Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 21 OCAK 1995 CUMARTESİ
14 KULTUR
Cem Karaca 2.5 yıl sonra yeni kaseti için stüdyo çalışmalanna başladı
CUMHUR CANBAZOĞLU
Amaç, tansiyonu düşürmek
Nirvana'nm
yeri
dolacak mı?
Nirvana'nm lıden Kurt Cobain.
bir ay önce intıhar etmıştı. Haben
duyunca Vs adlı albümlennın tur-
nesını kesıp Seattle'a dönen Pearl
Jam'den Eddie Vedder, üzgün üz-
gün kıtapçılan dolaşırken bır sa-
hafta Mtalogv adlı bır kitap bul-
muştu. Kolay anlaşılan bır tıp kıta-
bıydı Vıtalogy. Vedder, her okudu-
ğu satırda öfrendıklen üzenne mü-
zıkler yazmaya başladı...
Ağustosta, Nır\ana'nın halefi
olmaya hazırlanan Pearl Jam'in al-
büm yaptığı haben sızdı basına.
Bır süre sonra da çalışmalannı giz-
!ı g\zlı yürûttükleri Vitalogy'ı pıya-
saya çıkardılar, kımseyle söyleşi
yapmadılar, medyaya kaset dağıt-
madılar. Albümün eleştırmenlere
uğramadan hayranlara ulaşmasını
ıstıyorlardı Müzıklen bu kez çok
kişıseldi ve müziksever etkilenme-
den Pearl Jam'in mesajlannı yaka-
lamalıydı.
llk iki albüm Ten ve Vs'ın 16
mılyon adet satması, onları fazla
tatmın etmemişti. Daha kaliteli iş-
ler gerçekleştırmelıydıler. Sahafta
bulduklan kıtabın haklarını alarak
36 sa>falık bır özetıni kaset ve
CD'yle bırlıkte müzikseverlere
sundular ve sonucu beklemeye ko-
yuldular.
Vıtalogy'de Jeff Ament, Mike
McCreadv, Stone Gossard, Eddie
Yedder'dan oluşan ekibe, temmuz-
da gruptan aynlan Dave Abbruzze-
se'nin yerıne davulcu Jack Irons
(Red.Hot Chılı Peppers ve Ele-
ven'da çaldı) bazı parçalarda katıl-
dı.
Vıtalogy, müzikal anlamda
'punk'a kaçan bır içeriğe sahip. Sa-
kın baladlar, pub folk da var. Par-
çalardan Vıtalogy, Satans Bed. Im-
mortalıty'e dıkkat. Marketı fazla
düşünmesıne karşın Vıtalogy'nın
bugünlerde Amenkan 'rock'ının en
dıkkat çeken ürünü olduğu rahat-
lıkla söylenebılir.
Simple
Minds
dönüyor
Üç yıl sonra 'rock'a gen dönmek
kolay değıl. hem de bu arada Nir-
vana. Pearl Jam, Greenday, Oasis
gıbı güçlü soundlar yakalayan
gruplar sahneye çıkmışken.
Glasgou ekolünden gelen Simp-
le Minds'ın ıki ınatçı üyesı Jim
Kerr ve Chartie Burchill, bu ayın
sonunda üç >ıllık calışmalan Good
News From The Next Wbrid (Gele-
cek Dünyadan tyı Haberler) adlı al-
bümü pıyasaya çıkanyorlar.
Batı basınında albümden önce
yayımlanan eleştınler; yenı çalış-
manm fazla düzen yanlıst olduğu-
nu, satır aralanndakı fakırlik tema-
lanndan başka cıddı mesajlar taşı-
madiğını belırtiyor. Eleştırmenler
'zorlanarak' She's a River, Hypno-
tized ve konserde bır müzıkçinin
neler hıssettığını anlatan And The
Band Played On'u beğenebılmış-
ler...
Simple Minds, yenı albümde ye-
niden gıtara dönerek klasık rock
grubu şablonuna sadık kalmayı
amaçlatnış. Grırbun karızrnatik
üyesı Jimm Kerr, ağır eleştirilere
yanıt verdigi basın toplantısında
şunlan söylemış:
"Bu albümde fHdrlerimiz çok fa-
kir bulunabilir. Dünyanın sonu de-
ğil bu. Hep politik mesajı olan bes-
teter yapamazsııuz. tleride yine aynı
çizgiye dönebiliriz. Şu anda hisset-
tiklt'rinıiz böyle."
MUZICIN
BIN BIR YUZÜ (6)
PUNK: 1977'de Ingıltere'de rock'ın kural-
lanna karşı çıkan, nıhılızm ve anarşiye prim
veren sosyokültürel ağırlıklı bır gençlik hare-
ketı doğdu. Bu akımın müziği Sex Pistols,
Damned ve Clash tarafından punk etiketıyle
dümaya tamtıldı. Daha önce ABD'de Ramo-
nes gıbı gruplarca denenmıştı. Punk zamanla
'trash punk' ve 'hardcore punk'la daha da
sertleştı; bu arada 'rockabinVle kaynaştı
(punkbılly). Örnekler: Sex Pistols: Never
Mınd the Bollocks ('77), Clash: Clash ('77),
Damned: Damned Damned. Damned ('77),
Jarn: In the City ('77), Ramones: Ramones
('761.
R\GAMUFFIN: Fakirlenn, büyük kent va-
roşlannın reggaesı. Klasık ritmın üzerine bı-
nen tekrar sözlerden oluşuyor 7O'lı yıllarda
doğan, 80"lerde Avrupa'ya sıçrayan ragamuf-
fın, dünyanın her yerinde şıvelere kadar inmış
Yanm yüzyıllık yaşammın otuz
yılını müzığe adamış bir sanatçı
Cem Karaca. Ancak ilginçtir ki Ka-
raca'nm müzikal yanıyla ne 1980
öncesi fazla ilgilenildi ne de yurda
döndüğü 1987 sonrası.
Her iki dönemde de Karaca'nın
yanında çok yetenekli müzikçiler
vardı. Onlar üretti; Cem Karaca
gûçlü sesi, yorumu, akıllı sahne şo-
vu ve karizmasıyla bunlan başany-
la insanlara aktardı. Ancak, özellik-
le 70'lerin ikincı yansına doğru Ka-
raca'nın politik söyleminin ağır
basması, seslendirdiği bırçok önem-
li besteyı gölgede bıraktı.
Döndükten sonra da politik söy-
lem Karaca'nın müziğini güdümle-
yen en belirgin faktördü. Karaca yi-
ne toplumsal mesajlar verıyordu,
güçlü parçalan vardı; ama düşünsel
anlamda farklı adreste olan sanatçı-
nın kasetlen satmadı. Eski dinleyi-
cisı almayınca tırajlar aşağılarda
kaldı. Cem Karaca bugünlerde Em-
rah. Resimdeki Gözyaşlan, Bu Son
Olsun, Dadaloğlu, Oy Babo gibı 15
eski yapıtının toplandığı Cemaz-ûl-
Evvel adlı kasetiyle gündemde. Sa-
natçının geçmişte neler yaptığını
merak edenler ıçin güzel bir örnek
bu çalışma.
Sırada, Uğur Dikmen'le hazırla-
yacaklan yeni kaset var. Bu kez Ka-
raca'nın hedef kitlesi geniş. Amacı-
nın ülkedeki tansiyonu düşürmek
olduğunu belirtiyor ve aralanndaki
görüş aynlıklan gıttıkçe keskinle-
şen kitleleri asgari müşterekte bir-
leştirmeyi deneyeceğini söylüyor.
- Cem Karaca'nın dinkykisi bir-
den nereye kayboldu?
Sekız yıl yoktum, 1980 öncesinin
dinleyicısi bu süre içmde kasetleri-
me ulaşamadı. Yaşlar da büyüdü.
Benım o zaman 20-25 yaşında olan
dinleyicim çoluk çocuğa karıştı.
Bazılan çocuklanna beni önermedi,
ben dönektim onun ıçin. Kendi ça-
bamla gençlerle tanıştım. Ama bır
kısım gençliği ilgilendirmiyordu
Nâzun Hikmet'ın sürgünde oluşu.
Ylyin Efendiler diye bir kaset yap-
tım döndükten sonra. Topluma ka-
bul ettirilmeye çalışılan köşe dön-
meciliğe karşı şeyler söyledim. O
zaman Kemal Horzum olayı vardı,
"cuk" oturması gerekiyordu. Bak-
tık, "Yakalanmayacaktı; he-
lal olsun adama" dendı.
Ben de kalkıp fazilet
dersleri veriyordum.
Bir de yargısız infaz
gibi dönek damgası
v/apıştırıldı. "Turgut
Ozal'm elini öptü" diye
laf çıkartıldı. Ellinin
üzerinde TV röportajında
böyle bir şey olmadığını
söyledim; hâlâ aynı
konu konuşuluyor
Başka bir şey ya-
pamam artık.
- Cem Karaca
geçmişte mii-
z i ğ i n d e n
çok, po-
litik
ter-
- Müzik arenasında hep güçlü se-
siıüzle Derlediniz. Türk rock'ının ya
da popunun kilometretaşı kabul
edilen biri olarak müzikal anlam-
da ne gibi ilerlemeler gerçekleş-
tirdiniz?
Sesım tabii ki önemli
bir faktördü. Ancak
bestelere de dikkat
edilmeli. Müzikal
anlamda hep kendi-
mi aşmak kaygu-
sundayım. "Tfirld-
ye'de Türkçe rock
yapmak istiyorum,
ama lisan yeter-
siz" dıyenler
. oturup Terket-
x
medi Sevdan
B e n i ' y ı
•s d ı n l e -
• sin. Bu
' kadar
kez kendimden yola çıkarak kaset yapıyorum. 2.5 yıldır 'Ben kimi söyleyeceğim'
diye düşünüyorum. Beni ne Islami kesim ne de sol dolduruşa getirebilir. Kendi sözlerim
artık önemli. Yeni kasetle bütün amacım tansiyonu düşürmek. Ülkenin gereksiz gerilim
sonucu tehlikelere gebe olduğunu düşünüyorum. (Fotoğraf: DEVRİM BARAN)
cihleri ve karizmasıyla sivrilen bir
isimdi. Bu karizma nasıl doğdu?
Benim söyleyış tavrım halkın
kendini ifade ediş biçimiyle örtüştü.
Hıçbir zaman fısıldayamadım, soft
olamadım, hep haykırdım. O dö-
nemde toplum kendi adına haykıran
birini görmek istiyordu. Gençlik,
sorunlanna daha angajeydi. Şimdi
de Ahmet Kaya kısmen bu görevi
yükleniyor, ama o daha ziyade sö-
zel ağırlıklı; haykırmıyor.
geriye gitmek de gerekmiyor. Kir-
Ienmiş Çığuk diye bir başka parça
var, onu dınlesin. Türk dılini iyi
kullandık, çok eli ayağı düzgün Nâ-
zım Hikmet yorumlanmız var, Ah-
med Arif şiirleri var. Aynca epik,
dramatik unsuru kullanarak müziğe
teatral kurguyu getirdik. Sahnede
yaptıklarımızın hepsi planlanmış
şeylerdi.
- Yıllar sonra hangi parçalan re-
ferans olarak göstervbilirsiniz?
Toplumun yakından tanıdığı bü-
tün parçalanmı seçerdim. Bir de ıs-
kalananlar var. Örneğin, Mor Per-
şembe, Bir Öğretmene Ağıt, Kalen-
der, Obur Dünya. Bunlar da önemli
çalışmalardı.
- 1 Mayıs'ı birçok insan seslendir-
di, ama en çok sizin parçanız olarak
benimsendi ve siz mahkemede yar-
güandınız. Bestenin Costa GavTas'uı
'Z filmine ait olduğu savi konusun-
da ne dfişünüyorsunuz?
Ben ıddıalara katılmıyorum. 1
Mayıs, Sarper Özhanın bestesidır.
Sarper'in bir mıktar Theodorakis'ın
müzığınden etkılenmesi normaldir;
sekiz mezürü aşmadıktan sonra
üzennde tartışılacak bir şey yok.
- Uğur Dikmen'le hazırladığınız
yeni çabşmalanıuzda neler olacak?
. İlk kez kendimden yola çıkarak
kaset yapıyorum. 2.5 yıldır 'Ben ki-
mi söyleyeceğim' diye düşünüyo-
rum. Beni ne Tslarru kesim ne de sol
dolduruşa getirebilir. Kendi sözle-
nm artık önemli. Yeni kasette bütün
amacım tansiyonu düşürmek. Ülke-
nin gereksiz gerilim sonucu tehlike-
lere gebe olduğunu görüyorum. Ge-
rekli ızinleri aldığım takdirde bir ta-
ne Nâzım Hikmet'ten, bir tane de
Necip Fanl'dan şiir olacak. tsteğim,
Necip Fazıl'ı sevenlerin Nâzım
Hikmet'in söylediklerini toptan red-
detmemesı yahut tam tersının olma-
sı Asgari müştereklerde bır pencere
aralamak istiyorum. Sonra, bır Ale-
vi kesimin, bir Sünni kesimın be-
nimseyeceğı parça olsun diyorum
Türküler de olacak; örneğin Ali Ek-
ber Çiçekın Haydar Haydar'ı üze-
rinde çalışıyorum. 7 nısanda kaseti
firmaya teslım edeceğım.Döndü-
ğümden beri yargısız infazla karşı
karşıyayım. Bu insanlara kasetimı
dinlemelerini öneriyorum.
Maymtayine İstanbuVdcLVurmalı calgıkırda \\rupa'ıun oııtlc gden ca/cıl.ıii ar.ısında >vr alaıı Buıhan ()çal. Tiniıyc konscrlerine
ağırlık vcnııeye başladı. Araiıkia Jannıleddin Tacuına \e \\olf«anş; Puschinig'le ( cnıal Rc^it Rey Konser
Salonu'nda çalan Öçal. ıruyı> a\ ımla bu koz kla^ik mü/.ikçilcrle İstanbul'u gclccck.
l ç kez Montrcuuv C az Ft
ı
stivali"ıuk vcraian 0<,'al. ycrli ıııiizikseverin fazla tanımaılığı bir sanatçı.
Müzik öykiisü Kırklarcli'nıJc Kışlıyor (>çal'ın. On dör( yaşında orkostralarda balcri t;alı>or. ^incınn sihibi
olan bnhasının gotirttiği Hollyvvood filmlcrimlon. Baiı'da yupılan müziği takibc çalışıyor.
AskerHk görcvinden >onra Ankara'da orko>tralara giriyor. ama yupılan müziği fazla kuru bularak şatiMnı
ABDUc ifcncınek istiyor. Isviçre üzcriiHİcıı AliD'yo ula^mayı plankırkcn. Zürih"tc bır arkadaşının yanında
mola \criyor. İsv Kicdc kalıp eğitım tîörüyor vc bir yolıınu bulup cazcılarla tanı^ıyor.
Zamanla Paris'tc çc\ rc cdiniyor \c büy ük bır çaba yöstorip A\ rıtpa caz pi\aj^ijB»la aranan sanatçıUır aruMtıa
giriyor... Bıırhan Öçal. •jiı amla bcjj menajcrli bir sanatçı: yasamının btftıik bolümti kolfc^rlcrılc gcçiyor.
Süıckli araştınynr \c Türk müziğini düjurklii tanıtabilmok Tçin çabalıvor.
Türkiyc'de Dcniş Mustafa. TurkisjkTraditional Percussion \c HH)I Nacht
Musik.uİlı C D'lcıi satılaıı sanatçı. L'üRteri bir an OIKC nitelikli müzik iiıctip
mündısımia sans aramava da\cı odisor.
- Türk musikisinin yüzde 75'i ,ık>ak
ritimlerden oluşuyor: Avrııpalıya tcrs gchyor.
Elj^scyirci bciki hıı ritinılcrianlar. ama büyük
kitleye seslcnilmek isıcniyorsa müziğimtzi
c\ronsel halc getirmcliyiz. Bu kolay dcüil.
önce Batı mü/iğinin akademik cğitiminücn
geçmcliyiz. Sonra Cezayirli Khalet'in vaptığı
eibi. ozuün müzikten biraz ödün \erip Baiı
onstriimanlarıyla etnik enstriinıanları
- u
lc^irebilıri/ Khalet rahatlıkln Arapça
sö\ lüyor. biz de Türkçe
l 5 pfc sö\leyebiliriz.
y Öncnılı olan. güvlü bir
M">uııd \ak.ila\ahiimek.
No Quarter'la Doğu kapısı aralandı
Yıllar sonra eski albümlerin
zaferlerini tekrarlayan albüm
yapmak herkesin harcı değil.
Birçok rock grubu yeniden
toparlanıp bıraktıklan yerden
devam etmek ıstiyorlar, ancak eskı
gücünü yakalayanlann sayısı bir
elin parmaklannı geçmıyor.
Son olarak Led Zeppelin'den
Jimmy Page ile Robert Plant,
Fas'tan Mısır'a, oradan da Galler
yoluyla Londra'ya dek uzanan
egzotık bir müzik yolculuğuna
çıktılar. Sonuç, beklenenden
olumluydu. Rock dünyasının en
sevilen ve en taklit edilen
gruplanndan Led Zeppelin'in
yeniden bir araya gelmesi
beklenirken, iki usta, John Paul
Jones'u işin içine katmadan No
Gnıarter adlı albüm yapmışlardı.
Jones'u çağırmamalannın nedeni
"Led Zeppelin Efsanesi"nin altında
ezilmekten korkmalanydı.
Grup dağıldıktan sonra Plant
solistlikle vakit geçirmişti. Page de
'hard rock'ı denemişti. fkisi de
isimlerine yakışır, fazla ses getirici
işler yapamamıştı. Yeni albüm
onlan hak ettikleri yere getirdi.
Kuzey Afrika yolculuğunda doğan
besteleri hemen bir albümde
toplamayı düşünmüşlerdi. Ancak
albümü dolduracak kadar beste
hazır değildı. Geçmişe dönüp eski
parçalara göz atmaktan başka çare
yoktu...
Albümün tam adı, No Quarter.
Jimmy Page and Robert Plant
Unledded. Üç tip parçayla
karşı laşıyorsunuz dinlediğinizde.
Birincisi onjinaline sadık kalarak
yaptıklan. ancak o günkü 'sihir'den
uzak Thank You ve Since I've Been
Loving You gibi parçalar. Ikincisi
Yallah, City Don't Cry, Wmderful
One ve Wah Wah gib'i Arap
dünyasına kapı açan yeni parçalar.
Üçüncü tür ıse The Battle of
Everymore, Gallovvs Pble gibi eski
parçalann '3. dünya ruhu'yla
yeniden yorumu.
No Quarter, Page'in dediğine göre
Doğu'nun kapısmı araladıklan ilk
çalışma. Bir yıl içinde yine Doğulu
parçalardan oluşacak ikinci Plant-
Page albümü gelecek.
Rap: SiyahlannCNN'i...
Biz hâlâ aynı yerdeyiz. Yapılan
arajmanlar çok geri, eğitim alarak
basamaklan tırmanmak isteyen az.
Bir şey yapacaksan önce bedelini
ödeyeceksin. Kolay yoldan gelen
şöhret yine çok kolay gider.
- 1995te Türkiye'de ne gibi çalış-
malar yapacaksınız?
- Mayıs ayında Batıh klasikçiler-
le geleceğim. Ritimsiz çalınan Bach
ve Scarletti sonatlannı ritünlerle il-
ginç hale getirmek istiyorum.
Frankfurt'ta denedik, çok beğenildi.
Bir de tstanbul Festivali'ne katılma-
mız söz konusu. Istanbul Senfoni
Orkestrası'na teklifte bulundum,
Weather Report'ın kuruculanndan
Jo Zawinul'la bir caz senfonisi pro-
jemiz var. Bu senfoninin Istanbul'da
çalınması gerekiyor. Beş bölümlük
senfoninin son iki bölümü Türk
musikisiyle ilgili. Bizim musikinin
çok güzel aranje edilerek yüz kişi-
lik senfoni orkestralannda çalınabi-
leceğını göstermek istiyoruz.
r h p ı ı e S E L M İ
CORUŞ A N D A K
Onat'tan
Sessiz Müzik
Bu haftaki köşemizde, salt
müzikten, somut notaların
yansıttığı sesli müzikten söz
etmeyeceğim. Eyet, yanlış
okumadınız. Müziğin sessizi
olur mu demeyin? Olur... Ya-
şamlannı yitiren, ama düşün-
celeri, dünya görüşleri, duy-
gulan ölümsüz olan ve yarat-
tıkları, ürettikleri, yazdıkları,
söyledikleri ile daima yaşaya-
cak olanlann bıraktıklan "so-
yut ve sessiz müik", durma-
dan içimjzde akar... Sadece
kendileri için değil, toplumu
ileriye yönlendirmek için uğ-
raş vermiş olanlann müziğidir
bu!
Evet, bu köşede beni oku-
yan okuyculanmdan bu hafta
"müzik etkinlikleri, olaylan ve
sorunları" konularına değın-
memek için izin istiyorum.
Neden mi? Bundan böyle,
artık sadece içimızde, gönül-
lerimizde ve beyinlerimizde
yaşayacak olan sevgili Onat
Kutlar'ın evrene yansıttığı
dramatik, etkileyici ve uyancı
"sessiz müziği" içimde taşı-
makta ve başka sesler duy-
mamaktayım...
Bana yakın dostluğunu
esirgemeyen Onat Kutlar'ı
1955'ı izleyen yıllarda tanı-
mıştım. Yine bu yuvamda,
Cumhuriyet gazetesinde mü-
zik ve çeşitli sanat konuları
ile bırlikte sinema yazıları da
yazıyordum. Onat'ı tanıdığım
andaki izlenımterim; onun ne
denli sağlam düşünceleri
olan ve sadece sinema ko-
nulannda değil, geniş anlam-
da kültür ve sanat konulann-
da bilinçli bir kişi ve olumlu
çabalar yönünde prensiple-
rinden sapmaz, çalışkan bir
aksiyon adamı olduğunu
göstermişti.
Film Dostlan..
O yıllarda, ülkemizde, sine-
ma sanatının gerçek kişiliğiy-
le, bu yolda Türk sinemasını
evrensel nitelikte, yeniliğe
açık ve olumlu gelişmelere
ulaştırma amacıyla kurulan
ve başanlı atılımlar başlatan
bir kuruluş gerçekleşmişti.
Bu çok önemli olay, "Film
Dostlan Derneğı"r\\n kurulu-
şu ve çalışmaya başlamasıy-
dı. Bu derneğin kurucuları
arasında, şimdi ammsadığım
kadanyla Semih Tuğrul, Ba-
ha Gelenbevi, Fikret Adil,
Burhan Arpad, Çetin Özkı-
rım, Tarık Dursun K., Gi-
ovanni Scognamillo ve ya-
nılmıyorsam Lütfi Akad,
Memduh Ün, Metin Erk-
san, Rekin Teksoy gıbı da-
ha birçok yazar, sinema ada-
mı, eleştırmen, sanatçı olarak
buyük değerler vardı.
Sonralan, üye olarak çalış-
malanna katıldığım bu der-
nek daha o yıllarda Sinema
Yasası'nı çıkartmak üzere
"Sinema Şûrası" düzenle-
mışti.
Işte Onat Kutlar'ı o yılları
izleyen günlerde, cesur giri-
şımleri, olumlu çalışmalan ve
öncü kişiliğiyle tanımıştım ve
dost olmuştuk...
nunıara
durumda. Örnekler: Shabba Ranks: X-Tra
Naked ('92), Apach* Indian: Apache Indian
('93), MassiMa System: Chourmo ('94).
RAP: Hip-hop'un sokaklarda, gettolarda
doğan kardeşı. Etkilı ritimler üzenne bindiri-
len slogan sözlerle tanındı. Her türlü gelışme-
ye. yeniliğe açık bir tür rap. Bu türe 'sivahla-
nn CNN'i' diyenler de var. Bır çeşit haberleş-
me işlevi de gören rap, siyah kültürünün ya-
yın araçlanndan bın. Yıllar geçtikçe sıyahla-
rın tekelınden çıkıp herkesin müziği oldu.
Rap jazz, rap metal, afro rap ve gansta rap (en
şiddetlısı) gibi bölümlere aynldı. Örnekler:
PuMic Enemy:Apolcalypse '91 ('91), LL Co-
o» J: 14 Shots to the Dome ('93), Arrested De-
velopment: 3 Years, 5 Months and 2 Days in
the Lıfe of... ('92), Ice T: Home Invasıon
('93).
REGGAE: Jamaika doğumlu reggae, rock
steady ve skadan geliyor. Nevv Orleans
rhythm and blues'tan da etkılenen reggae,
Londra'ya göç eden Karayıpliler aracılığıyla
70'li yıllarda Avrupa'ya ihraç edildi En belir-
gin alttürlen talk wer ve dub. Örnekler Bob
Martey: Legend ('82). Peter Tosh: Bush Doc-
tor('78).
RHYTHM AND BLUES: Blues, gospel,
biraz da country ve svvıng'in ürünü. llk vokal
gruplannın yardımıyla geniş kitlelere tanıtıl-
dı. 4O'lı ydlarda Afhka kökenlı R&B'nin bır
türü Nevv Orleans'ta büyük taraftar buldu. Ör-
nekler: Louts Jordan: Just Say Me ('93), Joe
TurnerAnthology ('94), Ray Charles: The
Bırth of Soul ('91), Fats Domino: They Call
Me Fat Man ('94).
ROCKABILLY: 50'lı yıllarda çok popüler
olan rockabilly, ABD'nın dağlık bölgelerinın
müziği hıllbılîy ile 'rock and roll'un bırleşi-
mıydi. Rock and roll'a göre enstrüman azlığı-
nı seçti, nefeslileri hiç sevmedi. Stray Cats gi-
bi gruplarla 80'lerin başmda yeniden günde-
me geldı. Örnekler: Carl Perkins: The Sun
Years ('82), Gene VTncent: Capıtol Collector
Senes('91).
ROCK AND ROLL: 1954'te radyo diskjo-
keyı Alan Freed gençleri hedefleyen yeni bir
müzik akımını bu deyımle adlandırdı.
Rock'n' roll, siyah müzikle (blues ve rhythm
and blues) ile beyaz müziğin (melodık pop ve
country) arasındakı ırkçı engellerı ortadan
kaldırdı.
Örnekler: EKis Presley: EIvis Presley ('56),
Chuck Berry: Chess Masters ('83), Jerr> Lee
Lewis: All Kıller No Filler ('93). Little Rk-
hard: The Specıalty Sessıons ('89).
ROCK STEADY: 6 Ağustos 1962'deki ba-
ğımsızlıktan sonra büyüyen Jamaıkalı gençle-
rin müziği. Yerel müzikle soul'un birleşmesi
ve SKA'nın ntmık gelışımı şeklınde tanımla-
nıyor. Adını 66'da büyük sükse yapan Alton
Ellis'in parçasından alıyor. Müzik çevrelenn-
de bu tür lngilLzlerin 'beat'i ile Amerikalılann
souluna Jamaikalıların yanıtı şeklınde değer-
lendıriliyor. Örnekler: Desmond Dekker: Gre-
atest Hits ('76), Alton Effis: Best of ('69), Et-
htopians: Reggae Hit Sounds ('73).
ROOTS / FOLK SDMGERS:60'lann başın-
da Nevv York Greenvvıch Village kulüplennde
yetışen Amerikan halk şarkıcılarının politik
sözlerle güçlendırdığı müzik. Dığer adı da
'urban folk' olan bu tür, Woody Guhtrie ve
Pete Seeger'dan etkilendi. Örnekler: Bob
Dylan: The Freevvhelin, Bob Dylan ('63). Phil
Ochs: All The News Thats Fıt to Sing ('64),
Tom Paxton: Ramblin' Boy ('66). Joan Baez:
Joan Baez 5 ('64).
ROOTS ROCK: Rockın geleneksel akustik
enstrümanlarıyla blues, country, folk, caz gibi
temel türlen yorumladı. Örnekler: Van Morri-
son: Astral Weeks ('68), The Band: The Band
('69), Los Lobos: How Wffl The Vmtf Surviver
('84), R.E.M.: Automatıc For The People
('93).
SÜRECEK
Türk popunda Aşlon Nur Yengi,
Kara Çiçeğim adlı yeni kasetiyle
liderlığe yükseldi. Sertab Erener,
Lâ'l'le ikincilikteki yerini korur-
ken, geçen haftanın birincisi Ser-
dar Ortaç, Aşk tçin'le üçüncülüğe
ındi.
Türk sanat müzığinde ilk üç
şöyle sıralanıyor: Sensizlik Bu
(Muazzez Abacı), \'u gelir Her-
şey (Seda Sayan). Aklım Sende
(Müşerref Akay).
Türk halk müziğinde Burhan
Çaçan, Neden Geldim Istan-
bul'a'yla liderlığini sürdürdü. Nu-
ra>' Hafıftaş, Şimdi Oldu'yla ikin-
ci. Muhlis Akarsu'nun Ya Dost Ya
Dost adlı kaseti üçüncü.
Yabancı popun lideri Unplag-
ged in New York'la Nirvana. Ikin-
ci Youthanasia ile Megadeth,
üçüncü CrossroadMa Bon JovL
Klasik Batı müzığinde The 3
Tenors in Concert 1994 (Domın-
go-Carreras-Pavarotti) en çok sa-
tılan kaset.
enilen
LJbra - Julio Iglesias (CD)
Gershwin For Lovers - Marcus
Roberts (CD)
Cosmopoütian Marlene Dıetrich
(CD)
BestofSadeSade(CD)
Endless Summer Donna Sum-
mer (CD)
SnonfaU Tony Benneth (CD)
Definitive Simon &Garfunkel
(CD)
BestOfInxs(CD)
Heartsongs Dolly Parton (CD)
Saraytı Oya Bora
Sevda Şiirleri 1 Mithat Güçlü
Karataş
Tamburi Cemil Bey thsan Öz-
gen (CD)
Meragi-Itri Anatolia Ihsan Öz-
een (CD)