Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 12 OCAK1995 PERŞEMBE
12 DIZIYAZI
Iş yaşamında yasa ve kural tanımayan genel müdür, aynı adla kendisine de bir şirket kuruyor
Erbakaıriıı
4
gümüş
9
merakıToplanan kurban derilerinin getirdi-
ği milyarlar, Bosna'ya yardım için top-
lanan trilyonlar, dışandan gelen paralar
üzerindeki kuşkulann giderek yoğun-
laşmasmdan ve doğrulayıcı kanıtlann
birerbirerortaya çıkmasında sonra, Er-
bakan ve şürekâsının iyi niyet ve sami-
miyetini savunmak olanaksızdır. Yıllar
öncesinde Gümüş Motor AŞ'de olup
bitenler kafalarda ister istemez bu tip
kanşık işlerin bağımlıhk ve alışkanlı-
ğa dönüşebileceği kuşkusu yaratıyor.
Ömeğin, kuruldugu günden başlaya-
rak Necmettin Erbakan'ın yönetim ve
egemenliğindeki Gümüş Motor AŞ,
Maliye'ye tek kuruş vergi ödememış,
SSK'ye de işçilerden kestiğı pnmlen
yatırmamıştır. Bırakın devleti, o zama-
nın parası ile 9 milyon lirayı bulan
elektrik faturalan toplamını da beledı-
yeye ödememiştir. Yasalara göre, 9 mil-
yon liralık ödenmeyen elektrik borcu,
Gümüş Motor AŞ 'nin sermayesinin bir
buçuk misli olması nedeniyle, Şeker
Şirketi'ne iflas isteme olanağını da ver-
miştir. Fakat, Şeker Şirketi, Gümüş Mo-
tor'u kurtarmayı kendi ve ülke çıkaria-
nna daha uygun bulmuştur.
Bu kadar büyük borcun biriktirilme-
sinin yanında, soğuk kış günlerinde
Necmettin Bey, genel müdürlük maka-
mmda sıcaktan bunahp pencereleri
açarken fabrikada kaloriferler yanma-
mıştır. Işçiler için yemek çıkanlmamış-
tır. tşçilerarasındaayınmyapılarakbir
kısmının yevmiyeleri aksatılmadan ve-
rilirken bir kısmına da aylarca tek ku-
ruş ödeme yapılmamıştır.
ErinkM'ıı'yeriflnntti'
Yasa ve kural tanımayan Erbakan,
Gümüş Motor'u, insanlığı da rafa kal-
dınp dünyada eşine rastlanmayacak
kendine özgü biçimde yönetmiştir. Fa-
kat bu, bir tarz olabilir. Saflık derece-
sindeki hoşgörü ile bütün bunlann iyi
niyet ve samimiyetten kaynaklandığı
kabullenilebilir. Yalnız mahkemeye in-
tikal eden şu örneğe ne buyurulur:
Yönetime el koyan Şeker Şirketi
temsilcileri. Gümüş Motor AŞ'yi didik
didik etmektedirler. Postacının Erba-
kan'a getirdikleri arasında. 'Hartz' ad-
lı Alman fırmasının 'Gümüş Motor Sa-
nayi' adresine gönderdiği bir de zarf
bulunmaktadır..
Erbakan'ın açmadan masastnin çek-
mesine koyduğu zarfın içinde 'Hartz'
fırmasının başlıklı kâğıda yazdığı mek-
tup bulunmaktadır. Mektup şöyle baş-
lamaktadır:
i *H. NecmettiıvErbakaıı,
I Yeni fırmanız Gümüş Motor Sana-
yi' adına istediğiniz sipariş yola çıkarıl-
ımşor™"
Birkaç gün sonra bu kez Alman-
ya'dan Hartz firmasının gönderdiği
mallann konşimentosu, yanlışlıkla Şe-
ker Şirketi temsilcilerinin eline geçer.
Erbakan'ın genel müdürü olduğu şir-
ketten başka kendisinin sahibi olduğu
'Gümüş Motor Sanayi AŞ' adlı bir baş-
ka şirket ortaya çıkmıştır. Durum he-
men yargıya intikal ettirilir ve davaya
bakan mahkeme, Erbakan'ın sahibi ol-
duğu Gümüş Motor Sanayi AŞ'nin ka-
patılmasına karar verir
• Gümüş Motor AŞ'yi didik didik eden Şeker Şirketi temsilcileri,
postacının Erbakan'a getirdikleri arasında, Alman 'Hartz'
fırmasının 'Gümüş Motor Sanayi' adresine gönderdiği bir zarf
bulurlar... Birkaç gün sonra bu kez aynı firmanın gönderdiği
mallann konşimentosu, yanlışlıkla Şeker Şirketi temsilcilerinin
eline geçer.
• Sonunda durum anlaşılır. Erbakan'ın genel müdürü olduğu
şirketten başka kendisinin sahibi olduğu "Gümüş Motor Sanayi
AŞ" adlı bir başka şirket ortaya çıkmıştır. Durum hemen yargıya
intikal ettirilir ve davaya bakan mahkeme Erbakan'ın sahibi
olduğu Gümüş Motor Sanayi AŞ'nin kapatılmasına karar verir.
devam eder. ~Bunun Teknik Üniversi-
te'nin Gümüşsuyu'nda olması ile falan
hiçbir alakası yoktur. Bizim Nakşiben-
dilerin piri Gümüşhane'dedir de onun
için bu ismi seçtik."
Erbakan'ın, şirketin adının neden
'gümüş' olduğunu açıklamasıyla Şeker
Şirketi Atölyeler Müdürü Sait Gürpı-
nar'ın tanık olduğu olay bir arada de-
ğerlendinldiğinde, Erbakan'ın birincil
karaktenstiği daha net biçimde ortaya
çıkacaktır
Şeref deftertndeki yaa
Gürpınar, Şeker Şirketi tarafindan
görevli olarak Almanya'ya gönderilir
ve bir rastlantı sonucu Erbakan'ın da-
yapmış.
Burada geriye dönüş yapıp Erba-
kan'ın kurulacak motor şırketine 'gü-
müş' adını verme nedeni Mehmet Za-
it Kotku'nun şeyhi olduğu Nakşibendı-
liğe göz atalım. Burada uzun uzun Nak-
şibendihğin tarihçesini anlatmayaca-
ğız. Çünkü bunu yapmaya yeterli ko-
nuyla ilgili birikim ve bilgimizolmadı-
ğının bilincindeyiz. Nakşibendilerin
fikri yapısı konusundabilgi verebilmek
amacıyla 23 aralıkta 64'üncü kez anı-
lan Kubilay Vakası'ndan ve bununla
Nakşibendi tarikatının ilgisinden özet-
le söz edeceğiz.
Resmi kayıtlarda, Kubilay'ın şehit
edilme olayını Nakşibendilerin düzen-
le görevlendirilen Asteğmen Kubilay,
ısyancılar tarafindan tabanca ile vuru-
lur. Yaralı olarak koştuğu cami avlu-
sunda Kubilay'ın başı bağ bıçağı ile
gövdesinden aynlarak şehit edilir.
Şirketi kurtarma formüJü
Refah Partisi'nin paralannı faize ve
repoya yatırması, günümüzün başlıca
konulan... Çünkü gösterilmek istenile-
ne göre, Erbakan'm defterinde, RP'nin
programında ve 'adil düzen'de faiz ve
repo asla yoktur. Şimdi size aktaraca-
ğımız Erbakan'ın Gümüş Motor'u kur-
tarmak için bulduğu formülün, faız ve
repoyla ilk anda ilgisi olamayacağı dü-
şünülebilir. Anlatacaklanmızdan sonra
neredesiniz? Gelin buraya, hesap ve-
riıu."
Bu olayı aklımızın bir kıyısına koy-
duktan sonra, 'Gümüş Motor Dosya-
sı'nın bir başka bölümüne göz atalım:
Nakşibendi Şeyhi Kotku'nun hima-
yesine aldığı Necmettin Erbakan, Gü-
müş Motor'un kuruluşunda gerçekten
büyük çaba gösterdi. Gümüş Motor'un
hisse senetlerini Şeyh Kotku'nun ara-
cılığiyla satacağı zengin kişilere gitti-
ğinde şöyle nutuklar attı:
"Kâfirter iddia ediyor ki: Müslüman-
lar motor yapamaz.
Oysa biz, Balkanlar'ın en büyük mo-
tor fabrikasını kuracağız. Bu da sizlerin,
siz Müslüman kardeşlerimizin yardun-
'GÜMÜŞ'ÜN
SIRRI
Şirketin
kuruldugu
güıüerde
Erbakan'a
sorarlar:
"tjt
Gümüşsuyu'-
nda olduğu
için mi bu adı
seçtiniz?"
Erbakan
yanıtlar:
"Bunun
Teknik
Üniverate'yle
falan hiçbir
alakası
yoktur. Bizim
Nakşibendile-
rin piri
Gümüşhane'-
dedir de onun
için bu ismi
seçtik."
leflyor?
Olaydaki davıanışın boyut ve neden-
leri kadar dikkati çeken bir nokta da
Necmettin Erbakan'ın 'gümüş' kelime-
sine zaafıdır. Bunun nedenini Erba-
kan'ın ağzından dinlemenin de sanınz
ayn bir tadı olmalı.
Kuruldugu günlerde 'neden gümüş
adı üzerinde durulduğu' bazı çevreler-
de tartışılırken Erbakan'a sonılur:
- Teknik Üniversite Gümüşsuyu'nda
olduğu için mi bu ad seçUdi?
Erbakan'ın soruya ilk tepkisi hemen
"Hayır efendim" olur ve sonra şöyle
ha önceki bir zıyaretinde konakladığı
otele gider. Otel sahibi, Sait Gürpı-
nar'ın Türk olduğunu ve özellikle de
Şeker Şirketi'nde çalıştığını ögrenince
ilgilenir. Ve hemen otelin şeref deften-
ni getirir. Defterden bir sayfa açan otel
sahibi,
"Bakın, sizin eski genel müdürünüz
beyefendi, bizimotel hakkında ne kadar
güzel şeyler yazdr der.
"Atatürk TüTkiyesi nde Latin
harfler kuKaralr"
Gürpınar, defterdeki Arapça yazıyı.
altında da Türkçe Necmettin Erbakan
adını ve imzasını görünce önce şaşınr,
sonra dönüp otel sahibine der ki:
"Kusura bakmayın, ama bu bizim
yazunız değiL Atatürk Türkiyesi'nde yü-
İardan beri Latin harfleri kullanılıyor.
Eski genel müdür size<herhalde şaka
lediğı kesın olarak yer almıştır. Kubi-
lay'ın şehit edilmesi ile ilgili olarak 36
sanığın idamına karar veren mahkeme-
nin tutanaklanna göre, Nakşibendi ta-
rikatının lideri Şe>1ı Esat ve 'şehzade'
adıyla tanınan oğlu Mehmet Ali, Mani-
sa ve yöresinde imam Laz İbrahim'i
Nakşibendiliği yayıp örgütlemekle gö-
revlendirmişlerdir.
Manisa'da çahşmalara başlayan Laz
tbrahim, Muradiye Camii'nde imamlık
yaparken 15-17 yaşlanndaki çocukla-
n. özellikle esnaf çocuk ve çıraklannı
gruplar halinde etkisi altına almıştır.
tstanbul'daki Şeyh Esat'tan parasal
destek gören Laz tbrahim, bir süre son-
ra örgütün ve müritlerin ipini elinden
kaçırmıştır.
Laz İbrahim'in yetmeleri, Mene-
men'de 23 Aralık 1930 günü şeriat bay-
rağını açarlar.. Olaya müdahale etmek-
konudakı değerlendirme size aittir.
Gümüş Motor'un sürekli zarannı
durdurabilmek için Erbakan. takıldı-
ğında makinelerin daha verimli çalış-
malannı sağlayacağını iddia ettiği ve
'aperaf adı verilen bazı parçalar ithal
ediyor. Fakat 'aperat'larmakinelereta-
kılacağına, yüksek değer biçilip gelir
hanesine yazılınca kâğıt üzerinde kâra
geçiliyor.
Kafirterin itMiasna1
cevap
Erbakan. bu oyunu ortaya çıkınca şir-
ket genel kurulunda yönetim ortaklan-
nın ağır suçlamalanna hedef oluyor.
Ortaklardan Mevlüthan BahriyelLbağı-
ra bağıra şunlan söylüyor.
"Biz sizlere verdiğimiz paralan, ço-
cuklanmıza almamız gereken donu al-
mayıp da biriktirdik. Yıllardır bu fab-
rika neden hep zarar eder? Yöneticiler
lanyla gerçekleşecektir.''
1956 lı yıllarda henüz bu işin acemi-
si ve çırağı olduğundan Erbakan, bu-
günkü gibi "Refah 'cihat ordusu'dur.
Cihada para verilmeden Müslüman
olunmaz" > a da "Bir Müslüman zekâ-
tını götüriip fakir fukarava vermez. Ze-
kâtını beytülmala, "cihat ordusu'nun
karargâhına (RP'ye) vereceksin" gibi
keskin laflar edemiyordu.
Sonunda Erbakan, Gümüş Motor or-
taklan arasına Konya Lezzet Lokanta-
sı ve Toptaşlar'ın sahipleri ile Fatih Ca-
mii müdavimleri arasındaki Şeyh Kot-
ku'nun milıtan müritlerini ortak etmeyi
başardı. Ve Gümüş Motor Fabrikasf nın
temeli 1956 yılı Temmuz ayında kur-
banlar kesilip dua okunarak atıldı.
Yarın: Erbakan hisseleri
nasıl devretti?
ÇALIŞANLARIN SORULARI SORUNLARI / YILMAZ ŞÎPAL
îşyerinin devrinde kıdem tazminatı
Soru ÇalışOğun işyeri el degişrirdL İşyerinin el
değiştirmcsiy le bazı sorunlar da gündeme geldL tşyerimiz-
de 10-15 yıldır çalışanlanmız var. Bazı konularda tedirgi-
niz; kıdem tazminatı bizim için çok hayati bir konu. Bu ko-
nuda çeşitli söy lentiler dolaşmakta. Örneğin. el degiştirme-
den önceki kıdemlerimizin tazminatını eski işverenin öde-
mesi gerektiği söy leniyor. Emekli olduğumuz zaman. biz es-
ki işvereni nerede bulup da ondan kıdem tazminatımızı ala-
cak. Sonınumuz: Eski işverenin dönemindeki çabşmalan-
mızın kıdem tazminatını yeni işveren mi öder? E.B.
YANIT: Konunun iş yasasının 14. maddesindeki anlatımı yoru-
ma açıktır.
Mşçilerin kıdemleri, hizmet akdinin devam etmiş veya fasıialar-
la yeniden akdedilmiş olmasına bakılmaksızın aynı işverenin bir
veya değişik işyerlerinde çalıştıklan süreler göz önüne alınarak he-
saplanır. îşyerlerinin devir veya intikali yahut herhangi bir suretle
bir işverenden başka bir işverene geçmesi veya başka bir yere nak-
li halinde işçinin kıdemi, ışyen veya işyerlerindeki hizmet akitle-
ri sürelerinin toplamı üzerinden hesaplanır 12.7.1975 tanhinden iti-
baren işyerenin devri veya herhangi bir suretle el değıştirmesi ha-
linde ışlemış kıdem tazminatlanndan her iki işveren sorumludur.
Ancak işyerini de\Teden işverenlerin bu sorumluluklan işçiyi ça-
lıştırdıklan sürelerle ve devir esnasındaki işçinin aldığı ücret sevi-
yesiyle smırhdır. (...)"
Bu anlatım yargı kararlan ile uzman görüşlerinde açıklık kazan-
mıştır.
(1) "Devreden işverenin sorumluluğu işçinin yanında geçirmiş
olduğu hizmet süresi ve devir sırasmdaki ücretle smırlandığı anla-
şılmaktadır. Ancak işçi dilerse sorunlu olduğu miktar kadar her ikı
işverenden talepte bulunabilir. Dilerse. kıdem tazminatının tama-
mını yalnız yeni işverenden isteyebilir. İşçi eğer kıdem tazminatı-
nın tamamını devralan işverenden isterse, bu durumda devralan iş-
veren sorumlu olduğu miktar kadar devreden işverene rücu edebi-
lir."
(2) İşyerini devralan işveren, işçiye karşı önceki ve kendi döne-
mindeki hizmet sürelerinin toplamı üzerinden sorumludur. tş Ka-
nunu'nun 1927 sayılı yasa ile değişik 14/2. maddesi gereğince iş-
verenin kendisinden önceki işverenlerin sınırlı sorumluluğu yanın-
da. işçiye karşı önceki ve kendi döneminde geçen tüm hizmet sü-
resinden sorumludur."
(Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 22.3.1978 tarih, 3486 esas ve 3971
karar).
Yargı karan uyannca, işyerini devralan yeni işverenin, eski dö-
neme ait çalışma sürelerinden de sorumlu olduğu tartışmasızdır.
Kaynak: (1) Cengiz Abbasgil, Kıdem Tazminatı ve Uygulama-
sı 1994safya204
(2) tbrahim Eşmelioğlu, Kanunlan. 1986, sayfa: 297/VII/l.
Yasa Hukuk Dergisi, Nisan 1978 sayfa 679' 1*94
İLAN
Daha önce 11 Ocak 1995 Çarşamba
günü saat 11.00'de Biriiğimiz Entegre
Tesisleri'nde yapılması planlanan
Müfettiş Yardımcılığı sınavı,
müracaatların az sayıda gerçekleşmesi
nedeniyle 8 Şubat 1995 Çarşamba günü
saat 11,00'e ertelenmiştir.
Müracaat esasları aynı kalmak şartıyla
yeni başvurulann da 31.1.1995 günü
mesai bitimine kadar kabul edileceğini
ilanen duyururuz.
ÇUKOBİRLİK GENEL
MUDURLUGU
Gözlüklû"-Martı
GÖZLÜKLÜ MARTI'nın Ocak 1995 sayısında:
- Kız sen Istanbul'un neresindensin? 420 mikrogramlık
Bayrampaşa'dan mı, 350 mikrogramlık Göztepe'den mi,
460 mikrogramlık Şişii'den mi?
- TV, bir "görüntühane" ya da "memişhane" durumuna
getirilmemeli...
- Nefesli sazlar Istanbul dışına çıkarılacak! icra-i sanatı
nefese bağlı sanatçılara daha fazla işkence edilmemesi
uygun görüldü.
Gözlüklü Martı gazetesine abone olmak için
Tel: 264 23 87- 246 45 30.
KADIKÖY 2. SULH HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN
1W4'695
Mevcut akıl hastalıgı nedemyle Şemsettın ile Faıma Senıye'den olma,
1946 doğumlu Osman Tank Ertemel'ın hacır altına alıamasına ve kendı-
sıne vası olarak Istanhul, Fatıh Alevbahar Mah. nüfusunda kavıtlı Şem-
settin ile Sabiha'dan olma. 1957 doğumlu Mıne Uluunlü'nün vasi tayinı-
ne karar venldığı teblıg olunur
Basın 1682
İKONSER
| OKAY TEMİZ
İBAND
| &
flSAKARİ
BKUKKO
3 SOJV GÜN
J l 12 OCAK 1995
H PERŞEMBE
"•• Saat: 23.00
i• Rez:244 25 58
| 243 68 23
TEŞEKKÜR
Diş Tabibi Sn.
BEKİR
DEĞER'e
yaptığı mükemmel
protez için candan
teşekkür ederim.
SAADET HAKSEVER
34 KRK 75 Renault Spring
arabamın ruhsatı çalınrnıştır.
Hükümsüzdür.
NERİMAN ÇIXAR
Nüfuscüzdarumı kaybettım.
Hükümsüzdür
GÖKCEDEMtRBAS
ANKARA NOTLARI
MUSTAFA EKMEKÇİ
Bayramlı Bayramsız
Günlerde...
197O'li yıllann başlan, Çetin Altan ın bir kitabı -galiba 'Bir
Avuç Gökyüzü'- mahkemeye verilmiş, Çetin Altan içerde. Yeni
Ortam'dayazıpçiziyorum. Birtelgraf çektim. Bu günlerin geçe-
ceğini. üzülmemesini bildirdım.
Gardıyan, telgrafımı vermeden sormuş:
- Sen, Mustafa Ekmekçi'y/ tanıyor musun?
- Tanıyonım, yanrtını vermiş Çetin Altan, arkadaşım!
Gardıyan, Çetin Altan'ı -halince- küçümseyerek, şöyle bir
süzmüş:
- Al, demiş, telgrafın var, Mustafa Ekmekçi'den!
Gardiyan okurummuş. Çetin Altan'a da pek iyi davranmaz
mıymış ne? Çetin Altan, anlattı sonra:
- Telgrafın getdikten sonra, gardiyanın gözünde kredim birart-
tı ki, sorrna...
O sıralar, 12 Mart'ın civcivli günlen. Yazartarın, gazetecilerin
hemen hemen tümü hapiste. TlP'liler, Behice Borart, Sadun
Aren, onlar çoktan ıçerdeler. llhan Selçuk, Doğan Avcıoğlu,
Sevgi Soysal, Mümtaz Soysal, tlhami Soysal, Çetin Altan,
Oktay Kurtböke hapisteler. Nadir Nadi, gazetesınden aynlma
zorunda bırakılmış. Faşizmın ortalıkta cirrt attığı sıralar. Hani,
"Gayret dayıya düştü" derler ya, durumum o. Ali Sirmen, Oya
Baydar koşe yazartan; onlara Uğur Mumcu da 'Sakıncalı Piya-
deiıkten kurtulup katılacak.
Böyle günlerde, çok uzakta bir ışık sızıntısı, bir umut, çok
önemlıdir. Azından insanın içindeki korkuyu yenmesine yarar.
Karanlık günlerde, bu umudu hep taşıdım. Insana, bir an "Her
şey bıtti!" gıbı gelir. Belkı de ben, öyle günlerin yazarıydım. Ka-
ranlıktan çıkmayı düşleyen biri. Çıktık, ama o günler geçti; da-
ha nice günler geçti, acıların tünelınden. Bir de 12 Eylül yaşa-
dık. Sırtımızdan geçti...
Çetin Altan'ın TİP milletvekillıği günlen geçiyordu gözümün
önünden.
- Ben aslında komünistim, ama 'Komünistim' diyemedığim için
Sosyalıstım' diyorum!
Bir arkadaşım anlattı; Çetin Altan'ın büyük oğlu Mehmet Al-
tan, belkı ortaokul sıralarında o zaman, yaşını tam bilmiyorum,
babasına şöyle dermiş:
- Baba, kızılbayraklan görmeye nezaman gideceğiz? Kızılbay-
raklara götür beni!
Sevgıli Mehmet Altan'ın şimdı yazdıklarını okuyorum da, içim-
den gülmek geliyor. Kızıl bayraklar nerede, Atatürkçülere sal-
dırmak nerede? 10 Ocak günlü yazısında, "Tek parti dönemi-
nin askeri ideolojisi o/an Kemalizm Türkıye'ye 'solculuk' diye
yuttunıldu..." dıyor, sürdürüyor saldınlannı, şöyle dıyor:
''Gene/kurmay ıte kendine sosyal demokrat diyen partilerin ay-
nı ideolojiye sahıp çıktığını, sız başka çağdaş bir ülkede gördü-
nüz mü?
Bu, artık iflas ediyor.
En iyi örneği de Deniz Baykal'/n CHP'si...
Sol diye Kemalizmi savunduğu için, olası bir genel seçimde
yûzde 2 oy bıle alamaz hale geldi..."
Sabah'taki o yazı da şöyle bitıyor:
"Turkiye'de sol güçlenecekse sap ile samanın biraraya gel-
mesi ile değıl, tek parti döneminin askeri ideolojisi olan Kema-
listler ile çalışan sınıflann üretim tarzını dönüştürmeyi amaçla-
yan 'sosyal demokratların' aynşması ile güçlenecek...
Ittihat Terakkı geleneğınin devamı olan ve devrimi 'doğaya kar-
şı degil, halka karşı' zorbalık sanan anlayışı 'sol' diye yutturduk-
ça yok olmak kaçınılmaz...
Çünkü o anlayış 'sol' değıl, Türk devletınin 'resmı ideolojisi'..."
Kurtuluş Savaşı vermiş Mustafa Kemal'den ne ıstediğini,
Mehmet Altan'a sormak isterdım!
Mehmet Altan, 10 Ocak 'Basın Bayramı' günü, Çağdaş Ga-
zeteciler Derneği'nin Anıtgömüt'e gitmesinden de hoşlanma-
mıştır. Onun sevineceğini sandığım bir şey söyleyeyim; orada
kalabalık filan değıl, bir avuçtuk. ÇGD yönetıcilen ile daha bir-
kaç gazeteci arkadaş. Şunlar vardı görebıldığım:
Yılmaz Gümüşbaş, Mahmut Tali Öngören, Selçuk Altan,
Metin Aksoy, Ali Tartanoğlu, Mehmet Açıktan, Adnan Kes-
kin, Timur Türkan, Nesrin Hocaoğlu, Ahmet Kıvanç, Gök-
han Bozkurt. Daha bırkaç kışı olabilir. Daha çok değildi! Bay-
ram değıldı kutladığımız.
Selçuk Altan, 15 yıla yakın ayn kaldığı TRT'dekı görevine dön-
dü. Selçuk Altan, 12 Eylül'ün görevden uzaklaştırıp memur yap-
mak ıstedıği gazetedlerdendi. Danıştay'a başvurdu, davayı ka-
zandı, geç de olsa döndü görevine. Buradan Selçuk Altan ar-
kadaşımı kutluyorum. Gazetecilığe başladığı ilk gününden, gü-
nümüze değin, sadece 'gazeteci' kaldı. Genç gazetecilere ör-
nek oldu. 101'lerden görevine dönemeyenler de var. Bunlann
arasında Ahmet Tümel^ Danıştay'da dava açmadığı için dön-
medı. Süha Delikçi ile Ozkan Yıldıran, davayı Danıştay'da yi-
tirdiler, ondan...
Biz, bayramlı bayramsız günlerde Anıtgömüt'e gideriz. Özel
deftere yakınmalsırımızı yazanz. Bundan dört yıl önce, Cumhu-
riyet'ı bırakıp çıktığımız sıra, Anıtgömüt'e gittığimizde, saygı du-
ruşundan sonra, 'özel defter'e yazmaya sıra gelınce, sayfalan
doldurmaya başlamışım. Başımda bırer 'hazırol'öa bekliyor, se-
lam durumu! Karşıda arkadaşlar. Biri, bir ara arkadaşının kula-
ğına eğilip şöyle fısıldamış:
- Mustafa Ekmekçi'nın yazacakyeriyok ya, özel defteri gaze-
te köşesi sandı galiba, yazıyor da yazıyort..
Bu kez kısa yazdım. Basının kendi bayramına sahip çıkma-
dığını bildırdim. "Bir avuçtuk" dedim. 212 sayılı yasayı 27 Ma-
yısçılar çıkanp basına armağan etmişlerdi. Gazeteciler bu hak-
lan kendi güçleriyle, emekleriyle almadıklan için mı ne, sahip çık-
madılar. 212 sayılı yasa, bugün felç olmuş durumdadır. Neyin
bayramını kutladık ki?
• • •
Günlerdir yaşama savaşı veren Onat Kutlar öldü. Öylesine
ağıryaralanmıştı, onulmaz yaraların kolay iyileşmeyeceğini sez-
miştim. Nâzım Hikmet Şıir Ödülü çalışmalanna emek vermiş-
ti. 15 ocakta Adonis'e verilecek Nâzım Hikmet Şiir Ödülü töre-
nınde, adtm gibi bıliyorum, törene kesinlikle katılacaktı. Bu sa-
bah saat 10.00 sıralannda Ankara Radyosu'nda TRT-1 'de Te-
rörile Basın' konusunu tartışacağız. Elbette, gündemin baştn-
da Onat Kutlar olacak, onunla birlikteThe Marmara'da ölen Ya-
semin Cebenoyan olacak. Onat Kutlar'la Gebenoyan büyüdü-
ler. Onlan öldüren bombayı koyanlar küçüldüler. Onlar, sınsı bir
gölge gibi aramızda dolaşırlarken, Onat Kutlarlar, Yasemin Ge-
benoyanlar gönüllerde taht kuracaklar...
Onat Kutlar'ın cenazesi cumartesi günü Teşvikiye'den kal-
dırılacak.
BULMACA
1 2 3 4 5 6 7 8
SOLDAN SAĞA:
1/ Korıdor. 2/ Gümüş-
balığının küçüğü... Sos-
yolojide boy. 3/ "'Görgü-
süz, kaba saba kimse"
anlamında argo söz-
cük... "lrlanda Cumhu-
riyet Ordusu." 4/ Güzel
sanat... Kendine mal et-
me, kazanma. 5/ Seyrek
dokunmuş delikli bir
kumaş. 6/ " — bir iz bı-
rakmış burda yatmışsa
kimler ' Aygın baygın
maniler, açık saçık re-
simler" (Faruk Nafız Çamlıbel)...
Bir renk. 7/ Hayat arkadaşı... Ya-
bancı paralann ulusal para cinsin-
den değeri... ttalya'nın en uzun ır-
mağı. 8/ Mürekkebi kurutmakta
kullanılan çok ince kum... Ceylan.
9/ Süngü gibi tüfeğin namlusu
ucuna takılan bir çeşit bıçak.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Hz. Ali'nin lakabı. II Zihin ya
da bedenin enerjık hareketi...
"Mehhka Sultan'a — yedi genç /
Gece şehrin kapısından çıktı" (Yahya Kemal). 3/ Asya'da bir
ülke... Hayvanlara vurulan damga... Alan ölçüsü hektann kısa
yazılışı. 4/ Güzelin ve güzel sanatlann doğasını inceleyen bi-
lim. 5/ Çevresi yollarla belirlenmiş olan arsa... Kuyruksokumu
kemiği. 6/ tlave... Yoksullara yiyecek dağitan hayır kurumu.
7/Hasta bakılan yer... Yüz, çehre. 8/ Doğu Anadolu'da bir göl...
Pokerde aynı cins iki kâğıda verilen ad. 9/ Emanet... Erkek ge-
yik.