27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 14 EYLUL1994 ÇARŞAMBA OLAYLAR VE GORUŞLER Maskelerinindirilmesi Türk tarafı köşeye sıkıştırılmasa KKTC Meclısi'nden 29 Ağustos Kararlan da çıkmazdı. Kararlann yaratıcılan Rumlar, Atına, ABD \e AB'dır. Prof. Dr. EROL MANİSALI Avrupa Orta Doğu Araştırma Merkezi Başkanı, İstanbul Universitesi A nkara'nın Kıbns polıtı- kası değıştı mP KKTC Meclısı'nın almış oldu- ğu kararlann anlamı nedır9 Bu karar nıçın alındı9 Alınmasa daha mı lyı olurdu0 Turkıve'yı >enı kararlar dogrultusunda, yenı sorunlar mı bek- lıyor9 Butün bu sorulann karşılıklan aranırken bılım adamlannın ve aydı- nlann konuyu sadece bır noktasından ahp değerlendırmelen v a da Turkıye'- de sahıp olduklan duşunce grubunun kalıplan ıçıne kendılennı sıkıştırma- dan duşunce gelıştırmelen ve yorum yapmalan gerekır Burada, Ankara'nın \e KKTC'nın polıtıkalan ele alırup değerlendınlır- ken Rumlann, Atına'nın, Washıng- ton"un ve Avrupa Bırlığı'nın, ozellıkle I989'dan ıtıbaren yurutmekte olduk- lan yenı polıtıkalann \e yaklaşımlann mutlaka ağırlıklı bır şekılde goz onun- de tutulmalan zorunludur Olay >alnızca, bır Prof Mümtaz Soysal olayı ya da Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın kışısel duşuncelen so- runu değıldır Son değışmelen ve gelış- melen, kışısel ınısıyatıflere bağlamak çok yanlış olur Kışısel ınısıyatıfler ol- sa olsa. ortaya çıkan >eru dengelere karşılık verme yontemınde etkıh ol- muşlardır Sorunun odak noktası: Özellıkle I989"dan ıtıbaren, Avrupa Topluluğu (AB), ABD. Rum ve Yunan tarafı, dunyadakı yenı gelışmeler doğrultu- sunda, Kıbns polıtıkalanru değışür- meve başlamışlardır Bu donemde 'Ada'da ıkı ayn sıyasal, sosyal, ekono- mık, kulturel ve asken varlık, İama- men reddedilmeye' başlanmışür Daha once, B.M. Güvenlik Kon- seyi'nde, Türk ve Rum tarafının sivasal eşitliği (ayn sıyasal varlıklan), rapor- larda ve Guvenlık Konseyı kararlann- da yer almasına karşın, bu zemınden, ozelbkle Haaran-l993-Ağustos 1994 donemınde tamamen uzaklaşılmıştır Rumlann yaklaşunlan, AB ve ABD'- nin tutumu; Rumlar Ada'da federas- yon ıçın Turklerle eşıt bır yapılanma- yı, tamamen reddetmeye başlamışlar- dır Avrupa Bırlığı'ne, tam uyehk ıçın goruşme taleplennı yenılemışler ve bu talep AB tarafından, 1995'te goruşul- mek uzere kabul edılmış, gen çevnl- memıştır Rumlar taleplennı, Ada'nın tumunu temsıl eden bır devlet statu- sunde yapmaktadırlar AB, Rum tale- bıne yeşıl ışık yakmakla, Turk tarafı- nın sıyasal variığmı veekonomık varlı- ğını 'yok kabul etmıştır' AB'nın bu tutumuna, ne ABD'den ne de Genel Sekreter'den bır tepkı gelmıştır Nıha- yet 94 yazı başında Yuksek Adalet Dı- vanı KKTC mallanna boykot uy- gulanması karan almıştır Yanı, Turk varlığını ve KKTC'yı > ok kabul etmış- lerdır "Eğer mal satacaksan Rum de- netuninden Lrin alman gerekır" demış- lerdır Rumlar ne yapmak istivor: Rum ta- rafı a) Turkler uzennde ekonomık am- bargoyu tırmandınnışlar, b) Atına ıle asken manevralara başlamışlar, c) Fe- derasyon ıle ılgüı, eşıtlık ılkesını, ta- mamen reddeder tutum ıçıne gırmış- lerdır Bu kıskaç ıçınde Turklenn eko- nomık olarak çokertılmesı. Ada'nın, AB nufuz alanı ıçıne sokulması ve Yu- nan hava ve denız kuvetlennın, fulen Ada ıçıne ve çevresıne dahıl edılerek. asken dengenın Ada'da tamamen kendı lehlenne değıştınlmesıne ortam hazırlamışlardır Bıçak kemığe dayanmca Cumhur- başkanı Rauf Denktaş ın da çıkışlan başlamıştır Rauf Denktaş'm one surdüğü göniş- ler: KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, şu goruşlen one surmeve başlamıştır, a) Rumlar kesınlıkle fede- rasyon ıstemıyor Turk tarafının sıya- sal ırade ve egemenlık hakkı kabul edılmıyor, b) Rum-Yunan asken ışbır- lığı hızla gelışıyor, Atına fıılen, asken olarak'Ada'yı kontrol altına alıyor, c) AB, KKTC'yı yok varsayıvor. altı- mızdaki zemini tamamen kaydırıyor. Ambargo ıle ekonomımız çokertılı- yor d) ABD yonetımı, hıçbır şev ol- mamış gıbı "Siz goruşmelere devam edin, federasyondan once, aranızda gu- ven yaratacak onlemleri uvgulayın" dı- yor Hangı federas>onu. hangı koşul- lar altında goruşuyoruz9 Denktaş. "Biz Türk tarafı olarak neyiz" sorusu- nu sormaya başladı ve her şeyden on- ce, goruşmelerdekı konumlannın be- lırlenmesını ıstedı Verilen mesaj: KKTC Cumhunyet Meclısı, tanhsel karannı bu koşullar altında almaya mecburedıldı ve ozetle şu goruşlen ortaya ko>du 1) Gerçek anlamda federasyonu yalnızca Turk tarafı ıstıvor O halde. federasyon dışındakı çozum yollannı da açmak zorundayız Rumlar, ger- çekten federasyon ıstıvor ıseler, Turk- lenn egemenlık haklan ve KKTC'nın sıyasal varlığı kabul edılmeden bu ola- maz Federas>on. ıkı eşıt sıyasal ve ekonomık varlık arasında olabılır 2) KKTC'ye ambargo uygulavıp. Turk varlığını yok kabul ederken ne goruşme, ne federasyon olur Ambar- go kalkmalıdır 3) Rumlar. Atına ıle ekonomık. sı- yasal ve asken yakınlaşmava gıttığı oranda KKTC de Turkıye ıle yakınla- şacak ve aynı oranda butunleşecektır 4) AB'nın Rum tarafını "bırlığe" ka- bul etmesını aralayan vollar KKTC'- nın Turkıve ıle butunleşmesıne neden olur Çunku KKTC'nın onunde baş- ka vol bırakılmamış olur Şımdı soruyorum Bu kararlann ne- resı hatalıdır0 Eğer bu kararlar Kıbns konusunda venı bır polıtıka anlamına gelıyorsa, bu ne Cumhurbaşkanı Denktaş'ın. ne de Prof Soysal'ın kışı- sel yaklaşımlan ıle ortaya konmuş bır karardır Turk tarafı koşeye sıkıştınl- masa KKTC Meclısf nden 29 Ağustos Kararlan da çıkmazdı Kararlann ya- ratıcılan Rumlar, Atına ABDveAB- dır Poütika değişmese neler olurdu? Eğer KKTC Meclısı bu kararlan al- masa ve Ankara kararlara destek ver- mese neler olurdu9 AB ve ABD Turklen vok sayan ka- rarlannı "tescil edilmiş ve Turk tarafın- ca kabul edilmiş bir politika olarak" baskılannı arttıracaklardı KKTC'ye ekonomık ambargo daha da yaygınlaştınlacak. Turkıye-KKTC ekonomık ılışkılenne de venı engeller getınlecektı AB 1995'te Rumlarla, tam uyehk ıçın goruşme masasına otu- rup Rum devletının ABye tam uyelığı konusunda bır adım daha aıacaklardı Atına. butun bunlardancesaret alarak Rum yonetımı ıle asken ışbırlığını, da- ha da gelıştınp Ada'da asken ustunlu- ğu fulen ellenne geçıreceklerdı ABD yonetımı bır taraftan Turk yonetımı- nı kabul etmezken, ote yandan ıkılı goruşmeler suruvormuş. her şey yo- lunda>mış gıbı Ada'da Rum hakımı- yetını butun Ada'ya yavabılecek on- lemlen alacak bu arada KKTC ıçıne "vandaşlar sokup bunlara destek vere- rek KKTC'de çözülme ortamını" gelış- tırme uygulamalan ıçınde olacaktı Bu uvgulamalar zaten başlatılmıştı bıle Meclısın bu karan ve karara An- kara'nın tam desteğı goz gore gore or- taya konan bu saçma ve kepaze senar- yo>a set çekmektedır Yenı polıtıkaya karşı çıkanlar Şım- dı kalkıp bız AB. ABD ve Rumlann senaryosunu bozduk bu yuzden tepkı alacağız. bızı zorlayacaklar, nasıl olur da boyle bır şeye cesaret edebılınz de- menın anlamı nedır9 Turkıve ve KKTC ulusal çıkarlannı korumak ıçın bu gıdışı durdurmak zorundaydı- lar Meclıs kararına ve Ankara'nın desteğıne karşı çıkanlar ne demek ıstı- yorlar. "Biz onlann çizdiği senaryoyu nasıl olsa değiştiremeyiz, bunlara hiç gerek vok" mu demek ıstıyorlar'' Bu duşunce. "ulusal çıkar" duşuncesı ıle herhalde bağdaşmıyor Pekı "Biz hiç- bir şev olmamış gibi davransak, onlann vurutruğu senarvo zaten başarı kazana- mazdı" mı demek ıstıvorlar1 Yukanda ozetlenen gelışmeler. adım adım nasıl sonuca gıtmekte olduklannı hıç kuş- kuya yer vermeyecek bıçımde orta>a koyuyor Bundan sonra ne olur? Artık bundan sonra federasyon goruşulecekse ıkı ta- rafın eşıtlığının kabul edılmesı, Turk- lenn sıyasal varlığının ve egemenlık haklannın kabul edılmesı ve ambar- gonun kdldınlması gerekıyor Bunla- nn hıçbınnde ılerleme olmaz. AB Rumlan uye olarak alırsa KKTC ıçın de Turkıye ıle entegrasyondan başka yolkalmamışolur Durumu bu nokta- ya getıren ne Ankara ne Denktaş ne de KKTChalkıdır Kıbns ta yenı polıtıka olarak adlan- dınlan yenı durum ashnda Ankara ve KKTC'nın dış odaklardakı eskı ıkı- yuzluluğu ortaya çıkaran bır durum- dur Bu polıtıkayı Turkıye yaratma- mıştır Koşeve sıkıştınlan Turkıye ve KKTC karşı tarafın maskelennı ındı- rerek "açık. tutarlı ve başı sonu belli olan yeni bir çizgi içine girmiştir." 1974'te, Turkıye vı Ada \a çıkmava mecbur edenler, bugun y enı Kıbns po- lıtıkasının mımarlan olmuşlardır OTEKELI, llhan "1839 1980 Arasında istanbul un Planlama Deneyımlen istan- bul dergısı 1993 ( ! )TEKELl, llhan agd ARADA BER ÖZGÜN ÖZGÜR Vazgeçilmez Yaşam llkesi... Insanlığın tarıhı, ınsanın benlık bılıncıne varması, ak- lın ozgurleşme seruvenının de tarıhıdır Insanın bılmedığı, çozum leyemedığı olayları, olguları, durumları korunma duygusunun verdığı korku ıle tanrı- sallaştıran doğaotesı bır yere koyan yaklaşımlar, bılım- sel duşuncenın yeterınce gelışmedığı, yaygınlaştırılma- dığı donemlere ozguydu Insan aklının ozgurleşmesmın oncusu duşunurlerın, doğaotesınden, somut gerçeklığe yonelttıklerı dıkkatle- rı, çozumlemelen ınsanın karanlıkları delıp aydınlığa çıkışının ılkadımlarını oluşturur Buçıkış bağnaz, onyar- gılı, dogmatık bakış açısından, genış açılı, çok boyutlu ır- delemelere yonelışın sağladığı çıkıştır Bılımsel duşuncenın, skolastık duşunce karşısında al- dığı yol, ortaçağın son donemının Ronesans ve Re- form'un belırleyıcı ozellığıdır Bu donemde her turlu ku- rum ve değer ozgur aklın suzgecınden geçırılerek sor- gulanmış, basım teknığının gelıştırılmesının sağladığı olanaklar, halkın bılgı duzeyını yukselterek Avrupa'da aydınlanma surecını başlatmıştır Avrupa da başlatılan aydınlanma surecınde dın de sorgulanmış, kılısenın devlete, topluma, duşunceye egemen durumu aklın suzgecınden geçırılmıştır Bu re- form hareketının onculerınden Erasmus ve Luther dın eğıtımı gormuş, kılısede gorev yapan dın adamları ola- rak kılıseye sert eleştırıler yoneltmışler, -orneğın Lut- her- aforoz edılmıştır Reform sonucunda dın ve devlet ışlerının bırbırınden ayrılması, eğıtımtn dının etkısınden kurtarılarak bılımsel duşunceye açılması, mançlarda ozgurluk ve baskıdan uzaklık adım adım yaşama geçırılmıştır Bu bağlamda dının sıyasete alet edılerek bır somuru aracı olarak kul- lanılması onlenmış, mezhep kavgaları sona erdırılerek toplumsal barışın engellerınden bırı ortadan kaldırılmış- tır Boylece laıklık uygulaması, ılk kez Avrupa'da yaşa- ma geçırılmeye başianmış, aklın ozgurluğunun, ınanç ozgurluğunun, demokrasıye yonelışın, toplumsal barı- şın vazgeçilmez ılkesı yapılmıştır Laıklık ılkesını Turkıye Cumhurıyetı'nın temel ılkele- rınden bırı yapan Mustafa Kemal Atatûrk'un gerçekleş- tırdığı tum devrım atılımları laıklık temelıne dayalıdır Onun ıçın bu ılke, ulkemızı çağdışı bır duzene surukle- mek ısteyenlerın saldırdığı, -çağdışı, çağdaş laıklık dıye- rek- yozlaştırmaya, saptırmaya, yok etmeye çalıştıkları bır hedeftır Çunku laıklık yok edılınce ortada ne cumhu- nyet kalacaktır ne de demokratık bır toplum yaratma umudu1 Laıklık ne Islamda vardır ne de otekı dınlerde Dınlerın ve mezheplenn olduğu yerde gereklı bır yaşam ılkesı- dır Çıkışı da -ınansın, ınanmasın-, ınsanların ınanç ve duyunç (vıcdan) ozgurluğunu, ozgur duşunceyı sağla- mak uzere gerçekleşmıştır Bır tek ınsanın bıle ınancına, duşuncesıne baskıyı engellemek ıçın var olacaktır Bu bağlamda çağdışı-çağdaş laıklık dıye bır şey de olamaz Çunku laıklığm tanımı yukanda da açıkladığımız gıbı tektır Laıklığm olmadığı yerde baskı vardır, zorbalık vardır, bılımsel duşunceden soz etmek bıle yasaktır Bı- reylerın, toplumların ılerlemelerınde, gelışmelerındekı vazgeçilmez yol olan eleştırel duşunceye yer verılmez Belırttığımız engelleyımlerı, yasakları aşmaya çalışan- ların cezası olumduri Turk devrımının yaratıcısı Ataturk, tum bunları bıldığı ıçın cumhurıyetı, devrımlerı laıklık temelı uzerınde yuk- seltmıştır Çunku laıklık, ozgur duşunce ve ınancın, de- mokrasının, bağımsızlığın, ılerlemenın olmazsa olmaz ılkesıdıri Demokrası, ınsan haklan soylemıyle teokratık duzenı getırecek bır yapıyı savunmak, açıkça bır kandırmaca- dır Çunku o zaman ne demokrasıden soz edılebılecektır ne de ınsan haklarından Her turlu ozgurluğumuz yok olacak, bır daha bızı kendımıze getırecek bır Ataturk de çıkmayabılecektır Onun ıçın ozgurluklerı yok edecek bır 'ozgurluk anlayışı savunulamaz 1 Bu nedenle Ataturk un Gençlığe Soylevı'nde bıze verdığı 'odev'm bılıncıyle başta laıklık olmak uzere, tum devrımlerı ve ılkelerını sonsuza dek savunacak, bılımsel duşuncenın ışığında ulkemızı, toplumca 'çağdaş uygar- lık duzeyının ustune' çıkaracağız' Aydınlanmanın uzun-ınce yolunda elımızde tuttuğu- muz 'muspet ılım' meşalemızı ateşleyen laıklığe vazge- çilmez yaşam ılkemız olarak sureklı sahıp çıkacağız İstanbulplanlamasına birde Refah darbesi... Istanbul'u 'su kentı' yapma vaadıyle ışbaşına gelen Refah Partılı beledıyenın önemlı bır oy tabanının. 5u havzalarındakı kaçak yapı sahıplennden olması, su sorununun bugünkü beledıye ıle çözülemeyeceğının ıpuçlannı venyor. Sultanbeylı bunun en canlı örneğıdır. KENAN GÖÇER Mozaik Katılımcı Şehir Plancıları Grubu 'ndan ydınlanma duşuncesmın bır ururrü olan planlama, en ge- nel anlamda msanoğlunun yazgısına raa olmaması ıçın. kbılgıyı ejleme donuşturme su- ıdır Istanbul'dakı ılk plan çalışması 1836-1837 yıllannda Von Molt- ke'nın çızdığı 1 25000 olçeklı hanta uzenn- de yapıldıgı tahmın edılmektedır() Plan k merkez ûlke' kentlennde olduğu gıbı sana- yıleşmenın getırdığı sorunlan çozmekten çok, çıkacak yangınlan en aza ındırmek ıçın alınan yapılaşma kararlan ve > ol kade- melennın ağırhklı olduğu. bır 'çevTe ülke' kent planlaması nıtelığı taşı>ordu Cumhunyet'ten sonra en onemlı planla- ma deneyımı Henri Prost'un 1939 yılında yaptığı plandır Plan İkına Dun>a Savaşı sonrasında Turkıye'nın uluslararası sıyası ve ıktısadı platformda alacağı rolu ve bu- nun sonucunda Istanbul'da mevdana gele- cek kentleşme olgusunu goremedığınden, 1950'de Prost'un ışme son venldı, plan da rafa kaldınldı Bu tanhten sonra istanbul, bır butunsel- lığı ve ılkesı olmayan, kentın kımlığıne, ekolojısıne, tanhıne aykın ımar operas- yonlanna gebe kaldı Bugun yaşadığımız sonınlann temeb, o donemlerde atılmıştır Istanbul'da yıkılan bına sayısımn 7298( 2 ), kesılen ağaç sayısımn ıse bınalardan kat kat fazla olduğunu duşunursek, gecıkmelı de olsa lstanbul'un Ikına Dunya Savaşı'na zorla sokulduğunu soyleyebılınz Otomo- bıl pazannın ulkeye gırmesı ıçın tanhsel doku muhafazakar olduğunu soyleyen zıh- nıyet tarafından yıkılmış, yollar genışletıl- mış, tramvaylar kaldınlmış, kentı koruya- cak, onu altından saracak metro sıstemın- den kaçınılmıştır 27 Mayıs asken mudahalesı ıle İstanbul yenı bır doneme gırdı Bu donemde, yıkım operasyonlan ıle karar aşamasına gehnmış ve ABD ıle anlaşılmış olan 1 Boğaz Kop- rusü'nun yapılması durduruldu Luigi Pic- cinato'nun 1 10000 olçeklı, 'Geçit De>Tİ Nazun Planı' 1960 yıb sonunda tamamlan- mış, ancak Imar ve îskan Bakanhğı planı onaylamamıştır MGK'mn tavsıye karan uzenne 1966 yıbnda 'Büyük İstanbul Na- zım Plan Bıırosu' kurulmuştur Naam (duzenleyıa) plan tamamlanma- dan, planda yen yokken ve gereklı yolcu talebı de olmadığı halde, tepeden ınme ka- rarla 1%8'de Imar ve İskan Bakanbğı'nca 1 Boğaz Koprusu'nun yapılma karannın ahnması. planlamanın ulkemızde kurum- sallaşamadığının bır gostergesı olmuşrur 1 koprunun eşantıyon kopru olacağına yonelık ıddıalar ıse bugun. uçuncu hatta dorduncu koprunun gundeme gelmesıvle gerçekleşmıştır Buyuk İstanbul Naam Planı 12 Mart 1971 asken darbesının generallennın ısteğı uzenne bılım kuruluna venldı Fazla bılım- sel olmadığı gerekçesıyle plan rafa kaldınl- dı Daha sonrakı vıllarda yenıden nazım plan çalışmalanna devam edıldı Bu plan surecı de 1980 yılında tamamlandı ve onay- landı Ancak \ 50000 olçeklı bu plan da İ2 Eylul asken darbesının postallan altında ezıldı Buro ıse yağmalandı 1980'lere kadar buyuk sermaye, korun- muş ıç pazarda. tekelcı bır vapıda. ıthal ıkamecı yolla sana>ıleşmenın rantına el ko- yuyordu Tekelcı rantlar 1980 sonrası bu- yuk kentsel rantlardan pay almaya başladı Nazım plan bu yapılanmaya engel oldu- ğundan uygulanmadı ve ıkı boyutlu lekeler halınde soyut bır resım nıtelığı taşımaktan oteve gıdemedı Kentler sermaye bınkımının yaratıldığı alanlar olduğu gıbı, kendılen de oluştur- duklan rantlarla bırer sermaye bınkımıdır- ler Bugun Şışlı Maslak hattına vapılan bır gokdelenın, sahıbı olduğu holdıngın sıgor- tası halıne gelmesı Istanbul'dakı kentsel rantın aldığı boyutu goz onune senyor 1989'dakı yerel yonetım değışıklığı. kentsel rantın buyuk sermaye tarafından engellenmesı ıçın bır frenleme donemı ol- duysa da kent dınamıklennı ıstedığı ıbı yonlendırememıştır Bu donemde yenı bır naam plan çahşmasına başlandı 1 50000 olçeklı bu plan 1994 yılında tamamlandı ve onaylandı Yırmı beş yıl oncesıne kadar beledıye başkanlan atama ıle geldıklennde kımse- nın sesı çıkmazken 27 Mart 1994 yerel se- çımlenndekı tansıyonun, genel seçımler- den fazla olması rant savaşının bır sonucu- dur Seçımlen kazanan Refah PartiU bele- diyenin ilk icraatı 1994 onavlı İstanbul Nazım Planı'nı tanımamak oldu. Bu durum planın vasal olarak \ arlığını surdurmesini engellemivor. Plana avkırı karar alındığın- da kendi duvarlüığına sahip herkesin da\a açma yetkisi vardır. istanbul Nazım Planı şimdi de siyasi ahlakın ayaklan altına aluu- yor. Istanbul'u 'su kenri' vapma vaadıvle ış- başına gelen Refah Partılı beledıyenın TEKNİKELEMAN Gazetemızin Makıne Servısı'ne, yetiştirilmek uzere, E.M L makıne veya motor bolumü mezu- nu, askerlığıni yapmış eleman alınacaktır Mür: Ersin UZUN Makine Dairesi Tel: 512 05 05 / 480 Türkocağı Cad. 39/41 Cağaloğlu ELEMAN ARANIYOR Gazetenin bakım servısınde çalışmak uzere telefon cıhazı tamınnı ve tesısatını bılen eleman alınacaktır Tel: 512 05 05'ten 482 -483 Türkocağı Cad. 39 41 Cağaloğlu Aile boyu yeni mixcıh dergini: DERSAADET'te Yenı Repertuarının keyfi ıle GRUP DİNLENCE 15 Eyliil Perşembe günü Saat 22.15 Gazetecı Erol Dernek Sok No 1 1 /A Beyoğlu 251 20 47 PENCERE onemlı bır o> tabanının, su havzalanndakı kaçak yapı sahıplennden olması, su soru- nunun bugunku beledıye ıle çözülemeyece- ğının ıpuçlannı venyor Sultanbeylı bunun en canlı orneğıdır 1994 Nazım Planı'nın ıdeal olduğunu soylemek doğru olmaz Zaten istanbul ıçın yapılacak hıçbır plan herkesı kucaklaya- maz Ancak 1994 Naam Planfnda Istan- bul'un son şansı olabılecek nıtelıkte de he- defler var Bu hedeflen şoyle ozetleyebıhnz İstanbul'un doğu-batı yonunde. TEM Otoyolu ıle Marmara Denıa arasında olu- şan kentleşme kuşağı ıçensınde doğrusal (lıneer) bır gelışme gostermesı ongorulu- yor Kentın vaşam kaynaklan olan su hav- zalannın. ormanlann ve tanm alanlannın bulunduğu kuzevdekı veşıl bolgeler ımara kapalı tutuluyor Bu yuzden 3 Boğaz Koprusu ne yer venlmıyor Yenne tup ge- çıt konulu>or Tanhı yanmada, Halıç ve çevresı, Galata, Beyoğlu. Kadıkov (mer- kez) Adalar ve Boğazıçı'nın butun goru- numlenne ımar kısıtlamalan getınlmış Tramva> tupgeçıt, metro, İstanbul butu- nunde kentın lıneer gelışımını besleven bır çozum olarak ele alınıyor Herkesin goruş bırlığınde olduğu. kentın sanavıden anndı- nlması duşuncesını yaşama geçırecek plan hedeflennı ıçen>or Batı'da Çerkezkoy Çorlu, doğuda ıse Izmıt-Gebze gıbı akslan tampon bolge olarak kabul edılmış Bu kentler İstanbul nufusunun merkezde vı- ğılmasını engelleme ışlevını gorecektır Planda mılyonlarca ınsanın ıstemını karşı- layacak toplu konut alanlan belırlenmış Plan hedeflen ıle kararlannı ırdelemek ancak bır başka yaa konusu olabılır Bu gıbı normatıf planlann temelındekı eksık- lık kent dınamıklennı plan doğrultusunda >onlendırmekten ve gerekırse venı dına- mıkler oluşturmaktan çok. genden gelen, araa kullanım kararlannın ağırlıklı olduğu 'statik' bır yapıya sahıp olmasındadır Or- neğın. planda kentın kuzevı korunmaktan soz edılırken Şıle yolu bır taraftan da spe- kulatorlenn yolunu açıyor Yıneplanda ol- madığı halde Bayındırlık ve Iskan Ba- kanlığı 3 koprunun yennı anyor Nasıl kı Ana>asa Mahkemesı bır ust ku- rum nıtelığı taşıyarak parlamentoyu denet- lı>orsa, 'katılım' merkezlı yapılmış planlar da beledıye meclısını denetleyen ust kurum nıtelığı taşımalıdır Yoksa istanbul hıçbır zaman plansız ve plancısız kalmamıştır Rant ekonomısı. kentı bıçımlendırmıştır Demokrasmın tam anlamıyla hayata geç- medığı bır yerde 'planlamanın kurumsallaş- masmı'beklemek yanlış olur Guneşetapı- lan bır ulkede ışık kanunlannın geçersız ol- duğu gıbı () TEKELI İlhan' 1839-1980 Arasında İstan- bul'un Planlama Deneyımlen" istanbul derası 1993 (2 ) TEKELI llhan agd Oğretmen?.. PKK Tuncelı de 6 oğretmenı kurşuna dızdı Dun 1994-95 oğr etım yılı baslıyordu Yıne dun gazetelere ve televızyonlara Başbakanımız Çitler'ın sıklığı yansıyor ve konuşuluyordu Tans Hanım eskı ABD Dısışlerı Bakanı Kissinger onuruna verilen yemeğe gıderken beyaz rengı bırakmış, kırmızıyı yeğle- mış makya/ını da değıştırmış fotoğraf merceklerıne gu- lumsuyor, yuzunde guller açıyor Oysa aynı gun PKK nın Tuncelı de kurşuna dızdığı oğretmenlerın olum lıstesı adları yaşları ve memleket- lerıyle ajanslara geçılıyor Buminhan Temizkan (27 Içel) Mustafa Kaynarca (32 Samsun) Ali Ihsan Cetinkaya (29, Dıyarbakır) Vedatlnan(25 Iğdır) Metin Kaynar (29 Anfalya) Rüstem Şen (29 Elazığ) Olay soyle gerçekleşmıştı Terorıstler once karakola ateş açıyorlar, sonra oğretmenlerın kaldığı lojmanı ba- sıyorlar, oğretmenlerı dışarı çıkardıktan sonra bır sure nutuk atıp propaganda yapıyorlar ardından cınayetlerı- nı ışlıyorlardı • Başbakanımız Kissinger onuruna verilen davette kır- mızı gıymış makyajını değıştırmış ulkenın tanıtımı bun- dan boyle Tansu Hanım la yapılacakmış sarı saçlı bır kadın başbakan en lyı propaganda malzemesıymış insanın aklına tek soru gelıyor - Tırlatiık mı bız? Bır ulke var, doğusunda okullar açılamıyor oğretım yapılamıyor Doğu ya atanan oğretmenler gıtmek ıstemıyorlar gı- denler kurşuna dızılıyor O ulkede parlamento çalışamıyor Doğusunda oğretım yapılamayan ulkenın Başbakan ı ABD ye yatırım yapıyor O ulkede enflasyon yuzde 100 u aşıyor Doğusunda oğretım yapılamayan, oğretmenlerı kur- şuna dızılen ulkenın batısında ya hey Gerçekten tırlattık mı? • Tuncelı dekı 500 oğretmen tedırgın Beklıyorlar 1993 te 12 oğretmen oldurulmuş 1994 te oğretım yılı açılırken 6 oğretmen kurşuna dızı- lıyor Tuncelı de 500 oğretmen tedırgın Olum sırası kımde 9 Oğretmen dıyor kı Bu şartlar altında gorev yapamayız devlet bızım gu- venlığımızı sağlayamıyor Cıller Butun okullar açılacak' dedı, daha ılk gun 6 arkadaşımız olduruldu Turkıye de oğretmenler tedırgın oğretmen yıllardan berı horlanıyor koşedonuculuk felsefesını dunya goruşu sayan duzende aşağılanıyor, aldığı para gulunç geçınemıyor sesı soluğu çıkmıyor demokratık haklarından yoksun yukselen değerler top- lumunda oğretmenın yerı yok oğretmen ne yapsın ol- sun mu' Ve olduruluyor • Bız İstanbul da ya hey 1 Ankara da âlâ âlâ hey . Sodom ve Gomore ye taş çıkartacak bır yaşamda pa- ranın çıldırttığı ınsanlarla sıyasetıh cıvıklaştığı ılgınç bır donem yaşanıyor Oğretım yılı başlıyor Hayır başlayamıyor Çunku bu bır başlangıç değıl Bır son OKURLARIMIZA DUYURU 9 Ağustos 1994 gunku gazetemızde "Şejtan Ayetleri" kıtabının satışı ıle ılgılı bır ılan yayımlanmıştır. Bazı okurlanmızdan ılanda belırtılen banka hesabına gereklı bedelın >atınlmasına rağmen kıtaplan teslım alamadıklan şeklınde şıkâ>etler aldık. Yavımlanan ılanla gazetemızin herhangı bır ılgısının bulunmadığını. okurlanmızın bılgısıne sunanz. ÇAĞDAŞ AVUKATLAR GRUBU İÇİN TOPLANTIYACAĞRI Değerlı Meslekdaşlarım İstanbul Barosu Genel Kurulu, 22-23 Ekım 1994 gunlerı toplanıyor Bu nedenle, Çağdaş Avukatlar Grubu nun, başkan yonetım, dısıplın denetleme kurulu uyelıklerıyle TBB delegelıklerıne aday gosterılecek arkadaşları belırlememız gerekıyor Bıldığınız gıbı mesleğımızın ve ulkemızın so- runlan çok ağırlaştı Bır yandan Demokratık hu- kuk devletı sıkıntıda, ote yandan laık Cumhunyet tehdıt altında Yargıdakı krız buyudukçe avukatlık ışlevını yıtı- rıyor Hayat standardı ıle ekonomık denge ve net aktıf vergılerı mesleğımızı sılındır gıbı ezıp geçı- yor Genç-yaşlı butun arkadaşlarımız kızgın Aca- ba boyle bır ortamda ne yapmalıyız'' Genel kuru- la nasıl hazırlanmalıyız'' Işte bu konuları goruşmek, onerılerınızı dınle- mek ve sızlerı bılgılendırmek amacıyla bır toplantı duzenlemış bulunuyoruz 16 9 1994 gunu saat 17 00 de Karaca Tıyatroda yapılacak bu toplantıya tesrıfınızı rıcaedıyorum Saygılarımla Çağdaş Avukatlar Grubu Adına Av. TURGUT KAZAN GEÇMIŞLEGELECEK Sabahattin Kudret Aksal } KI ınlurı Turkuıugı LuJ 19 41 Ctıgaluglu-huınbul Ödemeli gondenunez
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle