27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 19 EYLÜL1994 PAZARTESf HABERLERTJV DE VAMI ANAP'tanönerge ANKARA (Çumhuriyet Bü- rosu) - ANAP İstanbul Millet- vekili Büleat Akarcalı. Başba- kanlık Tatutma Fonu'ndan, Bi- zim VadiKooperatifi'nin,"mağ- dur" üyelerine verilen ihaleleri TBMM'ye getiriyor. Başbakan Tansu Çiller'i. Türkiye'yi lam- tmak üzere kurulan fonu, "örtü- lü ödenek" gibi kullanmakla suçlayan Akarcalı. Çiller'dcn, fondan ihale alan şirket ortak- lannı açıklamasını isteyecek. Akarcab, Başbakanlık Ta- nıtma Fonu'nun "Türkiye'nûı yurtdışında siyasi tanıtonı için" kendı dönemlerinde çok ciddi bir amaçla kurulduğunu belir- terek "Simdi, Sayın Çiller, bu- rayı kendisine ait bir para kesesi gibi kullanıyor. Türkiye'nin ta- nıtımı neden Çiller'in tanıtmu anlamma geMi?" dıye sordu. Akarcah, Çiller Hükümeti döneminde yaşanan, "kayır- macüık" üzerine kurulu orta- mın. çok ileri boyutlara ulaşüğını ileri sürerek. "Bu du- rum o kadar rahatsız edici oldu ki güneş balçıkla srvanmıyor. Saym ÇiUer, kendi seçim boİge- sinden bik aday olamayacak. Kendisüıi ziyarete geien Antalya heyetine "Ya Muğla ya Antal- ya'dan aday olacağım, İstan- bul'dan değü' demiş" diye ko- nuştu. Bülent Akarcalı, TBMM'ye. Başbakanlık Tanıtma Fonu uygulamalanyla ilgili olarak bir soru önergesi vereceğini belirte- rek önergesinde yer alacak ko- nulan şöyle sıraladı: "Başbakanlık Tanıtma Fonu, Türkiye'nin yurtdışında siyasi taıuümı için kurulmamış mtdır? Şimdi ise Başbakanlığa yazlık şortla gebnek gibi penasızlığı bile göze alan Daryal Batıbay adındaki bir kişi tarafından, ta- mamen Başbakan'ın keyfi har- camalan için kullanılan bir yer obnuştur. Burnın hesabını sora- cağız. Burası Başbakan'a tahsis edilmiş bir örtülü ödenek değil- dir. Başbakan'ın hesabını ver- mek dunımunda olacağı bir açık ödenektir. Ben şu sorularıma ya- mt istiyorum: - Başbakanlık Tanıtma Fo- nu'ndan pay alabilmek için Bi- zim Yadi Kooperatifi'nin iiyesi otmak, Özer Çiller'i mahke- meye vermiş obnak gerekir mi? - Davadan vazgeçmek, Tanıt- ma Fonu'ndan proje almayı ko- laylaştırır mı. Bizim Vadi Koo- peratifi hisselerinde üyelik hak- kmı devretme ücretini yûkseltir mi? - Başbakanlık Tanrtma Fo- nu'ndan tanıtma işi alan fir- malar hangi ölçülere göre seçili- yor? Bu fîrmalarm ortaklan kim- lerdir? Bu seçimler öncesinde ihaleler duyurulmuş mudur? Yoksa uygulama gizli yapılıp sa- dece beui fırmalar mı ihaleye da- vet edilmiştir? - Fonun eski Genel Sekreteri Sedat Bayer, 20 yıla yakın bir süredir bu işi yapmakta olan ve Süleyman Demirel'in çok gü- vendiği bir insandı. Bayer'in isti- faya zorlandığı anlaşılıyor. Aca- ba Başbakanlık yetkilileri, kimi olaylann Curnhurbaşkanı'na ulaştırümasından mı çekindiler? Bayer niçin ayrıldı? - ABD'deki servet hikayesin- den sonra Saym Başbakanımı- zm akla gelebileeek her türlü şai- beyi ortadan kaldırması için Tanrtma Fonu'ndan yararlanan tûm yerli yabancı şirketlerin hangileri olduğunu, bu şirketle- rin ortaklarının kimler oldukla- nnı, şirketlerin toplajn cirolan- nın ne olduğunu, hangi alanlar- da, kaç yüdır faaliyet gösterdik- lerini öğrenmek istiyorum? - Saym Başbakanımız, genel başkan seçildiği DYP kongre- sinden hemen önce eski tngiliz Başbakanı Margret Thatcher'Ia yemek yedikten sonra bu ye- mekte hazır bulunan oğlu Marc Thatcher'a Tanıtma Fonu'ndan ihale vermiş midir? Marc Thatc- her, aldığı bu iş karşılığında Baş- bakanlığa ne hizmet vermiştir? Kendisine ne kadarlık ödeme ya- pılmtştır? - Danal Batıbay, Saym Baş- bakanımızm eski bir öğrencisi olduğu için mi bu görevin başına getirilmiştir?" Bülent Akarcah, Başbakan- lık Tanıtma Fonuçerçevesinde- ki uygulamalann özellikle İs- tanbuî"da büyük rahatsızlıklar yarattığını belirterek Başbakan Çiller'in, Muğla Valisi Lale Ay- taman'ı da bağlantılı nedenlerle görevden almak istediğini öne sürdü. "Çiller, Muğla'dan aday obnak istiyor" diyen Akarcah, bu ilde Çiller lehine calışmalar yapılabilmesi için Aytaman'ın görevden alınmasırun gerekli görüldüğünü savladı. 'Ben sürgiinde açaıı bîr çiçekdeğilim' • Baştarafi I. Sayfada Kutsal kitaba göre davranılma- sını, aile planlamasına karşı çı- kılmasını istedi. Duyunca şaşır- dım. Çünkü bu da köktendinci- lere ödün vermektir. - Neden Bangladeş'te sessiz bir destekle karşılaştın? Neden sesi duyıılan tek kişi sen oldun? - Evet, doğru. Çok destek al- dım, ama yeterince sesli olmadı bunlar. Çünkü köktendinciler- den ve hükümetten korkuyor- lardı. Ülkemde köktendinciler güçlü değiller, ama şu sıralar güçleniyorlar. Uzaktaki zengin bir Müslüman ülkeden destek alıyorlar. Bu zengin Müslüman ülkeden para ahyorlar ve böyle- likle toplumumuzu perişan et- meye çalışıyorlar. Bu arada sayılan da artıyor. Ülkemde aydınlann, laiklerin sayısı az değil, ama köktendinciler onla- nn gözünü korkutuyor. Yo- bazlann silahı ve parası var çünkü. Aynı zamanda, yoksul ve okuma-yazma bilmeyen hal- kı. kendi partilerine katılmaya zorluyorlar. Durum, gerçek an- lamıyla gayet zararh bir görü- nüşte. - Türkiye'ye para, Suudi Ara- bistan'dan geliyon silahlı eylem- ci yetiştirmek de İran'dan. - Evet, doğru; bizde de du- rum aynen öyle. Bizim suçu- muz, Pakistan'la savaşmaktı. (Eski Doğu Pakistan'm, Bang- ladeş adıyla bağımsızlığıru ka- zanmasıyla sonuçlanan savaş- tan söz ediyor.) Şimdi ülkemde laiklik perişan edilmiş durum- da. İslam adına her türlü suç iş- leniyor. Hükümet, onlann de- diği her şeyi yapıyor, çünkü on- lann ipinde oynuyor. Başba- kan Begüm Halit Ziya. iktidara geldiğinden beri köktendincile- rin her dediğini yapıyor. - Ülkenin bu durumda gelece- ğini nasd görüyorsun? - İlerici Parti'ye bağh. Birleş- meyi, bölünmemeyi başanrlar- sa ve köktendincilerle savaşır- larsa zafere ulaşabilirler. Eğer köktendincilerle savaşı göze alamazlarsa, bu adamlar büyü- yecek ve günün birinde iktidan ele geçirecektir. Eğer İlerici Par- ti, köktendincilerle savaşırsa, kazanabilir; hiç değilse. kazan- ma olasıhğı olabihr. - Peki, ordunun roiü ne? - Eğer politik yaşarnda so- runlar görürlerse, ellerine darbe yapma şansı geçecektir ve o za- man iktidan zorla ele gecirecek- lerdir. Bütün dünyada hep aynı görüntü egemen: Ordu, ege- menliği ele geçirmek için firsat kolluyor. - Heriıangi bir yazar gibi gûzel kitaplar yazarak yaşadığm bir G Ü N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafi 1. Sayfada Belgeler ışığında ortaya çıkan son durum şu: "Bizim Vadi Yapı Kooperatifi olayında Özer Çiller'i dava eden üç üyenin, Başbakanlık Tanıtma Fonu'- na sunduklan bir milyon dolarlık proje kabul gördü. Pars McCann 'ın ortaklan olan Mukaddes Akça, Pınar Kılıç ve Ahmet Ourul, bu pro- jeyi aldıktan sonra davadan çekildi- ler. Davadan daha önce çekilen Nail Keçili ise Başbakanlık Tanıtma Fo- nu'nun projelerini yürütüyor. Dava- dan çekilen diğer kooperatif üyesi Çınar Kılıç'/n sahibi olduğu Rota fir- ması da Başbakanlığın dış tanıtım için davet gönderdiği ve projesi ka- bul edilen firmalar arasında." Daha önce bir kez daha vur- gulamıştık. 1970li yıllarda Yahya Demirerin, 1980li yıllarda özal ai- lesi ve hayali ihracat zenginlerinin hesabı sorulmadığı için 1990lı yı- llarda bu tip olaylar artık yeğen- akrabayı aştı, e$'bx3yutuna ulaştı. Şimdi eş boyutundan öte. bizzat Başbakan'ın sorumlu olduğu bir fo- nun akıl almaz bir biçimde özel işler için kullanıldığı ortaya çıkıyor. Üstelik, Başbakanlık Tefliş Kuru- Cumhupiyet'in Suçlan!.. lu'nun hazırladığı raporda, davet üzerine sunduklan proje benimse- nen "ParsMcCannErickson"\\e "Yo- ung and Rubicam" şirketlerinin, daha önce Tanıtma Fonu'ndan usul- süz para tahsil ederek devteti zara- ra uğrattıklarını vurgulanıyor. Bu kurul kime bağlı? Başbakan'a. Ne hakkında rapor veriyor? Pars Mc Cann Erickson ve Young and Rubicam şirketlerine usulsüz ödeme yapıldığı yolunda. Başbakanlık ne yapıyor? Bu şirketleri ihaleye davet edip projelerini benimsiyor. Sirket ortaklan ne yapıyor? zer Çiller hakkında açtıkları da- vadan vazgeçiyorlar. Çumhuriyet gazetesi ne yapıyor? Bütün bunları haber haline getirip okurun bilgisine sunuyor. Bunun üzerine Başbakan ne yapı- yor? Çumhuriyet hakkında dava açacağını açıklıyor. Cumhuriyet'in suçu ne? Bütün olup bitenlerı, haksız ödemeleri, usulsüz ihaleleri yazmak. Busuçsa Çumhuriyet daha çok suç işleyecek. Önce bu yaz işlediğımiz suçlara göz atalım: - Çillerler'in holdinginin 7 yılda toplam 29 milyon 600 bin lira vergi ödediğini, buna karşılık mal- varlığını 54 kat arttırdığını yazdı. - Bu holdingin vergi kaçırdığını yazdı. - Başbakan'ın servet beyanında yeralmayan, Başbakan ve eşine ait Aytaş firmasına, Antalya Beldibi'- nde, 'pansiyon yapılması koşuluy- la' senede 2.5 milyon lira kira karşılığında, 49 yıllığına arsa tahsis edildiğini yazdı. - Başbakan'ın eski Enerji veTabii Kaynaklar Bakanı Ersin Faralyalı'- ya mektup yazarak eşinin sahibi olduğu 7-Eleven şirketinin elektrik borcunun yeniden gözden geçiril- mesini istediğini yazdı. - Çiller çiftinin gayrimenkulleri için de vergi ödemediğini belgeler- le ortaya koydu. -ÖzerÇiller'in İstanbul Bankası- nı nasıl batırdığını, bilirkişi rapor- larından yazdı. Çillerler, Çumhuriyet hakkında dava açmayı düşünüyorlarsa, biraz daha beklemelerinde yarar var. Çünkü, yeni davalık haberlerimiz olacak. Haber Müdürümüz Doğan Akın ve Nursun Erel, gelişmeler 'haber' değeri taşıdığı sürece yazmaya de- vam edecekler. 'Manşetlik' bir haber, adım adım izlenecek, Cumhuriyetlik bir konu yakalayınca bizim Doğan'ın gözleri parlar. Hani, günlerce doğumevi kapısı- nda bekleyen bir babanın, "Gözü- nüz aydın, nur topu gibi bir oğlunuz oldu" denince yüzü nasıl gülerse, Doğan'ın yüzü de bugünlerde öyle- sine parlak. Nursun da iyi haber ya- kalayınca, büro içinde küçük adı- mlarla htz.li hızlı yürür ve hafif başını sallar. Nursun bugünlerde büroda öyle dolaşıyor. Sözü uzatmayalım, önümüzdeki günlerde herkesi, güne Cumhuri- yet'le başlamaya davet ediyoruz. Çok güzel, büyük büyük, nefis pastalarımız var. Haber pastaları... Pastaları dilimlemeye ve 'suç iş- /emeye'devam! DSP'lilerYenikapı'yıçınlattı ortamı düşünebiliyor musun? - Eğer ülkeme dönersem, bi- lemem. - Sormak istediğim, sürgün dunımundaki yazarlığın... - Ben, geri dönmek gerektigj düşüncesindeyim. Ülkeme dönmeliyim. Ben, sürgünde açan bir çiçek değilim. Sürgün- de bazı yazarlar yazmayı başa- rabilirler, bazılan başaramaz- lar. Ben, geri dönmem gerekti- ğine inanıyorum. Çünkü ül- kemde savaşmam gerekiyor... Riskler göze almam gerekiyor. Benim yaşamım, bana ait değil. Halkım için bir şeyler yapmam gerek. Toplumumuzun değiş- mesi için çalışmam gerek. Bu benım sorumluluğum. Kendi halkımı, koşullannı düzeltmiş olarak yaşar halde görmeden. kendim de biryerdegerçek an- lamıyla yerleşemem. Teshme Nesrin, Bengal alfabesiyle ya- zabildiği bir bilgisayann kendi- sine armağan edildiğini, eylü- lün ikinci yansında Norveç'te yapılacak uluslararası bir top- lantıya kaülacağını da belirtti. İsveç'te bulunduğu sürece her- hangi bir tehdit almadığmı ve bir süre sonra çekınmeden do- laşabilmeyi umduğunu da söz- lerine ekledi. Yalnızca gazeteci- ler. yazarlarla değil; onunla tanışmak isteyen sokaktaki in- sanlarla da birlikte olabilmeyi istediğini belirtti. Teslime Nes- rin, "Şeriata karşı olduğunu, Kuran'm yeniden yazüması gibi bir istekte bulunmadığını" bana söylemek zorunda kalmadı. Bir Hint gazetesinde çıkan çarpık haber, Nesrin'in yayımlanma- yan düzeltmesi, yeterince dün- ya basınına aktanlmıştı çünkü. Aziz Nesin konusu Aziz Nesin'i ve son gehşmele- ri gayet yakından tanıyor, bili- yor. Türkiye'ye gelip Aziz Ne- sin'le tanışma önerisine olumlu bakıyor. Aynı zamanda. Sıvas kıyımından haberdar. Bu ara- da, ekim ayında yapılacak olan Uluslararası Göteborg Kitap Fuan'na onur konuğu olarak çağnlı olan Aziz Nesin'le orada karşılaşmaya da olumlu bakı- yor. Peki, Aziz Nesin'in sözünü et- tiği ve laikliğin tarrışılacağı ulus- lararası konferansa, Salman Rüşdü'yle birükte katılır mı? - Vaktim olursa zevkle; ne- den olmasm? Teshme Nesrin değil, koruması Leif saatine bakıyor. Artık kalkma zamanı gehniştir. Aşağıda, dışardan içerisi gözükmeyen minibüs bekliyor. Bir söyleşi bitmiştir burada; bir milyon soruyu so- rulmadan bırakarak... İstanbul Haber Servisi - Demokratik Sol Parti (DSP) üyelen, Yenikapı GarGazinosu'nu "Gözün ayduı Türkiye, ak güvercin geüyor" şarkılanyla çınlattı. DSP Gençlik Komisyonu tarafından "düzenlenen gençlik şölenine, partinin genç "güvercinleri"nin yaru sıra İstanbul İl Başkanı Erdoğan Toprak, il yönetim kurulu üyeleri, ilçe başkanlan ve ilçe yönetim kurulu üyeleri de katıldı. Tıkhm tıklım dolu olan salonda gençlerin müzik başlar başlamaz sahneye çıkmalan ve doyasıya dans etmeleri dikkati çekti. DSP'nin giderek güçlenmesini, "oy uğruna politika" yapmamalanna bağlayan İl Başkanı Toprak, olası bir ara veya erken seçime örgüt olarak hazır olduklannı söyledi. Toprak, "Ülkemizi, içinde bulunduğu bu zor durumdan kurtaracak politikaJarımız hazır" dedi. Partisinin gençlerini. akılcı, ülkesini seven ve meseleleri çok iyi bilen bireyler olarak nitelendıren Toprak. partisi içinde başörtülü hanım üyelerin bulunmasına gerekçe olarak da insanlann din duygulanna olan saygılannı gösterdi. Toprak. "Başörtülü hanımlar partimizdeeskiden beri vardır. Biz RP'nin manken transfer etmesi gibi başörtülü hanım transfer etmedik" dedi. Şenliğe E\% L yanıkoğlu ve Mehtap Ar da şarkılanyla renk kattılar. (Fotoğraf: MELTEM FIRATLI) Demireller'in sonbahardansı • Baştarafi 1. Sayfada gazetecileri buluşturan gecenin oldukca mütevazi, ağırbaşlı. sade ancak "şık" olması. bir anlamda "tarihe kanşan eski gazeteci profili"ni de çağnştınr nitelikteydi. Gece. TGC Başkanı Nail Gü- reünin bazı çevTelere gönderdiği mesajlarla daha da anlam ka- zandı. Güreli. şunlan söyledi: "Bu gecenin gündeminde demokra- tikkşme paketi, özeUeştirme tarttşmalan >e ekonomik paket yok. Dosthık, birlik. beraberiik \e sevgi var. TGC, sadece bir meslek örgütü olmanın ötesinde, gelenekleriyle. köklü tarihiyie \e Türkiye genelindeki konumuy la. Türkiye üzerinde söz söyleyen, söz sahibi oian önemli bir kuruluştur. Bu bakımdan TGC'nin örgüt olarak, kuruluş olarak gecesine onur veren, bizimle birlikte olan. başta Saym Ctımhurbaşkanı Süleyman Demirel. örgütlü toplum bilinci- ne sahip çıkmanın işaretini vererek bi/i mutlu ettiniz. Bize kwvet verdiniz. Bu geceki büiikteliğin, sevginin, dostlugun sürmesini ve dört bir yana yayılmasını diliyoruz" Televizyon için aktüel-magazin ağırlıklı röportajlar yapan bir meslektaşımız geceye katılan ünlü politikacılara, "Eğer siz de bir gazeteci olsayduıız acaba en çok kime hangi soruyu sormak isterdi- nizT" biçıminde bir soru yöneltmek amaandaydı. Ancak söz konusu gazeteci meslektaşımız soruyu en çok Cum- hurbaşkanı Süleyman Demirel'e sormak istiyor, aynı zamanda korumalann gazabından çekindiği için bu arzusunu yerine geti- remıyordu! Eski DPT Müsteşan, ANAP'ın 27 Mart yerel secim- lerindeki İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı tlhan Kesi- ci ile eşi Demirel'in yeğeni Binhan Keski bir ara protokol ma- sasının önüne giderek, Süleyman-Nazmiye Demirel çiftiyle has- ret gidererek, "hoşgeldiniz" dediler. Geceye. özel repertuvan- ndan oluşan solo konseriyle renk katan ünlü sanatçı Nükhet Duru ise protokol masasına yanaşıp, "Bir başkadır benim memteketim" dediği parcasında sanki Cumhurbaşkanı Süleyman Demirerin hislerine tercüman olu- yordu. Süleyman Demirel ile Nazmiye Demirel daha sonra "Öyle sarhoş obam ki" adlı parçayı yorumlamaya başlayan Dunı'nun ısran üzerine. piste çıkıp kısa bir süre dans ettik'ten sonra Beylerbeyi SarayTndan aynldı. Demirel çiftinin yıllar son- ra ilk kez birlikte dans etmesi geceye "ayn bir hava" kattı. Yıldınm Aktuna ise "dam" olarak Nükhet Duru'yu seçti. Demi- rel, dün akşam da Şişli Beledıyesi ile Türkiye Erozyonla Mücade- le Vakfı'nın (TEMA), ortaklaşa düzenlediği konsere katıldı. Harbiye Açıkhava Tiyatrosu'nda düzenlenen geceye binlerce iz- leyicinin yanı sıra Çevre Bakanı Rıza Akçalı. TEMA Başkanı HayTettin Karaca da katıldı. Türk toplumunun, orman yangı- nlan sonucu zarar gören ağaçlann korunması ipn dikkatini çek- meyi hedefleyen gecede. Sezen Aksu da özel bir konser verdi. Diyarbakır PKK'lüer 19 kişiyi kaçırdı • Yayladan koyun sürüsünü kaçıran PKK'liler 5 korucuyu öldürdüler. Mezraya düzenledikleri baskındaise 6 yurttaşı öldüren PKK'li teröristler 19 kişiyi de kaçırdılar. PERV ARİ/DİYARBAKIR (Çumhuriyet) - Siirt'in Pervari il- çesine bağlı Meydan-ı Süleyman Yaylasfnı basıp koyun sürüsü- nü kaçıran PKK'liler, 5 köy ko- rucusunu öldürdüler. EHyar- bakır'ın Kulp ilçesine bağlı Ak- çasırt köyünün Tahtanaval mez- rasına baskın düzenleyen terö- ristler de 6 yurttaşı öldürdüler. Şemdinli'de ise mayına basan 3 kadından 2'si öldü, 1 'i yaralandı. Kulp-Lice karayolunu kesen PKK'li teröristler 19 kişiyi kaçırdı. Süleyman Yaylası'na öncekı gece baskın düzenleyen PKK'li terönstler. 330 koyunu kaçırdı. Teröristlerle köy koru- cuian arasında çıkan çatışma dün de Sağkaya ve Doğanköyü Doğankapı mevkılerinde sürdü. Her ikı bölgedekı çatışmalar sı- rasında kö> koruculan Bilindar Bulut, Sıddık Bulut, Sait Bulut, Abdullah Bulut ve Recep V'ançin öldü. Çatışma sırasında bir de PKK'li öldürüldü. Operasyonlar genişletiliyor Çevredeki köylenn korucu- lannın katılımıyla PKK"lilere yönelik başlatılan operasyonun Körkandil, Çemikari Yaylası ve HerekolDağı üçgenıne doğru ge- nişletildiği bildırildı. Operasyon- lar sırasında PKK'lilenn koyun- lan bırakıp kaçtıklan belirtildi. Tahtanaval mezrasına dün gece geç saatlerde gelen bir grup terörist ise vatandaşlara ellerin- deki uzun namluiu silahlarla rastgele ateş açtı. Olayda 6 kişi öldü. Saldından sonra dağlık ke- sime kaçan terönstlerin yakalan- ması amaayla geniş caplı ope- rasyon başlatıldı. Hakkari'nin Şemdinli ilçesi Yayla Mahallesı Kilise mevki- inde ise Gül Alp, Aziıne L'ysal ve Nazime Yıbnaz. teröristler ta- rafından yola döşenen mayına bastılar. Mayının patlaması so- nucu Alp ve Uysal olay yerinde öldü, Nazime Yılmaz ise ağır ya- rah olarak Van Devlet Hastane- si'nde tedavi altına alındı. Öte yandan Diyarbakır'ın Kulp-Lice karayolunu kesen bir grup PKK'li terörist. araçlan durdurarak kimlik kontrolü ve örgütün propagandasmı yaptı. Teröristler daha sonra henüz kimlikleri belirlenemeyen 19 ki- şiyi yanlanna alarak kaçtılar. 'Tayyip Erdoğan bölücüve lıalkdüşnıanı' • Baştarafi 1. Sayfada leştirilen yıkımın, /Mevilerin yanı sıra demokrasiyi, laikhği ve Türkiye Cumhuriyeti'ni hedeflediğini belirtti- ler. Alevi, Sünni, Laz ve Kürt duyarh olan herkesin şeriat tehlikesine karşı birleşmeye çağınldığı toplantıda, İstanbul Büyükşehir Belediye Baş- kanı Recep Tayyip Erdoğan. bölücü- lükle ve halk düşmanı olmakla suç- landı. Diyanet işlerinin devlet yapısı- ndan çıkanlmasının istendiği top- lantıda, zorunlu din derslerinin kaldınlması ve belediye bulunan her yerleşim biriminde cem ile kültürevi kurulması için imza kampanyası da başlatıldı. Yurtiçi ve yurtdışmdan 100'ün üzerinde Alevi derneği, dün Bağlar- başf ndaki 7 Tepe Restoran'da bira- raya gelerek, Türkiye'deki alevilerin karşılaşüklan sorunlarla ilgili değer- lendirme yaptılar. Toplantıya Avru- pa Alevi Dernekleri Fedarasyonu Başkanı Ali Rıza Gülçiçek de kaüldı. Ana konu olarak, Karacaahmet Sul- tan Kültür Derneği cem ve aşevinin kısmen yıkıhnasının tartışıldığı top- lantıda, istanbul Büyükşehir Beledi- ye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan bütün dernek yöneticileri tarafından kınandı. Yıkımla birlikte, Alevi ve Sünniler arasında kardeş kavgası çı- karmak istendiği belirtilen toplantı- da, Alevi cemaatinin her zaman için banş ve birlikten yana olduğu vurgu- lanarak, kesinlikle provokasyonlara gehnmeyeceği ifade edildi. Hacı Bek- taş Kültür Derneği Antalya Şubesi adına konuşan Hüseyin Yüdınm. Karacaahmet'e yapılan saldınnın sa- dece Alevilere yönelik olmadığını be- lirterek, laikliğin, demokrasinin ve Türkiye Cumhuriyeti'nin de hedef- lendiğini söyledi. Yıkımın sadece Alevileri ilgilendirmediğine dikkat ceken Yıldınm, bu nedenle ülkesini ve halkını seven herkesin saldın karşısında birleşmesinin öneminede- ğindi. Alevilere yönelik saldınlann son bulması için örgütlenmenin ve merkezi bir federasyon altında bir- leşmenin önemini de vurgulayan Yıl- dınm, Alevi cemaatine ait Radyo- TV kurulması önerisini getirdi. Haa Bektaş Kültür ve Tanıtma Derneği Kocaeli Şube Başkanı Eyüp Esen ise. İstanbul Büyükşehir Beledi- ye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı halk düşmanı olmakla suçladı. Esen "Erdoğan aklı başında birisi değil. Aklı başında olsaydı, 600 yıllık bir ibadethaneyi yıkmaya kalkmazdı. Bunu ancak deliler yapar. Bu adam, halk düşmanıdır. Çünkü, kardeşi kar- deşe kırdırmak istiyor. Ama biz oyuna geİmeyeceğiz" diye konuştu. Haa Bektaş Kültür Derneği Mer- sin Şube Başkanı Necdet \'ddınm da, saldınnın sadece Alevilere yönelik olmadığını ve bütün toplumu ilgilen- dirdiğini ifade etti. Konuşmasında şeriat tehlikesine de dikkat çeken Yıldınm. laik ve demokrat olan her- kesi aynı platformda birleşerek, şeri- ata karşı mücadeleye çağırdı. Müca- delenin, tahriklere kapılmadan akılcı bir zeminde yapıhnasının önemine de değinen Yıldınm "Aksi takdirde haklüığımızı kaybederiz. Aynlıkçı- dan yana olanlan yanltz bırakalım. Gelin canlar bir olalm" dedi. Toplantıya katılan Hasan Dede Belediye Başkanı Malik Ejder de, Hitler dönemindeki faşist anlayışla, Sıvas'ta insanlan yakan anlayışın aynı olduğunu dile getirdi. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ile Re- fah Partisi'ni de şeriatçı faşist bir an- layışa sahip olmakla suçlayan Ejder, Alevi ve Sünnilerin bu tehlikeye karşı birlikte mücadele etmesinin zorunlu- luğunu dile getirdi. Alevilerin top- lum tarafından yanlış tanındığını da vurgulayan Ejder, kafalardaki yanlış imajlan silmek amaayla. Alevi ce- maatinin radyo, televizyon ve bir ga- zete kurmasının şart olduğunu söy- ledi. Alevilerin. ekonomik, siyasal ve kültürel alanlarda birleşmesi gerekti- ğini belirten Ejder, aynı zamanda Di- yanet İşlerinin kaldınlmasını istedi. Pir Sultan Kültür Dernekleri Ge- nel Başkanı Murtaza Demir ise. yıkım olayını faşist bir anlayışın dışa vurumu olarak niteledi. Saldınnm temelinde bölücülüğün ve kavga çı- karmanın yattığını belirten Demir. kesinlikle provokasyonlara gelmeye- ceklerini de sözlerine ekledi. Demir daha sonra. toplantıya katılan bütün derneklerin düşüncelerini ve istemle- rini dile getiren bildiriyi okudu. Devletin. alevilere karşı çifte stan- dart içinde olduğu ve bir anönce bu- na son verilmesinin istendiği bildiri- de, Alevi cemaatinin hükümetten ta- lepleri şöyle dile getirildi: - Dûşünce suçlan kaldırdarak. 12 Eylül Anayasası değiştirilsin. - Laik devlet yapısıyla bağdaşma- yan Diyanet İşleri devlet yapısı için- den çıkardsın. - Diyanet'e, kuran kurslarma ve cami hizmetlerine akıtılan devlet büt- çesi kesilsin. - Zorunlu din dersleri acilen kaldınlsın. - Atatürk >e laik Çumhuriyet ilkele- rinin terkedilmesi yönünde çaba gös- terenlere karşı yasal yaptınmlar uy- gulansın. Toplantıda aynca. belediye bulu- nan her yerleşim birimine cem ve kültürevi kurulması ile zorunlu din derslerinin kaldınlması amaayla imza kampanyalan da başlatıldı. Cem ve kültürevlerinin kurulması için önümüzdeki ay içersinde bele- diyelere başvurulann yapılmaya baş- lanacağı belirtilen toplantıda. kam- panyalarda toplanan imzalann TBMM. Başbakanlık ve Parti Genel Merkezlerine gönderileceği de dile getirildi. Öte yandan İstanbul Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Nurettin Sö- zen de, konuya ilişkin olarak yaptığı yazılı açıklamada. Karacaahmet'- teki cemevi yıkımının. İmar Yasası ve ruhsatla ilgisi bulunmadığını öne sürerek. olayın siyasi olduğunu bil- dirdi. Sözen, Anakent Belediyesi'nin, onbinlerce kaçak yapının bulunduğu İstanbul'da. imara aykın villalardan milyarlarca lira bağış alarak. bura- lan yıkmaktan vazgeçtiğini ve böyle- ce kaçak bina oluşumun görmezlik- ten geldiğini iddia etti. Böyle bir or- tamda 600 yıllık kutsal bir mekanm yıkılmasının. sadece imar mev- zuatıyla açıklanamayacağına dikkat çeken Sözen "Olay toplumsal bir olay, siyasal boyutu var. İnsani, de- mokrasi ve vicdan özgürlüğü boyutu var. Devletin, Alevi vatandaşlara ce- mevi sağlaması gerekir. laik bir ülkey- sek, bütün dinlere, mezheplere samimi ve aynı şekilde yaklaşmalıyız" dedi. PTT teknisyenleri fazla mesaiden şikâyetçi İZMİR (Çumhuriyet Ege Bürosu)- PTT teknisyenleri ve sözleşmeli çalışanlan ateş püskürüyor. 'Suursız fazla mesai" yaptın- hp para verilmeyen teknisyenler, lojman kiralannın arttınhnasının ardından maaş- lannın 3 milyon lira eksildığini belirterek, "Bu işe ya çözüm bulunur ya da telekomüni- kasyon aksar. Biz çok şey değil, aç kalma- yacak kadar para istiyoruz" dediler.Tele- komünikasyonun tüm yükünü çeken, hat anzalanndan televizyon yayınlanna kadar Pi l'nin T'sinin tüm önemli işlerini yürü- ten teknisyenler ve sözleşmeli çalışanlar, iki yıldan bu yana büyük bir mali kriz yaşadı- klannı belirterek olaya el konulmasını iste- diler. Bazı zamanlar 48 saate varan sürekli calışmalar yaptıklannı, ayda 250-300 saate varan fazla mesai yaptıklannı; ancak bu- nun 50 saatinin ödendiğini belirten teknis- yenler sorunlanru anlaürken şunlan söyle- diler: "Şimdi sözleşmemizde haftalık çalışma saati 40 saat olarak gösterilmiş. Ama altına küçük bir madde daha konulmuş. 'Verilen iş zaman mevhumu gözetilmeden yapılır.' Böv le olunca anamızdan emdiğimiz süt bur- numuzdan getiriliyor. Paraya gelince yok. Maaşlarunızda 3 milyon liraya varan eksil- meler oldu. Maaşlarnnız artmazken lojman kiralannın arttınlmasıyla maaşlanmız kü- çülmüş oldu. Bizi lojmanda neden tutuyor- lar. Çünkü ellerinin altında bulunduruyor- lar. Gecenin ikisinde 'kalk gel' diyorlar. Eğer evden aynlacaksak nereye gideceğimi- n de bildirmek zorundayız. Milletvekili loj- manlanna uygulanan fiyatla bizim oturdu- ğumuz lojmanlara uygulanan fiyat aynı, böyle şey olur mu?" Aylık ücretlerin ortalama 8 milyon lira olduğunu bunun 3 milyon lirasının lojman kirasına gıtüğini. tüm gırişımlere karşın üc- retlerde bir artış olmadığını, buna karşın gece-gündüz çalışmaya zorlandıklannı be- lirten teknisyen ve sözleşmeli çalışanlar tepkilerini şöyle sürdürdüler: "Biz ülkemizi seviyoruz. Ancak 20 yüzyı- la girerken bize dayatılan koşullara katlan- mak mümkün değil. Biz çok şey istemiyo- ruz. Çocuklarımızı doyuracak kadar, 10-12 milyon lira para istiyoruz. Bizden daha ra- hat koşullarda çaltşan işci arkadaşlarımız bu parayı alıyor. Biz hem sonımluluk altın- dayız hem de insanüstü bir gayretle çalıştın- lıyoruz. Ama bu nereye kadar sürecek? Yine takrarlıyoruz, biz üİkenûzi seviyoruz. Bu durum sürerse eylemler gündeme gelir. Çün- kü görüyonız ki eylem yapmadan, ayağa kalkmadan hak verilmiyor. Türkiye'de tele- komünikasyon aksar, insanlar telefon gö- rüşmesi yapmak için saatlerce bekler, tele- vizyonlar durur. Biz bunları yapmak istemi- yoruz. Ama ayda 150-200 saat fazla mesaiy- le karşıhğını almadan bu iş yürümez." Yüzde 43.7 oy aldılar İsveç'te seçîmî sosyal demokratlar kazandı STOCKHOLM(AA)- İsveç'te dün yapılan genel seçimlerdeoylannı kullanan seçmenlerle, sandıklar kapandıktan sonra yapılan ankette, geleneksel güce sahip Sosyal Demokrat Parti'nin, üç yıllık muhalefet döneminden sonra yeniden seçirni kazandığı bildirildi. İsveçTelevizyonu'nun açıkladığı ilk sonuca göre sosyal demokratlar, beklediği gibi yüzde 43.7 oranında oy toplayarak secimin galibi oldu. Seçim öncesi kamuoyu araştırmasına göre S DP'nin oylann yüzde 43.4'ünü kazanabileceği bildirilmişti. İsveç Televizyonu, 4 partinin kurduğu merkez sağ koalisyonun. toplam yüzde 43 oranında oy desteği kazanrruş göründüğünü bildirdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle