25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
16 AĞUSTOS1994SALJ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Gaz tabancasıyla soygun • tSTANBUL (AA>- Şişli Osmanbey Halaskagazi Caddesi, 194 numanda bulunan Musa Önder'e ait "Önder Kuyumcusı."na dün müşteri gibi giren Sadık Cücü (30), iş sabibinjı yüzüne sprey sıktıkun sonra, gaz tabancasını çıka.-arak soygun girişiıninde tulundu. İş sahibi Musa Önder, soyguncunun dalgıruğından yararlanarak çevred; bulunan trafik poüsbrinin de yardımıyla soygnnctyu yakaladı. Elektrik 2canaldı • İSTANBUL(AA)- Istanbul'da, dün mejdana gelen çeşitli olaylardî 3 kişi yaşamını yitirdi. Jandarma Uzman Çavuş Mura: Cirit, kendisine saldıran Muzzaffer Güney'i (45),tabancayla yaraladı. Güney, Beşyüzevler Hayat Hastanesi'ne kaldınlırken yolda öldü. Kartal Ferhatpaşa Mahallesi'nde ise Mahmut Kılıçarslan (45) seramik atölyesındekı fınru açarken çıplak elektrik tellerine dokununca yaşamını yitirdi. Zeytinburnu'ndaki evinin önündeki elektrik direğine bağlantı yapmak içinçıkan Turhan Kırmızı(26) ise direkten düşerek yaşamını yitirdi. İşkenceyle öldürûfen şoför • tSTANBUL(AA)- Şile'de, bir ihban değerlendircn jandarmalann, Karaca Köyü Ihlamurkuyu mevkii, orman yolunda terk edilmiş halde, 34 PRK 28 plakalı bir otomobilin koltuk ve kapılannda kan izi görülmesi üzerine çevrede yaptığı aramalar sonucu bir erkek cesedi bulundu. Baş ve vücudunun birçok yerinde kesik, darp ve şiş izlen bulunan cesedin Mehmet Şahin (62) adlı taksi şoförüne ait olduğu belirlendi. Baba katili yakalandı • İSTANBUL(AA)- Içerenköy'de 15 gün önce evinin önünde otururken alnından tek kurşunla öldürülen tbrahim Yılmaz'ı, oğlunun birarkadaşına öldürttüğü belirlendi. Cinayet Masası dedektiflerinin araştırrnalan sonucu yakalanan O.Ö. (16), suçunu itidaf ederek babasıyla geçinemeyen arkadaşı Sami Yılmaz'ın isteği üzerine cinayeti işlediğini söyledi. Makam aracı kaza yaptı • DÜZCE(Cumhuriyet)- Bolu'nun Kaynaşlı ılçesinde Milli Savunma Bakanlığı'na ait 0020 resmi plakab makam arabası, motosikletli bir sürücüye çarparak ağır yaralanmasına neden oldu. Kaza sonrasında KaynaşhhlarE-80 karayoîunu bir saat ulaşıma kapattılar. Ankara'dan Istanbul yönüne giden ve resmi plakanın üzerinde 06 FUB34sivilplakatakıh makam aracı, Kaynaşlı girişinde Yunus Yıldınm'ın kullandığıl4FE889plakah motosikleteçarpü. Kazada motosiklet sürücüsü Yunus Yıldınm ağır şekilde yaralandı. Yıldınm'ın Istanbul Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi'nde tedavi altma alındığı bildirildi. Gazeteci Karasu toprağa verîldi •İSTANBUL(AA)- Gazeteci Turan Karasu, Teşvikiye Camii'nde kılınan cenaze namazından sonra, Gebze Yeni Mezarlık'ta dün toprağa verildi. Gün Gazetesi Genel Yayın Kurulu üyesi de olan Karasu'nun cenaze törenine, , Karasu'nun ailesive yakınlan ile çok sayıda meslektaşı katıldı. Prof.DP.Falakah •tZMtR(AA)-Ege Üniversitesi Diş Hekimliği ve Tıp Fakültesi eski dekanlanndan emekli öğretim üyesi Prof. Dr. Sainı Falakalı, geçirdiği kalp krizi sonucu öldü. 81 yaşında ölen Prof. Dr. Falakalı, 1956-1990yülan arasında Ege Üniversitesi'nin çeşitli birimlerinde görev yapmıştı. Falakalı'nın cenazesi, E. Ü. Tıp Fakültesi'nde düzenlenecek törenden sonra, Tire ilçesinde toprağa verilecek. Memurlar, 217 bin liralık zammı 'bütçe açığını kapatması' için hükümete postaladı Gülünçzam Çfller'egeridöndü • Ankara, İstanbul, Izmir, Adana, Gaziantep ve Kayseri'de 217 bin liralık zammı protesto eden memurlar, 200 bin lirayı Çiller'e, 17binHrayıda Karayalçın'a gönderdiler. Haber Merkezi-Hükümet tarafından memur maaşlanna yapılan 217 bin lira- lık sembolik zam, kamu çalışanlannca tüm yurtta protesto edildi. Zammı "sa- daka" olarak niteleyen kamu çalışanla- n, hükümetin, düşük artışa gerekçe ola- rak gösterdigi "darboğazın" aşılabil- mesi için maaşlannın bir bölümünü Başbakan Tansu ÇiIIer ile Başbakan Yardunası Murat Karayalçın'a havale ettiler. Ankara Yenişehir PTTsi önünde toplanan Yapı-Yol-Sen ve Ener-Sen'- in Merkez Yönetim Kurulu üyeleri ve kamu cahşanlan 200 bin li- rayı Başbakan Tansu Çfller'e 17 bin li- rayı da Başbakan Yardımcısı Murat Karayalçın'a gönderdiler. 30 kadar pro- testocu adına konuşan Ener-Sen Genel Sekreteri Sefa Kocoğiu, "Kamu çauşan- lan olarak emeğunizin karşıltğını tek ta- raflı beürlenen sadaka zamlarla değil, de- mokratik hakkmuz olan grevli toplu- sözkşmeyle almak istiyoruz" dedi. Ko- çoglu, düşük zamma bahane olarak kaynak yetersizliği öne sürülürken ver- gilerin düzenli toplanamadığını, kamu bankalannda batan trilyonlann üstüne gidilmediğini, devletin talan edilmesine göz yumulduğunu belirtti. Yapı-Yol Sen ve Ener-Sen hüküme- tin anayasada belirtilen temel amaç ve görevlerini yerine getirme- diğini savundular. Kamu Çabşanlan Sendikalan Ankara Şubeler Platfbrmu adına bir açıklama yapan Alper öztürk de, "15 temmuzda belirlenen 217 bin li- ralık öcret arttşuıın hökümetin ülke gene- lindeki ekonomik bozukluğun suçlusu ve socumlusu olarak biz çauşanlan görmesi- ni ve sendikalarımızuı taraf olarak gö- rülmemesini protesto ediyoruz" dedi. CHP Genel Sekreter Yardımcısı Irfan Gürpınar, hükümetin tüm kararlan tek taraflı aldığını, 5 Nisan Kararlan'nm Memurlar, dün tstanbul'da "Sadaka değil sendika istiyoruz" yazüı dövizler taşıdı. (Fotoğraf: YASEMİN KOYUTÜRK) IMF'nin doğrultusunda alındığını be- lirterek, yüksek enflasyon karşısında ücretlerde büyük gerileme olduğunu kaydetti. Bu durumda 217 bin liralık zammı memurlann portesto etme hakı- na sahip olduklannı söyleyen Gürpınar, zammın bir an önce hükümete posta- lanmasını destekledi. öğretim Elemanlan Sendikası(ÖES) üyeleri de dün protesto olarak 220 bin lirayı hükümete postaladılar. Tüm Haber-Sen, Tüm Maliye-Sen ve Tüm Bel-Sen üyesi memurlar, dün öğle tatillerinde İstanbul Yakası Telefon Başmüdürlüğü bahçesinde toplanarak, zammı protesto ettiler. Hükümetin, ma- aşlara 217 bin liralık zam yaparak, ken- dıleriyle alay ettığmı belirten memurlar, ekonomik krizın faturasının kamu çab- şanlanna çıkartılmak ıstendığıni dıle ge- tirdiler. "Sadaka istemiyoruz" ve "Onur- suzca yaşamay a hayır" şekünde slogan- lar atan memurlar, daha sonra Başba- kan Tansu Çiller ile Başbakan Yardıması Murat Karayalçın'a "Büt- çedeki açığı kapatmalan" için 10'ar bin liralık posta çeki gönderdiler. Memur- lar, haklannı alana kadar mücadele edeceklenni de ifade ettiler. İzmir'de protesto Kamu Çahşanlan Sendikalan Izmir Şubeler Platformu'nda örgütlü memur- lar, hükümeti "işgaki r> olmakla suçlaya- rak komik zamlan Başbakan'la Bİaşba- kan Yardıması'na postaladılar. Merkez Postane önünde toplanan kamu çahşanlan. hükümeti eleştirdi. Yapılan yazılı açıklamada. sendıkal hak ve özgürlüklerin yok edildıği, demokra- sinin rafa kaldınldığı, savaşçığırtkanlığı yapıldığı belırtılerek "Bir ülkenin belke- miğini oluşturan çalışanlarına 3 bin lira- nın verilip verilmeyeceği en üst düzevde tarttşılır konuma gelmişse bunun adı eko- nomik iflastır" denildi. Adana ve Gaziantep'te de kamu ça- hşanlan 217 bin liralık zamlannı Çiller ile Karayalçın arasında paylaştırdılar. Kayseri'de ise memurlann havaleli pro- testosu sırasında tartışmalar yaşandı. Kamu çahşanlan Çiller ile Karayalçın'a 3'er bin lira havale gönderdiler. Cummhuriyet Meydanı'ndaki Merkez Postane önünde öğle saatlerinde topla- nan Tüm Maliye-Sen, Eğit-Sen, Tüm Bel-Sen, Sosyal Hizmet-Sen, Tüm Sağlık-Sen, Tanm-Sen, Ener-Sen ve Eğitim-Iş üyesi 200'e yakın memur, ortak bir bildiri okuduktan sonra Hava- ayn ayn Ankara'ya gönderdiler. Hava- le işlemleri sırasında PTT yetkililerinın 3 bin lirahk havale için 22 bin lira ücret is- temesi, tartışmalara yol açtı. Memurla- nn itirazlanna karşın yetkıblerin 22 bin lira havale ücretindedirenmesi üzenne 3 bin lirahk eylem memurlara 25 bin lira- ya mal oldu. 'Esmeralda' 27yıl sonraIstanbuTda Jstanbn! ! t m 3 n ı n m güzel mfsafîri Şili okul gemısi "Esmeralda 28 Mayıs 1967 tarihinde Esmeralda'nın gelişi, Cum- huriyet'te böyle yeralmıştı. MUHARREMAYPEV "Evet, 24 mayıs sabahı 'Es- meralda' limana gjrmek için sanki İstanbul'un en güzel saati- ni besaplanuştı. 8.15 vapurunda- ki yolculann şaşkın ve hayranuk yüklü bakışları arasında geldi ve Dobnabahçe önune demir attı. Bir 'oh' çekti ve bunca uzun yüdan sonra, Boğaz'ın ilkbahar mavisine ermiş sulannda, tatlı bir yorgunlukla bir dişi gibi sere- serpe uzanıp kaldı..." 28 mayıs 1967 tarihli Cum- huriyet gazetesinde, Kaptan Oktay Sönmez imzasıyla yayı- mlanan. "İstanbul limamnın gü- zel misafiri-ŞUi okul gemisi Es- merakla" başlıkh yaa işte bu sözlerle başhyor. İşte o Esme- ralda, "Tarih tekerrürden iba- rettir" sözünü doğrularcasına, dün yeniden Dolmabahçe acı- klanna demirledi. Ancak 8.15 vapurunu kaçu-dığı(!) için, saat 09.00'da İstanbul Boğazı'na girdi ve kenti 21 pare top atışıy- la, bütün narinliğini gösteren, bembeyaz giysiler içindeki bir genç kızın kibarhğıyla selam- ladı... Hayır, yanhş anlaşılmasın. Esmeralda, Shipshape (gemi bi- çimli) bir kadın değil, aksine kadınsı zariflikte bir gemi. Şili'- nin ve dünyanın mevcut en bü- yük okul gemisi Esmeralda, Şili deniz tarihini oluşturan olay- lardan hiç aynhnamış bir sim- Albay Pinochet'nin 10 yıl sü- ren diktatörlüğü sırasında "iş- kence gemia" olarak da kul- lanılan Esmeralda, Şili'nin par- lamenter rejime gecmesiyle bir- likte eski günlerine döndü... Ispanyolca'daki sözcük an- lamı "zûnıriit" olan Esmeralda gemisi Şili Donanması'ndaki bütün deniz subaylannın eğitim gördüğü bir yüzer-okul özelliği- ni taşıyor. Dün sabah Istan- bul'a gelen Esmeralda, gemi ge- leneğinin, 1929'da hizmete gi- ren üçüncü kuşağmı simgehyor. Esmeralda'nın günümüzdeki komutanı Albay Edvardo Gar- cia, geminin ük ziyaretçileri olan gazetecüere, Türk Donan- ması'm överek, "Türk Deniz Kuvvetleri'nin dünya donanma- lan içindeki yeri bambaşkadır. Türkiye büyük bir ülkedir ve do- nanması dünya donanmalan içinde çok önemli bir yere sahip- tir"diyor. Esmeralda'nın Halkla Ilışki- ler Şubayı Binbaşı Juan Corva- lan ise, 21'i subay, 341 persone- lin yer aldığı geminin 113 metre uzunluğa sahjp olduğunu an- latıyor. Askeri savaş gemisin- den çok, yelkenli bir yat görü- nümündeki Esmeralda'da. sa- vaş gemisini anımsatan tek aynnu selamlamada kullanı- lan, güvertedeki 4 küçük top. Binbaşı Corvalan. bu durumu, "Biz, burada öğrenci subaylara savaşmasmı öğretmiyoruz. Çün- kü dünyada yelkenli savaş gemi- si kalmadı. Onlar burada sadece askeıiiği değil, avnı zamanda de- nizciliği de öğreni\ orlar. Çünkü gerçek denizeilik, deni/ciliğin en zoru olan yelkenlide öğrenilir. Denizle disiplin içinde mücadele etme bu gemide öğrenilir" sözle- riyle açıklıyor. O yıllarda, 1967'de yani, 8.15 vapurunda yolculuk yapan ya da Dolmabahçe önünde bulu- nan insanlann, eskilere dair anılannı yeniden canlandıran Esmeralda acaba yeniden ne zaman İstanbul'a gelecek. Bu bilinmiyor ancak, 24 Nisan I994'te denize açılan ve 10. du- rak olarak İstanbul'a gelen Es- meralda. 27 kasım tarihinde ye- niden Şili'ye dönecek. Galiba en doğrusu. yazıyı Kaptan Ok- tay Sönmez'in 1967'deki dileği- ni yineleyerek noktalamak ola- cak: "Bütün iyi rüzgarlar onlann 27 jü sonra yeniden İstanbul'a gelen gemi, dün İstanbul Boğa- '" " zı'nın mavi sulanyla buluştu.(FotoğraflanKAANSAGANAK) ARAYIS Bakan Dönen'denMoskova Büyükelçisi'ne ötke Sanayi Bakanı Dönen, Türkler tarafından yapılacak şeker fabrikasının temel atma töreni için gittiği Rusya'da kendisini karşılamayan Büyükelçi Ayhan Kamer'e çok sinirlendi. SHP'li Kürkoğlu da 'hesap soracağını' söyledi TÜREYKÖSE STAVROPOL - Rusya Federas- yonu'na bağlı Stavropol eyaletinde Türkiye Şeker Fabrikalan A.Ş. ile bir Türk inşaat fırması tarafından kurula- cakolan Koçubeevskiy Şeker Fabri- kası'nın temeli Sanayi ve Ticaret Bakanı Mehmet Dönen tarafından atıldı. Temel atma törenine katüanlar, Moskova ve Rusya Patriği 2. Aleksi tarafindan da kutsandı. Sanayi Bakanı Mehmet Dö- nen "Arük Rusya'ya teknoloji ihraç et- meye başladık" dedi. Sanayi ve Ticaret Bakanı Mehmet Dönen, Moskova Bü- yükelçisi Ayhan Kamer'in kendilerini karşılamaya gelmemesine ve törene ge- cikmesine sinirlenirken, SHP Adıya- man Milletvekıli Celal Kürkoğlu da "he- sap soracağını" ve konuyu Dışişleri Bakanı Mümtaz Soysal ile görüşeceğini söyledi. Inşaaü İdil İnşaat, makina kısmı ise Türkiye Şeker Fabrikalan A.Ş. tarafın- dan yaptınlacak olan Koçubeevskiy Şeker Fabrikasf nın temel atma töreni- ne Sanayi ve Ticaret Bakanı Mehmet Dönen'in yanı sıra, Adıyaman Mılletve- kili Celal Kürkoğlu, Mardin Milletveki- li Muzafler Ankan katıldı. 1962'de Manyas'tan gelen KazaklarTürkçe şar- kılar. türküler söyleyerek töreni renk- lendirirken, Türk heyeti içinde gerginlik yaşandı. Moskova Büyükelçisi Ayhan Kamer'in tören alanına gecikmesine sı- nirlenen Sanayi ve Ticaret Bakanı Meh- met Dönen, "Bu ne biçim büyükelçi, nerede"diye tepki gösterdi. Büyükelçi Kamer'in gelmesinden sonra da tarüş- malar oldu. Adıyaman Milletvekili Ce- lal Kürkoğlu , Kamer'e "Bunun hesabı sorülacak" dedi ve kendilerine gösteri- len ilgisizliği Dışişleri Bakanı Mümtaz Soysal'a anlatacağım bildirdi. Açılış töreninde yapılan konuşmalar- da "Rusya'da sanayiinin yeni bir dönemi- ne geçildiği ve bu dönemde önemli bir yer tutan fabrikanm temel atma törenini Patrik 2. .Vleksi'nin kutsamasının önemi- ne" dikkat çekildi. Dün Ankara'ya dö- nen Sanayi ve Ticaret Bakanı Mehmet Dönen de Türkiye Cumhuriyeti'nin Rusya Fedarasyonu'nda bu şeker fabri- kasının ilk olacağını, ancak son ohnaya- cağını söyledi. TOKTAMIŞ ATEŞ Kültûpûmûzûn Urânfi... Son günlerde yeni bir anlayış dile getirilmeye başlarv dı. Bu anlayışa göre, laiklik bizim kültürümüzün bir ürü- nü olmadığı için toplumumuza yabancıymış ve bu ne- denle laiklik konusunda yapılan tartışmaların bir anlamı yokmuş. Ya da bir başka deyişle, bizim laikliğe gereksi- nimimiz yokmuş. Bu anlayış önceleri biraz "mahcup" bir biçimde dile getiriliyordu. Daha sonra açıkça ileri sürülmeye ve sa- vunulmaya başlandı. Ve bu anlayışr dile getiren sesler, gitgide yükseimeye başladı. Bu sesler arasında hertür- lü insanın sesini duyarolduk. Kimisi bilgisizliğinden, ki- misi kurnazlığından... Geçenlerde ilhan Selçuk da aym konuya değindi. La- iklik bizim kültürümüzün ürünü değil de demokrasi bi- zim kültürümüzün bir ürünü mü? Sosyal demokrasi bi- zim kültürümüzün bir ürünü mü? Kullandığımız kavram- lardan kaçı kendi kültürümüzün ürünü? Mertoplum ken- di kültürünün ürününü mü kullanır, yoksa kültür evren- sel bir şey midir? Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki kültür evrenseldlr. Hiç kuşkusuz her toplumun kendine özgü bir kültürü de vardır. Ama bu "kendine özgü kültürün" yanı sıra bir de evrensel kültür vardır ki; bu ortak kültür, insanlığın tari- hinin o aşamasındaki durumunu ve konumunu belirler. örneğin 19. yüzyıl bir "ulusçuluk yüzyılı" idi. Dünyanın belirli bir bölgesinde, yani Avrupa'da; eskiden kendini farklı biçimlerde "tanımlayan" insanlar,artık kendilerini bir ulusun bireyi olarak tanımlamaya başlamışlar ve kendi "ulus-devletlerini" kurmanın çabasına girişmiş- lerdi. Dünyanın bir başka bölgesinde, örneğin Osmanlı Imparatorluğu'nun egemen olduğu toprakların bazı bö- lümlerinde, insanlar bu duyguya ve inanışa yabancı di- ye, 19. yüzyıl ulusçuluk yüzyılı değildir diyebilır miyiz? "Ulusçuluk" duygu ve düşuncesi bizim yaşadığımız toprakların dışında bir yerlerde ortaya çıktığı için, "Ulus- çuluk bizim külturümüzün ürünu değil" diyebilir miyiz? Ve bu anlayış çerçevesinde, "Bize ulus-devlet gerek- mez" ya da "Ulus-devlet anlayışı bize yabancı bir anla- yıştır" denilebilir mi? Kendini Islam "ümmetinin" bir parçası olarak gören biri, elbette buna karşı çıkabilir. Ama bakıyorum da bu tür "incileri" dile getirenlerin önemli bir bölümünün, Islamiyetle de uzaktan yakından hiçbir ilgileri yok. Kaldı ki; mesele "kültürümüze" indirgendiği zaman, ortaya tartışılması gereken bir dizi başka sorun çıkmak- tadır. Bizim kültürümüz nedir? Bizim kültürümüzün ürünleri nelerdir vs., vs. Bugün Türkiye Cumhuriyeti'nin vatandaşları olarak yasayan "iç Turkler" ve dünyanın değişik yörelerinde yaşayan "dış Türkler" ortak kimi özellikler taşımalarına rağmen, kültürel bakımdan çok ciddi farklılıklar da gös- terirler. Bu farklılıkları gözardı ederek ortak bir kültür- den bahsetmek mümkün değildir Dış Türkleri bir yana bırakarak Türkiye Cumhuriyeti'- nin sınırları içinde yaşayan ve Türkiye Cumhurıyeti'ne vatandaşlık bağı ile bağlı oldukları için "Turk"öiye isim- lendirdiğimiz insanlar arasında bile çok ciddi farklar vardır. Müslüman olmayan "azınlıkları"bir yana btraka- lım. Müslüman olan ve Müslümanlığı "oluşumunun" önemli bir parçası olarak gören insanlar arasında da kültürel açıdan farklar vardır ve olması doğaldır. Örneğin Kürt kökenli bir vatandaşımızla; Boşnak, Laz, Çerkez, Tatar, Gürcü, Pomak, vs. kökenli bir vatandaşı- mızın "aynı" kültüre sahip olduklannı söylemek müm- kün değildir. Davranış kalıpları da farklıdır, degerlersis- temi de farklıdır, önemsediği şeyler de farklıdır, önem-, semediği şeyler de farklıdır. Bu insanlar arasında kültürel bakımdan "ortak değer- ler", "ayniyetler"yok mudur? Elbette vardır. Fakat mut- lak bir "ortak kultürden" ya da mutlak bir "ayniyetten" söz etmek mümkün değildir. Peki bu "farklılıkları olan" insanları bir arada tutan şey nedir? Bu konuda çok farklı şeyler söylenebilir ve çok farklı çözümlemeleryapılabilir. Ve "bir arada tutan" şeyler arasında elbette Islamiyet de vardır. Ama Islami- yet, bu konudaki tek belirleyici değildir. Zaten kimileri- nin iddia ettikleri gibi, islamiyet bu "tutkal" işlevini yeri- ne getirebilse, bugün Arap dünyası yirmiden fazla ayn devlete bölünmüş olmazdı. Arap dünyasının bu parçalanmış durumu üzerine de- ğişik "emperyalizm " senaryoları yazarlar. Laftır bunlar. Halife'nin "cihat" çağrısma rağmen, Halife ordusuna karşı Hıristiyan Ingiltere'nin safında yeralan Müslüman Araplar, elbette kendilerine göre haklı bir davanın kav- gası içindeydiler. Bu haklı davaları, kendi ulus-devletle- rini oluşturmaktı. Ama kime, ne kadar güveneceklerini ve inanacaklarını bilemediler. Ve şimdi o hatalarının be- delini ödüyorlar. Laiklik Hıristiyanlıkla ilgili bir kavram değildir. Ozgür- lükle ilgili bir kavramdır, demokrasiyle ilgili bir kavram- dır, insanlann kendi kaderlerini "neye göre" belirleye- cekleri ile ilgili bir kavramdır. Her ne kadar Islamiyette kullatanrıarasınagirilemeyeceği iddia edılırsede"Mvs- lümanın ne yapması, ne yapmaması" konusunda fetva veren, "Müslümanm nasıl yaşaması" konusunda bağ- layıcı görüşler ileri süren ya da ileri sürdüğü görüşlerin bağlayıcı olduğunu iddia eden "birileri"olduğuna göre, pekala kulla tanrı arasına birileri giriyor demektir. Laikliğin kültürümüze yabancı olduğunu ve bu neden- le gerekmediğini ileri sürenler, korkarım "kültürümü- zün" ne olduğunu da kendilerince tanımlamak niyetin- deler. Ve korkarım bunun ardından "her şeyi" kendi tanımlamaları ve belirlemeleri gelecek. Ve ortada ne demokrasi kalacak, ne özgürlük. Hoş, zaten bu kavram- lar da bizim kültürümüzün ürünü değil nasıl olsa... DİSK'te devir-teslim yapıldı Kemal Nebioğlu onursal genel başkan İstanbul Haber Servisi - DİSK eski yönetimı, 9. Genel Kurulda seçilen yeni yönetime görevi devretti. Genel Başkan Rıdvan Budak, görevi devral- dığı Kemal Nebioğlu'nun DISK'in bundan böyle onur- sal genel başkanı olduğunu söyledi. Görev devir töreninde eski Genel Sekreter Süleyman Çe- lebi, yeni Genel Sekreter Meh- met Atay, eski ve yeni yönetim kurulu üyeleri hazır bulundu. DİSK Genel Merkezi'nde yapılan törende konuşan Ke- mal Nebioğlu, "Ülkemizde sendikal hareket güç bir dö- nemden geçmektedir. Aşnıak için DİSK'in ilkelerine sahip çüunak gerekir" dedi. Kong- rede yaşanan tatsızlıklann orada kaldığını söyleyen Ne- bioğlu. "Artık kavgamızı ileri- ye dönük planlarunız için bir- likte vermeliyiz" dıye konuştu. Rıdvan Budak ise şunlan söy- ledi: "Bu görevin sonunluluğu- mın çok kolay oünadığının bi- lincindeyiz. Bugünkü >önetim DİSK'in ocağında vetismis, onun dene>imleriyle ka>rulmuş bir kadro. DİSK olarak bun- dan sonra da insan haklan ve sendikal hakların geiişmesi için elimizden geleni yapacağız. To- pallayan demokrasinin sağiam bir vere gelmesi DİSK'in kendi içinde de demokrasiyi uvgula- masından geçivor." Budak. "Orgütü stfırdan bugünJere taşıyan Nebioğlu'- ndan bu görevi almak ha- yatımın en büyük onunıdur" dedi. Toplantının sonunda bundan sonra kendisine ihti- yaç duyulduğu takdirde ta- banda çalışacağinı söyleyen Nebioğlu, "Çanklanmı çdt- tim. ışin A'sından başlaya- cağım" dedi. Budak ise Nebi- oğlu'na "Sizden DİSK için de sık sık yardım isteyeceğiz. Ka- bul ederseniz sizin Onursal Ge- nel Başkan olarak kalmanızı istiyoruz" dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle