Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
AĞUSTOS1994 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Terörâtlep yol
kesti
• BtNGÖL(AA)-
Bingöl-Karhova karayolunu
Haalarköyü yakımnda
kesenbölücü teröristler,
Birleşik Basm Gazete
Dağıtım araanı yakarak
sûrücüsünü kaprdılar. AA
muhabirinin edindiği bilgiye
göre bir grup bölücüterörist,
geceyansı, Bingöl-Karüova
karayolunu, Haalar köyü
yakımnda, barikat kurarak
kesti. Tuncay Kıtay'ın
kullandığı 12 AK 676plakah
Birleşik Basm Dazete
Dağıtım kamyonunu ateşe
verenteröristler, sürücüyü
yanlanna alarak kaçtılar.
Teröristlerin yakalanması
amaayla bölgede başlatılan
operasyonlar sürüyor.
Orman
önlem:
OzeUeştirme
• ANKARA (AA) - Yeni
,Parti Genel Başkan
Yardımcısı Cemal Akm,
Türkiye'deki ormanlan
yangınlanndan korumak
'için özelleştirilmesi
Igerektiğjni savundu. Akın,
jbugün düzenlediği basın
toplanüsmda, Türkiye
topraklannındörtte birine
yakırunın orman. dörttebiri
ladannın da meralardan
oluştuğunubeürterek bu
alanlann her zaman
isüsmara açık olduğuna
dikkatiçekti. Öte yandan
özelormanlardadaha az
yangınçıküğına da işaret
eden Akın, "Devletelindeki
ormanlarda. çalışanın bütün
gayretine rağmenher zaman
yangm çıkabiüyorsa ve bu
olay özelormanlarda çok az
görülüyorsa devlete ait
mülkiyeün tarüşılması
gerekir" diye konuştu.
Yılmazda
Gelibolu'ya
• ANKARA (ANKA)-
ANAP Genel Başkanı Mesut
Yılmaz, bir süreden beri
devam ettiği yurt gezilerini
İzmir, Balıkesir ve
Çanakkale üe sürdürecek.
Yılmaz, Geübolu ve
Eceabat'a giderek yangın
bölgesinde incelemelerde
•bulunacak. ANAPlideri, 2
ağustos salı gününden
itibaren üç günlük yurt
gezisine çıkacak. Önce
Izmir'inDikili ilçesinde
düzenlenen festivale
kaulacak olan Mesut
Ytlmaz, 3 ağustosta
Altınova, Havran, Zeytinli,
Büyükdere, Küçükkuyu.
Edremit, Hamdibey,
Pazarköy. Yenice, Terzialan,
Gümüşay, Lapseki,
Umurbey ve Gelibolu'ya
gidecek. Geceyi Gelibolu'da
geçirerek olanYılmaz, 4
ağustosta Gelibolu'da basın
toplanüsı düzenleyecek.
yerindeinceteme
• ANKARA (ANKA)-
TBMM Güneydoğu
Araştırma Komisyonu Doğu
ve Güneydoğu Anadolu
bölgelerindePKK
tarafından gerçekleşürilen
büyük katliamlan yerinde
incelemek içinbölgeye
gidecek. ANKA'yabügi
Veren Güneydoğu Araştırma
K-omisyonu Başkanı îsmail
JCöse, Güneydoğuve Doğu
Anadolu bölgelerinde PKK
tarafından gerçekleştirüen
ÎBaşbağlar, Bingöl gibi büyük
kaüiamlarla ilgilibilgilerin
iyetkili makamlardan
kendilerine ulaşrnaya
başladığını bildirdi.
Çalışmalannındaha sağlıkh
ve raporlannm sağlam
ilemellere oturmasıru
jstediklerini anlatan Köse,
komisyon üyelerimiz eylül
ayı içindebölgeye gidip
büyük katliamlar ile ilgjli
araşürmalar yapacak. Gerek
iyetkili makamlarlagerekse
dehalklakonuşup bügiler
.toplayacağız. Bubilşler
ışğmda sorununçözümünü
ıçeren önerilerin de yer aldığı
geniş kapsamh bir rapor
hanrlayacağız" dedi.
Keçeli'denparti
içimuhalefet
•ANKARA/İSTANBUL
(UBA) - Başbakan Tansu
Çillerkendi üslubuüe
vurulacak. Çillermuhalifleri
"partimi geri istiyorum"
miünglerine hazırlarurken
DYP'nin ağır toplanndan
Orhan Keçeli "Tansu hanım
ya gidecek yada gidecek"
dedi. BaşbakanÇiUer'in
milletvekili olduğu seçimde
sırasınıveyeriniÇiller'e
verdiği için pişman olduğunu
belirtenOrhan Keçeli,
arkadaşlanyla birlikte genel
başkanlan Çiller'e bayrak
açuklannı söyledi.
Grup Başkanı Gürkan 'Kızımm da sevebileceğibir parti istiyorum' dedi:
SHP depolitizeedildiANKARA (Cum-
huriyet Bürosu) -
Eylül aymda sol-
da birlik için
önemli çıkışlar
yapması beklenen SHP Grup
Başkanı Aydm Güven Gürkan,
DSP'nin bütünleştirilecek sos-
yaldemokrat haraket içinde yer
almasıru "gerekli ve zorunlu"
görmediğjni vurgulayarak,
"Ben kimseye, CHP'ye gidilsin,
demiyorum. Çduş yolu CHP'-
likrle birükte aransın, diyorum"
dedi. Gürkan aynca SHP'nin
tnönü döneminden beri "aşırı
ölçüde depolitize edMğini, basit
çıkar ilişkilerine karşı yeterince
korunamadığım" belirterek,
"Benim her zamançok özdeşleş-
tiğim, çok güvendiğiın, sodiğim
bir partim oldu. Şimdi kızımın
da sevebileceği bir partisi otsun
istiyorum" diye konuştu.
SHP Grup Başkanı Aydın
Güven Gürkan, Cumhuriyet'-
in solda birlik arayışlanna iliş-
kin sorulanru yanıtladı. Gür-
*ÇlklŞ yOİU CHPTllePİe'Gürkan, DSP'nin
bütünleşecek sosyaldemokrat hareket içinde
yer alm.asin.in gereklive zorunlu olmadığını
vurgulayarak, "Ben kimseye, CHP'ye
gidilsin, demiyorum. Çıkış yolu CHP'lilerle
birlikte aransm. diyorum" dedi.
Yanıtlanmasısereklisorular
Olağanüstü kurultayda üç şeyin tartışılması
gerektiğini söyleyen Gürkan bunlan şöyle
sıraJadı: "SHP hükümette kalmah mıdır?
Sosyaldemokrasinin bütünleşmesi nasıl
gerçekleştirilmelidir?Parti yönetimi kimlere
emanet edilmelidir?"
kan'a sorulanmız ve yanıtlan
şöyle:
- Ideolojilerin öldüğü, sosyal
demokrasinin bîttiği ve Tür-
ki>e'nin bir sos\al demokrat ha-
rekete artık gereksinimi kal-
madtğı savlannı nasıl değerlen-
diriyorsunuz?
GÜRKAN - Bence sol ve sos-
yal demokrasi insanın kendini
özgürleştirme eyleminin en an-
lamlı parçasıdır. İnsanın kendi-
sini kısıtlayan ve sınırlayan
ekonomik, sosyal. siyasal ve
doğal yapılan aşarak kendini
üretmesi ve gerçekleşürmesi
sonsuz bir süreçtir. Bu dün de
vardı; bugün de vardır; yann da
var olacaktır'. GünümüzTürki-
yesi'ne gelince. bunu söyleyen-
leranlaşılanTürkiye'ninsiyasal
yapısındaki bazı büyük yanlış-
lık ve noksanlıklan görmezlik-
ten gelmektedirler. Sosyal de-
mokrasinin zayıfiaması ile si-
yaset bugün üç temel moüf ta-
raftndan belirlenir olmuştur.
Parlamento düzkminde dinci
ve milliyetçi, hükümet düzle-
minde ise daha çok sermayeci
Kcaayalçınsavalmgöreveçağtrdı
AYŞEYTLDIRIM
TEKİRDAC -SHP Genel Başkanı \e
Başbakan Yardımcısı Murat Karayalçın,
"SHP'ye kaynak aktarmak için
bürokraside değişiklik yapmak Lstediği"
iddialannın 'ciddibir inbar' olduğunu
belirterek "Cumhuriyet savcdarının bu işin
üstünegitmesini istiyorum'"' dedt.
Kendisininve parüsirun akıl almaz
saldınlarla karşı karşıya kaldığını belirten
Karayalçın, bürokrasideki değişiküklerin
normal olduğunu söyledi. Solda birlik
konusundada SHP'nin üzerine düşeni
yapüğmı ileri süren Karayalçın, bundan
sonra temel çabarun yurttaşlara
düştüğünü vurguladı. İstanbul'dan
önceki günTekırdağ'a geçen Karayalçın.
ValiŞenol Enginden kentin sorunlan
hakkında bılgi aldı. Saray Cezaevi'nde
bulunan sendikaa MünirCeylan'ı da
arayarak bir süre görüşen Karayalçın,
daha sonra parti örgütüyle birtoplantı
yaptı Gazetelerdeki 'bürokrasideki
değişikliğinSHPŞe kaynak aktarmak için
yapıldtğı' haberlerine dikkatçeken
Karayalçın. şunlan söyledi: "Nedemek
benim SHP'ye kaynak aktarmak için
bürokrasidedeğişiklik > apmak istediğim.
Ciddi bir ihbar var ortada. Cumhuri>et
savcılarının bu işin üstünegitmesini
istiyorum. Bu işin peşini bırakmayacağım.
Sanki bir iktidardeğişikliği var.
Bürokrasideki değişikliğinhükümet
değişikliği gibi gösterilmesi yanltş.
Bürokratlar sanki bir bakanmışgibi
gösteriüyor. Bunun altında \atan soUuz bir
Türkiye özlemidir. Solu,Türkiye''de SHP
temsiledi; or. O nedenleSH P'ye
saldırıy orlar. Ben ve partim akıl almaz
bir saldırı ile karşı karşıyayız'*
Kara\alçın, sözlerinişöyle sürdürdü:
"Sanki Türkiye Cumhuriyetidöneminde
ilk kez bakan vebürokrat değiştiriliyor.
Bugüne kadardeğişiklikolmatlı. ama
olabilir. N ıllardır birlikte çalıştığım
arkadaşlaruna, aklımda yok ama görev
vermem doğal." Karayalçın. SHP'li
bakanlarda yapılan değişiklik ve yaşanan
krizle ılgilı bir soru üzerine ise
Cumhurbaşkanı Süleyman Denürel'in
'değişen bakanlarm eski tarihli dilekçelerini
neden kabul etmediğinin üzerinde
durulmasıgerektiğini' vurguladı. Murat
Karayalçın, Dışışlerieski Bakanı Hikmet
Çetin'in kendisine yönelik eleşürilerinin
anımsatılması üzerine "SayınÇetin
deneyimli bir politikacı, ayrıea partide
genelsekreterlik yapmtş bir kişi, onun
kaygdarını önemseme durumundayım.
Sayın Çetin'in bu kaygılarını neden
bakanken dile getirmediğini de doğrusu
merak edivorum" dedi.
motitler sıyasete ve kadrolara
egemen olmuştur. Kuşkusuz
bir çoğulcu toplumda bunlar
da olacaktır, olmalıdır. Ama in-
sanın evrensel, toplumsal ve bi-
reysel gereksinimlerini yalnızca
bu motiflere dayalı siyasetlerle
karşılamak olanaksızdır. Özel-
likle insanın kendini özgürleş-
tirme eylemi muüaka siyasal
sahipliliğini bulur ve yaratır.
Onun için sosyal demokrasi
vazgeçilmezdir. Türkiye yalnız-
ca rozetli ve rozetsiz "Refahçı"
ile rozetli ve rozetsiz "MHPci"
ve bunların gölgesinde serpile-
bileceğini uman"sermayecner-
den oluşmamaktadır.
- Sosyal demokrat hareketin
bütünleşmesi >e yenilenmesi diye
tanımladığınız süreç, sizce nasıl
oluşaçak >e gelişecek?
GtRKAN - Ben SHP ve
CHP'nın ya da SHP kadrolan-
nın bir kesimi ile CHP kadrola-
nnın bir kesiminin bir araya ge-
lebilmesini ve bütünleşmesini
bir zorunluluk sayıyorum.
Ama neyin çevresinde bütünle-
şileccğl de sonderece önemlidir.
Bence birinci temel ilke, "her şe-
ye en baştan baslamak", "her
şeyi yeniden düşünmek" olmalı-
dır. Kanımca ıkınci temel ilke
de "her şeye en baştan başlar-
ken" ve "her şey yeniden düşü-
nülürken" kadrolan salt SHP
ve CHP profesyonel kadrola-
nyla sınırlı tutmamaktır. Bu
profesyonel kadrolar, yani biz-
ler, bu hareketi bu olumsuz
noktaya geürdik. Bu noktadan
çıkışa ve kurtuluşa da bizler ön-
derlik etmeliyiz. Ancak yetme-
diğimız ve yetmeyeceğimiz de
açıktır. Bu süreç sendikalarla,
meslek odalanyla, üniversite-
lerle, vakıflarla. derncklerle,
kooperatiflerle, çeşitli platform
ve gjrişimlerle iç içe götürülme-
lidir. Açıkça söylüyorum; ben
kimseye "CHP'ye gidilsin;
CHP'de bütünleşilsin" falan de-
miyorum.
Ktzımın da seveceği...
Karakola İnsanHaklan Beyannamesi
ANKARA (AA) - însan Haklanndan Sorumlu Devlet
Bakanı Azimet Köylüoğlu. göreve geldikten sonraki ilk
incelemesini Ankara AnafartalarPolis Karakolu'nda
yaptı. Karokala, "İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'''run
yer aldığı bir tabelayı asan Bakan Köylüoğlu. amacının bir
denetim olmadığını sadece ziyarete geldiğini söyledi.
İnsamn olduğu her yerde bakankğının bulunacağını ifade
eden Köylüoğlu, "Karakollar hem insanhaklarının
korunduğu,hem de insanhaklarının ihlaledildiği iddia edilen
yerterdir. Ben karakollara sıcak bakıyonım"diye konuştu.
Köylüoğlu bir soruyu yarutlarken dedüşüncenin suç
olarak kabul edilemeyeceğini, devletin şu anda yasalarda
yer alan hükümleri uyguladığını, ancak bunlann değişmesi
gerektiğini bildirdi.
Karayalçın üe Ecevit kredi kesmeve koşul arama tutumunakarşıçıktûar
ABD'ııiııkoşulluyardımınahayır
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - SHP
Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı
Murat Karayalçın, ABD'nin. Türkiye'ye
verdiği kredi yardımını koşula bağlamasını
ve bir bölümünü kesmesini "doğnı buuna-
dığını" bildirdi ve koşullu yardımın kabul
edümeyebileceğini söyledi. DSP Genel
Başkanı Bülent Ecevit ise kesintinin, Tür-
kiye'de "ırk ayrüığı çizgisine dayalı özerk
bölgeler"oluştunna amaa taşıdığını söyle-
di. Ecevit, bu nedenle Çekiç Güç uygula-
masına hemen son verilmesini istedi.
Karayalçın, dün, Tekirdağ'da konuya
ilişkin bir soruyu yanıtlarken, "Türkiye'ye
yapüacak yardımm koşullara
bağlanmasını, o koşullar ne olur-
sa olsun, ne denti önem taşırsa
taşısın doğnı görmüyorum"
dedi. Karayalçın, koşullu
yardırtu kabul etmeyebilecekle-
rini daha önce açıkladıklanna
dikkat çekerek, sözü edilen ko-
şullann Türkiye'ye uyanda bulunulmasını
gerektirmeyecek önemde olduğunu anlattı
ve istenenleri zaten benimsediklerini kay-
detti.
Bülent Ecevit de, dün düzenlediği basm
toplanüsmda, ABD'nin Türkiye'ye yöne-
lik dış politikalannı eleştirdi. Amerikan dış
poliükasımn Birinci Dünya Savaşı'ndan
beri Türkiye'de "ırk aynhğı çizgisine dayalı
özerk bölgeler"oluşturma amacına göre bı-
çimlendiğini. savlayan Ecevit, bu amacın
soğuk savaşın bitmesiyle Türkiye'nin bü-
tünlüğüne ve gücüne gereksinirni kalmadı- dan beUidir.1
"
ğı için açıkça geürildiğini beürtti. ABD Türkiye'de insan haklarına gereken say-
Dışişleri Bakanı Warren Christopher'in gının gösterilmediğinin doğru olduğunu
Temsilciler Meclisi'nde yaptıgı konuşma- vurgulayan Ecevit, bunun aasını yalnız
da. insan haklanrun çiğnendiği gerekcesiy- Kürt kökenli yurttaşlann değil. bütün top-
le Türkiye'den "KûrOeri yönetim sürecine lumun çeküğine işaret etti. Kürt kökenli
katmasfnı istediğini anımsatan Ecevit, yurttaşlann "yönetim sürecine katümalan"
şöyle konuştu: konusunda Türkiye'nin hiçbir eksiği olma-
"Türkiye'de 'ırk aynlıgı çizgisine dayalı dığını kaydeden Ecevit. "Bu yurttaşlarımız
özerk böîgeler' oluşturma amacını, bundan öteden beri, TBMM'de çok sayıda temsil
77 yüönce 10 Ekim 1917 güniı. Başkan VV'o- edümekte, bakanlar kurullarında görev ala-
odrow NVüson'a en yakın danışmanı ve akıl bümekte, kamu vönetiminin ve ordunun en
hocası Edward Mandell House kabul ettir- üst basamaklarına yükselebilmektedir.
mişti. Dışişleri Bakanı VVarren Christopher ABD'nin değişik etnik kökenlerden gelen
yurttaşları hangi haklara sahip-
lerse, Türkiye'de de Kürtter, en
HP lideri koşulluyardimin kabul azmdan ayin haklara sahiptir-
edilmeyebileceğinı belirtirken, Ecevit ise }
e
r,"
En
,?
a
"^
at
}. ''jî?™
1
"' ^
ü
,
n
"
K
t-,»--,,, • . ^v-.. , . , , .. , 1 - 1 . kuKızudenliler ınhala, sıvahla-
ABD nin tavnnı, Turkıye de ozerk bolgeler „„d a y a k ı n k a z a n a k a d a r
^ d u
.
OİUŞtUrma amaci Oİarak niteledi. nımda oldukları düşünülürse,
* Türkiye'nin bu konııda ABD'-
deöncekigünTemcücUer Meclisi'nde yaptı- den daha ikride olduğu görülür" diye ko-
ğı konuşmada 77 yü önce belirlenen amacı nuştu.
yeniden açtğanırmuştur.Komisyondakiko- DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit.
nuşmasutda Christopher, Türkiye'den ABD'nin Güneydoğu Anadolu Bölgesi'-
'Kürüeri yönetim sürecine katması'm iste- nde özerk bir Kürt bölgesi oluşturmak için
di. Bunun anlamı, Kürtlere özerklik verilme- bir araç olarak kullandığı "Çekiç Güç"e
sidir, Başkan Clinton'un son zamanlardaki Türkiye'nin gönüllü katkısını sürdürdüğü-
"siyasal çözüm' dayatması da zaten aynı an- ne dikkat çekti. Türkiye'nin ABD'ye tepki-
lama gelmektevdi. Eğer bunun anlamı etnik sini sözle değil eylemle gösıermesi gerekti-
köken temeline dayalı partiler kurulabilmesi ğini vurgulayan Ecevit, "Çekiç Güç" uygu-
ise, bövle bir sürecin ne sonuçlar verebileceği lamasma biran önce son verilmesi gerekti-
Yugoslavya'daki acı ve kanlı parçalanma- ğini söyledi.
GÜRKAN - Şu anda bunu
tam kestiremiyorum. Özellikle
CHP'nin ne düşündüğünü tam
olarak bilemiyorum. Geçenler-
de Cumhuriyet'te Saym Bay-
kal'la yapılmış önemli bir söyle-
şi yer almıştı. Orada Sayın Bay-
kal da benim burada söyledik-
krime benzer düşünceler açı-
klamıştı. Ancak CHP'de de
"Partiyi götüriip koşulsuz Ece-
vit'e teslim edetim" diyenler var.
Çoğunluk eğiliminin hangi
yönde olduğunu tam olarak
kestiremiyorum. SHP'de de sa-
yüan çok az da olsa "Gecikme-
den Ecevit'e gidelim" diye düşü-
nenler bulunuyor. "Daha hükü-
met denizi bitmedi. gittiği vere
kadar hele bir gidelim, sonrası
AUah kerim" diyenler de var.
Ama sanıyorum çoğunluk,
"Yeni bir kunımlaşma çerçeve-
sinde bizler, CHP'liler ve bunla-
rın dışında kalanlar bir araya ge-
leüm" dı\e düşünüyor. Gö-
rünen o ki. DSP kalacaktır. sü-
recektir. SHP ve CHP'denbırisi
üc "Hiç değilse bir süre daha"
kalacak ve sürecektir. Bunlann
yanında büyük bir olasılıkla da
yeni ve yepyeni bir kurumlaşma
doğacaktır. DSP bir yana bıra-
kılırsa. üç sos>al demokrat par-
ti olmamalıdır. Sorun "bir mi,
iki mi, üç mü" sorunundan çok;
geleceği hızla kurtarabilecek,
sosyal demokrasiyi tekrar tı-
rmanışa geçirebilecek bir yapı-
ya, bir kuruma. bir örgüte ka-
vuşabilmek sorunudur. Benim
her zaman çok özdeşleştiğim.
çok güvendiğim. çok sevdiğim
bir partim oldu. Ben kendimi
şanslı sayıyorum. Şimdi
kızımın da sevebileceği bir par-
tisi olsun istiyorum.
- Bu bütünteşme ve yeniden
yapılanma ve sizin daha önce
kullandığınız deyimle bu "ortak
çatı hareketi" için SHP'nin bir
olağanüstü kurultav yapması
gerekecek mi?
GÜRKAN - Eğer kurultav
gerçekten bir şeyleri olumlu
olarak çözmek için çağnlacak-
sa ben olağanüstü kumltayı ya-
rarlı görürüm. Bir olağanüstü
kurultayı. genel başkan ya da
Parti Meclisi ya da delegelerin
1/5'i çağırabilir. Bence bir ola-
ğanüstü kurultayda birbiriyle
bağlantıh olarak üç şey tartışıl-
malıdır. Birincisi SHP hükü-
mette kalmah mıdır? İkincisi
sosyal demokrasinin bütünleş-
mesi. ortak bir çatıda buluşma-
sı. düşünsel ve örgütsel olarak
yeniden yapılanması nasıl ger-
çekleştirilmelidir?
Üçüncüsü ise bu iki soruya
verilen yanıt çerçevesinde, parti
yönetimi kimlere emanet edil-
melidir? Ancak bugünkü parti
yönetimi anlayışının olağanüs-
tü bir kurultayı böyle yapıcı bir
çerçeve içinde gerçekleştirebile-
ceğini sanmıyorum. Parümizin
İnönü döneminden bu yana
aşırı ölçüde "depolitize" edildi-
ğini, basit çıkar ilişkilerine karşı
yeterince korunup savunul-
madığmı da görmezlikten gele-
miyorum.
POUnKA GUNLUGU
HtKMET ÇETtNKAYA
Fatih'te YesilSarıklılap•••
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Doğan Güreş şöyle
diyor:
"Hala Fatih'te başında yeşil sankla gezen var. Nasıl
gezer yahu? Orada 36 tane savcı var. Polis var. Nasıl
geziyor bu adam? Olacak şey değil?"
Acaba Sayın Doğan Güreş, o yeşil sankla gezen kişi-
lerin, tarikat şeyhlerinin kimi bakan ve milletvekilleriyle
olan ilişkisini biliyor mu? Acaba Sayın Doğan Gürep,
özellikle 1984 sonrasından başlayarak 1991 yılına dek
savcı ve yargıç kadrosuna alınanların imam-hatip çıkışlı
hukjk fakültesi mezunu olduklarını biliyor mu?
Bîlmemesi olanaksız...
Bugün Anadolu üniversitelerinin hemen hemen tümü
"tarikat şeyhlerinin" denetimi altındadır. Kahramanma-
raş Sütçü İmam Üniversitesi'nden Sakarya Üniversi-
tesi'ne; Manisa Celal Bayar Üniversitesi'nden Malatya
Ismet inönü Üniversitesi'ne dek "şeriatçı örgütlenme"
tüm Anadolu üniversitelerini kuşatmıştır. Mustafa Ke-
mal Atatûrk ve arkadaşlarının canlarıyla kanlarıyta kur-
dukları laik demokratik Türkiye'yi yıkmak; yerine şeriat
devleti kurmak için çalışanlar, devletin içinde örgütlen-
mişlerdir.
Bugün Sakarya Üniversitesi'nde görevli bir sözde "bi-
lim adamının" yerel gazetede yayımlanan yazısından
kimi bölümler sunacağım. Türkiye'nin hangi çizgide ol-
duğuna sizler karar verin.
Şöyle yazıyor.
"Her gün mantar gibi biten yüzlerce, hatta binlerce
organizeden en yeni birini söz konusu etmek istiyorum:
TİYEMDER... Tüm İlahiyat Fakülteleri ve Yüksek İslam
Enstitüleri Mezunlan Derneği...
Toplumda huzur istemeyen basit bir azınlık hala
imam-hatip liselerini Beşiktaş'a uygun görmese, oraları
Anadolu insanının çocuğunu okuttuğu okullar olarak
görse ve hala birtakım zavallılar bürokraside tamtam-
larla irnam-hatip'/ı avına çıkmış 'yamyam' rolünü oyna-
salar da bu tabii gidişi durdurmak mümkun değildir.
Işıktan rahatsız olan yarasalar' neticede ışığa mağ-
lup olup köşesine çekilecek ve icra-i laaliyet için bir baş-
ka karanlık mevsimi bekleyeceklerdir. Zaten bütün fer-
yatlar da tekrar karanlığı getirmek içindir...
O karanlık dönem gerilerde kaldı. Cenazeleri yıkaya-
cak insanın kalmadığı, camilerin buğday amban ve silo-
lar haline getirildiği o dönemi, bu millet bir kere daha
görmek istemiyor. Hala bir kısım 'lağım fareleri' onun
hasretini duysa da bu millet 'aynı delikten iki defa ısırıl-
mama' basiretini gösterecek ve AUah Resulü'nden aldı-
ğı nebevi dersi pratikte yaşayacaktır.
O günlerde imam-hatîpli mazlum, mağdur, mahçup-
tur. Pekçok imam-hatip öğrencisi tmam-hatipte okuyo-
rum' demekten ürkmekte ve çekinmektedir. Yılgındır.
Çünkü devletinjandarmasının elindeki dipçikle din ada-
mı kovaladığı bir devirden yeni çtkmıştır. Tesbihle silah,
aynı görülmüştür o devirde. Allah' demek bile yasaktır.
Inanan insanlar potansiyel suçludur. Nasıl olsa bahane
çok. Devletin temelleri, şeriatçılık, hu çekme, ayin yap-
ma ve diğer nice aslı astan olmayan, kargalan bile gül-
dürecek itham ve suçlamalar..."
Saldırgan bir yazı. Üstelik bu yazıyı yazan, bir öğretim
üyesi. Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nde gö-
revli. Toplumu birbirine düşürmek için çalıştığı belli.
Kim ' dur" diyecek bu şeriatçı güçlere?
Atatürkçü Düşünce Derneği Sakarya Şube Başkanr'
Erol Taşkent'ten başka hiçbir kişi, kurum, kuruluş yanıt
vermiyor bu "bilim adamı" kimlikli karayobaza.
Erol Taşkent şöyle diyor:
"Cenazelerimizin yıkanamadığı, camilerin buğday
amban yapıldığmdan bahsediyorsunuz. Yıkanmadan
gömülen bizim şehit atalanmızdır. Biz onlarm şehitliğiy-
le onur duyanz, gurur duyarız. Ruhlan şad olsun. Ulusal
Kurtuluş Savaşı yıllannda, camilerimize buğday yığdıy-
sak bu da ecdadı belli bir toplum yaratmak içindir. Bunu
sakın unutmayın. Kimse imam-hatipte okumaktan kork-
masın. Korkaklann yaşamaya hakkı yoktur. Asıl korkan-
lar, lağım fareleridir. Bu ülke sömürge değil. Bağımsız
bir ülkedir. Devletin jandarması elinde dipçikle din ada-
mı kovalamamış, aksine din adına din düşmanhğı yapan
din tacirlerine gerekli cezayı vermiştir ve verecektir.
Inanan insanlan potansiyel suçlu görmek, tüm toplumu
suçlamaktır. Çünkü insanlığın tümünün bir inancı vardır.
Herkesin inancı kutsaldır ve bizler, tüm inançlara saygı
duyanz. Laik Türkiye Cumhuriyeti'nde inandığı için kim-
seye baskı yapılmamıştır. Ülkemizde laiklik. vicdan ve
din özgürlüğünün güvencesi olduğu kadar, bu özgürtü-
ğün amacmdan saptırılmasma. başka inanç ve görüşler
üzerinde baskı kurmasına ve dinin bir devlet düzeni ola-
rak belırlenmesine karşı da temel güvencedir."
Toplumu "dinli-dinsiz" diye ikiye ayırıp insanlan kış-
kırtan bu "sözde bilim adamı" kimdir?
Devlet içinde "tepeden tırnağa" örgütlenen ünlü bir
tarikat şeyhinin yandaşıdır. TİYEMDER adlı derneğin ar-
kasında bu tarikat şeyhi vardır. Bu şeyh, Türkiye Cum-
huriyeti'nin Başkanı Tansu Çiller'e deçok yakındır, kimi
bakanlara. milletvekillerine de.
Fatih'te 36 savcı ve yüzlerce polis olmasına karşın ye-
şil sanklılar, karaçarşaflılar görürsünüz. Kendi kendini-
ze de sorarsınız:
"Bu ulke nereye gidiyor?"
12 Eylül'ün paşaları, Atatürk'ün kurduğu kurum ve ku-
ruluşları kapatırken tarikat şeyhlerinedokunmadı. Üste-
lik korudu ve kolladı. Ülke de bugünlere geldi...
YlğltGÜIökSliz
Karayalçıngörevimden
istifamıistemedi
İstanbul HaberServisi -Toplu
Konut İdaresi Başkanı Yiğit
Gülöksüz. Başbakan
Yardımcısı ve SHP Genel
Başkanı Murat Karayalçın'mn
kendisinden istifasını
istemediğini belirterek "Bana
önceTurizm, dahasonra da
Bav ındırlık >e İskan Bakanlığı
Müsteşarhğı teklif edildi. Toplu
Konut Idaresi'ndekigörevimi
sevdiğjmi ve burada kalmak
istediğimi söyledim" dedi.
Şehircilik ve Konuttan
Sorumlu Devlet Bakanı Salih
Sümer ve Toplu Konut İdaresi
Başkanı Yiğit Gülöksüz. Toplu
Konut İdaresi"nin
Güneydoğu'da başlatacağı
konut projesi hakkında bilgi
vermek amacıyla dün bir
toplantı düzenlediler, Divan
Oteli'ndeyapılan toplantıda
konuşan Salih Sümer, Toplu
Konut İdaresi'nin Diyarbakır.
Hakkari ve Şımak'ta yapacağı
konutlann temelinin 27
ağustosta atılacağını söyledi.
İlk etapta Diyarbakır
Yenişehir'de 2bin 50,
Hakkari'de 410. Şırnak'ta 450
konut yapılacağmı kaydeden
Sümer. bu konutlann 80ve
100 metrekare olmak üzere iki
tipte yapılacağmı söyledi.
Gazetecilerin Yiğit
Gülöksüz'ün görevden
alınmasma yönelik sorulannı
da yanıtiayan Sümer. "Yiğit
Gülöksüz değerlibir
arkadaşunudu. Kendisi
görevden alırur ya da alınmaz
bunu bilemem. Yarınben bile
görevden alınabilirim. Bu,
nöbet işidir" dedi. Yiğit
Gülöksüz ise kimsenin
kendisinden istifasını
istemediğini belirterek, "Bana
miisteşarlık teklif edildi. Ben
buradaki görevimiseverek
yaptığımı ve kalmak istediğimi
söyledim" dedi.