02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2OCAK1995PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMI İtlrtattaalman vergvefonlar dûşürüUü • A1NKARA(AA)-İthalat —rejmrkapsamındabulunan - mallann, Avrupa Topluluğu (AT) 7e EFT A ülkelerinden ithalinden alınan ve orlalama yüzde 5.87 olan gümriik vergikn, ortalama yüzde 4.57'yeindirildi. Diğer ülkeler içın ise ortalama yüzde 10.32 olan bu oran, ortalama yüzde 9.37'ye düşüıüldü. 1995yılıithalat rejimineilişkin Bakanlar Kurulu karan, Resmi Gazete'nin dünkü mükerrer sayısında yayımlandı. Dış Ticaret Müsteşarhğı'ndan yapılan yaalı açıklamaya göre Bakanlar Kurulu İcaran ile AT ve EFTA ülkelerinden yapılan ithalatta alınan ve ortalama yüzde 22.19 olan toplu konut fonu, ortalama yüzde 20.49"a düşürüldü. Diğerülkelerden yapılan ithalattan alınan ve ortalama yüzde 26.79 olan toplu konut fonu kesintisi, ortalama yüzde25.29'a indirildi. Vergiye karşılık gayrimenkui • ANKARA (ANKA)- Zamanmda ödeyemedikleri borçlan için geçen yıl icraya verilmelerinin yolu açılan kamu kurum ve kuruluşlan, bu yıl da gayrimenkulierini Maliye"den kurtaramayacaklar. Maliye Bakanlığı"na. belediyelerde dahil tüm kamu kurum ve kuruluşlannın devlete olan tahsili geçmiş borçlanna karşılık, bu kuruluşlann gayrimenkulierini satın alma yetkisi verildi. 1995yılı Bütçe Yasası'yla y apılan bu düzenleme, Maliye Bakanlığı'na kamu kurum ve kuruluşlannın arsa. lojman, dinlenme tesislerini borçlanna karşılık olarak önce satın alabilme, daha sonra da bunlan satabilme olanağı tanıy or. Buna göre özelleştırme kapsamındaki kuruluşlar da dahil. iktisadi devlet teşekküllen. kamu iktisadi kuruluşlan, bunlara bağlı müessese, ortaklık ve iştiraklerletüm beledivelerve il özel ıdarelennın amme alacaklannm tahsili usulü hakkındaki kanun kapsamına gjren borçlanna karşılık olarak, bu idarelere ait olan gayrimenkuller Maliye Bakanhğı tarafından satın aünacak. ABITden Çin'e ambargo hazıriığı • WASHINGTON(AA)- Çin'in patent ve yaym hakianna saygı göstermediğinden şikâyet eden ABD'nin. bu ülkeye, iki ülke arasında bir ticaret savaşına yol açabilecek bir ticari ambargo koymaya hazırlandığı bildirildi. ABD 1 ıcaret Bakanlığı yetkılıleri, Çin'in patent ve yayın hakkj ücretlerini ödemeyerek "korsan" üretim yapması nedeniyle ABD'li üreticilerin yılda 800 milyon dolarlık bir zarara uğradıklannı belirtiyorlar. ABD'nin, Çin ile ticareünde bu yıl yaklaşık 29.5 milyar dolar açık vereceğinin kesinleşmesinin, ABD'nin dikkatinin. 64.7 milyar dolarlık açık verdiği Japonya ile birlikte bu ülkeye de çevrilmesine neden olduğu belirtiliyor. Şeker fabrikalan özelleştipilecek • ANKARA (AA) - Sanayi ve Ticaret Bakanı Mehmet Dönen, Türkiye Şeker Fabrikalan AŞ'yi özelleştirmeyi düşündüklerini, bu amaçla Pankobirlik'e bağlı 28 kooperatiften. satın alma şartlanyla ilgili birçahşma yapmalannı istediklerini söyledi. Pankobirlik Genel Müdürü Karml Özdemir ise şeker şirketini satın almaya talip olduklannı bildirerek şunlan söyledi: "Biz. hazırladığımız raporlarda 'ödeme şekli' öneriyoruz. Değer tespitinden sonra ortaya ' çıkacak rakamı ya şekere endeksleyip ödemek ya da şeker olarak ödemek istiyoruz. Sermaye piyasalapı • ANKARA (AA) - Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) tarafından bu yıl kabuî edilen menkul kıymet ihraç taleplerinin toplam sayısı 336'ya ulaştı. SPK'den yapılan yaalı açıklamaya göre ıhraç talebinde bulunulan 336 menkul kıymetin 234 adedini hisse senedi, 29 adedini tahvil, 45 adedini varlığa dayalı menkul kıymet, 19 adedini yatınm fonu, 3 adedini fınansman bonosu, 5 adedini ise banka bonosu oluşturdu. KİT'lere yağan zamlar, 4 kişilik bir ailenin mutfak harcamasını 8 milyona çıkardı Arahk, mutfağı kasıp kavurdu HULYAGENÇ Aralık ayında KlT ürünlenne yağan zamlar, kış mutfağını kasıp kavurdu. Istanbul"da yaşayan 4 kı- şilik bir ailenin aralık ayı mutfak harcamalan 8 mılyon 10 bin lira- ya yükseldi. Geçen ay yiyecek ıçin 7 mılyon 115 bin İira harca- yan bir ailenin, aralık ayında mut- fak masraflanna 892 bin liralık daha kaynak ayırması gerektı. 4 kişilik bir ailenin mutfak har- caması, geçen yıla göre yüzde 107 oranında artış gösterdı. 1992 yı- lında yüzde 54 olan toplam mut- fak enflasyonu. 1993 yılında yüz- de 69 olarak ger- çekleşti. 1993 aralığında mutfa- ga 3 milyon 851 bin İira hârcayan 4 kişilik bir aile. 1994'ün aralık ayında ise yiye- cek bütçesine 4 milvon 158 bin lı- •Geçen ay KlT ürünlenne yağan zamlar, kış mutfağını kasıp kavurdu. Istanbul'da yaşayan 4 kişilik bir ailenin aralık ayı mutfak harcamalan 8 milyon 10 bin îiraya yükseldi. ralık ek yapmak zorunda kaldı. Aralık ayında turfanda sebze ve meyve fiyatlannda şok artış ya- şandı. Ikinci etap turfanda sebze ve meyvelenn piyasaya geç çık- ması. kasım ayı ile aralık ayı ara- sında fiyat uçurumunu daha da arttırdı. Geçen ay sebzenın kilosu ortalama 28 bin 600 Îiraya çıkar- ken. meyvemn kilosu 29 bin 700 Îiraya kadar ulaştı. Aralık ayında süt ve süt ürünle- nne de zam geldi. Kasım ayında 35 bin liradan satılan 1 litrelik Mis ve Pınar sütün litresi 38 bin lira- >a yükseltildi. Kasım başında 22 bin İira olan SEK sütün litresi ise 24 bin İira oldu. Süte gelen zam, lstanbul'un bazı semtlennde uy- gulanmaya başlanırken bazılann- da hâlâ uygulanmıyor. Kasım ayında 170 bin liraya satılan tam yağlı beyaz peynir. aralık ayında 200 bin Îiraya tırmandı. Geçen ay 160 bin liradan satılan tereyağı. bu ay 190 bin İira. Daha önce 19 bin 400 bin liradan satılan toz şe- ker ise zamlardan sonra 24 bin 500 liradan satılmaya başladı. Kasım ayında 250 gramlık margarin ortalama 16 bin 500 liradan satılırken. aralık ayında bu rakam 18 bin Îiraya kadar yükseldi. Zeytinyağının litresi 70 bin lira- dan 80 bin Îiraya çı- karken, hakiki zey- tinyağının fıyatı da 100 bin liradan 110 bin îiraya yükseldi. Geçen ay 170 bin liradan satılan 12 kiloluktüpgaz.pet- rol ürünlenne son zamlardan son- ra 185 bin îiraya yükseldı. Kasımda 190 bin liradan satılan etin kilosu ise yüzde 5.26'lık ar- tışla 200 bin lıraya çıktı. Soğan fîyatlan 22 bin liradan 25 bin Îiraya çıkarken, patates 16 bin liradan 20 bin îiraya yükseldi. 1994 yılının fiyat artış rekort- menı yüzde 290'la bakliyat ürün- leri oldu. Geçen yıl ortalama 13 bin 300 liradan satılan bakliyat ürünleri. 1994 aralığında 52 bin Îi- raya yükseldi. 1993 aralığına gö- re yüzde 275 oranında zamlanan pirinç 5 7 bin îiraya yükseldi. Ziraat mühendislerinin raporunda, öngörülen stratejilerin eşitsizliği arttıracağı belirtildi GAP'ta hatah kalkınma modeliEkonomi Servisi- Güneydoğu Anadolu Projesı ıçın öngörülen kalkınma modelının. bölge ıçı eşitsizlikleri daha da arttıracağı belırtihyor. TMMOB Ziraat Mü- hendısleri Odası Yönetım Kurulu Oyesı Dr. Atilla Göktürk ve zira- at mühendİM Rıfat Dağ tarafından hazırlanan "GAP Yeniden Yapı- lanmalıdır" adlı raporda, proje ıçın öngörülen v e Gaziantep mer- kezli bir sanayi kalkınma hamle- smın sakıncalan ortaya konuluyor. Raporun yazarlan, uygulama- nın Gaziantep'ı, Istanbul'daoldu- ğu gıbı bir göç dalgası ile karşı karşıya getıreceğını ıddıa ederek. "Gaziantepgibi katmadeğeryara- tabilecek en azından birkaç nıer- kezin daha desteklenmesi gerek- mez mi* sorusunu ortaya atıyorlar Raporda aynca, 1989 yılında Ja- pon Nıppon Yüksek Inşaat Grubu tarafından hazırlanan ve GAP ile ilgili çalışmalarda referans olarak kullanılan GAP Master Planı'nın bölge ıçin öngördüğü karayolu ağırlıklı ulaştırma tasarımı da eleştınlıyor. Raporda, karayolu ta- şımacılığının uzun vadede GAP'ın iç piyasa avantajını ulus- lararası ticarete karşı zayıflataca- ğı, Mısır örneğı ile desteklenerek •Güneydoğu Anadolu Projesi ile öngörülen kalkınma modelinin bölge içi eşitsizlikleri daha da kötüleştireceği belirtilirken, GAP'ın uygulanmasında enerji öncelikli bölümlere ağırlık verilip sulama ile ilgili kısımlann ihmal edilmesinin, projeyi amacından uzaklaştıracağı iddia ediliyor. Diyarbakır'da arazi mülkiyet değişimi Büyük toprak sahibinin toprak payı (%) Küçük toprak sahibinin toprak payı (%) 1950 1970 1980 "GAP pamuğu eşdeğer koşullarda vekalitede üretildiği varsayılsa bi- le, Mısır pamuğu deniz naklivatı ile İstanbul pazanna çok daha ucuz maliyet ile ulaşacak" denılıyor. "GAP Yeniden Yapdanmalıdır~ adlı raporda, GAP'ın enerji yönü- ne fazla ağırlık venldıği ve sula- ma yönünün ihmal edıldiğı belir- tiliyor. Katma değer yaratmak açı- sından sulamanın daha ön plana çıkanlması gerekirken. 23 Mayıs 1993 tarihinde enerji üretmeyeyö- nelik Bırecık Barajı ve Hidro- elektrık Santrah'nın temelinin atılması. raporun yazarlan tarafın- dan projenin sulama ile ilgili kıs- mının ihmal edilmesi olarak yo- rumlanıvor. Gerçekleşme düzeyi GAP Idaresı kaynak gösterile- rek verılen rakam lara göre. I994'ün ılkyarısındaprojeuygu- lamasındakı gerçekleşme düzeyi yüzde 37'ler düzeyınde bulunu- yor. Lygulama sürecınde enerji ile ilgili hedefler aşılmış durumday- ken. sulama hedeflerinın gerisın- de kalındığına dıkkat çekılıyor. Sulama alanında. toprağa sade- ce su verılmesının yeterlı olmadı- ğı, bölgede drenaj ve tesv ıye çalış- malan yapılmadıgı takdırde, ço- raklaşmaya sebep olunacağı dik- kat çekilmekte. GAP Master Planı'na göre. 2005 yıhnda belirti- len hedeflere ulaşmak ıçın. her yıl 100 bin hektarlık bir alanda tarla ıçı gelıştırme hızmetlerının ta- mamlanmasının öngörülmesıne rağmen, Tarım Bakanlığfna bağ- lı Köy Hizmetlen Genel Müdürlü- ğü'nce. 1994 yılı ılk yansına ka- dar sadece 6000 hektarlık bir alan- da söz konusu hizmetler gerçek- leştırılmış durumda. DÜNYA EKONOMÎSİNE BAKIŞ ERGtNYILDIZOĞLU / LONDRA Meksika'da Mali Kriz 1 982'de borç krizi Meksika'nın mo- rotoryum ilan etmesi üzerine pat- lak vermiş, uluslararası piyasalar- da çok uzun zaman kapanmayan bir güvensizlik yarası açmıştı Meksika açı- sından. Bu sene yerini yine kendi par- tisınden Emesto Zodilla'ya bırakan Salinas'ın 6 yıllık yönetımi altında bu manzara tümü ile değişti. IMF'nin tüm istediklerini fazlasıyla yerine getiren Meksika'da artık bir ekonomi mucize- sinden bahsedilıyordu. Derken 19-29 aralık arasında pezo 10 günde yakla- şık yüzde 39 değer kaybetti ve çöktü. Bundan iyisi can sağhğı Salinas 1988'de iktidara geldiğinde enflasyon yüzde 115 ve büyüme hızı yüzde eksi 5 (-5) idi. Şalinas, 6 yıllık yö- netimi sırasında dış ticareti serbestleş- tirrii ve geçen sene de Meksika'yı NAF- TA'ya Ç/ani NAFTA ülkeleri, ABD ve Ka- nada ile bir gümrük birliğine) soktu. Salinas IMF'nin istediğı yonde, demir- çelik işletmeleri, bankalar, telekomüni- kasyon vb alanlarında özelleştirmelere- rin hemen hepsini gerçekleştırdi. Bu arada sadece 18 bankanın ve telefon şirketi Telemex'in (PTT'nin T'si gıbı bir şey) satışından toplam 25 milyar dolar gelirelde etti. Bu gelişmelere bağlı ola- rak geçen altı yıl içinde enflasyon ge- riledi ve 1993'te yüzde 9.8'e ve 1994'te de yüzde 6.7'ye düştü. Büyüme hızı ise yüzde 4.2 ile 2 koridorunda istikrara kayuştu. Kısacası birdüşük enflasyon ve istikrarlı büyüme ortamına ulaşıldı. Bu 6 yıl boyunca Meksika'ya giren ya- bancı sermaye miktarı, bir önceki 6 yı- la göre iki kat artarak toplam 50 milyar dolara ulaştı. Ancak bu resme biraz yakından ba- kınca dört olumsuz gelişme dikkati çe- kecektir. Birincisi dış ticaret ve cari he- saplar açığı sürekli arttı. Cari açık 1994'te GSMH'nin yüzde 8'ini geçti. Ikincisi, bu açıklar yüksek faiz aracılı- ğı ile ülkeye çekilen yabancı yatırım ve kısa vadeli spekülatif sermaye hare- ketleri ile finanse edildiler. Örneğin 1993'te yediler grubu ülkelerinde faiz- ler yüzde 2-4 arasında iken, Latin Amerika'da faizler yüzde 15-19 ara- sındaydı (Le Monde Diplomatique: 01/94 sf. 28). Meksika hükümeti ise dolar bazında çıkarılmış kısa vadeli tahvillere (Tosebonos) dayanarak borçlanmayı giderek arttırdı. Uçürtcü- sü, özelleştirmeden sonra bankacılık sektörü muazzam bir mali krizle karşı karşıya geldi. Çoğunlukla borsa şirket- leri tarafından alınan bankalar, rekabet ve hızlı gelişme çabası içinde çok yay- gın şekilde kredi vermişler, 1991 ile 1993 arasında toplam aktifleri yüzde 49 artarken kredijeri yüzde 76 artmış ve bu kredilerin içinde şüpheli alacak- Iannpayı1991'de yüzde 3.6 iken, 1994'te yüzde 9'aulaşmıştı(The E c o n o m i s t : 30/7/94 sf. 81). Dördüncüsü, bi- lindiği gibi kısa vadeli sermaye hareketlenni can- lı tutmak için yer- li paranın değerli olması da gerekir. Yüksek faiz, bu açıdan da iyi bir araçtır, hem tale- bi bastırır, enflas- yonu frenler, hem yerli parayı güçlü tutar, hem de ya- bancı spekülatö- rü teşvik eder. Ne ki yüksek faiz ve değerli yerli paranın avantajları bir zaman sonra tersine dönmeye başlıyor. Yüksek faiz, üretimi boğmaya başlarken aşırı değerli para. ıhracatçıların rekabet gücü üzerinde olumsuz bir etkı yapar. Gittikçe daha fazla dış finansmana ve kısa vadeli ser- maye hareketlerine bağımlı hale gelen ulusal ekonomi, yabancı yatınmcıların bu ülkeye duyduklan güvene endeks- lenir. Bu güven, yavaş yavaş zayıflar- ken ani bir istikrarsızlıkla birdenbire ko- layca çökebilir, Seçimlef, KmMeriliter ve peza Bu sene yapılan seçimler Meksi- ka'da çok partili bir döneme geçişin başlangıcını oluşturuyordu. iki olay bu seçimlerin bir istikrarsızlık içinde ya- şanmasına yol açtı. Ülkenın güneyin- de, ekonomik kalkınmadan ve reform- lardan pay alamadıklarını düşünen Kı- zılderililerin hoşnutsuzluğu, Zapatacı bir silahlı ayaklanmaya dönüştü. Sali- nas'ın kendi yerine hazırladığı başkan adayı Colosio seçim kampanyası sı- rasında bir suikasta kurban gitti. Her iki olayda da, ancak özellikle Colosio'nun ölümünden sonra, pezo iki defa sarsın- tı geçirdi. Ancak ülkeye yatınm yap- mış bankerierin, henüz paralarını kaçı- ramadıklarından dolayı, yaptıkları baskı ile pezo tek- rar güçlendi ama artık büyü bozul- muştu. Spekülatif sermaye bu gü- vensizlik ortamın- da Meksika'yı terk etmeye başladı. Bir devalüasyon beklentisi arttıkça da bu eğılirn güç- lendi. Salinas'ın partisinden yeni- den başkan seçi- len Zodilla, bir se- fere mahsus ola- rak pezoyu, 20 aralıkta yüzde 15 devalüe etmeye karar verdığınde, piyasalar devalüasyonu değil Meksika hükümetinin devalüasyon yapmak zo- runda kalmış olmasını gördüler. Borsa şirketi Bear Sterns'ten Goeffrey Den- nis'e göre "bu gelişme uzun dönemli bir güven sorunu yarattı." MIT'den Profesör Rudigar Dornbusch "Büyük bir yalanı yaşıyorlardı. Artan faizler, bankalann artan şüpheli alacaklann- daki ve cari açıktaki bu artışla, bu du- rum daha fazla devam edemezdı" di- yecekti. (Financial Times 21.12.94 sf. 5). Pezo on günde yüzde 49 değer kay- betmekle kalmadı. Meksika'nın dış borçlarını özellikle 'Tosebonos'ları Ödeme kapasitesi uluslararası piyasa- larda şüphe aftına girdi. Standart & Po- ors 24 aralıkta Meksika'yı gözetime al- dı ve gelecek aylarda "rating"in BB -t-'dan BB -'ye düşebileceği yolunda spekülasyonlara yol açtı (FT 25/12/94). Brezilya, Arjantin gibi diğer Latın Ame- rika ülkeleri de hemen hemen benzer koşullarda olduklan için aynı şekilde etkılendiler. Tüm bölgede borsaîar, dö- vizler sarsılmaya ve istikrar program- lanndan konuşulmaya başlandı. * Meksika'da maliye bakanı istifa etti, yeni bakan hemen IMF ile görüşmeye oturdu ve güven vermek için neler ya- pacağını anlatmaya başladı: "Işçi üc- retlerinin artışını sınıriayacağız, devlet harcamalarını kısacağız, cari açığı azaltmak için mali tedbirler alacağız. yapısal refomlan hızlandırarak rekabet gücümüzü arttıracağız, Kızılderili soru- nuna bir çözüm getireceğiz." Bu ge- lişmeler ister istemez Meksika'da ye- ni bir istikrar paketi ve ekonomide ya- vaşlama, hatta belki de depresyon teh- likesiyle dolu bir döneme yol açıyor. Meksika'da mucize bitti, şimdi yine ke- mer sıkma dönemı başladı. BJzbuBaaiçnıesefctteolır Meksika, ekonomisini dışa açmış, özelleştırmeleri büyük ölçüde tamam- lamış, NAFTA ile gumrük birliğine git- miş, hatta yeni hükümet iş çevreleri ve sendikalarla bir de toplumsal anlaşma imzalamıştı. Yani Meksika, IMF, iç ve dış iş çev- releri, muhafazakâr siyasi partiler ve bunlann sözcüsü 'liberal' basının kö- şe yazarları ile bazı üniversite hocala- nnca "Türkiye'nin kurtluşu için illa da gereklidir", "Alternatifiyok" ve benze- ri ifadelerle ileri sürülen tüm tedbirleri almış. Almış ama Türkiye'ye benzer bir duruma duşmekten de kurtulamamış. Şimdi düşünmemek elde mi? Bu ka- dar çok işsizliğe. ışçıde, memurda, hatta bunlann alışveriş yaptığı küçük esnafta bu kadar maddi manevı sıkın- tıya yol açan ekonomik paketlerin, özelleştirmelerin kerameti nerede? Re- çetedeki acı ilacı alanla almayan ara- sında fark yoksa, biz bu ilacı niye alalım? Dörfkisilik bir ailenin ayflkmitfıtk stasrafı ANKARA PAZARI YAKUP KEPENEK GÖPÜŞ Uzaklığı Yeni yılda ekonominin nasıl bir gelişme göstereceği üzerine kestirimler, yoğun bir biçimde sürüyor. Tüm bu kestirim, öngörü ya da beklentilerin "ortaközelliği", tam anlamıyla sisler içinde kalmalandır. Ekonominin eğilim- leri kestirilemiyor. Oysa özellikle ekonomik belirsizlik ya da görüş yeter- sizliği, yanlış kararlann anasıdır. Türkiye, özellikle son yıl- larda ekonomisini bu sisli ortamdan kurtaramıyor ve beklenmedik bir biçimde kayalara çarpıyor. Neden? Görüş yetersizliğinin temel nedeni, ekonomi yöneti- minin yarattığı güvensizlik ortamıdır. Ekonomi yönetimi- nin ve asıl işin bşşı olan hükümetin, gerçekçi olmayan ya da tutarsız kestirimleridir. Piyasa ekonomilerinde "fiyatlargerçekyolgöstehci" sayılır. Ekonomiye ilişkin tüm davranışlar, fiyat göster- gesine göre belirlenir. Bu nedenle de ekonomiye ilişkin sayısal öngorüler içinde en etkin ya da duyarlı olunan, fiyatlardır. Fiyat göstergelerinin herkese yol gösterme- den kaynaklanan bir niteliksel farklılığı ya da konumu vardır. Oysa ekonomiye ilişkin öngörülerde en az güvenile- bilir sayılanı, enflasyon oranlarıdır. Hükümete göre 1995'te enflasyon oranı, yıllık ortalama olarak yüzde 43.2, yıl sonunda da yüzde 22.5 olacaktır. Toplumun hemen hiçbir kesimi, 1995 enflasyon ora- nının bu düzeyde kalmayacağı kanısındadır; daha doğ- rusu yaşam deneyimleriyle bunu biliyor. Çok uzaklara gitmeye gerek yok; 1990-1994 dönemini kapsayan Al- tıncı Plan'a göre 1994 yılı enflasyonu yıllık -aylık değil- yüzde 14 olacaktı. Beş yıl öncesini biryana bırakalım, bu hükümetin ha- zırladığı 1994 yılı programında 1994'ün enflasyon ora- nı yıllık yüzde 54.6, yıl sonunda da yüzde 48.2 olarak öngönjlmekteydi. Sonuç, bu öngörülerin 2.5-3 "katı" olarak gerçekleşti. Hükümetin fiyat öngörüleri, öngörülenden bu ölçüde farklılaştığında, var olan bunalım yalnız ekonomik değil, siyasal güven bunalımıdır. Eğer fiyatlar deniz fenerine benzetilirse güvenilir siya- sal ortam da kıyı çizgisi olarak alınabilir. Türkiye ekono- misi, yalnız fiyat belirsizlikleri anlamında gösterge yok- luğu ile karşı karşıya değildir, kıyı çizgisini de göreme- yecek bir durumdadır. Ve asıl sakıncalı olan durum da budur. Fiyat belirsizliği, tüm öbür değişkenlerin de belirsizli- ğe gömülmesi sonucunu veriyor. Yalnız mal ve hizmet fiyatları değil, ücret ve maaşlann artış oranları da bu or- tamda "güç dengelerine" göre saptanacaktır. Kuşku- suz bu durumda kayba uğrayacak olanlar, maaşlılar, güçlü sendikalan bulunmayan ücretliler ve tarımsal üre- ticiler olacaktır. Ekonomi, 1995'e işte bu pusulasız or- tamda giriyor. Oysa daha önce bu köşede vurgulandığı gibi 1995, ekonomi açısından çok önemlidir. Gümrük birliği konu- suna ek olarak 1995'te ekonominin gelecek beş yılı, 1996-2000 yılları Yedinci Plan ile düzenlenecektir. Ger- çekteYedinci Plan, 1995'te başlatılacaktı; 1994 ekono- mik bunalımı buna olanak vermedi. Görülen, 1995'e de ekonominin aynı hastalıklarla girmekte olduğudur ve "önünü göremeyen" bir ekonominin gelecek beş yılını program altına alma olanağı yok denecek düzeydedir. Ek olarak da ara ya da genel seçim olasılıklarının yakın- lığı, ekonomik öngörüleri her an altüst edebilir. Bu durumda ekonomi yönetimine düşen asıl görev, güven vermektir. Hükümet, enflasyon başta olmak üze- re, öngördüğü amaçlara ulaşmada güven vermeli, ger- çeklerden kaçmamalıdır. Avrupa Birliği ülkeleri başta olmak üzere. gelişmiş ekonomilerin karariı bir ortamda canlanma sürecine gir- dikleri görülüyor. Türkiye'nin dışsatımının yarısından faz- lasını yaptığı Avrupa'nın ekonomik canlılığının tüketim- den değil, sermaye birikiminden, yani yatınmlardan kay- naklandığı ve bunun 2000'li yıllara dek süreceği kesti- rimleri yapılıyor. Dış ekonomik koşullann, bu olumlu ge- lişmelerinden, en azından 1995'te yararlanması için Tür- kiye'nin ekonomi politikasını gerçekçi, karariı ve her şeyden önce güven verici bir çizgiye yerieştirmesi ge- rekiyor. • • • Bu köşede yazılanlara gösterdiğiniz yakın ilgi ve uya- rılar için içtenlikle teşekkür ediyorum. Tüm okuyucula- rımın ve sevenlerinin yeni yılı sağlık, mutluluk ve başan dolu geçirmelerini diliyorum. TİSK Genel Başkanı Baydur, 1995 toplusözleşmeleri için iyimser değil Zamma karşılık verimlilîk pazarhğı GÜNEŞ GÜRSON ANKAR.A - Türkiye tşveren Sendikalan Konfederasyonu (TtSK) Başkanı Refik Baydur. 1995 yılına iyimser bakamadığı- nı belirterek, çalışma yaşamın- daki darboğazın aşılması için. i$- çi ve işveren temsilcilerinin "Iş- letme ve çalışanın lehine davranma- lan gerektiğini" söyledi. Baydur, 1995 yılı toplusöz- leşme sürecini de- ğerlendirirken. ~Yalnız iicretle de- ğil, verimlilikle darboğazdan geçi- lebüir" dedi Baydur, Cum- huriyet'e yaptığı açıklamada. ülke- de yaşanan ekono- mik krizın işçi işveren ilişkileri- ne nasıl yansıyacağını ve izlen- mesi gereken tavn anlattı. Taraf- lann yaşadığı en büyük sorunun, enflasyon artışı ve iş kaybı oldu- ğuna dikkat çeken Baydur. "Ta- lepler yüksek, veriler düşük. 1995'e fazla iyimser bakamıyo- rum" diye konuştu. Sanayınin ayakta tutulmasının zorunlu ol- duğunu ve özel sektörde, işlet- melerin özellikleri dikkate alına- rak "grup sözleşmeleri" yapıldı- ğını anlatan Baydur, sözlerini şöyle sürdürdü: -Sendikah işciler 1985- 1986'dan sonra, ağır ağır yerine oturmaya başladı. Bunu elinin tersh le itip, sokağa çıkması zor. 2 tarafın da (işçi \e işveren) bu yak- laşımagireceğiniümit ediyorum. Yalnız iicretle değil, verimlilikle darboğazın gecile- bileceği biliniyor. Her iki taraf da, iş- letme ve çalışan le- hine bunu kullana- bilir. fş\erenin de darboğazda, ger- çeklerin dışına çı- kıp yararlanması yanlış. İşçinin çalış- ma tazminatı, ön sı- rada yer almalı." Baydur, iş gü- vencesı sağlanma- sını öngören 158 sayılı Uluslararası Çalışma Ör- gütü (ILO) Sözleşmesi'nin, "uy- gulandığı örnek ülke şartlannın Türkiye'desağjanması'' koşuluy- la kabul edilmesi gerektiğini sa- vunarak "Türkiye, dünyanın en yüksek kıdem tazminatını öde- yen ülkelerden biri" dedi. Bay- dur, "Kıdem tazminatı, işsizlik si- gortası dünya normlanna uygun olursa, iş güvencesi yasasının çık- masına karşı değiliz" şeklinde konuştu. YAŞAYAN KOSTA Athena Daponte 50.000 (KDV içinde) Çağdaş Yarmları Türkocap Cad. 39-41 Cağaloğlu-İslanbul Ödemeti gönderümez
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle