Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
21 OCAK 1995 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Milli Eğitim Bakanı, velilere, 'Hiçbir karne, çocuğunuz kadar değerli değil; onlara ceza vermeyin' dedi
Para vermeyen, karne alamadı TOKTAMIŞ ATEŞ
• Kayseri'de başanlı
öğrenciler, çeyrek Cumhuriyet
Altını ile ödüllendirilirken
Istanbul'daki bazı okullarda
karne, paso vb. için belirlenen
parayı vermeyen öğrencilere
okul yönetimlerince karneleri
verilmedi.
ANKARA/İSTANBUL(Cuınlıuriyet) -
Burdur ve Tunceli ıllen dışındaki ilk ve or-
ta derecelı okullarda öğrenım gören yak-
laşık 12 milyon öğrencıv le 435 bin öğret-
mendün yanyıl tatılinebaşladı. rkınci ya-
nyıl ıçin 6 şubatta dersbaşı yapılacak.
Burdur ve Tunceli'de ıse 27 ocakta başla-
yacak yanyıl tatıli 13 şubatta sona erecek.
Mılli Eğıtım Bakanı Nevzat Ayaz, öğren-
cılerden tatılde lyı dınlenmelenni istedi.
Kayseri'de başarılı öğrencıler, çeyrek
Cumhuriyet Altını ile ödüllendirilirken
Ankara ve lstanbul'da Bakan Ayaz'ın bir
gün önce yaptığı uyanlara karşın bazı
okullarda karne. paso vb için belirlenen
parayı vermeyen öğrencilere kamelen ve-
rilmedi.
Milli Eğitim Bakanı Nevzat Ayaz, dün
Tarhuncu Ahmet Paşa llköğretim Oku-
iu'nda yanyıi tatıli nedenıyle düzenlenen
törene katıldı. Kar yağışı altında ögrenci
ve öğretmenlenn hazır bulunduğu tören-
de konuşan Bakan Ayaz, yenı bir okula
başlanmasıy la karne alınan günlerin ınsan
yaşamının en gûzel dönemlennden bırı
olduğunu vurgulayarak öğrencılerden. kı-
nk not aldığı derslerde basarısızlığın ne-
denlerinı \eli ve öğretmenlenyle birlikte
araştırmalannı ıstedı.
Velilerden, kınk notlan yüzünden ço-
cuklannı cezalandırmamasını ısteyen
Ayaz, cezanın bir eğitim aracı olmadığı-
Birçok okulda karne sevinci yaşanırken bazı öğrenciler ise parasını ödemediği için karne alamadı. (Fotograf: IBRAHİM CÜNEL)
na dikkat çekti Oğretmenlerle de sohbet
eden Ayaz. öğretmenlenn ekonomik ve
sosyal yaşama koşullarının ıyıleştınlme-
sı ıçm personel yasa taslağırtın hazırlan-
dığını söyledı.
Ankara ve Istanbul'daki bazı okullarda
karne. paso vb için belirlenen parayı ver-
meyen öğrencilere okul yönetimlerince
karneleri verilmedi. Bu okullardan ldeal-
tepe'deki Hasan Şadoğlu Lısesı yönetıci-
lerı. öğrencılerden bir yanyıl ıçın karne,
paso. teşekkürname ve öteki ihtiyaçlar
ıçin 100 bin lıra ıstendiğim. ödeme gücü
olmayan öğrencilerden bu paranın alın-
madığını belırterek "Birdönem için değil
100 bin lira, çok daha fazlasını ödeyebile-
cek gücü olan insanlann karne paralannı
biz neden ödevelim? Bu para, belli bir hiz-
metin karşılıgıdır. Voksul olanlann dışın-
da bu parayı vermeyenlere karnevermiyo-
ruz"dedıler.
Ortaokulu'nda okuyan ve kamelerın-
de bütün derslerden tam not alan 16 öğ-
rencı. okul müdürü Atilla INuhoğlu tarafın-
dan çeyrek Cumhuriyet Altını ile ödüllen-
dınldı. Spor dallannda başarılı olan ve
okul kitaplığmdan en çok yaralanan öğ-
rencilere de çeşitlı hediyeler verildı.
Istanbul Millı Eğitim Müdürü Naci
Akay ise dün, Ortaköy'deki Zübeyde Ha-
nım Kız Teknik-Kız Meslek ve Anadolu
Kız Meslek Lisesi'nde düzenlediği top-
lantıda. 20 aralıkta okula gelip derse gir-
meyen ve eylem nedenıyle hıç okula gel-
meyen öğretmenlerin "eylemci" olarak
kabul edildiğini belırttı. Bu öğretmenler-
le ılgılı ıncelemenın tamamlandığını
anımsatan Akay. "Kusurlu görülen öğiret-
menler. yasada karşılığı nev se o şekiide ce-
zalandınlacakiar. Oğretmenlerimize ceza
verilmesinden yana değiliz: e>lem dosya-
lannın çok azcezayla kapatılmasını istiyo-
ruz*'dedı.
Öte yandan dün bir grup öğretmen, Ca-
ğaloğlu'ndaki Milli Eğitim Müdürlüğü
önünde gerçekleştırdiklen eylemle, tüm
yurtta bınlerce öğretmen hakkında başla-
tılan soruştunmalan protesto ettiler. Eylem
sırasında bir basın açıklaması yapan Eğit-
SenGenel Başkanı IsmetAktaş, 20 aralık
eylemının, "grevli-toplusözleşmeli sen-
dıkal haklannın önündekı engellerin kal-
dırılmamasına karşı 'arbk yeter' çığlığı"
olduğunu söyledı Kendisı hakkında da
"görevden el çektirme" ıstemıyle soruş-
turma başlatılan Ismet Aktas. "Haklı ta-
leplerimiz uğnına meşru yoUarla vendigi-
miz mücadeieler karşısında korkutmaya,
ytldırmaya yönelik uygulamalara derhai
son verilmesini istiyoruz" dedi. Daha son-
ra Milli Eğıtım Müdürü Nacı Akay ile gö-
rüşen Eğıt-Sen Genel Başkanı Ismet Ak-
taş ve yönetım kurulu üyelerı. "Meşru
hakkımızıaradık. Eğersoruşrurmalarde-
vam ederse daha kifJesei eylemlerle cevap
vereceğiz'dedıler. Eylem öncesınde "mu-
habir olmadıklan" gerekçesiyle özgür
Ülke ve Atılım gazetesının üçü bayan beş
muhabırinın gözaltına alındığı bildinldi.
İşçi alacaklannda ödeme karmaşasıHükümetin, kamu işçisine toplusözleşmefarklannı öaygeç ödemesi kanşıkhkyarattı. Farklanna gecikmefaizi
uygulanması için dava açan işçilereparalan ödenirken, davadan vazgeçen işçiler, paralannıfaizsiz olarak aldı
GÜNEŞGÜRSON
ANKARA- Hükümetin, kamu işçisi-
ne toplusözleşme farklannı 6 ay gecık-
melı olarak ödemesi, bazı ışçilerin da-
va açmasıyla arapsaçına döndü. Sözleş-
me farklanna gecikme faızi uygulan-
ması istemiyle dava açan işçılerden bir
kısmına paralan ödenirken, bazı işyer-
lerinde ise işverenin baskısıyla işçilerin
davadan vazgeçtiği ve farklannı faizsiz
olarak aldıklan belirlendi.
Selüloz-lş ile Harb-lş sendikalanna
üye işçilerin sözleşme hükümlerinin uy-
gulanması istemiyle açtıklan davalar
olumlu sonuçlanırken, Yargıtay'ın, SE-
KA ile Selüloz-îş Sendikası arasındaki
davalar konusundaki karan henüz belli
olmadı. Basın-lş Sendikası"na üye 7 iş-
çı adına açılan pilot davalarda ise 6 iş-
çı, baskı üzerine. davalardan vazgeçerek
kasım ayında sözleşme farklannı faiz-
siz olarak aldı
SEKA Genel Müdürlüğü. dava açan
Selüloz-lş'e üye 7 bine yakın işçinin
farklannı, 16 ocakta "dava haklan sak-
lı kalmak sartıyla" ödedi
Basın-lş Sendıkası'nın Başbakanlık
Basımevi, Türk Tarih Kurumu. Ziraat
Bankası ve Sağlık Bakanlığı işyerlerin-
de çalışan işyeri temsilcileri adına açı-
lan 7 davadan 6'sında ışçıler paralannı
aldıklan için davadan vazgeçti. Işçilenn.
Ankara 3. Iş Mahkemesi'ne vazgeçtik-
lerine dair belge verdiği davalar. "yapı-
lan ödemeler nedeniyle" reddedildi.
Başbakanlık Basımevi DönerSerma-
ye Işletmesi'nde çalışan Mehmet Vu-
ralve Düaver Karamehmet. Türk Tarih
Kurumu'nda çalışan Mustafa Neeati
Özer, Ziraat Bankası'nda çalışan Sel-
han Eroğlu ve Şaban Yıldınm. 1 Hazi-
ran 1994- 14 Kasım 1994dönemineait
dava konusu 26 milyon lira tutanndaki
alacaklan ödendıği için, davalardan vaz-
geçtiler
Basın-tş Sendikası Genel Başkanı Ali
Ekber Güvenç. işçilerin vazgeçtikleri
davalarda. "borcun kazarulmarnışobna-
SL, dava şartının gerçekleşmemesi ve ya-
pılan ödemeler nedenijle"reddedildiği-
nı belirtti. Güvenç şunlan söyledı:
"Bu noktada gerekçe bakımından
mahkemenin hatalı bir değerlendirme-
si ve vwrumu soz konusudur. Zira dava
tarihi itibanvla borç muacceldir. Dava
şartı da gerçekleşmiştir. Davanın reddi-
ne vol açan gerekçe, davacının. dava ko-
nusu enflasyon farklannı, işverenden
tahsil etnıesi nedenıyle. konusu kalma-
yan davadan feragat etmesi şeklinde ol-
mabdırr
Mahkemenin, feragat nedeniyle dava-
yı reddettiğini ifade eden Güvenç.
a
Da-
vayi sona erdiren gerçek olgu, davacının
dava konusu parasını işverenden tahsil
edip, davasını serbest iradesi ile geri çek-
meskHr" dedi.
Basm-lş Sendikası Hukuk Müşaviri
Avukat AUÇilde ışverenledavaaçan iş-
çiler arasında "mutabık kalınması" so-
nucunda "davanın konusuz kalması ne-
denryle". 3 işyerinde açılan 7 davadan
6'sından vazgeçildiğini belirtti. Çil,
mahkemenin feragatın olduğu dosyala-
n kararabağladığını kaydederek Sağlık
Bakanhğı hakkında dava açan işçinin
işverenin alacağını faizsiz ödeme tek-
lifini kabul etmediğini. davasının da
sürdüğünü belirtti.
Üç gündür iş bırakan PTT çahşanlan, dün Karayalçm'la görüşmek için yürümek isteyince engellendi
Yürümenin bedeli yine cop, yine tekmeHaber Merkezi - PTT çalışan-
lan 26 kişinin Doğu ve Güney-
doğu'ya sürgün edilmesını. Is-
tanbul, Ankara, Izmir'de gerçek-
leştirdikleri eylemlerle protesto
etti. Üç gündür iş bırakrna eyle-
mi yapan PTT çahşanlan. dün
lstanbul'da Başbakan Yardımcı-
sı Murat KarayaJçın'la görüş-
mek için yürümek istedi, ancak
polis tarafından "cop, tekme ve
panzerie" engellendi.
Özlük haklannın iyileştinlme-
si ve sağlık sistemındeki çarpık-
lıklann düzeltilmesini isteyen
sağlık çalışanlan ise hükümeti
protesto eylemlerine bugün baş-
layacak.
Türk Tabipleri Bırliği (TTB),
Tüm Sağlık-Sen ve Genel Sağ-
lık-îş üyesi sağlık emekçileri,
Ankara'da bugün saat U.OO'de
hükümeti protesto edecekler.
TBMM'de ikı yıldan ben bekle-
yen, "Sağlık Hizmetteri Tazmi-
natı Yasa Tasansı"nın, hizmetli,
idari memur ve teknisyenleri de
kapsayacak şekiide yasalaştınl-
masını ve sektörde çarpıklıklann
düzeltilerek, "özeUeştirme" ça-
lışmalanna son verilmesini isti-
yorlar.
PTT'cilerin eylemi
Tüm Haber-Sen yöneticisi ve
aktif üyesi 26 kişinin Doğu ve
Güneydoğu illerine sürülmesini
protesto eden PTT çalışanlan Is-
tanbul, Ankara ve Izmir'de ey-
lemlerini sürdürüyor. Sürgün ka-
rannın geri alınmasını isteyen
çalışanlan dün Maçka Oteli'nde-
ki toplantıya katılacak olan Mu-
rat Karayalçın'ı görmek istedi-
ler. Gayrettepe Telefon Başmü-
dürlüğü önünde toplanarak Maç-
ka Oteli'ne kadar yürümek iste-
yen PTT çalışanlannı polis. işye-
rinin kapılan önüne barikat İcu-
rarak engelleyince gerilim arttı.
PTT'ciler sık sık "Basküar bizi
yıJdıramaz". "Yaşasın örgiittü
mücadelemiz**. "Sürgünlere kar-
şı omuzomuza" sloganlan atarak
polis bankatının kaldınlmasını
ısıtuıier.
Polis, bîrikatı yarararak soka-
ğa çıkmayı başaran eylemcileri
tekmeleycrek ve coplayarak ye-
niden kuş ıttı. Ancak sendika yö-
netıcileri •iağılma karan aldıkla-
nnı açıklayınca polis barıkatı
kaldınldı. Dağınık bıçimde Me-
cidiyeköy-Taksim yönünde yü-
rümeye başlayan toplulugun önü
sık sık po is tarafından kesilince
eylemciler belediye otobüsleri-
ne binerek veya ara sokaklardan
yürüyerel: saat 13.00'te Maç-
ka'daki Domokrasi Parkı'ndabir
araya geldiler.
Bu araca Başbakan Yardımcı-
sı Murat Karayalçın önce
PTT'cileıin "yuh!" sesleri ara-
sında Maçka Oteli'ne girdi. Bir
süre sonra PTT çalışanlannın
temsilcilerini kabul eden Kara
yalçın, "Konuyu Başbakan Tarı
su Çiller'e Ueteceğini ve sorunun
çözümü için çaba harcay acağını"
belirtti. Tüm Haber-Sen vetkılı-
leri ise Karayalçın'a "Sürgün ka-
rarlannın geri alınmanıası halin-
de evlemlerinin süreceğini" söy-
lediİer.
Tüm Haber-Sen Ankara Şube-
sı'ne üye bir grup memur da
Ulus P1T Bölge Başmüdürlüğü
önünde öğle tatilinde toplanarak
sürgün olayını protesto ettiler.
Tüm Haber-Sen Izmir Şube Baş-
kanı Bekir Böke de düzenlediği
basın toplantısında baskılann
kendilerini ytldıramayacağını
belırterek. "Ekonomik, demok-
ratik taleplerinıiz için mücadele
eden ve bu yüzden sürgün edilen
arkadaşlanmızın sürgünlerinin
geri alınmasını istiyoruz. Gere-
kirse üretimden gelcn gücümüzü
kullanacagız" dedi.
İnsan haklanndan sorumlu
Devlet Bakanı Azimet Köylüoğ-
lu, PTT çalışanlannın üzerine
polis köpeği salınmasına sert
tepki gösterdi. "Memurun üzeri-
ne bir köpekle gkkn polis düze-
nini kaldıracağız" dıyen Köylü-
oğlu, bu olayın sorumlusunun
dev let ve dolayısıyla kendisi ol-
duğunu belirterek, "Bu utançla
yaşayamam. Bunun hesabını bir
gün insanlık tarihi benden sorar"
dedi. İstanbul'da yürümek isteyen PTT'cilere polis engel oldu. (Fotoğraf: HATİCE TUNCER)
Yarbay ve oğlu bulunamadı
• Pentagon yetkilileri, yarbayın kaçırıldığı
savlanna katılmadıklannı. bir kar fırtınasında
kaybolma olasılığı üzerinde durduklannı .
açıklarken 'Lübnan Özgürlük Savaşçılan' adlı
örgüt adına AA'yı yeniden arayan bir kişi is-
teklerinin yerine getirilmesi için 24 saat ek
süre tanıdıklannı bildirdi.
KARTALKAYA(AA)- Bolu Kartalkaya'da geçen
pazar gününden bu yana 10 yaşındakı oğluyla bırlık-
te kaybolan Amenkalı yarbayı arama çalışmalann-
dan, altıncı günde de bir sonuç alınamadı. Pentagon
yetkılilen, yarbayın kaçınldığı savlanna katılmadık-
lannı, bir kar fırtınasında kaybolma olasılığı üzenn-
de durduklannı açıklarken 'Lübnan Özgürlük Sa-
vaşçılan' adlı örgüt adına AA'yı yeniden arayan bir
kışi isteklennin yerine getirilmesi için 24 saat ek sü-
re tanıdıklannı bildirdi..
ABD'li yarbay ve oğlunu aramak için gelen ekıp-
lerin komutanı Albay Ed Fitzgerald, dün basın men-
suplanna çalışmalar hakkında bilgi verdı. Konuşma-
sına kendilenne yardımcı olan gönüllü kayakçılara
ve güvenlik kuvvetlerine teşekkür ederek başlayan
Fitzgerald, kayıplann yaşamından ümitlerini kesme-
dıklerini söyledi. Kaybolma olayının olduğu gün gö-
rüş mesafesinin çok az olduğunu söyleyen Fitzgerald.
kayıplann, bölgede bulunan uçurumlardan bırıne de
düşmüş olabileceklerini savundu.
Çocuk iane rasrJandı
Arama ekıpleri komutanı, geçen salı günü otele bir
kilometre uzaklıktakı Sarova bölgesınde bir çocuk
kayağı ızine rastlanıldıgını belırterek şöyle devam et-
ti: "Aynı bölgede bir ağaç altında ateş \akıldığı nı sap-
tadık ve yine aynı bölgenin biraz uzağında bir yerde
gidip geien avak izleri bulduk. Bu yüzden o bölgede
aramalannuzı sıklaşürdık, ancak sonuç alamadık."
Albay Fitzgerald, arama çalışmalarına katılan he-
lıkopterlenn heralanı ıkişer kez taradığını, çalışma-
lann pazar gününe kadar süreceğını kaydettı.
Ekıp komutanı. "Yarbay veoğlunun kaçınldığı şek-
lindeki iddia konusunda düşünceniz netleşri mi" so-
rusunu "Türk pdisi bu konudaaraştırmayaptı ve id-
dianın dogru olmadığı ortaya çıkü, iddia çürütüimüş,
oMu" yanıtını verdı.
Komutan. yarbay ve oğlunun öldüklerinin kesin
olarak anlaşılması durumunda cesetlennin hayvan-
lar tarafından parçalanmasını önlemek ıçın karların
erimeye başlayacagı nısan-mayıs aylannda bölgede
tekrar arama yapacaklannı belirtti.
CHP-SHP DELEGELERİ İÇİN İMZA METNİ
Olkenin büyük sorunlarla karşı karşıya bulundugu ve toplumdaki çöküntünün herkes bakımından
endişe verici boyutlara ulaştığı bir dönemde. cumhuriyeti kurmuş bir geleneğin mirasçılan olarak
bütünleşme toplantısı ıçm 28 Ocak 1995 günü bir araya gelecek olan biz CHP'lı ve SHP'li Delegeler,
Vazgeçilmez amacı on beş yıldır süren enmeyi durdurmak ve bir yokoluşu varolmaya çevirmek
olan bu toplantıyı, bir hesaplaşma ve çekişme buluşmasına değıl, hüsrandan ve hayal kınklığından
uzak, coşkulu bir şölene ve şenlığe dönüştünnek kararlılığıyla,
Bütünleşmenın, aynlmış parçaları yan yana getırerek eklemekten farklı bir nitelik taşıdığı, aynı
süreçten Türkıye'deki solun özü sayılabilecek ortak bir düşünce çizgisi çıkarmanın zorunlu olduğu,
herkesçe bilinen sıkıntılar karşısmda yurttaşlann sürüklendikleri umutsuzluğu köklü çözüm öneri-
lenyle gidermek ve beklentilenni kavradığımızı göstermek gerektiğı düşüncesiyle.
Karşı karşıya bulunduğumuz durumu buluşma öncesınde değerlendırip. Genel Başkan konusunda
toplantı gününe gelmeden karara varmanın doğru bir yöntem olacağına inanarak.
Bütünleşmiş partınin daha sonraki dayanışma gınşimlerine inandırıcılık kazandıracak olan taze
kanı ve dinamizmı sağlamaya yalnızca Genel Başkan değışıklığının yetmeyeceğını, cumhurıyetçı
düşünce birikimini seferber edecek yenı kadrolara. yenı çehrelere muhtaç olduğumuzu göz önünde
bulundurarak,
1) Partilıler katinda olduğu kadar kamuoyunda da yaşamı, eylemi, ilkelen ve düşünceleriyle sol
atılımı temsıl ettığıne kuşku duymadığımız Sayın 'ın 28 Ocak 1995 toplantısında
Genel Başkan olarak belirlenmesinı ıstedığimizi,
2) Umulan hedeflere vanlması ve sonuçta herkesın sevınebılmesi ıçın 28 Ocak 1995 buluşmasında.
bütünleşmiş partinın yeni Partı Meclisi üyelennin de belirlenmesinı ve böylece Genel Başkan'a ken-
disiyle uyumlu çalışabilecek kadrolan oluştuıma olanağının verilmesini gerekli gördüğümüzü,
tmzalarımızla şimdiden belirtmeyi, solun bütünlüğüne ve parlak geleceğine inanmış insanlar
olarak bizlere düşen ödev sayıyoruz.
Delegenin adı. soyadı: Partisi-lli: lmzası:
Yukandakı metne katılıyor ve Genel Başkan adayınızı açıklamak ıstıyorsanız, imzalayarak (0 312)
437 94 14.io'lufaksailetınız.
Doğpu Algılanmak
Geçenlerde genç bir arkadaşla sohbet ediyorduk. Göre-
bildiğim ve anlayabildiğım kadanyla yürekten bir Atatürkçü
idi. Ancak (elbette çok haklı olarak) hükümetlerin kimi uy-
gulamalanna karşı çıkryor ve eleştiriyordu Bu arada ben-
zer bir eleştiriden ben de nasibimı aldım. "Siz ve sizın gibi-
ler" diyordu, "devlete sahip çıkmaya çalışırken, devletin iti-
bannı korumaya uğraşırken; ister istemez çirkin bazı uygu-
lamalan da savunuyor konuma giriyorsunuz."
Bu görüşe şiddetle karşı çıktım. Elbette. Asltnda konuş-
tuğum arkadaş, benim neyi ve neden savunduğumu anlt-
yordu. Ama kendisine benim yazı ve konuşmalanmla ilgili
olarak yapılan bazı eleştirileri yanrtlamakta zorlandığını di-
le getiriyordu. "Sizi ve sizin gibi düşünenleri savunmakta
güçlük çekiyoruz" diyordu.
Şimdiye dek bu konu üzerinde çok durdum. Ama demek
ki biraz daha net bir btçimde ve biraz daha sık zaman ara-
lıklarıyla aynı konuyu tekrar tekrar ele almamız gerekiyor.
Türkiye'de kendini "Kemalist" ya da "Atatürkçü" sayan
hangi insan, günümüz hükümetinin ya da bundan önceki
hükümetlerin terör konusunda, ınsan hakları konusunda,
emek-sermaye ilışkılerı konusunda, dış polrtika konusunda
vs. uygulamalannı benimseyebilır ve içine sindırebilır? Rah-
metli Nadir Nadi, boşuna mı "Ben Atatürkçü Değilim'baş-
lıklı kitap yayımladı?
Bizim savunduğumuz şey Türkiye Cumhuriyeti'nin kuru-
luş felsefesi. Yani "Misak-ı Milli sınırtarı içinde, tam bağım-
sız, laik ve çağdaş cumhuriyeti" savunuyoruz biz. Bunun
dışında hiçbir uygulamayı savunmadığımız ve destekleme-
diğimiz gibi, kendi adıma, eğer Atatürk zamanının kimi uy-
gulamalannı günümüze taşımak isteseler, buna da şiddet-
le karşı çıkarım. Zira Atatürkçülük, çağdaşlık demektır, öz-
gürlük demektir.
Anlaşılan bu konuya zaman zaman dönmemız gerekecek.
• • •
Bilim Araştırma Vakfı (BAV) adında bir vakıf var. Doğru-
sunu isterseniz, ne olup ne olmadıkları hakkında net ve ke-
sin bilgı sahibi degilim. Ama şimdiye dek duyduklanm ço-
ğu zaman olumsuz şeyler. Bu vakfı yakından tanıyan kjmi
arkadaşlanm ise müthiş tepkı duyuyorlar.
Bu vakıf, kendilerine "Adnan Hocacı" denilen gençlerin
örgütlenmiş oldukları bir vakıf. Üç-dört yıl önce benden
Atatürk konusunda bir konferans vermemi istemişlerdi.
Eğer zamanı uydurabilırsem, hiçbir teklıfi geri çevirmem
ben. Sanıyorum Hilton Oteli'nde bu konferansı verdim. Çağ-
daş görünumlü gençlerdi. Güzel sorular da yönelttiler. Ve
gittiğime de memnun oldum.
Ancak geçenlerde bir avukat arkadaşımız, "Siz Bilim
Araştırma Vakfı'nı övdünüz mü hiç" sorusunu sordu. "Bu
nereden ç/frft"diye sordum ben de. Bir mahkeme dilekçe-
si verdi. Buna göre aralarında benim de bulunduğum birta-
kım Atatürkçü bilim adamı ve yazann isimleri sıralanıyor ve
"...BAV'ın Kemalist düşüncenin tanıtımına yaptığı katkılan
büyük övgü ve takdırlerle karşılamışlar, makalelerinde, ya-
zılannda, çeşitli konuşmalannda BAV üyelerini Türk genç-
liğine ömek olarak göstermişlerdır" deniliyordu.
Vallahi pes. Diğer arkadaşlanmı bilmem ama, ben ne
BAV'ın Kemalist düşünceye katkı yaptığına ınanıyorum ne
de bunu yazı ya da konuşmalarımda dile getirdim. Hele
BAV üyelerini Türk gençliğine ömek göstermek aklımın
ucundan bile geçmedi. (Diğer meslektaşlarımın da aynı dü-
şüncede olduğunu sanıyorum). Nazik bir daveti kabul ede-
rek bir konferans veren bir hocayı, boylesıne kullanmak is-
temenin, çok yakışıksız ve çirkin bir tavır olduğunu sanıyo-
rum. Salt bu çirkinfikleri bile, BAV üyelerinin düzeysizliğini
gbstermeye yetiyor.
• • •
Okurlanmdan çok sayıda mektup, mesaj ve faks alıyo-
rum. Eksık olmasınlar. Ama çok büyük birçoğunluğunu de-
ğerlendıremediğim gibi, çoğu zaman birkaç satırla teşek-
kür etmem de mümkün olamıyor. Zaten buna, daha önce
de değinmiştim. Kusuruma bakmayacaklannı ve beni an-
layışla karşılayacaklarını umuyorum.
Geçenlerde Iğdır Belediye Başkanı Sayın Ali Asker Aşı-
nm'dan bir mektup aldım. Zaten daha önce de telefon ede-
rek bir mektup göndereceğini söylemişti ve biraz sohbet et-
miştik. Sayın Aşınm, "yılbaşıyla ilgili olarak yaptığı açıkla-
manın eksik ve yanıltıcı bir biçimde" yayımlandığını anlatı-
yor ve gerçek niyetini açıklıyor. Elbette çok memnun oldum.
Aynı mektupta, Vali Sayın Şemsettin Uzun'un da Ata-
türk çizgisinde bir vali olduğu ve onun beyanatının da yan-
lış anlaşıldığı vurgulanıyordu. Elbette bu açıklamaya da se-
vindım.
Nevruz şenliklerini 21 martta bir şenlik olarak kutlayacak-
lannı ve birlik ve kardeşlığı sımgeleyeceklerini yazıyortar.
Keşke bu dilek gerçekleşse, keşke bu yangın sona erse,
akan kan ve dökülen gözyaşları dinse.
Bu dilekler. elbette bir gun gerçekleşecek. Umudum o gü-
nün fazla uzak olmaması.
'Ensest'e
4
Kızılbaş'
tanımma kınama
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Pir Sultan Abdal
Kültür Derneği. aile içi cinsel
ilişki anlamına gelen "ensest"
sözcüğünü, "Kızılbaslık" ola-
rak tanımlayan sözlük için
"tavsiye"karan alan Mılli Eği-
tim Bakanlığf nı kınadı.
Pir Sultan Kültür Derneği
Başkanı Murtaza Demir. dün
yaptığı yazılı açıklamada. dev-
let kurumlannın "bikrek" bö-
lücülük yaptıklannı savundu.
Demir, Atatürk düşmanlığının
prim yaptığı ve tüm ilkelerinin
rafa kaldınldığı 12 Eylül döne-
mi sonrasında. ırkçı ve mez-
hepçi din dev letine dogru koşar
adım gidildiğini belirterek "Ay-
dınlar susmuş. üniversite med-
rese olnıuş. boyalı basın-medya
özeUeştirmeden ne kapacagınm
kaygısına düşmüş. Atatürk'ün
partisi ve yandaşları çelik-ço-
mak oynayan çocuklar görün-
tüsündeler" dedi.
"Türkivelaiktic.laikkalacak.
Mollalar İran'a" gibi sloganla-
nn "komik çagrışım yaptıgını"
kaydeden Demir, şunlan söyle-
di:
"Bunlar ülkenin biıüğÛHkn
yana da değildir. Bunlar milli
bölücülüğün destekçiterkür.'
Toplumscü' Btlimknn çeşitlı aktrüanndaia biniamierimi,
hoiay okunabüir ve anlaşUabüir bir biçimde kaieme aldım.
Dûnyayt tazpembe gözlüider ardından seynetmiyorum. Ama
gene de yüneğtm umut doiu Bir şeyler çok bızla
kirtenirken, bir şeyler bâlâ tertemiz'"
ToktamtfAtef
()
Asian Sosyal Demokraüar
Arayış (3
ToktamısAteş