Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1 AĞUSTOS1994 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
EKONOM
GAP çtftçtsiRe
574 milyar
• ŞANLIURFA(AA)-
Toprak Mahsulleri Ofisi
Şanhurfa Bölge Müdürlüğü,
üç ilde yaptığı hububat
alımlannda, üreticiye 574
milyar lira peşin ödemede
bulundu. Bölge Müdürü
Ömer inan, Güneydoğu
Anadolu Projesi (GAP)
kapsamındaki Adıyaman,
Gaziantep Şanhurfa illeri ve
kırsalında, çiftçilerin
bereketli bir dönem _
geçirdiğini bildirdi. Üçil
genelindeki 5 şube, 12 ajans
müdürlüğü, 3 ekip şefliği
toplam 20 alım merkezinde,
iki aydır 40 bin ton buğday ve
187 bin ton arpa ahmı
gerçekleştirdi.
Girişimlere
destek
• ANKARA (AA)-Küçük
ve Orta Ölçekli Sanayi
Geliştirme ve Destekleme
tdaresi Başkanlığ
(KOSGEB), özelleştirme
sonucu ortaya çıkacak
istihdam sorununun çözümü
için "girişimciliğin
geliştirilmesi projesi"ni
uygulamaya îcoyacak.
Prpjenin ilk uygulaması,
pilot bölge olarak seçilen
Zonguldak'ta yapılacak
KOSGEB Başkan
Yardımcısı Nilgün Taş'tan
alınan bilgiye göre
özelleştirme sonucu işsiz
kalacak olan ve ellerindeki
tazminatla bir iş kurmak
isteyen girişimciler
KOSGEB tarafından
desteklenecek.
İstanbul'da vergi
denetimi
• İSTANBUL(AA)-
istanbul'da yanndan
itibaren geniş çaplı vergi
denetimleri başlatıhyor.
Defterdarhk yetkililerinden
ahnan bilgiye göre merkezi
denetim eîemanlan
tarafından 20 nisandan bu
yana kentte, sokak sokak
sürdürülen kontrollerden
sonra, bu kez 450 vergi
denetmeni ve yoklama
belgeli 580 memur, yeni bir
programı uygulamaya
koyacak. Vergi kayıp ve
kaçağmı önlemek, belge
düzenini yerleştirmek amacı
güden çalışmalarda,
öncelikle mal sevkiyatlan
kontrol altına ahnacak.
Bayiıkşeker
Ihracatı
• ANKARA (AA)-Buyü
için ihraç bağlanusı yapılan
435 bin 705 tonluk şekerin
yaklaşık 259 bin tonu ilk altı
ayda ihraç edildi. Söz konusu
ihracat nedeniyle, yaklaşık
88 milyon dolar döviz girdisi
sağlandı. Türkiye Şeker
Fabrikalan Genel
Müdürlüğü yetkililerinden
ahnan bilgiye göre bu yıl
temmuz ayı başına kadar, en
fazla şeker ihracaü yapılan
ülkeler arasında 75 bin 65 ton
ile Irak birinci sırada yer aldı.
Irak'a yapılan şeker
ihracatından 24 milyon 575
bin 950 dolar gelir sağlandı.
Hazırlattıklan raporu dahi okumayan siyasilerin duyarsızlığı işçiyi isyanın eşiğine getirdi
Karabüklü Ankara'ya yürayecek
ANKARA PAZ ARI
YAKUP KEPENEK
HÜLYA GENÇ
Haarlattıklan raporu okumaya dahi
tenezzül etmeyen siyasilerin du-
yarsızlığı, işçiyi isyanın eşiğine getirdi.
Bakımsızhk nedeniyle durma aşama-
sma gelen Karabük Demir Çehk İşlet-
meleri'ne kaynak sağlamak amaayla
Özçelik-İş Sendikası Ankara'ya yürü-
me karan aldı. Karabük'te karargah
kuracaklannı açıklayan Özçelik-İş Sen-
dikası Başkanı Metin Tiirker. Ankara
yürüyüşü için şimdiden"program" be-
lirlediklerini söyleyerek,"Son ydlann en
büyük yürüyüşü için hazırlanıyonız.
Halkla birlikte, Karabük çalışanını da
yürüyüşe katmayı plaıüıyoruz'dedi.
Kardemir'de çalışanın yürüyüşe kaü-
labilmesi için durumu formüle ettikleri-
ni kaydeden Türker,"tşçi- halk bürün-
leşmesini sağlamak için yülık izne ayn-
lanlan yanımıza alacağız" diye konuştu.
Kardemir'de bakımsızhk nedeniyle
duran ve üretime ara verilen yüksek
fınnlann yeniden devreye sokulması
için, gerekÜ yatınmı sağlamak amaayla
siyasi parti, sendika ve çeşitli demokra-
tik kitle örgüt temsilcilerinin, geçtiğimiz
cuma günü Ankara'da toplandığmı
haürlatan Türker, daha önceden rande-
vu ahnmasına karşın toplantıya Başba-
kan Tansu ÇiUer'in zorla katıldığını be-
lirtti.
Siyaset soytanlannın Kardemir'i ka-
patmak için mücadele ettiklerini söyle-
yen Türker,"Bugünden itibaren artık
hükümetten görüşme talep ermeyeceğiz.
Karabük Demir-Çelik işletmelerinin ark
ocaklarına peşkeş çekilmek istendiği açı-
kça belli. Bazı bürokratlar ark ocaklan-
nın emrinde çahşıyorlar"diye konuştu.
özelleştirme Idaresi Başkanı Tezcan
Yaramancı'yı çıkarcı olmakla suçlayan
Türker, "Kardemir üzerinde hiçbir yet-
kisi obnadığı halde, tesislerin kapatılması
için mücadele veriyor. Bey anatları ile de-
mir çelik işletmelerinin bağlı bulunduğu
Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı'-
ndan daha güçlü olduğunu ispatlamaya
çalışıyor. Kardemir'i ark ocaklarına peş-
keş çekmek için uğraşıyor" şeklinde ko-
nuştu.
Kardemir'e kontinü kütük birimi
yapılması için kredi sağlayacak olan
Danieli fırmasının kredi sözleşmesi için
verdiği üç ayhk sürenin dolduğunu
açıklayan Türker, "Danieli firmasıyla
her an anlaşma yapılabilir. Hükümetin
sözleşme imzalaması halindt firma bek-
lemeye hazır" diye konuştu.
ltalyan Danieli Firması'nın Türkiye
Özçelik-İş Sendikası bakımsızlık nedeniyle durma noktasına gelen tesislerin
kurtardması için Karabük halkı ile birlikte Ankara'ya yüriimeye hazırlanıyor
Temsilciler direnince Çillergeldi
Başbakanlık salonunda yapılan toplantıya
Çiller randevu verdiği halde katılmadı.
Başbakanla görüşme konusunda
direten Karabük
temsilcileri ve sendika
üyelerinin, görüşme
gerçekleşene kadar
salonu terk etmeye-
ceklerini açıklamalan
üzerine, hava iyice
gerginleşti. Karabük
heyeti ile Çiller adına
kısa bir görüşme yapan
Devlet Bakanlan Bekir
Sami Dace ve Necmettin
Cevheri topluluğu ikna
ffi Başbakan Tansu Çiüerç
racaklannıbelirterek salonu terk
ettiler.Bakanlar Kurulu sonrasında,
İstanbu! programını iptal eden Çiller ise
Karabük temsilcileriyle görüşmek üzere
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Veysel
Atasoy'la birlikte 15.45'te Başbakanlık
binasına geldi. Basına kapalı olarak
gerçekleştirilen görüşmede, Çiller'in " 5
Nisan Kararları sonrasında
özelleştirilmemesi halindt kapatılmasına
karar verilen Kardemir hakkında
hazırlanan raporiarı henüz
inceleme fırsatı bulanıadım"
dediği belirtildı.İşçi temsilcileri
tarafından, Kardemir'in
bilerek zararettirildigi ve
bakımişlemlerinin
durdurulduğunun
hatırlatılması üzerine,
Başbakan Çiller'in durumu
incelemek üzere Veysel
Atasoy'u görevlendireceğini
açıkladığı ögrenildi. Yaklaşık
45 dakika süren görüşme sıra-
sında Özçelik-İş Sendikası Baş-
kanı Metin Türker'in "Verdiği
niz sözün inandırıcı olması için öncelikle
tesislerin bakımını sağlayın, yoksa Türk
tarihine fabrika kapatan başbakan olarak
geçersiniz. Biz bu uğurda ölümüne
mücadele edeceğiz. Gerekirse Karabük 'ten
Ankara'ya yüriiyeceğiz" şeklindeki sert
çıkışına \ ine Çiller'in "Birbirünizi yememiz
doğru değil" yanıtını verdiği kaydediliyor.
Rapor
okımmadı
Önceki gün yapılan
Kardemir görüşmelerinde
Tansu Çiller'in"Biz
görevimizi yaptık,
Kardemir'in dunımuyla ilgili
raporiarı hazırlarük" diye
konuşmasına karşın, söz
konusu raporlann ilgili
makamlar tarafından henüz
incelenmediği saptandı.
Başbakan Tansu Çiller'in
işlerinin yoğunluğu nedeniyle
okumaya fırsat bulamadığını
itiraf ettiği raporun, bir
örneğinin Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı Veysel
Atasoy'unelinedahi
geçmediği öğrenildi. Veysel
Atasoy'un önceki gün
Özçelik İş Sendikası Başkanı
Metin Türker'i evinden
arayarak. "Bende böyle bir
rapor yok. Söz konusu
raporlardan bir tane
bulunabilir mi"dedığı
saptandı. SHP-DYP
taratından hazırlatılan
raporda Kardemir'in
fonksiyonlanna devam
etmesi sonucuna vanldığını
ammsatan Türker, hükümet
yetkilileri ile bürokratlan
raporu okumamakla suçladı.
Başbakan Yardımcısı Murat
Karayalçın'ın hazırlatılan
rapordan 'işletmenin devam
etmesi' yönünde sonuç
cıkarsa
u
Dunıma ağırlığımı
kovacağım"dediğını
hatırlatan Türker,
Karayalçın'ın hala hareket
geçmediğine dikkat çekti.
Zamanmda DPT'ye
güvenerek Karabük'ün
özelleştirilmesine taraf
olduğunu belirten
Karayalçın'ı
verdiği sözleri tutmaya davet
etti.
Temsilcisi UMTAŞ'ın ortaklanndan
Çetin Bekbölet de yaptığı açıklamada
kredi anlaşması için 2.5 milyon dolarlık
teminat verdiklerini behrterek, "Hükü-
metin bizimle sözleşme yapması halinde
beklemeye razıyız" dedi.
Kontinü kütük birimi için 48 milyon
dolarhk bir yatınm gerektiğini anımsa-
tan Bekbölet, " Demir Çelik tşletmeleri
Genel Müdürlüğü tarafından yapılan
araştırmada kontüni kütük biriminin
yapılması halinde ton başına 89 dolar
üretim maliyeti tasarruf edilecek. Karde-
mir'in yülık üretimin 700 bin ton olduğu-
nu düşünecek olursak, yeni birimin iki yıl
içinde maliyetini kurtaracağını görmek
mümkiin olur" diye konuştu.
1994 yılı Türkiye ekonomisi ile ilgili yayımlanan raporda yılın son çeyreğinde gerileme yaşanacak
TÜSIAD'dan karamsar tablo• TÜSİAD'ın haarladığı raporda enflasyon tek
haneli rakamlara inmedikçe, hiçbir sorunun
çözülemeyeceği belirtilirken, yıl sonunda
enflasyonun yüzde 117'ye ulaşacağı iddia edildi
Ekonomi Servisi - TÜSİAD,
üç haneli enflasyon rakamının
bir haneye inmedikçe, hiçbir so-
runun kahcı olarak çözümlene-
meyeceğine dikkat çekti. TÜ-
SİAD'ın hazırladığı "The Tur-
kish Economy'94' adh raporda,
bu yıl için enflasyon oranının
yüzde 117 olacağı belirtildi.
TÜSİAD'ın raporunda yüın
üçüncü çeyreğinde ekonominin
gerileme sürecine girebileceğine
dikkat çekildi. Raporda, bozu-
lan dengelerin yeniden sağlan-
önemlisi olan TL'nin yabancı 1994'ünaynıayına kadar geçen
paralar karşısında değer kaybı dönemde. reel olarak yaklaşık
da makro ekonomik dengesiz- yüzde 33 olarak değcr kaybe-
likierin tesçili anlamına geunek- den TL'nin. mayıs ve haziran
ması için orta vadeli bir istikrar
programının uygulamaya ko-
nulması istendi. Raporda mali
piyasalarda yılbaşında ortaya
çıkan krizin yılın ikinci çeyre-
ğinden itibaren ree! kesimi de
etkilediğine dikkat çekildi.
TÜSİAD'ın raporunda, "Bu
yılın ilk üç ayında gözlenen ve
1993 dengesizliklerini taşınmaz
hale getiren gelişmeler ekonomi-
yi mali bir krizle karşı karşıya
bırakınca 5 Nisan kararları ge-
rekli hale geldi. Bu kararların en
tedir" denildi.
Raporda, 1993
yılırun dinamiğinin sü-
rüklemesi ile, ilk dö-
nemde yüzde 3.5 gibi
bir düzeyde seyreden
GSMH büyüme
hızının, ikinci dönem-
aylannda yüzde 19 oranında
değer kazandığı kaydedi-
len raporda. yıl sonuna
kadar enflasyon ve deva-
lüasyon oranlannın para-
lel gitmesi durumunda,
reel devalüasyonun elki-
sinin devam edeceği belir-
de yüzde 6, üçüncü dönemde tildi. Raporda. 5 Nisan kararla-
yüzde 4'lere düşeceği. ancak nndan sonra ithalatın yüzde 20
son dönemdeki canlanmalarla oranında azalmasına paralel
yüzde 1 düzeyine çıkacağı belir- olarak dış ticaret dengesinde
tildi. kısmi bir düzelme görüldüğü
Krizin başladıgı yılbaşından belirtildi. Raporda süren belir-
bu yana. 1993'ün nisan ayından sizlikler nedeniyle ihracattaki
artışın yeterli olmadığı belirtil-
di. 5 Nisan kararları en önemli
hedeflerinden birine ulaşarak,
bütçe açığının azaltılmasını
sağlamasının nedeninin ek ver-
gilere olduğu belirtildi.
Enflasyon tahmini
Raporda 1994 yılına ilişkin
yer alan TÜSİAD Tahminle-
rinde sadece enflasyon ve büyü-
me hızı tahminleri verildi. Bu yıl
gayri safı milli hasıla(GSMH)
artış hızının eksi 1.8 olacağı,
enflasyonun yüzde ! 17'ye ula-
şacağının belirtildiği raporda.
yılın üçüncü çeyrekte keskin bir
düşüş beklendiği vurgulandı.
DÜNYA EKONOMİSİNE BAKIŞERGIN YILDIZOÖLU LONDRA
A
Ortaçağ karanlığında Ruanda!
frika'nın büyük göller bölgesini ilk Sudan, Sierra Leone, Liberya, Somali, An- meye başladı. Bu sürece paralel olarak da
gören Avrupalılar, cennete geldiklerini zarv gola'da iç savaş, heranpatlamaya hazır Za- silahlanmayarışı III. Dünya'ya kaymaya, bu
netmişlerdi. Şimdi bu göllerin sularında, on- ire ve Burundi, ekonomisi hızlaçöken Nijera
binlerce insan cesedi çürüyor. Kıyılardaki ve Kenya, son 20 yılda 10 milyon ölü, bir o
düzlüklerde milyondan fazla ilticacı, dayanı- kadar sığınmacı.. (Financial Times 23.07.94)
Imaz bir sıcak altında, aç ve susuz bekleşi- ve Ruanda. İç savaş, açlık ve soykırım, Afri-
yor. Her gün en az bin tanesi koleradan ölü- ka'nın kaderi olmuş adeta.
yor. Üst üste yığılmış cesetler, binlerce do- Afrika'nın bu durumuna bir sorumlu arı-
larltk merceklerden geçip milyarlık "nef yorsak, bunu şu süreçlerin çakıştığı yerde
work"\er\e anında Avrupa ve Amerika'daki aramalıyız: Birincisi, kabile yapılarını koru-
güvenlikli, serin evlerin salonlarına, yemek maya özen gösteren ve her zaman azınlık
odalarına ulaşıyor. Hep birlikte cehennemin
kapısından içeri bakıyoruz ve kaçınılmaz
olarak soruyoruz: "Neden?"
Birtakım cevaplar: "16. yüzyılda, Hutu ka-
bilesi Tutsi'yi işgal ettiğinden beri, bu ikisi
sürekli savaşır. Eskiden mızrak ve oklarla
savaşılırdı, şimdi makineli tüfek, el bom-
bası, roketatar vb. ile savaşınca ister iste-
mez ölü sayısı da artıyor..." Amerika, Ingil-
tere gibi ülkelere göre bugün suçlanacak
bi ri varsa, "1975'te Ruanda ile askeri yardım
anlaşması yapmış, sonra da Tutsi ayaklan-
masına karşı Ruanda'yı desteklemeye de-
vam etmiş, katliamlar devam ederken Ru-
anda'ya silah göndermeye devam etmiş
olan Fransa'dır"... Fransızlara göre, Mltter-
rand'ın sözleriyle "Ruanda'nın eski bir Bel-
çika sömürgesi olduğunu ve Belçikalıların
da çoğunluk olan Hutu'yu yönetmek için
azınlık olan Tutsi'yi kullanmış olduklarını
unutmamak gerekir"... Bir başka yaklaşıma
göre, "Afrika'nın hersorununu getirip Avru-
pa'nın eteklerine dökmek doğru değildir.
Bu, Kamboçya'daki 'ölüm tarlalan'ndan Ni-
xon'u sorumlu tutmaya benzer"...
ABD uçaklarının Kamboçya'yı boş arazi
kalmamacasına bombalayarak toplumsal
yapıyı ve yerel ekonomiyi yıktığını ve "ölüm
tarlaları"nm bu cehennemin içinde ürediği-
ni bir an için unutsak bile yukarıda aktarılan
sözde "cevaplar", pisliği halının altına sü-
pürmeye benziyor. Ne var ki halının altında
çoktandır yer kalmadı...
nüfuslarını çoğunlu-
ğa karşı kullanan,
ayrılırken de yöneti-
mi azınlığa bırakan
sömürgeci tarih ve
gelenek. Ikincisi,
tüm kaynakları borç
ödemeye yönlendi-
ren, ekonomiyi dün-
ya pazarı karşısında
korumasız bırakan
ve yıkıma uğratan,
eko-sistemin ve
tarımın kuraklığa ve
aclığa yol açacak şe-
kilde yol almasına
göz yuman IMF, ye-
niden uyum prog-
ramları. Üçüncüsü,
bu bozulan eko-
nomik sosyal ortam-
da, ufalan "pasta" üzerinde birbirinin gı-
rtlağına atlayan, düne kadar iki hegemonik
blok tarafından denge politikaları adına di-
şindentırnağına kadar silahlandırılmış kabi-
le devletlerinin ve yerel "askeri dükalı-
kların" birbirinin gırtlağına atlaması. Niha-
yet dördüncü olarak, "soğuk savaş"\n bit-
mesinden sonra geleneksel personel yoğun
orduların, teknoloji yoğun ordulara dönüş-
meye başlaması sürecine paralel olarak
çok miktarda silah ve personel, atıl kalmaya
ve ekonomik bir değer ifade etmez hale gel-
pazarlar üzerinde de şiddetli bir rekabetya-
şanmaya başlandı. Ruanda'ya gırtlağına ka-
dar batmış gözüken Fransa ile işe başlar-
sak, bu ülkenin Afrika'da 14 ülkeli, 200 mil-
yon nüfuslu, bir gayri resmi imparatorluğa
sahip olduğunu görürüz. Ruanda, bu "frank
bötgesi'nin bir parçası. Fransa'nın bu ülke-
lere doğrudan silah yardımı 1993 yılında 134
milyon frank. Danışman sayısı ise 1300 (Le
Monde Diplomatique -
06/94). 1990 yılında
Fransızlann yardımı (ve
600 civarında uzman)
ile Ruanda ordusu bir-
kaç ay içinde 5000 kişi-
den 40.000 kişiye
çıkmış. Geçen sene ni-
san ayında, Hutu-Tutsi
çatışmasını Aruşa An-
laşması ile sona erdir-
meye çalışan Devlet
Başkanı Habyarima-
na'nın uçağı, Fransı-
zların eğittiği, başkanlık
muhafız alayından atı-
lan bir roketle düştü. Ar-
kasından tüm ılımlı su-
baylar ve politikacılar,
planlı bir şekilde katle-
dildi. Mayıs ayında
Fransa, Ruanda'ya silah göndermeye de-
vam ediyordu (Wall Street Journal 26.07.
1994)... Fransa'nın, Ruanda Ulusal Cephe-
si'ne (Tutsi) ve Ruanda'da barışa karşı ol-
ması için bir neden var mı? Tutsi, Hutu'nun
aksine esas olarak Ingilizce konuşuyor.
RUC, ingiltere'nin eski sömürgesi ve halen
etki alanı olarak bilinen Uganda'da eğitim
görüyor (The Economist 9.07.1994). Kul-
landığı silahlar Güney Afrika'dan, Israil'den,
israilvelngiltere ile yakın ilişkisi olan Zaire'-
den geliyor. Ayrıca Zaire ve Güney Afrika,
Güney Sudan'da Hıristiyan isyancılara, An-
gola'da UNITA'ya yardım eden iki ülke, bu
yardımın kaynağı ise doğrudan Amerika (Le
Monde Dpl. 05/94).
Bölgedeki adı gittikçe daha çok geçmeye
başlayan Israil, Kongo'ya 60 eski Mossad
görevlisi göndererek devlet başkanının mu-
hafız alayını kuruyor ve eğitiyor. Uganda'ya
ve Sudan'da kuzeydeki Müslüman rejimle
savaş halinde olan Güney Sudan'a, RUC'ye
silah gönderiyor. Israil'in Liberya, Gana, Za-
ire, Gabon, Orta Afrika, Togo, Etiyopya, Ken-
ya, Gine gibi ülkelerin güvenlik güçleri ile
sıkı ilişkileri olduğu biliniyor. ANC'nin iktida-
ra gelmesinden sonra hem ekonomik güç-
lüklerden hem politik nedenlerden dolayı
Güney Afrika artık eskisi gibi her yere bur-
nunu sokmayacak. Bu koşullarda oluşmak-
ta olan boşluğa, şu sırada Ortadoğu'daki yu-
muşamadan dolayı işsiz kalacak israil uz-
manı ve silahlannın doldurması bekleniyor
(a.g.e).
Afrika'da her iktidara gelen yeni diktatör,
önce kendine "sadık" bir muhafız alayı kur-
mak için kolları sıvıyor. Batılı ülkelere gelin-
ce, onlar, Fransız Meclis Savunma Komis-
yonu Raporu'nun ifade ettiği, "yerel ordular,
iç güvenliği sağlama koşullanna, insan hak-
larına, yasalara uygun bir şekilde ve disip-
linde davranacak bir şekilde uyum sağla-
yamıyorlar" mazeretine dayanarak, bu ül-
kelerde, herhalde önce insan hakları ve ya-
salara duydukları saygıdan dolayı(!) sonra
da biraz ticaret olsun diye, bu yerel orduları
eğitmeye gidiyorlar. Bu arada bazen iş
çığnndan çıkıp da birkaç yüz bin insan katle-
dilir ve milyonlarcası da evini barkını terk
edip göç ederse hemen televizyona sarılıp
"Elimizden geleni yapıp para toplar, ne ka-
dar dini bütün ve yardımsever olduğumuzu
da kendi halkımıza kanıtlarız nasıl olsa"
diye düşünüyorlar... insanlığın yeni bir orta-
çağ karanlığı yaşadığını söyleyen Umberto
Eco'ya hak vermemek elde değil doğrusu.
"Eşslz" BiP
Ekonomik Bunalım
Ekonomiyi düzlüğe çıkarmak ya da "bunalımdan"
kurtarmak üzere ahnan "5 Nisan Kararları'run ilk üç ayı-
nın sayısal sonuçları aiınmaktadır. Hükümet harcamala-
rı tümüyle durdurulduğundan birkaç ay için de olsa büt-
çe açığı kapatılabilmiş; dış alım azaldığından dış ticaret
açığı daralmış, döviz kuru kararlı bir duruma gelmiş ve
faiz oranlarında da azalma eğilimi başlamıştır. Bunlar,
olumlu gelişmelerdir.
Bunalımm asıl hangi kesimlerin işine yaradığı, "yılın
ilk altı ayına" ilişkin "kâroranlarından "çok açık-seçik iz-
lenebilir
Geçen hafta basında yer aldığı gibi, büyük ortaklıklar
kâr oranlarını geçen yılın ilk altı ayına oranla, yüzde 200
ile yüzde 400 arasında arttırmışlardır.
Yüksek kâr oranları özellikle özel çimento ortaklıkla-
rında çok yüksek düzeylere ulaşmaktadır. Bunun nede-
ni çok açıktır. özelleştirilen çimento fabrikalan, bulun-
dukları bölgelerde birer "tekel"durumuna gelmişlerdir:
Bu durumda ürettikleri çimentoyu kendi bölgelerinde
ortalama fiyatın yüzde 30-40 üzerinde bir fiyattan sat-
maktadırlar. Kimi yerlerde 75-80 bin TL'ye satılan bir tor-
ba çimento, kimj illerde 110-120 bin TL'ye satılır olmuş-
tur. özetle kapitâlist ekonominin işleyişine tümüyle ters
bir olgu ülkemizde geçerlidir; çünkü doğru işleyen bir
ekonomide, ekonomik bunalım döneminde büyük ser-
maye kesimlerinin kâr oranları da düşer, kimileri de za-
rar eder.
Türkiye'de özel girişim, bunalımdan bile kârlarını kat-
layarak çıkmasını biliyor.
• • •
5 Nisan Kararları açıklanırken "bunalımm yükünün
değişik toplum kesimleri üzerinde olabildiğince eşit da-
ğıtıldığı", bununla da yetinilmeyip "sermaye kesiminin
yükünün daha ağır olduğu" gibi görüşler hükümet tara-
fından ısrarla ve özenle vurgulanıyordu.
Hükümet, sıra ücretli ve maaşlılara gelince, halk deyi-
miyle, başını çeviriyor; 1994 başında bütçede öngördü-
ğü maaş ve ücret artışını veremiyor; gülmeceye dönü-
şen Temmuz'da 220 bin TL, Ekimde de 400 bin TL eşitlik-
çi bir maaş artışı ile yetinebiliyor.
Geçen yılın sonuna göre liseyi bitiren bir memurun
maaşı yüzde 54.6 oranında, bir üniversite araştırma gö-
revlisinin maaşı yüzde 45.2; öbür memurlarm maaşlan
da yüzde 32-60 arasında değişen oranlarda arttırılıyor.
Asıl bakılması gereken, maaşların alım gücüdür. En
üst düzeyde kamu görevlilerinden büyüklü küçüklü özel
kesime, giderek köşedeki satıcıya dek hemen tüm ke-
simlerin "hesaplarını" dolar üzerinden yaptıkları biror-
tamda, somut bir karşılaştırmaya ne dersiniz? Geçen yıl
Temmuz ayı ortalaması olarak bir ABD doları 11.623 li-
raydı. Geçen yılın Temmuzu'nda liseyi bitiren memur,
dolar üzerinden yaklaşık 200 dolar alıyordu; bu yıl ise
"zam/;"Temmuz maaşı ilealabileceği 125dolardanda-
ha da azdır. Araştırma görevlisinin maaşı da aynı dö-
nemde yaklaşık 400 dolardan 225 dolara düşmektedir.
Kısaca memur maaşlan "alım gücü" olarak geçen yılın
maaşlarının yüzde 55-65'i düzeyine düşürülmüştür.
Hükümet, büyük sermayeye vergi bağışlıyor; kârların
katlanmasını sağlıyor; bankalan kurtarıyor; işten çıkar-
maları seyrediyor, ücretleri ve maaşları düşük tutmak
için çırpmıyor. Ve ekonomi bunahmdan geçiyor.
Anlaşılan, SHP'nin yeni yaklaşımı olarak sunulan ve
içeriği bir türlü açıklık kazanmayan "vuruşarak çekH-
me", hükümetten değil de "soldan uzaklaşma" anlamı-
na geliyor.
• • •
Bir kamu kuruluşu olan Emlak Bankası konut üretimi
ve satışı yapıyor. Bu konutlarm ayhk taksitleri asgari (en
az) 65 milyon TL'den başhyor; ayda 87, 120 milyon gibi
tutarlara çıkıyor. Yanlış okumadınız, birileri "ayda'' bu
tutarda taksit ödeyebiliyor. Emlak Bank konutları bu fi-
yattan bir bunalım döneminde alıcı bulabiliyor.
Bu fiyattan kimler konut alıyor sorusuna bir yetkili,
"Sanırım yalnızca büyük hırsızlar" yanıtını veriyor. Yıl-
lardır yapıldığı gibi kamu kaynakları halka değil, büyük
hırsızlara hizmet işinde kullanılıyor.
•
Bu hafta Dikili'de, geçen sekiz yıl boyunca yapılan ve
bu yıl dokuzuncusu yapılması gereken "Barış ve De-
mokrasi" şenliklerinin yerine bu yıl "Birinci" Mavi De-
niz-Yeşil Dikili Kültür, SanatveSpor Festivali yapılacak-
mış. Benzerleri öbür belediye yönetimlerinde de çok sık
görülen bu hemen her şeyi yeniden başlatma anlayışı,
park ve sokak adlarını değiştirme uygulamaları, yalnız-
ca yönetimleri yaz-boz tahtasına çevirmek ve yapanları
küçültmekle kalmıyor. Daha ağır kayıplara yol açıyor,
kahcılığı ve kurumlaşmayı da yok ediyor.
BIT'lerde
yöneticilik keyfî
• İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne ait çok sayıda
şirkette yönetim kurulu üyesi olan Recep Tayyip
Erdoğan ve belediye yöneticileri, bir şirketten aylık
net 9 milyon 750 bin lira, denetçiler ise net 6 milyon
750 bin lira alıyor.
ANKARA (ANKA) - KİT-
ler, iktidardaki siyasi partilerin
"arpalığı" olarak nitelendirile-
rek eleştirelere hedef olurken,
Belediye İktisadi Teşebbüsleri
(BİT) olarak adlandınlan bele-
diye şirketleri, başkan ve yöne-
ticiler için bir başka "arpalık"
haline gelmeye başladı. Sayılan
giderek artan belediye şirketle-
rinin yönetiminde görev alan
başkan ve yöneticiler. asıl ma-
aşlanna ek olarak bu görevle-
rinden de önemli sayılabilecek
ayhklar alıyor.
En çok şirketi bulunan bele-
diyelerden İstanbul Büyükşehir
Belediyesi'ne bağh İstanbul As-
falt Fabrikalan Sanayi ve Tica-
ret AŞ'nin genel kurulunda
yeni yöneticiler ve alacaklan
ücretler belirlendi.
Yönetim kuruluna Belediye
Başkanı Recep Tayyip Erdo-
ğan'ın yanı sıra yedi kişi daha
seçildi. Seçilenler arasında
DYP Isparta Belediye Başkanı
iken RP'ye geçen ve Ankara
Çankaya'da aday olarak girdi-
ği seçimi kaybeden Aitan Raşit
Civan da yer aldı. Aynca, Nec-
mi Kadıoğlu. Adem Baştûrk,
Ömer Yararbaş, Hakkı Turcan,
Süleyman Kule ve Nlihmail
Mangan da üye oldu. İsbak'm
denetim kuruluna ise beş kişi
seçildi. Bunlar arasında Beledi-
ye Kültür İşleri Daire Başkanı
Şenol Demiröz de bulunuyor.
İsbak Genel Kurulu'nda, da-
ha sonra yönetime ve denetime
seçilenlere ödenecek ücreıler
gündeme geldi. Genel kurul,
yönetim kurulunda her üyeye
ayhk net 9 milyon 750 bin lira,
denetimdeki her üyeye de net 6
milyon 750 bin lira ödenmesini
karara bağladı. Yönetim kuru-
lunda yer alan İsbak Genel
Müdürü'ne bu ücretin
ödenmemesi kararlaştınldı.
Böylece, yönetim kurulu ve de-
netim kurulu üyelerine ödene-
cek tutar yılda bir milyar 224
bin lirayı bulacak.
İstanbul Belediyesi'nin bu
şirketinin dışında. ulaştırma,
temizlik, taşımaahk ve kültür-
sanat alanlannda çok sayıda
şirketi bulunuyor.
Hükümetin, kuruluşianna
son verilmesi, mevcutlann da
tasfıye edilmesini istemesine
karşın, belediyeler bu tür şir-
ketleri giderek artan biçimde
kurmayı sürdürüyor.