Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
7 TEMMUZ1994 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
TÖPk-İş-DİSK
çekişmesi
• ANKARA (Çumhuriyet
Bürosu)- Türk-İş ile DİSK
arasındaki yetki mücadelesi,
İsta_nbul Belediyesi'nde
Genel-İş'e yetki verilmesiyle
doruk noktaya tırmandı.
Çahşma ve Sosyal Güvenlik
Bakanlığı, İstanbul
Büyükşehir Belediyesi ile
bağlı 3 işletmede. DİSK'e
bağlı Genel-lşSendikası'na
toplusözleşme yapma yetkisi
verdi. İstanbul'da sadece bir
işletmede toplusözleşme
imzalama yetkisi alan
Türk-İş'e bağh Belediye-İş
Sendikası, Çahşma ve Sosyal
Güvenlik Bakanı Mehmet
Moğultay'ı "taraflı"
davranmakla suçluyor.
Türk-İş'in Moğultay'ı,
hükümetin DYPkanadına
şikayet etmesinin ardından.
Belediye-lş üyeleri, bugün
Çahşma Genel
Müdürlüğü'ne yürüyerek,
protesto gösterisi
yapacaklar.
İşçi çıkarmaya
destek
• İstanbul Haber Servisi -
îstanbul Büyükşehir
Belediye Başkanı Recep
Tayyip Erdoğan dün
kapatılması planlanan Haliç
ve Camialtı tersanelerini
ziyaret etü. Burada işçilere
hitaben bır konuşma yapan
Erdoğan. Gebze Belediye
Başkanı'nı savunarak "Biz
işçi atmayız. Biz, işçi belli bir
sözleşme üe alınmışsa politik
neden yoksa atmayız. Siz
olsanız lOOişçiden lO'u
çalışıyorsa 90'ını işten
çıkarmaz mısınız" diye
konuştu. Bir tersane işçisi de
Erdoğan'a "Siz de Tansu
Çiller gibi konuşuyorsunuz"
dedi.
Gazete önüne
bomba
• İstanbul Haber Servisi -
Beklenen Vakıt gazetesinin
önüne bırakılan bomba,
patlamadan imha edildi.
Aksaray Küçük Langa
Caddesi lO2numarada
bulunan Beklenen Vakit
gazetesinin önünde saat
10.30 sıralannda şüpheli bir
paket görüldü. Durumun
emniyete bildirilmesi üzerine
olay yerine gelen uzman
ekipler.saat 11.20sıraJannda
zaman ayarlı ve parça tesirlı -
olduğu öğrenilen bombayı
etkisiz hale getirdiler.
Tuzla katliamı
davası
• İstanbul Haber Servisi -
Tuzla Tren İstasyonu'nda
beş yedeksubay öğrencinin
ölümü, 36"sınında
yaralanmasıyla sonuçlanan
bombalama eylemini
gerçekleştirdıkleri öne
sürülen üçü tutuklu, beş
kişinin duruşmalanna
başlandı. Istanbul 5 No'lu
DGM'deki duruşmaya, celp
yapılmadığı için tutuklu
yargılanan Cumali Karasu,
Enver Özer ve Hediye Aybek
iletutuksuzolarak
yargılanan Musa Aydemır
kaülmadı. Mahkeme
duruşmayı ileri bir tarihe
erteledi.
Kolibasili
mücadelesi
• İstanbul Haber Servisi -
Aktif Balıkadamlan Kulübü
Genel Başkanı Turhan
Oktay, Kumburgaz Belediye
Başkanı Güngör Postacı'nın
gecen günlerde Kumburgaz
sahillerinde kolibasili ile
mücadeleiçin sahilden 50
metre açığa. 200 metre
arahklarla 7.5 ton sönmemiş
kireç döktürmesini kınadı.
Bir deklarasyon yayımlayan 5 sendikacı 'DİSKİ DİSK yapan ilkeler terk edilecekse,
devlet sendikacılığına teslim olunacaksa, tarihe terk etmek hayırlıdır' görüşünde birleştiler
DİSK yönetimine ağıreleştiri
DENİZ TEZTEL
Türkiye
Devrimci İşçi
Sendikalan
Konfederas-
yonu'nun
(DİSK), 4
ağustosta
yapılacak 9. genel kurulu önce-
si gerek bağlı sendikalar içinde,
gerekse genel merkeziçinde "ye-
niden yapüanma" ve "sendikal
kriz" tartışmalan yoğunluk ka-
zandı. Bir deklarasyon yayı-
mlayan beş sendikacı "DISK'i
DİSK yapan ilkeler terk edile-
cekse, devlet sendikacılığına tes-
lim olunacaksa DİSK'i tarihe
terk etmek daha hav ırlıdır" gö-
rüşünde birleştiler. DİSK yöne-
ticılerinin ağır şekilde eleştiril-
diği deklarasyonda, "Türk-İş
ile bbieşmeye, genel merkezin
Ankara'ya taşutmasına" karşı
çıkıldı.
DİSK Genel Başkanı Kemal
Nebioğlu'nun kendi sendikası
olan Gıda-İş Sendikası Genel
BaşkanlığYna aday olmamasıy-
la başlayan "DİSK Genel Baş-
kanı kim olacakT" tartışmasına
şimdi de "yeniden yapılanma"
ve "iyi yönetici" tartışması ek-
lendi. Genel kurul öncesi DİSK
Genel Başkan Başdanışmanı
Fanık Pekin. Örgütlenme Dai-
resi Müdürü Mete Sönmez,
Eğitim Dairesi Müdürü Fahri
Aral, DİSK Koordinatörü Ah-
met Asena ve eski Tekstil Genel
Başkan Danışmanı Tuğrul Pa-
şaoğlu bir deklarasyon imza-
layarak tüm sendikalara dağıt-
tılar. Beş sendikacı "yıllardır
yaptlan yanlışlardan dönülmesi-
ni" istediler. DİSK'ın yeniden
yapılanma sürecini başlatma
olanağına hala sahip olduğunu
vurgulayan sendikacılar. bu sü-
reç başlatılmadığı takdirde
"DİSK'in tarih ya da nostalji
olacağı" görüşünü savundular.
Deklarasyonda. DİSK'in 8. ge-
nel kurulunda birçok karar
alındığı, ancak kararlar üzerin-
den iki buçuk yıl geçmesine
karşın bir şey yapılmadığı vur-
gulandı. Sendikalann "yûzde
on barajını aşma"yı tek hedef
yapüklannın belirtildiği dekla-
rasyonda şöyle denildi:
"Nicelik, niteliğin önüne geç-
ti. Bu da yanlış ve gereksiz kad-
rolaşmayı getirdi. Oysa DİSK'-
in gücü üye sayısına değil, ilkesel
mücadelesine bağlıdır. DİSK ve
üye sendikalann vönetkileri 8.
genel kuruldan sonra çeşitli vesi-
lelerle görev almts sendikacılar,
12 EyluTün acılarını, Davutpaşa
ve Metris'i çabuk unuttular. 12
yılın yarartığı tahribat oldukça
önemliydi. 12 yıl, deneyimli kad-
rolann bir ktsmında sonuçlan
çeşitli sendikalarda görülen bir
yıpranma getirmişti. Bu, kendini
'sendikal yorgunluk' biçiminde
de gösterdi."
DİSK içinde "Türk-İş"çilerin
görülmeye başlandığının, bazı
kişilerin çözümü "Türk-İş'e
gitmekte" gördüğünün vurgu-
landığı deklarasyonda Türk-
İş'e gitme çağnsınm bir şey
üretmekten yoksun kadrolar
için "kurtuluş" olabileceği kay-
dedildi. Deklarasyonda,
"DİSK'in devlet sendikacılığı
alanından, haJa askeri yönetim-
lerin kamburunu taşıy anlardan
kazanacağı bir şey olamaz. İste-
yenler Türk-İş'e gidebilirler, ye-
ter ki yeni bir sendikal aJternatif
yaratma çabasının önünü tıka-
masınlar"deniidi.
"DİSK'te ve üye sendikalarda
yeni dönemde görev alanlar çeşi-
tli nedenlerle hızla şevk yitirdi.
DİSK'e umut bağlamış çok sayı-
da aydın bile kısa zamanda umu-
dunu yitirdi" görüşünün savu-
nulduğu deklarasyonda, genel
kurulun "yeni yönetici seçme ya
da eskileri koruma toplantısı"
olmaması gerektiği vurgulandı.
Aynca, DİSK Genel Merkezi'-
nin kuruluş amaçlan ve temsil
ettiği sendikal anlayışın gelene-
klerine uygun olarak İstanbul'-
da kalması gerektiği belirtildi.
Deklarasyonun son bölü-
münde de DİSK'in mücadele
içinde biçimlenmiş ilkeleri, geç-
miş mücadelesi ve birikimi ile
bugünkü genel sendikal krizi ve
özgül sorunlan aşabileceği kay-
dedilerek şu görüşe yer verildi:
"Aksi takdirde DİSK tarih
bilimi konusu' olma tehlikesiyle
karşı karşıyadır. Bunun sorum-
lusu da eğer hedefler, mücadele
programı ve toplumsal projeleri
belirleyemezse 9. genel kurul ve
secilecek yeni yöneticiler ola-
caktır. DİSK'i DİSK yapan il-
keler terk edilecekse, devlet sen-
dikacılığına teslim olunacaksa
DİSK'i tarihe terk etmek daha
hayırlıdır."
çiller istedi
Hükümet
Türk-îş'le
görüşüyor
• Türk-İş, hükümetle
ile yaptığı görüşmede
'Sözleşme farklannı
vermemeyi gündemden
çıkann'dedi.
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - İşçinin eylem karan.
hükümeti harekete geçirdi. İş
bırakma karan alarak. koaliş-
yonu istifaya çağıran Türk-İş
ile görüşen hükümette, "sözleş-
me hükümlerini uvgulama, an-
cak ödemelerde KİT'lerin gücü-
nüdikkate alma" eğılımı belirdi.
Türk-İş'in "Sözleşme farklarını
vermemeyi gündemden çıkar-
tın" mesajını vermesi üzerine.
taraflann 11 temmuz pazartesi
günü yeniden bir araraya gel-
meleri kararlaştınldı. Bugörüş-
menin olumlu sonuçlanması
durumunda, 12 temmuzda top-
lanacak olan Türk-İş Başkan-
lar Kurulu'nun 20 temmuzdaki
genel eylem karannı yeniden
gözden geçirebileceği belirtildi.
Hükümeti istifaya çağıran
Türk-İş'in 20 temmuzda "genel
eylem" karan almasının ardın-
dan. Başbakan Tansu Çiller'in
talimatı üzerine, Başbakanve-
kili Necmettin Cevheri ile Dev-
let Bakanı Bekir Sami Daçe,
dün Türk-İş Genel Merkezi'ne
giderek. yönetım kurulu ile gö-
rüştü. Enflasyon farkının 54
trilyon lıra tuttuğunu savunan
hükümete. Türk-İş "Fark
20-24 trilyon lira tutuyor. Hükü-
met, maliyetleri 2 katı hesaph-
yor. Alınan para, hükümete
vergi ve fon kesintileriyle geri gi-
decek" göriişünü aktardı.
Yaklaşık 1 saat süren görüş-
me sırasında Cev heri, Türk-İş'-
le hükümet arasındaki sorunun
"ülke meselesi" olduğunu belir-
terek, "Karşılıklı otunıp konu-
şuruz. Verdiğimiz, veremediği-
miz şey hepimizindir. Ülke,
çahşanlarından hiçbir şey esir-
gemez" dedi. Türk-İş'e yeni bir
ücret teklifi sunmayacaklannı
ifade eden Cevheri, daha önce
sunduklan dört seçenekli öneri
paketinin reddedilmediğini be-
lirtü.
Türk-tş Genel Başkanı Bay-
ram Meral de sözleşme farklan-
nın ödeneceğinden kuşkusu
olmadığını vurguladı. Meral,
Türk-İş'in kapılannın hüküme-
te ve halka daıma açık olduğu-
na dikkat cekti.
Gebze'de Refahlı belediye başkanının işten çıkardığı işçilerin aileleriyle birlikte
sürdürdüğü direniş 26. günü geride bıraktı. (Fotoğraf: UĞUR GÜNYÜZ)
Gebzedtrerrişi26.güminde
ANKARA/GEBZE(Cumhuriyet) -
ANAP'lı Adana Anakent Belediyesi ve
çevre belediyelerden çıkanlan işçiler, işe
dönme mücadelelenni sürdürdükleri
Ankara'da ortada kaldılar.Gebze
Belediyesi çahşanlannın sürdürdüğü eylem
de 26. gününe girdi. İzmir'de de Tümtis'e
üye 500 çahşan Gebze'dekı işçilere destek
amacıyla 1.5 saat işi bırakma eylemi yaptı.
İşçiler Gebze'de grevdekı işçiler için yardım
kampanyası başlattı. Tümtıs
fzmir Şube Başkanı Şükrii Günseli,
Pınarba^ı Ambarlar Sitesı'nde gerçekleş-
tiriler. eylemde yaptığı konuşmada, 5
Nisan'da çıkanlan ekonomik paketın
emekçılere büyük zarar verdiğini ve bunun
tüm işçi, memur kesiminde yoğun olarak
hissedildiğini sö> ledi.
ANAP'lı Adana Anakent. Seyhan ve
Yüreğir belediyelerinden çıkanlan 435 işçi
adına öncekı gün Ankara ya gelen ı^çıler
ANAP, RPveSHPyöneticıleriyle
yaptıklan görüşmelerde "inceleme" vaadi
aldılar. Ankara'daki ilk iki gecelerini
ANAP'ın karşısındaki parkta geçiren
Genel-İş üyesi işçiler, sorunlanna çözüm
bulamadı. ANAP Genel Başkan
Yardımcısı Mustafa Taşar ile yaptıklan
görüşmede. konunun inceleneceğı
sözünü alan işçilere Çaüşma ve
Sosyal Güvenlik Bakanı Vlehnıet
Moğultay da ışe son vermedeki usulsüzlük
savlannın Bölge Çahşma Müdürlüğü'nce
inceleneceğini söyledi.
ANAP Genel Başkan Yardımısı Burhan
Kara. Cumhuriyet'e yaptığı açıklamada,
Adana Anakent Belediye Başkanı Aytaç
Durak'ın işten çıkardığı işçilerin
çalışmadığına dair belgeler olduğunu
söyledı. Durak'la görüşerek olay hakkında
bilgi aldığını ve işçilerin çalışmadığına
ilişkin belgelerin kendisınegöndenleceğini
belirten Kara. "Normal görevini yapan
insanlann ekmeğiy le o\ namak mümkün
değil. Atılanlann işe gelmeven, çalışma) an
kişiler olduklan aktarıldı. Belgeler istedik.
Belgeler ulaştıktan sonra açıklama
yapacağım" dedi.
zom istiyorlar
SSK
çalışanları
eylemde
• Maliye Bakanbğı'nın
ücret artışını uygulamaya
koymamasını protesto
eden SSK çalışanları
bugün bakanlığa telefon,
mektup ve faks çekecek.
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Maliye Bakanîığı'nın,
Sosyal Sigortalar Kurumu
(SSK) Yönetim Kurulu'nun
fazla çahşma ücretlerini arttır-
ma karannı uygulamaya koy-
madığı bildirildi.
SSK çahşanlannın, ücret ar-
tışının sağlanması için, bugün-
den itibaren mektup, faks ve te-
lefon eylemi başlatacaklan bil-
dirildi.
Tüm Sosyal-Sen Genel Baş-
kanı Mehmet İpekçi, kurum
çalışanlanna ödenen fazla çah-
şma ücretinin. SSK Yönetim
Kurulu karanyla 7 bin liradan
22 bin liraya yükseltildiğini be-
lirterek şunlan söyledi:
"Yönetim kurulunun karan,
Maliye Bakanlığı'nca uygula-
maya konuimamakta, engellen-
mektedir."
Bakanlığa çağn
Maliye Bakanlığf nı bu tutu-
mundan vazgeçmeye çağıran
İpekçi. SSK'nin idari ve özel
hukuk hükümlerine tabi bir
devlet kuruluşu olduğunu aru-
msattı.
Mehmet İpekçi yaptığı yazılı
açıklamada daha sonra şu gö-
rüşlere yer verdi:
"Gerek personel yetersizliği
gerek hiznîet verilen kitlenin
özelliğinden dolayı fazla çalış-
manın bir zonınluluk halini al-
masına ve günümüz ekonomisin-
deki olumsuzluklanna rağmen
kurum çalışanlanna ödenmekte
olan fazla çahşma ücretlerinin
1993 tespitleri ile halen briit 7
bin lira olarak sürdürulmesinin
mantığını anlamak olanaksız-
dır."
Maliye Bakanîığı'nın bu tu-
tumundan vazgeçmesi için bu-
gün ülke genelınde mektup.
faks ve telefon eylemi başlata-
caklannı bildiren İpekçi fazla
çahşma saat ücretinin 22 bin li-
radan yürürlüğe konulmasını
istedi.
ARAYIS
ACIKAYBIMIZ
Merhum Dr. Hasan Tokay'ın sevgili eşi, merhum Rıza ve
Hamdiye Sanalp'in kızlan, Ayla Bermek ve Leyla Barutçu'nun
anneleri, Ruhi Sanalp ve merhum Bedia Sanalp'in kardeşi,
Lale, Oğuz, Pınar ve Nariç'in anneanneleri, Tanju Okan'ın
teyzesi, merhum Ergün Kula, Ergin Bermek ve Hasan
Barutçu'nun kayınvalideleri
MELİHA
TOKAY'ıkaybettik. Acımız sonsuzdur.
Cenazesi 8 Temmuz 1994 Cuma günü Erenköy Galip Paşa
Camii'nden öğle namazını müteakiben kaldınlacaktır.
AİLESİ
Canımız annemiz
MELİHA
TOKAY'ı
kaybettik.
Onu hep sevip, hep özleyeceğiz.
ÇOCUKLARI
TOKTAMIŞ ATEŞ
Eğitim Cıkmazı
Sürekli gündem değıştirılıyor Türkiye'de. Ortaya bir konu
atılıyor, biraz eşeleniyor, bıraz kurcalanıyor. Derken bir
başka sorun gündeme geliyor ve eskı sorun neredeyse tü-
müyle unutularak, bu yeni konunun üzerine gıdilmeye baş-
lanıyor. Aynı sorun daha sonra yeniden gündeme geliyor.
Ve sonra gene unutturuluyor. Garıp bır uygulama ve çok
garip bir gündem...
Aslında bu tuzaktan bizler de kurtulamıyoruz. (En azı-
ndan kendi adıma konuşayım, ben de kurtulamıyorum.) Is-
rarla üzerine gittiğ/m kımi konuların peşıni bırakıyorum.
Zira gündeme başka konular gelmiş oluyor. Ve 'günceliiz-
leme' gibi bir zorlama içinde olmamama karşın yeni gün-
dem konularına eğılmekten kendimı alamıyorum.
Oysa ki bazı konular, gündemden düşseler bile güncelli-
ğini ve önemini hiç yitırmıyor. Orneğin eğitim sorunu ve
YÖK sorunu. Kimi okurlarım mektuplarında "İstanbul Üni-
versitesi'nin sorunlarmı bitirdiniz m/" diye soruyorlar. Aslı-
nda birkaç ufak değişiklik yapıldı elbette. Ama sorunlar bıt-
miş falan değil. 'Vakıf vurgunları' hâlâ sürüp gidiyor.
Bir arkadaşım, "Özelleştirme önce üniversitelerde baş-
ladı" demışti. Çok doğru. Bir kurumun yönetimine atanan
kişiler; önce bır vakıf kuruyor ve yönetimine atandıkları ku-
rumun 'mülklerlnl' o vakfa bağışlıyor. Böylece 'kamunun
malı', bir bakıyorsunuz, 'vakfın malı' oluveriyor. Ve o akıllı
kişiler' yöneticilik görevlerı bıtse bile kurmuş olduklan
vakfın başında, devletın ve halkın malı olması gereken ola-
nakları kendi hesaplarına istedıklerı gibi kullanıyorlar.
Yasa buna göre yapılmış. Bır yabancı duysa, "Olmaz böyie
saçmalık" der. inanmaz. Ama oluyor ışte.
Türkiye'nın dört bır yanındaki eğitim kurumlarından
mektuplar alıyorum. insanlann şikayetleri dızboyu. Ama
yayımlama olanağım yok. Geçen haftalarda Kütahya ve
Adapazarında söyleşıler yaptım Gerek Dumlupınar Ünı-
versitesi'nın ve gerekse Sakarya Universitesi'nin öğrencı-
lerinden inanılmaz şeyler dınledım. Aslında anlatılanlara
ilk kulak vermesi gereken kişiler savcılarımız. Ama onlar-
dan da ses-seda çıkmıyor.
Anlatılanlardan bır bölümü 'söylentı' çerçevesınde
kaldığı ıçın hıç kimseyı haksız yere karalamak da ıstemı-
yorum. Ama bır vergi daıresinde memurluk yapan kışi, bir
ünıversıtenın sosyal bılımlerenstıtüsune müdür yardımcısı
olarak atanıyorsa, ortada çok cıddi sorunlar var demektir.
Bır yazımda 'meslek yüksekokullanyla' ılgılı olarak
yaptığım eleştirıler, kımı meslektaşlarımın tepkılenne ne-
den olmuştu. Kurumlarının yararlı bır eğitim yaptığım ılerı
sürüyorlardı. Elbette doğrudur Bu okullar arasında, çok
yararlı işler yapanlar vardır. Ama genelde eğitim kadroları-
na baktığım zaman, bunların eğıtime bır katkı yapabılecek-
lerme inanmıyorum. Kaldı ki benım ıtırazım, bu tur bir eğiti-
min üniversiteler bünyesi içinde yapılmak ıstenmesıne.
Belli bir süre öğretmenlik yaptıklan ıçın ders verdıklerı sü-
reye bakılarak, belli akademik unvanlann verilmesıne
karşıyım. Akşamleyin ortaokul öğretmenı olarak yatan bır
insanın, sabahleyın uyanınca 'doçent'olarak yataktan kalk-
masına karşıyım.
Aslında son yıllarda öylesıne ınsanlara, öylesıne aka-
demik unvanlar dağıtıldı'kı gerçekten ınanılması zor Be-
nim Japonca bildiğım kadar Ingılızce ya da Fransızca bılen-
ler, doçentlık sınavlarmdan 90ın üzerinde notlar aldılar.
Bunu nasıl becerdıklerine hâlâ aklım ermıyor. Muhasebeci-
lerden kurulu jürilerın doktora sınavı yaparak uluslararası
ilişkiler' alanında doktor yaptıklan kımselerı, mühendisler-
den kurulu jüriler 'uluslararası ilişkiler' alanında yardımcı
doçent yaptılar. Şimdı bu alanlarda uzman geçınıyorlar.
'Olmaz' demeyin. Bız yaptık, oldu
Ve tüm bunların farkında olan kimı 'çevreler', üniversı-
telerimizin bu yapılarıyla değil 'bilim uretmek', en basıtin-
den 'bilim aktarmak' görevini bile beceremeyeceğinin bi-
lincindeoldukları için kendi ünıversıtelerını kurmaçabası-
na giriştiler. Yakın bir gelecekte, çığ gibi artacak bunların
sayıları.
Bızim öğretim Elemanları Sendikası da bu konulara yo-
ğun bir biçimde eğilecek elbette. Bu sendikayla ılgıli olarak
yazdığım bir yazıda, 'ilk sendıka' ifadesını kullanmam. Eğı-
tim-lş üyesı meslektaşlarımı üzmüş. "Şimdiye dek yaptı-
klanmızdan haberin yok mu?" gıbisinden çok sayıda mek-
tup aldım. Aslında haklılar. Onların öncu çabalarını gör-
mezden gelir gibi olmuşum. özür diliyorum.
Eğitımdekı çıkmazımız, bence her şeyden önemlı. Eko-
nomik darboğazlar şöyle ya da böyle elbette atlatılır. Ama
özellikle 'okumuş cahillerın' yol açacağı tahribat' çok zor
onarılır.
Meydan gazetesi yazarı
Gazeteci Teoman Erel
trafîk kazasmda öldü
AFVON/ANKARA (Cum-
huriyet) - Meydan gazetesi ya-
zan. gazeteci Teoman Erel.
Afyon'un Bayat ılçesi yakınla-
nndaki trafık kazasında yaşa-
mını yitirdi. Erel'in eşı Neşe,
oğlu Hasan ve baldızı Aysel Er-
gin, kazayı hafıf sıynklarla at-
lattı. Otomobılin arka koltu-
ğunda bulunan bacanağı Zül-
fikar Ergin ise. akciğerinde
meydana gelen kanama nede-
niyle ameliyat edil-
di. Erel ailesi tatil-
lerini geçirmek
üzere dün sabah
04.00 sıralannda
Ankara'dan İz-
mir'in Seferihisar
ilçesine gitmek
üzere yola çıktı.
Neşe Erel'in kul-
landığı 06 RFL 01
plakalı otomobil
Afyon'un Bayat il-
çesi yakınlannda
sollamak istediği bir kamvonet
tarafından sıkıştınlınca yol ke-
nanndakı kumlu alanda kaya-
rak devrildi.
Kazanın duyulmasından
sonra Afyon'a giden Erel'in
çahşma arkadaşlan, cenazeyi
Ankara'ya getirdiler. Erel'in
cenazesi yann saat 11,30'da ça-
lıştığı Millıyet ve Meydan ga-
zeteleri önünde yapılacak tö-
ren ve daha sonra Kocatepe
Camisi'nde kıhnacak namaz-
dan sonra Karşıyaka Mezar-
lığı'nda toprağa verilecek.
Demirerin mesajlan
Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirel. Neşe Erel, Ankara
Gazeteciler Cemiyeti Başkanı
.Nazıni Bilgin ile Meydan Ga-
zetesi Genel Yayın Yönetmenı
Rahmi Turan'a birer başsağlığı
mesajı göndererek. ûzüntüleri-
ni bildirdı.
TBMM Başkanı Hüsamet-
tin Cindoruk. Teoman Erel'ın
çalıştığı Mevdan Gazetesi An-
kara Temsılciliği'ni ziyaret
ederek başsağlığı dileğinde bu-
lundu. Cindoruk. kazadan ya-
ralı olarak kurtulan Erel'in eşi
Neşe Erel ile Rahmi Turan'a
da bırer başsağlığı mesajı gön-
derdı. Başbakan Tansu Çiller.
SHP Genel Başkanı ve Başba-
kan Yardımcısı Murat Kara-
yalçın \e Devlet Bakanı Yıldı-
nm Aktuna. ANAP Genel
Başkanı Mesut
Yılmaz, CHP Li-
deri Deniz Baykal.
DSP Genel Başka-
nı Bülent Ecevit.
DYP Genel Baş-
kan Yardımcısı
İsmail Karakuyu,
olaydan sonra
Erel'in aılesıne ve
üyesi bulunduğu
Gazeteciler Cemi-
yeti"ne birer baş-
sağlığı mesajı
gönderdiler. Türkiye Gazeteci-
ler Sendikası.Türkiye Gazete-
ciler Cemiyeti, Ankara Gazete-
ciler Cemiyeti. Türk Basın
Bırliği, Parlamento Muhabir-
leri Demeği. Türkiye İşveren-',
ler Sendikası Yönetim Ku-'
rulu'ndan yapılan açıklama-
larda da Teoman Erel'in
ölümünden duyulan üzüntü
dile getirildi.
Erel'in özgeçmişi
1940 Konya doğumlu olan
gazeteci Teoman Erel. 1960 yı-
hnda gazeteciliğe başladı. Erel
Yenigün gazetesinde istihbarat
şefi, ANKA Ajansı'nda da yö-
netici olarak görev yapü. Daha
sonra sırasıyla Günaydın, Mil-
byet. Güneş ve Bugün gazete-
lennde köşe yazarlığı yapan
Teoman Erel. Meydan gazete-
sinde "Telefaks" adlı köşesin-
de yazarhğa devam ediyordu.
Erel evli ve iki çocuk babasıy-
dı.