Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
13EYLÜL1994SAU CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Barotar, avukata
• ANKARA (ANKA)-
Meslek ilkelerine uyulmasını
sağlamak ve mesleğin
itibannı sürdürmek için titiz
çahşmalar yürüten barolar,
avukatlann gözünün yaşına
bakmıyor. Türkiye Barolar
Birliği Disiplin Kurulu,
ortağını hırsızlıkla suçlayıp
baroya haber veraıeden
savcılığa şikayet eden
avukat, verilen kınama
cezasıyla müvekkilinden
aldığı vekaletnameyi
dosyay a ibraz etmeyen, bu
nedenle ikinci başvurusu
kabul edilmediği için
davanın kaybedilmesine yol
açacak avukata verilen
uyarma cezasını onayladı.
Öğpend Velileri
• ANKARA (ANKA)-
Artan özel okul ücretleri
karşısında örgütlenmeye
giden öğrenci velilerince,
"özel Okul öğrenci Velileri
Derneği" kuruldu. Derneğin
başkanjığına Ergün özügür
getirildi. Demeğin, heryıl
yüzde 100'lerinüzerinde
artünlarak 50-170 milyon
liraya yükseltilen özel okul
öğretim ücretlerindeki attışa
tepki olarak kurulduğu
belirtildi. Açıklamada,"
Derneğimiz, özel okullardaki
eğitim ve öğretimin
kalitesinin denetlenerek
yükseltilmesini, Türkiye'de
bilimsel bilgiye dayah bir
eğitim ve öğretimin hayata
geçirilmesini amaç
edinmiştir" denildi.
SSK'nin düzlüğe
çıkma toplantısı
• tstanbul Haber Servisi -
Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanı Nihad Matkap,
SSK'nin içinde bulunduğu
mali darboğazdan
kurtanlması için çeşitli
kunıluşlann görüşlerinin
alınacağı toplantının I7eylül
cumartesi günü Ankara'da
yapılacağını açıkladı. Bakan
Nihad Matkap'ın verdiği
bilgiye göre 4 milyon
sigortalının ve 2 milyon işçi
emeklisinin kaderinin
çizileceği toplanüda, siyasi
partilerin, işçi, işveren
kesimlerinin, işçi
emekhlerinin, bilim
adamlannın, kamu
kuruluşlan temsilcilerinin ve
İLO'nun meslek
kuruluşlannın görüşleri
ahnacak.
Banka şubesine
bomba
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Ankara'nın
Ulucanlar semtindeki
Akbank şubesine kimliği
belirsiz kişilerce bomba
atıldı. Dün akşam 21.20
sıralannda meydana gelen
olayda, atılan ses bombası,
gaz sıkışması nedeniyle
büyük bir güriiltüyle patladı.
Patlama sırasında can kaybı
olmazken, geniş maddi hasar
meydana geldiği bildirildi.
Olaydan sonra polisin
şüpheli görülen bir kişiyi
gözaltına aldığı öğrenildi.
Daha sonra gazete bûrolannı
arayan bir kişi, eylemi
Devrimci Sol Halk Milisleri
örgûtünün gerçekleştirdiğini
belirterek" 12 Eylül
faşizminin hesabını
sorduğumuzu ve
soracağımızı hatırlatmak
amacıyla eylemi
gerçekleştirdik" dedi.
atv'ye tepki
• İstanbul Haber Senisi - atv
özel televizyonunda dün gece
ilk bölümü yayımlanan
"Dünya Değişirken" adlı
program reklamlara aşın
derecede yer vermesi
nedeniyle tûm Türkiye'de
büyük tepki topladı. Zülfü
Livaneli'nin hazırladığı, 12
Eylül ve idamlan konu
edinen program, reklamlara
çok fazla yer vermesi
nedeniyle izleyicilerin
eleştirilerine hedef oldu.
Gazetemizi arayan çok
sayıda izleyici, program
aralannda her beş dakikada
bir yayına giren reklamlarda
asınya kaçıldığını belirterek
"Özellikle böylesi önemli bir
programda ticari kaygılar
öne çıkararak halka
saygısızhk ediliyor"
görüşüpü savundular.
'Baba.babalık
davaa açamaz'
•ANKARA (ANKA)-
Yargıtay İkinci Hukuk
Dairesi, babalann babalık
davası açmaya haklan
olmadığına İcarar verdi.
Kararda, bu hakkın yalnızca
anne ve çocuğa ait olduğu
belirtildi. Medeni hukukla
ilgili uyuşmazlıklan
çözmekle görevli Yargıtay
ikinci Hukuk Dairesi'nin söz
konusu karan Resmi
Gazete'de yayımlandı.
îlk ve orta dereceli okullarda 1994-95 öğretim yılı, bitmeyen sorunlanyla başladı
Tatil bitti; karatahtaya!
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - •is p a
rta'da eşi Nazmiye Demirel'in yaptırdığı okulun açıhşına
an Cumhurbaşkanı Demirel, eğitim düzeyinin yeterli
^ olmadığını söyledi. Ankara Valisi Erdoğan Şahinoğlu, yelilerden
ni öğ^timyhnTgirerken'T mTlyön3ob heT ay toplanacak eğitime katkı payı için "Âilelerden bir gazoz
bin öğrenci de ilkokulla tanıştı.
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel,
yayımladığı mesajda, bühîn çalışmalara
karşın ülkenin eğitim düzeyinin yeterli
olmadığını vurgularken dünyayla bü-
tünleşen bir ülke olarak Türkiye'nin
eğitime öncelik vermesi gerektiğini
söyledi. Milli Eğitim Bakanı Nevzat
Ayaz da "Atatürk ilke ve inkılaplannı
benimseyen, yüreği büyük Türkiye sev-
dası, vatan ve bayrak sevgjsivle çarpan
bir gençlik, ülkemizin geleceği için en
büyük güvence olacakür" dedi.
ve bir simit parası istiyoruz" dedi.
SHP Genel Başkanı ve Başbakan
Yardımcısı Murat Karayalçın, eğitim
alanında yapılacak çok iş bulunduğunu
söyledi. Devlet Bakanı ve Hükümet
Sözcüsü Yıkünm Akruna hem memur-
lann hem de öğretmenlerin gelirlerini
arttırarak çok eski yıllarda olduğu gibi
yaşam standart ve kalitelerini koruyarak
geçim sıkıntısı kaygısını yaşatmamak
gerektiğini kaydetti. Ankara Valisi Er-
doğan Şahinoğlu da eğitime katkı için
ıs-velilerden "bir gazoz ve simit parası
tediklerine dikkat çekti.
Gençlere iyi bir gelecek bırakmanın
yolunun, onlan çağdaş bilgi ve beceri-
lerle yetiştirmek olduğunu vurgulayan
Cumhurbaşkanı Demirel mesajmda şu
görüşlere yer verdi:
"Gerçekleştirilen başanlara rağmen,
eğitim alanında bulunduğumuz seviye
yeterli degfldir. Türkiye gelişmis, 70 vıl-
da 6 defa büyümüştür."
Bakan Ayaz, Cumhurbaşkanı Demi-
rel ile birlikte geldiği Isparta'da Cum-
hurbaşkanı Demirel'in eşi Nazmiye De-
mirel tarafından yaptınlan Nazmiye De-
mirel llköğretim Okulu'nda yeni öğre-
tim yılının başlaması dolayısıyla bir ko-
nuşma yaptı. Bakan Ayaz, 1994-95 öğ-
retim yılının çocuklar, öğretmenler ve
yüce milletimize hayırlı olması dileğiy-
le başladığı konuşmasında, eğitim siste-
mi çağdaş bir yapıya kavuşmamış ülke-
Ierin çağdaş uygarlık düzeyine ulaşa-
mayacaklannın bilindiğini söyledi.
SHP Genel Başkanı ve Başbakan
Yardımcısı Karayalçın, yayımladığı me-
sajda, "En temel insan hakkı olan eğitj-
min tüm yurttaşlanmız için ulaşılabilir,
yararlanılabilir kılınmasL, eğitim düzeni-
mizin çağdaş bir düzeye çeküe-
bilmesi ve bilgi çaği insanının
yaratılması yolunda, daha ya-
pacak çok işimizin olduğunun
bilincindeyiz" dedi.
Devlet Bakanı ve Hükümet
Sözcüsü Yıldınm Aktuna da
yeni öğretim yılının başlaması
nedeniyle tstanbul Okmeyda-
nı'ndaki Tülin Manço llköğre-
tim Okulu'nda düzenlenen tö-
rene katıldı.
Ankara Valisi Erdoğan Şahi-
noğlu da Cankaya tlköğretim
Okulu'nda yaptığı konuşmada,
öğretime büyük önem vererek
yeni ders yıhna iddialı girdikle-
rini söyledi.
Türk gençliğini Atatürk'ün
ilke ve devrimleri ışığında ye-
;ı>tirme azmi içerisinde olduk-
larını vurgulayan Şahinoğlu,
şöyle konuştu:
"694 okulu bu yıl devreye
soktuk. Okullardaki fiziki sı-
kıntılan gelecek yıl çözeceğiz.
Milli Eğitim Vak'fı olarak öğ-
renci ailelerinden her ay ahna-
cak 20 bin lira ile gereksinimle-
rimizi gidereceğiz. Bu paralann
yüzde 25'i Milli Eğitim Bakan-
lığı'na, yüzde 25'i okula, yüzde
65'i de vakıf hesabına aktanla-
cakür."
Ankara Valisi Şahinoğlu, ve-
lilerden bir simit ve bir gazoz
parası istediklerini belirterek
çocuklanna sahip çıkmalannı
1994-95ÖğretimYıh'ndalmttyon300binögremdilkokullatanıştLÖğrendterilkgünb^^ (Fotoğraf: UĞURGÜNYÜZ) istedi.
Eğitimin ikiyüzünden ilkgün izlenimleri
İstanbul Haber Servisi - Bugün
miryonlarca gencin, çocuğun eğitim
yaşamlannın ilk günü. Öğrenciler
sevinçli bir telaş, anne-babalar ise
heyecanla kanşık bir gurur içinde. tlk
gün, binlerce çocuğun yaşamlannda
"pusula" işlevi taşıyan önemli bir adım
aynı zamanda. Ancak temel eğitimi
almak; kültürlü, çağdaş ve kendisiyle
ülkesine yararlı bir birey, dahası bir
"dünya insanı" olmak için tek başına
yeterîi olmuyor. Önemli olan verilen
temel eğitimin, sağlam bir temel
oluşturup oluşturmadığı... Bunun için
gelir düzeyinin yüksekliği önemli bir
etken olarak gözüküyor. Çünkü zeka,
kullanıldıkça gelişen, para ise
kullanıldıkça tükenen birer unsur.
Ancak ikisinin birleştiği noktada insan,
amaçlanna daha kolay, hızlı ve sağlam
adımlarla ilerliyor. Biz de madalyonun
her iki yüzünü gözler önüne sermek
amacıyla Istanbul'daki "farkh"
bölgelerde, "farkh eğitim'' veren
okullan dolaştık. Izlenimlerimiz şöyle:
tlk durağımız, ortadirek bölgelerden
birinde bir semt ilkokulu. Kapıdan girer
girmez keskin bir rutubet kokusu
burnumuza doluyor. Sonra loş bir
koridorun çe\Tesinde sıralanmış
sınıflan gözden geçiriyoruz. Kutu gibi
sınıflarda, üç kişilik sıralarda tıklım
tıkış oturan öğrencilere bir de anne ve
babalar eklenince aklımızdan "Burası
gerçekten Atatürk'ün ülkeyi emanet
ettiği genç kuşaklann yetişeceği eğitim
yuvası mı" sorusu geçiyor. Sonra sınıfa
öğretmen giriyor. Şarkılarla ders
başlıyor. Daha önce anaokuluna gitme
fırsatı bulan öğrenciler hemen dikkat
cekiyor. Şarkılara katılıyor,
gülüşüyorlar. Gözümüze kestirdiğimiz
bir sıranın yanına giderek öğrencilerle
konuşuyor, Uğurcan'a büyüyünce ne
olmak istediğini soruyoruz. "Mücahit
olmak istiyorum, yani yakışıkh bir
adam" diyor. Nihan ise ilk başlarda
doktor olmak istediğini, ama çok
okumak gerektiği için vazgeçip
öğretmen olmak istediğini söylüyor.
Nihan, Atatürk ile ilgili bildiklerini,
"Selanik'te doğup Dolmabahçe'de
öldüğünö, anne ve babasının ismini
biliyorum. Bir de devrimler vaptığmı
biliyonım"şeklinde anlatıyor.
Türkiye'nin en köklü ve geniş bir
yelpazede eğitim veren kurumlanndan
Birkan Yetkin Eğitim Kurumlan'nın
sahibi Birkan Yetkin ile Ayazağa
Köyü'nde yapımı tamamlanma
aşamasındaki eğitim ve kültür
kompleksinde konuşuyoruz. Yetkin'in
deyişiyle buraya 3 yaşında gelen bir
çocuk, ortalama ömrünün dörtte birine
eşdeğer süreyi "aynı çan" altında
geçiriyor. Cünkü Birkan Yetkin Eğitim
Kurumlan, çocuğu 3 yaşında
anaokuluna alıyor, 18 yaşında
üniversite kapısına bırakıyor.
Eğitimin yanı sıra spor, müzik, güzel
sanatlar, kişilik geliştirme programlan,
titiz bir öğretmen kadrosuyla pratiğe
geçirilerek öğrenciye "bire bir
yöntemle" uygulanıyor. Eğitmenlerin
manevi mutluluğuna paralel, bir
öğrencinin yıllık eğitiminin maddi
karşılığı ise anaokulunda ortalama 58
milyon, ilkokulda 63 milyon lira,
Anadolu lisesi statüsündeki kolej
bölümünde ise 120 milyon lirayı
buluyor. Bu rakamlar, eğitim için
yalnızca zekanın yeterli olmadığı,
maddi olanaklann da gerekli olduğu
görüşünü pekiştiriyor...
Emniyet Asayiş Şubesi şikayet üzerine aradığı kişiyi bulamayınca ailesini ve işçilerini gözaltına aldı
Polis, aradığı kişi için ailesini rehin aldı
HALİLNEBtLER
Bir şikayet nedeniyle aradığı
kişiyi yakalayamayan tstanbul
Emniyet Asayiş Şube Müdürlü-
ğü ekipleri, teslim olmasını sağ-
lamak amacıyla aranan kişinin
eşini, çocuklannı, babasını, kar-
deşini ve işyerinde çalışan alh iş-
çisini gözaltına aldılar. Aranan
Yaşar Bakan, bu arada savcılığa
gidip ifadesini verdi ve polisin
aramasının gerekçesini ortadan
kaldırdı. Polis, buna rağmen Ya-
şar Bakan'ı aramaya ve yakınla-
nnı gözaltına almaya devam edi-
yor.
Garip olay, 25 Ağustos 1994
tarihinde Nejat Sefayi adlı işada-
mının, Yaşar Bakan ve Sami Le-
viadlı iki işadamını "zorlasenet
imzalatbklan" gerekçesiyle Üs-
küdar Cumhuriyet Savcılığı'na
şikayet etmesiyle başladı. Şika-
yet dijekçesi savcılık tarafindan
önce Osküdar tlçe Emniyet Mü-
düriüğü'ne, oradan da Ömek Po-
lis Karakolu'na havale edildi
Yasal prosedür sürerken, Asayiş Şube-
si Gasp Masası ekipleri devreye girdi. Şi-
kayet dilekçesinin verildiği anda işadamı
Yaşar Bakan'ı aramaya başlayan gasp
masası ekipleri, onu bulamayınca karde-
şi Murat Bakan'ı 25 Ağustos 1994 günü
saat 20.00 sıralannda gözaltına aldılar.
Murat Bakan'ın ailesi ve avukatlan,
gözaltına alınma nedenini sorduklannda
polisten. "Ağabeyi hakkmda şikayet var,
Murat'm da suçla ilgisi olabüir"
yanıtını aldılar. Murat Bakan, 27
Ağustos 1994 günü saat 12.00 sı-
ralannda serbest kalabildi. Gö-
zaltında tutulduğu süre ise
CMUK'a aykın olarak 24 saati
oldukça aşıyordu.
Murat Bakan'ın serbest bıra-
kılmasından dört gün sonra hala
Yaşar Bakan'ı bulamayan Asa-
yiş Şubesi ekipleri, bu kez 31
Ağustos 1994 günü saat 16.00 sı-
Gözalüna alınan aile olaym şaşkınhğını yaşarken, Yaşar Bakan (küçük resim) hala aramyor
ralannda harekete geçtiler. Hedef, Yaşar
Bakan'ın Beylerbeyi'ndeki eviydi. Yaşar
Bakan evde yoktu ama eşi ev hanımı Şa-
ziye Bakan, kızlan 14 yaşındaki Serpil
Bakan, 15 yaşındaki Necla Bakan, kar-
deşi Yücel Bakan, diğer akrabalan Ne-
dim Köprübaşı ve Sevim Karabulut ev-
deydi. Polis, bu kez Yaşar Bakan'ı bula-
mayınca ailesini gözaltına aldı. Aileye
yönelik nasıl bir suçlama olduğunu soran
avukatlan, başkomiser A.K. ve diğer gö-
revlilerin kendilerine, "Yaşar gelecek.geJ-
mezse bütün akrabalannı buraya getire-
ceğiz" yanıtını verdiklerini ileri sürdüler.
Polis, verdiği sözü tuttu ve daha sonra
Yaşar Bakan'ın 75 yaşındaki babasını da
gözaltına aldı. Tüm bunlar olurken, ka-
çak Yaşar Bakan, hasta annesini ziyaret
için Sıvas'taydı. Geri döndü ve olay|an
öğrendi. Avukatlannı yanına alarak Üs-
küdar Cumhuriyet Savcılığı'na
gitti ve ifade verdi. Böylece. po-
lisin sanık aramasına gerek kal-
mıyordu. Ancak, ilgili evrak po-
lise götürüldüğünde, yine başko-
miser A.K., avukatlann iddiası-
na göre şunlan söyleyecekti:
"Savcılık ne derse desin, biz bu
adamlan alacağız. Onlara yapa-
cağımızı bUiriz."
Asayiş Şubesi Gasp Masası
ekiplerini arük hiç bir şey durdu-
ramıyordu. Aynı gün bu kez he-
def Yaşar Bakan ve ortağının fab-
rikasıydı. Yaşar Bakan yoktu
ama altı işçisi hanl hanl çalışı-
yordu. tşçiler gözaltına alındı.
Tehditediîdigini söyleyen sekre-
ter Zuhal ise anında ortadan kay-
bolarak paçayı kıl payı kurtardı.
Savcıhk birşey yapanuyor
Polisin bu davranışlan, Yaşar
Bakan'ın eşi ve çocuklannın gö-
zaltına alındiğı sırada Üsküdar
Cumhuriyet Savcılıgı'na şikayet
edilmişti. Polis devam ediyordu.
lşciler gözaltına alındığında.
avukatlar nöbetçi savcılığı anyorlardı ve
"Ben ne yapabilirim ki" yanıtını alıyor-
lardı. Gerek olmamasına karşın Yaşar
Bakan hala kaçak.
Halası, teyzesi, amcası, yeğenleri, uzak
akrabalan. komşulan ise "TürkiyeCum-
huriyeti laik, demokratik bir hukuk dev-
letidir" nitelemesini yapan anayasa mad-
desinden haberdar olmadıklan için gö-
zaltına alınma sıralannı bekliyorlar.
BAYİLERDE
ABONE OLUN, KAZANIN, SONRA ÖDEYİN.
İBRAHİM ŞİMŞEK DERG.SI
Ö S S - Ö Y S ' y e h a z ı r l a n ı r k e n e n b ü y ü k d e s t e ğ i n i z
1 . sayı çıktı, tükenmeden alınız.
III
<
tn
ARAYIŞ
TOKTAMIŞ ATEŞ
Bomba Sonrası...
Pazartesinden pazartesiye 8, salı 9. Bu satırian okudu-
ğunuz sırada, (ya da bu satırlann yayımlandığı gün), Ka-
balcı Kitapevi'ndeki imza gününün üzerinden tam dokuz
gün geçmiş olacak. Ve bu imza günü sırasında ve sonra-
sındaki olay ve gelişmelerin 'iki bilinmeyenli denklemr
\ri\
hala çözemedik. Ve sanıyorum bu dosya da çözümlene-
meden rafa kaldııılacak.
Bu iki bilinmeyenden biri, bombanın gücü. Acaba ger-
çekten bu bomba, 'binayı uçuracakkadargüçlü'tnr bom-
ba mıydı? Ya da sonradan açıklandığı üzere, içine konul-
muş olduğu boru parçasını bile patlatmaktan aciz bir
bomba mı? Hele gene daha sonra ifade edildiği üzere,
acaba o bomba orada birkaç gündür durmakta mıydı?
(Bombanın nerede durduğunu bile öğrenememiş olmam,
bir başka komedi).
İkinci bilinmeyen ise 'bombanın sorumlusu'. Ne idüğü
pek belli olmayan İBDA-C adlı örgüt, bu olayı üstlenmiş.
Ama şimdiye dek emniyetten resmi bir açıklama yapılma-
dı. Zaten bu örgüt konusunda da garip şeyler oluyor.
Adamlardergilerinde heryaptıklarını 'medar-ıiftihaha'an-
latıyoriar, ellerini kollannı sallayasallayadolaşıyorlar. Cum-
huriyet bunlardan bazılanyla röportaj yaptığı için toplatı-
lıyor. Allah canımızla birlikte aklımızı da korusun. Abdul-
lah Öcalan'la röportaj yapanlara ise basın başarı ödülü
veriliyor...
Dostlanm, okurlanm, öğrencilerim sağolsunlar. Gerek
evdeki gerek okuldaki ve gerekse gazetedeki telefonla-
nm dört gün boyunca hiç kesilmedi. Zaman zaman kilit-
lendi. Gelen telgraf ve fakslar, kalın birer kitap gibi...
Birbirinden güzel mesajlaraldım. Kimine duygulandım,
kimine sevindim, kimine heyecanlandım. Başta Sayın
Cumhurbaşkanımız olmak üzere, siyasetçilerimizin büyük
bir bölümü de ilgilerını esırgemedıler. Arayanlar arasında
Sayın Inönü, Sayın Karayalçın, SayınYılmaz da vardı.
Sayın Ecevrt de telgraf göndermişti. Ama Başbakanımı-
zın sesini duyamadım. Oysaki meslektaşız ve kendilerini
hepsinden önce tanırdım. Canlan sağolsun...
Bu arada kimi bakanlanmızın da faks, telgraf ve tele-
fonlan geldi. Hepsine teşekkür ediyorum Ama ne Içişleri
Bakanımızdan ne kentimizin valisinden ne de emniyet
müdüründen ses seda çıktı. Acaba bir bildikleri mi var?
Doğrusu onlann bildiğini ben de bilmek isterdim...
Olayın basına yansıdığı gün, Türkiye Denizciler Sendi-
kası'nın tüm yöneticileri, yirmi kişilik bir grupla okula gel-
diler. Bir çay bile ikram edemedim. Koca Lazlar... Nere-
deyse ağlatacaklardı beni. Bir gün sonra gazeteye, SİDAD
üyesi Sıvaslılar geldiler. Aynı duygularla sarsıldım. Zaten
okula, gazeteye, eve gelen dostların ardı arkası kesilme-
di.
Bu arada sağcı, hatta dinci çevrelerden de yoğun bir
faks ve telefon akışı oldu. Üzüntülerinı dile getirdiler. De-
mokrasiye sahip çıkma ve özen gösterme konusundaki
yaklaşımıma teşekkür ettiler. Diyalog yollarını açık tutma
çabalanmı desteklediler.
Demokratik dernekler arasında en yoğun tepki, işçi
sendikalanndan geldi. Başta Türk-lş ve DİSK olmak üze-
re, tüm sendikalardaki dostlanm aradılar, faks ve telefon
mesajlannı gönderdiler. Işçilerimiz; laikliğin, özgürlüğün ve
demokrasinin değerinin bilinci içindeler. Zira bunu yto-
diklen ya da bu özgürlükleri kullanmakta zorlandıkları an-
da, sofralanndaki ekmeğin küçüldüğünü anladılar. De-
mokrasiye yönelen hertehdidin, aslında çocuklannın rız-
kına yönelmiş bir tehdit olduğunu biliyoriar.
Bu arada ilginç şeyler de yaşandı. Kimi dostlarım telg-
raf çekmek ıstediklerı zaman, Ankara'da bir postanede
'kimlik tespiti' yapmak istemişler. Bunu yapanlar salak mı,
önyargılı mı bilemiyorum, ama böylesi saçmalıklarla de-
mokrasinin bağdaşamayacağını iyi biliyorum.
Yirmi yıldır görmediğim ve sesini duymadığım dostla-
nm da aradılar. Nostaljik 'takılmalarımız' oldu. Mutlan-
dık...
Ama tüm bu güzellikler bir yana, yazımın başında da
değindiğim 'bilinmezlikler' sürüyor. Kim bilir belki de bu
bombanın konulmasını emreden ya da bombayı koyan ki-
şi, 'geçmiş olsun' diye arayanlardan birıdir. Işte bu 'bilin-
mezlik', doğrusu insanı ürpertiyor.
Bu satırlann yazan, kalemıni, namusu sayan bir bilim
emekçisidir. Inanmadığı hiçbir şeyi yazmaz, hiç kimseyi
hor görmez ve küçültmeye çalışmaz. Herkeste 'sevilecek'
bir şeyler bulmanın gayreti ıçındedir. Laik bir özgürlük dü-
zeninin ve demokrasinin kavgası içindedir. Kim bilir, bel-
ki de bombanın patlamasına engel olan 'takdir-iilahi', bu
tutum ve yaklaşımıma karşı hoşnutluğun gerçekleşme-
sidir...
Çiller: Isteyen
tarihten ders alabilir
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Başbakan Tansu Çil-
ler. devlet adamlannın daha
doğru kararlar alabilmeleri için
tarihi olaylan iyi bilmeleri ge-
rektiğini belirterek "İsteyen
herkes tarihten ders alabiûr"
dedi.
12. Türk Tarih Kongresi.
Başbakan Çiller'in de kahldığı
bir törenle dün başladı. Dil ve
Tarih Coğrafya Fakültesi'nde
düzenlenen açılış töreninde.
Devlet Bakanı Ayvaz Cökde-
mirveMHP Genel Başkanı Al-
parslan Türkeş de hazır bulun-
du. Protokolün ikinci sırasında
oturan ve Başbakan 'ı ayakta
karşılayarak tokalaşan Türkeş,
Çiller'in isteği doğrultusunda
daha sonra protokolün ön sıra-
sında yerini aldı.
Ciller, özellikle Sovyetler
Birliği'nin dağılmasından son-
ra dünyada değişen askeri, siya-
si ve ekonomik dengelerin de-
ğerlendirilmesinde tarih bilimi-
nin siyasetçi ve devlet adamla-
nna ışık tuttuğunu söyledi. Ta-
rihin, geçmişle smırlı kalmayıp
gelecek için de öngörü sağla-
yan bir bilim olduğuna işaret
eden Çiller. "Tarihten ahnacak
tecrübeler, devlet adamlannın
daha do£nı karar vermeierinde
etkilkürristeyen herkes tarihten
ders alabilir" dedi. Tarihi olay-
lann ve sorunlann objektif şe-
kilde kaleme almması gerekti-
ğini kaydeden Çiller, bu tür
kongrelerin. önyargılann silin-
mesi ve tarihi olaylann genç ne-
sillere tarafsız aktanlmasını
sağladığını vurguladı.
Özellikle siyasetçilerin tari-
hi iyi bilmeleri gerektiğini söy-
leyen Başbakan Çiller'in, ken-
disinden önceki konuşmacıla-
nn ısrarla vurgulamalanna kar-
şın ilk Türk Tarih Kongresi'nin
tarihini 1937yerine 1932 olarak
telaffuz etmesi dikkat çekti.
'Konut Fonu ahnmasın'
Türk Tarih Kurumu Başkanı
Yusuf Halaçoğlu. tarihsel çalış-
malann siyasi sınırlar içinde şe-
killenerek gelişmesinin müm-
kün olmadığını belirterek bu
nedenle Türk Tarih Kurumu
olarak akademik çalışmalara
ağırlık verdiklerini vurguladı.
Yusuf Halaçoğlu, Tansu Çil-
ler'den, bu çerçevede yurtdışına
giden bilim adamlanndan Top-
lu Konut Fonu'nun alınmama-
sını istedi.
Törene Cumhurbaşkanı Sü-
leyman Demirel adına katıian
Cumhurbaşkanlığı Başdanış-
manı Prof. Dr. Bozkurt Gü-
vençde tarih biliminin,toplum-
lara varlık bilincini kazandırdı-
ğını söyledi. Konuşmasının so-
nunda Cumhurbaşkanı Demi-
rel'in bir mesajını da kongre
üyelerine duyuran Güvenç,
"Açıhşa katılamayan Sayın
Cumhurbaşkanı. kongrenin ka-
paıuş töreninde mutlaka buhı-
nacağını size iletmemi istedi"
dedi.
5 gün sürecek 12. Türk Tarih
Kongresi'ne, 26 ülkeden 75'i
yabancı 230 bilim adamı katılı-
yor.