03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 2 OCAK 1995 PAZARTESİ OLAYLAR VE GORUŞLER Üniversitelerin kaynak sorunu ve özelleştirme Ünıversıteler, kaynak sıkıntılannın temehne ınmeksızın ve bu konuda yetennce düşünce uretme çabasına gırmeden, bu sıkıntılan veri olarak alan ve kaynak sorunlanm çözme arayışlannda da dünyadakı çeşıtlılığı göz ardı eden bır yaklaşımı benımsemış görünmektedirler. Prof.Dr. FÎKRET ŞENSES ODTÜlktısat Bölümü * * nıv ersıtelenn kaynak so- U runu ıkı temel gelışme çerçevesınde tartışılabı- lır Birincisi ozelleştır- menın ve daha genel an- lamda pıyasa ağırlıklı bakış açılannın yuksekoğretımı de et- kı alanı ıçıne almaya başlamasıdir Ozel unıversıte sayısında gozlenen artış oğ- rencı katkı payı adı altında oğrencı harçlan uygulamasınageçılmesı \e oğ- rencı beslenme. sağlık ve bannma hız- metlenndekı subvansıyonlann onemlı olçude azaltılması bu eğılımm ılk ışa- retlerı arasındadır İkinci gelişme, sıya- sal yetkenın (otontenın) gıderek yay- ginlaşan populist eğilimleridır Bunup gostergelen arasında ıse sık sık uygu- lanan oğrencı afları yanında baştaaçık oğretım kontenjanlan olmak uzere unı- versıte kontenjanlannın onemlı olçude arttınlması \e en onemlısı, son yıllar- da bırçok yenı unıversıtertın kurulması sayılabılır Başka ulkelenn yuksekoğ- retım tanhlerınde belırgın genışleme donemlen gorulmektev se de son on > ıl- dakıTurkıyeorneğı oylesanıvorumkı aşılması guç bır rekor oluşturmaktadır Bu genışlemenın ustelık cıddı bırprog- rama dayanmadan sıyasal gerekçeler- le ve en başta yeterlı say ı ve nıtelıkte oğ- retım elemanı sağlanmadan gerçekleş- tınlmış olması, eğıtım nıtelığıne (kalı- tesıne) duyarsızlığın en çarpıcı kanıtı- dır Bubağlamdasiyasal yetkenın unıver- sıtelere yaklaşımıyla KlT'lere yaklaşı- mı arasında büyuk benzerlık bulun- maktadır Nasıl kı KİT'ler gozden çıka- nlarak yatınmlar hızla azaltılmış ve cıddı bır yenıden yapılanma ve yenıle- me çabasına gıdılmeksızın ozelleştır- me tek çıkış yolu olarak sunulmuşsa devlet unıversıtelerı de artan kamu açıklanortamındaplansızveprogram- sız bır genışlemenın sonucunda onem- lı bır kaynak sorunuyla karşı karşıya bırakılmış \e bu konuda bıreysel ço- zum arayışına ıtılmışlerdır Bu durum. "İ'niversite kaynak varatma konusun- da tümüvle serbest bırakılmalıdır. hat- ta ozendirilmelidir" yaklaşımının \e onemlı olçude oğrenım harçlan ve unı- versıtelenn kendt yaratacaklan kaynak- lara dayalı fınansman modelı onerıle- nnın gıderek yaygınlaşmasına neden olmuştur O kadar kı üniversitenin ka>- nak sonınuna çare olarak vartıklannı (orneğın arazısının bır kısmınıl satışa çıkarması ve özelleşrirmeve en kârtı KİT'ten başlama mantığının bir uzan- üsı olarak da vuksekoğretimde ozelleş- tirmeve de en başanlı üniversitelerden başlanması dnerilmeve başlanmıştır. Ana hatlarıv la ozeilenen bu gelişme- ler çerçevesinde goruş v e onerilerimi al- tı basjık altında toplamak istivorum. l)Unıversıtesıstemlen,ozelkesımın payı ve oğrencılerın unıversıte gıderle- nne katkılan açısından ulkeler arasın- da buyuk çeşıtlılık gosteımektedır Mevcut göstergeler sistemlenn etkın- lık ve başarısını mulkıyet bıçımıyle doğrudan ılışkılendırme ve ozel unı- versıte ağırlıklı \e pı>asa yanlisi sıs- temlen tek seçenek olarak sunma çaba- lannı haksız ve geçersız kılmaktadır 2) Ozel unıversıte kurulması konu- sunda bugune kadarkı geltşmeler geç- mışdeneyımlerdengereklıderslennçı- kanldığı ızlenımı \erse de bu konuda nıtelık tıtızlıkle onplanda tutulmalı ve yenı bır ozel yuksekokul furyasına as- la ızın venlmemelıdır 3) Ünıversıteler ozellıkle vurt sathı- na hızla yavıldıkları bırdonemde kay- nak varatma konusunda bılımsel ozerk- lık ve akademık ozgurluk açısından son derece tıtız davranmak zorundadır Bu nedenleunıversıtelennozel kaynak va- ratma çabalannınıyı tasarlanmısamaç- lar ve gelışme planları doğrultusunda fınansal hedefler onceden belırlenerek ve ılk planda unıversıte mensupları ıle mezunlarından oluşan unıversıte top- luluğu hedef alınarak gehştınlmesı ya- rarlı olacaktır 4) Unıversıteler kaynak venmlılığıne verdıklerı onem açısından da topluma onculuk etmelıdırler Bu bağlamda atıl- ması gereken ılk adım vuksekoğretım sıstemındekı genışlemenın durdurul- ması olmalıdır Sıstem, kademelı olarak ulaşım kolaylıkları altyapı ve destek hızmetlen açısından elvenşlı konum- dakı ıllerde bolgesel bazda çekım mer- kezlen ışlev ı goren v e "çok kampuslu üniversite" modelınden esınlenen ve buvuk unıvresıtelere ağırlık veren bır yapıya donuşturulmelıdır Lnıversıte- lenn ozellıkle lısansustu duzeyde bu- yuk şehırlerde ıl bazında, oburlennde ıse bolgesel bazda kaynaklannı bırleş- tırmelerı eğıtım nıtelığını yukseltebıl- melen açısından gereklıdır Bunun gı- bı. eğıtım yontemlerını eğıtbılımsel (pedagojık) açıdan olduğu kadar malı- >et açısından da gozden geçırmelıdır- ler 5)Lnıversıtelenn nitelikliinsangücıi yetiştirme işlevi, pıyasa yanlısı yakla- şımlarca da on plana çıkanlmaktadır Ancak bu yaklaşımlann temel yanılgı- sı. konuya salt sunum (arz) açısından "bilgi toplumunun gerek duyduğu nite- likli insan gucıinun vetiştirilmesi" kap- sanvnda bakmalanndan kaynaklan- maktadır Oysayuksekoğretımsıstemı- nın ıstenılen sayıda nıtelıklı ınsan gucu yaratmasıdurumundadahı varısanayı- leşmış bır ulkede bu elemanlann seçe- neklen beyın goçu ve ışsızlıkle sınırlı kalabılır Bu nedenle sanay ıleşme atılı- mının bılgı toplumuna geçışın onkoşu- lu olduğu vurgulanmalı ve kamu gın- şımcılığını tastıye eden pıyasa yakla- şımlannın bu tur bır atılımı gerçekleş- tırebılme olasılığı sorgulanmalıdır 6) Pıyasa ağırlıklı bakış açısı çerçe- vesınde sunulan yuksekoğrenım harç- lannın arttınlması onensı bu kaynak- lardan muhtaç oğrencılere burs venle- ceğı ve bu yolla fırsat eşıtlığının sağla- nacağı onenlerıvle desteklenerek ka- muoyuna sunulmakta ve artan sayıda vandaş (taraftar) bulmaktadır Ilk ba- kışta çekıcı gelen bu onerı, eğıtım su- reçlennı bır butun olarak ele almadığın- dan eğıtımde fırsat eşıtsazlığının eğıtı- mının daha oncekı kademelennden kaynaklandığını gozardı etmektedır Ayrıca, yuksekoğretım katkı payı ve harçlannın. ozellıkle bellı bıreşıkaşıl- dığında. kışıler bazında yapılan malı- yet'yarar hesaplarını, yuksekoğretım talebını ve bu toplam talebın (mezunı- yet sonrası ış bulma potansıyelı ve pa- rasal getın açısından) ünıversıteler ve bılım dallan arası dağılımını nasıl ve ne yondeetkıleyeceğıbelırsız olduğundan bu konuda kesın bır yargıya ulaşmak bu aşamada guçtur Fırsat eşıtsızlığı kavramını bütun bo- yutlanyla ele almadan oğrenım harçla- nnı y ukseltmek daha ortaoğretıme ula- şamadan maddı olanaksızlıklar nede- nıyle oğrenım surecınden kopmak zo- runda kalan buyuk kıtle ıçın aşılması gereken engellen daha da yukseltece- ğınden yuksekoğretım okullaşma ora- nını uluslararası normlarduzeyıneulaş- tırma amacıyla da çelışebılır Ünıversıteler kaynak sıkıntılannın temelıne ınmeksızın ve bu konuda ye- tennce duşunce uretme çabasına gır- meden. bu sıkıntılan ven olarak alan ve kaynak sorunlanm çozme arayışlann- da da dünyadakı çeşıtlılığı gozardı eden bır yaklaşımı benımsemış gorunmekte- dırler Çozum arayışlannda paralı eğıtım- den ozelleştırmeye varan genış bır yel- paze ıçınde pıy asa ağırlıklı modele yas- lanmaları durumunda gereklı atılımı gerçekleştıremeyeceklen veolumlubır çızgıde gelışemeyeceklerı kaygısını ta- şıyorum ARADABIR TALİP APAYDIN Yoksulluğu Yaşamak Yoksul halkımızı daha da yoksullaştıracak bır sureçten geçıyoruz Işsızlık artıyor, ucretler azalıyor Pahalılık her gun bıraz daha bındırıyor Kuçuk bır azmlığın daha çok ka- zanma hırst her turlu olçuyu aşıp kudurganlaşıyor Varsıl- yoksul çetışkısı dennleşıyor Insanlarımız ya ış bulamıyor ya da çalışıyor, ama emeğının karşılığını alamıyor Işçı, çıft- çı, esnaf, memur elıne geçen parayla gereksınımlerını karşılayamıyor Çarşıda pazarda goruyor, parayı verıp ala- mıyor Yutkunup acısını ıçıne akıtıyor O acıyı başkalarına anlatmak zor Yaşamayan bılemez, anlatsan da anlamaz Hele havadan para kazanan kımı açıkgöz asalaklann na- sıl bol harcadıklannı, çevreye hava attıklarını gorup bey- nınde bır yerlerın sızladığını duyumsamak, dayanılır şey de- ğıl Bunu açığa vurmak zorlaştırılmış Tehlıkelı bır suç ol- muş Insanınbaşınabelalaraçabılır Bu konuda herkes de- neyımlı Onun ıçın toplum suskun Gıdın kenar mahallelere doğru, kasabalara, koylere doğ- ru. Yoksulluk, ınsanların yuzlerıne sınmış bakıştarına ışle» mış. Ustu başı, yuruyuşu", sesının tınısı hemen ete verır yoksul ınsanı Saklanmaz bır ezıklık vardır davranışlann- da Bır şeylerın hesabı ondan sorulacakmış gıbı alttan alır Başkalarına bağımlı bır kışılık sergıler Bu ınsan hem yok- suldurhem 'bılısız'dır(cahıldır) Karanlıktadır Kendıgucun- den, haklarından habersız yaşar Onun boyle olması, ba- zı çevrelerın çok ışıne gelır Daha uyumludur, daha kolay somurulur Daha kolay kandırılıp oyu ehnden alınabılır Bu bılınçsız yoksul ınsan, bır ıkı okşayıcı sozle ya da sırtı sı- vazlanıp kendısıne çok uzak polıtıkacıya kolaylıkla oy ve- rır Onu alkışlar Evıre çevıre aldatıldıgının ayırımına bıle varmaz Onun yaşamı ıle kendı yaşamı arasındakı farkı gorse bıle, nedenını hep başka yerlerde arar Bunu yazgı sanır Boyle bır eğıtımden geçmıştır Doğru yargılar kendı- sıne hıçbır zaman yetennce ulaşmaz O yollar baştan ke- sılmıştır Akşam-sabah ızledığı televızyonlar, arada bırgor- duğu renklı gazeteler, kendı sorunlarına ne kadar uzaktır 1 Hıç değınılmez bıle Arada bır patlayan çopluk olayı gıbı, açlıktan mantar yıyıp oienler gıbı çarpıcı oiaylar yansıtılır, okuyanlar "Yaa, vah vah, bu bızım halkımız da çok zaval- //"gıbılerden mırıldanıp geçıştırır Aydınlann ve ılgılılerın ıç- tenlı bakışları, hıçbır zaman halkın sorunlarına çevnlmez Şımdı doğuda sıfırın altında yırmı soğuklarda halkımız ne yapar, nasıl yaşar kımse bılmez Yolu ızı kapalı dağ koyun- de, yere sokulmuş kerpıç evde bır kalbur çocukla ne ye- nır, neıçılır nasıl ısınılır, kımse bılmez HeleGuneydoğu'da "Kalk gıt buralardan, boşaltevını, /coyunu"denmış, yol bıl- mez, dıl bılmez yurttaş ne yapar, nerelere gıder'' Bır sahıp çıkan elınden tutan bulunmaz Ne Mechs'te ne medyada sozu edılır' On yıllar, yırmı yıllar, ellı yıllar geçer, bu adamların yaşa- mı aynı, hıçbır değışme olmaz Ama aynı ulkede yaşayan kımı ınsanlar, kaşla goz arasında nasıl varsıllaşırlar, hıçbır olçuyesığmaz Hıçbır mantık çozemez Sayfalar tutan ev- ler, arsalar, apartmanlar ışyerlerı, altınlar, dovızler Oden- memış vergı borçları odenmemış kredıler, turlu yolsuzluk- lar, ığrenç soylentıler Gırmışler bır bataklığa, çırpınıyorlar1 Bır de ulke ıçın, halk ıçın çalıştıklarını soyluyorlar Soyle- dıklerı ıle yaptıkları bırbırını tutmuyor Kendılerı varsıJlaşır- kenulkemızyenndesayıyor haikımızyoksullaşıyor Bunun acısını yureğınde duymuyor hıçbır polıtıkacı Arada bır koy- lu kadını kucaklamak, 'anam-bacım' dıye soylenmek ığ- renç bır ıkıyuzluluk gostensınden başka bır şey değıl Buraya durup dururken gelınmedı elbet Halk avcılığı, halkın karanlığı ve yoksulluğu ustune oturur. Kırk-ellı yıldır sağcı ve gerıcı ıktıdarlar, halkımızı bılınçlendırmeyen, ka- ranlıkta btrakan her onlemı aldılar Eğıtımı ona gore ayar- ladılar Okuyan. duşunen ınsana ağır baskı yaptılar Çalı- şan ınsanların orgutlenmesıne olanak tanımadılar Her ıle- rı adımı engelledıler Halkımızı alacakaranlıkta bırakmak ış- lenne geldı Başka turlu nasıl yururdu bu çelışkı? Bıryanda kıt kanaat geçınen, doğru durust doyamayan, barınamayan çocuğunu okutamayan, her gun yoksullu- ğun acılannda çırpınan ınsanlar Obur yanda kolayından buyuk kazançlar sağlayan, parayı harcayacak yer bulama- yan, en pahalı otellerde yıyıp ıçıp eğlenen, ınsana benze- mez, ar damarı çatlamış yaratıklar1 Bunlar nasıl aynı ulke- nın yurttaşları'' Nasıl guvenecekler bırbırlenne7 Guzel ul- kemızı bu duruma getırenler nasıl rahat uyuyorlar'? VEFAT Baromuzun (2036) sıcıl sa\ısında kayıtlı AVUKAT HÜSEYİN TEKER vefat etmıştır <\zız meslektaşımızın cenazesı 02 Ocak 1995 gunu (bugun) Bebek Camıı'nde kılınacak oğle namazını müteakıp ebedı ıstırahatgâhma defnedılecektır Merhuma Tann'dan rahmet. kederlı aılesıne ve meslekdaşlanmıza başsağlığı dılerız tSTANBLL BAROSU BAŞK.4NLIĞI 'Okul Kooperatifi Kur, Sefaletten Kurtul!' Okullarımızda oğrencı sayısının hızla arttığı, parasal kaynaklann da azaldığı bır ortamda okul kooperatıflen sağlıkh, süreklı artan \e tükenmeyen bır kaynak olabıleceğı gıbı eğıtım etkınlıklennın düzeymı de arttırabıhr Yrd. Doç. Dr. BÜLENT BERKOL Tmlna Lnnersıtesı Eğıtım Fakıdtesı N ıtelıklı ınsan gucu nıtelıklı eğıtımle. nıtelıklı eğıtım de veterlıparavlasağlanır Eğı- tımın gelın butçeîerden kar- şılanmaktadır bunlar Ge- nel butçe. ozel ıdare butçe- sı ve koy butçesıdır Yıllardır butçeler'3en eğıtıme avnlan odenekler >etmedığı ıçın. okullanmız da başka kav naklar bulmak zo- runda kalmışlardır Okul koruma dernekle- nnce toplanan odentı ve bağişlarbunlann en onemlılendır Bunlann vanı sıra gece du- zenleyerek, okul ışlıklennde uretılenlen sa- tarak. pıvango çektırerek kooperatıfyoluv la kantın ışletılerek de gelır elde edılmekte- dır Okul varsıl bır çevrede ıse bağışlarla so- runlanm çozmekte. yoksul bır çevrede bu- lunuyorsa gelır sağlaması guçleşmekte ve toplanan bağişlar yakınmalara neden ol- maktadır Okullann gelırlennın az ya da çok olması eğıtım eşitlığını daha da bozmakta- dır Mıllı Eğıtım Bakanı Sayın Nevzat A\*az yayımladığı bır genelge ıle (Cumhunyet. 5 Ağustos 1994) her y ıl şıkâv etlere konu olan bağışlan venı esaslarabağlamak ıstemekte- dır lstanbul Mıllı Eğıtım Muduru Sayın Na- ci Akay da, okullann açık olduğu aylarda her oğrencıden Okul Koruma Derneklen'nce 50-100 bın lıra arasında bır paranın alına- cağını, parasal sorunlann bu yolla çozum- leneceğını belırtmıştır (Sabah. 6 Ağustos 1994) Oysa vetennce değerlendınlemeyen "okul kooperatifleri^nın okullarımız ıçın sureklı artan ve tükenmeyen bır gelır ka>- nağı olduğu gozden kaçınlmaktadır Eğıtım hızmetının yapıldığı yer olan okul, eğıtım etkınlığını sadece okutulan dersler- le gerçekleştıremez, yasalarla belırlenen eğıtım amaçlanna varabılmek. kalıcı dav ra- nışlar oluşturmak ıçın "eğitici kol çaüşma- larTeğıtimde onemlı bır yer tutmaktadır Eğıtıcı kollar. oğrencılere çevre ve ulke sorunlanm tanıtır Oğrencılenn bu sorunla- nn çozumune katkısının ne olacağını gos- terebılır, ortak sorunlan bırlıkte çozdurebı- lır, oğrencının okul yonetımıne katılmasını sağlayabılır. demokratık kurallara gore ya- şamayı oğretebılır, boş zamanlan nasıl de- ğerlendırebıleceğınıgosterebılır Mıllı Eğı- tım Bakanliğı'nca kol çalışmaları ıçın yö- netmelık hazırlanmasına karşın, okullan- mız bu tur eğıtım etkınlıklenne yetennce önemvermemektedır Bu kadar onemlı olan eğıtsei kol çahşmalanndan bın de "koope- ratifçilik kolu"dur Bır kol çalışması olan okul kooperatıflen. her kademe ve her tür- dekı okulda hem eğıtım, hem de toplumsal, ekonomık ve külturel etkınlıklerde bulun- mak uzere. o okulun oğrencı, oğretmen. yo- netıcı ve otekı ış gorenlen tarafından kuru- lur Okul kooperatifi, ortaklannın, eğıtım-oğ- retım ve ekonomık gereksınımlennı karşı- lıklı yardım ve dayanışma suretıyle karşıla- mak uzere değişir ortaklı, değişir sermaveli ve sınıriısorumlu kuruluşlardır Mıllı Egıtım Bakanlığı Teblığler Dergı- si'nde vayımlanan "Sınırlı Sorumlu Okul Kooperatifleri Ana Sözleşmesi"ne gore or- tak olma koşullannı taşıyan en az yedı ku- rucu ortak tarafından kolaylıkla kurulabılır Okul kooperatifi ortaklannın ve kuruldu- ğu okuldakı oğrencılenn eğıtım-oğretım ge- reksınmelenyle otekı ekonomık gereksı- nımlennı karşılıklı yardım ve dayanışma ıle sağladığı gıbı, oğrencılenn oğrendıklen bıl- gı vekazandıklanbecenlen ışyaşamınauy- gulamalarına da yardım eder Oğrencılen, ışbırlığı halınde ve ışbolumu ıçınde toplum yaşamına hazırlar Oğrencıler, kooperatıf vonetımıne doğrudan doğruya katılırlar. boylece vaşayarak kooperatıfılkelerını.ya- rannıve toplum kalkınmasındakırolunuoğ- renırler Okul kooperatifi. okula ekonomık çıkar sağladığı gıbı, ortaklaradaçıkarsağlar Ko- operatıfçılığınneolduğununanlaşılmasında ve oğrencılenn oğrendığı bılgılenn uygu- lanmasında da onemlı rol oynar Okul ko- operatıflennm çahşma alanı genıştır Ko- operatıf eğıtım-oğretım. araç-gereç gerek- sınımlenyle yıyecek, ıçecek, gıyecek sata- bıleceğı gıbı okulun bulunduğu yoreye go- re ancılık, tavukçuluk. sebzecılık ve başka konularda da etkınlıklerde bulunabılır Okul kooperatıflen okulun otekı eğıtsel çalışma- lanna parasal destek sağlayabıleceğı gıbı yoksul oğrencılenn sorunlannın çozumune devardımcıolabılır Boylece kooperatıf. or- taklann v e kurulduğu.okuldakı oğrencılenn bırlıkte ış yapma, sorumluluk yuklenme, yetkı kullanma. dayanışma ıçınde bulunma ve toplumsal konulara ılgı duymalarını da gelıştırebılır Okullanmızda oğrencı sayısının hızla art- tığı. parasal kaynaklann da azaldığı bır or- tamda okul kooperatıflen sağlıkh. sureklı artan ve tükenmeyen bır kaynak olabılece- ğı gıbı eğıtım etkınlıklennın duzeyını de arttırabıhr Okul kooperatıflen, Mıllı Eğıtım Bakan- lığı'nca yenıden ele alınmalı, başanlı ko- operatıfler ve rehber oğretmenler saptan- malı, yenı okul kooperatıflen modellen ge- lıştınlmelı, oğrencı, oğretmen ve yonetıcı- ler bu konuda bılgılendınlmelı, hızmet-ıçı eğıtıme ağırlık v enlmelıdır Gorulecektır kı, parasal sorunlar hafıflerken, eğıtımın nıte- lıği yükselecektır OzerOzankaya'nın 1976'da yayımlanan bır balıkçılık kooperatıfının oykusünu an- latan çalışmasmın başlığı "Kooperatif Kur, Sefaletten Kurtul" adını taşıyordu Bu baş- lık okul kooperatıflen ıçın de geçerlıdır PENCERE TARTIŞMA Baloncunun hatırlattıklan... Ç ocukluğumuzda bugunku gıbı bılgısayar oyunlan. elektnklı trenler. logolaryoktu Pek para da yoktu Oyuncaklar kısıtlı ıdı Çogu kezuydurulurdu Kınnapla çevnlen topaç oyununda kapıcı çocuklan becenlennı ıspat eder. sağladıklan ustunlukten memnun olurlardı Şımdı topaçlar mekanık oldu. becennın onemı kalmadı Lıg oynardık. şışe kapaklanyla Uçartmalar v ardı Onun da bugun çok ustunlen yapıldı. uçurtma maharetının onemı azaldı \'e de balon \ ardı Parktakı baloncu balon satmak ıçın çocuklara yanaşır. onlan tahnk ederdı Annesı veya babasınca balon ısteğı reddedılen çocuk ağlar. baba ıle baloncu arasında ıse munakaşa başlardı Camdan sokağı seyreden çocuk. baloncu) u gorunce tuttururdu Bana hep babam veya annem "Balon ister misin javrum" dıye sorarlardı Hıç ben ıstemedım Hayatta ıstemesını de bır turlu oğrenemedım Baloncunun balonlan parlak renklıydı. canlıvdı Hayat doluydu Hemen her rengını severdım Neden sıyah balon yapmazlar dıve merak ederdım Sıyah renklı bır balonun mavı goğe yukselırken yarattığı renk kan^ımı guzel olur dıye düşünurum Bır tek san balonlan hıç sevmezdım San bana solgunluğu hatırlatır Hastalığı hatırlatır, bır şeylenn bıtmekte olduğunun gostergesıdır Balonu elınde tutan çocuğun yuzundekı gulumseme coşku ınsana sev ınç venr Ama her coşku gıbı geçıcıdır Balon patlar. coşkunun vennı huzun alır Elınde kalan porsumuş balona acı acı bakakalır Hayatta umutlann vok oluşuna bakakalındığı gıbı Bazen balon bır yennden delınır ve yavaş yavaş sonmeye başlar Sevgılenn sonduğu gıbı Çocuk hav retle bakar delığı bulup yapıştırabıleceğını sanır Delıkler kolay yapışmaz Bıçak kemiğe dayanmadan... "^^T" "^T" uzlerce. ^ ^ ğ bınlerce ^ ^ ^ r ozdeyışımız ^ T (atasozlen) I vardır -JİL. Bunlardan bırçoğu, tarıhın suzgecınden geçerek gunumuze dek ulaşmış çok anlamlı sozlerdır Ancak bazılan var kı ınsanları duyarsızlığa. tepkısızlığe ıtmekte. ozellıkle toplumsal gehşmeler karşısında 'nötr'bırakmaktadır Bu tepkısızlık, bu duyarsızlık sonunda bır gun tepkısızve duyarsız kalanlann kapısını çalmıştır "Bana değmeyen vılan bin vaşasın." Madem kı yılan, madem kı şu anda bazılanna dokunuvor Oyleyse nıçın yaşasm' Ne zaman olmesını ısterız' Bıze de dokununca ya da "bıçak kemiğe dayanınca". Bıçak govdeye \onelecek Bıçak derıyı kesecek Bıçak etı de kesecek ses çıkarmayacaksın Ne zamana dek'' Kemiğe dayanması beklenecek lşte o zaman feryadı basacaksın Ne anlamsız ne zamansız bır feryat değıl mı' Bıçak govdeye yoneldığınde neden feryat edılmıyor' 7 Neden ılla kemıge dayanması beklenıyor' Denyı kesen. etı kesen bıçağın varacağı yer veresıdır' Kemık değıl mıdır' Bıçağı tutan elın amacı. kemiğe kadar gıtmek değıl mıdır' Bılındığı halde neden susuluyor beklen^or9 Derının. etın acısını unutup kemığın acısında feryadı basmak nıye0 Adam almış balyozu ındınyor bınanın koşesındekı taşa Az otede bulunan ses çıkarmıyor Ne zamana dek balyozun acı darbesını kendı bunyesınde duyana dek Balyozun ındığı taş kırılınca sıranın kendısıne geleceğını duşunup daha ışın başında neden otekıne yardımcı olma gereğını duymuyor' Bu bır kultur sorumu mu7 Evet bır kultur sorunu Toplumsal dayanışmanın olmav ışının bır gostergesı Ama çocuğa en uzûntü veren. elmden kaçırdığı balonun goğe yukselışını çaresız seyretmektır Yenıden yakalamak ıçın sıçrar, etrafından yardım ıster Kaçanı yakalamak zordur Çaresızlık ıçınde göğe yukselen balonu huzunlu gozlerle ızler. ta gozden kayboluncava kadar Bana o çocuklar, hep hayatta daha lyısını bulmak umuduyla var olanı kaybeden ınsanlann huznunü. sevdıklennı yıtırenlenn acısını hatırlatır Balonlan renklenyle, sonlanyla ınsanlara benzetınm Kaderlen hemen hemen aynıdır Valım Eralp Işçıler yollara dokulduğunde. sen neredesın be memur kardeşım 0 Neredesınız emeklı, dul yetımler 9 Neredesın kuçuk esnaf, dargelırlı vurttaş Feryat edenlere duyarsız, tepkısız kalırsan, onlar da senın feryadını duymaz, tepkısız kalır Boylesıne tepkısız bır toplumda da yonetıcıler ıstedığı gıbı at oynatır, cınt atar Ne dersın, sana değmeyen yılan bın yaşasın mı9 Feryat ıçın hâlâ bıçağın kemiğe dayanmasını mı bekleyeceksın' Saadettin Malkoç TesettûrL. Tevfik Fikret'ın unlu "Sıs" şıırının ılk ıkı dızesı herke- sın belleğındedır Sarmış yıne âfâkını bır dûd-ı muannıd Bır zulmet-ı beyzâ kı peyâpey mutezâyıd Ahmet Muhip Dtranas bu ıkı dızeyı gunumuzun dılıne şoyle uyarlıyor Sarmış yıne ufuklannı ınatçı bır sıs Bır akca karanlık kı bu gıtgıde artan. Ya sonrası? Dıranas'tan ızleyelım Ey koca Bızans, ey koca gozbağcı bunak, Ey bın kocadan arta kalan kız gıbı dul Hâlâ guzellığınde tazelığın buyusu var, Hâlâ tıtrer ustune butun gozler senın Uysal, fakat en kırlı kadınlar gıbı uysal, Ustunde coşan gozyaşının hepsıne hıssız Temelın atılırken daha bır hayın el Yapına zehırlı bır lanet suyu katmış sankı* Bır sahtecılık kırı dalgalanır zerrelerınde, Bır zerre temızlık bulamazsın ıçerınde, Hep sahtelığın, hep hasedın hep çıkarın kırlılığı, Yalnız bu ve yalnız bunun yukselme umudu Mılyonla barındırdığın cesetler arasmdan Kac tane alın vardır cıkacak pak ve ısıklı? Ortun.eveteyfacıa Ortun evet ey kent, Ortun, ve de sonsuz uyu, evrensel orospu • Tevfik Fikret'ın ofkesı Bızans artığını çok lyı tanımak- tan kaynaklanan bılmçlı bır kızgınlık1 1995'te solunum yollarını zehırleyen kırlılık istanbul un ufuklannı tumuy- le kuşattı, ınsanı kahredtyor Fıkret, bugunu nasıl da gormuş Ey kopek seslerı, ey konuşma onuruyla'secılmış Insanda şu nankorluğu lanetleyen haykırmalar, Ey faydası yok gozyaşları, ey acı gulmeler, Ey dertten ve acızden yakınan sozler, kınlı bakışlar, Ey efsane boşluğuna yuvarlanmış anı Namus, Ey ıkbal kıblesıne cıkan yol ayak opme, Ey elı sılahlı korku, kı ettığın kotulukler yuzundendır, Ey kışıye dokunulmazlık ve ozgurluğe benzer Bır soluk alma hakkı veren kanun masalı, Ey gercekleşemez vaat, ey ebedı ve mutlak yalan, Ey mahkemelerden bıtevı surulen hak, Ey kuruntular saldtnsıyla duygusallık gucu gıtmış Vıcdanlara dek uzatılmış hafıye kulaklan, Ey erdem ve edepten pay alanlar, unutulmuş yuzler, Ey korku yuzunden ıkı buklum gezer olmuş Eşraf ve butun halk o un almış koca toplum, Ey onune eğılmış baş, kı akpak fakat ığrenç, Ey hıcranla vurulmuş ana, ey kuskun duran eş, Ey kımsesız avare çocuklar hele sızler, Hele sızler Örtun, evet ey (acıa Örtun evet, ey kent. Örtun, ve de sonsuz uyu, evrensel orospu!.. • Onat Kutlar, 1995'e bacaklanndan yoksun gırerken yı- lın bırıncı gunu medyaya baktım Ey kuruntular saldırı- sıyla duygusallık gucu yıtmış, korku yuzunden ıkı buk- lum gezer olmus, yapısına zehırlı lanet suyu katılmış, ey koca Bızans ın medyası ey gozbağcı bunak bın koca- dan arta kalan kız gıbı dul sahtecttık km dalgalanır zer- relerınde, hep sahtelığın hep hasedın, hep çıkarın kırlıl»- ğınde Don sırtını Onat Kutlar'a 1 Sus ve ortun 1 Önune eğ basını Örtun evet ey facıa, ortun evet ey kent, örtün ve sonsuz uyu evrensel orospu' Başına geleceklerden habersız 1 Parlez-Vous Francais:Fransızca konusur tnusunuz? FRANSIZCA DİL KURSLARI Kurs başlangıç tarihi: 5 Ocak 1995 Kayıtlar ve Test: 2-3 -4 Ocak 1995 (Gün boyunca) Saat: 9.00 - 18.00 Arası İFKM IEFI Istiklal Cad. No:8 Taksim Tel: 252 02 62 İSTANBUL FRANSIZ KULTUR MERKEZİ INSTITUT D ETIDES FRANÇ4JSES D1STANBUL GENEL KURUL İLANI Turkıye Seluloz Kâğıt ve Mamullen Işçılen Sendıkası nın XIII Olağan Genel Kurulu 21-22 Ocak 1995 tanhınde saat 09 00 dan ıtı- baren Izmrt Sabancı Kultur Sıtesı Salonu'nda aşağıdakı gundemde geregı yapılacaktır Çoğunluk saglanamadığı takdırde ıkıncı toplantı 28-29 Ocak 1995 tarıhınde saat 09 00'dan ıtıbaren aynı yerde aşağıdakı gun- dem geregı yapılacaktır Uyelenmıze ve ılgılılere duyurulur SELULOZ-İŞ SENDIKASI GENEL YONETİM KURULU adına Mıthat SARI G. Başkan Şukrü KAYACIK G.Sekreter GUNDEM: I Yoklama ve açılış 2- Genel Kurul Dıvan Teşkılı (1 başkan, 2 başkanvekılı, 2 kâtıp), 3- Saygı duruşu 4- Genel başkanın açış konuşmas, 5- Komısyonlann teşkılı a) Tuzuk tadıl komısyonu b) Butçe komısyonu c) Hesap tetkık komısyon d) Karariar komısyonu 6- Mısafirlenn tanıtımı ve konuşmalan, 7 Faalıyet raporunun okunması ve muzakeresı, 8- Komısyon raporlarının okunması muzakeresı ve kabulu, 9- Kurullann ıbrası 10- Seçımler, a) Genel yonetım kurulu başkanı genel yonetım kurulu asıl ve yedek uyelennın seçımı b) Denetım kurulu asıl ve yedek uyelerımn seçımı c) Dısıplın kurulu asıl ve yedek uyelennın seçımı, d) Turk-lş Genel Kurul delegelennın seçımı I1 - Dılek ve temennıler, 12- Kapanış
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle