Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2OCAK1995PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
İtlrtattaalman
vergvefonlar
dûşürüUü
• A1NKARA(AA)-İthalat
—rejmrkapsamındabulunan -
mallann, Avrupa Topluluğu
(AT) 7e EFT A ülkelerinden
ithalinden alınan ve orlalama
yüzde 5.87 olan gümriik
vergikn, ortalama yüzde
4.57'yeindirildi. Diğer
ülkeler içın ise ortalama
yüzde 10.32 olan bu oran,
ortalama yüzde 9.37'ye
düşüıüldü. 1995yılıithalat
rejimineilişkin Bakanlar
Kurulu karan, Resmi
Gazete'nin dünkü mükerrer
sayısında yayımlandı. Dış
Ticaret Müsteşarhğı'ndan
yapılan yaalı açıklamaya
göre Bakanlar Kurulu İcaran
ile AT ve EFTA ülkelerinden
yapılan ithalatta alınan ve
ortalama yüzde 22.19 olan
toplu konut fonu, ortalama
yüzde 20.49"a düşürüldü.
Diğerülkelerden yapılan
ithalattan alınan ve ortalama
yüzde 26.79 olan toplu konut
fonu kesintisi, ortalama
yüzde25.29'a indirildi.
Vergiye karşılık
gayrimenkui
• ANKARA (ANKA)-
Zamanmda ödeyemedikleri
borçlan için geçen yıl icraya
verilmelerinin yolu açılan
kamu kurum ve kuruluşlan,
bu yıl da gayrimenkulierini
Maliye"den
kurtaramayacaklar. Maliye
Bakanlığı"na. belediyelerde
dahil tüm kamu kurum ve
kuruluşlannın devlete olan
tahsili geçmiş borçlanna
karşılık, bu kuruluşlann
gayrimenkulierini satın alma
yetkisi verildi. 1995yılı Bütçe
Yasası'yla y apılan bu
düzenleme, Maliye
Bakanlığı'na kamu kurum ve
kuruluşlannın arsa. lojman,
dinlenme tesislerini
borçlanna karşılık olarak
önce satın alabilme, daha
sonra da bunlan satabilme
olanağı tanıy or. Buna göre
özelleştırme kapsamındaki
kuruluşlar da dahil. iktisadi
devlet teşekküllen. kamu
iktisadi kuruluşlan, bunlara
bağlı müessese, ortaklık ve
iştiraklerletüm beledivelerve
il özel ıdarelennın amme
alacaklannm tahsili usulü
hakkındaki kanun
kapsamına gjren borçlanna
karşılık olarak, bu idarelere
ait olan gayrimenkuller
Maliye Bakanhğı tarafından
satın aünacak.
ABITden Çin'e
ambargo hazıriığı
• WASHINGTON(AA)-
Çin'in patent ve yaym
hakianna saygı
göstermediğinden şikâyet
eden ABD'nin. bu ülkeye, iki
ülke arasında bir ticaret
savaşına yol açabilecek bir
ticari ambargo koymaya
hazırlandığı bildirildi. ABD
1 ıcaret Bakanlığı yetkılıleri,
Çin'in patent ve yayın hakkj
ücretlerini ödemeyerek
"korsan" üretim yapması
nedeniyle ABD'li üreticilerin
yılda 800 milyon dolarlık bir
zarara uğradıklannı
belirtiyorlar. ABD'nin, Çin
ile ticareünde bu yıl yaklaşık
29.5 milyar dolar açık
vereceğinin kesinleşmesinin,
ABD'nin dikkatinin. 64.7
milyar dolarlık açık verdiği
Japonya ile birlikte bu ülkeye
de çevrilmesine neden olduğu
belirtiliyor.
Şeker fabrikalan
özelleştipilecek
• ANKARA (AA) - Sanayi
ve Ticaret Bakanı Mehmet
Dönen, Türkiye Şeker
Fabrikalan AŞ'yi
özelleştirmeyi
düşündüklerini, bu amaçla
Pankobirlik'e bağlı 28
kooperatiften. satın alma
şartlanyla ilgili birçahşma
yapmalannı istediklerini
söyledi.
Pankobirlik Genel Müdürü
Karml Özdemir ise şeker
şirketini satın almaya talip
olduklannı bildirerek şunlan
söyledi: "Biz. hazırladığımız
raporlarda 'ödeme şekli'
öneriyoruz. Değer
tespitinden sonra ortaya
' çıkacak rakamı ya şekere
endeksleyip ödemek ya da
şeker olarak ödemek
istiyoruz.
Sermaye
piyasalapı
• ANKARA (AA) - Sermaye
Piyasası Kurulu (SPK)
tarafından bu yıl kabuî edilen
menkul kıymet ihraç
taleplerinin toplam sayısı
336'ya ulaştı. SPK'den
yapılan yaalı açıklamaya
göre ıhraç talebinde
bulunulan 336 menkul
kıymetin 234 adedini hisse
senedi, 29 adedini tahvil, 45
adedini varlığa dayalı
menkul kıymet, 19 adedini
yatınm fonu, 3 adedini
fınansman bonosu, 5 adedini
ise banka bonosu oluşturdu.
KİT'lere yağan zamlar, 4 kişilik bir ailenin mutfak harcamasını 8 milyona çıkardı
Arahk, mutfağı kasıp kavurdu
HULYAGENÇ
Aralık ayında KlT ürünlenne
yağan zamlar, kış mutfağını kasıp
kavurdu. Istanbul"da yaşayan 4 kı-
şilik bir ailenin aralık ayı mutfak
harcamalan 8 mılyon 10 bin lira-
ya yükseldi. Geçen ay yiyecek
ıçin 7 mılyon 115 bin İira harca-
yan bir ailenin, aralık ayında mut-
fak masraflanna 892 bin liralık
daha kaynak ayırması gerektı.
4 kişilik bir ailenin mutfak har-
caması, geçen yıla göre yüzde 107
oranında artış
gösterdı. 1992 yı-
lında yüzde 54
olan toplam mut-
fak enflasyonu.
1993 yılında yüz-
de 69 olarak ger-
çekleşti. 1993
aralığında mutfa-
ga 3 milyon 851
bin İira hârcayan
4 kişilik bir aile.
1994'ün aralık
ayında ise yiye-
cek bütçesine 4
milvon 158 bin lı-
•Geçen ay KlT
ürünlenne yağan
zamlar, kış
mutfağını kasıp
kavurdu. Istanbul'da
yaşayan 4 kişilik bir
ailenin aralık ayı
mutfak harcamalan
8 milyon 10 bin
îiraya yükseldi.
ralık ek yapmak zorunda kaldı.
Aralık ayında turfanda sebze ve
meyve fiyatlannda şok artış ya-
şandı. Ikinci etap turfanda sebze
ve meyvelenn piyasaya geç çık-
ması. kasım ayı ile aralık ayı ara-
sında fiyat uçurumunu daha da
arttırdı. Geçen ay sebzenın kilosu
ortalama 28 bin 600 Îiraya çıkar-
ken. meyvemn kilosu 29 bin 700
Îiraya kadar ulaştı.
Aralık ayında süt ve süt ürünle-
nne de zam geldi. Kasım ayında
35 bin liradan satılan 1 litrelik Mis
ve Pınar sütün litresi 38 bin lira-
>a yükseltildi. Kasım başında 22
bin İira olan SEK sütün litresi ise
24 bin İira oldu. Süte gelen zam,
lstanbul'un bazı semtlennde uy-
gulanmaya başlanırken bazılann-
da hâlâ uygulanmıyor. Kasım
ayında 170 bin liraya satılan tam
yağlı beyaz peynir. aralık ayında
200 bin Îiraya tırmandı. Geçen ay
160 bin liradan satılan tereyağı.
bu ay 190 bin İira. Daha önce 19
bin 400 bin liradan satılan toz şe-
ker ise zamlardan sonra 24 bin
500 liradan satılmaya başladı.
Kasım ayında 250 gramlık
margarin ortalama
16 bin 500 liradan
satılırken. aralık
ayında bu rakam 18
bin Îiraya kadar
yükseldi.
