Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 30EYLUL1994CUMA
OLAYLAR VE GORUŞLER
Enönemliiş
MELİH CEVDET ANDAY
B
en sozcuğu filosof dı>e 's'
ıle vazanm hep, ama ne-
dense gazetede 'z' ıle filo-
zof dıye çıkar Duzeltmen
arkadaşlann hakkı var,
çunku Turkçe Sozlük'te de
oyle, V ıle vaalı Ansıklopedıye
baktım. orada 'filozor dıye ahnmış
Şımdı bu Yunanca sozcuğun koke-
nıne bakalım
Philosophos, gorulduğu gıbı, ıkı soz-
cukten yapılmadır ve 'bilgelik sever'
aniaıruna geür Bunun gıbı, felsefe de
*nhilosophia'dan çıkma, 'bilgelik se\gi-
si' anlamına
Öyleyse şu soruyu sormamız gerekı-
yor 'SÖphia' (bilgelik) sozcuğunun ba-
şındakı V sesı nasıl 'z'>e donuştu9
Bıhyoruz, Batı dıllennde (ozelhkle
fransızca'da) tek 's\ 'z' dıye okunu> or,
ondan
Demek bız Fransızlann okuyuşunu
sozcuğun kokenıne yerleştırmışız
\ehakkımız\ar'
Gormezlıkten gelmeyehm, onlar,
Batılılar, gerçı tek Vyı 'z' dıye okuyor-
lar ama sozcuğun yaalışındakı Vyı
bozmuyorlar, koruyorlar
Bız ıse fransızın deyışını yaamımıza
geçınyoruz, boylece de sozcuğun ko-
kerunj bozuyoruz.
Buraya geldığınıızde bır sakınca çı-
kıy or karşımıza Zophus, Yunanca ka-
raniık demektır ve bu durumu ıle soz-
cuk 'bilgelik sevgisi' değıl. 'karanlık
se\gisi' anlamına gelecektır
Denm kı, bız de Batıhlar gıbı, sozcu-
ğun kokenındekı 's'yı koruyalım, son-
ra da nasıl ıstersek oyle okuyalım
Ama dılımızde tek Vyı 'z' okuma gıbı
bır ozellık olmadığından elbette gene
V dıye okuyacağız Ben hem oyle oku-
yor, hem oyle yazıyorum Şunu da
söylemeden geçmeyeyım
Hem Ütozof, hem febefe' demekte-
kı tutarsızlık canımızı sıkmıyor mu9
Bır felsefe oğrencısı, oğretmenıne
- Neden bu ıkı ayn yazım9
dıye sorsa, öğretmen ne yarut vere-
cekür9
Batı'da böyle bır soru, soz konusu
olamaz
Şımdı, gene felsefe ıle ıhntılı, bır baş-
ka sözcüğe geçmek ıstıyorum
Hıtler'ın uyandırdığı dehşetten ka-
çıp İstanbul Onıversıtesrne gelen pro-
fesorlerden bın ve belkı de en onemlısı
filosof Hans Reichenbach'u Bızjm fel-
sefeamız rahmetlı Prof Nusret Hızır
da onun asıstanı ve çevırmenı olarak
çahşıyordu o zaman
Çok sonra bır gun Reıchenbach, bır
konferans ıçın Ankara'ya geldı Kon-
feransın konusu 'Olasılık Kuranu' ıdı
Reıchenbach, bu kuramın onculenn-
dendır
Şımdıhk bu ılgınç konferansı bır ya-
na bırakıp, yukarda ele alacağımı söy-
ledığım ıkıncı bır felsefe termınıne ge-
lehm
Bu termın, eskıden Ihtimalhet',
şımdı ıse 'olasılık' dedığırruz tennındır
Felsefe ıle ılgımız çok az olduğu ıçın
ihtimaliyet' sozcuğu konuşma dılı-
mızde geçmez, ama o aıleden İhtimal-
mufatemer sozcuklennı oldukça sık
kullanınz
'İhtimaT ıçın Turkçe Sozluk, 'olası-
lık, olabilirlik" dıyor Fakat 'muhte-
mel'e geiındığmde ış kanşıyor "Muh-
temel: olası. olasılı. mumkün."
Ne o9
'muhtemer ıle 'miımkûn' eş
anlamda mı9
Nasıl olur1
Bır şey, hem 'muhtemer, hem 'mûm-
kün' olabılır mı9
Olabıbr
Örneğın, her ev gıbı, bızım evde de
yangın çıkması mumkundur. ustelık
elektnk kablolan bozuk olduğu ıçın
muhtemeldır de
Ama, dumadakı butun evlerde bır
anda yangın çıkması mumkun ıse de
muhtemel değıldır
İşte ihtimaliyet kuramırun unlu fılo-
sofu Reıchenbach, o gunku konferan-
sında 'mumkün' ıle 'muhtemel' arasın-
dakı avnmı anlatmak ıçın bu orneğı
vermıştı
'Aynm' sozcuğunu kullandım. ama
burada soz konusu olan aynm değıl,
taban tabana karşıtlıktır Öyle kı,
mumkun olan, muhtemel olamaz
Pekı, bız bu durumda, nasıl olur da
'olası' sozcuğunu hem 'mıimkün'. hem
'muhtemel' anlamında kullanabılıyo-
ruz9
Doğrusunu ıstersenız, bu ıkı kav-
ram arasındakı karşıtlığa aldırmıyo-
nız da ondan, ha mumkun, ha muhte-
mel, ıkısı bır kapıya çıkar deyıp geçı-
>oruz Gazetelerde bu kanşıkhkla çok
sık karşılaşıyorum ve bundan oturu,
anlamı açık seçık olarak çıkaramıyo-
rum
Denebılır kı, felsefenın ıstedığı, ara-
dığı kesınhk. konuşma dılınde de, yaa
dılınde de aranamaz, beklenemez.
ama bır toplumda felsefe yoksa, orada
ınsanlar şoyle boyle anlaşıyorlar de-
mektır Bız, ışte oyleyız, bırbınmızı an-
ladığımızı sanıyoruz, gerçekte ıse tek
başımıza konuşur gıbıyız Bu durum-
dakı topluluğa topium' denemez
Dılımızı tutarlı kılabılsek. bırçok
anlaşmazlığın ortadan kalkıverdığını
goreceğız
Kendısıne. "Toplumun en önemli işi
hangisidir?" dıye sorulduğunda, Kon-
fuçyus, "Dildir" demıştı Bız ıse, yazık
kı, dılımızı nerdeyse gozden çıkarmış
gıbıyız
ARADABIR
SABRİYÜCEL
Nasıl Uyanış Bu!..Son on yılda ulkemızde ve butun Islam dunyasında
toplumsal ve sıyasal gundemın ılk maddesını Islamın
yenıden canlanışı bır başka deyışle islamı uyanış konu-
sunun oiuşturduğuna tanık olmaktayız
islam ulkelerındekı soz konusu canlanma ve uyanış
neyın nesıdır? Özu ıçerığı boyutları nedır9
Ortada ger-
çekten bır canlanma ve uyanış var mıdır? Bu dınsel ol-
gunun ıç ve dış dınamıklerı nelerdır"? Islamdakı bu yenı
hareket Islam ulkelerını zulmun, somurunun, gerılığın,
karanlığın ve yoksulluğun pençesınden kurtaracak nıte-
lıkte mıdır'? Yoksa Islamın bu dınsel, toplumsal ve sıya-
sal atılımmın perde arkasında başka gerçekler mı var"?
Bana gore Islamda ve Islam ulkelerınde çağdaş, ılerı-
cı ve bılımsel anlamda bır canlanma ve uyanıştan soz
etmek mumkun değıldır Aksıne ben, islamdakı bu yenı
atılımı gerıcı çağdışı ve bılım karşıtı bır olgu olarak go-
ruyorum Bu yargıma kızan kışı ve çevrelere yazımı so-
nuna dek okumalarını salık verırım Hanı ne derler, vur
ama dınle
Bence son yıllarda islam dunyasında meydana gelen
radıkal ozellıklı toplumsal ve sıyasal hareketlenmenın
ardında uluslararası emperyalıst kapıtalıst sıstem, ozel-
hkle de ABD emperyalızmı vardır Hareket, kendı ıç dı-
namıklerı nden çok dış dınamıklerın etkısıyle gelışmekte
ve yonlendırılmektedır Emperyalızm, komunıst blokun
çozulmesıyle bırlıkte kendıne yenı bır karşıt (duşman)
guç arayışına gırmıştır Bu saptama kımılerıne ters ve
mantıksız gıbı gorunebılır ama durum oyle değıl Em-
peryalızm talan ve somurusunu surdurebılmek ıçın mut-
laka bır duşman yaratmak zorundadır Asya, Afrıka ve
Latın Amerıka'dakı soygunlarını rahatkoşullarda surdu-
rebılmek ıçın egemenlık altında tuttuğu ulkelere bir
"ocu" gostermeye mecburdur O ocu dun komunızmdı,
kendı halklarını ve dunyanm yoksul uluslarını somüre-
bılmek ıçın yetmış yıl komunızm kozunu kullandı Bu-
gunku yenı kozu ıse Islamdır (Islam kozu komunızm ko-
zundan dahaetkılı olabılır Çunkutarıhsel vegeleneksel
"salıp-hılal' duşmanlığının koklerı daha derındedır)
Uluslararası emperyalıst-kapıtalıst sıstem ajanları,
ıdeologları, bılımadamları ekonomık kurumları ve ışbır-
lıkçı uşaklarıyla Islam ulkelerınde tam bır egemenlık
kurmuş somuru mekanızmasını tıkır tıkır ışletmektedır
Bu somurunun odak noktasını Ortadoğu petrollerı oluş-
turmaktadır Emperyalıstler azgın somurulerını surdur-
mede - uzulerek belırteyım kı- Islamıyetı hayasızca kul-
lanmaktadırlar Dıkkat buyurunuz, İslamı kurallarla
(yanı şerıatla) yonetıldığı soylenen ulkelere bakınız, yo-
netım aygıtının başında ya bır kral ya bır emır ya da bır
dıktator oturmaktadır Ve de emperyalıstlerın bu çağdışı
tıranlarla hemen hemen hıçbır sorunları yoktur Çunku
ulkelerın zengınlıklerını bu bır avuç yerlı azınlıkla kar-
deş kardeş (') paylaşmaktadırlar Emperyalıstler ve on-
ların ışbırlıkçı uşakları ıçın dın mıllet, vatan, bayrak gıbı
kavramların bır anlamı yoktur Onların taptığı tek ılah,
paradır (Kuveyt, Saddam tarafından ışgal edılmce aslan
kesılen ABD Bosna-Hersek tekı ınsanlık dışı soykırım
karşısında neden mızmızlanıyor dersınız
9
)
islam ulkelerındekı sıyasal Islamcı hareketı (şerıatı)
destekleyen ve besleyen yegane guç de emperyalızm-
dır, emperyalızmın ağababası ABD'dır "llımlı Islamcı-
lık, YeşılKuşak Teorısı"gıbı projelerınfıkırbabası ABD,
uygulayıcıları ıse Islam ulkelerındekı Islamcı partıler,
vakıflar sendıkalar dernekler fınans kuruluşları ve ba-
sın-yayın organlarıdır
Pekı bu kurum ve kuruluşlarm arkasında kımler var-
dır^ Kımlerın olduğunu değerlı gazetecı Uğur Mumcu
belgelerıyle ortaya koymadı mı ve bu karanlık ılışkılerı
deşeledığı ıçın de oldurulmedı mı' Emperyalızm Islamcı
hareketlerı desteklemekle bır taşla ıkı kuş vurmaktadır
1- Şerıat ıdeolojısıyle kafaları doldurulmuş ve dondu-
rulmuş halk yığınlarını yonetmek ve yonlendırmek çok
kolaydır Şerıatçı kafanın ınsan hak ve ozgurluklerı dıye
bır sorunu yoktur Kadercı, tevekkulcu, şukurcu anlayış-
la beynı yıkanmış kıtleler "ulul emre ıtaaf'ta bır koyun
surusu kadar uysaldırlar
2- Bundan daha onemlısı, klasık hılal-salıp çatı-
şmasını tekrar gundeme sokarak emperyalıst-kapıtalıst
sıstemın varlığını surdurme fırsatı yaratmış olmaktır Bır
dunya harıtası alıp ınceleyınız Dunyanın "sıcak" ve
"krızlı bolgelerını tek tek gozden geçırınız Bunlarınço-
ğunun islam ulkelerı olduğunu goreceksınız Bu ulkeler-
de dın, mezhep, etnık ve mıllı çatışmalar bır turlu bıtmek
bılmez Aynı dıne mensup ulkelerde mezhep ve mıllıyet
kavgası, ayn dınlerın olduğu ulkelerde dın, etnık ve mıl-
let kavgaları surup gıtmektedır Bugun lokal savaş ve
çatışmaların en yoğun olduğu yerler ne yazık kı Muslu-
manların yaşadığı topraklardır Azerbaycan, Bosna-
Hersek, Iran, Irak, Mısır, Cezayır, Çad, Tunus, Etıyopya,
Somalı, Hındıstan Pakıstan, Bangladeş, Fılıstın, Afga-
nıstan, Turkıye ve başka Islam ulkelerınde etnık, dınsel,
mezhepsel ve ulusal çatışmalar halkları kana ve goz-
yaşına boğmaya devam edıyor
Emperyalıstler islam dunyasındakı bu dınsel, sıyasal,
toplumsal kavgalardan oylesıne kârlar sağlıyorlar kı bu
bereketlı (') ınsan tarlalarını kolay kolay elden kaçırmak
ıstemıyorlar Şerıatla kalkmmış bır ulke gosterın, onu-
nuzde eğıleyım
SAHİBİNDEN
Şenesenevler-Bostancı dakullanışlı.ferah 110
metrekare, kalorıferlı hıdroforlu, çevresı yeşıl, vasıtası
bol Bağdat Caddesı' ne yakı n acele satılık daıre
Telefon 3625496
Üniversitelerimizin bilimselyaym durumu
Türkiye'nin Batı dunyasında bilimsel alanda gerekü yen alabılmesı ıçın
ünıveratelerde yıllardır araştırma yapmayan ve maaş alan kesımın
geleoek nesle kötü örnek olmaması için ayıklanması, ünıversıtenın tam
zaman çalışmaya geçmesı, herkese eşıt maaş yenne çalışmaya göre maaş
düzeni getmlmesı gerekır.
Prof. Dr. KASIM CEMAL GÜVEN
ruversıtelenn Batı'da 1070 Ü 1 (10),.Koç U (2). Konya U (2). Yu-
yıhnda açılmasına karşın zunçuyıl U (2). ibnıSına U (1)
- - -- - TUBİTAK63(85).GATA 12(70),Tur-
kıye Yanık Hst (46). Turkıve Yuksek İhtı-
UTurkıye'de Batı anlamında
ünıversıte ancak 863 yıl
sonra mumkün olmuştur
Ünıversıteye eşdeğer goste-
nlen Darulfunun 1870 vıîında 1867 tanhlı
Fransız notası sonucu açılmış ve değışık
kesımın tepkısı sonucu açılıp kapanmalara
duçar olmuştur (1) Bu>ük kurucu Ata-
turk, darulfünunun bılımsel yapısını dık-
kate alarak 1933 yılında ünıversıte refor-
munu >apmıştır Ilk Turk uruversıtesımn
(1Ü) açılması esnasında Hıtler rejımınden
kaçan Alman profesorlenn Turkıye'ye gel-
mesıyle unıversıtede araştırma donemı
başlamıştır Bu profesorlenn İkıncı Dunya
Savaşı sonrası ulkelenne veya dığer ulkele-
re goçu ıle araştırmalarda bır duraklama
olmuş ve sonra bazı ıruş ve çıkışlarla bugu-
ne vanlmıştır
Turkıye"de fen bılımlen sahasında araş-
tırmalann tanhçesını ve anahzını ılk defa
Erdal İnömi yayımlamışür (2)
Bu konuda tıp dallannda
yayınlar da yapılmıştır Tur-
kıye genelınde butun bılım
dallannda 1970-1989 arası
Saences Cıtatıon Index'ın
(SCI) Permutem kısmının
Turkıye bolumune gıren yayı-
nlar, yazarlan ıle unıversıtele-
re gore duzenlenmıştır (3). Bı-
lımsel yayınlann SCI'nın
aldığı yabana dergılerde yapı-
lması değerlendırmede bır öl-
çut olur Yerlı dergılerde yayı-
nlar ıçın ıse yeterlı ölçut oluş-
mamıştır Bu açıdan uluslara-
rası dergımız yoktur SCI
dunya hteraturunde adı geçen
stasyonu yuksek mecmualan
esas alır Yabancı dergılenn
deçokazıd 10)SCI'yegırer
Bız bu araştırmamızda SCI'-
nın Permutem Index'ının
1989-1993 arasını taradık ve
hstelenmızı yazarlann adlan-
na, fakültelere ve unıversıte-
lenne gore hazırladık Bu
yazıda yer darhğı dolayısıyla
yalnız unıversıtelen esas alan
lısteyı aşagıda sunuyoruz
Bu hstede 1986-1989 ılk
sayı 1990-1993 ıse parantez
ıçınde olarak yayın sayısı
sırası ıle gostenlmıştır
Ünıversıteler Hacettepe Ü
346 (751), ODTÜ 306 (560), İstanbul Ü
262 (458), Ankara Ü. 224 (388), İTÜ 196
(421), Ege Ü 89 (192). Boğazıçı Ü 82
(176), Çukurova C. 66 (143), Gazı Ü 56
(203), Ataturk Ü 54 (129), Ondokuz
Mayıs Ü 53, Ercıyes Ü 41 (97), Dıçje Ü
32 (49). K T Ü 30 (123), Bılkent Ü 27
(138), Marmara Ü 27 (140), Dokuz Eylül
Ü. 24 (91), Cumhunyet Ü 18 (30), Uludağ
Ü 18 (45), Anadolu Ü 16(85), Selçuk Ü
13 (44), Fırat Ü 11 (25), Akdenız Ü 6 (60).
Dıyarbalar Ü 6, Yıldız Ü 6 (49), Inonu
Ü. 3 (12), Mımar Sman Ü 2 (1), Trakya
sas Hst (18), Turkıve Petrollen (15). Nuk-
leer (14), Ankara Numune Hst (11). Dr
z^ekaıT Kadın Hst (6). H Paşa Numune
Hst (22), MTA (6). Turkı>e Sağlık Teda\ı
(5), Koşuyolu Kalp Hst (4), Taksım Hst
(4), Ahmet Örs Hst (3). METL (3) Mıne-
ral Araştırma Enst (3). Sağlık Bk lığı (3),
T Atom Merkezı (3). A SSK Hst (2). Tah-
sın Ruştu Enst (2), Ze>nep Kamıl Hst
(27), Alman Hst (1). Hasekı Şehır Hst (1),
Turkıye Elekt (1), Turkıye Hst (1). Asel-
san (2), Kartal Hst (2). Okmeydanı Hst
(2)
Bu yayını hazırlarken SCI'de gorulen
bazı ha talan (ünıversıte ve\a fakultelenmı-
zın standart bır İngılızce adlannın olma-
masından bazılannın farklı ad ıle ıkı defa
jazüması makaledekı bınncı >azann adı-
nın esas alınmasından dolayı aynı >avının
1966 vıu VE 86/10911 SAY L
bınncı yazar adı ıle > a> ına ortak dığer araş-
tıncılara aıt farklı fakultelerde gostenlme-
sı) dûzelttık Hazırladığımız lısteyı oncekı
yayınımızdan (3) 4 senelık dılım ıtıbanyla
1986-1989 arasını muka>ese ıçın ılav e ettık
Ik on sırarun ıncelenmesınde, Hacettepe Ü
ele alınan her ıkı donemde de l'ıncı, OD-
TÜ 2'ncı İstanbul Ü 3'uncu sıradakı yennı
korumuştur Ankara U 4'uncu sıradan 5'-
ıncı sıraya. İstanbul Teknık t) 5'ıncı sıra-
dan 4'uncu sıraya. Ege L 6"ncı sıradan T-
ncı sıraya. Boğazıçı U 7'ncı sıradan 8"ıncı
sıraya, Çukurova C 8'ıncı sıradan 9'uncu
sıraya, Gazı Ü 9'uncu sıradan 6'ncı «"raya,
Ataturk Ü 10'uncu sıradan 12'ncı sıraya
ve Marmara U 'nın 16'ncı sıradan 10'uncu
sıraya yukseldığı veya duştuğu gorulmuş-
tur Bu arada yenı kurulan unıversıtelenn
vayınlannda bır artışın olduğu gozlenmış-
tır Genelde SCI'nın aldığı dergılerde yayın
y apan Turk araştıncılann 1986-1989 yayın
sayısının 2090, 1990-1993 yayın sayısının
4790 olduğu ve boylece yayın sayısında bır
artışın olduğu gozlenmıştır Turk
araştıncılan arasında belırtılen sure ıçen-
sınde en çok yayını olanlar Ş Özsoylu
(H Ü ) 59, U Tan (Ataturk U ) 45'tır
Araştırma sayısının artışının sebeplenne
gelınce 1 Unıversıtelenn ve oğretım uyele-
nnın sayısının artması ve bu kurumlara ya-
bancı ulkelerde çahşmış oğretım uyelennın
atanmış olması, 2 Değışık yaamda eleştır-
dığım (5) YÖK'un oğretım uyesının profe-
sorluğe yukseltılmesınde (bu husus esas ol-
masa da) SCI'de stasyon araması. 1 Genç
bılım adamlannın yabancı dergılerde >ayın
yapma arzusudur
Bu ıncelememızde fen bılım dallanndakı
yayınlarda gorulen artış sevındıncı bır hu-
sustur Sosyal bılım dallan ıse maalesef
SCI'de çok duşuk >er alrnaktadır
Bu konuda devletçe YÖK'ce yapılması
gerekenler
1 Her vıl sonunda, yapılan yayınlar ıle
oğretım uyesı sayısının oranlanması sonu-
cu yayın sayısı oğretım uyesı oranının sap-
tanması, 2 Devlet butçesıyle araştırma ya-
pan ünıversıte ve butun araştırma
kurumlannın belh olçuüere sahıp
ya>mlannın sayılan ıle odenekle-
nnın (bına, alet. maaş dahıl) oran-
lanması gerekır
Boylece 1 yayının malıyetının
hesaplanması ve bunun sonunda
devletçe gerekb duzenlemelere
(kapama, butçeyı kısma, bırleştır-
me) gıdılmesı. 3 SCI'nın aldığı
dergılenn stasyon durumuna
bağlı olarak hazırladığı Impact
Factor (Çarpma faktoru IF) adını
verdığı bır değerlendırme kat-
sayısına gore de yayınlan değer-
lendırmesı gerekır
Sonuç: Turkıye'nın Batı dun-
yasında bılımsel alanda gereklı
yen alabılmesı ıçın unıversıtelerde
yıllardır araştırma yapmayan ve
maaş alan kesımın gelecek nesle
kotu ornek olmaması ıçın ayı-
klanması, ünıversıtenın tam za-
man çalışmaya geçmesı, herkese
eşıt maaş yenne çabşmaya gore
maaş duzenı getınlmesı gerekır
Bu arada şu hususu da belırt-
mek gereklıdır Araştırmanın te-
melı alet ve kutuphaneyedayanır
Son ıktısadı kararlar ıle kıtap ve
mecmua satın abnmasının durdu-
rulması hukumetın çok buyuk bır
hatasıdır Bunun acılen duzeltıl-
mesı gerekır
Turkıye'nın bır an once her
alanda (ıdan ve ılmı) Bau sevıyesıne ulaş-
ması ıçın yenıden yapılanmaya geçmesı zo-
runludur
1 h Z Karal Osmanlı Tanhı VII TTK Basımevı
1956
2 E İnonu 1921 - 1966 Donemınde AraşUrmalara
Turkıye nın Kdtkısım Gosteren bır Bıblıyograf>a ve Baa
Gozlemler a) Fızık Dah ODTÜ Y No 24 Ankara Mars
Matbaası 1971 b) Matemauk ODTU 1973 c) K.m,«
B Ü Y N o 311 1982
3 KCGuven Cumhumet 30Temmuz 1990 Cumhu-
n\et Bıhm veTekruk 181 9(1990) Insan ve Kaınat 3S 6
1988 62 12(1990)
4) K C Güven Cumhunvet4 5 6Ocak 1989
TARTIŞMA
Sağlaşmak ya da sığlaşmak...
U
-
zun bır süredır,
ulke genelınde,
sozcuğun tam
anlamıyla bır
'acaıplık'
yaşıyoruz
Önce, karşıt goruşlerdekı
paıtılenn bırleşerek bır
koabsyon oluşturması, genel
bır mutluluk yarattı Çunku,
değışık goruşlenn, guçbırlığı
yapacağı duşunulmuştu
Ancak, duşunulen guçbırlığı,
zamanla karşılıkb guç
gostensıne donuşunce umutlar
yıkıldı Fakat bızler. yıkılan
umutlan kolay ınşa eden bır
toplumun bıre>lenyız Olay
tekrarlandı ve >enı umutlarla
yola devam ettık
Bu kez, aynı koalısyon
partılennın başrol oyunculan
değıştı, ama karşılıklı guç
göstenlen dev am ettı
Murat Kara\ alçın, dınamıktı.
gençtı ve hepsınden onemlısı,
sosyal demokrat olduğunu
ıddıa eden bır partının genel
başkanıydı Sosyal
demokrasının ne olduğu, nasıl
çahştığı, Cumhunyet
gazetesınde çok > azıldı
Yınelemek gereksız Nevarkı,
şrınu yınelemekte sonsuz > arar
var SHP, sosyaldemokrasıyı
di'Ş
Sendıkal haklar, toplu ış
sozleşmelen gıbı can alıcı
konular, sosyal demokrasının
temel noktalanndan bazılan
Iktıdardakı hukumeı, bu
konulara nasıl yaklaştı
0
Bana sorarsanız, hıç de
y<ıkiaşmadı Yanından değıl.
uzağından bıle geçmedı
Kımler \ ar bu hukumette17
Ortanınsağı bırpartı>le. sosyal
demokrat bır partı Kımvar
sosval demokrat partının
başında9
Murat Karayalçın
Kara> alçın, belkı tek başına
çok şe> yapamaz Partısının bır
meclısı var Mustafa Kernal
bıle. en gereklı durumlarda
> anlış kararlar alan ılk
TBMM'nın kararlanna
hurmetedıpuymuştu Ama
Mustafa Kemal. ulusal ıradeyı
temsıl etmeyen bır Meclıs'te.
ulusun çıkarlannı korumaktan
acız bır Meclıs'te. bır dakıka
bıieduramazdı Fakat
Kara\ alçın. bır dakıka değıl.
bırvıldırıktıdarda Savunduğu
ılkelere ters duşen kararlar
açıklanırken ortağının yanında
son derece masum bır ıfadeyle
ovleceoturuyor
Sol ıdeallen olan bır partının.
sağ ılkeler doğrultusunda
çalışıp, bırtakım ıpe sapa
gelmez gerekçelenn ardına
sığınması ve gıderek
sağlaşması. affedılır bır hata
değıldır
Sayın Karayalçın'ın şu anda
onunde çok onemlı bır sorun
var
Sağlaşıyor mu yoksa sığlaşıyor
mu9
2larann neresınden donersenız
kârdır Ama boğazına kadar
çamurun ıçınde kâr etme
çabasına gjrersenız, sonunda
"dönülmez akşamın ufkunda'
gemılennızbatar
Tayfun Timoçin / Bursa
PENCERE
Yenilgilerin Yengisiyle
Gelişfe
1
İnsanlık...
"3'uncu Bınyıl'a Doğru ' dızısınde çıkan yazıları oku-
yor musunuz'' Bu dızıde yalnız çeşıtlı fıkırler sergılen-
mıyor değışık ınsanları, dunyanın unlulerını geleceğe
bakış açılarıyla tanımak olanağı doğuyor
Peter Ackroyd yazıyor
" Evren kavramını bızım kendı kafalarımızda yarattı-
ğımızı ve gokyuzunun harıtastnın gerçekte her zaman
bızım arzularımızın ve korkularımızın bır harıtası oldu-
ğunu anlayacağız Kavrayabıleceğımızın otesınde hıç-
bır şey yoktur, ama bızım kendı ıç dunyamızın dış değer-
ler bulmaya yonelmesı soz konusudur Yunanlıların atı
ve balığı buldukları gıbı bızler de gezegenlerı ve burçla-
rı bulduk, ama, her seferınde araştırdığımız şeylerı ya-
rattık Bu tumuyle yenı anlayış, tıp ve ekonomı gıbı
ınsanlığın urunu olan başka bılım dallarını gozden geçı-
recektır " (29 Eylul 1994)
The Tımes'ta kıtap eleştırmenlığını surduren yazar ve
şaırın yaklaşımı yenı değıl, eskıden berı felsefenın ılgınç
konularından bırıdır, Ackroyd geleceğe yonelık duşun-
cesının altını şoyle çızıyor
"20'ncı Yuzyıl'da ınsan davranışlarına egemen gucle-
rın daha çok tınsel ve ekonomık olduğu kabul edılırken
-kı bu ınançların en onemlı kaynağı Freud ve Marx'tır-
ben onumuzdekı yuzyılda yerel ve bolgesel kımlığın, ın-
san kışılığının oluşumunda en onemlı oğe olacağına
ınanıyorum "
•
Genış zaman açısında duşunmek ya da duşunceyı
genış zamana yaymaya çalışmak ınsanın ruhunu duru-
laştırır, gerılımını yumuşatır gerçekten ınançlı kışılerde
ya da yetkın dın adamlarında gorulen serınkanlılık ve
dıngınlık bu bağlamda anlaşılır bır şeydır
Çunku dınde ne geçmışe donuk bır soru vardır ne de
geleceğe yonelık bır soru ışaretı
Bılım adamları da dunyaya guncel kavgaların dışında
ve otesınde bakarlar ama dın adamlarından farklı ola-
rak, onların kafası sorularla doludur Soru sormadan
bılım olmaz Her sorunun yanıtı bulundukça gundeme
yenı bır soru gırer Soru ve yanıt bır butundur ne yanıt-
sız soru olur, ne sorusuz yanıt Bu eytışımın ınsan aklına
yansıması bılınçdenen ışımayıoluşturur Aydınlanma-
yı gerçekleştırır
Evet, dın adamında soru yoktur
Yanıt vardır
Daha doğru deyışle, butun soruların onceden verılmış
Tanrısal yanıtları vardır
•
Pekı, 3 uncu Bınyıl ya da 21 ıncı Yuzyıl nasıl olacak?
insanlığın geleceğını nasıl yorumlayabılırız''
Peter Ackroyd dıyor kı
"Eskı Yunanlıların atı ve balığı buldukları gıbı bızler
de gezegenlerı ve burcları bulduk Bulduk da ne oi-
du?
Avrupalı atı Amerıka'ya goturdu soylendığıne gore
Mayalar'ın onderı Tecum, beyazların onderı Pedro de
Alvarado yu at ustunde gorduğunde bınıcı ıle kuheylanı
tek yaratık sanmış mızrağını hayvana sapladığında
duşmanını oldurduğune ınanmıştı Pedro Tecum'un
şaşkınlık ve korkuyla buyuyen gozlerının onunde ayağa
kalktı, sonsuzluğa vurgulanan bu anda donakalmış Te-
cum un goğsune kılıcını soktu
Bu an, butun gezegende sureklı bır zamana donuştu
çunku daha gelışmış olan ınsan gelışmemış olanı acı-
masızca yere vuruyordu bugun ABD nın Haıtı çıkarma-
sında oz olarak değışen bır şey yoktur
•*•
Ne var kı değışmez gıbı gorunenın çok genış zaman
açısında değıştığını gormek gerekır Mağara donemın-
den bu yana ınsan ınsanlığa daha çok yakınlaşmadı
Uygarlık haksız yenilgilerin ve haksız yengılerın kat-
manlandığı bır tarıhte gelışıyor bu nedenle kışıde olu-
şan ezıklıklerın ve tarıhtekı yenilgilerin anahtarlarını
bıze verenler arasında da Freud ve Marks yerlerını ko-
ruyorlar
Tarıh yenılgılerle doludur ama her yenılgı ınsanın
yengısıne donuk bır deneyımden otede ıçerık taşıyamı-
yor, yoksa ınsanlık ınsan haklarına ulasamadan yaşa-
mak zorunda kalmaz mıydı''
CUMHURÎYET GAZETESİ
BAŞYAZARI
NADIR NADİ'Yİ
ANMA GÜNÜ
"DOSTU MOZARTTAN
NADİR NADİYE "
BİLKENT ULUSLARARASI AKADEMİK
SENFONİ ORKESTRASIÖZEL KONSERİ
GürerAYKAL.şef
Suna KAN, keman
W.A. Mozart Fıgaro'nun Duğunu Operası L verturu (KV 492)
LaMaj "5 Keman Konçertosu" (KV 219)
DoMaj 41 "JupıterSenfonısı"(KV551)
2 EKİM 1994 Pazar saat 19 OO'da AY \ İRİNİML ZESI nde
Dav etıyeler perşembe. cuma c tesı v e pazar gunlen Av a İnnı ve
Ataturk Kultur Merkezı gışelennden ucretsız temın edılebıbr
* Öıel giakrniıde ezel dojtlarnızlo
bvttte BoğoiB güıcirığiai yaşayn.
BBnllliteto^ iJtiMMittiiiThi'Mi^tffiffiiMâiM^ıii
* Sirketlert, gr»ploro; kiresenin sizleri
rıhgtsıı etmyete^ bir ortoBida gece
gitiiı {ytmttii, yeneksiı) gczflcf.
Bılgi ve Rezervasyon icin
0(212) 251 88 97
Romanlannız ve
Ansıklopedılennız
yennızden alınır.
TeI:5540804
Pıvanıst
LIDYA-ÖZLEM.
İHSAN-ÜNS^L'dan
DoyasıyaDans
Muzığa
RestAurant
Crte - &u
2510000
PBX 2515105
199^>ıbndaBakırko>
Emnıyet ^mırlığı Pasaport
Şubesı nden aldığım
pasaportumu kav bettım,
hukumsuzdur
EVRIM TOPRAKOĞLL