Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
S EYLÜL1994CUMA CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
Yap Kredi
Bankası 50
• Ekonomi Servisi- Yapı
K_redi Bankası 50 yaşını
kutlamaya hazırlanıyor.
IÇuruluşundan bu yana
foireysel bankaalık hizmetleri
konusunda hizmetler veren
"Yapı Kredi Bankası
Türkiye'de bir çok yeniliğe
imzasını atmayadevam
ediyor. Türkiye'nin içinde
bulunduğu ekonomik
darboğaza rağmen. Yapı
Kredi Bankası'nın 1994
ydının ilk alü ayındakı aktif
varhklannın toplamı 1993
yılının aynı dönemine göre
yüzde 100'e yakın bir oranda
artarak 47trilyon616milyar
liradan 93 trilyon 640 milyar
liraya kadar yükseldi. Yapı
Kredi'nin net dönem kan da
yine bu yılın ilk alü aylık
döneminde 607 milyar 772
milyon lira oldu.
Habup çıkışı izne
bağlı
• ANKARA (Cumhuriyet
Bûrosu)- Dışişleri Bakanlığı,
Habur sırur kapısından
Irak'a geçişlerin, ilgili Türk
makamlan arasında
yapılacak eşgüdüm ve
değerlendirme çerçevesinde
izne bağlanmasının
kararlaştınldığını açıkladı.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü
Ferhat Ataman, Kuzey
Irak'taki faaliyetlerin
Türkiye'nin güvenliğini
yakından ilgilcndirdiğini,
bundan ötürü Türk
makamlannın, Habur Sırur
Kapısı'ndan insani yardım
arnacı dışındaki geçişleri
dikkatle değerlendirmesi
gerektiğini belirtti.
Yabancı
sigaraya boykot
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Yabana sigara
dağıtımının özel sektör
tarafından yapılmasının,
bakkallann kar payını
düşürdüğü belirtilerek,
bakkallann yakın bir
zamanda yabana sigara
boykotu başlatacaklan
bildirildi. Türkiye Bakkallar
ve Bayiler Federasyonu
Genel Başkanı Bendevi
Palandöken, yaptığı
açıklamada, Marlboro'nun
dağıtımının özel sektörûn
eline geçmesi ile birlikte
yüzde 6 olan kar paylannın
yüzde 4'e düştüğünü
belirterek bu paya razı
olmayacaklannı bildirdi.
Kenan Dogulu'dan
ikinci şirket
• ANKARA (ANKA) - Pop
miiziği sanatçısı Kenan
Doğulu, iş dünyasmdaki
yerini de genişletiyor.
Doğulu, daha önce
kardeşiyle müzik alanında
kurduğu şirkete bir yenisini
daha ekledi. Kenan
Doğulu'nun yeni şirketinde
kardeşinin yanı sıra Naci
Baysu da yer aldı. "Bay
Müzik Üretim ve Ticaret
Ltd. Şti." adı verilen şirket
350 milyon lira sermayeyle
kuruldu. ŞirketteNaci Baysu
245 milyon, Kenan Doğulu
fle kardeşi Ozan Doğulu 52
milyon 500'er bin liralık pay
aldı. Şirketin müdürlüğünü
Naci Baysu yapacak.
Rndıkfiyatı
yükseliyor
• TRABZON(AA)-
Ağustos ayının son
haftasında pazara
indirilmeye başlanan yeni
ürün fmdığın fiyatı 44 bin
liraya yükseldi. Üreticinin
tüccara 40 bin liradan verdiği
fındığın fiyatı, Fiskobirlik'in
ödeme şeklini açıklamasıyla
birlikte 15 günde 4 bin lira
artarak 44 bin liraya
yükseldi. Trabzon Ticaret
Borsası yetkilileri,
Fiskobirlik'in peşin ödeme
yaptığını hatırlatarak bunun
fiyatın yükselmesinde en
büyük etkeni oluşturdugunu,
fiyat artışına rağmen
üreticinin pazara fındık
indirmede çekimser
davrandıgını ve az fmdık
alabildiklerini ifadeettiler.
Yabana sermaye
izinleri
•ANKARA (AA) - Yabana
sermaye izinleri, bu yılın
ağustos ayında, temmuz
ayına göre yüzde 81.5
oranında azalarak 36.2
milyon dolara geriledi.
Temmuz ayında izin verilen
yabancı sermaye miktan ise
195.2 milyon dolar
düzeyindebulunuyordu. Bu
yılın ağustos ayı ile geçen
yılın aynı ayı
karşılaştınldığında ise izin
verilen yabancı sermaye
miktannın azalış gösterdiği
gözlendi. Gecen 8 aylık
dönemde, izin verilen
yabana sermaye miktannın
en az gerçekleştigi ay,
ağustos oldu.
Ocak krizi sonrasında kredilerin kesilmesi üzerine çözümü Samurai Borsası'nda aramıştı
Çiller'inumuduyineJaponya'da DINÇ TAYANÇ
ANKARA (ANKA) - Başbakan Tan-
su Çiller'in Japon sermayesini Türkiye'-
ye çekmek amaayla önümüzdeki ay Ja-
ponya'ya gitmesi bekleniyor. Çiller
20-21 ekim günlerinde gerçekleşmesi
öngörülen gezi sırasında Japonya Baş-
bakanı Tomiici Murayama ile görüşe-
cek ve "Japonya'nın TLSİAD'ı" olarak
değerlendirilen "Keidanren" üyelerine
yatınm çağnsında bulunacak.
Başbakan Çiller'in Japonya gezisinin
niteliği henüz kesinleşmedi. Çahşma ge-
zisi olarak gerçekleşmesi halinde Çiller.
sadece Başbakan Murayama ile görüşe-
cek. Resmi bir ziyaret olarak düzenle-
nirse Çiller Japon İmparatoru'nca da
kabul edilecek. Ziyaretin niteliğinin bu
ay sonunda kesinleşmesi bekleniyor.
Bu arada, Başbakan Çiller'in, resmi
temaslann yanı sıra 21 ekimde Tokyo'-
da düzenlenecek önemü bir iş toplantısı-
na katılması da öngörülüyor. Toplantı-
da Türkiye'den DEIK ve Istanbul Men-
kul Değerler Borsası yetkilileriyle, Ja-
J.aponya Başbakanı
Murayama ile görüşmesi
öngörülen Çiller'in 21
ekimde Tokyo'da
"Japonya'nın
TÜSlAD'ı"
'Keidanren' üyelerinin
katılımıyla düzenlenecek
toplantıda Japon
işadamlanna yatınm
çağnsında bulunacağı
bildirildi. Çiller Japon sermayesini davet edecek
ponya'dan Keidanren örgütüyle Unido
Tokyo yetkilileri katılacak. Bu toplantı-
da Çiller'in Türk ekonomisi ve 5 Nisan
Kararlan'yla ilgili bilgi vermesi ve Ja-
pon işadamlanna "Türkiye'de yatırım
yapın" çağnsında bulunması bekleni-
yor. Tokyo'daki toplantıda Türkiye'-
deki makro ekonomik gelişmelerin yanı
sıra, sermaye piyasası üzerinde durula-
cak ve sektörel tanıtım yapılacak.
Bu arada, DEİK'in öncülüğüyle
Tokyo'daki toplantılann yanı sıra Kyo-
to, Nagoya ve Osaka'da toplantılann
düzenleneceği öğrenildi. Ancak Başba-
kan Çiller'in sadece Tokyo'da toplantı-
da hazır bulunması öngörülüyor.
Türk-Japon İş Konseyi
Türk-Japon İş Konseyı'nın 19-20
ekimde Kyoto'da toplanması planlanı-
yor. Bu sırada, Toyota şirketinin mer-
kezinin bulunduğu Nagoya ve Osaka
kentlerinde 18-19 ekim günlerinde yapı-
lacak toplantılarda daha çok yerel şir-
ketlere Türkiye'de sanayi alanındaki ge-
lişmeler konusunda bilgi verilecek.
Japonya'daki toplantılara 1987 yıhnda
kurulan Türk-Japon İş Konseyi üyeleri-
nin bir bölümünün de katılması bekle-
niyor.
Konseyin. ENKA Yönetim Kurulu
Başkanı Şarık Tara'nın başkanlık ettiği
Türk kanadının 56 üyesi var.
'Pamuk ihracatında fon kaldınldı' açıklaması konfeksiyoncu-üretici kavgasını alevlendirdi
Fon kavgasıhükümetkapısmda
OkanOğuz
Ekonomi Servisi - Yülardır bitmek bil-
meyen pamukta fon kavgası "hükümet
kapısına"dayandı. Sanayi ve Ticaret Ba-
kanı Mehmet Dönen'in pamuk ihraca-
tında uygulanan fonun kaldınlacağı yö-
nündekı açıklaması üzerine pamuk üre-
ücileri ile tekstil ve konfeksiyoncular
arasındaki kavga alevlendi.
Dün Başbakan Tansu ÇUler'e ve ilgili
üst düzey bürokratlara çok sert bir mek-
tup yollayan konfeksiyoncular "ham-
madde ihracatını vatana ihanet" olarak
değerlendinrken. pamuk üreticı ve tüc-
can da uygulamanın derhal başlamasını
istiyor.
Dönen'in açıklamasını "seçim
yatuımı" olarak değerlendiren tekstil ve
konfeksiyoncular "Ankara'yı kuş mu
deve mi belli olmayanpolitikalar" uvgu-
lamakla suçluyorlar. Istanbul, Ege. Ak-
deniz, Denizli, Bursalı birlikler adına
Çiller'e mektup gönderen Türkiye İhra-
catçılar Bırliğı Başkanı Okan Oğuz, fo-
nun kaldınlmasını isteyenleri de kışisel
çıkarlannı ülke çıkarlan üzerinde gör-
mekle suçladı. Birliklerin Başbakan'a
gönderdikleri mektubun yanı sıra çok
daha sert bir dille yazılmış ikinci bir
mektubun da olduğu biliniyor.
Okan Oğuz. Tekstil İşverenleri Sen-
dikası Başkanı Halit Narin. GSD Baş-
kanı Nur Ger. Ege İhracatçılar Bırliğı
Başkanı Hudai Kurt, Ege Givım Sanayi-
cileri Derneğı Başkanı Necip Kalkan ve
Sanko Genel Müdürü Abdülkadir Ko-
nukoğlu imzalı olan bu mektubun ülti-
matom niteliğinde olduğu ileri sürülü-
yor.
Bu arada dün mektubu alan Çiller'in
söz konusu kişileri Yeniköy'deki yalısı-
na davet ederek bugün görüşeceği belir-
tildi.
Ankara'nın popülist politikalar peşin-
de koşmasını eleştiren GSD eski Baş-
kanı Mahmut Abra da Türkiye'nin hazır
giyim sektörünün yeni bir darboğazla
karşı karşıya bırakılmak istendiğini be-
lirtti.
Bakanın açıklamasının ardından fı-
yatlann 3 bin lira birden arttığını belir-
ten Abra." Türkiye her zaman dışarıya
satttğından daha pahalı pamuk ithal et-
miştir. Dolav tsı ile hiç kimse bunun tanm
satış kooperatiflerinin stok sorununu çöz-
mek için aluıınış bir karar diye anlata-
maz.Bövle diyenin \ebali boynunda kalır.
Ankara kaş yapayım derken çok fena göz
çıkartıyor" dedı.
Tekstil ve konfeksiyonculann bu sert
çıkışlanna karşın üretici ve tüccar ise pa-
muk ihracatında alınan fonun
kaldınldığına ilişkin resmi karann ge-
ciktirilmeden açıklanmasını istiyorlar.
Ödemeler dengesi 'fazla verdi'ANKARA (AA) - Türkiye'-
nin ödemeler dengesi bilanço-
suna göre, cari işlemler kalemi
yılın ilk yansında 302 milyon
dolar 'fazla' verdi.
Merkez Bankası tarafından
açıklanan Türkiye'nin ödeme-
ler dengesi bilançosuna göre,
ocak-haziran döneminde cari
işlemler fazlası 302 milyon do-
lar oldu.
Geçen yıl aynı dönemde ise
cari işlemler kalemi 3 milyar
257 milyon dolar acık vermişti.
Bu yılbaşından itibaren dönem-
ler itibanyla da, ilk kez ocak-
haziran döneminde olmak üze-
re cari işlemler hesabında 'fazla'
verilmiş oldu.
Gecen yıl haziran ayında 892
milyon dolar açık veren cari iş-
lemler dengesi, bu yü haziran
ayında 490 milyon dolar 'fazla'
verdi.Haziran ayında dış ticaret
açığı 291 milyon dolara gerile-
di. 6 aylık ticaret açığındaki dü-
• Ocak-haziran döneminde 4 milyar dolanaşkın dış borçgeriödemesiyapıldı. ççn y»ın a
>nı
dönemine göre
Aynı dönemde, ortaveuzun vadeli kredi kullanımı yüzde 26.6 oranında azaldı. y ü z d e 9 o r a n ı n d a
azalarak. 2
Yabancı sermaye girişinde de yüzde 42.5 oranında azalma oldu.
milyar 919 milyon dolar oldu.
şüşte, ithalatın geçen yılın aynı
dönemine göre yüzde 20.8, alün
ithalatının da yüzde 86 oranı-
nda azalmasının yanında, ihra-
cat gelirlerinin geçen yılın aynı
dönemine göre yüzde 7.1 oranı-
nda artması etkili oldu.
Bu yıl ocak-haziran döne-
minde 'görünmeyen hizmet ve
karşdıksız transfeler'den sağla-
nan net geürlerde, geçen yılın
aynı dönemine göre yüzde 9
oranında azalma oldu.
Dış borç ödemeleri
Türkiye, bu yılın ilk yansında 4
milyar dolan aşkın dış borç
ödedi. Ocak-haziran dönemin-
de yapılan toplam 4 milyar 104
milyon dolar tutanndaki dış
borç ödemelerinin, 2 milyar 316
milyon dolannı anapara, 1 mil-
yar 788 milyon dolannı da faiz
ödemeleri oluşturdu.1993 yılı
ocak-haziran döneminde ise 2
milyar 170 milyon dolan ana-
para, 1 milyar 716 milyon do-
lan da faiz olmak üzere, toplam
3 milyar 886 milyon dolarlık dış
borç geri ödenmişti.
Bu yıl ilk 6 ayda yapılan ana-
para ödemelerinin 1 milyar 394
milyon dolan kamu sektörüne,
152 milyon dolan ticari banka-
lara, 770 milyon dolan da diğer
sektörlere ait.
Sermaye hareketleri
Bu yıl altı ayda, orta ve uzun
vadeli kredi kullanımı 1 milyar
716 milyon dolar oldu. Bir ön-
ceki yılın aynı döneminde, 2
milyar 339 milyon dolar tuta-
nnda orta ve uzun vadeli kredi
kullanılmıştı.
Söz konusu dönemler karşı-
laştınldığında, orta ve uzun va-
deli kredi kullanımında yüzde
26.6 oranında azalma oldu.
!994 yıhnın altı ayında fiili ya-
bancı sermaye girişi de geçen
yılın eş dönemine göre yüzde
42.5 azalmayla 169 milyon do-
lara geriledi.
1993 yıhnın ilk altı ayında
294 milyon dolarlık fıili yabancı
sermaye girişi olmuştu.
Turizm gelirleri. bu yıl ocak-
haziran döneminde, bir önceki
yüın aynı dönemine göre yüzde
9 oranında azaldı.
Bu yıl 6 ayda görünmeyen
hizmet ve karşılıksız transfer-
lerden sağlanan net gelirler, ge-
Turizm gelirleri
Ödemeler Dengesi Bilançosu'-
nun görünmeyen kalem gelirle-
ri kapsamında yer alan turizm
gelirleri ise bu yıl ocak-haziran
döneminde 1 milyar 439 milyon
dolara geriledi.
Bu yıl ocak-haziran döne-
minde turizm giderleri ise 421
mtJyon dolar oldu. Geçen yıl al-
ü ayda turizm giderleri 425 mil-
yon dolar düzeyindeydi.
Karşıhksız transfer gelirleri
içinde yer alan işçi gelirleri ise
bu yıl altı ayda 1 milyar 395 mil-
yon dolar oldu.
Geçen yılın ilk yansında 1
milyar 367 milyon dolar düze-
yinde gerçekleşen işçi gelirlerin-
de yüzde 2 oranında artış kay-
dedildi.
Kafalarımn Alamadığı!
Yıllar öncesinde kalmış bir gün, Şostokoviç'in Lening-
rad Senfonisi'ni ilk kez dinliyorum. Senfoni Nazi Alman-
yası'nın Sovyetler Birliği'ne saldırışını ve özellikle Le-
ningrad kuşatmasmı, müzik diliyle anlatıyor.
Müzik anlatıyor ama, bendeniz anlayamıyorum!
Hele öyle bir bölümü var ki, önce uzaktan ve hafiften
başlıyor ve insanda neşe uyandırıyor müziği. Sonra,
aynı müzik, bir nakarat gibi, kulakları tırmalayana dek
yükselerek yineleniyor...
ilk etkileşimimle "tamam," diyorum kendi kendime
"Kızılordu, Leningrad'ı söktü, kattı faşistleri önüne sürü-
yor steplerde..." Üstelik kafama da yatıyor bu "dahiya-
ne"{\) yorumum.
Nicesonra, bir "hocam"\aaynı müziği dinlerken, "de-
harnı" ona da göstermek istercesine yorumumu ak-
tarıyorum. Hocam, bilgece gülüp, ukalalığımı yüzüme
vurmaksızın beni "aydınlatıyor."
"O bölüm, 'Faşizmin Ayak Sesleri'd/V. Uzaktan uzağa,
kendini hoş göstererek sinsice yaklaşan ve sonra da ka-
falara vura vura insana, aydmlığa egemen olan faşiz-
min ayak sesleri..."
Hocam'ın aydınlatmasına (ki eminim o bunu çoktan
unutmuştur) yıllar sonra bugün, teşekkür etme olanağı
bulabiliyorum. Sağ ol Toktamış Hocam!
Ben "sağo/"diyorumda,kimbilirnicesiHoca'nın"ra/)-
le-i tedrisinden" geçmiş, ama aydınlanma yerine "ka-
ranlıklanma"y\ yeğlemiş bazı "öğrenmemecileri" aynı
düşüncede değil. Onlar, tüm aydınlara, tüm aydınlatıcı-
lara, tümüyle de aydınlanmaya karşı tek savunmalarıyla
karşılık veriyorlar: "Ölüol!"
ister nasyonal sosyalist, ister liboş beyinli, ister şeri-
atçı olsun, faşistler değişmiyor... Önce kulağa, göze hoş
gelecek vaatlerle "kandırmaya" çalışıyorlar toplumu.
Baktılar olmuyor; tehdit, saldırı, silah ve derken bom-
bayla girişiyorlar!
Tümünün amacı aynı; "aydınlığı karartmakü!" Tümü-
nün yöntemi de aynı "ya sustur, ya kan kusturü!"
Aydınlığı karartmak için, Türkiye Cumhuriyeti'ni, Ke-
malist Devrim'i ve Atatürk ilkelerini yok etmeleri gerek.
Bunları yapabilmek için de Türkiye Cumhuriyeti'ni, Ke-
malist Devrim'i, Atatürk ilkelerini yani "aydınlanmayı"
savunan Cumhuriyet'i ve yazarlarını hedef seçiyorlar.
Uğur Mumcu'yu bombayla katlediyor; ilhan Selçuk'a,
Hikmet Çetinkaya'ya tehdit üzerine tehdit yağdmyor;
Toktamış Ateş'i "uçurmaya" yelteniyorlar... Yani "ya
susacaksınız, ya kan kusacaksınız" demeye getiriyor
ülkücü, liboş ya da şeriatçı faşistler...
Onlar, bunu demeye getiriyorlar da Cumhuriyet bildi-
ğinden şaşmıyor: Türkiye Cumhuriyeti'nin, Kemalist
Devrim'in, Atatürk ilkelerinin; kısacası aydınlanmanın
bekçisi olmayı şaşmadan sürdürüyor.
Ana fikir: Cumhuriyet, Türkiye Cumhuriyeti'yle birlikte
kurulmuş bir "kurum"dur ve bu kurumun temelinden
çatısına, yazarlarından getir götürcülerine dek tüm çalı-
şanları aydınlanmanın birer parçası olduklarının bilin-
ciyle ne susacak, ne de kan kusacaklardır.
Anafikrinanaflkri:"Benim naçiz vücudum, bir gün el-
bet toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet
pavidar kalacaktır."
İflas davalan
çıg gıbı buyuduANKARA (ANKA)-İflas
davalan ve iflas başvurulan
giderek artıyor. SSK, üç şirket
ile bir Alman firması
İzmir'deki bir fırma hakkında
iflas davası açarken,
İstanbul'da iki şirket iflas
başvurusunda bulundu. SSK,
Akfa Çay Sanayi ve Ticaret
AŞ aleyhine Istanbul Asliye
6'na Ticaret, Algaz Mutfak
Cihazlan Sanayi ve Ticaret
AŞ hakkında Beyoğlu 1 "inci
Asliye Ticaret, Tan
Gazetecilik ve Matbacılık AŞ
için de İstanbul Asliye 2'nci
Ticaret Mahkemesi'ndedava
açü. Mahkemelerden yapılan
duyurularda alacakhlara
itiraz için süre tanınırken,
Akfa Çay için açılan davanın
duruşmasının 25 eylülde
yapılacağı bildirildi. Alman
firması Helcum GMBH ise
İzmir'deki Ortil Orman ve
Tanm Ürünleri Dış Ticaret ve
Sanayi Ltd. Şti'nin iflasını
istedi.
Uzmanlara göre, Türkiye'nin ihtiyacı rüzgar santrallan ile karşılanabilir
Nükleerenerji ekonomik değil
Haraç nıezat...
T
ürkiyeDenizciliklşletmeleri'neait,çok
sayıda gayrımenkul gazete ilanları ile
satışaçıkarıldı.
TDI Genel Müdürü Kenan Oner'in
açıklamalarına bakılırsa, bunlar kullanılmayan
bu yüzden de bakımı ve korunması zor olan
mülkler. Dolayısıyla satışlarından hem gelir
elde edilecek, hem de kuruluş ışletme
giderlerini hafifletecek.
îlk bakışta doğru bir yaklaşım gibi görünüyor.
Sorun satış yönteminde.
Büyük kısmı Istanbul Boğazınınengüzel
yerlerindeveAntalya'dabulunandeğerli
mülkler için, TDİ önce kapalı zarf usulü teklif
alacak.Daha sonra bu zarflar açılacak ve
verilen en yüksekteklif üzerinden açık arttırma
başlayacak.
Diyelim ki, Sarıyer'deki 7 bin metrekarelik
arsanın değeri 10 milyar lira. (Bu rakam
bölgedeki emlakçıların ortalama metrekare
fiyatlan üzerinden hesaplandı. Bu arsanın
Boğaz öngörünümünde olduğunu belirtelim.
Vann değehnisiz düşünün...)
Yine diyelim ki, Sarıyer'deki arsaya 5 kişi
kapalı zarf usuIüyle tekl if verdi. Bu aşamada
verilecek tekliflersonuçaçısındanbelirleyici
değil. Ozaman kımsenin gerçekdeğere yakın
bir teklif vermesi beklenemez.
ûrneğin zarflardan en yüksek teklif 1 milyar lira
çıktıysa, açık arttırma o rakam üzerinden
başlayacak. Eğer katılım düşük ve talepler
"an/aşma//"olursabugayrimenkuller,
değerinin onda bıri, beşte biri fiyatına
bıriierının olacak.
Buendişelerdilegetirildiğinde TDİ Genel
Müdürü, hemen güvence veriyor:
"Düşündüğümüz fiyatı vermezlerse satmayız"
"Düşündüğünüzfiyatnedir?"öiyesoruyoruz.
Rakam vermek istemiyor. Neymiş? Çünkü,
belkibugayrimenkulleretalipolanlar,
düşünülenin üzerinde fiyat
verebilirlermiş...Eğer TDİ, "muhammen
toecte/"olarak, açık arttırmaya baz olacak bir
fiyat açıklarsa, daha yüksek bir gelir şansını
kaçırabilirmiş...
Yani malı satıyorsunuz, ama "Fiyatı alıcı
belirlesin " diyorsunuz ve düşündüğünüzden
daha iyi fiyat vereceğini umuyorsunuz. Bu ya
birazfazlacaabartılmışbiriyimserlikyada
düpedüz kandırmaca.
TDİ, mülklerin rayiç bedellerini araştırıp,
ortaya çtkan sonuçları açıklamazsa, kamunun
malı olan bu gayrimenkullerin gerçekdeğerini
kimse bilmeyecek. Budurumda "şeffaf"g\b\
gözüken açıkartırmada, ortaya çıkacaken
yüksek teklıfın. gerçek değerin çok altında olup
olmadığını kamuoyu nasıl değerlendırecek?
Satışaçıkarılacak mülkler arasında değerli
arsaları değil de, kırıkdökük kullanılmayan
iskele görüntülerini basına gösteren TDİ
yönetiminin, satış kararı verirken
"r)alr/car;;Vef//"davranacağınıngüvencesi
nedir?
TDİ Genel Müdürü satış yöntemini
savunurken, "KOİdeböyleyapıyor"diyor.
KOl'nindurumuisezateniçleracısı.Üstün
Sanver'in başkanlığı döneminde değertespiti
yapılıp muhammen bedel açıklanırdı. Sonra
kurumun belirlediği bedeller yüksek
bulunduğu için alıcıların özelleştirmeye ilgi
göstermedikleri görülünce, işpazarlığa
döküldü. Bukezdepazarlıklardausulsüzlük
iddiaları ortaya çıktı. Son olarak KOİ de, SEK ve
EBK'de açık arttırma yöntemini denedi. Açık
arttırmayı yürüten komisyon, mülkün yada
ışletmenın asgari değerini ifade eden
"muhammen bedelin"çok altında fiyatlarla
ihaleyi başlattı. Sonuçta, tesislerin değerinin
çok altında satıldığı ve birilerine peşkeş
çekıldiğı iddiaları hiç bitmedi.
KOİ yetkilileri'Sağlıklı bir satış yönteminin
denenerekbulunmayaçalışıldığını"
söylüyorlar. Bu arada atı alan Üsküdar'ı
geçiyor.
işte böyle bir ortamda özelleştirmenin yöntemi
üzerine kuşkusu bulunanlar "Özelleştirme
düşmanı" ilan ediliyor. KİT'leri satıp, buraların
arpalıkolarak kullanılmasını ve bedelinin
halka ödettirılmesini engelleyeceklermiş.
Acaba bu toz duman içinde yapılan
haraç-mezat satışlar, sözünü ettikleri yüce
ideale ne kadar uygun? M
ÖZGÜR ULUSOY
Maliyeti ucuz olanriizgârdeğinnenleri
çevreye de zarar vermiyor.
Ülkelerin enerii gereksinimlerine çözüm
önerileri geürirken santrallann yatınm ve
işletme maliyetlerinin yanı sıra topluma,
çevreye verdiği zaran hesaba katmalan ge-
rektiğini söyleyen uzmanlar, nükleer sant-
rallann bugün için ekonomik olmadığını
ileri sürüyor. Santrallann topluma. insan
sağhğına, çevreye verdiği zarar ile yatınm ve
işletme maliyetlerini bir arada ele alan ener-
ji-çevre-ekonomi modeline göre, nükleer
santrallar günümüzde ekonomik olmaktan
çıkarken rüzgar enerjisi gibi enerji kaynak-
lan giderek kullanım alaru buluyor.
Kocaeli Üniversitesi'nden Yrd. Doç. Dr.
Tanay Sıdkı Uyar, nükleer santrallann çok
sorunlu olduğunun görülmesi üzerine, bü-
tün dünyada 2010 yıhna kadar yeni tekno-
lojilerin geliştirilmesi için devasa fonlar
oluşturduğunu behrterek. "Nükleer santral-
lar, bugün için ekonomik değil. Yeni tekno-
lojilerle toplumsal maliyetin, yani topluma
verdiği zararm düşürülmesi mürnkün. Ancak
bu kez de yanrım maliyeti çok yükselecektir"
diye konuştu. Uyar, enerji-çevre-ekonomi
modelinde hesaplamalann, santralın
yatınm, işletme maliyetlerine, kaç yıl ömrü
olduğuna, coğrafık koşullara, yol açtığı top-
lamsal risklere göre yapıldığını söyledi.
1993 yılı rakamlanyla rüzgar santral-
lannın yatınm ve işletme maliyetleri. 4-7-7.2
sentıkilovatsaat arasında değişirken nükle-
er santrallar için bu rakam 5.3-9.3'e yükseb-
yor. Kömür santrallan için mah'yetler 4.5-7
arasında değişiyor. Ancak bu yatınm ve iş-
letme maliyetlerine toplumsal maliyetler de
katıldığında, maliyet iki katına çıkıyor. Ya
da toplumsal maliyeti düşürmek için kömür
santrallanna filtre takıhnası hah'nde, bu kez
de yatınm maliyetine, mab'yetin yüzde 18'-
ini eklemek gerekiyor.
Böylece, toplumsal maliyeti sıfıra yakın
olan rüzgar santrallan kömürden çok daha
ucuza geliyor.Nükleer santrallar için top-
lumsal maliyet rakamlan kat kat fazlayken
risklerin en aza indirilmesi için teknolojiye
yapılan harcamalar da yatınm ve işletme
maliyeti rakamlannı kabartıyor.Yatınm ve
işletme maliyeti 5.3 -7.5 sentıkilovatsaat
arasında değişen doğalgaz için de bu mali-
yeün yüzde 12'si oranında toplumsal mali-
yet katmak gerekiyor.
Özelleştirmede uzlaşma sağlandı
• Dışişleri Bakanı Mümtaz Soysal,
özelleştirme yasa taslağırun genel
çercevesi üzerinde ortak görüşe
vardıklannı söyledi.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Koalis-
yon ortaklan arasında kronik bir soruna
dönüşen özelleşürme konusunda, uzlaşma
sağlandı. Özelleştirme taslağına muhalefet
eden SHP'U Dışişleri Bakanı Mümtaz Soysal
da, dün, isteklerinin dikkate alınması üzerine
ikna oldu. Soysal, tasanya imza atmak için
SHP grubunun onayının alınması koşulunu
koydu. Özelleştirme taslağına ANAPda, dün
yapılan görüşmelerde olumlu göriiş bildirdi;
ancak, yasa tasansına destek için garanti ver-
medi.
Hükümetin öncelikleri arasında yer alan
ancak Anayasa Mahkemesi'nin iptal ve yü-
rütmeyi durdurma kararlan nedeniyle uygu-
lanamayan özeUeştirme konusunda koalis-
yon ortaklan arasında uzlaşma ve ANAP'-
tan olumlu yaklaşım dün gerçekleştirilen bir
dizi görüşme sonucunda sağlandı.
DYP'li Devlet Bakanlan Aykon Doğan ve
Bekir Sami Daçe ile Grup Başkanvekjlı Tur-
han Tayan, hazırlanan yasa taslağı üzerinde
dün önce ANAP'Ularla görüşerek "yakınlaş-
ma" sağladılar. Bu görüşmede, özellikle
ANAP'blann ısrar ettiği özelleştirme gelirle-
rinin bütçe açıklan için kullamlmaması ve
devlet bankalannın özelleştirilmesi pazarhk
konusu olurken, aynı saatlerde Başbakan-
lık'ta SHP lideri Murat Karayalçuı, Dışişleri
Bakanı Soysal, Genel Sekreter Fikri Sağlar ve
Grup Başkanvekili Ercan Karakaş, bir araya
geldiler.
DYP'li bakarüann ANAP'blarla yaptığı
görüşme geribmü bir havada başladı. SHP*-
den kimsenin katılmadığı bu görüşmede.
ANAP Grup Başkanvekili Eyüp Aşık, DYF-
blere, "Bu toplantıyı, ANAP*ı kuuanarak or-
tağııuz SHP üzerinde baskı kunnak için dü-
zenliyorsamz biz destek vermeyiz" dedi.
DYP'lilerdaha sonra, SHP'blerle bir araya
geldiler. DYP'den Doğan, Daçe ve Tayan'ın,
SHP'den Soysal ve Karakaş'm katıldığı bu
toplanüda da özelleştirme konusunda tam
bir uzlaşma sağlandı. İsteklerinin dikkate
abndığmı gören Soysal, ikna oldu; ancak, ta-
sanyı SHP grubunun onayı olmadan imzala-
mayacağını bebrtti. DYP'bler. görüşme son-
rasında, uzlaşma sağlandığı açıklamasını
özelbkle Soysal'ın yapmasını istediler.
DYP'lilerin isteğini kabul eden Soysal, gö-
rüşme sonrasında gazetecılere, "ÖzeUeştinne
ilkelerinin genel çercevesi üzerinde ortak görii-
şe vardık. .\ncak bunu SHP grubuna göhîre-
rek onayını almamız gerekiyor" açıklamasını
yaptı.