25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURtVET 12AĞUSTOS1994CUMA OLAYLAR VE GORUŞLER Sertlik MELİH CEVDET ANDAY X XI yuzyıla yaklaşüğı- mız şu gunlerde Islâmı- yetın, bır "Islâm eırter- nasyonali" savına bağ- landığını goruyoruz Bu sav, sadece Islâm ul- kelenmn bırleşmesı ulkusunu değıl, Islâmın bır dunya dını olması, olacağı ınananı da ıçenyor Islâm ulkuculen, okuduklanma. gordukJenne bakarak söyleyeyım, bunu doğal ve doğru bul- maktadırlar Çunku Islâmıyet. Tann'- dan ındınlmış dınlenn sonuncusudur, boyle olduğu ıçın de, kendınden once- kılere göre daha tam, daha yetkın bır dındır Gerçı buraya gelındığınde, ınsanın aklı bıraz kanşıyor Öyle ya, Tann, bundan once gonderdığı ıkı dınle bır deney mı yapıyordu da, onJan beğen- meyıp yenısıru getırdı9 Böyle duşun- mek Tann'ya sa>gısızlıktan başka bır şey değıldır, çunku Tann, deneye ge- rekseme duymaz, duyamaz O, herşe- yın en ıyısını baştan yapar Yoksa Tannsal ışlen de bır gelışım surecı ıçın- de algılama gereğı ortaya çıkar lu, buna dupeduz "dinsizlik" demek doğ- ru olur Her şeyın yaratıcısı olan Tan- n, neden deneye gırsın' Gerçekte butûn dınler, doğru yolun kendılennınkı olduğunu savunurlar (Budacıbğı bunun dışında tutmak ge- rekır) Başka nasıl olabılırdı kı' Bır yal- vaç çıkıyor, "Size Tanrrnın ileüsini ge- tirdim" dıyor ve buyruklan sırahyor Hıç Tann eksık, yanm, son bıçımını almamış bır bıldınde bulunur mu1 Bunu akıldan geçırmek ona en buyuk saygısızlık olurdu Üç goksel dınden bınne bağlı olan, oncekı dınlere saygılı olduğunu söyleyerek bu sorunu geçış- tırmeğe bakar, ama eyleme gırdığınde, pek surduremez saygısıru Dın savaş- lannın tanhı bıze bunu göstenyor Bırakalım dınler arasmdakı çatış- malan, bır dının mezheplen arasında bıle doğru'nun kımde olduğu tarüş- ması kanlı savaşlara yol açmışür Yazımınbaşında, Islâm'ın.bırdunya dını olma ınancına bağlandığını soyle- mıştım, bu ınancı otekı dınlerde ve on- lann mezheplennde de goruyoruz Katobk sozcuğu, "evrensel" anlarru- na gelır Butun evren ıçın doğru olma- dıkça hıç bır dın, saygınlığını kuramaz ve koruyamaz Gen kalmış ulkelen so- yan emperyalıstier, bu soygun karşılı- ğında. oralara evrensel doğnı'yu go- turdüklennı savunuyorlardı "Ortodoks" sozcuğu ıks sozcukten kurulmuştur, bunlardan "orto" (sanı- nm doğrusu orta'dır) doğru anlamına gehr, doksa ıse bilgi demektır ıkısı bır- den doğru bilgi. Neyın doğru bılgısı9 Elbette Tann yolunun Goruyor musunuz. Ortodokslar da "En doğru olaıu bizimkidir" dıyorlar. evrensel olan doğru Protestanhğa gelınce Bunlar neyı protesto edıyorlar9 Katobk Kılısesı"nı Luther, Almanya'dakı bır Katolık kı- hsesının kapısına şu levhayı çıvılemış- ü "tsa yoksuldu, Papa neden zengin?" Muslumanlar ıse, "Allah'ın gönder- diği son din olan tslâmivet, ondan önce gelnuş dinlerden daha doğrudur" ınan- cını taşımaktadırlar "Öyle ise bütün dünya İslâm'a boyun eğmelidır." Inancın ıkıncı bolumu elbette açık açık soylenmıyor, fakat şenatla yone- tılen kımı ulkelerdekı sertlikler boyle du|unmemıze yol açıyor Bu ulkeler, Islâmıyet'ın gozetıcısı nıtemını benım- seyereİc yargılanru dunyanın her ya- nında uygulamaya kalkıyorlar Hınt kökenlı İngılız yazan Rılşti'nın Jran makamlannca olume yargılanmış ol- ması başka nasıl açıklanabılır1 Benzen bır sertlik de Bangladeş'lı bayan yazar Teslime Nesrin ıçın kendı- nı gosterdı Bu yazar, butun dınlenn kadın haklannı çığnedığını dıle getır- dığı ıçın oldurulmek ıstenıyor Nıçın olum cezası9 Tartışmaya gırer, "Hayır efendim, tslâmivet kadın haklaruu çiğ- nemiyor" dersın olur bıter Ama bunu soylerken belgelennı de gostenrsın Hırçınhğa ne gerek var1 Yukardan ben sertlik sozcuğunu yı- neleyışım boşuna değıl, dın bır gonul ve ınanç konusu olmaktan çıkmış go- runuyor Burada "din" sozcuğunu "Islâm" ıçın kullanıyorum Çunku Mu- sevılık ve Hınstıyanlık tanhsel sureç ıçınde sertlikierini bırakmak zorunda kaldılar Ancak uzennde durulması gereken onemlı soruna da değmme- den gecmek ıstemıyorum Bu uç dın ıçınde İslâm, Hınstıyanbk'tançok Mu- sevıhk'e yakın gorunmektedır Muse- vılık ıle Islâm 'ın ortak yanı, ıkısının de vahıy'e (vahy) dayanmasıdır Vahy, Tann tarafından bır buyruk ya da du- şuncenın peygamberlere duyurulması demektır Bu bakımdan Hınstıyanlık çok başka bır nıtelıkte gorunuyor, çunku bu dınde "vahy"ın yen yoktur fsa, Tann'nın oğlu ya da ta kendısıdır Bu aynmdan onemlı sonuçlar çıkara- bıleceğımızı duşunuyorum Tann'nın, dunyayı duzeltmek uzere İsa kılığına burunerek yeryuzune gelmesı ıle pey- gamberlenne vahıy gondermesı arası- ndakı aynmın ne gıbı degaşık sonuçlar verdığı konusu araştınlmaya değer Islâm. XXI yuzyıla gırerken enter- nasyonalını kurma hazırlığı ıçındedır Sertlik bundan kaynaklanıyor Bızım Erbakan hocanın. "tktidar bize açıl- mıştır, bütün sorun, değişikliğin kanlı mı, yoksa yumuşak mı olacağında dü- ğumienmektedir" dıye konuşabılmesı bunu gostermıyor mu9 Ne demektır bu9 "Islâma uyun, şeriatı benimseyin, yoksa kanınızı dökerim" demektır Oysa bız, çok partılı demokrasıye gırdıkten sonra, ıküdar ıçın artık kan dokulmeyeceğıru sanıyorduk ARADABIR Prof. Dr. BEDÎ N. FEYZİOĞLU Dertli Türkiye... Ulkedekı ekonomık, sıyasal ve sosyal olayları az çok ızleyen hıç kımse, Turkıye'nın dertler kupu olduğunu yadsıyamaz Ekonomıde, son defa yayımlanan dort kanunla (3946- 3986 ve 4008 no'lu) vergı reformu ıstıkametınde bazı gayretler olmasına rağmen, kamu fınansmanı yıne sağ- lam vergı kaynaklarından zıyade ıç ve dış borçlanma sıstemı ıle yurutulmeye çalışılmaktadır Zıra bu kanun- larla, goturu vergılendırmeyı azaltma ve menkul serma- ye gelırlerını vergılendırme ıstıkametınde konulan hu- kümler, hukumetın, ufak dırenmeler uzerıne gerı adım- lar atarak bu hukumlerın uygulanmasından vazgeçmesı ıle ışletılmemıştır Esasen geçıcı olarak konulan bır defaya mahsus Eko- nomık Denge, Net Aktıf vergılerı ıle Ek Gayrımenkul Ver- gısı ve Ek Motorlu Taşıtlar Vergısı hasılatı ıle Hazıne'nın devamlı sağlam kaynaklara kavuştuğunu sanmakyanıl- gı olur ûzelleştırmeden beklenen ek gelırler ıse bu konu ıle ılgılı kanun ve kararnamelerın Anayasa Mahkemesı'- nde ıptalı nedenı ıle sonuç vermemıştır Enflasyon haddının son ıkı ayda duşuyor gozukmesı, bu geçıcı vergılerden çok ekonomıdekı genel durgun- luktandır Ulkede kımsede satın alma gucu bırakmaya- rak toplam talebı duşurursenız elbette enflasyon da du- şer, fakat, ekonomının tam bır durgunluğa bogulma teh- lıkesı belırır Sorun, durgunluğa gomulmeden, sunu ve ıstemı (arz ve talebı) kesmeden, ıç ve dış tıcaretı den- gede tutarak enflasyonu ındırebılmektedır Ülkenın sıyasal gorunumune bakıldığında durumun daha uzucu olduğu anlaşılır Ulkesı ve mılletı ıle bolunmez bır butun olan guzel yur- dumuzun, teror belası ve ırkçılık hareketlerı ıle tehdıt altında bulunduğu goruluyor Sosyal yonden ıse Turkıye demokrasısı ılencılık ve la- ıklık yanında, koktendıncılık akımlarıyla sarsılma tehlı- kesıne maruz bulunuyor Demokratık parlamenter bır sıstemde bütün bu dertle- rin çozum çarelerının Turkıye Buyuk Mıllet Meclısı'nde aranması ve bulunması gerekmesıne karşın, Meclıs, doğrudan kendısını ılgılendıren boş uyelıkierı dordur- mak ıçın ' ara seçım' e gıdıp gıtmemeyı dahı kararlaştı- ramamaktadır Ne var kı gelışmekte olan ulkelerdekı ge- nel eğılım, bu çarelerı parlamentolardan zıyade ıcra or- ganlarından, hukumetlerden beklemektedır Bu duru- mu, kamuoyu kadar sıyasetle uğraşanlar da benımse- dıklerı ıçın, aynı partıden ya da partılerden çıkmış olsa- lar bıle, her hukumet değışıklığınde, yenı hukumetın bu- tun dertlere çare bulması ıstenmektedır Bızde de durum boyle olmuş ve aynı partılerın ıkıncı, uçunu kez bır araya gelmesı ıle kurulan DYP ve SHP'nın son koalısyonunu kuran partılerın, bu kez de kendı bün- yelerı ıçındekı çekışmelerden hukumet ışlerını gereğı gıbı yurutmeye vakıt ve fırsatları kalmamaktadır Bu nedenle, ıktıdarın ulkenın onemlı meselelerını hal- ledeceğıne daır beklentı, şımdılık hıç de olumlu ve tat- mın edıcı bır yon tutturamamıştır Teror, her şeye karşın sondurulemeden surmektedır Terorle mucadelenın askerı yonunu yurırten ve yurute- cek olan "ordu ust duzey komutanları"nın surelerının uzatılıp uzatılmaması konusu, hukumetle Cumhurbaş- kanlığı arasında bır yetkı ve sorumluluk tartışmasına do- nuştukten sonra çozulmuştur Irkçılık propagandası, ayrılıkçılık beklentılerını arttır- maktadır Koktendıncılık, laıklığı ve ozgur duşunceyı tehdıt et- mekten gerı kalmamaktadır Bu nedenlerle, tam bır umıtsızlığe duşmektense yıne eğıtım ve oğretımde duşulen hatalardan kurtulma gay- retı ıle ışe koyulmak devlete sağlam ve devamlı vergı kaynakları sağlayarak enflasyonu kesın olarak onleme- yeçalışmak, ırkçılık ve koktendıncılıkle mucadeleye hız vermek suretıyle yurdumuzu yenı ve parlak ufuklara ye- nıden kavuşturmak çarelerını arayıp bulmak gerektır OKURLARDAN Basm çahşantanm kbn öUûrdû? Hande Mıuncu, Banş Selçuk ve Salih Peker'ı trafık canavan mı oldurdu 9 Yoksa. kendılen kent içinde bıle kurşun geçırmez camlı ozel otomobıllennde, ozel korumalanyla ve deneyımlı ozel şoforlenyle seyahat ederken, değerb elemanlannı karayolunda, 19 y aşında ve bır gun once de tüm gun çalışmış olan gencecık bır şofore ve 1976 model arabaya emanet eden gazete patronlan mı9 Basında gorevlı arkadaşlanmın acısını dennden paylaşırken, gende kalan elemanlann değerlennın artık bdınmesını gonulden dıbyorum Saygılanmla ÜlküGiraySpıker Elif-EnginKubilay Evlendik-Mutluyuz 11.8.1994 Yerel yönetimlerve özerklik Ülkemızin konumu, toplum yapısı, sosyo-ekonomık durumu ve küJtür düzeyı, tekil (ünıter) devlet ılkesıne bağlı kalınmasını, yerel özerklik konusunda aşınlıklardan kaçınılmasını gereklı kılmaktadır. MEHMET ALDAN Emekli Vali Yerel yonetımlere, yonetsel ve akçalı ozerklık sağlanması ve seçılmışlenn, atan- mışlann denetımınden kurtanlması yolun- dakı göruşler, bır sureden ben ılgılı çevre- lerde tartışma konusu olmaktadır Bılındığı gıbı yoneürrun (ıdarenın) kuru- luş ve gorevlen, merkezden yöneüm ve ye- nnden yönetım esaslanna dayanır Yerel yonetımler, yennden yoneüm ılkesıne gore yoneülen ve karar organlan seçılmış kışı- lerden oluşan kamu tuzel kışılen olup ıl be- ledıyeye ve koy halkırun ortak yerel gerek- sınmelennı karşılamakla gorevb ve bu alanda yetkıhdırier Bu gorev ve yetkıler sı- nırsız değıldır Anayasamızın 127 maddesıne gore Merkez yonetımı, yerel hızmetlenn, yone- tım butunluğu ıçınde yurutulmesı, toplum yarannın korunması ve yerel gereksınımle- nn gereğı gıbı karşılanması amaayla. yerel yonetımler uzennde, yasayla belırtılen esas ve yontemlere gore denetım yetkısıne sahıp bulunmaktadır Buna yonetsel denetım (ıdan vesayet) denır Yerel yonetımlenn karar, ışlem ve ey- lemlen uzenndekı denetım, esas ıtıbanyla 'hukuka uygunluk' ve 'yerindeük' yonlenn- den yapıbr Baa çevrelerde, yenndelık de- netırrunın kaldınlması yolunda göruşler ılen surulmektedır Yonetsel denetım, derece farkıyla, butun ülkelerde uygulanmakta, bu denetımle ye- rel yoneüm ozerklığı arasında ters bır orantı bulunmaktadır Memlekeümızde, yonetsel denetımın ağırlığından, sınırlannın daraltılmasından surekh söz edılmektedır Kamu hızmetlen- nın ve kamu gebrlennın. merkez yonetımı ıle yerel yonetımler arasında yenıden boiu- şuknesınden, yonetsel denetımın zorunlu durumlara ındırgenmesınden ve belde ça- bşmalanna demokrauk sıvıl orgut temsılcı- lennın katıbnasından onemb yararlar bek- lenmektedır Bu takdırde, yerel yonetımlenn, demok- rası eğıtırrunde kendılennden beklenen ış- levı daha ıyı yenne getırebıleceklen de ılen sunılmektedır Ancak 1980 yılından sonra beledıyelere tanınan yetkılenn kullanılma- sında gereken ozenın gostenhnedığı. haklı şıkayetlere yol açıldığı bılınen bır gerçektır Bu arada, yeşıl alanlann ve kıyılann so- rumsuzca unara açıldığı. personel sayısının ve gıderlennın hızla arttınldığı, guçlennın ustunde projelenn uygulanmasına geçıle- rek borç batağına saplanıldığı. ış makınele- n turunden dış abmlann, merkez eşgudu- mune gerek duyulmadan sağlanması gın- şımlen sonunda büyuk dovız kayıplanna uğranıldığı soylenebılır Beledıye başkanlık maaşlannın. herke- sın gozune batan mılletvekılı maaşlanyla yanşır duruma getınlmesı ıse sının belırsız yetkılenn ne yollarda kullanılabıleceğını gosteren ılgınç bır ornekür Üyelenn huzur haklan ıçın de aynı şeylen soylemek ola- nakbdır Butun bunlara karşın, sozü edılen do- nemde. teftış ve denetım mekanızmalannın gereğı gıbı ışletılmedığı, dahası denetıme, karşı tavır takınıldığı gorulmuştur Bu saptamalar, toplum yaranna olçulu, fakat etkılı bır yonetsel denetımın gereğını ortaya koymaktadır özelbkle, ulkenın fı- nksel yapısının şekıllenmesınde onemı soz goturmeyen ımar planlannın yapımında, usulsuzluk ve yolsuzluklara yol açmaya- cak bır yonetımın uygulanmasında zorun- lulukvardır Imar planlannı yapma yetkısının, mer- kezı yonetıme gen venlmesını duşunen bır azınbğa karşılık. bugunku durumun yenı bazı duzeltmelerle surdurulmesıru ısteyen- ler çoğunluktadır Ancak bu durumda, merkez yonetımını ve taşra orgutlennın etut, araştırma ve uygulama aşamalannda beledıyelerle ışbırlığı yapmalan sağlanabı- lır Aynca o yenn mulkı amınne ve ılgılılere, planın kesınleşmesı aşamasında, beledıye meclısıne ve planın kesınleşmesınden sonra yonetse! yargıya başvurma yetkısı tanına- bılır Imar planlannın soysuzlaştınlmasına karşılık en etkılı onlem, kanımızca, yasadı- şı eylemlen saptanan beledıye sorumlulan- na, Turk Ceza Kanunu'nun yetersız hu- kumlenyle yetınılmeyerek ımara ılışkın çı- kanlacak yenı ceza hukumlennın uygulan- ması olabılır Çunku, ımar alanında donen çıkarlar, mevcut cezalan goze aldıracak buyukluktedır Bu vesıleyle belırtebm kı Fransa'da 1982-1983 yıllannda, yerel yöneümlenn ozerkbğı yonunde onemb adımlar atıbnış ıse de bugune kadar yapılan uygulamalar- dan beklenen sonuç sağlanamamış, yerel ozerkhğın kotuye kullarulmasından yakın- malar başlamışür O kadar kı genış yekılen dolayısıyla beledıye başkanlan ıçın feodal beyler' dıyenler çıkmışür Merkeayetçı ya- pının savunuculuğunu yapan sıyasetçılere. aydınlar ve bılım adamlan da katılmıştır Fransa deneyımı de gelışmış ve gebşmek- te olan bırçok ulkede, yerel yonetım ozerk- lığı ıle yonetsel denetım arasında duyarlı bır dengeyı kurma gereğını ortaya koy- muştur 5 Yıllık Kalkınma Planlan'nda, huku- met programlannda, turlu reform projele- nnde ve uluslararası antlaşmalarda, yerel yonetımlenn yenıden düzenlenmesıne ılış- kın ılke ve onenler sıralanmış bulunmakta- dır. Ülkemızin konumu, toplum yapısı, sos- yo-ekonomık durumu vekulturduzeyı, te- kıl (ünıter) devlet ılkesıne bağb kalınmasını, yerel ozerkbk konusunda aşınlıklardan kaçınılmasını gereklı kılmaktadır Bu yonden, bazı çevrelerde açıklanan 'yerel yönetim meclisleri'nı 'yerel parlamen- to\ 'yerel hükümet' durumuna getırme oz- lemlennı yadırgıyor, bu nıtelemeyı sıyasal yennden yoneümı (federasyonu) çağnştır- ması, bazı art nıyetlılen umutlandırması nedenıyle sakıncab buluyoruz Sonuç olarak ulke genel yarannı gozet- mekle bırbkte, yerel yoneümlen de yasadışı ışlemlerden alıkoyan ve onlara yol goste- ren sınırlan belb yonetsel bır denetımın ge- reğıne ınanıyor, bunu genel yonetıme ta- nınan bır ayncabk olarak değıl, fakat bır hızmet olanağı olarak değerlendınyoruz TARTIŞMA PENCERE Atatürk'ü ve Özal'ı aşmak! I kına cumhunyet ıçın yola çıkanlann duşuncesını yansıtıyor Cem Boyner. Gerçı bu adamlar zaten Atatürk'ü aşüklanna ınanıyorlar ve özal ruhuna sanbyorlar bugunlerde ve özal buyuk adamdı dıyorlar Eh bınlen oyle duşunebıhr, bu onlann bılgı ve deneyımlennın ne düzeyde olduğunu gostenr Atatürk ve özal artık hayatta değüler Hatalan ve sevaplan ıle tanhe mal olmuşlardır Merakklan ılende tanh okuyarak gerçeklen oğrenırler ya da oğrenmez Agop'un kazı gıbı ortada dolaşırîar, bu da doğal Ben tanhte okudum kı Mustafa Kemal çocukluğunda tarlalarda karga kovalarmış Koca bır tarlada karga kovalamak o kadar kolay ış değıl O yaz sıcağında ordan oraya koşarak karga kovalamak zor kızor Ama bu ış çocuk ruhunda ne ızler bıraktı Mustafa Kemal'ın, bunu bıraz duşunmeye çalışıyorum Bu- buğday ya da arpa tanesını kargalara yedırmeme ınadını gebşürdı dıye duşunuyorum, bır sorumluluk almış, gereğını yenne getırecek Çocuklann eğıtımını ta bu yaşlarda boylesıne ağır sonımluluklarla pekışünrsenız çocuk gıderek daha fazla sonımluluğa kendıbğınden gınyor ve adım adım bu duygu oylegelışıyor Mustafa Kemal de oyle olmuş Ve Mustafa Kemal aldığı bu ıvme ıle hepımızın çok ıyı bıldığı başanlannı ardı ardına sıralıyor Şukurolakıbunu boyle kabul etmeyenler azınbktadır Tarlada oradan oraya koşturarak kargalan kovalayan Mustafa Kemal daha sonralan ülkeyı koca bır tarla kabul ederek oradan oraya koşturarak ve yanına deneyımlı arkadaşlannı da alarak 7 duvel denen leş kargalannı yurdumuz tarlalanndan kovmuştur Bunda kıskanılacak bır şey yoktur Herulusun kahramanlan ve onlann da bır komutanı vardır Gelebm rahmetb Özal'a Özal'ın çocukluğunda ne yapüğını bılmıyoruz Ama ondaîu cevhen goren Sn Pemirel'dır Vefitanhınde Özal kardeşler ıçın 'Dâhidir bunlar' dedığını duymuşsunuzdur Dostunu soyle, senın kım olduğunu söyleyeyım mantığından yola çıkarsak özal'ın bu nıtebğını Sn Demırerın nıtelığınden çıkarabılınz, bıze ipuçlan verebüır, bır sıstematıktır bu Sayın Demırerın çocukluğunda tıpkı Mustafa Kemal gıbı kırlarda çahştığı söylenır Bırfarkla Demırel çobanlık yapmış bır koy çocuğudur Bu da herhalde çok hoş bır anılar dızısıdır Sn Demırel ıçın Çoban hayatı bır destandırdıyen şaıre yürekten kaulmamak mümkün değıl Ne var kı çobanbk bıraz kolay bır ıştır Suruye venlmış bır ıkı kopek vardır Bunlar eğıumlıdır Suruye gozkulak olurlar Çoban, ağacın altına oturarak keyıfb keyıflı kaval çalabıbr ya da ısterse bıraz kestırebılır Sn Demırel"e ıvmeyı veren de bu sorumluluk duygusudur ve bu nıtelıklen Özal'da goren Sn Demırel ona dâhı demekte sakınca gormez O bakımdan Özal'ı tekrar görmek ısteyenler Sn Demırel'e tekrar tekrar bakmahdırlar Suru, kopeklenn dıkkaüne terk edılebıhr, ama kurnaz kurt surusu, goz açıp kapayıncaya kadar surunun yansını kaçırabılır Gerek Sn Demırel gerek rahmetb Özal'ın gorev anlayışlan budur Onlan aşmak bu bakımdan zaten basıt bır varsayımdır ve bu bakımdan doğnıdur M.Hulusi Erdem Mımar TEMSÎLİVEKATILIMCI DEMOKRASİNİNKÖKENİ Doç.Dr.Sami Selçuk 30 000 (KDV ıçınde) Çağâış Yavnları Turkocağı Cad 39-41 Cağaloğlu-Istanbul DOSTUMMOZART NadirNadi 8 Bası4O0O0(KDVıçınde) Çağdaş Yayınları Turkocağı Cad 39-41 Cağaloğlu-Islanbul Pay ve Payda- Arkadaşımız Aydın Engln'm yazı dızısı, uzun bır adı taşıyor, ama bu ad, dızının ıçsnğmı ve amacını da vurgu- luyor "Dunyada ve Turkıye de sosyal demokrası, çık- mazda mı, dar boğazda mP Yalnız sosyal demokrası değıl, dunyadakı tum sol, bır sıkıntı ve arayış ıçınde Engın'ın yazı dızısı yankıiar yarattı DSP lıderı Sayın Ecevtt de bır yazıyla bu arayisa k a t l l d l v e n e d e n 'sosyal demokrat' adım değıl de •demokratık sol'u yeğledığını beş noktada açıkladı 1) AVupa'da sosyal demokrası Marksıst kokenlıdır, bızdekı değıldır 2) Avrupa'da koklu sınıf ayrılıkları, koşulları vebılmcı vardır Turkıye de yok- tur 3) Batı'da sosyal demokrası bır ışçı hareketı olarak başladı, koyluye donuk değıldı, Turkıye'de ışçı-koylu so- runlarını ustlenerek gundeme gırdı 4) Batı'da esnaf ve sanatkârların sorunlarına daha once başka sıyasal akımlar sahıp çıkmışlardı, Turkıye'de demokratık sol ha- reket, bu kesımlerın davalarmı da ustlenmıştır 5) Batı'- da sosyal demokrat hareket, somurgecılık surerken ortaya çıkmıştı, Turkıye'de ıse tersıne bır durum var, bız emperyalızme karşı savaşarak cumhurıyetın temellerı- nı attık • Sayın Ecevıt'm dıle getırdığı doğrular, ulkemızdekı tum sol hareket ıçın geçerlıdır, daha once -bu koşede de- çok yınelenmış gerçeklerdır, Batı da ortaya çıkan nı- ce olgu sıyasal akım ve ıdeolojı, Avrupa'nın dışındakı ulkelere yansırken yeşerdığı toplumun gerçeklıklerıne gore değışır, "kapıtalızm, laıklık, demokrası, sol, sağ" kavramları, evrensel nıtelıklerının yanı sıra, yerel renk- lere de burunurler Aydınlanma, Hınstıyanlık dunyasında ortaya çıktı, Is- lam toplumlarında yaşanıyor Ya sosyal demokrası'' 27 Mayıs devrımıne değın, Turkıye'nın çok partılı sıya- sal yaşamında sol ve sosyal demokrası dışlanırdı, 1961 Anayasası ıle sosyal devlet kavramı gundeme gırdı, sosyal demokrası bır yaşam bıçımı olarak algılandı, CHP de sola kaydı CHP başlangıçta 'ortanın solu' deyımını kullandı, ar- dından 'demokratık sol'u benımsedı, ama herkes bılır kı butun bu deyımler (sosyaldemokrat) gıbı Batı'da turetıl- mış, Turkıye'ye ıthal edılmıştır 1976'da toplanan 23'uncu Kurultayında CHP programı değıştırıldı, demokratık sol partı olduğu vurgulandı, 'altı ok'a 'altı kural'eklendı 1985'te yazılan Demokratık Sol Partı' programı da bu temellere dayanır Bugun CHP-SHP-DSP'nın programları ıçerık bakımın- dan bırdır, uç programda bağdaşmayacak yan ve yon yoktur Ne var kı Sayın Ecevıt "bız başkayız" dıyecektır butu- tum onun doğal hakkıdır, butun gucuyle 'farklı" olduğu- nu kanıtlamaya çalışacaktır Nıtekım yazısmın sonunu SHP'ye ayırarak ve saldırarak bağlamıştır Tanhte bırbırıne yakın akımların başını çekenlerın bır- bırıne karşıt akım temsılcılerınden daha duşman olduk- ları çok gorulmuştur Fatfh Suttan Mehmet, Istanbul'u kuşattığı zaman, Doğu Roma Ortodoks Kılısesı 'nın onde gelenlerı ne demışlerdı "Şehrın ustunde Papa'nın takkesını gormektense, Musluman sarığını gormeyı yeğlenz " Osmanlı'da Sunnı Şeyhulıslamlar, Hırıstıyanlara hoş- goruluyduler, Alevılere duşman ıdıler 1990'lar Turkıyesı nde solun sola karşı hoşgorusuzlu- ğu anlaşılabılır bır şeydır Pekı, ne olacak'' Yaşayarak goreceğız Halkın şımdıye değın sol partılere verdığı dersler, gozlerımızı açamadı Yıne de hepımızın gozlerını usta bır cerrah gıbı açacak olan oğretmen, halk olacaktır Şımdılık soldakı lıderler, aynı lafları söyleyerek ayrılı- ğın temellerını guçlendırecekler, kamuoyu bu manzara- yı ızleyecek Her seçımde solun toplam oy oranı duşmektedır Kuçulen toplam sayı ıçınde, hangı sol partının oy oranı ne olursa olsun, sonuç değışmıyor, kuçulen payın ıçınde kendı payını sozde buyuten partının de 'ben buyudum' dıye kendı kendını aldatması bıtmıyor TEŞEKKÜR Kjamız ELİF CAN'ın doğumunu gerçekleşüren Doç. Dr. SERPİL BOZKURT ıle Dr.ÜLKÜERSOY'a Dr. VARTUHİ KURUOĞLU'na Anes. Dr. NECDET TERÜN'e hemşıreler MELAHAT PALA, NLRAN ARABAO, SELDA TURAN, SERPtL ÜTVAL, KADRİYE YAZICI ve Guzelbahçe Hastanesı personelıne teşekkuredenz ZUHAL.KENAN ÇAĞLAYAN Halkımıza! Onca sürgünden sonra buyûk halk ozanımız ŞAH TURNA kısa bır süre de olsa aramızda. Sevenlerın ulaşabıleceklen adres ve telefon. SILACAFE-BAR SakaryaCad. BayındırSok. 17/1 Ankara Tel: (312)431 98 12 ANKARA ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ'NDEN Ünıversıtemız Tıp Fakultesı'nde açık bulunan ve a^ağıda anabüun dallan belırtılen kadrolara 2547 sayuı yükseköğretıın kanununun ıl- gılı maddelenne gore oğretım elemanı ahnacakur Isteklılenn oğretım gorevlısı ve uzman kadrolan ıçın ılan tanhın- den mbaren 15 gun ıçensınde ılgılı bınmlere hıaşvurmalan nca olu- nur BtRİMl TıpFakülteg öğr.Gor. Uzman Goğus Hastahklan ABD ı (1) Hıstolojı ve Embnyolojı ABD . \ (2) (1) Alenık Hastalıklar Bılrm Dalı ıçın kullanılacakür (2) Adaylarda Tıbbı Hıstolojı ve Embnyolojı uzmanı olma ve ınvıtro ferülızasyon uygulamalannda deneyımlı olma şartı aranacakür Basın 33112
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle