27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 AGUSTOS1994 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER pağlayan Költöp Dernegi'ne operasyon • Istanbul Haber Servisi- ICağıthane Cendere yolu üzerindeki binada kuruluş çahşmalannı sürdüren Çağlayan Kültür ve Yardımlaşma Derneği, Istanbul Emniyet Müdürlüğü'ne bağb Terörle MücadeleŞubesi Ekipleri'nce basıldı. Dûn saat 12.00 sıralannda dernek lokaline gelerek içeride bulunan 10 kişiyi gözaltına alan Terörle Mücadele Şubesi Ekipleri, operasyonla iîgili açıklama yapmadılar. M n gece geç saatlere kadar ekiplerin dernek lokalinde karakol kurarak sürdûrdüğü operasyonda gözaltına alınanlann kımlıklen belirlenemedi. Tek tip elbise ppotestosu • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -Halkj askerlikten soğuttuğu gerekçesiyle Genelkurmay Askeri Mahkemesi'nde yargılanan Savaş Karşıtlan Derneği Başkanı Arif Hikmet lyidoğan, tek tip sanık elbisesini protesto edince mahkeme salonundan atıldı. Dünkü duruşma sırasında üstündeki siyah ceketi ve asker pantolonunu çıkararak eşofmanla kalan lyidoğan, Mamak'a başka mahkemelerden getirilen saruklann hiçbirinde tek tip elbise bulunmadığını ve tek tip elbise uygulamasının kaldınldığın] söyledi. 6 sendika birleşiyop • Istanbul Haber Servisi- Hızmet ışkolunda faalıyet gösteren altı memur sendikası birleşme karan aldı. Tüm Maliye-Sen, Tüm Sosyal-Sen, Sosyal Hizmet-Sen, Turizm-Sen, Emek-Sen ve Tüm Tapu Kadastro Çahşanlan Sendikası (Tüm Tak-Sen) merkez yönetim kurulu üyelerinin aldığı birleşme karannın ardından yapılan yazılı açıklamada. birleşme 'aynı işkolunda daha güçlü bır sendikal yapıyla bir arada olmak, gelınen süreçte bır zorunluluk' olarak değerlendirildi. MNHyet muhaUpjnesaMn • tstanbul Haber Servisi - Millıyet gazetesı muhabiri Yaşar Çakmak, önceki gece saldınya uğradı. Çakmak, Kapkara Bar'da birlikte oturan 'jaguarcı' Mete Küçükberber ve manken Tatyana ile Seren Serengü ve KeremAlışık'ı görüntülemekistedi. Bunun üzerine, Küçükberber ile Abşık, Yaşar Çakmak'a hakaret edip, tekme atmaya başladılar. Çeşıtli yerlerinden yaralanan Çakmak'ın aynca fotoğraf makinesi veflaşıda kınldı. Magazin Gazetecileri Derneği Başkanı Nurettin Soydan ise yaptığı yazılı açıklamada saldınyı sert bir dille kınadı. Uyuşturucu operasyonu •İSTANBUL(AA)- Büyükçekmece ve Yalova'da dün düzenlenen operasyonlarda, yaklaşık 1 kilogram eroin ile esrar üretiminde kullanılan 1297 kök dişi hintkeneviri ele geçirildi Jandarmavepolisin gerçekleştirdiği operasyonlarda 9 kişi gözaltına alındı. Kalp krizinden ölen polis •tSTANBUL(AA)- Esenler llçe Emniyet Müdürlüğü Ekipler Arnirliği'nde görevli polis memuru Hasan Onal(42), dün görevi başında kalp krizi geçirerek yaşamını yitirdi. Devriye görevi yapan ekip otosunda fenalaşan pobs memuru Hasan Önal, arkadaşlan tarafindan kaldınldığı İstanbul Tip Fakültesi'nde kurtanlamayarak öldü. Tûrkaile, Macar gümpüğünde dövüldü • Haber Merkezi- Türkiye'den Almanya'ya giden gurbetçj birTürk ailesi, Macar gümrüğünde saldınya uğradı. Romanya'dan Macaristan'a dün saat 12.00 sıralannda minibüsleriyle giıen gurbetçi Türk aileden kan-koca, 5 kişjlik Macar gümrüğü yetkililerinin saldınsına maruz kaldı. Gümrük yetkililerinin, Türk aileden ruşvet istedıği, rüşvetin verilmemesi üzerine de dövüldükleri iddia edildi. Özelpoliklinikler denetimsiz •İki uzman doktor bir araya gelerek özel klinik açabiliyor. 'Devletin elini uzatamadığı', gerçek anlamda 'kentliliğe' geçememiş gecekondu semtlerinde kurulan poliklınikler, yetersiz koşullarda insan sağlığına 'hizmet' ediyor Tamamen ticari amaçlarla açılan özel poliklinikler insan sağhğıru tehlikeye atıyor. Konuyla ilgili yasaya göre, iki uzman doktorun bir araya gelmesi bütün branşlarda hizmet vermeye hazır bir özel klıniği açmaya yeterli. Yasalardaki doldurulamayan boşluklar, tamamen gelir elde etmek amaçlı sağlık kuruluşlannın ortaya çıkmasına yol açıyor. Her köşe başında rastlanabilen bu özel kuruluşlar, ruhsat aldıklan il sağlık müdürlüklerindeki kadrolann yetersizliği nedeniyle çok gevşek olan denetim mekanizmasını rahatlıkla delebiliyorlar. Kaçakların sayısı kayıtlılardanfazla tstanbul tl Sağlık Müdürlüğü'nde 300 kayıth özel polikliniğin bulunmasına karşın en az bu sayı kadannın "kaçak" olarak çalışüğı tahmin ediliyor. Bazı özel poliklinik sahipleri bu olurnsuz tabloyu yok ederek, polikliniklere çeki düzen vermek amaayla özel Sağlık Kuruluşlan DerneğTni kurdular. Dernek yöneticileri, hazırladıklan taslaklan Sağlık Bakanlığı'na ulaştırdıklan halde bir sonuç alamadıklannı belirtiyorlar. Yasalara uygun olarak çalışmayan özel polikliniklerle ilgili sorunlann en başında "yeterli araç-gereç", "personel" ve "doktora sahip olmamalan" geliyor. Bu aksaküklan gözlemlemek için küçük bir İstanbul turu yaptık. Yaptığımız gözlemlerde görüşme yapılacak bir yetkiliyi çoğu poliklinikte bulamadık. Sahiplerinin doktor olmadığı anlaşılan bu polikliniklerde, acil müdahale isteyen bir hasta geldiğinde göreve hazır olmakla yükümlü doktorlan "görev" başında bularnamak, verilen sağlık hizmetinin kalitesinin en somut örneğini oluşturdu. Yasabiranönce çıkmalı Yasada muayenehaneler topluluğuolarakgecenözel polikiliniklerin yeterli sağlık hizmeti verebilmeleri için gerekli yasanın Sağlık Bakanlığı tarafindan bir an önceçıkanlması zorunluluğunu belirten uzmanlar, bu yasada yer alması istenen şartlan şöyle sıralıyorlar: 1. Öncelikle il sağlık müdürlüğü, halen çalışmakta olan poliklinikieri sıkı bir şekilde denetlemeli. Bunu gerçekleştirirken de periyodik kontroUer için bünyesinde bir denetim kadrosu oİuşturmasJ gereklidir. 2. Denetim ve düzenlemelerin mesleki özellikler laşıması gerekmektedir. 3. Yapılan denetimlerde sağlık adına gerçekleştirilen suüstimalkr saptandığında, ya caydırıcı özellik tasıyan büyük para cezalan getirilmeli ya da hizmetten tamamıyla alıkonulmalı. 4. Hazırlanacak yasada hizmetin kalitesi en küçük detayına kadar yer almalıdır. 5. Sağ-Kur-Der tarafindan hazırlanan 'Polikliniklerle tlgjli Yönetmeük Tastağı'nın 10. maddesinde. buralarda bulunması gereken araç ve gereçler sıralanmtştır. Bunlar taşınabilir defîbrilatör ve EKG cihazı, etıtübasyon tüpieri, oksijen riipü, aspilatör. laryngoskop, sedye. sterilazasyon sistemi; küçük cerrahi girişim odasında pansuman takunı, küçük cerrahi seti. elektrokoter cihazı, basit ameliyat masası, küçük ameliyat lambası, steril sarf malzemeleri ve narkoz cihazıdır. Gerçekçi bir sağlık hizmeti verilmek isteniyorsa yeterli personelin yanı sıra bu araç ve gereçlerin tamamı özel poliklinikJerde yer almalıdır. 6. Özel polıkliruklenn laboratuvannda hizmet verecek personel de konunun uzmanlanndan oluşturulmabdır. trctttrıtmtccir DOSYASI Yaziron GÖNDÜZ İMŞİR HÖLYA TOPÇU, DEFNE SUMAN, BAJtAN UNOf Fofoğroflon HATİCETUNCER Işte bir SSK hastanesi. İlaç kuyruğunda bekleyen insanlar, çüe çekiyorlar. Sorun sistemden kaynaklanıyor Her gün yüzlerce kişi, saatlerce poliklinik kapılannda beklı- yor... Doktor var, çalışma odası yok. Doktor var, yardımcı sağlık personeli yok, bazen de doktor yok... Hasta sahibi sedyeyi kendi taşımak zorunda... Saatlerce bekleyen hasta. muayene olma fırsatını bulabiliyor- sa, kendisıne aynlan sadece birkaç dakika... En basit reçetenin karşılığı bıle asgari ücrete yaklaşıyor... İlaç, halkın alım gücünü çoktan aşmış. Kutusu 300-750 bin lirayı bulan ilaçlar recetelerden eksik olmuyor. Sonrası eczane- lerde seçilen ilaçlar, tek tek Poliklinikler ü l a ç l a r ve taksItleilaç 1 • » Tip eğitıminde giderek ka- cancekısıvor utenin ^^^ & ümde V W 1 1 Yv**J.$xj VJ- yju^jjj,. standardizasyon sağlanamaması... Her yıl tip fakültelerine alınan 5 binin üzerinde tip öğrencisi... Hâlâ ısrarla hekim eksikliğinden bahseden DPT... Sadece poliklinik hizmetinde çalışan cerrahlar, uzmanlar... Kamu sağlık hizmetinde fazlahk gibi bakılan diş hekimleri. eczacılar... Ülkenin dört bir yanına dağılmış sağlık ocaklannın aletsiz ekıpsiz, içler aası hali... Denetimsız hastaneler. labaratuvarlar ve muayenehaneler... Hasta yataklanndan, altyapı eksikliği nedeniyle ancak yüzde 40-50 oranında faydalanılabılmesi... •Parasını verirsen hizmet alırsın' görüşünün ağır basması... Üç ay sonra verilen amehyat randevulan... Planlama yok Dr. Deniz özbakır başkanlığında kurulan "İnsangücü Geliş- tirme Bölümü" tarafından hazırlanan bır raporda "sağlık - in- sangücü'''' ile ilgili sorunlar şövle sıralanıyor: Rasyonel bir sağlık insangücü planlaması olmaması: İnsangü- cü ihtiyacı bilimsel olarak belirlenmemiş, sağlık personeli ihti- yacuun saptanmasında sana>ileşmiş ülkelerdeki nüfus personel oranları esas alınmıştır. Bu nedenle Türkiye'nin özel koşulları ve ihtiyaçları dikkate alınmamıştır. Sağlık meslek gruplanrun birbırlerine oramnın dengesız ol- ması: Bir hekime düşen hemşire, ebe ve sağbk memuru sayı- sının birden fazla olması g e r e k i r k e n < Türkıye'de bir hekime 0.9 hemşire, 0.6 . , . . ebe, ve 0.4 sağlık memuru I d ü k d i r»1 A Q Çl Cla Ccret ıe ndinne ve teşvik politikaları: Vüksek per- formansı ödüllendirici, arz talep dengelerine da\anan \e sağlık insangücünün dengeli dağılunını sağla\ abilecek bir ücret sistemi yoktur. Mezuniyet öncesı ve sonrasında eğıtimın yetersizliği: Mesleki eğitim konusundaki sorunlann başında; nitelikten çok niceliğe önem verilmesi, müfredaün temel sağbk hizmetlerine ağırbk vermemesi, uygulamalı eğitim olanaklannın kısıtblığı, eğitim kunımlannın kalitesindeki çeşitlilik ve eğitim açığı gel- mektedir. Mezuniyet sonrası eğıtimde ıse en önemli sorunlar program- lann planlanmaması, değerlendirme ve mah'yet analızi yapı- lmaması; bu konuda personeli teşvik edici bir mekanizmanın bulunmamasıdır. 6 Yeşîl kart'h hasta sayısı artıyor Sağlık Bakanı Kazım Dinç bir yıl içinde 3 milyon 325 bin 989 kişinin yeşil kart sahibi olduğunu bildirdi Ödeme gücü olmayan vatan- daşlann tedavi giderlerinin dev- let tarafindan karşılanması amaayla başlatılan "yeşil kart" uygulaması için devlet hastane- lerine başvuran yurttaş sayısm- da artış var. Sağbk Bakanlığı'nın, bütçe- den ayırdığı 1 trilyon 522 rrıil- yar lira ödeneğe karşın hastane- ler, ödemelerin gecıkmesinden yakınıyorlar. Hastane yönetici- leri gecikme nedeniyle diğer hizmetlere kaynak aktanla- madığını ve hizmetin ak- sadığını bebrtiyorlar. Hastane başhekimleri, 1992 yılmda başlaülan yeşil kart uy- gulamasından yararlanmak is- teyen vatandaş sayısının her yıl bir ön- cekini ikiye katkyarak artüğına dikkat çekiyorlar. Devlet hastaneleri başhe- kimleri, hastane döner sermayelerinin özellikle amebyat ücretlerini öderken çok zorlandığını bebrterek Sağlık Ba- kanlığı'nın tasarnıf tedbirleri nedeniyle yavaşlatüğı yeşil kart ödemelerini tek- rar hizlandırmasını istiyorlar. Sağbk Bakanı Kazım Dinç ise 31.12. 1993 - 15.07.1994 dönemi içinde yeşil kart abnak için başvuran 4 milyon 193 • İstanbul Lepra Hastanesi Başhekimi Türkan Saylan: Yeşil kart uygulaması, mali durumu iyi olmayan hastalar için çok yararlı bir girişim. • Bakırköy Ruh ve Sinir Hastabklan Hastanesi Başhekimi Arif Verimü: Yeşil kart, özellikle sigorta şemsiyesi altına alınmamış vatandaşlar tarafindan kullanılıyor. bin 561 kişiden, 3 milyon 325 bin 989'- unun yeşil kart sahibi olduğunu bebr- terek bu kişilerin yatakb tedavi kurum- lannda yatarak görecekleri tedavi gi- derlerinin Sağlık Bakanbğı tarafindan hastanelere odendiğini bebrtti. Dinç. yeşil kart sahibi kişılenn kamu kurum ve kuruluşlanna ait hastanelerde ayak- ta gördükleri tedaviye ait giderlenn, uy- gulanan sıstem içine abnmasında olum- lu ilerlemeler kaydedildiğini, bu tedavi- lerin de kanun kapsamına alınmasına çabşıldığını söyledi. İstanbul'daki dev- let hastanelerinde görüştüğümüz başhe- kimler yeşil kart hakkında şunlan söyle- diler: İstanbul Lepra Hastanesi Başhekimi Türkan Saylan. "Yeşil kart uygulaması, mali durumu iyi olmayan hastalar için çok faydalı bir girişim. Varlıklı hastalar da yeşil kart için başvunı yapıyorlar an- cak bu gibi durumlarda gerekli araşrj- rrnalar derhal yapılıyor. Yeşil kart uy- gulaması hastaneve herhangi bir güçlük çıkarmıyor... Hatta yoksul has- taları yeşil kart alniaya teşvik ediyonız. Sağlık Bakanlığı da bütün tedavi masraflarını karşüıyor." İstinye Devlet Hastanesi Başhekimi. "Yeşil karta çok yo- ğun talep var. Ancak Sağlık Ba- kanlığı'nın ödeneği, bu yoğun ta- lebi karşüama^a yeterli değil. Yeşil kart sahibi hastalara üc- retsiz olarak her türlii hizmet ve- riliyor. Hastanemizde olmayan hizmetler için hastayı diğer has- tanelere sevk ediyomz. Sağlık Bakanlığı altı ayda bir para yol- luyor. Ama bu da çok düzenli de- ğil." Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkian Hastanesi Başhe- kimi Arif Verimli, " Yeşil kart, özeUikk sigorta şemsi)esi altına alınmamış \ atan- daşiar tarafindan çok yoğun olarak kul- lanılıyor. Haksız kullanımlar da ohnuy or değil, ancak bu oran yüzde dördü aşmı- yor. Bu kadar küçük bir yüzde için de bu uygulamadan vazgecilmesi düşünülemez. Ote > andan tasarnıf tedbirleri nedeniyle Sağlık Bakanlığı ödemelerinin geçikmesi hastanenin döner serma>esini epeyce zorluyor. Her şeye rağmen yeşil kart çok olumlu bir girişim." HAFTAYA BAKIŞ AHMET TANER KIŞLALI ABD, Nupsi ve Nzimkiler... Telefondaki ses düşünceliydi: ' - Batı 'nın ve özellikle de ABD 'nin, Ortadoğu 'daki kök- tendinci akımlardan rahatsız olduğundan emin misiniz? Şeriatçı devletlere niçin destek veriyorlar? Çağdışı re- jimleryıkılsa, petrole dayalı çıkarlarını koruyabilecekler mi?" Suudilerin arkasında olduğu köktendinci akımlarla Iran modelinden esin ve destek alanların aynı kaba ko- nulamayacağını anlatmaya çalıştım. Batı'nın çıkarları ile bütünleşmiş olan birincisinin kitleleri -olabildiğince uzun süre- uykularından uyandırmamayı amaçladığı açıktı.. Ama Iran kaynaklı köktendincilik farkfıydı.. Türkiye gibi bir ulkeyi geriye götürebilirdi.. Suudi Ara- bistan ve benzerlerinde ise "çağdışı"yapıyı çatlatabilir- di.. Çünkü toplumsal ve siyasa) katılıma daha açıktı. Do- layısıyla da göreceli olarak "daha"demokratikti!.. • • • Gerçekçi olalım. Batı ve özellikle de ABD için önce çıkarları önemlidir, sonra "insan haklan" ve demokrasi.. Körfez bunalımı ile Bosna faciasının karşılaştırılması bile, gerçekleri an- lamak için yeterlidir. "Laik-demokratik" bir model Ortadoğu'da ABD için temel tercih midir? Sanmıyorum. ABD çıkarları için uygun olanı, dinci kesimlerle bütün- leşmiş "yan laik, yarı demokratik" bir modeldir.. "Bon pour l'Orient" (Doğu için geçerli)!.. Çünkü ABD, Kemalist modelin Ortadoğu ve Orta Asya toplumlarının "fazla" ilerısinde olduğunun farkındadır. Böylece Türkiye bir yandan "Avrupa Kulübü"nün dışın- da kalacak; öte yandan da, Batı'nın denetiminde olarak Ortadoğu ile bütünleşebilecektir.. Hangi dönemde ABD etkisi Türkiye'de doruk nokta- sındaydı? 12 Eylül döneminde! "Türk-lslam Sentezi" hangi dönemde "resmi ideolo- ji" oldu? "Zorunlu din dersi" hangi dönemde Anayasa- ya girdi? Uğur Mumcu'nun gözler önüne serdiği olay; "Rabıta"ya kapıların açılması hangi dönemin eseridir? 12 Eylül'ün! Ne kadar da rastlantı(l).. Tıpkı, devlet içindeki "dinci" örgütlenmenin 12 Eylül sonrası dönemdeki inanılmaz tırmanışfnın da bir rastlantı (!) olduğu gibi.. lonescu nun "Kel Şarkıcı" oyunundaki nakarat geli- yor aklıma: "Ne kadar ilginç, ne kadar garip!.. Ne kadar inanılmaz bir rastlantı!.." • • • Amerikalılann ve Amerikancı çevrelerın yere göğe sığdıramadıkları bir eski sayın hocamız, "Bediüzza- man"SakJ Nursl üzerine bir kitapyazıyor.. önce ingiliz- ce, daha sonra Türkçe.. "Çok" bilimsel.. övgüler var, yergiler yok! Olumlu yaklaşan kaynaklar var, olumsuz yaklaşanlar yok! Leyhteki olaylar ve yorumlar var, aleyhtekiler yok! Kitaba göre, Said Nursi "olağanüstü" bir insan.. Me- sajı "modernleşme akımlarından birini" oluşturuyor.. "Aydınlanma Felsefesi"n\n içinden doğmuş fikırleri kendi sistemine yedirmiş.. Anlatımında "Kuran üslubu- nu çağnştıran yonler" bile bulunuyor.. Kitaba göre, Nursi'nin çok sayıda "kerameti" de var. Medrese öğrenciliği sırasındaki bir rüyasında, kendi- sine "Hazreti Muhammed'i görme izni" tanınmış.. 1890'ların başında, elleri kelepçelı olarak Bitlis'e gönde- rilirken, "kelepçelerinden kurtulmuş biçimde ibadete haztrlandığt" görülmüş.. Ertesi gün sorulacak soruları önceden bılirmiş. Yazara göre, Kemalizm bir "kişiliksizleştirme" süre- cinin başlatıcısıdır.. "Yüzeysel ve toplumla organik bağ- lardanyoksun"dur.. OysaNurculukta, "toplumseferber- liğine tanınan önem" belirgindir. Ve Nurcular, siberne- tikten biyolojiye, morfolojiden astronomiye kadar, "son derece ust düzeyde" kitaplar yazmaktadırlar.. • • • Ya perdenin öteki yüzü? Yani "dunyaçapında"k\ bilim adamımızın kitabında yer almayanlar? SaidNursiyegöreAtatürk "tekgozludecca/"dır. Laiklik, dinsizliktır. Devrım yasaları "Hıristiyan kanun- lan "dır. Kuran 'dan başka anayasa olamaz. islam için tek millet "İslam milleti"d\r. Çok kadınla evlenmek şart- tır. Kadının erkeğinden boşanabilmesi dine aykındır. Kuran kadına üçte bir pay verirken, uygarlığın kadına erkek kadar pay vermesi "adaletsizlik"t\r. "Zülfükar" adlı risalesine göre, "hayvanlarbile nurri- salelerine hayran"d\r.. "Hanımlar Rehberi"ne göre, "biryaşmdakiküçükbebeklerbile"koşup Nursi'nin elini öpmektedir.. • • • ABD'nin Ankara'daki eski ve ünlü bir büyükelçisi "Ra- dikal İslam, tehlike değil!" buyuruyor. Yaşamının yarısı Amerika'da geçen profesörümüz, birdenbire "Bediüz- zaman"\ keşfediyor.. Ve SHP'li Kültür Bakanı geçen yıl gazetelere ko- caman kocaman ilanlar veriyor: "SaidNursi HalkKutüp- hanelerinde sizi bekliyor!.." Arkasından "7923 beni ilgilendirmiyor!" diyen Boy- ner'ler falanlar filanlar.. Günümüzün dünyasında da rastlantılardan geçilmi- yor ki! Barolar Birliği 26 yasında 'Hukukun üstünlüğû sözde kaldı' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkıve Barolar Birliği'nin(TBB) kuruluşundan bu yana geçen 26 yıl içerisinde "hukukun üstünlüğû"ilkesini n uygulamada gözardı edildiği belirtildi. TBB, Anayasa Mahkemesi'nin, iptal edilen kanun hükmünde kararnameler (KHK) ile ilgili karanna destek verdi. Türkiye Barolar Birbği'nden, 26. kuruluş yıldönümü nedeniyle yapılan açıklamada. "hukukun üstünlüğû" ılkesinin anayasadaki cumhurbaşkanı vemilletvekili "antiçme" maddelerinde yer aldığı, ancak yasama ve yürütme erklerinin, zaman zaman bu ilkeyi kagıtlara hapsetü'kleri savunuldu. "Kimsenin hukukun üstünde olamayacağr hükmünün de sık sık çiğnendiğine dikkat çekilen açıklamada, kanun hükmünde kararname (KHK) uygulaması da eleştirildi. Açıklamada şöv le dendi: "Hukukun üstünlüğüne aykırı düzenleme \ apanlar. kusunı kendilerinde ara> acaklarına, Anayasa Mahkemesi'nde ara- ımşlar, vüksek > argı organını suclama kolaycılığına yönelmişlerdir. Üzülerek sövlemek gerekir ki toplumumuzun gündemine, Anayasa Mahkemesi'nin görev alanının ivice daraltılıp sıradan bir biçimsel mahkeme haline sokuhnası tartışnıaları getirilmiştir." Açıklamada, yargı bağımsızbğının, savunma ba- ğımsızbğı ile güçleneceği de ifade edilerek savunma hakkı ile barolann önündeki engellerin kaldınbnasının, yargıyı daha güçlü ve etkin kılacağı bildirildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle