23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 28 AĞUSTOS1994 PAZAR 14 KULTUR Türkiye Yayıncılık Sektörü Araştınnası' ANKARA (AA) - Yayıncılar, 'kültür yayıncıbğYnın ıçinde bulunduğu sıkıntılan hangi nedenlere bağbyorlar? Bunahnn aşmak için üzerindedurduklan önlemler neler? Bu sorular, Kültûr Bakanbğı'nın desteğiyle gerçekleş tirilen 'Türkiye Yaymcılık Sektörü Araştırması' ile yanıt buldu. Araştırma sonuçlanna göre, yayıncılar, kültür yayıncıbğındaki gerilemeyi, ülkenin içinde bulunduğu ekonomik duruma bağlamakla birlikte, bunalımın siyasi, toplumsal, kültürel ve sektörel boyutlanna da değindiler. Yayıncılar, kültür yayınahğının içinde bulunduğu bunabmı, kitap fıyatlannın yüksekbği, halkın ahm gücünün düşmesi, kitap dağıtımın- daki aksaklıklar, devletin kitaba, kültüre ilgisizliğinin yanı sıra şu nedenlere bağladılar: Toplumda yerleşik okuma alışkanlığının bulunmayışı, ya- yınevlerinin sermaye açısından güçsüzlüğü, okumayı teşvik yerine okumaktan uzaklaşUran çarpık eğitim politikası, televizyon kanallannın çoğalması ve halkın görsel medyaya yönelmesi, paranın el değiştirmesi sonucu gerçek okurun kitapla buluşamaz hale gelmesi, tanıtım eksikükJeri, köşedönücülük ideolojisinin topluma hakim olması ve paranın tek değer haline gelmesi. Yayınalann bunabrru aşmak için en fazla üzerinde durduklan önlemler de şöyle sıralanıyor: Kültür Bakanhğj'run kitap ahmiannda objektif kriterler belirlemesi ve buna uyması, ba- kanlığın televizyonlarda ve basında kitap okumaya özendirecek kampanyalar düzenlemesi, bakanbğm her kültür kitabından belli bir miktar alması, bakanlığın geniş çaph ve uzun soluklu kampanyalarla okumaya özendirmesi, PTT gönderilerinin ucuzlatılması, kütüphane sayısının artünlması, yayınevlerine düşük faizli kredi verilmesi, kitaptaki KDV orarunın indirilmesi, bakanbğin kitap ahm kriterlerini yayıncılarla işbirliği içinde oluşturması, okul müfredatlannda Türkçe ve edebiyat derslerine daha fazla önem verilmesi, korsan yayıncıbğın önlenmesi. Bombix Mori'nin Tutkusu Kfiltür Servisi - Nejat B. Altınay yeni romaru "Bombix Mori'nin Tutkusu" Pak Zarf Yayınlan'ndançıkü. Türk okurunun pek tanımadığı yazann çeşitb günlük gazetelerde tefrika halinde yayımlanmış romanlan, tngilizcede yayımlanmış iki roman, Nazım Hikmet üzerine yaaJmış vesonradan toplatılmış olan bir inceleme kitabı ve Unesco için yaptığı araştırma - inceleme çalışmalan bulunuyor. Nejat B. Altınay, "Ölümün etrafında ateşböcekleri gibi uçuşanlann" romanını yazmış. Bombix Mori'nin Tutkusu; gerilimli, bunalımlı, kuşkulu eylemler arasında anlık umut ve umutsuzlukJann, cabntı avunç ve sevinçlerin yaşandığı birdünyayı aktanyor bize. Özgürlük düşünü yakalamaya çalışıp da ona bir türlü ulaşamayanlann dünyasını. Ressam Hans Memling anılıyor Kültür Servisi - Belçika'nın Bruges kentindeki Groeninge Müzesi, Flaman ressam Hans Memling'i, ölümünden 5 yüz yıl sonra, yapıtlanndan oluşan bir sergiyle amyor. Rönesansın en büyük ressamlanndan biri olan ve resimlerinde geri planda her zaman Bruges kentine yer veren ressamın sergisi 15 kasıma dek izlenebilecek. Memling, 1494 yüında bu kentte ölmüştü. Ressamla ilgilenen bilim adamı Dirk de Vos ve bu kentte yaşayan dostlan üç kıtada araşürmalar yaparak müzelerle ve özel kolleksiyoncularla temasa geçtiler. Sonuçta Memling'e ait 90 kadar yapıtın günümüze kadar geldiği ortayaçıktı. Bruges'deki sergi bu resimlerin yaklaşık yansını içeriyor. Sergideki resimlerin çoğunda kutsallıkla yakın veayncabkh bir ilişki gözleniyor. Çok iyi bir portre ressamı olarak nitelenen Memling'in en olağandışı ve en ûnlü portresi 23 yaşındaki Maarten van Nieuwenhove'un dalgın gözlerle Meryem ve çocuk Isa'ya baktığı çift resmi. Sergi aynca Memling'i etkileyen Rogier Van der YVeyden, Lochner gibi sanatçılarla ve Memling'in etkilediği sanatçılann yapıtlannı da içeriyor. Ressamdan etkilenen sanatçılar arasında Bruges'de yaşamış olan ve adlan bilinmeyen pekçokustavar. Çok farklı roller üstlenen Keanu Reeves, Hollywood'un'en çok arananlar' listesinde 'Masıım erkek'ten Hamlet'eKültür Servisi - Keanu Reeves, Ar- nold Schwarzenegger ya da Syhester Stallone gibi aktörlerin halefı olarak görülse de görünüş insanı aldatabi- lir. Şimdiye kadar 20 filmde rol alan 30 yaşındaki aktör, silah çeken maço karakteri pek az canlandırdı. Reeves, 'Speed' filmindeki pob's ro- lüyle Hollyvvood'un 'en çok aranan- lar' listesine girdi. Babası yan Çinli yan Havvaili olan aktör Beyrut'ta doğdu. Çocuk- luğu bir ülkeden diğerine yolculuk ederek geçti ve sonunda Toronto'ya yerleşti. Yerel bir televizyonda yayı- mlanan şov programında rol aldı. Bunu sıradan Kanada fîlmleri izledi. 1985 yıhnda Rob Lowe ve Patrick Swayze ile birlikte oynadığı 'Yo- ungblood' fılminden sonra 'Rivers Edge' fıhniyle şansı döndü. Daha sonra Ron Honard'ın 'Parenthood' (1989), Lawrence Kasdan'ın i Love You To Death'. Stephen Frears'in 'Dangerous Liaisons-Tehlikeli Ibşkiler' ve Bram Stoker'ın 'Dracu- la' fılmlerinde oynadı. Tiyatroda Hamlet'i canlandırmaya hazırianan aktörle, 'Premiere' dergisince yapılmış söyleşiyi sunuyoruz: 'Speed' ile gelen büyük başan - 'Speed' fUminde rol aunayı ne- redeyse reddediyordunuz. Sonunda neden fikrinizi değiştirdiniz? Senaryoyu ilk kez okuduğumda pek çok sorun olduğunu gördüm. Diğer karakterlerle diyaloglanm çokkötüydü. Benim canlandırdığım İcarakter neredeyse ahlaksızca şaka- lar yapıyordu. Bir polis memunı olarak inandıncı değildi. Yönetmen Jan De Bont'la tanıştığımda, gerçek- ten heyecanh olduğunu gördüm. Birkaç fümini izledim ve konulan ele alış biçimini kendine özgü buldum. Sürekli hareket eden bir kamera, canb renkler... Çok güçlü bir tara var. Senaryo konusundaki endişele- rimi de paylaşıyordu. -'Speed'in büyük başan kazanması Hollywood'un size bakrşını nasıl deği- ştirdi? Iki senaryo daha önerildi. 'Speed', Alfonso Arau'nun yönettiği bir so- nraki filmim 'A VValk In The Clo- uds'da rol almamı sağladı. Bazı bü- yük oyuncular da filmin oyuncu kadrosuna dahil edildi. özel efektler için ekstra para aynldı. Filmin daha iyi olması için çabşıyorlardı. İyi bir iş çıkardım ama sanki benim filmim değilmiş gibi geliyor. Böyle başanlı bir filmde rol almak harikaydı. Ama bu başanrun ne kadannın bana ait olduğunu bilmiyorum. - Şimdi size şaşırtıcı ücretler teklif ediliyor. Rol seçerken bu size daha çok mu yoksa daha az mı özgürlük sağlıyor? Bana özgürlük fırsatı veriyor. Kendim için daha iyi roller yarat- mamı sağlıyor. Şu anda. kişisel ola- rak rol almak istediğim herhangi bir öykü yok, ancak "Speed'in başansı- ndan sonra bir öykü bulmak zorun- dayım. Çünkü Hollywood'da insan- lann kafası garip bir biçimde işli- yor... Bu çocuk bir sahne çekti. çok da iyi yaptı ama bekleyip başka ne- ler yapabileceğini görelim.... Bu an- lamda, üzerimde baskı hissediyo- rum. Daha hiçbir şey bitmedi. Bir gün biteceğini de sanmıyorum. - HoIlyHood'da ciddive alınmak için sürekli savaş vermek zorunda mısınız? Ben çok farklı roller üstlenebilme fırsatı bulabildiğim için çok şanslıyım. Mümkün olduğunca bunu yapmaya çalıştım. Hollyvvo- od'un bunu nasıl değerlendirdiğini bilmiyorum. - Kariyerinize başlarken büinçu' olarak diğer genç aktörlerin sahip ol- madığı özgün bir imaj yaratmaya calıştınız mı? Benim yaşımdaki diğer aktörler- den bütünüyle farkb olduğumu söy- leyemem. Her zaman 'saf kadın'm erkek karşılığını canlandırdım. Ka- riyerim boyunca hep masumlan oynadım. Bu rolü üstienmediğim yalnızca birkaç örnek var. 'I Love You To Death' ve 'Speed' gibi. - Bertolucci, Coppola, Frears gibi bazı büyük yönetmenlerle calıştınız. Bir yönetmende aradığınız özellikler neler? Bir istek listem yok. Yalnızca bu- luşmaya gider ve söylediklerini din- lerim. Canlandırmamı teklif ettikleri karakter, fılmİH konusu ve beni ne- den o role uygun gördüklerine ib'ş- kin sorular soranm. 'Dracula" fıl- minde Coppola'ya gıdıp 'Bu fifaBİn amacı ne' diye sormadım. Ama yalnızca sete gidip kamerayla neler yaptığma baktım. Çabşma biçimim sezgilere ve işbirbğine yönebktir. Provalar ya da çekim sırasmda kafa- ma takılan bir soru olursa, yönetme- nin yanıtlamasını beklerim. Yönetil- meyi beklerim. Oyunculan yönet- meyen, her şeyi onlara bırakan pek çok yönetmenle çalıştım. - Amerikah yönetmenlerle Av- nıpalı yönetmenİerin yakiaşimian arasında çok büyük fark var mı? Yalnızca Bemardo Bertolucci ve Stephen Frears ile çabşüm. Onlann yapıtlannda daha fazla şiir var. Gö- rüntü, ses, koku, tat ve dokunmaya ya da bütün bu duyulann derinliğine karşı, romantik olmayan ama daha gözle görülür bir duyarlık var. Ko- nuşma ve hareket ibşkisinde, sinema diline daha çok yaklaşıyorlar. Öyküye karşı sorumluluk - Sahnede Hamlet'i oynamak gibi cesur bir karar aldınız. Bu rol için nasıl hazırlanıyorsunuz? Hamlet'i lisedeyken okumuştum. Laurence Olivier'nin Hamlet'ini de gördüm. Sanınm beni Hamlet'e iten ilk şey öfkeydi. Bir de Shakespeare'e olan sevgim. Rolümü ezberlemeye, eleştiri ve kuram okumaya baş- ladım. Provalara aralık ayında başbyorum. Hamlet'le olan ibşkim gebşerek bu adamın karşı karşıya kaldığı savaşa dönüştü, obiıak ya da olmamak, bireyin özgürleşmesi, kendi edimlerinin sorumluluğunu üstlenebibııesi. Sonunda Hamlet kendi edimlerimizden sorumlu ol- madığımızı söylüyor. O bir kaderci. Ancak o zamana dek kendi ruhunu bulmak için çıktığı yolculuk insanı büyülüyor. Gidip yapması gerekeni yapmadan önce düşüncelerini, duy- gulanm açıkbyor Hamlet intikamı önceden tasarlamıyor. - Elestirmenleri etkilemek gibi bir amacınız olmadığına göre bunu ken- diniz için yapıyor ounausınız? Hamlet'i dünyayı 'daha iyi kılmak' için oynamıyorum. Daha büyük bir projede yer almak adına oynuyorum. Kuşkusuz bunu ken- dim için yapıyorum ve perfor- mansımın insanlann oyun üzerinde düşünmelerini ve belki de daha mer- hametli olmalannı sağlamasını umuyorum. En azmdan kendi ku- şağımın. - Aktör olarak bir sonımluluk his- sediyor musunuz? Yalnızca öyküye karşı. Öykü için- de hiçbir amaca hizmet etmeyen, salt pornografı ya da şiddet içeren, değersiz, çirkin uzantılan olan pro- jelerle ilgilenmiyorum. Ancak bu tür konulan sorumlu bir biçimde ele alan bir filmde rol abnm. Oğlak Yayınlan, yeni diziler, ilginç ve ilk kitaplarla'farklı yayıncılık'anlayışını sürdürüyor îyi kitapçıkanrsanız mutlaka satar'ni ise şöyle açıklıyor Çavaş: "Kücük kitaptanmızuı daha çok satmasuun ne- deni, asıl kitap oku>ııcusuna değil, onun dtşmdakj okuyuculara sesJeniyor ol- ması. Dolayısıyla biz kitap satış pas- tasını büyüttük. Rekiamcılıkta ku- raldır, pastayı büvüten, en büyük payı bûyüyen kısımdan alır." Dengeb bir yayın pobtikası tuttur- mayı hedefliyorlar:"Kulağa Küpe di- zisüıin ilk kitabından sonra "İlk Vapı- rları' dizisinden bir tane basük." ilk Yapıtlan' dizisi yayınevinin bir misyo- nu. Şimdiden çok ügi gören ve pek çok yazar adayının başvurduğu bu diziden yılda en az alü tane basılacak. Bugün- ğunü söyleyen Ça\aş, ayru yazann 'Eski Zaman Kadınlan Arasında' adb kitabını da yayımlayacaklanru belirti- yor. Bir zamanlar çok okunan ve çok sa- tan Güzide Sabri'nin 'ölnıüş Bir Kadınuı EvTak-ı Metrukesi' ve Mah- mud Yesari'nin ortaokul ve bselerde edebiyat derslerinde okutulan, ancak 1972 yıbnda baskısı tükenen 'Çufluk' adb kitaplarıru basacaklannı söyleyen Çavaş bu kitabın Türk edebiyaunda işçi sınıfını fon olarak kullanan ilk ki- tap olduğunu vurguluyor. Raşit Çavaş bize bu röportajın şere- fine bir de sır veriyor: "tÛt Türk kadın latmış olacaklannı, bu kitabın ardı- ndan da Adalet Ağaoğlu'nun 'Gece Hayatım' adb kitabını yayımlayacak- ianru belirtiyor. 1996'ya kadar yayın program- lan dolu. Bugünlerde Fethi Naci'- nin '40 Yılda 40 Roman' adb kitabını da deneme dizisinin ilk kitabı olarak yayımlanacak. Yayınevini kurduklannda en çok önem verdikleri türleri biyografi, otobiyografi ve mektuplar olmuş. Sırada Sylvia Plath'ın güncesini, ant- ropolog Evelyn Reed'in 'Alandan Mektuplar'ı var. Osmanblar döneminde hatıralannı, Kültür Servisi- Farklı yayıncıbk an- layışıyla kitapseverlerin ilgisini kısa sürede çekmeyi başaran Oğlak Ya>ı- nlan, geçen yıldan bu yana nitebkb ki- taplar basmayı sürdürüyor. Oğlak Yayınlan bir yandan yazar adaylannın 'Ük Yapıtlar'ını basarak, okurlara bir yazann ilk kitabını keş- fetme zevkini yaşatırken, öte yandan da 'Kulağa Küpe' dizisiyle kitap okuru olmayan kitleye de ulaşmayı başan- yor. Böylece ekonomik bir denge de tutturan yayınevi hem kabteden ödün vermeden nitelikb edebi eserleri bas- mayı hem de okura ve yazanna hak et- tiği özeni sunmayı hedefliyor. Oğlak Yayınlan, genç bir yayınevi ola- rak geçen yılki TÜ- YAP Kitap Fuan'na beş kitapla katılmış. Bugünlerde ise aralan- nda Adalet Ağaoğlu'- nun 'Ruh Üşümesi', Nahid Sım örikin 'Kıskanmak'. Doğan Yancı'nın 'Kemik' ve 'Evla', Syhia Plalh'ırj Üç Kadın", Nur Nak- Itaş'ın 'Nefes Darbğf, Ersin Sahnan'ın 'Misa- fîr Terbkleri', Cmit Ünal'ın 'Amerikan Güzeli', lsmet özel'in 'Geceleyin Bir Koşu', 'Evet. Isyan', 'Cinayet- ler Kitabı', 'CeUadıma Gülümserken' adb ki- taplannın da bulundu- ğu yirmi kitabı olan yayınevi, önümüzdeki TÜYAP'a da otuz ki- tapla kaübnayı planb- yor. Yayınevinin yayın yönetmeni Raşit Ça- vaş, Senay Hazneda- roğlu'yla birlikte yayıncıbk yapmaya keterinld^bebrledüde" Y a y ™ y ö n e ö n e ı l i **& Ç a v a $ (kis ^ 6k k a r e >- '-* Y a p 1 0 - ' w « u l a ğ a Küpe' dizisinden önıekfcr. (Fotoğraf: KEREM ILGAZ) rini bebrtiyor. Çavaş, Türkiye'de ki- tap okunmadıgına inanmıyor, da- ğıtım kanallannın yeterb' olmadıgını, yayınlann okura ulaşmadığını, kita- bevlerinin sık noktalarda bulun- madığını savunuyor ve "İyi kitap çı- kanrsanız mutlaka satar" diyor. "iyi kitap çılcanrsanız sanlır. Bu ülkede Na- tkmal Geographic gibi bir derginin otuz bin abonesi varsa Wnm kitaplanmız da satar, niye satmasuı ki?" Hedefledikleri gibi oldukça ügi gö- ren 'Kulağa Küpe' dizisinden çıkan kitaplann tirajı oldukça yüksek. Hat- ta ilk bastıklan 'Hayata Dair Kücük • Kitabı' beşinci baskıya ulaşmış. Bu kitaplann çok ilgi görmesinin nedeni- lerde. Gülayşe Kocak'm 'Çifte Kapı- lann Ötesi' adb ilk kitabını basacak- lannı söyleyen Çavaş bu kitabın psiki- yatrideki transfer kuramının roman- laştınbnası olduğunave çok önemli bir yapıt olduğuna değıniyor. Yayınevinin genel çizgisinin edebı kalitesini yüksek tutmaya çabştı- klannı beliften Çavaş, "İlk Yapıtlan' dizisinin diğer yayınevlennı de özen- dirmesini umut ettiğini vurguluyor. Unutubnuş, kaybolmuş önemb Türk yazarlannın kitaplannı yayımla- mayı da ilke edinen Oğlak Yayınlan baskısı tükenen kitaplan yeniden ya- yımbyor. Nahid Sım örik'in 'Kıskaıı- mak' adb romanının da çok ilgi gördü- romanı diye Fatma Aliye Hanım'ın bir romanı bilinirdi. Oysa ki ondan on yıl önce yazılmış bir Türk kadın romanını keşfertik. Zafer Hanım'ın "Aşk-ı Va- tan' adlı romanı. Bu kitabı Zehra Tos- ka hazırhyor bize. TÜV'AP Kitap Fu- an'na yetistirmeyi amaçiıyonız. Zafer Hanım'ın kitabı 1877'de yayımlanmış, böylece biz tarihi değiştirmiş olduk. Bu kitabı bir ortak yapım halinde Kadm Eserleri Kütüphanesi iJe birlikte basa- cağız." 17. yüzyılda yaşamış mutasavvıf bir kadının, başka bir şehirde yaşayan şeyhine mektup halinde yolladığı rü- yalannı da basacaklanna değinen Ça- vaş böylece 'Rüya Dizia'nı de baş- sarayda öğrendiği kötü bir Fransı- zcayla yazan ve Paris'te yayımlayan Melek Hanım'ın 'Haremden Mahrem Habralan'ı yayımlanacak. O dö- nemde ne Osmanbcaya ne de Türkçe- ye çevrilen bu kitap, ilk kez Türkçede yayımlanacak. Baudelaire'in 'Mahrem Günce'si de Oğlak Yayınlan'nın 'Gün- lük' dizisinde yer alacak.. Kitaplann tanıtımı ve grafık ta- sanmı için profesyonel şirketler ve işle- rinde uzmanlaşmış kişilerle çabştı- klannı vurgulayan Çavaş, Türkiye'- deki grafık eğitiminin de Batı'daki ka- dar gebşmiş olduğunu ve yetişmiş ele- manlann bulunduğu görüşünde. Kitaplann grafık tasanmlannı Ser- dar BenB'gerçekleştiriyor, tanıümı bir reklam şirketi üstlenmiş. Kitaplannı bijinci hamur kağıda basma>ı ilke edindiklerinı, Türkiye'de insanlann daha iyi, daha güzel ve kaliteb kitaplar okumayn hak ettiklerini vurguluyor. Profesyonel pazarlama teknikferini sonuna kadar zorlamak gerektiği inananda: "Değişik yöntemler denemek gerek- tiğinc inanıyoruz. Fethi Naci'nin kitabı çıkhğında Pandora'nm önüne yüz tane kitap yığıp ortaya koyacağız. Satılan sarılır, satümayan geri alınır. Belki de bu, sanşı kamçılar. Profesyonel pa- zarlama tekniklerini de kullanmak ge- rekir. Kitap tkari bir meta. Her tkari meta gibi o ticari üriine yöneük profesyonel pazarlama teknikleri geliştirmek lazım. 'Kitabı nerede nasıl ve hangi yönem- lerle satanz?', bunun peşinde koşmak lazım. Biz bu ise ticari de bakıyoruz. L'manm bir gün herkes bu işe ticari bakar, hatta bir gün başkalan bir sanayi diye bakar. Çünkü Batı'da bu bir sanayi." CD kitap üretme peşinde olduklanna da değinen Çavaş, bu- nun ilk ipuçlannı An- kara Kitap Fuan'nda verdiklerini ve orada oldukça ilgi topladı- klannı belirtiyor: "Biz yayıncı olarak bir CD-room'a bir ya- zann otuz kitabını stgdırmak, bir yazann şiınerini kendi sesinden kendi görimtüsünden müziğiy le stğdınnak is- tiyonız. Multimedia yani coklu ortam, hare- kedi ses, hareketü gö- rûnrû, müzik, metin bütün bunlann hep- sinin içinde olduğu bir sistem. Biz bunlardan yararlanarak CD- room üretmek istiyoruz. Bu dışanda yapılan bir şey, Türkiye'de pazan var mı yok mu bibniyoruz, ama denemekte kararlıyız. Ankara Kitap Fuan'nda yaptığıinız tanrtımda bilgisayar sahibi olan kisiler bu tasanmızla çok ilgilendi, çünkü CD-drivcrlerin elindeTürkçe CD-room yok. Örneğin, 20 şairin birer şürini kendi seslerinden görüntülerin- den sunabiliriz. Tabü bunlar kitap de- P, ama nasıl kitap başka şey, CD- room başka şeyse multimedia da başka bir şey. Multimedia gelecek, ama in- sanlar kitaptan vazgecmeyecek." ıı II Tiyatpoom'dan Çocuk AtatüPk • Kültür Servisi - Tiyatroom 1994-95 tiyatro sezonunda Kadıköy Halk Eğitim Merkezi'nde 2 ekimden itibaren pazar günleri saat II' de "Çocuk Atatürk" isimli oyunu sergileyecek. Pedagojik danışmanlığını Habde Seçkin'in yaptığı oyunu, Serhat Aktaş yazdı. Omit Yayınalık'tan 2 yeni kitap •ANKARA (AA) - Ümit Yayınalık, iki yeni kitabı daha okurlara sundu: "Postmodernizm, İslam ve Us" ile "Bir Savcının Not Defterinden..." Coşku dizisinden çıkan Çetin Yetkin'in "Bir Savcının Not Defterinden" adb kitapta, yazar, cumhuriyet savcılığı yaptığı sıralarda tamk olduğu olaylan okurlara aktanyor. Yetkin, kaleme aldığı saürlarla ilgib olarak, "Bu sayfalar, kimi yerde bir özeleştiri. çoğu yerde ise özünde, ülkemin ve kendi yaşamının lOyılbkdönemi için yazıbnış birer ağıt karalamaladır" diyor. Yayınevinin diğer yeni kitabı, "Postmodernizm, Islam ve Us"ise dil ve bilgi felsefesiyle uğraşan Emest Gellner imzasını taşıyor. Felsefenin iki bilgi dab, dil ve bilgi felsefesi üzerine çabşmalaryapan Gellener, bir yandan da Müslüman toplumlan inceb'yor. Gellner, Bülent Peker'in Türkçeleştirdiği bu yapıtında Müslüman toplumlarda köktendincibğin güçlü olmasırun nedenlerini soruşturuyor. açıyor• CALGARY (AA) - Kanada'mn Calgary kenti hayvanat bahçesinin sevimli fıli Kamala, bazılanna göre, Pablo Picasso'yu bile gölgede bırakacak kadar ünlü bir ressam olma yolunda. Hayvanat bahçesi yetkilileri, 19 yaşındaki Asya fıli Kamala'nın suluboya ve yağlıboya "çabşmalannın" gelecek ay düzenlenecek sergideizleyicilere sunulacağını açıkladılar. Birkaç yıl önce "hayvanlara beceri kazandırma" programj çerçevesinde resim yapmaya başlayan ve fırçayı hortumuyla büyük bir ustabkla kullanan Kamala, genellikle rengarenk çizgi ve noktalardan oluşan "soyut resimler" üzerinde çabşıyor. "Sanat değeri yüksek" olarak değerlendirilen Kamala'mn resimlerinden bazılannın, sergi sonunda düzenlenecek açık arttırmada yüzlerce, hatta binlerce dolar karşılığında satılabileceği belirtib'yor. Antalya'dakültûpve sanat etkinlikleri •IANTALYA (AA) - Antalya'da kültür-sanat etkinbkleri, önümüzdeki hafta da sürecek. Ünlü şarkıa Kibariye, bu akşam Konyaaltı Açıkhava Tiyatrosu'nda bir konser verecek. Halk ozam Mahsuni Şerif de halk müziği sanatçılan Canan Başkaya ve Gülşen Artun'la birlikte yann aynı yerde müzikseverlere seslenecek. Felez Sanat Galerisi'nde açılan Ferit Özşen'in heykel sergisi. eylül ayı boyunca gezilebilecek. Adem Sönmez'in, Galeri Ansan'daki fotoğraf ergisi de ay sonuna kadar açık kalacak. Antalyablar, sıcak yaz gecelerinde Dedeman Otel bünyesindeki açıkhava sinemasında bu hafta Jim Sheridan'ın yönettiği "Babam İçin" ve Rupert Wainwriyft'in yönettiği "Açık Çek" adb fıbnleri izleyebilecekler. Oscar Sinemasf nda bu hafta, Richard Donnor'un "Maverick", Aspendos Sineması'nda Rachel Taîalay'ın "Makinedeki Hayalet", Ulusoy Sineması'nda ise Tinto Brass'ın "Göz 2!evki" adb fîlmleri görülebilecek. 'Tupizmdeyeni gelir kaynakları yaratmalıyız' • FEKE-SAİMBEYLİ (AA) - Kültür Bakam Temurçin Savaş, tarihi mirasa sahip çıkıhnası ve turizmde yeni gelir kaynaklan yaratılması gerektiğini söyledi. Bakan Savaş. Adana'mn Feke ve Saimbeyli ilcelerinde yaptığı konuşmalarda. bölgede sahillerden turizm amaayla yeterince yararlanılamadığını belirterek şunlan söyledi: " Akdeniz turizmi Anamur'da bitiyor. Adana ve Mersin'deki otellerde doluluk oranlan dafıa da düşüyor. Bu nedenle Adana, Mersin ve Hatay'da, tarihi değerlerimizi ayağa kaldınp Jç Anadolu - Adana bağlantısını sağlayarak doğal ve tarihi güzelbkleri değerlendireceğiz. Yayla turizmi dediğimiz olayı da gerçekleştirmek istiyoruz. Turizmi, sadece sahıl turizmi olmaktan çıkârtıp doğal güzelliklerimizi kullanarak ülkemize 12 ay süreyle turist geürmebyiz." Kültür Bakam Savaş, Kapadokya bölgesindeki turizmi, Adana - Saimbeyb - Feke yolunu genişleterek, Kadirti veOsmamye ilçeleri üzerinden Güneydoğu Anadolu bölgesine açmayı düşündüklerini de bildirdi. •
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle