19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9AĞUSTOS1994SALI CUMHURİYET SAYFA KULTUR 13 6 Yıldız olmak istemivorıım'• Yakında Türkiye'de de gösterime girecek olan western fîlmleriyle dalga geçen 'Maverick' adhfiJmdeJodie Foster, seksi, üçkağıtçı ve tam bir oportünist bir karakteri canlandınyor.Foster, Richard Donner'in yönettiği bu fılmde Mel Gibson ve James Garner ile başrolü paylaşıyor. Ancak klişelerle dolu olan \vestera fîlmkri ona göre değil. Költür Servisi - Richard Donner'in yönettiği; Jodie Foster, Mel Çibson ve James Garner'in başrollerini paylaştığı "Maverick" adlı film bu- günlerde Fransa'da gösterime girdi. Kısa süre sonra bizde de gösterime girecek olan bu filmin en üginç yanlanndan biri de Jodie Foster ve MeJ Gibson'u bir araya getirmesı kuşkusuz. WesternfiJmleriyîedalga geçen "Maverick"te Jodie Foster, vvestern fılmlerinde sık sık gör- meye alışkın olduğumuz kadın tipinin karikatü- rünü canlandınyor. Mel Gibson'la başrolü pay- laşan Foster, Figaro gazetesinde kendisiyle yapılan söyleşide sinemaya bakışını, özel yaşa- mını, geleceğe ilişkin tasanlannı ve "Maverick"i anJatıyor. - "Maverick"te canlandırdığınız Anabeüe Bransford karakteri seksi, üçkağıtçı ve tam bir oportünist. Filmin gectiği bu dönemde böyle bir kadın olmak ister miydiniz? Ah. hayır! Tabii ki istemezdim. Benim can- landırdığım karakter, westem filmierindeki kadmlann karikatürû gibi. Ancak ben çağdaş bir yorum getiriyorum ve ortaya eğlenceli bir karikatür çıkıyor. Anabelk güneyli bir kadın, herkesi saygın ve seçkin biri oiduğuna inandır- maya çalışıyor. Tabii bu sıfatlarla uzaktan yakı- ndan bir ilgisi yok. "Maverick" de tam bir vves- tern karikatürû. Anabelle'nin de 50'li yıllann vvesternlerindeki hatalı tiplemelerden bir farkı yok. Herkesten korkuyor, kavga etmeyi ve silah İcullanmav] sevmiyor. Bence bufilm,batıda aslı- nda hiç yaşamamış olan uçan kadmlar ve maço kovboylar üzenne yapılmış bir şaka. İyi ki de öyle, çünkü vvestemler hiç bana göre değıl. Wes- temler çok mızmız ve klişelerle dolu... - Siz de özel hayatınızda, AnabeUe Bransford gibi sürekli oynuyor nmsumız? Evet, zaman zaman ona benziyorum. "Mave- rick"in en büyük avantajı senaryo. Çekimlerin dörtte üçünün doğaçlama olması da filme çok olumlu nıtelikler kazandınyor. Richard Donner doğaçlamafilmJerçekmeyi çok seviyor. - Mel Gibson gibi bir seks sembolünün de bu filmde oynaması kimi seyircileri etkilijordur sanırım,.. (Güler), Evet, biraz... Ama ben son üç filmim- de de hep seks sembolleriyle oynadım, bunlar- dan biri de Richard Gere. Çok eğlendim. Mel benim gerçekten çok beğendığım bir oyuncu. Çok komik, sempatik ve yalın bir kişiliğı var. Ondan çok hoşlanıyorum. o aynı zamanda be- nim arkadaşım. Ona çok güveniyorum. - Komedinin çok zor bir tur olduğunu soylerler. Siz bu göruşe katılıyor musunuz? Evet ve hayır. Fiaksel ve duygusal olarak dram daha zor bence. Komediye gelince; hep bir çıkış noktası bulmak gerekir, çünkü nereye gide- ceğinizi söyleyen hiçbir işaret bulamazsıni2. Ra- hat olmak zorundasınızdır, bu da hiç kolay de- ğildir. - Sinema yapmakta direniyorsunuz... Evet, sinemada kararlı ve ısrarlıyım. Va işimi adam gibi yapanm ya da bavulumu toplayıp ta- tile çıkanm. Işimi yanm vapmak tansa yatıp din- lenmeyi ve hiçbir şey yapmamayı tercih ederim. "Maverick "in çekimleri sırasmda sete koşa koşa gjdiyordum. Çok eğleniyorduk. - Şûndiden başanlı bir kariyere sahip oldunuz. Bu arada bazı hatalannız da oldu. Bilmiyorum. Herkes gibi benim de yaşamı- mda çok uç noktalar oldu. Ama ben hep yıldız olarak değil, oyuncu olarak iyi bir kariyer yap- maya çalıştım. Yılda bir filmde rol aldım ve bu rollen titizlikle seçtim. - tkiOscar sahibi olmak nasıl bir duygu? Oscarlann; oynadığımfilmlerçok iyi iş yaptığı için değil, ben çok iyi bir oyunculuk çıkardığım için verilmiş otmasını isterdim. Bence en önemli- si şu sözleri söyleyebilmektir "Bu filmde oyna- mayı seçtim, çünkü bufilmigerçekten çok seviyo- rum. İnsanların bufilmibeğeneceğini ve iyi iş ya- pacağını düşündüğüm için değil, yalntzca bu film- de oynamak istediğim için ovnuyorum." - Bu rckabet ortamında, hiç "en iyi" oimayı du- şündünüz mü? Hayır. En iyi olmak gibi bir iddiam yok. Ama, bu filmde ben oynamasaydım, başka bir oyun- cuyla çok daha farklı bir sonuç çıkardı ortaya. Kadın oyuncular arasında gerçekten büyük bir rekabet ortamı var, çünkü kadınlann erkek oyuncular kadar seçrne şansı yok. - Yönetmen olarak yeni projeleriniz var mı? "Kücük Adam Tate" tarzında bir film daha çekeceğim. Bufilmde onun gibi yalın, duygular- dan söz eden bir aile filmi olacak. Oyuncu ola- rak da şu sıralarda Midıael Apted'in çevirdiği filmde Uam Neeson'la birlikte başrolü paylaşı- yorum. Bu filmde hayatı boyunca ormanlarda yaşamış vahşı bir kadını canlandınyorum. Çe- kımier bitmek üzere. - Jean Seberg'in yaşamı üzerine çalıştığııuz proje ne durumda? Bunu ılendegöreceksıniz. - Sizin çok zeki ve kültürlü biri olduğunuz söyle- niyor... Böyle olduğumu sarunıyorum. Diğerlerinden daha zeki değilim. Aslında hayatta yapmayı bil- digim iki şey van Fransızca konuşmak ve bir basketbol topunu tek parmağımın üzerinde döndürebilmek. - özel yaşamfiuzdan fazla söz etmiyorsumtz... Ben de herkes gjbi yaşıyorum. 29 yıldır sine- mayla uğraşıyorum, belki de bu yüzden özel ha- yatımda anlatacak çok fazla şey yok. Blııes, reggae ve world music etkinlikleri Kultür Servisi - önceki yıl Deep Purple'ın efsanevi solisti Ian Gillan'ı Türkiye'ye getiren Major Müzik Organizasyon ile Cemal Reşit Rey Konser Sa- kmu'nun ışbirliğiyle 1994-1995 sezonunda gerçekleştirilecek olan Blues, Reggae ve VVorld Music etkinlikleri belli oldu. Konserler, 17 ekimde Hol- landalı 'blues'cu Hans Thees- sink ve topluluğu Blue Groove üe başlıyor. Ikınci olarak 27 ekimde VViIko Johnson bir konser verecek. Dr. Feelgood'- un eski gitarcısı olan Johnson'a bas gitarda adı İngiltere'nin en büyük basçılan arasında sayı- lan Norman Watt-Roy, davuJ- da ise Salvatore Ramundo eşlik edecek. Ingiliz 'rhythm & blues'unun en önemli temsikilerinden olan Wilko Johnson'ın ardından, yi- ne 'blues rock'ın en önemli gita- ristlerinden Amerikab Duke RobtHard, 21 kasımda izleyici karşısına çıkıyor. Konserler, 2 Ocak 1995 tari- hinde konser verecek olan 'reg- gae'nin babası ve Bob Marley, Peter Tosh gibi isimlerin ustası olarak anılan Desmond Dek- kerilesürüyor. Major Müzik Organizasyon ile Cemal Reşit Rey Konser Sa- lonu'nun Blues, Reggae ve VVorld Music dizi konserlerin- de yer alacak beşinci sanatçı, 60'lann soul ve 'rhythm & blu- es' devi Geno Wasbington. Ja- mes Brown'ın çağdaşı Was- hington, ticarileşmemış safkan soul ve rhythm & blues müzi- ğiyle Istanbullu müzikseverlere seslenecek. Bu konserin ardmdan 24 ni- sanda bu kez Afrika'nın küçük ülkesi Sierra Leone'den Kmg Masco konuk olacak İstan- bul'a. On kişilik topluluğuyla sahneye çıkacak olan sanatçı World Music türünün en yete- nekli isimlerinden. Dizi konserler, bu yıl 7. Ulus- lararası Yapı Kredi Gençlik Festivali'nde izleyicilere unu- tulmaz anlar yaşatan Otis Graod'ın konseriyle sona ere- cek. Sanatçı, 18 Mayıs 1995 ta- rihindeki konserini eylül ayında çıkacak yeni albümünün tanı- tım turnesi çerçevesinde gerçek- leştirecek. Van Gogh'un keııcli portreleri sergüeniyor Kûltür Senisi • Van Gogh'- un ilk yapıtlan arasında bulu- nan kendi portrelerinden olu- şan bir koleksiyon, Amster- dam'daki Van Gogh Müzesi'- nde sergileniyor. Kendı portrelerinin yanı sıra ressamın başyapıtlannın da müzede sergilenmesi, ilk resim- lerinin yetersizliğini belirgin bir biçimde gözler önüne seriyor. Sanatçının sergilenen başyapıt- lan arasında kobalt mavisi gök- yüzünün altında Arles'teki evi- ni, evin yatak odasını, Saintes- Maries'teki plajda kayıklan resmettiği yapıtlan bulunuyor. Van Gogh. hemen hepsi mü- zenin kendi koleksiyonunda yer alan 20 kadar portresini 1886-88 \illan arasında Paris'te Van Gogh'un kendi portresi. yaptı. Sanatçının Felemenk köylülerini konu eden resimkri yumuşak, ama duygusalbktan uzak bir gerçekçilik geliştirmesi açısından son derece önemli. Daha sonra Paris'e gjden Van Gogh, modernizme tam ortadan daldı. 19. yüzyılın önemliressamlanPissarro, Ga- uguin, Lautrec, Bernard ve Se- urat üe temas eden Van Gogh'- un kullandığı toprak rengi, Fransız sanatçılann rağbet etti- ği kübizm ile fütürizmi içine alanresimekolünün temel ilke- leriyle çarpışü. Kendi yurdun- daki yeldeğirmenlerinden yola çıkarak Monmartre'daki yelde- ğirmenlerini neşeli bir biçimde resmetti. Van Gogh, her zamanki sert- liğiyle yolunu seçmiş olarak bi- çemci bir Iabirente doğru iler- lerken, düzenli bir gelişme izle- medi. Kendi portreleri, karmaşık resimler olmalanna ve ressamın düşünce tarzmı yansıtan belge- ler olarak algılanamamalanna karşın, yıne de "garip bir büyü- sü olan" yapıtlar olarak değer- lendiriliyor. Sanatçının, 1888 yılmda Pa- ris'ten aynlmadan önce yaptığı portresi, kendi portreleri içinde "en iyi" olarak niteleniyor. Kendini, elinde sımsıkı tuttuğu paletleresmettiğive yeni kazan- maya başladığı özgüveni göste- ren bu yapıt, çıraklık dönemi- nin sona erdiğinin birgöstergesi olarak kabul ediliyor. \ Sayın D. Fikri Sağlar, Kültur Bakanı Sayın Hikmet Çetin. Dışişleri Bakanı Dışişleri Bakanlığı Kultür Işleri Gcnel Müdürlüğü Sayın Hayri Kozakçıo^lu, İstanbul Valisi Sayın Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanı "***•"" Türk Hava Yollan A.O. Diet Coca-Cola Garanti Bankası A.Ş. Fransız Kultür Merkezi İstanbul Kultür ve Sanat Vakfı Yönetim Kurulu, 1. Uluslararası İstanbul Caz Festivalî'nîn gerçekleştîrÜmesîne katkıda bulunan tüm Bakanlık, kunını ve kişîlere teşekkür eder. The Marmara-Istanbul Microsoft OyakSigorta YurdaerAcar Seza Alündağ ve Ekibi American Friends of Turkey Air France AKS TV A.Ş. Alitalia Alunçizme FJektronik Billboardla Tanıtım Ajansı Ltd. Şti. British Ainvays Cine 5 Cumhuriyet Gazetesi EmekTurizm EnergyFM Bülent Erkmen Muvaffak Falay ~ Gnıp 4 Securitas Hürriyet Gazetesi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Şehir Tiyatrolan Müdürlüğü İstanbul Kultür ve Sanat Vakfı Çalışanlan İstanbul ZiIIeri Mahmut Karaman ve Ekibi Esen Karol KissFM CemilKoral Lever A.Ş. Mas Matbaacılık A.Ş. Metropol FM Milliyet Gazetesi --c <• Muneray Ofset KoU. Şti. Number One FM Osmanlı Bankası A.Ş. Power FM Radyo Club Radyo Foreks Young & Rubicam / Reklamevi Çalışanlan SAAB Türkiye Distribütörü - Genoto Sabah Gazetesi ^ Sekiz Rattan Mobilya Okay Temiz Tiyatro Tiyatro Dergisi Yapı ve Kredi Bankası A.Ş. İKSVayrtca festivale katılan tüm sanatçı ve '• topluluklara, basın, radyo ve TV mensuplartna, Festival süresince çahşan gençlere ve tüm etneği geçenler ile desteklerini esirgemeyen sanatsever izteyicUerimize candan teşekkür eder. ALIMTLAR TAHSEV YUCEL Sml Toplum. Sözcüklerin kendi başına hiçbir gücü yoktur. Ama bazı bazı bir yazıda, bir konuşmada, sıradan bir sözcük çıkar karşınıza, birden kapalı bir kapıyı aralayıverdiğini du- yarsınız. Ne denli sıradan olursa olsun, sizin için anah- tara dönüşmüş bir sözcüktür artık. Bir de maymuncuk sözcükler vardır; yeteneksiz düşüniirün, sokak poiitika- cısının, savsöz hastasının ağzında ya da kalemınde yi- nelenip durur. O da kapalı kapıları açmak, karmaşığa düzen getirme savındadır. Ama ötekı ozanın ve düşünü- rün dilinde bir aydınlatma öğesi olurken, o yinelendikçe kapatır ve karıştırır. örnek mi istiyorsunuz? Işte şu son yıllarda kimi yazarların dilinden düşürmediği "sivil top- lum" sözü. Sivil toplum aşağı, sivil toplum yukarı! Her kapıyı bu terimle açmaya, her olguyu bu terimle açıkla- maya çalışıyorlar, ama kapatıp karıştırıyorlar yalnızca; daha da kötüsü, saptırıyorlar. Biri çıkıyor, Atatürk yöne- timinin sivil toplumu güçlendirir korkusuyla özel serma- ye birikimine engel olduğunu söylüyor; bir başkası çıkı- yor, "Dini cemaatler sivil toplumun yapı taşlarıdır" diye kesip atıyor; daha bir başkası, "Şeriat hukuku sivil alan- dır"dediktensonra, laikliği, "Müslümancemaat'inye- ralbna çekilmesine yol açan etken olarak sivil toplumun baş düşmanı diye gösteriyor; daha bir başkası güçlü işa- damlarının dernekler kurup örgütlenmelerını sivil toplu- mun gefişmesi yolunda önemli bir adım diye alkışlar- ken, işçi sendikalannı sivil toplum kurumları saymanın zor olduğunu vurguluyor; daha bir başkası da kavramı başlı başına bir düşünce dizgısine donüştürerek dönüş- süz yargısını bildiriyor: "Sivil toplum Atatürkçu duşün- ceyle bağdaşmaz!" Kısacası, laikliğin, çağdaşlığın, öz- gürlükçüiüğün.halkçılığınkarşısındanevarsa, hepsi "si- vil"; dinselin siyasala egemenlığı, zenginlıklenn belirli ayrıcalıklı kişiler elinde toplanması, ınsanın insanı sö- mürmesi sivil; sendika kurup emeği savunmak, bılimsel düşünceyi öne çıkarmak, ülke zenginliklerini ona buna peşkeş çekmemek "resmi"; eşitlik, özgürlük resmi. Daha da kısası, Atatürk yönetimiyle ne geldiyse hepsi "resmi", yani kötü; Osmanh'dan ne kaldıysa ya da ne alınabilirse, hepsi "sivil", yanı "iyi." Nerdeyse koca Türk Silahlı Kuvvetleri'ni mehteran bölükleri biçiminde örgütleyerek çözecekler sorunu. İyi, güzel de dillerinden düşürmedikleri yabancı söz- cük bütün bu yorumîara izin verir mi dersiniz? Buyurun, onlar gibi John Ahmet kuramlarına girişmektense, söz- cüğün alındığı dilin güvenilir bir söziüğüne bakafım: Fransızcada "uygarlık" (civilisation) kavramının da kö- keninde bulunan "c/w/"sıfatı. yurttaşlıkla ilgilidır "Code civil", bizim "yurttaşlık yasası" dedığımiz yasalar bütü- nüdür; "sivil toplum" denıldiği zaman da Fransız; dü- zenli, örgütlü, dolayısıyla askerı de, polisi de kapsamı içine alan birtoplumuanlar. Buna karşılık, XX yüzyılın sonuna yaklaştığımız şu günlerde dinsel toplulukları si- vil toplum olarak niteleyenlere inat, "sivil" kesinlikle "dinsel"\n karşıtıdır. Örneğin Fransızların "sivil evlen- me"dedikleri şey, bizim "resminikah"adını verdığimiz din dışı evlenmedir. Laiklik de "Sivil toplumu dinsel top- lumdan ayırma ilkesi" diye tanımlanır. Peki, birtakım insanlar kavramları neden böyle göz göre göre tersineçevirıyorlar ki? Her türlü "ideoloji'ye karşıymış gibi görünmelerine karşın, kendi ideolojileri- ni; yabanıl, acımasız kapitalızmi egemen kılmak, önün- deki her türlü uygar ve insancıl değerı yıkmak, kapitaliz- min orman yasaları gibi ışlemesını sağlamak için. Bu açıdan bakılınca, bu kışilerin kullandığı biçimiyle sözcü- ğe en yakışan anlam. Türk argosunda kazandığı anlam, yani "çıplak?" Ne de olsa kuramlarınm kökeninde birilerinin takun- yaları var. Aslantepe Höyüğû'nde kazı MALATYA (A.<V) - Malatya'nın Orduzu > öresındekı Aslantepe Höyüğû'nde kaa çalışmalanna başlandı. Roma Üniversitesi arkeologlanndan Prof. Dr. Mercelle Frangipane. Roma dönemine ait tarihi eserlerin bulunduğu Aslantepe Höyüğü'nün çok eskı tanhe da>andığını. MÖ 4500 yılına kadar uzanan höyükte, 27 kultür katının bulunduğunu bildirdi. Prof. Dr. Frangipane. Aslantepe Höyüğü'nde 1961 yılından bu yana kazı yapıldığını, gev -en yıl. MÖ 3200 v ılına aıt tapınak ve saray kalınüsmın gün ışığına çıkanldığını belirterek. "Aslantepe Höyüğü, Yukan Mezopotamya'nın önemli yerleşinı alanlanndan biridir. Buradaki tapınağı. bu > ıl tamamen gün yüzünepkaracağız. 8 ağusıosta başlatacağımız kazı çalışmalan 2 ay surecek" dedi. "Yeni Biçem" ve "Dönya Kitap" Kûltür Servisi-Bursa'dayayımlananve\a\ınyönetmenliği'ni Ramis Dara"nın yapüğı "Yeni Biçem" dergisinde. Fethı Naci'nın "Edebiyatımızda Ölçüt Sorunu" ile Ali Cengızkan'ın "Can Yücefin Şiın: Anlatılabilmenin Şiiri" başlıklı vazılan dikkati çekıyor. Dergide aynca Ahmet Okta>. Hayati Baki. Gültekin Emre, Metin Cengiz. Ayten Mutlu. Nuri Demirci. Hilmi Haşal. Mete Özel. Muzaffer Kale ve Ahmet Bahçe\ an şürleriyle. Ali Aksoy. Mustafa Durak. Tuğrul Ası Balkar ve Ramis Dara deneme ve incelemeleri>le. A. Ece Arar da bir öyküsüyleyeralıyor. "Dünya Kıtap"ta da. FarukŞüvun'un. "Yaşar Kemal'den Ekolojıİc Roman"' başlığıyla yaumlanan ve yazann "Bir Ada Hikayesi" adıyla yazmakta olduğu jenı rpmanının gelişim ev resini anlattığı söyleşısi >er ah> or. Özdemir İnce'nin devlet-birey ilişkısıni konu aldığı "Suçumun Suçunun Suçunun Suçu" adlı denemesı de bir başka ılgınç yazı. Dergide aynca, M. Mahzun Doğan. Hüseyin Yurttaş ve Irfan Külyutmaz'ın yazılan ile kitap tanıtım bölümleri de\eralı\or. Birim Bozok'unresimlerl The Marmara'da Kultür Senisi -The Marmara İstanbul. ikı hafta süreyle Birim Bozok"un resim sergisineev sahıpliği vapacak. The Marmara İstanbul Opera Koridoru'ndaki resim sergisi 22 Ağustos 1994 Pazartesi gününe kadar sanatse\erlerin ziyaretine açık kalacak. MimarSinan Üniversitesi Bedri Rahmi Evuboğlu Atölyesi'nden I971yılındamezunolan Binm Bozok.daha sonra Madrid Güzel Sanatlar Akademisi'nde gravür baskı öğrenimi gördü. Bugüne kadar yurtiçi \e > urtdışında birçok sergi açan sanatçı, başta Milano Modigliani ödülü olmak üzere birçok ödül kazandı. Bayreuth Şehir Müzesi. Varşova Çağdaş Müzesi gibi kuruluşlann koleksiyonlannda eseri bulunan Bozok'un biryapıtı da Başbakan Tansu Çiller'in özel koleksiyonunda yer alıyor. Resimlerinde konu aldığı doğa> ı. romantik, pastoral veekspresyonist biryorumla tuvaleaktaran Birim Bozok sanat dünyasında, perspektıften uzak kendi biçemi ve renkleriyle tanınıvor. İlhan İpem'in yeni kitabı Kûltür Servisi - İlhan İrem'indördüncü kitabı "Delirium". eylülün ilk haftasında'"Mephisto">ayınlanndan çıkıyor. Kitap. sanatçının 1992 yılından bu yana vazdığı denemelerden oluşuyor. 80'li yıllarda su yüzüne çıkıp. 90'larda yaşam şeklıne dönüşen toplumsal kirlenmenin, sanatçının gözüyle dışavurumu olan "Delirium". biranlamda da İlhan İrem'in son müzik yapıtı "Koridofdakı soyut anlatımın yer yer somutlaşarak yazıya dökülüşü. İrem'in daha önceki yıllarda yayımlanan kitaplan: "Pencere... Köprü... VeÖtesi..." (Öykü/1985) İmge Yayınevi, "Uzaklarda Biri Var" (Denemeler/1987) Yaprak Yayınlan. "Katastrof' (Şiirler 1990) Yaprak Yayınlan. "Delirium"dan sonra, bu üç kitap da tek kitap olarak yayımlanacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle