Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
9AĞUSTOS1994SAU CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
istasyonusoyuMu
• İstanbul Haber Senisi-
Mener'deki bir akaryakıt
istasyonu kımliğı
belirlenemeyen ikısi silahlı üç
kişi tarafından soyuldu. Dün
sabah saatlerinde, istasyon
personelini silahla etkisiz
hale getıren soyguncular,
yaklaşık 1.5 milyar lirayı
yanlanna alarak 33 SS 888
plakalı otomobille kaçtılar.
Otomobil daha sonra terk
edilmiş olarak bulundu.
Bogazı kirleten
gemiye ceza
• İstanbul Haber Servisi-
Istanbul Büyükşehir
Belediyesi'ne bağlı Çevre
Koruma, Kontrol ve Zabıta
ekipleri,6Ağustosl994
tarihınde yapüklan
denetimlerde, denizi kirleten
" Yousef' adlı Panama
bandıralı gemiye ceza yazdı.
Güverte yıkayıp yağla
kanşık pisliği denize akıttığı
tespitedilen I530grostonluk
kuru yük gemisine 390
milyon lira ceza kesildi.
Geminin seferden men
edildiği ve cezasını ödeyene
kadar Yenikapı açıklannda
bekletileceğıbildirildi.
Fatih'te yangın
• İSTANBUL (AA>
Fatih'te ıki katlı ahşap bir
bınada çıkan yangında, 3
yaşmda birçocuk hayatını
kaybetti. Çarşamba Haliç
Caddesi Tabak Yunus
Sokak 11 numarada bulunan
iki katlı ahşap binada henüz
belirlenemeyen bir nedenle
dün saat 13.30 sıralannda
yangın çıkü. Yangın
sırasında evde bulunan 8
yaşındaki Adem Bulut
dışanya çıkmayı başanrken 3
yaşındakı kardeşi Emrah,
itfaiye ekiplerinin çabalanna
rağrnen alevler arasında
kalarak yaşamını yitirdi.
Binanın tavanı
çöktü: 1 ölü
• İstanbul Haber Servisi-
Cağaloğlu'nda terk edilmiş
bir binanın tavanının
üzerlenneçökmesi sonucu
bir kişi öldü, bir kişi de hafıf
yaralandı. Cağaloğlu Molla
Fenari Sokak"ta bulunan
terk edilmiş eski bir medrese
binasına dün geceyansına
doğnı içki içmek için giren iki
kişiden Mustafa Erkın (50)
adlı kişi, tavanın üzerine
çökmesi sonucu olay yerinde
yaşamını yıtırdi. Olay
sırasında yanında bulunan
arkadaşı Cemal Kuzey ise
hafıf yaralandı.
Asılsız bomba
ihbarı
• İstanbul Haber Servisi-
Cağaloğlu'nda Sultan
Turistik Tesisleri AŞ'ye ait
kaüı otoparkta duran bir
araan bagajında bomba
bulunduğu yolunda yapılan
ihbar heyecan yarattı. Olay
yerine gelen bomba imha
ekipleri, tuzak ihtimaline
karşı otomobilin bagajını
fünye ile kontrollü paüatma
yaparak açtılar, ancak
yapılan ihbar asılsız çıkü
Ünlülerin
benzerleri
yanşması
• tstanbul Haber Servisi-
Türkiye'de ilk defa Vizyon
Ajans-Takip Gazetesi
işbirliği ile düzenlenen,
"Ünlülerin Benzerleri'94
Yanşması "nın gala gecesi,
Kuşadası Adakule Oteli'nde
gerçekleştirildi. Jüri,
Tayfıufun benzeri Atilla
Akgün'ü birinciliğe, Of
Aman Nalan'ın benzeri
Aydan Çiçek'i ikincüiğe,
Tarkan'm benzeri Selçuk
Mutlugül'ü ise üçüncülüğe
layık gördü. 8.
Cumhurbaşkanı merhum
Turgut Özal'ın benzeri Halil
özkan ise "Rıfat Yaman Jüri
özel Ödülü"nü aldı.
Karegrafısini Vizyon
Ajans'ın sahibi Atilla
Kaplakarslan'ın
sunuculuğunu ise Gizem
özdüüüeEnver
Demirkan'ın yaptığı gala
gecesinde Harun Kolçak,
Ebru Gündeş ve Sinan Erkoç
izleyicilere sevilen
şarkılanyla coşkuhı anlar
yaşatırken mankenlerce
sergilenen "Kuvayi Milliye
Defilesi" de büyüİc beğeni
topladı. (Fotoğraf:
YILMAZ KARABACAK)
İlaç fıyatlan 9 yılda 97 kat artarak dolar, mark, altın veenflasyonun karşısında rekorkırdı
Daefiyatlarıdövîzden lıızlı
trrrctttrrctcrtcr
DOSYASI
Yaıılan GÖNOUZ İMŞİR
HÜIYATOPÇU,
DEFNfSUMAN.BAJUNUNCU
Fotoğraflan HATİCE TUNCER
• 1986 yılı sonunda 1650
liradan satılan Aspirin'in fıyatı
1994 yılmda 21 bin 300 liraya
yükseldi. İstanbul Eczacı Odası
Başkanı Mehmet Domaç, tüm
dünyada ilaç fiyatlannın devlet
kontrolü altında olduguna
dikkati çekerek ülkemizde de
devletin acil bir şekilde bu
görevi yerine getirmesini istedi.
llaçtaki fıyat artışı dizginlenemiyor.
1984 yılında yürürlüğe konulan fiyat
kararnamesinden sonra dur durak bil-
meksizin zam gören ilaç fıyatlan 9 yılda
97 kat artarak dolar, mark, altın ve enf-
lasyonun karşısmda rekor kırdı.
Vatandaşın ahm gücünü aşan zam-
lardan sonra 1986 yılı sonunda 1650 li-
radan satılan Aspirin'in fıyatı 1994 yılı
Temmuz ayında 21 bin 300 liraya yük-
seldi. Yine 1986 yılmda 1760 liraya satı-
lan Bactrim Forte adb antibiyotik, 9
yılda 85 kat artarak temmuz ayında 280
bin 500 liradan saülmaya başlandı.
İstanbul Eczacı Odası Başkanı Meh-
met Domaç, ABD hariç dünyanın tüm
ülkelerinde ilaç fiyatlannın devlet kont-
rolü alünda olduguna dikkati çekerek
ülkemizde de devletin acil bir şekilde bu
görevi yerine geürmesini istedi. İlaç sa-
nayi yetkilileri ise sadece son bir yıl için-
de döviz kurlan artış oranmın yüzde
204 oranında gerçekleşmesi nedeniyle
eknomik krizden en fazla etkilenen sek-
törlerden biri olduklannı belirttiler.
Dolar 39 kat arttı
Uluslararası Ilaç Araştırma Kurulu-
şu IMS'nin (Information Medical Sta-
ücs A.G) raporuna göre 1983 yılmda
ortalama 1 dolann fıyatı 288 lırayken
1993 yıbnda 1 dolann ortalama fıyatı
11.500 liraya yükseldi. Dolann bu süre
içindeki TL'ye göre artışı 39 kat olarak
gerçekleşti. Aynı hesaptan yola çıkıbrsa
1983 yıhnda ülkemizde 412 milyon kutu
1993 yılında Türkiye'de 518 milyon kutu ilaç tüketildi. Bu ilaçlara 1 trilyon 500 milyar lira ödendi.
ilaç tüketildi. Medical Statics'ın ıstatis-
tikİeri baz abndığında halkımız ilaca sa-
dece 1973 yılında 76 milyar lira harcadı.
1993 yıbnda ise (1983 Haziran - 1993
Haziran devresi) ülkemizde 518 milyon
kutu ilaç tüketildi. Bu iiaçlar için halkı-
mız 12 trilyon 500 milyar bra ödedi. So-
nuç olarak 10 yılbk bir dönem içinde ül-
kemizde Türk Lirası değer olarak do-
lara karşı 39 kat gerilerken ilaç fiyatla-
nndaki artış aynı devre içerisinde 131
kat oldu.
İstanbul Eczacı Odası Başkanı Meh-
met Domaç, 1984 yıbnda yürürlüğe so-
kulan İlaç Fiyat Kararnamesi'nin
"Bırakuuz yapsınlar, bırakınız
geçsinler" ekonomik anlayışından
hareketle düzenlendiğini söyleyerek
"Bu fiyat karamamesi ilaç sanayicilerini
istedikleri oranda zam yapmalanna
olanak tanımış >e 1985 yılından sonra da
ilaç fiyatlannda önlenemez artış başla-
nuştır. Seçilmiş bazı ilaçlan örnek ala-
cak olursak 1986-1994 yülan arasındaki
ilaçta fiyat artışı dolara karşı 97 kat ola-
rak gerçekleşti" dedi.
İlaç ve Kimya Endüstrisi İşverenler
Sendikası ise son ekonomik krizden en
çok etkilenen sektörlerden binsinin ilaç
sektörü olduğunu öne sürüyor. İlaç ve
Kimya Endüstresi İşverenler Sendikası
Genel Sekreter Yardımcısı Nuray Kap-
lan zam ve iddialarla ilgili olarak şunlan
söyledi:
"Fiyat artışlannın bakanlık tarafı-
ndan maliyet artışı ne olursa olsun belli
oranlarda ve toplu olarak yapılması uy-
gun görülmektedir. Fiyatı belirleven fak-
törler hanunadde, ambalaj malzemeleri,
işçilik ve işletme giderlerindeki artı-
şlardır. Ve bunlar döviz kurlanndaki
artışlar, enflasyon oranı ile toplu sözleş-
melerdeki ücret artışlanyia doğnıdan il-
gilidir. İlaç endüstrisi üretimde kui-
landığı ham \e vardımeı maddelerüı yüz-
de 70'ten fazlasını ithal yoluvla sağladığı-
ndan döviz kurlanndaki artışlar ilaç ma-
liyetlerini etkileyen faktörlerin başında
geunektedir."
Kaplan, son bir yıl içinde (Haziran 93
- Haziran 94) arasında endüstrinin itha-
lat yaptığı döviz kurlan artışlan ortala-
masının yüzde 204 olarak gerçekleştiği-
ni belirterck "Aynı dönemde ambalaj
malzemelerinden kağıtta yüzde 210, kar-
ton kutuda 272, ampul-çekme şişede 165,
ahuninyum folyoda 200, plastikte 221
artış olmuştur. Aynı şekilde endüstrinin
kullandığı elektrik yüzde 131, fuel-oil-
yüzde 145 oranında artmıştır.
İlaç fiyatlarına ise F.ylül I993'te fırma
bazında ortalama yüzde 15, ilaç bazında
en fazla yüzde 20. Kasım 1993'te yüzde
2.6 (KDV nedeniyle fiyat ayarlaması),
Ocak I994'te yüzde 20, Majt İ994'te yüz-
de 30, Mavts I994'te yüzde 20, Haziran
1994'te yüzde 20'yi aşmamak kaydıyla
toplam yüzde 107.6 oranında artış
yapılmıştır" dedi.
Türkiye, antibiyotik kullanımında önde gelen ülkeler arasında
Çok ama bilinçsizkullanıyoruz
tUÇİSMİ
Coldm Sondez
MmaT^bt
MtrtaFarttToUtt
JUfofcSOOİHş.
A^idMSOOkop.
İVSİJİİ tfO.
Atpjrhçecak
AspMıHyÜt
Itcoıya C Fortt
TrfcMTabitt
Mkrojyaen
Ovrai
bddddr^t J
KoapMSMİ
Roam*
If«wydi
S^radya
Tw5M
leıtexoltob
DOLM
MARK
19MSONU
1069
1760
2133
2611
2391
997
125
165
731
737
504
608
f 808
791
6825
4935
955
6015
2643
755.9
387.95
1987SONU
1950
2720
3340
2930
2930
1300
180
1590
1142
860
1233
983
9000
7015
1400
7578
5400
1.018.35
638.65
198SSONU
3501
5296
6664
6271
6211
3120
383
647
^--""3025
2188
-""""2578
1739
2438
2295
14000,
14594
3249
15215
. 11025*"
1.813.46
1.022.86
1993SONU
39600
91100
125300
100600
79100
33200
^4800
9500
56500
35300
29000
29200
35300
33800
140700
183700
57900
195100
133500
14.458.03
8.347.32
TEM-1994
81600
202500
280500
222000
176000
57500
10600
21300
126000
79000
65000
65000
79000
75500
. "295000
375000
129500
437000
299000
31280
19279
86-94%
7533.3022
11405.682
13050.492
8402.4895
7260.9368
5667.3019
X 8380
12809.091
17136.662
10619.132
12796.825
10590.789
9677.227/
9444.8799
4222.3443
7498.7842
13460.209
7165.1704
11212.902
4038.1135
4869.4548
• İlaç tüketimimizin yüzde 22'sini antibiyotikler
oluşturuyor. Soğuk algınlığı, kırgınlık, halsizlik
gibi yakınmalarda doktora danışmadan
antibiyotik alıyoruz. Doktorlann yazdığı her 10
reçeteden 6-7'sindeçoğu kez gereksiz bir
antibiyotik yer alıyor.
Türkiye,
antibiyotik
kullanı-
mında dün-
ya ülkeleri
arasında
önde gelen-
ler arasında
yer alıyor.
Ancak doğ- Mehmet Domaç.
ru kullanım
konusunda aynı şeyi söylemek
mümkün değil. İstanbul Eczacı
Odası Başkanı Mehmet Do-
maç'ın. bu konudaki görüşleri
şöyle:
"Antibiyotik kullanımını sayı-
sal verilerle irdelersek şunlan
söylemek olası:
ilaç tüketimimizin yüzde 22'-
si olan 170 milyon kutu antibi-
yotik tüketiyor, yaklaşık
400-450 milyon dolar harcıyo-
ruz.
REKLAMCILAR VE MEDYA İLACA REKLAM YAPILMASINIDESTEKLİYOR
ilaçfimıalarıreklaııı peşinde
İlaç sanayicilerinin bir bölümünün, re-
çeteli reçetesiz ilaç aynmı ve reçetesiz ilaca
reklam istemleri, eczaa örgütlerinin karşı
çıkmasına karşın 1986 yılından bu yana
tartışılıyor. Söz konusu tarüşmaya son za-
manlarda reklamcılar ve medya da kanştı.
Doğaldır ki onlar da ilaca reklam yapıl-
masını destekliyorlar.
İlaçta reklam olayı, sadece Türkiye'yi il-
gilendiren bir uygulama değil. Türkıye, bir
yıl önce imzaladığı Avrupa Sınır Ötesi Ya-
ym Sözleşmesi ile ilaçta reklam konusun-
da uluslararası standartlara uyacağına söz
vermişoldu.
Reçetelüere reklam yok
Bu sözleşmenin "Diğer ürünler" başlıklı
bölümünün 15. maddesi şöyle:
"Sözkşmeye taraf ülketerde sadece reçe-
te ile sattşma izin verüen ilaç veya tedavfle-
rin reklamı yapdamayacakür. Diğer ilaç ve
tedavüerin reklamlan, dürüst, gerçeği yan-
sıtan ve doğrulanması mümkün unsmiar-
dan oluşacak ve kişinin zarardan korunma
gereklerine uygun olacaktır."
3984 sayılı Radyo ve Televizyon Ya-
sası'nın 22. maddesi de uluslararası anlaş-
malar gereği ilaçta reklam olayını kısıtlı-
yor. Bu madde de, "Reçete ile satışına izin
verüen ilaç ve tedavüerin reklamı yapda-
maz, diğer ilaç ve tedavilerin reklamlan dü-
rüst, gerçeği yansıtan ve doğrulanması
mümkün unsurlardan oluşacak ve ferdin za-
rardan korunması gereklerine uygun ola-
cakör"hükmünü ıçeriyor.
1262 sayıh İlaç Yasası'na göre "Vatan-
daşa ilacınreklamıyapılamaz" maddesi de
geçerlılığini koruyor. Ancak uluslararası
anlaşmalarda beürtilen hükümlerle 1262
sayılı yasada yer alan ilaçta reklamla ilgili
hususlar çelişkiler içeriyor. Yani uluslara-
rası anlaşmalara göre yasak olan, 1262
sayüı yasaya göre serbest gözüküyor. Bu
da uygulamada çelişkiler yaratıyor. 1943
yılında yürürlüğe giren 1262 sayılı yasanın
13. maddesinde özetle şu görüş savunulu-
yor: "Müstahzarlan öğme yolunda ve
bunlara malik olmadıklan şifa hastaları
atıf veya mevcut şifai tesirleri büyütmek su-
retiyle sabit veya müteharrik sinema fîlmle-
ri «şıklı veya tşıksız, ilan. radyo veya her-
hangi bir vasıta ile reklam y apüması mem-
nudur. Şu kadar ki tarifname ve gazetelerde
'... hastahklannda kullanılması faydalıdır'
şeklindeki ilanlara müsaade olunabilir."
Daha çok kar için
Son günlerde ilaca reklam; yalnız ilaç
sanayicilerinin değil, medya sahiplerinin,
reklamcılann da ilgi alanına girmeye baş-
ladı. İlaç işverenlerinin pazar genişletme
çabasının bir yansıması olarak yorumla-
nan reklam ve medya sektürünün ilaçta
reklama destek vermesi konusu da bilim-
sel çevrelerde tartışmalara yol açıyor. İla-
ca reklam; çokuluslu ilaç şirketleri tarafın-
dan daha çok kar için isteniyor.
En çok ciro yapan 140 ilacın
ilk dördü antibiyotik. 140 ilaç-
lık dizinde 45 adet antibiyotik
bulunuyor. Türk insaru, antibi-
yotik tüketirken oldukça fazla
ödeme yapmak zorunda kalı-
yor. Ülkemizde antibiyotikler.
bilinçsizce kullanılan ilaçlann
başında yer alıyor.
Hastalar, genellikle soğuk
algınhğı, kırgınlık, halsizlik gibi
yakınmalan olduğunda hekime
danışmaksızın en yakın eczane-
den bir antibiyotik alıyor ve an-
tibiyotiği ateş düşürücü, ağn
kesici yerine kullanmanın
dışında daha da kötüsü 1-2 gün
kullarumdan sonra bırakarak
hem hastalığın seyrini değiştiri-
yor hem de tanıyı güçleştiriyor.
Antibiyotiklerin bilinçsiz ve
kötü kullanımına hekimler de
katkıda bulunmaktadır. He-
kimlerin yazdığı her 10 reçete-
den yaklaşık 6-7 tanesinde çoğu
kez gereksiz bir antibiyotik yer
alıyor.
Antibiyotik savurganlığı Ue
3-4 trilyon liranın boşa gitmesi,
kamu sigorta kurumlannı önlem
almaya zorlamış. 1992 yılmda
ya\ ımlanan, devletin ilaç âlımla-
nnı düzenlev en Bütçe L v gulama
Yönergesi ile bazı antibiyotikle-
rin reçeteye yazılmasında kültür
antibiyogram zorunluluğu geti-
rUmiştir.
Antibiyogram uygulaması,
1993 yılında daha geniş bir grup
anübiyotiğj kapsamma alarak
sürdürüldü. 1993 yılmda anti-
biyogram kapsamına alınan ce-
furoxime, cefeclor gibi etken
maddeli antibiyotiklerin kulla-
nımlannın düştüğünü görüyo-
ruz. Gerçek anlamda söz konu-
su etken maddelere ihtiyaç du-
yanlann sayısının azaldığinı gö-
rüyoruz.
EJI fazla ciro yapan 140 ilacın
satışlannın incelenmesinde reçe-
teye \ azılması için antibiyogram
aranan pahalı antibiyotiklerin
parasının büyük bir çoğuniukla
kamu kurumlarınca ödendiği
anlaşıbnaktadır.
TOKTAMIŞ ATEŞ
Ne Oldu Bize?..
Cumhuriyet'in bu köşesinde yayımlanan yazılarım-
dan derlenen ikinci kitabım, "Arayış" başlığı ile yayım-
landı. İlk kitap "Aslan Sosyal Demokratlar" adıyla Ni-
san'da yayımlanmıştı. Ve insanın yazdığı kitap sayısı
yirmiye de ulaşsa, her yeni kitap bir başka heyecan ve
zevk veriyor.
Tabii hemen açtım ve kendi yazdığım yazıları başın-
dan sonuna bir kez daha okudum. Ve ılginç bir noktayı
saptadım. Türkiye'nin Güneydoğu sorunu ile ilgili olarak
yazdığım yazıların üçünde, "Demokratolamayanlarba-
ri akıllı olsunlar" öneri ve temennisinde bulunmuşum.
Ama boşuna olmuş. Kimi siyasetçilerimiz, dar görüşlü-
lüklerinin bedelini ödüyorlar şimdi. Fakat bu bedeli sa-
dece kendileri odemiyorlar, Türkiye'ye de ödetiyorlar.
DEP davası ile ilgili olarak Türkiye'ye gelen kimi Avru-
palı parlamenterlerin tutumlarına ve laflarına bakıyo-
rum, utanç duyuyorum. Kan boğuyor. Adam, (ya da
kadın) sanki dost bir ülkenin parlamenteri değil, müs-
temleke yönetiminin genel valisi..
Türkiye demokrasi sınavından geçiyormuş ve bu
muhteremler de bunu gözlüyorlarmış. Peki 12 Eylül son-
rasında akıliarı neredeydi? 12 Mart sonrasında akıllan
neredeydi? 18 yaşına girmemiş çocuklar asıldı sudan
bahanelerle. "Beşkişiyleordukurdular, devleti yıkacak-
/ard/"diyefidangibiger>çleripegönderildiler Ozaman-
larnedengelmediler Türkiye'ye, neden basıntoplantıla-
rı yapıp demokrasi nutukları atmadılar? Şimdi Ortadoğu
dengeleri değiştiğı zaman, bir sürü insan demokrasi ha-
varisi kesildi. Ve bizim kimi akılsız arkadaşlarımız da
buna inanıyor.
DEP'in kapatılması ve DEP'li milletvekillerinin doku-
nulmazlıklarının kaldırılması sırasında çok yazdık-çiz-
dik. "Etmeyin"dedik, "Böylesudangerekçelerleinsan-
lann dokunulmazlıklarını kaldırmayın, bunu dunyaya
anlatamayız.'' Dinlemediler. Bugün burnumuza dayatı-
lan "faturayı" o günlerde görmemek için kör olmak ge-
rekirdi. Ama anlaşılan bizi körler ve sağırlar yönetiyor.
Okurlarım PKK'ye karşı tavır ve düşüncemi bilirler. En
ufak bir ödüne taraftar olmadığım gibi, devletin bu eşkı-
yayı "muhatap almasına" da şiddetle karşı çıkarım.
Ama halkın iradesiyleTBMM çatısı altına gelen insanla-
ra da belli bir saygı gösterilmesini isterim ve beklerim.
Zira onlara gösterilecek saygı, o insanlan oraya gönde-
ren iradeye, yani halka gösterilen saygıdır. Ve eğer bu
insanlara oy veren yüz binlerce insan PKK'liyse, biz bu
davayı yitirdik demektir. Ve yapılan tüm yanlışlara ve
uygulama hatalarına karşın, çok şükür daha 0 noktaya
gelmedik.
Ama bu dava bahane edilerek yaratılmak istenen or-
tamdan da müthiş rahatsız oluyorum. Osmanlı'nın son
dönemlerinde "gayrı-müslim tebaaya"yapılan baskıla-
rı bahane ederek, imparatorluğun içişlerine müdahale
eden "Düveli Muazzama" temsilcilerinin üslubunu gö-
rüyorum. Tüylerim diken diken oluyor. "Ne hallere dü-
şürdüler bizi?" diye isyan ediyorum, "Ne oldu bize?"
sorusunu soruyorum.
Bizim sokakta emfakçılık yapan bir arkadaş, geçen-
lerde dükkanının deposunda bulduğu bazı eski gazete-
leri getirdi. Baktım biri, 11 kasım 1938 tarihli Volkische
Beobachter gazetesi. Volkische Beobachter, Alman
Nasyonal Sosyalist Partisi'nin, yani Hitler'in partisinin
resmi yayın organıydı. Ve ama gönüllü, ama zorunlu
mityonun üzerinde tirajı vardı. Işte bu gazete, 11 Kasım
1938 tarihli sayısının birinci sayfasının yarısmı Atatürk'-
ün ölümüne ayırmıştı (aynı tarihli Pravda'nın da buna
benzediğine eminim).
Birinci sayfanın sağ üst köşesinde Atatürk'ün özel bir
fotoğrafı vardı. Daha sonra Atatürk'ün ve Türkiye'nin
dünya siyasetindeki önemi üzerinde duran yazılar yer
alıyordu. Sadece bu kadar da değil. Sayfayı çevirdiğiniz
zaman, üçüncü sayfa tümüyle Türkiye ve Atatürk'e ayrıl-
mıştı. Bol fotoğraflı güzel bir sayfa hazırlamışlardı. 2a-
ten gazetenin bir kopyasını aldırarak Cumhuriyet arşivi-
ne koydurdum.
"Dış itibarımız müthiş artıyor" yalanlarıyla geldik bu-
günlere. Şimdi başkentimizde yabancı parlamenterler
basın toplantıları yapıyor ve Türkiye'yi tehdit edebiliyor.
Ve miting alanlarında "PKK'yı kolundan tutup Meclis'-
ten attım" övünmesiyle alkış toplayanlar, ulusal onuru-
muzu zedeleyen bu saygısızlıklar karşısında pişkin piş-
kin gülümsüyorlar. Oysa ki demokrat olmak, kendine
hakaret ettirmek, yapılan hakaretferi pişkince sineye
çekmek değildir. Demokrat olmak, en azından bu haka-
retlere zemin hazırlamaktır. Ama kime anlatırsınız?..
Mustafa Kemal'in genç cumhuriyeti fukara bir ülkey-
di. Halkını "tutumlu olmaya", "yerli malı kullanmaya"
özendiren bir ülkeydi. Ama bugünün kimi yöneticilerinin
akıllarının alamayacağı kadar itibarlı ve düşünemeye-
cekleri kadar onurlu bir ülkeydi.
O günlerin Türkiyesi'nin "jet sosyetesi", "paparazzi-
leri", "Alemleri" yoktu. Bugün kimilerinin dalga geçtiği
cumhuriyet bayramı balolarına, ayaklarını sıkan Sümer-
bank pabuçlarıyla giderdi valiler. O günlerin Türkiyesi'-
nin başbakanlarının yurtdışında yatırım yapacaklarını
söyleseler, söyleyeni "deli"6\ye akıl hastanesine kaldı-
rırlardı. O günlerin Türkiyesi'nde trilyonluk yolsuzluklar-
la suçlananlara devlet protokolönde yer vermezler, er-
dem ve ahlak üzerine nutuk attırmazlardı.
Ama o günlerin Türkiyesi umut ve inanç doluydu. O
günlerin Türkiyesi gururluydu, haysiyetliydi. Müstemle-
ke valisi edasıyla konuşmak isteyen kimi kendini bil-
mezlere, tek tek yalatırdı o söylediklerini...
Neoldu bize...
llacta patent tartışması
Çokuluslularistiyor,
yerliler karşı çıkıyor
Türkiye'de "İlaçta patent"
konusu sağlık sektöründe en
çok tartışılanlar arasında yer
alıyor. 181 madde ve 7 geçici
maddeden oluşan patent yasa
tasansı taslağı, 6.1.1993 tari-
hinde Başbakan Süleyman De-
mirel tarafından TBMM'ye
sevk edildi. İlaç, bu taslağın 7.
geçici maddesi ile patent
kapsamına alındı.
Eczacılar Odası Başkanı
Mehmet Domaç. patentle ilgili
görüşlerini aktardı. Domaç'ın
yaptığı araştırmaiara göre
tasan taslağı, TBMM Adalet
Komisyonu'ndan çok kısa za-
manda yeterince tartışılmadan
geçti. Sanayi ve Teknoloji Ko-
misyonu'nda bir yıldan fazla
kalan taslak üzerinde, kısmen
deolsatartışıldı.
5 yıllık geçiş süresi 4 yıla in-
dirilerek TBMM Bütçe Plan
Komisyonu'na sevk edildi.
tlacın patent kapsamına ah-
nmasını savunan çokuluslu
ilaç fırmalan. fikri hakkuı ko-
runması gibi çok masum, fazla
karşı çıkılamayacak yaklaşım-
larla kamuoyunun gündemini
oluşturmaya çalışmaktadırlar.
Aynca hükümet küreselleş-
me ve uluslararası sözleşmele-
re nnza koymak, yabancı ser-
mayenin üfkemize akışını sağ-
lamak adına üacın patent kap-
samına alınmasını savunmaK-
tadır. Araştırmaya kaynak
ayırmadığından ülkemizin
kısa evrimde ilaç bulma sansı
yoktur. Araştırma yapabilen
çokuluslu fırmalann araştı-
rmalannın desteği patentle ül-
kemiz . insanından çıkanla-
caktır. İlaç, patent kapsamına
alındığında yerlı ilaç sanavinin
çokuluslu ilaç firmalan ile re-
kabet şansı kalmayacak, çoğu
yerli ilaç firması çokuluslu ilaç
firmalannın ya fason üretimi
ile uğraşacak ya da fırmalannı
kapamakla karşı karşıya kala-
cakür.