23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 1 AĞUSTOS1994 PAZARTESİ DIZIYAZI JjJHVİRadyo France eski başkanı Jeanneney gizliliküzerine düşüncelerini Cumhuriyet'eyazdı ParakralolursademokrasiyaraalırÇağımızın en basmakahp, en tembel, verimsiz görüşlerinden biri kanımca şudur: Demokrasi- lerde gizlerden, gizli kapakhhktan nefret edilir; tûm evrimler kararlann saydamhğı içerisinde devreye girer ve kamuoyunun başansı olarak kabul edilir. Bu yorumda. üstü kapah olarak şu bakış da yatar. Örtüler, tüller, kapaklar, saydam olmayıpdonuk, belirsiz olan her şey, en korkunç alçaklıklan, ahlaksızlıklan gizlemektedir. Bu ilke, köken açısından son derece anlaşılır ve beğeniür. Karanlık odalar, kapah kapılar, entrikalar, fesathklar, gizlenen baskılar, dikta- toryalann vazgeçilmez öğelendir. Dolayısıyla ilk bakışta, özgür bir ülkede, her şeyi arunda bil- mek isteği, son derece yasal bır ıstektir. Gelecek yüzyılda teknolojik ilerlemeler, bu kapsamda son derece umut vericidirler. Bir yan- dan basm devreye girmekte ve basın aracıbğıyla kamuoyu daha hızlı bilgi edinmekte olup, bu gûçler gerçekleri istemekte ve rnodern araşurma yöntemleri, yöneticilerin kendi çıkarlan doğrul- tusunda koruduklan gizemleri kolayca saf dışı etmekledirler. Öte yandan bilgiler radyo-televız- yon aracılığıyla hemen yaygınlaşunlmakta, anı- nda görüntü, kablolar ve uydular aracılığıyla, her on yıllık dönemde teknik gerçeklerin gizlene- memesini sağlamaktadır. Gerçekten de açık seçik, derhal anlaşılır olabi- len, kendi kendisıyle banşık bir toplumdan daha verimli, daha doyurucu bir model > ok gibidir ilk bakışta. Antik çağlarda "agora" ile "forum" demokra- sisi, yalnızca bir kentin kapsamında yürürlük- teydi. Roma'da feühler artar artmaz cumhuri- yet, diktatorya ile yer değiştirdi. Radyo ve lele- vizyon bir toplumun demokratık boyutlannı ge- nişletrne olanağı sağlamaktadır. Bu düş bir son- raki bin yıl için gerçekten baştan çıkartıcıdır. iyasiler özel yaşantılan veyakınlan konusunda suskunluğu, saygıyı istiyorlarsa, gazetecilerle yargıçlann da siyasilerin mali kaynaklan ile namusluluklan ve dürüstlüklerini soruşturmalan hem yasal hem de vazgeçilmezdir. Ne var ki temkınli olmak gerekiyor. Çünkü karabasan eşiktedir. Öncelikle özel yaşanü bağ- lamında, yeni olanaklar nedeniyle, kişisel gizle- rin ırzına gecılme tehlikesı çoğalmışür. Bu du- rum etkin insanlara yalnızca sıyasa alanında de- ğil, iş alarunda, sanatta ve basının kendi üyeleri arasında da tehdit oluşturmaktadır. Boyah bası- ndan tedirgınlik duyulmakta, cibinliklerin altıru, anahtar delıklennden röntgenleyen ve Ba- tı ülkelerinde sayılan giderek artan, ne yazık ki kimi Doğu ülkelerinde de verimlileşen bu yayın kuruluşlanndan rahatsız olunmaktadır. Fransa şimdilik bu salgından kendini koruyabilmekte- dir. Bundan mutluluk duyuyoruz. Kamu yaşamı göz önünde tutulduğunda para siyasasının özel konumu bile kaygı duymamız için yeterlidır. Gizlerden yalıtıldığında ne yapar- dı para siyasası? Özel açgözlülüklerin iktidannı fark eder, genelçıkann mahkum edilişine, ulusal iradenın yoldan çıkışına tanık olurduk. Batı'da gızlerine vakıf kişilerin suçlan, onlan skandalla- nn darboğazına itmiştir. Siyasal eylemlerin başkaca aşamalannda ise, doğal farklılıklar değil, düzey farklan söz konu- sudur. Şunu itiraf etmeyı göze alalım: (deneyim- lerden söz ediyorum) Belli dozda bir gizlilik ol- maksızın hiçbir yönetim ayakta kalamaz. Ör- neğinçözümlerin ayıklanmasında, gizli kapaklı- ük koşuldur. Varsayımlar kesinleşmiş kararlar gibi dışan sızdınlırsa, işin içinden nasıl çıkılır? Varsayımlar devingen olup, siyasal sorumlular ekip halinde, uygulayıalarla tartıştıktan sonra, kesinlik kazanırlar. Kamuya açıklanacak karar- lann takvimini de gene aynı ekip belirler. Bu du- rum başan ya da başansızkğm anahtarıdır. Belli bir süre gizlilik gereklidır. Dış güçler ve onlann eylemlerine ilişkin kararlar da, kendi reklam- lannı kendileri yapmayı seçtiklerinden, iletişim açısından belli bir strateji kapsamında gerçekle- şir. Onlar da işin başında açıklıktan rahatsız olurlar. Bu koşullar altında demokrasilerde sessizlik ile açık seçiklik arasındaki çelişki anlaşılmaz gö- zükebılir. Ama kanımca uzun vadede ve belli bir ritm içerisinde çözümlenebilir. Demokratlann, halk temsilciliğinin onayından sonra, oluşumlar Portre Bakaııoğlu, senatörtorıınu Fransa'nm Grenoble kenünde2Nisan 1942'de dogdu. Babası bakan, dedesi Senato başkanjydt. fki evülik yapan yazann iki oğlu var. Paris'te siyasa öğrenim enstitüsüile tarih eğumenliği diploması sahîbidir. Yazın ûzerinedoktora yapmıştır. ParisNanterre Oniversitçsi'nde çağdaş tarih , asistardığıyapmışolan Jeanneney 1977'denbu yana mezun olduğuenstitünün profesörûdür. 1979-81 yıllan araandaM Aodimizud" üst kurulüyeliğmi, 1982-86 tarihieri arasmda "Radio Fnmce"inbaşkanlığtm ve Agance France-Presse'nin yönetimsel öaerikr üyeliğini yaptı. Türkiye'deki "ÜSİ karuT'a eşdeğer televizyon kurulunun üyelik veyöneticiliğindebulundu. 1993'tenbuyana ise 'SEUIL' Yayınlan Yönetim Kurulu üyeliğim yapmaktadır. "Fransu: İhtilalimn 2. YfizyA Karamu" ile "İnsan ve V atandaşHakları BiMirisJ Başkanhğı"nda bulundu. Dış ticaretten sorumlu devtet bakanhğı da yapan Jeanneney'in kitaplan şunlardır Pirinç ve Kırmızı: Uzakdoğu'daSAyö^), JulesJeanneney'in Siyasal Günruğü (1972), Cumhuriyet DönemındeFrançoisde Wendel: Para ve Iktidar (1972), tktidardaki Sol îçjn Tarih Dersi (1924-1926), Alceste'nm Mesleğ^ ve Beuve-Mery'nin Dûnyası (1979),XX.Yûzyü Fransası'nda Siyasal îktidarlar, îşÇevreleri veGîzK Para (1981-84), SesGetiren Röportaj Dergileri (1959-68), Geçmişin Günceüiği Üzerine Kronikier (1987), Bekknen Adam Georges Mandel(1991). BazıTV belgeseİlerideyapü. Legjon D' Honnoer Madalyası sahibidır. Jean-Noel Jeanneney Jeanneney şöyle diyor: Öncelikle özel > aşantı bağlamında, \eni olanaklar nedeniyle, kişisel gizle- rin ırzına geciİme tehlikesi çoğalmıştır. Bo\ alı basından tedirgınlik duyulmakta, cibinliklerin altı- nı, anahtar deliklerinden röntgenleyen ve Batı ülkelerinde sa> ıları giderek artan, ne yazık ki kimi Doğu ülkelerinde de verimlileşen bu yayın kuruluşlarından rahatsız olunmaktadır. hakkında bılgi edinmeye, koşullar ve ahnan ka- rarlann. onlann selameti açısından zarar gör- meyeceği kertede, her şey hallolduktan sonra açıkbğı dayatmaya haklan vardır. Kaldı ki bu onlann görevidir de. Bu günışığına çıkartma sü- resi, kişiler, konular ve zamana göre değişiklik gösterir. Kesin bir vade saptanamaz. Soyut bir tanımlama nru yapüm? Hayır, tama- men somut bir açıklama bu. Parlamenterler, yargıç ve gazeteciler, bunu iyi bilirler. Kaldı ki gazetecüer, özgür düzenlerde. farklı aydınlatıl- malann sorumluluğunu zaten taşırlar. İleri sürdüklerimin doğru anlaşılmasını iste- rim. Siyasilerin yoğun çalışma sırasında, giz sü- resini gereğinden fazla uzatma eğiliminde ol- duklannı bilmez değilim. Bu, genelde işlerine ge- lir. Dolayısıyla basının rolünü benimseyip. yurt- taşlann med'eni haklan doğrultusunda, bu vade- yi sürekli kısaltmaya çabalaması. son derece sağlıkhdır. Basının sağladığı genlim, gûçler den- gesini ve muhalefetin yaptınmını, cumhuriyet- lerde sağlar. Basın hem denetler hem de ceza- landınr. Ben yalnızca vatandaşlann, değişik ko- şullarda siyasilerin, bu dayatmaya direnebile- ceklerini, bunun da siyasetçilerin hakkı olduğu- nu bilmelerini istiyor ve ilerleyen teknolojinin onlan haklı çıkarttığını savunuyorum. Kaldı ki işin öteki yanını da göz önünde bu- lundurmakta hızh hareket etmeliyiz. Gizli ka- paklılık kısa vadede, aykın düşen reformlara katkıda bulunsa da (genelde bulunur, her za- man değil) daha uzun vadede kesinkes "konfor- mizmi" ve tutuculuğu güçlendirir. Pek çok ku- rum ve kuruluşta bu sonuçtan kaçınılamamıştır. Orduda örneğin askerler suskun kalmaya ve ay- kın düşühceler önermemeye zorlanırlar. Jean Jaııros 1910 yılında, "Yeni Ordu" adh müthiş kı- tabında, bu durumdan kaygı duyduğunu açıkla- mıştı. Gizlerin açıklanmasının sağlayacağı ko- laylığa yatkın adalet mekanizmasında da durum aynıdır. En başat görevi güvenliğı sağlamak olan, yanı zayıfı koruması gereken polis bile, ga- zetecilerin hileleri sonucu, baştan çıkmaya eği- limlidir. Kamuoyunun denetimi polis üzerinde bile gereklidir. İşte önümüzdeki yüzyılda, demokrasilerde sa- ğı soldan ayıracak en belirgin ölçüt, bu aşamada ortaya çıkıyor. Piyasa ekonomisinin ve kişisel çı- karlann, toplumsal bolluğu, refahı sağlamak adına vazgeçilmez olduklan kesinkes kabul edi- lirse; para kral olursa, diğer etkilenmelenn dışın- da tutulursa, demokrasi yara alır. İstihbarat sek- törûnde de durum aynıdır. Habercilik eğer ken- di kurallan dışında hiçbir yaptınm ile dizginlen- mezse, az önce saydıgım gereksinimlerin tersine bir rol oynayabilir. Habercilik, kısa vadede, en haklı ve adilane gizler üzerinde bile suskunluğun savunmasını kırmak adına, tüm ağırlığını koymaktadır. Pa- parazziler, telefon dinleme uzmanlan, telefon onancılan, şantajcılar, her türden "spekülatör"- ler tümü birden bir sisten oluşturup, gızemın kı- lidini havaya uçurmak için giderek güçlenmek- tedırler. Çoğu zaman da konuşmaya meraklı si- yasal oyunculann katkısından yararlanırlar. 2!arar görebilecek çıkarlann boyutu, uluslarara- sı söylentilerin kıpırtısı. muhbirliğin ölçüsüzlü- ğü; bütün bunlar kaygı duyulacak doğrulvuya doğru itici bir giiç oluştururlar. Y A Y I N H A K K I C u m h U r İ y e t ' E A ' I T T I R . İ Z İ N S İ Z Y A Y I N L A N A M A Z Kültür • Sanat 293 89 78 ( 3 hat) % KOPRU USTU AŞIKLARI Yön- Leos Carax JUUETTE BINOCHE-DEMS UVANT 12 00-14 15-16.30-18 45-21 00 THE WALLYön- ALAN PARKER 12.15-14.30-16.45-19.00-21.15 YARIN: AYAZDA BİR VÛREK • THE DOORS Sabri BerkeL (1904-1993) sevenleri 4 Ağustos perşembe saat 11.00'de Zincirlikuyu mezarlığında anmak" için tüm dostlan beklivoruz. saııal ınorkezı BULUNMAZ TIYATRO İ S T A N B U L 31 Ağustos tan başlaya/ak M KARACA TIYATROSU NDA (•azan NazımHıkmet Yön H. Hilmi Bulunmaz Çarş. 15.00-C.lesi 21.00 KISKANÇ BABAM "My Father The Hero" 5 Ağustos Cuma gunu Sınemalarda çılgm bır Fransız aıle komedısı başlıyor Gerard Depardıeu, kansından boşanmış Andre rolünde. Kızı Nıcole ise 450 aday arasından seçılen 14 yaşındakı Kathenne Heıgl Ergenhk çağındakı Nıcole, Barbıe bebeklerını atıp erkeklerle oynamayı keşfettığı sıralarda babası ile sıkıcı olacagmı duşünduğu btr lat\le çıkar Ufak ama yaşından buyuk bır yalanı tatıllerını muthış bır maceraya donuşturur. Bu fılm, bunaltıcı yaz gunlerı ıçın kaçınlmaz bır serınlık olacak 4 > *, 4» TARŞUStKİNaİCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN Dosya: 1988/2032 Alacaklı: Yaşar Togo Vekili: Avukat Cafer Tayar Tayyar, Şar lşhanı Tarsus. Borçlu: Hatice Gürses mirasçıa lsmet Az. Saıt Efendi Sk. No: 6;3 Aksaray/İst. AJacak miktan: 87.500.000.- TL ile bunun icra takip masraflan. Senet tarihi: 23/11/1984 tarihli adi senet. 5/12/1988 tarihınde borçlu Aziz Gürses mirasçılan hakkında icra takibinde bulunulmuş, bunlaıdan mirasçı HaticeGürses'in de ölümü ile bu kez 23'2/1990 tarihinde Hatice mirasçılan hakkında icra taki- binde bulunulmuş, ancak bunlardan mirasçı tsmet Az'a tebligat ya- pılmamış olmakla örnek 49 sayıb ilamlı takıplerdekı ödeme emrinin Ismet Az'a ilanen tebligıne karar verilmiştir. Bu arada Hatice Gür- ses'in Mersin 3. tcra Müdüriüğü'ndeki 1989/1104 sayıh dosyasında bulunan alacağına da haciz konulmuştur. Bu nedenlerîe işbu ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren borcu 7 gün içinde ödemeniz, borcun tamamına veya bir kısmma itirazınız varsa yine bu 7 gün içerisinde yaalı veyasözlü olarak müdürlüğümü- ze bıldirmeniz. Borç ödenmez veya itiraz olunmazsa icra takibine kaldığı yerden devam olunacağı, dosyadaki paranın ödeneceği, Tebligat Kanunu'- nun degişik 31'inci maddesi uyannca son ilan tanhinden itibaren 7 gün sonra tebligaün yapılnuş sayılacağı ilanen teblığ olunur. 11 1 1994 Basın: 49943 nümüz4eki yüzyılda, demokrasilerde sağı soldan ayıracak en belirgin ölçüt, bu aşamada ortaya çıkıyor. Piyasa ekonomisinin ve kişisel çıkarlann, toplumsal bolluğu, refahı sağlamak adına vazgeçilmez olduklan kesinkes kabul edilirse; para kral olursa, diğer etkilenmelenn dışında tutulursa, demokrasi yara alır. Bir başka açıdan; bir saat, bir gün, bir ay ya da bir yıl sonra demokratlar, gerçeğİ öğrenmeyi ko- şul olarak dayattıklannda, para kendiliğınden yeni bir gizem konumu yaratmaya çabalar. Bu yeni gizem, paranın rolünü saklamakla yüküm- lüdür. Demokratik güçlerle rekabet hahndedir para; irade ve özlemlerle de! Doğal olarak bu arada ahlaksızhk boyutunun ivme kazanması tehlikesini de düşünmüyor değilim. Siyasiler özel yaşantılan ve yakınlan konusunda suskun- luğu. saygıyı istiyorlarsa, gazetecilerle yargıçla- nn da siyasetçilerin mali kaynaklan ile namuslu- luklan ve dürüstlüklerini soruşturmalan hem yasal hem de vazgeçilmezdir. Sonuç olarak paranın egemenliği sakmca ya- ratabilir. Paranın boşboğazlığı. ihtiyatsızlığı İca- dar sansürü de sakıncalıdır. Yanılmıyorsam okurlanm anlamışlardın hiçbir yer ve hiçbir za- manda, çıkarlann katışıksız uyuşumuna inanan biri değilim. Kişisel itkilerin uzlaşması, buluş- ması da bir toplumun mutluluğu ile ahlaksal dengesini, tek başına belirleyemez. Böylesi bir J sonuç için bilgelik ve hukuk devletinin yaptınm- j lan da koşuldur. Bu satırlan yazdığım gazetenin yerini, etkinliğini, aydınlatma oranını biliyor, araştırmanın amacına şapka çıkanıyor ve yaz- dıklanm üzerine, uzun vadeli düşünülmesini sağlayacağını umuyorum. Yann: Kuveyt Müzesiyöneticisi Bayan Al-Sabah POLİTİKAVEÖTESİ MEHMED KEMAL Zoru Seçen Yazap... Suat Dervlş, Prof. İsmail Derviş'in kızı... Köklü bir aile- den geliyor. İyi bir öğrenim görüyor. öğreniminin bir bölümü özel; bir bölümü de Berlin Konservatuvarı Ede- biyat Fakültesi'nde geçiyor. Bunca öğrenimden sonra kendine seçtiği uğraş gazeteciliktir. Avrupa'ya muhabir olarak giden gazeteci... Bu ilkler tek kalmıyor, başka ilk- ler olarak sürüyor da... Refet Paşa'dan, Istanbul'a giri- şinde ilk demeç alan gazeteci oluyor. Gazeteci, köşe yazarı, kadın sayfası, çeviri, yazı dalını deneyendir. Suat Hanım'ı ilk kez Ankara'da Kuvvet gazetesinde ta- nıdım. Oemokratik olaylann kımıldadığı günlerdeydi. Ben gazetede gece sekreteriydim, Suat Hanım yazardı Yazılarını hep geç vakit getirirdi. Yazılarını el ayakçekil- dikten sonra geç vakitler getirmesi dikkatimi çekerdi. Yazılarını getirir, ilgililere verir, sessizce giderdi. Ahbap oldukca kimliğini öğreniyordum. Siyasal mah- kûm Reşat Fuat Bararrer'in eşiydi. Baraner, Çankırı Hapishanesi'nde yatıyordu. Eşine yakın olmak için An- kara'ya gelmişti. Bu ilişkiden daha sonra "Ankara Mah- busu'adlı romançıkacaktı. Varlıklı bir kişi değildi; otelin bekârlara ayrılan odalarında kalıyordu. Bir gün neden bu odalarda kaldığını sormuştum: "Polisin gözü önünde olmak için" demişti. Buna kar- şın, polis gene tedirgin etmekten geri durmuyordu. O yıllarda Ankara'da iki gazete çıkardı: Biri Ulus, öteki Kuvvet. Kuvvet'te Emnryet adında genç bir hanım mu- habir çalışırdı. Bu bayan muhabir günün birinde şık bir kostüm giy- mişti. Suat Hanım'ın hoşuna gitmişti. "Elbiseniz ne güzel!" "Teşekkür ederim." "Kim dikti?" "Hacıbayram'da bir Ermeni terzi var, o dikti. Çok be- ğendinizse size de diktirebiliriz." "Teşekkür ederim, o kadarparam yok." "Benim adımı söyleyin, size çok ucuza diker." "Gene de, o kadarparam yok." "Benim adımı söyleyin yeter." "Adınız ne sizin?" "Emniyet." "Ne dediniz?" "Emniyet!" Suat Hanım, "Eyvah, burada da mı polis!" diye bir çığ- lık atar. Sennur Sezer'in, "Suat Derviş öldü mü?" yazısını okuduğum zaman bunları düşündüm. Bir dönemin ga- zetecilerinin ablasıydı. Geçim sıkıntısı çektiği belliydi. Geçinmek o tarihlerde yazıyla olası değildi Hem kendi geçimini sağlıyor, hem de hapiste yatan bir adama bakı- yordu. Çeviriler, gazete yazıları yanında radyo piyesleri de yazıyordu. Kendi adıyla yayımlamadığı için takma ad kullanıyordu. Bu sıkıntılara dayanamadı, yurtdışında yaşayan kız kardeşinin yanına gitmek zorunda kaldı. Fransızca'ya çevrilen ilkfürk romanı onundu. Kız kardeşi çevirmişti. Dergiciliği de vardı. Yeni Edebiyat dergisini çıkardı. BULMACA 1 2 3 4 5 6 7 8 9SOLDAN SAĞA: 1/ Üstüne deri gerili bir çift bakır yanmküreden oluşan vurmah çalgı. 2/ Uluslararası Tiyatro Enstıtüsü'nün simgesi... Tırpana ot ya da ekîn bi- çerken, ürpanın kesip bir yana yığdığı ot ya da tahıl yığmı sırası. 3/ Kahra- 6 manmaraş'ın bir ilçesi... 7 Köpek. 4/ Çalgılı meyha- ne. 5/ Açı ölçmeye yarar 8 dönme hareketli bir çeşit Q cetvel... Yahya Kemal'in hece ölçüsüyle yazdığı tek şiiri. 6/ Bir kumar aracı... Paramızı simge- leyen harfler. 7/ Mısır'ın plaka işa- reti... Devleün gelirlerini ve gider- lerini yönetme işi. 8/ îspanyollar'- ın sevinç ünlemi... Divan şiirinin ölçüsü. 9/ Lötfi ö. Akad'ın bir fıl- mi... Sütün yüzünde toplanan yağ- lı katman. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Bakkesir yöresine özgü halay türü bir halk oyunu. 2/ tskambilde koz... tngiltere'de bir kent. 3/ Büyük kabuklu deniz hayvanlan- nı avlamakta kullanılan. ince dallardan örülmüş kapan... Bir nota. 4/ Işyerlerinde temizlik ve ayak işlerine bakan görevli. 5/ Sarma teknigiyle yapılan bir tür işleme. 6/ Bir spor araa... Bir çoğul eki. 7/Ilaç... Dikişte kullanılan pamuk ipliği 8/ Yerdöşe- mesi olarak kullanılan muşamba. 9/ Dağda yaşayan ve geçimi- ni odun satarak sağlayan kimse... Sıkıntı verme, üzme. ANTALYA1. SULH HUKUK HÂKİMLtĞÎ'NDEN 1994/622 Davacı Orhan Inalöz vekili Av. Gültekin Sangül tarafmdan da- valılar Alpan Üstek, Tomris Uluta^. Gülçin Büyüksavaş vs. aleyhine açılan izale-i şüyu davasının yapılmakta olan açık duruşması sırasın- da: Davalılardan Alpan Üstek, Tomris Ulutaş ve Gülçin Büyüksa- vaş'ın adreslerine gönderilen teblıgatlar bila tebliğ iade edilmış olup, tebligat yapılamadıgından ve zabıtaca yapılan adres araşürması neû- cesinde de adresleri tespıt edüemediğinden ilanen tebliğ yapılmasına karar verilmiştir. Buna göre Antalya merkez Demırcikara mahallesi 5644 ada, 4 ve 5 parseldekı arsa vasfındakı ta$ınmazın satılarak paydaşlar arasında satış bedelitun pa> edilmesi davasının 24.8.1994 günü saat 9.00'da mahkememizde yapılacak duruşmasında adı geçen Alpan Üstek, Tomris Ulutaş ve Gülçin Büyüksavaş'ın haar bulunması veya kendi- lerini bir vekille temsil ettirmelen, gelmedikleri takdirde duruşmanın gıyaplannda yürütüleceği yönünde dava dilekçesi özeti ve duruşma günü ilanen tebliğ olunur. 11.7.1994 Basın: 49947 SAKARYA 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Esas: 1993 82 Karar: 1994 416 Davacı: Asiye Türkoglu - Yeşiltepe Mah. Bağ-Kur Bloklan C Bl. Kat2Daire4Sakarya Gaip: Ibrahim Türkoglu - Yakup ve Hedıye'den olma 2.1.1950 D.lu, Sakarya ili, Hendek ilçesi Kocatöngel cilt no 049 02. sayfa no 52, kütük 38'de kayıtlı. Dava: Gaiplik (Ibrahim Türkoğlu'nun gaiplığuıe karar verilmesı) Tarafiar arasında mahkememizde görülen Gaiplik davası sonun- da, Davanın kabulüne, Sakarya ıli Hendek ilçesi Kocatöngel köyü kütük 38'de kayıtlı Ya- kup ve Hediye'den olma 1950'de doğma Ibrahim Türkoğlu'nun Türk Medeni Yasası'ran 31. maddesi uyannca gaıpliğıne, Aynı yasanın 34. maddesi uyannca gaiplik karanrun ölüm tehlike- sinde meydana geldıği 2.7.1990 tarihinden itibaren hüküm ifade et- mesine, Bakıye 41.000 TL. harcın davacıdan alınmasına. Yargılama gıderlerinin davacı üzerinde bırakılmasma, 5.7.1994 günü Yargıtay yolu açık olmak üzere karar verilmiştir. T.K.'nın 29-31. maddeleri gereğince ilanen tebliğ olunur. Basın: 49891
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle