Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA
CUMHURİYET
10 AĞUSTOS 1994 ÇARŞAMBA
DİZİYAZI
J) 0ÖJİ U
POIİTİKA VE ÖTESI
MEHMEDKEMAL
, ^
Çin Uluslararası Ilişkiler Araştırma Enstitüsü Başkanı Yang Chengxu Cumhurİyet için yazdı
Dünya,rekabetçağına giriyor1980'li yıllann sonundan bu yana Doğu Avru-
pa'daki önemli değişiklikler ile Sovyetler Birli-
ği'nin parçalanmasının yanı sıra tüm dünyada
çok önemli gelişmeler olmaktadır. Günürnüzde
bile uluslararası toplum bu büyük değişimin yan-
sımalannı ve sarsınnsını yaşıyor ve tüm dünya ha-
la sürekli çatışma, bölünme ve yeniden gruplaş-
ma içinde bulunuyor. Bu değişimin kökleri çok
kanşık ve derinlere; tarih, kültür, dinsel inançlar,
psikoloji ve toplumsal sistemlere kadar iniyor.
Soguk savaş sonrası denilen bu çağ, sürekli de-
gişimlerin yaşandığı bir çağ. Geçmişin kesin sı-
nırlan bu yeni çağda bulanıklaşıp belirsizleşti.
Bu yüzden de insanlar, değişen gerçekler ve ye-
ni ölçülere göre dünyayı ve kendilerini yeniden
tanımlamak durumundalar.
ldeolojık mücadele soğuk savaştan sonra da
sürüyor; ama bloklaşma biçiminde değil. Bölge-
sel çatışmalar birbiri ardından patlak veriyor, bir-
çok ülkede iç savaş çıkıyor ve birçok ülke de si-
yasalannı değiştiriyor. Çeşitli ülkelerin siyasala-
n içe dönük bir görünüm kazanıyor. Tüm çaba-
lannı kendi sorunlannın çözümüne harcıyorlar ve
en önemli konunun, ülkelerin ekonomik büyüme-
si olduğunu düşünüyorlar.
I DünyaMankbir
Yüzyılınbaşlannda, l917EkimDevrimi'nden
sonra, dünyanın ilk sosyalistdevletinin kurulma-
smı izleyen yıllarda ve özellikle de Ikinci Dünya
Savaşı'ndan sonra insanlar, kapitalizm ve sosya-
lizm öğretilerinin etkisiyle dünyadaki çeşitli üi-
keleri karşıt ideolojileri ve tümüyle değişık top-
lumsal sistemleri olan iki bölüme ayırmışlardır.
Bloklan karşı karşjyagetiren ideolojik çatjşma
neredeyse yarurn yüzyıl sürdü, ama soğuk sava-
şın sona ennesiyle yavaş yavaş duruluyor. Müt-
tefık ülkelerin strateji ve siyasalannı yönlendiren
ideoloji, etkisini yitiriyor. Birblokun önderliğini
yapan, müttefıklerini İcontrol edip yönetmek için
artık ideolojik nedenler öne süremiyor.
Doğu ve Batı'mn, Güney
ile Kuzey'in, Batı ile
Batı'mn ve Güney ile
Güney'in çelişkileri
birbirine girip
karmaşıklaşıyor, bazılan
azalırken diğerleri çoğalıyor
ve birbirlerine nüfuz
ediyorlar. Dünya, en azından
bu yüzyılın sonuna kadar
karmaşık, değişken, belirsiz
ve bulanık bir devir
yaşayacak.
Ülkeler arası ilişkilerde ideoloji genel anlam-
da önemini yitirdi. Yine de ideolojinin uluslara-
rası ilişkilerde hala bir rolü olduğunu belirtmek
gerekir. Dünyanın bazı bölgelerinde ya da bazı ül-
kelerin ılişkilerinde ideoloji savaşımı daha da art-
ü.
Bu çok özel çağda, insanın kendiyle düşmanı
arasındaki çizgi ya yok oldu ya belirsizleşti ya da
tümüyle değişti. Eski düşmanlar bir çeşit "or-
tak" olurken eski müttefıkler, acımasız çekişme-
lerde rakipler oldular.
Doğu ve Batı'nın, Güney ile Kuzey'in, Batı ile
Batı'nın ve Güney ile Güney'in çelişkileri birbi-
rine girip karmaşıklaşıyor, bazılan azalırken di-
ğerleri çoğalıyor ve birbirlerine nüfuz ediyorlar.
Bir çelişkınin varhğını, güçlendiğini ya da hala
hakim durumda olup olmadığını saptamak için
kullanılan eski ölçümler, artık gerçeğe tam anla-
mıyla uymuyor.
Bunu gören bazı ülkeler, özellikle büyük güç-
ler, siyasalannı yeniden ayarladıklan birdöneme
girdiler. Dunım değişiklikleri ve birçok aynm
çizgilerinin belirsizleşmesinden ötürü her ülke,
dünyanın genel durumunu ve çevresini yeniden
değerlendirip kimin dost kimin düşman olduğu-
nu bir kere daha düşünüp yeni duruma uygun
strateji ve siyasa üretmek zorundadır. Bu yeni-
den uyum sağlama çabası; ülkelerin gücü ve ulus-
lararası önemi, önderlerinin, kişiliği, görüşleri,
uluslararası eğilimlerin yönü, çevrelerindeki ül-
kelerle ilişkileri ve iç siyasalanyla yakından iliş-
kilidir. Dünya, en azından bu yüzyılın sonuna ka-
dar karmaşık, değişken, belirsiz ve bulanık bir de-
vir yaşayacaktır.
IDünya Ünteri
iç sonntarma yönelyor
Soğuk savaş sırasında çeşitli ülkelerin hükü-
metleri, dış dünyayla baş edebildikleri ölçüde
halklannın destegini kazanabilirlerdi. Ulusal gü-
venlik, devlet siyasasının çekirdeğini oluşturur-
du. Soğuk savaşın sona ermesinden sonra dışan-
dan gelecek tehlikeler ve çözümlenmesi gereken
dış sorunlar birçok ülkede yok olup azalırken, iç
sorunlar giderek ön plana çıktı.
Buna karşm ülkelerin karşılıklı bağımlılıklan
zamanla arttıkça ve çevre kirİiiiği gibi en kısa sü-
rede çözümlenmesi gereken sorunlar ortaya çık-
tıkça, içe kapanmanın da biçimi eskiye göre de-
ğişti.
Birçok ülkede içedönme eğilimi, genel anlam-
da, aşağıda sıralanan değişik biçimlerde ortaya çı-
kıyor.
Almanya, birleşmesinden bu yana, Doğu Al-
manya'yı sindirmeye ve ülkenin doğu ile batısı
arasındaki siyasal ve ekonomik geiişme farkhlık-
lannın yarattığı dengesizlikleri gidermeye çalışı-
Yang Chengsu'ya göre, soğuk savaşın sona ermesinden sonra dışandan gelecek tehlikeler ve çözümlenmesi gereken dış sorunlar birçok ülkede yok
olup azahrken, iç sorunlar giderek ön plana çıkö: Asya, Afrika ve Güney Amerika'daki geiişmekte olan ülkelerin istisnasız hepsi, kendi iç
sonınlanru çözümkmekle uğraşıyoriar. Ekonomik gelişmeyi en önde tutmakta ısrar eden Çin, bu nedenle içe dönen ilk ülkeferden biri oldu.
Portre
ıthğa
Yang Cbengxu 1930 yılında
Qingdeo'da doğdu ve
Şanghay'daki Fu Dan
Oniversitesi'nden 1952'de
mezunokhı.
Bir süre bir derginin yazûşleri
müdürlüğünü yaptı ve Çin Basın
Biriiği'nde görev aldı.
1972 yılından sonra Baö
Almanya'daki Çin
Büyûkelçiliği'nde basın ataşeliği
ve Doğu Almanya
yor.
Sovyetler Birliği'nin parçalanmasından sonra,
Sovyetler Birliği'nin eski cumhuriyetlennden bir-
çoğu önce kendi iç siyasal, ekonomik, etnık so-
runlannı çözümlemek, aralanndaki karşılıklı iliş-
kileri yeniden düzenlemek, etnik sorunlardan çı-
kan çatışmalar ve aynlıkçı güçlerle savaşmak zo-
runda kaldılar.
Doğu Ayrupa ve eski Sovyetler Birliği'ndeki
büyük değişikliklerin yarattığı sarsıntınınhemen
arkasından Batı ülkeleri arasındaki çelişkiler ço-
ğalmış ve Batı ülkelerinde büyük sayıda iç sorun
ortaya çıkmışhr.
Ülkelerinin siyasal sistemleri için kaygı duyan
Batı ülkelerinin halklan, arayışlar içine düştüler.
Soğuk savaş devrinin siyasal önderleri birbiri ar-
dından siyasal arenadan çekildiler. BiD Clinton,
George Bush'un yerini aldı. ttalyan bürokratlan-
nın yolsuzluklan, halk arasında ülkenin siyasal
yapısının bazı yönleri hakkında düş kınklığı ya-
rattı. Japonya'da Ikinci Dünya Savaşı'ndan beri
süregelen tek parti, Liberal Demokrat Parti yö-
netimi geleneği son buldu; bazı yeni partiler, kû-
çük partilerle muhalif partiler ilk kez bir koalis-
yon hükümeti kurdular. Ingiltere, Fransa ve Al-
manya'da hükümette olan partilerin itiban azalı-
yor.
Asya, Afrika ve Güney Amerika'daki geliş-
mekte olan ülkelerin istisnasız hepsi, kendi iç so-
runlannı çözümlemekle uğraşıyoriar.
Büyükelçiliği 'nde müsteşarük
görevlerinde bulundu. 1985
yılında Çin'in Avusturya
Büyûkelçisi oldu.
1989'da Dışişleri Bakanlığı Batı
Avrupa Dairesi Başkan
Yardımcılıği'na ve daha sonra
Siyasal Pianlama Bölümü
Başkanlığ] görevlerine getirildi.
1993'te Çin Uluslararası
Ilişkiler Araştırma Enstitüsü
Başkanı oldu.
Yang Chengxu
Içişlerine kanşmak isteyenlere, reformlara ve
dış dünyaya açılinaya karşı çıkan ve ekonomik
gelişmeyi en önde tutmakta ısrar eden Çin, bu ne-
denle içe dönen ilk ülkelerden biri oldu.
Ikinci Dünya Savaşı'nı izleyen yanm yüzyılın
tarihi; bir ülkenin, yükseliş veya çöküşünü son
aşamada ekonomideki başansı ya da başansızlı-
ğına bağlı olduğunu gösterdi. Bir dünya savaşı
çıkmazsa, dünya, birçokülkenin güçlülûğünü ka-
nıtlamak için rekabete gireceği bir çağa adım atı-
yor. Burekabetintemelini ekonomi, önde gelen
öğelerini de bilim ve teknoloji oluşturacak. Bir-
çok ülke ekonomiyi ön planda tuttu.
Ekonomi öğesinin önem kazanmasının rolün-
deki en çarpıcı yönler şunlardır:
IBumomfc öğe
önem kazanyor
ABD, Avrupa ve Japonya'nın oluşturduğu üç-
lü önderin rekabeti, önümüzdeki günlerde ar-
tacak; dünya ekonomisinde egemenlik, dünya
pazanndaki pay için savaşımlan giderek
büyüyecek.
Bölgesel ekonomik bloklar kurma ve
ekonomik birleşme eğilimleri yan yanagelişiyor.
Tam 119 ülke, Avrupa Birliği ve NAFTA da
(Kuzey Amerika Ticaret Anlaşması) içinde ol-
mak üzere 23 bölgesel blok ve kuruma katıldı.
Ikinci Dünya Savaşı'nı
izleyen yanm yüzyıl, bir
ülkenin yükseliş veya
çöküşünün, son aşamada
ekonomideki başansı ya da
başansızhğına bağlı
olduğunu gösterdi. Bir
dünya savaşı çıkmazsa,
dünya, birçok ülkenin
güçlülûğünü kanıtlamak için
rekabete gireceği bir çağa
adım atıyor. Bu rekabetin
temelini ekonomi, önde
gelen öğelerini de bilim ve
teknoloji oluşturacak.
Güney ile Kuzey arasındaki uçurum giderek
büyüyor. Güney ile Kuzey arasındaki kişi başına
düşen gelir farkı 1960'ta 1/10, 1980'de 1/13 ve
1990'daisel/18oldu.
Dünyada kişi başına düşen gelirde kalkınmış
ülkelerin payı, 1980'de yüzde67'den 1990'dayüz-
de 72'ye yükseldi. Aynı yıllarda gelişmekte olan
ülkelerin payı ise yalnızca yüzde 19'dan yüzde
20'ye yükselebildi.
Korumacılık ve gümriik duvarlan kurma
çabalan ile çokuluslu dev şirketlerin yayılışı ve
karşılıklı ekonomik anlaşmalar yan yana
gelişiyorlar.
Insanoğlu, nüfus artışı ve çevre kirliliği gibi çok
ciddi sorunlarla karşı karşjya. Birçok ülke halkı
ekonomik gelişmenin hız kazanmasını, aradaki
uçurumun giderilmesini ve bu sorunlann işbir-
liğiyle çözümlenmesi isteminde bulunuyor. Dün-
ya ekonomisi alanındaki bu gelişmelerin, ulus-
lararası siyasalan önemli biçimde etkileyeceği
kesindir.
Yarın: Nobel Kimya ödüllü
Amerikalı Prof. Sidney Altman
Y A Y I N H A K K I C u m h U r İ y e t ' E A Î T T İ R . İ Z İ N S İ Z Y A Y I N L A N A M A Z
Dereden Tepeden.-
Şair Ozkan Mert posta kartını 18 haziranda Pekin'den
atmış (hem de AIR MAIL olarak), 2 ağustosta elime geç-
ti. İki aya yakın bir süre geçmiş. Acaba Ipek Yolu'nu
geçen kervanlar ne yaparlardı? Kartın üstündeki resim
Çin Seddi'ni gösteriyor. Duvarlar, duvarlar, duvarlar.
Son yıllarda Doğu'da Batı'da, Kuzey'de Güney'de
gezmedik yer bırakmayan aziz şair şöyle yazıyor: "Şu
anda Çin Seddi'ndeyim. Pekin 40° sıcak. Çin çok ilginç
bir ülke... Komünist ideolojiylekapitalizm geliştiriliyor."
Sosyalizm öldü diyenler, daha bir süre böyle söyleyip
dursunlar.
Oktay Rilafın sanki bir Türk şairinden çevirdiği iki di-
zesi var:
"0 suyu kirletmeye kıçın yetmez.
Kafanı daldır, Zoilus, kafanı"
HûseytnCahHsıvanmış, "Insan"dergisiniyenidençı-
karıyor. Bildiğim kadarıyla ilk "Insan"dergisini bundan
elli yıl önce Hllmi Zlya UHcen ile Hasan Tannkut çıkar-
mışlardı.
Flkret Otyam söylemiş, bir dergiyt çıkarmak kadar ba-
tırması da zevklidir. Biz nice dergiler mi çıkarmadık, ni-
ce dergiler mi batırmadık.. Görünmez güçler, yazarları
kovalarlar yazdırmazfar; basımevini sıkılarlar bastr-
mazlar; dağıtmına el koyarlar dağıttırmazlar; tezgâhla-
ra el koyarlar göstermezler. Bunun bin türlü oyunu
vardır, bılmez miyiz?
Şair Fethl Glray'la 1948'lerde "Meydan" dergisini ÇH
karıyorduk; bir sayı çıktı, ardı gelmedi. Basımevinin ad-
resini yanlış yazmışız, yanlış bildirimden kapatblar. O
zamanki Basın Yasası'nda böyle bir madde varmış, de-
mek...
Yıllar var hiç olmadı, bir aya yakın bir tatil yaptık. Yazı-
lar devam ettiğine göre "Yazarın tatili olur mu?" diye-
ceksiniz. Oluyor işte. "Tebdil-i mekânda ferahlık olmaz
mı?"
öğretmen Zûlal ve annesi Hantfe Hanım olmasa biz
bu tatili yapamazdık. Hem yolu gösterdiler hem de otu-
racak evi buldular. Ev, eskilerin "pansiyon" dedikleri
türdendi, ama gene de güzeldi. Yalı Caddesi'nde Dal-
yan'a yakın şirince bir yerdi. Bir hafta önce (büyük kızım)
geldi, bir hafta Ayşe (küçük kızım) geldi, günlerimiz şen-
lendi. Yazılarımızdan oralarda oturduğumuzu öğrenen
dostlar da boş komadılar, sık sık aradılar. Hadi Laslo
başta geliyor.
Şevket Çizmeci, eski "Kalem" günlerinin dostudur.
öğle demeyeceğim ama, ikindi üzeri şık bir lokantada
rakıya vurduk; tadı hâlâ damağtmdadır. Şevket Çiz-
meci'yi eski solcular çok zengin oldu diye kınıyorlardı,
gerçekten de zenginlik, üstüne oturmuş rahat bir elbise
gibi. O gün Kemal Kurdaş dostumuz da gelecekmiş,
ama çok önemli bir işi çıkmış, gelemedi.
Çizmeci, Hadi, bol bol Turan Günes Hoca'yı andık.
Çizmeci'yle Güneş iş ortağıydı. Bir ÇHP Kocaeli kongre-
sinden sonra göl kıyısına gelmiş, rakıya vurmuştuk.
Rahmetli AUIIa Tokatlı, yabancı bir dilden Türkçeye
usta bir çevirmendi; şiirin aslı mı güzel, çevirisi mi, bir
türlü ayırt edemezdin... İşte bir Hayyam örneği...
"Bir bayram sabahı gibi geldin bana
Bilirsin,
Bayram sabahlan süslenir hep güzeller
Seninse bayram sabahlannı
Süsleryüzün"
Şiar Yalçın'dan gene bir düzelti, "Birpiyale devrinde"
derken "ö/r"düşmüş. Düşmüşmü, yitmişmi.unutulmuş
mu? "Hemen bozulurum" diyor, bütün Divancılar bozu-
lur. Gene kızacak ama, iki dize daha sunuyorum (Üstat
"beyit" der); şöyle ki:
"Seherde seyre çıkmış bağa canan
Neler seyreylemiş bidâr olanlar"
Suçlu aranıyor. Her olayın bir suçlusu var. Körün deg-
neğini bellediği gibi solda suçlu arandı mı Aziz Neskı
gösterilir. 1 Mayıs ta Aziz Nesin, 6/7 Eylül ofaylannda
Aziz Nesin, şimdi Sıvas olayları var; suçlusu iki yıl sonra
Aziz Nesin!
Sen yok musun Aziz!..
BULMACA
1
SOLDANSAĞA:
1/ Yaptığı işin gerektirdi-
ği nitelikleri taşımayan
kimse. 2/ Köşe, kenar,
uç... Duyu organlannın o
dıştan algıladığı bir nes-
nenin bilince yansıyan 4
benzeri. 3/ Yağda kızartı-
larak üzerine şeker ya da
şerbet dökülen bir hamur
taüısı. 4/ Asya'da bir ır-
mak... Motorlu taşıtlar-
da direksiyon ile tekeriek
arasındaki bağlanüyı
sağlayan mıl. 5/ Bir gös-
terme sıfatı... Küçük su kanalı...
Adlan sıfat yapmakta kullanılan
bir yapım eki. 6/ Üstü kapalı ola-
rak anlatma... Kürkü değerli yırü-
a bir hayvan. 7/ Avrupalılann Çin
devlet memurlanna verdikkri ad.
8/ Bakınn simgesi... Havaalanla-
nnda bulunan ve çevredeki uçuşla-
n denetlemeye yarayan sistem. 9/
Malarya da denilen hastalık...
Kumaz, açıkgöz.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Bilginin saklanrnası, işlenmesi, denetlenmesi, yeniden kulla-
nılması ve iletilmesine ilişkin konulan ele alan biüm dalı. 2/ En
küçük izci kuruluşu... Küçük çocuklan korkutmak için uydu-
ruhnuş yaratık. 3/ Kilime benzer, renkli ve motifli uzun yol-
luk... Inatçı. 4/ Bilgiçlik taslayan kimse. 5/ Budizmde ruhun
ulaşüğı en yüksek aşamaya verilen ad. 6/ Eski dilde kılıç... Bir
renk. 7/Çıkaryol,çare... Söyleyişözelliği. 8/ İmkân. 9/ Kabuğu
ayıklanmamış pirinç... Renyum elementinin simgesi.
TC.
AYDIN ASLÎYE 2. HUKUK
HÂKİMLİĞt'NDEN
DosyaNo: 1993/218
Davacı PTT Genel Müdürlûğü vekili Av. Levent Ünal-Av. Ay-
şegûl Lostar tarafından davah Birsen Karagöz aleyhine açılan iura-
an iptaü davasıhda:
Davalı Birsen Karagöz'ün Izmir Yenişehir 1242 Sk. No: 27 adresi-
ne, Aydın Ramazanpaşa Mah. Vardar Işhanı No: 47 zemin kat ad-
reslerine yapılan duruşma gününü bildirir tebligatın bila ikmal iade
edildiği ve yapılan savabk araştınnasına rağmen de tebligata sarih
açık adresı tespit edilemedığınden duruşma gûnünü bıidinr tebligaün
gazetede danen tebliğıne karar venlmiş olup buna göre yukanda bah-
sedildiği ûzere davalı Birsen Karagöz'ün dunışma günü olan
8.9.1994 günü saat 09.00"da mahkemede bizzat haar bulunması veya
kendisini bir vekille temsiJ ettırraesı, aynca hazır bulunmadığı ve ve-
kille de kendisini temsil ettinnedığı takdirde HUMK'nin 3156 sayıh
kanunla değişik 213. maddesi gereğince yargılamaya yokluğunda de-
vam edileoeği ve hüküm verikceği tebligat yerine kann olmak üzeıe
ilaoen tebliğ olunur.
Basın: 32866
CUMHURİYET YOLUNDA
YumısNadi
30.000(KDVıçinde)
Çağdaş Yaymkrı TürkocağıCad 39-41 Cağaloğlu-İstanbul
ödemeti gönderümez