25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 16AĞUSTOS1994SAU HABERLER Karakaş'ın SUSERsopusu •ANKARA(AA)-SHP İstanbul Milletvekili ve Grup Başkanvekili Ercan Karakaş, Içişleri Bakanı Nahit Menteşe'den, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Su ServisiAŞ'nin(SUSER), bakanlıktan gelen bir yazı üzerine kapatıldığı iddiasının doğru olup olmddığmı sordu. Karakaş, lçişleri Bakanı Nahit Menteşe'nin cevaplandırması istemiyleTBMM BaşkanlığVna sunduğu soru önergesinde, SUSER'in kapatılarak işçilerin ve sendikasının da vurguladığı gibi, İstanbul Büyükşehir Betediyesi'nin, 1988'den bu yana hızmet veren SUSER'i kapatmak istemesinin tamamen siyasi nedenlere dayandığını savundu. Gecekonduda yaşam projesî • İSTANBUL (AA)- Gaziosmanpaşa'ya bağlı Gazi ve Zübeyde Hanım mahallelennde. UNICEF ve hükümet işbirliği ile yürütülmekte olan "Gecekonduiarda Sağlıklı Yaşam Projesi" ile ilgili lanıtım toplantısı dün. İstanbul Valiliği'ndeyapıldı. İstanbul Valisi Hayri Kozakçıoğlu, projenin amacınj "bölgedeki hizmet noksanlıklannı gidermek, mevcut hizmetleri daha iyi hale getirmek ve bölge insanının ekonomik açıdan kalkınmasını sağlamak" olaraközetledi. UNICEF Temsilcisi Claudio Sepulveda da, "Türk hükümeti ile UNICEF'in 1991-1996yıllannı kapsayan 28 projeyi ortaklaşa gerçekleştireceklerini" sövledi. Zonguldak, ocaklarına sahip çıktı •ZONGULDAK (Cumhııriyet)- Hükümetin, Türkiye Taşkömürleri Kurumu'na bağlı Kozlu, Bartın ve Amasra işletmelerini kapatma karanna tepkiler sürüyor. Genel Maden-İş Başkan Yardıması Selahattin Ataman, '"Zonguldak halkı ocaklara sahip çıktığını ve mücadeleye hazır olduğunu göstermiştir" dedi. Ocaklan kapatma karannın değerlendirilmesi için yapılan toplantıda. kapatma karanna karşı birlik gösterildi. TRT, itiraz yolu arıyor • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-TRT.Mesut Yılmaz'ın cevap hakkı kullanıp kullanmayacağı konusunda alacağı tavır için mahkeme karannı bekliyor. Konuyla ilgili Cumhuriyet'e bilgi veren TRT yetkilileri, karann henüz kendilerine ulaşmadığını, ancak iletildikten sonra incelenerek TRT Kanunu açısından değerlendirileeeğini bildirdiler. "TRT'nin de itirazyolu açılabilir" görüşünü savunan yetkililer, TRT Kanunu'nun 27. maddesinin buna imkan verdiğini kaydettiler. BuaradaTRTHaber Merkezi, arşivinden 14 temmuz gününe ait bantlan ve bantlann metne haarlanmışdokümanını haarlayarak Hukuk Müşavirliği'ne gönderdi. Karayalçın •ANKARA (ANKA) - SHP Genel Başkanı, Ba'şbakan Yardımcısı Murat Karayalçın, örgütten destek alarak sonuçlandırdığı küçük kurultayın hemen ardından 28 ili kapsayan biryurt gezisine çıkarak örgüte, erken seçim için start verecek. Murat Karayalçın ilk olarak Nevşehir'de Haabektaş şenliklenne katılacak. daha sonra Kayseri'ye geçerek burada örgütle birtoplantı yapacak. SHP lideri, daha sonra 18 ağustosta Sakarya, Bolu ve Düzce'yi kapsayan geziyeçıkacak. 30 ağustosta Afyon'a giderek Zafer Bayramı kutlamalanna katılacak. PKK'nin 10. eylem yılı nedeniyle saldın kampanyası başlatacağı bölgede kritik hafta Güneydoğu'yaözelpaketANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ekonomik sorunlan, 5 Nisan istikrar önlemleriyle katmerleşen Güneydoğu'- da, kritik haftaya girildi. PKK'nin, ey- lemlere başlamasının 10. yılı nedeniyle, yeni bir saldın kampanyası başlatacağı- nı açıklamasına karşın, Başbakan Tan- su ÇUler Güneydoğu'ya çıkarma yap- maya hazırlanıyor. Çiller'in, "daha ÖDce açtiğı", ancak uygulama fırsatı bulama- dığı Güneydoğu paketini, bu hafta yeni- den açması bekleniyor. DYP-SHP koalisyon hükümeti pro- tokolünde yer alan, ancak bugüne ka- dar yaşama geçirilmeyen ekonomik pa- ketin zaman gecirilmeden devreye so- kulması gerektiğini belirten Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası Başkanvekili Şeyhmuz Diken. "Bölgede ticari yaşam durma noktasuıa geüniştir. Daha önce terör bittikten sonra yatırnnı savunan hü- kümette, son dönemde politika değişikli- ği dikkati çekivor. Bu politikanın kabcı olması tek dileğunizdir" dedi. 15 Ağustos 1984'te Eruh ve Şemdinli baskınlanyla dünya kamuoyuna adını duyuran PKK'nin eylemlere başlaması- • Güneydoğu, Başbakan Tansu Çiller'i bekliyor. Ekonomik yaşamın durma noktasına geldiği Güneydoğu'da, Başbakan Çiller'in önümüzdeki günlerdegerçekleştireceği gezide, bölgeyle ilgili alınan ekonomik kararlan açıklayacağı bildirildi. run 10 yılında, girişebileceği olası t>as- kınlan önlemek için Doğu ve Güney- doğu'da olağanüstü güvenlik önlemleri alındı. Jandarma ve Emniyet'te izinler kaldınlırken kentlerin giriş ve çıkışlann- da kontroller sıklaştınldı. PKK terör örgütünün smır karakollanna yönelik olası baskını önlemek için İran, Irak ve Suriye sınınndaki güvenlik birimleri "dikkatü olmalan" yönünde uyanldı- lar. Bölgede 10 yıldır giderek ürmanan şiddet eylemleri sonucu, bügüne kadar asker. polis, sivil yurttaş, terörist ve ko- rucu olmak üzere 13 bini aşkın insanın yaşamını yitirdiği bildirildi. Terörist sayısı 15 binle ifade edilen PKK, 1990'a kadar genelde küçük çaplı vur-kaç eylemleri düzenledi. Örgüt, 1990'dan sonra strateji değjştirdi. Otori- te boşluğundan da yararlanarak Kuzey Irak'a yerleşti. Büyük karakol baskınla- n gerçekleştiren örgüt, korucu ailelerine yönelik terör uygulamaya başladı. 1990'dan sonra, olaylann giderek tır- mandığı ve Güneydoğu'da kitlesel ey- lemlerin başladığı dikkati çekti. Kepenk kapatma ve toplu yürüyüş olaylannda büyük bir tırmanma gözJendi. Ekonomik paket PKK'nin, Avrupa'daki yetkililerinin, bu haftayı "eylem haftası" olarak ta- nımlamalanna karşın, Başbakan Tansu Çiller'in önümüzdeki günlerde bölgeye yapacağı gezide, "terörün önlenmesi" için alınan ekonomik önlemleri açıkla- yacağı bildirildi. DYP-SHP koalisyon hükümeti protokolünde yeralan, ancak bügüne kadar devreye sokulmayan böl- ge ile ilgili ekonomik paketin. Çiller'in düzenleyeceği geziyle birlikte yaşama geçirileceği bildirildi. Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası Başkanvekili Şeyhmuz Diken, bölgeyle ilgili bugüne kadar ortaya atılan ekono- mik paketlerin bir türlü devreye sokul- madığını belirterek şunlan söyledi: "Bugüne kadar yapdan vaaüerin hiç- biri yaşama gecirilmedi. Hep başka ba- hara bırakıldı. Bölgede ticaret yapan in- sanlar ve aydınlar olarak istediğimiz hü- kûmetin yapacağı bu gezinin de vaatlerle sınıriı kalmamasıdır. Ekonomik paket hemen yaşama geçirilmelidir. Şimdiye kadar her şey terörün bitirilmesine en- deksiiydi. Genelkurmav Başkam'ıun emekliliğinin gündeme geldiği birdönem- de, artık, bölgeye ekonomik müdahale- nin de bir zorunluluk haline geldiğini gör- mek gerekir. Hükümetin bölgeyle ilgili politikasında ufak da olsa değişikliğe git- riği görülüyor. Bunun sinyalleri de toplu konutla ilgili girişimle başlatddı. Günlük yaşamda bu yumuşamanın ve esnekliğin örneklerini görmek de mümkün oluyor. Bu esneklik ve politika değişikliği ekono- mik paketle desteklenmelidir." Işsizlikve açlıkveremi gerigetirdî ERGÜNAKSOY ANKARA - Türkiye'de her 10 bin kişiden 35'inin verem hastası olmasına karşın, Güneydoğu'da bu sayının 75 olduğu bildirildi. Diyarbakır Verem Savaş Derneği Başkanı Mahmut Ortakaya, bölgede işsizlik nedeniyle yaşanan yoksulluğun. bulaşıcı hastalıklann artmasında önemli rol oynadığını söyledi. Doğu ve Güneydoğu'da her yıl giderek artan bulaşıcı hastalıklara verem de eklendi. Bölgede tifo, burusella. kızamık, kızıl, hepatit. sıtma ve dizanterili hasta sayısının yanı sıra verem mikrobu taşıyan hasta sayısında da büyük bir artış kaydedildiği bildirildi. Diyarbakır Verem Savaş Derneği Başkanı Dr. Mahmut Ortakaya, verem mikrobunun yayılması için bölgede her türlü "nesnel koşûhuT bulunduğunu belirtti. Ortakaya, sözlerinı şöyle sürdürdü: "Büyük bir işsizlik yaşamyor. Ajryapı hizmetleri vok denilecek kadar azdır. İnsanlar ivi beslenemivor, her gün aynı şeyleri .vemek zorunda kaİıyor. En önemlisi bir evde 10-15 kişi birden yaşıyor. Birinin hastalanması veremi yayıyor". 24terörist öldürüldü, 3 güvenlik görevlisi şehit. Şırnak veİdil'de 'PKK'yi telin' mitingi yapıldı PKKtideriApo,BBOdeateşkesönentiADANA (Cumhuriyet Güney İlleri Bürosu) - Hakkari, Diyar- bakır ve Gaziantep'de güvenlik güçlerince düzenlenen operas- yonlarda toplam 24 terörist öl- dürüldü. Gaziantep"te, güven- lik kuvvetleriyle çatışmaya gi- ren teröristlerden 11 'i öldürül- dü. biri de sağ yakalandı. Ada- na'da polis otosu otomatik si- lahla tarandı, 3 polis memuru yaralandı. Muş'ta teröristlerce 20 gün önce kaçınlan ve arala- nnda bir köy muhtannın da bulunduğu 6 kişi serbest bıra- kıldı. Şırnak ve İdil'de "PKK'yi telin" mitingi yapıldı. BBC'nin, terör örgütü PKK'nin lideri Abdullah Öcalan'Ia (Apo) yap- tığı söyleşide, Apo'nun ateşkes önerdiği bildirildi. Olağanüstü Hal Bölge Vali- liği'nden yapılan açıklamaya göre, Hakkari'nin Şemdinli il- çesi kırsal kesiminde İran sını- • Adana'da polis otosu tarandı, 3 polis yaralandı. Muş'ta teröristlerce 20 gün önce kaçınlan ve aralannda bir köy muhtannın da bulunduğu 6 kişi serbest bırakıldı. nndan Türkiye'ye eylem yap- mak üzere geldikleri belirlenen bir grup teröristle güvenlik kuv- vetleri arasında çıkan çatışma- da 11 teröristin öldürüldüğü. 3 güvenlik görevlisinin de şehit olduğu bildirildi. Diyarbakır'ın Bağlar semtinde de teröristlerin banndığı bir eve baskın düzen- leyen güvenlik güçlerinin "tes- lim ol" çağnsına ateş açarak karşılık veren 2 teröristin öldü- rüldüğü kaydedildi. Gaziantep Vaüliği'nden veri- len bilgjye göre, İslahiye ve kilis ilçelerinde köy koruculanrun, öncekı gece şüpheli ıki kişi gör- meleri üzerine dün bölgede dü- zenlenen operasyonlarda. gü- venlik kuvvetlerinin 'teslim ol' çağnsına uymayan teröristler- den 11 'i öldürüldü, biri de sağ yakalandı. Operasyonlar sürdü- rülüyor. Sağ yakalanan teröris- tin Suriye uyruklu olduğu bildi- rildi. Adana'da önceki gece Emi- nağa Caddesi'nde 02.40 sırala- nnda devriye görevi yapan po- lis otosuna kimliği henüz belir- siz kişilerce otomatik silahlarla ateş açıldı. Olayda komiser yar- dıması Muhterem Çakır üe Celal Kıuç ve Refık Ancı adlı polis memurlan yaralandı. Yaralanan polis memurla- n, Çukurova Üniversitesi Balcalı Hastanesi'nde tedavi al- tına alındı. Adana'da Güney- doğululann yoğun olarak yaşa- dıklan Barbaros, 19 Mayıs, Dağlıoğlu, Denizli, Gülbahçe- si. Yenibey mahallelennde bazı esnafm kepenk kapattığı görül- dü. PKK'nin silahlı eyleme baş- ladığı 15 ağustos gününün yıl- dönümü nedeniyle dün bölgede eylem beklenirİcen Şımak ve İdil'de ayn ayn düzenlenen ve çoğunluğunu köy koruculan ile ailelerinin oluşturduğu 6 bine yakın kişi, PKK'yi telin mitingi yaptı. Miting ve yürüyüşe katı- lanlar. PKK ile Apo aleyhine slogan attılar. Muş merkeze bağlı Akkonak ve Aligedik köyleri arasında te- röristler tarafından kaçınlan Alagedik Köyü Muhtan Nec- mettin Çeük ile Nurettin Sevinç, Mecit Sevinç. Behcet Deniz, Kadri Erdoğan ve Mehmet Biçi- ci adlı vurttaşlar dün sabah aynı bölgede serbest bırakıldı- lar. Kaçmlanlar, teröristlerin kendilerini gözleri bağlı olarak dağlarda gezdirdiklerini ve çe- şitli tehditlerde bulunduklannı belirttiler. BBC - Apo röportajı BBC, PKKnin sılahL eylem- lere başladığı I5ağustosun 10. yıldönümünde Abdullah Öca- lan'Ia yaptığı röportajda Öca- lan'ın, siyasi çözümün ve umut diye bağlanan askeri çözümün bir anlamda kilitlendiğini, bir denge durumuna ulaştığını öne sürdü. BBC, Öcalan'ın, röportajda, halklann mutlaka bir siyasi çö- züm istediğini kaydederek an- lamsız ve dengelenmiş savaşı bir ateşkesle karşılayabilmenin daha gerçekçi olacağını söyledi- ğini bildirdi. GONDUZ GOZUYLE MELİH CEVPET ANDAY Şeriatalar İktidar ım Ofchı? Ankara DGM Başsavcısı'nın Sıvas olayları dolayısiyle Aziz Nesin'i tahrikçilikle suçlaması ve idam istemiyle mahkemeye vermesi beni derin bir karamsarlığa sürük- ledi ve inanıyorum ki bu demeç, Madımak Oteli'nde 37 aydınımızı ve sanatçımızı dumanla boğarak öldürenle- rin yüreğine su serpmiştir; öyle ya "Madem tahrik öğesi kabul edildi, bizim cezamız hafifleyecek" diye düşüne- ceklerdir. DGM Başsavcısı böyle davranmakla yobazı suça yü- reklendirmektedir. Aziz Nesin, ne yapmış, ne demiş de Sıvaslı yobazlar tahrik olunmuş? Bu sorunun yanıtını bilmiyorum. Bildiğim şu ki, laik bir düşünürün her sözû'nü, yobaz "katli vaciptir"fetvasına neden olarak gösterebilir. Düşünce özgürlüğü için bundan daha büyük bir tehli- ke yoktur. Benim neyi söyleyip neyi söyleyemeyeceğimi, demek şeriatçı belirleyecektir. Şeriatçının devlet olduğunda yapacağı bu değil mi? DGM Başsavcısı'nın amacı nedir? "Tahrik var" gerekçesi, şimdi aklımızdan geçmeyen nice korkunç olaya neden olabilir? Aziz Nesin ne demiş, kitap imzalarken bir gün, soru üzerine, tanrıtanımaz olduğunu mu söylemiş? Ankara DGM Başsavcısı bu demecı verdiği gün gaze- temizde yabancı kaynaklı bir haber yer alıyordu: "Ingil- tere'de Batı Sussex bölgesinde bulunan Aziz Mark Kili- sesi papazı Anthony Freeman, Tann'ya inanmadığı için görevinden alındı" diye başlayan haberin arkasını bir- likte okuyalım: "The Times gazetesinde yer alan habere göre, 12 ay önce yayımladığı God With Us' (Tann Bizimle) adlı kita- bında 'Tann diye hiçbir şey yok. Varsa bile biz hakkında bir şey bilmiyoruz' diye yazan Freeman'a 12 aylık dü- şünme süresi tanınmıştı. Genç papazlann eğitiminden sorumlu olan Free- man a tanınan 12 aylık süre geçende tamamlandı ve dü- şüncelerinde bir değişiklik olmadığını gören Piskopos Dr. Kemp, Kilise'nin kapılannı bir daha açılmamak üze- re Freeman a kapadı." Ama Sussex'te ayaklanma yok, papaza kızıp sanatçı, aydın öldüren yok. Freeman'ı "tahrikçidir" diye idam is- temiyle mahkemeye veren savcı yok. Papazı işinden atmaları doğrudur elbet, Tanrı'ya yal- varmak için kiliseye gelenlere "Tann yok"diyen bir pa- paz elbette görevinde tutulamazdı. Ama Aziz Nesin papaz da değil, imam da değil, onun hiçbir tapınakta görevi yok. Olsaydı işinden çıkarırdınız. Size ne onun düşüncelerinden, istediği gibi düşünür, konuşur, size ne! Bundan on beş yirmi yıl önce bir imam, beş yaşında bir kız çocuğuna tecavüzden istanbul'da mahkemeye verilmişti ve şöyle savunmuştu kendisini, hiç unutmam: "Bu kız beni tahrik etti, onun ruhunda şeytan var." Şeytana inanıyorsanız bu adamı en azından ciddiye almak zorundasınızdır. Şeytana inandığınız ise, onu Mekke'de taşlamanızdan belli. Aziz Nesin'in sanık olarak mahkemeye gönderilece- ğine inanmak istemiyorum. Bu olay, burada da kalsa, utanılacak bir olaydır ve sa- nıyorumibret olarak tarihegeçecektir. ŞENLİĞİN AÇILIŞEVI YAPACAK Demirel, Haabektaş'ta laikliği anlatacak • Bugün başlayacak Haabektaş Şenliği'nin açılışını yapacak olan Cumhurbaşkaru'nın, laiklik veçeşitli mezheplerin hoşgörü içinde bir arada yaşaması gerektiği üzerine önemli açıklamalarda bulunması bekJeniyor. Demirel, şenliklere katılan ilk cumhurbaşkanı olacak. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Haabektaş Şenlikleri'- ne kaülan ilk Cumhurbaşkanı olacak Süleyman Demirel'in, bugün şenlikte yapacağı ko- nuşmada, laiklik ve çeşitü mez- heplerin hoşgörü içinde bir arada yaşaması üzerine önemli bir çıkış yapması bekleniyor. 37 kişinin yakıldığı Sıvas'- taki Pir Sultan Abdal Şenliği ilgililerine yönelik olarak An- kara Devlet Güvenlik Mahke- mesi tarafından suçlamalann yapıldıgı bir dönemde, Demi- rel'in bir Alevi şenliğine katıl- ma karannj değiştirmemesi- nin, "banş ve hoşgörü" mesajı taşıdığı bildirildi. Demirerin yaklaşık 20 gündür, Haabek- taş'ta yapacağı konuşma için hazırlandığı belirtiliyor. Demirel'in, Başbakan Tan- su ÇUler ve MHP Genel Baş- kanı AlparsJan Türkeş'in de yer alâcağı Yozgat'taki bugün- kü temel atma törenlerine ka- tılmaktan son anda vazgeçme- sidedikkat çekti. Cumhur- başkanlığı, birkaç saat sonra geçtiğı faksta ise gezinin Yoz- gat bölümünün iptal edildiğini bildirdi. Demirel'in, Yozgat gezisini iptal ettiği haberinin, Çiller ve Türkeş'Ie aynı yerde bulun- maktan rahatsızlık duydugu şeklinde yorumlanmasının ar- dından, Cumhurbaşkanlığı ikinci bir açıklama yapma ge- reği duydu. Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezi'nin açıklama- sında. "Cumhurbaşkanı Sayın Süleyman Demirel, 16 Ağustos 1994 salı giinû saat 17.00'de İs- tanbul Maslak Kasırlan'nda Ürdün Veliaht Prensi Sayın Al Hassan bin TallaTı kabul ede- ceklerdir. Sayın Cumhurbaş- kanı'mn aynı gün yapacaklan Hacıbektaş ve Yozgat'ı kapsa- yan gezinin Yozgat bölümü bu sebepden dolayı iptal edilnûş- tir"dendı. Nasır'ın milliyetçiliği Müslüman Kardeşler'i bitirdi Jaber'e göre, Nasır'n köktendincfliğe vurdu- ğu darbede en önemli siahlanndan biri, dn, pofitikadan temizfcmesrydL ORAL ÇALIŞLAR Beyrut asıllı Paris Üniversitesi öğretim üye- si Salah Jaber'le köktendinciliğin geleceği üzerine konuşmamızı sürdürüyoruz. Jaber, dünkü bölümde köktendinciliğin geçici ve konjonktürel bir olgu olduğuna dikkat çek- miş ve bu konuda 1920'li yıllarda Mısır'da or- taya çıkan ve bütün İslam dünyasını etkileyen Müslüman Kardeşler Örgütü'nün tarihi serü- venını anlatmıştı. 1952 yılında Mısır krallığı- nın bir askeri darbe ile devrilmesiyle iktidan ele geçiren Nasır'ın milliyetçi politikalannın Müslüman Kardeşler Örgütü'nün varlık ne- denini ortadan kaldırdığını belirtmişti. Jaber, Nasır'ın köktendiciliğe nasıl darbe vurduğu- nu şöyle anlattı: Nasır, Mısır'ın feodal köklerini ortadan kaldırmaya yönelik girişimlerde bulundu. Gi- derek sosyal adaletsizliğe karşı bir politika ge- liştirdi ve orada radikalleşerek bir süre sonra yabana özel sektörün büyük çoğunluğunu devletleştirdi, hatta Mısır özel sektörünün önemli bir kısmını da devletleştirmeye yönel- di. Nasır'ın programında bütün bu sosyal adalet teması. yeniden kazanılması gereken ulusal kimlik temalan ağırlıklı olarak yer alı- yordu. Nasır, kısa sürede köktendinci hareket olan Müslüman Kardeşler'le çatışmaya yöneldi. 1954'te Nasır'a karşı girişilen suikast teşebbü- sünden sonra ipler tamamen koptu ve Müslü- man Kardeşler Örgütü baskı altına alındı. Ama Nasır hareketi. bu çatışmaya girerken doğrudan dine cephe almadı. Dinle çatışma- ya girmedi. Atatürk'ten farkı da burada. Bir kere Nasır'ın kendisi Müslümandı. Daha ılımlı bir tür laiklik uyguladı. Dinle devlet işle- rini gerçekten birbirinden ayırdı. Dine ait alanı dine bıraktı, dini politikadan temizledi. Tabii bu tür yaklaşım farklannın olmasının nedenleri vardı. İnanç farklılıklannuı ötesin- de, bu farklılığın tarihi nedenleri de var. Ata- türk'ün devirdiği. tamamen teokratik bir sul- tanlıktı, ona karşı bir mücadelesi söz konu- suydu. Ama Mısır'daki krallıkta öyle bir nite- lik yoktu, tam tersine köktendinci hareketin de yıkmaya çalışüğı bir rejim söz konusuydu. Bu anlamda bir taktik farklılıktan söz edilebi- lir. Nasır dönemi boyunca Müslüman Kardeş- ler Örgütü ciddi bir zayıflama sürecine girdi. Yalnızca Mısır'da değil, bütün bölgede açık bir şekilde gerileyecekti. Nasır'la birlikte çok daha inandıncı bir önderlik ortaya çıkmıştı. O dönemde ilerici Arap milliyetçiliği dönemi- ne girildi. Müslüman Kardeşler'in gerilemesi baskıdan kaynaklanmadı. onun da etkisi oldu, ancak esas gerileme nedeni baskı değil- di. Kendi alanlannı Nasıralığa kaptırdılar. 6O'lı yıllann sonunda, sembolik olarak Arap ordulannın 1967'de İsrail'e yenilmesine ve Nastr'ın ölümüne sebep olan gelişme. bü- tün bölgede Arap milliyetçiliğinin sonunun geldiğinin de işaretiydi. Arap milliyetçiliği ye- nilgiye uğrayarak, fıyaskoyla sona erdi. Bu dönem böylece kapanmış oldu. 1970'lerden sonra. dünya ekonomisinin krizi ve hızlı kent- leşmenin getirdiği sorunlar, sosyal ve ekono- mik krizin dünya capında derinleşmesine ne- den oldu. Solda o ana kadar ülkeyi yönetmiş olan ön- derliklerin iflası yaşanmıştı. Özellikle solda ona alternatif olabilecek başka önderlikler de çıkmadf. Bu tablo, köktendinci hareketin ye- niden yükselişe geçmesinin koşullannı ya- rattı. Bugün Mısır'da temel soru: Köktendinci hareket, Nasırcı hareketin çözmeyi başara- madığı sorunlan çözebilecek mi? Buna yete- cek kapasiteye sahip mi? Soru bu. Böyle bir şeyi başarabileceklerine ben inanmıyorum. Bunlann Nasıralann ekonomik programla- nna benzeyen bir programlan da yok. Eko- nomik alternatifleri deyok. Ya şimdiye kadar işgal ettikleri alanı işgal etmeye devam edecekler, dolayısıyla o anlam- da politika yapmaya çalışacaklar ve kısa süre- de sınırlanna ulaşacaklar. Çünkü sorunlan çözmeye yetecek bir programlan, bir temel yaklaşımlan yok. Nasırcı hareketten daha başanlı olmalan için bir sebep yok. Çünkü benim inancım o ki, ülkenin sorunlan o kadar ağır, o kadar vahim ki, çözülmesi zaten çok zor, bunlann ise çözme şanslan hiç yok. Veya o alandan uzaklaşacaklar. var olan yapılarla uzlaşmaya gidecekler, ozaman da onlann bu- lunduğu alanı başkalan işgal edecek. O bay- rağı^ başkalan alacak. - İran ve Libya'da buıtlar uzun sayılacak bir dönemden beri İslamcılar iktidardalar, bunla- nn iktidan kaybetmelerini gösterecek bir işa- ret de görünmüyor. Bunu nasıl yorumlayaca- ğız? SALAH JABER - Libya'daki rejim kök- tendinci bir rejim olarak nitelenemez. Onu herhangi bir kategoriye sokmak da zor. Libya I970'ten bu yana kendi tarihi içinde birçok kereler radikal değişikliklere uğramjş bir re- jim. Söylemini giderek radikalleştirdı ve sol bir söylem kullanmaya başladı. Kaddafı, bir dönem dini reforrne etmeye kalktı ve kökten- dincileri çıldırttı. Özellikle kadın meselesinde köktendincilerin kavramlanna uymayan bir çok şey yaptı. Kadınlann askerlik yapması, kendi yakın korumalannın kadınlardan oluş- ması gibi köktendincilere hiç uygun olmayan şeyler yaptı. Libya'daki özel sektörü tama- men yok etti. Libya rejimi kendine özgü bir rejim. Bir dönem Nasıralığı en uç noktalara kadar götürdü. SÜRECEK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle