Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 2 OCAK 1995 PAZARTESİ
OLAYLAR VE GORUŞLER
Üniversitelerin kaynak sorunu ve özelleştirme
Ünıversıteler, kaynak sıkıntılannın temehne ınmeksızın ve bu
konuda yetennce düşünce uretme çabasına gırmeden, bu
sıkıntılan veri olarak alan ve kaynak sorunlanm çözme
arayışlannda da dünyadakı çeşıtlılığı göz ardı eden bır
yaklaşımı benımsemış görünmektedirler.
Prof.Dr. FÎKRET ŞENSES ODTÜlktısat Bölümü
* * nıv ersıtelenn kaynak so-
U
runu ıkı temel gelışme
çerçevesınde tartışılabı-
lır Birincisi ozelleştır-
menın ve daha genel an-
lamda pıyasa ağırlıklı
bakış açılannın yuksekoğretımı de et-
kı alanı ıçıne almaya başlamasıdir Ozel
unıversıte sayısında gozlenen artış oğ-
rencı katkı payı adı altında oğrencı
harçlan uygulamasınageçılmesı \e oğ-
rencı beslenme. sağlık ve bannma hız-
metlenndekı subvansıyonlann onemlı
olçude azaltılması bu eğılımm ılk ışa-
retlerı arasındadır İkinci gelişme, sıya-
sal yetkenın (otontenın) gıderek yay-
ginlaşan populist eğilimleridır Bunup
gostergelen arasında ıse sık sık uygu-
lanan oğrencı afları yanında baştaaçık
oğretım kontenjanlan olmak uzere unı-
versıte kontenjanlannın onemlı olçude
arttınlması \e en onemlısı, son yıllar-
da bırçok yenı unıversıtertın kurulması
sayılabılır Başka ulkelenn yuksekoğ-
retım tanhlerınde belırgın genışleme
donemlen gorulmektev se de son on > ıl-
dakıTurkıyeorneğı oylesanıvorumkı
aşılması guç bır rekor oluşturmaktadır
Bu genışlemenın ustelık cıddı bırprog-
rama dayanmadan sıyasal gerekçeler-
le ve en başta yeterlı say ı ve nıtelıkte oğ-
retım elemanı sağlanmadan gerçekleş-
tınlmış olması, eğıtım nıtelığıne (kalı-
tesıne) duyarsızlığın en çarpıcı kanıtı-
dır
Bubağlamdasiyasal yetkenın unıver-
sıtelere yaklaşımıyla KlT'lere yaklaşı-
mı arasında büyuk benzerlık bulun-
maktadır Nasıl kı KİT'ler gozden çıka-
nlarak yatınmlar hızla azaltılmış ve
cıddı bır yenıden yapılanma ve yenıle-
me çabasına gıdılmeksızın ozelleştır-
me tek çıkış yolu olarak sunulmuşsa
devlet unıversıtelerı de artan kamu
açıklanortamındaplansızveprogram-
sız bır genışlemenın sonucunda onem-
lı bır kaynak sorunuyla karşı karşıya
bırakılmış \e bu konuda bıreysel ço-
zum arayışına ıtılmışlerdır Bu durum.
"İ'niversite kaynak varatma konusun-
da tümüvle serbest bırakılmalıdır. hat-
ta ozendirilmelidir" yaklaşımının \e
onemlı olçude oğrenım harçlan ve unı-
versıtelenn kendt yaratacaklan kaynak-
lara dayalı fınansman modelı onerıle-
nnın gıderek yaygınlaşmasına neden
olmuştur O kadar kı üniversitenin ka>-
nak sonınuna çare olarak vartıklannı
(orneğın arazısının bır kısmınıl satışa
çıkarması ve özelleşrirmeve en kârtı
KİT'ten başlama mantığının bir uzan-
üsı olarak da vuksekoğretimde ozelleş-
tirmeve de en başanlı üniversitelerden
başlanması dnerilmeve başlanmıştır.
Ana hatlarıv la ozeilenen bu gelişme-
ler çerçevesinde goruş v e onerilerimi al-
tı basjık altında toplamak istivorum.
l)Unıversıtesıstemlen,ozelkesımın
payı ve oğrencılerın unıversıte gıderle-
nne katkılan açısından ulkeler arasın-
da buyuk çeşıtlılık gosteımektedır
Mevcut göstergeler sistemlenn etkın-
lık ve başarısını mulkıyet bıçımıyle
doğrudan ılışkılendırme ve ozel unı-
versıte ağırlıklı \e pı>asa yanlisi sıs-
temlen tek seçenek olarak sunma çaba-
lannı haksız ve geçersız kılmaktadır
2) Ozel unıversıte kurulması konu-
sunda bugune kadarkı geltşmeler geç-
mışdeneyımlerdengereklıderslennçı-
kanldığı ızlenımı \erse de bu konuda
nıtelık tıtızlıkle onplanda tutulmalı ve
yenı bır ozel yuksekokul furyasına as-
la ızın venlmemelıdır
3) Ünıversıteler ozellıkle vurt sathı-
na hızla yavıldıkları bırdonemde kay-
nak varatma konusunda bılımsel ozerk-
lık ve akademık ozgurluk açısından son
derece tıtız davranmak zorundadır Bu
nedenleunıversıtelennozel kaynak va-
ratma çabalannınıyı tasarlanmısamaç-
lar ve gelışme planları doğrultusunda
fınansal hedefler onceden belırlenerek
ve ılk planda unıversıte mensupları ıle
mezunlarından oluşan unıversıte top-
luluğu hedef alınarak gehştınlmesı ya-
rarlı olacaktır
4) Unıversıteler kaynak venmlılığıne
verdıklerı onem açısından da topluma
onculuk etmelıdırler Bu bağlamda atıl-
ması gereken ılk adım vuksekoğretım
sıstemındekı genışlemenın durdurul-
ması olmalıdır Sıstem, kademelı olarak
ulaşım kolaylıkları altyapı ve destek
hızmetlen açısından elvenşlı konum-
dakı ıllerde bolgesel bazda çekım mer-
kezlen ışlev ı goren v e "çok kampuslu
üniversite" modelınden esınlenen ve
buvuk unıvresıtelere ağırlık veren bır
yapıya donuşturulmelıdır Lnıversıte-
lenn ozellıkle lısansustu duzeyde bu-
yuk şehırlerde ıl bazında, oburlennde
ıse bolgesel bazda kaynaklannı bırleş-
tırmelerı eğıtım nıtelığını yukseltebıl-
melen açısından gereklıdır Bunun gı-
bı. eğıtım yontemlerını eğıtbılımsel
(pedagojık) açıdan olduğu kadar malı-
>et açısından da gozden geçırmelıdır-
ler
5)Lnıversıtelenn nitelikliinsangücıi
yetiştirme işlevi, pıyasa yanlısı yakla-
şımlarca da on plana çıkanlmaktadır
Ancak bu yaklaşımlann temel yanılgı-
sı. konuya salt sunum (arz) açısından
"bilgi toplumunun gerek duyduğu nite-
likli insan gucıinun vetiştirilmesi" kap-
sanvnda bakmalanndan kaynaklan-
maktadır Oysayuksekoğretımsıstemı-
nın ıstenılen sayıda nıtelıklı ınsan gucu
yaratmasıdurumundadahı varısanayı-
leşmış bır ulkede bu elemanlann seçe-
neklen beyın goçu ve ışsızlıkle sınırlı
kalabılır Bu nedenle sanay ıleşme atılı-
mının bılgı toplumuna geçışın onkoşu-
lu olduğu vurgulanmalı ve kamu gın-
şımcılığını tastıye eden pıyasa yakla-
şımlannın bu tur bır atılımı gerçekleş-
tırebılme olasılığı sorgulanmalıdır
6) Pıyasa ağırlıklı bakış açısı çerçe-
vesınde sunulan yuksekoğrenım harç-
lannın arttınlması onensı bu kaynak-
lardan muhtaç oğrencılere burs venle-
ceğı ve bu yolla fırsat eşıtlığının sağla-
nacağı onenlerıvle desteklenerek ka-
muoyuna sunulmakta ve artan sayıda
vandaş (taraftar) bulmaktadır Ilk ba-
kışta çekıcı gelen bu onerı, eğıtım su-
reçlennı bır butun olarak ele almadığın-
dan eğıtımde fırsat eşıtsazlığının eğıtı-
mının daha oncekı kademelennden
kaynaklandığını gozardı etmektedır
Ayrıca, yuksekoğretım katkı payı ve
harçlannın. ozellıkle bellı bıreşıkaşıl-
dığında. kışıler bazında yapılan malı-
yet'yarar hesaplarını, yuksekoğretım
talebını ve bu toplam talebın (mezunı-
yet sonrası ış bulma potansıyelı ve pa-
rasal getın açısından) ünıversıteler ve
bılım dallan arası dağılımını nasıl ve ne
yondeetkıleyeceğıbelırsız olduğundan
bu konuda kesın bır yargıya ulaşmak bu
aşamada guçtur
Fırsat eşıtsızlığı kavramını bütun bo-
yutlanyla ele almadan oğrenım harçla-
nnı y ukseltmek daha ortaoğretıme ula-
şamadan maddı olanaksızlıklar nede-
nıyle oğrenım surecınden kopmak zo-
runda kalan buyuk kıtle ıçın aşılması
gereken engellen daha da yukseltece-
ğınden yuksekoğretım okullaşma ora-
nını uluslararası normlarduzeyıneulaş-
tırma amacıyla da çelışebılır
Ünıversıteler kaynak sıkıntılannın
temelıne ınmeksızın ve bu konuda ye-
tennce duşunce uretme çabasına gır-
meden. bu sıkıntılan ven olarak alan ve
kaynak sorunlanm çozme arayışlann-
da da dünyadakı çeşıtlılığı gozardı eden
bır yaklaşımı benımsemış gorunmekte-
dırler
Çozum arayışlannda paralı eğıtım-
den ozelleştırmeye varan genış bır yel-
paze ıçınde pıy asa ağırlıklı modele yas-
lanmaları durumunda gereklı atılımı
gerçekleştıremeyeceklen veolumlubır
çızgıde gelışemeyeceklerı kaygısını ta-
şıyorum
ARADABIR
TALİP APAYDIN
Yoksulluğu Yaşamak
Yoksul halkımızı daha da yoksullaştıracak bır sureçten
geçıyoruz Işsızlık artıyor, ucretler azalıyor Pahalılık her
gun bıraz daha bındırıyor Kuçuk bır azmlığın daha çok ka-
zanma hırst her turlu olçuyu aşıp kudurganlaşıyor Varsıl-
yoksul çetışkısı dennleşıyor Insanlarımız ya ış bulamıyor
ya da çalışıyor, ama emeğının karşılığını alamıyor Işçı, çıft-
çı, esnaf, memur elıne geçen parayla gereksınımlerını
karşılayamıyor Çarşıda pazarda goruyor, parayı verıp ala-
mıyor Yutkunup acısını ıçıne akıtıyor O acıyı başkalarına
anlatmak zor Yaşamayan bılemez, anlatsan da anlamaz
Hele havadan para kazanan kımı açıkgöz asalaklann na-
sıl bol harcadıklannı, çevreye hava attıklarını gorup bey-
nınde bır yerlerın sızladığını duyumsamak, dayanılır şey de-
ğıl Bunu açığa vurmak zorlaştırılmış Tehlıkelı bır suç ol-
muş Insanınbaşınabelalaraçabılır Bu konuda herkes de-
neyımlı Onun ıçın toplum suskun
Gıdın kenar mahallelere doğru, kasabalara, koylere doğ-
ru. Yoksulluk, ınsanların yuzlerıne sınmış bakıştarına ışle»
mış. Ustu başı, yuruyuşu", sesının tınısı hemen ete verır
yoksul ınsanı Saklanmaz bır ezıklık vardır davranışlann-
da Bır şeylerın hesabı ondan sorulacakmış gıbı alttan alır
Başkalarına bağımlı bır kışılık sergıler Bu ınsan hem yok-
suldurhem 'bılısız'dır(cahıldır) Karanlıktadır Kendıgucun-
den, haklarından habersız yaşar Onun boyle olması, ba-
zı çevrelerın çok ışıne gelır Daha uyumludur, daha kolay
somurulur Daha kolay kandırılıp oyu ehnden alınabılır Bu
bılınçsız yoksul ınsan, bır ıkı okşayıcı sozle ya da sırtı sı-
vazlanıp kendısıne çok uzak polıtıkacıya kolaylıkla oy ve-
rır Onu alkışlar Evıre çevıre aldatıldıgının ayırımına bıle
varmaz Onun yaşamı ıle kendı yaşamı arasındakı farkı
gorse bıle, nedenını hep başka yerlerde arar Bunu yazgı
sanır Boyle bır eğıtımden geçmıştır Doğru yargılar kendı-
sıne hıçbır zaman yetennce ulaşmaz O yollar baştan ke-
sılmıştır Akşam-sabah ızledığı televızyonlar, arada bırgor-
duğu renklı gazeteler, kendı sorunlarına ne kadar uzaktır
1
Hıç değınılmez bıle Arada bır patlayan çopluk olayı gıbı,
açlıktan mantar yıyıp oienler gıbı çarpıcı oiaylar yansıtılır,
okuyanlar "Yaa, vah vah, bu bızım halkımız da çok zaval-
//"gıbılerden mırıldanıp geçıştırır Aydınlann ve ılgılılerın ıç-
tenlı bakışları, hıçbır zaman halkın sorunlarına çevnlmez
Şımdı doğuda sıfırın altında yırmı soğuklarda halkımız ne
yapar, nasıl yaşar kımse bılmez Yolu ızı kapalı dağ koyun-
de, yere sokulmuş kerpıç evde bır kalbur çocukla ne ye-
nır, neıçılır nasıl ısınılır, kımse bılmez HeleGuneydoğu'da
"Kalk gıt buralardan, boşaltevını, /coyunu"denmış, yol bıl-
mez, dıl bılmez yurttaş ne yapar, nerelere gıder'' Bır sahıp
çıkan elınden tutan bulunmaz Ne Mechs'te ne medyada
sozu edılır'
On yıllar, yırmı yıllar, ellı yıllar geçer, bu adamların yaşa-
mı aynı, hıçbır değışme olmaz Ama aynı ulkede yaşayan
kımı ınsanlar, kaşla goz arasında nasıl varsıllaşırlar, hıçbır
olçuyesığmaz Hıçbır mantık çozemez Sayfalar tutan ev-
ler, arsalar, apartmanlar ışyerlerı, altınlar, dovızler Oden-
memış vergı borçları odenmemış kredıler, turlu yolsuzluk-
lar, ığrenç soylentıler Gırmışler bır bataklığa, çırpınıyorlar1
Bır de ulke ıçın, halk ıçın çalıştıklarını soyluyorlar Soyle-
dıklerı ıle yaptıkları bırbırını tutmuyor Kendılerı varsıJlaşır-
kenulkemızyenndesayıyor haikımızyoksullaşıyor Bunun
acısını yureğınde duymuyor hıçbır polıtıkacı Arada bır koy-
lu kadını kucaklamak, 'anam-bacım' dıye soylenmek ığ-
renç bır ıkıyuzluluk gostensınden başka bır şey değıl
Buraya durup dururken gelınmedı elbet Halk avcılığı,
halkın karanlığı ve yoksulluğu ustune oturur. Kırk-ellı yıldır
sağcı ve gerıcı ıktıdarlar, halkımızı bılınçlendırmeyen, ka-
ranlıkta btrakan her onlemı aldılar Eğıtımı ona gore ayar-
ladılar Okuyan. duşunen ınsana ağır baskı yaptılar Çalı-
şan ınsanların orgutlenmesıne olanak tanımadılar Her ıle-
rı adımı engelledıler Halkımızı alacakaranlıkta bırakmak ış-
lenne geldı Başka turlu nasıl yururdu bu çelışkı?
Bıryanda kıt kanaat geçınen, doğru durust doyamayan,
barınamayan çocuğunu okutamayan, her gun yoksullu-
ğun acılannda çırpınan ınsanlar Obur yanda kolayından
buyuk kazançlar sağlayan, parayı harcayacak yer bulama-
yan, en pahalı otellerde yıyıp ıçıp eğlenen, ınsana benze-
mez, ar damarı çatlamış yaratıklar1
Bunlar nasıl aynı ulke-
nın yurttaşları'' Nasıl guvenecekler bırbırlenne7
Guzel ul-
kemızı bu duruma getırenler nasıl rahat uyuyorlar'?
VEFAT
Baromuzun (2036) sıcıl sa\ısında kayıtlı
AVUKAT
HÜSEYİN TEKER
vefat etmıştır
<\zız meslektaşımızın cenazesı 02 Ocak 1995 gunu (bugun)
Bebek Camıı'nde kılınacak oğle namazını müteakıp ebedı
ıstırahatgâhma defnedılecektır
Merhuma Tann'dan rahmet. kederlı aılesıne ve
meslekdaşlanmıza başsağlığı dılerız
tSTANBLL BAROSU BAŞK.4NLIĞI
'Okul Kooperatifi Kur, Sefaletten Kurtul!'
Okullarımızda oğrencı sayısının hızla arttığı, parasal kaynaklann da
azaldığı bır ortamda okul kooperatıflen sağlıkh, süreklı artan \e
tükenmeyen bır kaynak olabıleceğı gıbı eğıtım etkınlıklennın
düzeymı de arttırabıhr
Yrd. Doç. Dr. BÜLENT BERKOL Tmlna Lnnersıtesı Eğıtım Fakıdtesı
N
ıtelıklı ınsan gucu nıtelıklı
eğıtımle. nıtelıklı eğıtım de
veterlıparavlasağlanır Eğı-
tımın gelın butçeîerden kar-
şılanmaktadır bunlar Ge-
nel butçe. ozel ıdare butçe-
sı ve koy butçesıdır Yıllardır butçeler'3en
eğıtıme avnlan odenekler >etmedığı ıçın.
okullanmız da başka kav naklar bulmak zo-
runda kalmışlardır Okul koruma dernekle-
nnce toplanan odentı ve bağişlarbunlann en
onemlılendır Bunlann vanı sıra gece du-
zenleyerek, okul ışlıklennde uretılenlen sa-
tarak. pıvango çektırerek kooperatıfyoluv
la kantın ışletılerek de gelır elde edılmekte-
dır
Okul varsıl bır çevrede ıse bağışlarla so-
runlanm çozmekte. yoksul bır çevrede bu-
lunuyorsa gelır sağlaması guçleşmekte ve
toplanan bağişlar yakınmalara neden ol-
maktadır Okullann gelırlennın az ya da çok
olması eğıtım eşitlığını daha da bozmakta-
dır Mıllı Eğıtım Bakanı Sayın Nevzat A\*az
yayımladığı bır genelge ıle (Cumhunyet. 5
Ağustos 1994) her y ıl şıkâv etlere konu olan
bağışlan venı esaslarabağlamak ıstemekte-
dır lstanbul Mıllı Eğıtım Muduru Sayın Na-
ci Akay da, okullann açık olduğu aylarda her
oğrencıden Okul Koruma Derneklen'nce
50-100 bın lıra arasında bır paranın alına-
cağını, parasal sorunlann bu yolla çozum-
leneceğını belırtmıştır (Sabah. 6 Ağustos
1994) Oysa vetennce değerlendınlemeyen
"okul kooperatifleri^nın okullarımız ıçın
sureklı artan ve tükenmeyen bır gelır ka>-
nağı olduğu gozden kaçınlmaktadır
Eğıtım hızmetının yapıldığı yer olan okul,
eğıtım etkınlığını sadece okutulan dersler-
le gerçekleştıremez, yasalarla belırlenen
eğıtım amaçlanna varabılmek. kalıcı dav ra-
nışlar oluşturmak ıçın "eğitici kol çaüşma-
larTeğıtimde onemlı bır yer tutmaktadır
Eğıtıcı kollar. oğrencılere çevre ve ulke
sorunlanm tanıtır Oğrencılenn bu sorunla-
nn çozumune katkısının ne olacağını gos-
terebılır, ortak sorunlan bırlıkte çozdurebı-
lır, oğrencının okul yonetımıne katılmasını
sağlayabılır. demokratık kurallara gore ya-
şamayı oğretebılır, boş zamanlan nasıl de-
ğerlendırebıleceğınıgosterebılır Mıllı Eğı-
tım Bakanliğı'nca kol çalışmaları ıçın yö-
netmelık hazırlanmasına karşın, okullan-
mız bu tur eğıtım etkınlıklenne yetennce
önemvermemektedır Bu kadar onemlı olan
eğıtsei kol çahşmalanndan bın de "koope-
ratifçilik kolu"dur Bır kol çalışması olan
okul kooperatıflen. her kademe ve her tür-
dekı okulda hem eğıtım, hem de toplumsal,
ekonomık ve külturel etkınlıklerde bulun-
mak uzere. o okulun oğrencı, oğretmen. yo-
netıcı ve otekı ış gorenlen tarafından kuru-
lur
Okul kooperatifi, ortaklannın, eğıtım-oğ-
retım ve ekonomık gereksınımlennı karşı-
lıklı yardım ve dayanışma suretıyle karşıla-
mak uzere değişir ortaklı, değişir sermaveli
ve sınıriısorumlu kuruluşlardır
Mıllı Egıtım Bakanlığı Teblığler Dergı-
si'nde vayımlanan "Sınırlı Sorumlu Okul
Kooperatifleri Ana Sözleşmesi"ne gore or-
tak olma koşullannı taşıyan en az yedı ku-
rucu ortak tarafından kolaylıkla kurulabılır
Okul kooperatifi ortaklannın ve kuruldu-
ğu okuldakı oğrencılenn eğıtım-oğretım ge-
reksınmelenyle otekı ekonomık gereksı-
nımlennı karşılıklı yardım ve dayanışma ıle
sağladığı gıbı, oğrencılenn oğrendıklen bıl-
gı vekazandıklanbecenlen ışyaşamınauy-
gulamalarına da yardım eder Oğrencılen,
ışbırlığı halınde ve ışbolumu ıçınde toplum
yaşamına hazırlar Oğrencıler, kooperatıf
vonetımıne doğrudan doğruya katılırlar.
boylece vaşayarak kooperatıfılkelerını.ya-
rannıve toplum kalkınmasındakırolunuoğ-
renırler
Okul kooperatifi. okula ekonomık çıkar
sağladığı gıbı, ortaklaradaçıkarsağlar Ko-
operatıfçılığınneolduğununanlaşılmasında
ve oğrencılenn oğrendığı bılgılenn uygu-
lanmasında da onemlı rol oynar Okul ko-
operatıflennm çahşma alanı genıştır Ko-
operatıf eğıtım-oğretım. araç-gereç gerek-
sınımlenyle yıyecek, ıçecek, gıyecek sata-
bıleceğı gıbı okulun bulunduğu yoreye go-
re ancılık, tavukçuluk. sebzecılık ve başka
konularda da etkınlıklerde bulunabılır Okul
kooperatıflen okulun otekı eğıtsel çalışma-
lanna parasal destek sağlayabıleceğı gıbı
yoksul oğrencılenn sorunlannın çozumune
devardımcıolabılır Boylece kooperatıf. or-
taklann v e kurulduğu.okuldakı oğrencılenn
bırlıkte ış yapma, sorumluluk yuklenme,
yetkı kullanma. dayanışma ıçınde bulunma
ve toplumsal konulara ılgı duymalarını da
gelıştırebılır
Okullanmızda oğrencı sayısının hızla art-
tığı. parasal kaynaklann da azaldığı bır or-
tamda okul kooperatıflen sağlıkh. sureklı
artan ve tükenmeyen bır kaynak olabılece-
ğı gıbı eğıtım etkınlıklennın duzeyını de
arttırabıhr
Okul kooperatıflen, Mıllı Eğıtım Bakan-
lığı'nca yenıden ele alınmalı, başanlı ko-
operatıfler ve rehber oğretmenler saptan-
malı, yenı okul kooperatıflen modellen ge-
lıştınlmelı, oğrencı, oğretmen ve yonetıcı-
ler bu konuda bılgılendınlmelı, hızmet-ıçı
eğıtıme ağırlık v enlmelıdır Gorulecektır kı,
parasal sorunlar hafıflerken, eğıtımın nıte-
lıği yükselecektır
OzerOzankaya'nın 1976'da yayımlanan
bır balıkçılık kooperatıfının oykusünu an-
latan çalışmasmın başlığı "Kooperatif Kur,
Sefaletten Kurtul" adını taşıyordu Bu baş-
lık okul kooperatıflen ıçın de geçerlıdır
PENCERE
TARTIŞMA
Baloncunun hatırlattıklan...
Ç
ocukluğumuzda
bugunku gıbı
bılgısayar oyunlan.
elektnklı trenler.
logolaryoktu Pek
para da yoktu
Oyuncaklar kısıtlı ıdı Çogu
kezuydurulurdu Kınnapla
çevnlen topaç oyununda kapıcı
çocuklan becenlennı ıspat
eder. sağladıklan ustunlukten
memnun olurlardı Şımdı
topaçlar mekanık oldu.
becennın onemı kalmadı Lıg
oynardık. şışe kapaklanyla
Uçartmalar v ardı Onun da
bugun çok ustunlen yapıldı.
uçurtma maharetının onemı
azaldı
\'e de balon \ ardı Parktakı
baloncu balon satmak ıçın
çocuklara yanaşır. onlan tahnk
ederdı Annesı veya babasınca
balon ısteğı reddedılen çocuk
ağlar. baba ıle baloncu
arasında ıse munakaşa
başlardı Camdan sokağı
seyreden çocuk. baloncu) u
gorunce tuttururdu Bana hep
babam veya annem "Balon
ister misin javrum" dıye
sorarlardı Hıç ben ıstemedım
Hayatta ıstemesını de bır turlu
oğrenemedım
Baloncunun balonlan parlak
renklıydı. canlıvdı Hayat
doluydu Hemen her rengını
severdım Neden sıyah balon
yapmazlar dıve merak
ederdım Sıyah renklı bır
balonun mavı goğe yukselırken
yarattığı renk kan^ımı guzel
olur dıye düşünurum Bır tek
san balonlan hıç sevmezdım
San bana solgunluğu
hatırlatır Hastalığı hatırlatır,
bır şeylenn bıtmekte
olduğunun gostergesıdır
Balonu elınde tutan çocuğun
yuzundekı gulumseme coşku
ınsana sev ınç venr Ama her
coşku gıbı geçıcıdır Balon
patlar. coşkunun vennı huzun
alır Elınde kalan porsumuş
balona acı acı bakakalır
Hayatta umutlann vok oluşuna
bakakalındığı gıbı Bazen
balon bır yennden delınır ve
yavaş yavaş sonmeye başlar
Sevgılenn sonduğu gıbı
Çocuk hav retle bakar delığı
bulup yapıştırabıleceğını sanır
Delıkler kolay yapışmaz
Bıçak kemiğe dayanmadan...
"^^T" "^T" uzlerce.
^ ^ ğ bınlerce
^ ^ ^ r ozdeyışımız
^ T (atasozlen)
I vardır
-JİL. Bunlardan
bırçoğu, tarıhın suzgecınden
geçerek gunumuze dek ulaşmış
çok anlamlı sozlerdır
Ancak bazılan var kı ınsanları
duyarsızlığa. tepkısızlığe
ıtmekte. ozellıkle toplumsal
gehşmeler karşısında
'nötr'bırakmaktadır
Bu tepkısızlık, bu duyarsızlık
sonunda bır gun tepkısızve
duyarsız kalanlann kapısını
çalmıştır
"Bana değmeyen vılan
bin vaşasın."
Madem kı yılan, madem kı şu
anda bazılanna dokunuvor
Oyleyse nıçın yaşasm'
Ne zaman olmesını ısterız'
Bıze de dokununca ya da
"bıçak kemiğe dayanınca".
Bıçak govdeye \onelecek
Bıçak derıyı kesecek Bıçak
etı de kesecek ses
çıkarmayacaksın Ne zamana
dek'' Kemiğe dayanması
beklenecek lşte o zaman
feryadı basacaksın
Ne anlamsız ne zamansız
bır feryat değıl mı'
Bıçak govdeye yoneldığınde
neden feryat edılmıyor'
7
Neden
ılla kemıge dayanması
beklenıyor' Denyı kesen.
etı kesen bıçağın varacağı yer
veresıdır' Kemık değıl mıdır'
Bıçağı tutan elın amacı.
kemiğe kadar gıtmek değıl
mıdır' Bılındığı halde neden
susuluyor beklen^or9
Derının. etın acısını unutup
kemığın acısında feryadı
basmak nıye0
Adam almış balyozu ındınyor
bınanın koşesındekı taşa Az
otede bulunan ses çıkarmıyor
Ne zamana dek balyozun acı
darbesını kendı bunyesınde
duyana dek
Balyozun ındığı taş kırılınca
sıranın kendısıne geleceğını
duşunup daha ışın başında
neden otekıne yardımcı olma
gereğını duymuyor'
Bu bır kultur sorumu mu7
Evet bır kultur sorunu
Toplumsal dayanışmanın
olmav ışının bır gostergesı
Ama çocuğa en uzûntü veren.
elmden kaçırdığı balonun goğe
yukselışını çaresız
seyretmektır
Yenıden yakalamak ıçın sıçrar,
etrafından yardım ıster Kaçanı
yakalamak zordur
Çaresızlık ıçınde göğe
yukselen balonu huzunlu
gozlerle ızler. ta gozden
kayboluncava kadar Bana o
çocuklar, hep hayatta daha
lyısını bulmak umuduyla var
olanı kaybeden ınsanlann
huznunü. sevdıklennı
yıtırenlenn acısını hatırlatır
Balonlan renklenyle,
sonlanyla ınsanlara
benzetınm Kaderlen hemen
hemen aynıdır
Valım Eralp
Işçıler yollara dokulduğunde.
sen neredesın be memur
kardeşım
0
Neredesınız emeklı,
dul yetımler
9
Neredesın kuçuk esnaf,
dargelırlı vurttaş
Feryat edenlere duyarsız,
tepkısız kalırsan, onlar da
senın feryadını duymaz,
tepkısız kalır
Boylesıne tepkısız bır
toplumda da yonetıcıler
ıstedığı gıbı at oynatır,
cınt atar
Ne dersın, sana değmeyen
yılan bın yaşasın mı9
Feryat ıçın hâlâ bıçağın
kemiğe dayanmasını mı
bekleyeceksın'
Saadettin Malkoç
TesettûrL.
Tevfik Fikret'ın unlu "Sıs" şıırının ılk ıkı dızesı herke-
sın belleğındedır
Sarmış yıne âfâkını bır dûd-ı muannıd
Bır zulmet-ı beyzâ kı peyâpey mutezâyıd
Ahmet Muhip Dtranas bu ıkı dızeyı gunumuzun dılıne
şoyle uyarlıyor
Sarmış yıne ufuklannı ınatçı bır sıs
Bır akca karanlık kı bu gıtgıde artan.
Ya sonrası?
Dıranas'tan ızleyelım
Ey koca Bızans, ey koca gozbağcı bunak,
Ey bın kocadan arta kalan kız gıbı dul
Hâlâ guzellığınde tazelığın buyusu var,
Hâlâ tıtrer ustune butun gozler senın
Uysal, fakat en kırlı kadınlar gıbı uysal,
Ustunde coşan gozyaşının hepsıne hıssız
Temelın atılırken daha bır hayın el
Yapına zehırlı bır lanet suyu katmış sankı*
Bır sahtecılık kırı dalgalanır zerrelerınde,
Bır zerre temızlık bulamazsın ıçerınde,
Hep sahtelığın, hep hasedın hep çıkarın kırlılığı,
Yalnız bu ve yalnız bunun yukselme umudu
Mılyonla barındırdığın cesetler arasmdan
Kac tane alın vardır cıkacak pak ve ısıklı?
Ortun.eveteyfacıa Ortun evet ey kent,
Ortun, ve de sonsuz uyu, evrensel orospu
•
Tevfik Fikret'ın ofkesı Bızans artığını çok lyı tanımak-
tan kaynaklanan bılmçlı bır kızgınlık1
1995'te solunum
yollarını zehırleyen kırlılık istanbul un ufuklannı tumuy-
le kuşattı, ınsanı kahredtyor
Fıkret, bugunu nasıl da gormuş
Ey kopek seslerı, ey konuşma onuruyla'secılmış
Insanda şu nankorluğu lanetleyen haykırmalar,
Ey faydası yok gozyaşları, ey acı gulmeler,
Ey dertten ve acızden yakınan sozler, kınlı bakışlar,
Ey efsane boşluğuna yuvarlanmış anı Namus,
Ey ıkbal kıblesıne cıkan yol ayak opme,
Ey elı sılahlı korku, kı ettığın kotulukler yuzundendır,
Ey kışıye dokunulmazlık ve ozgurluğe benzer
Bır soluk alma hakkı veren kanun masalı,
Ey gercekleşemez vaat, ey ebedı ve mutlak yalan,
Ey mahkemelerden bıtevı surulen hak,
Ey kuruntular saldtnsıyla duygusallık gucu gıtmış
Vıcdanlara dek uzatılmış hafıye kulaklan,
Ey erdem ve edepten pay alanlar, unutulmuş yuzler,
Ey korku yuzunden ıkı buklum gezer olmuş
Eşraf ve butun halk o un almış koca toplum,
Ey onune eğılmış baş, kı akpak fakat ığrenç,
Ey hıcranla vurulmuş ana, ey kuskun duran eş,
Ey kımsesız avare çocuklar hele sızler,
Hele sızler
Örtun, evet ey (acıa Örtun evet, ey kent.
Örtun, ve de sonsuz uyu, evrensel orospu!..
•
Onat Kutlar, 1995'e bacaklanndan yoksun gırerken yı-
lın bırıncı gunu medyaya baktım Ey kuruntular saldırı-
sıyla duygusallık gucu yıtmış, korku yuzunden ıkı buk-
lum gezer olmus, yapısına zehırlı lanet suyu katılmış, ey
koca Bızans ın medyası ey gozbağcı bunak bın koca-
dan arta kalan kız gıbı dul sahtecttık km dalgalanır zer-
relerınde, hep sahtelığın hep hasedın, hep çıkarın kırlıl»-
ğınde
Don sırtını Onat Kutlar'a
1
Sus ve ortun
1
Önune eğ basını
Örtun evet ey facıa, ortun evet ey kent, örtün ve sonsuz
uyu evrensel orospu'
Başına geleceklerden habersız
1
Parlez-Vous Francais:Fransızca konusur tnusunuz?
FRANSIZCA DİL KURSLARI
Kurs başlangıç tarihi:
5 Ocak 1995
Kayıtlar ve Test:
2-3 -4 Ocak 1995
(Gün boyunca)
Saat: 9.00 - 18.00 Arası
İFKM IEFI
Istiklal Cad. No:8
Taksim Tel: 252 02 62
İSTANBUL FRANSIZ KULTUR MERKEZİ
INSTITUT D ETIDES FRANÇ4JSES D1STANBUL
GENEL KURUL İLANI
Turkıye Seluloz Kâğıt ve Mamullen Işçılen Sendıkası nın XIII
Olağan Genel Kurulu 21-22 Ocak 1995 tanhınde saat 09 00 dan ıtı-
baren Izmrt Sabancı Kultur Sıtesı Salonu'nda aşağıdakı gundemde
geregı yapılacaktır
Çoğunluk saglanamadığı takdırde ıkıncı toplantı 28-29 Ocak
1995 tarıhınde saat 09 00'dan ıtıbaren aynı yerde aşağıdakı gun-
dem geregı yapılacaktır
Uyelenmıze ve ılgılılere duyurulur
SELULOZ-İŞ SENDIKASI
GENEL YONETİM KURULU
adına
Mıthat SARI
G. Başkan
Şukrü KAYACIK
G.Sekreter
GUNDEM:
I Yoklama ve açılış
2- Genel Kurul Dıvan Teşkılı (1 başkan, 2 başkanvekılı, 2 kâtıp),
3- Saygı duruşu
4- Genel başkanın açış konuşmas,
5- Komısyonlann teşkılı
a) Tuzuk tadıl komısyonu
b) Butçe komısyonu
c) Hesap tetkık komısyon
d) Karariar komısyonu
6- Mısafirlenn tanıtımı ve konuşmalan,
7 Faalıyet raporunun okunması ve muzakeresı,
8- Komısyon raporlarının okunması muzakeresı ve kabulu,
9- Kurullann ıbrası
10- Seçımler,
a) Genel yonetım kurulu başkanı genel yonetım kurulu asıl
ve yedek uyelennın seçımı
b) Denetım kurulu asıl ve yedek uyelerımn seçımı
c) Dısıplın kurulu asıl ve yedek uyelennın seçımı,
d) Turk-lş Genel Kurul delegelennın seçımı
I1 - Dılek ve temennıler,
12- Kapanış