Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 28AĞUSTOS1994 PAZAR
12 DIZIYAZI
23inançlıinsanın, 129günlükserüvenL.Bu dört günlük yazı dizisinde, ilk
Türk otomobilinin, tümüyle yerii malı
otomobilin öyküsünü anlatacağız.
Dört buçuk ay bile sürmeyen kısa bir
gebe'ik döneminin ardıruian 29 Ekim
1961 günii doğan ve... aynı gün ölen
Devrim otomobilinin öyküsünü.
Bu dizi için, Devrim otomobillerinin
yapımına kathda bıdunmuş 23 hşilik
mühendisler ekibinin, yaşayan tüm
üyelerine ulaşmaya çabaladık Kimile-
rinin izini bulduk, ama ulaşmak müm-
kün olmadı. Kimilerinin izini bile bu-
lamadık. Ne bir telefon numarası ne
biradres. Bulabildiklerimizin birbölü-
müyaz tatili için tstanbul veAnkara dı-
şındaydılar. Bu yüzden Ankaru büro-
mnzdan genç arkadaşımız Bülent Sa-
rıoğlu ve Milas muhabirimiz Olcay
Akdeniz bize omuz verdiler.
Olcay Akdeniz arkadaşımız, Di-
dim de tatil vapan emekli bir mühen-
disle konuştuktan sonra yazısına şöyle
girdi,: "Devrim 'in şansı yoktu. Dö-
nemin Ulaştırma Bakanı Orhan
Mersinli'ye görücüye çıktığında
emme manifoldu kapakçığının ka-
patılması unutulmamış olsaydı; An-
kara 'da Cemal (Gürsel) Paşa 'ya su-
nulmaya götürülürken deposuna
benzin doldurulsaydı; TBMMönü-
negiderken 'YoldaShell'euğrurben-
zin alırız' denip benzin istasyonuna
giriş, çok kalabalık araç konvoyu ve
aceleci polis eskortları tarafından
engellenmeseydi; Devrim 7 yapan
mühendisler, Ankara programını
bilseler ve 'Nasıl olsayalnızca göste-
rilecek' diyerek henüz denenmemiş
'siyah' Devrim 'i Ankara 'ya götür-
meselerdi; Cemal Paşa 'nın canı o
anda san' Devrim yerine 'siyah'
Devrim 'e binmek istemeseydL. Bü-
tün bunlar olsaydı belki de bugün-
Eskişehir Cer Atökesi'nin bir hangannda 33 yıkhr direnen Devrim'e atiayıp bahçede turlar arük Sonra da bir
"Eskişehir Habrasr çektirdik. Salt gazeteye basmakiçin değfl, çocuğumuza, toruıüarunıza da gösterip övünmek için.
lerde ülkemizin yollart Devrim 'ler-
le dolup taşacaktu Belki şu günler-
de Devrimler de önce işçi çıkara-
cak, sonra KDV'si düşürülünceyok
satacaktı. Ama Devrim'in şansı
yoktu!.."
Olcay Akdeniz 'in işlek Türkçesi, se-
vimli alaycılığı bir yana, Devrim 'in
1961 TüHayesi 'nde bir şansı olabilir
mivdi? Galiba havır!
Bugün Türkiye de epey büyük bir
otomotiv sanayii var. Akarbantlann-
dan her gün yüzlerce otomobil, kam-
yon, kamyonet, minibüs, otobüs ve
traktör "akan " bir otomotiv sanayii.
Kuruluş yıllannda "montaj sana-
yii "nden öteye gidemeyen; ama her
geçen yıl üretimde yerli parça payını
arttırarak bugün yüzde 80 'lere ulaşan
Türk otomotiv sanayii, ülkenin en
önemli istihdam alanlarından birini
oluşturuyor. Küçükatölyelerden koca-
man fabrikalara kadar uzanan "yan
sanayii " ile birlikte Türkiye ekonomi-
sindeartık "vazgeçilmez "biryeri var.
Bugünün gözlükleri ile bahldığında
1961 yüında, 1 mihvn 650 bin lira büt-
çe ile DDY atölyelerinde üretilen üç
prototip otomobil (Devrim-1, Devrim-
2, Devrim-3) önemsenmeyebilir. Ağır
sanayiye sahip olmanın temelgöster-
gesi olan "yerli motor üretimi" ce-
sur, ama çocuksu birgirişim olarak de-
ğerlendirilebitir. Prototip yapımımn
kolaylığına karşıhk seri üretimin so-
runları üstüne haklı teknik ve ekonomik
açMamalar sıralanabilir. Bu dizide
bunlan tarttşacak değiliz.
Biz, 1961 TüHayesi 'nde 23 inançlı
adamın öyküsünü anlatmak istiyoruz.
"Bir yerİi otomobil yapımz "emrini,
emrin ötesinde bir meydan okuma, ül-
kenin birgüçgösterisiolamkkavrayan
23 yüksekmühendisin, 23 "Demiryol-
cu"nun öyküsünü... Almanya'da, îs-
viçre de, Amerika da eğitim görmüş ve
"iyi"değil, "çok iyi"yetişmiş; köşe-
yi kolayca dönebilecekken, kaUanmak
isteyen Türkiye 'nin sanayileşme sava-
şımına omuz vermeyi yeğlemiş 23 mü-
hendisin 129 gününü anlatmak istiyo-
ruz. Insanlann "repo " kuyruklannda
bekleştiği, bankafaizlerinden söz edip
döviz kurları üstüne sohbet ettiği
bugünün Türkiyesi'nde böylesi öy-
külere ekmek kadar, su kadar gerek-
sinim olduğu kanısındayız.
Devrim oîomobilini 23 inançlı adam
yaptı. Devrim dünyayı değiştirmek,
onu daha haklı, daha yaşanası, daha
özgür hlmaksa eğer, devrim inançlı
adamların işi; inancını yitirenlerin
değil. Devrim otomobili küçük bir
ütopya 'ydı. Ütopyası olmayanlar,
ütopyalanm yitirenler Devrim
yapamazlar.
Toplu iğne bile yapılamayan bir
dönemde, bir ülkede motoru dahil her
şeyi yerli bir otomobil yapmak için
gerekli özgüven ve inanç ile dünyayı
değiştirmek onu daha yaşanası, daha
özgür lalmak, sömürüsüz bir Dün-
ya 'ya ulaşmak için gerekli özgüven ve
inanç arasında dağlaryok.
29 Ekim 1961 günü tümüyle yerli ilk Türk otomobili doğdu ve hemen o gün öldü
Bir otomobil.Adı, DevrimYaşı bizcileyin olanlara bir
anımsatma; daha genç kuşakla-
ra ise kısa bir okuma parçası:
27 Mayıs 1960'ta iktidara el-
koyan askeri yönetim, 22 Nisan
1961 günü 18-1959 sayılı ve -
nedense- çift aylı, "çok gizli"
damgasım taşıyan bir Başbakan-
lık yazısını Ulaştırma Bakanlı-
£ı'na ıletti. Bayram tatili başla-
mak üzereydi. O yüzden çift ay-
lı, "çok gjzfi" damgalı yazı, bir
motosikletli polis memuru tara-
fından bakanlığa ulaştınlmıştı.
Yazıda şöyle deniyordu:
" Memleketimize has bir binek
otomobil motoru imali ve örnek
olarak da bir yerii otomobil nu-
munesinin vücut bulmasını mü-
teakip, diger memleketlerin en
iyi evsafdaki otomobilleriyle mu-
kayesesinin yapılarak hatalan-
nın da tesbiti suretiyle bu otomo-
bilin zamanlatekamül ettirüme-
si mevzuunun ivedilikJetetkikL."
Çetrefil, hatta bozuk Türkçe-
sini bir yana bırakırsak bu bir
emirdi. Askeri yönetim dönem-
lerinde ise "emir demiri keser"
O yüzden her şeyiyle yerli bir
otomobil üretmek gibi bir düş.
bir "endüstriyeJ macera" tartı-
şılmaksızın uygulamaya kondu
O dönemde böylesi bir proje-
yi gerçekleştirebilme olanagı
yalnızca Devlet Demiryolla-
n'nda vardı. DDY'nin Eskışehir
Cer Atölyesi merkez seçildi. An-
kara, Sıvas ve Adapazan DDY
fabrikalan da aynı proje kapsa-
mında görevlendirildi.
IBatı kafaa ve
Doğukafa»
29 Ekim 1961 sabahı motor-
lan dahil tümüyle yerli iki oto-
mobil (Devrim-1 ve Devrim-2),
kendilerini Eskişehir'den Anka-
ra'ya taşıyan özel tren katann-
dan indirildiler. Kalabalık bir
polis eskortuyla TBMM'ye git-
tiler. Orada Cumhurbaşkanı Ce-
mal Gürsel siyah Devrim-1 oto-
mobiline bindi. Devrim, 200
metre kadar gitti ve durdu. Ben-
zin bitmişti. Gürsel tarihsel(!)
sözünü söyledi: "Baü kafası ile
otomobil yapnk. Doğu kafası ile
benzin koymayı unuttuk!"
Az ötede beldeyen ikinci Dev-
rim otomobili çağnldı. O ben-
zin ikmalini yapmıştı. Gürsel si-
yah Devrim'den bej Devrim'e
geçti ve yola çıktı. Cumhuriyet
Bayramı töreninin düzenlendiği
Hipodrom'a Gürsel, Devrim
arabasıyla girdi. Devrim daha
sonra geçit törenine de katıldı ve
4.5 ay süren bu endüstri mace-
rası bitti.
Ertesi günkü gazeteler "Dev-
rim yolda kaldı", "Devrim'in
Z/evrim 200 metre kadar gitti ve durdu.
Benzin bitmişti. Cumhurbaşkanı Gürsel
"Batı kafası ile otomobil yaptık. Doğu
kafası ile benzin koymayı unuttuk" dedi.
ötede bekleyen ikinci Devrim
otomobili çağnldı. Gürsel, Cumhuriyet
Bayramı töreninin düzenlendiği
Hipodrom'a Devrim arabasıyla girdi ve 4,5
ay süren bu endüstri macerası o gün bitti.
BİR MEYDAN
QKU|MNIN
OYKUSU?
AYDIN ENGIN
DDY'nin 23 mühendisi 16 Haziran 1961 günü Ankara'da bir araya geldi. Uzun toplanü masasııun çe\Tesinde toplandılar ve tar-
bşblar. Duygularm, coşkulann bir yana itUdiği. meslekten olmayana hiç bir şev anlatmayacak terimlerin çarpışüğı bir tarbşmay-
dı bu. Sonunda karar verfldi: Biz bunu yapanz arkadaş. Ve 23 inançlı insan işe giriştiler. (Nurettin Erguvanh'mn özel arşhinden)
benzini bıtti", "De\Tİm yüriime-
di", "Devrim ancak 200 metre
yûriidü" başhklanyla çıktılar.
Devrim'in defteri dürülmüş-
tü. Her iki araba da Eskişehir'e
döndüler. Orada unutulmaya ve
çürümeye terk edildiler.
Unutuldularda...
• • •
Gazeteci, çocukluğunda "Al
bir Ford, ol bir lord", "Al bir Doç
(Dodge), kalmasuı borç", "Al bir
Chrysler, nikah dairesi para is-
ter" gibisinden çocukça teker-
lemeler dinledi. Gencecik bir
üniversite öğrencisi iken ulusla-
rarası petrol tekellerinin ülkeyi
nasıl yağmaladığına ilişkin yazı-
lan heyecanla okudu. O günler-
de yeni yeni kurulan otomotiv
sanayüne, "Bugerçekağırsana-
yi değil. Ambalaj sanayii bu" di-
ye karşı çıktı. Yürüyüşlere katıl-
dı, mitinglerde bağırdı.
Tiyatro oyunlan yazdı, "Mo-
tor Fiat, piston Ford, akü EAS,
ambalaj Süleymaniye" diye dal-
gasını geçti.
Ve gazetelerde "Devrim yü-
rümedi, Devrim yolda kaldı"
manşetlerini okuduğu 30 Ekim
1961 sabahı kederlendi. Yenil-
ginin acısını bölüştü.
Aradan 33 uzun yıl geçti. Bir
kaç hafta önce, hazırlamakta ol-
duğu bir başka yazı dizisi için
Eskişehir'e, eski adıyla Cer
Atölyesi, yeni adıyla Türk Lokp-
motiv ve Motor Sanayii, (TÜ-
LOMSAŞ'a yolu düştü. Türki-
ye'nin belki de en büyük ağır sa-
nayi kuruluşu Eskişehir Cer
Atölyesi'nin hangarlannda dola-
şırken, bir köşede, bakımlı, ama
mahzun bir bej otomobil gördü.
Plakasında "Devrnn"yazıyordu.
- Bu, bu, bu™ Nedir bu? diye
sordu.
Ustalar omuz silkti:
- Devriüim !_dediler.
- Ne yapıyor bu burada?
- Hiiiç, dediler. Arada bir, bir
şey lazun olunca binrvoruz.
- Yani yürüyor mu bu hala?
- Elbette. Niye yûrümesin?
Aslında "Yok canım, deve. 33
yıl geçmiş aradan" demeleri ge-
rekiyordu. Demediler.
- Anahtan nerde bunun?
Gene omuz silktiler:
- Üstündeee!»
Daha ilk çevirişte motor aldı.
Vitesleri bulamamak arabanm
değil, sürücünün kusuruydu. Di-
reksiyondan vitesli araba gör-
meyeli kimbilir kaç yıl olmuştu.
Birinci vites bulundu. Takıldı ve
Devrim yürüdü
Hangann kapılannı açtılar.
Devrim, gazeteci sürücüsü ile
birlikte Eskişehir Cer Atölye-
si'nin uçsuz bucaksıza benzeyen
bahçesine çıktı. Başladı tur at-
maya. Birinci vites, ikinci, son-
ra geri, bir daha birinci, ikinci,
üçüncü... Yürüyor, evet yürüyor,
koşuyor Devrim. 33 yıldır unu-
tulduğu hanganndan çıkmış, ke-
yifli bir motor gürültüsüyle ko-
şuyor. Biraz (33 yıl kadar biraz)
yaşlanmış. Çalışırken titriyor.
Gazetecirün de keyiften, mutlu-
luktan, coşkudan elleri titriyor.
IDevpimiebupuk
vedalafma
Turlar bitti, fotoğraflar çekil-
di. Gazeteci (haydi itiraf etsin)
Devrim'i şöyle bir okşadı, 33 yıl
öncesinden kalma çekiç izleri ta-
şıyan kaportaya dostça bir şap-
lak attı, vedalaştı.
Gazeteye döndü ve daktilosu-
nun başına oturdu.
• • •
16 Haziran 1961 günü Devlet
Demiryollan'nın 23 mühendisi
Ankara'da bir araya geldiler.
TCDD Genel Müdür Yardımcı-
sı Yüksek Mühendis Emin Bo-
zofJu toplantıyı açtı. Ulaştırma
Bakanlığf ndan gelen çift aylı,
"çok gizli" damgalı yazıyı
okudu. Bir binek otomobili,
motoru dahil tümüyle yerli bir
binek otomobili üretmekle
görevlendirilmişlerdi.
Toplantıya katılan 23 teknik
adamın yüzünde bir... bir... evet,
bir "gülücük" uçuştu. Meydan
okuyan, ama girişecekleri zorlu
kavganın sonuçlanndan ne de
olsa ürkenlerin yüzüne
konuveren o belli belirsiz, o ger-
gin gülücüklerden biri...
Sonra tartışma başladı. Tek-
nik adamlann duygulan, coş-
kulan bir yana ittikleri, meslek-
ten olmayana hiç bir şey anlat-
mayacak terimlerin çarpıştığı bir
tartışma... Karar: "Biz bunu
yapanz arkadas!"
Yıl 1961'di. Almanya'da
Völkswagen fabrikalannın akar-
bandında bugünün bilgisayar-
lannın babası delikli kart tekniği
deneniyor; jet uçaklan sivil
havacıhğa adım atıyor; ABD'de
renkli televizyon, siyah beyaz
cihazlan piyasadan kovup atıyor
ve Türkiye'de yerlisi kaliteli ol-
madığı için toplu iğne ithal
ediliyordu.
Yarm: Donkişot hiç
" Id...
KAMAN ASLİYE HUKUK
HÂKİMLİĞİ'NDEN
1993 354
Davacı Yıldız önal vekili Av. Sevil Dalkıhç tarafından davalı
Mehraet önal aleyhine açüan tapu iptali ve tescil davasının mahke-
memizde yapüan açık yargılaması sonunda ara karan gereğince;
Davaa Yıldız Önal vekili Av. Sevil Dalkılıç'ın bir soruşturma ne-
deni ik. gözalünda bulunduğu ve davaa asile tüm araştırmalara rağ-
men duruşma gününün tebliğ edilemedıği anlaşılmakla, davacı
Kaman Çiftlikli Mahallesi'nden Hüseyin kızı 1938 doğumlu Yıldız
önal'ın yargılamanın bırakıldığı 20.9.1994 günü saat 11.00'de kendı-
sini bir vekille ya da bizzat temsil etmesi aksi takdirde dosyanın
HUMK 409 1. maddesi gereğince işlemden kaldınlacağı tebbgat ye-
rine geçmek üzere ilan olunur. Basın: 50525
MALATYAİŞ MAHKEMESİ
HÂKİMLIĞİ'NDEN
1993 235
Davacı SSK Genel Müdürlüğü vekili Av. Beyhan Gökuç tara-
fından davalılar Abdullah Belli, Ramazan Belli, Halil Ulu ve Hüseyin
Denizhan aleyhkrine açılan alacak davasının mahkememizde yapı-
lan açık duruşması sırasında verilen ara karan uyannca:
Davahlardan Hüseyin Denizhan'ın adresi meçhul olup tüm ara-
malara rağmen bulunamadığından adına tebligat yapılamamış ve
gazete ilanı ile tebligat yapılmasma karar verilmiş olup, mahkememi-
zın 15.9.1994 günü saat 09.30"daki duruşmasına davalı Hüseyin
Denizhan gelmediği ve>a kendisini bir vekil ile temsil ettirmedıği tak-
dirde yargılamaya yokluğunda devam olunacağı ve karar verileceği
tebligat verine geçerü olmak üzere ilan olunur. 15.6.1994
Basın: 50605
BAKIRKÖY 2. SULH HUKUK
HÂKİMLİĞİ'NDEN
1994 670
Mahkememize açılan vasi tayini davası sebebiyle
Kırklareli, LüleburgazTatarköy. C:039,01, S:90. K.: 16l'de nüfusa
kavıtlı Hasan ve Hatice"den olma 1326 D.lu Emine Özciçek"e, mah-
kememizce verilen 1994 670-727 sayılı karar ile vesayetaltına alınma-
sına karar verilmiş olup, kendisine Rize. Çamlıhemşin, Yolkıyı köyü.
C:017 01 S:53, K:21'de nüfusa kayıtlı, Mustafa ve Hatice'den olma
1941 D.lu ve halen Tepeüstü Mah. Temel Sok. No:53. K.Çekmede
adresinde ikamet eden Cemile Uysal'ın vasi olarak tayinine karar ve-
rilmiştir.
İtirazı olanlann aşağıda yazılı dosyamıza müracaat etmeleri, aksi
takdirde kesinleşeceği ilan olunur. 25.8.1994 Basın- 9612
AISKARA NOTLARI
MUSTAFA EKMEKÇİ
Köy Enstitfileri VakfıKöy Enstttüleıi Vakfı, artık kurulma aşamasında. Sanıyo-
rum eylül ayı, vakfın kuruluş ayı olur Dinlenceye gidenler
dönerler, son hazırlıklardayapılır. Köy Enstitüleri Vakfı ile ilgili
olarak haberleşme yeri diye, adresi verilen Ali Dündar'a pek
çok mektup, ileti gelmiş. (Onun adresi şöyle Ali Dündar, Kum-
rulu Sok. 29/5 06120 Kalaba/Ankara.)
Ali Dündar, gelen mektuplarla ilgili olarak şunları yazmış:
"Sevgili Ekmekçi,
Vakfa gelen ve dosyalanan mektup, telyazı, telefonlardan
çıkardığım (bir bölümunden) iletileri eklice sunuyorum. Bak
gör, nasıl değerlendireceğini sen bilirsin. Sevgi ve selamlar."
"... Köy Enstitüleri ve Çağdaş Eğitim Vakfı kuruluş hazırlığı
içinde olduğunuzu Sayın Ekmekçi nin gazetedeki yazısından
oğrendim. Sızleri kutlarım, lütfen bilgi veriniz." (Hasan Taner,
Adana)
"... Değerli dostlar, vaktfgirişiminden dolayı sızleri kutlarım.
Hemen hesabınıza (... TL.) yatırdım. Bunu başarmak bizim için
onur sorunu olacaktır..." (Ahmet Özkan Konya)
"... Vakfa katkımı belirten belge eklidir. KurucularKurulu'nu
kutlarım." (Halil Akyavaş Izmır)
"... Köy Enstitüleri ve Çağdaş Eğitim Vakfı kurma çalışmanı-
zı Cumhuriyet'te M. Ekmekçi'nin yazısından oğrendim. Kuru-
luşun gerçekleşmesi kararan dünyamızı aydınlatacaktır..." (E.
Melihözbeylstanbul)
"... Vakfın kuruluşuna bir miktar katkıda bulunuyorum. Ça-
lışmalarınızda başarılar dilerim. Toplumsal sorunlarımızın
bugünkü yoğunluğu, eğer yaşatılsaydı Köy Enstitüleri'ne yeni
boyutlar kazandıracak, yeni işlevler verecekti..." (Cosfcun Fer-
men Ankara)
"... Köy Enstitüleri'yle ilgili belgelerin toplanması ve bu ko-
nuda eğitsel ve kültürel çalışmalarda bulunulması amacıyla
başlattığınız yeni girişimde başarılar dilerim." (Şaklr Eczact-
başı fstanbul)
"... Köy Enstitüleri ve Çağdaş Eğitim Vakfı için benim ve bu-
rada bulunan bütün arkadaşlarımın her türlü katkımız ve des-
teğimiz sizinledir. Geç kalınmış bu onurlu girişimi bütün varlı-
ğımızla destekliyoruz. Başarmak ve sonuçlandırmak zorunda-
yız..." (Galip Candoğan Konya)
"Sen Koy Enstitüleri'nin son çıkışlılarındanım. Böyle birku-
ruluşun hayali ve özlemi içindeyim. Başlattığınız için sızleri
kutlarım. Bilgi verirseniz her türlü katkıya ve desteğe hazı-
rım..." (Mustafa Gökkaya Adapazan)
"... Köy Enstitüleri ve Çağdaş Eğitim Vakfı kuruluş çalışma-
lannızı gazeteden oğrendim. Ben KöyEnstitülü değilim. Fakat
öteden beri, eğitim düzenimizin perışanlığını görerek, neden
Köy Enstitüleri'nın o çağdaş felsefesi canlandırılamıyor ve bu-
günkü eğitim perişanlığının önüne çıkanlamıyor diye düşünü-
yorum. Haber beni heyecanlandırdı. Bana bilgi verirseniz her
türlü katkıda bulunabilirim..." (Tülin Zambakoğlu Istanbul)
"Kuruluş çalışmalarını gazeteden öğrendik. Böyle bir kuru-
luşun olmasını bekliyorduk. Bizler Köy Enstitülü değiliz, fakat
o kurumları biliyoruz. O kurumlarda yaşanan eğitim düzeninin
ülkeyi aydınlığa çıkaracağı inancındayız, lütfen bize bilgi veri-
niz. Her turlu katkıda bulunmaya da hazırız." (Emel Çelebl-
Aycan Sanoğlu Istanbul)
" .. Biz halen çalışan kan-koca öğretmenleriz. Kuruluşunu-
zu gazeteden öğrendik. Sizlere katılmak istiyoruz. Yasal bir
sorun çıkıp çıkmayacağını bize bildirirseniz memnun olu-
ruz..." (Sibel-Cerep Tekin Adana)
"... Kuruluş çalışmalarınızı gazeteden öğrendik. Bizler de
kendi çevremizde böyle bir kuruluşun duşuncesı içındeydik.
Çalışmalanmızı birlestirebilirız. Açıklamalarınızı bekliyo-
ruz..." (Mustafa Gökçefc Kayseri)
"... Kuruluş çalışmalarınızı gazeteden oğrendim. Ben Köy
Enstitüleri âşığıyım. Sızleri kutlarım. Nasıl biryardım ve katkı-
mız olur? Açıklarsanız sevinirim..." (M. Şakir Ors izmir)
"... Sizlere başarılar dıliyorum. Kuçuk bir katkıda bulundum.
Çalışmalarınızda sizlerle beraberım..." (M. Reflk Cevahir Ed-
rernit)
"... Ülkemizin eğitim sistemininperişanlığı karşısında şaşıp
kalıyordum. Sizin kuruluş haberlerinizı alınca sevindim. Ben
bir teknik elemanım. Eğitim sistemi beni de düşündürüyor.
Sizlere nasıl yardım edebilirim, lütfen beni bilgilendiriniz..."
(NefdetZorusTrabzon)
"... Bir kooperatifteki payımı vakfınıza bağış olarak devret-
mek istiyorum. Gereğinin yapılmasını rica ederim..." (Şaha-
ver Basutçu Ayvalık)
"... Geç kalınmış da olsa, Koy Enstitüleri ve Çağdaş Eğitim
Vakfı girişiminiz için sizleri kutlarım. Çevremdeki elliden çok
kimseyle ilişki kurdum. Durumu anlattım. Katkıya hazır gorü-
nüyorlar. Katkıda bulunanlann banka alındılannı yolluyorum.
Arkası gelecektir..." (Hasan Bilecikli Şişli)
"... Vakfımız için bütun varlığımız fedadır. Yapabildiğim kat-
kının belgesi eklidir..." (Halil Güven Gazipaşa)
"... Sızleri kutlarım. Bu vakfın kurulup başarılması bizim
onurumuz olacaktır. Her türlü yardım ve katkıya hazırız..." (Ve-
K GÖrmez Antalya)
"... Bu güzel çalışmayı başlatanlara sevgi ve başarı dilekle-
rimizle, katkıda bulunan arkadaşlarımızın bir listesini iletiyo-
rum. Başlamak sizden, başarmak hepimizden..." (Yusuf Dö-
lek Karaman)
"... Ben eski bir Köy Enstitüsü öğretmeniyım. Bugünkü eği-
tim sisteminin kararıp gidişine bakarken benim de içim kararı-
yordu. Başlattığınız çalışma yolumuzu aydınlatacaktır. Köy
Enstitüleri'yle başlatılan eğitim yoluyla aydınlanma sürecini
yeniden yaşayacağız. Fakat bu kez bir daha karartılmamak,
karanlıkçılara fırsat verilmemek koşuluyla..." (Seyfi Koryürek
Yalova)
"... Kuruluş çalışmalarınızı gazeteden oğrendim. Çevremde
bulunan Köy Enstitüsü mezunlannın adreslerini bıldiriyorum.
Benim de küçük bir katkım olsun diye (.... TL.) yatırdım. Başarı-
lar dilerim..." (Mehmet Yaztcı Rize)
"... Köy Enstitüleri ve Çağdaş Eğitim Vakfı çalışmalarınızı
desteklemek için hesabınıza şimdilik (.... TL.) yatırdım. Giri-
şimde bulunan ve çaba harcayan tüm dostlara selam." (M.
Rahmi Dirican Bursa)
• • •
Katkıda bukınacaklara bilgi: Koy Enstitüleri Vakfı'n& pa-
rasal katkıda bulunmak isteyenler; Talip Apaydın, Mahmut
Makal, Prof. Dr. Yakup Kepenek adına Ankara'da TC. Ziraat
Bankası Yenişehir Şubesi'nde açılan 26810 No'lu hesapla, Pa-
mukbank Ankara Merkez Şubesi'nde 092 16330 No'lu hesaba
yatırabilirler...
BULMACA
1
2
3
4
5
6
7
8
9
1
=
-
2
\
-
3
-
4 5 6 7 8
\ I I
1
9
j
SOLDAN SAĞA:
1/ Yalruz güldürmeyi de-
ğil, daha çok düşündür-
meyi ve yergiyi amacla-
yan mizah. 2/ Kasta-
monu'nun bir ilçesi...
Soyundan gelinen kımse.
3/ Dar ve kalınca tahta...
Petrol îhraç Eden Ülke-
ler Örgütü"nün simgesi.
4/ Düşünce... Bir şeyin
yere bakan yanı. 5/
Olumsuzluk belirten bir
ö'nek... Avustralya'da ya-
şayan bir cins devekuşu...
İki borunun birbirine birleştirildiği
yer. 6/ Süreyya Duru'nun bir fil-
mi... Üstün bir yetkinin gücünü
simgeleyen değnek. 7/ Pembe
renkli şarap... Romanya'da bir
kent. 8/ Asya'da bir ırmak... Muh-
temel. 9/ Bir çeşit antibiyotik.
YLrKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Hidratlı doğal sodyum ve mag-
nezyum boratı. 2/ Hattatlar tara-
fından kullanılan yan mat bir
kağıt türii... İspanyoUar'm sevinç
ünlemi. 3/ Türlü nedenlerle başan gösteremeyen kimse... Öl-
dükten sonra tsa tarafından diriltildiğine inanılan adam. 4/
Lütfi ö . Akad'ın bir fılmi... Büyük erkek kardeş. 5/ Su... Gözle-
görmeyen... Bütün kutsal Hint metinlerinin başında ve so-
nunda tekrarlanan mistik hece. 6/ Felsefede bir durumdan
başka bir duruma geçmeye verilen ad... Yüce, yüksek. 7/ Zor
kullanarak ele geçirme... Yurdumuzda bir ırmaİc. 8/ Tanntanı-
maz... Esasla, temelle ilgili olan. 9/ Karadeniz yöresinde yetişen
bir tavuk türü.