Zeytinyağının
litresi 70 bin lira-
dan 80 bin Îiraya çı-
karken, hakiki zey-
tinyağının fıyatı da
100 bin liradan 110
bin îiraya yükseldi.
Geçen ay 170 bin
liradan satılan 12
kiloluktüpgaz.pet-
rol ürünlenne son zamlardan son-
ra 185 bin îiraya yükseldı.
Kasımda 190 bin liradan satılan
etin kilosu ise yüzde 5.26'lık ar-
tışla 200 bin lıraya çıktı.
Soğan fîyatlan 22 bin liradan
25 bin Îiraya çıkarken, patates 16
bin liradan 20 bin îiraya yükseldi.
1994 yılının fiyat artış rekort-
menı yüzde 290'la bakliyat ürün-
leri oldu. Geçen yıl ortalama 13
bin 300 liradan satılan bakliyat
ürünleri. 1994 aralığında 52 bin Îi-
raya yükseldi. 1993 aralığına gö-
re yüzde 275 oranında zamlanan
pirinç 5
7
bin îiraya yükseldi.
Ziraat mühendislerinin raporunda, öngörülen stratejilerin eşitsizliği arttıracağı belirtildi
GAP'ta hatah kalkınma modeliEkonomi Servisi- Güneydoğu
Anadolu Projesı ıçın öngörülen
kalkınma modelının. bölge ıçı
eşitsizlikleri daha da arttıracağı
belırtihyor. TMMOB Ziraat Mü-
hendısleri Odası Yönetım Kurulu
Oyesı Dr. Atilla Göktürk ve zira-
at mühendİM Rıfat Dağ tarafından
hazırlanan "GAP Yeniden Yapı-
lanmalıdır" adlı raporda, proje
ıçın öngörülen v e Gaziantep mer-
kezli bir sanayi kalkınma hamle-
smın sakıncalan ortaya konuluyor.
Raporun yazarlan, uygulama-
nın Gaziantep'ı, Istanbul'daoldu-
ğu gıbı bir göç dalgası ile karşı
karşıya getıreceğını ıddıa ederek.
"Gaziantepgibi katmadeğeryara-
tabilecek en azından birkaç nıer-
kezin daha desteklenmesi gerek-
mez mi* sorusunu ortaya atıyorlar
Raporda aynca, 1989 yılında Ja-
pon Nıppon Yüksek Inşaat Grubu
tarafından hazırlanan ve GAP ile
ilgili çalışmalarda referans olarak
kullanılan GAP Master Planı'nın
bölge ıçin öngördüğü karayolu
ağırlıklı ulaştırma tasarımı da
eleştınlıyor. Raporda, karayolu ta-
şımacılığının uzun vadede
GAP'ın iç piyasa avantajını ulus-
lararası ticarete karşı zayıflataca-
ğı, Mısır örneğı ile desteklenerek
•Güneydoğu Anadolu Projesi ile öngörülen kalkınma modelinin bölge içi
eşitsizlikleri daha da kötüleştireceği belirtilirken, GAP'ın uygulanmasında enerji
öncelikli bölümlere ağırlık verilip sulama ile ilgili kısımlann ihmal edilmesinin,
projeyi amacından uzaklaştıracağı iddia ediliyor.
Diyarbakır'da arazi mülkiyet değişimi
Büyük toprak
sahibinin toprak
payı (%)
Küçük toprak
sahibinin toprak
payı (%)
1950 1970 1980
"GAP pamuğu eşdeğer koşullarda
vekalitede üretildiği varsayılsa bi-
le, Mısır pamuğu deniz naklivatı ile
İstanbul pazanna çok daha ucuz
maliyet ile ulaşacak" denılıyor.
"GAP Yeniden Yapdanmalıdır~
adlı raporda, GAP'ın enerji yönü-
ne fazla ağırlık venldıği ve sula-
ma yönünün ihmal edıldiğı belir-
tiliyor. Katma değer yaratmak açı-
sından sulamanın daha ön plana
çıkanlması gerekirken. 23 Mayıs
1993 tarihinde enerji üretmeyeyö-
nelik Bırecık Barajı ve Hidro-
elektrık Santrah'nın temelinin
atılması. raporun yazarlan tarafın-
dan projenin sulama ile ilgili kıs-
mının ihmal edilmesi olarak yo-
rumlanıvor.
Gerçekleşme düzeyi
GAP Idaresı kaynak gösterile-
rek verılen rakam lara göre.
I994'ün ılkyarısındaprojeuygu-
lamasındakı gerçekleşme düzeyi
yüzde 37'ler düzeyınde bulunu-
yor.
Lygulama sürecınde enerji ile
ilgili hedefler aşılmış durumday-
ken. sulama hedeflerinın gerisın-
de kalındığına dıkkat çekılıyor.
Sulama alanında. toprağa sade-
ce su verılmesının yeterlı olmadı-
ğı, bölgede drenaj ve tesv ıye çalış-
malan yapılmadıgı takdırde, ço-
raklaşmaya sebep olunacağı dik-
kat çekilmekte. GAP Master
Planı'na göre. 2005 yıhnda belirti-
len hedeflere ulaşmak ıçın. her yıl
100 bin hektarlık bir alanda tarla
ıçı gelıştırme hızmetlerının ta-
mamlanmasının öngörülmesıne
rağmen, Tarım Bakanlığfna bağ-
lı Köy Hizmetlen Genel Müdürlü-
ğü'nce. 1994 yılı ılk yansına ka-
dar sadece 6000 hektarlık bir alan-
da söz konusu hizmetler gerçek-
leştırılmış durumda.
DÜNYA EKONOMÎSİNE BAKIŞ ERGtNYILDIZOĞLU / LONDRA
Meksika'da Mali Kriz
1
982'de borç krizi Meksika'nın mo-
rotoryum ilan etmesi üzerine pat-
lak vermiş, uluslararası piyasalar-
da çok uzun zaman kapanmayan bir
güvensizlik yarası açmıştı Meksika açı-
sından. Bu sene yerini yine kendi par-
tisınden Emesto Zodilla'ya bırakan
Salinas'ın 6 yıllık yönetımi altında bu
manzara tümü ile değişti. IMF'nin tüm
istediklerini fazlasıyla yerine getiren
Meksika'da artık bir ekonomi mucize-
sinden bahsedilıyordu. Derken 19-29
aralık arasında pezo 10 günde yakla-
şık yüzde 39 değer kaybetti ve çöktü.
Bundan iyisi can sağhğı
Salinas 1988'de iktidara geldiğinde
enflasyon yüzde 115 ve büyüme hızı
yüzde eksi 5 (-5) idi. Şalinas, 6 yıllık yö-
netimi sırasında dış ticareti serbestleş-
tirrii ve geçen sene de Meksika'yı NAF-
TA'ya Ç/ani NAFTA ülkeleri, ABD ve Ka-
nada ile bir gümrük birliğine) soktu.
Salinas IMF'nin istediğı yonde, demir-
çelik işletmeleri, bankalar, telekomüni-
kasyon vb alanlarında özelleştirmelere-
rin hemen hepsini gerçekleştırdi. Bu
arada sadece 18 bankanın ve telefon
şirketi Telemex'in (PTT'nin T'si gıbı bir
şey) satışından toplam 25 milyar dolar
gelirelde etti. Bu gelişmelere bağlı ola-
rak geçen altı yıl içinde enflasyon ge-
riledi ve 1993'te yüzde 9.8'e ve 1994'te
de yüzde 6.7'ye düştü. Büyüme hızı ise
yüzde 4.2 ile 2 koridorunda istikrara
kayuştu. Kısacası birdüşük enflasyon
ve istikrarlı büyüme ortamına ulaşıldı.
Bu 6 yıl boyunca Meksika'ya giren ya-
bancı sermaye miktarı, bir önceki 6 yı-
la göre iki kat artarak toplam 50 milyar
dolara ulaştı.
Ancak bu resme biraz yakından ba-
kınca dört olumsuz gelişme dikkati çe-
kecektir. Birincisi dış ticaret ve cari he-
saplar açığı sürekli arttı. Cari açık
1994'te GSMH'nin yüzde 8'ini geçti.
Ikincisi, bu açıklar yüksek faiz aracılı-
ğı ile ülkeye çekilen yabancı yatırım ve
kısa vadeli spekülatif sermaye hare-
ketleri ile finanse edildiler. Örneğin
1993'te yediler grubu ülkelerinde faiz-
ler yüzde 2-4 arasında iken, Latin
Amerika'da faizler yüzde 15-19 ara-
sındaydı (Le Monde Diplomatique:
01/94 sf. 28). Meksika hükümeti ise
dolar bazında çıkarılmış kısa vadeli
tahvillere (Tosebonos) dayanarak
borçlanmayı giderek arttırdı. Uçürtcü-
sü, özelleştirmeden sonra bankacılık
sektörü muazzam bir mali krizle karşı
karşıya geldi. Çoğunlukla borsa şirket-
leri tarafından alınan bankalar, rekabet
ve hızlı gelişme çabası içinde çok yay-
gın şekilde kredi vermişler, 1991 ile
1993 arasında toplam aktifleri yüzde
49 artarken kredijeri yüzde 76 artmış
ve bu kredilerin içinde şüpheli alacak-
Iannpayı1991'de
yüzde 3.6 iken,
1994'te yüzde
9'aulaşmıştı(The
E c o n o m i s t :
30/7/94 sf. 81).
Dördüncüsü, bi-
lindiği gibi kısa
vadeli sermaye
hareketlenni can-
lı tutmak için yer-
li paranın değerli
olması da gerekir.
Yüksek faiz, bu
açıdan da iyi bir
araçtır, hem tale-
bi bastırır, enflas-
yonu frenler, hem
yerli parayı güçlü
tutar, hem de ya-
bancı spekülatö-
rü teşvik eder. Ne
ki yüksek faiz ve değerli yerli paranın
avantajları bir zaman sonra tersine
dönmeye başlıyor. Yüksek faiz, üretimi
boğmaya başlarken aşırı değerli para.
ıhracatçıların rekabet gücü üzerinde
olumsuz bir etkı yapar. Gittikçe daha
fazla dış finansmana ve kısa vadeli ser-
maye hareketlerine bağımlı hale gelen
ulusal ekonomi, yabancı yatınmcıların
bu ülkeye duyduklan güvene endeks-
lenir. Bu güven, yavaş yavaş zayıflar-
ken ani bir istikrarsızlıkla birdenbire ko-
layca çökebilir,
Seçimlef, KmMeriliter ve peza
Bu sene yapılan seçimler Meksi-
ka'da çok partili bir döneme geçişin
başlangıcını oluşturuyordu. iki olay bu
seçimlerin bir istikrarsızlık içinde ya-
şanmasına yol açtı. Ülkenın güneyin-
de, ekonomik kalkınmadan ve reform-
lardan pay alamadıklarını düşünen Kı-
zılderililerin hoşnutsuzluğu, Zapatacı
bir silahlı ayaklanmaya dönüştü. Sali-
nas'ın kendi yerine hazırladığı başkan
adayı Colosio seçim kampanyası sı-
rasında bir suikasta kurban gitti. Her iki
olayda da, ancak özellikle Colosio'nun
ölümünden sonra, pezo iki defa sarsın-
tı geçirdi. Ancak ülkeye yatınm yap-
mış bankerierin, henüz paralarını kaçı-
ramadıklarından
dolayı, yaptıkları
baskı ile pezo tek-
rar güçlendi ama
artık büyü bozul-
muştu. Spekülatif
sermaye bu gü-
vensizlik ortamın-
da Meksika'yı terk
etmeye başladı.
Bir devalüasyon
beklentisi arttıkça
da bu eğılirn güç-
lendi. Salinas'ın
partisinden yeni-
den başkan seçi-
len Zodilla, bir se-
fere mahsus ola-
rak pezoyu, 20
aralıkta yüzde 15
devalüe etmeye
karar verdığınde,
piyasalar devalüasyonu değil Meksika
hükümetinin devalüasyon yapmak zo-
runda kalmış olmasını gördüler. Borsa
şirketi Bear Sterns'ten Goeffrey Den-
nis'e göre "bu gelişme uzun dönemli
bir güven sorunu yarattı." MIT'den
Profesör Rudigar Dornbusch "Büyük
bir yalanı yaşıyorlardı. Artan faizler,
bankalann artan şüpheli alacaklann-
daki ve cari açıktaki bu artışla, bu du-
rum daha fazla devam edemezdı" di-
yecekti. (Financial Times 21.12.94 sf.
5).
Pezo on günde yüzde 49 değer kay-
betmekle kalmadı. Meksika'nın dış
borçlarını özellikle 'Tosebonos'ları
Ödeme kapasitesi uluslararası piyasa-
larda şüphe aftına girdi. Standart & Po-
ors 24 aralıkta Meksika'yı gözetime al-
dı ve gelecek aylarda "rating"in BB
-t-'dan BB -'ye düşebileceği yolunda
spekülasyonlara yol açtı (FT 25/12/94).
Brezilya, Arjantin gibi diğer Latın Ame-
rika ülkeleri de hemen hemen benzer
koşullarda olduklan için aynı şekilde
etkılendiler. Tüm bölgede borsaîar, dö-
vizler sarsılmaya ve istikrar program-
lanndan konuşulmaya başlandı. *
Meksika'da maliye bakanı istifa etti,
yeni bakan hemen IMF ile görüşmeye
oturdu ve güven vermek için neler ya-
pacağını anlatmaya başladı: "Işçi üc-
retlerinin artışını sınıriayacağız, devlet
harcamalarını kısacağız, cari açığı
azaltmak için mali tedbirler alacağız.
yapısal refomlan hızlandırarak rekabet
gücümüzü arttıracağız, Kızılderili soru-
nuna bir çözüm getireceğiz." Bu ge-
lişmeler ister istemez Meksika'da ye-
ni bir istikrar paketi ve ekonomide ya-
vaşlama, hatta belki de depresyon teh-
likesiyle dolu bir döneme yol açıyor.
Meksika'da mucize bitti, şimdi yine ke-
mer sıkma dönemı başladı.
BJzbuBaaiçnıesefctteolır
Meksika, ekonomisini dışa açmış,
özelleştırmeleri büyük ölçüde tamam-
lamış, NAFTA ile gumrük birliğine git-
miş, hatta yeni hükümet iş çevreleri ve
sendikalarla bir de toplumsal anlaşma
imzalamıştı.
Yani Meksika, IMF, iç ve dış iş çev-
releri, muhafazakâr siyasi partiler ve
bunlann sözcüsü 'liberal' basının kö-
şe yazarları ile bazı üniversite hocala-
nnca "Türkiye'nin kurtluşu için illa da
gereklidir", "Alternatifiyok" ve benze-
ri ifadelerle ileri sürülen tüm tedbirleri
almış. Almış ama Türkiye'ye benzer bir
duruma duşmekten de kurtulamamış.
Şimdi düşünmemek elde mi? Bu ka-
dar çok işsizliğe. ışçıde, memurda,
hatta bunlann alışveriş yaptığı küçük
esnafta bu kadar maddi manevı sıkın-
tıya yol açan ekonomik paketlerin,
özelleştirmelerin kerameti nerede? Re-
çetedeki acı ilacı alanla almayan ara-
sında fark yoksa, biz bu ilacı niye
alalım?
Dörfkisilik bir ailenin ayflkmitfıtk stasrafı
ANKARA PAZARI
YAKUP KEPENEK
GÖPÜŞ Uzaklığı
Yeni yılda ekonominin nasıl bir gelişme göstereceği
üzerine kestirimler, yoğun bir biçimde sürüyor. Tüm bu
kestirim, öngörü ya da beklentilerin "ortaközelliği", tam
anlamıyla sisler içinde kalmalandır. Ekonominin eğilim-
leri kestirilemiyor.
Oysa özellikle ekonomik belirsizlik ya da görüş yeter-
sizliği, yanlış kararlann anasıdır. Türkiye, özellikle son yıl-
larda ekonomisini bu sisli ortamdan kurtaramıyor ve
beklenmedik bir biçimde kayalara çarpıyor.
Neden?
Görüş yetersizliğinin temel nedeni, ekonomi yöneti-
minin yarattığı güvensizlik ortamıdır. Ekonomi yönetimi-
nin ve asıl işin bşşı olan hükümetin, gerçekçi olmayan
ya da tutarsız kestirimleridir.
Piyasa ekonomilerinde "fiyatlargerçekyolgöstehci"
sayılır. Ekonomiye ilişkin tüm davranışlar, fiyat göster-
gesine göre belirlenir. Bu nedenle de ekonomiye ilişkin
sayısal öngorüler içinde en etkin ya da duyarlı olunan,
fiyatlardır. Fiyat göstergelerinin herkese yol gösterme-
den kaynaklanan bir niteliksel farklılığı ya da konumu
vardır.
Oysa ekonomiye ilişkin öngörülerde en az güvenile-
bilir sayılanı, enflasyon oranlarıdır. Hükümete göre
1995'te enflasyon oranı, yıllık ortalama olarak yüzde
43.2, yıl sonunda da yüzde 22.5 olacaktır.
Toplumun hemen hiçbir kesimi, 1995 enflasyon ora-
nının bu düzeyde kalmayacağı kanısındadır; daha doğ-
rusu yaşam deneyimleriyle bunu biliyor. Çok uzaklara
gitmeye gerek yok; 1990-1994 dönemini kapsayan Al-
tıncı Plan'a göre 1994 yılı enflasyonu yıllık -aylık değil-
yüzde 14 olacaktı.
Beş yıl öncesini biryana bırakalım, bu hükümetin ha-
zırladığı 1994 yılı programında 1994'ün enflasyon ora-
nı yıllık yüzde 54.6, yıl sonunda da yüzde 48.2 olarak
öngönjlmekteydi. Sonuç, bu öngörülerin 2.5-3 "katı"
olarak gerçekleşti.
Hükümetin fiyat öngörüleri, öngörülenden bu ölçüde
farklılaştığında, var olan bunalım yalnız ekonomik değil,
siyasal güven bunalımıdır.
Eğer fiyatlar deniz fenerine benzetilirse güvenilir siya-
sal ortam da kıyı çizgisi olarak alınabilir. Türkiye ekono-
misi, yalnız fiyat belirsizlikleri anlamında gösterge yok-
luğu ile karşı karşıya değildir, kıyı çizgisini de göreme-
yecek bir durumdadır. Ve asıl sakıncalı olan durum da
budur.
Fiyat belirsizliği, tüm öbür değişkenlerin de belirsizli-
ğe gömülmesi sonucunu veriyor. Yalnız mal ve hizmet
fiyatları değil, ücret ve maaşlann artış oranları da bu or-
tamda "güç dengelerine" göre saptanacaktır. Kuşku-
suz bu durumda kayba uğrayacak olanlar, maaşlılar,
güçlü sendikalan bulunmayan ücretliler ve tarımsal üre-
ticiler olacaktır. Ekonomi, 1995'e işte bu pusulasız or-
tamda giriyor.
Oysa daha önce bu köşede vurgulandığı gibi 1995,
ekonomi açısından çok önemlidir. Gümrük birliği konu-
suna ek olarak 1995'te ekonominin gelecek beş yılı,
1996-2000 yılları Yedinci Plan ile düzenlenecektir. Ger-
çekteYedinci Plan, 1995'te başlatılacaktı; 1994 ekono-
mik bunalımı buna olanak vermedi. Görülen, 1995'e de
ekonominin aynı hastalıklarla girmekte olduğudur ve
"önünü göremeyen" bir ekonominin gelecek beş yılını
program altına alma olanağı yok denecek düzeydedir.
Ek olarak da ara ya da genel seçim olasılıklarının yakın-
lığı, ekonomik öngörüleri her an altüst edebilir.
Bu durumda ekonomi yönetimine düşen asıl görev,
güven vermektir. Hükümet, enflasyon başta olmak üze-
re, öngördüğü amaçlara ulaşmada güven vermeli, ger-
çeklerden kaçmamalıdır.
Avrupa Birliği ülkeleri başta olmak üzere. gelişmiş
ekonomilerin karariı bir ortamda canlanma sürecine gir-
dikleri görülüyor. Türkiye'nin dışsatımının yarısından faz-
lasını yaptığı Avrupa'nın ekonomik canlılığının tüketim-
den değil, sermaye birikiminden, yani yatınmlardan kay-
naklandığı ve bunun 2000'li yıllara dek süreceği kesti-
rimleri yapılıyor. Dış ekonomik koşullann, bu olumlu ge-
lişmelerinden, en azından 1995'te yararlanması için Tür-
kiye'nin ekonomi politikasını gerçekçi, karariı ve her
şeyden önce güven verici bir çizgiye yerieştirmesi ge-
rekiyor.
• • •
Bu köşede yazılanlara gösterdiğiniz yakın ilgi ve uya-
rılar için içtenlikle teşekkür ediyorum. Tüm okuyucula-
rımın ve sevenlerinin yeni yılı sağlık, mutluluk ve başan
dolu geçirmelerini diliyorum.
TİSK Genel Başkanı Baydur, 1995
toplusözleşmeleri için iyimser değil
Zamma karşılık
verimlilîk pazarhğı
GÜNEŞ GÜRSON
ANKAR.A - Türkiye tşveren
Sendikalan Konfederasyonu
(TtSK) Başkanı Refik Baydur.
1995 yılına iyimser bakamadığı-
nı belirterek, çalışma yaşamın-
daki darboğazın aşılması için. i$-
çi ve işveren temsilcilerinin "Iş-
letme ve çalışanın
lehine davranma-
lan gerektiğini"
söyledi. Baydur,
1995 yılı toplusöz-
leşme sürecini de-
ğerlendirirken.
~Yalnız iicretle de-
ğil, verimlilikle
darboğazdan geçi-
lebüir" dedi
Baydur, Cum-
huriyet'e yaptığı
açıklamada. ülke-
de yaşanan ekono-
mik krizın işçi işveren ilişkileri-
ne nasıl yansıyacağını ve izlen-
mesi gereken tavn anlattı. Taraf-
lann yaşadığı en büyük sorunun,
enflasyon artışı ve iş kaybı oldu-
ğuna dikkat çeken Baydur. "Ta-
lepler yüksek, veriler düşük.
1995'e fazla iyimser bakamıyo-
rum" diye konuştu. Sanayınin
ayakta tutulmasının zorunlu ol-
duğunu ve özel sektörde, işlet-
melerin özellikleri dikkate alına-
rak "grup sözleşmeleri" yapıldı-
ğını anlatan Baydur, sözlerini
şöyle sürdürdü:
-Sendikah işciler 1985-
1986'dan sonra, ağır ağır yerine
oturmaya başladı. Bunu elinin
tersh le itip, sokağa çıkması zor. 2
tarafın da (işçi \e işveren) bu yak-
laşımagireceğiniümit ediyorum.
Yalnız iicretle değil, verimlilikle
darboğazın gecile-
bileceği biliniyor.
Her iki taraf da, iş-
letme ve çalışan le-
hine bunu kullana-
bilir. fş\erenin de
darboğazda, ger-
çeklerin dışına çı-
kıp yararlanması
yanlış. İşçinin çalış-
ma tazminatı, ön sı-
rada yer almalı."
Baydur, iş gü-
vencesı sağlanma-
sını öngören 158
sayılı Uluslararası Çalışma Ör-
gütü (ILO) Sözleşmesi'nin, "uy-
gulandığı örnek ülke şartlannın
Türkiye'desağjanması'' koşuluy-
la kabul edilmesi gerektiğini sa-
vunarak "Türkiye, dünyanın en
yüksek kıdem tazminatını öde-
yen ülkelerden biri" dedi. Bay-
dur, "Kıdem tazminatı, işsizlik si-
gortası dünya normlanna uygun
olursa, iş güvencesi yasasının çık-
masına karşı değiliz" şeklinde
konuştu.
YAŞAYAN KOSTA
Athena Daponte
50.000 (KDV içinde)
Çağdaş Yarmları Türkocap Cad. 39-41 Cağaloğlu-İslanbul
Ödemeti gönderümez