Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 21 OCAK1995 CUMARTESİ
10 DIŞ HABERLER
Iraktan petrol
ihracan
• BAĞDAT(AA)-BM
yaptınmlan yûzünden
yiyecek sıkıntısı çeken
Irak'ın, acil ihtiyaçlannın
karşılanabilmesı için. BM
gözetimi altında, kısmi petrol
ihraç etmeyi kabul
edebileceğı bildirildi.
Bağdat'taki diplomatik
kaynaklar, losmi petrol
ihracının kabul edilmesinin,
Irak'a olan ticari
yaptınmlann kaldınlması
yolunu acabileceği
düşüncesiyle, Iraklı
yetkililerin. bu konudaki
görûşmelere tekrar
başlamayı
düşünebileceklerini
bıldirdiler.
Mehdi Bezipgan
oMu
• PARİS/LEFKOŞA(AA)-
Şah yönetimıne son veren
Iran devnminin ilk
başbakanlığı görevini
üstlenen Mehdi Bezırgan'ın,
îsviçre'nin Zünh kentınde
dün katp yetmezliğinden
öldüğü bildınldi. Iran'ın
devrim günlerinde deviet
başkanı olan sosyalist lider
Beni Sadr'ın Paris'te yaptığı
açıklamanın yanı sıra, Iran
Haber Ajansı İRNA'nın da
bıldirdığine göre. kalp
rahatsızlığından 87 yaşında
ölen Bezirgan. dün ıran'dan
avnlarak Zünh kentınde bır
hastaneye yatınlmıştı.
Rus ve Kazak
orduları
birteşiyop
• MOSKOVA (AA) - Rusya
ve Kazakıstan ordulannın
bırleştirilmesi kararlaştınldı.
Rusya Deviet Başkanı Boris
Yeltsm ve Kazakıstan Deviet
Başkanı Nursultan
Nazarbayev'in dün
Moskova'da, Kremlin
Sarayı'nda yaptıklan
görüşmenin ardından
yayımlanan ortak bildiride,
ordulann birleştirilmesi
sürecinın bu yıl içinde
başlatılmasının benımsendıği
kaydedıldi. tki deviet
başkanının imzaladığı ortak
bildıriye göre Rus ve Kazak
ordulan ortak askeri planlara
dahıl olacaklar.
Basm: Deng
hastanede
• HONGKONG(AA)-
Hong Kong basınında çıkan
haberlerde Çin liden Deng
Şıao Ping'in hastaneye
kaldınldığı belırtildi.
İngılizce yayımlanan Eastren
Express gazetesi, Deng"in
ailesıne yakın Hong Kong ve
Pekın'deki kaynaklara
dayanarak verdiği haberde,
Çin hderinin bırkaç hafta
önce bır kalp krizi geçirerek
ağır durumda hastaneye
kaldınldıgını belirtti.
IspaH-SıiPiye
görüşmeleri
• KUDÜS (AA) - îsrail ordu
radyosu, Israil ve Suriye'nin
Washington büyükelçılerinin
çıkmaza giren banş
görüşmelerini canlandırmak
amacıyla önümüzdeki hafta
içinde bir araya gelecekJerini
duyurdu. Ülkenin önde gelen
gazetelerinden Haaretz.
görûşmelerin Sunye Deviet
Başkanı Hafız Esad ile Israil
Başbakanı Rabin arasında bir
zirve için hazırlık amacıyla
gerçekleştinleceğini ileri
sürdü.
Kobe'de salgın korkıısu• Su kıtlığı, sığınaklann kalabalıklığı,
cesetlerin hâlâ çöp ve molozlar içinde
yatması kentte salgın hastalıklann
yayılması korkusunu doğuruyor.
Dış Haberler Servisi - K o lardakullanılacaksubuhınması-
be'deki depremzedeler açıkta ge-
çirdikleri dördüncü günlerine gi-
rerlerken kentte su sıkıntısının
ortaya çıkması salgın hastalık
korkusuna yol açıyor.
Japonya'da üç gün önce mey-
dana gelen depremde ölenlerin
sayısı ise 4438'e çıktı.
Polis tarafindan yapılan açık-
lamada, 23645 kişinin yaralı,
673 kişinin de hala kayıp olduğu
belirtildi.
Snkrthğı
Depremden en çok etkilenen
Kobe kentinde salgın hastalıkla-
nn başgöstermesinden korkulu-
yor.
Su kıtlığı, sığınaklann kalaba-
lık olması, yüzlerce cesedin ha-
la çöp ve molozlar içinde yatma-
sının kentte salgın hastahklara
neden olabileceği oelirtiliyor.
Halkın su sıkınnsının büyük
oldugu, açık alanlara helikopter-
den bile görülebilecek kadar bü-
yük harflerle "lütfen su gönde-
rin" şeklinde yazılar yazıldığı
bildirildi.
Sığinağa dönüştürülen okul ve
kamu binalannda binlerce kişı
sadece birkaç tuvaletı paylaşmak
zorunda. Depremden sonra orta-
ya çıkan su kıtlığı nedeniyle ban-
yo yapmak oldukça zorlaşmış
durumda. Depremden sağ olarak
kurtulan 12 yaşındaki bir Japon
"Şu anda en çok istediğim şey
banyo yapmak" dıyor.
Depremin kendilerine "Sifon-
nın içme suyundan daha da
önemli olduğunu öğrettiğîııi" be-
lirten kent yetkilileri halen kent-
teki 650 bin evin üçte birinın su-
yunun kesik olduğunu söylüyor-
lar.
Yetkililer, depremin kış mevsi-
mine rastlamasının "büyükşans
okhığunu", çünkü gece sıfir de-
recesine kadar inen sıcaklığın so-
kaklardaki cesetlerin kokmasmı
önlediğini belirtiyorlar.
Kobe ve civannda yaşanan bir
başka sorun da ölülerin yakılma-
sı. Belediye yetkilileri. cenaze
servislennin "tam kapasite calıs-
masmarağmen*'Kobe'dekı cena-
zelerin yakılması ışleminin üste-
sinden gelemediğinı, o nedenle
çevre il ve ilçelere yakılmak üze-
re cenaze gönderdiklerini belirt-
tiler. Yetkililer, yakılmayı bekle-
yen yüzlerce naaşın, tabutlar
içinde okullarda bekletildiğını
kaydettiler.
Halka yardım çağnsı
AA'nın haberine göre Kobe ci-
vannda bazı yerleşim birimleri-
ne depremin üzennden nerdeyse
4 gün geçmesine rağmen düzen-
lı şekilde yardım ulaştınlamıyor.
Kobe Belediyesi, gönüllülere
çağnda bulunarak yardım ekip-
lerine yardımcı olunmasını iste-
di. Belediye Başkanı Kazutoşi
Sasayama ölü sayısının sürekli
olarak arttığı kentteki yardım ve
kurtarma ekiplerinm "işlerinin
başlanndan aşbğuıı" belirtti. Kobe kentini yerie bir eden depremden kurtulanlar kaybettikleri yakınlannın actsmı vasıyor.
Başbakan depremi TV'den öğrendi
TOKYO (AA) - Başbakan Tomikhi
Muravama, deprem bölgesini ziyaret et-
tıkten sonra mecliste konuşurken felake-
tı televizyondan 2 saat sonra öğrendiğini,
yardım göndenlmesi talımatını ise saat-
ler sonra verdiğini itıraf etti. Başbakan
felaket bölgesındeki yardım çalışmalan-
nın aksadığını da kabul ederek "Ülkenin
bu badireyi de atlatması için hiçbir özve-
riden kaçınmayacaklannr söyledi.
Konuşması sırasında muhalefet tara-
findan sık sık sözü kesilen Murayama,
"Hükümetinin. bu denli büyük bir buna-
lımı atlatmak için yeterli deneyime sahip
olmadığınr söyledi. Murayama "Herşey
birbirine girdi, çünkü deneyimli değildik,
üstelik felaket erken saatte meydana gd-
di"dedı.
Murayama, felaketi ancak 2 saat sonra
TV'den öğrendiğini, saatler sonra da dep- tanlması için talimat veTdiğini anlattı.
remin boyutlannın büyük olabileceğinin Bu arada, Kobe Valiliği'nin de deprem-
kendisine söylendiğini, bunun üzerine den sonra ordu birliklerini yardıma ça-
yangınlann söndürülmesi, insanlannkur- ğırmak için 4 saat beklediği kaydedildi.
80saatenkaz altında kaldı
KOBE (AFP,AA)- Japonya'nın Kobe kentini yerle bir eden depremin
üstünden üç günden fazla zaman geçmesine karşın enkazlann altından
kurtulanlar var. Depremden 80 saat sonra 88 yaşındaki
Masae Yanagiba adh kadın Nishi semtinde çöken bir apartmanm altından
canlı olarak kurtanldı. Çaresiz kalan oğlunun polisi çağırması
ve polislerle birlikte enkazlan kazarak annesini araması sonucu yaşlı kadın
enkazın altında bir merdiven boşluğuna sıkışmış olarak bulundu.
Yaşlı kadının hastaneye kaldınldığı bununla birlikte sağlığının
gayet lyi oldugu açıklandı. Yanagıba'mn yanı sıra dün sabah 3 yaşlı
kadın daha, yıkıntılar arasından sağ çıkmayı başardı.
Japon mevzuatına göre doğal felaket-
lerde valilik istemedikçe askeri birlikler
yardım elini uzatmıyor.
Bakanlar
Öte yandan, 21 bakan felaketzedelere
10 bin dolar yardımda bulundu.
Bakanlar dün gece Mura>ama başkan-
lığında yaptıklan olağanüstü kabine top-
lantısında Murayama **Felaket tahminte-
rin ötesinde büyük" deyınce maaşlann-
dan toplam 10 bin dolarlık kesıntı yapı-
larakdepremzedelere gönderilmesini ka-
rarlaştırdılar. Toplantıda. aynca Kobe yö-
resindeki yardım çalışmalannm eşgüdü-
münü sağlayacak bir bakan atandı.
Okinawa ve Hokkaido Kalkınma
Ajanslan Genel Müdürii Sadatosi Ozato,
yardımdan sorumlu olarak atandı.
AVRUPA'DAN
EDtP EMtL ÖYMEN
Avrupa Kaleleşiyor
Avaıpa Biriiği'ne üye bazı ülkeler, artık vatandaşlannın
pasaportsuz seyahatine izin veriyor. Bu olanağa şimdi, AB
üyesi olmayan ülkelerin vatandaşlan da bazı sınıriama-
laria kavuşacak. Örneğin Türkler. AB içinde şimdilik sa-
dece Almanya, Fransa, Benelüks, Portekiz velspanya'da
uygulanacak olan Schengen Anlaşması uyannca...
Bu ülkelere turist olarak grtmek isteyenler bu ülkeler-
den sadece birinden vize alırlarsa, hepsini ziyaret edebi-
lecekler. Ya da tam tersi! Yani bu ülkelerden bin vize ver-
meyi uygun bulmazsa, diğerlerine de giremeyecek! Za-
ten Ingiltere, Irlanda, Danimarka bu anlaşmayı imzalama-
dı. Italya ve Yunanistan da anlaşmaya daha sonra taraf
olacaklar.
Schengen Anlaşması'nın, Türklerin başı üzerine astığı
"Ya Hep Ya Hiç" kılıcı, Avrupa'nın lokomotifi Almanya ve
Fransa'nın, bize artık ne gözle baktığının son kanrtı. El-
bette sadece bize de değil. Tüm Avrupa dışı yabancıla-
ra. Ama konuya kendi açımızdan bakarsak şunu göTürüz:
Türk işçilerine serbest dolaşım hakkı 1986'da hukuken
kazanıldı. Bunu, kendince haklı nedenlerie ve derin bir oh
çekerek uygulamayan, ve diğer AB üyelennin de deste-
ğini alan ise Almanya. * .
Geçen gün Avrupa Parlamentosu'nda da kabul edilen
Schengen Anlaşması'nın Tek Tıp Vize Karan'nın, Türkle-
ri ilgilendiren ikinci bir noktası daha var: Sözü edilen 7 AB
ülkesinde çalışma ve oturma izni olan Türkler, sınıriı bir
süre için, vize almaksızın, bu ülkelere seyahat edebilecek-
ler. Ama sadece turistik amaçlarla. Ve hangi koşulda?
Kurulacak olan Schengen Enformasyon Sistemi'ne ha-
ber vermek koşuluyla.
Nedir bu Schengen Enformasyon Sistemi? AB üyesi ol-
mayan ülke vatandaşlannın AB içinde dolaşmalannı göz-
leyip izleyecek olan bir istihbarat düzenlemesi. Şimdilik,
bunun nasıl işleyeceği kesin değil. Bir tür Yabancılar Po-
lisi gibi çalışacağı anlaşılıyor. Yani, oturma ve çalışma iz-
ni olan bıryabancının, adresini vesairesini gidıp polise bil-
dirip kayıt olması gibi, Türk vatandaşlan da nereye gittik-
lerini bildirecekler. Eğer bildirmezlerse ve bu anlaşılırsa,
adlan "kara liste"ye geçiyor.
Avrupa Biriiği, kendisini "yabancılara" karşı korumak
zorunda. Eflatun pasaport sahibi kendi vatandaşlanna
ise kapılan ardına kadar açtı. Avrupa, dışa kapanıp kale
duvariannı da yükseltiyor. Içeri girmek iyice zorlaşacak.
Avrupa, tıpkı Orta Çağ'da etrafına hendek kazılan bir ka-
le gibi artık. O zaman da kaleye tek bir kapıdan girilirmiş.
Artık Türkler de Avrupa'ya tek bir kapıdan girecek. Ve o
tek kapı da acaba hangisi olacak? Almanya mı? Fransa
mı? Benelüks mü? Hangisi bize iyi gözle bakıp da lütfe-
dip turist vizesi verirse?...
Aslında hiç dövünüp, alınıp, "Bakın işte, Avrupa bizi hiç
mi hiç istemiyor!" diye yakınmaya gerek yok. Ne ektiysek
onu biçiyoruz. Biz ülke olarak Avrupalı gibi olmadıkça, on-
lar gibi davranmadıkça, onlar gibi kurumlar kurmadıkça,
onlar gibi düşünmedikçe, onlar gibi uygulamadıkça, on-
lardan olamayız. "Olmazsak olmayız" diye kestirip atttk
mı da, onlar da, "Hah, bizim de duymak istediğimiz buy-
du zaten" deyip iyice dışlarlar. Dışlamasınlardiye hem içi-
miz içimizi yer, dışlandık mı da bu sefer "Bizi sevmiyor-
lar" deriz. Oysa uluslararası ilişkilerin sevgi ile ilgisi yok-
tur. Karşılıklı çıkarla ilgisi vardır. Avrupa'nın da çıkan, ken-
disine gitgide benzememeye başlayan Türkiye'yi sade-
ce pazar olarak görmektir. Ve artık Türklere, turist olarak
bile vizeyi bin dereden su getirerek vermektir.
Ulus bilincinin gelişmediği Afhka kıtasında güçlü aileler Batı'dan aldıklan eğitimin de etkisi ile uluslann yerini alıyor
iuıliuıımı yîtirdiğl kıtaDış Haberler Servisi- Afrika
anakarasının yıllardır karşı
karşıya oldugu sorunlann
nedenleri ve çözümlerine
ilişkin ortaya atılan bellibaşlı
iki göriiş birbirine taban tabana
zıt. Bu görüşlerden biri, Batılı
hükümetlerin destekJediği
Dünya Bankası ve Uluslararası
Para Fonu (IMF) tarafindan
ortaya atılıyor. Bu kurumlar
Afrika'da uyguladıklan mali
politikanın en mükemmel
çözüm olduğunu ıddia ediyor.
ikinci görüş ise Afrika dışında
sürgünde yaşayan Afrikalı
Marksist akademisyenler
tarafindan ortaya atılıyor. Bu
kesim Avrupa'nın müdahale
etmemesi durumunda
Afrika'nın bir cennet
olabileceğini ileri sürerek Batılı
devletlerin kölelik ve ekonomik
sömürüye dayanan
politikalannın yol açtığı
milyonlarca dolarlık zararlan
tazmin etmeleri gerektiğıni
bildiriyor. Ancak bugüne dek
bu iki grup arasında en ufak bir
yakınlaşma ve iletişim
kurulamadı.
Siyasi gözlemcıler, Afrika'da
• 30 yıl önceki bağımsızlık savaşlanndan
bugüne kadar uzanan zaman diliminde
Afrikalı yöneticiler sınırlann
dokunulmazhğını ve değiştirilemiyeceği
gerçeğini kabul etmiş bulunuyor.
yaşayan Afrikahlann zaman
içinde değişime uğrayarak
Afrika'yı kurtarabileceklerini
kaydediyor. Fakat bu sonuca
ulaşmalan için söz konusu iki
zıt görüşün uzlaşması
gerekiyor. Ne yazık ki iki taraf
da Afrika'nın gerçeklerini
tarafsız gözle göremeyecek
kadar dar görüşlü.
PDtitikistikrarsızhk
Afrika'da bugün izlenen politik
istikrarsızlığın baş nedeni
olarak sınırlar gösteriliyor. Zıt
görüşlü gruplardan birinin
ortaya attığı iddiaya göre
sınırlar anakarada etkinliğını
sürdüren kabile geleneğinin
politikaya yansıması. Batılı
politikacılar bu görüşü
hararetle onaylıyor. Bu görüşe
karşı çıkanlar ise sıuırlann
Avrupah emper>alıst güçler
tarafindan çizildiğını ileri
sürüyor.
Son yıllarda Afrika'da hız
kazanan savaşlann nedenlenne
bir göz atıldığında bu
savaşlann sınır sorunlanndan
kaynaklanmadığı görülüyor. 30
yıl önceki bağımsızlık
savaşlanndan bugüne kadar
uzanan zaman diliminde
Afrikah yöneticiler sınırlann
dokunulmazhğını ve
değiştirilemiyeceği gerçeğini
kabul etmiş bulunuyor.
Somali'nin Etiyopva'ya,
Tanzanya'nın Ûganda'ya
saldınsını saymazsak, savaşlar
devletlerin birbirine ve sınırlara
saldırması sonucu ortaya
çıkmıyor; savaşlar genellikle ıç
çatışmalardan kaynaklanıyot
Sınırlar yenıden çizilse politik
INGİLTERE1
İNGİLİZCE>" English Fast'larda 144 saat lngilizce
(Ankara, Istanbul, Izmir şehirleri dışında oturup katılmak isteyenler
için Temmuz, Ağustos veya Eylül aylannda 5 hafta günde 6 saat toplam
150 saat Kadıköy şubemizde kurs verilecektir.)
3^ Ingiltere gidiş - dönüş uçak bileti
>• Ingiliz egitim otoritelerinin kabul ettigi 16 büyük lisan okulunda
4 hafta, haftada 15 saat egitim
>• tngiliz aile yanında kalma, kahvaltı ve akşam yemegi
>" Ayda 120 Sterlinle başlayan
Kunlar Ağvstos ve Syiil veya Ek/m 1995'te İnglltore'dt olatak şokflde plantmmıştır.
LONDRA ANKARA
171 ) 4V7 6 1 66 (UJ1 2İ 426
(O3I2) 434 2;
İZMIR
(O232) 4«4 7/ «J
(O232) 425 51 37
KADIKOY
(O2 16) J4V OO
/VVECIDİYEKOY BAKIRKOY
(L-.J12) 275 ^3 9ü lu.'l ,1 '-4_> 'ıCj
(O212) 275 4 3 9 9
PENDIK
102 16) 39O 44 •
(O216) 3VO 45 <
ıstikrar sağlanabilir mi? Bu
sonıyu yanıtlamadan önce
Afrika sınırlannın Avrupalı
emperyalist güçlerin
müdahalesinden önceki
durumuna açıklık getirmek
gerekiyor.
19. Yüzyılın ortalannda
Afrika'da 6 bin ile 10 bin
arasında politik birim
bulunuyordu. Genellikle krallık
şeklinde ortaya çıkan bu
birimlerin şekillenmesinde dil,
kültür ve etnik özellikler rol
oynuyordu. Bu politik
oluşumlann pek çoğu deviet
tanımlamasına gırmediği gibi
sürekli istila, el koyma ve
bölünme tehdidı altındaydı.
Aradan geçen 100 yıl boyunca
bu topluluklar sessizce çağdaş
deviet niteliğini kazandılar.
Avrupa"dan Afrika'ya miras
kalan merkezi ulus devletler
bugün yukandan ve aşağıdan
gelen baskılarla sarsılıyor.
Avrupablann baskısı
Yukandan köklü ekonomik
tedbirlerin geçerlilik
kazanmasını isteyen
Avrupalılar baskı uyguluyor.
Istikrarsız para politikalan üst
düzey memurlann
yoksullaşmasına. kamu
kuruluşlannın satılmasına veya
kapanmasma yol açıyor.
Bu arada yeni nesil. çökmekte
olan politik sistemin
uyandırdığı kaygınm etkisi ile
demokrasi ve özgürlüğü
perçınlemek amacıyla toplu
gösteriler düzenliyor. Herhangi
bir ideolojik temelden yoksun
olan bu gelişmeler etnik ve
bölgesel çatışmalan
körüklemekten öte bir yarar
sağlamıyor. Etnik çatışmalar
Afrika sınırlannı zorluyor mu?
Somali ve Entre'de yaşanan
son olaylar, Afrika
sınırlarlannın yeniden
çizümesinin çözüm
getirmeyeceğini gösteriyor.
Ote yandan Ruanda'da Hutular
ile Tutsilerin yerleşim
alanlannın iç içe olması da bu
görüşü kuvvetlendiriyor.
Hutular ve Tutsilerin bu denli
iç içe yaşaması iç savaşın bir
soykınma dönüşmesine yol
açtı. Bu tür savaşlar bir bölgeyi
Afrikalı
milliyetçfler
Avrupa'nın
müdahalesinin
ülke çıkarlanna
ters düşrüğünü
iddia edrvorlar.
Batılı finans
kurumlan ise
önerdikleri
politikalann
doğruluğunu
savunuvor.
savunmak amacıyla değil, bir
grup insanı yok etmek
amacıyla yapılıyor.
Bu durumda bir grup akıllı
polıtikacının ellerinde kağıt
kalem, tüm anakarayı bir uçtan
dığer uca dolaşarak sınırlan
yeniden belirlemesi son derece
gerçekçilikten uzak bir
yaklaşım olarak
değerlendiriyor.
Devtet kavramı
Siyasi gözlemciler sınırlann
zaman içinde kendi kendine
eriyıp yok olacağı görüşünde.
Deviet kavramı Afrika'da
anlamını yitirdikçe etnik
gruplann içınden çıkan güçlü
liderler yönetimi ele geçinyor.
Bazı bölgelerde ise geleneksel
kabile şefleri güç kazanıyor. Bu
yeni güçlü ailelerin çocuklan
Batı'da aldıklan eğitimin etkisi
ile ülkelerinde geleneksel ile
çağdaşı uzlaştınp yeni düzenin
çekirdeğini olusturuyorlar.
Merkezi hükümetler bu
oluşumlar karşısmda ya
çatışma yolunu seçiyor ya da
yazılı veye söze dayanan
uzlaşma yollannı anyor.
Örneğin bir çokuluslu şirket
Afrika'da iş yapmak istediği
zaman, yalnızca merkezi
hükümetc değil, yerel şeflere
de vergi ödemek zorunda
kalıyor.
Dışandan yatınm yapılmazsa,
Afrika'da ekonomik gelişme
içeriden gelmek zorunda.
Aslında bunun için potansiyel
bulunduğu söylenebilir.
Kendilerine Karakıtada
'imparatoriuklar' yaratan
büyük aileler son derece
zengin. Ancak bu aileler kara
kıtadaki istikrarsızhk yûzünden
paralannı üretken alanlara
değil, Batılı bankalara yatınyor.
Güçlü ailelerin oluşturduğu
yasal olmayan devletlerin
giderek politik ve ticari güç
kazanmasıyla özellikle Bah
Afrika'daki yasal sınırlar
anlamını yitiriyor. Liberya,
Sierra Leone. Kamerun ve
Togo bu ülkelerin başında
geliyor. Sınırlan korumakla
görevli ulusal ordular maddi
olanaksızhklar nedeniyle güç
yitirdikçe, yerel şeflerin
yönetimdeki etkilen artıyor.