Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 28 AĞUSTOS1994 PAZAR
14 KULTUR
Türkiye
Yayıncılık
Sektörü
Araştınnası'
ANKARA (AA) - Yayıncılar,
'kültür yayıncıbğYnın ıçinde
bulunduğu sıkıntılan hangi
nedenlere bağbyorlar? Bunahnn
aşmak için üzerindedurduklan
önlemler neler? Bu sorular, Kültûr
Bakanbğı'nın desteğiyle
gerçekleş tirilen 'Türkiye
Yaymcılık Sektörü Araştırması' ile
yanıt buldu.
Araştırma sonuçlanna göre,
yayıncılar, kültür yayıncıbğındaki
gerilemeyi, ülkenin içinde
bulunduğu ekonomik duruma
bağlamakla birlikte, bunalımın
siyasi, toplumsal, kültürel ve
sektörel boyutlanna da değindiler.
Yayıncılar, kültür yayınahğının
içinde bulunduğu bunabmı, kitap
fıyatlannın yüksekbği, halkın ahm
gücünün düşmesi, kitap dağıtımın-
daki aksaklıklar, devletin kitaba,
kültüre ilgisizliğinin yanı sıra şu
nedenlere bağladılar:
Toplumda yerleşik okuma
alışkanlığının bulunmayışı, ya-
yınevlerinin sermaye açısından
güçsüzlüğü, okumayı teşvik yerine
okumaktan uzaklaşUran çarpık
eğitim politikası, televizyon
kanallannın çoğalması ve halkın
görsel medyaya yönelmesi, paranın
el değiştirmesi sonucu gerçek
okurun kitapla buluşamaz hale
gelmesi, tanıtım eksikükJeri,
köşedönücülük ideolojisinin
topluma hakim olması ve paranın
tek değer haline gelmesi.
Yayınalann bunabrru aşmak için en
fazla üzerinde durduklan önlemler
de şöyle sıralanıyor:
Kültür Bakanhğj'run kitap
ahmiannda objektif kriterler
belirlemesi ve buna uyması, ba-
kanlığın televizyonlarda ve basında
kitap okumaya özendirecek
kampanyalar düzenlemesi,
bakanbğm her kültür kitabından
belli bir miktar alması, bakanlığın
geniş çaph ve uzun soluklu
kampanyalarla okumaya
özendirmesi, PTT gönderilerinin
ucuzlatılması, kütüphane sayısının
artünlması, yayınevlerine düşük
faizli kredi verilmesi, kitaptaki
KDV orarunın indirilmesi,
bakanbğin kitap ahm kriterlerini
yayıncılarla işbirliği içinde
oluşturması, okul müfredatlannda
Türkçe ve edebiyat derslerine daha
fazla önem verilmesi, korsan
yayıncıbğın önlenmesi.
Bombix
Mori'nin
Tutkusu
Kfiltür Servisi - Nejat B. Altınay
yeni romaru "Bombix Mori'nin
Tutkusu" Pak Zarf
Yayınlan'ndançıkü. Türk
okurunun pek tanımadığı yazann
çeşitb günlük gazetelerde tefrika
halinde yayımlanmış romanlan,
tngilizcede yayımlanmış iki
roman, Nazım Hikmet üzerine
yaaJmış vesonradan toplatılmış
olan bir inceleme kitabı ve Unesco
için yaptığı araştırma - inceleme
çalışmalan bulunuyor. Nejat B.
Altınay, "Ölümün etrafında
ateşböcekleri gibi uçuşanlann"
romanını yazmış. Bombix
Mori'nin Tutkusu; gerilimli,
bunalımlı, kuşkulu eylemler
arasında anlık umut ve
umutsuzlukJann, cabntı avunç ve
sevinçlerin yaşandığı birdünyayı
aktanyor bize. Özgürlük düşünü
yakalamaya çalışıp da ona bir
türlü ulaşamayanlann dünyasını.
Ressam Hans
Memling
anılıyor
Kültür Servisi - Belçika'nın Bruges
kentindeki Groeninge Müzesi,
Flaman ressam Hans Memling'i,
ölümünden 5 yüz yıl sonra,
yapıtlanndan oluşan bir sergiyle
amyor.
Rönesansın en büyük
ressamlanndan biri olan ve
resimlerinde geri planda her
zaman Bruges kentine yer veren
ressamın sergisi 15 kasıma dek
izlenebilecek. Memling, 1494
yüında bu kentte ölmüştü.
Ressamla ilgilenen bilim adamı
Dirk de Vos ve bu kentte yaşayan
dostlan üç kıtada araşürmalar
yaparak müzelerle ve özel
kolleksiyoncularla temasa
geçtiler. Sonuçta Memling'e ait 90
kadar yapıtın günümüze kadar
geldiği ortayaçıktı. Bruges'deki
sergi bu resimlerin yaklaşık
yansını içeriyor.
Sergideki resimlerin çoğunda
kutsallıkla yakın veayncabkh bir
ilişki gözleniyor. Çok iyi bir portre
ressamı olarak nitelenen
Memling'in en olağandışı ve en
ûnlü portresi 23 yaşındaki
Maarten van Nieuwenhove'un
dalgın gözlerle Meryem ve çocuk
Isa'ya baktığı çift resmi.
Sergi aynca Memling'i etkileyen
Rogier Van der YVeyden, Lochner
gibi sanatçılarla ve Memling'in
etkilediği sanatçılann yapıtlannı
da içeriyor. Ressamdan etkilenen
sanatçılar arasında Bruges'de
yaşamış olan ve adlan bilinmeyen
pekçokustavar.
Çok farklı roller üstlenen Keanu Reeves, Hollywood'un'en çok arananlar' listesinde
'Masıım erkek'ten Hamlet'eKültür Servisi - Keanu Reeves, Ar-
nold Schwarzenegger ya da Syhester
Stallone gibi aktörlerin halefı olarak
görülse de görünüş insanı aldatabi-
lir. Şimdiye kadar 20 filmde rol alan
30 yaşındaki aktör, silah çeken
maço karakteri pek az canlandırdı.
Reeves, 'Speed' filmindeki pob's ro-
lüyle Hollyvvood'un 'en çok aranan-
lar' listesine girdi.
Babası yan Çinli yan Havvaili
olan aktör Beyrut'ta doğdu. Çocuk-
luğu bir ülkeden diğerine yolculuk
ederek geçti ve sonunda Toronto'ya
yerleşti. Yerel bir televizyonda yayı-
mlanan şov programında rol aldı.
Bunu sıradan Kanada fîlmleri izledi.
1985 yıhnda Rob Lowe ve Patrick
Swayze ile birlikte oynadığı 'Yo-
ungblood' fılminden sonra 'Rivers
Edge' fıhniyle şansı döndü. Daha
sonra Ron Honard'ın 'Parenthood'
(1989), Lawrence Kasdan'ın i Love
You To Death'. Stephen Frears'in
'Dangerous Liaisons-Tehlikeli
Ibşkiler' ve Bram Stoker'ın 'Dracu-
la' fılmlerinde oynadı. Tiyatroda
Hamlet'i canlandırmaya hazırianan
aktörle, 'Premiere' dergisince
yapılmış söyleşiyi sunuyoruz:
'Speed' ile gelen büyük başan
- 'Speed' fUminde rol aunayı ne-
redeyse reddediyordunuz. Sonunda
neden fikrinizi değiştirdiniz?
Senaryoyu ilk kez okuduğumda
pek çok sorun olduğunu gördüm.
Diğer karakterlerle diyaloglanm
çokkötüydü. Benim canlandırdığım
İcarakter neredeyse ahlaksızca şaka-
lar yapıyordu. Bir polis memunı
olarak inandıncı değildi. Yönetmen
Jan De Bont'la tanıştığımda, gerçek-
ten heyecanh olduğunu gördüm.
Birkaç fümini izledim ve konulan ele
alış biçimini kendine özgü buldum.
Sürekli hareket eden bir kamera,
canb renkler... Çok güçlü bir tara
var. Senaryo konusundaki endişele-
rimi de paylaşıyordu.
-'Speed'in büyük başan kazanması
Hollywood'un size bakrşını nasıl deği-
ştirdi?
Iki senaryo daha önerildi. 'Speed',
Alfonso Arau'nun yönettiği bir so-
nraki filmim 'A VValk In The Clo-
uds'da rol almamı sağladı. Bazı bü-
yük oyuncular da filmin oyuncu
kadrosuna dahil edildi. özel efektler
için ekstra para aynldı. Filmin daha
iyi olması için çabşıyorlardı. İyi bir iş
çıkardım ama sanki benim filmim
değilmiş gibi geliyor. Böyle başanlı
bir filmde rol almak harikaydı. Ama
bu başanrun ne kadannın bana ait
olduğunu bilmiyorum.
- Şimdi size şaşırtıcı ücretler teklif
ediliyor. Rol seçerken bu size daha
çok mu yoksa daha az mı özgürlük
sağlıyor?
Bana özgürlük fırsatı veriyor.
Kendim için daha iyi roller yarat-
mamı sağlıyor. Şu anda. kişisel ola-
rak rol almak istediğim herhangi bir
öykü yok, ancak "Speed'in başansı-
ndan sonra bir öykü bulmak zorun-
dayım. Çünkü Hollywood'da insan-
lann kafası garip bir biçimde işli-
yor... Bu çocuk bir sahne çekti. çok
da iyi yaptı ama bekleyip başka ne-
ler yapabileceğini görelim.... Bu an-
lamda, üzerimde baskı hissediyo-
rum. Daha hiçbir şey bitmedi. Bir
gün biteceğini de sanmıyorum.
- HoIlyHood'da ciddive alınmak
için sürekli savaş vermek zorunda
mısınız?
Ben çok farklı roller üstlenebilme
fırsatı bulabildiğim için çok
şanslıyım. Mümkün olduğunca
bunu yapmaya çalıştım. Hollyvvo-
od'un bunu nasıl değerlendirdiğini
bilmiyorum.
- Kariyerinize başlarken büinçu'
olarak diğer genç aktörlerin sahip ol-
madığı özgün bir imaj yaratmaya
calıştınız mı?
Benim yaşımdaki diğer aktörler-
den bütünüyle farkb olduğumu söy-
leyemem. Her zaman 'saf kadın'm
erkek karşılığını canlandırdım. Ka-
riyerim boyunca hep masumlan
oynadım. Bu rolü üstienmediğim
yalnızca birkaç örnek var. 'I Love
You To Death' ve 'Speed' gibi.
- Bertolucci, Coppola, Frears gibi
bazı büyük yönetmenlerle calıştınız.
Bir yönetmende aradığınız özellikler
neler?
Bir istek listem yok. Yalnızca bu-
luşmaya gider ve söylediklerini din-
lerim. Canlandırmamı teklif ettikleri
karakter, fılmİH konusu ve beni ne-
den o role uygun gördüklerine ib'ş-
kin sorular soranm. 'Dracula" fıl-
minde Coppola'ya gıdıp 'Bu fifaBİn
amacı ne' diye sormadım. Ama
yalnızca sete gidip kamerayla neler
yaptığma baktım. Çabşma biçimim
sezgilere ve işbirbğine yönebktir.
Provalar ya da çekim sırasmda kafa-
ma takılan bir soru olursa, yönetme-
nin yanıtlamasını beklerim. Yönetil-
meyi beklerim. Oyunculan yönet-
meyen, her şeyi onlara bırakan pek
çok yönetmenle çalıştım.
- Amerikah yönetmenlerle Av-
nıpalı yönetmenİerin yakiaşimian
arasında çok büyük fark var mı?
Yalnızca Bemardo Bertolucci ve
Stephen Frears ile çabşüm. Onlann
yapıtlannda daha fazla şiir var. Gö-
rüntü, ses, koku, tat ve dokunmaya
ya da bütün bu duyulann derinliğine
karşı, romantik olmayan ama daha
gözle görülür bir duyarlık var. Ko-
nuşma ve hareket ibşkisinde, sinema
diline daha çok yaklaşıyorlar.
Öyküye karşı sorumluluk
- Sahnede Hamlet'i oynamak gibi
cesur bir karar aldınız. Bu rol için
nasıl hazırlanıyorsunuz?
Hamlet'i lisedeyken okumuştum.
Laurence Olivier'nin Hamlet'ini de
gördüm. Sanınm beni Hamlet'e iten
ilk şey öfkeydi. Bir de Shakespeare'e
olan sevgim. Rolümü ezberlemeye,
eleştiri ve kuram okumaya baş-
ladım. Provalara aralık ayında
başbyorum. Hamlet'le olan ibşkim
gebşerek bu adamın karşı karşıya
kaldığı savaşa dönüştü, obiıak ya da
olmamak, bireyin özgürleşmesi,
kendi edimlerinin sorumluluğunu
üstlenebibııesi. Sonunda Hamlet
kendi edimlerimizden sorumlu ol-
madığımızı söylüyor. O bir kaderci.
Ancak o zamana dek kendi ruhunu
bulmak için çıktığı yolculuk insanı
büyülüyor. Gidip yapması gerekeni
yapmadan önce düşüncelerini, duy-
gulanm açıkbyor Hamlet intikamı
önceden tasarlamıyor.
- Elestirmenleri etkilemek gibi bir
amacınız olmadığına göre bunu ken-
diniz için yapıyor ounausınız?
Hamlet'i dünyayı 'daha iyi
kılmak' için oynamıyorum. Daha
büyük bir projede yer almak adına
oynuyorum. Kuşkusuz bunu ken-
dim için yapıyorum ve perfor-
mansımın insanlann oyun üzerinde
düşünmelerini ve belki de daha mer-
hametli olmalannı sağlamasını
umuyorum. En azmdan kendi ku-
şağımın.
- Aktör olarak bir sonımluluk his-
sediyor musunuz?
Yalnızca öyküye karşı. Öykü için-
de hiçbir amaca hizmet etmeyen,
salt pornografı ya da şiddet içeren,
değersiz, çirkin uzantılan olan pro-
jelerle ilgilenmiyorum. Ancak bu tür
konulan sorumlu bir biçimde ele
alan bir filmde rol abnm.
Oğlak Yayınlan, yeni diziler, ilginç ve ilk kitaplarla'farklı yayıncılık'anlayışını sürdürüyor
îyi kitapçıkanrsanız mutlaka satar'ni ise şöyle açıklıyor Çavaş: "Kücük
kitaptanmızuı daha çok satmasuun ne-
deni, asıl kitap oku>ııcusuna değil, onun
dtşmdakj okuyuculara sesJeniyor ol-
ması. Dolayısıyla biz kitap satış pas-
tasını büyüttük. Rekiamcılıkta ku-
raldır, pastayı büvüten, en büyük payı
bûyüyen kısımdan alır."
Dengeb bir yayın pobtikası tuttur-
mayı hedefliyorlar:"Kulağa Küpe di-
zisüıin ilk kitabından sonra "İlk Vapı-
rları' dizisinden bir tane basük." ilk
Yapıtlan' dizisi yayınevinin bir misyo-
nu. Şimdiden çok ügi gören ve pek çok
yazar adayının başvurduğu bu diziden
yılda en az alü tane basılacak. Bugün-
ğunü söyleyen Ça\aş, ayru yazann
'Eski Zaman Kadınlan Arasında' adb
kitabını da yayımlayacaklanru belirti-
yor.
Bir zamanlar çok okunan ve çok sa-
tan Güzide Sabri'nin 'ölnıüş Bir
Kadınuı EvTak-ı Metrukesi' ve Mah-
mud Yesari'nin ortaokul ve bselerde
edebiyat derslerinde okutulan, ancak
1972 yıbnda baskısı tükenen 'Çufluk'
adb kitaplarıru basacaklannı söyleyen
Çavaş bu kitabın Türk edebiyaunda
işçi sınıfını fon olarak kullanan ilk ki-
tap olduğunu vurguluyor.
Raşit Çavaş bize bu röportajın şere-
fine bir de sır veriyor: "tÛt Türk kadın
latmış olacaklannı, bu kitabın ardı-
ndan da Adalet Ağaoğlu'nun 'Gece
Hayatım' adb kitabını yayımlayacak-
ianru belirtiyor.
1996'ya kadar yayın program-
lan dolu. Bugünlerde Fethi Naci'-
nin '40 Yılda 40 Roman' adb kitabını
da deneme dizisinin ilk kitabı olarak
yayımlanacak.
Yayınevini kurduklannda en çok
önem verdikleri türleri biyografi,
otobiyografi ve mektuplar olmuş.
Sırada Sylvia Plath'ın güncesini, ant-
ropolog Evelyn Reed'in 'Alandan
Mektuplar'ı var.
Osmanblar döneminde hatıralannı,
Kültür Servisi- Farklı yayıncıbk an-
layışıyla kitapseverlerin ilgisini kısa
sürede çekmeyi başaran Oğlak Ya>ı-
nlan, geçen yıldan bu yana nitebkb ki-
taplar basmayı sürdürüyor.
Oğlak Yayınlan bir yandan yazar
adaylannın 'Ük Yapıtlar'ını basarak,
okurlara bir yazann ilk kitabını keş-
fetme zevkini yaşatırken, öte yandan
da 'Kulağa Küpe' dizisiyle kitap okuru
olmayan kitleye de ulaşmayı başan-
yor. Böylece ekonomik bir denge de
tutturan yayınevi hem kabteden ödün
vermeden nitelikb edebi eserleri bas-
mayı hem de okura ve yazanna hak et-
tiği özeni sunmayı hedefliyor.
Oğlak Yayınlan,
genç bir yayınevi ola-
rak geçen yılki TÜ-
YAP Kitap Fuan'na
beş kitapla katılmış.
Bugünlerde ise aralan-
nda Adalet Ağaoğlu'-
nun 'Ruh Üşümesi',
Nahid Sım örikin
'Kıskanmak'. Doğan
Yancı'nın 'Kemik' ve
'Evla', Syhia Plalh'ırj
Üç Kadın", Nur Nak-
Itaş'ın 'Nefes Darbğf,
Ersin Sahnan'ın 'Misa-
fîr Terbkleri', Cmit
Ünal'ın 'Amerikan
Güzeli', lsmet özel'in
'Geceleyin Bir Koşu',
'Evet. Isyan', 'Cinayet-
ler Kitabı', 'CeUadıma
Gülümserken' adb ki-
taplannın da bulundu-
ğu yirmi kitabı olan
yayınevi, önümüzdeki
TÜYAP'a da otuz ki-
tapla kaübnayı planb-
yor.
Yayınevinin yayın
yönetmeni Raşit Ça-
vaş, Senay Hazneda-
roğlu'yla birlikte
yayıncıbk yapmaya
keterinld^bebrledüde"
Y a y
™ y
ö n e ö n e ı l i
**& Ç
a v a
$
(kis
^
6k k a r e
>- '-* Y a p
1 0
- '
w
« u l a ğ a Küpe' dizisinden önıekfcr. (Fotoğraf: KEREM ILGAZ)
rini bebrtiyor. Çavaş, Türkiye'de ki-
tap okunmadıgına inanmıyor, da-
ğıtım kanallannın yeterb' olmadıgını,
yayınlann okura ulaşmadığını, kita-
bevlerinin sık noktalarda bulun-
madığını savunuyor ve "İyi kitap çı-
kanrsanız mutlaka satar" diyor. "iyi
kitap çılcanrsanız sanlır. Bu ülkede Na-
tkmal Geographic gibi bir derginin otuz
bin abonesi varsa Wnm kitaplanmız da
satar, niye satmasuı ki?"
Hedefledikleri gibi oldukça ügi gö-
ren 'Kulağa Küpe' dizisinden çıkan
kitaplann tirajı oldukça yüksek. Hat-
ta ilk bastıklan 'Hayata Dair Kücük
• Kitabı' beşinci baskıya ulaşmış. Bu
kitaplann çok ilgi görmesinin nedeni-
lerde. Gülayşe Kocak'm 'Çifte Kapı-
lann Ötesi' adb ilk kitabını basacak-
lannı söyleyen Çavaş bu kitabın psiki-
yatrideki transfer kuramının roman-
laştınbnası olduğunave çok önemli bir
yapıt olduğuna değıniyor.
Yayınevinin genel çizgisinin edebı
kalitesini yüksek tutmaya çabştı-
klannı beliften Çavaş, "İlk Yapıtlan'
dizisinin diğer yayınevlennı de özen-
dirmesini umut ettiğini vurguluyor.
Unutubnuş, kaybolmuş önemb
Türk yazarlannın kitaplannı yayımla-
mayı da ilke edinen Oğlak Yayınlan
baskısı tükenen kitaplan yeniden ya-
yımbyor. Nahid Sım örik'in 'Kıskaıı-
mak' adb romanının da çok ilgi gördü-
romanı diye Fatma Aliye Hanım'ın bir
romanı bilinirdi. Oysa ki ondan on yıl
önce yazılmış bir Türk kadın romanını
keşfertik. Zafer Hanım'ın "Aşk-ı Va-
tan' adlı romanı. Bu kitabı Zehra Tos-
ka hazırhyor bize. TÜV'AP Kitap Fu-
an'na yetistirmeyi amaçiıyonız. Zafer
Hanım'ın kitabı 1877'de yayımlanmış,
böylece biz tarihi değiştirmiş olduk. Bu
kitabı bir ortak yapım halinde Kadm
Eserleri Kütüphanesi iJe birlikte basa-
cağız."
17. yüzyılda yaşamış mutasavvıf bir
kadının, başka bir şehirde yaşayan
şeyhine mektup halinde yolladığı rü-
yalannı da basacaklanna değinen Ça-
vaş böylece 'Rüya Dizia'nı de baş-
sarayda öğrendiği kötü bir Fransı-
zcayla yazan ve Paris'te yayımlayan
Melek Hanım'ın 'Haremden Mahrem
Habralan'ı yayımlanacak. O dö-
nemde ne Osmanbcaya ne de Türkçe-
ye çevrilen bu kitap, ilk kez Türkçede
yayımlanacak. Baudelaire'in 'Mahrem
Günce'si de Oğlak Yayınlan'nın 'Gün-
lük' dizisinde yer alacak..
Kitaplann tanıtımı ve grafık ta-
sanmı için profesyonel şirketler ve işle-
rinde uzmanlaşmış kişilerle çabştı-
klannı vurgulayan Çavaş, Türkiye'-
deki grafık eğitiminin de Batı'daki ka-
dar gebşmiş olduğunu ve yetişmiş ele-
manlann bulunduğu görüşünde.
Kitaplann grafık tasanmlannı Ser-
dar BenB'gerçekleştiriyor, tanıümı bir
reklam şirketi üstlenmiş. Kitaplannı
bijinci hamur kağıda basma>ı ilke
edindiklerinı, Türkiye'de insanlann
daha iyi, daha güzel ve kaliteb kitaplar
okumayn hak ettiklerini vurguluyor.
Profesyonel pazarlama teknikferini
sonuna kadar zorlamak gerektiği
inananda:
"Değişik yöntemler denemek gerek-
tiğinc inanıyoruz. Fethi Naci'nin kitabı
çıkhğında Pandora'nm önüne yüz tane
kitap yığıp ortaya koyacağız. Satılan
sarılır, satümayan geri alınır. Belki de
bu, sanşı kamçılar. Profesyonel pa-
zarlama tekniklerini de kullanmak ge-
rekir. Kitap tkari bir
meta.
Her tkari meta gibi
o ticari üriine yöneük
profesyonel pazarlama
teknikleri geliştirmek
lazım. 'Kitabı nerede
nasıl ve hangi yönem-
lerle satanz?', bunun
peşinde koşmak lazım.
Biz bu ise ticari de
bakıyoruz. L'manm bir
gün herkes bu işe ticari
bakar, hatta bir gün
başkalan bir sanayi
diye bakar. Çünkü
Batı'da bu bir sanayi."
CD kitap üretme
peşinde olduklanna
da değinen Çavaş, bu-
nun ilk ipuçlannı An-
kara Kitap Fuan'nda
verdiklerini ve orada
oldukça ilgi topladı-
klannı belirtiyor:
"Biz yayıncı olarak
bir CD-room'a bir ya-
zann otuz kitabını
stgdırmak, bir yazann
şiınerini kendi sesinden
kendi görimtüsünden
müziğiy le stğdınnak is-
tiyonız. Multimedia
yani coklu ortam, hare-
kedi ses, hareketü gö-
rûnrû, müzik, metin bütün bunlann hep-
sinin içinde olduğu bir sistem.
Biz bunlardan yararlanarak CD-
room üretmek istiyoruz. Bu dışanda
yapılan bir şey, Türkiye'de pazan var
mı yok mu bibniyoruz, ama denemekte
kararlıyız. Ankara Kitap Fuan'nda
yaptığıinız tanrtımda bilgisayar sahibi
olan kisiler bu tasanmızla çok ilgilendi,
çünkü CD-drivcrlerin elindeTürkçe
CD-room yok. Örneğin, 20 şairin birer
şürini kendi seslerinden görüntülerin-
den sunabiliriz. Tabü bunlar kitap de-
P, ama nasıl kitap başka şey, CD-
room başka şeyse multimedia da başka
bir şey. Multimedia gelecek, ama in-
sanlar kitaptan vazgecmeyecek."
ıı II
Tiyatpoom'dan
Çocuk AtatüPk
• Kültür Servisi - Tiyatroom
1994-95 tiyatro sezonunda
Kadıköy Halk Eğitim
Merkezi'nde 2 ekimden itibaren
pazar günleri saat II' de "Çocuk
Atatürk" isimli oyunu
sergileyecek. Pedagojik
danışmanlığını Habde Seçkin'in
yaptığı oyunu, Serhat Aktaş yazdı.
Omit Yayınalık'tan 2
yeni kitap
•ANKARA (AA) - Ümit
Yayınalık, iki yeni kitabı daha
okurlara sundu: "Postmodernizm,
İslam ve Us" ile "Bir Savcının Not
Defterinden..." Coşku dizisinden
çıkan Çetin Yetkin'in "Bir
Savcının Not Defterinden" adb
kitapta, yazar, cumhuriyet
savcılığı yaptığı sıralarda tamk
olduğu olaylan okurlara
aktanyor. Yetkin, kaleme aldığı
saürlarla ilgib olarak, "Bu
sayfalar, kimi yerde bir özeleştiri.
çoğu yerde ise özünde, ülkemin ve
kendi yaşamının lOyılbkdönemi
için yazıbnış birer ağıt
karalamaladır" diyor.
Yayınevinin diğer yeni kitabı,
"Postmodernizm, Islam ve Us"ise
dil ve bilgi felsefesiyle uğraşan
Emest Gellner imzasını taşıyor.
Felsefenin iki bilgi dab, dil ve bilgi
felsefesi üzerine çabşmalaryapan
Gellener, bir yandan da
Müslüman toplumlan inceb'yor.
Gellner, Bülent Peker'in
Türkçeleştirdiği bu yapıtında
Müslüman toplumlarda
köktendincibğin güçlü olmasırun
nedenlerini soruşturuyor.
açıyor• CALGARY (AA) - Kanada'mn
Calgary kenti hayvanat
bahçesinin sevimli fıli Kamala,
bazılanna göre, Pablo Picasso'yu
bile gölgede bırakacak kadar ünlü
bir ressam olma yolunda.
Hayvanat bahçesi yetkilileri, 19
yaşındaki Asya fıli Kamala'nın
suluboya ve yağlıboya
"çabşmalannın" gelecek ay
düzenlenecek sergideizleyicilere
sunulacağını açıkladılar. Birkaç yıl
önce "hayvanlara beceri
kazandırma" programj
çerçevesinde resim yapmaya
başlayan ve fırçayı hortumuyla
büyük bir ustabkla kullanan
Kamala, genellikle rengarenk çizgi
ve noktalardan oluşan "soyut
resimler" üzerinde çabşıyor.
"Sanat değeri yüksek" olarak
değerlendirilen Kamala'mn
resimlerinden bazılannın, sergi
sonunda düzenlenecek açık
arttırmada yüzlerce, hatta binlerce
dolar karşılığında satılabileceği
belirtib'yor.
Antalya'dakültûpve
sanat etkinlikleri
•IANTALYA (AA) - Antalya'da
kültür-sanat etkinbkleri,
önümüzdeki hafta da sürecek.
Ünlü şarkıa Kibariye, bu akşam
Konyaaltı Açıkhava
Tiyatrosu'nda bir konser verecek.
Halk ozam Mahsuni Şerif de halk
müziği sanatçılan Canan Başkaya
ve Gülşen Artun'la birlikte yann
aynı yerde müzikseverlere
seslenecek. Felez Sanat
Galerisi'nde açılan Ferit Özşen'in
heykel sergisi. eylül ayı boyunca
gezilebilecek. Adem Sönmez'in,
Galeri Ansan'daki fotoğraf ergisi
de ay sonuna kadar açık kalacak.
Antalyablar, sıcak yaz gecelerinde
Dedeman Otel bünyesindeki
açıkhava sinemasında bu hafta
Jim Sheridan'ın yönettiği "Babam
İçin" ve Rupert Wainwriyft'in
yönettiği "Açık Çek" adb fıbnleri
izleyebilecekler. Oscar
Sinemasf nda bu hafta, Richard
Donnor'un "Maverick",
Aspendos Sineması'nda Rachel
Taîalay'ın "Makinedeki
Hayalet", Ulusoy Sineması'nda
ise Tinto Brass'ın "Göz 2!evki"
adb fîlmleri görülebilecek.
'Tupizmdeyeni gelir
kaynakları
yaratmalıyız'
• FEKE-SAİMBEYLİ (AA) -
Kültür Bakam Temurçin Savaş,
tarihi mirasa sahip çıkıhnası ve
turizmde yeni gelir kaynaklan
yaratılması gerektiğini söyledi.
Bakan Savaş. Adana'mn Feke ve
Saimbeyli ilcelerinde yaptığı
konuşmalarda. bölgede
sahillerden turizm amaayla
yeterince yararlanılamadığını
belirterek şunlan söyledi:
" Akdeniz turizmi Anamur'da
bitiyor. Adana ve Mersin'deki
otellerde doluluk oranlan dafıa da
düşüyor. Bu nedenle Adana,
Mersin ve Hatay'da, tarihi
değerlerimizi ayağa kaldınp Jç
Anadolu - Adana bağlantısını
sağlayarak doğal ve tarihi
güzelbkleri değerlendireceğiz.
Yayla turizmi dediğimiz olayı da
gerçekleştirmek istiyoruz.
Turizmi, sadece sahıl turizmi
olmaktan çıkârtıp doğal
güzelliklerimizi kullanarak
ülkemize 12 ay süreyle turist
geürmebyiz." Kültür Bakam Savaş,
Kapadokya bölgesindeki turizmi,
Adana - Saimbeyb - Feke yolunu
genişleterek, Kadirti veOsmamye
ilçeleri üzerinden Güneydoğu
Anadolu bölgesine açmayı
düşündüklerini de bildirdi. •