Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
30EYLÜL1994CUMA CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 15
Westem^ürünün demirbaşı Wyatt Earp'ün en gerçekçi yorumu
p
SUNGU ÇAPAN
Wyatt Earp/Yönetmen:
Lawrence Kasdan / Senaryo: Dan
Gordon, L. Kasdan / Kamera:
Owen Roizman / Müzik: James
Newton Hovvard Oyuncular:
Kevin Costner, Dennis Quaid,
Gene Hackman, Michael
Madsen, Jeff Fahey, Mark
Harmon, Catherine O'Hara, Bill
Pullman, Isabella Rossellini, Tom
Sizemore, JoBetfa VVilliams,
Mare VVinningham /1994 ABD
(WB)/ Beyoğlu Fitaş, Kadıköy
Kadıköy, Çemberlitaş Şafak,
Şişli Kent, Erenköy Apollon,
Bakırköy Avşar, Aksaray Yıldız,
EtilerAkmerkez, Altunizade
Capitol, Pendik Oscar
sinemalannda.
"Suçhılıık
, sadece yaptıklarımız var!"efsanenin kıiçıklannı ayıldayarak akta-
ran, çok uzun tutulmuş, epey para ve
emek harcanmış, bayağı özeniüp,
aynntılı kılmmış. yepyeni anıtsaJ wes-
tern filmi, "Wyatt Earp"ü seyrettiğimiz
için böylesi bir giriş muhabbetine baş
vurduk bu hafta.
Uzun yaşamının son 20 yılmı geçirdiği
Los Angeles'ta, 1910'lu 20'Ii yıliarda. he-
nüz daha bebeklik çağındaki Amerikan
film endüstrisinde "stuntman" (dublör)
rağbet kazanan western filmieri mo-
dasının, taze taze bize ulaşan şimdilik
son örneği "Wyatt Earp", uzunluğuyla,
aynntı zenginliğiyle. belgesel yanlan ve
ince ışçiliğiyle ortalama seyirciyi yer yer
baydırsa da O.K. Corral'dan doğup bü-
tün ülkeye yayılmış efsanenin. hep gör-
mezden gelinmiş aylcın taraflannı öne çı-
kararak farklı bir portre çiziyor.
Son 15 yıldır yazdığı senaryolaıla,
"Body Heat"ten (1981) bu yana yönettı-
ği az sayıdakı ilgınç filmıyle belli bir kesi-
min gözde yönetmenlerinden biri konu-
muna gelmiş Lawrence Kasdan, eski
giriştikleri 4. ortak filmlerinde diledikle- saatlik bir televizyon dizisi olarak tasar-
nnce öyküyü .uzun tutmuş Kasdan-
Costnerikilisi, kuşkusuz vvestern tiryaki-
leri için kaçınlmaz bir epik kotarmışlar.
Madalyonun ters yüzünden
Dramatik ya da komik olsa da işin
hep hakikat yanıyla ilgilenen. savaş son-
rasının rnalum 'baby boomer' kuşağına
özgü kişilik sorunlanyla kaygılannı dile
getiren. karakterlerin karşıtlığını vurgu-
layarak. en gözde teması 'dostluğun gü-
cü'nü her fırsatta ışleyen ve geneide çağ-
layıp yazdığı senaryodaki atlamalar,
kimi anlaşılmaz kalan bölümler ve fıl-
min uzunluğu, Kevin Costner hayranı,
orta karar seyirciyi biraz hayal
kınklığına uğratsa da mcraklısı için kuş-
kusuz ilginç bir epik vvestera "VVyatf
Earp." Kan bağını çok önemseyen. aile-
sini büyütmek ve güvence allına almak
isteyen işadamı, taş kalpli sılahşör, aman
tanımaz kanun temsilcisi. bir dönem al-
kole boğulmuş ayyaş. keş ve kumarbaz
Wyatt Earp'ün yaşamım bu kez madal-
yonun ters yûzûnden aktaran fılmde,
Buffalo Bill, YVİM Bül Hickok, Büly
the Kkl ya da Jesse James adlanndan
biri kuşkusuz tanıdık gelecektir, öteden
beri Amerikan kültürûyle kuşatılarak
yaşayagelmiş sinemaseverlere. Ama
Wyatt Earp'e, ancak western türûnü ve
ABD tarihinin vahşi batısında at koştur-
muş kahramanlanru biraz yakından bi-
len, tanıyan merakusı aşinadır. 1848- AyklTl yölüeriyle farldl portre
1929 arasında. uzun ve seriivenJi bir ha-
yat sürmüş. gitgide efsaneye dönüşmüş,
maceraperest kanun adamı Wyatt
Earp'ün ünü. özellikle Shıart N. Lake'in
1931 'de yayımlanan "Wyatt Earp, Fron-
rier MarshaJI - VV.E. Sınir Şeri-
fî" adlı kiıabıyla bütün Ameri-
ka'ya yayılmışü.
Geçen yüzyılda 'Amerikan
Düşü'nü "gerçekleştirmek üzere
batıya yollanan 'öncü'lerin ru-
huna sahip, çeşitli tehlikelerden
sıynlrruş. gözünü budaktan
esirgememiş, düellolarda adam
vurrauş korkusuz Wyatt Earp,
'gerçek bir Amerikan kahra-
manı' olarak yediden yetmişe
bütün Amerikalılann, özellikle
de çocuklann gönlünde taht
kurmuştu, çoğu Lake'in imge-
lemi ve kaJeminden çıkma uy-
duruk hikayelerle. Yaşamöy-
küsûnden çok sarsıa bir ro-
manı andıran kitabını. bizzat
Earp'ün ağzından dinlediği söz-
cük ve tümcelerle yazdığıru be-
lirtiyordu Stuart Lake. Ne var
kiı Earp'ün yaşamının son ay-
lanna rastlayan kısa görüşme-
Jerinin dışında. hiç yüz yûze ge-
lip baş başa kalmamışlardı ger-
çekte. Earp'ün ünlü uzun nam-
Iulu Colt tabancalan bile ya-
zann hayalgücünün ürünüydü,
Kral Artnur'un benzersiz kılıcı
(Excalibur) olurdu da efsanevi _
vahşi batı kahramanının eşsiz Bazj tarihsei gerçekkre dayanarak, efsanenin gerisindeki gerçek insanın, siğUterine varana dek göstermeye girişen 'Wyatt Earp', önceiikle \Vestern tirvakileri için.
sılahlan olmaz mıydı hiç...
usul. kiasik western'e seyrettiğimiz üç sa-
ati aşkın, görkemli "Wyatt EarpM
le ağır.
uzun ve okkah. yeni bir sayfa açıyor.
Lake'in yarattığı Wyatt Earp figürü,
mert silahşor, erdemli düellocu. macera
kovalayan 'öncü' ve tüm yaşamını vahşi
baudaki yasalann ve düzienin korun-
masına adamış cesur bir kanun
olarak çalışan kovboy kolonısının as-
başkanı da sayüacak Wyatt Earp'ün po-
pülerliğini ifade etmek için, 81 yiı geride
bırakjp 1929'da eceliyle ölen ünlü kov-
boyun Kaliforniya'da yapılan görkemli
adamıydı. Ve tam beyazperdeye uygun cenaze törenine, namlı yıldız sisteminin
biçilmiş bir 'arketip'ti. Lake'in yazdığı temeüerinin atıldığı HoUywood'un
Earp biyografisini Fox'a satması sonu-
cunda Earp'ü tanımış olan Aflan
Dwan'ın
Marshall
çektiği "Frontier
' fîlmiyle geniş seyirci yığınlan-
na uluşan efsane. Amerikan sinemasının
sık sık el attığı, western türünün demir-
baş ve orta malı malzemesi haline gele-
cekti.
Düşük bütçeli western
Bu malzeme, geneide isimJerin bazen
değiştirildiği, ama özünü koruyarak ger-
çekleştirilmiş yığmla düşük bütçeli wes-
tem filminde kuüanıldı yıllar yüı, "Law
and Order" (1932), "The Arizonian"
(1935), "Tombstone" (1942). gencecik
bir Ronald Reagan'ın Earp rolüne so-
yunduğu "Dodge Cfty"den (1939),
Hollyvvood'un kurulduğu sessiz sinema
yıüannda, Earp'le kardeşleri ve ezeli ar-
kadaşı Doc Hollkiay'in. Öaııton çetesine
karşı O.K. Corrardakı diilere destan ol-
muş kanh çarpışmalanrun hikayesini
bizzat Earp'ten dınlemiş Joim Ford us-
tanın çoktan klasikleşmiş "My Darting
Clementine - Kanun Harici" (1946). John
Sturges'ın efsaneyi, masal kahramaru
boyutlanndan çıkarmaya çalışüğı "Gun-
ftght at the O.K. CorraJ - Vahşi Mücade-
k " (1956), yine Sturges'in James Gar-
nerTı "Hour of the Gun" (1967) ve Lake -
in yarattığı, Amerikan halkının da en
sevdiği silahşör-kovboy haline gelmiş,
ulusal western kahramaru efsanesinin
yaldızım kaayıp kumarbaz ve kötü yan-
lannı da sergileyen, Frank Perry'nin
"Doc"u (1971) gibi bildik, kimi ünlü
filmlere kadar.
ÖzenJi, aynnblı,anıtsa]
Sinemanın. westem türünün, özellikle
Stuart Lake'in düzmece biyografik ese-
ıinden kaynaklanarak bunca zamandır
en geçer akçe konulanndan biri olagel-
miş. parlak yıldızmdan ışılülar saçmış,
korkusuz vahşi batı kahramanının öy-
kûsünü bir kez daha ısıtıp önümüze sü-
«wı yönetmen Lawrence Kasdan - oyun-
cu Kevin Costner dostluğu ve işbirliğinin
yeni ürününü, Hollyvvood'un ilk 'action'
İcahramanının yaşam serüvenini, bu kez
o
emekleme döneminde sivrilmiş ünlü
isimleriyle en tanınmış iki sessiz film
kovboyunun, VVifliam S. Hartia Tom
Mix'in de katıldığını ekkmek yeterlidir.
Yaz mevsiminde seyrettiğimiz, VVyatt
Earp efsanesine gösterişli ve gözahcı,
ama sığ bir bakış atan "Tombstone - Ka-
sabanın Namusu"nun peşi sıra, 1990 son-
rası son dönemde fena halde eskilere me-
rak sardınp yeniden çevrimlerden medet
umar hale gehniş Hollywood'da yine
Tiryakiler için kaçınlmaz
Stere McQueen için yazmış olduğu,
ama arkadaşı Kevin Costner'a kısmet
olan "Bodyguard" gibi gişe şampiyonu
filmlerin senaryolannı da imzalayan
Kasdan, en başanlı fılmlerinden "The
Big CWB"de rol vermiş olduğu Costner'-
ın bölümünü montajdâ kesmek zorunda
kalmıştı, ama sonradan 1985 yapımı
"Süverado" adb westem cahşmasıyla
Kevin Costner'ı, geleceği parlak bir ak-
tör yapmıştı. Şimdi büyük stüdyo kapri-
si çekmeden kafa kafaya verip işbirliğine
daş kültürün soluğunu içeren ilginç fılm-
leriyle akla gelen yönetmen-senarist
Kasdan, Wyatt Earp efsanesine geneide
şimdiye dek yapılanın tersine bir tutum-
la vaklaşıyor. Efsane kahramarurun se-
rüvenlerinin bir bölümünü ele ahp anlat-
maktansa çocukluk aşkından, kaybetti-
ği ilk kansının aasından; at hırsızlığına
kalkıştığı, içip içip dağıttığı, buffalo
avahğını ya da kumarhane krupiyeciliği
nı denediği gençlik gunlenne, yasalann
Gene Hackman, Isabella Rosselini, Mic-
hael Madsen dcn Mark Harmon, JoBeth
VVUUams, Jeff Fabey'e kadar yığınla
ünlü de boy gösteriyor yan rollerde. Ke-
vin Costner. VVyat't Earp rolünde mi-
zacına uygun bir yorum sergilerken bir
deri bir kemik kalmış Dennis Quaid, ve-
remli, tuhaf ve ürkütücü kumarbaz Doc
Holliday'de şaşırtıa. hatta resmen roi
çalan bir performans çıkanyor. Her ne
kadar seyirci bir türlü sonu gelmez film-
boşluğuna sığman haydutlara kök sök- den sıkıhp, fınal düellosunda Earp'ün
türdüğü şeriflik serüvenlerine. güçlü aile kardeşi Virgü'in "Bitir şunun işini
bağlanna. Clantonlar'la kan davasına
dönen intikam hikayesine kadar, Wyatt
Earp'ün tüm yaşamını 195 dakikaya
sığdırmaya uğraşıyor Kasdan.
Senarist Dan Gordon'un, önceleri 6
Wyatt!" deyişinden gaza gelerek Kas-
dan'a "Artık bitir şu filmi yönetmen efen-
diî" diye söylense de western tutkunlan-
na hararetle salık verebiliriz "Wyatt
Earp"ü.
Sizde6
Yabadabadu9
Iaştırdıklannıızdaıımısınız?Disney'vari canlandırma sinemasının
yan uzanusı çizerlerden
Hanna-Barbera ikilisini, 30 yilı aşkın
süredir ihya etmiş, ünKi Amerikan
yapımı çizgi film, çoluk-çocuk-aileye
yönelik popüler televizyon dizisi "The
Flintstones-Taş Devri"ni editörümün
zoruyla gfdip seyrettim sonunda.
Beklediğim gibi tam bir 'popcom
movie-patlamış mısır filmi!' çıktı.
Spielberg ekünsinden Brian Lerant'ın
yönettiği "Taş Devri", yıllarca küçük
ekrandan değişik kuşaklan etkilemiş
olan orijinal çizgi fılrnin ruhunu,
esprisini aynen beyazperdeye taşıyan.
dekor-mekan tasanmlan ve beceri
ürünü görsel efektleriyle sürekli çekicı
kılınmış. bol şamatalı, masalsı ve
zirzop bir eğlencelik.
Modern taş devri ailesi
Çakmaktaş'larla Moloztaş'lann
dostluk ilişkiletini eksen alarak, bir
senarist ordusunca saptanmış
günümüz toplumsal yaşamına ilişkin
espri, şaka, gag ve komik
göndermelerle tepeleme doldumlmuş,
vakit gecirmek ve gişe için
tezgahlanmış, hızh, çocuksu, tam bir
'live-action comedy' çizgisindeki bu
domestik eğlenceükten. malum 'Para
mutluluk getirmez, asıl zenginlik iyi bir
dosta sahip olmaktır!' mesajımızı
alarak çıktık homurdana homurdana.
Hoşluğu, giderek yoruculuğa, hatta
yavanbğa dönüşen ve şamatalı
şaklabanhğıyla bir buçuk saatte
seyirciyi soytanlıktan taşkafaya
niKt^ JS^^^*MW|
çeviren bu para makinesi. esin ve
yaratıcılıktan nasibini almamış,
Amerikan sinemasma özgü gıcık bir
'özel efekt ve teknokıji gudubeti' olarak
küpünü dolduruyor, bilmem kaç
salondabirden.
Hula hop'tan bovvling'e, rock'tan
jakuzi'ye kadar yığınla keşfe değer sahne
arasına sıkıştınlmış gag'lan, esprileri ve
şakalanna isteristemez kapıldığımız,
ünlü çizgi fılmin karakterini, atmosferini
beceriyle aynen yeniden kurup
canlandıran, sonunda da beylik dostluk
temasıru şöyle bir kez daha kafamıza
kakalayarak malum kıssadan hisseyi
çıkaran. Spielberg yapımı "Taş
Devri"ne, özellikle de finalde
'göründüğü (kendi) gibi oimayı secen'.
gerzek Fred Çakmaktaş rolündeki John
Goodman'a gülmeden edemiyorsunuz
tabii.
Ne var ki tüm fılmin gerçekten
güldürebildiği sahnelerin toplamı 10-15
dakikayı gecmiyor kesinlikle.
Geriye kalan. kaba saba. abartmalı,
patırtılı ve tiz tarafından bolca tekrar...
TaşDevrf(The Flintstones)
Yönetmen: Brian Levant /
Senaryo: Tom S.Parker, Jim
Jennevvein, Steven E.De Souza /
Kamera: Dean Cundey / Müzik:
David Newman / Oyuncular:
John Goodman, Rick Moranis,
Elizabeth Perkins, Rosie
O'Donnel, Kyle McLachlan. Liz
Tay]or/1994ABD(UIP)
Maslak Mövenpick, Harbiye
As, Çemberlitaş Şafak, Kadıköy
Süreyya, Bakırköy Avşar,
Beyoğlu Fitaş, Aksaray Yıldız,
Bakırköy İncirli, AJtunizade
Capitol, Etiler Akmerkez,
Pendik Güney, Kartal
sinemalannda.
Birgözboyayıcıhk, sığlık, zoraki sıntma,
efekt ve buluş bombardımanıdır ki
evlereşenlik... 'Vizjon sahibi. işyerini
soyan, yükseten değerlere tutkun' taş
devri yupisinde Kyle McLachlan ya da
tipik kaynana Elizabeth Taylor'ı ızlemek
yinede ilginçolabilir diyenlere sözümüz
yok, çocuk sejirciyede tabii! Neyse,
editörümün bastırması olmasaydı, çizgi
film dizisi Flintstone'lann uzun metrajb
komedide ne halegeldiğini kesinbkle
merak edip seyretmeyecektim başta da
belirttiğim gibi.
YEDIRENK
UĞUR KÖKDEN
Oykü Seçkileri
Anlaşılan, öykü köprüsünün altından çok sular akacak.
ÖYS birincilerini yetiştirmekle övünen bir dershanenin
birkaç gün önce gerçekleştırdiği bir konu tarama testinde,
şu soru sorulmuş: "Günümüz hikayecilerini eleştirmeye
kalkmak haksızlık olur. Yazarlığın ikinci bir iş oiduğu,
çalmmış vakitlerde, ayaküstü kahve köşelerinde
çırpıştırma olarak yapMığı ülkemizde, hikaye yazannı kı-
nayamayız. Hele o yazarın vakitsizlik ve iktisadi zorluklar
gibi büyük engelleri kahramanca bir inatla aştıktan sonra
yazdığı hikayelere, az satşlı sanatdergileri dışındaki basın
yüz vermez, yayıncılar da omuz silkerse; haksızlık etme
korkusu olmadan nasıl ciddi bir eleştiriye'girişebiliriz?"
Bekliyorsunuz ki, sorunun karşılığı, yani bu parçada vur-
gulanmak istenen düşünce, "Basın ve yayın organlarmın
hikayecilere destek olması" şıkkı olarak işaretlenmeli.
Hayır! Hiç de değil! Doğru karşılık, "Zorluklar içinde eser
veren yazarı acımasızca eleştirmek yanlıştır."
Ama, ne gam! En azından soru dogru!..
Görülüyor ki, öykücülüğün sorunlarına parmak basarken
-üniversitelere giriş sorularında yer alacak ölçüde- doğru
iz üstünde Memet Fuat
öykünün çızdiğı yazınsal gedşme eğrisi incelenirse bu
grafik gösterimde yer alan büküm noktası, kuşkusuz öykü
seçkiler/dir, denebilir. Gerçekten, öykülerin seçimi zor bile
olsa, yazarı okura köprüleyen küçük öykü seçkilerinin
azlığı ne denli düşündürücü.'
Eldeki sonuncu seçki, Semih Gümüş'ün derlediği, Ekim
1992 tarihli, Türk Yazınından Seçilmiş Kısa öyküler
başlığmı taşıyor (Adam Yayınları). Bu derlemede kırk üç
öykücüden, 58 kısa öykü yer almış. En çok öyküsu bulunan
yazar, Sart Faik (dört tane); onu, Memduh Şevket Esendal
(MŞE) ve Tank Dursun K. üçer öyküyle ızlıyor.
Bir de Gürnuş unkıyie eşzamanlı Selim ileri'nin iki ciltlik
seçkisi var: ilkgençlik Çağına Öyküler (Yapı Kredi Yayı-
nları, 1992). Birinci ciltte 20, ikıncide 38 öykücü seçilmiş.
Toplam elli sekiz. Gümüş'le ileri'nin 31 (bir de Selim ileri'-
nin kendisini eklemek gerek) ortak ismi var, 48 üstünden.
Demek ki tam üçte iki. Gümüş'te yer almayan bir-ikı ısmi
sayarsak, Halft Ziya, Refik Halit, ReşatNuri, Hüseyin Rah-
mi, Mahmut Yesari söylenebilir. Gerçi, bunlara ilişkin Gü-
müş'ün düşünceleri, Kısa Öykülerin başında yer alıyor.
Ancak Kenan Hulusi, Samet Ağaoğlu, Haldun Taner,
Tank Buğra, Ayhan Boznrat neden yok acaba, Gümüş'ün
seçkisinde?
Ote yandan, geriye doğru son öykü derlemesi Yaşar
Nabi Nayır imzasını taşıyor: Genç Neslin En Güzel Hika-
yeleri. 1938 tarihli ve Kanaat Kitabevi yayını.
Yaşar Nabi'nin antolojisi on yedi öykücüden derlenmiş.
içinde üç tanesi de Yedi Meşalecifer'den. biri Kenan Hulusi
-yani, topluluğun düzyazı alanındaki tek kalemşörü- olmak
koşuluyla. Sonuncu seçkıyle bu antoloji arasında yanm
yüzyılı aşkın bir zaman aralığı var. Bu yüzden iki ortak isim
var arada: Sait Faik ve SabahatUn Ali. Yaşar Nabi, seçkisi-
ne ılke olarak, "ilk edebı ürünlerini Cumhuriyet'ten scnra
yayımlanmış olanlar"\ almış. Dolayısıyla, ömer Seyfetb'n,
Reşat Nuri ve Vala Nureddin'i almadığını söylüyor. Seçtıği
kimi isimler de şiir ve resimden gelme. örnek vermek ge-
rekirse Necip Fazıl, CahH Srtkı, Bedri Rahmi gibi...
1932'de olsa gerek, vaktiyle Ibrahim Hoyi, Kurun gazete-
si ekınde, "Telif hikaye buhranı var" başlığıyla bir yazı
yayımlıyor. Benzer biçimde, Ağaç dergisi de ilk sayılarının
birinde (Mart 1936) "Bugün Türk hikayesi diye bir şey var
mı"sorusunu soruyor. "Fransızgazetelerindenenpespa-
ye şartlar altında hırsızlanan ve altına üç kelimelik bir Türk
ismi konan bir gündelik gazete hikayesi ve hikayeciliği an-
cak var" diye ekliyor. ' , ,
J
Ağaç'ta, o dönem, Sabahattin Ali, Sait Faik Adalı (Aba- '
sıyanık), Samet Ağaoğlu, Fikret Adil, ve A.H. Tanpınar öy-
küleri yayımlanıyor. Yazık ki, dergi on yedi sayı yayımlana-
bilmiş. Sonra Necip Fazıl kapatmak zorunda kalmış.
Görüldüğünce, eski dergiler, aynı zamanda küçük öy-
künün uç verdiği verimli topraklarmış. özellikle, otuzlu
yılların dört-beş dergisi: Yayım tarihi sırasıyla Yedigün (5
Mart 1933), Va'rlık (Temmuz 1933), Ayda Bir (Eylül 1935),
Ağaç (Mart 1936) ve Servet-i Fünun (1934-44).
Nitekim, Varlık da belirli bir savı gündeme getiriyor:
"Türk edebiyatının en olgun ve erişkin devresınde oldu-
ğumuzu nesredeceğimiz eserlerle ispat edeceğiz."
Ne tuhaf, aynı yıllarda, küçük öyküyü ilk deneyen ve Türk
yazınına sokan Samipaşazade Sezai yaşama veda ediyor
(1936).
Yeniden son seçkiye, Gümüş'ün derlediği Küçük Öy-
küler'e dönersek, genç eleştirmen, seçkisine alamadığı
gençleri anarak "Belki, bir de Genç Öykücüler Antolojisi
hazırlamak gerekir" diyor.
Haksız mı?
Y»İ tiSUYIIlli• BAYUJRIM BELAYA:
Julia Roberts ve Nick Nolte'>i
bir araya getiren 'Bayılınm
Belaya', haber peşinde koşar-
ken birbirine aşık olan iki ra-
kip gazetecisinin 'mesleki re-
kabet' öyküsünü anlatıyor.
Yönetmenliğini Nancy Me-
yers ile Charles Shyer'ın üst-
lendiği film, Chicago'daki
günlük gazete yaşamı üzerine
kurulu çağdaş bir güidürii.
Sabrina Peterson (Julia Ro-
berts) ve Peter Brackett (Nick
Nolte), Chicago'da yayımla-
nan 2 rakip gazetede çalışan
gazetecilerdir.
İlk defa, raydan cıkan bir
tren için gittikkri olay yerinde
karşılaşırlar. 'Chkago Chro-
nide' gazetesinde ünlü bir
köşe yazan olan Brackett,
muhabir eksikliğinden dolayı
olay yerine gitmiştir. Aslında
bizzat haber takip etmeyeli
uzun zaman olmuştur.
Peterson ise becerikliliği ve
lcıvrak zekası rekabetçi ru-
hundan kaynaklanan, tecrü-
besiz bir muhabirdir. Aynı
konu üzerinde çalışüğı dene-
yimli Brackett'i atlaünayı ba-
şanr. Yenilgiyle kışkırtılan
Brackett, itibannı ve yeniden
canlanan gazetecilik içgüdü-
sünü kullamr ve o da Peter-
son'ı atlatarak karşıhk verir.
İki rakibin tükenmeyen me-
raklan ve gazetecilik yete-
nekleri, birbirleri için sürekli
bir bela kaynağı oluşturmaya
başlar. Yolsuzluk ve cinayet
deÜllerini ortaya çıkarmaya
çahşırken birbirlerine tutulur-
lar.
Arka planda Chicago gibi
önemli bir basın merkezinin
bulunduğu film, iıazvcevap
sözier', 'soğuk, eski moda bir
aşk' gibi unsurlanyla otuzlu
ve kırklı yıllann aşk komedile-
rini andınyor.
• LANETLİ HEDtYE-
LER: Stephen King'in ro-
manından sinemaya uyarla-
nan, Fraser C. Heston'ın yö-
nettiği "Lanetli Hedijrder"
adlı fihn bugün gösterime giri-
yor.
Filmde başlıca rolleri Ed
Harris, Max Von Syndow,
Bonnie Bedelia, J. T. VV'alsh ve
Amanda Plummer paylaşıyor.
Filmde; şerif Alan Pangborn
(Ed Harris) ilginç bir olayın
peşindedir.
Normalde huzur dolu bir
sahil kasabası olan Castle
Rock'ın sakinleri sanki
cıldırmıştır. Pangborn'un
elinde bu olayın nedenini açı-
ğa çıkaracak hiçbir ipucu vok-
tur. Aslında bu tedirgin edici
olaylar ile yeni açılan küçük
antika dükkam arasında gö-
rünürde hiçbir ilişki yoktur.
Şerif, dükkan sahibi Leland
Gaunt'un fJVlax Von Sydow)
biraz ilginç ve ahşılmadık ol-
duğunu düşünmektedir. ama
Castle Rock'ın huzurdan bu-
nalrruş sakinleri. kasabalanna
yeni gelen bu 'ilginç' kişiyi bü-
yük bir merak ve ilgiyle kabul
etmişlerdir. Gaunt, müşterile-
rini kibarca kabul ederek on-
lara sözde 'gereksüiim duy-
dukları' büyüleyici. garip sa-
nat eserleri koleksiyonunu su-
nar.
Pangborn şüphelenir, ama
Gaunt'un Castle Rock sakin-
lerinin içlerindeki şeytansı
güçleri, onlara sunduğu tuhaf
antikalarla harekete geçirdiği
tezdni kamtlayamaz. Gaunt
bu ilginç eşyalan alan herke-
sin, düşlerinin gerçek ola-
cağıru iddia etmektedir.
Gaunt. verdiğj eşyalann ar-
şılığında müşterilerinden
zarasız gibi görünen küçük is-
teklerde bulunur. Bu bedelin
ne olduğunu öğrenmek için
meraklananlann sayısı ise
çoktur. Nedense herkes, bu
armağanlann bedelini öde-
mek için çok isteklidir.