Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 27 AĞUSTOS1994 CUMARTESİ
8 DIŞ HABERLER
Koskotas
mahkemedebayıldı
• ATTJNA(AA)-
Yunanistan'da, beş yü önce
Başbakan Andreas
Papandreu'nun rüşvet almak
suçuyla yüce divana
sevkedilmesine neden olan
eskibankerYorgo
Koskotas, mahkeme,
hastane ve hapishane
arasında mekik dokuyor.
Koskotas, iki hafta önce
bağırsak ameliyaü için yatüğı
hastaneden taburcu edilir
edilmez hakim huzuruna
çıkanldı. Zimmetine
geçirdiği 5 trilyon lira için
yargılanan Kostokas'ın,
duruşma salonunda acılar
içinde kıvranmasına ve hatta
bayılmasına rağmen
hakimler cezaevine sevkini
kararlaşürdılar.
AfÖrgütü'nden
Clinton'a kınama
• LONDRA(AA)-
Uluslararası Af Örgütü,
ABD Başkanı Bill Clinton'ın
yaklaşık 60 suça ölüm cezası
öngören yeni suç yasasını
kınadı. Af Örgütü tarafından
yapılan açıklamada, "ölüm
cezasının bu şekilde
genişletilmesi, ABD'de
özellikle yoksullar,
azınlıklar, akıl hastalan ve
yasal temsilcileri
olmayanlann başına gelen
ıdamlar hakkındaki derin
endışelerimizi arttınyor"
denildi. Açıklamada, Af
Örgütü'nün, ırk aynmı
nedeniyle haklannda ölüm
cezası istenenlerin kendilerini
savunmalanna imkan
tanıyan bir maddenin de
yasadan çıkanlmasından
büyük üzüntü duyduğu ifade
edildı.
Rusya'da askeri
personel sıkınüh
• MOSKOVA(AA)-
Rusya'da dört aydır maaşlan
ödenmeyen askeri personel,
para elde etmenin yolunu,
silahlannı satmakta buldu.
Ordunun yayın organı
Krasnaya Zvezda'nın (Kızıl
Yıldız) birinci sayfasında yer
alan yorumda "Sılah
hırsızlığı, hükümetın
kendisine hizmet verenlere
karşı zorunluluklannı yerine
geürmemesiyle doğrudan
bağlantılı" ifadesine yer
verildi.
Kaçak31lrakb
yakalandı
•SOFYA(AA)-
Bulgaristan-Yunanistan
sınınnı kaçak olarak
geçmeyeçalışan Irak
vatandaşı 31 kişi Bulgar sınır
muhafazaekipleri tarafından
yakalandı. Gotze Delçev
bölgesinde Lovça köyü
yakınlannda ele geçirilen
kaçak Iraklılann bir Bulgara
kişi başına bin Amerikan
Dolan ücret ödedikleri,
ancak rehberin daha sonra
Irakhlan sınırda bırakarak
kaçtığı belirlendi.
Hayvan hakları
teröristteri
• LONDRA(AA)-
Ingilterede son haftalarda
saldınlannı sıklaşüran
"hayvan haklan terönstleri"
önceki gün Wight adasındaki
dört mağazaya yangın
bombalan ile hasar verdiler.
Itfaiye ekiplerinin başa
çıkmakta güçlük çektiği
yangınlarda dört mağaza
tamamen kül olurken 2
milyon sterlinlik (110 milyar
TL) hasar meydana geldi.
Hayvanlar üzerinde test
edilerek hazırlanan
malzemeler satan mağazalan
hedef alan teröristlerin üç
mağazaya daha yangın
bombası koyduklan, ancak
bunlann etkısiz hale
getirildiği kaydedildi.
Kayınvalideler
daha tetilikeU
• NEWYORK(AA)-
Kayınvalidelerin, genç
çiftlerin mutluluklan
açısmdan kayınpederden çok
daha tehlikelı olduklan
belirlendi. Amerika'da
yapılan araştırmalar, genç
evlilerin mutluluklannın
bozulmasında
kayınvalidelerin en büyük
rolü oynadıklan, onlan
sırasıyla görümce ve
kayınpederlerin izlediğini
ortaya koydu.
İsrail'le su pazarlığını 1996'ya ertelediler, şimdi kaynaklann kuruyuşuna seyirci kalıyorlar
FilistinsıısıızlıığayeııihliDış Haberler Servisi - Ortadoğu'da
geleceğin savaşlannın su yüzünden çı-
kacağı kaygısı, siyasi gözlemciler tarafı-
ndan sık sık dile getiriliyor. Bölgenin
yeni devlet adayı Filistin de bu kronik
sonından payını ahyor. Su sorunu, Fi-
listin devletinin en büyük derdi olmaya
aday.
İsrail'in Filistin özerk yönetimi ile ge-
lecekte yaşayacagı herhangi bir sorun
karşısında silaha sanlmasına hiç gerek
kalmayacak. Tel Aviv, Filistin'e karşı
en büyük kozunu oynayıp vanalan ka-
patarak milyonlarca kişiyi susuz bıra-
kabilecek.
Reuter ajansmın Filistinli yetkililere
dayanarak bildirdığine göre doğal kay-
nakları hızla tükenen Gazze Şeridi,
tamamen Israil'den gelen suya bağımlı
olmak üzere. Manavgat suyu projeşi ile
Türkiye'den su almaya hazırlanan İsra-
il, Filistin'e su satıyor. Yalnızca böl-
genin orta kesimlerindeki üç mülteci
kampına îsrail'den yılda 2.2 milyon
metreküp su gidiyor.
Filistinliler ise kay-
naklannın yok olması-
na seyirci kalmaya
mahkum. Gazze ve
Eriha'nın özerk yöneti-
me geçiş görüşmeleri sı-
rasında Israil ve FKÖ
heyetleri, su pazarlığını
iki yıl sonraya erteleme
konusunda anlaşmı-
şlardı.
Yanı Filistin toprak-
lannın nihai statüsü-
nün görüşüleceği
mayıs 1996 tarihine.
Bu süre içinde Gaz-
ze'nin su kaynaklannın
yansına deniz suyu
kanşmış olacak. Mus-
luklardan akan su yutulamayacak ka-
dar tuzlu ve sağlık açısından da son de-
rece zararb olacak.
Su konusundaki çok taraflı görüşme-
lere katılan Filistin heyetinin başkanı
Riyad El Hudari'ye göre su Filistin'in en
büyük sorunu, ancak
belki de çok geç olana
dek bu konuyu masaya
yatırmak mümkün de-
Gazze Şeridi'nde her
bir Filistinlinin bir
yılda tükettiği su mik-
tan yalnızca 22 metre-
küp. Buna karşılık aynı
topraklarda yaşayan
Yahudi yerleşimciler
yılda 165 metreküp su
tüketiyor.
Bu miktar, Gazze
Şendi'ndekı su düzeyi-
ni tehlikeli bicimde
azaltmaya yetiyor. Dü-
zeyin her yıl 25-50 san-
tim düştüğünü belirten Riyad El Huda-
ri, bunun da deniz suyunun temiz kay-
naklara sızmasını hızlandırdığını bildi-
nyor. Deniz suyu, Gazze Şeridi'nin dar
topraklannda şımdiden 2.5 kilometre
ıçenlere kadar sızmış durumda.
Tatlı suyun pahalılığından yakınan
Filistinli çiftçiler, şimdiden dev limon
tarlalannı susuz bıraktıklannı söylü-
yorlar.
Kahire'de imzalanan özerklik anlaş-
masında, Gazze Şeridi'nde yaşayan 3
bin Filistinlinin eskiden aldıklan su
miktannı aynen almayı sürdürebileceği
hükmü yer ahyor.
İsrail yerleşim bölgelerinde bahçe sa-
hipleri çimlerini ve çiçeklerini sulamayı
sürdürürken Filistin bölgelerinde ise
ürünler kuruyor.
Filistinli uzman Ayman Rabi, Kahire
anlaşmasının. su kaynaklannın yöneti-
mi konusunu tam açıklığa kavuştur-
madığını belirterek "Bu, bir arabanın iki
sürücüsünün olması gibi bir şey. Tam de-
netim oimadan su kaynaklarının verimli
kullanımı ve yönetimi imkansız" dıyor.
Sorunun yalnızca günlük ihtiyacı
karşılamaktan ıbaret olmadığını belir-
ten su uzmanı Ayman Rabi, "Su yoksa
büyümek ya da kalkınmaktan bâhset-
roek çok aniamsız" diyor.
BOSNAL1S1RPLAR
Banşplanı
bugün
oylanıyorDış Haberler Servisi - Mil-
yonlarca Bosnalı Sırp, Bosna-
da 28 aydır süren ıç savaşı sona
erdirmeyi amaçlayan Temas
Grubu'nun banş planı konu-
sunda bugün oy kullanıyor.
Bosnalı Sırplann tek yanlı
ilan ettikleri Sırp Cumhuri-
yeti'ndeki 82 bölgede oy verme
işlemi, bugün TSİ 08.00'de
başlayacak ve 20.00'de sona
erecek.
Belgrad yönetimi
Belgrad yönetimi, Bosnalı
Sırp yöneticileri, "toptuma
karşı cinayet işlemek" ile suç-
ladı. Sırbistan Başbakanı Mir-
ko Marjanoviç, Bosnalı
Sırplann lideri Radovan Ka-
radziç'ın, Temas Grubu tarafı-
ndan hazırlanan banş planı
konusunda haftasonu yapıla-
cak referandumdan çıkacak
olumsuz bir karan, "savaşı
sürdünnek için yeni bir baha-
ne" olarak kullanacağını bil-
dirdi. Marajnoviç böyle bir
durumun "Sırp toplumuna
karşı işlenmiş cinayet ve ihanet
suçu" olacağıru söyledi.
Öte yandan Sırp haber
ajansı SRNA Belgrad yöneti-
minin. topraklanndaki Bos-
nalı Sırp göçmenlenn referan-
dum için oy kullanmasına izin
vermeyeceğı açıkladı.
Küba'dan kaçanlann sayısı her gün artıyor. ABD, mültccilerin barınması için Guantanamo üssünün genişletikceğini açıkladı.
ABD, Kübaile masayaotınmuyor
Drç Haberler Servisi - Washington yö-
netimi, Küba Devlet Başkanı Fîdel Cast-
ro'nun üst düzey görüşmeler yapılması ta-
lebini kesin bir dille reddetti.
ABD Dışişleri Bakanhğı'ndan yapılan
açıklamada Havana yönetimi ile göçmen
sorunu üzenne görüşebılecekleri, ancak
diğer önemli konularda görüşmeyi düşün-
medikleri behrtıldı.
ABD Dışışlen Bakanı Sözcüsü David
Johnson. "Küba, demokrasi, insan haklan,
ekonomik reformlar konusunda olumlu
adım atmadığı sürece Havana yönetimi ile
üst düzey görüşmelere başlamayı düşünmü-
yonız" diye konuştu.
ABD'li işadamlannın Küba'ya ambar-
gonun kalkması durumunda da bu ülkeye
yatınm yapmayı düşünmedıkleri belirtil-
di. ABDli işadamlan Küba'dakı belirsiz-
likler nedeniyle yatınm yapmanın riskli
olacağını belırtiyorlar. Meksika, Küba'-
dan kaçarak ABD'ye sığınmak isteyen ve
günlerdır okyanusta bekleyen Kübalı
mültecileri, ülİcede yakınlan olması duru-
munda kabul edeceğini bildirdi.
Hükümet tarafından yayımlanan bildi-
ride. hükümetin aldığı bu önlemin denizde
hayati tehlike ile karşılaşan Kübalı mülte-
cilerin sayısında azalma sağlanmasına yö-
nelik olduğu ifade edildi.
Bildiride, aynca ABD ile Küba arasın-
daki sorun ile ilgili olarak arabuluculuk
yapılması önerisi de yer aldı. Bildiride,
Meksika'nın, ABD ve Küba hükümetlen-
ne, gerginliğin azaltılması ve iyi ülke ilışkı-
lerinin normale dönmesi için arabulucu-
luk önerdiği kaydedildi. Kolombiya ve El
Salvador ise, Kübalı mütecileri kabul ede-
me\eceklennı bildırdıler.
ZAIREDEK] RUANDAULAR
Mültecikampında
"savaşdurumu9
Dış Haberler Servisi - Zaire'-
de Ruandalılann banndıklan
mülteci kamplannda şiddet
olaylan ürmanıyor. Mültecile-
rin baltalar ve palalarla tehdit
ettiği yardım görevlileri kamp-
larda güvenliği sağlamanın ar-
tık mümkün olmadığından
yakınarak yardım operasyon-
lannı sürdürmekte çok zorlan-
dıklannı bildiriyorlar.
800 bin kişinin kaldığı kamp-
larda 'gerçek bir savaş hali' ya-
şanmakta olduğunu bildiren
BM Mülteciler Yüksek Komi-
serliği Sözcüsü Ray VVilkinson
"Goma çevresindeki kamplarda
görev yapan yardım görevlileri-
ne saİdırmalan an meselesi"
dedi.
Bukavu eteklerindeki bir
mülteci kampında bulunan
yardım görevlileri, Ruandalı
mültecileı>tarafmdan baltalarla
tehdit edildikten sonra kampı
terketmek zorunda kaldılar.
Mültecilenn, ABD'li görevlile-
ri, içme sulanna zehir kanştır-
makla suçladıklan bildirildi.
BM yetkilileri, bölgedeki yar-
dım görevlilerinin ve mültecile-
rin güvenlikJerinin sağlanması
için Zaire hükümetıyle görüş-
meler sürdürüyor. Ruandalı mültecfler kannlarmı biraz olsun doyurabibnek için saatierce sva bekliyorlar.
Konuk
yazar
AVRUPA^DAN
EDİP EMİL ÖYMEN
Erglpi ve Görüce
Bu iki isim, Arnavutluk'un güneyinde Rum azınlığın
yoğun yaşadığı bölgedeki iki önemli kent. Buraları, Yu-
nanistan'ın Kuzey Epır dediği bölge. 90yıl önce Arnavut-
lara kaptırdığı için hala kendi kendini yediği bölge. Yak-
laşık son bir yıldır Arnavutluk ile sürekli gerginleşen iliş-
kilerinodak noktası.
Rum azınlığın önde gelenlerinden 5 kişi geçen nisan
ayında sınırda bir Arnavut nöbetciyle subayın ölümüne
neden olmakla suçlanıyorlar. Sanıklar on gün önce yar-
gılanmaya başlandı. Yunanistan köpürdü. Yoksul kom-
şusuna ekonomik tokat attı. Azı yasal çoğu kaçak çalış-
maya gelen Arnavutları sınır dışı etmeye başladı. Ağus-
tos ortasına kadar bu sayı 12 bini bulmuş.
Son gelişme ise, bir Yunan uçağının geçen pazar gü-
nü Arnavutluk hava sahasını iki saat süreyle ihlal ederek
Rum azınlığı isyana teşvik edicı 5 bin bildiri atması. Pilot,
Thomas Vrakas yüzbaşı rütbesindeymiş. Yedek kuvvet-
lerde görevliymiş. Yunan makamları yüzbaşıyı geçen
pazartesi hemen cezaevine koydular, rütbesini aldılar,
soruşturma açtılar. Yunan hükümeti, olayı kınadı ve
"Geri zeka bir eylem " diye tanımladı.
Kuzey Epir konusu, Yunanistan için tıpkı Batı Trakya
ve Kıbrıs gibi ulusal bir dava. Yunanistan için böyle ol-
duğu için de soruna taraf ülkeler hemen kenara çekil-
meli. Ve "Pardon, buraları mı istiyorsunuz, buyrun alın"
demeli. Ama bu da yetmez. "Başka nereleri isterdiniz
acaba? Size şöyle biraz da Küçuk Asya 'dan yerler vere-
lim? İstanbul'u verelim. Patrikhane için de yeni düzenle-
meler yapalım. Lozan'dan falan vazgeçelim. Zaten Lo-
zan, Adalar'da artık geçmiyor. Batı Trakya'nın hali ma-
lum. Yeter ki siz isteyin" de demek gerekir. Eh ne de
olsa, isteyenin bir yüzü kara vermeyenin iki yüzü diye
atalarımız boşuna mı söylemiş?
Kuzey Epir davası, taa Arnavutluk'un sancılı kuruluş-
kurulamayış yıllarına kadar gider. Dönemin Avrupalı
büyük devletlerinin yine konferans masalarında ellerin-
de cetvel ve kalem, sınırları oradan buradan şuradan
geçirmelerinin sonucu. Arnavutluk'un Yunanistan ile
belirlenen sınırı içinde kalan Rum azınlık 1913'den beri
sorun. Tıpkı Amavutların da dört bir yerde ayrı buyruklar
altında yaşamak zorunda kalışları gibi.
Yunanistan, Kuzey Epir'e öyle ya da böyle el koymayı
kafaya koyduğu için tam Birinci Dünya Savaşı başladığı
sıralarda Saranda'ya çıkarma yapar. Ergırı (Gjınokast-
rö) ve Görüce'yi (Korca) işgal eder. Arnavutluk'un kurul-
masına onay veren Avrupalı devletler de bu arada fikir
değiştirkler. Ingiltere, Fransa, Rusya ve sonra Italya, bu
bolgeyi aralarında paylaşmaya karar verırler.
Böylece Arnavutluk'un da bir Sevr'i olur: Avlonya'yı
Italya alacaktı. Yunanistan'a işgal ettiği yerler bırakıla-
caktı Işkodrayı Karadağ alacaktı. Drina'nın doğusu
Sırplann olacaktı. Arnavutlara da ortada küçük bir yer
lütfediyorlardı.
Arnavutluk arada, Yunan-Fransız, Yunan-ltalyan çe-
kişmesine de sahne oldu. Müttefikleri, Yunanlıları nasıl
on yıl içinde izmir'den Anadolu'ya sürüp ondan sonra
da aradan nasıl çekildilerse, aynısı önce burada prova
edildi. Onun için burada olanlar, Sevr-Lozan'ın mini biçi-
midir.
Birinci Savaş sonrasında Italya ve Yunanistan, Arna-
vutluk'u paylaşmakta direndiler. Arnavutlar 1920'de
buna karşı ulusal kongrelerini topladılar. Italyanlarla sa-
vaşa tutuştular. Avlonya'yı geri aldılar. Bunu gören Yu-
nanlılara çekilmekten başka çare kalmadı. Arnavutluk
bir yıl içinde işgalcileri savdı başından. Bir yıl sonra da
Paris Konferansı'nda sınırları kabul edildi. Ama Yuna-
nistan'ın gözü Kuzey Epir'de kaldı. Tıpkı başka yerlerde
de kaldığı gibi.
Arnavutluk Cumhurbaşkanı Sali Berişa, son günlerin
karanlık gelişmelerıni değerlendirirken "Yunanistan,
kendi azınlıkları ve insan haklan uygulamalarım gözden
kaçırmak için Arnavutluk'daki azınlığı için gürültü ko-
partıyor" diyor.
Washingtonateşkes
içinIRA'yla temasta
Dış Haberler Servisi - ABD-
li poütikacılar, işadamlan ve
işci liderlerinden oluşan bir ba-
nş heyeti, İrlanda Cumhuri-
yetçi Ordusu IRA'run siyasi
kanadı Sinn Fein ile görüşmek
üzere Belfast'a gitü. Dün baş-
layan gayri resmi görüşmeleri n
bir ateşkesın yolunu açabilece-
ği umut ediliyor.
Sınn Fein lideri Gerry
Adams ve Belfast'taki diğer üst
düzey Cumhuriyetçilerle görü-
şecek olan heyet, IRA'nın bir
ateşkesi kabul etme olasıhkla-
nnı araştıracak.
Gerry Adams'ın toplantı-
dan önce gazetecilere bir açı-
klama yaparak ABD heyetinin
gelişinin 'Banş süred için çok
önemli' olduğunu söylediği,
ancak bir ateşkes konusunda
yorum yapmadığı bildirildi.
Irlanda Başbakanı Albert Rey-
nolds ise ABD heyetine IRA-
dan sadece 'şiddetin artık sona
erdiği' yanıtını almak ıstediğini
söyledi. 'Bartş sürecinin bir
kavşak noktasına geldiğini" be-
lirten Reynolds, IRA'run 'şid-
det ve poütika' arasında bir se-
çım yapması gerektiğini ıfade
etti.
Her iki tarafın hükümeti de
Kuzey İrlanda'nın geleceğıyle
ilgili görüşmelere Sinn Fein'in
de katılabilmesi için IRA'nın
şiddet eylemterinden tamamen
vazgecmesi şartını öne sür-
müşlerdi.
Türkiye'ninAB'ylegümrük birliğinegitmesi riskK
HALUK ÖZDALGA
Gümrük duvarlan, ülkeler arasındaki ti-
caret hacmini azaltan engellerdir. Ticarette-
ki bu azalma, duvann her iki tarafındaki tü-
keticilerin refahında azalmaya yol açar. Ti-
caretin serbestleşmesi sonunda elde edilen
kazanç, bazı üreticilerin uğrayacağı zarar-
dan genellikle fazladır ve kazanan bir bölü-
mü ile zarara uğrayanlann kayıplan telafi
edüebilir.
Ülkeler gümrük duvarlannı karşıhklı ola-
rak indirmek amaayla bir araya gelerek Ser-
best Ticaret Anlaşmalan (STA) yapar. Bir
STA etrafında toplanan ülkeler, üçüncü ül-
kelere karşı ortak bir gümrük rejimı uygula-
maya başladığında gümrük birliği doğar.
Ancak gümrük birliğinin STA'dan tek
farkı, üçüncü ülkelere karşı ortak gümrük
rejimi uygulaması değil. Bundan daha
önemlisi, gümrük birliğinin daima bir siyasi
birlik ifade etmesi. Avrupa Birliği de (AB).
ondan önceki gümrük birlikleri de, hep siya-
si birlik arayışıyla beraber ortaya çıktı. 19.
yüzyddaki Alman Gümrük Birliği gibi.
Şimdi Türkiye, tanhte ilk kez, temeldeki
siyasi birliğin içinde yer almadan bir gümrük
birliğine kaülacak. Bir yoldan daha önce hiç
gidilînemiş olması, o yoldan gitmemek için
elbette yeterli bir neden olamaz. Ama, daha
önce başkaiannm niçin o yoldan gitmedığmi
bümek ve yolculuk sırasında başınıza gelebi-
lecekleri iyi düşünmek gerek.
AB'nin siyasi birliği içinde yer almadan, hat-
ta o birliğe ileride üye kabul edilip edihneye-
ceği dahi belli oimadan Türkiye'nin AB ile
gümrük birliğine gıtmesinin. ciddi sakınca-
lan ve riskleri var.
Türkiye Avrupa Parlamentosu'nda temsil
edilmiyor. Bakanlar Konseyi'nde temsil
edilmiyor. AB'nin siyasi yapısı ve hiçbir ka-
rar kurulu içinde yok. Gümrük birliğine gir-
se de olmayacak; ama, söz ve oy hakkına sa-
hip olmadığı o kunıllarda alınacak kararlar-
la kendini bağlı sayacak. Dış ekonomik iliş-
kilerini temsil edilmediği kunıllarda alına-
cak kararlara göre düzenleyecek, üçüncü
ülkelerle olan ekonomik ilişkileri o kararlara
göre belirlenecek. AB-Türkiye Karma Par-
lamento Komisyonu ve Ortakhk Konseyi
gibi kunıllar, bu temel gerçeği değiştirecek
yetkilere sahip değil.
Dış ilişkilerde sorun
Hiçbir ülke, temsil edilmediği siyasi yapı-
lar içinde alman kararlarla kendini bağlı say-
mayı kabul etmez. Sömürgeler hariç! Bu, en
temel siyasi eşitlik ilkelerine aykın. Yalnız
bu durum dahi, Türkiye'nin mevcut koşul-
larda gümrük birliğine katılmaması için ye-
terli neden. O yüzden, hiçbir ülke bugüne
dek bu yolu seçmemiştir. Siyaset ve Dışişleri
seçkinlerimizin böylesine küçük düşürücü
bir konumu nasıl bu kadar kolay kabullen-
diklerine akıl erdirmek gerçekten mümkün
değil.
Aynca mevcut koşullarda gümrük birliği,
Türkiye'nin hayati dış ilişkilerinde ciddi
sorunlar yaratabilir. Mesela Türkiye, AB'-
nin KKTC'ye karşı alabileceği ekonomik
yaptınm kararlanna uymak zorunda
kalacak. Bu Türkiye'nin kabul edemeyeceği,
hiçbir hükümetin uygulamayacagı bir
durum.
AB'nin çeşitli telafi edici ve yapısal deği-
şim fonlanndan Yunanistan'ın 1992'de
aldığı yardım 10 milyar dolarcivannda. Yu-
nanistan'ın nüfusu Türkiye'nin beşte biri ka-
dar. Gümrük Birliği'ne katıhrsa, Türkiye'-
nin kıyaslanabilir düzeyde bir yardım alması
da hayal.
Tam üyeliğe engel
AB'ye tam üye olmamanın kayıplanna
karşı, Türkiye'nin üçüncü ülkelerle ekono-
mik ilişkilerini serbestce ve kendi çıkarlan
doğrultusunda yönlendirmesinin getirebile-
ceği kazançlardan feragat etmesi için de bir
neden yok. Gümrük birliğine geçilirse Tür-
kiye; Japonya, Türk cumhuriyetleri veya
dünyanın başka bölgeleri ve ülkeleri ile olan
ekonomik ilişkilerini, söz ve oy hakkının ol-
madığı kunıllarda alınan kararlara göre be-
lirlemek zorunda kalacak.
Bir başka önemli sakınca da, yaygın ola-
rak sanılanm tersine, gümrük birliğinin Tür-
kiye'nin AB'ye tam üyelik şansını engelleme
olasılığı. AB, Türkiye'nin üyelik sürecini
başlatacak bir takvimin müzakeresini dahi
kabul etmiyor. Henüz açık olarak telaffuz
edilmiyor, ama AB'nin Türkiye için, üyelik
haklanna bütünüyle sahip olmayan ikinci
smıf bir üyelik konumunu uygun görmesi
ciddi bir ihıimal. Tam üye oimadan gümrük
birliğini tamamlarsa Türkiye yakın bir gele-
cekte önüne sürülebilecek ikinci sınıf üyelik
için uygun koşullan şimdi kendi eliyle hazı-
rlamış olacak.
Gümrük birliğine geçiş, 1963 Ankara Or-
takhk Anlaşması ve 1970 Katma Protokolü
çerçevesinde yürütülüyor. Ancak bunlar, bi-
lindıği gibi önemli hükümleri işletilmeyen
anlaşmalar. Bu anlaşmalarda. Türkiye'nin
tam üye oimadan gümrük birliğinde yer al-
masını öngörülmüyor.
İşin doğrusu, ışlemeyen bu anlaşmalar ye-
rine, Türkıye'nin yeni bir ortakhk anlaşması
talep etmesi. Kısa bir süre önce Çekoslovak-
ya, Polonya ve Macanstan'la yapıldığı gibi,
yeni kuşak ortakhk anlaşmasına gıdilmelı.
Dikkat etmek gerekir ki, bu ülkelerle yapılan
yeni kuşak ortakhk anlaşmalannda, güm-
rük birliği değil serbest ticaret alanı oluştu-
rulması öngörülüyor. Acaba niçin?
GOdük bir ortaklık
Böyle bir talebin ret edileceği korkusuyla
Türkiye, şimdi, işlemeyen anlaşmalara da-
yanarak güdük bir ortakhğı gerçekleştirmek
istiyor. Bazı üreticilerimizin aksine telkinle-
rine rağmen, korumaalığın ve gümrük du-
varlannın arkasında tüketiciyi ezen bir eko-
nominin tasfıyesi Türkiye'nin hedefi olmalı.
Ama gümrük birliği bunun uygun yolu de-
ğil. Türkiye siyasi bir hedef olarak AB'ye
tam üyeliği istemeli. Ama ikinci sınıf ülke
konumunda gümrük birliği, bunun da uy-
gun yolu değil.
Aydınlanmıan çoğuna göre şimdi güm-
rük birliğini istemek, Baülı ve çağdaş olmak
demek. Eleştirmenler ise üçüncü dünya sol-
culuğunu veya Ortadoğulu olmayı temsil
ediyormuş! Çünkü, gümrük birliğine girer-
sek, kısa yıldan Avrupalı olacağız! Hemen
hepsi bu kadar. Konuyu aynnüh olarak in-
celeme zahmetine katlanmak yok. Ciddi çö-
zümleme yok. Öngörü yok. Kurnazlık, ko-
laycıhk, slogançılık, yüzeysellik ve 200 yıldır
iflah ohnamış bir Batı taklitciliği var. Bu ara-
da, Ortadoğulu veya üçüncü dünyadan ol-
manın, mesela Mısırlı, Hintli veya Nijeryalı
ohnanın olumsuz sıfatlar yerine kullanı-
lmasının "çağdaş" aydınlanmıza pek yakı-
şmadığını da belirtmek gerek.
Eğer Türkiye bu onur kıncı koşullarda
gümrük birliğine katılmayı icine sindirebilir-
se, bazı Frenklerin Türk tarzı şeyler için za-
man zaman alaycı bir şekilde kullandığı de-
yim hazır: Alaturka Gümrük Birliği. Eh, ne
de olsa etme bulma dünyaa.