Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 24 EYLÜL1994 CUMARTESİ
OLAYLAR VE GORUŞLER
Dil Kurumune durumda?„.., .. . ,, , , , • ., , , —.. , ~-, kıp eskilerde kalmış kimi olavlan
Hukumetınsolkanadıdabırsıvıl toplum orgutuolanTurkDıl ammsıyorum.
Kurumu'nun gücünü anlayamamış. Kurumun altı yüzü aşkın
dilci, yazmcı üyesi yok sayılmış.
MUSTAFA ŞERİF ONARAN
iliyorsunuz "82 Anayasa- kurumlara bırakırken herhangi bir
a" Türk Dil Kurumu'- partiye ya da hükümete bağımlı kal-
Bnun dernek yapısını bo-
zarak devlet dairesi duru-
muna getırdi. Böylece
Atatürk'ün kalıuna el
konmuş oldu. Bu durum yasalarla hu-
kuk açısından çok tarüşıldı. 82 Ana-
yasası'nı değiştirme olanagı sağlana-
masını istememişti. Yapılan hukuk
yanlışı, 82 Anayasası'ndan kaynak-
lanmaktadır.
Türk Dil Kurumu'nun dernek yapı-
sındaki iki özelliğini belirtmekte yarar
var:
1- Halka açık, katdımcı bir demek
madığı sürece Türk Dil Kurumu'nun oluşu: Dernekler yasasının gereklerine
dernek yapısına kavuşturulamayacağı göre bu anlayış doğrultusunda. altı
gibi bir gerçekle karşı karşıyayız.
Kaht yaasına göre Atatürk'ün
Birkaç anı: İlhan Özrrak 12 Eylül
döneminde Dil Kurumu ile ilgilenen
devlet bakaruydı. Suut Kemal Yetkin'-
in damadı olduğu için bizi Edebiyat
Evleri toplantılanmızdan tanırdı. Içi-
mizden Türk Dil Kurumu'nun çeşitli
organlannda çahşmış olan beş arka-
daşımıza Yönetim Kurulu'nda görev
verebileceğjni söyledi. Hiçbirimiz böy-
le bir göreve gelme>i uygun bulmadık.
91 seçimleri oldu. DYP-SHPkarma
hükümeti göreve geldi. Atila Sav, ana- nden'Şerafettin Turan, Atila Sav, Re-
yasa değışikliğine gerek kalma- fet Erim'le birlikte Aktuna'ya Türk
dan Yüksek Kurum'un çalışmasını Dil Kurumu üzerine oynanan oyunla-
düzenleyen yasada yapılacak değişik- nn içyüzünü anlattık. gerekli belgeleri
DYP'nin işine gelmiyordu. Atatürk'-
ün kahtıymış, Türkçenin özleşerek
zenginleşmesıymiş, bunlar DYP'yi hiç
ilgılendirmiyor. "Baba ile oğul birbirini
anlamaz oldu" aldatmacası arkasında
Dil Kurumu'nu diledikleri gibi kullan-
mak istiyorlardı.
Yıldırım Aktuna Dil Kurumu ile ilgi-
lenen Devlet Bakanı olunca, bir umut
doğdu. Aktuna Askeri Tıbbiye'den sı-
nıf arkadaşımdı. Kamuoyunu kazan-
maya özen gösteren, kendini iyi yetiş-
tirmiş bir siyasetçi idi. Dil Derneği'-
Bankası'ndaki paylannın gelirini da-
ğıtmakla görevlendirilen yeni kurulan
CHP, devlet dairesi Dil Kurumu'yla
ilgili tespit davası' açü. Anayasadaki
yeni yapılanmayla kurumlann gerçek
Atatürk kurumlan olup olmadığının
saptanmasını istedi. Şimdilerde Yargı-
tay aşamasında olan dava, özde ku-
rumlann Atatürk'ün kurumlan olma-
dığı görüşünü benimsemekle birlikte,
Anayasa'nın ilgili maddelerinin mah-
kemeyi bağladığı görüşündedir.
Bu duruma nasıl geldik? Geçmişi
arumsamakta yarar var:
82 Anayasası özerk kuruluşlann ge-
lişmesine olanak tanımamış, yetkileri
tek elde toplama anlayışını benimse-
mişti. Dil Kurumu da dernek yapısıyla
özerk bir kuruluştu. Atatürk kabtını
yüzü aşkın dilci, yazıncı üyesiyle ku-
rum, dil çalışmalannı topluma kazan-
dırma çabasındaydı.
2- Dilin özleştirilmesi çalışmalan:
Arapcadan, Farsçadan gelen kulla-
nımdan düşmüş sözcükler yerine
Türkçe sözcükler türeterek, Batı'dan
gelen yeni kavramlara Türkçe kaışı-
lıklar arayarak dilimizi zenginleştir-
mişti.
Devlet dairesine dönüştürülen Dil
Kurumu'na atamayla getirilen görev-
liler "Atatürk, akademiden yanaydı"
diyerek katıhma. topluma açık yapı-
lanmadan geri dönülmesini; "Atatürk,
özleşme Türkçesinden uzaklaşıyordu"
diyerek dibn annması çahşmalannın
durdurulmasını istiyorlardı. Bu yanlış
yorumla vardıklan görüşün ardında
neler yattığını bilenler biliyor.
Devlet dairesi Dil Kurumu'na ba-
lıklerle Dil Kurumu'na eski kimliğınin
kazandınlabileceğineinanıyordu. Fik-
ri Sağlar'ın gösterdiği anlayışla bu ya-
sa tasansı Kültür Bakanlığı'nda hazır-
landı. Ne yazık ki Bakanlar Kurulu'na
takıldı kaldı.
Geçen yıl 26 eylülde SHP Genel
Başkan Yardımcısı Önay Alpago Dil
Bayramı'nda etkili bir konuşma yap-
mış, "Şimdi sıra Dil Kurumu'nun der-
nek yapısını kazanmasuıa geldi" de-
mişti. Oysaki bu konuşmayı yapmaz-
dan on gün önce Kanun Hükmünde
Kararname ile devlet dairesi Dil Ku-
rumu'nun yeni yapılanması pekiştirili-
>ordu. Şükür ki bu kararnameler,
Anayasa Mahkemesi duvanna çarpa-
rak düşüyordu.
İşın gerçek yanı şuydu: Karma hü-
kümette Dil Kurumu'nun yönetımi
DYP kanadında kalmıştı. Türk Dil
Kurumu'nun bir sivil toplum örgütü
olarak dernek kimliğini kazanması
verdik. Aktuna, bu belgeleri incelete-
ceğini, bizi en bsa zamanda yeniden
çağıracağını söyledi. Aradan 6 ay gec-
ti; hiç arayıp sormadı. Sonra, Yüksek
Kurum'la ilgilenme görevi Aktuna'-
dan ahrup Ayvaz Gökdemir'e verildiğı
için o umudu da yitirdik.
Gene de Yıldırım Aktuna'ya sorun-
lanmızı anlatmanın yaran oldu: Batı'-
dan gjren kavramlara Türkçe karşılık-
lar aramak gereğıne mandığı için,
"emir kumanda zinciri ile" devlet dai-
resi Dil Kurumu paçalan sıvayıp "ya-
bancı sözcüklere karşılıklar" bulma
çabşmalanna girişti.
Suyu bulandırmak: Türk Dil Ku-
rumu'nun seçilmiş son genel yazmanı
Cahit Külebi, 12 Eylül döneminde ka-
lesini koruyan komutan gibiydi. Çok
yönlü denetlemelerle kurumu hallaç
pamuğuna çevirmek istemişlerdi. Dil
Kurumu'nun defterini dürmek için
yapılan bu denetlemeler sonunda Ta-
vazar Paşa, "Sayın Külebi, böylesine
düzenli, böylesine dürüst çalışan hiçbir
devlet kurumu görmedim" demek zo-
runda kalmıştı. Gene de kurtla kuzu
masabndaki suyu bulandırma gerek-
çesi gibi gerçeği aşan yalanlar, karala-
malar, bu karalamalara sözde inanan-
lar vardı. Araştırmalardan yüzakıyla
çıktı kurum yöneticileri ve üyeleri.
Time dergisine "Dünyanın en zengin
generali" diye kapak olan 12 Eylül pa-
şası Tahsin Şahinkaya, Türk Dil Ku-
rumu'nun kapatılması ile ilgili yasa ta-
sansına imza atarken gerekçelerini
okumuş muydu? Adnan Başer Kafa-
oğlu gibi 12 Eylül danışmanlannın,
Türk Dil Kurumu'nun kapatılmasın-
da kullanıldıklan için şimdi içleri sızla-
mıyor mu?
Ne var ki, hükümetin sol kanadı da
bir sivil toplum örgütü olan Türk Dil
Kurumu'nun gücünü anlayamamış.
Kurumun altı yüzü aşkın dilci, yazıncı
üyesi yok sayılmış. CHP giriştiği tes-
pit davası'nda yalnız bırakılmış. Ko-
nuşmalannda. yazılannda özleşme
Türkçesine özel bir güzellik kazandı-
ran Bülertt Ecevit Dil Kurumu'nu ilgi
alanı dışında tutmuş. Ama devlet dai-
resi Dil Kurumu'na karşın özleşme
Türkçesi gebşiyor. Bu ırmağı geri çe-
virme olanağı yok.
Devlet dairesi Dil Kurumu'nun ata-
ma ile gelen görevlileri, "emir kuman-
da zinciriyle" özleştirme çabşmalanna
sıvanırken, özleşmenin önemine inan-
mayan. özleşme ile alay eden içtenlik-
siz kişiler izlenimi bıraİctıkça bu çabş-
malann göstermelik kalmaktan başka
bir anlamı olmaz.
ARADABIR
TURHANILGAZ
Fidanlar Nasıl Böyüp(?)
12 Eylül'ün on dördüncü yılında, bir özel televizyon
kanalınca hazırlanan programı, darbe günlerindeki can-
lılığını aynen koruyan bir dehşet ve tiksintiyle izledim
birçoklarımız gibi. Sonra, kanallar arasında gezinirken
Fransız 'TV 5'inde, Fransa Cumhurbaşkanı Françols
MHterrand'ın halkının karşısında belki de son kez yaptı-
ğı (çünkü günlerinin sayılı olduğunu kendisi de biliyor)
siyasal ve insansal bir hesaplaşmanın, bir etik hesap-
laşmanın ortasına düştüm. O zaman dehşet ve tiksinti-
me büyük bir aşağılanmışlık duygusu. kopkoyu bir de
utançeklendi.
Darbeci emekli generalin hepimizce bilinen tıyneti,
yeryüzünün en olağanüstü iklimi altında gününü gün
eden gürbüzlüğüyle herkese ve her şeye meydan oku-
mayı sürdürürken, ölümü olağanüstü birdinginlikle bek-
leyen devlet adamı, 'düşünümlemeyle', yani bilgiyle ve
anlama çabasıyla 'kendi kendini oluşturduğunu' söylü-
yordu. 1951'den günümüze, insan ve siyasetçi olarak
verdiği devasa mücadelenin özeti, bunca yalın ve bunca
görkemliydi.
Mitterrand'la söyleşiyi, Fransız Televizyon Müdürü
Jean-Pierre Elkabbach yapıyordu. Sağda konumlanan
bir gazetecıdir Elkabbach. 1981'de Mitterrand Cumhur-
başkanı seçilerek sosyalıstleri iktidara taşıdığında, se-
çim kampanyası boyunca Giscard'ın yanında yer aldı ve
bu yüzden, başarıdan başı dönmüş kimi partizanlar ta-
rafından epey hırpalandı. (Yanlış hatırlamıyorsam, Ce-
zayir asıllı olan gazetecinin soyadı da Arapça 'günah
keçisi' anlamına geliyor.) Karşımdaki ekrandaysa, sos-
yalistcumhurbaşkanı, 'SevgiliElkabbach'diye hitap et-
tiği televizyon müdürüne, ikinci yedi yıllık görev dönemi-
rfi tamamlarken karşılaştığı ağır bir suçlamanın hesabı-
nı veriyordu; tevile de meydan okumaya da kalkışmaksı-
zın: Evet, İkinci Dünya Savaşı yıllarında, işbirlikçi Vichy
hükümetinin polis şefi olan Rene Bousquet ile dostluğu
vardı... Bir kez Bousquet, savaştan sonra hakkında açı-
lan soruşturmadan aklanarak çıkmıştı... Sonra, önemli
nitelikleri olan, değerli bir kişiydi Mitterrand'a göre...
Dolayısıyla, Fransız adaletinin akladığı. üstelik seçkin
bir kişilik sergileyen bir insanı, sırf Vichy hükümetine
hizmet etti diye silip atamazdı... Bununla birlikte 'on ya
da on iki kez' Elysee'de kabul ettiği Bousquefyi, yargı
yeni bir soruşturma başlattıktan sonra -"işgal ettiği ma-
kam yüzünden"- bir daha aramamış, esasen Bousquet
de -"kendisinden bekleneceği gibi"- bir daha görüşme
talebinde bulunmamıştı...
Mitterrand, bunları 'fr/ş/se/'savunusu olarakanlattı El-
kabbach'a. Asıl buradan çıkarak söyledikleri önemli:
Özetle, "Ben Fransız ulusunun birliğini temsil ediyo-
rum" dedi. "Benim görevim, Fransızları parçalamış
olan geçmiş olayları tarihe maletmektir, günlük siyase-
tin malzemesi yapılarak parçalanmışlığm sürdürülme-
sine izin vermemektir."
•••
Türk adaletinin yargılamadığı ve herhalde yargılaya-
mayacağı bir suçun (darbe suçunun) ektiği parçalanma
tohumları, on dört yılda büyüyüp serpildiler. Onlar büyü-
dükçe başka şeyler, bizi 3. Binyıl'a taşıyacak şeyler gü-
dük kalıyor, bir türlü gelişemiyorlar.
Bilir misiniz bilmem; Marmaris-Datça yolu, Armuta-
lan'ı geçince kıvrıla kıvrıla yükselir bir süre; sonra, Teke
Yarımadası'nı anakaraya bağlayan berzah boyunca,
görece bir düzlükte ilerler birkaç kilometre. Berzahın
bittiği, yolun yeniden kıvrıla kıvrıla o yeryüzü cennetine
doğru tırmanışa geçtiği yerde, bir ağaçlandırma alanı
vardır. Kenarında, şimdi artık epey eskiyen büyük birta-
belada, "OrgeneralKenan Evren Ağaçlandırması"diye
yazar. Yıllardan beri gidip gelirim bu yoldan. O kızıl çam
fidanları "halafidan". Bir türlü büyüyemediler...
Otabeladaki namıvesanı birsilseler, adım gibi biliyo-
rum, hepsi de gökyüzüne doğru uzanacaklar kıvançla...
Server Tanilli
nin
beklenen kitabı
Voltaire
ve
Aydınlanma125O0OTL
C I K T 1
cri ı M I ^sofaşNo''
Te 24305 50 2 4 3 2 C : 3 - S K 2 « 533
OdBnelıgondeenıyoruzlıHenederıkadaı damga pulu gondeme
Aydınlık| ^ ^ HAFTAUK HABEH YORUM DERGISI
Bazı DEP'liler YDH'ya göz kırpıyor
# Kürtlere yeni bela: Boyner
Cezaevındeki tartışma. Tutuklu mılletvekillen ne dıyor
7
Boyner'ın Kürt ayağında kimler var?.. Guneydoğu'da
YDH'ya hangi kesımler sıcak bakıyor
7
"Boyner'in vaatleri
ctevletin önerilefi" ABD Buyükelçısı Barkley
Guneydoğu da ne aradı?..
# Madenci geliyor!
Zonguldak temsilcilen Başbakanla gönjştü. Çıller:
Kapatmada karatiıyız. Madenci de karartı. Yanıt 23 Eylul
Cuma gününden başlayarak veriliyor
Ahmet Oktay ve Hulki Aktunç:
# 'Örgütsüz ve lidersiz olmaz'
Hattanın Konuklarıyla ışçı hareketınden kültür hayatımıza;
medyadan anselliğe...
# Devlet, Allah adına yazar kovalıyor
"Yasak Tümceler"in yazarı Abdullah Rıza Ergüven
hakkında mahkeme kararı: Derhal yakalansın Ergüvenin
ılahiyatçı btlirkışrye yanıtı: Din bılımle ne zaman uzlaştı
0 Atina'da komünlst gençlik örgütlerl toplantısı
0 Polis, Menzılcılere karşı ilimcileri tutuyor
^ Azeri sendikacı Mehmetov: Sosyalizmi anyoruz
0 Başbakanlık, Eşref Bıtlis'in pilotunun vanslerinı
cezalandırdı: Şehit ailesıne ev yok
# Özel bankadan Sümerbank'a yüzde 900 faizli kredi
BUGUN VE HER CUMARTESİ BAYILERDE
365 gün ne çabuk geçti.
Bugün 1 yaşındayım.
SAİTÖZGÜRGEÇER
İnsanı. ülkeni, güzelı ^e\ dığın ıçın,
Doğrudan, haktan, haklıdan yana başkaldıran
bir yüreğe sahip olduğun için.
Kokuşmuş düzeni sarsacak bir başkaldınnın, gençlik ıçinde filizlenip
örgütlenerek ülkeye yayılmasından korktuklan için...
Sevgili
TAYLAN ÖZGÜR
Bundan tam 25 yıl önce ılk teıığı Beyazıt Meydanı'nda sana çeküler. senı
sınından kurşunladılar
25 yıl ıçmdeaynı nedetılekaçgüzel. kaç vığıt ınsandaha faıb meçhul ya
da katılı bılınen anayetlenn kurbanı oldu, tam bılemiyoruz. Ancak haklı
ile haksızm, doğru ile yanhşın sa\ aşı hiç bıtmeyecek. Haklılann,
doğrudan yana savaşan yığıtlenn öldürülmesı. hakkı. doğruyu ortadan
kaldırmayacak. Bedelı çok ağır da olsa sonunda hep hak ve doğru,
ınsanlık geçerlı olacak
Senı se\gı. özlem ve onurla kucaklıyoruz.
TAYLAN ÖZGÜR'ÜN YOLUNDA YÜRÜYECEK TÜM
DOSTLARI, SEVEIVLERİ ADINA, ANNEN
NECLA ÖZGÜR
PENCERE
Bnıf, Braf, Braf..
Tepede güneş; güneşin altında kocaman bir ağaç;
ağacın gölgesinde ben: gazete okumaya çalışıyorum.
Birkaç günden beri Gökova'dayım...
Ağacın altında gazete okunmuyor...
Vaaz kubbenin altında verilir, açık havada kutsal söz-
cüklerin tılsımı yok olur, siyasetin anlamsızlığı da, bir
dinlence yerinde, deniz, güneş, ağaç arasında elle tutu-
lurcasına yoğunlaşıyor.
Nedir politikacıların söyledikleri?.. Hiçbir sözcük yerli
yerine oturmuyor... Içeriğinden soyutlanmış sesleredö-
nüşen sözcüklerle insanlar arasında iletişim kurulabilir
mi?..
Kimbilir?..
Gazeteleri bir yana bıraktım, 'Edebiyat ÇeviriDergisi'-
ni elime aldım. Ankara Üniversitesi Tömer Bursa Şu-
besi'nin çıkardığı dergi, yayıncıları için, 'bir kat, biryat,
bir araba değerinde' imiş...
Gerçektendeöyle...
Kimi okur için de böyle bir dergi 'bir kat, bir yat, bir
araba'run vereceği mutluluğu sağlayabilir...
Yeryüzü kültürünün ve sanatının oluşması için çeviri
vazgeçilemez bir araç!.. öyle ki Türkiye'deki bütün in-
sanlar Ingilizceyi öğrenseler yine de çeviri gerekli!..
Çünkü şiir, roman, öykü dili başka...
•
Dergide Italyan yazarı Gianni Rodarl'den Ayşe Ona-
ran'ın çevirdiği bir öykücük okudum, hoşuma gitti:
"İki küçük çocuk, bahçede, kimsenin anlamayacağı,
sadece aralarmda konuşabilecekleri özel bir dil keşfet-
me oyunu oynuyorlardı, keyifle.
- Brif, braf, -dedi birincisi.
- Braf, brof, -diye yanıtladı diğeri. Vegülmekten kırıldı-
lar.
Birinci katın balkonunda, gazete okuyan, halim selim
yaşlı bir bey vardı ve tam karşıda yüzünü pencereye da-
yamış biraz huysuz görünüşlü yaşlı bir kadın.
- Ne budala şeyler, şu çocuklar, -dedi kadın.
Yaşlı adam aynı fikirde değildi: - Ben hiç de öyle dü-
şünmüyorum.
- Bana konuştuklannı anladığınızı söylemeyeceksi-
niz, herhalde.
- Bilakis hepsini anladım. Çocuğun biri 'ne güzel bir
gün' dedi. Diğeri, 'yarın daha da güzel olacak' diye ce-
vap verdi.
Kadın burnunu kıvırdı, ama karşılık vermedi çünkü
tam o anda çocuklar tekrar oyunlarına başlamışlardı.
- Maraski, barabaski, pippirimoski, -dedi biri.
- Bruf, - diye yanıtladı öteki. Ve katılırcasına güldüler
yeniden.
- Şimdi de mi anladınız yoksa ne konuştuklannı, -dedi
kadın öfkeyle.
- Evet, tabii ki anladım, -diye yanıt verdi adam gülüm-
seyerek. - Birincisi 'iyi ki hayattayız', ikincisi de 'hayat
bir harika' dedi.
- Gerçekten de harika mı? diye sordu kadın ısrarla.
- Brif, bruf, braf-oldu adamın yanıtı.
•
Ne olurdu başkentte politika yaparak sözde devlet yö-
netimine kalkışanlar da yeni bir dil deneseler:
-Mimasita, gikopani...
- Maraski, barabaski, pippiromoski...
- Peyisimoki, zizizama..
- Bruf, braf...
Hem kendileri daha iyi anlaşırlardı, hem biz daha iyi
anlardık...
Türkçenin tadını kaçırdılar.
TEŞEKKÜR
Eşim
ENGİN YENSENİ'nin
ölümü ile içimde asla dinmeyecek olan
acımı paylaşan dostlanma
teşekkürederim.
MELİKEYENSENİ
TEŞEKKÜR
Kızımız ÎPEK BAYKAL'ın doğumunu gerçekleştıren
Jin. Opr. Dr. İSMET
KARLIK
ve ekibi ile Çamlık Hastanesf nin tüm personeline, bizleri yalnız
bırakmayan dost ve yakınlanmıza teşekkürü
bir borç biliriz.
NESRİN - Ecz. ERDAL BA YKAL
ÇOCUK YUVALARI V E ANAOKULLARI
YAVRUNUZUN
GÜNBOYU
MUTLULUK
YUYASI
BftSUN
COCUK.
MIIMI
Okul öncesi Eğitim
ve İlkokul Etüd
Bale • Mûak • Resım • Folklor •
Satranç • Buz Paıenı • lngılızce
• Sosyal Etkınlıkler
MnacFı$e«(haneCd 64
Atakoy5726392-5423970
Btmn t Istanbul Evleri Koza 25
Bahçe! levler, 544 22 92 - 506 39 94
• Eğitim •Oyun
•£ğtence«Yet'enek
Amerikan Hastanesi
Garajı
Karşı Köşesi
NİŞANTAŞI
<S> 2414385®
0-12 YAŞ
• ••IKVIÇOCUKIVİ
Psikolog
İLKNURTUZUNGUÇ
denetımınde uzman kadro ile
YENİKAYITLARIMIZ
BAŞLAMIŞTIR
Okulumuzda Bedıloyaraçları
kullanılmaktadır
S3DURAÖIKÜÇUKYAU
Tel: 367 35 75
PEDAGOJİK DANIŞMA MERKEZİ
KIRMIZIBALIK ÇOCUKE Vİ
Kreş-Yuva-Etüt (0-12 yaş)
•AileToplantılan Başlıyor:
"Nasıl bir anne-baba olmak isterdiniz?"
• Konu sunuşu:
Danışman Dr. Erdal Atabek
• Kırmızı Balık Ailesi davetlidir.
• Dışandan katılacaklann telefon etmderi
rica olunur.
Mecidiyeköy: Tel: 272 96 07
Bostancı: 25 Eylül 1994 Pazar
Saat: 12.00, Tel: 417 16 36
• llkokula hazırlık (Bireysel gelıştırme)
• Tıyatro • Müzık • Resım + Kıl • Satranç • Fotoğratçılık
• Aıle Semınerlen • Çocuk ve Aıle Danışmanhğı
• PerıyodikSağlık Kontrolü • Bireysel ve grup ıçi eğıtim
• Sabah Kahvaltısı + OğleYemeğı + Ikındı Kahvaltısı
Psikolog Karman ZeU Yılmaz
Uzman Psikolog GülşenAlemdar
Acıbadem - Kadıköy Tel:0.216.340 45 12
ÖZEL HÜLYA ABLA ÇOCUK EVİ
19. YILIMIZDA
ûzel Hülya Abla Çocuk Evı olarak 2-6 yaş çocuklarına tam ve yarım
gün, uzman pedagog ve psikologlarımızla hizmet vermekteylz.
Hedefimiz sevgi dolu bir ortamda.
düşüncede özgür ve yaratıcı çocuklar yetiştirmektlc
Adret: Çlttohavuzlar, Yeşllbahar Sok. No:22 81060
Yuva: 356 45 37 - 356 39 55 (Fax)
GALERİ • ATÖLYE 293 89 78 (3HAT)
SANAT ODASI
EDEBİYAT
SEMİNERLERİ
ASUMAN KAFAOĞLU
BÜKE
EK1M-94 HAZIRAS-95
(18 yuzyûdan gunumuzej
DÜNYA EDEBİYATINDA
FELSEFE
Her Perşembe saat 11.00
Gen Nccmcttın Okıem .V)k
1 V 1 Erenkoy
lcl 155 « 8-
Geııdtf... Çoğdoş bir meslek veyo
Mimariık ve Güzel Sonotlar
Fakültesine girmek itin eğitim
GARANTİÜ
IÇ MIMARLIK
G RA F İ K
R E S I M
Kıırs Kayıtlanmız Boilomıştır.
1 C VI I | * ı >/ l |
Kısdit Cod. Tel: 34! 65 30 Kattoy
Isloabd Cd. Tel: 543 12 92 Bokrkoy
Barboros Cd.Tel: 259 54 12 fesiklos
ÜMİTYAŞAR
SANAT GALERİSİ
MUSTAFA
AYAZ
Resim Sergisi
23 Eylül-12 Ekım 1994
Isüldal Cod TeHıos Çlmaz: Vap Kur
Hoo 1 Beyoğlu Tel 0212/293 96 33
Galeri
Atölye
ılanlarınız ıçın
293 89 78
(3 hat)
akademik
sanat
eğitimi
modacı, grafiker, iç mimar
dmak ıcm üniversitc düzeyinde
bir yıl yoğun ingilizce hazırlık,
bilgisayarll ı uç kışıve bir macıntosh>
Profesyonel mesleki eğitim...
ön kayıt için s o n hafta
ingilizce,
güzel sanatlara
giriş
kursları başhyor. (h.içi-h.sonu)
bir ydınızı değerlendiriıı Hem ingilizce
öğrenin, bem MSU ye birincilikle gırın
(9ı MSU i.ç mımarJik ve end. tas. bırıncılen)
istasyoıı sanat merkezi I istasyon sanat merkezi
I Itl \M(t: I llııııııliiııli (;;ıd. >ıı: »O Tı-I: :I8.> II !l (3 llnl)
IIS^ IklM : Ihıck.'i ( ad. \m 11-7 l.'l: 110 ">ti :,nTW Hli 17
fl(l>k(ll: llli.niil.inii Ciıl. \o: :l(i Tı-I: :Ut.> II :tl (:t II;
11>t IhlM: >lnrkn ( ad. \u: 11 -7 1VI: 2III '.". :.t>-l\» <.l.