Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 27 AĞUSTOS1994 CUMARTESI
OLAYLAR VE GORUŞLER
Canlı tarihe kısa bir sezi
Bugun, ülkemızın son zamanlarda yaşadığı çeşitlı açmazlann
sorumJusu olarak genç laık Türkıye Cumhuriyeti'ni göstermek
gıbı bır eğılım vardır kı, büyük yanılgıdır. En büyük yanlışhk,
bueleştınyı yapanlarm kendılenndedır.
Dr. İ. GÜVEN KAYA Boğaziçi Üniversitesi
B
alkan Savaşı yıllandır
Konu>la ılgılı olarak
Brecht, kısa bır oyku ya-
\ımlar Öykuşoyledır
Yaşlı bır adam. yolda
gıderken dort kışı larafın-
dan soyulur Soygunculann her bın
genç. dınamık ve enerjık adamlardır
Goz açıp kapayınca>a değın, yaşlı
adamın butun parabinı alıp kaçarlar
Adamcağız. dağ başında parasız pul-
suz kalıvenr Çaresız, >uruye \uruye
aç susuz. yaşadığı kente gelır Gelır
gelmez de kendısını soyanlardan uçu-
nu sokakta gorur, bağınp çağırmaya
başlar Yaşlı adamı tanıyan herkes
toplanır. hırsızlan hemen yakalarlar
Çaldıklan bulun paralan gen alırlar
ve adamlar mahkemeye çıkarılırlar
Yargıcın karan oldukça ılgınçtır
"\ aşiı adam, gençlerden aldığı bıitün
paralan onlara geri verecektir. Aksi
takdirde bu dört genç \e enerjik adam
uyıımsuz bir yaşam sürdurmeje zorlan-
nuş olur ki bû da >anltş bir rutumdur."
Brecht. 1913 yıllannda yayımladığı
bu oykusunun adını 'Balkankrieg'
(Balkan Savaşı) kovduğuna gore oy-
kuyu Osmanlı Imparatorluğu'nun
ıçınde bulunduğu durumu ve konumu
açıklamak ıçın kaleme aldığı anlaşılı-
yor Yazara gore Osmanlı İmparator-
îuğu'nun parçalanması ve yıkılması
dıyalektık bır sonuçtur Yaşlı ve koh-
ne devletın hemen ardından gelecek
olan genç ve enerjık devletlenn doğu-
mu da bır zorunluluktur
Donemın yoneücılen doğal olarak
olayı bu açıdan gormek ıstemerruşler-
dır AlmanlannGöbenveBreslaukru-
vazörlen Rus donanmasını vurunca
Osmanhlar, oteden ben buyuk umut-
lar besledıklen bu savaşa resmen katıl-
dılar Donemın sadrazamı Talat Pa-
şa'nın, Osmanlı İmparatorluğu'nun
bu savaşa katılması konusu ıle ılgılı
olarak donemın Emniyet-i Lmumhe
Müdürü (Emnıyet Genel Mudüru)
Aziz Bey'e anlattıklan ılgınçtır "...Beş
altı ay, nihayet bir sene içinde neticele-
necek ümidiyle gozumuzu yumarak bu
gırdab-ı hevinâke atüdık. Mamafih, bi-
gane kalmamıza da \aziyet-i coğrafya
gibi ahval-i dahilivcmizin müsaadesi
yoktu. Her tarafta Cemiyet-i Mukad-
dese aleyhindeki birçok dedikodular ye-
niden başgöstermeye başlamıştı..."
Talat Paşa'nın, ıç pohtıkadakı başa-
nyı, Balkan Savaşı'ndan bu yana yıtı-
nlen topraklann gen alınabılmesıne
yonelık dış polıtıka ıle ozdeşleştırmesı-
nın yanı sıra Harbıye Nazın Enver Pa-
şa'nın ve Cemal Paşa'nın savaşa katı-
lma ısteklennın kokenınde, ıdeolojık
nedenler de yatıyordu İttıhat ve Te-
rakkı Fırkası'nın resmı ıdeolojısının
basındakı sozculuğunu yuklenen kımı
sanatçılar, broşurler yayımlayarak,
çeşitlı dergılerde yazılar yazarak savaşı
meşnı gosteren bır 'Savaş Edebiyatı'
Kampanyasına başlamışlardı Şoyle
dıyorlardı "...Muharebe içtimai bir
müessesedir. tlim ve fen ne kadar terak-
ki ederse etsin miUetler ve yine milkt-
lerden teşekkül eden zumreler içtimai
havatlarını sürdürdükçe esasi secheleri
olan büyümek ve vavılmak arzusu da
vaşıyacak ve neticesi harp da yaşatan
ve kuvvet \eren bir mıiessese hallnde pa-
yidar kalacaktır..." Bu duşunceden
yola çıkarak Enver Paşa'nın emn ıle
donemın butun sanatçılan ıçın Ça-
nakkale've gorkemlı bır gezı duzenle-
rur Gezıye katılanlar arasında Ağaoğ-
iu Ahmet, Orhan Seyfi, Enis Behiç, Ce-
lal Sahir, Hıfzı Tevfık, Hakkı Süha,
Hamdullah Suphi, ressam İbrahim
Çallı ve Nazmi Ziya, Ali Canip. ömer
Seyfettin, Mehmet Emin, muzısyen
Yekta gıbı adlar vardır
Bu duşuncenın temelınde. Avrupa'-
da XVIII yuzyılınsonlannadoğnjge-
lışen kapıtalızme koşut olarak Kant,
Fkhte ve Hegel'de daha somut bır bı-
çım alan "kasf'ın varlığı. ote yandan
"toplumu ancak jetenekli olan bireyle-
rin jonlendirebileceğını, otekilerin ise
bu seçkin zumre için çalışmaktan başka
y apacak bir şejleri olmadığı" sav ını ge-
nel leştıren Nietzsche'nın ırrasyonal
duşuncelennın. Osmanlı sınırlannı be-
lırgın bır bıçımde zorlamasının etkısı
olduğu kuşkusuzdur Çunku bır yazı-
sında Ömer Seyfettin, "İki yüz senieden
beri Avnıpa muhitinin büyumek ve ya-
ydmak seciyesi İslam dunyasına te>ec-
cüh etmiştir" derken XIX yuzyılınılk
yansında buyuk bır dınamızm kaza-
nan Av rupa kapıtalızmının uç buv uk
temsılcısı olan ve yazann "Jtilaf-ı Mü-
selles" (uçlu anlaşma) dedığı İngiltere,
Fransa ve Rusya'yı kastedıyordu In-
gıltere 1874 yılında somurgecılığı res-
mı polıtıkası halıne getırmış ve 1980
yılı esas alınırsa dış satımı 1900yılında
yuzde 138"e. 1913 yılında ıse yuzde
236 5'e yukselmıştı Fransa'da. III
Cumhunyet'ın sıyasal kadrosu ıçınde
somurgecılığı savunan çekirdek bir
kadro oluşmuş ve uluslararası tekelleş-
meyı savunan avukat Jules Ferry, ba-
şa geçınce. hemen duşuncelennı ger-
çekleştırme hazırlıklanna gınşmıştır
İttihatçüar'ın Rusya'ya bakışlan
pek az gerçekçı. daha çok duygusal bır
yaklaşımdır Çunku I. Petrounluvası-
yetnamesınde ozetle "sıcak denizlere
inmek veTurkleri,gerekirse kimi Avru-
pa devletleri Ue birleşerek Rumeh'den
atmak, İstanbul'u işgal ermek..." tu-
runden kımı onemlı maddeler yazmış-
tı Buna karşılık İttıhat ve Terakkı
Fırkası "Orta Asya devletleri ile siyasi
ve askeri alanda birleşmeyi, Balkan-
lar'dan Hindistan'a hatta Çin'e değin
uzanan bıitün sosval, sivasal ve ekono-
mik butünlük kurmayı"' oneren 'Turan'
ıdeolojısını seçenek olarak gelıştırmış-
tı
Savaşın ılk başlannda, Almanlann
kımı başanlan, Osmanlılan cıddı
umutlandırmıştır Talat Paşa. o yıllar-
da "birkaç ay içinde muharebe neticele-
necek, biz de cuzı bir fedakarlığa muka-
bü azim menfaatler elde edecektik..."
derken "bir koyup beş kazanma"yı çok
once duşunmuştu Talıhın cılvesıne
bakın kı, o zaman da evdekı hesap çar-
şıya uymadı Bağdat'ın duşmesınden
sonra, Talat Paşa ağız değıştırerek
"Balkan Harbi'nde kavbettiğimiz Ru-
meli ile adalara nisbeten Irak'ın maddi
ve manevi ne kıymeti >ardu-.." derken
basını susturmak ıçın telefona sanlır
ve Matbuat-ı Dahılıye Muduru Hik-
met Bey'ı bularak basında doğru ha-
ber çıkmasını onler
Bu ışten kazançlı çıkanlar yok mu-
dur9
Vardır elbette Bu donemde de
kendılennı partıye davavarak bu>uk
çıkarlar elde eden Doktor Nazım (En-
ver Paşa'nın yakınıdır) ve Topal İsmail
Hakkı vb hayaliciler vardır Talat Pa-
şa bu vurgunculardan soz ederken
harp yıllannı kastederek "Şu iki sene
içinde İthalat ve İhracat Hevetleri'nin
tetnin ettikieri menfaat hakkında ef-
vah-ı nasda devam eden sozler, akülara
durgunluk getirecek raddededir" der
Brecht, haklıdır Kokuşmuş tum
kurumlan ıle bırlıkte. artık yaşlanmış
Osmanlı yıkılmak zorunda ıdı Bu yı-
kıntılar uzenne, genç ve enerjık bır
Turkıye Cumhunyetı'nın kurulması
da dıyalektık bır zorunluluktu Ku-
vay-ı Milliye hareketı, eylemıyle, yenı-
den yapılandırdığı kurumlan ıle genç
bır harekettı Bu bakımdan ılenye do-
nuk her turlu devnmcı eylemlenn de
başanlı olmamasına olanak yoktu
Bu, bugun ıçın de geçerhdır
Bugun, ülkemızın son zamanlarda
yaşadığı çeşitlı açmazlann sorumlusu
olarak genç laık Turkıye Cumhun-
yetı'nı göstermek gıbı bır eğılım vardır
kı, buyuk yanılgıdır En buyuk yanlış-
hk. bu eleştınyı yapanlann kendılenn-
dedır Çunku, tanhsel surecını doldur-
muş kurum ve ıdeolojılerle. bır ulusun
tanh ıçındekı varlığını koruyabılmesı-
ne olanak yoktur Bu kurumlar yuz-
yıllar boyu en gorkemlı donemler de
dahıl, kendılennı yenılemeksızın yıp-
rata yıprata bugune gehnışlerdır En
sonunda kurum olarak kendı kendıle-
rını yok etmışlerdır Hatta vok olmaz-
dan once. son bır çaba bıle gostenlmış-
tır Ama boşuna1
Onun ıçın onu bunu
sorumlu tutmak, hatadır Yoksa. Ta-
lat Paşa, daha o zaman "Masonluk
gibi Bektaşilik de dipsiz kiler, boş am-
bar kabilinden bir şey. Menfaat peşinde
dolaşan insanların kısm-ı azamı bu gibi
hafi cemiyetlerle olan münasebetini
amal-i zarivesine vasıta ediyor, dolabını
döndürmeve çaJışıvor.." sozunu boşu-
na demezdı Bu bakımdan, Atatûrk'un
belırttığı 'ilim ve fen volundan ayrdma-
mak" atacağımız en sağlıklı adımdır
ARADABIR
BEKÎRÖZGEN Eğitimci-Yazar
Şeriatçı Ülkelere
Pasaport!
Turkıye, cumhurıyetle bırlıkte, yenı bır yaşam modelı
gelıştırmeye başladı Demokrasıye açılarak, laıklığı, ya-
şama katma ıstencı gosterdı Ve Atatûrk'un olumune
değın, laıklığın etkısel alanı oldukça da genışledı Ne kı,
1938 sonrası laıklığın tepkısel seçeneğı gıbı sunulan
koktendıncılığın de guçlendığı gozlendı Ve şerıatın ayak
seslerı duyulur oldu
Şımdı sorun -dıncılerın tanımıyla- Allah'ın egemenlığı
adına(') ulus egemenlığıne kanlı mı, kansız mı son verı-
leceğıdır
Gerçekten laıklık, Turkıye ıçın çok mu yaşamsaldır'?
Evet laıklık, Turkıye ıçın bır yığın nedenle olmazsa ol-
maz olmuştur Bır yandan
•Turkler çağlar boyu Islamın temsılcılığını ve onder-
lığını yapmıştır
•Turkıye Osmanlı kultur mozaığının belırleyıcı rengı
ve motıfı olmuştur
•Turkıye çesıtlı mezheplerın vetarıkatlarınyer aldığı
bır ulkedır
•Turkıye'de, halkın buyuk çoğunluğu Muslumandır
Başka bır deyışle Turkıye, Islamın çoğu belırleyıcı de-
ğışkenlerını seçmış ve yaşama geçırmış bulunmaktadır
Ustelık. uygarlaşma ve kalkınma yolunda da kuçumsen-
meyecek bır yol almıştır Atatûrk'un laık cumhurıyetı
ozenılır kıskanılır yenı bır model oluşturmuştur Bu ko-
numuyla, turunde orneğı yoktur Bu nedenle de islam
dunyasının gozu, ülkemızın uzerındedır
öte yandan
•Turkıye Doğu-Batı arasında tam bır koprudur Hem
coğrafyasal hem kulturel olarak Anadolu, uygarlık ge-
lınıdır Başı Avrupa govdesı Asya'dır
•Turkıye, abecesı (alfabesı) ve uygarlık karakterıyle
de Batı yı yeğlemıştır Batı'ya açılmıştır
Nufus kağıtlarında Musluman Turk yurttaşı yazanla-
rın, bu modelı yaşatamamaları hem laıklığın hem de-
mokrasının hem de Batılılaşmanın yenılgısı anlamına
gelecektır
Bu nedenle de Batı dunyasının gozu, Turkıye'nm uze-
rındedır
Bır başka yandan da
•Turkıye, ozgur duşunce ve laıklık adına savaş ver-
mıştır Vermektedır Aydınlarını yılmazsavaşçılarınıyı-
tırmıştır Sıvas ta yakılan 37 seçkin ınsanının kullerı he-
nuz savrulup gıtmemıştır
• Laıklık Ataturk un bızlere bıraktığı en yaşamsal ka-
lıtıdır En anlamlı eserıdır
•Ve laıklığın ulusal butunluğun, ıç barışın, bağımsız-
lığın guvencesı olduğu anlaşılmıştır Özgurleşebılmek,
ınsanlaşabılmekle ozdeşleştığı ozumsenmeye başla-
mıştır Bu nedenlerle de Turkıye'de laıklığın yaşaması,
bızler ıçın bır onur sorunu' olmuştur
Duşunce ozgurluğu ve laıklığın bızlere sunabıldığı ya-
şam bıçımıyle yetınmeyebılırız Sınırlannı genışletmek
ısteyebılırız Dahası, onlarla yaşamakta guçluk bıle çe-
kebılırız Ancak onlarsız, soluksuz kalırız
Egemenlığın elımızden alınmasıyla, nelerle yaşama-
ya zorlanacağımızı anlamakta guçluk çekenler, şerıatın
egemen olduğu ülkelere bırer pasaport çıkarmalıdırlar
Oralardakı yasamı paylasmalıdırlar kı tutsaklığın ne de-
mek olduğunu gorsunler' En lyı oğrenme yolu sanırım
bu'
Demokrasiyide kirlettiler
Zaman zaman kutsal kavramlan öne sürüp halkın 'haması' duygulannı
ateşlemeye, dın duygulannı koruklemeyeçabşanJar, acaba kendüen o
kavramlara özel yaşamlannda saygılı davranıyorlar mı?
RECEPBİLGİNER ~
B
enımsenen bır deyışle 'En az
sakıncalı bir vönetim biçimi'
olan 'demokrasi'v ı de kirletti-
ler Bulaşıcı bır hastabk gıbı
Guney Amenka'dan İtalya'ya,
Yunanıstan'a, 'Demirperde'
gensıne, oradan da ulkemıze geçtı Gerçı,
kırlılık eskıden de vardı, ama son donem-
de, ıyıce yaygınlaştı
Yozlaştırdılar, çarpıttılar Boylece, aslın-
da soz ve oz anlamında demokrasi olan
kavram bızde 'Demokraaasi' kılığına bu-
rundu
Çok partıh demokratık yaşama geçtığı-
mız yıllarda halkımız bu konuda daha du-
yarlıydı Daha sık eleyıp. daha sık dokur-
du Şımdı tepkısız, olup bıtenlere seyıra bır
toplum olduk Halk, umudunu mu vıtırdı
9
Bıktı mı, karuksadı mı° Yanı, nasü olsa iş
olacağına varıyor, duygusuna mı kapıldı
9
Çok partılı demokratık duzene ılk adım-
lan attığımız yıllarda "Hangi partidensin"
dıye sorulduğunda "Ekmek partisindenim"
yanıtı alınırdı Geçım derdıyle ezılenlenn,
bır de muhahf partıden olmanın sakıncala-
nnı dıle getınrdı bu yanıt
Tepkısız toplum oluşumuzu ı>ı değerlen-
dıren pohtıkaalar, yonetıcıler, bıhnçb bı-
çımde ulke olaylanna kaülmanın dışına
ıtmesını başardılar ınsanlanmızı Yenru
koşe donucüluk, vurgunculuk. fırsatçılık,
her şeyı kışısel çıkarlara bağlama duygusu
aldı Bunda da kımı buyuklenmız (') kotu
ornek oldu, ıyı ornek olacaklan >erde
Halka gerçeklen soyleme yenne, demagojı
ustalığına başvaırdular
Demagojı Osmanhca ve Turkçe sozcuk-
lere uzanırsak Batı kokenlı olan bu sozcu-
ğun şu karşılıklannı buluruz
Mugalata Yanıltmak, yanıltıcı soz soy-
lemek
Avamfınb Halkın, yanı buyuk çoğun-
luktakı ınsanlann hoşuna gıdecek bıçımde
davranmak
Şımdı, bızı yonetenler bu uç sozcuğun
ıçenğınde belırtıldığı gıbı davranmıyorlar
mı
9
Boylece gundemı saptırma becensmı
gostenyorlar
Nasıl yapıyonar bunu
9
Sorulan sorulara
yanıt verecekîen yerde, kendı soylemek ıs-
tedıklennı soyleyerek. yanı halkı yanıltıa
soz soyluyorlar, laf kalabahğı arkasında
yalan soyluyorlar Parlamentoda bu. basın
toplantılannda bu. mıtıng meydanlannda
bu
Aldatmaca, yanıltma
1
Zamanında Fransa'da yaşlı ve çapkın
bır makye bakanı varmış Bır apartmanın
uçuncu katında oturan metresını zıyarete
gjttığınde asansore bınmez. uç kat merdı-
veru ahlaya pohlaya çıkarmış Metresının
karşısına geldığınde de onun elını tutar kal-
bının ustune bastınrmış "Ah sevgilim seni
gönince bak, nasd kalbim kiıt kiıt atıyor!"
Fransızlar bu aldatmacayı. demagojırun tı-
pık bır orneğı sayarlarmış
Geçenlerde, bır televızyonda. kımlık ve
kışılık konusu tartışıldı Turkıye hem kım-
lığını anyor, hem de kışılığıru Kımlığmı.
tanhsel gerçeklenn ışığında bulabılır. ama
bu gıdışle kışılığını daha çok araması gere-
kır Zaman zaman. kutsal kavramlan one
surup halkın 'Hamasi' duygulannı ateşle-
meye, dın duygulannı koruklemeye çalı-
şanlar acaba, kendılen o kavramlara ozel
yaşamlannda saygılı davranıyorlar mı
9
Daha birkaç yıl once yapılan yerel seçım-
lerdekı demokrasi kırletılmesıne bakın
Partıler, 'hediye torbalan'na yıyecek, gıye-
cek doldurarak ev ev, kapı kapı dolaştılar,
"Al bunu bize o> ver" dıye Halk da bu 'he-
diye'len, kımı ıhtıyaçtan, kımı avantaahk-
tan, kımı bılınçsızlıkten almış ve gıdıp
oyunu kullanmış Asıl, bu hediyeyi oy uğ-
runa, demokrasiyi yozlaştırma aracı ola-
rak kullanan partıler, parüaler utanmalı
değjl mı
9
Partıcılık kulupçuluğe dondu
Seçmenın aldatılması, yukselen sel sulan
gıbı, seçılenlere kadar çıkıyor Onlann ço-
ğu da kendılenne oy veren seçmenı yanı
halkı değıl. koltuklannı. kendı çıkarlannı
duşunuyor Mılletvekılı transfen pazarlan-
na kadar
1
Yazımın başında Frenkçesınden Os-
manlıcasına, Turkçesıne kadar uzanan şu
uç temel sozcuğun golgesınde demokrasi
kırletılmeye devam edılıyor
Demagoji
Mugalata
Avamfıribane.
Yıne seçmenın partılısme. burokratına,
polıtıkaasına kadar Tevfık Fikret'ın dıze-
îennde çızdığı tabloda olduğu gıbı 'Bu
han-ı yağma'da kımılerı 'çatlayıncaya ka-
dar patlayıncava kadar' yıyor. bır yandan
ezılenler, hayaf pahalıhğında fery at edenler
ote yandan bu durumlan yaratanlan debce
alkışlıyor, yıne Fikret'ın "Kopsun seni al-
kışlayan eller" dızelennı anımsatıyorlar
Ama, halk hep şıkayet etmış, hep kabul-
lenmıştır
Ziya Paşa'nın dedığı gıbı
"Değildi devletin ewel de hali gerçi pek
yahşi / Yazıklar ah kim oldu yamanlardan
yaman şimdi."
MAGISTER TOURS 5 4
CİM BOM NEREDE BİZ ORADAYIZ ! 4
F. (. BARCELONA / 6AUTASARAY f, , , . , .
TUNCELİ KADASTRO
MAHKEMESİ'NDEN
EsasNo 1994 24
Parsel No Örenönu Ko>
r
ü (İsmeünonu Mahallesı) 798 no'lu
parsel
Davacı orman ıdaresı tarafından davalı tbrahım Sandal (Elçın) mı-
rasçıkn aleyhıne mahkememızde ıkame edılen kadastro tespıtıne ıtı-
raz davasının >apılan açık vargılaması sonunda venlen ara kararı
gereğnce
Mahkememızce venlen 1984 136 esas 1988 226 karar sayılı huk-
mu "Vargıtav 20 Hukuk Daıresı nın 7 1 1994 tanh 1992 16177 esas
1993 11216 karar sav ılı ılamı ıle bozulmasına karar venlmış olmakla,
dava dosyası \eruden ele alınarak mahkememızın 1994 24 sırasına
kaydı >apıbrak duruşması 25 11 1994 gunü saat 09 15'e bırakılmış-
ür
Bûtun aramalara rağmen adreslen tespıt edılemeyen davalı Ibra-
hım Sandal oğlu Musa Elçın ın mırdsçılan Tuncelı Mazgırt ılçesı is-
lam Mdhallebi nulusuna ka\ıtlı Sakıne Elçın Fılız Elçın ve Nurcan
Elçın ın bu davavla ılgılı tum delıllenvle bırlıkte duruşma gunu olan
25 1 1 1994 gunu saat 09 I Vte mahkememızde hazır bulunmalan ve-
yakeıdılennı bır vekılle temsıl ettırmeıen a>nca bozma ılamına kar-
şı dıjeceklennı duruşma gunune kadar mahkememıze bıldırmelen,
aksı takdirde yargılamava yokluklannda devam edılerek, bozma ıla-
mına uvmuş savılacaklan ve davanın da vokluklannda sonuçlandın-
lacağ hususu duru^ma gununu bıldınr davetıye yenne kaım olmak
uzereılan olunur Basm 50519
t
t
t
t
3 GECE - 4 GUN ••* OTEL
3 GECE - 4 GÜN **•* OTEL
AIR BUS A - 300 UÇAĞI
İLE GİDİŞ. DÖNUŞ
TUM KAHVALTILAR
YARIMGÜNSEHİRTURU
UÇUŞ ESNASINDA KI
TÛMİCECEKLER ,
HAVA ALANI - OTEL - HAVA ALANI
OTEL - STADYUM -\jTEL TRANSFERLERİ MAGISTER TOUR
IEHBERLİK HİZMETLERİ
MERKEZI
YENI
OTELLER
4
4
: 230 00 00 PBX DÎREKT HAT : 231 25 95 / 231 91 70 / 232 94 66
ADRES : Halaskargazi Cad. 321 / 2 ŞİŞLİ (KENT Sineması Karşısı) İ A
PROFESYONEL FOTOĞRAFÇILAR
Sahıbındençokazkullanılmış
satılık MAMIYA RB 67TAKIM
18.00'e kadar 279 29 00-279 2914-15
20.00'den sonra 23.00'e kadar 270 80 45
Nufus cuzdanımı ka\ bettım
Hukumsuzdur
SEMRAHASGİLEÇ
Kımlığınu ka> bettım
Hukumsuzdur
MEHMET 4Ğ/RT4Ş
IFSAK
IFSAK\E\İDÖ\EMFOTOĞRAFSEMt'SERLERİ
KA Y1TLARIBAŞLADI.
38YILLIKDENEYİMLİİFSAK ın
73 DONEM TEMEL FOTOĞRAFSEMİNERLERİ
13 9 1994SAL117 9 1994C TESİ GUNLERİ BAŞUYOR
Salıgunlen saat 19 00-21 00 C tcsı gunlen 11 00-13 00
araanda vapılacak olan semınerlerde Fotograf Tanhı
Foto^rafMakınesı Işık Bılgısı Yardımcı Araçlar Kompozısyon
KaranlıkOda Derslen ışleneccklır Semıneriersırasindaçekım
genkn \e karanlık oda uvgulamalan >aptlacaklır
\\Twtili Bıigı Içın 2411401 Noiıı Telefanduı
SaatUJOdjuıSaanBılgı AJınıbılır Faks.2524461
PENCERE
fıyatro Sanatıyla
Refah Pardsi...
RP (Refah Partısı) 'tesettur'u savunuyor
islamda tesettur (kadın ve erkeklerın ortunmesı) Ku-
ran,sunoetveıcma'ılefarzkılınmıştır ÖrtunmeKuran'-
ın 10 ayetınde bır yaşam bıçımı nıtelığıyle yer alır, Mus-
lumanlıkta temel kaynak sayılan hadıs kıtaplarında
'Kıtab-ulLıbas' (gıysı bolumu) vardır Bu hadıslerden bı-
rınde anlatılır Hazreti Muhammet, ınce bır gıysıyle do-
laşan Ebubekir ın kızını uyarmış
"Esma" demış "Ergınlık çağına gırdıkten sonra kadı-
nın yuz ve ellennden başka yerını gostermesı doğru
değıldır "
Saçını, başını, kolunu, dırseğını. ayak bıleğını, dızını,
boynunu, gerdanını gosteren kadın gunah ışlıyor de-
mektır
Hele mayoyla denıze gıren
Hafazanallah'
RP'nın butun toplantılannda, mıtınglerınde, gosterıle-
rındekadınlarortulu
•
Tıyatro İslamda yoktur
Osmanlı'da Batılılaşma eylemı uç verdığınde en başta
padışahlar ve paşalar, tıyatroya merak sardılar Çağ-
daşlaşmak ısteyen bır toplum tıyatro sanatının dışında
kalabılır mı'' Gerçı Turklerde seyırlık koy oyunları ve or-
taoyunu vardı, ama, Batılı tıyatro anlayışına 1839 Tanzı-
mat Fermanı ndan sonra kapılar açıldı
Sahneye çıkan ılk Turk-Musluman kadını Afife Jale -
dır
Yıl 1920i
istanbul da Darulbedayı 1914'te kuruldu, bugunku Şe-
hırTıyatrosu nun temelı atıldı
1923 Devrımı yle bırlıkte tıyatro sanatına devlet oncu-
lukederoldu
Ancak 1994'te RP buyuk kentlerde yerel yonetımlerı
kazandıktan sonra ortaya bır sorun çıktı
Refah ve tıyatro'
Bu ıkı sozcuk nasıl yan yana gelecek'' Şeriatçı Refah
yarın ıktıdara geçerse ne olacak?
Istanbul'un 'Şehır Tıyatrosu şımdı Refahlı Beledıye
Başkanı nın yonetımındedır
Refahçı beledıye başkanları sık sık demeçler verıyor-
lar ve altını çızıyorlar
- Bız şerıatçıyız
1
Şerıata gore tıyatronun yerı nerede'' Tesetturu ken-
dısıne sıyasal bayrak yapan bır partı, tıyatroya nasıl goz
yumar'? Tıyatro oyle bır sanat kı sahnede yaşamın her
kesıtı ve olgusu yer alıyor Bır oyuncunun gırıp çıkmaya-
cağı rol yok' Sanatçı sırasında soyunacak, sırasında
ortunecek, sırasında namuslu kadın sırasında orospu
rolunu ustlenecek, ınsan ruhunun gırdılerınde çıktıların-
da derınleşıp sıvrıleşen, çarpıklaşıp yoğunlaşan butun
çelışkılerını sahneye yansıtacak' Bır başka bıçımde tı-
yatro olur mu'?
Tıyatronun olmazsa olmaz yasası sınırsız sanat oz-
gurluğudur
Refah ın goruşu ne"?
•
Bır tıyatro salonu duşunun
1
Koltuklarda oturan butun kadınlar tesettur e uymuş
baştan ayağa ortunmuş
Yalnız sahnedekı kadının başı açık
Neyın çelışktsı bu?
Refah Partısı, İstanbul da beledıye seçımlerını kazan-
dığı gunden berı Şehır Tıyatrosu nu ışletıyor
RP tıyatroculukyapıyor
Eğer RP sozunun erıyse, halka yalan soylememışse
bu tıyatroyu kapatmak zorundadır
Yok, halka yalan soyluyorsa, salt polıtıka açısından
Muslumanlığı kullanıyorsa, kutsal ınançları sıyasettıca-
retı yapmak ıçın tezgahlıyorsa Refahçının tıyatroculu-
ğuna ılışkın bır açıklama getırılebılır
Refahçılardan bu yolda bır açıklama beklıyoruz, şen-
atla tıyatroyu sanatla 'sunnet'\, tesetturle oyunculuğu
nasıl bağdaştıracağız"?
AydınlıkJ ^ J HAFTALIK HABER YOF1UM DERGISI
Alevilerden sağ çengele tepki
Mezhep gozluğuyle bakış laıklık kavramını bulanıklaştırıyor
"Dedelere maaş bağlanınca laıklık sorunu çozulecek m ı 9
'
• Pir Sultan Abdal Demeği Genel Başkanı Murtaza Demlr
Devletın koruyuculuğu altına gırmek Alevılıge ters
• Plr Sultan Abdal Dernegi İstanbul Şube Başkanı Dogan
Sağ partılere yonelmek talıhsızlık
• Nefes dergisi yazan Rıza Zelyut
Alevıler ANAP a DYP ye gıtmelı
Haftanın Konuğu Prof Bulent Tanor
Propagandasını yapamadığım
düşünce neye yarar!
Tanor yalnız Teror Yasası nın değıl Ceza Kanunu nun
Dernekler Kanunu nun Sıyası Partıler Kanunu nun toptan
degışmesını savunuyor
ABD'nin Türkiye'ye yeni hediyesi
Karayalçın ile Gökçek'i yükselten vadi: Dikmen
Gokçek Kızılay'dan geçemiyor!
Guvenparkta pankartlar konuşuyor
" Beledıye Başkanı mı gardıyan mı'"
Ankaraiılar suyu kaynatın Gökçek tukurdü1
'
Maden Muhendısı Prof Dr Ergın Arıoğlu
Zonguldak'ın kapatılması, kapitalist bir işgaldır
Sabah grubunun 'şike' dergileri:
Sankanaryam ve Cimbomum
BUGUN VE HER CUMARTESI BAYİLERDE
Sevgılı canımız, oğlumuz
ALİ DURSUN
TÜRKMEN'İ
kaybettık
Sen kı çok daha
ıyı venrdın olume
N ağzının payını herkesten
N e d e n
A . , , , ,
donup kalıyorum şaşkınhktan
4İLESİ >e DOSTLARI
TOKTAMIŞ ATEŞ
CUMHURİVET UE LflİKLİK
SARMAL YAYINEVİ
BabıalıCad PakHanNo i6Caöalofilu
Tel 522 45 78 512 70 20 Fax 522 45 78