Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
21 EYLÜL1994ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Cumhuriyet'e iki
ödûl
• İstanbul Haber Servisi-
özgür Ülke gazetesi
tarafından bu yıl ikincisi
düzenlenen Muşa Anter ve
Basın Şehitleri Ödülleri'94
yanşmasında dereceye
girenlereödülleri törenle
verildi. Fotoğrafdalında
"Yağmura Rağmen" adlı
fotoğrafıyla ikinciliğe değer
gö'rülen gazetemiz
muhabirlerinden Hatice
Tuncer (solda), bir plaket ile
birlikte 10 milyon liralık para
ödüJünü Avukat Eşber
Yağmurdereli'den aldı.
"Sığınmacı Parası Emniyet'e
mi Gitti" başlıklı haberiyle,
haber dalında üçüncülüğe
değer görülen, ancak
annesinin rahatsızlığı
nedeniyle törene
katılamayan gazetemiz
muhabirlerinden Ergun
Aksoy'un ödülünü ise
kendisine vermek üzere
Hatice Tuncer aldı.
Elektpik
kesintisine tepki
• İstanbul Haber Servisi-
İstanbul Anadolu yakası,
dün akşam saat 20.30'da
karanlığa büründü.
Meydana gelen elektrik
kesintisi nedeniyle Anadolu
yakasında yaşam felç oldu.
Olay üzerine gazetemizi arayan
yurttaşlar, AKTAŞ'ın
yaptığırun sorumsuzluk
olduğunu, en azından
kendilerine elektrik
kesintisinin ne kadar süreceği
konusunda bilgi verilmesi
gerektiğini belirterek
tepkilerini dile getirdiler.
AKTAŞ, daha sonra yaptığı
açıklamada, Üsküdar
SelimiyeCaddesi üzerinde
bulunan elektrik trafoşunun
yakınlanna yıldınm düşmesı
nedeniyle tedbir olarak
elektriklerin kesildiğini
bildirdi.
Batıbay'dan
açıklama
• ANKARA (Cumhuriyet
Bûrosu)- Başbakanlık Dış
Tanıüm Başmüşaviri Daryal
Batıbay, gazetemizin 18
Eylül 1994 tarihli sayısında
yeralan. "Yılmaz'dan
Çiller'e Suçlama" başlıkb
haberde. hakkında, ANAP
lideri Mesut Yılmaz'ın, öne
sürdüğü savlara ilişkin
olarak şu açıklamayı yaptı:
"Haberde, Dış Tanıtım
Başmüşaviri olarak görev
yaptığım birimin
uvgulamalanndan büyük
rahatsızlık duyduğum, işlerin
Sayın Özer Çiller tarafından
yönetildiği ve bana talimat
verildiği iddia olunmaktadır.
Haberde, bu doğrultuda
bana aften \e benden
kaynaklandığı öne sürülen
ifadelere yer verilmiştir.
Başmüşavirliğimizin
çalışmalannda Sayın Özer
Çiller'den talimat alması söz
konusu olmadığı gibi. bana
atfedilen ifadeler de
tamamen gerçek dışıdır."
Yap-işlet-
devret, onayda
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-Kamu
yatınmlannın
yap-işlet-dev ret yöntemi ile
yaptınlmasını düzenleyen
yasanın uygulama esaslannı
belirleyen kararname,
Cumhurbaşkanı Süle>man
Demirerin onayına sunuldu.
Dışişlen Bakanı Mümtaz
Soysal ile Devlet Bakanı
Fikri Sağlar"ın bir süredır
imza koymaktan
kaçındıklan metne, SHP'nin
istekleri doğrultusunda
eklenen hükümlerden sonra
uzlaşma sağlanabildi.
Dayağın failleri
• ANKARA (Cumhuriyet
Bûrosu)-Ankara
Büyükşehir Belediye Meclisi
SHPGrup Başkanvekili
MuzafTer Saraç, dün
düzenlediği basın
toplantısında meclis
toplantısında işcilerin
dövülmesi ile sonuçlanan
olaya kanşan biri RP, biri de
MHP'li meclis üyesi olan 14
kişınin isimlerini açıkladı.
Saraç, olayda. işten atılan
işçılerden 14'ünün
yaralandığını, bunlardan
13'ûnün rapor aldıklannı
bildirdi.
Bir profesörün eline geçen ücretin ÂBD Dolan cinsinden değeri, 1977 yılı rakamlanna denk
Universitede maaş isyanı• Öğretim üyelerinin
ücretleri üç yıl içinde
büyük erozyona uğradı.
Öğretim elemanlan
sendikası ve dernekler,
kalıabirçözüm
bulunamaması
durumunda hükümeti
protesto etmek için eylem
hazırlığı içinde.
EMİNE KAPLAN
Karne ve diploma fiyatları belirlendi
Mezuniyet 150 bin lira
ANKARA - Koalisyon hükü-
metinin görevde bulunduğu
yaklaşık 3 yıl içinde, öğretim
üyelerinin reel ücretleri yan ya-
nya azaldı. 1992 yıhnda 1000
ABD Dolan tutannda maaş
alan bir profesörün, koalisyon
hükümetleri dönemindeki üc-
reti, yaklaşık 500 dolar düzeyi-
ne indi. Bir profesörün halen
eline geçen ücretin ABD Dolan
cinsinden değeri, 1977 yılı ra-
kamlanna denk geliyor. öğre-
tim elemanlan sendikası ve der-
nekler, öğretim üyelerinin üc-
retleri ve yaşam koşullanrun
iyileştirilmesi yönünde bir çö-
züm bulunamaması durumun-
da hükümeti protesto etmek için eylem
hazırlığı yapıyorlar. öğretim üyelerinin
son 22 yıl içinde ücretleri ve yaşam stan-
dartlan inişli çıkışlı grafikJer çizerken.
1992 yılı, bu grafıkte en üst noktada yer
aldı. 1992 yılı ücretleri profesörlerde
1000 dolar. doçentler de 735 dolar düze-
yindeyken, koalisyon hükümeti döne-
minde reel ücretler yan yanya azaldı.
1994 ücretlerinin döviz bazındaki değe-
ri. 1977 yılı düzeyine inerken. profesör-
lerin ücreti 500 dolar. doçentlerinki de
ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - Miilı Eği-
tim Vakfı, 1994-1995 öğretim yılında okullar-
da kullanılacak basılı belgelerin fıyatlannı be-
lirledi. Buna göre, karne 15-30 bin. diploma
100 bin, takdir veya teşekkür belgeleri 15 bin,
öğrenci kişısel dosyalan 100 bin liradan satıla-
cak. Yeni fiyatlar uyannca. öğrenciler, mezu-
niyet için 150 bin lira ödeyecekier.
Milü Eğitim Bakanı ve Milli Eğitim Vakfı
Genel Başkaru Nevzat Ayaz'ın onayıyla okul-
lara gönderüen genelgeye göre, basılı belgele-
rin yeni fiyaüan şöyle:
Karneler: Birleştirilmiş sınıf ve taşımalı öğre-
tim uygulaması yapılan tüm okullarda 15 bin,
diğer okullarda 30 bin lira.
Dtptomalar: 100 bin, takdir ve teşşekkür bel-
geleri 15'er bin, öğrenci kişisel dosyalan 100
bin lira.
ögretmen not defterieri: İîköğretim kururn-
lan için; 8 yaprakiı 15 bin, 16 yapraklı 20 bin,
24 yapraklı 25 bin. 32 yaprakü 30 bin, 40 yap-
rakb 25 bin, 60 yapraklı 30 bin lira. Ortaöğre-
tim kurumlan için; 8 yaprakh 15 bin, 16 yap-
rakü 20 bin, 24 yaprakh 25 bin. 32 yapraklı 30
bin lira. Belgelerin satışmdan eldeedilecek geli-
rin yüzde 15"i Milli Eğitim yaymevlerine. yüzde
10'u il ve ilçe Milli Eğitim müdürlüklerinin
harcamalarma aynlacak. yüzde 20'si de okul
adına il şubesine gönderilecek.
OkuUann yalnızca Milli Eğitim Vakfı'nın
belgelerini kullanılması istenirken, başka kay-
naklardan bu tür belgelerin sağlanmasına ızın
verilmeyeceğine dikkat cekildi.
Bakanlık yetkilileri, baalı belge fıyatlanna
bu yıl bir standart getirildiğini belirterek, okul
yöneticilerinin Milli Eğitim Vakfı'nın belirledi-
ği fıyaün üzerinde bir fiyat istemesinin de en-
geliendığini söylediler. Yetkililer, şu açıkla-
mayı yaptılar: "FFvatlar en dûşük düzeyde nıtul-
muştur. Gectiğimiz yıllarda, okul yöneticileri bi-
zim belirlediğimiz fîyatın iki katını öğrencüer-
den istiyorlardı. Gerekçe olarak da. okulım gi-
derierimn karşılanması gösteriliyordu. Bu yıl
belgelerin satış fiyatından eide edilecek gelirin
bir bölümünü okuİlara ve il Milli Eğitim mudûr-
lâklerine bırakıyoruz. "
ralanıyor:
- Öğretim üyelerinin ücreti
cumhuriyet taririinde ilk kez sav-
cı ve hakimlerin gerisinde kaldı.
Ücretler bir an önce istenilen dü-
zeye yiikseltilmeli.
- Oniversiteler tasarruf ön-
lemlerinin dışında tutulmalı.
- 40 bin öğrencili ikili öğreti-
me, söz verilen kadrolar \erilme-
'»•
- Üniversitelerde bulunan
boş kadrolann doldurulabil-
mesi için atama yetkisi üniversi-
telere yerilmeli.
- Üniversite hastanelerinde
yüzde 5 olan yardımcı hizmetli
kadrosu, yüzde 20'ye çıkanhna-
h.
- Devleteaitatıldurumda bu-
lunan bina. tesis ve araziler en
yakın zamanda üniversitelere
tahsis edilmeli.
- Yurtdışına bilimsel kongre
ve toplantılara giden öğretim
üyelerinden konut fonu alınrna-
malı.
Başbakan Çiller. konut fonu
alınmaması ve ücretlerin arttı-
nlması sözü vermesine karşın,
Öğretim Üyeleri Derneği Genel
Sekreteri Prof. Dr. Tahir Hati-
400 dolar tutanna düştü.
Ücretlerinin azlığına karşı akademik
çalışmalar yapma uğraşısı veren öğre-
tim üyeleri, yaşam koşullanrun iyileşti-
rilmesi, ünıversitelerin altyapı ve öğre-
tim elemanı gereksinıminde yaşanan
sıkıntılann giderilmesi yönünde kalıcı
çözümler üretilememesi durumunda.
yeni öğretim yılı içinde koalisyon hükü-
metini protestoya haarlanıyorlar.
Öğretim elamanlan sendikalan ve
dernekleri. Başbakan Çiller'e iletilen
"öneriler paketi"nin ardından, bugün
Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nde
(ODTÜ) bir toplantı yaparak öğretim
üyeleri ve üniversitelerin genel sorun-
lannı değerlendirecekler. Hükümetin,
"öneri paketf'ni işleme koymaması ya
da yeni çözüm önerilen üretmemesi du-
rumunda. baskı oluşturabilecek "eylem
biçimleri" tartışılacak.
Öğretim üyelerinin. rektörlerce Çil-
ler'e sunulan \e bir an önce yaşama ge-
çirilmesini istedikleri önerileri, şöyle sı-
poğlu, her dönemde birçok söz verildiğı-
ni, ancak bunlann asla yerine getirilme-
diğini vurguladı. Hatipoğlu, öğretim
üyelerinin. konut fonunun uygulama-
sının kaldınlması için yıllardır büyük
biruğraşverdiklerinianımsatarak"Ken-
dinıi/i kandırmavalım. Cniversitelerin,
bilim adamlarının ve öğretim üyelerinin
durumlarının iyileştirilmesi için birtakım
sözler veriiir. Âncak, bunlar sözde kalır.
Eminim ki, Sayın Çiller'in bu sözü de ya-
şama gecirilemeyecek" diye konuştu.
Çark Deresi'ni kirleten 40 kuruluş saptandı
Otopsi sonucunda balıkların hangi nedenle öldüğü saptanacak. Ancak Türkiye'nin en kirli nehirlerinden biri sayılan Sakarya
Nehri'ndeki balıkların bugüne kadar nasıl yaşadıkları anlaşılmayacak. (Fotoğraflar: BEHZAT ŞAHİN)
Balıklara otopsi yapılıyor
BEHZATŞAHİN
Sakarya Nehri'nin Karade-
niz'e döküldüğü Karasu'da
görülen binlerce ölü balijğın
yaratüğı "infial" sürüyor. Olü
balıklann, şeker fabrikasının 70
kilometre vukansındaki
Mekece Köyü DSf pompa istas-
yonu bölgesinde de görüldüğü
noter onayıyla saptandı.
Uzmanlar, balıklara "otopsi"
yaparak ölüm nedenirii ortaya
çıkarmaya çalışıyor. Başta balı-
kJann ölümüne Adapazan
Şeker Fabrikası'nın neden oldu-
ğu görüşü egemenken, şımdi
suçlanan tesis sayısı artü. Tam-
şmalar. bahklann "nasıl öldüğü"
sorusu etrafında yoğunlaşırken
daha da önemli bir soru gözardı
ediliyor:
"Sakarya Nehri'ndeki balı-
klar bugüne dek nasıl jaşadı?"
Karadeniz'e ulaşana kadar
yüzlerce fabrikanın atığıyla yolu
üstündeki yerleşim yerlerinin
kanalizasyonlanmn akıtıldığı
Sakarya Nehri, Türkiye'nin "en
kirti" nehirlerinin başında geli-
yor. Kimya sanayisinden deri
sanayisine. şeker fabrikasından
boya fabrikasına, asit sanayisine
kadar atıklannı boşaltan tüm
kuruluşlar, Sakarya Nehri'nin
"ipini" çoktan çekmişlerdi.
Daha önce de balık ölümlerinin
sıkça görüldüğü Sakarya Neh-
ri'ndeki son olayda, bu kez fatu-
ra sadece şeker fabrikasına kesil-
meye çabşıldı. Pancar alımının
durdurulduğu şeker fabrikası
çalışanlan, yöneticilen ve çiftçi-
ler, bahk ölümlerinden sorumlu
olmadıklannı söylüyor. Fabrika
bınasına asılı "Adapazan Şeker
Fabrikası AŞ çalışanlan" imzalı
dev pankartta da "Balıklan biz
öldürmüyoruz. Aksini iddia eden-
leri ve bütün ilmi kunıluşları ispa-
ta davet edivoruz. Sansasyonel ve
yalan haber üreterek hicbir prob-
lemi çözemezsiniz" mesajını ve-
riyorlar
Fabrika yöneticilerinden biri,
bunun bir oyun olduğunu ve
başka yerlerde de oynandığını
öne sürerek "Susurluk Şeker
Fabrikası VTüdürii anlattı. Pan-
car alım kampanvasının baş-
ladığı gün çevredeki bütün fabri-
kalar alıklarını Susurluk Ça\ ı'na
boşaltıyormuş. Bir keresinde ilan
etrikleri tarihte kampanyayı baş-
latmamışlar ve bu tuzağa düşen
tesislerin atıklannın etkisi Susur-
• Şeker fabrikasından boya fabrikasına, asit
sanayiye kadar atıklannı boşaltan kuruluşlar,
Sakarya Nehri'nin 'ipini' çoktan çekmişlerdi.
Tartışmalar, balıklann nasıl öldüğü konusunda
yoğunlaşırken önemli bir soru gözardı ediliyor:
'Sakarya Nehri'ndeki balıklar bugüne dek nasıl
yaşadı?'
Çevre Müdürü Şafak Oktav'ı
"şov yapmakla" suçlayan fabn-
ka ve Şeker-İş Sendikası yöneti-
cileri, Oktay'ın daha önce
DYP'den aday olduğunu ve sı-
yasi hesaplannın hala sürdüğü-
nü iddia etti. Şeker-İş Sendikası
yöneticısi Orhan San. balık
ölümlerinin 70 kilometre yu-
kandakı Mekece Köyü civan-
nda da göründüğünü belirterek
"Bize gelene kadar çok sayıda
tehlikeli atık salan sanavi kuru-
luşu var. Asıl onlar kontrol edil-
meli. Özel sektöre gücü vete-
meyenler bizi suçluyor" dedi. Zı-
luk Çayı'nda hemen göriilmüş.
Aynı olay Kayseri'de de ya-
şanmış" diyor. Şeker fabrikası
yöneticilerinegörekendileri,"gü-
ıtah keçisi" yerine konuyor.
Fabnkanın antma tesisinin he-
nüz tamamlanmadığını kabul
eden yöneticiler, "Ama biz 42
yıldır aynı teknolojiyle üretim
yapıyoruz. Suç bizim olsaydı
daha önceki kampanya dönenile-
rinde de balık ölümüne rast-
lanırdı" görüşünü öne sürüyor-
iar.
Balık ölümlerinden kendileri-
ni sorumlu tutan Sakarva İl
ÖLDÜRMÜYORUZ
AKSİNİ İDDİA EDENLÎ .:
VE ''
CBÜTÜN İLMİ KURULUŞLAR!]
İSPATA OAVET EOİYORUZ.
SANSASYONEL VE YALAN
HABER ÜRETEREK HİÇ BİR
ÇÖZEMEZSİNJZ.
Pancar alımının durdurulduğu şeker fabrikası çalışanları, yönetici-
leri ve çiftçiler, balık ölümlerinden sorumlu olmadıklannı söylüyor.
raat Odası Başkanı Hikmet Ka-
rabayır da "Burada şov yapılı-
yor. Üç beş şaklabanın, işciyfe,
çiftçiyle devleti karşt karşıya ge-
tirmeye hakkı yok" dıye konuş-
tu.
Bir çiftçı de "Gidin yukanda-
ki Göksu Deresi'ne bakın. Bir
gün kırmızı, bir gün yeşil akıyor.
Cavit Çağlar'ın akrilik boya fab-
rikasının atıklan Göksu'ya
boşaltılıyor, oradan da Sakarya
Nehri'ne. Asıl kirletici onlar"
iddiasında bulundu.
Adapazan muhabırimız İlhan
Uygun'un habenne göre Sakar-
ya Nehn'yle birleşen Çark
Deresi'ni kirleten 40 kuruluş,
kımya mühendisi Lürfîi Çak-
mak, makine mühendisi Meh-
met Ali Karaaslan ve Çevre Mü-
dürü Şafak Oktay'dan oluşan
heyet tarafından saptandı.
Yapılan incelemc sonucu şeker
fabrikası, asit sanayii, nişasta
fabrikası, mermer fabrikası,
kağıt fabrikası, ağır bakım fab-
rikası. Goodyear. Freuhauf,
Otoyol, Tüvasaş. Doğan Biskü-
vi, tank palet fabrikası ve Arifi-
ye. Adapazan, Serdivan beledi-
yelerine ait mezbahalar ile 18
deri imalathanesinin. Çark De-
resi'ni kirlettiği kesinlik ka-
zandı. Adapazan Belediyesi ve
Sakarya Valiliğf nin aldığı karar
uyannca da kentte balık satışlan
yasaklandı.
Çevre Bakanı Rıza Akçalı da
dün Sakarya"da incelemclerde
bulundu. Akçalı, Sakarya Neh-
ri'ni kirlelen sanayi kuruluş-
lannın verilen süre ıçındc ön-
lemlerini almazlarsa kapatıla-
caklannı söyledi.
CHP Genel Sekrcter Yardım-
cısı Hasan Akyol ve MYK üye-
leri de Karasu'da yaplıklan in-
celcme sonucu yaptıklan açı-
klamada. "Tarihte toplu insan
mezarlarım okumuştum, ama bu-
rada toplu balık mezarlarım gö-
rüyoruz" dedi. DSP İstanbul İl
Başkanı Erdoğan Toprak da
yaptığı basın açıklamasında
Sakarya'da yaşanan çcvrc facı-
asının İstanbul ve Marmara için
dc yakın bir tehlikc olduğunu
söyledi.
Ölü balıklara yapılan otopsi-
nin sonucunun bugün açikian-
ması beklenıyor. Buna göre ba-
lıklann hangi nedenle öldüğü
ortaya cıkacak. Ancak Sakarya
Nehn'nde balıklann bugüne ka-
dar nasıl yaşayabildiği anlaşıla-
mayacak.
Fransa
Okullarda
türban
yasaklandı
• Fransa Milli Eğitim
Bakanı François Bayrou,
okullaragönderdiği
genelgede. türbanın
yasaklandığmı belirtti.
PARİS (AA) - Fransa Eğitim
Bakanı François Bayrou, okul-
larda türban takılmasını yasak-
ladı.
Bayrou imzasıyla dün Fran-
sa'da bütün eğitim kurumlan-
na gönderilen genelgede. tür-
ban gibi dinsel işaretlerin "göste-
riş oLsun diye kuHanılmasının"
yasaklandığı kaydedildi.
Genelgede. türban gibi işa-
retlerin okullarda kuHanılması-
nın kabul edilemeyeceği, çünkü
"bu işaretlerin uluorta kullanıl-
masıyla bazı öğrencilerin ortak
yaşam kurallarından aynldıkla-
rı, bunun da ulusai \e iaik Fran-
sız idealine ters düştüğü" kayde-
dildi.
Eğitim Bakanı Bayrou, ge-
nelgesinde şöyle dedi:
"Cins. kültür ya da din aynmı
okul kaptsında yok olmalı. L stc-
lik, bu tür işaretler, bizatihi ken-
di inancını yayma çabalanmn bi-
rer unsunıdur. Bu yetmezmiş
gibi türban bazı derslerde öğren-
cilerin güvenliğini tehlikeye dü-
şürebiliyor ya da karışıklıklara
meydan veriyor. Fransı/ların
ulus ve cumhuriyet anlay ışı. top-
lumun birbirinden ayrı topluluk-
lara aynlmasını kabul etmez."
Yaklaşık 3 milyon Müslüma-
nın yaşadığı Fransa'da. öğren-
cilerin derslerde türban takması
konusu son yıllarda sürekli ka-
muovunun aündeminde bulu-
nuvor.
Sınav iptal
Mahkeme
Gökçek'i
durdıırdu
ANKARA (ANKA) - İdari yar-
gı. Ankara Büyükşehir Belediye
Başkanı Melih Gökçek'i durdur-
du. Ankara Birinci İdare Mahkc-
mesi. 27 mart yerel seçimlerinden
önce ışe alınan 611 memuru. "sı-
navlarda usulsüzlük yapıldığı ge-
rekçesiyle" işten çıkaran Gök-
çck'ın işlcmıni. hukuka vc hakka-
niyet kurallanna aykın buldu.
Mahkcmc. oybirliğfylc. sınavın
iptali ve memunyet görcvinc son
verme işlemiyle ilgili yürütmeyı
durdurdu.
Ycrcl seçimlcrdcn önce SHP'li
bclcdiycce açılan sınavı kazana-
rak 30 Mart 1994 üırihinde işe
başlayan mcmurlann sınav lan-
nın. yeni Başkan Mclih Gökçck
larafîndan. usulsüzlük yapıldığı
gcrckçcsıylc ıplal cdilmcsıne iliş-
kin işlcmin iptalincyönclikdava-
nın ilk aşaması bonuçlandırıldı.
Davacı memurlann ıstemlenyle.
daha önceki aşamada belediyc-
dcn gönderilen savunmalan incc-
lcyen Ayla Akkıvıknm başkanlı-
ğındaki birinci idarc mahkcmcsi,
sınavın iptali vc ıştcn çıkarma ış-
lcmiyle ilgili yürülmeyi durdur-
du.
HAFTAYA BAKIŞ
AHMET TANER KIŞLAU
Sola Kayan Demokrasif!)
Bazı sözler vardır ki, kendi başlanna önem taşımaz-
lar. Söyleyen kişiye bağlı olarak önem kazanırlar.
"Türkiye'de demokrasi sola kaydı!" sözünü herhangi
bir kişi söylese, üzerinde durmayabilirsiniz. Ama bu söz
-görevini yeni terk etmiş- eski bir Genelkurmay Baş-
kanı'nın ağzından çıkmış ise iş değişir... Yanılgıyı irdele-
yip, vurgulamak gerekir!
Çünkü o düşüncenin belirli bir ortamda oluşmuş, tartı-
şılmış ve paylaşılmış olması olasılığı yüksektir. Eğer
üzerinde durmazsanız, paylaşanların kafalarındaki
"doğru" olduğu inancı pekişir.
Tıpkı, savaşan bir ordunun, önüne engel çıkmadığı
süreceduramayacağı gibi birşey... Ancak engellekarşı-
laşıldığında, kurmay heyeti toplanıp "durum değerlen-
dirmesi" yapar. Her yeni öğe, yeni bir durum değerlen-
dirmesi gerektirir.
Bu, "askeri mantık"ın sağlam ve sağlıklı kuralların-
dan birisidir!
•••
Sayın Doğan Güreş, Cumhuriyet'te yayımlanan de-
mecinde şöyle diyor:
"Türkiye demokratik bir ülke. Hatta demokrasinin bi-
raz da soluna düşmüş, anarşiye gitmiş. Adam 15 polis
öldürüyor, 8 yıl yatıp çıkıyor. Bir gazete, senin askerine,
düşman diyor, bazı kişileri hedef gösteriyor. Ve böyle
bir gazete hala çıkabiliyor..."
Güreş'in yakındığı olaylar doğru olabilir! Ama o olay-
ların nedenini "demokrasinin sola kayışı"na bağlaması
yanlış!
Ne demek "demokrasinin sola kayması?"
Bundan iki anlam çıkabilir.. Birincisi; bugünkü anaya-
sayı ve o anayasadan kaynaklanan hukuk düzenini sol-
cuların kurmuş olmalarıdır. Bu nedenle de yakınılan du-
rumun sorumluluğunun sola düşmesidir.
ikincisi ise; hukuk düzeni solun eseri olmasa bile, o
düzende solcuların egemen olması ve yasaların "sol"
bir anlayışla uygulanmasıdır. Bu durumda da sorumlu-
luk elbette ki solun olacaktır.
Oysa biliyoruz ki ne birincisi doğrudur, ne de ikincisi!
Bu anayasa ve onun getirdiği hukuk düzeni, 12 Eylül'-
ün eseridir. Anayasa, tamamen sağcı güçlerin egemen-
liğindeki bir "Danışma Meclisi'nöe hazırlanmıştır. Ta-
mamen sağcı bir kafa yapısına sahip olan bir "cunta"
tarafından son biçimi verilmiştir.
12 Eylül yönetiminden bu yana da ülkeyi hepsağcı ikti-
darlar yönetmiştir!
"Türk-İslam sentezi"r\i resmi ideoloji yapan cuntanın
getirdiği yasal düzen, solu dışlayan bir düzendir... Sol
güçlerin elini kolunu bağlayan; üniversitelerden sendi-
kalara, bağımsız yarg)dan gençliğe kadar bir dizi kısıtla-
ma getiren bir düzendir.
Eğitimden iç güvenlik örgütlerine kadar. laik-demok-
ratik devletin temellerini şeriatçılara teslim edenler sol-
cular mıdır? Dünden bugünü hazırlayanlar ve bugün,
yarının sorumluluğunu taşıyanlar solcular mıdır?
Solcular mıdır ki, bugünku yanlışlıkların, bozuklukla-
rın ve batağa saplanılmasının nedeni "demokrasinin
sola kayışı "olsun!..
Yoksa sağcılar, işi gücü bırakıp da demokrasiyi sola
mı kaydırmışlardır?
•••
Sayın Güreş'in bir sözünü daha yadırgadım:
Tansu Çiller "m ABD de şuyu var buyu var diye eleşti-
riliyor. Siz esasında bakın bakalım ABD'de kimlerin evi
var?" diyor.
ABD'de başkalarının da evi olması, Başbakan'ın yurt-
dışındaki, kaynağı da hiç inandırıcı olmayan büyük mal-
varlığını haklı çıkarmaz!. Hele o Başbakan, o varlığmı
gizlemeye çalışmışsa, vergisini ödememişse.. ve de
yurtdışındaki Türkleri, paralarını Türkiye'de değerlen-
dirmeye çalışırken, kendisi tam tersinı yapmışsa...
Sayın Güreş, sanşın Başbakan'ı çok beğenebilir ya da
Marmaris'teki emekli komşusunu çok sevebilir... Ama
bu, onun, gerçek sorumluları uzaklarda aramak için
özel bir çaba sarf etmesine neden olmamalıdır!
Sol soldur, sağ da sağ!
"Solsuz demokrasi" hevesiyle yumurtasız omlet yap-
maya çalışmış olanlar ise sadece bilgisiz. bilinçsiz ve de
burunlarının ucunu göremeyecek kadar yetersiz sorum-
lulardır. Cahilin cehaleti belki hoşgörülebilir. ama oce-
haletin ürünü olan günahlan başkalarma yüklemeye
çalışma hakkı kimsede olamaz!..
Hedef demokratiklesme
DÎSK yeni çalışma
progrâmını açıkladı
İstanbul Haber Servisi-Dev-
rimci İşçi Sendikalan Kon-
federasyonu'nun (DİSK) yeni
Yönetım Kurulu. mücadele
hcdcfleri \e çalışma prog-
râmını açıkladı. DİSK. önce-
liklı hedefını 'demokratikles-
me' olarak belirledi.
DİSK'ın Genel Merkez
binasında. üye ışcilen ve bağlı
sendıkalann yönetıcilcnnın
katılımıyla yapılan basın top-
lantısında Genel Başkan
Rıdvan Budak çalışma prog-
ramlarını açıkladı. Budak.
DİSK'i yenıden. nitelik vc ni-
celik olarak Türkıyc işçi sı-
nıfının öncü scndikal örgütü
yapma hadefinde olduklannı
bclirterek "Geçen iki yılda aya-
ğa kalktık, şimdi özlenen
DİSK'i yaratmak için kollan
sıvıyoruz" dedi.
Ülkenin içinde bulunduğu
koşullan değerlendiren Bu-
dak. öncclikli hcdeflerinin dc-
mokratikleşme olduğunu vur-
guladı. Yalnızca demokraiik
bir anayasanın oluşturulması
için çaba göstermek değil. top-
lumsal yaşamın tepeden tırna-
ğa demokratikleştirilmesini
görcv kabul cttiklerini söyle-
yen Budak şunlan söyledi:
"Toplumun tüm kesimlerinin
sınıf, ırk, cinsiyet, din >e dil
aynmı yapılmaksızın kendisini
özgürce ifade edebileceği, dü-
şünce ve inançları doğrultusun-
da örgütlenip, bunlan topluma
anlatabileceği ve iktidara gele-
bileceği bir demokrasi an-
lay ışının vazgecilmez bir yaşam
tar/ı haline gelmesi için müca-
dele vereceğiz."
Rıdvan Budak. örgütlenme-
lerini daha etkin bir hale ge-
tirebilmek için bölge temsilci-
liklerini güçlendireceklerini.
emeklılenn \e ışsızlenn örgüt-
lenmeleri için çaba harcaya-
caklannı kaydetti. Özgür sen-
dikalaşmanın önündeki 'yetki
engeli'nin kısa vadede aşılabil-
mesı amacıyla Türk-İş ve Hak-
İş'e 'raferandum' y apma öneri-
sinde bulunan Budak, DİSK'-
ın ILO sözleşmeleri çerçevesin-
dc mücadele edeceğıni ve ör-
gütleneceğıni söyledi.
Şeriatla mücadele
Kürt sorunu karşısmda, de-
mokratik siyasal bir sürecin
banş için tek çözüm olduğunu,
ırkçı. şenatçi akımlarla ise de-
mokrasiden yana tüm güçlerle
birlikte mücadele edeceklerini
vurgulayan Budak, "Verecegi-
miz mücadele ile din, dil, ırk,
inanc, düşünce ayrmıı yapmak-
sızın sınıf kardeşliği geiiştirile-
cektir" dedi.
İşçi konfederasyonlan ve
TİSK'in katılımıyla oluşan zir-
\e toplantılannm sürdürülme-
sinden yana olduklannı söyle-
yen Budak. Türk-İş ile ara-
lanndaki gerginliğe ilişkin ise
şunları söyledi:
"Türk-i'ş'in Genel Başkanı
Bayram MeraPin diğer işçi
konfederasyonlarıyla ilişki kes-
me kararı kişisel ve yönetimde
birlikte çalıştığı arkadaşlarıyla
paylaşmadığı bir karardır. Ân-
cak biz. çalısanlaruı birlikte
mücadelesinden yanayız ve ge-
rek demokrasi pÜarformundaki
gerek zirve toplantılanndaki
çaltşmalarımızı sürdüreceğiz."