27 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
S EYLÜL1994CUMA CUMHURİYET SAYFA EKONOMI Yap Kredi Bankası 50 • Ekonomi Servisi- Yapı K_redi Bankası 50 yaşını kutlamaya hazırlanıyor. IÇuruluşundan bu yana foireysel bankaalık hizmetleri konusunda hizmetler veren "Yapı Kredi Bankası Türkiye'de bir çok yeniliğe imzasını atmayadevam ediyor. Türkiye'nin içinde bulunduğu ekonomik darboğaza rağmen. Yapı Kredi Bankası'nın 1994 ydının ilk alü ayındakı aktif varhklannın toplamı 1993 yılının aynı dönemine göre yüzde 100'e yakın bir oranda artarak 47trilyon616milyar liradan 93 trilyon 640 milyar liraya kadar yükseldi. Yapı Kredi'nin net dönem kan da yine bu yılın ilk alü aylık döneminde 607 milyar 772 milyon lira oldu. Habup çıkışı izne bağlı • ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu)- Dışişleri Bakanlığı, Habur sırur kapısından Irak'a geçişlerin, ilgili Türk makamlan arasında yapılacak eşgüdüm ve değerlendirme çerçevesinde izne bağlanmasının kararlaştınldığını açıkladı. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ferhat Ataman, Kuzey Irak'taki faaliyetlerin Türkiye'nin güvenliğini yakından ilgilcndirdiğini, bundan ötürü Türk makamlannın, Habur Sırur Kapısı'ndan insani yardım arnacı dışındaki geçişleri dikkatle değerlendirmesi gerektiğini belirtti. Yabancı sigaraya boykot • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yabana sigara dağıtımının özel sektör tarafından yapılmasının, bakkallann kar payını düşürdüğü belirtilerek, bakkallann yakın bir zamanda yabana sigara boykotu başlatacaklan bildirildi. Türkiye Bakkallar ve Bayiler Federasyonu Genel Başkanı Bendevi Palandöken, yaptığı açıklamada, Marlboro'nun dağıtımının özel sektörûn eline geçmesi ile birlikte yüzde 6 olan kar paylannın yüzde 4'e düştüğünü belirterek bu paya razı olmayacaklannı bildirdi. Kenan Dogulu'dan ikinci şirket • ANKARA (ANKA) - Pop miiziği sanatçısı Kenan Doğulu, iş dünyasmdaki yerini de genişletiyor. Doğulu, daha önce kardeşiyle müzik alanında kurduğu şirkete bir yenisini daha ekledi. Kenan Doğulu'nun yeni şirketinde kardeşinin yanı sıra Naci Baysu da yer aldı. "Bay Müzik Üretim ve Ticaret Ltd. Şti." adı verilen şirket 350 milyon lira sermayeyle kuruldu. ŞirketteNaci Baysu 245 milyon, Kenan Doğulu fle kardeşi Ozan Doğulu 52 milyon 500'er bin liralık pay aldı. Şirketin müdürlüğünü Naci Baysu yapacak. Rndıkfiyatı yükseliyor • TRABZON(AA)- Ağustos ayının son haftasında pazara indirilmeye başlanan yeni ürün fmdığın fiyatı 44 bin liraya yükseldi. Üreticinin tüccara 40 bin liradan verdiği fındığın fiyatı, Fiskobirlik'in ödeme şeklini açıklamasıyla birlikte 15 günde 4 bin lira artarak 44 bin liraya yükseldi. Trabzon Ticaret Borsası yetkilileri, Fiskobirlik'in peşin ödeme yaptığını hatırlatarak bunun fiyatın yükselmesinde en büyük etkeni oluşturdugunu, fiyat artışına rağmen üreticinin pazara fındık indirmede çekimser davrandıgını ve az fmdık alabildiklerini ifadeettiler. Yabana sermaye izinleri •ANKARA (AA) - Yabana sermaye izinleri, bu yılın ağustos ayında, temmuz ayına göre yüzde 81.5 oranında azalarak 36.2 milyon dolara geriledi. Temmuz ayında izin verilen yabancı sermaye miktan ise 195.2 milyon dolar düzeyindebulunuyordu. Bu yılın ağustos ayı ile geçen yılın aynı ayı karşılaştınldığında ise izin verilen yabancı sermaye miktannın azalış gösterdiği gözlendi. Gecen 8 aylık dönemde, izin verilen yabana sermaye miktannın en az gerçekleştigi ay, ağustos oldu. Ocak krizi sonrasında kredilerin kesilmesi üzerine çözümü Samurai Borsası'nda aramıştı Çiller'inumuduyineJaponya'da DINÇ TAYANÇ ANKARA (ANKA) - Başbakan Tan- su Çiller'in Japon sermayesini Türkiye'- ye çekmek amaayla önümüzdeki ay Ja- ponya'ya gitmesi bekleniyor. Çiller 20-21 ekim günlerinde gerçekleşmesi öngörülen gezi sırasında Japonya Baş- bakanı Tomiici Murayama ile görüşe- cek ve "Japonya'nın TLSİAD'ı" olarak değerlendirilen "Keidanren" üyelerine yatınm çağnsında bulunacak. Başbakan Çiller'in Japonya gezisinin niteliği henüz kesinleşmedi. Çahşma ge- zisi olarak gerçekleşmesi halinde Çiller. sadece Başbakan Murayama ile görüşe- cek. Resmi bir ziyaret olarak düzenle- nirse Çiller Japon İmparatoru'nca da kabul edilecek. Ziyaretin niteliğinin bu ay sonunda kesinleşmesi bekleniyor. Bu arada, Başbakan Çiller'in, resmi temaslann yanı sıra 21 ekimde Tokyo'- da düzenlenecek önemü bir iş toplantısı- na katılması da öngörülüyor. Toplantı- da Türkiye'den DEIK ve Istanbul Men- kul Değerler Borsası yetkilileriyle, Ja- J.aponya Başbakanı Murayama ile görüşmesi öngörülen Çiller'in 21 ekimde Tokyo'da "Japonya'nın TÜSlAD'ı" 'Keidanren' üyelerinin katılımıyla düzenlenecek toplantıda Japon işadamlanna yatınm çağnsında bulunacağı bildirildi. Çiller Japon sermayesini davet edecek ponya'dan Keidanren örgütüyle Unido Tokyo yetkilileri katılacak. Bu toplantı- da Çiller'in Türk ekonomisi ve 5 Nisan Kararlan'yla ilgili bilgi vermesi ve Ja- pon işadamlanna "Türkiye'de yatırım yapın" çağnsında bulunması bekleni- yor. Tokyo'daki toplantıda Türkiye'- deki makro ekonomik gelişmelerin yanı sıra, sermaye piyasası üzerinde durula- cak ve sektörel tanıtım yapılacak. Bu arada, DEİK'in öncülüğüyle Tokyo'daki toplantılann yanı sıra Kyo- to, Nagoya ve Osaka'da toplantılann düzenleneceği öğrenildi. Ancak Başba- kan Çiller'in sadece Tokyo'da toplantı- da hazır bulunması öngörülüyor. Türk-Japon İş Konseyi Türk-Japon İş Konseyı'nın 19-20 ekimde Kyoto'da toplanması planlanı- yor. Bu sırada, Toyota şirketinin mer- kezinin bulunduğu Nagoya ve Osaka kentlerinde 18-19 ekim günlerinde yapı- lacak toplantılarda daha çok yerel şir- ketlere Türkiye'de sanayi alanındaki ge- lişmeler konusunda bilgi verilecek. Japonya'daki toplantılara 1987 yıhnda kurulan Türk-Japon İş Konseyi üyeleri- nin bir bölümünün de katılması bekle- niyor. Konseyin. ENKA Yönetim Kurulu Başkanı Şarık Tara'nın başkanlık ettiği Türk kanadının 56 üyesi var. 'Pamuk ihracatında fon kaldınldı' açıklaması konfeksiyoncu-üretici kavgasını alevlendirdi Fon kavgasıhükümetkapısmda OkanOğuz Ekonomi Servisi - Yülardır bitmek bil- meyen pamukta fon kavgası "hükümet kapısına"dayandı. Sanayi ve Ticaret Ba- kanı Mehmet Dönen'in pamuk ihraca- tında uygulanan fonun kaldınlacağı yö- nündekı açıklaması üzerine pamuk üre- ücileri ile tekstil ve konfeksiyoncular arasındaki kavga alevlendi. Dün Başbakan Tansu ÇUler'e ve ilgili üst düzey bürokratlara çok sert bir mek- tup yollayan konfeksiyoncular "ham- madde ihracatını vatana ihanet" olarak değerlendinrken. pamuk üreticı ve tüc- can da uygulamanın derhal başlamasını istiyor. Dönen'in açıklamasını "seçim yatuımı" olarak değerlendiren tekstil ve konfeksiyoncular "Ankara'yı kuş mu deve mi belli olmayanpolitikalar" uvgu- lamakla suçluyorlar. Istanbul, Ege. Ak- deniz, Denizli, Bursalı birlikler adına Çiller'e mektup gönderen Türkiye İhra- catçılar Bırliğı Başkanı Okan Oğuz, fo- nun kaldınlmasını isteyenleri de kışisel çıkarlannı ülke çıkarlan üzerinde gör- mekle suçladı. Birliklerin Başbakan'a gönderdikleri mektubun yanı sıra çok daha sert bir dille yazılmış ikinci bir mektubun da olduğu biliniyor. Okan Oğuz. Tekstil İşverenleri Sen- dikası Başkanı Halit Narin. GSD Baş- kanı Nur Ger. Ege İhracatçılar Bırliğı Başkanı Hudai Kurt, Ege Givım Sanayi- cileri Derneğı Başkanı Necip Kalkan ve Sanko Genel Müdürü Abdülkadir Ko- nukoğlu imzalı olan bu mektubun ülti- matom niteliğinde olduğu ileri sürülü- yor. Bu arada dün mektubu alan Çiller'in söz konusu kişileri Yeniköy'deki yalısı- na davet ederek bugün görüşeceği belir- tildi. Ankara'nın popülist politikalar peşin- de koşmasını eleştiren GSD eski Baş- kanı Mahmut Abra da Türkiye'nin hazır giyim sektörünün yeni bir darboğazla karşı karşıya bırakılmak istendiğini be- lirtti. Bakanın açıklamasının ardından fı- yatlann 3 bin lira birden arttığını belir- ten Abra." Türkiye her zaman dışarıya satttğından daha pahalı pamuk ithal et- miştir. Dolav tsı ile hiç kimse bunun tanm satış kooperatiflerinin stok sorununu çöz- mek için aluıınış bir karar diye anlata- maz.Bövle diyenin \ebali boynunda kalır. Ankara kaş yapayım derken çok fena göz çıkartıyor" dedı. Tekstil ve konfeksiyonculann bu sert çıkışlanna karşın üretici ve tüccar ise pa- muk ihracatında alınan fonun kaldınldığına ilişkin resmi karann ge- ciktirilmeden açıklanmasını istiyorlar. Ödemeler dengesi 'fazla verdi'ANKARA (AA) - Türkiye'- nin ödemeler dengesi bilanço- suna göre, cari işlemler kalemi yılın ilk yansında 302 milyon dolar 'fazla' verdi. Merkez Bankası tarafından açıklanan Türkiye'nin ödeme- ler dengesi bilançosuna göre, ocak-haziran döneminde cari işlemler fazlası 302 milyon do- lar oldu. Geçen yıl aynı dönemde ise cari işlemler kalemi 3 milyar 257 milyon dolar acık vermişti. Bu yılbaşından itibaren dönem- ler itibanyla da, ilk kez ocak- haziran döneminde olmak üze- re cari işlemler hesabında 'fazla' verilmiş oldu. Gecen yıl haziran ayında 892 milyon dolar açık veren cari iş- lemler dengesi, bu yü haziran ayında 490 milyon dolar 'fazla' verdi.Haziran ayında dış ticaret açığı 291 milyon dolara gerile- di. 6 aylık ticaret açığındaki dü- • Ocak-haziran döneminde 4 milyar dolanaşkın dış borçgeriödemesiyapıldı. ççn y»ın a >nı dönemine göre Aynı dönemde, ortaveuzun vadeli kredi kullanımı yüzde 26.6 oranında azaldı. y ü z d e 9 o r a n ı n d a azalarak. 2 Yabancı sermaye girişinde de yüzde 42.5 oranında azalma oldu. milyar 919 milyon dolar oldu. şüşte, ithalatın geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 20.8, alün ithalatının da yüzde 86 oranı- nda azalmasının yanında, ihra- cat gelirlerinin geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 7.1 oranı- nda artması etkili oldu. Bu yıl ocak-haziran döne- minde 'görünmeyen hizmet ve karşdıksız transfeler'den sağla- nan net geürlerde, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 9 oranında azalma oldu. Dış borç ödemeleri Türkiye, bu yılın ilk yansında 4 milyar dolan aşkın dış borç ödedi. Ocak-haziran dönemin- de yapılan toplam 4 milyar 104 milyon dolar tutanndaki dış borç ödemelerinin, 2 milyar 316 milyon dolannı anapara, 1 mil- yar 788 milyon dolannı da faiz ödemeleri oluşturdu.1993 yılı ocak-haziran döneminde ise 2 milyar 170 milyon dolan ana- para, 1 milyar 716 milyon do- lan da faiz olmak üzere, toplam 3 milyar 886 milyon dolarlık dış borç geri ödenmişti. Bu yıl ilk 6 ayda yapılan ana- para ödemelerinin 1 milyar 394 milyon dolan kamu sektörüne, 152 milyon dolan ticari banka- lara, 770 milyon dolan da diğer sektörlere ait. Sermaye hareketleri Bu yıl altı ayda, orta ve uzun vadeli kredi kullanımı 1 milyar 716 milyon dolar oldu. Bir ön- ceki yılın aynı döneminde, 2 milyar 339 milyon dolar tuta- nnda orta ve uzun vadeli kredi kullanılmıştı. Söz konusu dönemler karşı- laştınldığında, orta ve uzun va- deli kredi kullanımında yüzde 26.6 oranında azalma oldu. !994 yıhnın altı ayında fiili ya- bancı sermaye girişi de geçen yılın eş dönemine göre yüzde 42.5 azalmayla 169 milyon do- lara geriledi. 1993 yıhnın ilk altı ayında 294 milyon dolarlık fıili yabancı sermaye girişi olmuştu. Turizm gelirleri. bu yıl ocak- haziran döneminde, bir önceki yüın aynı dönemine göre yüzde 9 oranında azaldı. Bu yıl 6 ayda görünmeyen hizmet ve karşılıksız transfer- lerden sağlanan net gelirler, ge- Turizm gelirleri Ödemeler Dengesi Bilançosu'- nun görünmeyen kalem gelirle- ri kapsamında yer alan turizm gelirleri ise bu yıl ocak-haziran döneminde 1 milyar 439 milyon dolara geriledi. Bu yıl ocak-haziran döne- minde turizm giderleri ise 421 mtJyon dolar oldu. Geçen yıl al- ü ayda turizm giderleri 425 mil- yon dolar düzeyindeydi. Karşıhksız transfer gelirleri içinde yer alan işçi gelirleri ise bu yıl altı ayda 1 milyar 395 mil- yon dolar oldu. Geçen yılın ilk yansında 1 milyar 367 milyon dolar düze- yinde gerçekleşen işçi gelirlerin- de yüzde 2 oranında artış kay- dedildi. Kafalarımn Alamadığı! Yıllar öncesinde kalmış bir gün, Şostokoviç'in Lening- rad Senfonisi'ni ilk kez dinliyorum. Senfoni Nazi Alman- yası'nın Sovyetler Birliği'ne saldırışını ve özellikle Le- ningrad kuşatmasmı, müzik diliyle anlatıyor. Müzik anlatıyor ama, bendeniz anlayamıyorum! Hele öyle bir bölümü var ki, önce uzaktan ve hafiften başlıyor ve insanda neşe uyandırıyor müziği. Sonra, aynı müzik, bir nakarat gibi, kulakları tırmalayana dek yükselerek yineleniyor... ilk etkileşimimle "tamam," diyorum kendi kendime "Kızılordu, Leningrad'ı söktü, kattı faşistleri önüne sürü- yor steplerde..." Üstelik kafama da yatıyor bu "dahiya- ne"{\) yorumum. Nicesonra, bir "hocam"\aaynı müziği dinlerken, "de- harnı" ona da göstermek istercesine yorumumu ak- tarıyorum. Hocam, bilgece gülüp, ukalalığımı yüzüme vurmaksızın beni "aydınlatıyor." "O bölüm, 'Faşizmin Ayak Sesleri'd/V. Uzaktan uzağa, kendini hoş göstererek sinsice yaklaşan ve sonra da ka- falara vura vura insana, aydmlığa egemen olan faşiz- min ayak sesleri..." Hocam'ın aydınlatmasına (ki eminim o bunu çoktan unutmuştur) yıllar sonra bugün, teşekkür etme olanağı bulabiliyorum. Sağ ol Toktamış Hocam! Ben "sağo/"diyorumda,kimbilirnicesiHoca'nın"ra/)- le-i tedrisinden" geçmiş, ama aydınlanma yerine "ka- ranlıklanma"y\ yeğlemiş bazı "öğrenmemecileri" aynı düşüncede değil. Onlar, tüm aydınlara, tüm aydınlatıcı- lara, tümüyle de aydınlanmaya karşı tek savunmalarıyla karşılık veriyorlar: "Ölüol!" ister nasyonal sosyalist, ister liboş beyinli, ister şeri- atçı olsun, faşistler değişmiyor... Önce kulağa, göze hoş gelecek vaatlerle "kandırmaya" çalışıyorlar toplumu. Baktılar olmuyor; tehdit, saldırı, silah ve derken bom- bayla girişiyorlar! Tümünün amacı aynı; "aydınlığı karartmakü!" Tümü- nün yöntemi de aynı "ya sustur, ya kan kusturü!" Aydınlığı karartmak için, Türkiye Cumhuriyeti'ni, Ke- malist Devrim'i ve Atatürk ilkelerini yok etmeleri gerek. Bunları yapabilmek için de Türkiye Cumhuriyeti'ni, Ke- malist Devrim'i, Atatürk ilkelerini yani "aydınlanmayı" savunan Cumhuriyet'i ve yazarlarını hedef seçiyorlar. Uğur Mumcu'yu bombayla katlediyor; ilhan Selçuk'a, Hikmet Çetinkaya'ya tehdit üzerine tehdit yağdmyor; Toktamış Ateş'i "uçurmaya" yelteniyorlar... Yani "ya susacaksınız, ya kan kusacaksınız" demeye getiriyor ülkücü, liboş ya da şeriatçı faşistler... Onlar, bunu demeye getiriyorlar da Cumhuriyet bildi- ğinden şaşmıyor: Türkiye Cumhuriyeti'nin, Kemalist Devrim'in, Atatürk ilkelerinin; kısacası aydınlanmanın bekçisi olmayı şaşmadan sürdürüyor. Ana fikir: Cumhuriyet, Türkiye Cumhuriyeti'yle birlikte kurulmuş bir "kurum"dur ve bu kurumun temelinden çatısına, yazarlarından getir götürcülerine dek tüm çalı- şanları aydınlanmanın birer parçası olduklarının bilin- ciyle ne susacak, ne de kan kusacaklardır. Anafikrinanaflkri:"Benim naçiz vücudum, bir gün el- bet toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet pavidar kalacaktır." İflas davalan çıg gıbı buyuduANKARA (ANKA)-İflas davalan ve iflas başvurulan giderek artıyor. SSK, üç şirket ile bir Alman firması İzmir'deki bir fırma hakkında iflas davası açarken, İstanbul'da iki şirket iflas başvurusunda bulundu. SSK, Akfa Çay Sanayi ve Ticaret AŞ aleyhine Istanbul Asliye 6'na Ticaret, Algaz Mutfak Cihazlan Sanayi ve Ticaret AŞ hakkında Beyoğlu 1 "inci Asliye Ticaret, Tan Gazetecilik ve Matbacılık AŞ için de İstanbul Asliye 2'nci Ticaret Mahkemesi'ndedava açü. Mahkemelerden yapılan duyurularda alacakhlara itiraz için süre tanınırken, Akfa Çay için açılan davanın duruşmasının 25 eylülde yapılacağı bildirildi. Alman firması Helcum GMBH ise İzmir'deki Ortil Orman ve Tanm Ürünleri Dış Ticaret ve Sanayi Ltd. Şti'nin iflasını istedi. Uzmanlara göre, Türkiye'nin ihtiyacı rüzgar santrallan ile karşılanabilir Nükleerenerji ekonomik değil Haraç nıezat... T ürkiyeDenizciliklşletmeleri'neait,çok sayıda gayrımenkul gazete ilanları ile satışaçıkarıldı. TDI Genel Müdürü Kenan Oner'in açıklamalarına bakılırsa, bunlar kullanılmayan bu yüzden de bakımı ve korunması zor olan mülkler. Dolayısıyla satışlarından hem gelir elde edilecek, hem de kuruluş ışletme giderlerini hafifletecek. îlk bakışta doğru bir yaklaşım gibi görünüyor. Sorun satış yönteminde. Büyük kısmı Istanbul Boğazınınengüzel yerlerindeveAntalya'dabulunandeğerli mülkler için, TDİ önce kapalı zarf usulü teklif alacak.Daha sonra bu zarflar açılacak ve verilen en yüksekteklif üzerinden açık arttırma başlayacak. Diyelim ki, Sarıyer'deki 7 bin metrekarelik arsanın değeri 10 milyar lira. (Bu rakam bölgedeki emlakçıların ortalama metrekare fiyatlan üzerinden hesaplandı. Bu arsanın Boğaz öngörünümünde olduğunu belirtelim. Vann değehnisiz düşünün...) Yine diyelim ki, Sarıyer'deki arsaya 5 kişi kapalı zarf usuIüyle tekl if verdi. Bu aşamada verilecek tekliflersonuçaçısındanbelirleyici değil. Ozaman kımsenin gerçekdeğere yakın bir teklif vermesi beklenemez. ûrneğin zarflardan en yüksek teklif 1 milyar lira çıktıysa, açık arttırma o rakam üzerinden başlayacak. Eğer katılım düşük ve talepler "an/aşma//"olursabugayrimenkuller, değerinin onda bıri, beşte biri fiyatına bıriierının olacak. Buendişelerdilegetirildiğinde TDİ Genel Müdürü, hemen güvence veriyor: "Düşündüğümüz fiyatı vermezlerse satmayız" "Düşündüğünüzfiyatnedir?"öiyesoruyoruz. Rakam vermek istemiyor. Neymiş? Çünkü, belkibugayrimenkulleretalipolanlar, düşünülenin üzerinde fiyat verebilirlermiş...Eğer TDİ, "muhammen toecte/"olarak, açık arttırmaya baz olacak bir fiyat açıklarsa, daha yüksek bir gelir şansını kaçırabilirmiş... Yani malı satıyorsunuz, ama "Fiyatı alıcı belirlesin " diyorsunuz ve düşündüğünüzden daha iyi fiyat vereceğini umuyorsunuz. Bu ya birazfazlacaabartılmışbiriyimserlikyada düpedüz kandırmaca. TDİ, mülklerin rayiç bedellerini araştırıp, ortaya çtkan sonuçları açıklamazsa, kamunun malı olan bu gayrimenkullerin gerçekdeğerini kimse bilmeyecek. Budurumda "şeffaf"g\b\ gözüken açıkartırmada, ortaya çıkacaken yüksek teklıfın. gerçek değerin çok altında olup olmadığını kamuoyu nasıl değerlendırecek? Satışaçıkarılacak mülkler arasında değerli arsaları değil de, kırıkdökük kullanılmayan iskele görüntülerini basına gösteren TDİ yönetiminin, satış kararı verirken "r)alr/car;;Vef//"davranacağınıngüvencesi nedir? TDİ Genel Müdürü satış yöntemini savunurken, "KOİdeböyleyapıyor"diyor. KOl'nindurumuisezateniçleracısı.Üstün Sanver'in başkanlığı döneminde değertespiti yapılıp muhammen bedel açıklanırdı. Sonra kurumun belirlediği bedeller yüksek bulunduğu için alıcıların özelleştirmeye ilgi göstermedikleri görülünce, işpazarlığa döküldü. Bukezdepazarlıklardausulsüzlük iddiaları ortaya çıktı. Son olarak KOİ de, SEK ve EBK'de açık arttırma yöntemini denedi. Açık arttırmayı yürüten komisyon, mülkün yada ışletmenın asgari değerini ifade eden "muhammen bedelin"çok altında fiyatlarla ihaleyi başlattı. Sonuçta, tesislerin değerinin çok altında satıldığı ve birilerine peşkeş çekıldiğı iddiaları hiç bitmedi. KOİ yetkilileri'Sağlıklı bir satış yönteminin denenerekbulunmayaçalışıldığını" söylüyorlar. Bu arada atı alan Üsküdar'ı geçiyor. işte böyle bir ortamda özelleştirmenin yöntemi üzerine kuşkusu bulunanlar "Özelleştirme düşmanı" ilan ediliyor. KİT'leri satıp, buraların arpalıkolarak kullanılmasını ve bedelinin halka ödettirılmesini engelleyeceklermiş. Acaba bu toz duman içinde yapılan haraç-mezat satışlar, sözünü ettikleri yüce ideale ne kadar uygun? M ÖZGÜR ULUSOY Maliyeti ucuz olanriizgârdeğinnenleri çevreye de zarar vermiyor. Ülkelerin enerii gereksinimlerine çözüm önerileri geürirken santrallann yatınm ve işletme maliyetlerinin yanı sıra topluma, çevreye verdiği zaran hesaba katmalan ge- rektiğini söyleyen uzmanlar, nükleer sant- rallann bugün için ekonomik olmadığını ileri sürüyor. Santrallann topluma. insan sağhğına, çevreye verdiği zarar ile yatınm ve işletme maliyetlerini bir arada ele alan ener- ji-çevre-ekonomi modeline göre, nükleer santrallar günümüzde ekonomik olmaktan çıkarken rüzgar enerjisi gibi enerji kaynak- lan giderek kullanım alaru buluyor. Kocaeli Üniversitesi'nden Yrd. Doç. Dr. Tanay Sıdkı Uyar, nükleer santrallann çok sorunlu olduğunun görülmesi üzerine, bü- tün dünyada 2010 yıhna kadar yeni tekno- lojilerin geliştirilmesi için devasa fonlar oluşturduğunu behrterek. "Nükleer santral- lar, bugün için ekonomik değil. Yeni tekno- lojilerle toplumsal maliyetin, yani topluma verdiği zararm düşürülmesi mürnkün. Ancak bu kez de yanrım maliyeti çok yükselecektir" diye konuştu. Uyar, enerji-çevre-ekonomi modelinde hesaplamalann, santralın yatınm, işletme maliyetlerine, kaç yıl ömrü olduğuna, coğrafık koşullara, yol açtığı top- lamsal risklere göre yapıldığını söyledi. 1993 yılı rakamlanyla rüzgar santral- lannın yatınm ve işletme maliyetleri. 4-7-7.2 sentıkilovatsaat arasında değişirken nükle- er santrallar için bu rakam 5.3-9.3'e yükseb- yor. Kömür santrallan için mah'yetler 4.5-7 arasında değişiyor. Ancak bu yatınm ve iş- letme maliyetlerine toplumsal maliyetler de katıldığında, maliyet iki katına çıkıyor. Ya da toplumsal maliyeti düşürmek için kömür santrallanna filtre takıhnası hah'nde, bu kez de yatınm maliyetine, mab'yetin yüzde 18'- ini eklemek gerekiyor. Böylece, toplumsal maliyeti sıfıra yakın olan rüzgar santrallan kömürden çok daha ucuza geliyor.Nükleer santrallar için top- lumsal maliyet rakamlan kat kat fazlayken risklerin en aza indirilmesi için teknolojiye yapılan harcamalar da yatınm ve işletme maliyeti rakamlannı kabartıyor.Yatınm ve işletme maliyeti 5.3 -7.5 sentıkilovatsaat arasında değişen doğalgaz için de bu mali- yeün yüzde 12'si oranında toplumsal mali- yet katmak gerekiyor. Özelleştirmede uzlaşma sağlandı • Dışişleri Bakanı Mümtaz Soysal, özelleştirme yasa taslağırun genel çercevesi üzerinde ortak görüşe vardıklannı söyledi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Koalis- yon ortaklan arasında kronik bir soruna dönüşen özelleşürme konusunda, uzlaşma sağlandı. Özelleştirme taslağına muhalefet eden SHP'U Dışişleri Bakanı Mümtaz Soysal da, dün, isteklerinin dikkate alınması üzerine ikna oldu. Soysal, tasanya imza atmak için SHP grubunun onayının alınması koşulunu koydu. Özelleştirme taslağına ANAPda, dün yapılan görüşmelerde olumlu göriiş bildirdi; ancak, yasa tasansına destek için garanti ver- medi. Hükümetin öncelikleri arasında yer alan ancak Anayasa Mahkemesi'nin iptal ve yü- rütmeyi durdurma kararlan nedeniyle uygu- lanamayan özeUeştirme konusunda koalis- yon ortaklan arasında uzlaşma ve ANAP'- tan olumlu yaklaşım dün gerçekleştirilen bir dizi görüşme sonucunda sağlandı. DYP'li Devlet Bakanlan Aykon Doğan ve Bekir Sami Daçe ile Grup Başkanvekjlı Tur- han Tayan, hazırlanan yasa taslağı üzerinde dün önce ANAP'Ularla görüşerek "yakınlaş- ma" sağladılar. Bu görüşmede, özellikle ANAP'blann ısrar ettiği özelleştirme gelirle- rinin bütçe açıklan için kullamlmaması ve devlet bankalannın özelleştirilmesi pazarhk konusu olurken, aynı saatlerde Başbakan- lık'ta SHP lideri Murat Karayalçuı, Dışişleri Bakanı Soysal, Genel Sekreter Fikri Sağlar ve Grup Başkanvekili Ercan Karakaş, bir araya geldiler. DYP'li bakarüann ANAP'blarla yaptığı görüşme geribmü bir havada başladı. SHP*- den kimsenin katılmadığı bu görüşmede. ANAP Grup Başkanvekili Eyüp Aşık, DYF- blere, "Bu toplantıyı, ANAP*ı kuuanarak or- tağııuz SHP üzerinde baskı kunnak için dü- zenliyorsamz biz destek vermeyiz" dedi. DYP'lilerdaha sonra, SHP'blerle bir araya geldiler. DYP'den Doğan, Daçe ve Tayan'ın, SHP'den Soysal ve Karakaş'm katıldığı bu toplanüda da özelleştirme konusunda tam bir uzlaşma sağlandı. İsteklerinin dikkate abndığmı gören Soysal, ikna oldu; ancak, ta- sanyı SHP grubunun onayı olmadan imzala- mayacağını bebrtti. DYP'bler. görüşme son- rasında, uzlaşma sağlandığı açıklamasını özelbkle Soysal'ın yapmasını istediler. DYP'lilerin isteğini kabul eden Soysal, gö- rüşme sonrasında gazetecılere, "ÖzeUeştinne ilkelerinin genel çercevesi üzerinde ortak görii- şe vardık. .\ncak bunu SHP grubuna göhîre- rek onayını almamız gerekiyor" açıklamasını yaptı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle