Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 14 EYLUL1994 ÇARŞAMBA
OLAYLAR VE GORUŞLER
Maskelerinindirilmesi
Türk tarafı köşeye sıkıştırılmasa KKTC Meclısi'nden 29
Ağustos Kararlan da çıkmazdı. Kararlann yaratıcılan
Rumlar, Atına, ABD \e AB'dır.
Prof. Dr. EROL MANİSALI Avrupa Orta Doğu
Araştırma Merkezi Başkanı, İstanbul Universitesi
A
nkara'nın Kıbns polıtı-
kası değıştı mP KKTC
Meclısı'nın almış oldu-
ğu kararlann anlamı
nedır9
Bu karar nıçın
alındı9
Alınmasa daha
mı lyı olurdu0
Turkıve'yı >enı kararlar
dogrultusunda, yenı sorunlar mı bek-
lıyor9
Butün bu sorulann karşılıklan
aranırken bılım adamlannın ve aydı-
nlann konuyu sadece bır noktasından
ahp değerlendırmelen v a da Turkıye'-
de sahıp olduklan duşunce grubunun
kalıplan ıçıne kendılennı sıkıştırma-
dan duşunce gelıştırmelen ve yorum
yapmalan gerekır
Burada, Ankara'nın \e KKTC'nın
polıtıkalan ele alırup değerlendınlır-
ken Rumlann, Atına'nın, Washıng-
ton"un ve Avrupa Bırlığı'nın, ozellıkle
I989'dan ıtıbaren yurutmekte olduk-
lan yenı polıtıkalann \e yaklaşımlann
mutlaka ağırlıklı bır şekılde goz onun-
de tutulmalan zorunludur
Olay >alnızca, bır Prof Mümtaz
Soysal olayı ya da Cumhurbaşkanı
Rauf Denktaş'ın kışısel duşuncelen so-
runu değıldır Son değışmelen ve gelış-
melen, kışısel ınısıyatıflere bağlamak
çok yanlış olur Kışısel ınısıyatıfler ol-
sa olsa. ortaya çıkan >eru dengelere
karşılık verme yontemınde etkıh ol-
muşlardır
Sorunun odak noktası: Özellıkle
I989"dan ıtıbaren, Avrupa Topluluğu
(AB), ABD. Rum ve Yunan tarafı,
dunyadakı yenı gelışmeler doğrultu-
sunda, Kıbns polıtıkalanru değışür-
meve başlamışlardır Bu donemde
'Ada'da ıkı ayn sıyasal, sosyal, ekono-
mık, kulturel ve asken varlık, İama-
men reddedilmeye' başlanmışür
Daha once, B.M. Güvenlik Kon-
seyi'nde, Türk ve Rum tarafının sivasal
eşitliği (ayn sıyasal varlıklan), rapor-
larda ve Guvenlık Konseyı kararlann-
da yer almasına karşın, bu zemınden,
ozelbkle Haaran-l993-Ağustos 1994
donemınde tamamen uzaklaşılmıştır
Rumlann yaklaşunlan, AB ve ABD'-
nin tutumu; Rumlar Ada'da federas-
yon ıçın Turklerle eşıt bır yapılanma-
yı, tamamen reddetmeye başlamışlar-
dır
Avrupa Bırlığı'ne, tam uyehk ıçın
goruşme taleplennı yenılemışler ve bu
talep AB tarafından, 1995'te goruşul-
mek uzere kabul edılmış, gen çevnl-
memıştır Rumlar taleplennı, Ada'nın
tumunu temsıl eden bır devlet statu-
sunde yapmaktadırlar AB, Rum tale-
bıne yeşıl ışık yakmakla, Turk tarafı-
nın sıyasal variığmı veekonomık varlı-
ğını 'yok kabul etmıştır' AB'nın bu
tutumuna, ne ABD'den ne de Genel
Sekreter'den bır tepkı gelmıştır Nıha-
yet 94 yazı başında Yuksek Adalet Dı-
vanı KKTC mallanna boykot uy-
gulanması karan almıştır Yanı, Turk
varlığını ve KKTC'yı > ok kabul etmış-
lerdır "Eğer mal satacaksan Rum de-
netuninden Lrin alman gerekır" demış-
lerdır
Rumlar ne yapmak istivor: Rum ta-
rafı a) Turkler uzennde ekonomık am-
bargoyu tırmandınnışlar, b) Atına ıle
asken manevralara başlamışlar, c) Fe-
derasyon ıle ılgüı, eşıtlık ılkesını, ta-
mamen reddeder tutum ıçıne gırmış-
lerdır Bu kıskaç ıçınde Turklenn eko-
nomık olarak çokertılmesı. Ada'nın,
AB nufuz alanı ıçıne sokulması ve Yu-
nan hava ve denız kuvetlennın, fulen
Ada ıçıne ve çevresıne dahıl edılerek.
asken dengenın Ada'da tamamen
kendı lehlenne değıştınlmesıne ortam
hazırlamışlardır
Bıçak kemığe dayanmca Cumhur-
başkanı Rauf Denktaş ın da çıkışlan
başlamıştır
Rauf Denktaş'm one surdüğü göniş-
ler: KKTC Cumhurbaşkanı Rauf
Denktaş, şu goruşlen one surmeve
başlamıştır, a) Rumlar kesınlıkle fede-
rasyon ıstemıyor Turk tarafının sıya-
sal ırade ve egemenlık hakkı kabul
edılmıyor, b) Rum-Yunan asken ışbır-
lığı hızla gelışıyor, Atına fıılen, asken
olarak'Ada'yı kontrol altına alıyor, c)
AB, KKTC'yı yok varsayıvor. altı-
mızdaki zemini tamamen kaydırıyor.
Ambargo ıle ekonomımız çokertılı-
yor d) ABD yonetımı, hıçbır şev ol-
mamış gıbı "Siz goruşmelere devam
edin, federasyondan once, aranızda gu-
ven yaratacak onlemleri uvgulayın" dı-
yor Hangı federas>onu. hangı koşul-
lar altında goruşuyoruz9
Denktaş.
"Biz Türk tarafı olarak neyiz" sorusu-
nu sormaya başladı ve her şeyden on-
ce, goruşmelerdekı konumlannın be-
lırlenmesını ıstedı
Verilen mesaj: KKTC Cumhunyet
Meclısı, tanhsel karannı bu koşullar
altında almaya mecburedıldı ve ozetle
şu goruşlen ortaya ko>du
1) Gerçek anlamda federasyonu
yalnızca Turk tarafı ıstıvor O halde.
federasyon dışındakı çozum yollannı
da açmak zorundayız Rumlar, ger-
çekten federasyon ıstıvor ıseler, Turk-
lenn egemenlık haklan ve KKTC'nın
sıyasal varlığı kabul edılmeden bu ola-
maz Federas>on. ıkı eşıt sıyasal ve
ekonomık varlık arasında olabılır
2) KKTC'ye ambargo uygulavıp.
Turk varlığını yok kabul ederken ne
goruşme, ne federasyon olur Ambar-
go kalkmalıdır
3) Rumlar. Atına ıle ekonomık. sı-
yasal ve asken yakınlaşmava gıttığı
oranda KKTC de Turkıye ıle yakınla-
şacak ve aynı oranda butunleşecektır
4) AB'nın Rum tarafını "bırlığe" ka-
bul etmesını aralayan vollar KKTC'-
nın Turkıve ıle butunleşmesıne neden
olur Çunku KKTC'nın onunde baş-
ka vol bırakılmamış olur
Şımdı soruyorum Bu kararlann ne-
resı hatalıdır0
Eğer bu kararlar Kıbns
konusunda venı bır polıtıka anlamına
gelıyorsa, bu ne Cumhurbaşkanı
Denktaş'ın. ne de Prof Soysal'ın kışı-
sel yaklaşımlan ıle ortaya konmuş bır
karardır Turk tarafı koşeye sıkıştınl-
masa KKTC Meclısf nden 29 Ağustos
Kararlan da çıkmazdı Kararlann ya-
ratıcılan Rumlar, Atına ABDveAB-
dır
Poütika değişmese neler olurdu?
Eğer KKTC Meclısı bu kararlan al-
masa ve Ankara kararlara destek ver-
mese neler olurdu9
AB ve ABD Turklen vok sayan ka-
rarlannı "tescil edilmiş ve Turk tarafın-
ca kabul edilmiş bir politika olarak"
baskılannı arttıracaklardı
KKTC'ye ekonomık ambargo daha
da yaygınlaştınlacak. Turkıye-KKTC
ekonomık ılışkılenne de venı engeller
getınlecektı AB 1995'te Rumlarla,
tam uyehk ıçın goruşme masasına otu-
rup Rum devletının ABye tam uyelığı
konusunda bır adım daha aıacaklardı
Atına. butun bunlardancesaret alarak
Rum yonetımı ıle asken ışbırlığını, da-
ha da gelıştınp Ada'da asken ustunlu-
ğu fulen ellenne geçıreceklerdı ABD
yonetımı bır taraftan Turk yonetımı-
nı kabul etmezken, ote yandan ıkılı
goruşmeler suruvormuş. her şey yo-
lunda>mış gıbı Ada'da Rum hakımı-
yetını butun Ada'ya yavabılecek on-
lemlen alacak bu arada KKTC ıçıne
"vandaşlar sokup bunlara destek vere-
rek KKTC'de çözülme ortamını" gelış-
tırme uygulamalan ıçınde olacaktı Bu
uvgulamalar zaten başlatılmıştı bıle
Meclısın bu karan ve karara An-
kara'nın tam desteğı goz gore gore or-
taya konan bu saçma ve kepaze senar-
yo>a set çekmektedır
Yenı polıtıkaya karşı çıkanlar Şım-
dı kalkıp bız AB. ABD ve Rumlann
senaryosunu bozduk bu yuzden tepkı
alacağız. bızı zorlayacaklar, nasıl olur
da boyle bır şeye cesaret edebılınz de-
menın anlamı nedır9
Turkıve ve
KKTC ulusal çıkarlannı korumak
ıçın bu gıdışı durdurmak zorundaydı-
lar Meclıs kararına ve Ankara'nın
desteğıne karşı çıkanlar ne demek ıstı-
yorlar. "Biz onlann çizdiği senaryoyu
nasıl olsa değiştiremeyiz, bunlara hiç
gerek vok" mu demek ıstıyorlar'' Bu
duşunce. "ulusal çıkar" duşuncesı ıle
herhalde bağdaşmıyor Pekı "Biz hiç-
bir şev olmamış gibi davransak, onlann
vurutruğu senarvo zaten başarı kazana-
mazdı" mı demek ıstıvorlar1
Yukanda
ozetlenen gelışmeler. adım adım nasıl
sonuca gıtmekte olduklannı hıç kuş-
kuya yer vermeyecek bıçımde orta>a
koyuyor
Bundan sonra ne olur? Artık bundan
sonra federasyon goruşulecekse ıkı ta-
rafın eşıtlığının kabul edılmesı, Turk-
lenn sıyasal varlığının ve egemenlık
haklannın kabul edılmesı ve ambar-
gonun kdldınlması gerekıyor Bunla-
nn hıçbınnde ılerleme olmaz. AB
Rumlan uye olarak alırsa KKTC ıçın
de Turkıye ıle entegrasyondan başka
yolkalmamışolur Durumu bu nokta-
ya getıren ne Ankara ne Denktaş ne de
KKTChalkıdır
Kıbns ta yenı polıtıka olarak adlan-
dınlan yenı durum ashnda Ankara ve
KKTC'nın dış odaklardakı eskı ıkı-
yuzluluğu ortaya çıkaran bır durum-
dur Bu polıtıkayı Turkıye yaratma-
mıştır Koşeve sıkıştınlan Turkıye ve
KKTC karşı tarafın maskelennı ındı-
rerek "açık. tutarlı ve başı sonu belli
olan yeni bir çizgi içine girmiştir."
1974'te, Turkıye vı Ada \a çıkmava
mecbur edenler, bugun y enı Kıbns po-
lıtıkasının mımarlan olmuşlardır
OTEKELI, llhan "1839 1980 Arasında
istanbul un Planlama Deneyımlen istan-
bul dergısı 1993
(
!
)TEKELl, llhan agd
ARADA BER
ÖZGÜN ÖZGÜR
Vazgeçilmez Yaşam llkesi...
Insanlığın tarıhı, ınsanın benlık bılıncıne varması, ak-
lın ozgurleşme seruvenının de tarıhıdır
Insanın bılmedığı, çozum leyemedığı olayları, olguları,
durumları korunma duygusunun verdığı korku ıle tanrı-
sallaştıran doğaotesı bır yere koyan yaklaşımlar, bılım-
sel duşuncenın yeterınce gelışmedığı, yaygınlaştırılma-
dığı donemlere ozguydu
Insan aklının ozgurleşmesmın oncusu duşunurlerın,
doğaotesınden, somut gerçeklığe yonelttıklerı dıkkatle-
rı, çozumlemelen ınsanın karanlıkları delıp aydınlığa
çıkışının ılkadımlarını oluşturur Buçıkış bağnaz, onyar-
gılı, dogmatık bakış açısından, genış açılı, çok boyutlu ır-
delemelere yonelışın sağladığı çıkıştır
Bılımsel duşuncenın, skolastık duşunce karşısında al-
dığı yol, ortaçağın son donemının Ronesans ve Re-
form'un belırleyıcı ozellığıdır Bu donemde her turlu ku-
rum ve değer ozgur aklın suzgecınden geçırılerek sor-
gulanmış, basım teknığının gelıştırılmesının sağladığı
olanaklar, halkın bılgı duzeyını yukselterek Avrupa'da
aydınlanma surecını başlatmıştır
Avrupa da başlatılan aydınlanma surecınde dın de
sorgulanmış, kılısenın devlete, topluma, duşunceye
egemen durumu aklın suzgecınden geçırılmıştır Bu re-
form hareketının onculerınden Erasmus ve Luther dın
eğıtımı gormuş, kılısede gorev yapan dın adamları ola-
rak kılıseye sert eleştırıler yoneltmışler, -orneğın Lut-
her- aforoz edılmıştır
Reform sonucunda dın ve devlet ışlerının bırbırınden
ayrılması, eğıtımtn dının etkısınden kurtarılarak bılımsel
duşunceye açılması, mançlarda ozgurluk ve baskıdan
uzaklık adım adım yaşama geçırılmıştır Bu bağlamda
dının sıyasete alet edılerek bır somuru aracı olarak kul-
lanılması onlenmış, mezhep kavgaları sona erdırılerek
toplumsal barışın engellerınden bırı ortadan kaldırılmış-
tır Boylece laıklık uygulaması, ılk kez Avrupa'da yaşa-
ma geçırılmeye başianmış, aklın ozgurluğunun, ınanç
ozgurluğunun, demokrasıye yonelışın, toplumsal barı-
şın vazgeçilmez ılkesı yapılmıştır
Laıklık ılkesını Turkıye Cumhurıyetı'nın temel ılkele-
rınden bırı yapan Mustafa Kemal Atatûrk'un gerçekleş-
tırdığı tum devrım atılımları laıklık temelıne dayalıdır
Onun ıçın bu ılke, ulkemızı çağdışı bır duzene surukle-
mek ısteyenlerın saldırdığı, -çağdışı, çağdaş laıklık dıye-
rek- yozlaştırmaya, saptırmaya, yok etmeye çalıştıkları
bır hedeftır Çunku laıklık yok edılınce ortada ne cumhu-
nyet kalacaktır ne de demokratık bır toplum yaratma
umudu1
Laıklık ne Islamda vardır ne de otekı dınlerde Dınlerın
ve mezheplenn olduğu yerde gereklı bır yaşam ılkesı-
dır Çıkışı da -ınansın, ınanmasın-, ınsanların ınanç ve
duyunç (vıcdan) ozgurluğunu, ozgur duşunceyı sağla-
mak uzere gerçekleşmıştır Bır tek ınsanın bıle ınancına,
duşuncesıne baskıyı engellemek ıçın var olacaktır Bu
bağlamda çağdışı-çağdaş laıklık dıye bır şey de olamaz
Çunku laıklığm tanımı yukanda da açıkladığımız gıbı
tektır Laıklığm olmadığı yerde baskı vardır, zorbalık
vardır, bılımsel duşunceden soz etmek bıle yasaktır Bı-
reylerın, toplumların ılerlemelerınde, gelışmelerındekı
vazgeçilmez yol olan eleştırel duşunceye yer verılmez
Belırttığımız engelleyımlerı, yasakları aşmaya çalışan-
ların cezası olumduri
Turk devrımının yaratıcısı Ataturk, tum bunları bıldığı
ıçın cumhurıyetı, devrımlerı laıklık temelı uzerınde yuk-
seltmıştır Çunku laıklık, ozgur duşunce ve ınancın, de-
mokrasının, bağımsızlığın, ılerlemenın olmazsa olmaz
ılkesıdıri
Demokrası, ınsan haklan soylemıyle teokratık duzenı
getırecek bır yapıyı savunmak, açıkça bır kandırmaca-
dır Çunku o zaman ne demokrasıden soz edılebılecektır
ne de ınsan haklarından Her turlu ozgurluğumuz yok
olacak, bır daha bızı kendımıze getırecek bır Ataturk de
çıkmayabılecektır Onun ıçın ozgurluklerı yok edecek bır
'ozgurluk anlayışı savunulamaz
1
Bu nedenle Ataturk un Gençlığe Soylevı'nde bıze
verdığı 'odev'm bılıncıyle başta laıklık olmak uzere, tum
devrımlerı ve ılkelerını sonsuza dek savunacak, bılımsel
duşuncenın ışığında ulkemızı, toplumca 'çağdaş uygar-
lık duzeyının ustune' çıkaracağız'
Aydınlanmanın uzun-ınce yolunda elımızde tuttuğu-
muz 'muspet ılım' meşalemızı ateşleyen laıklığe vazge-
çilmez yaşam ılkemız olarak sureklı sahıp çıkacağız
İstanbulplanlamasına birde Refah darbesi...
Istanbul'u 'su kentı' yapma vaadıyle ışbaşına gelen Refah Partılı
beledıyenın önemlı bır oy tabanının. 5u havzalarındakı kaçak yapı
sahıplennden olması, su sorununun bugünkü beledıye ıle
çözülemeyeceğının ıpuçlannı venyor. Sultanbeylı bunun en canlı
örneğıdır.
KENAN GÖÇER Mozaik Katılımcı Şehir Plancıları
Grubu 'ndan
ydınlanma duşuncesmın bır
ururrü olan planlama, en ge-
nel anlamda msanoğlunun
yazgısına raa olmaması ıçın.
kbılgıyı ejleme donuşturme su-
ıdır Istanbul'dakı ılk plan
çalışması 1836-1837 yıllannda Von Molt-
ke'nın çızdığı 1 25000 olçeklı hanta uzenn-
de yapıldıgı tahmın edılmektedır() Plan
k
merkez ûlke' kentlennde olduğu gıbı sana-
yıleşmenın getırdığı sorunlan çozmekten
çok, çıkacak yangınlan en aza ındırmek
ıçın alınan yapılaşma kararlan ve > ol kade-
melennın ağırhklı olduğu. bır 'çevTe ülke'
kent planlaması nıtelığı taşı>ordu
Cumhunyet'ten sonra en onemlı planla-
ma deneyımı Henri Prost'un 1939 yılında
yaptığı plandır Plan İkına Dun>a Savaşı
sonrasında Turkıye'nın uluslararası sıyası
ve ıktısadı platformda alacağı rolu ve bu-
nun sonucunda Istanbul'da mevdana gele-
cek kentleşme olgusunu goremedığınden,
1950'de Prost'un ışme son venldı, plan da
rafa kaldınldı
Bu tanhten sonra istanbul, bır butunsel-
lığı ve ılkesı olmayan, kentın kımlığıne,
ekolojısıne, tanhıne aykın ımar operas-
yonlanna gebe kaldı Bugun yaşadığımız
sonınlann temeb, o donemlerde atılmıştır
Istanbul'da yıkılan bına sayısımn 7298(
2
),
kesılen ağaç sayısımn ıse bınalardan kat
kat fazla olduğunu duşunursek, gecıkmelı
de olsa lstanbul'un Ikına Dunya Savaşı'na
zorla sokulduğunu soyleyebılınz Otomo-
bıl pazannın ulkeye gırmesı ıçın tanhsel
doku muhafazakar olduğunu soyleyen zıh-
nıyet tarafından yıkılmış, yollar genışletıl-
mış, tramvaylar kaldınlmış, kentı koruya-
cak, onu altından saracak metro sıstemın-
den kaçınılmıştır
27 Mayıs asken mudahalesı ıle İstanbul
yenı bır doneme gırdı Bu donemde, yıkım
operasyonlan ıle karar aşamasına gehnmış
ve ABD ıle anlaşılmış olan 1 Boğaz Kop-
rusü'nun yapılması durduruldu Luigi Pic-
cinato'nun 1 10000 olçeklı, 'Geçit De>Tİ
Nazun Planı' 1960 yıb sonunda tamamlan-
mış, ancak Imar ve îskan Bakanhğı planı
onaylamamıştır MGK'mn tavsıye karan
uzenne 1966 yıbnda 'Büyük İstanbul Na-
zım Plan Bıırosu' kurulmuştur
Naam (duzenleyıa) plan tamamlanma-
dan, planda yen yokken ve gereklı yolcu
talebı de olmadığı halde, tepeden ınme ka-
rarla 1%8'de Imar ve İskan Bakanbğı'nca
1 Boğaz Koprusu'nun yapılma karannın
ahnması. planlamanın ulkemızde kurum-
sallaşamadığının bır gostergesı olmuşrur
1 koprunun eşantıyon kopru olacağına
yonelık ıddıalar ıse bugun. uçuncu hatta
dorduncu koprunun gundeme gelmesıvle
gerçekleşmıştır
Buyuk İstanbul Naam Planı 12 Mart
1971 asken darbesının generallennın ısteğı
uzenne bılım kuruluna venldı Fazla bılım-
sel olmadığı gerekçesıyle plan rafa kaldınl-
dı Daha sonrakı vıllarda yenıden nazım
plan çalışmalanna devam edıldı Bu plan
surecı de 1980 yılında tamamlandı ve onay-
landı Ancak \ 50000 olçeklı bu plan da İ2
Eylul asken darbesının postallan altında
ezıldı Buro ıse yağmalandı
1980'lere kadar buyuk sermaye, korun-
muş ıç pazarda. tekelcı bır vapıda. ıthal
ıkamecı yolla sana>ıleşmenın rantına el ko-
yuyordu Tekelcı rantlar 1980 sonrası bu-
yuk kentsel rantlardan pay almaya başladı
Nazım plan bu yapılanmaya engel oldu-
ğundan uygulanmadı ve ıkı boyutlu lekeler
halınde soyut bır resım nıtelığı taşımaktan
oteve gıdemedı
Kentler sermaye bınkımının yaratıldığı
alanlar olduğu gıbı, kendılen de oluştur-
duklan rantlarla bırer sermaye bınkımıdır-
ler Bugun Şışlı Maslak hattına vapılan bır
gokdelenın, sahıbı olduğu holdıngın sıgor-
tası halıne gelmesı Istanbul'dakı kentsel
rantın aldığı boyutu goz onune senyor
1989'dakı yerel yonetım değışıklığı.
kentsel rantın buyuk sermaye tarafından
engellenmesı ıçın bır frenleme donemı ol-
duysa da kent dınamıklennı ıstedığı ıbı
yonlendırememıştır Bu donemde yenı bır
naam plan çahşmasına başlandı 1 50000
olçeklı bu plan 1994 yılında tamamlandı ve
onaylandı
Yırmı beş yıl oncesıne kadar beledıye
başkanlan atama ıle geldıklennde kımse-
nın sesı çıkmazken 27 Mart 1994 yerel se-
çımlenndekı tansıyonun, genel seçımler-
den fazla olması rant savaşının bır sonucu-
dur Seçımlen kazanan Refah PartiU bele-
diyenin ilk icraatı 1994 onavlı İstanbul
Nazım Planı'nı tanımamak oldu. Bu durum
planın vasal olarak \ arlığını surdurmesini
engellemivor. Plana avkırı karar alındığın-
da kendi duvarlüığına sahip herkesin da\a
açma yetkisi vardır. istanbul Nazım Planı
şimdi de siyasi ahlakın ayaklan altına aluu-
yor.
Istanbul'u 'su kenri' vapma vaadıvle ış-
başına gelen Refah Partılı beledıyenın
TEKNİKELEMAN
Gazetemızin Makıne Servısı'ne, yetiştirilmek
uzere, E.M L makıne veya motor bolumü mezu-
nu, askerlığıni yapmış eleman alınacaktır
Mür: Ersin UZUN
Makine Dairesi Tel: 512 05 05 / 480
Türkocağı Cad. 39/41 Cağaloğlu
ELEMAN ARANIYOR
Gazetenin bakım servısınde çalışmak uzere
telefon cıhazı tamınnı ve tesısatını bılen
eleman alınacaktır
Tel: 512 05 05'ten 482 -483
Türkocağı Cad. 39 41 Cağaloğlu
Aile boyu yeni mixcıh dergini: DERSAADET'te
Yenı Repertuarının keyfi ıle
GRUP DİNLENCE
15 Eyliil Perşembe günü
Saat 22.15
Gazetecı Erol Dernek Sok
No 1 1 /A Beyoğlu
251 20 47
PENCERE
onemlı bır o> tabanının, su havzalanndakı
kaçak yapı sahıplennden olması, su soru-
nunun bugunku beledıye ıle çözülemeyece-
ğının ıpuçlannı venyor Sultanbeylı bunun
en canlı orneğıdır
1994 Nazım Planı'nın ıdeal olduğunu
soylemek doğru olmaz Zaten istanbul ıçın
yapılacak hıçbır plan herkesı kucaklaya-
maz Ancak 1994 Naam Planfnda Istan-
bul'un son şansı olabılecek nıtelıkte de he-
defler var
Bu hedeflen şoyle ozetleyebıhnz
İstanbul'un doğu-batı yonunde. TEM
Otoyolu ıle Marmara Denıa arasında olu-
şan kentleşme kuşağı ıçensınde doğrusal
(lıneer) bır gelışme gostermesı ongorulu-
yor Kentın vaşam kaynaklan olan su hav-
zalannın. ormanlann ve tanm alanlannın
bulunduğu kuzevdekı veşıl bolgeler ımara
kapalı tutuluyor Bu yuzden 3 Boğaz
Koprusu ne yer venlmıyor Yenne tup ge-
çıt konulu>or Tanhı yanmada, Halıç ve
çevresı, Galata, Beyoğlu. Kadıkov (mer-
kez) Adalar ve Boğazıçı'nın butun goru-
numlenne ımar kısıtlamalan getınlmış
Tramva> tupgeçıt, metro, İstanbul butu-
nunde kentın lıneer gelışımını besleven bır
çozum olarak ele alınıyor Herkesin goruş
bırlığınde olduğu. kentın sanavıden anndı-
nlması duşuncesını yaşama geçırecek plan
hedeflennı ıçen>or Batı'da Çerkezkoy
Çorlu, doğuda ıse Izmıt-Gebze gıbı akslan
tampon bolge olarak kabul edılmış Bu
kentler İstanbul nufusunun merkezde vı-
ğılmasını engelleme ışlevını gorecektır
Planda mılyonlarca ınsanın ıstemını karşı-
layacak toplu konut alanlan belırlenmış
Plan hedeflen ıle kararlannı ırdelemek
ancak bır başka yaa konusu olabılır Bu
gıbı normatıf planlann temelındekı eksık-
lık kent dınamıklennı plan doğrultusunda
>onlendırmekten ve gerekırse venı dına-
mıkler oluşturmaktan çok. genden gelen,
araa kullanım kararlannın ağırlıklı olduğu
'statik' bır yapıya sahıp olmasındadır Or-
neğın. planda kentın kuzevı korunmaktan
soz edılırken Şıle yolu bır taraftan da spe-
kulatorlenn yolunu açıyor Yıneplanda ol-
madığı halde Bayındırlık ve Iskan Ba-
kanlığı 3 koprunun yennı anyor
Nasıl kı Ana>asa Mahkemesı bır ust ku-
rum nıtelığı taşıyarak parlamentoyu denet-
lı>orsa, 'katılım' merkezlı yapılmış planlar
da beledıye meclısını denetleyen ust kurum
nıtelığı taşımalıdır Yoksa istanbul hıçbır
zaman plansız ve plancısız kalmamıştır
Rant ekonomısı. kentı bıçımlendırmıştır
Demokrasmın tam anlamıyla hayata geç-
medığı bır yerde 'planlamanın kurumsallaş-
masmı'beklemek yanlış olur Guneşetapı-
lan bır ulkede ışık kanunlannın geçersız ol-
duğu gıbı
() TEKELI İlhan' 1839-1980 Arasında İstan-
bul'un Planlama Deneyımlen" istanbul derası
1993
(2
) TEKELI llhan agd
Oğretmen?..
PKK Tuncelı de 6 oğretmenı kurşuna dızdı
Dun 1994-95 oğr
etım yılı baslıyordu
Yıne dun gazetelere ve televızyonlara Başbakanımız
Çitler'ın sıklığı yansıyor ve konuşuluyordu Tans Hanım
eskı ABD Dısışlerı Bakanı Kissinger onuruna verilen
yemeğe gıderken beyaz rengı bırakmış, kırmızıyı yeğle-
mış makya/ını da değıştırmış fotoğraf merceklerıne gu-
lumsuyor, yuzunde guller açıyor
Oysa aynı gun PKK nın Tuncelı de kurşuna dızdığı
oğretmenlerın olum lıstesı adları yaşları ve memleket-
lerıyle ajanslara geçılıyor
Buminhan Temizkan (27 Içel)
Mustafa Kaynarca (32 Samsun)
Ali Ihsan Cetinkaya (29, Dıyarbakır)
Vedatlnan(25 Iğdır)
Metin Kaynar (29 Anfalya)
Rüstem Şen (29 Elazığ)
Olay soyle gerçekleşmıştı Terorıstler once karakola
ateş açıyorlar, sonra oğretmenlerın kaldığı lojmanı ba-
sıyorlar, oğretmenlerı dışarı çıkardıktan sonra bır sure
nutuk atıp propaganda yapıyorlar ardından cınayetlerı-
nı ışlıyorlardı
•
Başbakanımız Kissinger onuruna verilen davette kır-
mızı gıymış makyajını değıştırmış ulkenın tanıtımı bun-
dan boyle Tansu Hanım la yapılacakmış sarı saçlı bır
kadın başbakan en lyı propaganda malzemesıymış
insanın aklına tek soru gelıyor
- Tırlatiık mı bız?
Bır ulke var, doğusunda okullar açılamıyor oğretım
yapılamıyor
Doğu ya atanan oğretmenler gıtmek ıstemıyorlar gı-
denler kurşuna dızılıyor
O ulkede parlamento çalışamıyor
Doğusunda oğretım yapılamayan ulkenın Başbakan ı
ABD ye yatırım yapıyor
O ulkede enflasyon yuzde 100 u aşıyor
Doğusunda oğretım yapılamayan, oğretmenlerı kur-
şuna dızılen ulkenın batısında ya hey
Gerçekten tırlattık mı?
•
Tuncelı dekı 500 oğretmen tedırgın
Beklıyorlar
1993 te 12 oğretmen oldurulmuş
1994 te oğretım yılı açılırken 6 oğretmen kurşuna dızı-
lıyor
Tuncelı de 500 oğretmen tedırgın
Olum sırası kımde
9
Oğretmen dıyor kı
Bu şartlar altında gorev yapamayız devlet bızım gu-
venlığımızı sağlayamıyor Cıller Butun okullar açılacak'
dedı, daha ılk gun 6 arkadaşımız olduruldu
Turkıye de oğretmenler tedırgın
oğretmen yıllardan berı horlanıyor koşedonuculuk
felsefesını dunya goruşu sayan duzende aşağılanıyor,
aldığı para gulunç geçınemıyor sesı soluğu çıkmıyor
demokratık haklarından yoksun yukselen değerler top-
lumunda oğretmenın yerı yok oğretmen ne yapsın ol-
sun mu'
Ve olduruluyor
•
Bız İstanbul da ya hey
1
Ankara da âlâ âlâ hey .
Sodom ve Gomore ye taş çıkartacak bır yaşamda pa-
ranın çıldırttığı ınsanlarla sıyasetıh cıvıklaştığı ılgınç bır
donem yaşanıyor
Oğretım yılı başlıyor
Hayır başlayamıyor
Çunku bu bır başlangıç değıl
Bır son
OKURLARIMIZA DUYURU
9 Ağustos 1994 gunku gazetemızde "Şejtan
Ayetleri" kıtabının satışı ıle ılgılı bır ılan
yayımlanmıştır.
Bazı okurlanmızdan ılanda belırtılen banka
hesabına gereklı bedelın >atınlmasına rağmen
kıtaplan teslım alamadıklan şeklınde şıkâ>etler
aldık. Yavımlanan ılanla gazetemızin herhangı
bır ılgısının bulunmadığını. okurlanmızın
bılgısıne sunanz.
ÇAĞDAŞ AVUKATLAR GRUBU İÇİN
TOPLANTIYACAĞRI
Değerlı Meslekdaşlarım
İstanbul Barosu Genel Kurulu, 22-23 Ekım 1994
gunlerı toplanıyor Bu nedenle, Çağdaş Avukatlar
Grubu nun, başkan yonetım, dısıplın denetleme
kurulu uyelıklerıyle TBB delegelıklerıne aday
gosterılecek arkadaşları belırlememız gerekıyor
Bıldığınız gıbı mesleğımızın ve ulkemızın so-
runlan çok ağırlaştı Bır yandan Demokratık hu-
kuk devletı sıkıntıda, ote yandan laık Cumhunyet
tehdıt altında
Yargıdakı krız buyudukçe avukatlık ışlevını yıtı-
rıyor Hayat standardı ıle ekonomık denge ve net
aktıf vergılerı mesleğımızı sılındır gıbı ezıp geçı-
yor Genç-yaşlı butun arkadaşlarımız kızgın Aca-
ba boyle bır ortamda ne yapmalıyız'' Genel kuru-
la nasıl hazırlanmalıyız''
Işte bu konuları goruşmek, onerılerınızı dınle-
mek ve sızlerı bılgılendırmek amacıyla bır toplantı
duzenlemış bulunuyoruz 16 9 1994 gunu saat 17
00 de Karaca Tıyatroda yapılacak bu toplantıya
tesrıfınızı rıcaedıyorum
Saygılarımla
Çağdaş Avukatlar Grubu
Adına
Av. TURGUT KAZAN
GEÇMIŞLEGELECEK
Sabahattin Kudret Aksal
} KI ınlurı Turkuıugı LuJ 19 41 Ctıgaluglu-huınbul
Ödemeli gondenunez