25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 27 AĞUSTOS1994 CUMARTESİ 12 KULTUR AIi Talip Özdemir, 'çok seyircili tiyatro' istiyor, Zeliha Berksoy 'sanatın özgürlüğü' için savaşıyor Belediyeden 'yönetmelik' senaryolarıKüHür Servisi -Bakırköy Belediye Meclisi'nin 18 Ağustos 1994 tarihü ka- ranyla yeni yönetmeüğin kabul edil- mesinden sonra bütün yönetim organ- lan kendiliğinden feshedilen Bakırköy Belediye Tiyatrolan'nda başlayan karmaşa sûrüyor. Bakırköy Belediye Başkanı AJi Talip özdemir'in, 'çok se- yircisi olan tiyatro' isteğiyle yaptığı ye- ni yönetmelik değişikliği, yoğun tep- kiyle karşılanınca, talimatıyla yeniden 'yönetjneİik taslaklan' üretiliyor. Bakırköy Belediye Tiyatrolan Genel Sanat Yönetmeni Zeliha Berksoy da, kamuoyunun desteğıyle kültürel sefer- berlik sağlayıp. *sanan yaralayıeı veen- geDeyiri' yönetmeliğe karşı hukuk sa- vas açıyor. Once, Bakırköy Belediye Başkanı Ali Talip Özdemir, kendi isteğiyle haarlandığı halde.'bulunmadıgı bir meclis toplantısı'nda çiktığını belirttiği yeni yöneımelikte, birtakım aksakh- klar olduğunu gördüğünü ve yonet- meliğin yeniden hazırlanacağını öne sürdü. Ancak, Özdemir, Bakırköy Be- lediye Tiyatrosu'nun ve Yunus Emre Kültür Merkezi'nin yönetiminden kaynaklanak aksaklıklann' polemik koousu' yapılması nedeniyle basına yaptığı yaalı açıklamada ise ; söz ko- nusu kurumu ve mekanı amaçlan doğrultusunda kullanımırun sağlan- masının 'doğal hakkı'olduğunu vurgu- layarak, Yunus Emre Kültür Merke- zi'nin 'seyirdyle bütünieşme, sanatçı ve sanat kunım ve kuruluşlanyla başanb ilişki kurmada' verimlı olamadığını, Bakırköy Belediye Tiyatrosu'nun da 'seyirdsiyle buluşamayan bir tiyatro' olduğunu savladı. Yönetmelik yorumlan Ali Talip özdemir, tiyatronun bu- gûne dek 'seyircisiz tiyatro oknaz' ilke- si gözardı edilerek yönetildiğini, özel- likle Bakırköylü sanatçılarla bütün- leşilemediğinden dolayı da uzun süre- dir eJeştiriler topiadığını belirtti. Ayn- ca Yunus Emre Kültür Merkezi'nin kullanımında da *sağlıklı ilişkiler' ku- rulamadığını, bu nedenle sanatçı ku- nım ve kuruluşlanndan gelen eleştiri- lere de hedef olduğunu söyledi. Yeni yonetmeliğin "yonım farkuhğı' nedeniyle yeniden görüşülerek, tas- lağım kendisinin ve ülkenin önde gelen tiyatro kurum ve kuruluşlannın tem- silcilerinin de görüşleri doğrultusunda yeniden düzenleterek meclıse gönder- diğini belirten Özdemir, böylelikle 'gönlünden gecen demokratik yöoe- tim'ın oluşacağmı. BBT'nin de en sağ- lıkü yönetmebğe sahıp kuruluş ola- cağını iddia etti. Bir gecede hazıriandı Bir mühendis olduğunu ve üyatro- dan anlamadığınr beiirten özdemir, Ssadece destek verdiğf BBTnin, 'çok seyirtiye ulaşabilınesf ni amaçladığını söyledi. Bu amaçla tepkiyle karşılanan yeni yönetmeliği, TODER, TOBAV, IŞTtSAN ve Şehir Tiyatrolan Yöne- tim Kurulu temsilcilerine söz verdiği halde, onlann katılımıyla değil, yeni 'Genel Sanat Yönetmeni adayı'. Bakı- rköy Belediyesi Kültür Müdürü Tun- cer Ciicenoğlu'na •zaman kazanmak, yaratılan kaosu biran önce yoketmek' amacıyla tek başına hanrlattı. Cüce- noğlu da 'bir gece uykusundan' özveri- de bulunarak, yeni yönetmeliği yeni- den düzenledi. Cücenoğlu, taslağı 31 Ağustos 1994 çarşamba günü tiyatro kurum ve kuruluşîannın temsifcileriy- le görüşeceğiru belirtti. Cücenoğlu'- nun tek başına ve iki günde bazı- rladığı'. bir önceki taslak gibi tiyatro sanatı adına aynı sakıncaları' taşıyan bu yeni taslağa karşılık, TODER.'İS- TİŞAN ve TOBAV'ın ortak bildirisin- de; 22 Ağustos 1994 günü Ali Talip özdemir ile yapılan görüşmede, yeni yönetmeliği, bir komitenin oluştur- ması konusunda anlaşmaya vardıklan ancak bir komisyon oluştumlmasını bekferken, kendilerinin katılmadığı bir yönetmelik taslağının yapıldığı be- lirtilip, bu taslağa kaülmadıklannı ve reddettiklen açıklandı. Bildiride yeni yönetmeliği hazırla- mak için tiyatro kuruluşlanndan ve Bakırköy Belediye Tiyatrolan sanatçı- lanndan oluşturulacak bir komisyon- la çalışma yapacaklan duyurulurken. belediye başkanından vanlan mutaba- kat doğrultusunda çağn bekledikleri belirtildi. Ortak bildiriye TİYAP, TEB, ITI ve Tiyatro Yazarlan Der- neği'nin katılmadığı dikkati çekti. Tiyatro 'kültürhizmetidir' 'Yürütmeyi durdurma' ıstemiyle Bölge fdare Mahkemesi'ne başvura- caklannı belirten Bakırköy Belediye Tiyatrosu Genel Sanat Yönetmeni Ze- liha Berksoy, bunun bir sanat davası, kültür seferberliği olduğunu vurgu- ladı. Ödenekli ve özel tiyatrolardan birçok sanatçının katılımıyla bir basın toplantısı düzenleyen Zeliha Berksoy, ödenekli tiyatrolann 'doluluk oranı'- diye bir tartışma geıiriJemeyeceğini söyleyerek, ödenekli tiyatrolann top- lumda 'kültür hizmetf yapmakla yü- kümlü olduğunu vurguladı: "Çünkü devietten bunun garantörlü- ğü altında bir ödenek almaktadırlar. Görevleri tiyatro edebiyatmın eserlerini gişe kaygısı diişünmeden rahatlıkla hal- ka kamu hizmeti olarak iletmektir. Bu tiyatro, bir kamu tivatrosudur. Bu ne- denk burada böyle bir ölçüt koymak son derece talihsiz bir cümledir. Aynca BBTnin seyirci istatistikleri vardir ve bugün bütün oyunlanmn sayısına karşılık yüzde 75 doluluk oranı tespit edilmiştir grafiklerimizle." 3,5 yaşındaki BBT'nin 1991 aralık ayından bu yana karşılaştığı güçlükle- n aktaran Berkso.v, bu sorunlardan tiyatronun istenmediğf ve elemanlann mağduriyetler sonucunda yıldınlarak kurumdan aynlmalannın amaç- landığı sonucuna vanlabileceğini dile geıirdi: "Anlaşılan, bu yolla tiyatronun profesyonel üretimini engelleyeme- yenler, BBT yö'netiminin haberi olma- dan, yönetimden kimseye dantşma- dan emri>aki olarak ve kimler tarafı- ndan hazırlandığı belli olmayan bir yö- netmeliği Hukuk Komisyonu'na tetki- ke gönderme gereği görmeden Bakı- rkö> Belediye Meclisi'nden olağanüstii toplantıda kabul ederek geçirmişlerdir. Kamuoyunun desteğıyle kültürel seferfoerlik sağlayan Zeliha Berksoy, yönetmeliğe karşı hukuk savaşı açtı. (Fotoğraf: KEREM ILGAZ) GÖRÜ5LER KEREM KURDOĞLU: Biz burada sanki bu kuruma veri- len bir zarardan hiç etkilenmeyecek bir kesimin temsilcisi gibiyt. Fakat bu doğru değil. Serbest pıyasaların vahşi rekabeli, âüzeylisanat ürünleri- nin yaşamasına engeldir. Bu yüzden bütün dünyada kültüre, sanata önem veren yönetimler, bir sübvansiyon sis- temi geliştirmiştir. Ödenekli sanat kurumlan, bunun en iyi ışleyen yolu- dur. Şu anda Tükiye'de kurumlaşmıs birkaç ödenekli tiyatromuz var ve ne yazık ki arada bir bu tiyatrolar siyasi iktidarlar farafından hakimiyet altı- na alınmak isteniyor. Bu isin doğru tek yolu vardır. Böyle bir ödenekli sa- nat kurumu, yetkisine, birikimine ve sanatsal düzeyine güvenilen bir kişiye ya dabir sanat grubuna emanet edilir. Bu sanat yönetmeni örnek olarak Ze- liha Berksoy olabilir. Ancak o zaman içinde yaşamaktan gerçekten onur duyacağımız bir kültür ortamtnı solu- yabiliri:. Yoksa. bu tür kurumlarm sahipsb bırakıldığı, siyasi iktidar çe- kişmesine alet edildiği bir ülkede bir müddet sonra sadece çok satan popü- ler müziklerin kültürü oluşturduğu bir dünyada yasayabüirt. Doku: kişiye oynamlan oyunlar ise komik, Bakı- rköy Tiyatrosu doku: kişiye oynamı- yor, hem de eğer dokuz kişiye oynayan bir sanatsal kadro söz konusuysa. ben onlarla avnı ülkede yaşamaktan onur duvarım. NEZİHE ARAZ: Elimize çok ivibirfırsatgeçtiğinigö- rüvorum. Onun için tiyatrocu arkadaş- ları uyarmak istiyorum. Tiyatro yasası çağdaş bir yasa olarak elemizde ol- madıkça. bu olaylar hep tekrarlanacak. Onun için, şimdi bu heyecanla tivatro yasasmın çıkması için grupsal çalışma- lar yapmaya daveı ediyorum hepinızı. Zannediyorum en iyi vedoğrumücadele bu voldaolacaktır. HAYATİ ASILYAZICI: Ta 1914'lerde Şehir Tiyatrolan ku- rulurken, Topuzlu Cemil Paşa yönet- meliği yaptırmak için uzmanlarına dantştı. Bu ne menem iştir ki, 20. yüzYilm sonımda, kamuovu araştı- rmalarında çok başarıh belediye baş- kanı olarak bilinen ve öyle duyurulan, çok şık piknikler yaptıran sayın Ali Ta- lip Özdemir'in hiç mi danışmanı yoktu ki bu kadar anti demokratik. bu kadar yasalara aykırı faşist bir yönetmeliği getiriyor, meclisten alelacele geçiriyor ve tiyatroyu düzelteceğini sanıyor. Ne sanıvor sayın Özdemir? Önce belediye başkanlığı görevini yerine getirmeli. Onun kanıuoyuna verdiği sözleri var. Anlamadığını belirttiği BBT adına ko- nuşması gerçekten üzücu Ortaya kov- duğu yönetmeliği gerçekten hayatımda görmedim. Nerede kalıyar o zaman Bakırköy Belediye Başkanı 'nm gelirdı- ği demokratik ilkeler? Sayın Belediye Başkanı bugünden yanna arkadaş- larımıza verdiği sözü yenne getırsin ve bu yönetmeliği lütfen değtşiırtsın çünkü bu anıi demokratik yönetmelik onun başmı yer. Kamuoyu araşıırmalan ters döner. ALİYE UZUNATAĞAN: Sayın Ali Talip Özdemtr'i bir sa- natçı olarak uyarmak isterim. Şehir Ti- yatroları bugün tiyatroculara teslim edüirken, o işinde uzman bir tiyatrocu- yu görevden almak için eğer bu yönet- melik böylesine sakatlanıyorsa. bunu bir kez daha düşünmesini ve demeklere verdiği sözü yerine getırmesine inan- mak isterim. GÜLSEN TUNCER(TODER adı- na): lster özel olsun. ister ödenekli tiyat- rolar olsun, bunların özerk, özgür, ken- dilerinin oluşturduğu ıradeleriiçindege- lişme göstereceklerine ve halka böyle vararlı olacaklartna inannoruz. L'lke- mizde demokrasi darboğazlara girdiği zamanlarda nedense ilk piyango daima tiyatroya çıkmıştır. 12 Mart'ta da böy- le olmuştur, 12 Eylüide de bövle olmuş- tur. Sanat bir fantezi değildır, halkm gelışmesi için çok gereklidir. Onun için sadece tiyatrocuların değil, herkesın bu konuda hassasiyet göstermesi lazımdır. Ama bunun haberini halka ıletmek bi- rinci derecede bizun görevimizdir. Çün- kü biz tiyatroyu kendimiz için yapmı- yoruz. Halklabirlikte, halk içinyapıyo- ruz. Eğer gerçek bir demokrasi istiyor- sak önce kendi çalışma alanlarımız için- deki anti demokratik uvgulamalara karşı çıkmanm da tiyatrocu olarak bi- rinci derecede görevımiz olduğunu ve günümüzügün etmek değil. bugün oldu- ğu gibi yarından da sorumlu olduğumu- zu ben bütün arkadaşlara hatırlatmak istiyorum. EğerA.T.Özdemir kalıcı bir politikacı olmak istiyorsa. uygarlığm gerisine düşecek bu tür davranışları- ndan kesinlikle kaçınmalıdır. Tiyatro birfantezi değildir, tiyatroya yapilacak en ufak bir anti demokratik müdahele, elde patlavan bir bombadır. BEDRİ BAYKAM: BBT'un yaşadığı sorunlan üzüntüyle izliyorum. Belediyelerin ve tüm bürok- ratik kuruluşların sanatm özerkliğine. Böylece BBT'nin yönetim birimleri ge- çici ek madde gereğindc fesbolun- rauştur." Belediye başkanının tüm yetkıleri kendisinde topiadığını yineleyen Berk- soy. bu yonetmeliğin; sanatı. toplu- mun sanatsal ve kültürel hizmetinden uzaklaştınp, sanatı ve sanatçıyı beledi- yenin bir birimi hatta belediye baş- kanının çıkarlan doğrultusunda bir si- yas: partinin çalışma ve propaganda teşkılatı gibi kullanılmasına yol aça- cağını söyledi: Çözüm tiyatro yasası "Sanatı denetimi ve kontrolü altına almak isteyen bu anlaytş, öteden beri ti- yatroların özerkliğini hazmedeyen çev- rekre de cesaret verecek örgütlü bir gi- rişünin belirtileridir." Yonetmeliğin tiyatronun yönetim kurulundan kimseye danışıİmadan, gizlilik içinde değiştirilmesinden üzün- tü duyduklannı ıfade eden Berksoy, "Eski yönetmelik zaten emsal kuruluş- ların yönetmeliği. Kim bundan şikayet etmiş belediyeye acaba? Eski yönetme- likten mağduriyete uğrayan eİeman mı var tiyatroda? Ya da tiyatro kendisi mi başvurnıuş 'Biz eski yönetmeliğimizde- ki bazı eksikiikleri icraat sırasında fark ettik, bunlan değiştirelim' diye? Hayır, böyle bir şey yok." Yonetmeliğin TC. yasalan çerçeve- sinde de çok büyük hatalar taşıdığım belirten Berksoy. Bölge İdari Mahke- mes:'ne başvuracağını. gereküğinde İçişlen BakanhğYndan müfettiş tale- binde bulunulacağına değinerek. "Bu kunıiuş ne kadar belediye bünyesinde oLsa da tçişferi Bakanlığı *e MaÛye Ba- karüığı'nın garantörlüğündedir. Işin hu- kuksal olarak dayandığı nokta devlet- tir. Belediyenin de çok onur duyacağı bir kamu görevidir sadece"dedı. Soru- nun en sağlıklı çözümünün tiyatro ya- sasının bir an önce çıkması olduğunu vurgulayan Zeliha Beksoy. BBT'nin başına gelenlerin yasanın çıkması için çabalann artmasına yarayacağını um- duğunu da sözlerine ekledi. içeriğine ve yönetimine müdahele et- meierini şidiktle kmıvoruz. AYTAÇ YÖRÜKASLAN: Bu bir yönetmelik yahut bir Zeliha Hanım. öencav hunun kavgası değil. Bu ulkenin kavgası. Yarın öbür gün burada sadece pop sanatçılarından kurulu günde on sekiz. saat müzik yayını yapan ıkı televızyonun dıştnda hiçbır şey istemıyorsanız. dokun- maym bu mevzuya. Ama gerçekten kültür dive bir şey istivorsamz, bunu ele almanız ve bunu vapanlara kan kusturmanız lazım. AHMET LEVENDOĞLU Bulün arkadaşlarm dıle getirdiği gibi bune yazık ki çok talihsiz bir giri- şimdır. Bir anlamda pomiıikanm sa- nata çirkin biçimde el uzatmasıdır. Aynca bir değerbilmezlik örneğidir, bir kültürsüzlük örneğidir. Çok kısa bir zamandabu çarpıklığın bütünyön- leriyle giderileceğini umuvorum. FÜSUN ERBULAK Nedense en çok tiyatrodan korku- luyor. Faşistya dafaşist benzeri yöne- timler, hemen tiyatronun kan damar- lartnı kesmek istiyorlar.Zeliha Berk- soy u çok sayıyorum. Önce kadm ol- duğu için, bir de bu işi çok iyi ko- tardığt için. Agostino ve Annibale'nin yapıtlan Louvre müzesinde Kültür Servisi -16. yüzyılın sonlannda İtalya'nın Bologna kentinde, Batı sanatının akışını bütünüyle değiştiren olağanüstü bir gelişme yaşandı. Caracd ailesinden 3 sanatçı, İncil'i ve mitolojiyi konu alan resimlerden bütünüyle vazgeçmeden, dikkatleriniyaşam ve doğa ûzerinde yoğunlaştırdılar. Agostino ve Annibale Carracci kardeşlerle, kuzenleri Ludo- vfco'nun yapıtlan 26 Eylül'e dek Paris'te Louvre müzesinde sergilenecek. Louvre'un müdürü Catherine Legrand Carracci'lerin yaptığı toplam 103 taslağı bir araya getirmeyi başardı. Bu sergiye 'Üç Carracci'nin Reformu' adını veren Legrand, sanatçılann doğaya bakarak Batı resminde bir reform gerçekleştirdiklerini söy- lüyor. Carracciler'in sergjde yer alan taslaklannınçoğu ilk kez sanatseverlerin karşısına çıkıyor. Avrupa'da gerçek yaşamı gözlemleyen ilk sanatçılar olan Carracciler gördüklerini resimlerinde yansıttılar. Bu değişim süreci tek bir fıgür ûzerinde odaklanan resimler için yapılan taslaklarda, özellikle Ludovico'nun taslaklannda ortaya çıkıyor. Üç sanatçıdan, Ludovico Carracci'nin en dikkate değer yapıtlanndan biri, dizlerinin üzerine çökmüş yaşlı bir keşişi gösteriyor. Yüzünyansı karanlıkta boğulmuş, donuk, yorgun ve üzgün bir ifadeyle çarmıha gerilmiş Isa'ya bakıyor. Türk Musikisi üzerine 'Dünden Yanna Musiki İnsanlarımrz Tılmini çeken Çan Filmcilik Grubu: Çabamız, gözden öze inmek2VtLGÜNTOPTAŞ 'Yeryüzûnde yeni bir şey yoktur, bü- tün biliş unutuştur aslında'. Bu cümleyi Borges, Bacon'dan. Bacon da Musa'- dan almış. Mehmet Ervrfmaz da bu cümleyi kendileri için, yani şu sıralar Türk Musikisi üzerine filmler çeken "Çan Filmcüik Grubu"nun felsefesıni anlatmak için uygun bulmuş. "Bilgi bizûn için önemli değil" diyor Eryıl maz, "Anarşist dönemimizde bilginin o faşjzan gücünü aşmıştık. Zaman zaman yaraıianıyoruz bilgiden. Bizi duygu- larunız iİgilendiriyor. Çok şükfir ki duygularunızın Llgilendirdiği yerde de hayat bizi yanıltmıyor. Hep ödüller ve- riyor. Itn'yle Bach'ı yakalamak gibi bir anlam da dahil birçok ödülû alıyonız." 30 dakikalık bölümkr "Dünden yanna Musiki tnsan- lannuz" adlı fılm çalışmasını yaparken Itri'yle Bach'm eşdeğerliğini keşfetmiş, Mehmet Eryıunaz, tsmet Arasan ve Ergün Ince'den kurulu "Çan Grubu". Mehmet Eryılmaz'ın yönetmenüğin] üstlendiği "Dünden Yanna Musiki Insanlanmız" filmi 30'ar dakikalık bölümlerden oluşuyor. Her bolümde bir müzik adamı ele almıyor. Selahat- tin İçli ile Alaaddin Yavaşça'nın yer aldığı filmler yapılmış, Abduilah Yüce, Amir Ateş ve Zeynettin Maraş'ın çe- kimleri bitmiş, Niyazi Sayın ve Bekir Sıtkı Sezgin'in çekımlerine ise yakında başlayacak. Listede Adem Şahin, Avni Anıl, Bilge özgen, Eroi Sayan, Ferit Sıdal, Teoman Alpav, Yıldırım Gürses, Yusuf Nalkesen, Rüştü Şardağ ve Zeki Müren de yer alıyor. Projemizle ilgilenmediler Türk musikisinin unutturulmuş ve unutturulmaya çaba gösterilen bir alan olduğunu ve kendilerinin bu alanda bir misyon üstlendiklerini be- lirten Eryılmaz'la projeleri ve Türk musikisi üzerine konuştuk. - Türk müziği ileflgiliçabşmalannız Gnıp, Mehmet Eryılmaz, tsmet Arasan ve Ergün İnce'den oluşuyor.(Fotoğraf: KEREM ILGAZ) nasü başladı, projenin içeriği hakkında bilgi verebilir misiniz? Başlangıçta Türk müziği üstüne gö- rüntü çalışmalanydı niyetımiz. Önce Münir Nurettin'le başlamak istedik, sonra biz 'Münir Nurettin'i her zaman yapabiliriz. Şu anda yaşayan ama her an gidebilecek olanlar var. Mesela Sadi Hoşses bir ay önce öldü, maalesef yetışemedik. Böylece "Dünden Yanna Bestekarlanmız' diye yola çıktık. Son- ra jeneriği değiştirdık. Çünkü bestekar olmayan büyuk müzik adamlanmız da var, mesela Niyazi Sayın, Bekir Sıt- kı Sezgin gibi. Ve jeneriğımizin adı 'Dünden Yanna Musikisi tnsan- lanmız" oldu. Bu konuda bilmediği- miz birçok şey var ama giderek bilgile- niyoruz, yoldayız ve bizi görüntüler- deki namus, inanç, estetik iİgilendi- riyor. Bu gördüğünüz mekanı sattık bu filmi yapabilmek için. Hâlâ nerede, nasıl yayımlanacak belli değil. Kültür BakanlığYna projeyi gönderdik beş aydır cevap yok. Bazı özel TV'ler ilgi bile göstermedi. Fakat onlara dedim ki "Sadece bu görüntü çahşmalanmız yayınlansa, bir ayda elli kez talep al- mazsanız biz sizden hiç para da alma- yahm". Ben buna inanıyorum . Röportajdan kaçındık - Çalışmanızda nasıl bir yol izliyorsu- nuz. bir belgesel denebilir mi? Belgelerken çok farklı bir tavır izli- yoruz. Röportaj tekniğınden kaçını- yoruz. Insanlann biyografık özellikle- rini anlatmak değil, tam aksine on- lann hangi ruhsal esıntilerle beste- karlık yaptıklannı anlatmak, dünya- lannın ne olduğunu ortaya çıkarmak. Bunu ilk iki örneğimizde başardık gibi gözüküyor. Bizım için müzik camiası- ndaki değişik tepkilerle birlikte, Sela- hattin İçli'yle Alaaddin Yavaşça'nın tepkileri çok önemli. 18 yaşında asis- tanımız var, annesi anyor 'Size nasıl teşekkür edeceğimı bilemiyorum evi- mizde müzik değişti' diyor. Montajcı çocuk "Hayatımda yaptığım en onurlu iş. bunlan torunum da ızleyecek" di- yor. Rock'çılann gözleri yaşanyor, Türk musikisinin özgün eserlerini din- ledikleri zaman. Öyle bir kopanlmışız ki kendi kültürümüzden. Türkiye'de yaşayan Anadolu insamnın, 33 kültü- rün birikimi anlamında, bir karşı karşıya gelme durumu var. Biz bu karşı karşıya gelme malzemesini hazırlıyoruz. bunu ya televizyonlar gerçekleşürecek ya da Kültür Ba- kanlığı. - Bu çauşmanız Türk müziğine olan kişisel ilginizden mi kaynaklanıyor? Aslında bu ülkede yaşayan bütün insanknn ilgili olduklannı, fakat farkmda olmadıklannı düşünüyorum. Bir üstadımızın söylediği gibi "Bu ül- kede her insanın kulağında bir seyyah ninnı vardır". Ya da sabah ezanı. Saba makamında okunuyor ve ınanılmaz bir şarkı. Çocukluğumuzdan beri hep bunlarla büyüdük ama bizden sonraki kuşak bunlarla büyümedi. Bir anlam- da bu misyonerlik görevi gibi geliyor. Kalıcı bir arşiv oluşuyor - Türk musikisi) le ilgUi daha önce de belgeseüer ya da görüntü çalışmalara yapddı sizinkinin farklı olan yanı nedir? Türk müziğini görüntüleme çalı- şmalan vardı. İnsanlar TV'lerde izle- dikleri bu görüntülere küp djyorlar. Klip demeye bizim dilimiz varmıyor. Biz Türk musikisi üzennde görüntü çalışması yapıyoruz. Müzikteki ruhu görüntüye yansıtmak gibi çok iddialı gibi gozüken, ama bizim de çok önem- sediğiınız çabamız bu. Gerektiğjnde Itri'nın de bir bestesine görüntü çalış- ması yapacağız. Nasıl ki televizyon- lanmız Bach'm bestelerine görüntüyü Batfdan alıyorlar. Biz de o kalıtede bi- zim üstadlanmızın eserlerini yapa- cağız.Yaşayanlann bilinen besteleriyle kulak alışkanlığından yararlanarak, göze de hitabederek, dolayısıyla ruha da hitabederek bir boşluğu doldurma sevdasıyla yola çıktık. Çabamız göz- den öze inmek. - Yaptığınız bu çaltşmanın Türk mü- ziğine nasıl bir katkıda bulunacağını düşünüyorsunuz? Şu anda tüm dünyada olan kaostan Türkiye nasibini fazlaca almış durum- da. Türk halkı şu anda bir kimlik boşluğu içinde. Onlara en azmdan müzik yoluyla 'Bakın bunlar bizim. kendınize gelin" gibi bir lafın küçük bir hecesini sunuyoruz. Birileri bundan güç alırsa başka bir şeyler sunar. Aynı zamanda çok önemsediğimiz Türk kül- tür aışıvıne kalıcı bir şeyler yapıyoruz. Heryılustabirşaire lOObindolar • Kültür Servisi - Amerikan Şairler Akademisi bundan böyle heryıl yaşayan ve sanatının ustası olduğu kabul edilen bir Amerikah şaire 'Tanning' ödülü vereceğini açıkladı. 100 bin dolarlık bu ödülün şimdiye dek Amerika'da şiir alanında verilecek en büyük ödül olduğu belirtildi. Ressam Dorothea Tanning ve dul eşi Max Emst'in her yıl bu ödülü vermesi için akademiye 2 milyon dolar bağışladıklan ve ödülün ilk sahibinin 29 Eylürdeaçıklanacağı bildirildi. Trabzon'dakûltûrve sanat etkînlikleri • TRABZON (AA) - Trabzon'da kültür ve sanat etkinlikleri, yaz döneminden sonra yeniden canlanmaya başladı. Etkinlikler çerçevesinde önümüzdeki hafta, Saray Sinema ve Sanatevi'nde 2 eyiül cuma gününe kadar, yönetmenliğini Robert Radler'in yaptığı, başrolü Eric Roberts'in oynadığı 'Best of the Best' adb fılm gösterime girecek. Trabzon Belediyesi Hamamizade İhsanbey Kültür Merkezi'nde ise Üsküdar Sanat Tiyatrosu tarafmdan 27 ağustos cumartesi günü 'Çilli Horoz' adlı oyun sahneye konulacak. Yönetmenliğini Kemal Özişçi'nin yaptığı oyun, üç perdelik bir güldürü. Öte yandan, ekim ayının ilk haftasında perdelerini açacak olan Trabzon Devlet Tiyatrosu hazırlıklannı sürdürüyor. Haldun Taner'in 'Keşanlı Ali Destaru' adb oyunu Oğuz Aral yönetiminde hazırlanıyor. TDTyeni sezonda 'Keşanlı Ali Destanı", 'Aç Sınıfın Laneti', 'Taziye', 'Resimli Osmanll Tarihi', 'Dallar Yeşil Olmair,'Kadınlarda Savaşı Yitirdi' ve" Yaşasın GökkuşağY adlı çocuk oyunundan oluşan 7 oyunu izlenime sunacak. AlfinKozaşiir yanşması • ADANA (L BA) - Adana Büyaikşehir Belediyesi'nce, 'Altın Koza Festivali" kapsamında düzenlenen '8. Altın Koza Şiir Yanşmasf na katılım süresi, 1 eylül çarşamba günü sona erecek. Adana Büyükşehir Belediyesi, 'şiir dünyasına yeni adlar veyeni eserlerkazandırmak, Alün Koza Festi\<aîi kapsamında şiirin sesini yeni yaklaşunlarla duyurmak' amaayla "şiir yanşmasf düzenledi. Daha önce bir kitapta yayımlanmamış eserlerle kauhnabilecek yanşmaya, konu ve şiir sayısı sınırlaması getirilmediği bildirildi. Yanşmaya kaülmak isteyenler, 1 eylül çarşamba gününe kadar, "Koza Kültür ve Sanat Turizm Hizmetleri. Kurtuluş Mahallesi,' Atatürk Caddesi 36 1601120 Adana' adresine başvurabilecekler. Yanşmanın seçici kurulunu, şu isimler oluşturdu: Yahya Akengin, Yavuz Bulen Bakiler, Mehmet Çınarb, Nüzhet Erman, Prof. Dr. Sadık Kemal Tural. Yanşmada birinciük kazanan şairin. 5 milyon bra \ e 'Altın Koza Heykeb' ile ödüllendirileceği açıklandı. Ayten Çetiner'in imza gunö • Kültür Servisi - Şair ve ressam Ayten Çetiner, ilk şiir kitabı "Gönülden Dökülüşler"i Ada Dostlan Derneği'ne katkı amaayla imzalayacak. Heybebada Inönü Köşkü'ndepazargünü saat 14.00-18.00 arasında gerçekleştirilecek imza gününde Ayten Çetiner, okurlan ile söyleşecek. İmza gününe Adalar Belediye Bşakanı Can Esenve Sevinç İnönü de katılacak. İmza gününde elde edilecek gebr, adalann çevre düzenlemesi ve güzelleştirilmesi için kullanılacak. DuyguAsenave rekoptmen kitabı H Kültür Servisi - Gazeteci-yazar Duygu Asena'nm saüş rekoru kıran kitabı 'Değişen Birşey Yok'un imza gününde yazara Çarşı Capitol ve Çarşı Bakırköy'de büyük ilgi gösterikH. İkişer saat süren imza günlerinde Duygu Asena yaklaşık 250 hayranına kitaplannı imzaladı ve onJarla sohbet etti. Yazann üçüncü ve son imza günü ise 31 ağustos çarşamba günü saat 12.00-14.00 arasında Çarşı Maslak mağazasında yapilacak. Mehmet Can'dan Atatürk dekupajları sergisi • Kültür Servisi - Mehmet Can'ın. kıl testeresiyle dekupe ederek boyadığı kabartma Atatürk portreleri sergisi Kadıköy eski kaymakamlık binasının yanındakı Belediye Sanat Merkezi'nde açıldı. Müzik ve özgün paspartu çahşmalanyla da tanınan Mehmet Can'm 40 parçadan oluşan sergisi 6 EylüTe kadar izlenebiür.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle