19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 10 AĞUSTOS 1994 ÇARŞAMBA DİZİYAZI J) 0ÖJİ U POIİTİKA VE ÖTESI MEHMEDKEMAL , ^ Çin Uluslararası Ilişkiler Araştırma Enstitüsü Başkanı Yang Chengxu Cumhurİyet için yazdı Dünya,rekabetçağına giriyor1980'li yıllann sonundan bu yana Doğu Avru- pa'daki önemli değişiklikler ile Sovyetler Birli- ği'nin parçalanmasının yanı sıra tüm dünyada çok önemli gelişmeler olmaktadır. Günürnüzde bile uluslararası toplum bu büyük değişimin yan- sımalannı ve sarsınnsını yaşıyor ve tüm dünya ha- la sürekli çatışma, bölünme ve yeniden gruplaş- ma içinde bulunuyor. Bu değişimin kökleri çok kanşık ve derinlere; tarih, kültür, dinsel inançlar, psikoloji ve toplumsal sistemlere kadar iniyor. Soguk savaş sonrası denilen bu çağ, sürekli de- gişimlerin yaşandığı bir çağ. Geçmişin kesin sı- nırlan bu yeni çağda bulanıklaşıp belirsizleşti. Bu yüzden de insanlar, değişen gerçekler ve ye- ni ölçülere göre dünyayı ve kendilerini yeniden tanımlamak durumundalar. ldeolojık mücadele soğuk savaştan sonra da sürüyor; ama bloklaşma biçiminde değil. Bölge- sel çatışmalar birbiri ardından patlak veriyor, bir- çok ülkede iç savaş çıkıyor ve birçok ülke de si- yasalannı değiştiriyor. Çeşitli ülkelerin siyasala- n içe dönük bir görünüm kazanıyor. Tüm çaba- lannı kendi sorunlannın çözümüne harcıyorlar ve en önemli konunun, ülkelerin ekonomik büyüme- si olduğunu düşünüyorlar. I DünyaMankbir Yüzyılınbaşlannda, l917EkimDevrimi'nden sonra, dünyanın ilk sosyalistdevletinin kurulma- smı izleyen yıllarda ve özellikle de Ikinci Dünya Savaşı'ndan sonra insanlar, kapitalizm ve sosya- lizm öğretilerinin etkisiyle dünyadaki çeşitli üi- keleri karşıt ideolojileri ve tümüyle değişık top- lumsal sistemleri olan iki bölüme ayırmışlardır. Bloklan karşı karşjyagetiren ideolojik çatjşma neredeyse yarurn yüzyıl sürdü, ama soğuk sava- şın sona ennesiyle yavaş yavaş duruluyor. Müt- tefık ülkelerin strateji ve siyasalannı yönlendiren ideoloji, etkisini yitiriyor. Birblokun önderliğini yapan, müttefıklerini İcontrol edip yönetmek için artık ideolojik nedenler öne süremiyor. Doğu ve Batı'mn, Güney ile Kuzey'in, Batı ile Batı'mn ve Güney ile Güney'in çelişkileri birbirine girip karmaşıklaşıyor, bazılan azalırken diğerleri çoğalıyor ve birbirlerine nüfuz ediyorlar. Dünya, en azından bu yüzyılın sonuna kadar karmaşık, değişken, belirsiz ve bulanık bir devir yaşayacak. Ülkeler arası ilişkilerde ideoloji genel anlam- da önemini yitirdi. Yine de ideolojinin uluslara- rası ilişkilerde hala bir rolü olduğunu belirtmek gerekir. Dünyanın bazı bölgelerinde ya da bazı ül- kelerin ılişkilerinde ideoloji savaşımı daha da art- ü. Bu çok özel çağda, insanın kendiyle düşmanı arasındaki çizgi ya yok oldu ya belirsizleşti ya da tümüyle değişti. Eski düşmanlar bir çeşit "or- tak" olurken eski müttefıkler, acımasız çekişme- lerde rakipler oldular. Doğu ve Batı'nın, Güney ile Kuzey'in, Batı ile Batı'nın ve Güney ile Güney'in çelişkileri birbi- rine girip karmaşıklaşıyor, bazılan azalırken di- ğerleri çoğalıyor ve birbirlerine nüfuz ediyorlar. Bir çelişkınin varhğını, güçlendiğini ya da hala hakim durumda olup olmadığını saptamak için kullanılan eski ölçümler, artık gerçeğe tam anla- mıyla uymuyor. Bunu gören bazı ülkeler, özellikle büyük güç- ler, siyasalannı yeniden ayarladıklan birdöneme girdiler. Dunım değişiklikleri ve birçok aynm çizgilerinin belirsizleşmesinden ötürü her ülke, dünyanın genel durumunu ve çevresini yeniden değerlendirip kimin dost kimin düşman olduğu- nu bir kere daha düşünüp yeni duruma uygun strateji ve siyasa üretmek zorundadır. Bu yeni- den uyum sağlama çabası; ülkelerin gücü ve ulus- lararası önemi, önderlerinin, kişiliği, görüşleri, uluslararası eğilimlerin yönü, çevrelerindeki ül- kelerle ilişkileri ve iç siyasalanyla yakından iliş- kilidir. Dünya, en azından bu yüzyılın sonuna ka- dar karmaşık, değişken, belirsiz ve bulanık bir de- vir yaşayacaktır. IDünya Ünteri iç sonntarma yönelyor Soğuk savaş sırasında çeşitli ülkelerin hükü- metleri, dış dünyayla baş edebildikleri ölçüde halklannın destegini kazanabilirlerdi. Ulusal gü- venlik, devlet siyasasının çekirdeğini oluşturur- du. Soğuk savaşın sona ermesinden sonra dışan- dan gelecek tehlikeler ve çözümlenmesi gereken dış sorunlar birçok ülkede yok olup azalırken, iç sorunlar giderek ön plana çıktı. Buna karşm ülkelerin karşılıklı bağımlılıklan zamanla arttıkça ve çevre kirİiiiği gibi en kısa sü- rede çözümlenmesi gereken sorunlar ortaya çık- tıkça, içe kapanmanın da biçimi eskiye göre de- ğişti. Birçok ülkede içedönme eğilimi, genel anlam- da, aşağıda sıralanan değişik biçimlerde ortaya çı- kıyor. Almanya, birleşmesinden bu yana, Doğu Al- manya'yı sindirmeye ve ülkenin doğu ile batısı arasındaki siyasal ve ekonomik geiişme farkhlık- lannın yarattığı dengesizlikleri gidermeye çalışı- Yang Chengsu'ya göre, soğuk savaşın sona ermesinden sonra dışandan gelecek tehlikeler ve çözümlenmesi gereken dış sorunlar birçok ülkede yok olup azahrken, iç sorunlar giderek ön plana çıkö: Asya, Afrika ve Güney Amerika'daki geiişmekte olan ülkelerin istisnasız hepsi, kendi iç sonınlanru çözümkmekle uğraşıyoriar. Ekonomik gelişmeyi en önde tutmakta ısrar eden Çin, bu nedenle içe dönen ilk ülkeferden biri oldu. Portre ıthğa Yang Cbengxu 1930 yılında Qingdeo'da doğdu ve Şanghay'daki Fu Dan Oniversitesi'nden 1952'de mezunokhı. Bir süre bir derginin yazûşleri müdürlüğünü yaptı ve Çin Basın Biriiği'nde görev aldı. 1972 yılından sonra Baö Almanya'daki Çin Büyûkelçiliği'nde basın ataşeliği ve Doğu Almanya yor. Sovyetler Birliği'nin parçalanmasından sonra, Sovyetler Birliği'nin eski cumhuriyetlennden bir- çoğu önce kendi iç siyasal, ekonomik, etnık so- runlannı çözümlemek, aralanndaki karşılıklı iliş- kileri yeniden düzenlemek, etnik sorunlardan çı- kan çatışmalar ve aynlıkçı güçlerle savaşmak zo- runda kaldılar. Doğu Ayrupa ve eski Sovyetler Birliği'ndeki büyük değişikliklerin yarattığı sarsıntınınhemen arkasından Batı ülkeleri arasındaki çelişkiler ço- ğalmış ve Batı ülkelerinde büyük sayıda iç sorun ortaya çıkmışhr. Ülkelerinin siyasal sistemleri için kaygı duyan Batı ülkelerinin halklan, arayışlar içine düştüler. Soğuk savaş devrinin siyasal önderleri birbiri ar- dından siyasal arenadan çekildiler. BiD Clinton, George Bush'un yerini aldı. ttalyan bürokratlan- nın yolsuzluklan, halk arasında ülkenin siyasal yapısının bazı yönleri hakkında düş kınklığı ya- rattı. Japonya'da Ikinci Dünya Savaşı'ndan beri süregelen tek parti, Liberal Demokrat Parti yö- netimi geleneği son buldu; bazı yeni partiler, kû- çük partilerle muhalif partiler ilk kez bir koalis- yon hükümeti kurdular. Ingiltere, Fransa ve Al- manya'da hükümette olan partilerin itiban azalı- yor. Asya, Afrika ve Güney Amerika'daki geliş- mekte olan ülkelerin istisnasız hepsi, kendi iç so- runlannı çözümlemekle uğraşıyoriar. Büyükelçiliği 'nde müsteşarük görevlerinde bulundu. 1985 yılında Çin'in Avusturya Büyûkelçisi oldu. 1989'da Dışişleri Bakanlığı Batı Avrupa Dairesi Başkan Yardımcılıği'na ve daha sonra Siyasal Pianlama Bölümü Başkanlığ] görevlerine getirildi. 1993'te Çin Uluslararası Ilişkiler Araştırma Enstitüsü Başkanı oldu. Yang Chengxu Içişlerine kanşmak isteyenlere, reformlara ve dış dünyaya açılinaya karşı çıkan ve ekonomik gelişmeyi en önde tutmakta ısrar eden Çin, bu ne- denle içe dönen ilk ülkelerden biri oldu. Ikinci Dünya Savaşı'nı izleyen yanm yüzyılın tarihi; bir ülkenin, yükseliş veya çöküşünü son aşamada ekonomideki başansı ya da başansızlı- ğına bağlı olduğunu gösterdi. Bir dünya savaşı çıkmazsa, dünya, birçokülkenin güçlülûğünü ka- nıtlamak için rekabete gireceği bir çağa adım atı- yor. Burekabetintemelini ekonomi, önde gelen öğelerini de bilim ve teknoloji oluşturacak. Bir- çok ülke ekonomiyi ön planda tuttu. Ekonomi öğesinin önem kazanmasının rolün- deki en çarpıcı yönler şunlardır: IBumomfc öğe önem kazanyor ABD, Avrupa ve Japonya'nın oluşturduğu üç- lü önderin rekabeti, önümüzdeki günlerde ar- tacak; dünya ekonomisinde egemenlik, dünya pazanndaki pay için savaşımlan giderek büyüyecek. Bölgesel ekonomik bloklar kurma ve ekonomik birleşme eğilimleri yan yanagelişiyor. Tam 119 ülke, Avrupa Birliği ve NAFTA da (Kuzey Amerika Ticaret Anlaşması) içinde ol- mak üzere 23 bölgesel blok ve kuruma katıldı. Ikinci Dünya Savaşı'nı izleyen yanm yüzyıl, bir ülkenin yükseliş veya çöküşünün, son aşamada ekonomideki başansı ya da başansızhğına bağlı olduğunu gösterdi. Bir dünya savaşı çıkmazsa, dünya, birçok ülkenin güçlülûğünü kanıtlamak için rekabete gireceği bir çağa adım atıyor. Bu rekabetin temelini ekonomi, önde gelen öğelerini de bilim ve teknoloji oluşturacak. Güney ile Kuzey arasındaki uçurum giderek büyüyor. Güney ile Kuzey arasındaki kişi başına düşen gelir farkı 1960'ta 1/10, 1980'de 1/13 ve 1990'daisel/18oldu. Dünyada kişi başına düşen gelirde kalkınmış ülkelerin payı, 1980'de yüzde67'den 1990'dayüz- de 72'ye yükseldi. Aynı yıllarda gelişmekte olan ülkelerin payı ise yalnızca yüzde 19'dan yüzde 20'ye yükselebildi. Korumacılık ve gümriik duvarlan kurma çabalan ile çokuluslu dev şirketlerin yayılışı ve karşılıklı ekonomik anlaşmalar yan yana gelişiyorlar. Insanoğlu, nüfus artışı ve çevre kirliliği gibi çok ciddi sorunlarla karşı karşjya. Birçok ülke halkı ekonomik gelişmenin hız kazanmasını, aradaki uçurumun giderilmesini ve bu sorunlann işbir- liğiyle çözümlenmesi isteminde bulunuyor. Dün- ya ekonomisi alanındaki bu gelişmelerin, ulus- lararası siyasalan önemli biçimde etkileyeceği kesindir. Yarın: Nobel Kimya ödüllü Amerikalı Prof. Sidney Altman Y A Y I N H A K K I C u m h U r İ y e t ' E A Î T T İ R . İ Z İ N S İ Z Y A Y I N L A N A M A Z Dereden Tepeden.- Şair Ozkan Mert posta kartını 18 haziranda Pekin'den atmış (hem de AIR MAIL olarak), 2 ağustosta elime geç- ti. İki aya yakın bir süre geçmiş. Acaba Ipek Yolu'nu geçen kervanlar ne yaparlardı? Kartın üstündeki resim Çin Seddi'ni gösteriyor. Duvarlar, duvarlar, duvarlar. Son yıllarda Doğu'da Batı'da, Kuzey'de Güney'de gezmedik yer bırakmayan aziz şair şöyle yazıyor: "Şu anda Çin Seddi'ndeyim. Pekin 40° sıcak. Çin çok ilginç bir ülke... Komünist ideolojiylekapitalizm geliştiriliyor." Sosyalizm öldü diyenler, daha bir süre böyle söyleyip dursunlar. Oktay Rilafın sanki bir Türk şairinden çevirdiği iki di- zesi var: "0 suyu kirletmeye kıçın yetmez. Kafanı daldır, Zoilus, kafanı" HûseytnCahHsıvanmış, "Insan"dergisiniyenidençı- karıyor. Bildiğim kadarıyla ilk "Insan"dergisini bundan elli yıl önce Hllmi Zlya UHcen ile Hasan Tannkut çıkar- mışlardı. Flkret Otyam söylemiş, bir dergiyt çıkarmak kadar ba- tırması da zevklidir. Biz nice dergiler mi çıkarmadık, ni- ce dergiler mi batırmadık.. Görünmez güçler, yazarları kovalarlar yazdırmazfar; basımevini sıkılarlar bastr- mazlar; dağıtmına el koyarlar dağıttırmazlar; tezgâhla- ra el koyarlar göstermezler. Bunun bin türlü oyunu vardır, bılmez miyiz? Şair Fethl Glray'la 1948'lerde "Meydan" dergisini ÇH karıyorduk; bir sayı çıktı, ardı gelmedi. Basımevinin ad- resini yanlış yazmışız, yanlış bildirimden kapatblar. O zamanki Basın Yasası'nda böyle bir madde varmış, de- mek... Yıllar var hiç olmadı, bir aya yakın bir tatil yaptık. Yazı- lar devam ettiğine göre "Yazarın tatili olur mu?" diye- ceksiniz. Oluyor işte. "Tebdil-i mekânda ferahlık olmaz mı?" öğretmen Zûlal ve annesi Hantfe Hanım olmasa biz bu tatili yapamazdık. Hem yolu gösterdiler hem de otu- racak evi buldular. Ev, eskilerin "pansiyon" dedikleri türdendi, ama gene de güzeldi. Yalı Caddesi'nde Dal- yan'a yakın şirince bir yerdi. Bir hafta önce (büyük kızım) geldi, bir hafta Ayşe (küçük kızım) geldi, günlerimiz şen- lendi. Yazılarımızdan oralarda oturduğumuzu öğrenen dostlar da boş komadılar, sık sık aradılar. Hadi Laslo başta geliyor. Şevket Çizmeci, eski "Kalem" günlerinin dostudur. öğle demeyeceğim ama, ikindi üzeri şık bir lokantada rakıya vurduk; tadı hâlâ damağtmdadır. Şevket Çiz- meci'yi eski solcular çok zengin oldu diye kınıyorlardı, gerçekten de zenginlik, üstüne oturmuş rahat bir elbise gibi. O gün Kemal Kurdaş dostumuz da gelecekmiş, ama çok önemli bir işi çıkmış, gelemedi. Çizmeci, Hadi, bol bol Turan Günes Hoca'yı andık. Çizmeci'yle Güneş iş ortağıydı. Bir ÇHP Kocaeli kongre- sinden sonra göl kıyısına gelmiş, rakıya vurmuştuk. Rahmetli AUIIa Tokatlı, yabancı bir dilden Türkçeye usta bir çevirmendi; şiirin aslı mı güzel, çevirisi mi, bir türlü ayırt edemezdin... İşte bir Hayyam örneği... "Bir bayram sabahı gibi geldin bana Bilirsin, Bayram sabahlan süslenir hep güzeller Seninse bayram sabahlannı Süsleryüzün" Şiar Yalçın'dan gene bir düzelti, "Birpiyale devrinde" derken "ö/r"düşmüş. Düşmüşmü, yitmişmi.unutulmuş mu? "Hemen bozulurum" diyor, bütün Divancılar bozu- lur. Gene kızacak ama, iki dize daha sunuyorum (Üstat "beyit" der); şöyle ki: "Seherde seyre çıkmış bağa canan Neler seyreylemiş bidâr olanlar" Suçlu aranıyor. Her olayın bir suçlusu var. Körün deg- neğini bellediği gibi solda suçlu arandı mı Aziz Neskı gösterilir. 1 Mayıs ta Aziz Nesin, 6/7 Eylül ofaylannda Aziz Nesin, şimdi Sıvas olayları var; suçlusu iki yıl sonra Aziz Nesin! Sen yok musun Aziz!.. BULMACA 1 SOLDANSAĞA: 1/ Yaptığı işin gerektirdi- ği nitelikleri taşımayan kimse. 2/ Köşe, kenar, uç... Duyu organlannın o dıştan algıladığı bir nes- nenin bilince yansıyan 4 benzeri. 3/ Yağda kızartı- larak üzerine şeker ya da şerbet dökülen bir hamur taüısı. 4/ Asya'da bir ır- mak... Motorlu taşıtlar- da direksiyon ile tekeriek arasındaki bağlanüyı sağlayan mıl. 5/ Bir gös- terme sıfatı... Küçük su kanalı... Adlan sıfat yapmakta kullanılan bir yapım eki. 6/ Üstü kapalı ola- rak anlatma... Kürkü değerli yırü- a bir hayvan. 7/ Avrupalılann Çin devlet memurlanna verdikkri ad. 8/ Bakınn simgesi... Havaalanla- nnda bulunan ve çevredeki uçuşla- n denetlemeye yarayan sistem. 9/ Malarya da denilen hastalık... Kumaz, açıkgöz. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Bilginin saklanrnası, işlenmesi, denetlenmesi, yeniden kulla- nılması ve iletilmesine ilişkin konulan ele alan biüm dalı. 2/ En küçük izci kuruluşu... Küçük çocuklan korkutmak için uydu- ruhnuş yaratık. 3/ Kilime benzer, renkli ve motifli uzun yol- luk... Inatçı. 4/ Bilgiçlik taslayan kimse. 5/ Budizmde ruhun ulaşüğı en yüksek aşamaya verilen ad. 6/ Eski dilde kılıç... Bir renk. 7/Çıkaryol,çare... Söyleyişözelliği. 8/ İmkân. 9/ Kabuğu ayıklanmamış pirinç... Renyum elementinin simgesi. TC. AYDIN ASLÎYE 2. HUKUK HÂKİMLİĞt'NDEN DosyaNo: 1993/218 Davacı PTT Genel Müdürlûğü vekili Av. Levent Ünal-Av. Ay- şegûl Lostar tarafından davah Birsen Karagöz aleyhine açılan iura- an iptaü davasıhda: Davalı Birsen Karagöz'ün Izmir Yenişehir 1242 Sk. No: 27 adresi- ne, Aydın Ramazanpaşa Mah. Vardar Işhanı No: 47 zemin kat ad- reslerine yapılan duruşma gününü bildirir tebligatın bila ikmal iade edildiği ve yapılan savabk araştınnasına rağmen de tebligata sarih açık adresı tespit edilemedığınden duruşma gûnünü bıidinr tebligaün gazetede danen tebliğıne karar venlmiş olup buna göre yukanda bah- sedildiği ûzere davalı Birsen Karagöz'ün dunışma günü olan 8.9.1994 günü saat 09.00"da mahkemede bizzat haar bulunması veya kendisini bir vekille temsiJ ettırraesı, aynca hazır bulunmadığı ve ve- kille de kendisini temsil ettinnedığı takdirde HUMK'nin 3156 sayıh kanunla değişik 213. maddesi gereğince yargılamaya yokluğunda de- vam edileoeği ve hüküm verikceği tebligat yerine kann olmak üzeıe ilaoen tebliğ olunur. Basın: 32866 CUMHURİYET YOLUNDA YumısNadi 30.000(KDVıçinde) Çağdaş Yaymkrı TürkocağıCad 39-41 Cağaloğlu-İstanbul ödemeti gönderümez
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle