23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 2AĞUSTOS1994SALI HABERLER OKTAY EKİNCİ Taksim Camisi Vakfı "50.000 dolar"la kuruldu: Hukuka karşı güçbirliği991'dekurulan Taksim Camisi Vakfı, Vakıflar Genel Müdürlüğü'yle bir dayanışma protokolü imzaladı. Buişbirliğine destek sağlamak için de Türkiye'nin en zengin işadamlan ve ünlü tüccarlar, "Vakıf Meclisi"nde bir araya getirildiler. Bedrettin Dalan döneminde Vakıflar İda- resi'nin Taksim'e camı konusundaki umut- lannı güçlendiren dığer bir gelişme ise dizimizin dünkü bÖlümünde yer verdığimiz 3 Şubat 1989 tarihli Vakıflar Bölge Müdürü Erol özbilgen imzasını taşıyan yaada şöyle açıklaruyor: "Bilahare cami, çarşı ve otoparkı ihtiva eden bir ptan tadili ve bu sahaya İSKİ'nin su deposu sahasının da katılması karşılığındaki anlaşmayı ihtiva eden bir protokol taslağı, adı geçen beledi- ye yetkilisi tarafından (Y. Mımar Ürrut Yurtse- ven) Vakıflar Başmüdürlüğü'ne verilmiştir. tSKİ'ye ait 18 ve 20 parsel sayılı su deposu saha- larının da cami sahasına dahiİ olması ve dolayı- sıyla konunun Vakıflar ve betediyenin belli yüz- delerle sahip olacaklan bir bina kompleksi halin- de düşünülmesi teklifı, Vakıflar Genel Müdür- l&ğü'nce esas itibanyla kabul edilmiştir." Görevinin sonaermesine'bir ay kala' 1989- un şubat ayında Dalan'a son kez atumsatılan bu "ortaklık teklifi', aslında 1984 yılında, yanı belediye başkanbğı görevinin ilk ydmda' gün- deme gelmıştı. Ne var ki İSKİ'nin iki arsasına karşılık ola- rak' Taksim'deki cami ve çarşı projesınden be- lediyenin ne kadar bir 'pay' alacağı konusunda- ki görüşmeler uzun süre bir sonuca bağlanama- yınca, imar planı değişikliği konusu da 'bekle- mede' bırakılmışü. Nitekim Vakıflar Bölge Müdürü Erol Özbil- gen de yine aynı yazısında bu beklemeden yakı- nıyor ve başvurusunu şöyle tamamhyordu: "Malumlan olduğu üzere, mezkür görûşme- lerdeki duraklama ve beklentimiz süregelmiştir. Bu itibaria, sayın başkanlığın bu husustaki var- dımlarının tesri'ni müsaadelerinize arz ederim." Bedretün Dalan'ın, göreve geldığı ılk yıllarda önce 'urout verroesi', hatta tSKİ'nin arsalannın da cami alanına kaülması konusunun gündeme gelmesi, ancak daha sonra bu 'anlaşmanın' bir türlü gerçekleşmemesi ve sonuçta Taksim'deki alanın 1989da başlayan Sö- zen dönemine de yine 'oto- park yeri olarak' ulaşması, acaba sadece proje üzerindekı 'payutşnn pazaruğuıın' tıkan- masından mı kaynak- lanmışü? Bu soruya 'evet' yanıtını ve- rmek pek doğru değil. Taksim'e cami konusu Da- lan döneminde sonuçlana- mamışsa, bunun asıl nedenini yine Dalan'ın gündeme geti- rdiği 'Taksim Meydaıu Dû- zenleme Projesi Yanşması' oluşturuyor. Soldaki otopark alanından yükselmesi istenen Taksim Camisi, meydanın ortasındaki Zafer anıtıyla işte bu konumdabuluşacak... Kutsalittifak' Taksim CamisiKültür ve Sanat Vakfı Meclisi... Taksim Camisi için oluşturulan 300kişilik Vakıf Meclisi listesınde ver alan bazı isımlerşöyle: I. Prof. Dr. Abdütkadir Karâhan. 2. Abdullah Yazıcı, 3. Ahmet Çuhadaroğlu, 4. Ahmeı Kabaklı, 5. Prof. AliÖzek. 6. Astm Kocabıvık, 7. Atalav Şahinoğlu, 8. BarlaşKüntav, 9. Cemal Ekşioğlu, 10. Prof.Dr. Ekmeleddin İhsanoğİu, II. Doç.Dr. Emin Işık, 12. Enver Ören, 13. Ergun Göze, 14. Prof.Dr. Erman Tuncer, 15. ErolSabana, 16. Prof.Dr. Esat Coşar, 17. Fuat Bol, 18. E.Gnl. Hasan Sağlam. 19. Halis Toprak, 20. Halit Narin. 21. Prof.Dr. Hayretlin Karaman, 22. Hüseyin Bayraktar. 23. İbrahim Arslan, 24. İbrahim Bodur, 25. İbrahim Cevahir, 26. İlvas Vanlıoğlu. 27. İrfan Vlkü, 28. Prof.Dr. İsmailÖzarsİan, 29. KamilAdak. 30. Kemalllıcak. 31. Kemal Tütüncü. 32. Mahmut Şencan,33. E.Gnl. Mehdi Sungur, 34. Mehmet Aslan, 35. M. Emin Cankurtaran, 36. Mehmet Güler, 37. Prof.Dr. Mehmeı R. Bilge. 38. Prof.Dr. Mehmet Saray.39. Dr. Metin Eri},40. Prof.Dr. Mim Kemal Öke.41. Mevlüt Gültekın. 42. A v. Mustafa Kuran, 43. Mustafa Şatıroğlu. 44. NazifOkumuş. 45. Necatı Özfatura. 46. Prof.Dr. Nevzat Kor. 47. Prof.Dr. Nevzat Yalçıntas, 48. Nuh Kuşçulu,49. NumanEsin,50. Nuri Alıınıa},51. Nurulkıh Gezgin, 52. Orhan Keçeli, 53. Osman Bo\ ner, 54. Ömer Dinçkök. 55. Ömer Kavran. 56. RahmiKoç. 57. Raıf Dinçkök.58. RasimCinislı.59. Recep TavvıpErdoğan. 60. E.Gnl. RızaBekin.61. SabriÜlker.62.Saffet l'lusoy. 63. SakıpSabancı.64. SalihÖzcan.65. Salıh Taıhcı,66. Prof.Dr. Salih Tuğ, 67. Semiha Şakir.68. Prof.Dr. Solmaz A varslan 69. Suat A rıkan,70. E.Gnl. Sülevman Eyüpoğlu. 71. Prof.Dr. Sülevman Yalçın, 72. Şaban Çanışoğlu. 73. Şarık Taru, 74 Taha Akvol, 75. Tahsin Kava, 76. Dr. Tavvar Altıkulaç, 77. Tuncer Taciroğlu. 78. Prof.Dr. Turan Yazgan, 79. VefaPovraz.80. VehbiKoç. 81. YalımErez,82. YaşarÇızmecı,83. Yasar Yılmaz.84. Yüksel Çengel, 85. Zeki Sayın, 86. Zıva Baran ITftkstanCantis) yartşmasi Yanşma düşüncesinin ortaya çıkrnasıyla birlikle cami projesinin de askıya alı- nması sonucunda, Vakıftar'- m ısrar ettiği imar planı deği- şikliği "Taksim'in bûtünselliği gözetilerek" ileri bir tanhe ertelenmişti. Bu ileri tarih' ise yine aynı yanşmanın 'camisiz' sonuçlanmasıyla birlikte, Dalan'h yıllara artık yetişememişti... Bedrettin Dalan'ın, belediyenin de ortak ola- cağı bir 'çarsüı cami' projesine sıcak bakıyor ol- ması, Taksim Meydanı'nın bütünüyle ele alı- nacağı proje yanşmasından da aynı yönde so- nuçlar beklenmesine neden oldu. Ne var ki umulanın tam tersine, 1987'de ilan edilen 'Taksün Meydaıu Kentsel Tasanm Proje Yanşması' şartnamesinde 'cami gereksnmesT yer almıyordu. Dahası, yine aynı şartnamede, özellikle Taksim Maksemi ve bıtişiğındeki eski su yapılan, meydanın yeni düzenlenmesinde 'gözetilmesi' istenen tarihsel binalar olarak da tanıtılmış. Proje yanşmasmın 'asli jüri baş- kankğma' ise 1983'tekı Danıştay karanna ışık tutan ve 'camiye hayır' diyen bilirkişilerden Prof. Kemal Ahmet Aru seçilmişti. Diğer jüri üyelen ise Prof. Dr. Mehmet Çufouk, Prof. Gün- dûz Gökçe, Prof. Kemal Kutlu, Prof. Muammer Onat, Doğan Teketi gjbi isimlerden oluşuyor- du. 1988'de sonuçlanan yanşmada, l'incilik ödülünü Vedat Dalokay ve oğlu Hakan Dalokay'ın tasarladıklan proje kazandı. İkinci- lik ödülü Behnız, Altuğ ve Can Cinid'lere, üçüncülük ödülü ise Necati ve Mine tnceoğlu ile Hasan Şener ve A. Cengiz Yddızcı'nın ortak ta- sanmlannaverildi. Hemen tüm projelerde Taksim Meydanı'nın bir 'kültür, sanat ve kentsel yaşam alanı' olarak güçlendırılmesi temel ilke olarak benimsendi- ğinden, tek amaçjan' bu alana bir cami yap- mak olan çevreler, gjrişimlerini yeniden 'siyasi piatformlarda' yoğunlaştırmaya başladılar... 27 Mart 1984 yerel seçimlerinde İstanbul Bü- yükşehir Belediyesi ile birlikte Beyoğlu Beledi- yesi'ne de "sosyal demokrat" yöneticilerin seçil- mesi, Taksim Camisi projesinin gerçekleşebil- mesi için gerekli olan imar planı değişikliği ko- şulunu yeniden "zora" sokmuştu. Özellikle Nurettin Sözen, daha önce Dalan döneminde bıle sonuçlanamayan bu teklifin kendilerine de yapılması durumunda, Büyükşe- hir Belediyesi'nin kolay kolay evet diyemeyece- ğini yakın çevresine de açıklamıştı. Öte yandan yine Dalan dönemindeki proje yanşmasma da neden olan Taksim'in "bir bö- rün olarak" ele alınması yönündekı düşünceler de etkinliğini sürdürüyordu. Etüt çalışmalan tamamlanmış olan İstanbul Metrosu nun en büyük istasyonlanndan birinin Taksim'de planlanmış olması da bu düşünceyi daha güçlendirmıştı. Bu "umutsuz" ortam üzerine, cami projesı için artık "etkili bir örgütlenmeye" gidilmesi ge- rektiğjne karar veren girişimciler, Vakıflar İda- resi'nin de 1977'den bu yana hâlâ "başarılı oJa- raadığınr dikkate alarak, bu projenin "güçlii bir vaktf" tarafından sahiplenilip, gerçekleşti- rilebıleceğini gündeme getirdiler. İTaksim Camisi Vakfı Daha sonra çok sayıda ünlü işadartu, tüccar ve politikacıyı da "vakıf meclisi" olarak bir ara- ya geürmeyi başaran bu gınşim, İbrahim Ars- lan'ın kuruculuğu altında 1991 yılında gerçek- leştırildi. Vakfın adı ise 5 Kasım 1991'de onay- lanan senedinde "Taksim Camisi Kültür-Sanat Vakfı" olarak belirlendi. İstanbul Asliye 1. Hukuk HâkimlığTnın 16 Temmuz 1992 gün ve 1992,671 sayılı karanyla resmen tescil edilen vakfm kuruluş malvarlığı. hem mahkeme karannda hem de vakıf senedin- de "50.000 Amerikan Doları" olarak gösterih- yordu. Yine vakıf senedindeki "amaç" madde- sinde de salt Taksim'e bir cami kurulmasıyla yetinilmiyor, bu caminin "Mülkiyeti Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne ait Taksim Camisi arsası olarak bilinen taşınmaz üzerinde cami + çarşı + otopark ve kültür merkezi yapımı" ile gerçekleş- tinleceğı aynntıh olarak belırtılıyordu. Oysa ki gerek vakıf senedinin istanbul 7. No- terliği'nde 45113 yevmiye numarasıyla onay- landığı 5 Kasım 1991 tarihinde, gerekse aynı se- nedin Asliye 1. Hukuk Hâkimliği'nce tescil edil- diği 16Temmuz 1992 tarihinde. "Taksim Cami- si arsası olarak bilindiği" ıfade edilen ta- şınmazın yasal imar durumu "otopark arsası" şeklindeydi. Aynca bu tanım. 1983'teki Danış- tay karanyla da yüksek yargı tarafından kesin hükme bağlanmıştı. Bu nedcnle kuruluşu "tes- cil edilen" ve malvarlığı olarak da "Amerikan Dolaruıı" kullanan Taksim Camisi Kültür- Sanat Vakfı, aslında "yasal olmayan" ve "hu- kuk dışılığı" da belgelenen bir projeyi gerçekleş- tirme amacını taşıyordu. Benzer şekilde, yine vakıf senedinde "mülki- yeti Vakrflar Genel Müdürlüğü'ne ait" olduğu belirtilen arsada, aynı vakfın bir cami inşa et- mesıne "mülk sahibinin nzası olup olmadığı" da resmen bellı değıldi. Nnekim Vakıf Başkanı İb- rahim Aslan'ın, Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne yaptığı \e söz konusu mülkiyet üzennde cami inşa elmek üzere "müsaade ve- rilmesini" ıstedığı başvurusu- nun tarihi de 17 Eylül 1992 ıdı. Yani, vakfın resmen tescılinden yaklaşık 2 ay sonra... | Damşmtı Mğûş Aslında. bütünbu "garipükle- rin" ve "yasalara aykırı amaç- ların" Vakıflar Genel Mü- dürlüğü için hiç önemli ol- madığı. aynı genel müdürlüğün bu vakfı ve "amacını" zaten bil- dığı, "halı bir yazışma" ile he- men ortaya çıkmıştı Merkezi İstanbul'da bulunan Taksim Vakfı'nın 17 Eylül 1992 tarihli başvurusuna, Ankara- daki Vakıflar Genel Müdürlü- ğü'nün verdiğj yanılın tanhi de 17 Eylül 1992'ydi ve belki de Türkiyebürokrasisindebir"hiz- met rekoru" kınlıyordu. Yine Vakıflar Genel Müdür- lüğü'nün Taksim Camisi Vakfı'na gönderdiği 13 Ekim 1992 tanh ve 2832 sayılı yazısı ve ekindeki bilgi notunda da "Vakfa yardımcı olunmak üze- re" cami projesinin hangı \asal engellerle karşılaştığı aynntıh olarak rapor ediliyordu. Taksim Camisi Vakfı ile Vakıflar Genel Müdürlüğü arasmdaki bu "sıkı işbirtiği" sü- reci, >me vakıflann 21 Aralık 1992 gün ve 329 sayılı yazısı ekinde Taksim Camisi Vakfı'- na ilettıği "protokol metninin" hemen imzalanmasıyla. önemlt bir aşama daha kazandı. Kelımesı kelimesine "İstan- bul-Beyoğlu ilçesi -Şehit Muh- tar Mahallesi. Taksim Caddesi'- nde bulunan 11 pafta, 406 ada, 4-5-6-7-21 ve 22 nolu parseller üzerine Taksim Camisi Kültür \e Sanat V akfı'nca İnşa Ettirilecek Cami ve Kül- liye İnşaatına Ait Ön Protokol" şeklinde bir başlık taşıyan bu protokolde. taraflann "güçbir- liği" yapacağı konular ise özetle şöyle sıra- lanmıştı: 1 - Bu parsellerde camiyi öngören "imar planı tadilatuıın yapılması." 2- Ziraat Bankası'nın, parsellerini geri alnıak üzere açtığı davadan "vazgecmesinin temini." 3- 1977'de Anıtlar Yüksek Kıırulu'nca uy- gun görülen avan projenin, bu kcz "uygulama projesinin" hazırlanarak "Bölge Koruma Ku- rulu'na onaylatıhnası." 4- Beledıyeye ait 22 nolu parseldeki "Mülki- yet durumunun çözümlenmesi" vc "inşaat ruhsa- tının alınması...." Bu "hedeflerin" yanı sıra, yine aynı protokol- de somutlanan güçbirliğinin karşılığı olarak da yapılacak binalann mülkiyetınin Vakıflar Ge- nel Müdürlüğü'ne ait olmasına Taksim Cami Vakfı razı oluyordu. İBetediyeye yeniden başvura Bu protokol doğrultusunda. İstanbul Vakıf- lar Bölge M üdürü Nedim İbrahim Hakkıoğlu 30 Aralık 1992 tarihinde hem Büyükşehir Belediye Başkanhğı'na, hemde Beyoğlu Belediye Baş- kanlıgı'na başvurarak, "imar planı tadilatının" artık yapılmasmı istedi. YARIH:Taksim'e uygarlık yakısır.. GÜNDÜZ GÖZÜYLE MELİH CEVPET ANDAY Çhnçhn ve Başka Soranlap Bu deniz kıyısı köyünde olta avcılığına çıkanlar çim- çim denen bir yem kullanıyorlar. Çimçim, bataklıkta ya- şayan bir küçük böcektir Gökova Köıiezi'ndeki balıklar başka yeme değil de neden bu böceğe düşkün? Elbet başka sorular da takılıyor insanın aklına. Bir deniz yara- tığı olan balığın, karada yaşayan çimçime yakınlığını nasıl açıklamalı? Sonra.. oltanın ucunda çimçim bulun- duğunu nasıl anlıyor balık? "Hayıt" derler orta boy bir bitki vardır kırlarda, kendi- bitertüründen. Burnunasinekkaçan atyadaöküz, gidip başını bu otun içine soktu mu sinek kaçıp gidermiş. Za- vallı atın ya da öküzün eli yok ki sineği parmağı ile çıkar- sın! Peki ama, o bodur bitkinin kokusundan kaçacağı bil- gisini nasıl elde etmiştir? Büyük alıcı kuşlar, besinleri olan küçük kuşları, göç sı- rasında sırtlarında taşırlarmış sıcak ülkelere. Oraya va- rınca yere indirip afiyetle yemek için mi? Hayır. Böyle olsa, küçük kuş, alıcı kuşun sırtına binmezdi. Çünkü bü- tün hayvanlar düşmanlarından bucak bucak kaçaıiar. Demek burada bnemli olan, belli bir düzen'in göçüdür. Elbet sonra büyüğün küçüğü kapıp yemesi süreci yeni- den başlayacaktır. Ona kuşku yok. Çam kese böceğini yıyip ağacı hastalıktan kurtaran bir karınca türü vardır. llginç olanı şu ki, bu karınca, çam kese böceğini tümden tüketmez, bir bölümünü bırakır. Dahası var, çam kese boceğine düşkün olan ayı, bunları diliyle yuvalarından alıp yer, fakat köküne kibrit suyu ek- mez, bir bölümünü bırakır. Anlaşılmıyor değil; yiyici olan, besinini tümden yok etmek istemiyor, geleceğini düşünüyor. Biliyorum, bilim adamları ya da bilimlere meraklı olanlar, bu saydığım olaytarı ve benzerlerini içgudü ite açıklıyorlar. Ama içgüdü'yu açıklamıyorlar. Bunların DNA'larda yazılı olduğu söylenirse, ortaya başka soru- lar çıkacaktır elbette. DNA'lardaki buyruklar nasıl, ne zaman yazılmıştır? Niçin yazılmrştır? Diyeceğim, doğanın gizlerini çözdüğümüze ilışkin iyimser görüşün benimsenmesı, kolayından rahata er- mektir, böbürlenmektir. Gerçekte biz doğanın düzenıni bozmakta büyük başa- rı gösteriyoruz. işte, çalıştırılıpçalıştırılmayacağı sürekli tartışma konusu olan Kemer Elektrik Santralı'nm baca- sını, bu yazıyı yazdığım yerden görüyorum. Bildiğime göre, santralın ilk ünitesi, deneme adı altında çalıştırıl- maktadır. Çevrecilerimizin çırpınmaları boşa mı gide- cek yoksa? Bilim adamları, insanda artık içgüdü kalmadığını söy- lüyor ve eski içgüdülerimizin kalıntılarına "ıçfep/"diyor- lar. Demek bu içtepiler doğa ile ılişkilerimızde doğru yolu gösteremiyor bıze. Bizim tek güvencemiz aklımız- dır Doğayayabancılaşmamızıntersliklerinden, kötülük- lermden bızı ancak akıl koruyabilirdi. Kuşkulanıyorum, yoksa akıl, içgüdu denli sağlam bir araç değil mi? Paris Kürî Enstitüsü Başkanı Nezan: Kürtsorunununçözüıııü ABD'nintavruıabağb FUATKOZLUKLL MARYLAND - ABD Kong- resi Uzlaşürma Komitesi'nin "Türkiye'ye koşullu askeri yardım kredisi verilmesi" karan, Washington'da Kürtler için çalışan kuruluşlan seyindirdi. Aralannda, ABD'deki insan haklan kuruluşlannın temsilci- leri ile ABD'li iiniversite öğre- tim görevlilerinin de yer aldığı Kürtler, ABD Kongresi'nin Türkiye'ye şartlı yardım ka- rannı ayakta alkışladılar. Türkiye ve Irak Kürtleri için kongre ile yönetim nezdinde lobi ve halkla ilişkiler çalışması yürüten "Kuzey Amerika Kürt Ulusal Kongresi" 7. yıllık kon- feransını. hafta sonunda Mar- yland'da yaptı. Kuzey Iraklı Dr. Najmaldin O.Karim'inbaşkanıolduğu"Ku- zey Amerika Kürt Llusal Kong- resi"nın toplantısı. Güneydo- ğu'da ölen PKK'liler ile Kuzey Irak'ta bırbiriyle savaşan Kürt gruplannın ya§amlannı yitiren peşmergeleri anısına bir daki- kalık saygı duruşuyla açıldı. Konferansta, Paris'teki Kürt Enstıtüsü'nün desteğiyle, ABD'de "NVashington Kürt Merkezi" kurulacağı acıklandı. Paris Kürt Enstitüsü Başkanı Kendal Nezan, Kürtlere yönebk insan haklan ihlalleriıu günde- me getırmeyi amaçladıklannı bebrterek eylül ayında acıhşı yapılacak merkezin, başlangıçta sadece enformasyon ve dokü- mantasyon çalışması gercekleş- tireceğıni söyledı. "Kürtterin Birüği Uğruna" adı venlen ıki gün süreli konfe- ransta konuşan Nezan. bugün Türkiye'de bir iç savaş yaşan- dığını iddia ederek, ABD'nin Kürt sorununun çözümünde çok önemli bir ülke olduğunu dıle getırdı. Panele kaülan ABD'liler ile Iraklı Kürtler, konuşmalannda Türkiye'nin Güneydoğusu'nda- ki gelişmelere değındiler. Konferansta, CKntoo yöne- ümı de Kürtlere yönelik belirgin bır politikaya sahip olmadığı ve' bugünkü güçlüklerine karşı "so- ğuk bir tavnr" sergilediği gerek- çesiyle eleştırildı. Konferansta konuşanlar, ABD ve Avrupa ül- kelerinın Ankara hükümetine baskı yapmadığı görüşünü sa- vundu. Ceial Talabani'nm liderhgını yaptığı Kürdıstan Yurtsever Bırlıği'nin (KYB) Washington temsılcısı Barham Salih, "Kuzey Irak Kürtlerinin çifte ambargoya karşı yaşam mücadelesi verdiği- ni" savunarak "Kürtierin, geç- mişten ders çıkarması gerektiği- ni" ve "birbirieriyk çatışmayıp gekcek için birlikte çabşma yap- masının zonmhığu oİduğunu" dile getirdi. Mesut Barzani'nin üderi ol- duğu Kürdistan Demokrat Par- tisi'nin Washıngton'daki sözcü- lerinden Treefa Aziz de catışma- lan sona erdirmek amacıyla Pa- ris'te anlaşmaya vanldığını anı- msattı. Konferansm düzenlendigi otelde. Türkiye'nın "PKK'yle û- gisi olduğunu savunduğu" ABD vatandaşı Diyarbakır doğumlu "Kani Gülam" takma adh Ab- dülkerim Gündüz, yöneücısı ol- duğu Amerikan-Kürt Enfor- masyon Kuruluşu'na para yardımı topladı. PKK militan- lanndan yaşamını yitiren bir- kaçının posteriyle ERNK rozeti satan Gündüz, konferansa kaü- lanlara, "Leyla Zana'ya özgür- lük" başlıklı bir bülten dağıta- rak destek verilmesini istedi. Türkes: Güneydoğu9 da siyasi çözüm Türkiye'> niıı yıkuııı demektîr ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - MHP Genel Başkanı Al- parsian Türkeş. Güneydoğu'da siyasi çözümün, "Türkiye'Dİn ötaıesi" anlamma geldiğini söy- ledi. Türkeş, "YıDardır on bjn- lerce insanunızı katkdea, Türk vatanının parcalanmasuu gaye edinmiş olan bir terör örgütünü muhatap olarak karşısına ahnası ve onunla siyasi müzakere etme- si, Türkiye Cumhuriyeti için ydum demektir" dedi. MHP Genel Merkeâ'nde dün bir basın toplantısı düzen- leyen Türkeş, ABD Dışişleri Ba- kanı VV'arren Christopber'in Türkiye ile ilgili açıklamasını eteştirdi. ABD ile Türkiye'nin dost ve müttefik olduğunu vur- gulayan Türkeş, Türkiye'nin bu dostluğa önem verdiğini ve sa- dakat gösterdiğini her zaman ortaya koyduğunu, ABD'nin de her zaman güçlü bir Türkiye'ye gereksinim duyduğunu söyledi. Türkeş, Christopher'in, terör çetelerine karşı silahlı savunma' dan vazgecilerek onlarla siyasi çözüme gıdümesını istemesinin, Türkiye'nin kanlı teröristlerc teslim olmasını istemek anlamı- na geldiğini belirterek bu yola gitmenin Türkiye'nin zayıflaü- lması ve parçalanmasına yol açacağını kaydetti. Türkeş, "Dost ve müttefik du- rumunda olan ABD'den böyle bir teklif yapumamahydı. ABD Dv- şişieri Bakaıu, bu sözkrini geri abın. Aksi halde, düşmantanmı- zla beraber olan ve biri parçaia- maya, yıkılnıaya götürecek bir devletle münasebederimizİB ye- niden gözden geçirimıesi gereke- cektir" dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle