25 Nisan 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 9EYLÜL1994CUMA OLAYLAR VE GORUŞLER Zeytin ağaa ve Kahire konferansı üstüne MELIH CEVDET ANDAY K ıvıda çokmuş. denız- dekı renklı taşlara ba- kıvordum. bır gezı teİcnesı geldı geldı ıs- kelenın onunde de- mırledı Yolcular bır bır dışan çıkmava başlavınca kımı go- reyım. bıam Gani Girgin karşımda de- ğıl mı1 Bu benım ıçın şaşırtıa bır şevdı, ne- den dersenız. hem beklemıyordum, hem de onun gealerden hoşlanmadı- ğını bıhvordum - Ibtanbul'dd sıkılmıştım, dedı, ner- devse bunalıma gırecektım. depres>on ba^langıcı ımış. doktorumun oğudu ıle bu gezıve katıldım - Atlattın mı depresyonu9 - Havır - Kendını de beraber geiırmışsındır. ondan Ganı Gırgın. - Bırak ijimdı Sokrates numarasıru. dedı.evın vakın mı' - Yakın vakın. dedım Ganı Gırgın, teknenın kaplaruna. ıkı uç saat sonra geleceğını soyledı ve kıvı uzenndekı evlere, gazınolara ba- karak. - Avrupaı bır köy burası. dedı - Evet. ovledır. dedım. sağlık yurdu var, eczanesı var. ıkı kadın kuaforu. bır manıkurcu. bır de dısko var Res- toranlar, meyhaneler de cabası Ganı Gırgın, - Senınle bır konu uzennde konuş- mak ıstıyorum, dedı - Yoksa bu yuzden mı Mavı Yolcu- luğa kalktın'' - Neden olmasın' Gemının burava uğrayacağını bılıyordum, konuşuruz dıye düşundum Eyı gostererek - İşte geldık, dedım Eşım, konuğumuz olduğunu bıh- yormuşçasına guzel bır sofra hazırla- mıştı balkonda, bu balkonun kıyıcı- ğındakı zeytın ağacının golgesı altın- da Ağaç pıtrak gıbı zeytınle dolu Ganı Gırgın, - İslam dunyasının, Kahıre'de top- lanan Dunya Nufus K.onferansı"na ateş puskurmesı senı duşundurmedı mı'' dıye sordu İşte böyledır bu Ganı Gırgın Zey- tın ağacına bakmıyor bıle. Kahire konferansına takmış aklını, bellı kı yolculuğa çıktığından ben bunu duşu- nu>or Benım de hınzırlığım tuttu, - Bırak şımdı Kahıre'yı dedım Dun bu zeytın ağacının sahıbı komşum Fatma Hanun geldı, bır zeytın kopanp elınde ezdı, kokladı ve "Daha yağ yu- rûmemış" dedı Şaşırdım Ganı Gırgın. lafırun kesılmesınden venyor - Ikısı hıç benzemıyor bırbınne Ya- ğı olmavan zeytın danesı buzağıya benzetılemez, ama sutu emmese de bu- zağı. buzağıdır Yağı olmayan zeytın daneM ıse zeytın değıldır Bır sessızlık oldu Ganı Gırgın'ın gızhden benı ın- canı sıkkın. - Ne var bunda şaşıracak. dedı - Nevarolurmu1 Benzevtınyağının zeytınden çıktığını sanırdım Oysa on- ce zeytın oluyor, sonra zeytıne yağ yu- ruyor - Amma şaşılacak şe>' - Öyle elbette Duşunsene, zeytın, celedığını sezıyordum İçkılenmızı yu- yağını da bırlıkte getırmıyor dumladıktan sonra. Ganı Gırgın, - Ne olmuş Nufus Konferansı'na0 - Mavı Yolculuk asıl sana gerekh. dıve sordum dedı Kendını bır doktora gosterdın Ganı'nın neşesı kaçmıştı mı9 - Neşen mı kaçtı9 dedım - Dınledostum1 Ben bu ağaa zeytın - Sen boyle saçma sapan konularla yapar sanırdım, oysa zeytınyağı fabn- sozumu kesersen elbette kaçar, dedı kasıımışbu Demek kı, ıkıayn urunu dostum Bızaydınlanbekleyenyığınla var - E ne olacak9 - Nereden buluyorzeyünyağını'' - Nereden buluyormuş9 - Sordum komşuma -Nededı? - O da bılmıyor Ne dedı bılıyor mu sun9 -Nededı9 - "Sorup da gelenımız yok" dedı Azızım, buyuledı bu soz benı İkıyıldır sordu uzun bır şur uzennde çalıştığımı bılı- - Hangı sozunu9 yorsun Burada ıvı çalıştım. nerde>se bıttı dıyebılınm Ama bana hep bır şe> eksık gıbı gelıyordu Bu sozu duyun- ca - Buldun eksığımı değıl mı9 -Evet - Sen zeytın ağacına değıl. mıstısız- sorun var Üç av koyde kalmakla ılgı alanın mı değıştı' - Ben doğayla ınsan toplumu arasın- dakı yıtık ılışkıyı kurmaya çalışıyo- rum. dedım Benım ıçın ustun konu- bavağı konu dıye bıraynmvok Zeytı- nı duşunduğum gıbı, senı de dınleyebı- lınm Buvur' Ganı Gırgın kırgın bır sesle. - İsa'nın sozunu bılır mısın0 dıye - "Ağnlarla doğuracaksın " - Evet. bılınm - Katolık Kılesesı, bu soze dayana- rak ağnsız doğuma. sezaryen'e ve ço- cuk aldırmaya karşıçıkareskıden ben Oysa isa'nın o sozu "jaratmasancısı"- nı ve kurtuluşa acı çekerek vanlacağı- me dalmışın burda Yahu, ınek de sut nıgostenr Tıpkı/'DarkapKİangecin" sozunde olduğu gıbı Bunu, "İstediği- niz gibi doğunın" anlamında yorumla- mak ıçın softa olmak gerekır Papada bu softalığı gosterdı, Kahire konferan- sına karşı çıktı Fakat azızım, İslam'ın karşı çıkışı bambaşka bır nedene da- yanıyor Onlara gore Hınstıyanlık, Is- İam çoğalmasın dıye bu konferansı duzenlemış Neresınden baksan van- lış, sakat bır vaklaşım Islam çoğaldık- ça yoksullaşıyor, yoksullaştıkça da ıç ve dış somurgenlenn elınde ınsanlık dışı yaşam koşullan ıçıne duşuyor Is- lam softasının, çoğalmak yolu ıle dun- ya egemenlığıne ulaşılacağına ılışkın savı ıse ancak "saçma" olarak nıtelen- dınlebılır Avnca butun dunvavıMus- lumanlaştırmak da bır ulku olamaz, akla, mantığa ve tanhe aykındır, Araplar en guçlu olduklan zaman bıle boyle bır duşe kaptırmadılar kendıle- nnı - Katılıyorum soyledıklenne - Bıtmedı, softanın çoğalmayı guç- lenme olarak değerlendırmesı. venı bır dın savaşları donemının başlaması amacına vonelık gızlı bır savı da ıçen- yor gıbıdır Goruyor musun, yuzyılı- mız nereden nereye geldı1 - Sorup da donenımız yok, dedım Zeytın ağacının golgesınde guzel bırkaç saat geçırdık Düzeitme: Get,en ha/la cunıa gunu hura- da (ikan uızımda ben iolen demı^lım olen çıkmif bo\lece tumcenınhıçbıranla- mı kalmamif Merak eden olur dne duzellı- \ orum ARADABIR Mimar Prof. ASIM MUTLU Doğa, Tarih, Sanat Yuzyılın başında Istanbul dunyanın en guzel en yeşıl kentlerınden bırı sayılırdı Tepelerı daha da belırten bu- yuk camılerın ulu kubbelerı, onlara olçek veren kuçuk kubbecıklerle ortulu olan kullıyenın sosyal bırımlerı, medrese ımaret daruşşıfa hamam gıbı bınalar yuksek- lerde yer alırdı Çevrede, yamaçlarda kullıyenın duvar yukseklığını aşmayan, genış saçaklarla ortulu, çıkmalı, cumbalı, bahçelı evlerındenoluşan mahalleler bulunur- du Vadılerı kaplayan sebze bostanlarının yeşıllığı, mey- ve ağaçları tertemız bır hava sağlardı Ne yazık kı gunumuzde Istanbul'un geleneksel sağlıklı yerleşme dokusunu gosteren tek bır ornek kalmamıştır Boğazıçı kıyılarında sıralanan, denızle ıç ıçe yaşama- nın mımarlığımızın eşsız orneklerı olan eskı yalılarımız- dan çok azı ayakta kalabılmıştır Eskı Boğazıçı'nın koyle- rının evlerı, ıçerlere doğru uzanan vadılerın altyamaçla- rına sığınır koruluk ve makılıklerle ortulu tepeler Boğa- zıçı'nı yeşıl bır ortu ıle butunleştırırdı Gunumuzde planlı veya plansız bır yağma ıle taşlaşmaya başlayan Boğaz, ıkı yanı beton bınalarla kaplı yeşıllıksız bır su kanalına donuşecektır Eskı guzel koşklerın, ıkı katlı evlerınyıkılarakyerlerıne beş-altı katlı apartmanlar yapılan, çamlıkları, makılıklerı sureklı eksıltılen, şıırsel dantel kıyıları barbardolgularla yapaylaştırılan cennet adalarımızın tumu, acıklı hale du- şen, Kınahada nın benzerı olacaktır Yurdumuzun her yerınde ancak anayollara uzak yore- lerdekı kent ve kasabalarımızda kalabılmış olan gele- neksel mahalle ve ev orneklerımız de yakında yok edıl- me tehlıkesındedırler Arsa halıne donuşturmek, tarla açmak gıbı çıkar hesa- bı ıle anız yakma, ateş yakmak gıbı bılgısızlık ve duşun- cesızlıkle, duşmanlık ıçın çıkarılan orman yangınları bır afet halını almıştır ve yurdumuzu susuz bır çole çevırme tehlıkesı yaratmaktadır Son yıllarda bızde de doğa, sanat, kultur ve mımarlık değerlerının korunmasını amaçlayan gonullü kuruluşlar coğalmıştır Bunların ılgılılerı uyarmada, halkı aydınla- tarak bılınçlendırmedekı çabaları çok yararlı olmakla beraber hızla artan yıkıcı eylemlerı yavaşlatmaya bıle yeterlı olamamaktadır Hıçbır uygar ulkede Istanbul'da olduğu gıbı, kentın he- men yanı başında su havzasında, onu kırleterek, çevre orman ve korularını yok ederek koskoca kaçak mahalle ve kasabalar kurulamaz Çunku oralarda benzer bır davranış daha başlarken, devlet guçlerının ve kamunun serttepkısı ılederhal engellenerekdurdurulur Aslında bızım ınsanımız da dığer ulkelerınkınden, doğa sanat ve guzele karşı, daha duyarsız ve ılgısız yaradılışta de- ğıldır Ancak uygar bır ulkede herkes daha ılkoğremmın- den başlayarak yeterlı bırsanatkulturualarakyetışmek- tedır Ayrıca oralarda sanat muzelerının sureklı zengın- leştırılmesı, turlu etkınlıklerle, konferans ve sergılerle sanat ve guzellık kultur duygularının gelıştırılmesı çaba- ları da nedensız değıldır Yurdumuz doğa sanat ve kultur değerlerını yıtırerek kısa zamanda yeşıllıksız bır beton yığınına, yaşanmaz bır çole donuşme tehlıkesı karşısındadır Bunu onlemek, tum dunyada ınsanın yalnız kendı çı- karını duşunme eğılımıne gırdığı çağımızda, ancak onu eğıtmekle olasıdır Bu gerçeğı onaylayarak en kısa za- manda, pek çok ulkede olduğu gıbı bızde de ve mıllı eğı- tım polıtıkamızın değışmez bır koşulu olarak ılk ve orta- oğretım programlarımıza, zorunluders olarak yeterlı öl- çude etkın ve canlı şekılde verılecek bır "sanat tarıhi" dersı konulmalıdır Bu derslerde oğrencı, oğretmenı ıle beraber, yakın çevresınden mahalle, koy, kasaba ve kentınden başlayarak yurdun doğa guzellıklerını, sanat, tarıh, mımarlık yapıt ve anıtlarını gezıp gormelıdır Onla- rın ozellık ve guzellıklerı anlatılmalı Bunlara karşı beğe- nı ve sevgı ve benımseme hıssı, bunun gereğı olarak uyanık bır ılgıye dayalı kıskanç bır koruma gorevı duygu- ları aşılanmalıdır Aslında yurdun yalnız değerlerını değıl, sınırlarını, bu- tunluğunu korumak ıçın dahı, onu beğenı ıle seven, du- yarlı ve uyanık bır ılgı ıle korumak uzere yetıştırılmış bır yurttas toplumuna gerek vardır ILAN T.C. İBRADIKADASTRO HÂKİMLİĞİ'NDEN 1992 41 Ddvacı Ibradı Ilçesı Beledıye Başkanlığı tarafından davalılar Fatma Melıha Kadıpaşaoğlu ve Abdurrahman Kamuran Kadıpaşa- oğlu alevhlenne açılan tespıte ıtıraz davasının yapılan yargılaması sırasında venlen ara karan gereğınce Dahılı davalı Mehmet Turda Lgurel ın adresı mahkememızce va- pılan butun aramalara ragmen tespıt cdılcmemi) olduğundan mah- kememızce dahılı davalının adrcsının meçhul savılmasına ve davalı Mehmet Turda Ugurel e ılanen teblıgat vapılmasına karar venlmı> olup dahılı davabnın duruşmanın atılı bulunduğu 29 9 1994 gunu saat 09 00 da Ibradı Kadastro Mahkemesı nde haar bulunması veya kendısını bır vekıl aracılıgı ıle temsıl ettırmesı HYUY nın 509 ve510 maddelen gereğınce duru^mava gelmedıklen takdırde duruşmanın vokluğunda vurutuletegı da\etı\e yenne geçmek uzere ılanen teblığ olunur Basın Yüzbaşı Şerafettin... Prof. Dr. AYDIN AYBAY 2 6 Ağustos gunü başlayan 'Büyûk Taarruz'un ılk aşaması. 31 Ağus- tos 1922 gunu ordulann. duşman kuvvetlennın kalıntılannı onune kadaşlannı yanıbaşında vıtınp ımparator- luğun ucra topraklannda gomup bırakma ve butun bu ozverlere. onca çaba ve emeğe karşın, sonuçta vurdun duşman ıstılasına katarak, İzmir yönünde harekete uğradığını gorme bahtsızlığı geçmesıyletamamlanmıştı 'Söy- Ama butun bu trajedının ardından Ana- dolu'da bır 'umut vıldızf parlamıştır "Va Lsriklal, >aölıim"dıyen bu yıldız 'yorgun *e umudunu yitirmiş' kahramanlar kuşağını yenıden goreve çağırmaktadır Bu çağn yı- kıntılar ıçınde yenıden doğacak Turkıye"- nın kuruluşvekurtuluşçağnsıdır Yuzbaşı Şeref de otekı yorgun savaşçılar gıbı bu çağnya uyarak, umutla ve coşkuyla yenı- den savaş alanına donenlerdendır İşte, coşkuyla ve geleceğe ınançla başlavan bu seruvenın ılk sonucu 9 Evlul 1922 de İzmırın kurtuluşudur Bu sonuca katkısı olan- gırişımler oldu da Araya gırmek ısteyenle- lar arasında o da vardır, Izmır'e gıren ılk re venlecek yanıtı M.Kemal 5 Eylul 1922'- suvan bırlığme komuta eden Yüzbaşı Şera- de, cepheden çeküğı bır telgrafla Ankara"- fettin, hukumet konağına Tıirk bavrağını dakı Bakanlar Kurulu'na bıldırdı Yanıtın çekme mutluluğuna da ermiştir. Bunun kısa ozetı şuydu oykusunu Kunuluş Savaşfnın Suvan Ko- lev'de şoyîe denıvor "Düşündüğümüz gibi kesin sonuç beş günde alınmış oldu." Ama resmı teblığlerde, gelışen harekât, onemsız bırkaç başan elde edılmış gıbı göstenlıyor- du Amaç "Durumu mumkün olduğu kadar dünyadan gizlemekti. Çıinkü duşman ordu- sunu tamamen imha edeceğımizden emin- dik. Bunu anla.vıp duşman ordusunu felaket- ten kurtarmak isteyeceklerin yeni teşebbûs- lerine meydan vermemeyi uygun göımüş- tuk." (Söylev Nutuk Kiilfür Bakanlığı Yayım, c.Iİ, s.280-281). Nıtekım bu yolda Ateşkesten ıtıbaren on beş gun ıçınde Mısak-ı Mıllı ıle belırlenmış sınırlara göre ışgale son venlecek ve buralar 'TBMM hu- kümetinin sivil memurlarına ve askeri ku\- vetterine' teslım edılecek On beş gun ıçınde Türk esirler iade edilecek' ve duşman üç- buçuk yıldan beri Anadolu'da y aptığı ve hâlâ yapmakta olduğu tahribatı telafi etmeyi şimdiden taahhüt edecek.' Bu şartlar O n Eylül'e kadar geçerlıvdı, yanıtta. "Bu tarih- ten sonra yapılacak müracaatm cevabının başka olmak ihtimali vardır" denecektı Bu surecın uzanüsı olarak, İzmır'dekı İtılaf devletlen konsoloslannın kendısıyle goruş- mekle yetkılendınldığı habennı alan M. Kemal, kendılen>le "9 Eylül'de Kemal- paşa'dagörüşebileceği">anmnı verdı "De- diğim gunde ben Kemalpaşa'da bulundum; fakat görüşme Lsteyenler orada değildi. Çünku ordulanmız, Izrnir rıhtımında. ilk gosterdiğim nedefe, Akdeniz'e ulaşnuş bulu- nuyoriardı." (Söylev, s 282) Yuzbaşı Şerafettin Bey, başkomutanın gosterdığı hedefe, İzmır'e ulaşan ve komu- tana. "Bu eseri yaratan bir milletin evladı, bir ordunun başkomutanı olduğumdan dola- yı ebediyete kadar mesut ve bahtiyarım" (Söylev, s 283) dedırten bu orduda gorevlı yüzlerce subaydan bınydı Butun arkadaş- İan gıbı, o da 'kahramanlar kuşağından' gelıyordu Bu kuşağın ortak yazgısı şoyle yazılmıştı Okuldan çıkar çıkmaz cepheden cepheye koşmakla geçınlen gençhk yıllan, tukenmış bır ımparatorluğu çokerten sa- vaşlarda, yokluklar, çaresızlıkler ıçınde çoğu kez umutsuzlukla, ama onurla yapı- lan görevler. en yakın dostlannı. sılah ar- lordusu Komutanı Fahrettin Altay Paşa'- dan dınleyelım "\layın onunde Yıizbaşı Şerafertın ko- mutasında iki boluk gidiyor. Sokaklardan geçerken evlerden toplu suvarilerin bir ateşe uğramaması için sekiz er. ellerinde tıifek. yaya olarak en önde yürüyorlar. Halkapı- nar köprüsünü geçip Tuzakoğlu fabrikasına yaklaşınca, fabrika pencerelerinden ani bir ateşe uğnıyorlar. İçlerinden dordü yerlere seriliyor. Sonra Şeref anlatıyor; Bu yavru- caklann mubarek cesetlen onumuzde bırer ok gıbı. başlan İzmır'e doğru yatıyor ve sankı bıze durmayın ılerleyın dıyordu Pasaport yanından geçerken bir manga İn- giliz deniz askeri tarafından selamlanan on- cü bolukleri az ilerde, sivil bir şahsın attığı el bombasıyla karşılaşıyor; \uzbaşı Şerefle birkaç er hafifçe yaralanıyorlar, fakat aldı- rtş etmeyerek soîuğu hükümet kapılarında alıyorlar. Düşmanlar hükûmeti kapamtş ve kaçmışlar; bir odacı kadın kapıları açıyor. Şeref birkaç erle hemen balkona çıkıyor. Şanlı sancağımızı öperek direğe çekiyor ve selamlıyor. Sancak yükselirken ak yıldızı- mızın bir kısmına yuzündeki yaranın kanı- nın bulaştığını gorüyor ve bu saadete ermek- ten taşan heyacanını gözlerinden boşaltıyor. Hıçkırıklarını tutamıyor. Bir an sonra ken- dini topluyor, y anındakilere Arkadaşlar. vazıfemız bıtmemışür. Mtllet bızden daha çok şeyler beklıyor' diyerek aşağıya iniyor- lar. Bu defa da oraya toplanan Izmirlilerin coşkun alkışları arasında kucaklanıyor, öpulüyor, opuluyor, öpülüyorlar." (Fahret- tın Aİtayj İstıklal Harbımızde Suvan Ko- lordusu Ikıncı Bası. 1949. ks 65 vd ) Sonra. 16 Eylul 1338 (1922) gunlu'İleri' gazetesınde vavımlanan bır haber var "Dün akşam vürud eden malumata naza- ran İznür'e ilk dahil olan muzaffer suvari kıtalarımızdan birisinin kumandanı bulunan süvari böltik ynzbaşısı Şerafettin Bey'e, İz- mir'e ilk giren zabirinize verilecek kılınç dünku cuma namazından sonra resmen talik edilmiş ve bu munasebetle Mustafa Kemal Paşa Hazretleri İzmir'e gelerek merasim-i mezkûreyi bizzat idare ve ifa buyurmuşlar- dır." Haberde sozu edılen 'kılınç', Buhara Muslumanlan taratından. Izmır'e ılk gıren Turk subayına venlmek uzere armağan edılen "kılınç'tır "\ uzbaşı Şerafettin efendi mecruhiyetine (yaralı oiduğuna) enemmiyet vermeksizin vazifesine devamla... Türk or- dusunun ilk İzmir'e dahil olan zabiti" oldu- ğu ıçın bu kılıç kendısıne venlmıştır Yüzbaşı Şerafettin'ın bundan sonrakı oy- kusu, kendı kuşağından gelen otekı yorgun savaşçılann çoğunun oykusu gıbı. yalın. sade ve gostenşten uzak bır yaşamın oyku- sudur Cumhunyet donemınde yurdun dort bır koşesınde turlu meşakkatlerle bır sure daha devam eden askerlık hızmetı. sa- vaş sırasında aldığı yaralar nedenıyle yata- ğa duşme, albay rutbesınden erken emeklı- lık ve sureklı tedavı gereksınımı Bu arada Izmır basınında, "İzmir san- caktannı aramalıdır" başlığı ıle vavımla- nan bır yazı uzenne kendısını hasta yata- ğında zıyarete gelerek, İzmır'ın kurtulu- şundakı hızmetlennı anlatmasını ıstevenle- re "Sağolun, bu ilginiz bana yaşam gucu verdi" dedıkten sonra kısaca. "Benim yap- ttğun bir vatan ve askerlik vazifesinden iba- rettir" yanıtını venr General Fahrettin -Mtay, 1944 yılından ıtıbaren rahatsızlığı gıtgıde artan Şerafettin Izmir'ın (izmırın kurtuluşundakı hızmetı ıçın kendısıne bu soyadı venlmıştır) olmuş olduğunu duydu- ğundan yayımlanan anılannda, onu 'mer- hum ŞereF olarak anar Bu yanlışı duzelt- mek ıçın gazeteye bır açıklama gondenl- mesını oneren yakınlanna Şeref Bey "Hayır, öyle şey istemem" der. "Koskoca komutanın yanİışı çıkarılıp, oyle uluorta söylenmez; bırakın olduğu gibi kalsın" dıye- reîc karşı çıkar Eşının vakıtsız olumuyle busbutun sar- sılmış ve yaşama gucunu yıtırmış olarak yaşam yazgısının sonunu bekleyen Kurtu- luş Savaşımızın bu alçakgonullu kahrama- nı, 1951 yılının 6 Kasım gunu tannnın rahmetıne kavuşur Beşıktaş'ta, Yahya Efendi Mezarlığı - nda başucunda kımlığını belırten bır me- zartaşı bıle olmadan yatan 'Yüzbaşı Şera- fettin'ı guzel İzmır'ın kurtuluşunu kutladı- ğımız 9 Eylül'de bır kez daha saygı ve mınnetle anıvoruz TOKTAMIŞ ATEŞle bılgılenmek. duygulannı pay- laşmak ıstıyorsanız. işte sıze dort kıtap Dünyada ve Türkiye'de LAİKLİK 4. Baskıya ulaştı DEMOKRASİ 2. Baskı 68'Lİ OLMAK 2 Baskı OSMANLI TOPLUMUNUN SİYASAL YAPISI B U T U N k l T \ P Ç I L 4 R D A KonurSok 27/1 Kızılav - Ankara YflYIHCIUK Tel 419 38 26-27 Türkiye'nin 3O yıllık İktisat dergisi Iktisat Iktısadı, sosyal ve ıdeolojtk boyutlarıyla YENİ SAĞ'DA İKİNCİ PERDE Yeni Demokraâ Honketi'nden ycnı liberal ohfumlara Beymen pokehnde sunulan lıberolızm Akscolı bulacolı b.r soğ ambalo) Gtoballevne çağında populızm ln»)n eJı değmeden 'y«nı demokra» 1 Slcrtukoyu kofumak ıstîyorsan değı»ımcı ol 8o>romo^ Bora Borrjta* Capoğ/u Kabafepe Kahmoğtu Kornjkman Mahçupyon Salttgan Sonmez Tfhvk vt Yıldtzoğkl tarhsıyof 3 Udualçılann duyunuu: Neo-liberal yakiasım tek jeçenefc değıWı> J BeHusconı, TV ve fvtbol 3 Devkt gudümüyie yarnhlan ekonomik mucıze: Doğv Asya • Finansol pryasakmn karabasanı: Türev prfasaiar Zl Damat Bey'ıntemcrfpıkm ve Şeyh Saıt Ityanı 3 Akademik böiOm: IFSAK İFSAKYE\İDÖ\EMFOTOCRAFSEMİSERLERİ KAY1TLAR1BAŞLADI. 36 YILLIK DENEYİMLIİFSAK ın 73 DONEMTEMELFOTOĞRAFSEMİNERLERİ 13 9 1994 SAL117 9 1994 C TESİGUNLERİ BAŞLIYOfl Salıgunlensaal I900-2I 00 C ttsı pınlen 11 00-1300 dnibindd >apılacak olan scmıncrleTdc FotograrTanhı FotografMakınesj işıkBılgısı Yardıma Anıçlar Kompozısyon KaranhkOdaDerslenışlenecektır SenunerlcrsırasırKİaçekım gc7ilen vc karanlık oda uygulamalan >apılacaktır â l 2 MeHtez Bankası venmlı çalıjryof mu 2 Uluslararası dı>bma efkısı E.nek surelı çalıjma Diisallık sofununun pıyora ıçınde çözüfnu Coase tgoramı Venmlılık ve teknolo|ik dağıvne tktisatı Mtıenlar Caın yrt (IfMC) yay n orgon d ' I S T A N 3 Ü I T . l 0 2 1 2 2 5 2 8 4 4 2 4 3 fakt 0 2 1 2 2 5 2 31 3 6 PENCERE Ateş HatOL Kımıyle ne zaman tanıştığınızı anımsamazsınız, ılk kez nerede gordunuz, nerede konuştunuz, bılemezsı- nız sonra kuşkuya duşersınız, doğma buyume dost muydunuz? Toktamış Ateş'ı ılk kez nerede gorduğumu anımsamı- yorum, bıldım bılelı kardeş Uç gundur Istanbul dışındaydım, Yazıışlen Muduru- muz Ibrahim Yıldız telefon edıp "Toktamış'a suıkast" haberını verdığınde sarsıldım Neden? Çunku bu okuduğunuz yazı, sevgılı Ateş'ın ardından yazılmış olabılırdı Gazetemızın yazarları bır bır gozlerımın onunden geçtı Uğur'u anımsadım Muammer Aksoy'u Bahriye Üçok'u Laık cumhurıyet uğruna verdığımız kurbanların lıste- sıne bır sevgılı ad daha yazılacaktı Toktamış Ateş Cumhurıyet'ın belkı çeyrek yuz yıllık yazarıdır, ama, Toktamış'ın koşeyazan olmasını ben ıs- temıştım, bırden sorumluluk duygusuna kapıldım, Ateş'ı ateş hattına ben mı surmuştum'' ( Içım urperdı • Yeryuzunde değışım hıç durmadı, kımı zaman hızlan- dı, kımı zaman yavaşladı, ama, donuşum durağanlaştı- ğında bıle ıçten ıçe yenı bır ıvmenın bırıkımı ıstıflenıyor- du Gezegenımızın enlem ve boylamlarında esen ruzgârlar, gelgeç olsalar da bu temel kural değışmez Temel kuralı bılımsel bır bılınçle ozumseyen kışı ruz- gâr horozuna donuşmez Toktamış, ruzgâr hordzu hıç olmadı, ne sosyalızmın modalaştığı gunlerde Marksızm-Lenınızmın horozu ol- du, ne de lıberalızmın esıp savurduğu donemde 7/bo- şızm 'ın horozu oldu Uygarlıktarıhındeyaşanan ınsanın ınsanlaşması surecınde aydınlanma'y\, 'lıberalızm'ı ve 'sosyalızm'\ yerlı yerıne koyabıldığı ıçın Kemalızmın ne anlama geldığını çok zaman once algılamıştı Turkıye'- de sosyalıst ruzgârlar eserken açıkoturumlarda Ateş'e karşı saldırganlaşan nıce yaşdaşı ya da oğrencısı şımdı dın değıştırmışlerdır Toktamış hıçbır zaman dın değıştırmedı Çunku akıl yolunu seçmıştı Tutarlı olmak durust olmak kımlığını satmamak, kışı- lığını paspas gıbı çığnetmemek Ne guzel şey 1 • Cumhunyet yazarı olmak kolay mı? Olmadığı ortaya çıkıyor Toktamış Ateş ı yok etmek ısteyenlerın suratlarında maskelerı yok Ellerinde bombaları ve sılahları var Ne yapalım? 'Aydınlanma nın, laık cumhurıyetın, Kemalızmın, '1923 Devrımı 'nın vedemokrasının kalesı olan Cumhun- yet gazetesını saldırılara karşı nasıl koruyalım'? Toktamış Ateş ı nasıl savunalım'? Toktamış ı, Cumhurıyet adına koşeyazarlığına davet eden ben, bu kez ne soyleyeyım - Toktamış bu ışten vazgec Dıyebılırmıyım'? Hayır Ancak laıklığı savunan bu gazete, çalışanlarını ateş hattına yollanan gonulluler gıbı ılerı suremez Bır şeyler yapmalıyız Onkolojı cdmidmıan buyuk kaybı Prof.Dr. UĞUR DERMAN ve Değerlı eşı Dr. GÜL DERMAN'ı Genı, \aşta ka\ betmerun uzuntusu ıçındeyız Kendılenne rahmet ve aılelenne başsdğlığı dılenz TÜRK K \NSER 4RAŞTIRMA VE SAVAŞ KURUMU Penguin YayınevhhW S E Ç K İ N Y A P I T L A R (ingilizce orijinal) ^ CUMHURİYET KİTAP KULÜBÜ'NDE • Tî» Great Gateby/F.Scott Frtzger^d • Moby Dick/Herman Mehfllle • Hamlet/VVİItiam Shakespeare • The Merchant ofVenice/W]lJiam Shakespeare • GUIİİVCT'S Travefe/Jonathan Svvift • The Picture oî Dorian Gray/OscarWilde • TheLastoftheMohicans/J. FernimoreCooper • Dr Jekytl and Mr Hyde/R. Louis Stevenson • Hard Times/Charles Dıckem • Ivanhoe/VValterScott Her Kitap 140.000TL (üyelere indirimli) Cumhunvet kııap Kulubu (,ağ Pazariama 4 Ş Turkocağı Cad 39 41Cağaloğlu-lstanbul Tel 512 05 05 Sızhıçgıtardmlerken Boğaz myakamozlarını seyrettınız mı' ANAHTAR BAR SEZGİN&VURAL (Pazar, Pazartesı harıç her gun) Tel 25767 87-257 6788Kuruçeşme Galatasaray Adası karşısı Sull4JO> taSMnBa0Unıbihr Faks. 2524461 KARŞIV AKA 1. ASLİYE HLKLK HÂKİMLİĞİ'NDEN 1991 9^"! karar Davacısı İ7mır Bu>ukşehır Beledıve Başkanlığı tarafından davalı M Şcrmın Yakuphanoğullanndan alcshınc ıkame olunan 16 mad- de\e gorc ıcv.ıl davasında davalıva ılanen durui)ma gunu teblığ edıl- mı> olup a^agıda hukunı ozctı sazılı karann ga/etede ılan edılerek ılandan ıtıbaren I S gun ıçenMnde lennı/ elmedıgı takdırde karann kcsınleştınlecegı hususu karar teblıgı venne kaım olmak u/ere ılan olunur Hukum I karşı\akaSogukku\u Mah 81 pafta 197ada92par- sel 5108 sahıfede ka\ıtlı davalı adına kayıtlı ka\dın terkırunel 19 000 lıra harun mahsubuna davacı vekılı ıçın takdır edılen 650 000 TL uı.retı \ekaletın ve dj\acınm vaptığı 480 400 TL mahkeme masrafı- nın dasalıdan almıp da\aeı\a \enlmesine Vargıta\ \olu aı,ık olmak uzere venlen karar davacı vekılmın >uzune karşı davalının gıyabında alenen tellıım olundu 1^12 199^ Basın 34730
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle