Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 21EYLÜL1994 ÇARŞAMBA
HABERLER
Voltaire'indüşüncedünyası
-3-
oltaire kadar farklı biçimler-
de yargıJanan pek az insan
vardır.
Bunun bir nedeni şu: Fildi-
şi kuleye çekilerek değii, bir
kavganın içindeyazdı Voltai-
re: söylediklerindeki
dağırukbk ve zaman zaman
kopukluk buradan ileri geliyor. Öte yandan. bir
sisteme bağlı kalmadı, özgür hissetti kendini ka-
lemi eline aldığında. Öyle de olsa, uzun yazarhk
yaşamı süresince, değişmeden kalan "ana dü-
şünceter'ı oldu; bunun gibi, alabildiğine "yıkıcı"
da görünse, toplumda "olumlu birreform"unte-
mel taşlannı belirledi.
İki yazar, Lagard/Michard, şöyle çiziyorlar
Voltaire'in düşünce dünyasının ana çizgilerini:
| Bir metafizik düşmam
Metafıziğın amansız düşmanıydı Voltaire.
Neydi metafıziğin tartıştıklan?
Tann'nın nitelikleri ile gerçek doğası. dünya-
nın ve yaşamın kökeni, ruhun varlığı ve ölüm-
süzlüğü. ruhla bedenin ilişkileri, kötülüğün kö-
keni. insanın yazgısı... Bu tür konulara, bizim
zekamızı aşan sorunlar olarak baktı Voltaire.
Kaldı ki, hiçbir fiiozof, bunlar üzerinde anlaş-
maya varamamıştı yüzyıllardır. Öyle olunca da,
neydi yapılması gereken? Şu: Bütün bu sorunlar
karşısında kuşku duymak ve şu içinde yaşadığı-
mız, duygulanmızla da tanıdığımız madde dün-
yasına gözlerimizi çevirmekti.
Onu anlamaya yetebilirdik ancak.
Aynca. iki büyük sakmcası vardı metafıziğin:
Birincisi, insanlan bölüyor ve din söz konusu ol-
dukta da. bağnazlığa sürüklüyordu onlan; ikin-
cisi de çözülmesi olanaksız sorunlar önünde
kaygılar içinde bırakıyor insanlan ve yaşamdan
yüz çevirmeye götürüyordu.
Böylece niçin harcayacaktık zamanımızı ve
gücümüzü bunlara?
Bilgelik, metafızığe sırt çevirmekte ve mutlu-
luğu da yeryüzünde aramaktaydı.
Felsefe de buydu ve "özgür düşünce" demekti
Voltaire'e göre.
Peki, ya din ve ahlak söz konusu oldukta?
Voltaire. romanlan, şiirleri ve hatta trajedile-
rine vanncaya değin bütün eserlerinde dine ve
onun sorunlanna dokunur. Aynca Felsefi Mek-
tuplar, Felsefi Diyaloglar, Hoşgörii Üstüne İnce-
leme, Felsefe Sözlüğü adlı eserleri. bu sorunlan
doğrudan doğruya ele ahrlar. Bu kitaplar ara-
sında Felsefe Sözlüğü, bir tür sentezdir, Voltai-
re'in bütün düşünce dünyası onda özetlenmiştir,
diyebiliriz.
| Tannvedhı
Tann'nın varlığını kabul eder Voltaire. O yüz-
yılda Diderot ve Baron d'Holbach gibi tanntanı-
mazlara karşı, ısrarla da savunur onu. Hatta
"Taıuı yoksa icat etmeli onu" der.
tki kanıt vardır elinde Tann'nın varlığj konu-
sunda:
Birincisi. Tann. aklunıza dayatmaktadır ken-
disini. "Hayran kalınacak bir makinedir dünya;
böylece, dünyada nerede olursa olsun. hayran ka-
lınacak bir zeka vardır" der. Tann bir "saatçi",
"ebedi geometrici", "dünyanın ebedi mimarı"dır
gözünde. "Evren kucaklıyor beni ve bu saat var-
dır da. saatçi yoktur diye düşünemem" diye ko-
nujur.
Ikincisi, topluma yararı \ardır bu düşüncenin.
"Vekilharcımın, terzimin. uşaklanmm, Tann'va
inamnalarmı istiyorum; böylece, beni daha az çar-
pacaklarını sanıyorum" der. "Odüllendirici ve öç
alıcı" bir Tann'dan korku, sıradan insanlar söz
konusu oldukta, ahlakın başta gelen yasasıdır;
"fîlozoflara" gelince. böyle bir düşünceden vaz-
geçebiürler. ahlakb olmak için, akıl yeter onlara,
diye düşünür.
Ne var ki, Tann'nın özü ve nitelikleri hakkın-
da bir şey söylemez.
Ama asıl önemlisi, vahyedilmiş dinlerin Tan-
nsı değildir Voltaire'in Tann'sı. Ona göre, yığın-
la düzmece üzerine kuruludur bu dinler. Onlann
dayandıklan temellere, özellikle de Tevrat'la İn-
cil'e karşı pek acı eleştirilerde bulunur: Gerçek
dışı şeyler. aptallıklar. boş inançlarla dolu ol-
dukJanru belirtir, dinsel ayinlerin kimi soytan-
lıklanru serer gözler önüne. Her şey olanca çıp-
Iakiığıyla ortadayken, Kutsal Kitap'ın tannsal
kökenli olduğuna saf saf inananlara karşı ağana
geleni söyler.
Ancak bu dinler, kendi aralannda boğuşsalar
da, temelde, Tann'nın-varlığı konusunda uzlaş-
mışlardır. Ama aldatıcı bir vahiy yoluyla değil,
akla dayanarak, insanlann üzerinde uzlaştıklan
da, onlan Yüce bir Varlık'a bağlayan "doğal
din"dir aslında "Bütün insanlann, bütün dünya-
famn ve bütün zamaniann Tannsı. ışte bu Yüce Varlik-
Ur, din de. ona bağlanışın adıdır, yoksa "an-
laşılmaz gjzler"le dolu olan mezheplerin ve tari-
katlann söyledikleri değil. Buradan kalkıp. kur-
tuluşu, özel inançlara ve törenlere bağlayan boş
inançlara karşı çıkar Votaire; dua düşüncesini
bile reddeder!
Ne adınadır bütün bunlar?
Voltaire'in başta gelen amacı, "banşı sağla-
mak"tır. Dinsel mücadelelerin sık sık bozduğu
budur; bozulmaktadır banş. çünkü dogma yeğ-
lenip ahlak savsaklanmaktadır.
Oysa, asıl önemli olan, ahlaktır.
| Ahlak ve hoşgöpü
Niçin din vardır?
İnsanlan, düzen içinde yaşatmak ve erdem
yoluyla, Tann'nın lütuflanna layık kılmak için.
Bir ahlak toplumunun temeli de. insanlar ara-
sındaki birliktir. İki ahlak yoktur, tek bir ahlak
vardır. Vahyi bir yana bıraküğjnızda akıl ve vic-
dan, gerçek rehberlerimiz olacaktır. Konfüç-
yüs'ün şu özdeyişini, Voltaire. "İnsansoyumın
yasası" olarak kabul eder: "Ölürken nasıl yaşa-
mış olmayı arzu edecek isen öyle yaşa; insana da,
sana davranmasını Lslediğin gibi davran!" İsa ise
şöyle zenginleştirmişti onu: "Tanrı'yı seviniz ve
insanı da kendinizi seviyormuşçasına sevin!"
İşte bağnazlık, insanlann bırbirlerini kardeş
DOĞUMUNUN 300. YILINDA
Voltaire ve
Aydınlanma
SERVER TANİLLİ
na göre, yığmla düzmece üzerine
kuruludur dinler. Dayandıklan
temellere, özellikle de Tevrat'la İnciPe
karşı pek acı eleştirilerde bulunur:
Gerçek dışı şeyler, aptallıklar, boş inançlarla
dolu olduklannı belirtir, dinsel ayinlerin kimi
soytanlıklannı serer gözler önüne. Kutsal
Kitap'ın tannsal kökenli olduğuna saf saf
inananlara karşı ağzına geleni söyler.
voltaire'in mektupları
Voltaire'in yaaşmalannın -Theodore
Bestermaım'ın önayak olmasıyla
gerçekleşen- kesin basımı, doksan sekiz cilt
tutuyor. Ünlüedebiyateleştirmenı Bnoıetiere'e
sorarsanız. Voltaıre'ın "Mektuplan, onun bütün
eserinin en canlı böiümüdür." Gerçekten.
rahatlıkla denebilir ki, ilgi çekmeyen tek bir
sayfa yoktur onlar arasında; o yıllarda yapılmış
dostça ve içtenlikledolu konuşmalann en
parlak yankısıru bugün de bulmak mümkündür
bu yanşmalarda. Abartmaya kaçmış olmadan
denebilir ki, kalemiyle bu denli sevecenlik.
canblık. güzellik ve incelik gösteren bir yazar ne
o çağda görülmüştür, ne de ondan sonra. Zeka
ve sürükleyiciliğin, onun yanı sıra sıcak
dostluğun. duygusallığın ve keskin düşüncenin
şölenidir bu mektuplar.
Birkaç örnek verelim bunlara. Jean-Jacques
Rousseau, 'Eşitsizliğin Kökeni Üstüne
Deneme'y i yazdığında, bir nüshasını da
Voltaire'e gönderir. Bilindiği gibi. uygarlığa,
bilime ve edebiyata karşı tırnaklannı
gösteriyordu kitabında düşünür ve yabanlarla
hayvanlarda görüldüğü biçimiyle. doğal hale
dönmeyi öneriyordu.
Vr
oltaire, 20 Ağustos 1755 tarihli mektubunda
şu yanıtı verdi kendisine:
"fnsansoyuna karşı olan yeni kitabınızı aldım
bayım. Bİından dola) ı teşekkür ederim size... Bizi
hayvan haline getirme yolunda bunca hüner
gösteren olmadı hiçbir zaman; eseriniz
okunduğunda, dört ayağı üzerine yürineceği
geliyor insanın. Ancak, altniış y ıldan fazla bir
zaman var ki, Yİtirdün bu alışkanlığı ve onu
>eniden elde etmem de olanaksız göriinüyor bana
neyazık ki!" Rousseau'nun, 'Sosyal
Södeşme'de. 'doğal hal' için tutkusunu yeniden
dılegetirdiğinigördüğündededüpedüz
sinirlenir Voltaire ve dostu Bordes'e. 1765
martmda yazdığı mektubunda şöyle der: "Ah
Bayım.' 1yice fark etmiş olduğunuz gibi, bir
mavmun insana ne kadar benzivorsa, Rousseau
da bir füozofa o kadar benziyon Diyojen'in
kudurmuşköpeğkliror Bununla beraber
Voltaire, o kitabı mahkum edip yaktıran fsvıçre
makamlanna -ünlü ilkesine bağh kalarak-
saldırmış ve Rousscau'ya da şöyle yazmıştı.
"Soylediklerinizin hiçbirinde sizinle aynı
düşüncede değilim; ancak onları sö> leme hakkuıızı
ölünceye değin savunacağun." Ve Rousseau,
düşmanlanndan kaçîığında, Voltaire, onu
Isvıçre'ye, yanında kalmayadavetetmişü.
Voltaire'in heykelini yapmaya karar verirler
Paris'te. Ünlü heykel sanatçısı PigaDe'e ısmarlar
eseri. Sanatçı da ılkçağda olduğu gibi. çıplak
halde temsil edecektiryaşh adamı. İşte. Madam
du DefTand'a yazdığı ünlü mektup Voltaire'in:
"Mösyö Pigalle'in. çehremin biçimini almak için
gelmesi gerektiği sö>lenivor. Ama Madam, bunun
için bir çehre olmaiı bende: olsa olsa yeri
bulunacak ancak. Gozlerim. üç parmak içeri
çökmüş halde; hiçbir işe v arama> an kemiklere
-sözüm ona-) apışmış eski bir parşömen gibi
yanaklanm. Biraz diş kalmıştı ağzımda. onlar da
yok şnndi (...) Bu haldeki bir adamuı he> keü hiçbir
zaman yapdamaz."
1735'te, şunlan yazıyordu Thieriot'ya v olladığı
mektupta: "XIV. Louis yüz\ ılı üstüne sizden
fıkralar istediğimde, onun kişiliğinden çok,
devrinde açılıp serpiuniş sanatlarla ilgiliydi bunlar.
RacıneTe Despreaux hakkında, Quınault. Lully,
Molıere, Lebrun, Bossuet. Poussin. Descartes.
vb. hakkuıda ayrınhlar, Steinkerque üstüne
olanlardan çok daha fazla hoşuma gider. Bölükleri
ve taburları yönetmiş olanlann. adlarından başka
hiçbirşey kalmamıştırgeri>e. \'erünıiş)üzsavaşın
insansoyuna hiçbir > aran dokunmadı, ama size
sözünü ettiğim büyük adantlar. henüz doğmamış
insanlara duru \e sürekli zet kler ha/ırladıiar. İki
denizi birieştiren bir kanal. Pouisın'in bir tablosu.
güzel bir tragedya, keşfedihniş bir gerçek, bütün
sa>aş haberleriıiden bin kez daha değerli şe> lerdir.
Biliyorsunu/ ki. benim gözümde, bü>ük adamiar
başta gelir, kahramanlar da sonda. Büyük
adamiar deyince de yarariı ya da hoşa giden bir
konuda çok bü> ük başanlar kazanmış insanlan
kastedi}orum. Kentleri talana \erip
yağmalay anlar ise kahramanlardır sadece.
• *
Fizyolojist Haller'e de şöyle yazıyordu: "Bu
dtim ada > apabileceğimiz en güzel şey, ekip
biçmektir; bütün öteki bedensel deneyimler, çocuk
oyununa benzerier. Toprağı ekip biçenlere saygı
duyalun; > er> üzünü karıştırıp duran -taçlı,
miğferli y a da kafasını kazıtmış- olan sefile ise
lanet cdelim!"
Ve işte. 1766'da bir başkasına yazdıklan: "O
zamandan başlayarak, hiçbir yeteneğimin
olmadığı > ığınla konunun bulunduğunu gördüm.
Vlatematikte pek u/aklara gitmeye y apunın
uygun olmadığını fark ettim. Müzik için hiçbir
>etenek taşımadığımı anladım... Kendisinin pekiyi
bir çiftçi olacağına aklınt takmtş. ama bütün öteki
meriyerlere sahipolmadığma inanan yaşlı bir
fikızofun değerlendirme ve dostluğtına güveniniz
nep!"
Voltaire de başka gözlemciler gibi, ülkesine
-alttan alta gelen- devrimi sezdi önceden. 2 Nisan
1764 günlü mektubunda şöyle yazıyordu Marki
de Chauveiin'e: "Gördüğüm her şey bir devrimin
tohumlarını ekiyor; mutlaka gelecek o ve ben,
tanığı olmak zev kinden \ oksun kalacağım.
Fransı/lar geç vanyorlar herşeye, ama >arıyoriar
sonunda; ışık ö> lesine yay ılıyor ki gitg^de, ilk
fırsatla patlayacak ve güzel bir güriiltü-patırrı
oiacak o zaman; gençler, pek mutlu insanlar, güzel
şeyler görecekler."
Uygarlığı. insanoğlunun kendisi yaratacak.
Ancak. ne bekliyoruz "uygarlık"tan?
- Uygarlık, başta banş demektir.
Uygarlığın en büyük düşmanı savaştır. Savaş,
"kahramanca yürütülen bir kasaplık"ür; yenile-
ni yıktığı gibi. yeneni de yıkar. Voltaire, kahra-
manlann yerine, "büyük adanf'lan yeğler: Bil-
ginler, sanatçılardır ki, eserleri "en duru ve sürekli
zevkleri" hazırlarlar.
İç savaşlarla dinsei kovuşturma ve zulümler,
daha da iğrençtirler. Devletin görevi, ilahiyat
tartışmalannın toplumu kanştırmasına engel ol-
maktır; dinler. yönetime tabi olmalıdır. hoşgö-
rüye saygılı olmalıdırlar. En korkunç siyasal
yanlış, hoşgörüsüzlüktür.
| ÖzgüPlük ve adalet
- İkinci olarak, uygarlık; özgürlük ve adalet de-
mektir.
Kişi dokunulmazlığı ve özgürlüğü, insanınmal-
lannı ve emeklerini istedikleri gibi kullanmalan,
konuşma ve y azma özgürlüğü. vicdan özgürlüğü
kabul edilip güvencelere bağlanmalıdır.
Adalet de. güvencelerle donatılmahdır.
- Üçüncü olarak. uygarlık. gönenç demektir.
Bunu sağlayansa, başta ticaret'tir. Kişilerin ve
uluslann zenginlik kaynağı odur. Tanmın sırün-
dan "feodal" yükler atılmalıdır. Onlann yanı sıra,
vergiler hakça dağıtılmalı ve ayncaüklara son ve-
verilmelidir.
- Son olarak, sanat ve aydınlanma demektir uy-
garlık.
Bir toplumda, uygarlık, doruk noktalanna. sa-
natla ve düşünsel etkinliklerle ulaşır: Örfleri yu-
muşaüp tathlaştıransanattır;ruhu besleyenedebi-
yatür. Gerçi, pek azdırdüşünen insan; ve Voltaire,
bilgisizlik ve boş inançlar içinde yaşayan "ayak-
takunı"na horlayarak bakar. Ancak. bir aydm
seçkinler vardır ki. toplumu en büyük yetkinüğe
ulaştıracak onlardır.
Yaşlı Voltaire'in 33 portresi
olarak sevmelerini önler. Öyle olduğu için,
kurbanlan olduğu kadar ezenleri de körleşti-
ren mezhep ve tarikat düşüncesinin dayatuğı
iç savaşlan, adaletsizlikleri, cinayet ve
kiyımlan durup durup hatırlatır Voltaire.
Özellikle hedeflediği, Katolik dinidir: Çünkü,
o yüzyılda. Katoliklik, sivil iktidara dayana-
rak başkalanna zulmediyordu. Ancak onunla
yetinmez, Protestanlığın ve Müslümanlığın
bağnazhğına da karşı çıkar Voltaire.
Hoşgörii anlayışıru destekleyen nedir peki?
Felsefe!
Voltaire, bütün gücüyledestekleronu.
Öte yandan, inançlanmızın belirsizliği üze-
rinde ısrar ederek, başkalanrun inançlanna
karşı.alçakgönûllüJükgösteriphoşgörüyledav-
ranmaya çağınr bizi. Bunun yanı sıra, ilahiyat
tartışmalanyla alay eder, dinler arasındaki
farkhlıldann kofluğuna işaret eder; bununla
altını çizmek istediği de, odinlerin temeldenasıl
uzlaşmış olduklandır.
Voltaire, doğal olarak özgür ve eşit diye
baktı insanlara; bunun sonucu, birçok kez,
kuramda da kalsa, 'demokrasi'yi övdü. Ne var
ki, Jean-Jacques Rousseau gibi, ancak küçük
devletlerde uygulanabilir olduğuna inanıyor-
du onun. Öyle olduğu için de, Fransa gibi mo-
narşik ülkelerde, ivedi ve hemen gerçekleştirile-
bilecek reformlarla ilgilendi daha çok.
Hiçbir zaman devrimciolmadı Voltaire.
Tannsal kökenli hukuka da inanmadı.
Ancak, halklara mutluluk getirebilecek bir
aydm despotiuk, bir aydm despot düşledi. Ne
var ki, XIV. Louıs'nin yanlışlan, "fflozoF' da
olsa Büyük Friedrich'in tehlikeli tutkulan. bu
düşten, çekip uyandırdı kendisini.
Ne kabyordu sonunda, siyasal ülkü diye?
İngiliz anayasalı reümi!
Çünkü, böyiesi bir rejim. özgürlüğü güvence-
ye bağlıyor ve kralın iktıdannı sırurlıyordu; top-
lumdaki seçkinler de, bu iktidan denetleyecekti.
Ne var ki, güçtü bunu da uygulamak Fransa'-
da. Kala kala. kralın aydm insanlan göreve ge-
tinnesi ve onlardan, bilgece ve siyaset uygula-
malannı istemek kahyordu. Böyle bir politika.
uyruklan mutiu kılacak ve uygarlığa götürecek-
ti onlan.
| Uygarlık deyince...
Tann'dan bir beklediği yoktur Voltaire'in;
"Öte dünya" da bizim için bir sır olarak kaldı-
ğından, mutluluğumuzu bu dünyada ve elimi-
zin altındaki araçlarla gerçekleştireceğiz.
| Tarihin anlamı
Voltaire'in bir katkısı da, tarih konusunda.
Tarih bilimi kavramının yaratılmasında onun
büyük emeği geçer. XII. Charles'm Tarihi, bir
kralın tarihidir; XIV. Louis Yüzyüı, bir ulusun ta-
rihidir; Milletlerin Örfleri ve Rubu Lsrüne De-
neme ise, bir dünya tarihidir. Bu eserlerle, Voltai-
re, bir tarih yönteminin nasıl olması gerektiğini
gözler önüne serer.
Sonunda. bulduğu en önemli gerçeklerden biri
şudur: Tarih, krallann değil, insanlann; y^alnız si-
yasal ve askeri oylann değil. bütün kurumlann,
özellikle de bilimlerin ve sanatlann tarihidir. Böy-
lece. bir yerde tarih, "uygarlığm tarihi" oluyor.
İnsanüğın ilerlemesinde başrolü oynayanlar
da. "kahramanlar" değil, "büyük adâm"lardır.
İlerleme -ne yazık kü- sürekli bir şey olmasa da,
toplumu bulunduğu noktadan alıp daha ilerilere,
giderek ideal uygarlığa ulaştıracak olanlar on-
lardır.
Mutlu bir toplum yaratmak mümkün müdür?
Mümkündür Voltaire'e göre.
Nedir yolu bunun?
"Aydınlıklar"ı çoğalmak, tek kelimeyle, "Ay-
duılanma"yı sürdürmek...
SÜRECEK
T.C.
TRABZON1. ASLİYEHUKUK HÂKİMLİĞl'NDEN
EsasNo: 1994/151
Davacı Melek Kank tarafından davalı fbrahim Kank aleyhine
açılan boşanma davasının yapılan dunışması sırasında verilen ara
karan gereğince, adresi meçhul olan ve kendisine tebligat yapılama-
yan davalı Ibrahim Karık'a ilanen tebligat yapılmasına karar veril-
miştir.
Incirii-Ankara Yunus Emre Caddesi Tekin Apt. 45/2 adresinde
ikamet ettiği bildirilen ve yaptınlan tahkikatta adresi tespit edileme-
yen, kendisine tebligat yapılamayan davalının duruşma günü olan
10.10.1994 Pazartesi günü saat 09.00'da mahkememiz duruşma şalo-
nunda hazır bulunması, gebnediğinde kendisini bir vekille temsil et-
ürmesi gereküği, gelmediği ve bir vekille temsil ettirmediğinde yoklu-
ğunda karar verileceğinden, işbu ilan, dava dılekçesi ve duruşma
günü tebliği yerine geçerli olmak üzere ilanen tebliğ olunur.
Basın: 50930
Listeler hazıriamyor
Romanlannız ve
Ansiklopedileriniz
yerinizden ahnır.
Tel:5540804
Nüfus cüzdanımı
yitirdim.Geçersizdir.
M.BEHZATŞAHİN
CUMHURtYET
YOLUNDA
Yunus Nadi
30.000 (KDV içinde)
Çağdaş Yaymları Türkocağı Cad.
39-41 Cağaloğlu-İstanbul
Ödemeli gönderOmez
Poüsolmak
isteyenMHP'ye
başvuruyor• Polis okulunun önümüzdeki günlerde
yapılacak sınavına girmek isteyen adaylar, MHP
Genel Merkezi'ne akın ediyorlar. Partinin
müracaat kısmında, başvuruda bulunanlann
isimleri, aday numaralan ve nüfus bilgileri,
"Genel başkan yardımcılarına verilecek" sözüyle
listeler haline getiriliyor.
KEMAL \X RTERt
ANKARA - Poüs Okulu'-
nun önümüzdeki günlerde
yapılacak sınavına girmek iste-
yen adaylar. Mılliyetçi Hare-
ket Partisi (MHP) Genel Mer-
kezi'ne akın etmeye başladılar.
Sınav için yardım istemeye ge-
lenlerin isimleri. aday numara-
lan ve doğum yerlerine ilişkin
bilgiler. MHPĞenel Merkezı'-
nin "müracaat" bölümünde
kaydediliyor.
Uygulama, 12 Eylül'de açı-
lan M H P davasına ilişkin iddi-
anamede yer alan MHP'nin
asker ve polis içinde nasıl ör-
gütlendiğine ilişkin savlan
gündeme getirdi. MHP Genel
Merkezi'nde ele geçırilen bel-
gelerden yola çıkılarak hazırla-
nan iddianamede, MHP'ye
çok sayıda asker ve polis ta-
rafından bilgi aktanldığı ve
parti merkezinde emniyet gö-
revlileri hakkında aynntılı
dosyalar bulunduğu belırtil-
mişti.
MHP Genel Başkan Yar-
dımcısı Rıza Müftüoğlu. Cum-
huriyet'e yaptığı açıklamada.
diğer sıyasi partilerin yanı sıra
kendi partilerine de bu tür baş-
vurulann olduğunu belirterek
"Ben sizin ne demek istediğinlz
anlıyorum. Ancak işler eskisi
gibi değil" dedi.
Müftüoğlu: Liste
tutulmuyor
Müftüoğlu, bazı polis okulu
adaylannın partilerine geldiği-
ni doğruladı. ancak liste tu-
tulmasının söz konusu ol-
madığını savundu. "Bu tür şey-
ler 12 Eylül öncesinde yapıİı-
yordu" diye konuşan Müftü-
oğlu, devlet bürokrasisinin ilgı
göstermemesi nedeniyle vatan-
daşlann işleri partilerde hallet-
meyeçalıştıklannj anlattı.
MHP Genel Merkezi'nin gi-
riş katında yer alan müracaat
bölümünde çalışan görevliler,
sınavı kazanmak için yardım
istemeye gelen polis Qkulu
adaylannın isimlenni, başvuru
numaralannı ve doğum yer-
lerine ilişkin bilgileri. "Genel
başkan yardımcılarına verece-
ğiz" diyerek liste haline getiri-
yorlar. Müftüoğlu'nun, "Bu
tür şeyler 12 Eylül öncesinde
yapılıyordu" sözleri, MHP'nin
"12 Eylül 1980 öncesinde polis
ve ordudaki örgütlenmesini
anımsattı. MHP ana davası
ıçın hazırlanan 1980-7040
sayıh 29 Nisan 1981 tarihli id-
dianamede, partinin kamu ku-
ruluşlanndaki örgütlenmesine
ilişkin bir dizi belge ve yazıya
yer verilmişti.
İddianamede yer alan bil-
gilere göre, MHP çok sayıda
asker ve polisin tayinlerindeet-
kin rol oynadı. İddianemede
örnek olarak verilen ve MHP
Genel Başkanı Alparslan Tür-
keş'e gönderilen yazılardan bi-
risi aynen şöyle:
"Sayın Albayım. Size ....'ten
komser ....'ı gönderiyorum.
'te MHP'nin kurulup geüş-
mesinde bize büyük \ardimlan
oldu. Sizinle tamşmak istiyor...
Hakkında gerekli malumad
kendisinden alabilirsiniz. Saym
albayım, yakıııda ... kazası,...
kazası ve ... nahiyesinde MHP
ilce teşkilatım kuruyonız.
Gereken her türlü hazırlık
yapıldı. AUah'ın izniyle .MHP'-
nin 9 ışık dinamitini Doğu'dan
ateşleyeceğiz. Komiser... Bey'-
in şark hizmcri bu sene biriyor.
Kendisi İstanbul'a tayin yaptj-
rmak istiyor. Orada da davamı-
za büyük yardımları olacağına
inanıyoruz. Burada emirlerinizi
bekler, sa> gılarımı sunanm.
Tanrı Türkü korusun. (İmza,
ad, soyad, rütbe, birük, imza)."
İddianamenin 325. sayfasın-
da yer verilen bilgiler de şöyle:
"Aramalarda, partinin genel
merkez binalannda ele geçirilen,
rüm illerde >e hemen hemen her
kademede görevli emniyet men-
suplan hakkında da geniş bilgi
toplandığt, ülkücü göriiş yanlıla-
nyla kendi değerlendinnelerine
göre karşıt olanlar haklarmda
kanaat belirtildiği okunmakta-
dır. Bunun drşında çeşitü parti fl
ve ilçe teşkilatlarınca referans-
larla emniyet mensubu ohnalan,
atama ve terfi gibi işlemler için
ülkücü olduklanndan bahisle
yardımcı olunması istenmekte,
aynca genel merkezce emniyet
görevlileri haklarmda riddi ve
dikkatli kayıtlar rutulduğu gö-
rülmektedir."
RP halka çağrı yaptı
'Nataşalannyüzüne
tükür' kampanyası
AHMETŞEFİK
TRABZON - Bagımsız
Dev letler Topluluğu'ndan ge-
len hayat kadınlannı bahane
ederek bütün Doğu Karade-
niz yerleşim birimlerinde çeşi-
tli eylemlerini sürdüren Refah
Partisi teşkilatlan BDT turi-
zmini tehdit ediyor. RP'li bele-
diye v e örgütlerin "Nataşalara
karşı mücadelede işbirliği" ka-
ran almasından sonra Arde-
şen Belediye Başkanı İmdat
Sütlüoğlu halkı 'Nataşalar'ın
yüzüne tükürmeye çağırdı.
Ancak eylemin bütün turistle-
re jönelmesinden korkuluyor.
3 yıllık bir süreçte çeşitü
basın yayın organlan ve bazı
çevreler tarafından abartıla-
rak kamuoyuna sunulan *ya-
bancı kaynaklı fuhuş' olaylan
RP'li çevrelerin tek hedefı ha-
line geldi. 27 Mart seçimleri-
nde Doğu Karadeniz'de Tra-
bzon ve Rize başta olmak üze-
re birçok yerde belediye ba-
şkanlığı kazanan RP'liler Na-
taş'a olaylannı sıcak tutarak
bolgede gergınJığın gıderek
artmasına yol açıyorlar.
RP'li çevrelerin Nataşa
olaylannı bahane eden eylem-
leri 2 yıl öncesine kadar gidi-
yor. O dönemde Trabzon baş-
ta olmak üzere bölgedeki çe-
şitli yerleşim birimlerinde
kadınlann sokağa çıkamadığı.
her yanda pazarlıklann
yapıldığı yolunda abartılı ve
gerçekdışı haberlerden oluşan
televizyon programlannın ya-
yınlanmasından sonra hare-
kete geçen RP'liler. ilkin Sarp
kapısında miting düzenlemiş
bu kapıyı üç saat giriş çıkışa
kapatmışlardı.
Burada "Ruslan kapıdışarı
etmeye" söz veren RP'li çevre-
ler bölge çapında geniş kam-
panyalar düzenleme karan
almışlardı.
Bu atmosferde gelinen 27
Mart seçimlerinde 'Nataşa'
olavlan RP'liler için propa-
ganda malzemesi oldu. "Nata-
şa oaylarını PKK'den daha teh-
likeli" ilan eden ve "Bunlar
mutlaka temizlenecek" diyen
RP'liler muhafazakar kesi-
mlerden de seçimlerde önemli
bir destek aldılar.
RP'lilerin bu dönemde yü-
rüttüğü kampanyadan,
abartılı ve yanlış haberlerden
rahatsız olan Rusya da olay-
lan yakın takibe aldı. Rusya'-
daki birçok yerel telvizyon ve
gazetede Trabzon'a gidilme-
mesi yolunda haberler yer
aldı.
RP'li kesimlerin kampanya-
lara en çok ağırhk verdiği yer-
lerden biri Rize ve Rize'nin
ilçelerinden Ardeşen. Nataşa-
lan temizleyeceğine dair ye-
min ederek başkanhğa gelen
ve Atatürk'e karşı tavırlan ile
kamuoyunda tanınan Şevki
Yümaz'ın çeşitli uygulamalan
turistler açısından Rize'yi ca-
zip olmaktan çıkardı. Son ola-
rak Ardeşen Belediyesi'nde
yapılan bir toplantıda bir ara-
ya gelen Şevki Yılmaz ve
Ardeşen Belediye Başkanı
Imdat Sütlüoğlu bu konuda el
ele verme karannı açıkladılar.
Sütlüoğlu'nun bu konuya yö-
nelik sözleri ise önümüzdeki
döne-nde olabilecekleri göste-
riyor. İmdat Sütlüoğlu şöyle
diyor:
"Bu hayatı, bu Nataşa düze-
ninin devam etmesini isteyenler
de imza kampanyası açtı. Ama
yüz imzayı bile bulamadılar.
Biz on binlerce imza ile karşı-
lanna çıkacağız. Size bu düzeni
reva görenlerin ve Nataşalann
yüzüne tükürün."