Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CumhuriyefImtiyaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönetmenı: Orhan Erinç •
Genel Yayın Koordınatörü: Hikmet
Çetinkava # Yazıışlerı Müdürlerı:
fbrahim Yıldız. Dinç Tayanç (Sorumlu)
• HaberMerkezi Müdürü: Hakan Kara
• Görsel Yönetmen: Fikret Eser
Dış Haberler: Ergun Balcı # Isrihbarat: Yalçın Çakır
• Ekonomı: Bnlent Kızanhk • Radyo-TV: Uygar
Eremektar • Kültür Handan Şenköken • Spor:
Abdülkadir Yücelman # Yurt Haberler: Mehmet
Saraç • Makaleler' Sami Karaören # Çevıri.
Seyfettin Turhan • Düzeltme: AbduIIah Yazıcı
Yayın Kurulu. llhan SeJçuk
(Başkan). Orhan Erinç, Oktay
Kurtböke, Özgen Acar, Hikmet
Çetinkava, Şükran Soner, Ergun
Balcı, Dinç Tayanç, tbrahim Yıldız,
Orhan Bursaİı, Mustafa Balbay.
Ankara Temsılcisı: .Mustafa Balbay 0 Haber Müdûrii: Doğan
Akın Atatürk Bulvan No. 125, Kat.4. Bakanlıklar-Ankara Tel:
4195020 (7 hat), Teleks: 42344. Faks 4195027 • Izmır Temsilcısi:
S«rdar Kmk, H. Ziya Blv. 1352 S. Z 3 Tel: 4411220 Teleks: 52359,
Faks: 4419117 • Adana Temsılcısı: Çetin Yiğenoğlu, Inönü Cd.
119 S. No:l JCat:l, Tel: 3522550. Teleks. 62155. Faks: 3522570
Müessese Müdürü: Erol Erkut 0
Koordmatör: Ahmet Konılsan 0
Muhasebe. Bülent Yener 0 Idare Hiueyin
Gürer 0 lşletme. Önder Çelik 0 Bılgi-
tşlem: Nail lnal 0 Bılgısayar Sıstem
Müriivet Çiler 0 Reklam: Reha Işıtman
Yayımlayuı ve Basan: Yenı Gün Haber Ajansı. Basın ve Yayıncılık A Ş.
Türkocagı cad 39-41 Cagaloğlu 34334 Ist PK 246 tstanbul Tel (0 212) 512 05 05 (20 hat) Teleks 22246. Faks (0 212)513 85 95 24EYLÜL1994 lmsak:5.20 Güneş: 6.46 öğle: 13.01 tkindi: 16.25 Akşam: 19.06 Yatsı: 20.26
AltınKoza
• ADANA (Cumhuriyet
Güney tllefi Bürosu) - 8. Alün
Koza Kültür ve Sanat
Festivaü, dün düzenJenen
"sevgi yürüyüşü"' ile başladı.
Yürüyüşe sinema dünyasının
ünlü sanatçılan katıldı.
Kültür Bakam Timurçin
Savaş, çeşitli açıhşlar yaptı,
temaslarda bulundu.
ÇASODveSODER
başkanlan Halil Ergün ile
Hülya Koçyiğit, bugün
yapılacak sanatçılar
dayanışma gecesi konusunda
basın toplanüsı düzenlediler.
Hekimlepiçin
egitim toplanüsı
• Haber Merkezi -
Kadın-doğum hekimleri için
Jinekolojik Endokrinoloji
DerneğTnin Amerikalı, Ingiliz.
Alman ve İsviçreli
meslektaşlanyla birlikte
düzenledikleri eğitim
programı, 9-12 Ekim 1994
tarihleri arasında Antalya
Kemer Magie VVorld Resort
Otel'de gerçekleştirilecek.
Kongre düzenleyicilerinden
Prof. Dr. Turgay Atasü ve
Doç. Dr. Sezai Şahmay, yoğun
başvuru olan toplantıda
kısırhk, menopoz ve hormon
bozukluklan konusunda
bildiriler sunacağını belirttiler.
Konstantiııus'tan
Fatih'e İstanbul
• tstanbul Haber Servisi-
Koç Vakfı tarafından
düzenlenmesi planlanan
ancak 'köktendincilerin
baskılan' nedeniyle iptal
edilen "Büyük
Konstantinus'tan Fatih'e
Konstantinopolis-İstanbul"
işimli sempozyum, Illinois
Üniversitesi ve İstanbul
Teknik Üniversitesi
tarafından düzenleniyor.
Önümüzdeki yıl temmuz
ayında İTÜ Maçka Sosyal
Tesisleri'nde yapılması
düşünülen 'workshop'a Türk
ve yabana 40 uzmanın
konuşmaa olarak katılması
planlanıyor.
Yetişkinlere
okuma öğretildi
• Istanbu] Haber Servisi-
Geçen günlerde kutlanan
'Dünya Okuma-Yazma
Günü'nde 33'ü kadın 34 kişi
diploma aldılar. Suadiye
Rotary Kulübü'nün
Erenköy Yenisahra
llkokulu'nda açtıgı
yetişkinler okuma yazma
kursunu başanyla bitiren,
çoğunluğu kadın olan
kursiyerler törerüe
diplomalannı aldılar.
Roof Dedeman
açıldı
• Haber Merkezi- istanbul
Dedeman Oteli'nin içindeki
"Roof Dedeman"'. Dedeman
A.Ş.Halklaİhşkiler
Koordınatörü Özlem
Cna!"ın öncekı akşam verdiği
"Merhaba Sonbahar"
koktevliyleaçıldı. Pazar
hariçhef gün 22.00-02.00
saatleri arasında hizmet
verenvecanlımüzık
programı olan Roof
Dedeman'da. gecevansından
sonra ise özel mönü de
sunuluvor.
Livaneli'nin
kitabı• İstanbul Haber Servisi-
M üzis\ en \ e > azar Zülfü
Li\ aneh'nin dün\ anın çeşitli
ülkelennin a\ dınlan yla
birlikte \azdığı "Kompleks
Sısıemde Yeniliklere
Direnişler"" dört dılde
yayimlandı.
Danıştay, sanayi bölgesi ve havaalanıiçin verdiği kararlarla Burdur Gölü'nü korudu
Dikkuvrııklara lıııkııkOKTAY EKtNCt • IsDarta'vı kalkındırmak adma p ş ^ j j ^ C :
•«*—an •BilimevıOKTAY EKİNCt
Türkiye, hem kültür ve doğa
değerleri açısından dünyanın
sayılı zengin ülkelerinden biri
hem de bu değerlerin korunma-
sına yönelik sözleşmelerin al-
tındaki "imza sayBi" bakımın-
dan da yine en zengin ülkeler
arasında yer abyor. 1972'de ba-
ğıtlanan Dünya Çevre Deklaras-
yoon'ndan bu yana, bölgesel ya
da evrensel ölçekte imzalanan
çevre sözleşmelerinin neredeyse
tümüne yakını bizim de
onayımızı taşıyor. Ne var ki,
özellikle 1980'li yıllardan bu yana
bir yandan "dünyaya karşı'' bu
imzalan hiç esirgemeyip öbür
yandan onayladığımız sözleşme-
lerin tersi uyguJamalan ısrarla
sürdürmek ıse neredeyse resmı
politikamızın "sürdürülebüir ka-
rakteri" haline geliyor.
Bu "iki yüzJö" sürecin giderek
çoğalan ürünleri arasında Burdur
fsparta'yı kalkındırmak adma
Burdur Gölü'ndeki doğal yaşamı
gözden çıkaran sanayi bölgesi ve
havaalanı yatınmlanna karşı açılan
davalarda yürütmeyi durdurma
kararlan verildi.
vencesı: ve toplum yaranna dayalı
bir hukuk anlayışının, diğer tüm
kamusal haklarla birlikte yaşanılır
bir çevre hakkının da en güçlü
güvencesi olduğu bir kez daha
kanıtlanıyor...
Gölü'nün karşı karşıya bulundu-
ğu tehlike, üzerinde özel olarak
durulması gereken önemli bir ör-
nek oluşturuyor. Çünkü Burdur
Gölü, sulak alanlann korun-
masıyla ilgili uluslararası sözleş-
melere aykın olmasının yanı sıra,
bizim kendi ulusal gelenekleri-
mizde yer alan "komşuluk hak-
lan" da hıçe sayılarak öngörülen
projelerle öldürülmek isteniyor.
Göle adıru veren Burdur halkının
itirazlanna hiç aldırmayan Ispar-
ta'nın resmi ve politik temsilcile-
ri, "komşulannın" yaşam kay-
naklanna göz dikerek "kirletici
yannmlannı" aynı gölün "Ispar-
ta sınırianna giren" kıyılannda
gerçekleştirmek istiyorlar.
Kapalı bir havza
Kozmetik, den, lekstil \ b. gibi,
çevreye duyarblık açısından he-
men her yerde "sınıfta kalan"
sektörler, Burdur Gölü'nün Is-
parta kesiminde planlanan "or-
ganize sanayi böigesf'nde yer
kapma yanşındalar. Yine aynı
kesimde başlanılan "Isparta ha-
vaalanı" projesi de-gölü ve göl-
deki doğal yaşamı tehdit eden
ikinci büyük yatınm.
Kapalı bir havza olduğundan.
kirlenmeye karşı son derece "has-
sas" olan Burdur Gölü ise bir
yandan bu dev projelere uygun
görülürken öbür yandan Ramsar
Sözleşmesi kapsamında korun-
ması öngörülen "ilk beş sulak
alanımızdan" biri konumunda.
Yani. tran'ın Ramsar kentinde
bağıilanan sözleşmedeki imzalar-
la "ağır kirietici" nıteliğındekı sa-
nayi bölgesi ve havaalanı yaun-
mlan için seçilen yere karar veren
imzalar yine çelişiyor. Özellikle
kış aylannda Burdur Gölü'ne
sığınan yüz binlerce "su kuşu" ise
bu çelişkili tutumlann yorumunu
"insanlara" bırakıp yaİdaşan teh-
likeden habersiz yaşamlannı sür-
dürmeye çalışıyorlar.
Bütün bu gelişmeler olurken,
neyse ki "duyarlı insanJar" fazla
zaman yitirmeden harekete geçti-
ler ve Türkiye'de artık çevrenin
de "baş koruyucusu" olma misyo-
nunu üstlenen "bağımsız yargı-
ya" başvurarak doğal yaşamı ka-
rartmaya niyetlenen bu projelere
karşı dava açtılar.
Başta Bordur Belediyesi, Bur-
dur'daki çevreci kesimler ve su
kuşlannm inançlı dostlan Doğal
Hayatı Koruma Derneği olmak
ihcre, yurt düzeyinde yaygın bir
kesim. Isparta'ya tanınan bu
"ayncabğın" doğayı tahrip ede-
cek bir katliama dönüşmemesi
için girişimlere başladılar.
Bu çabalann sonucunda, "Bur-
durhı üç vatandaşja" birlikte Av
ve Yaban Hayatını Koruma
Vakfi"nın 1994 başlannda açtı-
klan davada, Danıştay 6. Daire-
sı.organizesanayi bölgesi için"yü-
rütmeyi durdurma" karan verdi.
Bövlece yaklaşık 160 fabrikanm
bu doğal yaşam cennetini "cehen-
SANAYİ BÖLGESİ İKİ İLİN ARASINIAÇTI
Ispartaile Burdur'un
göl çekişmesialevlendi
• Burdurlulann, Burdur Gölü çevresine yapılması planlanan Isparta
Organize Sanayi Bölgesi'ne karşı çıkması ve havaalanı konusundaki
tartışmalar iki il arasmdaki rekabeti artırdı. Şimdi bölgede herkes
dikkuyruklan konuşuyor.
GCîLÇtN tLCt
BURDUR - Burdur'un, Burdur Gölü ve
çevresinde doğal, biyolojik ve ekolojik denge-
nın bozulmasına yol açacak Isparta Organize
Sanayi Bölgesi'ne karşı çıkması ikı ilin arası-
ndaki ezeli çekişmeyi yeniden alevlendirdi. Is-
parta yerel basmın "dûşmanlığı körükler" nıte-
likteki haber ve yorumlanna son olarak Ispar-
ta gezısi sırasında Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirei'in söylediğı "Dikkuyruklarm ödlerinin
çatlayacağı gibi bir şey söz konusu değiMir"
sözleri de eklenince olay mizahi bir hal aldı.
Şimdi Türkiye basınının yanı sıra Burdur'da
herkes birbınne "Dikkuyroklann ödü çatlar mı
çatUmaz mı" diye soruyor.
Isparta halkına göre değil ama yerel basın,
Isparta'da görev yapan yöneticiler ve Ispartalı
siyasilere göre "Burdur ktsmet tepiyor." Çünkü
Isparta Organize Sanayi Bölgesi ve Isparta
Havaalanı, Burdur'un gelişmesi de düşünüle-
rek göl kıyısına yapılacakmış! Ancak nedense,
Burdur'un bunca karşı çıkmasma karşın Is-
parta yaünmlannı göl kıyısından ahp itmiyor.
"Ne haliniz varsa göriin. Zaten size iyflık yap-
mak isteyende kabahat" demiyor bir türlü.
Aksıne, başta Ispartalı Cumhurbaşkanı Sü-
leyman Demirel olmak üzere herkes çevreci
kesildi. Yatınmlarla ilgili ÇED yapılması ve
yerinin değiştirilmesi yenne Isparta Organize
Sanayi Bölgesi kendisıne amblem olarak "dik-
kuyruğu" seçti. Isparta Valısı &tuğrul Doku-
zoğhı da dikkuyruklar için Eğirdır Gölü
kıyısında üretme merkezi kuracak!
Burdur Gölü ve dikkuyrukla boyutlanan Is-
parta - Burdur çekişmesi. kent pazarlanna, ti-
carete ve çeşitli ilişkilere de yansıyarak sürü-
yor. Dövızli askerlikle şekillenen Burdur ticari
yaşamında turistik ürünlerle yerlerini alan Is-
partalı esnaf, Burdurlulann kendileriyle alış-
veriş etmemesmden şikayetçi. Pazar günlen
kurulan Isparta pazanna yıllardır giden Bur-
durlu saücılar da IspartaMann kendilerinden
mal almadıklanndan yakınıyorlar.
Tabii ağustos ayı sonlannda Kazakistan
steplerinden kanat açarak Burdur Göiü'ne ko-
nan dikkuyruklann bundan hiç rni hiç haberi
yok. Burdur Gölü'nde kışlayan dikkuyruklar
burada üremiyor ama bakın dikkuynık üzeri-
ne neler söyleniyor:
önce Isparta Valisi Ertuğrui Dokuzoğlu'-
ndan bir seçme söz: "Dikku>Tuklan Eğirdir
Gölü'ne götüreceğiz. Göl kıyısında onlar için
üreme merkezi kuracağız."
DYP Isparta İl Baş-
kanı Esat Bolat'ın sözle-
rine kulak veriyoruz:
"Sudan sebeplerie abesle
iştigal edenlere sesleni-
yorum. Antalya Havaa-
İanı'na bakın. lzmir,
İstanbul Havaalanı'na
bakın. Sizler hayatını-
zda hiç uçak görmediniz
mi, havaalanı görmedi-
niz mi? Burdur'a üniver-
site istiyorsunuz, gelecek
profesörleri büyük Uler-
den ne ile getireeeksiniz,
at arabası ile mi?"
Isparta RP îl Başkanı
Avukat Abbas Piriinoğ-
lu ise adeta biyolog ke-
silmiş. "Dikkuynık kuş-
lannm rahatsız olacağı-
ndan bahsedüiylor. Ben
ilmi bir araştırmasını
yaptım. Dikkuyruk kuş-
lan buraya Van Gölü'-
nden geliyor ve Van Ha-
vaalanı da Van Gölü'rriin
kenannda. Burada bu
kuşlar yumurtiuyor. Ku-
luçkaya yatıyor ve yav-
nılan ucacak hale gelin-
ceye kadar burada kalı-
yor. Sonıyorum. Van
Havaalanı'ndan rahatsız
olup kaçmayan bu kuş-
lar Isparta'daki havaa-
lanından mı rahatsız ola-
cak" diyor.
Pamukkale'nin korunması için çok şey söylendi, ancak bunlar 'beyaz cennet'i kurtarmaya yetmiyor.
İpek Yohı'nunakdurağıkaranyor
MERİH AK
DENİZLİ- Turizm Bakanlığı'mn tarihi İpek
Yolu gezisinde "beyaz cennet" olma özelliğini hîzla
yitiren Pamukkale'de koruma önlemlerinin işle-
mediği bir kez daha sergjlendi. Bu kezyetkililer *^ta-
samıf genelgesi"ne sığınırken travertenlerin karar-
masının durdurulması için "acil önlemler" kapıda
duruyor
Turizm Bakanlığ tarafından düzenlenen, yerü
ve yabancı çok sayıda gazetecinin katıldığj "ipek
Yolu Projesi"nin tamtımına yönelik gezinin önceki
günkü durağı. Efes ve Pamukkale oldu.
Pamukkale, İpek Yolu Projesi'nin tamüm gezi-
sine katılanlan hayal kınkbğına uğratü. Yülardır.
"Korunacak, kurtanlacak ve travertenlere zarar ve-
ren oteller jıkılacak" sözlerinin yerine getiril-
memesınin, "beyaz cennet"i yok olma tehlikesi ile
karşı karşıya bıraktığı. bu kez Türk turizmini tam-
tacak konuklann önünde de sergilendi. Bakanlar
Kurulu'nca "Özel Turizm Bölgesi" olmasına iliş-
kin karar alınan Pamukkale'nin. Kültür Ba-
kanlığYnca "D<^al SİJ Alanı" ve son olarak da
Çevre BakanlığYnca "Özel Çevre Koruma Bölgesi"
ilan edilmesinin. tra%ertenlerin kararmasım önle-
yemediği gözlendi.
neme çevinnesi" tehlikesi, huku-
kun üstünlüğü sayesinde "şfaıdi-
Bk" önlenmiş oldu.
Bağımsız yargmm bu duyar-
hlığı, 1994 yıh Haziran ayında bu
kez Doğal Koruma Demeği'nin
"havalanı projesine" karşı açtığı
iptal davasında da yine yiirütme-
nin durdurulması karannın ah-
nmasıyla devam ediyor. Danı-
ştay 6. Dairesi'nin geçenlerde ta-
raflara tebliğ edilen 11.7.1994 ta-
rih ve 1994/2816 esas sayıh ka-
rannda, projenin çevreye ve
kamu yaranna verebileceği "za-
rarlar" şöyle yineleniyor "Bur-
dur Gölü yakınında yapımına baş-
lanan 'Isparta GöUer Bölgesi Ha-
vaalanı'nm su kuşlan için yaşam-
sal bir değer taşıyan ve uluslara-
rası öneme sahip sulak alanlardan
biri olan Burdur Gölü ve çevTesin-
de hava, su ve gürültü kiriiliği olus-
turacağı, doğal yaşamı etkile\e-
rek doğaJ dokunun. biyolojik ve
ekolojik dengenin bozulmasına yol
açacağı, kuş popülasyonunun bu
gelişmelerden olumsuz bir biçimde
etkileneceği..."'
Dünyada nesli hızla tükenen
dikkuyruk ördeklerinin de "ya-
şama alanlannın bozulacağı"
savına yer verilen aynı Danıştay
karannda. "gökJeki canlı hayatın
ve burduricus isimli ve sadece bu
göle özgü balık türünün yok edile-
eeği" v^rgulandıktan sonra dığer
çekinceler de şöyle özetleniyor:
"Kuş göç yollan ve zengin bir kuş
yaşam alanı olan yörede yoğun
olarak buhınan kuşjann, uçak-
ların uçuş güvenb'ği açısından bir
risk oluşturacağı, kuraklık nede-
niyle göl sularının çekilmiş olduğu
bir aJana kunılmakta olan havaa-
lanının. su seviyesi yükseldiğinde
bu durumdan olumsuz biçimde et-
kileneceği..."
Öyle görünüyor ki, Burdur
Gölû'nü Isparta'nın "ayncalıklı
kalkmma hamlelerine'
1
karşı k o
ruyabilmek üzere idari yargıda
açılan davalar, Türkiye'de huku-
kun üstünlüğü ilkesine dayah
çevre mücadelesinde önemli yeni
birikimler kazandıracak. Bilime
ve toplum yaranna dayalı bir hu-
kuk anlayışının, diğer tüm kamu-
sal haklarla birbkte yaşanılır bir
çevrenin de en güçlü "güvencesi"
olduğu bir kez daha kanıtlanmış
olacak...
Gökova
içinkarar
veriliyor
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Ulusal ve uluslararası çev-
reci örgütlerin faaliyete geçmesi-
ne kesinlik karşı çıkuklan. Göko-
va Termik Santrab'nın "yılan hi-
kayesine" dönen "faaliyete geçsin
mi, gecmesin nuT' takışmalan,
hükümetin gündeminde. Başba-
kan Tansu Çiller. Türkiye'nin,
milyarlarca lirahk yatınmiannı
atıl tutma lüksü olmadığını vur-
gulayarak, Enerji ve Tabii Kay-
naklar Bakam Veysei Atasoy
ile Çevre Bakam Rıza Akçah"-
dan, santralın geleceği konusun-
da kesin bir karara vanlmasım is-
tedi. Çiller. termik santralın bir
başka bölgeye nakli konusunun
da incelenmesi talimatını verdi.
Çiller, Bakanlar Kurulu'nun
önceki günkü toplantısında.
hava kirliliğinin önlenmesi ve do-
ğalgaz kullanımmın yaygı-
nlaştınlması konusunda çalışma-
lar yapmak üzere oluşturulan ko-
misyonun kabine üyelerine bilgi
vermesi srrasında, Gökova Sant-
rah'mn durumunu gündeme ge-
tirdi. Türkiye'nin, içinde bu-
lunduğu ekonomik şartlar nede-
niyle, milyarlarca liralık yatın-
mlanm atıl tutma lüksüne sahip
olmadığmı vurgulayan Çiller.
"Gökova Termik Santralı'nı aça-
cak mıyız. açmayacak mıyız?
Artık bu konu bir açıklığa kavu$-
tunümalı ve karar verilmeli" dedi.
MESELA DEDIK...En]alAtabel(
T,rafık kazalanndan çektiğimizi
büiyorsunuz. Her yıl (ne yıh?). her
yaz (ne yazı?), her ay (ne ayı?), her
gün (ne günü?), her saat (ne saati?).
her dakika, her saniye kazalar. ka-
zalar, kazalar. Yaalıp çiziliyor, ağ-
lamp sızlamyor, ama ne çare? 'Tra-
fîk canavan' bir türlü durdurulamı-
yor.
Çünkü asıl trafik nizamnamesi bi-
linmiyor. Şu sürücü belgesi denen
yetki kartı alımrken öğrenilenler işin
'en hakikisini' öğretmiyor. Onun için
biz de bu hafta bunlan yazalım da
memlekete bir faydamız dokunsun
dedik. Ne dersin Kamfl, iyi mi?
KuraM-Daba büyük araç
daha haklıdır
valan unutun, vallahı kötü olur.
Kamyonlar otobüslerden, otobüsler
midibüslerden, midibüsler minibüs-
lerden. minibüsler taksilerden, taksi-
ler hususilerden. hususiler motosik-
letlerden, motosikletler bisikletler-
den, bisikletler iki ayaklılardan
'daha haklıdır'. 'En haklı' olmak isti-
yorsanız altmızda tank olmahdır.
Bu 'altın kural'ı bilmeyip de daha
büyük araç süriicüsüne kafa tutup
trafik kuralı' falan gibi laflar etmeye
fırsatınız olursa boşuna bir de dayak
yersiniz. Yapmayın. ne olur. artık şu
En lıakiki trafik nizamnamesi
"memleketin' gerçeklerini öğrenin
canım. 'Canım memleketinTın ger-
çeklerini bilemezseniz nasıl hayatta
kalabilirsimz?
Kural 2- Daha pahalı araba
daha haklıdır
[ şte size bir 'altm kural'. Yazık ki
siz 'geçiş üstünlüğü1
falan gibi boş
şeyler öğrendiniz. Anayolda gidi-
yorsanız yan yollardan geleceklere
karşı geçiş üstünlüğünüz falan var
sanıyorsunuz değil mi?.. Böyle zır-
nutmayın. benim 'cannn
memleketim'de ya paran kadar
haklısındır ya da omuzun kadar.
Arabalar için de bu kural geçerbdir
canım kardeşim. Senin altında
kıçıkınk bir yerb 'dükhiT varsa 'had-
dini bileceksin'. Yollara bakınca da
görürsün ki Mersedesler. BMW"ler
her zaman daha hakbdır. Sana arka-
dan vursa bile sen, önde durmaktan
suçlu olursun. Alamanla Capon me-
selesi biraz kanşıktır. Toyota ilem
Mazda da yabana atılamaz. Onlar
da pek hakbdırlar. Çünküm bu ara-
balar pahabdırlar, yemleri fazla gel-
mektedir, onun üçün de yerlerinde
duramazlar. Bunlardan biri arka
ufuktan göründü mü sen kendini bi-
bp kenara çekileceksin. z^aten çekil-
mezsen ensene yapışıp ışık üstüne
ışık yakar ki haddıni bilesin. Orda
afur tafur yapıp başını derde sokma
benim canım vatandaşım. Sonra
ilerde önünü keserler, gazetelere ha-
ber olursun.
Kural 3-Daha güçlü
süpücüler daha haklıdır
JL a gördün mü? Daha bunu bile
bilmiyorsun değil mi? Vallahi insan-
lar bunca cehaletle nasıl trafiğe çıkı-
yor yani? Şimdi arkandaki araca yol
verecek misin. vermeyecek misin?
Doğrusunu bilirsen mesele olmaz.
Dikiz aynasmdan mı olur. çaktır-
madan dönüp bakarak mı olur; ar-
kadaki sürücüyü şöyle bir kesecek-
sin. Bakün gözün tutuyor, 'sen haklı
olursun'. Hiç aldırmazsm, elini falan
da sallarsın. Ama gözün tutmadı.
bela bir şeye benziyor, hiç oralarda
durma. Zira iş sonunda bilek güreşi-
ne dayamr. Gene de 'altm kuralın da
altını' vardır dersen daha eyi olur.
Bu da 'Tanımadığın iti okşama' di-
yen atalanmızdan kabnıştır. Bakar-
sın gözünün kestiğini bileğin kes-
mez, sonra amana gebp kurtana
arayacağına sen kenara kaçıp camnı
kurtar. Kendini üzme ve de üzdür-
me. Memleket gerçekJerini unutma
canım kardeşim.
Kural 4-Silahlı sürücü
külahlı sürücüden
daha haklıdır
iç akbna gelmiyor değil mi?
Ya adamda silah varsa? Sen gazete
okumuvor musun benim canım kar-
deşim. 'Hızlanıp gecti' diye, 'geçip
soDadı' diye. 'yol vennedi' diye ilerde
durdurup kaç kişiyi vurduJar. Be-
nim canım memleketimde külahın
hükmü yok, silahın hükmü var. Gel
bizi dinle. şu altın kurallan öğren,
kendini boş yere kırdırma. Kimsele-
ri sollama. Hızlamp geçme. Yol ver.
Bakün olmuyor. arabam sağa çek, '
dur. Yol biter. silah bitmez. Sen o
vurdulu kırdıb fıbrüere bakma. Öyle
camlardan uzamp da tak tak sayma
kolay iş değil. Sana ne kardeşim, sen
öğretmen misin? Bir büyüğümüz
'vurulurken siz de bir kaçmı vurun"
dedi diye hemen gözünüz karar-
masın. Bak bundan sonra öğret-
menlerle de dikkatli konuş. 'Çocu-
ğumun durumu nasıldırT diye sorar-
ken kızdırma.
Neyse, konumuz bu değildi, biz
gene trafiğe dönelim.
Tamam mı benim canım karde-
şim, anlayacağın senin ne hakkın
var ne de üstünlüğün. Ya bildiğin-
den şaşmayıp yaya kalacaksın ya
haddini bilip sağa kaçacaksın. Altı-
na bir tank çekip de TEM'e çıkarsan
işte o zaman 'kuralın kralT olur.