Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 10 AĞUSTOS1994 ÇARŞAMBA
OLAYLAR VE GORUŞLER
Hıfzı VeldetVelidedeoğlu Bulvan
Sokak adı değıştınlmesı gıbı masum bır olayla değıl, menfur
(tiksınç) ve kasıtlı bir olayla karşı karşıyayız. Ulusumuzun
yetıştırdığı buyuk değerlerden bın, bir hukuk bılginı, Ord.
Prof. Dr. Hıfzı Veldet Velidedeoğlu'nun yıllarca oturduğu
caddeye, ölümünden sonra beledıyece verilen ad, İstanbul
Büyükşehır Belediyesı BaşkanlığTnca değıştınlıyor ve o
caddeye "Tütüncü Mehmet Efendi Caddesı" levhası asılıyor.
M. TULUİ SÖNMEZ MSÜ. Öğr. Grv. (Hukukçu)
bılgınının adı venldıo sokağa Amma,
demeve kalmadan bu hukuk bılgını-
nın de adı değıştınlıp, sokağa yıne se-
nın adın konuldu, aslında caddenın
yansının adı zaten yıne senın adını ta-
şıyordu. sankı sana kabır azabı çektı-
nimek ıstenıyormuşçasına Ö> le ha-
berler vardır kı, onemsız gıbı gorulur
Oysa haberde yer alan olay, bır toplu-
mun damanna ışlenen ufak dozda bır
zehır gıbıdır O gun ıçın olumcul değıl-
dır amma, uzun bır vadede yok edıcı-
dır
B
ır gazete haben "Kadı-
köy'deki Ord Prof Dr
Hıfzı Veldet Velidedeoğ-
lu Caddesf nin adı, İstan-
bul Büvükşehir Beledi-
yesi'nce değiştirildi. Bul-
vara, daha önce taşıdığı 'Tutuncu
Mehmet Etendı Caddesı' adı verildi."
(Cumhunyet Gazetesı. 23 Temmuz
1994)
Ilahı "Tütuncü Mehmet Efendi" sen
adınla bın yaşa Şımdı. ne senın kım
olduğunu, ne de kabnnın nerelerde ol-
duğunu bılen Allah"ın bır tek kulu
yokturamma. herhalde Kadıkoy kan-
yesırun, Goztepe mahallesınde mu-
İcım. efendıden bır zat ıdın Kehnbar
gıbı san tutun satar cemaate nâfı (ya-
rarlı) olurdun O sebepten oturduğun
sokak senın namınla anılırdı Ne var
kı senın sokağın adı değışünldı ve ora-
da senın gıbı yıllarca oturan bır hukuk
Bır sokağın adının değıştınlmesı
onemlı bır olay olmayabıhr her za-
man "Kerested Ayvaz Ağa" sokağı-
nın adını değıştınp "Yedisekiz Hasan
Paşa" denmesınde pek bır yaramazlık
gorulmevebıhr Ne de olsa "Yedisekiz
Hasan Paşa" tanhsel bır kışılıktır
Aslında sokak adlannın konmasıy-
la ılgıh 1003 sayılı yasada, 2525 sayılı
"soyadı kamımT'ndakı gıbı adlandır-
ma esaslannı açıklayıcı bır kural vok-
tur Yasa koyucubunugerekbgorme-
mıştır Zıra ınsanlar yaşadıklan semt-
lere. sokaklara. caddelere. oralann de-
ğerlennı alçaltacak. kotu, berbat adlar
koyma>acaklardır herhalde Ta-
mamen tersıne. ınsanlar yaşadıklan
yerlen va kendı tanhlennden kultur-
İennden gelen >a da doğanın kazan-
dırdığı değerlerle adlandıracaklardır
Bunun dışındakı acavıplıklerse yıne
ınsan espnsının bır urunudurövsa
şımdı, sokak adı değıştınlmesı gıbı
masum bır olayla değıl, menfur (tık-
sınç) \e kasıtlı bır olayla karşı kar-
şıyayız Ulusumuzun >etıştırdığı bu-
yuk değerlerden bın. bır hukuk bılgi-
nı, Ord. Prof. Dr. Hıfzı Veldet V elide-
deoğlu'nun yıllarca oturduğu caddeye.
olumunden sonra beledı>ece venlcn
ad, İstanbul Buyukşehır Beledıvesı
Başkanlığı'nca değıştınlıyor \e o cad-
deye "Tütüncü Mehmet Efendi Cadde-
si" Jevhası asılıyor Bu en hafif bır de-
yımle bır skandaldır Akıl. yetı veyete-
nek (basıret \e dıravet) sahıbı sıradan
bır vatandaşın bıle gınşebıleceğı bır ış
değıldır bu
Nasıl olur da bır mahalle kahvesın-
de bıle tasarlanamayacak boylesıne
bır karar Turkıyemız'ın en buyuk ka-
mu ıdarelennden bınnın başında bu-
lunan bır kışı ya da kışılerce duşunule-
bılır0
Bu gerçekten çok urkunçtur
Bır caddenın adlandınlması gıbı çok
basıt bır konuda ılenye bakabılmek
venne çağının da gensıne duşecek ka-
dar akıl almaz >anılgıya saplanan bır
başkanlık. sadece mensubu bulundu-
ğu partının sıvasal çızgısını oiduğun-
dan da alt bır duze>e ındırmckle kal-
maz, on mılyonluk bır buvuk kentın
kamusal hızmetını karşılamakta, Tan-
n bılır, ne bu> uk sorunlara yol açar'
Hayatına gepegenç bır ınsanken
Turkıye Bu>uk Mıllet Meclısfnde go-
rev almakla başlayan ve Kurtuluş Sa-
vaşımız'dan sonra unıversıteye geçe-
rek sırasıvla hukuk doktoru. sonra
profesor vc sonra da akademık kan-
yerde en onurlu paye olan ordınaryus-
îuk mertebesıne >ukselen, hem ulusal,
hem uluslararası değere sahıp ve ulke-
mıze bınlerce hukukçu kazandıran bır
hukuk bılımı addmı Savın Hıfzı Veldet
Vclıdedeoğlu'nun adını ortadan kaldı-
racaksın onun yenne (asla kuçuk gor-
duğumuz sanılmasın) "Tütüncü Meh-
met Efendi Caddesı" levhasını asa-
caksın1
Buna şuurlu, yennde bırdav-
ranıştır denılebılır mı9
Nasıl açıklana-
bılır bu olav7
Çok buvuk boyutlarda bır kamu
hızmetının başına geçen Sayın Başkan
Recep Tayyip Erdoğan'ın beledıye
meclısı toplantısını Kuran okutarak
başlatmasını, Taksım Alanı'na camı
yaptırma çabasını, vağmur bombası
yenne yağmurduasını veğlemesını, İs-
tanbul kentınde musluklardan pıslık
akarken Ercıyes'te şenat bayraklan
altında, takkelı şalvarlı mumınlerleye-
re çokup hıcn >ı! kutlamalanna katıl-
mavı kendısının polıtık anlayış vedu-
zeyıne uygun buluruz elbet ve bunlar
bızı şaşırtmaz Amma bırcaddeadının
değıştırılmesındckı gıbı bağnazlık ko-
kanbırzıhnıyethangıpolıtıkayayarar
sağlar1
Kanımca bubıryonuyledepa-
tolojik bır olaydır. bılınçdışıdır
Bu olgunun açıklanmasmda bızı,
Savın Prof. Dr. M. Orhan Özturk'un
"Bağnazlığın Bilinçdışı Kokeni" baş-
Iik.li bu yazısı vetennce aydınlatmak-
tadır (Cumhunyet Gazetesı 28 Tem-
muz 1994) Dıyor kı Sayın Prof Br
Özturk, "...İnsan davranışının bi-
linçdışı kökenlerini inceleyen nıh ço-
zümleme (psikanaliz) dizgesinde (siste-
minde).. bağnaz (mutaassıp) kişinin asıi
savaşı kendi içindeki bilinçdışı, yani bi-
linçli olarak ayırt edemediği durtulere
karşıdır... İçindeki vasak durtulere kar-
şı kendisini koruv abilmesi için dışarıda
kendisine düşmanlar varatmak zorun-
dadır. Bu sa\unma duzeneklerinin aşırı
ornekleri "paranoya da gorulur..."
Bılımsel tanı ışte budur Amma bı-
lımsellığın ve bılım adamlannın (hele
hele Sa>ın Hocamız Velidedeoğlu gı-
bılennın) onurlu adlanyla oynamaya
yeltenenlere bızler de Molıere'ın şu
sozlenvle seslenınz "Öyle echelsin ki
cahiller seni techil eder..."9
• Techil = Bır kımsenın bılgısızlığını or-
ta\d vık«ırmdk Le Manage Force - JB Po-
quelm Molıere - Zor Nıkah - Ahmet V'efik
Paşa uvarldmdsı
ARADABİR
KEMAL OCAK
Anafartalar'daki Mustafa
Kemal
18 Mart 1915 gunu Çanakkale Boğazı'na dayanıp yuk-
lenen Fransız ve Ingılız bırleşık guçlerı, altı saat kırk beş
dakıka sonra yenılgıye uğrayınca, boğazın donanma ıle
geçılemeyeceğını gorup karadan saldırı kararına varır-
lar
Bu arada da oyalama taktıklerı yaparak nısanın 25'ıne
kadar zaman kazanmak ısterler Ve bu yenılgıden beş
hafta sonra 25 nısanda 'boğazın" guney kıyılarına bu-
yuk guçlerle harekete geçerler "Seddulbahır, Kumkale,
Tekeburnu bolgelerıne asker çıkarmaya başlarlar Ne
var kı Mustafa Kemal de duşmanın karadan saldıraca-
ğını "askerı sezgılerıyle" anlamıştır Gereklıolan hazır-
lıklarını yapmaktadır
Duşman guçlerıne Ingılız generalı Hamltton, Osmanlı
guçlenne de Alman mareşalı Llman Von Sanders ko-
muta etmektedır
Yarbay Mustafa Kemal, 'Kemalyerı'nöe Osmanlı or-
duları başkomutanı 'Lıman Paşa' Anafartalar veConk-
bayırı savunmasını Albay Kaninkser'e verır Ama Mus-
tafa Kemal kumandayı vermez Çunku, Albay Kanınkser
tumenı gerıye çekmek duşuncesındedır Lıman Paşa,
Mustafa Kemal'ı ıkna etmek uzere Esat Paşa'yı gonde-
rır Mustafa Kemal ın karşılığı şudur Bu durumda tu-
men gerı cekılmez Yapılacak tek şey, taarruza geçıp
duşmanı gerı çevırmektır Guçlerımızı gerı çekmek, ye-
nılmek, denıze dokulmektır Bunun ıçın, tek çare saldırı-
dır"
Esat Paşa başarılardıler, karargâhınadoner
Gunlerden 25 Nısan 1915 sabahıdır kı yarımadanın
batı yakasından, Arıburnu yonunden top seslerı gelır
Mustafa Kemal burada bır çatışmanın olacağını anlar ve
suratle savaş duzenını alır Suvarı bırlığını yarımadanın
en yuksek tepesı olan Kocaçımen Tepesı'ne gonderır
Bu arada komutanı Esat Paşa ıle konuşmalarını tamam-
lar Bu onemlı anda Arıburnu'nu korumakla gorevlı ko-
mutanyardımıster Mustafa Kemal, emrındekı 57 Alay'-
la bırlıkte Kocaçımen Tepesı ne ulaşır Kesın bır karar
verır ve bırlığını savaşa surer Artık kara savaşları baş-
lamıştır Buradan Conkbayın'na ulaşır Kendı bırlığın-
den olmayan bazı erlerın kaçtıklarını gorunce nedenını
sorar Duşmanın geldığı yanıtını alır Duşman, 261 kotlu
tepeye yaklaşmıştır Askerlere sungu taktırıp yere
yatırır Bu durumda duşman askerlerı de oldukları yerde
kalıp mevzılenırler Duşmanı oraya mıhlamayı başaran
Mustafa Kemal, saldırı emrı verır ve bu ılk çıkarmada
duşmanın başarısını onler Ama duşman, Anafartalar'-
da yenı bır saldırıdadır Mustafa Kemal, Arıburnu cephe-
sınde savaşlarını yaparken onun sağındakı Anafartalar
cephesıne de yetışmek durumunda kalır Turk ordusu
karargâhı son gucunu de cepheye yollamaktadır Ağus-
tos baslarında ordu karargâhı Mustafa Kemal'ı arar
Ordu komutanı ' Hıcbır çare kalmadı mı?" deymce Mus-
tafa Kemal "Butun mevcut kuvvetlerın benım kumanda-
ma verılmesınden başka çare yok" der Komutanın,
'Çok gelmez mı? demesı uzerıne Mustafa Kemal'ın
yanıtı, "Az gelır
1
" olur
Artık son soz soylenmıştır Hucum bırlıklerıne, asker-
lere şoyle seslenır "Sen sıze taarruz emretmıyorum,
olmeyı emredıyorum Bız olunceye dek geçecek zaman
ıçınde yerımızı başka guçler ve başka kumandanlar ala-
bılır ' Plan gereğı once kendısı ılerleyecektır Sonra kır-
bacını kaldırarak ışaretını verecek ve kırbaç tam aşağı
ınerken herkes yerınden fırlayacaktır Ağır ve sakın adı-
mlarla ılerler Duşman hattına yaklaşır Kırbacını ba-
şının uzerıne kaldırır ve bırden aşağı ındırır Bır dakıka
ıçınde askerlerduşmansıperlerındedır Sungu hucumu,
anında boğaz boğaza bır savaştır Karadan denızden
ve havadan ateş yağmaktadır Bınlerce şehıt ve olu verı-
lır Bundan dolayı bu bır olum-kalım savaşıdır 10 Ağus-
tos ve 21 Ağustos 1915 zaferlerıyle sonuçta Çanakkale'-
nın geçılmezlığı kabul edılecektır Bu savaşla ılgılı Ingı-
lız Tımes muhabırı Aşmet Bertlet şoyle yazacaktır
' Evet, devler ulkesınde-bır devler savaşı oldu ve bu sa-
vaşı, devler ulkesının sahıbı Turkler kazandı Çunku, on-
lann başında Mustafa Kemal vardı " Yıne Ingılız tarıh
yazarı Alan Palmer, 'Çanakkale Savaşları 'ndan bır halk
kahramanı çıkmışsa bu da Mustafa Kemal'dır" dıyecek
ve ekleyecektır
' 'Bır tek tumen komutanının yalnız bır çatışmanın gıdı-
şatında değıl, belkı savaşın tumunun sonucunda, hatta
bır ulusun kadermde bu kadar derın etkıler yaratabılme-
sıne tarıhte pek ender rastlanır " Bu olayla Mustafa
Kemal'ın Arıburnu Savaşı nı yonettığı yere Kemalyerı
denmıştır ve bu yer Yarbay Mustafa Kemal'ın doğuş ye-
rıdır
Tarıh sahnesıneçıkışıdır Unlenmesıdır Buyucezafe-
rıyle dunyada duyulmasıdır
Bu kanlı, bu zor, bu amansız Çanakkale Savaşları
Turk askennın oz vatan topraklarını savunma bılıncıne
erıştıklen bır destandır Mustafa Kemal de, Anadolu'dan
kopup gelen askerlerıyle bırlıkte bu destanın yaratıcısıdır
Bu destanla bırlıkte Yarbay Mustafa Kemal ın tarıh
sahnesıne çıkışı, ılerıdekı "Turk Kurtuluş Savaşı'na"
damgasını vuracak emperyalızme boyun eğmeyecek
ve ulkenın yenı dokusunu oluşturacaktır
'Kozmik' demokrasi
Türkıye'de ıkı yıtz yıla >akın bır sureden ben de\ am eden demokrasi
savaşı süreklı olarak darbeler yedı. Bunun temel nederu, toplumun doğal
gelışmesıne ıçerden ve dışardan yapılan yaptınmlardır
Doç. Dr. YILDIZ SERTEL
Y
apı Kredı Ya>ınlan"nın tem-
muz savısı. sankı "demokra-
si" konusuna aynlmış Tur-
han Ilgaz, Haluk Gerger'ın
dayanılmaz mahpusluğu
konusunu ele alarak, "Dü-
şündüğümün söyletilmemesi, düşündüğüm
şeyi ifade etmeme, tartısmama >e savunma-
ma izin \erilmemesı, aklın kuresi dışına itil-
mem demektir" dı>or Onca bu bır "koz-
mik ceza"dır, çunku akbn kurenın dışına
ıtılmesıdır Yaşamırun ınsanın elınden alın-
masıdır
Kıtapbğın ıç savfalannda, Fransız sos-
yoloğu Alain Touraine'nın Yapı Kredı
Kultur Merkea'nde yapmış olduğu konuş-
manın ılgınç bır ozetını bulu>oruz "Mo-
dernliğin Eleştirisi" başlıkh kıtabında, Batı
toplumunda dcmokrasinin bunalımı soru-
sunu ele alıyor Onca Batı Avrupa toplu-
mu, bır toplumsal değışme, "kopma" do-
nemınde Bundan oturu de sos>ologlan.
sanayı toplumu içindeki somut sorunlar
>enne, toplumsal değışmenın değerlendır-
mesını yapmak, genel felsefı çozumlemeler
yapmak zorunluğunu duv uyorlar
Fransız sosyoloğu, sanayı toplumuna
geçılmesıyle toplumsal ve sıvasal yapıda
onemlı değışıkler belırdığını vıırguluyor
Artık, hareket halınde olan bır sıvıl toplum
vardır İnsanlar kentlıleşır. sanayılerde ça-
bşır, etkınlıkler değışır. mıras alınan değer-
leronemını yıtınr. toplum bıruretım toplu-
mu halıne gelır İşçı hareketı ve sanayı de-
mokrasısı boyle oluşmuştur Evrensel eşıt-
lık, ozgurluk gıbı ılkelenn yanında, bır-
takım tıkel eylemler başlar, ışçı haklan.
uluslann bağımsızlık hakkı gıbı Demokra-
si, hem çoğunluğun yonetımıdır hem de
azınlıklara saygı duyulmasıdır "Demokra-
sinin, çeşitliliği en iyi >önetmesini bilen bir
rejim olduğunu duşunuyoruz." "Demokrasi,
farklı kanat \e inançlara sahip kişileri avnı
yasalar altında \aşatma\a dayanır."
Allain Touraine "dünvanın yeniden vapı-
laşması" koşullan ıçınde demokrasi soru-
nunu da şov le ele alıv or "Hepimiz, az va da
çok, dunva pazarına bağlanmışız: CNN din-
Üvoruz, kot pantolon givivoruz, Coca Cola
içivonız... En az buvuk bir ktsmımız boyle
vapıvor." Gunumuz dunyasının karşısın-
dakı en buyuk tehdıt. bır dunva pazan ya
da dunva duzeyındekı teknıkîerle -tngılız
ve Amenkalılann sozunu ettıklen- "küre-
selleşme" ve bu kureselleşmeden a>nlmış
kulturlenn bulunmasıdır Ne çeşıtlılığı >ı-
kan dunva pazan galıp gelmelı ne de ger-
çekte otonter ıktıdarlar ıçın bırer bahane
halıne gelecek olan bır "kuçük kültürler"
dızısı \ Touraıne'ın vaptığı bu çozumle-
me "demokrasi"nın dunva olçusunde bır
bunalıma gırdığıne ışaret edıyor Temel so-
run, tekelcı sanavıleşme>le. çoğulcu bır sı-
vasal duzenın bağdaşamamasıdır Dunva
çapında sanavı kuruluşlan bankalar, o ol-
çude mafyalar ve medvalar, dunva ekono-
mısıne ve kulturune egemen oldukça top-
lumlann ıç vapılannda çoğulculuk enyor
Sıvasal partıler. sınıf va da ıdeolojı partılen
olmaktan çıkıp avnı değırmenın çarklann-
da donen ılkesız varlıklar halıne gelıvor
Gerçek bır seçkı vokluğunda, seçme hakkı
sınırlanıvor, ovlaraşın uçlara kavıvor
Yurdumuzdakı "demokrasi bunalımı"
bu tablonun dışında değıl Ancak bızde de-
mokrasi. az gelışmışlık ve bağımlılık koşul-
lannda gelıştığı ıçın daha henuz evrensel
demokratık haklar kavramlannın dahı
verleşmedığını goruyoruz Dort yuz vıllık
ımparatorluk donemınde, padışahın fetva-
lanna davanan ke>fı ıdare geleneğı ıyıce
verleşmıştı 1908 Meşrutıyet Devnmı sade-
ce bır Batı takhtçılığı değıldı Abdülhamid'-
ın ıstıbdadından kurtulmak, hur ve ınsan-
cıl bır rejıme geçmek, gunun aydınlannın
ve ust tabakalann gereksınımıydı Bu dev-
nm. parlamenter demokrasının tohumlan-
nı attı Cumhunyetten sonra modern, par-
lamanter demokrası gelıştinldı Ne var kı
etrafı duşmanlarla çevnlı cumhunyet Tur-
kıvesı'nde, kısa bır sureç ıçınde "çağdaş uy-
garlık düzeyine" ulaşmak kaygısı, gelenek-
çı şenatçı bolucu kesımlerden gelen tepkı-
ler ve onlara dışardan venlen destek, ço-
ğulcu demokrası>e geçışı zorlaştırdı
Ikıncı Dunva Harbı'nden sonra ıse çok
partılı sısteme geçış. berabennde borçlan-
ma\ı. "dışa bağımlı kalkınma"vı vc sonun-
da ekonomık bunalımı getın Bayar -
Menderes ıdaresı muhalefete karşı baskıyı
arttırdı Oğrencılenn. aydınlann demokra-
sıyı kurtarmak ıçın verdıklen savaş, 1960
27 Ma>ıs Devnmfyle sonuçlandı 1961
Anayasası'>la, ılk kez olmak uzere hem ev-
rensel demokratık haklan. hem de değışık
sosval gruplaşmaların. kışılenn ozgurluğu
tanındı Sınıf ve ılke (prensıp) esasına daya-
nan sıyasal partıler kuruldu Çoğulcu de-
mokrasının kurulmasına doğru çok onemlı
adımlar atıldı Ancak. buna paralel olarak,
gelışen kapitalizm, sosyal çelışkılen denn-
leştınnce ıç ve dış baskılar asken darbelen.
bunlar da çok otonter rejımlen doğurdu
Sıyasal partıler kapatılacak, bırtakım ica-
zetli paritiler kurulacak, unıversıte gençlığı
sıyasetten uzaklaştınlacak. sendıkalar ezı-
lecektı
Ikı yuz yıla yakın bır sureden ben devam
eden demokrası savaşı sureklı olarak dar-
beler yedı Bunun temel nedenı, toplumun
doğal gelışmesıne ıçerden v e dışardan y apı-
lan vaptınmlardır Kureselleşme. sanıldığı-
nın aksıne dunyavı demokrasıden uzaklaş-
tınvor Hemen de her verde, avnı ımajlarla
gorunen medya, teror, seks, stresle beyınle-
n yıkıjor
\lain Touraine. "V«u Bır Demokratık kütture Doğru
Modemlıgın Ekşnnsı". (,nır<.n HühaTufan
Turtun Ilgaz. "kapanma>a Datr". Kıtap-hk Vapı
Kredı ^ a\mlan
TAKTIŞMA
Politika ve politikaaya güven
~^r "^rtkemızde
• I herhangı bır kışı
I I polıtıkaya
• I gırmeye,
^L M pohtıkavla
^ ^ ^ ^ uğraşmaya
kalksa karşısında buna ıtıraz
edecek bırçok ınsanı bulur
Pohtıka bır kırb ortam olarak
yorumlanır ve oraya gırecek
kışılenn de kırleneceğı
varsayılır Oysakırlı bır ortam
söz konusu olsa bıle, temız
ınsanlar oraya yonelmeh kı bu
kırlılık ortadan kalkabılsın
Mesleğınde başanlı bırçok
msanın pohtıka alanına henuz
sıcak bakmadığı nokta, bu
yonelmenın arzulanan boyutta
olmadığını gostermektedır
Yaşadığımız olaylar ne yazık kı
polıüka ve polıtıkacıya olan
guvenın gıderek kaybolmasına
neden olmaktadır Bu, ulke
açısından hıç de hoş bır gelışme
sayılmaz Pohtıka alanına
yonelık ılgının duzeyı ve kalıtesı
ulkenın geleceğıne ışık
tutacaktır Bu ıigı ıstenılen
duzeyde mıdır sorusuna evet
yanıtını vermek kolay değıldır
Başbakan Sayın Çiller'ın
Amenka'dakı malvarbğının
araştınlması konusunda
venlen onerge, Turkıye"de
pobtıkanın kısır, çıkara day alı,
gunubırbk ve uretkenlıkten
> oksun olduğunu bır kez daha
orta>akoydu Buonergeye
bızzat Sa>ın Çiller'ın evet
dıv erek oncu olması gerekırdı
Bu onergenın ortaya çıkardığı
sonuçlan salt pobuk açıdan
değıl. moral değerler açısından
daelealmakgerekmektedır Bu
onergenın sosyal demokrat
düşunce açısından yapılacak
bır değerlendırmesı de oldukça
trajık sonuçlara neden
olmuştur Buturkonulara
duyarb ve ozenlı olması
gereken bır partının, konunun
savuşturulması y onunde oy
kullanması, pobtıka ve
polıtıkacıya duy ulan guvenın
azalmasında etken olmuştur
Sorgulanması. araştınlması
ıstenen konuda onerge sahıbı
hangı partı olursa olsun, yahut
sorgulanması ıstenen kışının
partısı ve konuma ne olursa
olsun sosyal demokrat nıtelıklı
kışılere duşen gorev ler yenne
getınlmemış, bırtakım çıkar
beklentılennın golgesı ız
bırakacak bıçımde goze
çarpmıştır Sos>aldemokrat
partılıler Sayın Çıller'ı
aklamışlar. ama pohtıkayı
karalamakla da çok kotu bır
ornek olmuşlardır Bırgecede
değıştınlen kararla. tum
lıderlere vonelık başka bır
onergenın daha uygun olduğu
konusunda kamuovunu
ınandınp tatmın ettıklennı mı
sanıyorlar acaba Eğer boy le
bır duşunceye sahıp ıseler
kamuoyundakı ıtıbarlannın
hangı nokta>a ındığını
gormelen gerekır Burada
sorun, sosyal demokrat bır
partının Turk pobtıka
yaşamına şeffaflık. bevazbk,
duzey getırme çabalan yenne.
bunlann tam tersını yapmış
olmasıdır
Dınsel değerlen dolgu
malzemesı yaparak boyut
kazanan bır partının yakın bır
gelecekte ıktıdara yelken
açmasında da bu çıkara day alı.
kısa enmlı yaklaşımlann
ağırbğı vardır Sokaktakı ınsan,
pohtıka adıv la sergılenen
tıv atroy u hoş karşılamadığı
ıçın yenı umutlararamaktadır
Kımlığını. kışılığını
haraç-mezat değıştıren ya da
satan kışılenn Turk polıtık
yaşamına erdem
kazandırmadığı nokta. yenı
umutlara çağnşım yapmakta,
bununla beraber pobtıka
alanının bır "çamur" olduğu
goruşunedeyeşıhşık
yakmaktadır
Abdullah Tekin
Cem Boyner'e...Boyner, bır
konuşma-
nızda,
oğlen
paydosla-
nnın
Snnamaz saatlenne uygun
duzenlenebıleceğını
soylemışsınız Benım bu
konuda sıze bır onenm var
Buna gerçekten ınanıyorsanız
bır patron olarak emnnızde
çabşanlardan namaz kılmak
ısteyenlere vakıt vermenızı
ıstıyorum Boylece sızın bu
konuda ıçten olduğunuza
ınanacağım
İnandığınız şeyı lutfen
uvgula>ınız, uygulamayacak
kadar ınanmıv orsanız sempatı
toplamak ıçın, gelecektekı
oy lar ıçın ınsanlanmızın
ınançlannı lutfen
kullanmayınız
Bu fırsatla aynmsız tum
pobtıkaalanmıza da
seslenıyorum
Lutfen oy ıçın dını
ınançlanmızı. ezanımızı,
bayrağımızı, vatan sevgjmızı,
mıllıyetçılığımızı. gelenek ve
goreneklenmızı vede
Ataturkçuluğu kullanmayınız
Eğer gerçekten bın ve
vatanımızı sevıyorsanız
durustçe hepımızın bır arada,
eşıt koşullarda, kardeşçe nasıl
yaşa>abıleceğımızı, Turkıye
ıçın av nmlara hoşgoru ıle
bakarak neyapabıleceğımızı
anlatın
Unutmayalım, bu ulke
hepımızın. cehennem olursa
hepımız. alt ust. sağsol hepımız
yananz Lutfen boîunen
ulkelere bakalım ve 'Önce
Türki>e!'dıyebm
Unutmayalım kı hepımızın
atalan, sevdıklen bu
topraklarda yatıyor, çocuklan
bu topraklarda buyuyecek
Oy ıçın tum ınançlanmızın
somurulmesıne ha> ır
1
Dr. Yonca Trak
PENCERE
Insanbğın SonmuL
Şenatçı takımı TV açıkoturumlarında laıklığe dıpten
dolmaatıptutuyor
Dıyorlar kı
"- Laıklık Turkçe değıl, bıze yabancı bır sozcuk, yapı-
mıza uymuyor '
Pekı, demokrası Turkçe mi?
Karavana atış TV'de serbest1
Uygarlıkta gerçekleşen her buluştan herkesın yarar-
lanması doğaldır, televızyon, ampul, otomobıl, demok-
rası, laıklık, emperyalızm gıbı sozcuklerın tumu Frenk-
çedır, çoğu Grekçe ve Latınce kokenlerıne bağlanır
Emperyalızm kavramını kım buldu'
Ne yazık kı emperyalızmın pençesınde kıvranan top-
lumlar, bu kavramın ısım babası değıller 'Robert Sozlu-
ğu emperyalızmın çıkış noktasını 1836 olarak vurgulu-
yor Doğum yerı Ingıltere1
Lenin, bır adım daha atıyor,
kavramı aydınlatıyor ve ezılen halklara durumlarmı an-
laüyor
•
Ne var kı Batı uygarlığından gelen her şeyın yoksullar
hesabına ve çıkarına olduğu soylenemez Eloğlu neden
bızım ıçın çalışsın' Hele ekonomı gıbı yenı bılımlerde
daha kendı sorularını çozebılmış değıl kıi Hem azgelış-
mış toplumlar açısından kapıtalızmın ekonomık kuramı-
nı ınceden ınceye saydamlaştıran çalışmaların Batı'da
değıl, Turkıye ve benzerı ulkelerde yapılması daha doğ-
ru olmaz mıydı'
Hayıri
Bız bu tur zahmetlere katlanmayız, akılcılık değıl na-
kılcılıktır ışımız Ustelık ınsanları uyarmak ıçın dıkıne
tıraştan da hoşlanmayız, Batılı ne demışse o doğrudur
Ne var kı Batılılar bıze arada sırada bu konuda şaka
yapıyorlar, goz kırpıyorlar, dun Cumhurıyette Dunya
Bankası eskı Başkan Yardımcısı Prof Anne O. Krue-
ger'ın ılgınç bır yazısı yayımlandı Arkadaşımız özgen
Acar'ın aynı sayfada çıkan yazısında Anne Krueger e
ılışkın şu bılgı verılıyordu
Bayan Krueger Turkıye'yı yakından tanıyor Turkıye'-
ye ılışkın çalışmalarını bağlı bulunduğu unıversıteyle
AID (Amerıkan Yardım Teşkılatı) fınanse edıyor Bayan
Krueger geçmışte Turkıye'ye donuk 10 sanayı projesını
ele alır Once Amerıkan Doları'nı 9 lıra varsayarak bır
hesap yapar Tasarım kârlı gorunmez Çunku aynı ure-
tım maddelerının Turkıye'ye ıthalı daha ucuza gelmek-
tedır Amerıkalı profesor doları 13 50 varsayarak bır
hesap yapar, bu kez 10 projeden 4 u kendını kurtarır
gerı kalanlar ıthalatın ucuzluğu nedenıyle zararlı çıkar-
lar Sonuçta Amerıkan Dolan'nın değerı 15 lıra olduğun-
da yerlı sanayı kâr eder
•
Zonguldak komuru mu' Petlas lastığı mı' Karabuk
demırı mı' Hesapları hangı Amerıkan Doları na gore ya-
pacaksın' 15 bın mı' 30 bın mı' 40 bın mı' 50 bın mı'
Amerıkan Doları pahalandıkça ıçerıde ureftığımız ko-
mur, demır lastık, ıthal malından daha ucuza gelmeye-
cek mı'
Enflasyon canavarı durmuyor devaluasyonu şart ko-
şuyor Ya ozel sektor' Amerıkan Doları 50 bın lıraolsay-
dı dışarıya ne çok araba satardık
1
Ancak bu da çozum
değıl
1
Ithalat da Amerıkan Doları uzerınden değıl mı'
ikı yakanı yıne bır araya getıremezsın Çunku ışı nere-
sınden tutarsan tut, sonunda yıne sen kaybedıyorsun
eloğlu kazanıyor
Çok yaman ekonomıstlenmız var ama Turkıye su-
reklı kaybedıyor, azgelışmışler kaybedıyorlar
Kaybedıyorlar ne demek
1
Utuluyorlar
Dunyanın ve çağımızın sorunu budur
3 uncu Bınyıl a Doğru dızısınden çıkan sonuç da
zengınlerle yoksullar arasındakı çelışkının derınleştığını
vurguluyor
ARAYIŞ
TOTJAMŞ AIEŞ
TOKTAMIŞATEŞ'in
SON KİTABIÇIKTI
ARAYIŞ
Dunyayı toz pembe goz-
lukler ardından seyretmı-
yorum Ama gene de yure-
ğım umut dolu Arayış -
ımda benı aydınlatan ve
aydınlatacakolan zaten bu
umudun ışığı Bır şeyler
çok hızla kırlenırken bır
şeyler hâlâtertemız "
Toktamış ATES
ASLAN SOSYAL DEMOKRATLAR
2. BASKISI YENI ÇIKTI
*
ÇINAR YAYINLARI
Rıtat Ilgaz Kultur Merkezı
KuçukparmakkapıSk No 2380060 Bevoğlu-İSTANBLL
Tel 0(212) 293 23 98-293 23 99 Faks 0(212)293 28 96
CUMHURİYET KİTAP KULÜBU
KATALOG
1994
Cumhunyet Kıtap Kulubu
GENEL
KATALOG
Cumhumet Kıup Kulübi 60 000"t
yaklaşan üvesıne hızmet vtnyor
Türktytmn onde geleıt 130 \ayınevtmıt
9900 çe}U kuabı bu Genel Kautogia
butuftu. Genel hatalogda yer alan
laiapİMFVı sıpanş kc4 numarası,
yvyutevl, yezan, ftyan yer altyor Genel
Katalof niece Cumhnnytl Kttap
Kulûbü üyeienne vtnlır
VurUşı40DIL
nwroqı SM«A HESJV NO
vunifi iauanu
ç
mm Çag
MSoyak-
Dojumtanhc...
<fr—
Oûrtnfrnfc.™_
IMmDunjnu-
Û>»« 6dwıtnı 150JW)TL'yı yMnkn. kMbuz totokopa i»*ladir Ûyt
MMESUZ.
CUMHURİYET KfTAP KUÜJBÛ
CA4 PAZAflLMIA K$
Tûrkocatı Cad. 38/41 (3«34) Ct*>ttı-ktirlxi
T«t5t20S0S