi bir vesika veya vekil ile kendisini temsil ettirmesi veya duruşmanın atılı bulunduğu 14.2.1995 tarihinde saat 09.00'da mah kememiz duruşma salonunda ha- zır bulunması. bulunmadığı takdır de dava dilekçesinin ve duruşma gününün kendisine tebliğ edılmiş sayılacağı ve da- vanın yokluğunda karara bağlanacagı ilanen tebliğ olunur. Basın: 898
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle