26 Nisan 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 TEMMUZ1994 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER TÖPk-İş-DİSK çekişmesi • ANKARA (Çumhuriyet Bürosu)- Türk-İş ile DİSK arasındaki yetki mücadelesi, İsta_nbul Belediyesi'nde Genel-İş'e yetki verilmesiyle doruk noktaya tırmandı. Çahşma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile bağlı 3 işletmede. DİSK'e bağlı Genel-lşSendikası'na toplusözleşme yapma yetkisi verdi. İstanbul'da sadece bir işletmede toplusözleşme imzalama yetkisi alan Türk-İş'e bağh Belediye-İş Sendikası, Çahşma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Moğultay'ı "taraflı" davranmakla suçluyor. Türk-İş'in Moğultay'ı, hükümetin DYPkanadına şikayet etmesinin ardından. Belediye-lş üyeleri, bugün Çahşma Genel Müdürlüğü'ne yürüyerek, protesto gösterisi yapacaklar. İşçi çıkarmaya destek • İstanbul Haber Servisi - îstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan dün kapatılması planlanan Haliç ve Camialtı tersanelerini ziyaret etü. Burada işçilere hitaben bır konuşma yapan Erdoğan. Gebze Belediye Başkanı'nı savunarak "Biz işçi atmayız. Biz, işçi belli bir sözleşme üe alınmışsa politik neden yoksa atmayız. Siz olsanız lOOişçiden lO'u çalışıyorsa 90'ını işten çıkarmaz mısınız" diye konuştu. Bir tersane işçisi de Erdoğan'a "Siz de Tansu Çiller gibi konuşuyorsunuz" dedi. Gazete önüne bomba • İstanbul Haber Servisi - Beklenen Vakıt gazetesinin önüne bırakılan bomba, patlamadan imha edildi. Aksaray Küçük Langa Caddesi lO2numarada bulunan Beklenen Vakit gazetesinin önünde saat 10.30 sıralannda şüpheli bir paket görüldü. Durumun emniyete bildirilmesi üzerine olay yerine gelen uzman ekipler.saat 11.20sıraJannda zaman ayarlı ve parça tesirlı - olduğu öğrenilen bombayı etkisiz hale getirdiler. Tuzla katliamı davası • İstanbul Haber Servisi - Tuzla Tren İstasyonu'nda beş yedeksubay öğrencinin ölümü, 36"sınında yaralanmasıyla sonuçlanan bombalama eylemini gerçekleştirdıkleri öne sürülen üçü tutuklu, beş kişinin duruşmalanna başlandı. Istanbul 5 No'lu DGM'deki duruşmaya, celp yapılmadığı için tutuklu yargılanan Cumali Karasu, Enver Özer ve Hediye Aybek iletutuksuzolarak yargılanan Musa Aydemır kaülmadı. Mahkeme duruşmayı ileri bir tarihe erteledi. Kolibasili mücadelesi • İstanbul Haber Servisi - Aktif Balıkadamlan Kulübü Genel Başkanı Turhan Oktay, Kumburgaz Belediye Başkanı Güngör Postacı'nın gecen günlerde Kumburgaz sahillerinde kolibasili ile mücadeleiçin sahilden 50 metre açığa. 200 metre arahklarla 7.5 ton sönmemiş kireç döktürmesini kınadı. Bir deklarasyon yayımlayan 5 sendikacı 'DİSKİ DİSK yapan ilkeler terk edilecekse, devlet sendikacılığına teslim olunacaksa, tarihe terk etmek hayırlıdır' görüşünde birleştiler DİSK yönetimine ağıreleştiri DENİZ TEZTEL Türkiye Devrimci İşçi Sendikalan Konfederas- yonu'nun (DİSK), 4 ağustosta yapılacak 9. genel kurulu önce- si gerek bağlı sendikalar içinde, gerekse genel merkeziçinde "ye- niden yapüanma" ve "sendikal kriz" tartışmalan yoğunluk ka- zandı. Bir deklarasyon yayı- mlayan beş sendikacı "DISK'i DİSK yapan ilkeler terk edile- cekse, devlet sendikacılığına tes- lim olunacaksa DİSK'i tarihe terk etmek daha hav ırlıdır" gö- rüşünde birleştiler. DİSK yöne- ticılerinin ağır şekilde eleştiril- diği deklarasyonda, "Türk-İş ile bbieşmeye, genel merkezin Ankara'ya taşutmasına" karşı çıkıldı. DİSK Genel Başkanı Kemal Nebioğlu'nun kendi sendikası olan Gıda-İş Sendikası Genel BaşkanlığYna aday olmamasıy- la başlayan "DİSK Genel Baş- kanı kim olacakT" tartışmasına şimdi de "yeniden yapılanma" ve "iyi yönetici" tartışması ek- lendi. Genel kurul öncesi DİSK Genel Başkan Başdanışmanı Fanık Pekin. Örgütlenme Dai- resi Müdürü Mete Sönmez, Eğitim Dairesi Müdürü Fahri Aral, DİSK Koordinatörü Ah- met Asena ve eski Tekstil Genel Başkan Danışmanı Tuğrul Pa- şaoğlu bir deklarasyon imza- layarak tüm sendikalara dağıt- tılar. Beş sendikacı "yıllardır yaptlan yanlışlardan dönülmesi- ni" istediler. DİSK'ın yeniden yapılanma sürecini başlatma olanağına hala sahip olduğunu vurgulayan sendikacılar. bu sü- reç başlatılmadığı takdirde "DİSK'in tarih ya da nostalji olacağı" görüşünü savundular. Deklarasyonda. DİSK'in 8. ge- nel kurulunda birçok karar alındığı, ancak kararlar üzerin- den iki buçuk yıl geçmesine karşın bir şey yapılmadığı vur- gulandı. Sendikalann "yûzde on barajını aşma"yı tek hedef yapüklannın belirtildiği dekla- rasyonda şöyle denildi: "Nicelik, niteliğin önüne geç- ti. Bu da yanlış ve gereksiz kad- rolaşmayı getirdi. Oysa DİSK'- in gücü üye sayısına değil, ilkesel mücadelesine bağlıdır. DİSK ve üye sendikalann vönetkileri 8. genel kuruldan sonra çeşitli vesi- lelerle görev almts sendikacılar, 12 EyluTün acılarını, Davutpaşa ve Metris'i çabuk unuttular. 12 yılın yarartığı tahribat oldukça önemliydi. 12 yıl, deneyimli kad- rolann bir ktsmında sonuçlan çeşitli sendikalarda görülen bir yıpranma getirmişti. Bu, kendini 'sendikal yorgunluk' biçiminde de gösterdi." DİSK içinde "Türk-İş"çilerin görülmeye başlandığının, bazı kişilerin çözümü "Türk-İş'e gitmekte" gördüğünün vurgu- landığı deklarasyonda Türk- İş'e gitme çağnsınm bir şey üretmekten yoksun kadrolar için "kurtuluş" olabileceği kay- dedildi. Deklarasyonda, "DİSK'in devlet sendikacılığı alanından, haJa askeri yönetim- lerin kamburunu taşıy anlardan kazanacağı bir şey olamaz. İste- yenler Türk-İş'e gidebilirler, ye- ter ki yeni bir sendikal aJternatif yaratma çabasının önünü tıka- masınlar"deniidi. "DİSK'te ve üye sendikalarda yeni dönemde görev alanlar çeşi- tli nedenlerle hızla şevk yitirdi. DİSK'e umut bağlamış çok sayı- da aydın bile kısa zamanda umu- dunu yitirdi" görüşünün savu- nulduğu deklarasyonda, genel kurulun "yeni yönetici seçme ya da eskileri koruma toplantısı" olmaması gerektiği vurgulandı. Aynca, DİSK Genel Merkezi'- nin kuruluş amaçlan ve temsil ettiği sendikal anlayışın gelene- klerine uygun olarak İstanbul'- da kalması gerektiği belirtildi. Deklarasyonun son bölü- münde de DİSK'in mücadele içinde biçimlenmiş ilkeleri, geç- miş mücadelesi ve birikimi ile bugünkü genel sendikal krizi ve özgül sorunlan aşabileceği kay- dedilerek şu görüşe yer verildi: "Aksi takdirde DİSK tarih bilimi konusu' olma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Bunun sorum- lusu da eğer hedefler, mücadele programı ve toplumsal projeleri belirleyemezse 9. genel kurul ve secilecek yeni yöneticiler ola- caktır. DİSK'i DİSK yapan il- keler terk edilecekse, devlet sen- dikacılığına teslim olunacaksa DİSK'i tarihe terk etmek daha hayırlıdır." çiller istedi Hükümet Türk-îş'le görüşüyor • Türk-İş, hükümetle ile yaptığı görüşmede 'Sözleşme farklannı vermemeyi gündemden çıkann'dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - İşçinin eylem karan. hükümeti harekete geçirdi. İş bırakma karan alarak. koaliş- yonu istifaya çağıran Türk-İş ile görüşen hükümette, "sözleş- me hükümlerini uvgulama, an- cak ödemelerde KİT'lerin gücü- nüdikkate alma" eğılımı belirdi. Türk-İş'in "Sözleşme farklarını vermemeyi gündemden çıkar- tın" mesajını vermesi üzerine. taraflann 11 temmuz pazartesi günü yeniden bir araraya gel- meleri kararlaştınldı. Bugörüş- menin olumlu sonuçlanması durumunda, 12 temmuzda top- lanacak olan Türk-İş Başkan- lar Kurulu'nun 20 temmuzdaki genel eylem karannı yeniden gözden geçirebileceği belirtildi. Hükümeti istifaya çağıran Türk-İş'in 20 temmuzda "genel eylem" karan almasının ardın- dan. Başbakan Tansu Çiller'in talimatı üzerine, Başbakanve- kili Necmettin Cevheri ile Dev- let Bakanı Bekir Sami Daçe, dün Türk-İş Genel Merkezi'ne giderek. yönetım kurulu ile gö- rüştü. Enflasyon farkının 54 trilyon lıra tuttuğunu savunan hükümete. Türk-İş "Fark 20-24 trilyon lira tutuyor. Hükü- met, maliyetleri 2 katı hesaph- yor. Alınan para, hükümete vergi ve fon kesintileriyle geri gi- decek" göriişünü aktardı. Yaklaşık 1 saat süren görüş- me sırasında Cev heri, Türk-İş'- le hükümet arasındaki sorunun "ülke meselesi" olduğunu belir- terek, "Karşılıklı otunıp konu- şuruz. Verdiğimiz, veremediği- miz şey hepimizindir. Ülke, çahşanlarından hiçbir şey esir- gemez" dedi. Türk-İş'e yeni bir ücret teklifi sunmayacaklannı ifade eden Cevheri, daha önce sunduklan dört seçenekli öneri paketinin reddedilmediğini be- lirtü. Türk-tş Genel Başkanı Bay- ram Meral de sözleşme farklan- nın ödeneceğinden kuşkusu olmadığını vurguladı. Meral, Türk-İş'in kapılannın hüküme- te ve halka daıma açık olduğu- na dikkat cekti. Gebze'de Refahlı belediye başkanının işten çıkardığı işçilerin aileleriyle birlikte sürdürdüğü direniş 26. günü geride bıraktı. (Fotoğraf: UĞUR GÜNYÜZ) Gebzedtrerrişi26.güminde ANKARA/GEBZE(Cumhuriyet) - ANAP'lı Adana Anakent Belediyesi ve çevre belediyelerden çıkanlan işçiler, işe dönme mücadelelenni sürdürdükleri Ankara'da ortada kaldılar.Gebze Belediyesi çahşanlannın sürdürdüğü eylem de 26. gününe girdi. İzmir'de de Tümtis'e üye 500 çahşan Gebze'dekı işçilere destek amacıyla 1.5 saat işi bırakma eylemi yaptı. İşçiler Gebze'de grevdekı işçiler için yardım kampanyası başlattı. Tümtıs fzmir Şube Başkanı Şükrii Günseli, Pınarba^ı Ambarlar Sitesı'nde gerçekleş- tiriler. eylemde yaptığı konuşmada, 5 Nisan'da çıkanlan ekonomik paketın emekçılere büyük zarar verdiğini ve bunun tüm işçi, memur kesiminde yoğun olarak hissedildiğini sö> ledi. ANAP'lı Adana Anakent. Seyhan ve Yüreğir belediyelerinden çıkanlan 435 işçi adına öncekı gün Ankara ya gelen ı^çıler ANAP, RPveSHPyöneticıleriyle yaptıklan görüşmelerde "inceleme" vaadi aldılar. Ankara'daki ilk iki gecelerini ANAP'ın karşısındaki parkta geçiren Genel-İş üyesi işçiler, sorunlanna çözüm bulamadı. ANAP Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Taşar ile yaptıklan görüşmede. konunun inceleneceğı sözünü alan işçilere Çaüşma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vlehnıet Moğultay da ışe son vermedeki usulsüzlük savlannın Bölge Çahşma Müdürlüğü'nce inceleneceğini söyledi. ANAP Genel Başkan Yardımısı Burhan Kara. Cumhuriyet'e yaptığı açıklamada, Adana Anakent Belediye Başkanı Aytaç Durak'ın işten çıkardığı işçilerin çalışmadığına dair belgeler olduğunu söyledı. Durak'la görüşerek olay hakkında bilgi aldığını ve işçilerin çalışmadığına ilişkin belgelerin kendisınegöndenleceğini belirten Kara. "Normal görevini yapan insanlann ekmeğiy le o\ namak mümkün değil. Atılanlann işe gelmeven, çalışma) an kişiler olduklan aktarıldı. Belgeler istedik. Belgeler ulaştıktan sonra açıklama yapacağım" dedi. zom istiyorlar SSK çalışanları eylemde • Maliye Bakanbğı'nın ücret artışını uygulamaya koymamasını protesto eden SSK çalışanları bugün bakanlığa telefon, mektup ve faks çekecek. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Maliye Bakanîığı'nın, Sosyal Sigortalar Kurumu (SSK) Yönetim Kurulu'nun fazla çahşma ücretlerini arttır- ma karannı uygulamaya koy- madığı bildirildi. SSK çahşanlannın, ücret ar- tışının sağlanması için, bugün- den itibaren mektup, faks ve te- lefon eylemi başlatacaklan bil- dirildi. Tüm Sosyal-Sen Genel Baş- kanı Mehmet İpekçi, kurum çalışanlanna ödenen fazla çah- şma ücretinin. SSK Yönetim Kurulu karanyla 7 bin liradan 22 bin liraya yükseltildiğini be- lirterek şunlan söyledi: "Yönetim kurulunun karan, Maliye Bakanlığı'nca uygula- maya konuimamakta, engellen- mektedir." Bakanlığa çağn Maliye Bakanlığf nı bu tutu- mundan vazgeçmeye çağıran İpekçi. SSK'nin idari ve özel hukuk hükümlerine tabi bir devlet kuruluşu olduğunu aru- msattı. Mehmet İpekçi yaptığı yazılı açıklamada daha sonra şu gö- rüşlere yer verdi: "Gerek personel yetersizliği gerek hiznîet verilen kitlenin özelliğinden dolayı fazla çalış- manın bir zonınluluk halini al- masına ve günümüz ekonomisin- deki olumsuzluklanna rağmen kurum çalışanlanna ödenmekte olan fazla çahşma ücretlerinin 1993 tespitleri ile halen briit 7 bin lira olarak sürdürulmesinin mantığını anlamak olanaksız- dır." Maliye Bakanîığı'nın bu tu- tumundan vazgeçmesi için bu- gün ülke genelınde mektup. faks ve telefon eylemi başlata- caklannı bildiren İpekçi fazla çahşma saat ücretinin 22 bin li- radan yürürlüğe konulmasını istedi. ARAYIS ACIKAYBIMIZ Merhum Dr. Hasan Tokay'ın sevgili eşi, merhum Rıza ve Hamdiye Sanalp'in kızlan, Ayla Bermek ve Leyla Barutçu'nun anneleri, Ruhi Sanalp ve merhum Bedia Sanalp'in kardeşi, Lale, Oğuz, Pınar ve Nariç'in anneanneleri, Tanju Okan'ın teyzesi, merhum Ergün Kula, Ergin Bermek ve Hasan Barutçu'nun kayınvalideleri MELİHA TOKAY'ıkaybettik. Acımız sonsuzdur. Cenazesi 8 Temmuz 1994 Cuma günü Erenköy Galip Paşa Camii'nden öğle namazını müteakiben kaldınlacaktır. AİLESİ Canımız annemiz MELİHA TOKAY'ı kaybettik. Onu hep sevip, hep özleyeceğiz. ÇOCUKLARI TOKTAMIŞ ATEŞ Eğitim Cıkmazı Sürekli gündem değıştirılıyor Türkiye'de. Ortaya bir konu atılıyor, biraz eşeleniyor, bıraz kurcalanıyor. Derken bir başka sorun gündeme geliyor ve eskı sorun neredeyse tü- müyle unutularak, bu yeni konunun üzerine gıdilmeye baş- lanıyor. Aynı sorun daha sonra yeniden gündeme geliyor. Ve sonra gene unutturuluyor. Garıp bır uygulama ve çok garip bir gündem... Aslında bu tuzaktan bizler de kurtulamıyoruz. (En azı- ndan kendi adıma konuşayım, ben de kurtulamıyorum.) Is- rarla üzerine gittiğ/m kımi konuların peşıni bırakıyorum. Zira gündeme başka konular gelmiş oluyor. Ve 'günceliiz- leme' gibi bir zorlama içinde olmamama karşın yeni gün- dem konularına eğılmekten kendimı alamıyorum. Oysa ki bazı konular, gündemden düşseler bile güncelli- ğini ve önemini hiç yitırmıyor. Orneğin eğitim sorunu ve YÖK sorunu. Kimi okurlarım mektuplarında "İstanbul Üni- versitesi'nin sorunlarmı bitirdiniz m/" diye soruyorlar. Aslı- nda birkaç ufak değişiklik yapıldı elbette. Ama sorunlar bıt- miş falan değil. 'Vakıf vurgunları' hâlâ sürüp gidiyor. Bir arkadaşım, "Özelleştirme önce üniversitelerde baş- ladı" demışti. Çok doğru. Bir kurumun yönetimine atanan kişiler; önce bır vakıf kuruyor ve yönetimine atandıkları ku- rumun 'mülklerlnl' o vakfa bağışlıyor. Böylece 'kamunun malı', bir bakıyorsunuz, 'vakfın malı' oluveriyor. Ve o akıllı kişiler' yöneticilik görevlerı bıtse bile kurmuş olduklan vakfın başında, devletın ve halkın malı olması gereken ola- nakları kendi hesaplarına istedıklerı gibi kullanıyorlar. Yasa buna göre yapılmış. Bır yabancı duysa, "Olmaz böyie saçmalık" der. inanmaz. Ama oluyor ışte. Türkiye'nın dört bır yanındaki eğitim kurumlarından mektuplar alıyorum. insanlann şikayetleri dızboyu. Ama yayımlama olanağım yok. Geçen haftalarda Kütahya ve Adapazarında söyleşıler yaptım Gerek Dumlupınar Ünı- versitesi'nın ve gerekse Sakarya Universitesi'nin öğrencı- lerinden inanılmaz şeyler dınledım. Aslında anlatılanlara ilk kulak vermesi gereken kişiler savcılarımız. Ama onlar- dan da ses-seda çıkmıyor. Anlatılanlardan bır bölümü 'söylentı' çerçevesınde kaldığı ıçın hıç kimseyı haksız yere karalamak da ıstemı- yorum. Ama bır vergi daıresinde memurluk yapan kışi, bir ünıversıtenın sosyal bılımlerenstıtüsune müdür yardımcısı olarak atanıyorsa, ortada çok cıddi sorunlar var demektir. Bır yazımda 'meslek yüksekokullanyla' ılgılı olarak yaptığım eleştirıler, kımı meslektaşlarımın tepkılenne ne- den olmuştu. Kurumlarının yararlı bır eğitim yaptığım ılerı sürüyorlardı. Elbette doğrudur Bu okullar arasında, çok yararlı işler yapanlar vardır. Ama genelde eğitim kadroları- na baktığım zaman, bunların eğıtime bır katkı yapabılecek- lerme inanmıyorum. Kaldı ki benım ıtırazım, bu tur bir eğiti- min üniversiteler bünyesi içinde yapılmak ıstenmesıne. Belli bir süre öğretmenlik yaptıklan ıçın ders verdıklerı sü- reye bakılarak, belli akademik unvanlann verilmesıne karşıyım. Akşamleyin ortaokul öğretmenı olarak yatan bır insanın, sabahleyın uyanınca 'doçent'olarak yataktan kalk- masına karşıyım. Aslında son yıllarda öylesıne ınsanlara, öylesıne aka- demik unvanlar dağıtıldı'kı gerçekten ınanılması zor Be- nim Japonca bildiğım kadar Ingılızce ya da Fransızca bılen- ler, doçentlık sınavlarmdan 90ın üzerinde notlar aldılar. Bunu nasıl becerdıklerine hâlâ aklım ermıyor. Muhasebeci- lerden kurulu jürilerın doktora sınavı yaparak uluslararası ilişkiler' alanında doktor yaptıklan kımselerı, mühendisler- den kurulu jüriler 'uluslararası ilişkiler' alanında yardımcı doçent yaptılar. Şimdı bu alanlarda uzman geçınıyorlar. 'Olmaz' demeyin. Bız yaptık, oldu Ve tüm bunların farkında olan kimı 'çevreler', üniversı- telerimizin bu yapılarıyla değil 'bilim uretmek', en basıtin- den 'bilim aktarmak' görevini bile beceremeyeceğinin bi- lincindeoldukları için kendi ünıversıtelerını kurmaçabası- na giriştiler. Yakın bir gelecekte, çığ gibi artacak bunların sayıları. Bızim öğretim Elemanları Sendikası da bu konulara yo- ğun bir biçimde eğilecek elbette. Bu sendikayla ılgıli olarak yazdığım bir yazıda, 'ilk sendıka' ifadesını kullanmam. Eğı- tim-lş üyesı meslektaşlarımı üzmüş. "Şimdiye dek yaptı- klanmızdan haberin yok mu?" gıbisinden çok sayıda mek- tup aldım. Aslında haklılar. Onların öncu çabalarını gör- mezden gelir gibi olmuşum. özür diliyorum. Eğitımdekı çıkmazımız, bence her şeyden önemlı. Eko- nomik darboğazlar şöyle ya da böyle elbette atlatılır. Ama özellikle 'okumuş cahillerın' yol açacağı tahribat' çok zor onarılır. Meydan gazetesi yazarı Gazeteci Teoman Erel trafîk kazasmda öldü AFVON/ANKARA (Cum- huriyet) - Meydan gazetesi ya- zan. gazeteci Teoman Erel. Afyon'un Bayat ılçesi yakınla- nndaki trafık kazasında yaşa- mını yitirdi. Erel'in eşı Neşe, oğlu Hasan ve baldızı Aysel Er- gin, kazayı hafıf sıynklarla at- lattı. Otomobılin arka koltu- ğunda bulunan bacanağı Zül- fikar Ergin ise. akciğerinde meydana gelen kanama nede- niyle ameliyat edil- di. Erel ailesi tatil- lerini geçirmek üzere dün sabah 04.00 sıralannda Ankara'dan İz- mir'in Seferihisar ilçesine gitmek üzere yola çıktı. Neşe Erel'in kul- landığı 06 RFL 01 plakalı otomobil Afyon'un Bayat il- çesi yakınlannda sollamak istediği bir kamvonet tarafından sıkıştınlınca yol ke- nanndakı kumlu alanda kaya- rak devrildi. Kazanın duyulmasından sonra Afyon'a giden Erel'in çahşma arkadaşlan, cenazeyi Ankara'ya getirdiler. Erel'in cenazesi yann saat 11,30'da ça- lıştığı Millıyet ve Meydan ga- zeteleri önünde yapılacak tö- ren ve daha sonra Kocatepe Camisi'nde kıhnacak namaz- dan sonra Karşıyaka Mezar- lığı'nda toprağa verilecek. Demirerin mesajlan Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel. Neşe Erel, Ankara Gazeteciler Cemiyeti Başkanı .Nazıni Bilgin ile Meydan Ga- zetesi Genel Yayın Yönetmenı Rahmi Turan'a birer başsağlığı mesajı göndererek. ûzüntüleri- ni bildirdı. TBMM Başkanı Hüsamet- tin Cindoruk. Teoman Erel'ın çalıştığı Mevdan Gazetesi An- kara Temsılciliği'ni ziyaret ederek başsağlığı dileğinde bu- lundu. Cindoruk. kazadan ya- ralı olarak kurtulan Erel'in eşi Neşe Erel ile Rahmi Turan'a da bırer başsağlığı mesajı gön- derdı. Başbakan Tansu Çiller. SHP Genel Başkanı ve Başba- kan Yardımcısı Murat Kara- yalçın \e Devlet Bakanı Yıldı- nm Aktuna. ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz, CHP Li- deri Deniz Baykal. DSP Genel Başka- nı Bülent Ecevit. DYP Genel Baş- kan Yardımcısı İsmail Karakuyu, olaydan sonra Erel'in aılesıne ve üyesi bulunduğu Gazeteciler Cemi- yeti"ne birer baş- sağlığı mesajı gönderdiler. Türkiye Gazeteci- ler Sendikası.Türkiye Gazete- ciler Cemiyeti, Ankara Gazete- ciler Cemiyeti. Türk Basın Bırliği, Parlamento Muhabir- leri Demeği. Türkiye İşveren-', ler Sendikası Yönetim Ku-' rulu'ndan yapılan açıklama- larda da Teoman Erel'in ölümünden duyulan üzüntü dile getirildi. Erel'in özgeçmişi 1940 Konya doğumlu olan gazeteci Teoman Erel. 1960 yı- hnda gazeteciliğe başladı. Erel Yenigün gazetesinde istihbarat şefi, ANKA Ajansı'nda da yö- netici olarak görev yapü. Daha sonra sırasıyla Günaydın, Mil- byet. Güneş ve Bugün gazete- lennde köşe yazarlığı yapan Teoman Erel. Meydan gazete- sinde "Telefaks" adlı köşesin- de yazarhğa devam ediyordu. Erel evli ve iki çocuk babasıy- dı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle