Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 1AĞUSTOS1994 PAZARTESİ
HABERLER
OKÎAY
EKİNCİ
! „ |f_. f ^MJ^. , . ...... ».., . , ^^^Pj , ,^Mf^Ş _ _ ~ _ ı • . .', ,,. ...nfm.
Kamuyarannaaykmproje
r.aksim'e camiprojesinin l Mayıs 1977'deki
katliamdan "12 gun sonraya ait" bır Kültür Ba-
kanlığı vaasıyla başlayan "resmi izin serüveni",
yine 1977'deki Koruma Kurulu Karan ardın-
dan Bayındırlık BakanlığYnın "imar pJanı ona-
yı" ve hatta 1980 Mayısı'ndaki Bakanlar Kuru-
Ju Karan'na rağmen, 12 Eylül 1980'dekı 'askeri
darbe'ye dek sonuçlanamadı. YukandaJci bö-
lümJerde de vurgulandığı gibi, bu "gecikmenin"
başlıca nedenini, proje alanı olarak beiirlenen
yerdeki parsellerde "müUu'yet sonımınun cözüle-
metnesi" oluşturdu. Gerek Ahmet İsvan döne-
minde, gerekse Aytekin Kotil döneminde, aynı
alanda merkezi bir konumda bulunan 180 m
r
-
lik "belediye parsdinin" cami arsasına katılması
için İstanbul Belediye Meclisi'nden onay çıkar-
tılamadı. Yine cami arsasını oJuşturacak par-
sellerden mülkiyeti Ziraat Bankası'na ait olan-
lann vakıflara "satış izni" ise Bakanlar Ku-
ruiu'nun ancak 5 Mayıs 1980'deki karanyla alı-
nabildi. Ancak bu satışa önkoşul olan "cami,
çarşı ve otopark inşaatına ruhsat alma" aşaması
da gerçekleşemediğinden, Taksim'e cami proje-
sinde umutlar "12 Eylül dönemine" kaldı...
lcamiyerlnekaflıotoparlc'
Askeri darbeden sonra İstanbul'un "atanmış
paşalarla"yönetilmeye başlandığı süreçte. Tak-
sim'e cami projcsini izleyenlerin "untuttarmı
kıran" iJk önemli gelişme, 1981 'de yapılan bir
Imar planı degişikliği" oldu.
İmar ve İskan BakanlığTnın 28 Aralık 1977-
de onayladığı ve Taksim Maksemi yanındaki
406 no'lu imar adasını "cami, çarşı ve otopark
alanı" olarak gösteren 1/1000 ölçekli Şişhane-
Taksim imar planında, İstanbul Belediyesi, ani
bir değişiklik yaparak ayru imar adasına "katiı
otopark" karan getirdi.
İsmail Hakkı Akansefin Belediye Başkanlığı
sırasında yapılan bu değişiklik. 18.6.1981 tari-
hinde yine tmar ve İskan Bakanlığı nca da
onaylanarak resmen yüriirlüğe girdi. Böylece
Taksim'e cami projesine "Milliyetçi Cephe" hü-
kümeti döneminde sağlanan "imar planı deste-
ğj" de 3.5 yıl sonra ortadan kalkmış oldu.
Bu gelişme üzerine, proje alanındaki parselle-
rini "cami ve çarşı inşaatı koşuluyla" vakıflara
veren Ziraat Bankası, ayru anlaşmadaki "ban-
kaya tahsis edilecek şube binası yeri" de artık
gerçekleşemeyınce, arsalannı "geri almak" üze-
re hukuksal girişimlere başladı. Vakıflar Genel
Müdürlüğü ise bir yandan yine Ziraat Ban-
kası'nı arsalannı geri almaması için "iknaya"
çalışırken. öbür yandan İstanbul Belediyesi'nin
imar planı değişikliğine itiraz etti ve bu değişik-
liğin "iptali" için Damştay'da dava açtı.
I Camf ve 'İsfam enternasyonalizml'
Vakıflar Başmüdürü Sükyman Eyüboğlu ım-
zasıyla İstanbul Belediyesi'ne verilen 7 Ocak
1983 tarihli itiraz dilekçesinde, belediyenin ca-
mi yerini iptal edip yerine katlı otopark karan
getirdiği imar planı degişikliği şöyle eleştiriyor-
du:
"Taksim semti gökdelen otellerinin toplandığı,
İstanbul'un ve Türkiye'nin en kesif turistik mer-
kezidir. Bugün Türk devletinin dış politjkası, İs-
lam alemine »e Arap devletierine döniik kesif faa-
liyetler arz etmektedir. Taksim semtinde bir
cami yapılması, Arap detletlerinin de dikkatieri-
ni Türkiye'nin üzerine celbedecek, enternasyonal
bir hüviyet arz edecektir. Geçen seneler İstanbul
Sheraton Oteli'nde yapılan İslam Devletieri
Konferansı'na iştirak eden delegelerin, bu ihtiya-
ca işaret etmeleri ve bu mevzuda Arap devletieri
efcilerinin ilgili devlet bakammıza maddi yardon-
da bulunma talepleri de duyumianmız arasında
oiup bürün bu hususlar Taksim'de bir caminin ne
kadar zaruri bir ihtiyaç olduğunu ortaya koy-
12 Eylül döneminın atamayla gelen 3. beledi-
ye başkaru olan AbduUah Turtıl (Paşa) zamanın-
da yapılan bu yazılı itirazda, belediyeyi "kara-
nndan döndürmek" için vurgulanan diğer bir
gerekçe ise "projenin içeriğine" ilişkindi:
"Yapılacak caminin altında, cami müştemilatı
ve Ziraat Bankası şubesni ihtiv a edecek kısımJa-
nn haricindeki katlar, esasen katiı otopark ola-
rak düzenleneceğinden, belediyenin bu husustaki
gayesi de fahakkuk etmiş otacakûr."
Vakıflar Başmüdürlüğü'nün, bunlara ek ola-
rak ve öncelikle "cami yapınunın bir ihtiyaçtan
doğduğunu" belirttiği itirazında. "TfineJden Şiş-
B'ye kadarki güzergah boyunca mevcut 14 kilise
arasında sadece mescit mahi>etinde Ağacamii'-
nin bulunduğu" da belırtıliyor ve sonuçta beledı-
yeden şunlar isteniyordu:
"1- 18.6.1981 tasdik tarihli tadüat planında
yazılı bulunan 'Katlı Otopark Alanı - H = Su
Maksemi İrtifası' ibaresinin yerine 'Cami ve
müstemilatı - katlı otopark alanı' ibaresinin ko-
narak bakanlığa tasdike sunulması,
2- Belediye malı 22 sa.vılı parselin idaremize
devri ile ilgili çalışmalar. belediveni/ce durdurul-
mus buhınduğundan, yeni plan vüriirlüğe girdik-
ten sonra bu çauşmalara da devaın buyurufana-
sı..."
Belediye başkanlığı döneminde İstanbul'un
tarihi ve doğal değerierinin korunması ve özel-
likle Bogaziçinde "yapdaşma yasağı" getiril-
mesine yönelik planlama çalışmalanru gerçek-
lestırmesiyle nam salan AbduUah Tntıl Paşa,
vakıflann 1983 başındaki bu itirazlannı ve is-
teklenni sonuçlandırmadı. Bunun "bukuksal
gerekçesi" ise yine Vakıflar Genel Müdürlüğü'-
nün aynı konuda Damştay'da dava açmış ol-
malan ve davarun da henüz "karara bağlanma-
dığı" bir dönemde bulunmasıydı.
Bu nedenle, Taksim'e cami projesini gerçek-
leştirmek isteyen çevrelerin "son umudan" da
artık Damştay'daki davarun bir an önce sonuç-
ianması ve belediyenin cami yerine otopark ön-
gören imar planı değişikliğinin "yargı yoluyla"
iptal edilmesiydi.
| Camf projtsi kamtı yaranın aykm
Taksim'e cami projesinin 80'li yıllarda karşı-
laştığı en 'ciddi' engel, hiç kuşkusuz 1983'te alı-
nan Daıustay karandır.
şimlerde bulunduğu, özellikle mülkiyetler üze-
rinde aynı amaçlı sözleşmeler yapıldığı. bu
alanda yer alacak bir caminin bölgede 'zonınlu
bir ihtiyaç' olduğu. o nedenle cami yerine oto-
park yapılmaşı düşüncesinin 'kamu yaranna ol-
madığı...' şeklinde görüş ve savlar yer alıyordu.
Danıştay 6. Dairesi, davacı Vakıflar İdaresi'-
nin savlannı inceletmek. konuya ilişkin aynntılı
bir raporun düzenlenmesini sağlamak üzere, 5
Mayıs I982'de 'bilirkişi tayin edibnesine' karar
\erdi. Taraflann bilirkişi seçimi üzerinde 'anla-
şamamalan' üzerine bu seçim "re'sen" yapıldı
ve Prof. Kemal Ahmet Aru, Prof. Hande Suher
ve Prof. Dr. Ayten Çetiner, bu davanın bilirkişi
incelemesini yapmak ve raporhaarlamakla gö-
revlendirildiler.
•BiHfkişi
80'li yıllardan sonra Taksim Caddesi'nde cuma namazı kıfmaya başla\an "cemaat", zamanla
bunu haftalık gösteriye dönüştürerck cami gereksinmelerini sürekli anımsafmak istedi.
977'de cami arsasına dönüştürülen otopark
alanj, 1981'deyapılan plan değişikliğiyleyeniden
otoparka aynldı. Vakıilar'ın açtıgı iptal davası
iseDamştay'da reddedildi vecami projesi
' hukuka aykın' bulundu...
iptal ettirmek isterkcn, doğ-
rudan doğruva 'cami düşüncesH
nin' de aynı alanda Iıııkıık dışı
olduğuna' hüküm veren bir
mahkeme karannm ortaya çık-
masma ve hatta 'kesinlesmesine'
neden oldu. Nitekim. daha son-
ra. bövlesi bir yargj karannın
yaratılmasında Vakıflar İdaresi
yöneticiierinin 'acekdliği' ve
'acemiliklerinin' önemli rol oy-
nadığına dair eleştiriler, Taksim
Camisı için 'özel bir vakıf kur-
maya karar veren çevrelerde dile
getirildi. Aynca >ıne bu Danı-
ştay karanndan sonra artık
cami projesinin Vakıflar tarafı-
ndan değil, kurulması için
haarlıklanna başlarulan 'Tak-
sûn Camii kültür-Sanat VakfT
eliyle izlenmesi ve gerçekleştiril-
mesi de *>eni stratejı" olarak be-
nimsendi. Vakıflar Genel Mü-
dürlüğü'nün 1981 yılmda Danı-
ştay 6. Daıresi'nde açtığı 1981
2960 sayılı dava. belediyece ger-
çekleştirilen ve İmar ve İskan
BakanlığVnca da 18.6.198Fde
onaylanarak kesinleştiriien ca-
mi yerine sadece "katlı otopark'
inşasına yönelik imar planı de-
ğişikliğinin *iptali' istemine da-
yanıyordu.
Önceki bölümlerde de belirtildiği gibi, Tak-
sim Maksemi yarundaki 406 no'lu imar adası, 1
Mayıs 1977 katliamını izleyen 13 Mayıs 1977
tarihindeki bir Kültür BakanJığı yazısına da-
yanılarak Anıtlar Yüksek Kurulu'nca aynı yıl
'cami ye çarşı yeri' olarak uygun görülmüş ve
İmar İskan Bakanlığı da hemen ardmdan bu
karan imar planlanna işleyerek, 28.12.1977'de
aynı alana cami inşaatını öngören plan değişik-
liğini onaylamıştı.
12 Eylül 1980 askeri darbesinden sonrajstan-
bul Belediyesi Başkanlığı görevi verilen İsmail
Hakkı Akansel zamanmda ise bu alanda yeni-
den bir plan degişikliği yapılmış, cami karannı
iptal edip yerine katlı otopark karan getiren
plan da yine aynı bakanlıkça bu kez 18.6.1981 -
de onaylanmıştı.
Vakıflar Genel Müdürlüğü, bu son plan deği-
şikliğinin İmar Yasasf ndaki ilgili kurallara uy-
gun olmadığı savıyla 1981 yıhnda Damştay'da
iptal davası açtı. Dava gerekçeleri arasında.
Vakjflar'ın ayru alanda bircami ve çarşı inşa et-
mek için 'önceki plan karanna dayanarak' giri-
i
1 1 aksim'e
cami
projesinden
önce
dikiJen
"teneke
kaplı"
minare,
Maksemin
arkasındaki
küçük
mescidin
damında yer
alıyor.
Bugünlerde yaşanan 'yeni atıiunlar' karşısı-
nda da en önemli hukuksal dayanaklardan biri
olan Danıştay 6. Dairesi'nin 7/2/1983 gün ve
556 sayılı karan, şimdiki otopark alanı olarak
kullarulan Sular idaresi yanındaki 406 no'lu
imar adasında bir 'cami ve külliyesinin' inşa
edılmesınirı. 'şehirdiik ilkeleri, planlama esas-
lan ve kamu yararı açBmdan' uygun olmadığını
hükme bağlıyor.
Üstelik bu karar, "Vakjflar'm itirazı" üzerine
yine Danıştay 6. Dairesi'nce alınan 26.12.1983
tarih ve 4355 sayılı kararla da 'kesin olarak
onaylandığından', aynı yerde yeniden bir cami
inşasına olanak sağlayacak imar planı
değişikliklerinin de artık "hukuk dışı' olacağının
önemli bir belgesi niteliğim taşıyor. Damştay'-
daki bu davarun belki de en ilginç yam, 'davacı'
Vakıflar İdaresi'nin Taksim'e cami yapabilmek
için yaptığı hukuksal girişimin sonucunda. bu
projenin tûmüyle iptalinT öngören bir yargı
karanrun çıkmış olmasıdır.
Yani, Vakıflar İdaresi asünda belediyenin
'cami karannı kaldıran' imar planı değişikliğini
Danıştay 6. Dairesi'nin 7.2.1983 tarihinde
aldığı 556 no'lu karannda, bilirkişi raporunun
taraflara teblığ edildiği, ancak 'Davacı tarafı-
ndan bilirkişi raporuna yöneltüen itirazlann ra-
porda ulaşılan kesin sonuçkarştsında yerinde gö-
rölmediği'belırtiliyor. '
Yüksek yargının bu kanaatinedayanak oluş-
turan bilirkişi raporunun birözetide karar met-
ninde şöyle yer alıyor:
"Taksim, Şehit Muhtar Mahallcsi, 406 ada, 4,
5, 6,7, 21 ve 22 parsel savılı taşınmazlann, tüm
yapı adasının yüzde 40'ını kapsadığı. bu alanın
ise çarşı + cami + otopark fonksiyonları için
yetcrli olmadığı. Taksim Caddesi ile Taksim So-
kağı gibi iki tali vol üzerinde yer alacak anılan
tesislerin trafiği arttıracağı, bu yollann profilleri-
tıin çok dar olnıası nedeniyle taşıt >e yaya yoğun-
luğumı karj)lamayacağı, söz konusu taşınmaz-
lann imar planında katlı otopark alanı olarak be-
lirlenmesinde şehircilik ilkeleri, planlama esas-
ları >e kamu yaranna uygunluk olduğu. ancak bu
diizenleme yapılırken çcvredeki yollaria mevcut
sevive-arazi kot farklanndan yararlanarak tabii
zemini değiştirmeden Su Maksemi duvarının gö-
riintüsünü etkilemeyip zemin seviyesinin altına
doğru gelişecek şekiİde yapılmasının uvgun oldu-
g«..."
1983 yılmda düzenlenen ve Danıştay karan-
na da ışık tutan bu bilirkişi raporundaki öner-
meler, hiç kuşkusuz bugün de aynı yerin nasıl
değerlendirilmesi gerektiği yönündeki tartış-
malara önemli oranda yol gösteriyor.
hent meydam
Gerçi, Bedrertin Dalan'ın belediye başkanlığ]
dönemındeki 'Tariabaşı yıkımlan' sayesinde.
406 no'lu imar adası. >enı Tariabaşı Bulvan'-
ndan 'cephe alacak' bir konuma geldiyse de
yapı adasının bu cephesi trafik ışıkJannın bu-
lunduğu kavşağa' rasıladığından. yoğun bir
araç girişi-çıkışı için 'uygunsuz' konumunu sür-
dürüyor. Benzer şekilde aynı yapı adasının cep-
he aldığı diğer yollar olan Fransız Konsoloslu-
ğu ile arasındakı Taksim Sokağı ve şimdiki
Tramvay Garajı'nm bulunduğu Taksim Cad-
desi de aynı bilirkişi raporundaki trafık acı-
sından 'yetersiziikierini' koruyorlar.
Bilirkişi raporunun diğer bir önemli vurgula-
ması da aynı alanda imar planına ışlenen 'katlı
otopark' karannm, tarihi Maksem binalannın
peyzajını ve 'kütlesel etkilerini' bozmayacak bir
şekilde. "zemin Nevivesinin altında' projelendiril-
mesi görüşüdür.
Bu görüş, böylesi 'anıtsal yapılarla çevrili' bır
alanda sadece cami ya da çarşı değil. 'hiçbiryeni
yapı kütlesinin obnaması' yönündeki uygarca
düşünceleri de desteklemekte, otoparkîn 'ye-
rairına gömükrek' çağdaş bir kent meydanı dü-
zenlemesine ışık tutmaktadır.
| Dalan'ın verdiği umutlar
Taksim'e cami özleyenlerin 80'li yıllardaki
bir başka umutlan ise, seçim kampanyası sıra-
sında 'İslama olan bağlılığını' sıkça dile getiren
Bedrettin Daian'ın, yine aynı bağlılığı siyasetine
de yansıtan ANAPtan belediye başkanı olarak
seçilmesiydi.
Nitekim. Mart 1984 secimlerinden sonra Da-
lan'ın özellikle "Taksim Meydam'nı yeniden dü-
zenleyeceğine''' söz vermesi. bu umutlann can-
lanmasına ve giderek sağ basında 'dile getiril-.
mesine' neden oldu.
Aynca Vakıflar Genel Müdürlüğü de Dam-
ştay'da davayı kaybetmesine rağmen, Dalan'la
birlikte başlayan 'yeni dönemde' de belediyeye
yeniden başvurmayı ve imar planındaki oto-
park alanının 'camiye çevrilmesi' yönündeki
ısrarlannı sürdürmeyi elden bırakmâdı. 1984'-
ten 1989'a kadar geçen beş vıllık dönemde,
Vakıflar'ca sürdürülen bu başvurulann en so-
nuncusu olan 3 Şubat 1989 gün ve 321 sayılı
yazı ilginç 'yeni bilgileri' de içe-
riyor.
Vakıflar Bölge Müdürü Erol
Özbilgen imzasıyla Büyükşehir
Belediye Başkanlığı'na sunulan
başvuruda. 'Danıştay karan
dısındaki' hemen tüm gelişmeler
özetlendikten sonra şu açıkla-
malara yer veriliyor:
"Bu arada. Taksim'de cami
ihtiyacı, Büyükşehir Belediye
Başkanı Sayın Bedrertin Dalan
tarafından gayet müspet karşı-
lanmış ve önemie üzerine eğilin-
miştir.
Nitekim, Beyoğlu Belediye
Başkanlığı'na yaptığımız müra-
caat henüz bir sonuca varmadan.
Sayın Bedrertin Dalan tarafı-
ndan görevlendirildiğini ifade
eden belediye yetkililerinden Y.
Mimar L'mit \ urtseven'in İstan-
bul Vakıflar Başmüdürlû'ğü'nü
ziyaretinden, konunun yeniden
ele alınacağı ve imar planının ta-
dili suretiyle bu mahalde cami
yapımına imkan verileceği orta-
ya çıkımştır..."
BIZBIZE
1983'teki Danıştay karan, Taksim'deki bu tarihsel araziye cami ve çarşı yapılmasuu şehircilik ve planlama il-
kelerineaykınbuhıyor.(Fotoğraf: ERDOĞAN KÖSEOĞLU)
YARIN: Hukuka
karsıgücblrilğl
loblsl.
ERDAL ATABEK
AzilDeğilNOzüL.
"Azil olurlar mı", yoksa "istifa mı ederler?" derken
koalisyonun sol tarafına nüzül inmiş gibi oldu. Ülkenin
politik liderçaplı kişilikleri öyle bir durumda bırakıldı ki,
kendilerini korumak için direnmek zorunda kaldılar.
SHP de kendisini kroke duruma sokan İSKİ skandalın-
dan sonra bu kez kendi yumruğunu yiyerek teknik na-
kavt sayısını saydırmaya başladı.
Hikmet Çetin le Seyfi Oktay elbette haklıydılar, Onur
Kumbaracıbaşt adına yakışır bir davranış gösterdi. Mu-
rat Karayalçın saygısız, bu bakanlıklara gelen parfili ar-
kadaşları (Mümtaz Soysal da içınde olarak) yakışıksız
davrandılar. En azından kendi partili arkadaşlarına ya-
pılan haksızlığın ortağı olmaktan kaçınmak çaplılığını
gösterebilirlerdi. Ama gizli hırsların, doyurulmamış
beklentilerin fırsatı kaçırmama heyecanı ağır bastı, ya-
pılacak önemli işlerin yararına da daha baştan gölge
düşürdü.
Bunları tam da küllenmek üzereyken sayıp dökmenin
yararı var mı? Bu yarara inanmasaydım, kimi günler
üzüntüyle kimi günler gülerek izlediğim bu olayı -elbelte
gerekli notu düşerek- geçerdim. Ama kimi olaylarda
davranış biçimi sonuçlar kadar önemlidir. Kişiler de ör-
gütler de toplumlar da böyle yanlış davranışlarla öyle
sonuçları kaybederler Ri, sonraki kazanımlar önemini
yitirir.
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel den siyasal dav-
ranış, kişiliklere saygı dersi almak da SHP'nin parti içi
iktidarına yeterli olmalıdır. Şimdi yaşanmış bu olayın ki-
me ne yararı olmuştur? SHP'li bakanların değiştirilmesi
parti içi iktidar mücadelesinin sonucu ise bu iktidarı güç-
lendirmiş midir, zayıflatmış mıdır?
Zayıflatmıştır.
Bu operasyon, SHP lideri Karayalçın'ı veçevresindeki
ortaklarını güçlendirmiş midir, zayıflatmış mıdır?
Zayıflatmıştır.
Bu olayda yeni bakan olanlar (hepsi birden) güçlen-
miş midir, zayıflamış mıdır?
Zayıflamıştır.
SHP'nin kamuoyundaki toplam imajı güçlenmiş midir,
zayıflamış mıdır?
Zayıflamıştır.
Sosyal demokrat ilkeleri temsil gücü SHP için artmış
mıdır, azalmış mıdır?
Azalmıştır.
SHP bu olayla gücünü arttırmış mı, azaltmış mıdır?
Azaltmıştır.
öyleyse bu olayın kime ne yararı olmuştur? Olsa olsa
parti içi iktidar mücadelesinde "Bak bakalım, kim güç-
lüymüş?"' çekişmesinde herkesin elinde kalan parçaya
bakan yanı ortaya çıkmıştır. Bu da topluma uzun vadede
yararlı olabilir. Ama şimdilik "sol tarafına inme inmiş
politik iktidar "m ülkeye ne verebileceği sorusu gündem-
dedir. Onlarm arasındaki çekişme de birbirinden millet-
vekili transfer etmek, ilkel düzeyde saldırılarla birbirini
yıpratmak gibi bırakınız çağdaş sağı, Doğu toplumları-
nın bile aşması gereken basitliklerle her türden politik
umutları kırıcı niteliktedir.
Bu topluma sunulan politik ahlak örnekleri böyle oldu-
ğu sürece, genç insanlara söylenecek ne kalmaktadır?
Anası babası, saç saça, baş başa kavga eden, babanın
anayı dövdüğü, ananın her türden entrikaya başvurdu-
ğu, komşuların eve girip çıkıp ailenin mallarını kendi ev-
lerine kaçırdığı bir ailede çocuklara doğru sözler söyle-
mek neye yarar ki? önemli olan, güç zamanlarda insart-
ların neler yaptığı, nasıl davrandığıdır. Insanların kişili-
ği, ahlakları, karakterleri, yapacakları ve yapamayacak-
ları şeylerin niteliği, sınırları hep güç zamanlarda ortaya
çıkar. Unlü özdeyişle "insanın karakteriiçki masasında,
kumar çuhasmda, yolculuk sırasında ortaya çıkar".
Buna bir başka deyişle "iktidar sofrasında, yetkili ma-
sasında, kapalı kapı arkasında ortaya çıkar" da denebi-
lir.
Şimdi düşünelim bakalım, bu durumda güvenebilece-
ğiniz, sırtınızı dönebileceğiniz, her şeyinizi emanetede-
bileceğiniz kaç kişi tanıyorsunuz? Bu kişilerden kaçı,
hangi siyasal partide sorumluluk taşıyor. Yoksa parti
yetkilisiyle elde kalmış parti malı kumaş arasında fark
göremiyor musunuz? Ülkenin geleceğine dönük politik
umutlan, bu soruların yanıtında aramamız gerekiyor.
• • •
Birtoplumdaumutfarınkınlmasıçoktehlikelibirdöne-
meçtir. Öyle ki, umudu kırılmış toplum da umudu kırılmış
insan gibi güvensiz, ürkek, kendini korumaya dönük, dı-
şına ilgisiz bir davranış kalıbı benimser. Böyle bir top-
lumda gelişme olmaz. Böyle bir toplumda sosyal kalkın-
ma da göremezsiniz. ekonomik kalkınma da. Böyle bir
toplumda artık değer yargıları değişmiştir. Bencillik, da-
laverecilik, kendi çıkarını düşünmek, ego doyumu için
insan harcamak, klikçilik, grupçuluk sosyal davranışlar
olmuştur. Olaylara ve kişilere nesnel bakabilme yetisi
ortadan kalkmış, bunun yerini "Benden olanın her kusu-
ru erdemdir, benden olmayanın erdemi bile kusurdur"
diyen sakat anlayış almıştır. Böyle davrananlarm ger-
çeklerle iletişimi bozulmuş, her şeyi kendi sakatlanmış
bakış açısıyla görmesi yüzünden ilişkiler deforme ol-
muştur. Toplumların bu duruma gelmesi, bireylerin du-
rumundan çok daha önemlidir. Böyle bir bozulmaya uğ-
rayan toplumda, insanlardan öğütlerle hareket etmesini
istemek de boşunadır. Onun için de bir toplumun en bü-
tünsel davranış arenası olan "politik alan davranışları"
sanıldığından çok daha önemli, sanıldığından çok daha
duyarlı, çok daha etkili bir sahnedir.
Ne yazık ki sosyal demokrat platform, her türden ye-
tersizlikle sakatlanmış davranışlarla ülkenin politik
umudunu kıran bir kördöğüşü alanı olmuştur. Kendi
içinde birleşemeyen, güçleri bütünleştiremeyen, insa-
nın değerini, insan emeğini koruyamayan, eğitimden
sağlığa kadar her alanda çözüm bekleyen konular yeri-
ne kişisel hırsların mücadelesini sergileyen görünüm
toplumsal umudu kırmaktadır.
İnsanın öz değerierinin politik alanda temsil edilmedi-
ğini düşünmesi de başka türlü bir acı olmalı...
Yolsuzluk
AnayasaMahkemesi'nden
MHP'yeparacezast
ANKARA (ANKA) - Anayasa
Mahkemesi. Milliyetçi
Hareket Partisi'nin (MHP)
1992yılı kesin hesaplanm
inceledi. Mahkeme, Genel
Başkan Alparslan Türkeşile
bazı kişilerin özel
otomobillerinin giderlerinin
genel merkez tarafından
karşılandığını belirledi.
Yasalara aykın olarak yapılan
ödemeler nederüyle Anayasa
Mahkemesi, parünin toplam
42 milyon 135 bin 427 liralık
malının Hazine'ye
devredilmesinekarar verdi.
Yekta GüngörÖzden
başkanlığında toplanan
mahkemenin Resmi Gazete'de
yayımlanan inceleme
sonuçlanna göre, bu durum
Siyasi Partiler Yasası'na
uygun bulunmadı. 1992yıh
kesin hesaplanna göre MHP
genel merkez ve örgütlerin
gelir ve giderleri toplam 13
milyar 395 milyon 468 bin 725
lira olarak gerçekleşti.
Mahkeme, temmuz 1992'de
Islahatcı Demokrası Partisi'ne
(Millet Partisi) katılan Bayrak
Partisi'nin hesaplanm da
inceleyerek yasalara uygun
olduğunu belirledi.