Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA
CUMHURİYET
HABERLER
28 AĞUSTOS 19Ö4 PAZAR
Konur Ertop
Solda birlik
Destaaal Hüsnü Dağ-
larca'nın yapı-
tlan arasında
Kurtuluş Sa-
vaşımızı konu
edinenler geniş
yer tutar. Başka uluslann
verdığı bağımsızlık savaş-
lanyla ilgili Cezayir Türküsü,
Vietnam Savaşımız gibi yapı-
tlann da sahibı olan ozanın
Kurtuluş Savaşı dizisinde
başhca şu yapıtİar yer alır:
Üç Şefaitler DesUnı (1948),
Samsun'dan Ankara'ya
(1951), İnönüJer (1951). Deli-
ce Böcek (1969), Yedi Me-
metler (1964), 19 Mayıs Des-
tanı (1969). Sakarya Kıyılan
(1973), 30 Ağustos (1973),
Izmir YoUannda (1973), Çu-
kurova Koçaklaması (1979),
Bir Elde Yaşamak (1979),
Türk İstanbul (1979). Ozanın
"Yeni Türkiye'nin önsözü-
dür" diye nitelediğı Çanak-
kak Destanı (1965) ile genış
bir toplam oluşturan Ata-
türk şiirleri de aynı temayı ış-
lemektedir.
Dağlarca'nın Kurtuluş Sa-
vaşı destanlannın tarihsel
olaylan ancak bir yanını
oluşturur. Zaman zaman,
konuya maddeyle ve akılla
açıklanması mümkün olma-
yacak bir gizem eşlık eder.
Yazılışı 30 yıb bulan dızinın
içeriğinde toplumsal sorun
gıttikçe daha yoğun yer tut-
muştur.
Nazmı Hikmet'ten Cahit
Külebi'ye kadar uzanan Kur-
tuluş Savaşı destanlan arası-
nda eskı destan geleneğine en
çok yaklaşan onunkıdır.
Gelenekte olduğu gibı bu-
rada da doğa çok geniş yer
tutar. Gene gelenekte olduğu
gibı olağanüstü durumlarla,
olaylarla karşılaşınz. Kartal-
lardan böceğe, dağlardan
akarsulara genişleyen bir do-
ğal çevre canlandınlır. Bu
varlıklar konuşur, hareket
eder, Kurtuluş Savaşı içinde-
ki yerlerini alırlar.
Örneğin, Allahuekber
Dağlan sabah namazına du-
rur. Bir yerden ötekine gidep
dağlar görürüz: Savaş alanı-
na dün gece var olmayan
dağlann gelip yerleştiği göz-
lenir. Er Osman, arkadaşına
neler olup bıttığıni sorar. Er
Teymur dağın yüriiyerek,
koşarak, türkü türkü uçarak
ovaya konduğunu anlatır.
Pekı nıçin gelmiştir? Osman
açıklar: "Yurdum konınsun
diye göğsünü siper etmeye
koşmuştur..."
Bir kartal ailesi, Çukuro-
va'daki savaşı izler. Hep bir-
likte Kurtuluş savaşçılannı
desteklerler... Atlar, binicı-
leriyle birlikte göreve koşar-
lar: Şube Reısı halkı toplayıp
askerlığin herkese farz oldu-
ğunu anlatır. Ahmet süvan
yazılınca atı da aynı yere düş-
mek için Tann'ya yakanr.
duası kabul edilir. Erzurum"-
dan yola çıkan bir böcek, bü-
tün yurdu geçerek îzmir'e
ulaşmaya çalışır.
Cephelerde olağanüstü
olaylar yaşanır. Şehit olan
Uzun Ismail'in dirilip arka-
daşlannın yardımına koştu-
ğu anlatılır:
Ismail şehit olmuştur. Sa-
vaş sürmekte, Ismail'in arka-
daşlan ateş etmektedir. Bir er
arkasında bir gölge, bir hak
nuru fark eder. Dönüp bakar
ki İsmail ikinci kez şehit olup
yere düşmektedir. Ardını ke-
sen düşmanı öldürerek arka-
daşını kurtarmıştır.
DeM Memet, öldüğünü
belli etmez. Ölürse manganın
bozulacağım düşünür. Göğ-
sünde iki delik olduğu halde
kanı akmasın diye direnir.
Arkadaşlan sonradan öldü-
rücü yaralanrun kansız oldu-
ğunu gözlerler.
Dağlarca halk inanışının
ve halk edebiyatının şehitler-
le ilgili söylencelerini sık sık
konu edinir. Şehitler ölümsüzdür,
k
• ^^^B^ ^^^^*> ^^^^r «fl^k ^^^^k ^^^^^r ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^
Dağlarca
A/ağlarca'nın
Kurtuluş Savaşı
destanlannın
tarihselolaylan
ancak bir yanını
oluşturur. Zaman
zaman, konuya
maddeyle ve akılla
açıklanması
mümkün
olmayacakbir
gizem eşlik eder.
Yazılışı 30 yılı
bulan dizinin
içeriğinde
toplumsal sorun
gittikçedaha
yoğunyer
tutmuştur.
•
ismail şehit
olmuştur. Savaş
sürmekte, İsmail'in
arkadaşlan ateş
etmektedir. Bir er
arkaSinda bİr gÖlge, Çiğil Tepe^nlerindekı çarp^
hir halr nıırıı fark şmalar. Çukurova'daki dıre-
Dir ndK nuru idrK n i ş h a r e k e t i k a y n a k
] a r a d a
-
eder. DÖnÜD bakar vanılarak işlenmiştir.
. . i -1 -1 • -1 Imparatorluğun çöküş ne-
Kl İ s m a i l lKinCl KeZ deni araştınlırken soğukkanlı
şehit olup yere
düşmektedir.
Ardını kesen
düşmanı öldürerek
arkadaşını
kurtarmıştır.
hakkma doğru geliştiğine işa-
ret eder. Şarn'da, Çanakka-
le'de O'nun yanında bulu-
nanlar yeniden cepheye, O'-
nun yanına koşmuşlardır. O,
savaşçılanrun düşlerine girip
'Zafer ırak değü" diye güven-
ce verir. Onlann kalpaklan
dağlarla büyüyüp parlar.
Elif mermi taşıdığı kağnısı-
na onun adını vermiştir;
öküzleriyle kardeş gibidir.
Yaşlı, zayıf kocabaş çamura
yığılıp kalınca Elifçik O'nun
kağnısını yolda bırakmamak
için sankızın yanına kendi
koşulur, düşmanın üzerine
yürür. O'nun kartalı O'nu
Çamhberde görmüş, gönül
vermişür. Bu kartal, zaferin
müjdecisidir. O'nun bindiği
günden sonra O'nun atı kim-
seyi almaz sırtına. Kıtlık yü-
zünden bozkıra salındıktan
sonra da alayı bir kurşun
atımı uzaktan izler. Çetin bir
çarpışmada süvari alayı çe-
kilme emri alınca bu al at, hü-
cum dörtnalında alayı sürük-
leyip yengıye götürür. Zafer-
den sonra çok aranır, buluna-
maz. Kimı 'Göğün ötesine uç-
muş', kimi 'Yatır olmuş' der.
Ufuklarda ondan bir panltı
sürüp gitmektedir; bazı gün-
ler akşam yoklamasında Baü
ufkunun maviliğiru bir
kınrnayla, bir yelle, bir şaha-
detle aydınlatır...
Destanın birbırinı bütünle-
yen halkalan tarihsel olaylan
yer yer aynnülanyla yansıür.
Söyİev'den sık sık abntılar
yapılır. Üç Şehitler Tepesi,
Tabanınhedefi
Ânkara'dabirlik
kurultayı
•Solda bütünleşmeyi sağlamak üzere çahşan plat-
formlar,birliklervegruplarekimayındaAnkara'da
birlik kurultayı toplamak için kollan sıvadı.
MERİH AK
Inönü
Dolaylannda
Mııstafa Kemal
-Ben, Smısun 'da buldurn onu,
birkuşhik vakti,
Koçaman oldugünüm, gekfi
amk köyûm dar.
GüHimserdidenizdenfazlo.
Susardı deniz kadar.
-Ben Sıvas ta buidıım onu, befki
binyaşmdaydı,
Eriyorgibiydibir karmİık ta
yüzü.
Ankmasangamli derdin,
Ta derinkrden yanardı günâüzü.
"Ben Erzurum 'da bultium onu,
böyîe birgeceydi,
Oldubirdenbıreyaşamam,
gülmem hakstz.
Daratmışgönliânde ben de
düştütrtpeşitıe,
Bir açıkhğt vardıherkese, uçsuz
bucaksız*
-Ben Ankara da buidtan onu,
yirnüyaşmdaydı zaar
Yapmakla,görmekle
döldurmuştu her yeri.
Haia nereyegiısem benim
gücüm, benim bakışım,
Etteri vegözieri.
Üç Şehitler
"1945 'teydik, şitndi rahmetti olan Rtza Vuruşkan adh bir arkadaşm, bana bir 'htyu~
de'dergisi verdi. Biliyorsunuz, askerükle ilgili dergiler vardır. Dedi ki Rıza Vuruşkan:
'Ben yedekmhay oktduada oğretmenken bu dergideki Üç Şekhter incekmesm oğ-
reneüere okudum, ağladıtar; şurmyaz, rica ederim.'
Dergiyi okudum, kurgusu şimşek gibi dûşüncemde parlaât hemen. Arada bir, beJki
eüikez okudum. Sirgün, karaktşın bütünyollan kestiğibirgün, odamda ÜçŞeİâtkr'i
yazmaya koyıddum; hiç dışarı çıkmadan yedi günde yapıtımı tamamladun, yan~
ınlandı. NaruBok Ataç baştaofmak ûzere, Öyle sevildiki ben bik şaşiım. 'Btauat kökeni
ne' diye sordutn kendi kendime: Aikmizde bütün erkekkrm asker otuşu, babarmn ba-
basının -fa/îo müzede buhtrtan- ta Yeniçerİ ağastna kadar dayanan bir geçmişimain
bubomast; o tarihte m dört rdsubayltk yapnıış olmam, belkideiik kitabandakiGeee
şîiri,. kimbilir neler, beni 'üç Şetâiler'e haztrlanuştv. Sonra arkadaşiarımm sürekli
yüreklendirmeleriyk 'Bağımnzkk Savttşı'm, ekler'miyazdm. Yakm larihirnizdeyaza-
madığım birkaç konu kaMı~ Yaşayabilirsem onları da yazmak isterim."
o u edinir. Şehitler ölümsüzdür,
geride kalanlan korumayı sürdürür-
ler:
Şehitlerden gazilere mutluluk
yansır.
Şehitlerden oluşan bir ordu, bütün
savaş alanlannı dolaşır.
Savaşanlar şehitlerden yardım gö-
receklerine inanırlar. Çiğiltepe'yi al-
maya çahşan erler, şehitlerin birbirle-
rine eklenmesiyle yüz adımlık, bin
adımlık mesafeyi aşacaklannı düşü-
nürler.
Tarihsel kişiler, eski kahramanlar
da onlara yardım elini uzatır. Barba-
ros Hayrettin Paşa bütün leventleriy-
le birlikte. çürük Bandırma gemisin-
de yolculuk eden Paşa kardeşi Mus-
tafa Kemal'in yardımına koşar!...
Asker ocağmdan yetişen ozan, ya-
kından tanıdığı Mehmetçiği, halicın
inandığı gibi canlandınr: Çoğu yalı-
nayak, çoğu süahsız savaşçılar bayı-
nn ayazında, düşmanın mermilerine
karşı kendilerini aptes ahr gibi du-
yumsarlar... Birellerinde Mushaf tu-
tarlar, bir ellerinde
gökyüzünü...
Ancak bu kahra-
manlann geçmişteki
benzerlerinden bir
farkı da vardır: Ka-
dere bağlanıp boyun
eğmezler, alınyaası-
na değil istence
inanırlar: "Hayır
alımazısı tanunıyo-
nız. / O, eUerimizde-
dir" derler.
İnsan ve onun yapıcı gücü değer-
lendirilir: Bu insanlar vatan toprağı-
na elleriyle yalnız tohumu değil vakti
değil, eceli değil insanı ekmişlerdir.
İnsan tükenmez! İnsanda, insan
takatini aşan bir şey vardır. Savaşı
da silah değil insan kazanır.
Cephelerdeki insanlar gözüpek
oluşlanyla tanımlanır: Topçu ateşi
altında havadan toz, duman kelle
bacak vağarken "Biz daha ilerdeyiz,
ölüm blze ne yapacak!" diyebılirler.
Verilen topyekûn bir savaştır. Bu
lif mermi taşıdığı kağnısına onun
adım vermiştir; öküzleriyle kardeş
gibidir. Yaşlı, zayıf kocabaş
çamura yığılıp kalınca Elifçik
O'nun kağnısını yolda bırakmamak için
sankızın yanına İcendi koşulur, düşmanın
üzerine yürür.
savaşa katılmış olanlar "Sejhanın iş-
çisi / Ceyhanın işçisi / bütün portakal-
lann / bütün pamuklarm işçisi"
köylülerdir. Köylü savaşçılardan
biri. dağlan tepeleri koyun gibi önü-
ne katmış îzmir'e süren bir çoban
gibi düşünür kendini. Kadın-erkek
bağımsızlık yolunda el ele vermiştir:
Yurtseverliğin ne erkeğe ne kadına
özgü olduğunu, yürek işi olduğunu
bilirler.
Parçalan birleştiren, itici gücü ve-
ren ise Mustafa Kemal'dir: "Bir göz
vardı üstümüzde gök-
krden, / Mustafa Ke-
mal gibi / ...Hepimiz,
bepimiz. / Mustafa
Kemal gibi."
Cephelerde köylü
savaşçılar, özverili,
gözüpek subaylar
kaynaşır. Ülkelerini
bağımsızlığa adım
adım yaklaştınrken
gazi ya da şehit olur-
lar. Mustafa Kemal'i
onlann gözüyle görürüz. Çevresinde
eski kahramanlar gibi söylenceler
oluşmuştur: Tarladan geçerken ona
su veren şehit yavrusu artık O'nun
oğlu diye tanırur. Düşman namlu-
lanna karşı bu onuru sürdürür ve
ölümün üzerine yürümekten kaçı-
nmaz. O'nun yanında bulunanlar ye-
niden cepheye, O'nun suskun kılıcı
konuşunca, "tnsan esirliği memleket-
kre sığmaz, millet esirliği yeryüzûne"
diye konuşur. O'nun sancaktan
çağın insan kuvvetinden insan
bir özeleştiriye gırişilir: Çö-
küşümüz düşmanın gücün-
den değil, bizim şahane uyku-
muzdan, ahretçı yalnızlıgımı-
zdandır.
Söz sık sık yurt sevgisine
getınlir Yeryüzü kendi ha-
linde bir toprak, yurt ise üs-
tünde var olduğumuz, ta dev
atalardan beri. ta dev çocuk-
lara dek ekmeğimiz, tuzu-
muzdur.
Özgürlük, bağımsızlık gibi
değerler ele alınır Hürriyet,
ırade, vefa, cesaret insanoğlu-
nu ölümsüzlüğe ulaştıran de-
ğerlerdir. Memleket dev bir
gövdedir, binbir başıyla 'Ya
ölüm ya istiklal' diye haykınr.
'Vatan dağlanndan yükselen
sesler hür obnadıktan sonra
olü ne diri ne' diye yankılanır.
İnsan esirliği memleketlere
sağmaz, millet esirliği yeryü-
züne!..
Bütün bu değerleri koru-
ma, onlara yeniden sahip
olma yolunda girişilen sa-
vaşın temeli ulusal bilinçtir:
Adana'da Fransızlann
kıyıma başlaması buradaki
ulusal bilinci uyandırmıştır.
Kırk bin İcöyden oğlu,
anası, dedesi, kızı sömürgen-
lere karşı direnmeye baş-
lamıştır. Kapkaranlık uyku-
dan sonra ulusal bilinç
kıpkırmızı aydmlatmaktadır
yurdu.
Dış sömürgenlerin saldın-
lanna yurt içinde destek ve-
renler, onlarla işbirliği yapan
çevreler, iç ayaklanmalar da
görülmemiş değildir. Korkak
düşman üç beş soysuzu al-
datmıştır. Kardeştir bunlar
ama düşmandan çirkindir.
Öldürmesi sevaptır vurması
günah. Bir nefeste silinip sü-
pürülürler. Hak bizdedir
çünkü, bayrak bizdedir.
Savaşın topyekûn niteliği
her fırsatta göz önüne serilir
Gönül birliği edip bir araya
toplananlann hepsi birbirin-
den yiğittir; kaya, öküz, oğul,
at, kız, torun, dana birbirin-
den ayırt edilmez. Taşın zoru
toprağm içindeki fer, döküle
döküle sökün eden bulut, do-
lana dolana gelen Felek elbir-
İZMİR- Solda birlıği
sağlamak amacıyla ceşitli
illerdeki platform ve
kuruluşlann ortak eşgüdüm
komitesi kurma girişimleri
başladı. Platformlar, birlikler
ve gruplarekim ayında
Ânkara'da, solda birlik
kurultayı toplamaya çalışıyor.
Izmir'de Demokrasi
Gönüllüleri'nin diğer illerden
de katılımla gerçekleştirdiği
toplantıda çabalann, üç partiyi
birleştirmeyi aştığı, tabanda
birliği sağlama yönünde
yoğunlaştığı vurgulandı. Bedri
Baykam. demokrasının, ülke
düşmanlanna "yeşü ışık"
yakılması bıçıminde
algılanamayacağını söyledi.
İzmir Demokrasi Gönüllülen
tarafından düzenlenen 26
Ağustos ve Yurttaslık Bilinci
konulu panelde solda birlik.
Türkiye'nin sosyal durumu ve
solun ışlevi tartışıldı İstanbuJ
Taban Operasyonu'ndan
Baykam, İzmir Demokrasi
Gönüllüleri'nden Yazar
Hidayet Karakuş, Bahkesır
Demokrasi İçin Solda Birlik
Platformu'ndan Mehmet Kaya.
İstanbul Taban Hareketf nden
Seyit Mehmet İnan.
Ankara'dakı oluşumlan
temsilen Ömer Ödemiş.
İzmir'dekı Solda Birlik
Komıtesı'nden Zuhal Taşezen
toplantıda konuşmacı olarak
göriişlerini dile getırdıler.
Ressam Baykam,
konuşmasının başında
platformun gerçekleşürdiği
_ çalışmalardansözetti. "21.
yüzv ıla 5 kala Tûrkiye
Cumhuriyeti çok büyük bir
komplo ile karşı karşıyadır"
diyen Baykam, sözlenni şöyle
sürdürdü: "Atatürk'ün büyûk
de\ rünlerinin y arattığı çağdaş
hedefler doğrultusunda emin
adımlarla ilerle\en ve birhukuk
devleti olan cumburi\etimizi
içine sindireme\en yobazların,
demokrasiyi ortadan kaldırmak
için giriştikleri sinsi eylemler,
1946 v ılından itibaren daha
örgütİü daha küstahça kendini
göstermeye başlamıştır.
1980'den sonarejimdüşmanlan
adım adım palazlandırüdı.
Atatiirkçülükten uzaklaşma
volunda 1980'den sonra verilen
ödünler bugün rejimi >e iç barışı
tehdit eder bir hale geldi..." 163.
maddenın kaldınlmasıyia bazı
çevrelere yeşil ışık yakıldığını,
partı liderlerinin ise Atatürk'e
karşı yapılan saldınlara göz
yummalanyla tarihi bır"gaflet
tablosu çizdikJerini" belırten
Baykam. "demokrasi kelimesiııi
herkesin kendisine göre
yonımlaması, Türkiye'de bir
kaıram kargaşası > ararmıştır.
Demokrasi bazı insanlann iddia
ettiği gibi her şeyin serbest
olduğu bir rejim değildir. Bazı
devletlerin seçtiği u\ gar bir
yönetim tarzıdır. özgür
düşüneeyi kabul etmeyenlerin
demokraside yeri olamaz. Bu
nedenle demokrasi, tiim rejim
düşmanlanna veşil ışık yakmak
ve Tiirki\e'\i bir intihar sürecine
süriiklemek olarak
algılanmajnaİKİır " dedi.
Günes Cürseler:
Kitle partileri çıkar uğruna
tabanlaruıdan ıızaklaşıyor
• Eski SHPGenel Sekreter Yardımcısı Güneş Gürseler.
40 yaşındaki bir insanın siyasi partı lideri olmasının demokra-
sinin gençleştirilmesiyle hiçbir ilgisınin bulunmadığını ileri
sürdü.
çıkar farklılıklanna ve
bölünmelere yol açuğını, bu
bölünmenın de kıtle parülerini
tabanlanndan uzaklaştırdığına
dikkati çeken Güneş Gürseler,
"Halktan uzaklasan secmenin
kitlesel desteğini kaybeden kitle
partileri sadece kendi çıkarlannı
düşünen bir politikacı sınıfınm
menfaat aracı oiarak görülmeye
başlanıvor. Gecmişte AP yüzde
56, CHP yüzde 42 oranında oy
alabilirken. bugün en büyük
partiler jiizde 20"ler dolayında
oy alabiîme} i bü\ ük başarr
sayıyorlar. Bugüne kadar büyük
bir taban hareketliliğinin
\ arattığı sancı ve sıkuıtılarla
politikacıların kendi çıkarlannın
peşinde olduklarını gösteren
yoisuzluklar, partileri günlük
çözüm aray ışlarma, gerçek
sonınu görmezden gelip kolay
çözümler arasına saklanma
çaresizliğine götürdü. Partiler
kendi kimliklerini gizleyip
yaşadıkian sıkıntıları
unuttııracak, arkalanna
saklanabilecekieri, başka
alanlardaki başanlan nedeniyle
toplumda bilinen insanları lider
hatta yerei secimlerde aday
yaptılar. Partililik. partili
kimliği. parti içinde deneyim,
emek hep unutuldu" dedi.
CEMİLCfĞERTM
SAMSUN - "Solda Biriik"
için toplantılannı sürdüren
Anadolu Hareketi'nin Ankara
Oluşumu'nda yer alan eski
SHP Genel Sekreter Yardımcısı
Güneş Gürseler, halktan
uzaklasan secmenin kitlesel
desteğini kaybeden kitle
partilerinin sadece kendi
çıkarlannı düşünen bir
politikacı sınıfının menfaat
aracı olarak görülmeye
başlandığjnı söyledi. Partilerin
kendi kimliklerini gizleyip
arkalanna saklanabilecekieri
bazı insanian lider hatta yerel
secimlerde aday yapmalannı da
eleştiren Gürseler, 40 yaşındaki
bir insanın siyasi parti lideri
olmasının demokrasinin
gençleştirilmesiyle hiçbir
ilgisinin bulunmadığını ileri
sürdü. Anadolu Harekeü'nin
Samsun toplantısına
konuşmacı olarak katılan eski
SHPGenel Sekreter Yardımcısı
Güneş Gürseler, toplantıdan
sonra Cumhuriyet'e
açıklamalarda bulundu.
Günümüzde dünyanın
geçirmekte olduğu hızlı
değişimin secmen tabanında
Petrol calanlar yakalandı
liği yapmıştır
Yakm tarihin bir dilimi ele alınır-
ken eski destanlardan aynlan, olağa-
nüstünün yerine gerçekliği koyan
birçok aynntı da karşımızdadır. Sa-
vaşı destekleyen Anadolu basını
bunlardan biridir: Adana'da çıkan-
lan gazete halkı direnmeye calışır.
Saldırgan bu sesi susturunca yazı To-
roslar'a çıkıp çeteci olur, çarpışanla-
ra el verir, göz verir, ayak verir, yü-
rekleri birbirine ekler, özgürlük olur.
Dağlarca destan türündeki çalış-
malanyla ilgili olarak şu açıklamayı
yapmıştır "Destanlar yazıyorum;
ulusuma kendi bibncini, kendi kişili-
ğini ammsatmak için."
Gelenekten önemli ölçüde besle-
nen Kurtuluş Savaşı destanlan ger-
çekliğe de hak ettiği yeri vermiş ve
yurt sevgisı, özgürlük, bağımsızlık
gibi değerler yeni çaği müjdeleyen bir
görüşle işlenmiştir.
PKK'li 14 terörist
SÜRECEK
• Şırnak, Muş ve Diyarbakır'da sürdürülen
operasyonlarda 14 PKK'li öldürüldü. Adana'nın
Yumurtalık-İncirlik arasında NATO'ya ait petrol
boru hattından petrol çalan 3 kişi yakalandı.
DİYARBAKIR(AA)
-Güvenlik kuvvetlerince
Şırnak, Muş ve Diyarbakır'da
sürdürülen operasyonlarda 14
PKK'li terörist öldürüldü.
Olağanüstü Hal Bölge
Valiliği'nden yapılan
açıklamaya göre, bölgede
sürdürülen operasyonlar
sırasında güvenlik kuvvetleriyle
çatışmaya giren, Şırnak'ın
güneybaüsında yer alan Gabad
Dağı ile Dedeören bölgesinde
11, Muş'un Kıalağaç bucağı
yakınlannda da 2 terörist
öldürüldü. Diyarbakır'ın
Bismil ilçesinde esnaftan
tehditlepara topladıklan
vatandaşlar tarafından ihbar
edilen ve olay yerine gelen
güvenlik güçlerinin"dur"
ihtanna ateş açarak karşılık
veren 2 teröristen biri
öldürülürken, diğeri sağ olarak
yakalandı. Güvenlik
kuvvetlerinin Hakkari,
Mardin. Diyarbakır, Siirt,
Şırnak, Elazığ ve Van illerinin
kırsal alanlannda yapılan ev ve
arazi aramalannda ise 37'si
uzun namlulu 43 adet silah, 22
adet RPG-7 roketi ve sevk
fişeklen, 12 mayın, 8 el bombası
ele geçirildi. Öte yandan
Adana'nın Yumurtalık-İncirlik
arasındaki NATO'ya ait petrol
boru hattından petrol çalan 3
kişi yakalandı. Emniyet
Müdürlüğü'nden yapılan
açıklamada, Ahmet Erik,
Şevket Arslan ve Zübeyir
Demirkaya adh kışilerin petrol
boru hattından değişik
tarihlerde beş tanker dolusu
akaryakıt çalarak bir benzin
istasyonuna sattıklan bildirildı.